sendegidersensimdii

[sendegidersensimdii]

yours

[sendegidersensimdii]

[sendegidersensimdii]

[sendegidersensimdii]

Yüzünü görmek istemesen bile kalbin ona ait

[sendegidersensimdii]

Zaten sen her zaman “az sonra gidecek” gibiydin.

[sendegidersensimdii]

İnandığım her şeyin yalan olduğunu gösterdin bana. Unutur muyum seni.

[sendegidersensimdii]

Seni sevmek kendime yaptığım en büyük hataydı*

[sendegidersensimdii]

[sendegidersensimdii]

[sendegidersensimdii]

Maalesef bu dünya; İyi olanların değil, iyi oynayanların dünyası…

[sendegidersensimdii]

Yaşanırken anlamadım ama şimdi bakınca kendime diyorum ki sen bu kadar şeye nasıl sabrettin.

[sendegidersensimdii]

Sarılmak çok başka güzellikte bir şey çünkü kalbinin o kadar yakınına gelmesine izin verdiğin birinden kötülük bekleyemezsin.

[sendegidersensimdii]

İçim sana güz gibiyken, buz gibi durmayı da senden öğrendim.

[sendegidersensimdii]

Fark ediyorum ki, bunca zaman, ne arkadaşın, ne sevgilin, ne de hiçbir şeyin oldum ben..

[sendegidersensimdii]

Bazen bir boşluğa düşüyorum. Güzel günlerin bir daha gelemeyeceğini hissediyorum. Yapılan tüm çabalar neden diye soruyorum kendime. Bu durumdayken her şey anlamını yitiriyor.

[sendegidersensimdii]

Çinli bir şairin de dediği gibi: “İnsan boş bir tüfektir ama bakarsın birgün patlar…“

[sendegidersensimdii]

Neye ihtiyacım olduğunu bilmeyecek kadar bıkmış durumdayım. Ne iyi gelir bilmiyorum, neyi değiştirmeliyim bilmiyorum. Tek bildiğim bu boşluk hissi canımı çok sıkıyor.