#Minotor Kitap
Explore tagged Tumblr posts
dipnotski · 1 month ago
Text
Patrick J. Geary – Fransa ve Almanya’dan Önce (2025)
Patrick J. Geary’nin bu kitabı, günümüz Fransa ve Almanya’sının kökenlerini oluşturan Merovenj dünyasının karmaşık ve dinamik yapısını inceliyor. ‘Fransa ve Almanya’dan Önce: Merovenj Dünyasının Yaratılışı ve Dönüşümü’ (‘Before France and Germany: The Creation and Transformation of the Merovingian World’), 5. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar süren bu dönemi, basit bir “karanlık çağ” veya Roma…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ustkattan · 3 years ago
Text
yoldaş -siyasi aidiyet üzerine bir deneme-, jodi dean (çev. ali karatay, minotor kitap)
0 notes
mimzedall · 6 years ago
Text
Hüznün Fiziği [Georgi Gospodinov]
Tumblr media
Hüznün Fiziği, pek de roman gibi değil. Arka kapağındaki “labirent roman” ibaresinden anlamam gerekiyordu. Anlatıcının herhangi bir şey anlatmadan her şeyi anlattığı türün adı “labirent roman” mı acaba? Olabilir. Burada da anlatıcı bir mevzu olmaksızın her mevzuyu detaylandırmış. Çocukluğuna gitmiş, gençliğine gitmiş, yaşlanmış. Çocukluk döneminde okuduğu mitoloji kitabından kendisini çok etkileyen bir karakter olan Minotor ile epeyce yakınlık kurmuş. Dedesiyle özdeşleştirmiş kendini, öyle ki, onun vücudunda olduğunu hayal etmiş bir süre. Roman olmaya karar verseymiş kitap, insanların vücuduna girip geçmişlerine seyahat eden; ya da daha doğrusu geçmiş miraslarını bir bütün olarak alarak geleceklerine seyahat eden bir insanın romanı olacakmış. Olmamış. Sosyalizm dönemi Bulgaristan olmuş, o dönemde yaşayan bir çocuk olmuş. Bir bodrum katında yaşayan ve yalnızlığını hayat kurarak –bazen de korkarak- geçiştiren bir çocuk. Bir genç, bir ihtiyar, yarı boğa yarı insan bir ucube, bir sinek… Kitabın bir yerinde itiraf edermiş gibi “Çizgisel bir öykü sunamıyorum” demiş kendi ağzıyla. “Çünkü hiçbir labirent ve hiçbir öykü çizgisel değildir.”
Tumblr media
Bir rüyasını anlatmış olabilir, Gospodinov. “Belki anlatılan tüm rüyalar, o zamanlar dört yaşında olan Aya’dan duyduğum, basitliğiyle insanı tedirgin eden o aydınlatıcı kilit cümleyle başlamalı: Rüyamda uyumadığımı gördüm.” Bir öykü anlatmış da olabilir: “Öykü anlatmak Kıyamet Günü’nün parçasıdır çünkü insanların anlamasını sağlar. Fakat anlamanın ne işe yaradığı belirsiz.” Hırsızlıklarını bize sunmuş da olabilir, pekala. “Yazarlar asla masum değildir. Saksağanlar gibi hırsızdırlar.” İlgi alanlarıyla ilgili karalamalarını iş olsun diye okuyucuya sunmuş da olabilir: “Geçmiş, hüzün ve edebiyat, beni sadece ağırlığı olmayan bu üç balina ilgilendiriyor.” Yaşlanma korkusunu anlatarak yenmeye çalışmış olma ihtimali de var: “Yaşlanmanın bir tür grameri var. Çocukluk ve gençlik fiillerle doludur. Yerinde duramazsın. İçindeki her şey büyür, fokurdar, gelişir. Sonra zamanla fiillerin yerini orta yaşın isimleri alır. Çocuklar, arabalar, ofis, ev –somut isimlerin somut şeyleri. Yaşlanmak sıfattır. Yaşlılığın sıfatlarına giriş yaparız -yavaş, uçsuz bucaksız, puslu, soğuk, cam gibi saydam. Yaşlanmanın matematiği de vardır, basit küme teorisi. Geçen yıllarla birlikte dünyanın oranının değiştiririz. Bizden daha genç olanların sayısı gittikçe artar, daha yaşlı olanların sayısıysa tehditkâr biçimde azalır.” Ne anlatmışsa artık kendinden çıktı, okuyucuya mal oldu. Ben de bir vesile ile aldım okudum. Roman zannıyla aldım, eve getirdim labirent roman çıktı. Koridorlarında kaybolmadım desem yalan söylemiş olurum. Georgi Gospodinov’un 2015’te yazdığı bu eserini Bulgarcadan çeviren Hasine Şen Karadeniz olmuş, Metis Yayınları da basmış. Read the full article
0 notes
dipnotski · 2 months ago
Text
Nick Midgley – Anna Freud’u Okumak (2025)
Nick Midgley’nin bu kitabı, psikanalizin öncü isimlerinden Anna Freud’un düşünce dünyasına kapsamlı bir giriş sunan ve onun Sigmund Freud’un kuramına yaptığı özgün katkıları detaylı bir şekilde inceliyor. ‘Anna Freud’u Okumak’ (‘Reading Anna Freud’), Anna Freud’un çocuk psikanalizi alanındaki çığır açan çalışmalarını, ego psikolojisine yaptığı önemli katkıları ve psikanalitik düşüncenin pedagoji…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 3 months ago
Text
Susan Bassnett – Çeviribilim (2025)
Susan Bassnett’in ‘Çeviribilim’ (‘Translation Studies’) adlı kitabı, çeviri çalışmalarının evrimini ve çeviriye dair farklı yaklaşımları inceleyen bir eserdir. Bassnett, çevirinin sadece dilsel bir aktarım olmadığını, aynı zamanda kültürel, politik ve sosyal bir süreç olduğunu savunur. Kitapta, çeviriye dair geleneksel yaklaşımlardan postmodern yaklaşımlara kadar geniş bir yelpazede farklı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 3 months ago
Text
Rebecca Solnit – Yol Aşkı: Yürümenin Tarihi (2025)
Rebecca Solnit’in ‘Yol Aşkı: Yürümenin Tarihi’ (‘Wanderlust: A History of Walking’) adlı eseri, yürümenin insan deneyimindeki derin ve çeşitli rolünü keşfeden kapsamlı bir inceleme. Kitap, yürümenin fiziksel bir aktiviteden çok daha fazlası olduğunu, aynı zamanda düşünce, yaratıcılık, sosyal etkileşim ve politik eylemle iç içe geçmiş bir eylem olduğunu savunuyor. Solnit, yürümenin tarih boyunca…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 6 months ago
Text
Kolektif – Zaman ve Mekân (2024)
Çağlar boyunca insan, hayatını sürdürdüğü mekânlara ait, hem kendisiyle ilgili hem kendisi dışındaki olaylar karşısında hissettiği acziyetin üstesinden, dehşetini meraka dönüştürme kabiliyetiyle gelmeye çalışmıştır. O âna kadar kendisinde çaresizlik uyandıran bilinmezlikle tefekkürle ilişki kurmanın bir yolunu bulmaya, varoluşunu sürdürmeye uğraşmıştır. Doğanın, kendisine ve yaşam alanlarına…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 8 months ago
Text
Kolektif – Travma ve Kayıp (2024)
Bağlanma kuramının kurucusu John Bowlby, yaşamı boyunca görüşlerine karşı oluşan güçlü muhalefet nedeniyle istediği gibi yayın yapamadı. Robbie Duschinsky ve Kate White’ın titiz çalışmasıyla ortaya konan bu kitap, Wellcome Koleksiyonu’ndaki John Bowlby Arşivi’nden bazı tamamlanmış ve tamamlanmaya yakın çalışmaları gün ışığına çıkarıyor ve alana dair önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Bu geniş…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 8 months ago
Text
Lauren Berlant – Zalim İyimserlik (2024)
Tüm bağlılıklar iyimserdir ancak arzu ettiğiniz şey aslında gelişmenizin önünde engel oluşturduğunda zalim bir iyimserlik ilişkisi ortaya çıkar. Bugünü kavramanın cesur yeni yollarını sunan Lauren Berlant ‘Zalim İyimserlik’ kitabında tutkuyla bağlı olduğumuz, arzuladığımız şeyleri sorgulamamızı sağlıyor: aşk, politika, aile, erdemli yeni yıl kararları… Liberal-kapitalist sistemlerin bireylere…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 9 months ago
Text
Angela Saini – Üsttekiler (2024)
Binlerce yıldır, egemen toplumların içten içe kendilerinin en iyisi olduğuna inanmak gibi bir alışkanlığı var; güçleri arttıkça da bu gücü yalnızca kültürel değil, aynı zamanda doğal bir unsurmuş gibi sunuyorlar. İktidarın ırk fikrini nasıl şekillendirdiğini gördüğünüzde onun anlamını da kavramaya başlıyorsunuz. Yirmi birinci yüzyılda, bilimsel ırkçılığı geride bıraktığımıza, çoğu insanın ırkın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 9 months ago
Text
Hakan Kızıltan – Türkiye Psikanaliz Tarihi (2024)
Psikanaliz yüz yılı aşkın tarihi boyunca, insan ruhsallığına dair evrensel bir kuram ve tedavi yöntemi olma iddiasına koşut biçimde dünyanın hemen her coğrafyasına yayılıp kurumsallaştı. Nitekim Türkiye’de psikanalizin oldukça uzun sayılabilecek bir geçmişi vardır. Osmanlı’nın geç döneminde, yirminci yüzyılın başlarında ilk kez Türkiye coğrafyasına giren psikanalizin gelişimi erken Cumhuriyet…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 10 months ago
Text
Howard L. Kaye – Toplumsal ve Kültürel Kuramcı Olarak Freud (2024)
Bu kitap Freud’u bir tıp insanı olarak değil, her zaman olmayı arzuladığı bir toplumsal kuramcı ve filozof olarak ele alıyor ve onun çalışmalarını bu gözle okumaya dayanan yeni bir bakış açısı öneriyor. Howard L. Kaye Freud’un nevrozlar üzerine yazdığı ilk denemelerden başlayıp rüyalar ve cinsellik üzerine yazılarından geçerek sanat, din ve kültürün dinamikleri hakkındaki geniş kapsamlı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 1 year ago
Text
Rebecca Solnit – Orwell’in Gülleri (2024)
Rebecca Solnit, Orwell’in 1936’da diktiği güllerin hikâyesinden yola çıkarak onun hayatının gözden kaçan yönlerini irdeliyor. Orwell’in yeryüzünden, havadan, nergislerden, kirpilerden, güllerden ve bahçıvanlıktan büyük keyif alabildiğini ve bu keyfin onun siyasi vizyonuna içkin olduğunu gösteriyor. Solnit şaşırtıcı ve ezber bozan bağlantılar kurma konusundaki becerisiyle Orwell’i anlatırken,…
0 notes
dipnotski · 1 year ago
Text
Stuart Jeffries – Büyük Uçurum Oteli (2024)
Yirminci yüzyılın en heybetli entelektüel hareketlerinden biri olan Frankfurt Okulu’nun tarihi hakkında harika bir çalışma. 1923 yılında bir grup entelektüel modern dünyanın işleyişini çözümlemek, kapitalist sistemin eleştirisini yapmak üzere Frankfurt’ta bir araya geldi. Sonraları Frankfurt Okulu olarak anılacak Marksist Araştırma Enstitüsü kurulduğu andan itibaren reel siyasete mesafeli, siyasi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 1 year ago
Text
Ernst Kris, Otto Kurz – Sanatçı İmgesinin Oluşumu (2024)
Estetiğin psikolojisi ve sanatsal yaratımla ilgilenen herkes bu kitabı okumalı. Ernst Kris ile Otto Kurz, dünya çapındaki kültürlerdeki sanatçı efsanesi ile Gombrich’in bir giriş makalesinde sanatçı için “belirli değişmez özellikler” olarak adlandırdığı şeyler arasındaki bağlantıları inceliyor. Kitap eski ve modern, Doğu ve Batı sanatçılar hakkındaki çeşitli efsaneleri ve tutumları bir araya…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dipnotski · 1 year ago
Text
Manon Garcia – İtaat Etme (2024)
En bağımsız, en feminist kadınlar bile erkeklerin fethedici bakışlarını üzerlerinde görmeyi sevdiklerini, kendilerini partnerlerinin kollarına bırakmayı arzuladıklarını veya günlük ev işlerini güya daha tatmin edici başka faaliyetlere tercih ettiklerini büyük bir şaşkınlıkla fark ederler. Peki, bu arzular ve tercihler bağımsızlıklarıyla çelişir mi? Kendilerinden önce gelen, asırların feminist…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes