Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Milli Gururumuz Tayfun Blog 4 Hipersonik füzesi : Uçak Gemilerini Vurabilir mi - KENDİME YAZILARIM
Milli Gururumuz Tayfun Blog 4 Hipersonik füzesi
Türkiye’nin Hipersonik Tayfun Blok 4 Füzesi Uçak Gemilerine Karşı Etkili Midir?
Uçak gemileri ile Doğu Akdeniz'de caka satan emperyalist ülkelerin saltanatına son verecek füze Tayfun blog 4 hipersonik füzesi.
0 notes
Text
Türkiye Parasını Ödediği F-35 Savaş uçaklarını alabilir mi - KENDİME YAZILARIM
Türkiye parasını ödediği F-35 Savaş Uçaklarını Nasıl Alabilir! Ne Yapılabilir?Türkiye’nin F-35 savaş uçakları sorunu, son yıllarda sıkça konuşulan bir konu.
Ödediğimiz paralar ve alınamayan uçaklar, ABD’nin yaptırımları derken iş iyice karıştı.
Peki, Türkiye’nin bu durumda uluslararası alanda hukuku kullanarak hakkını arama şansı var mı?
ABD'ye Ödediğimiz parayı geri alabilir miyiz, yoksa uçakları mı talep etmeliyiz?
0 notes
Text
Türkiye-nin Suriye Politikası Akıl Tutulması - KENDİME YAZILARIM
Türkiye, Suriye’de Ne Yapıyor?
Türkiye, El Kaideci Ahmet Şara’yı Destekleyerek Suriye’de Ne Yapmaya Çalışıyor?
Ahmet Şara’yı Yalnız Bırakmayacağız Demek Ne Demek? Erdoğan’ın “Ahmet Şara’yı yalnız bırakmayacağız” sözü, Türkiye'nin Suriye'de HTŞ'yi mi desteklediği sorusunu gündeme taşıyor.
YPG ve İsrail’le çatışma riski, dış politika mı akıl tutulması mı? yoksa milletin gazını almak mı?
CNN Türk’te ekran yine sıcak, mikrofon yine yağlı:
Yorumcular “kırmızı çizgi” diyor, “devlet aklı” diyor, “jeopolitik zorunluluk” diyor…
Ama mevzuya gelince, ortada koca bir saçmalık var.
0 notes
Link
Sosyal medyada dolaşan "1943'te Türkiye kendi tankını üretti" iddiasının perde arkası ne? Türkiye'nin yerli tank hayali nasıl başladı, Altay Tankı ile bugün hangi noktaya gelindi? Tüm gerçekleri derledik! 👇
0 notes
Link
Türkiye'den İsrail'e yönelik sert açıklamalar yağıyor adeta! Gazze, Lübnan, İran derken... Ağır top diplomasi sahne alıyor. Fakat iş "eylem" denilen o gizemli şeye gelince... "Tık yok!" 🦗 Cırcır böcekleri sahne alıyor sanki. Peki bu durumda akla gelen soru kaçınılmaz: "Acaba bu söylemler, içeride milletin öfkesini törpülemek için mi?" Yani "gaz alma operasyonu" mu dönüyor? 🤔
0 notes
Text
Melhame i Kübra nedir - Ahmet ATAM
Melhame-i Kübra Kıyamet Savaşı:
Batı dünyasına göre Armageddon, İslam kaynaklarına göre Melhame-i Kübra,doğu ile batının nihai hesaplaşmanın kaçınılmaz kaderi mi?
Melhame-i Kübra, İslam eskatolojisinde (kıyamet ve ahiret inançları) önemli bir kavram olup, büyük bir savaş veya çatışmayı ifade eder.
Bu terim, genellikle kıyamet alametleri arasında zikredilen ve kıyametten önce meydana gelecek olan büyük savaş olarak bilinir.
Hristiyan eskatolojisindeki Armageddon kavramına benzer bir anlam taşır ve İslam kaynaklarında çeşitli hadislerde geçer.
0 notes
Text
PKK Silah Bırakır Mı - Ahmet ATAM
Yeni bir açılım süreci müzakereleri sonucu olarak PKK'nın silah bırakma ihtimali var mıdır?
Abdullah Öcalan, Kürt siyasi lideri ve PKK'nın (Kürdistan İşçi Partisi) kurucusu olarak bilinir.
Öcalan'ın ideolojisi zaman içinde evrilmiş ve çeşitli etkiler altında şekillenmiştir.
İşte bu ideolojinin temel unsurları:
0 notes
Text
Türkiye Yunanistan Adalar sorunu - Ahmet ATAM
Devlet Bahçeli, grup konuşmasında, 12 Ada gasp edilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunları ile çalınmıştır. 12 Ada’nın Türkiyesiz yaşaması tam bir hayaldir.diyor, 12 ada nasıl elden çıktı, geri alma durumu var mıdır?
0 notes
Text

Olası Türkiye İsrail Savaşı, Savaşın Seyri Ve Muhtemel Sonuçları:
İsrail'de Türkiye ile olası bir savaşta hazır olunması hakkında hükümete bir rapor sunuldu, Günümüz jeopolitiğinde Suriye ve Suriye'deki Kürtler yada İsraillin işgal ettiği yerler, Gazze Kudüs yada Mescid-i Aksa sebebi ile İsrail ve Türkiye savaşı çıkarsa tarafların müttefikleri hangi devletler olur, bu savaş nasıl cereyan eder ve nasıl sonuçlanır.
0 notes
Text

Sarıkamış Harekatı: Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Cephesi'ndeki felaketi
Sarıkamış harekatının sebepleri ve sonuçları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Cephesi'nde Rus İmparatorluğu'nun ilerlemesini durdurmak ve Kafkasya'da bir taarruz başlatmak amacıyla Sarıkamış Harekatı'nı planlar, harekatın başarılı olması durumunda, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya'nın savaştan çekilmesini sağlayabileceği ve Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkeleri Osmanlı himayesine alabileceği umulmaktadır. Sarıkamış Harekatı, I. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen bir askerî harekattır. Harekat, 22 Aralık 1914 tarihinde başladı ve 17 Ocak 1915 tarihinde sona erdi.
Sarıkamış Harekatın sebepleri:
Osmanlı İmparatorluğu, Rus İmparatorluğu'nun Doğu Cephesi'ndeki ilerlemesini durdurmak ve Kafkasya'da bir taarruz başlatmak istiyordu.
Osmanlı İmparatorluğu, Kafkasya'da bir zafer kazanırsa, Rusya'nın savaştan çekilmesini sağlayabileceğini umuyordu.
Osmanlı İmparatorluğu, Kafkasya'da bir zafer kazanırsa, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkeleri Osmanlı himayesine alabilirdi.
Sarıkamış Harekatın sonuçları:
Harekat, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir yenilgisine neden oldu.
Harekatta yaklaşık 100.000 Osmanlı askeri öldü veya kayboldu.
Harekat, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Cephesi'ndeki moralini düşürdü.
Harekat, Rusya'nın Doğu Cephesi'ndeki ilerlemesini hızlandırdı.
Harekat, Osmanlı İmparatorluğu için bir felaket oldu. Harekat, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Cephesi'ndeki gücünü ve moralini büyük ölçüde zayıflattı. Harekat, Rusya'nın Doğu Cephesi'ndeki ilerlemesini hızlandırdı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaştaki yenilgisini hızlandırdı.
Sarıkamış Harekatın bazı detayları:
Harekat, Enver Paşa tarafından planlandı ve yönetildi.
Harekata 90.000 Osmanlı askeri katıldı.
Harekat, Rus İmparatorluğu'nun 300.000 askeri tarafından karşılandı.
Harekat, Osmanlı askerlerinin Rus askerlerine göre daha az donanımlı ve eğitimli olması nedeniyle başarısız oldu.
Harekat, Osmanlı askerlerinin kış şartlarına hazırlıksız olması nedeniyle de başarısız oldu.
0 notes
Text
TCG Anadolu - Ahmet ATAM
Türkiye'nin gururu, medarı iftiharı, yerli ve milli TCG Anadolu.
TCG Anadolu Türkiye’nin ilk amfibi hücum gemisi sınıfında yer alan ve aynı zamanda hafif uçak gemisi olarak kullanılabilecek çok rollü bir deniz platformudur. Hem askeri hem de insani yardım görevlerinde kullanılmak üzere tasarlanmıştır
0 notes
Text

Çözüm süreci, nedenleri gelişimi ve sonuçları:
2013-2015 yılları arasında Türkiye’de PKK ile yürütülen çözüm süreci, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt sorununun çözümü için barışçıl yöntemlerle PKK ile müzakere ettiği bir dönemdi. Sürecin neden başladığı, nasıl geliştiği ve neden sona erdiğini aşağıda detaylı şekilde inceleyelim.
Sürecin Başlangıcı ve Nedenleri
Çözüm süreci, çeşitli siyasal, toplumsal ve güvenlik gerekçeleriyle başlamıştır:
1. Kürt Sorunu ve PKK ile Mücadele: Türkiye'de Kürt sorununu şiddet yerine siyasal yollarla çözme arayışı yıllardır gündemdeydi. 1984’ten itibaren silahlı çatışmalar ciddi insan kayıplarına ve toplumsal maliyetlere neden olmuştu.
2. Siyasi İrade: Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümeti, hem uluslararası kamuoyunun desteğini almak hem de iç siyasette Kürt seçmene hitap etmek amacıyla barış sürecine açık bir politika izledi.
3. PKK’nın ve Öcalan’ın Rolü: PKK lideri Abdullah Öcalan, 1999’dan beri İmralı’da cezaevindeydi. Öcalan, barış sürecine liderlik edebileceğini belirtmiş ve silahlı mücadelenin sona erdirilmesi için görüşmelere açık olduğunu ifade etmişti.
4. Uluslararası Dinamikler: Ortadoğu’daki değişimler (örneğin, Suriye İç Savaşı) ve Kürt hareketlerinin bölgesel etkisi, Türkiye'yi Kürt sorununun iç politikada büyümesini engellemek için bir çözüm arayışına itti.
Çözüm Sürecinin Gelişimi:
1. 2013 Nevruz Bildirisi: 21 Mart 2013’te Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’da okunan mektubu, silahlı mücadeleye son verilmesi ve müzakerelerle çözüm çağrısı içeriyordu. Bu, sürecin resmi başlangıcı olarak kabul edilir.
2. Silahların Bırakılması: PKK, Türkiye sınırları dışına çekileceğini duyurdu. 2013 yılı boyunca çatışmalar büyük öl��üde durdu.
3. Akil İnsanlar Heyeti: Toplumun farklı kesimlerini temsilen oluşturulan bu heyet, çözüm sürecine toplumsal destek kazandırmayı amaçladı ve Türkiye genelinde toplantılar yaptı.
4. Görüşmeler ve İmralı Süreci: Devlet yetkilileri, Öcalan ve HDP heyeti arasında İmralı Adası’nda görüşmeler yapıldı. Müzakerelerde, demokratik reformlar, anayasada Kürt haklarına yönelik düzenlemeler ve PKK’nın tamamen silah bırakması gibi konular ele alındı.
Çözüm Sürecinin Sona Ermesi
2015’te çözüm süreci başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
1. Suriye ve Rojava’daki Durum: Suriye İç Savaşı’nda PKK’nın uzantısı olarak görülen PYD/YPG, Türkiye'nin güvenlik politikalarıyla çelişen bir şekilde güç kazandı. Türkiye, YPG'yi bir tehdit olarak görürken PKK, Rojava’daki kazanımlarını genişletmek için süreci kendi lehine kullanmaya çalıştı.
2. Kobani Olayları (2014): Kobani’de IŞİD’e karşı YPG’nin verdiği mücadelede Türkiye’nin pasif tutumu, Kürt kamuoyunda büyük bir tepki doğurdu. Bu durum, çözüm sürecine olan güveni sarstı.
3. Çatışmaların Yeniden Başlaması (2015): 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra HDP’nin meclise güçlü bir şekilde girmesi ve AK Parti’nin tek başına hükümet kuramaması, siyasi dengeleri değiştirdi. Bu süreçte PKK’nın çeşitli saldırıları ve Türkiye’nin askeri operasyonları çatışmaları yeniden başlattı.
4. Dolmabahçe Mutabakatı: 2015 yılında taraflar arasında uzlaşmaya yönelik bir metin üzerinde anlaşılmış gibi görünse de, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu mutabakatı tanımadığını ilan etti. Bu açıklama, sürecin sonlandığını gösterdi.
5. Terör Olayları: 2015’te Suruç ve Ankara’daki terör saldırıları, Türkiye’de toplumsal güvenliği ve barış umutlarını ciddi şekilde zayıflattı.
Sonuç
Çözüm süreci, Türk siyasetinde önemli bir dönüm noktasıydı ancak hem taraflar arasındaki güvensizlik hem de bölgesel gelişmeler nedeniyle başarısız oldu. Sürecin sona ermesi, çatışmaların yeniden başlamasına ve toplumsal kutuplaşmanın artmasına yol açtı. Bugün hala bu dönemin etkileri tartışılmakta ve Kürt sorunu çözümsüz bir şekilde Türkiye gündemindeki yerini korumaktadır.
Çözüm sürecinde akil insanlar kimlerdi?
Türkiye’nin 2013 yılında başlattığı çözüm sürecinde, kamuoyunu bilgilendirmek ve sürece destek sağlamak amacıyla oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti, farklı meslek gruplarından, siyasal görüşlerden ve toplumsal kesimlerden temsilciler içeriyordu. Heyet, 7 bölgesel gruba ayrılarak çalışmalarını yürütmüştü. İşte bu heyet ve üyelerinin listesi:
Çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti’nin Bölgeleri ve Üyeleri
1. Marmara Bölgesi
Başkan: Deniz Ülke Arıboğan (Akademisyen)
Üyeler:
Kadir İnanır (Sanatçı)
Hülya Koçyiğit (Sanatçı)
Erol Göka (Psikiyatr)
Mustafa Armağan (Yazar)
Levent Korkut (Hukukçu)
Mithat Sancar (Akademisyen, daha sonra HDP Milletvekili)
Yücel Sayman (Hukukçu)
2. Ege Bölgesi
Başkan: Tarhan Erdem (Araştırmacı, gazeteci)
Üyeler:
Baskın Oran (Akademisyen)
Avni Özgürel (Gazeteci)
Hasan Karakaya (Gazeteci, Yeni Akit)
Fadime Özkan (Akademisyen)
Ahmet Gündoğdu (Memur-Sen Başkanı)
Hüseyin Yayman (Akademisyen, gazeteci)
Fuat Keyman (Akademisyen)
3. Akdeniz Bölgesi
Başkan: Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB Başkanı)
Üyeler:
Nihal Bengisu Karaca (Gazeteci)
Hayrettin Karaman (İlahiyatçı)
Öztürk Türkdoğan (İnsan Hakları Derneği Başkanı)
Lale Mansur (Sanatçı)
Erkan Mumcu (Eski Bakan)
Mahmut Arslan (HAK-İŞ Başkanı)
4. İç Anadolu Bölgesi
Başkan: Ahmet Taşgetiren (Yazar)
Üyeler:
Cemal Uşşak (Gazeteci)
Mustafa Kumlu (Türk-İş Başkanı)
Hüseyin Yayman (Akademisyen)
Orhan Gencebay (Sanatçı)
Vahap Coşkun (Akademisyen)
Abdurrahman Kurt (Eski Milletvekili)
5. Karadeniz Bölgesi
Başkan: Yusuf Şevki Hakyemez (Akademisyen)
Üyeler:
Oral Çalışlar (Gazeteci)
Şemsi Bayraktar (Ziraat Odaları Başkanı)
Vedat Bilgin (Akademisyen, daha sonra Bakan)
Hilal Kaplan (Gazeteci)
Muhsin Kızılkaya (Yazar)
Fatma Benli (Avukat)
Yılmaz Ensaroğlu (Akademisyen)
6. Doğu Anadolu Bölgesi
Başkan: Can Paker (Gazeteci, TESEV Başkanı)
Üyeler:
Hayrettin Karaman (İlahiyatçı)
Ayhan Oğan (Sosyolog)
Abdurrahman Kurt (Eski Milletvekili)
Abdurrahim Boynukalın (Gazeteci)
Zeynep Tanbay (Sanatçı)
Cemalettin Başaran (Gazeteci)
7. Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Başkan: Yılmaz Ensarioğlu (Akademisyen, İnsan Hakları Uzmanı)
Üyeler:
Gültan Kışanak (Siyasetçi)
Mehmet Metiner (Gazeteci)
Yasin Aktay (Akademisyen)
Murat Belge (Gazeteci, akademisyen)
Cengiz Çandar (Gazeteci)
Ayla Akat Ata (HDP Milletvekili)
Akil adamlar Heyetinin Görevleri
1. Toplumsal desteği artırmak için Türkiye’nin farklı bölgelerinde halkla buluşmak.
2. Kürt sorununun çözümüne dair öneriler ve görüşler toplamak.
3. Sürece yönelik olası eleştirileri ve beklentileri raporlayarak hükümete sunmak.
Heyetin çalışmaları, süreçte toplumsal katılım ve şeffaflığı artırmayı amaçlasa da eleştirilere de maruz kalmıştır. Süreç sona erdikten sonra, bu heyetin etkisi ve sürece katkısı tartışılmaya devam etmiştir.
Dolmabahçe mutabakatının maddeleri:
Dolmabahçe Mutabakatı, Türkiye'deki çözüm süreci kapsamında 28 Şubat 2015'te Dolmabahçe Sarayı’nda açıklanan bir protokoldür. Bu mutabakat, dönemin hükümeti ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti arasında yapılan görüşmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Mutabakatın amacı, Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için demokratik adımlar atılması ve çatışmaların sona erdirilmesiydi.
Dolmabahçe Mutabakatı’nın 10 maddesi şu şekildeydi:
1. Demokratik siyaset tanımı ve içeriği: Demokratik siyasetin tanımının yapılması ve bu alandaki engellerin kaldırılması.
2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutları: Çözüm sürecinin hem ulusal hem de yerel düzeydeki etkilerinin ele alınması.
3. Özgür vatandaşlık tanımı ve içeriği: Vatandaşların hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi.
4. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal ve demokratik güvencelere kavuşturulması: Kadın hakları, kültürel haklar ve çevre sorunlarının çözümüne yönelik düzenlemeler yapılması.
5. Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi: Türkiye’deki farklı kimliklerin tanınması ve bu konuda çoğulcu bir yaklaşım benimsenmesi.
6. Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütler çerçevesinde tanımlanması: Demokratik cumhuriyet ve ortak vatan anlayışının somutlaştırılması.
7. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa: Yeni bir anayasanın hazırlanmasıyla demokratik dönüşümün güvence altına alınması.
8. Çözüm sürecinin güvenlik ve özgürlük dengesini gözeterek ilerletilmesi: Çatışmasızlığın devamı ve güvenliğin sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması.
9. Sosyal ve ekonomik boyutlarıyla yüzleşme ve hakikatleri araştırma komisyonlarının kurulması: Geçmişte yaşanan olayların araştırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi.
10. Silahların bırakılması ve demokratik siyaset için uygun zemin oluşturulması: PKK’nin silah bırakması ve çözüm sürecinin demokratik temeller üzerinde ilerlemesi.
Ancak bu mutabakat, kısa süre sonra tartışmalı hale gelmiş ve uygulanamadan süreç sona ermiştir. 2015 yılının Temmuz ayında çatışmalar yeniden başlamış ve çözüm süreci tamamen sonlanmıştır. Dolmabahçe Mutabakatı, çözüm süreci açısından önemli bir dönüm noktası olarak hafızalarda kalmıştır.
Erdoğan'ın Dolmabahçe mutabakatını tanımama nedenleri nelerdir?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat 2015’te açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı'nı tanımadığını Mart 2015’te açık bir şekilde ifade etti. Erdoğan'ın bu mutabakatı reddetmesinin ve sürecin sona ermesine yönelik tutumunun birkaç temel gerekçesi vardı:
1. "Devlet ile terör örgütü aynı masaya oturmaz" yaklaşımı
Erdoğan, mutabakatın kamuoyuna açıklanma şekline ve sembolik olarak hükümet temsilcilerinin HDP heyetiyle birlikte oturmasına tepki gösterdi. “Devletin terör örgütüyle aynı masaya oturması” imajının kamuoyunda yanlış algılara yol açabileceğini savundu. Erdoğan, bu sürecin sadece hükümetin kontrolünde ilerlemesi gerektiğini ve meşru devletin terörle eşit düzeyde gösterilmemesi gerektiğini belirtti.
2. Silah bırakma çağrısının yetersiz bulunması
Mutabakatın temel unsurlarından biri olan PKK’nin silah bırakma çağrısı konusunda somut adımlar atılmadığına inanıyordu. Erdoğan, silah bırakma çağrısının açık ve net bir şekilde yapılmadığını ve PKK’nin bu konuda güven vermediğini dile getirdi. Bu durum, sürecin ilerleyememesinin önemli bir nedeni olarak görüldü.
3. Milli iradeye vurgu
Erdoğan, mutabakatın kamuoyuna yansımasından sonra “Milli irade her şeyin üzerindedir” diyerek bu tür anlaşmaların halk tarafından tam destek alması gerektiğini ifade etti. HDP’nin bu süreçte kendini devletin eşit bir muhatabı olarak göstermesini eleştirdi ve mutabakatın içeriğini Türkiye’nin üniter yapısını tehdit edebilecek bir hamle olarak yorumladı.
4. Seçim sürecinin etkisi
2015 yılında, Haziran seçimleri yaklaşıyordu. HDP’nin çözüm sürecindeki rolü nedeniyle artan kamuoyu desteği, Erdoğan ve AK Parti için siyasi bir risk olarak değerlendirildi. Dolmabahçe Mutabakatı’nın bu dönemde HDP’nin lehine kullanılacağı düşünülerek eleştirildi. Bu durum, Erdoğan’ın çözüm sürecinden uzaklaşmasına ve milliyetçi tabanın desteğini kazanmaya yönelik adımlar atmasına yol açtı.
5. Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) etkisi
Erdoğan, çözüm sürecinde Dolmabahçe Mutabakatı’nın MGK’da tartışılmadığını ve bir devlet politikası olarak benimsenmediğini söyledi. Sürecin “millilikten uzaklaşarak” farklı noktalara taşındığını düşündüğünü belirtti. Ayrıca mutabakatın "devletin onayı olmadan" hükümetin bazı aktörleriyle yapılmış bir metin olduğu imasında bulundu.
6. Terör örgütünün tutumuna duyulan güvensizlik
PKK’nın çatışmasızlık sürecinde şehir yapılanmalarını güçlendirdiği ve silahlı faaliyetlerine ara vermediği gerekçesiyle güven ortamı sarsıldı. Erdoğan, çözüm sürecinin samimiyetle yürütülemediğini ve mutabakatın uygulanabilir olmadığını düşündü.
Sonuç
Dolmabahçe Mutabakatı'nın ardından Erdoğan’ın bu açıklamalarıyla çözüm süreci resmen olmasa da fiilen sona erdi. Bu durum, 2015 yazında artan çatışmalar ve terör olaylarıyla birlikte çatışmasızlık sürecinin tamamen bitmesine yol açtı. Erdoğan'ın bu tutumu, hem uluslararası kamuoyunda hem de Türkiye'de çözüm sürecine dair farklı yorumlara neden oldu. Bazı kesimler bunu bir strateji değişikliği olarak görürken, diğerleri sürecin baştan itibaren kalıcı bir çözüm üretme kapasitesine sahip olmadığını savundu.
0 notes
Text
Kürt isyanları: Ağrı isyanı - Ahmet ATAM
Kürt isyanları Ağrı dağı isyanı sebepleri ve sonuçları:
1930 yılında gerçekleşen Ağrı Dağı İsyanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin erken döneminde yaşanan en önemli Kürt ayaklanmalarından biridir. Bu isyanın kökleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki merkeziyetçi politikalar ve Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra uygulanan ulus-devlet modeli çerçevesinde Kürt kimliğinin bastırılmasına dayanır. Ağrı İsyanının nedenleri ve sonuçları şöyle özetlenebilir:
Ağrı İsyanı: Ayrıntılı Bir Bakış
1 note
·
View note
Text
Şeyh Sait İsyanı - Ahmet ATAM
Şeyh Sait İsyanı: Sebepleri, gelişimi ve sonuçları:
Şeyh Sait İsyanı (1925), Cumhuriyet döneminin en önemli ayaklanmalarından biridir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde karşılaştığı en ciddi iç tehditlerden biri olarak değerlendirilir. Ayaklanma, hem dini hem de etnik nedenlerden kaynaklanan, birçok faktörün birleşmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir olaydır. İşte isyanın nedenleri, gelişimi ve sonuçları:
Şeyh Sait İsyanı Nedenleri
0 notes
Text
Dersim isyanı - Ahmet ATAM
Dersim İsyanı, Sebebi, Gelişmesi ve Sonuçları:
Dersim'de (Tuncel) gerçekte ne oldu, Dersim İsyanı, 1937-1938 yıllarında Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesindeki Tunceli ilinde (o dönemdeki adıyla Dersim) yaşanan bir isyandır. Genç Türkiye Cumhuriyeti Musul sorunu çözmek için hazırlıklar yapmaktadır,
0 notes
Text
Kürt Sorununa Kalıcı Çözüm: Federasyon Mu? - Ahmet ATAM
Orta Doğu'da Değişen Dinamikler ve Türkiye'nin Kürt Politikası
0 notes
Text
ASELSAN'dan TUSAŞ'a: Türkiye'nin Savunma Devi Şirketleri - Ahmet ATAM
Defense News Top 100" listesi, her yıl dünyanın en büyük savunma şirketlerini sıralıyor. Bu listede Türkiye'den birçok şirket yer alıyor ve her geçen yıl bu sayı artıyor. 2023 yılında listede yer alan başlıca Türk şirketle
0 notes