Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
HİKAYE 25
İşten erken çıkmıştım eve otobüsle geliyordum o güne mi denk geldi bilmiyorum o saatte otobüs tıklım tıklımdı anlayamadım. Arkamda da bizim yan komşumuzun oğlu Erkan vardı onunla biraz muhabbet ettikten sonra o arkama geçmişti bana yol verir gibi. Benimde üstümde biraz mini kumaş bir etek vardı bilseydim böyle olacağını pantolon giyerdim ama olan oldu. Erkan arkamdaydı benim dolgun götüm onun yarağına değiyordu. Onun bu kadar büyük bir yarağı olduğunu bilmiyordum. Giderken otobüs daha da yolcu almaya başladı. Bu bana tamamen yapışmıştı genç olmasına rağmen çok hınzırdı yavaştan götümü ellemeye başladı. Ben dönüp bakış attım aslında hoşuma da gidiyordu ama yan komşumun oğluydu. Hadi tamam dedim döndüm önüme tekrardan ellemeye başladı. Bende bu sefer bişey yapmadım çünkü devam ediyordu. Bense ona göre büyüktüm böyle bişey yapması doğru değildi. Bende buna nasıl izin verdiğimi anlamıyorum ama oldu bi kere Erkan cesaretlenmiş ki daha sert sıkmaya mıncıklamaya başladı. Bu biraz sinirimi bozmuştu ama bişey diyemiyordum. Vücudumu döndürmeye çalıştım çok kalabalıktı döndürseydim götüm başka erkeklerin önüne geliyordu hiç olmazsa bu tanıdık diye durdum bişey yapamaz diye yaptıklarına müsaade ediyordum ki baktım Erkan'ın eli çıplak baldırlarımda geziniyordu.
Bu beni çok azdırdı yukarı çıkmasın diye dua ediyordum sesimi de çıkartamıyordum çünkü hem Erkan'ın hemde benim adım çıkar. Neyse benim biraz daha baldırlarımda devam etti sonra eli yukarı doğru çıkmaya başladı çok zevke gelmiştim içimdeki külotu aşağı indirmeye çalıştı. Götüm büyük olduğundan Erkan'ın işi uzun sürüyordu. Ben külotu tuttum önden bi bayan beni gördü karnım ağrıyor gibi yaptım fark etmedi. Ama elimi bırakmak zorunda kaldım Erkan külotu aşağı çekti ahh Erkan'ım o şekilde önüne sunulmuş lezzetli bir yemek gibiydim. Kocaman götüm onun elleriyle yoğruluyordu ben bir kere boşalmıştım. Erkan elini çekti herhalde boşalmamdan korktu. Ben tam ohh dedim bıraktı galiba ama sonra ellerinin eteğimin üstünden istemsiz temaslarını hissettim ve bir fermuar sesi geldi. Eyvah dedim 2 saniye sonra yarrağını götümde gezinirken hissettim Erkan 18 yaşındaydı bense 24 kendimi siktiremezdim ama canım çok istiyordu. Amım ateş gibi yanıyordu Erkan yarrağını amıma sürtmeye başladı. Kafamı çevirip kulağına amıma olmaz sakın dedim. Erkan onunla konuştuğumu görünce şaşırdı ve yanıt verdi tamam yavrumm sen merak etme diyordu.
Onların evine gittim bi kaç kez çok sessiz bi çocuktu burda ortada götüm söz konusu olunca çok cesaretlenmişti heralde ama yarrağını hala amımda gezdiriyordu. Tekrar döndüm Erkan ne olur yapma amıma girme ben evlenecem kocam olacak dedim. Götümü sik ne olur Erkan'a beni götümden sikmesi için yalvarıyordum. Olamaz böyle bişey oda tamam karıcım kocan ben olurum o zaman dedi. Erkan ne olur koca götüm neyine yetmiyo dedim. Oda tamam dedi. İlk olarak hiç yarak görmemiş götüme yarağını dayadı ama yarrağı gerçekten büyüktü girmiyordu sonra eliyle açtırmaya çalıştı ilk olarak 1 parmak soktu sonra 2 ve 3 oldu. Götüm sanki delinmişti çok acıyordu ama bağıramıyordum bile ben ise şimdi yarrağı bekliyordum. Göt deliğim bayağı açılmıştı sonra yarağı dayadı götüme artık onundum benden 6 yaş küçük birinindim çok acı verici ve bir hamleyle soktu benden bi ahh sesi geldi otobüste kimse duymadı. Ama Erkan duymuştu ve kulağıma eğilerek Nilay ablacım bu zevk çok güzelde dedi az kalsın beni ele veriyordun şimdi senin cezanı vericem dedi. Bende daha ne yapabilir sikti zaten beni dedim ve anlamadan eli amıma gitmişti amımı parmaklıyordu ve iyice açtırdı amımı ben yapma dedim ne olur lütfen ama dinlemedi. Oda çok mutlu olmuştur kendinden 6 yaş büyük birini ve bu kadar güzel birini siktiğine sonra amıma giriverdi. Buda ilk başta acıdı ama sonradan yerini zevke bıraktı arabada ileri geri git gel yapıyordum beni belimden kavradı durduğun yerde dur anlaşılacak dedi. Bende tamam kocacım dedim. Artık kocam oydu bu olayların hepsi 20 dk. içinde olmuştu. 20 dk. içinde Erkan'a hem amımı hem götümü vermiştim. Sonra çıkardı yarağını ve ineceğimiz yere geldik. Ben apartmana girdim o dışarıdaydı asansöre bindim ve koşa koşa oda geldi benimle bindi. Neden yaptın bunu diye sordum oda daha bişey yapmadım dedi asansörü stopladı. Çok güçlüydü ellerimden tuttu ve bi çakı çıkardı seni burada keserim kimse duymaz dedi. Burda bir posta daha sikecem seni 24 lük güzelim dedi. Bende korkarak tamam dedim ama daha yeni siktiğinden dolayı çok acıyordu amım oda banane dedi biraz daha acısın dedi ve eteğimi yırttı eve nasıl girecektim bilmiyorum sadece aşağı sıyrılmış kilotla karşısındaydım. Amım gözlerinin önündeydi eğilip yalamaya başladı zonklayan amımı, sonra kalktı beni aynaya döndürdü ve arkadan amıma girmeye başladı bende 2 kez daha boşaldım asansörde tamamen soydu beni memelerimi yaladı. Sonra biri asansörü çağırdı telaşla giyinmeye başladım Erkan bırakmıyordu hala, eteğim zaten yoktu sadece bezi amımın üstüne koyuyordum o arada arkadan götümü okşuyordu ve asansörü stoplayıp bizim kata çıktık ben evime girdim oda evine gitti. Ben hala baba evinde kalıyordum annem bu hal ne ne oldu böyle dedi eteğin neden yok dedi bende anne asansöre takıldı falan dedim yuttular.
Sonra odama geçtim kapıyı kilitledim giyinmedim. Sonra benim annemler Erkan'ın annesine oturmaya gidecekmiş gittiler ve evde yalnız kaldım. Sonra Erkan bizim eve geldi kapıyı çaldı açmadım sonra aradı telden bişey yapmıcam Nilay abla sadece özür dilemeye geldim dedi bende kapıyı açtım. İçeri girdi üstümü giyinmedim bile o kadar olaylardan sora görse ne olacak dedim. Sonra bacaklarımı okşamaya başladı bende hani bişey yapmıcaktın dedim oda son kez dedi olmaz dedim zorla aldı beni külotumu çıkardı ve kafam yatağa gelecek şekilde domalttı götüme girdi. Artık bende bıraktım tek cinsel yaşantım sadece Erkan'la olsun dedim ve içimden çıktı yarağını yalamaya başladım o günden sonra hep bize gelmesini söyledim artık kendimden 6 yaş küçük bi kocam var
74 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 24
Eşimin teyzesinin bekar bir kızı var. Kız çok güzel, daha 20 yaşında ve bir bankada çalışıyor. Üniversite mezunları giremezken, bu kız lise mezunu olduğu halde nasıl yaptı etti bir bankaya işe girmeyi başardı, uzun süre kafam almamıştı. Aradan bayağı zaman geçti, 2 yıl falan. Benim bankalık işim olduğu zaman bu kızın çalıştığı banka şubesine gidiyordum hep. Arada akrabalık var ya, bekletmeden işlerimi hemen hallediyordu.
Bir gün akşam üzeri arabamla tesadüfen bankanın önünden geçmem gerekiyordu. Tam bankanın önüne yaklaştım, bunun da mesaisi bitmiş, bankadan çıktı. Onu arabama alıp evlerine bırakmayı düşünürken, o önümdeki taksiye bindi. Şaşırdım, çünkü evleri çok yakın, minibüs tam önünden geçiyor. Sonuçta 1-2 TL’ye minibüsle gitmek varken taksiye niye bindi diye düşündüm ve bindiği taksiyi takip ettim. 3 veya 4 kilometre sonra bir yol ağzında taksiden indi, hemen orada bekleyen lüks bir özel araca doğru yürüdü. Cep telefonumla arabaya binerken resmini çektim ve aracın plakasını aldım. Yakın takip peşlerindeyim. Bindiği aracın içindeki şahıs, çalıştığı bankanın şube müdürü. (Sonradan öğrendim, onu bankaya işe alan müdürmüş!) O araçta bankanın müdürlere tahsis ettiği araç.
Sonunda takibin sonu geldi, müdür bunu Tuzlada yazlık evlerin bulunduğu site gibi biryere getirdi. Ben arabayı dışarı park ettim. Bunlar sitenin içine park ettiler ve bir eve girdiler. Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra ben de siteye girdim. Onların girdikleri evin etrafında dolanıyorum. Perdesi aralık kalmış bir odanın camından içeri bakıp birşeyler görmeye çalışıyorum, sadece salonu görebiliyorum. İçerden sesler gülüşmeler falan geliyor ama birşey göremiyorum. Bir müddet sonra perdesi aralık odanın önünden müdür geçti, adamın üzerinde sadece donu vardı. 2 dakika sonra peşinden kız külot ve sütyenle geçti. Mutfağa geçtikleri belliydi. Sonra sarmaş dolaş salona geçtiler ve üzerilerinde kalan son parçaları da çıkardılar. Çırıl çıplak öpüşürlerken birkaç resim çektim. Sonra yatakodasına geçtiklerini sanıyorum, göremiyordum fakat gelen seslere bakılırsa içeride müdürle o biçim sikişiyorlardı. Ordan uzaklaştım, bakkaldan 4 tane bira aldım, evden çıkmalarını beklerken arabamın içinde içiyorum.
1 saat falan sonra evden çıktılar. Müdürün arabasına yaklaşırlarken çaktırmadan bir kez daha ikisini birlikte resimlerini çektim ve sonra arabamdan indim ve kıza kendimi gösterdim. Bunda renk beniz attı, bir iki saniyeliğine dondu kaldı. Müdür aracın kapısını açtı, arabaya bindiler ve gittiler. Ben takibi bıraktım, nasıl olsa göreceğimi gördüm ve resimlerini çektim. Aradan 4 gün geçti, bankada bir işim varmış gibi kızın yanına gittim. Kız beni görünce şaşırdı, kızardı ve bir an dili tutuldu. Kendine geldiğinde, “Erkan abi, hoşgeldin, buyur işlem mi yaptıracaktın?” diyebildi. Ben de, “Hayır, öylesine uğradım, akşama çıkışta görüşelim, seninle konuşacaklarım var.” dedim. Kız ne desin, mecbur “Tamam abi.” dedi. Bankadan ayrıldım.
Akşam bankanın önünde arabayla bekliyorum. Saat 18:30 da çıktı bu, geldi bindi arabama. Hiç konuşmadan sahile doğru sürdüm arabayı. Yolda bakkaldan 8 tane bira aldım, sonra çektim arabayı sahilde ıssız bir yere. Birer bira açtım ikimize, birer de sigara yaktık. Bizim kız süt dökmüş kedi gibi, ağzını bıçak açmıyor. “Eeee anlat bakalım, müdürle aranızdaki ilişkiyi!” dedim. Bu önce kem küm etti, “Aramızda birşey yok, müdür bey bazı dosyaları yazlığına götürmüş, valla aylık bilançolara baktık çıktık sadece.” dedi. “Hiç boşuna yalan söyleme! Kızım bu gözler herşeyi gördü!” dedim. Sonunda itiraf etmeye başladı, ve “Bu bana torpil yaptı da, beni bankaya aldırdı da, ona borçlu kaldım da, benimle olmak isteyince kıramadım da, mecbur kaldığım için yaptım da…” gibi mazaretler anlattı.
“Peki ben bunları sizinkilere anlatırsam halin ne olur?” dedim. “İnkar ederim!” dedi. “Çektiğim resimleri de mi inkar edersin?” deyince morardı, sustu kaldı, sonra ağlamaya başladı. Ardından, “Nolur Erkan abi, bizimkilere anlatma, ne istersen yaparım!” diye yalvarmaya başladı. Fermuarımı açtım, sikimi çıkardım ve “Hadi yala bakalım!” dedim. Ağladı, “Yapamam!” dedi. Buna bir tokat çaktım, saçlarından tuttum kafasını sikime bastırdım, “Yala!” dedim. Bu ağlaya ağlaya sikimi ağzına aldı ve yalamaya başladı. Çok geçmeden bunun ağzının içine boşaldım ve döllerimi zorla yutturdum. Kağıt mendille bunun ağzını yüzünü sildikten sonra, bir bira verdim buna, birde sigara yaktım verdim. “Bak kızım, ağlayacak sızlayacak bir durum yok ortada, kiminle sikişirsen sikiş, beni ilgilendirmez, merak etme kimseye anlatmam, yeter ki benim de gönlümü et! Anlaştık mı?” deyince ağlamayı kesti ve “Anlaştık.” dedi. Bu konuşmamdan sonra az da olsa rahatlamıştı.
Birası ve sigarası bittikten sonra gömleğinin düğmelerini açtım ve biraz göğüslerini okşadım. Sonra, “Arka koltuğa geç bakalım!” dedim. Hiç itiraz etmeden geçti arkaya. Ben de yanına geçtim. Eteğini yukarı toplayıp, bacağından külodunu çektim çıkardım. Bacaklarını ayırıp bunun amcığını bir güzel yaladım. Amını yalamam bayağı hoşuna gitti, zevkten inlemeye, ohlar ahlar çekmeye başladı kancık, amı ıslandı. Baktım amını biraz daha yalasam orgazm olacak boşalacak. Bıraktım amını yalamayı, sikimi verdim ağzına, yalayarak kaldırdı. Sonra bunun ıslak amcığına sikimi yerleştirdim, başladım sikmeye. Amına gidip geldikçe bu çoştu iyice, tırnaklarını sırtıma geçirdi resmen. Bir iki kez sert sokup çıkarınca, bu derin bir inlemeyle, sarsılarak boşaldı. Birkaç saniye sonra ben de amından çıkardım sikimi ve bunun memelerine, suratına doğru fışkırttım döllerimi.
Bizim kız halinden çok memnundu, yarrağı yeyince açıldı iyice, bir bira daha istedi, açtım verdim. Birası bitince kendiliğinden öpüşmeye ve sevişmeye başladı benimle. Sikimi taşşaklarımı avuçlayarak, sıvazlayarak, yalayarak yeniden kaldırdı. Buna sordum: “Müdüre götten de veriyormusun?” dedim. ‘Evet’ anlamında kafasını salladı. “Dön bakalım arkanı!” deyip bunu domalttım. Götü kabak gibi, sikilmeye hazır bir şekilde, emrime amadeydi. Göt deliğine ve sikimin başına tükürüp, bunun götüne öyle bir yerleştirdim ki, resmen dudaklarını ısırdı. Götüne habire pompalıyorum. Biraların da etkisi ile, 3. kez boşalmam bayağa uzun sürdü ve götünün deliği laçka oldu iyice. Zar zor boşaldım sonunda. Yorulmuştum, bu seferlik bukadar yeterdi. Kağıt mendille götünden akan dölleri sildikten sonra toparlandık. Üstüne birer sigara daha yaktık ve kızı evine bırakmak için yola çıktım. Az önce ağlayan o kızın suratında güller açmıştı, halinden öyle bir memnun ki, sorma gitsin!
Artık ne zaman istersem kuzu kuzu geliyor, hiç sorun çıkarmıyor, amını götünü çatır çatır sikiyorum, sonra da ellerimle evlerine bırakıyorum…
49 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 23
Genç ve masum bir kız olarak, kirayı ödemekte zorlandığım günler yaşıyordum. Salih Amca, apartmanın katı ve sert yüzlü mal sahibiydi. Gri gözleri ve sert bakışları, gecikmiş kiralar karşısında öfkelenmesine neden oluyordu.
Bugün, kapımı çalan gürültülü vuruşlar, kalbimin hızla çarpmasına neden oldu. Heyecan ve korku karışımı bir duyguyle kapıyı açtığımda, Salih Amca’nın kızgın yüzüyle karşılaştım. Sert bir sesle, “Sibel, kirayı ödemeyi unuttun sanırım,” dedi. Yüzü öfkeyle kıpkırmızıydı.
Titreyen bir sesle, “Üzgünüm amca, bu ay biraz sıkıştım,” diye yanıtladım. Kirayı ödemek için yalvarırcasına gözlerine baktım, ama o, merhametsiz bir şekilde bana bakmaya devam etti.
Salih Amca, bir an duraksadı ve sonra yavaşça, “Belki başka bir yolla ödeyebilirsin,” dedi. Sesindeki alt anlam, kalbimi hızlandırdı. Bu teklif, aklıma daha önce hiç düşünmediğim fikirler getirdi.
Yutkundum ve “Nasıl yani?” diye sordum, sesimde bir merak ve endişe karışımı vardı. Salih Amca, gözlerini benden ayırmadan, “Senin güzel bir kız olduğunu biliyorum. Belki de kirayı başka bir şekilde ödeyebilirsin,” dedi.
Anlamam uzun sürmedi. Kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi atıyordu. Kirayı ödemek için teklif ettiği şey, aklımı başımdan almıştı. “Yani… istediklerini yapmam gerekecek mi?” diye fısıldadım.
Salih Amca, tatmin edici bir gülümsemeyle, “Evet, güzel Sibel. Sana ne istersem yapmanı söyleyeceğim, ve sen de öyle yapacaksın,” dedi.
Bu an, hayatımın dönüm noktasıydı. Masumiyetimden vazgeçmek ve arzularına boyun eğmek arasında bir seçim yapmam gerekiyordu. Tereddüt etmeden, “Tamam,” dedim, sesimde bir teslimiyet vardı.
Salih Amca, yüzündeki gülümsemeyi genişleterek, “O zaman gel benimle,” dedi ve beni dairesine doğru çekti. Kalbim deli gibi atarken, onun peşinden gitmekten başka seçeneğim yoktu.
Daireye girdiğimizde, beni küçük bir odaya götürdü. Odanın ortasında, masif bir ahşap masa ve üzerinde zincirlerle bağlı bir sandalye vardı. Kalbim güm güm atarken, bu sahne korkutucu ve aynı zamanda heyecan vericiydi.
“Şimdi, güzel Sibel, seni bağlayacağım,” dedi Salih Amca, sesinde bir emir tonu vardı. Ellerini bana doğru uzattı ve ellerimi sandalyeye bağladı. Zincirler bileklerimi sıktı, ama ben direnmedim.
“Bacaklarını aç,” diye emretti. Sesindeki güç, beni itaat etmeye zorluyordu. Bacaklarımı açtım ve utançla bacaklarımın arasını sergiledim.
Salih Amca, bacaklarımın arasını okşayan bir dokunuşla, “Şimdi, bu güzel amcığa bir bakayım,” dedi. Parmağıyla amımı okşadı ve içimde bir sıcaklık hissettim.
Titreyen bir sesle, “Lütfen amca…” diye yalvardım, ama o durmak bilmiyordu. Parmağıyla amımı ve klitorisimi okşarken, vücudum arzuyla titremeye başladı.
“Ah, Sibel, ne kadar da ıslaksın,” diye fısıldadı. Parmağıyla amımı yokladı ve ıslaklığımı hissetti. “Kirayı ödemenin başka bir yolunu bulmuşsun, değil mi?”
Utanç ve arzu karışımı bir duygu içinde, “Evet amca,” diye mırıldandım. Salih Amca, gülümsedi ve elini kalçama koydu.
“Şimdi, bu güzel popoyu kaldır,” dedi ve beni dizlerimin üstüne çökmeye zorladı. Popomu kaldırdığımda, arkasından gelen kalın yarrağı hissettim.
“Ahh!” diye inledim, yarrağının ucu amcığımı okşarken. “Şimdi, bu kalın yarrağı ağzına alacaksın,” dedi ve yarrağını yüzüme doğru itti.
Yutkundum ve ağzımı açtım. Salih Amca, yarrağını ağzıma soktu ve derinlemesine itti. Boğazım, yarrağının kalınlığıyla doldu.
“Yavaşça em, güzel Sibel,” diye fısıldadı. Yarrağını ağzımda ileri geri hareket ettirirken, derinlemesine emmeye çalıştım. Boğazım, onun iriliğiyle dolup taşıyordu.
Derin bir nefes aldı ve yarrağını ağzımdan çıkardı. “Şimdi, bu yarrağı amcığında hissedeceksin,” dedi ve beni sandalyeden kaldırdı. Beni masaya doğru itti ve popomu masaya dayadı.
Salih Amca, yarrağını amcığımın girişine dayadı ve yavaşça itti. “Ahh, evet, al bu yarrağı,” diye inledi. Yarrağı, amcığımın derinliklerine doğru ilerledi.
“Ahh, amca, çok kalın!” diye inledim. Yarrağı, amcığımı doldururken, bir acı ve zevk karışımı hissettim.
“Sıkı tut, güzel Sibel,” diye fısıldadı ve yarrağını hızla ileri geri hareket ettirdi. Amcığım, onun güçlü hareketleriyle dolup taşıyordu.
“Ahh, evet, boşal!” diye bağırdım. Salih Amca, yarrağını amcığımın derinliklerinde ileri geri hareket ettirirken, orgazmın sınırlarına yaklaşıyordum.
Salih Amca, “Hayır, daha bitmedik,” diye fısıldadı ve yarrağını amcığımın içinden çıkardı. Beni masadan kaldırdı ve yüzüstü yere yatırdı.
“Şimdi, bu güzel popoyu kaldır,” dedi ve popomu kaldırmamı istedi. Popomu kaldırdığımda, amcığımın açıkta kaldığını hissettim.
Salih Amca, yarrağını amcığımın açıkta kalan kısmına sürttü ve sonra hızla soktu. “Ahh, evet, al bu yarrağı arkadan!” diye inledi. Yarrağı, amcığımın dar arka deliğine girdi.
“Ahh, amca, lütfen yavaş!” diye yalvardım, ama o durmadı. Yarrağını hızla ileri geri hareket ettirirken, popomun dolgunluğunu hissettim.
“Sıkı tut, güzel Sibel,” diye fısıldadı ve popomu eliyle sıktı. Yarrağı, amcığımın arka deliğinde ileri geri hareket ederken, bir acı ve zevk hissiyle doluydum.
“Ahh, amca, boşalıyorum!” diye bağırdım. Orgazmın dalgaları üzerime çökerken, Salih Amca, yarrağını amcığımın içinden hızla çekti.
Yere yığılmış halde yatarken, Salih Amca, yarrağını ağzıma soktu. “Şimdi, bu yarrağı em ve bütün boşalmamı yut,” dedi. Yarrağı ağzıma soktu ve ben de derinlemesine emmeye başladım.
Yarrağının ucundan tatlı bir sıvı aktı ve ben onu yutmaya çalıştım. Boğazım, onun sıcaklığıyla doldu. “Yut, güzel Sibel, her damlasını yut,” diye fısıldadı.
Yarrağını ağzımdan çekerken, gözlerimde bir karışım duyguyla baktı. “Kirayı ödedin, güzel Sibel. Ama bu sadece başlangıç.”
Bu hikaye, kirayı ödemenin ötesinde bir maceraya dönüşüyordu. Salih Amca’nın arzuları ve şehveti, beni daha da derinlere çekiyordu. Bu, benim masumiyetimi kaybetme ve arzularımın esiri olma hikayemdi.
Salih Amca, gülümsedi ve dairesinden ayrıldı. Ben, yorgun ve aynı zamanda tatmin olmuş bir şekilde yerde uzanırken, bu maceranın devamı için hazırdım.
57 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 22
İstanbulda özel bir dershanede Rehberlik Öğretmeniyim ve evli bir hatunum. Biraz kendimden bahsedeyim, beyaz tenliyim, hafif balık etliyim, boyum 1.73, kilom 65, herkesin sütün gibi dediği güzel bacaklara sahibim. Bundan yaklaşık 10 gün önce dershanede odamda çalışıyordum. Üzerimde eteği dizimin 1 karış üzerine gelen bir turuncu elbise ve elbiseyle uyumlu turuncu parlak ayakkabılarım vardı. Hava sıcak olduğu için çorap giymemiştim. Gün boyu erkek öğrencilerin gözü üzerimdeydi. Doğrusunu söylemek gerekirse bundan çok zevk alıyordum.
Bir ara, aşağıya idareye ders çizelgesini götürmeye gittim. Tekrar odama çıkarken, adı Batuhan olan öğrencimi gördüm ve selam verip merdivenlerden çıkmaya başladım. Batuhan da arkamdan çıkıyordu. Tam yolu yarılamıştım ki, kat arasındaki boy aynasından Batuhanın yansımasını gördüm. Telefonunu eteğimden aşağı tutmuş, altımı kameraya alıp, bir yandan da içime bakmaya çalışıyordu. Ben bozuntuya vermeyip odama geçtim. Batuhanın bu davranışı beni son derece tahrik etmişti ve amım sulanmaya başlamıştı. Ne yapıp edip Batuhana kendimi siktirtmeliydim. Hemen sınıfına gidip, Batuhana, çıkışta yanıma gelmesini söyledim. O da sorular olduğunu, geç çıkacağını, yarın gelebileceğini söyledi. Ben de, saat kaç olursa olsun bekleyeceğimi, meselenin çok mühim olduğunu söyledim ve odama döndüm.
Batuhan uzun boylu, beyaz tenli, saçları hafif uzun, sarışın, yakışıklı ve filinta gibi çocuktu, arada sırada yanıma gelir ve konuşurduk. Ama yanıma hep etek giydiğim zaman gelirdi. Anlayacağınız dershanenin en abaza öğrencilerinden biriydi. Batuhanın gelmesine yakın külodumu çıkarttım ve çekmeceme koydum ve amımla oynayarak beklemeye başladım. Kapı tıkladı, kalktım açtım. Batuhan sonunda gelmişti. Hemen, “Geç otur bakalım!” dedim ve ardından kapıyı kapatıp kilitledim. Batuhan şaşırmış vaziyette, “Ne oldu hocam? Niye kilitlediniz kapıyı?” dedi. Ben de, “Bu saatte dersanede sadece bekçi kaldı, ama yine de güvenemiyorum, bu konu çok önemli!” dedim, geçtim Batuhanın karşısındaki koltuğa oturdum ve bacak bacak üstüne attım, biraz da eteğimi yukarı sıyırdım. Batuhan kaçırır mı? Hemen bacaklarıma bakıyordu. “Bacaklarımı beğendin mi canım?” dedim. Batuhan biraz kısık sesle, “Çok güzeller hocam!” dedi. Ben de, “İşte tam bu konuyu konuşmak için seni çağırdım!” dedim. “Nasıl yani hocam?” dedi. “Seni bu gün beni etek altı videoya alırken gördüm!” dedim.
Batuhan hemen kendini savunmaya başladı. Ben de, “Aaaa Batuhancığım bahane uydurma, alan razı veren razı!” diyerek, eteğimi belime kadar sıyırdım. Külotsuz olduğumu gören Batuhanın siki anında çadırı kurdu. Ben de, “Oooo senin ufaklık anında ayaklandı!” dedim. Batuhan da, “Yakından görmek istermisin hocam?” dedi ve sözünün bitmesiyle sikini bir hamlede çkarıp ağzıma dayadı. Ben de hemen taşaklarını avucuma aldım ve ovalamaya başladım. Bir yandanda sikinin ucunu somuruyordum. Batuhan da bacaklarımı elleyip, amıma parmak atıyordu. Batuhann siki tam kalktığında ben şoke olmuştum, 17 yaşındaki bir çocuğa göre bir hayli büyük bir siki vardı. Böylece 5 dakika yaladıktan sonra elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve ateşlice öpüşüyorduk…
Sonra masama domalttı beni ve arkama geçip, sikini amımın dudakları arasına sürtmeye başladı. O pozisyonda ayağımda ayakkabılarla rahat değildim, ayakkabılarımı çıkarıp, yeniden masaya domaldım ve “Oynama, sok hadi!” dememle, sikini amıma köklemesi bir oldu. Ben çığlık atmamak için dudaklarımı ısırdım ve seri seri nefes alıp vererek, kısık kısık inlemeye başladım. Amımı sert sert ve hızlı hızlı sikerken ben ikinci Orgazmımı yaşıyordum, ama Batuhanda halen tık yoktu, çocuk tam bir sikiş makinesiydi. 9-10 dakika sonra kapım tıklandı. Bekçi ne zaman çıkacağımı sordu. Batuhan amıma köklemiş halde hareketsiz beklerken, bekçiye yarım saate çıkacağımı söyledim. Bekçi de, “Tamam hocam!” diyerek uzaklaştı kapıdan. Batuhan 5 dakika daha amımı pompaladıktan sonra sikini amımdan çkarıp ağzıma verdi ve ağzıma patladı. Döllerinin hepsini yuttum…
Siki inmemiş, halen kazık gibi duruyordu. Az biraz soluklandıktan sonra beni belimden tutup tekrar domalttı. Bu sefer sikini götüme dayadı. Ben hemen olmaz dedim. Ama Batuhan dinlemiyor, “Her gece sikme hayallerini kurup 31 çektiğim bu götü illa sikecem hocam!” diyordu. Batuhanın yoğun isteğini kıramadım ve peki dedim. Daha doğrusu, kendimden kaç yaş küçük yakışıklı bir gencin götüme duyduğu hayranlık gururumu okşamış, dişiliğimi tetiklemişti. Çantamdan el kremimi çıkarttım ve sikini kremledim, biraz da götümün deliğine sürdüm. Batuhan arkama geçti ve hafifçe sikini götüme iteklemeye başladı. Ben daha, “Yyavaşşş!” demeye kalmadan, az önce amıma yaptığı gibi, aniden götüme kökledi. Sanki götüm ortadan yarılmıştı, çok acıyordu ve acıdan altında kıvranıyordum. Batuhan hepsini sokmuş, sert ve hızlıca sikiyordu götümü. 10 dakika sonra sarsılarak, bu kez de götüme boşaldı. Tam boşalırken siki öyle çok şişmişti ki, sikinin damarlarını götümün derinliklerinde hissedebiliyordum.
Sikini götümden çkardığında sikinin ucunda biraz kan vardı. Islak mendille kanı sildim ve oturup birer sigara yaktık, dinlendik. Ama Batuhanın azgınlığı geçmemişti, daha sigaralarımız bitmeden siki yeniden kalkmıştı. Sikini sıvazlayarak, bana ayakkablarımı giymemi ve masaya oturmamı söyledi, “Seni öyle sikecem!” dedi. Ben de dediğini yaptım. Bacaklarımın arasına yanaşıp, beni masama sırtüstü yatırdı ve bacaklarımı iki yana açarak yukarıya kaldırdı, sikini yavaşça amıma kökledi ve sikmeye başladı. Bir yandan ayak bileklerimi ve topuklarımı yalıyor, beni becerirken de, ne kadar güzel bacaklarımın olduğunu söylüyordu. Boşalmasına yakın tempoyu arttırmıştı. Taşakları sürekli götümün deliğine çarpıp şak şuk ses çıkartıyordu. Ben kaç��ncı Orgazmım olduğunu saymıyordum artık. Çok geçmeden bağıra bağıra içime boşaldı…
Batuhanın sikini amımdan çıkardığında, ucu mosmor olmuştu ve halen dimdikti. Nerdeyse birdaha sikecekti, o derece yani. Batuhan, “Hadi toparlanalım artık canım, bekçiye görünmeden çıkalım!” diyerek çekmeceden külotumu aldım giymek için. Fakat külodumu elimden kaptığı gibi, “Seni bu akşam bırakmam hocam, evine gidelim orda devam edelim!” dedi. Ben de, “Olmaz, kocam evde canım!” dedim. “Kalk ozaman seni son olarak bizim sınıfta sikecem!” dedi. “Saçmalama Batuhan, yeter, bitirdin, mahvettin beni! Hadi çık, herkes evine!” dedim…
Yalvaran gözlerle, “Nolur hocam, sadece 2 dakika! Fantazilerimde olduğu gibi, sizi sınıfta, kendi sıramda, 2 dakika bile olsa sikeyim!” dedi. Pek gönüllü olmasam da toparlanıp onu takip ettim, sınıfa geldik. Batuhan pantolonunu sıyırdı ve sırasına oturdu. İsteği üerine ben de eteğimi sıyırıp sikinin üzerine oturdum ve zıplamaya başladım. Batuhan da alttan amıma köklerken, aniden kapı açıldı ve “Oooo Seda hanım, kolay gelsin, seni böyle bilmezdim!” diyerek bekçi içeri girdi. Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmeden, korku ve utançla, Batuhanın yarağı üzerinde kalakaldım. Batuhanın da ödü bokuna karıştı. İçimden (Şimdi boku yedik! İkimizi de dersaneden atarlar kesin!) diye geçirirken, o anda olay beklemediğim bir şekil aldı, bekçi iyice yanımıza yaklaşarak, “Benden sır çıkmaz Seda hanım, yarım bırakmayın, lütfen devam edin!” diyerek, sikini bir hamlede çıkarıp elime verdi…
Ben bekçinin sikini okşarken, Batuhan içime boşaldı ve altımdan çıktığı gibi toparlanıp, arkasına bile bakmadan kaçtı gitti. Sınıfta bekçiyle tek başıma kalmıştım, mecburen ona da (Sus Payı) verecektim. Bekçinin sikini ağzıma alıp biraz yaladıktan sonra, sıranın üstüne domaldım. Bekçi de, 1 seferi amıma, 1 seferi götüme olmak üzere, 2 posta attıktan sonra, öpüşüp ayrıldık…
Artık her Çarşamba akşamı, dersanede kimse kalmayınca, Batuhanla birlikte, bekçinin odasında (orda Çekyat olduğu için) sikişmeye başlıyoruz. Bekçi de binayı kontrol edip, dış kapıları kilitledikten sonra geliyor, bize katılıyor
47 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 21 Olaylar ben 15 yaşındayken başladı.Ergen zamanlarımız kanımız hızlı akıyor,deli çağlarımız.Aklımız belden aşağı çalışıyor haliyle. Aslıhan ile akrabalık ilişkisi olarak pek yakın değildik ayda bir ancak görürdük bir birimizi.Zaten uzun süredir aynı şehirde bile değildik,olayın başladığı kafeyi de şehre yeni taşındığımız zaman açmıştık
Aslıhan yaşına göre boyu ve kilosuyla çıtı pıtı biriydi.Simsiyah saçları,ela gözleri ve beyaz teniyle ilerde yani şu an bile hala aklımdan çıkmayan bir kadın. Bir gün Aslıhan dershaneden çıkmış evine gitmeden önce bizim cafeye ziyarete geldi.Kafe ailece işlettiğimiz küçük bir kafeydi.Mutfak kısmında,köşede duran masaya oturmuş küçük bir hal hatırdan,bir şeyler içtikten sonra derslerinde başarılı olduğunu bildiğim için matematik soru bankasından bir kaç soru çözerek bana ders anlatmasını istedim.İlk başta aklımda hiç bir kötü niyet yoktu aslında.Güzel güzel soru çözüp ders anlatıyordu.Akşam saati olduğu için mutfak kısmında babam yoktu,kasada oturmuş televizyon izliyordu.Aslıhan ile baş başa olduğumuzdan mı bilemem değişik duygular kapladı içimi,o anlatıyor ama kendimde değildim.Ağzından çıkan kelimeler farklı geliyordu dudaklarına kenetlendi gözüm her kelimeyi havada kapıyordum.Yan yana oturduğumuzdan dolayı bacaklarımız temas halindeydi.Kot giymesine rağmen sıcaklığını hissediyordum.Bu durum ona normal gelebilirdi ,rahatsız olmayabilirdi aklında kötü bir şey olmamasından dolayı.Ama beni bir tuhaf etmişti sıcaklığı
Dedim ya ergenlik yılları,kanım kaynıyor.Soruları çözerken bir ara sol elimi yaslandığı sandalyeye koydum,artık kolumla da sıcaklığını hissedebiliyordum.O soru çözüyor ,anlatıyor lakin dinleyen yok.Sağ dirseğimi masaya koymuş yanağımı avucuma yaslamış kaçamak bir şekilde dudaklarına kilitlenmiş bir şekilde onu izliyordum.Bana bakmak için döndüğü vakit gözümü kaçırıp soruya bakıyordum ve hemen ardından sanki dinliyor ve anlıyormuş gibi başımı sallayıp onaylıyordum.Siyah saçları yüzüne dökülmüş o ela gözlerini kapatıyordu .Parfümünün kokusunu olabildiğince içime çekip belli etmeden derin nefesler alıyordum .Elimi aşağıya doğru indirdim yaslandığı sandalyenin arkasındaki ince demirlere götürdüm ve bir cesaret parmaklarımla demirlerin arasından kalça kısmına hafifçe dokunmaya başladım .İlk başlarda anlamamış olmalı ki halinde bir değişiklik yoktu,ders anlatmaya devam ediyordu.Kendimi fazla kaptırmış olmalıyım ki dokunurken biraz sert bastırdım sanırım.Sesi kesildi.Ama içten içten soru çözmeye devam ediyordu.Bu sefer bana hiç bakmıyordu,baksa bile göz göze gelemezdik zaten sanki dokunan ben değilmişim hiçbir şey yokmuş gibi çözdüğü sorulara bakıyor kalem hareketlerini izliyordum.Daha fazla cesaret gösterip daha hoyrat davranmak istedim ama hiçbir tepki vermediği için parmaklarımla dokunmaktan ileri gidemiyordum.Bir iki soru daha çözüp ‘’Ben kalkayım geç oldu’’ dedi gözünü soru bankasından ayırmadan
Sanki hiçbir şey yokmuş gibi ‘’Biraz daha çözelim mi?’’ dedim,bir şey demedi çözmeye devam etti.Konuşması beni cesaretlendirdi,bu kez parmaklarımla kalçası arasında duran demirden kurtulup saldalyenin iç tarafından kalçasına avcumu yasladım ,ufaktan ufaktan avuçlamaya başladım.Başım önümde artık sorulara da bakmıyordum,bakamıyordum.Olurda göz göze geliriz diye.Avcum kalçasındayken baş parmağımı kotunun içine soktum .Sıcaklığı başımı döndürmeye yetti.Zar zor elimi kotunun içine soktum artık aradaki engeller kalkmıştı tenine temas ediyordum.Şu an hiçbir şey ifade etmeyen şey o an ilk defa bir kadına dokunmanın vermiş olduğu duyguyla beni etkilemeyi başarmıştı.Bir süre daha kalçasını okşadıktan sonra kendime geldim. Ne yapıyordum ben,resmen kuzenimi taciz ediyordum.Ses çıkarmaması sanki bu işi onaylıyormuş gibi algılamama neden oldu sanırım.Elimi kalçasından çekip çıkardım.Bir süre bekledikten sonra kalktım ayağa o da kitabı kapatıp çantasına koydu.Görüşürüz deyip mutfaktan çıktı.O an ilk defa bir kadına dokunmanın vermiş olduğu haz ve bunun yanında kendi rızası olmadan dokunmanın pişmanlığı arasında duygu karmaşasıyla kafamda fırtınalar kopuyordu .Ya beni şikayet ederse! Rezil herif ,iyi bok yedin.O gece bu olayı düşündüm ve yaptığımın ne derece doğru olup olmadığına karar vermeye çalışarak uyudum.
Birkaç gün sonra hafta sonu evdeydim bilgisayar başında oyun oynuyordum.Kardeşim ‘’Abi Aslıhan abla seni çağırıyor bir şey diyecekmiş’’ dedi.Aslıhan’ın geldiğinden haberim yoktu,içim bir an kıpır kıpır oldu .Sonra kafamda tilkiler dolanmaya başladı niye geldi acaba, kimseye bir şey söyledi mi diye.Geçtim odaya cam kenarında perdenin arkasından dışarıyı izliyordu. ‘’ Efendim, beni çağırmışsın ‘’dedim.Bir süre bekledikten sonra ‘’Seni seviyorum,sevgili olalım mı’’ dedi.Geçen gün ki olaydan sonra yaşamış olduğum pişmanlıktan mı bilemem,sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi ‘’Ne sevgilisi be,kuzeniz biz!’’ dedim.O an on saniye sürmedi ama inanın hayatımda en pişman olduğum ve bana senelere mal olan bir on saniye oldu.Hala daha düşünürüm.Nasıl böyle bir denyoluk yaparım.Ona karşı yapmış olduğum şeyden sonra bir his beslemiş gelmiş ayağına kadar teklif ediyor ve senin takındığın tavra bak.Sanırım yaptığım şeyin pişmanlığıyla olmalı ki ona kuzen olduğumuz gerçeğini haykırma gereksinimi duydum ve bu şekilde kendi kendime bunun imkansız olduğu gerçeğini de haykırdım.O olaydan sonra uzun bir süre görüşmedik ne zaman denk gelsek kaçardık bir birimizden.Sene sonunda sınava girdi sonucunda da üniversiteyi kazandı ve gitti
Yaklaşık iki sene sonra düğün vesilesiyle memlekete diğer kuzenim Melahat ablam geldi.Ablam yoktur ama onu abla gibi görürdüm,gerçek ablam gibi severim.Şakacı,lafını esirgemez,kültürlü biridir. Bir akşam yatmadan önce balkonda muhabbete daldık boş konulardan konuşup gırgır şamata edip sigara içiyorken konu Aslıaha geldi.Kazandığı üniversite Melahat ablamların yaşadığı şehirdeydi,onların evinde kalıyordu.Aslıhanın çok değiştiğini Metalcilerle takıldığını söyledi(Bu arada Aslıhanın annesi ve babası o daha 5 yaşlarındayken ayrılmışlardı.Babası ikinci evliliğini yapmıştı ve çocukluğunun büyük bir kısmını öz annesinden uzakta üvey annesiyle beraber geçirmişti. Bildiğim kadarıyla üvey annesi hiç ayırt etmemişti diğer kardeşlerinden ama etkileniyor insan ister istemez)Bunun çevresine ve akrabalar arasında farkındalık yaratma çabasından olduğunu söyledi. Karışmamış ama kimlerle görüşüyor diye msn’deki sohbet kayıtlarını gizlice kaydetmiş ve bana Aslıhanın msn’de kendinden büyük kişilerle sex sohbetleri yaptığını söyledi.Gülerek azmış bu ,evlendirelim seni bunla dedi,şaka yaptığını biliyordum lakin yaşadığımız olaylardan dolayı tepki bile veremedim.Acaba yaşadığımız olayı anlattı da ondan mı böyle dedi diye kas katı kesildim.Konu değişti bir süre daha başka şeylerden konuşup yattık. Ertesi gün akşam düğün salonuna gittik,kuzenlerle oturuyorken Aslıhanı gördüm.Aman Allahım bu ne güzellik.Bir insan iki senede bu kadar mı değişir.Kafedeki Aslıhandan eser yoktu.Boy atmış,serpilmiş.Saçları nerdeyse beline kadar dışarıya çıkmış kalçasının üstüne kadar geliyordu.Göğüsleri bol giyinmesine rağmen siyah T-shirt’ünden bile büyüklüğü belli oluyordu.Bir cesaret gittim yanına ‘’Hoş geldin’’dedim. ‘’Hoş bulduk ,nasılsın.Uzun zaman oldu görüşemedik dedi’’dedi. Sevdiğim bir şairin dizelerinde ki gibi.Sen sorarsın da derdim mi kalır be Aslıhan … ‘’İyiyim’’ demekle yetinebildim o an ki büyüyle.Delicesine onu arzuluyordum ama hiç bir şey diyemedim.Dans zamanı dansa kaldırdım müzik eşliğinde dans ettik sonra yerine oturdu.Düğün bitmeye yakın yanına gittim .Melahat ablanın bizde kaldığını söyledim,gece film izleyip muhabbet ederiz diye eve davet ettim
Sevinerek kabul etti.Düğün bitti yavaştan toplanıp eve geçtik.Düğün dolayısıyla ev kalabalıktı.Yatma saati geldi millet yattı. Melahat ablam ve Aslıhan oturma odasında çerezler eşliğinde Dvd Player’dan film izlemeye başladık.Film bitti gece bayağı ilerlemişti uykumuz geldi yatmaya karar verdik.Odalar misafirlerden dolayı doluydu.Oturma odasında yatacaktık.Karşılıklı iki tane üçlü kanepe vardı.Birinde ablam ve küçük kız kardeşim diğer üçlüde ben Aslıhan ise iki kanepe arasında yere serdiğimiz yatakta uyumaya başladık.Uyumak ile uyumamak arasında bir evrede bir süre daldım.Kendime geldiğimde işeme ihtiyacı hissettim kalktım tuvalete gidip geri döndüm.Perdenin kapalı olmasından dolayı sokak lambasının ışığı çok hafiften aydınlatıyordu odayı.Henüz seçebiliyodum her şeyi.Kanepeye geçtim oturdum yerde yatan Aslıhanı izledim bir süre .Aklıma gizlice dokunma geldi ama çekindim .Girdim yatağa ama uyumak na mümkün.Gözüme bir damla uyku girmiyordu.Gizlice dokunma hissi bile sertleşmeme yetti.Dokunsam mı dokunmasam mı diye düşündüm bir süre.Sonunda ne olacaksa olsun dedim sessizce yere inip yattığı yatağın yanına uzandım.Elimi yavaşça yorganın içine soktum.Sırtı bana dönük sağ ayağını uzatmış,sol ayağını karnına doğru çekip sağ tarafına doğru yatıyordu. Elimi kalçasının üstüne koyup bir süre bekledim.Hareket yoktu derin derin nefes alıp veriyordu.Uyanma belirtilerinden eser yoktu.Elimi yavaşça hareket ettirdim pijamanın üstünden.Yavaşça kalçasının arasına amına doğru götürdüm,sıcacıktı.Her bir hareketten sonra bekleyip uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordum.Yine uyanma belirtisi yoktu.Bir süre parmağımla amını hissetmeye devam ettim.Sikim rahatsız edecek şekilde sertleşmişti.
Giydiğim pijama rahatsız ediyordu nerdeyse.Hareketsiz yatmasının vermiş olduğu cesaretle elimi yavaşça külodundan içeriye sokup kalçasına dokundum.Tenine temas ediyordum artık.Yavaş yavaş amına doğru götürdüm.Yattığı pozisyondan dolayı amı dışarıya çıkmış hiç zorlanmadan dokunabiliyordum.İlk başlarda orta ve yüzük parmağımla arasında gezdirdim sonra elimi arkasına alıp amını avuçlayıp orta parmağımla amına boylu boyunca uzatıp baskı yapıp bırakıyordum,acayip bir ıslaklık vardı.İlk defa bir kadına dokunuyordum.O anın vermiş olduğu hissi kelimelerle anlatamam.Bir süre daha okşadıktan sonra biraz hareket etti.Elimi çektim hemen.Hareketsiz şekilde kaldım olduğum yerde.Uyandı ve her şey bitti diye geçirdim aklımdan .Lakin uyanma belirtileri yoktu.Bir süre bekledikten sonra elimi pijamasının üstünden kalçasına ve amına götürdüm.Bir süre durup okşamaya başladım.Ve o an…elini elimin üstüne koydu ,tuttu pijamasından içeri sokup kalçasının üstüne koydu.Öyle korktum ki değil elimi çekip kanepeye çıkmak evden bile çıkabilirdim.Bir kaç saniyelik korkudan sonra paniği atlattım.Hiçbir şekilde hareket etmiyordu lakin uyandığını biliyordum.Artık kopsun nerden kopacaksa dedim ve elimi hareket ettirmeye başladım yavaşça.Islanmış amına götürdüm elimi parmaklarım sırılsıklam olmuştu.O ıslaklıkla arka deliğine sürtüyordum parmağımı.Orta parmağımla baskı yapıyordum bir yandan götüne.O ise küçük küçük hareketlerle kalçasını sallıyordu yattığı yerden.Bakire olabileceğini bildiğim için amına ıslaklığını almak dışında pek bir baskı uygulayamıyordum.Lakin götünün deliğini parmaklamaya başlamıştım yavaştan.Pijamasını indirmeye yeltendim ama sol ayağı karnına doğru çektiği için indiremedim.Ayağını düzeltti yavaşça pijamasını indirdim dizine kadar,sol ayağını kurtardım pijamasından.Tekrar çekti karnına doğru.Amı ve kalçasını tekrar çıktı ortaya.O an odada ikimizden başkası olmasa çoktan götünden sikmeye başlamıştım lakin ablam 2 metre ötemizde kanepede yatıyordu.Olabildiğince sessiz hareket ediyordum.Yavaşça ters döndüm ve başımı yorganın içine soktum.O ıslaklığı tatmak istiyordum delicesine.Ağzımı amına dayadım emip koklamaya başladım.Dilimle boylu boyunca yalayıp emiyordum amını.Yorganın içinde olduğum için çıkan o küçük seslere aldırış etmiyordum.Bir amına bir göt deliğine boylu boyunca gezdiriyordum dilimi.O ise kıvranıyordu.İki elime iyice açtım kalçalarını ve dilimle göt deliğine zorlamaya başladım.Temiz olup olmaması hiç umurumda değildi o an.Zevkten başka bir şey düşünemiyordum.Elini alıp pijamamın içine sokup taş gibi olmuş sikime götürdüm.Avucuna alıp sıkıp bırakıyordu acemice
Ben ise burnumu amına sokup dilimle göt deliğini yalayıp yumuşatıyordum.Nefessiz kalma pahasına gömüyordum yüzümü sıcaklığına .Elini geriye doğru tutmaktan ağrımış olacak ki çekti elini sikimden.Bana doğru döndürüp ben de yatağa girdim.Pijamamı dizime kadar indirip sağ ayağımı çıkardım.Sikimi ağzına doğru götürüp yan şekilde 69 pozisyonunda bacağını kaldırıp amına gömdüm ağzımı,emiyor dil atıyordum deliğine .Sularının bir damlasını bile bırakmıyordum o ise sikimin başını ağzına alıp emiyor dil atıyordu.Odada emme sesleri yankı yapıyordu eminim lakin o anın vermiş olduğu heyecan,duygu ve zevkle hiç umurumda değildi açıkçası.Nerdeyse ağzına boşalacak duruma geldim ki geri çektim sikimi.Yavaşça kalktım pijamamı giydim.Onu da giydirdim ,elinden tuttum odadan çıkardım ve antrede dış kapının yanında yere oturup sırtımı duvara yasladım.Kucağıma oturdu öpüşmeye başladık.Bir yandan kalçasını okşuyor,elimi pijamasından içeri sokup arka deliğine ulaşmaya çalışıp deliğini zorluyordum.Dillerimiz dans ediyordu karanlıkta.Muhakkak ses çıkıyordu ama yakalanma korkusunun vermiş olduğu adrenalin aldığımız zevki iki katına çıkarıyordu sanırım bu nedenle umursayamıyorduk sesleri.Sırt üstü yatırdım bir ayağını pijamasından kurtardım.Bacaklarını açtı bende pijamamı dizime kadar indirip üzerine uzandım amına sürtmeye başladım.Mükemmel bir histi sıcaklığını hissetmek.Elimi tükürükle ıslatıp sikimin başına sürdüm ve götüne dayadım sikimi.Bacaklarını geriye doğru toplamış bir elini azgına götürmüş diğer eliyle de bir bacağını tutarak daha fazla kendine çekip götünü çıkarıyordu dışarıya.
Yavaş yavaş ittirmeye başladım ,başını soktum .Derin bir ıhh sesi geldi.Dudaklarına yapıştım dişlemeye somurmaya başladım.Aynı şekilde karşılık veriyordu.Yavaş yavaş hareket etme ittirmeye başladım.Elimi üst pijamasından içeri sokup sütyeninin içine sokmaya çalışıyordum ki pijamasını yukarı sıyırdı elini sütyene atıp ortasından bir şeyler yapıp ortadan ikiye ayırdı .Göğüsleri boştaydı artık birini avuçladım diğerine ağzımı dayadım.Ucunu emip dudaklarınla sıkıştırıyordum.O ise altımda sallanıp daha fazla sokmamı sağlıyordu.Yavaş yavaş bir ileri bir geri yaparak giriyordum içine.Bir süre sonra dibine kadar soktum.Kasılmaya başlamıştım bile.O ise elini saçıma atmış göğsüne bastırıyordu başımı .’’Isır’’ diye fısıldadı,dişlerimle hafiften ısırmaya başladım ucunu.Diğer elimle diğer göğsünü avuçlayıp ucunu parmağımın arasına alıp sıkıştırıyordum.Saçımı acıtacak kadar çekmeye başladı,nefesi sıklaşmaya başladı altımda titremeye başladı.Benimde dayanacak gücüm kalmamıştı artık hiç hareket etmeme gerek yoktu götünün darlığı,içinin sıcaklığı boşaltmaya yetmişti beni
Yavaşça başına kadar geri çekip bir kez daha dibine kadar sokmamla hırlayarak içine akıtmaya başlamam bir oldu.O ise altımda kesik kesik titremeye devam ediyordu.Bir süre titremelerimizin ve kasılmalarımızın bitmesini bekledim.Dudağına kocaman bir öpücük kondurdum.Başımı çekmeye yeltendim ki ellerini başımın iki yanına koydu ve kendine çekerek dudaklarımı yercesine öpmeye ve ısırmaya başladı.Bacaklarını belime dolayıp kendine doğru bastırıp kalçasını havaya doğru kaldırarak inmek üzere olan sikimi daha fazla ittirdi kendine .Beş on saniye sonra bıraktı belimi.Avucumu yanağının üstüne koyup okşadıktan sonra kalktım üstünden.Banyoya gidip lavaboda elimi yüzümü yıkayıp çıktım,peşime o girdi banyoya.Balkona çıktım akşam ablamın masada bıraktığı sigaradan alıp sessizce çakmağı çaktım.Yılların birikimi olan duygunun serbest bırakılmasının vermiş olduğu rahatlıkla içim kıpır kıpırdı.İlk kez ilişkiye giriyordum ve bunu beni gerçekten etkileyen onunda ilk kez yaptığına inandığım biriyle yapmanın hazzı paha biçilemezdi.
Sigaram bitince sessizce oturma odasına gittim.Yatağa girdim,bir süre sonra Aslıhan odaya geldi.Yatağına girmeden önce diz çöküp kulağıma ‘’Bana bu hissi yaşattığın için teşekkür ederim ‘’ dedi elimi eline götürüp tuttum ağzıma götürüp avucundan öptüm.O da başımdan öptü.Yatağına girdi.Rahatlamış ,hafiflemiş şekilde uykuya daldım.Sabah kardeşimin sesiyle zar zor uyandım.’’Abi kalk kahvaltı hazır,millet başladı hadi’’ dedi.Banyoya gittim klozetin kapağını açtım işemeye başladım ,aklıma birkaç saat önce yaşadığım şeyler geldi içim kıpır kıpır oldu.Elimi yüzümü yıkayıp aynaya bakınca yüzümde anlamsız bir sırıtış vardı.Gülebildim kendime.Mutfağa geçerken antreye,hayatımın en güzel anını yaşadığım yere baktım.Bir daha sırıttım.O sırıtmayla mutfağa girdim ahali muhabbet eşliğinde kahvaltı yapıyordu. ‘’Günaydın’’ deyip sandalyeye oturdum.Karşı tarafımda Aslıhan vardı göz göze gelince gözlerimizle konuştuk resmen,muhabbet ettik.O anı,gece yaşananları, karanlık odada göremediğim gözlerinin içini gündüz gözüyle görerek tekrar yaşadım saniyeler içinde. İlk olay bu şekilde gerçekleşti devamını duruma göre yazarım.Üzerinden seneler geçmesine rağmen etkisi hiç geçmedi benden
41 notes
·
View notes
Text
Kocam İki Saatçik Sık Dişini Dedi!
Merhaba. Ben Handan 36 yaşında bir ev hanımıyım. Kocamla 17 yıldır evliyiz. Görücü usulü ile evlenmiştik. Kocamdan başka hiç bir erkekle ilişkim olmamıştı. Kocam dolmuş şoförü ve kendine ait minibüsü var. Son 2 yıldır kocam olacak domuz kumar illetine dadanmıştı. Eve geç saatlerde gelir, iş yoğunluğundan bahsederdi, fakat buna rağmen kıt kanaat geçinirdik, evimiz de kiraydı. Üstelik minibüse de ipotek konulmuştu. Geçim derdi yüzünden kocamla cinsel hayatımız da bitmiş, 2-3 ayda bir ben zorlarsam sikişiyorduk, onda da yarım yamalak ve tatminsiz bir sikiş oluyordu.
Kocamda son zamanlarda iyice bir durgunluk vardı. Bir gün ağzındaki baklayı çıkardı ve “Karıcığım, kumardan Osman diye bir arkadaşa yüklüce borçlandım, minibüse sırf bundan dolayı ipotek koydurdu… Borcu da ödeyemiyorum…” dedi. “Eee?” dedim. “Karıcığım zor durumdayız, bana yardımcı ol. Bu arkadaşım, borcuna ve ipoteğin kaldırılmasına karşılık seninle 2 saat geçirmek istiyor!” demesin mi?
Beynimden vurulmuşa döndüm, “Neee?” diye bağırdım ve “Aşağılık adam, bana bunu da mı yapacaktın, pezevenk herif, beni mi teklif ettin?” diye kızdım. Kocam ise halen, “Karıcığım, bakkala borç, manava borç, kirayı bile ödeyemiyoruz… Minübüs de elimizden giderse tamamen biteriz… Lütfen yardımcı ol, başka çaremiz yok… Yuvamızı düşün… Çocuklarımızı düşün… Kumara da tövbe ettim!” diye ağlamaya başladı.
“Allah belanı versin, pislik adam!” dedim. Kocam halen aynı şeyleri tekrarlayıp, “Lütfen kabul et! Lütfen, sadece bir kez olacak…” diye yalvarıyordu. Gerçekten de zor durumdaydık, yiyecek lokmaya muhtaçtık, üstelik birikmiş kira borcumuzu bu ay ödeyemezsek evden de atılacaktık. Çaresizce, “Peki tamam!” dedim. Kocam, “Sağol karıcığım… Yarın öğlen saat 1'de Osman'la geleceğiz… Zaten çocuklar da okulda olacak…” öğlene kada rhazırlan temizlen ki Osman memnun kalsın dedi. Bende siktir git pezevenk ben temizim zaaten dedim O gece kocama olan öfkemden gözüme uyku girmedi…
Sabah kalkıp çocuklar okula gitmeden banyo yaptım ve çocukları okula bıraktım eve geldim 10 dakika sonra kocam arkadaşıyla eve geldi. Osman dediği adam 1.70 boyunda, esmer, 40 yaşlarında biriydi. Beni görünce gülümseyip selam verdi, ben utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
Ben mahcup mahcup dikilirken, deyyus kocam Osman'ı yatak odamıza götürdü. Az sonra da yanıma gelip, “Hadi karıcığım odaya gir… İki saatçik sık dişini!” demez mi? Sinirden ağlayacak durumdaydım ve ayaklarım gitmek istemiyordu. Kocam, “Hadi karıcığım!” deyip beni hafifçe itekleyip yatak odamızın kapısının önüne götürdü ve “Hadi, sen odaya gir ben evden çıkacağım!” dedi. İyice godoş olmuştu kocam, beni zorla adamın koynuna sokuyordu. İçimden, böyle kocanın gözü kör olsun diyordum, yuvam dağılmasın diye elin adamıyla sikişecektim.
Odaya utana sıkıla girdim ki, istemsizce, “Ayy” demişim. Osman çırılçıplak yatağa uzanmıştı, siki taşağı meydandaydı. Bana gülümseyerek, “Utanma güzelim, gel iki saatliğine karı koca olacağız!” dedi. Kocamdan başka ilk defa karşımda çıplak erkek görüyordum. Osman, “Soyun hadi güzelim!” deyince arkamı dönüp üstümdekileri çıkarmaya başladım,
Osman'a bakmıyordum bile. Külot ve sutyenimle kalınca dönüp yatağa baktığımda gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ben elbisemi çıkarırken adamın siki kalkmıştı bile. Sikini sıvazlayarak, “Sutyeni de çıkar güzelim!” dedi. Çaresizce çıkardım. Memelerimi görünce, “Üfff, ne güzel memelerin var, tam yalamalık!” dedi. Ben utancımdan yerin dibine girmişken, “Şimdi de külodunu çıkar güzelim!” dedi.
Külodumu da indirip çıkardığımda Osman yataktan kalkıp bana sarıldı. Adamın kollarında hem utançtan, hem sinirden tir tir titriyordum, bayılacak gibi olmuştum. Osman, “Çekinme güzelim. İki saatliğine beni kocan gibi hayal et!” dedi. Adamın koca sikini amımın üstünde hissetmiştim, ellerini de arkama atmış götümü avuçlamıştı. Ayakta beni öpmeye başladı, dudaklarımdan öpüyordu. Ben tabii karşılık vermiyordum. “Ama böyle yapma güzelim, sen de karşılık ver! Sen zevk almazsan ben zevk almam, ben zevk almazsam da kocanın borcunu silmem!” dedi.
Artık dönüşü olmayan bir yola girmiştim, olan olmuştu artık. Mecburen karşılık verdim ve öpüşmeye başladık. Dudaklarımız birbirine kenetlenmiş, dillerimiz içerde çılgınlar gibi sevişiyordu. İçime bir ürperti girmişti, ilk kez kocam haricinde bir adamla ayakta çırılçıplak sevişiyordum…
Osman beni nazikçe yatağa yatırdı, memelerimi öpmeye başladı, dudaklarıyla meme uçlarımı sündürüyor, öpüp, yalayıp, emiyordu. İçim bir hoş olmuştu, meme uçlarım sertleşmişti. Kollarımı kaldırdı ve koltukaltıma bakıp harikasın tertemizsin yavrum kokun harika diyerek koltukaltımı kokladı ve yalamaya başladı ben ayyy ne yapıyorsun dedim ama hiç oralı olmadan iki koltuk altımıda koklayarak emiyor ve harika kokuyorsun kokuna kurban olurum dedi.
Elini amcığıma atıp okşamaya başladığında, aldığım zevkten utanarak, “Yapma lütfen!“ utanıyorum diyebildim. Osman iyice iştahlanmıştı, elimi tutup sikine götürdü ve “Okşa güzelim küçük Osmanı!” dedi. Siki hem sert hem de sıcacıktı, okşamaya başladım. İrice bir siki vardı, mor damarları vardı. İyice heyecanlanmıştım, isteksiz başlamıştım, ama içim sıcacıktı şimdi. O ise memelerimi hafif hafif ısırıyor, koltuk altımı yalıyor beni kudurtuyordu. Amımı hafif hafif parmaklıyor, “Ohhh güzelim, amın ıslanmış, şelale gibisin!” diyordu. Adam işi biliyordu, klitorismle oynamaya başladığında, yine istemsizce, “Yapma!” demişim.
Memelerimden sonra göbeğimi ve göbek deliğimi yaladı hafif hafif. Sonra bacaklarımı açıp amcığımın karşısına geçti ve “Ohhh, ne güzel amcığın var!” dedi. O an adama istemsizce gülümsediğimin farkına vardım, iltifat etmesi hoşuma gitmişti. kafasını amıma gömdü ve kokladı ve harika kokuyorsun güzel kadınım dedi ve amımın dudaklarına öpücükler konduruyordu. Kocamla çoktan beri sikişmediğimizden dolayı iyice azmıştım. Amımı yalamaya başladığında ben de saçlarından tutup yüzünü amıma bastırdım.
Osman iyice şevke gelip amcığımı resmen yemeye başladı, ben ise zevkten ölecektim. Arada dilini içime sokunca bir hoş oluyordum, “Yapma lütfen!” diye isterik isterik inliyordum. İki eliyle de götümün yanaklarını kavrayıp sıkıyordu. Ben sonunda, “Öldürdün beni Osman!” diyerek orgazmın doruklarında seller sular gibi aktım. Osman beni resmen diliyle sikip orgazm etmişti…
Osman doğrulup, “Hadi güzelim, sikimi biraz yala!” dedi. Şaşkınlığımı suratımdan okumuştu sanki. “Ne o, kocanınkini ağzına almıyor musun?” dedi. “Hayır, kocamla yaptığımızda klasik yaparız…” dedim. Sikini ağzıma getirdi ve “Dudaklarını arala!” dedi. Dudaklarımı araladığımda sikinin başını ağzıma soktu ve “Em!” dedi. Sikinin başı sıcacıktı, tadı da elma şekeri gibiydi. Ben emerken Osman zevkten inliyordu.
Ona zevk vermek beni heyecanlandırmıştı, sikini iştahla emiyordum. Ağzımdan çıkardığımda, “Devam et!” dedi. Sağ eliyle kafamı tutuyordu, “Dilini de kullan!” dedi. Dilimi sikinin başında dezdiriyor, tam sikinin deliğini dilliyordum. Osman ise, “Ohhhhşşşş!” diye çıldırıyordu.
Kocam gibi odun değildi, seks oyunlarını çok iyi biliyordu hınzır adam. “Senin gibi şehvetli bir kadın istese daha fazlasını alır ağzına!” dedi. Sikini alabildiğim yerine kadar ağzıma aldım. “Aferin güzelim, sen bu iş için yaratılmışsın, çok güzel yapıyorsun! Taşaklarımı da okşa!” dedi. Siki ağzımdayken taşaklarını okşuyordum,
Osman da zevkle inliyordu, isterik bir erkekti. “Şimdi de götümü parmakla!” dediğinde şaşırmıştım. “Hadi güzelim, parmakla!” dediğinde işaret parmağımla göt deliğine parmak atmaya başladım. Osman böğürür gibi inliyordu…
Sonunda, “Yeter güzelim, patlayacağım, gel şöyle!” deyip bacaklarımı ayırdı ve “Şu güzelim amcığına bir gireyim!” dedi. Eliyle sikini tutup amcığıma pat pat vurmaya başladı. “Yapma Osman, bir hoş oluyorum!” dedim. Sonra sikini amımın dudakları arasına sürtmeye başladı. İyice sulanmıştım, artık dayanamıyordum,
Osman'ı kendime çekip, “Hadi erkeğim sokkk!” dedim usulca. Osman, “Ohşşş yavrum!” deyip amıma sikinin yarısını sokunca ince bir çığlık attım, biraz zevkle karışık canım yanmıştı. “Erkeğim yavaş, amıma kaç aydır birşey girmiyor!” dedim. Bunu duyan Osman iyice çıldırmıştı, sikini çıkardı, yeniden sokup biraz daha yüklendi. “Lütfen yavaş!” diyerek Osman'a sıkıca sarıldım. Osman birden yüklenip hepsini soktuğunda resmen ciyakladım. Amımın dibine kadar girmişti…
Sikmeye başladı. Sikerken dibine kadar köklüyordu. Benim inlemekten nefesim kesilmiş, içim bir hoş olmuştu, tüm vücudum yanıyor gibi kendimi sıcacık hissediyordum. Sanırım gerçek seks buydu. İlk defa sikişmenin tadını doyasıya çıkarıyordum. “Ohhh, erkeğim, durma, sikk beni!” diye haykırıyordum.
Osman da çıldırmıştı, halinden memnun şekilde amıma dipliyordu. Böyle yaklaşık 15-20 dakika sikti beni. Yeniden orgazm olmuştum, “Yeterrr, dur nolursun, bitirdin beni!” deyip kendime çekerek dudaklarına yumuldum. Osman sikini amımdan çıkaracağında, “Çıkma, hep böyle içimde kal!” dedim.
Osman, “Bir de köpekleme sikeyim senin şu güzel amını!” dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım. Osman doğruldu. Benimse üzerimde orgazm sarhoşluğu vardı. Beni de doğrulttu, dudaklarımdan öptü ve “Hadi!” dedi. “Nasıl olacak?” dedim zevk sarhoşu bir şekilde. “Gel göstereyim!” dedi. Beni güzelce dört ayak üstü yapıp belimi eğdi.
Götüm havaya dikilmişti. Arkama geçip, “Yavrum ne güzel götün var!” deyip okşayıp, arada şap şap vuruyor, öpücüklere boğuyordu götümün yanaklarını. Sonra sikini amcığıma dayadı, tekrar sokup sikmeye başladı. Belimden tutmuş, sert şekilde sikiyordu beni. Sikerken ‘Şap, şap, şap!’ sesler çıkarken bense inim inim inliyor, çığlıklar atıyordum, ikimiz de zevkin doruklarındaydık. Sonra ellerini belimden çekip memelerimi kavradı ve daha sert sokmaya başladı. 5 dakika sonra ise, “Ohhhhşşş, geliyorum güzelim!” diye inledi.
“İçime boşalma!” dediğimde, “Birşey olmaz!” deyip memelerimi biraz daha sıkıp amımda gidip gelmeye devam etti. İkimiz de çığlık çığlığa inliyorduk. Amcığım adeta yanıyordu, orgazmın doruklarında kendimden geçmiştim. Osman böğürerek döllerini içime akıttıktan sonra çekilip yatağa attı kendini. “Ihh, ıhh!” diye nefes alıyordu, yorulmuştu. Amımdan döller akıyordu, peçeteyle sildim. İçime boşalmıştı ama ben mutluluktan uçuyordum.
Biraz dinlendikten sonra Osman dudaklarımdan öpüp, “Çok ateşli bir kadınsın!” dedi. Gerçi ben de kendime şaşmıştım, ilk başta utana sıkıla ve istemeye istemeye başlayan bu sikiş, evlilik hayatımda asla ulaşamadığım bir doruk noktasına ulaşmıştı. Ben de Osmanın dudaklarından öpüp, “Çok güzel sikiyorsun erkeğim, beni uçurdun!” dedim. Kalktık, beraber banyoya gittik. Osman işerken, ben amımdaki dölleri temizledim, banyoda aynı karı koca gibiydik.
Birlikte duş aldıktan sonra sarmaş dolaş ve çıplak olarak odaya geri döndük. Osman yatağa sırtüstü uzandı, siki şimdi sönmüş, pörsümüştü. Daha vaktimiz vardı, “Erkeğim gitmeden önce bir daha yapalım mı?” dedim. “Biraz dinleneyim, yordun beni azgın karı!” deyip götüme bir şaplak attı. Ben de yanına uzandım, öpüşmeye başladık.
Memelerimi okşuyor, götümü elliyordu. Ben de sikini elliyordum, fakat hareketlenme yoktu. “Hadi erkeğim, kaldır şunu!” dedim. “Sen kaldır!” deyip beni ters olarak üzerine çekti. O benim amcığımı yalıyor, ben de sikini okşuyor, öpüyor, ağzıma alıyordum. Siki biraz şişiyor gibiydi, ama ilk kıvamında değildi. Osman, “Götümü parmakla yavrum!” dedi. İşaret parmağımı götüne soktuğumda Osman inlemeye başladı.
O da benim göt deliğimi parmaklamaya başlamıştı. Ben, “Yapma Osman!” dedikçe Osman tahrik oluyor, parmağının tamamını götüme sokuyordu. Bunca yıllık evliliğimde kocamla bunların hiçbirini yaşamamıştım…
Siki yine dikilmeye başladı. Sikini ağzıma alıp, taşaklarını da okşayınca siki iyice sertleşti. Bana, “Sikimin üstüne bin!” dedi. Ata biner gibi çıktım üstüne, sikini kavrayıp amıma sürtmeye başladım, sonra amımın deliğine denk getirip üstüne oturdum. Belimden iki eliyle tutup beni zıplatmaya başladı.
Ben zıpladıkça sikinin tamamı içime giriyordu. Ben durunca alttan götünü hareket ettirip beni zıplatıyordu. Her zıplamamda memelerim hop hop oynuyor, Osman da onları sıkıyordu. Daha önce hiç tatmadığım bir zevk içinde sikişiyorduk. Ben zevkten çığlık attıkça, Osman alttan daha bir gaddarca köklüyordu…
Sonra beni sırt üstü yatırıp bacaklarımı omzuna aldı, sikini amcığıma birden kökledi ve sikmeye devam etti. Ben yine orgazm olup, “Osman bitirdin beni yine!” deyince, “Buna bacak omuzda derler yavrum, bu da güzel sikiştir!” deyip kökledikçe kökledi. Amımdan resmen sular akıyor, şlap şlap diye sesler çıkıyordu.
Osman üstümde abandıkça ben altında zevkten çığlık çığlığa bağırıyordum. Böyle de 15-20 dakika sikiştik. Vücudumdaki bütün kemiklerin sızladığını hissediyordum, ama aldığım zevk çok daha fazlaydı. Sonra tekrar beni kucağına alıp zıplatmaya başladı. Ellerimiz birbirine kenetlenmişti. Ben yeniden orgazm olmak üzereydim…
Sonunda Osman, “Geliyorum, geliyorum!” deyip birden amımın içine döllerini boca etti. Ama boşalırken öyle bir haykırmıştı ki, siki kırıldı sandım. İkimiz de aynı anda boşalmış, soluk soluğa kalmış, ama sikişin de tadını çıkarmıştık. Yatağa yığıldık kaldık.
Amcığımdan yine onun dölleri akıyordu. Osman'a sarılıp öpücüklere boğdum. Gavat kocam sayesinde hayatımda ilk defa gerçek sikişin tadını almıştım. Çok mutluydum, hatta kocamın kumar borcunu bile umursamıyordum artık.
Osman saatine bakıp, “Ben gitsem iyi olacak, gavat kocanla iki saatliğine anlaşmıştık. Ama tadın damağımda kaldı, karım bile senin kadar istekli değil, dişi kısrağım benim!” dediğinde şaşırmıştım. “Ay sen evli miydin, kim bilir karını nasıl sikiyorsundur!” dedim.
Osman, “Siksem ne olacak, senin verdiğin zevki asla veremez!” deyince, ben de, “Bundan sonra her zaman beklerim Osman'ım!” dedim. Telefon numaralarımızı aldık. Osman giyinip çıktı evden, ben de odayı havalandırdım, her tarafı döl ter ve am suyu kokuyordu çarşafı değiştirdim. Sonra da duş alıp giyindim…
Mutuluktan uçuyordum resmen, ama kocam eve gelince hemen öfkeli yüz ifademe büründüm. Kocam bana sarılıp, “Karıcığım sana minnettarım, yuvamızı kurtardın, minibüsün ipoteğini kaldırttın.
O hayvan Osman canını yakmadı ya senin?” dedi. Ben de kızgınmışım gibi bir ifadeyle, “Defol pis herif, senin yüzünden resmen orospu oldum, olmaz olsun senin gibi koca!” dedim. Ama amcığım halen Osman'ın sikini istiyordu…
Sonraki günlerde Osman'la telefonlaşıp, kocamın işte olduğu zamanlarda haftada 1 2 kez buluşup sikiştik. Azgın erkeğimle yeni pozisyonlar denedik. Beni her defasında zevkin doruklarına çıkarmaya devam ediyor Osman'ım :)
334 notes
·
View notes
Text
Değişik tatlar
Merhaba arkadaşlar Hasan kardeşim sen beni tanıyorsun bu yazacaklarımı lütfen isim değiştirip yayınlarsan sevinirim. Benim için önemli olan bu. Şimdi konumuza geçelim. Kendimi ve eşimi tanıtarak başlayayım. Ben 170 boyunda 80 kilo ağırlığında 8 yıllık evli 33 yaşında çocuksuz bir erkeğim. Eşim Özgül 26 yaşında 168 boyunda 59 kilo büyük memeleri ve kalçasına rağmen ince belli çok seksi ve çok güzel bir kadın sarı saçlar mavi gözlü bunu da belirteyim. Benim çocukluktan kalma bir eşcinsellik sorunum var. 15 yaşımda arkadaşlar arasında birbirimizi siktiğimiz oldu en çok ben sikilmekten hoşlandığım için her buluşmamız da en çok beni sikerlerdi. Evlendiğimizde eşime bunu söyledim anlayışla karşıladı eşimde benden önce bir çok erkekle birliktelik yaşamış bekaretini korumuş ama götten çok sikilmişti.
Seks hayatımız mükemmel giderken ben bir gece sevişirken eşime şimdi 2 erkek olsaydı ben amını sikerken o götünü sikseydi güzel olmazmıydı diye sordum sanki eşim bu teklifi bekliyormuştu harika olurdu bizim hastanede bir doktor var pantolonndan sikinin kalın ve uzun olduğu belli oluyor onun sikinin içime girmesini çok isterdim dedi. O gece uzun uzadıya konuştuk bende sikilmek istiyordum doktor bey'i eve davet edecektik ama nasıl. Özgül doktor Şevket beyin nöbetçi olacağı bir gün arkadaşıyla yer değiştirdi planı devreye sormuştuk, daha 1 yıl bile olmamıştı evleneli . Nöbet günü akşam iş çıkışı bende hastaneye gittim doktor Şevket bey ve eşim kantine oturmuş çay içiyordu. Yanlarına oturdum sohbet etmeye başladık. Bekar olduğunu sevgilisinden yeni ayrıldığını söyledi bende cumartesi gecesi birlikte içelim mi konuşur dertleşiriz dedim kabul etti. 2 gün sonra cumartesiydi eşim hazırlıklara başladı güzellik merkezine gidip kıl tüy ne varsa temizletti bende viski Rakı votka bira vs aldım akşam olmuş Şevket hoca gelmişti eşimin üzerinde dar bir deri etek yine dar siyah bir tşört vardı. Masaya geçtik yemek yedik yemek sırasında Şevket in gözü karımdan hiç ayrılmadı resmen karımı gözleriyle sikti.
Karım o baktıkça daha bir frikik veriyor hocayı deli ediyordu. Masa toplanıp içki masasına geçtik karım Şevket in karşısına geçip oturdu arada bir bacaklarını açıp göz ziyafeti çektiriyordu. İyiden iyiye çakır keyif olmuş dili dolaşıyordu saat epey ilerlemiş ne o ne de biz konuya giremiyorduk aklıma slow müzik koyup dans etmek geldi hemen dans etmek için yer ayarladım slow Türk ü açıp karımı dansa kaldırdım. Karıma ne yap et yatağa götür dedim. Dansa Şevket İ kaldırdım karım Şevket e sarıldı tek vücut olmuşlardı karımın sağ eli görünmüyordu demek ki karım işe koyulmuştu onlar dans ederek yatak odasına gittiler 5 dakika sonra ben gittim Şevket yatıyor karım sikinin üzerine oturup kalkıyordu zevk çığlıkları atıyordu. Soyunup yatağa çıktım eşimin ağzına verdim sikim kazık gibi olunca eşimin arkasında yerimi aldım boşta kalan göt deliğine soktum Şevketle birlikte pompalamaya başladık.
İlk orgazmı bağırarak yaşadı eşim daha sonra ben en son Şevket boşaldı eşimin amından göt deliğinden döller çıkıyordu Şevket bana döndü bacanak mı diyeyim sana dedi güldü, yok sen bizim sikicimizsin dinlen daha ben yemek istiyorum o kalın ve uzun yarağı dedim sikimi tuttu kendi sikine sürttü beni yüzü koyun yatırıp karnımın altına minder koydu eşim krem uzattı sikine ve göt deliğime sürdü karım Şevket in sikimi tuttu ağzına aldı 3 5 dakika emdi hadi bekliyorum soksun artık çok azdım dedim Şevket birden soktu pompalamaya başladı o kadar sikilmeme rağmen bir taraftan acıyor diğer taraftan zevkten dört köşe oluyordum Şevket belki 20 dakika sikti götümü içimden çıkarıp karımı yanıma yatırıp birden soktu özgül e pompalamaya başladı özgül kendini kasıyordu birlikte boşaldılar.
O geceden sonra Şevket bizim evden çıkmaz oldu her gece özgül ü bildiğimiz her pozisyonda sikiyorduk. Taaa ki Şevket başka bir hastaneye gidene kadar. Şimdi arada bir geliyor 3 ayda bir ancak özgül ü ve beni sikiyor. Biz şimdi daha değişik sikler denemek istiyoruz değişik tatları tatmak çok güzel oluyor.
72 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 20 Merhaba, ben Muhittin. Aslen Diyarbakır’ın bir köyündenim, çocukluğum orada geçti. Hikayemin kahramanı üvey ablam Zeliha benden iki yaş büyüktür, o da benimle birlikte köyde büyüdü. Zeliha ablam liseden sonra üniversiteyi kazandı ve Kütahya’ya gitti. İlk sene yurtta kaldı, sonradan oradaki bir akrabamızın kiralık dairesi boşalınca orayı tuttu ve tek başına yaşamaya başladı. Ben okumadım, köyde ailemin çiftçilik işleriyle uğraşıyordum. Bu sebeple yaşım gelince hemen askere gittim. Askerlik yaptığım İstanbul’da tertibim Hasan vardı. Hasan Kütahya’lı olduğundan, ona, “Benim üvey ablam da Kütahya’da okuyor, Kütahya nasıl bir şehir?” diye sormamla aramızda muhabbet başlamış, zamanla da onunla çok iyi arkadaş olmuştuk. Benim askerlik bitti ve tezkereyi alır almaz memlekete gitmedim, Kütahya yakın diye Zeliha ablamın yanına uğradım. Geleceğimden haberi vardı, bana güzel yemekler hazırlamıştı. Yemeğimizi yedikten sonra oturduk, sohbet muhabbet, özlem giderdik. Sabah kahvaltımızı yapınca o okula gitti, ben evde oturup vakit geçirdim. Hiçbir yer bilmediğim için akşam birlikte çıktık, gezdik, gece eve geldik.
Zeliha ablam 1.75 boyunda, esmer, kapalı bir kız idi. Balıketli bir fiziği vardı, ama ona çok yakışıyordu. Halen başörtüsü takıyordu, ama Kütahya’ya geldikten sonra giyimi kuşamı değişmiş ve güzelleşmişti. Çarşıya çıktığımızda erkeklerin ona bakışları dikkatimi çekmişti.
Ben geleli bir hafta olmuştu. Her akşam dışarı çıkıyorduk. O gün yine akşam dışarı çıktık, biraz gezdik. Sonra bir çay bahcesinde oturduk, çay içiyorduk. O sırada telefonum çaldı. Arayan benim tertip Hasan idi. Hemen açtım telefonu. Ben hiç izin kullanmadığım için ondan bir hafta erken gelmiştim. O da teskeresini almış şimdi Kütahya’da imiş. Bulunduğumuz çay bahçesinin yerini tarif ettim, çay kahve içeriz, biraz sohbet eder, dertleşiriz diye düşündüm. Yarım saat olmadan Hasan yanımıza geldi. Üvey ablamla tanıştırdım. Sohbet muhabbet çay, kahve derken karnımız acıktı. Hasan, “Bildiğim çok güzel bir yer var, hem yemek yeriz hem birşeyler içeriz!” dedi ve kalktık. Çok güzel, gençlerin takıldığı bir mekana götürdü bizi. Oturduk, yemeğimizi söyledik.
Yemeklerimizi beklerken, Hasan, “İçki içelim mi?” diye sordu. “Ben her zaman içmiyorum!” dedim. Hasan, “Tertip artık sivildeyiz, biraz kafa dağıtalım! Bir iki duble Viskiden birşey olmaz!” deyince kırmadım kabul ettim. Ablam da, “Ben meşrubat içeceğim!” dedi. Hasan da, “Buranın alkolsüz kokteylleri var, çok güzel. Sana da ondan söyleyim!” dedi ve kalktı, bara gidip içecekleri söyledi. Barmen arkadaşıymış, fısıldaşarak birşeyler konuşup gülüştüler…
Siparişler geldi, yemeğimizi yiyor, içkilerimizi içiyor, sohbet ediyorduk. İkinci dubleden sonra benim kafam dönmeye başladı. Ablam ise Hasan’la sohbeti iyice koyulaştırmış, sanki 20 yıllık arkadaş gibi samimi olmuşlardı. Bir ara dans müziği çalmaya başladı. Çiftler piste çıkıp dans ediyordu. Hasan, “Ablanı dansa kaldırsana tertip!” dedi. Ben de, “Yok tertip ben anlamam, siz edin!” dedim. Benim öyle dememi bekliyorlarmış gibi hemen kalktılar ve dans etmeye başladılar.
Onlar dans ederken barmen bana bir duble daha getirdi. Onu da içince iyice bir tuhaf olmuştum. Robot gibi oturmuş etrafa bakınıyordum. Bir ara gözüm ablamla Hasan’a takıldı, Hasan elini ablamın tam götünün üstüne koymuş, ufak ufak hareketlerle okşuyordu. Dans bahanesiyle de ablamı iyice kendine çekmiş, resmen sürtünüyordu. Ablam ise Hasan’ın gözlerine bakarak gülümsüyor, birşeyler konuşuyorlardı…
Bir süre dans ettikten sonra masaya geldiler. Barmen ablama da yeni bir kokteyl getirdi. O kokteyl nasıl bir içkiyse artık, ablamın yüzü kıpkırmızı olmuş, konuşurken dili dolanıyordu. Ben zaten içkiye alışkın değildim, Hasan’ın zoruyla bir duble daha içtim ve iyice kötü oldum. Hasan hesabı ödedi, kalktık, ama ben ayakta zor duruyorum. Hasan, “Sizi evinize bırakayım!” dedi, oradan bir taksiye bindik. Yolda Hasan bir tekel bayine uğradı, sigara ve birkaç tane bira aldı. Ablam, “Daha içecek misin?” diye sordu. Hasan da, “Sizi bırakayım, bunları da evimde içeceğim!” dedi.
Eve varınca taksiden indik. Hasan taksiyle devam edecekti. Ama ben ayakta durmakta zorlanıyordum. Ablam Hasan’dan rica etti, “Yukarıya kadar yardım et, öyle gidersin!” dedi. Hasan da ücretini ödeyip taksiyi gönderdi. Ve Hasan’ın yardımıyla yukarı çıktık. Beni, üstümü bile çıkaramadan yatağıma yatırdılar. Kafam acayip dönüyordu. En iyisi uyuyayım dedim, gözlerimi kapadım. Hemen uyumuşum…
Ama aradan 15 dakika geçmeden aşırı mide bulantısı ile uyandım. Yatağın yanına kafamı zor uzatıp yere halının üzerine kustum. Kusunca biraz rahatlamıştım. Yatağa oturdum, kendime gelmeye çalışıyordum. Benim yattığım odanın kapısı açık idi, salonda ışıklar kapalı, ama TV’nin sesi geliyordu.
Biraz kendime geldikten sonra mutfaktan kağıt havlu alayım da halıyı temizleyim diye kalktım. Mutfağa giderken salona baktım. Kimse yoktu ama TV açıktı. Sehpada kapağı açık bira, yanında neskafe ve küllükte de halen yanan bir sigara vardı. Mutfağa baktım orda da kimse yoktu. Ama ablamın odasının ışığı yanıyordu, kapı kapalı idi, kapının altından ışık görünüyordu.
Bu işte bir anormallik vardı. Ablamın odasına yaklaştım, içerden tuhaf tuhaf sesler geliyordu. Anahtar deliğine eğilip baktım. İkisi de yatağa uzanmıştı. Hasan, ablamı hem okşuyor hem öpüyor, hem de yavaş yavaş soymaya çalışıyordu. Salondaki küllükte halen yanan sigaradan belli ki daha yeni odaya geçmişlerdi. Hasan, elini ablamın eteğinin altına sokmuş, bacaklarını okşaya okşaya yukarı doğru çıkıyordu. Ablam ise elini ittiriyor, sanki istemiyor gibiydi. Ama Hasan devam ediyordu
Az sonra etek iyice sıyrılmış, esmer güzeli ablamın bacakları meydana çıkmıştı. Hasan, elini iyice yukarı çıkartmış, beyaz külodunun üstünden ablamın kabarık amını okşamaya uğraşıyordu. Hasan elini ablamın amına attıkça ablam Hasan’ın elini tutup geri çekiyordu. Fakat dudakları hiç ayrılmıyor, nefes bile almadan öpüşüyorlardı. Ablamdan yüz bulamayınca Hasan yavaşca kendi pantolonunu çıkarıp sadece boxer ile kaldı ve ablamın bacak arasına girdi. Dudaklarını emerken bir yandan da boxerden kabarıklığı belli olan yarrağını ablamın tam amının üstüne sürtüyor, onu tahrik etmeye çalışıyordu. İşe de yarıyordu, ablam amının üstünde sürtünen yarraktan iyice tahrik olmuş olacak ki, kendini iyice salmış, bacaklarını iyice aralamış, kendinden geçiyordu…
Hasan doğrulup ablamın külodunu indireceğinde, ablam, “Hasan, yapmaaaaaaa, yeter!” dedi. Hasan ise, “Daha yeni başlıyoruz, ne yeteri?” dedi. Ablam, “Muhittin duyacak, rezil olacağız, nolur bırak, yeter, bizi böyle görürse nasıl yüzüne bakarız?” dedi. Hasan, “Korkma, Mühittin‘in götünde pireler uçuşuyor, iki gün sonra zor uyanır!” dedi. Ablam, “Yapma Hasannnnn!” diye inliyordu. Hasan, ablamın susması için tekrar dudaklarına yapıştı. Ablam gözlerini kapatmış halde Hasan’ın dudaklarına karşılık veriyorken, Hasan tek hamlede kendi boxerini çıkardı. Yarrağı kapkara ve kocamandı. Hasan şimdi çırılçıplaktı. Ablamın ise uzun eteği beline kadar sıyrılmış, beyaz külotu biraz aşağıya inmiş, gömleğinin düğmeleri açık, başındaki başörtüsü de iyice dağılmıştı
Ablamın memelerini sutyenden kurtaran Hasan memeleri yalayıp emmeye başlayınca ablam da artık iyice kendinden geçmişti. Hasan elini yarrağına götürdü ve ablamın külotunu az daha indirip yarrağını amının dudakları arasına sürtmeye başladı. Ablam, “Hasan nolur dur!” deyince, Hasan, “Bakire misin yoksa?” dedi. Ablam zevkten cevap bile veremiyordu, ama bakışlarından ve sevişmesinden bakire olmadığı belliydi. Hasan’ın sürtmesi ablamı çıldırtmıştı, sonunda, “Sok hadi, bakire değilim!” dedi. Bunu duyan Hasan yarrağını bir anda amının içine doğru ittirdi. Dibine kadar girince ablam, “Ohhhhh!” diye inledi.
Hasan biraz içinde bekledi, sonra yavaşça git gele başladı. Hasan’ın kalın yarrağı ablamın pamuk gibi amında gidip gelirken ablam ellerini Hasan’ın beline sarmış kendine doğru çekiyordu. Hasan ise tempoyu hiç bozmadan amının dibine dibine basıyordu. Ablamın amı zevkten sabun gibi vıcık vıcık olmuş, şapırtılar bana kadar geliyordu…
Biraz pompaladıktan sonra Hasan durup, “Beğendin mi orospu? Hoşuna gidiyor mu?” diye sordu. Ablam, “Durma nolursun, devam et aşkım! Yalvarırım devam et!” diye inledi. Hasan gülerek, “Muhittin uyanmasın? İstersen bırakalım!” dedi. Ablam sinirlenmişti, “Siksene orospu çocuğu!” diye bağırdı. Hasan yeniden sikmeye başladı. Ablamın sikilmek için böyle yalvarmasına ve böyle kelimeler kullanmasına çok şaşırmıştım. Benim namuslu sandığım ablam üniversiteye giderken orospunun hası olmuştu. Hasan’ın koca yarrağını dibine kadar alırken bana mısın demiyor, aksine zevkten inim inim inliyordu. Kim bilir ben Kütahya’ya gelmeden önce ne yaraklar yiyordu.
Biraz sonra Hasan’ın pompalama temposu iyice hızlandı. Artık benim odamda uyuyor olmam umurlarında değildi, yüksek sesle inim inim inliyorlardı. Derken ablam sara hastaları gibi titremeye ve kedi eniği gibi ciyaklamaya başladı. Az sonra da Hasan yarrağını ablamın amından çıkarıp böğürerek döllerini ablamın memelerine attırmaya başladı. Ablam da eline aldı yarağı ve tamamen boşalasıya kadar sıvazladı…
Ben hemen yavaşça odama gittim, odamın ışığını açmadan yatağa uzandım. Uyuyor numarası yapıyordum, ama gözümü tam kapamamıştım, gözlerim kısıktı ve yattığım yerden koridoru görebiliyordum. Banyo benim odanın karşısında idi. Az sonra ablam üstü giyinik halde geldi, kapıdan bana baktı ve yavaşça kapımı çekip kapadı. Sonra, Hasan’a, “Gelebilirsin!” dedi. Göremiyordum ama seslerini duyabiliyordum, banyoya girmişlerdi. Duşun sesiyle karışık gülüşme sesleri geliyordu inceden. Sonra çıktılar banyodan. Gülüşerek salona gittiler. Ben artık Hasan gider diye düşünürken tam tersi oldu, az sonra gülüşerek tekrar ablamın yatak odasına girdiler ve kapıyı kapadılar.
Birkaç dakika bekledim ve yavaşça odamın kapısına çıktım. Ablamın odasından ufak ufak fısıltılar geliyordu. Herhalde Hasan üstünü giyiniyor, çıkıp gidecek diye düşünürken dayanamadım ve yine kapılarının önüne gittim. Anahtar deliğinden baktım ki, Hasan halen çırılçıplak, bir elinde sigara diğer elinde bira var, yatakta sırtını duvara yaslamış oturuyor. Ablam da çırılçıplak soyunmuş ve yatağa uzanmış, kafası Hasan’ın kucağında, eline Hasan’ın inmiş yarrağını almış, yarağa bakıp, “Küçülmüş bu!” diyerek gülüyordu.
Hasan, “Ne gülüyorsun orospu, daha yeni boşaldı, iki dakika dinlenip kendine gelsin!” dedi. Ablam, “Ben diriltirim şimdi onu!” dedi. Hasan sigarasını söndürüp, “Ya sen ne orospu çıktın, Muhittin hep senden bahsederdi, senin nasıl iyi biri olduğunu anlatırdı, harbiden iyimişsin, muamelen çok iyi!” dedi. Ablam da Hasan’a gülümsedikten sonra yarrağını okşamaya ve öpmeye başladı. Hasan arkasına yaslanmış, bir elinde birası, diğeriyle de ablamın kafasını hem okşuyor hemde yarrağına bastırıyordu…
Demin solucan gibi olan yarrak yine yılan gibi başını kaldırmıştı. Ablam yarrağın kafasından başlıyor, taşaklarına kadar yalıyor, tekrar başına çıkıp ağzına alıyordu. Birkaç dakika yaladıktan sonra damarları çıkan yarrak ablamı yine sinsi sinsi gülümsetmişti. Yalamayı bırakıp kalktı ve Hasan’ın kucağına oturdu, eliyle yarrağı amının ağzına yerleştirip, tek seferde amının içine aldı. Kucağında yavaş yavaş içinde oynatmaya başladı. Götünü öyle güzel çeviriyordu ki, amındaki yarrağı nerdeyse kıracaktı. Hasan elindeki birayı bırakıp ellerini ablamın götüne götürdü ve dudaklarına yapıştı. Elleri ablamın götünün yanaklarını iyice ayırırken alttan da pompalamaya başladı. Baktığım anahtar deliğinden ablamın kapkara göt deliği tam karşımdaydı…
Yarrak amına girip çıkdıkça ‘Şap, şap!’ sesler çıkmaya baslamıştı. Hasan ablamın götünün yanaklarını iyice kavramış kendine kendine çekiyor, amına köküne kadar sokuyordu. Ablam inlemeye başlamıştı. “Ohhhh, sikkk, durma aşkım, ohhhhh, devam et bu şekilde!” diyordu. Bir süre bu şekilde Hasan’ın kucağında zıplayan ablam yorulmuş, nefes nefese kalmıştı. Birden yarağın üstünden kalktı. Hasan’ın elinden tutarak onu da kaldırdı ve yatağa çaprazlamasına domaldı, tam köşeye gelecek şekilde kafasını yatağa gömdü ve “Hadi aşkım, sikmeye devam et!” dedi. O pozisyonda amı kabak gibi arkaya çıkmıştı.
Ablamın arkasına geçen Hasan yarrağını sürterek biraz bekledi ve bir anda aniden kökledi. Ablam, “Ahhhhhh! Hayvan!” diye çığlığı bastı. Hasan ablamın ağzını eliyle kapatıp, “Bağırma orospu, Muhittin uyanacak!” dedi. İçinde biraz bekledikten sonra ağzındaki elini çekti ve iki eliyle belinden kavrayarak sikmeye başladı. Sertçe sikiyor, köküne kadar sokuyordu. Ablam resmen acı çekiyor, “Aşkım, ne olursun dur!” diye yalvarıyordu. Ama Hasan hiç oralı olmadan sikmeye devam ediyordu. Hasan iyice kontrolden çıkmıştı, alkolün de etkisiyle ne boşalıyor, nede yavaşlıyordu, darbeli matkap gibi sikiyordu…
Ablam, “Aşkım, ne olursun yeter artık, götüm çok acıyor, amımı sik!” dediği anda anladım ki Hasan götten girmişti. Ablamın çığlığından ve acıyla inlemesinden bunu anlamam lazımdı. Hasan insafa gelmişti, “Tamam aşkım!” diyerek yarrağını götünden çıkardı. Ablam osurarak yatağa yüz üstü seriliverdi. Biraz öyle yattıktan sonra oflayarak yan döndü. Hasan da ablamın yanına uzandı ve dudaklarına yapıştı. Öpüşürken bile Hasan’ın eli boş durmuyor, ablamın amını okşuyordu. Biraz bu şekilde dinlendikten sonra Hasan ablamı sırt üstü yatırıp bacak arasına yerleşti. Yarrağını ablamın amına soktu, bacaklarını omzuna kaldırdı ve sikmeye başladı. İkisi de deli gibi inliyor, nefes nefese sikişiyorlardı. Ablam zevkten gözlerini kapatmış, kollarını iki yana açmış, tırnaklarını geçirdiği çarşafı koparacakmış gibi asılıyordu…
Bir süre sonra ablam, “Aşkım ben bittim, hadi artık sen de boşal!” deyince Hasan yarağını ablamın amından çıkartıp göbeğine boşaldı. Boşalması bitince de ablamın üstüne yığıldı kaldı. Nefes nefese öylece kalmışlardı. Benim için de artık ordan uzaklaşma vakti gelmişti. Sessizce odama gittim. Seslere göre tekrar banyoya girdiler, sonra Hasan evine gitti…
O günden sonra Hasan benimle artık her gün görüşmek istiyordu. Çoğu zaman birlikte dışarda bir yerde oyurup çay içerken Hasan’ı biri arıyor, kısacık telefon konuşmasından sonra kapatıyordu. Sonra da Hasan bana, “Tertip, benim acil bir işim çıktı, sen bir demlik çay daha söyle, yarım saatte işimi halleder gelirim!” deyip gidiyordu. Tabii ki ablam arıyordu, ben çay bahçesinde beklerken Hasan gidip ablama döşeyip geliyordu!
25 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 19 Merhaba. Ben Hüseyin. İş adamıyım, kendi kurduğum bir şirketim var. 3 oğlum ve karımla, halimiz vaktimiz gayet yerinde, lüks denecek varlıklı bir hayat yaşıyorduk. Küçük oğlumun düğününden dönüşte büyük bir trafik kazası yaşadık. Bu kazada sevgili karımı, evli 3 çocuklu en büyük oğlumu ve 4 çocuklu ortanca oğlumu kaybettim. Küçük oğlum ise en mutlu gününde belden aşağı felç kaldı. Bu kazadan 10 gün sonra küçük oğlum hastaneden evine geleli 15 dakika olmadan intihar etti. Bu travmaları kolay atlatamadım, hatta ben de intihar etmeyi düşündüm. En büyük desteğim küçük gelinim Melike’ydi. Melike, en küçük oğlumun karısıydı, onula beraber ameliyathanenin önünde bekleyişimizi halen hatırlarım Artık yaşamaktaki tek amacım, geride kalan torunlarımın ve gelinlerimin rahat bir hayat sürmesini sağlamak oldu. O vahim kazadan 6 ay sonra kendimi yeniden işlerime verip bu acı olayı hafifletmeye çalışırken, en yakın dostlarımdan biri aradı. Kendisi Kapalıçarşının en esaslı kuyumcularındandır. Karıma ve gelinlerime aldığımız tüm takıları ve mücevheratları ondan alırdık. Bana, “Hüseyin şirkette işler kötü mü? Senin küçük gelin bugün benim yaptığım takılardan birazını satmaya gelmiş çarşıya. Borç paraya falan ihtiyacın varsa bir alo desen hallederdik?” dedi. Ben şaşkınlıkla, “Yok dostum öyle bir şey! Sen o takıları kim satın aldıysa ve ne kadar istiyorlarsa geri al, ben senden bugün almaya gelir ödemesini yaparım!” dedim.
Telefonu kapatınca, aklıma 2 ay önce Melike ile yaptığımız konuşma geldi. Oğlumun intiharından sonra, şirketteki oğlumun hakkı olan hisseleri Melike’nin üstüne yapmak istediğimi söylemiştim. Neticede Melike oğlumun emanetiydi, hem düğün günü dul kalmıştı, namerde muhtaç etmemek lazımdı. Melike, “Yok baba benim hakkım değil!” falan deyip itiraz etmişti, ama ısrar edip hisseleri üstüne yaptırtmıştım.
Hemen bir kontrol ettirmek lazımdı, belki kızın eli sıkıştı, bana gelmeden şirket hisselerini de satmış olabilirdi. Sekreterim Gülperi’yi çağırdım ve “Kızım bizim tüm gelinlerde olan hisseleri bir kontrol ettir, bir sıkıntı var mı, varsa bana bildir!” dedim. Sekreterim Gülperi, o vahim kazadan yaklaşık 1 ay önce işe aldığım bir kızdı. Eğitim hayatı dopdoluydu. Hem deneyim kazanmak, hem piyasadaki en dişli kurtlardan biri olan benden bir şeyler kapmak için yanımda sekreter olarak başlamıştı. 21 yaşındaydı, 1.70’e yakın boyu, diri memeleri, kahverengi saçları, kahverengi gözleriyle, kalın dudaklarıyla güzel bir genç kızdı. Karımın ölümünden sonra aklıma Gülperi hakkında değişik fikirler gelirdi, sonra da (Saçmalama Hüseyin, yaşını başını almış bir adamsın, yakışıyor mu sana?) derdim kendime
1 saat sonra gelen haberlere göre bir sıkıntı yoktu, hisseler satılmamıştı. Melike’yi arayıp konuşmayı düşündüm, ama belli ki kızın bir derdi vardı, bunu onun yüzüne vurmadan çözmeliydim. Aklıma Melike’nin babası Tekin’i aramak geldi. Bizim oğlanla Melike nişanlanana kadar Tekin’i pek tanımazdım, piyasada eline vur ekmeğini al tipte biri derlerdi. Çocuklar nişanlandıktan sonra Tekin’e çok iş paslamıştım, toparlanmıştı benim sayemde. Tekin’i aradım, “Bir öğle yemeği yiyelim!” dedim.
Restorana varınca Tekin’in yüzünde sıkılgan bir ifade vardı. Naber nasılsından sonra konuyu Melike’ye getirdim, “Bir sıkıntısı var mı, yardımcı olabileceğim bir şey falan?” diye sordum. Tekin, “Yok bir sıkıntısı. Onu bırak da, şu sekreter halen sende çalışıyor mu?” diye sordu. Ben, “Hayırdır?” dedim. Onu yanına almak istediğini, müdürlük pozisyonu teklif edeceğinden bahsetti. Ben de, “Hayırdır kardeş, piyasada deneyimli insan bitti de benim sekretere mi vereceksin müdürlük pozisyonunu?” dedim. Tekin kem küm derken ağzından baklayı çıkardı, “Baya güzel kız, metresim yapayım, imam nikahı da basarım…” deyince canım sıkılmıştı.
Bizim gibi para babası iş adamlarının genelde 2-3 kapatması olur, inanan imam nikahını da basar karısı yapardı. Benim o işlerle alakam olmazdı, ben rahmetli karıma ihanet etmemiştim, onu çok severdim. Tekin canımın sıkıldığını görünce, “Hayırdır, sen pek sevmişsin sanırım kızı?” dedi gülerek. Ben de, “Benim o taraklarda bezim yok, ben rahmetli karıma ihanet etmem!” dedim. Tekin, “Valla yaşın geçiyor, yaşlanınca sana kim bakacak? Büyük gelinin ne zamana kadar sana bakar bilinmez, bir gün tekrar evlenecek, hayat yalnız geçmez, sen de bul huyu huyuna suyu suyuna uyan birini evlen, yalnızlık zor…” falan demeye başladı.
Son 2 aydır benimle konuşan herkes konuyu benim yalnızlığıma getiriyordu. Sinirimi bozmaya başlamıştı bu yalnızlık meselesi. Ne vardı yani Huzurevine düşmekte, krallar gibi bakılıyordu. Neyse deyip, yemeğe devam ettim. Tekin, “Anlıyorum seni Hüseyin, ama ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor. Dünyaya bir daha mı geleceğiz? Gel senle bugün felekten bir gece çalalım. Benim her zaman gittiğim biri var, sana da birini ayarlar, rahatlarsın!” dedi. Aslında haklıydı, fena fikir değildi, 6 aydır doluydum, bu kadar yalnızlık işlere odağımı da etkiliyordu. “Olur!” dedim. Tekin birine telefon açtı. Ayağa kalkıp uzakta biraz konuştuktan sonra gelip, “Şanslısın, bir bakire varmış, 18 yaşına yeni girmiş kız, ama biraz pahalı. Gerçi senin için sorun değil, işlerin gıcır diye duydum, Dolar’ın inip çıkmasından milyarlar götürmüşsün!” dedi. Ben de, “Eh işte, yuvarlanıyoruz!” dedim. “Yok kardeş, sen yuvarlana yuvarlana resmen Çığ oldun!” dedi, güldük.
Yemektan sonra Tekin sıkılgan bir yüz ifadesiyle, “Ya Hüseyin, bana biraz borç versene?” dedi. “Hayırdır?” dedim. “Biraz sıkışığız şu aralar…” dedi. “Ne kadar lazım?” demeye kalmadı bir kağıt uzattı. Açtım baktım, Tekin’e göre iyi paraydı, ama bana göre çerez parasıydı. “Hallederiz, kafana takma!” dedim. Ama canım sıkılmıştı, göte bak, bir yemek yedik diye 6 sıfırlı borç mu istenir? Neyse, “Şirkette işim var!” deyip kalktım. Bir kağıda yazdığı otel adresini cebime soktum, “Akşam görüşürüz!” deyip çıktım restorandan.
Melike’nin neden mücevherat bozdurduğunu anlamıştım, babasının paraya ihtiyacı vardı. Kapalıçarşıya gittim. Kuyumcu dostumdan Melike’nin mücevheratlarını alıp parasını ödedim. Melike’nin evine doğru yola çıkarken Melike’yi aradım, “Kızım müsaitsen bir 5 dakikalığına uğramak istiyorum?” dedim. Sesi tedirgindi, “Tabi baba, olur, buyurun gelin!” dedi. Kapıyı açtığında üstünde siyah bir diz üstü elbise vardı. Bembeyaz teniyle tezat siyah saçları dolgun göğüslerine kadar iniyordu. Siyah gözleri ve ince dudaklarıyla tam seks abidesiydi, yutkunup içeri girdim. Salondaki ikili koltuğa oturdum. Yanımda getirdiğim kutuyu elime alıp, “Melike kızım, gel biraz konuşalım!” dedim. Yanıma gelip oturunca, “Kızım, sen oğlumun bana emanetisin, neden ihtiyacın için beni aramadın? Çok kırıldım!” dedim.
Melike’nin o siyah gözleri buğulandı, “Babamı tanıyorsunuz, o sizin gibi biri değil, babam için sizden borç istemeye utandım, ne olur affedin!” diye hıçkırarak ağlamaya başladı. “Güzel kızım ağlama!” deyip sarıldım. Bembeyaz teni alev alev yanıyordu sanki, ya da bana öyle gelmişti, bilmiyorum. O nefis parfümü beni mest etmiş, sikim kalkmaya başlamıştı, durmam lazımdı, o benim gelinimdi olamazdı. Biraz sakinleşir gibi olunca kalktım, bir bardak su getirdim. Gözyaşlarını silip, “Benden utanmana gerek yok kızım, ben her zaman yanında olacağım, tamam mı Melikem?” dedim. Mücevherlerin olduğu kutuyu verip, “Melike, babana ben borç vereceğim şimdi, sen dert etme bunu!” dedim. Hemen muhasebeciyi arayıp direktif verdim. Melike bu hareketimden sonra gözleri gülerek, “Hüseyin baba teşekkür ederim, ömrün uzun olsun!” deyip elimi öptü. Ben de, “Bir sıkıntın olursa hiç çekinme ara!” dedim. Evden çıktım.
Akşam, anlaştığımız saate Tekin’in dediği otele gittim. Valeye arabayı verirken Tekin çıktı dışarı, yüzü gülüyordu, muhasebecim Tekin’i arayıp parayı aktarmak için hesap numarası istemiş. “Çok teşekkür ederim, en kısa sürede geri ödeyeceğim…” dedi. Sonra da, “Bu arada seninki hazır, süper bir şey!” dedi. Otele girdik, bar kısmına geçtik. Bana ayarladığı kızın üstünde morla pembe arası renkte bir elbise vardı. Kıvırcık saçlı, 1.60 boylarındaydı. Abartı bir makyaj vardı, gözleri deniz kadar maviydi. Tekin, “Bak bu Melisa!” deyip kızı bana takdim etti. “Memnun oldum!” deyip tokalaşırken kızın gözlerinde bir tedirginlik hissettim. Tekin’in yanında uzun boylu 40’larında bir kadın vardı, belli ki Tekin yıllanmış seviyordu. Tekin bana bir oda anahtarı uzatarak, “İyi akşamlar!” diyerek, kadınla birlikte yukarı çıktı. Bu beni tedirgin etti, bana odayı neden kendisi tutmuştu? Melisa’ya, “Yürü başka bir otele gidelim!” dedim. Otelden çıktığımızda, deri ceketli genç bir erkek, “Nereye hayırdır?” diyerek önümüzü kesti. Belli ki kızların pezevengi buydu. Cebimden bir tomar para çıkarıp, “Ben VİP müşteriyim, anladın sanırım?” dedim. Genç tomarla parayı elinde hissedince, “Pardon karıştırdım!” deyip önümüzden çekildi.
Melisa’nın gözü parada kalmıştı. Ben bunu fark edince, “Merak etme daha fazlası var!” deyip, valenin getirdiği arabamın kapısını Melisa’ya açtım. Pek uzak olmayan daha lüks bir otele gittik, bir oda tuttum. Oda boğaz manzaralıydı. Ben kravatımı gevşetip, “Sen soyun, ben bir elimi yüzümü yıkayacağım!” diyerek banyoya girdim. Cinsel güçlendirici hapı içtim. Kız bakireydi, tazecikti, hakkını vermek lazımdı. Banyodan çıktığımda kız halen giyinikti ve bana bakıyordu. “Ne oldu?” dedim. Melisa, “Şey ben…” derken iki küçük bardağa Viski doldurdum. Birini ona verip, “Kaç yaşındasın sen?” dedim. “Geçen ay 18’e girdim…” derken dudakları titriyordu. Gülerek, “Yalan söyleme, illa pezevengine gidip sana vereceğim parayı ona verip kaç yaşında olduğunu öğrenmem mi lazım?” dedim. Yutkunarak çantasından kimliğini çıkardı. Harbiden 18 idi. Gerçek adı da İlayda idi
“Hiç yarak gördün mü İlayda?” diye sorunca kafasını hayır anlamında salladı. “Şimdi güzelim, sen beni memmun edersen ücretinin 5 katını veririm. Kondom kullanmam, bir sıkıntı olursa diye telefon numaramı veririm, hamile falan kalırsan çocuğu aldırırız. Bunları kabul ediyorsan kal, yok etmiyorsan git, ben başkasını bulayım!” dedim. Lafımı bitirir bitirmez İlayda kemerimi çözmeye başladı. Pantolonumdan sonra ayağa kalkıp karvatımı ve gömleğimi çıkardı. En son donum kalmıştı. Ben de onun o pembe mor elbisesinin fermuarını açıp üstünden çıkardım. Memeleri portakal kadardı, en sevdiğim tipte avuç kadar mutluluk bana yeterdi. Sütyenini çözüp göğüs uçlarını yalamaya başladım. Külodunun üstünden parmaklarımla amının iki dudağına baskı yapıyordum. Elbisesini çıkarırken fark etmediğim bir şeyi fark ettim, koltuk altının hizasında göğüs kafesi bitimine yakın bir gül dövmesi vardı. Onu öpmeye başladım, inleyerek karşılık vermeye başladı, gergindi halen. Külodunu çıkarıyordum bir yandan. Dövmesinden yavaş yavaş öperek amına doğru geldim. Çizgi şeklindeki amını yalamaya başladım. Bıyıklarım batıyordu ve bu onun ufak çığlıklar atmasını sağlıyordu. Amı sulanmıştı. O sırada telefonum çaldı, arayan Tekin’di, telefonu sesize alıp attım, daha önemli işlerim vardı şu anda
İlayda’yı yönlendirerek, “Donumu indir ve yala yarağımı!” dedim. Donumu indirince yarağım göbeğime çarptı, çoktan hazırdı benimki, ama biraz yalanması fena da olmazdı. İlayda o küçük ağzına alarak yalamaya başladı. Dişlerini değiriyordu, “Dondurma yalar gibi, dilinle yap!” dedim, fena değildi şimdi. Kollarından tutup kaldırdım, yatağa attım. Artık amına girip bu kızı döllemem lazımdı. Donumdan pek büyüklüğü belli olmayan yarağımı dışarı çıkardığından beri korku ile bakan İlayda’ya, “Hazırla kendini, kadın olacaksın şimdi!” deyip yarağımın başını amına dayadım. Biraz itince, “Annecimmm!” deyip kendini geri atmaya çalıştı. Belinden tutup çektim, dudaklarına yapışıp, bir elimle yarağımı tekrar hizaladım. Hepsini tek seferde sokmayı severim. Tek seferde hepsini sokunca o mavi gözlerinden sicim sicim gözyaşı akmaya başladı. Gözlerinin o bakire parıltısı gitmişti. Kurtulmaya çalıştıkça daha çok yükleniyordum. Amının içi fırın gibiydi…
Biraz sakinleşince yarağımı çıkardım, biraz kan vardı, sildim. İlayda hıçkırarak ağlıyordu. “Bak güzelim, orospu olmak kolay değil, ağlamaya devam edersen götünü de sikerim, zorlama beni!” deyip kendime doğru çektim belini. Tekrar sokunca daha rahattı bu sefer. Pompalamaya başladım. Ellerim de boş durmuyor, göğüs uçlarını okşuyordum. 5-6 dakika sonra İlayda zevkten inlemeye başladı, bu hoşuma gitmişti. Yarağımı amından çıkarmadan pozisyon değiştirip üstüme aldım. Üstümde zıplarken portakal memelerinin başları bir aşağı bir yukarı oynuyordu. İlayda inleyerek orgazm olmaya başladı. Oragzm olurken amı yarağımı mengene gibi sıkıyordu. Orgazm olunca kendini üstüme bıraktı, yarağım amından çıkmıştı. Üstümde yavru bir kuş gibi titriyordu. Oun bu hali çok hoşuma gitmişti. Ama yarağım dimdikti, alnından öperek, “Ben boşalmadım, devam edelim mi?” dedim.
“Olur Hüseyin amca!” dedi. İsmimi nerden biliyordu, o da bir soru işaretiydi, Tekin bana bir düzen kurmuş olabilirdi. Her şeyin sırası vardı, önce döllerimi bu orospunun fındık kadar amına boşaltacaktım, sonra bu soruya cevap arayacaktım. Üstüne çıkıp yarağımı amına geri soktum, hızlı hızlı sikmeye başladım. Yarağımın çoğu içerideydi, ama halen dışarda olan kısmı canımı sıkıyordu. Bacaklarını tutup havaya kaldırdım, pompalamaya devam ediyordum bir yandan. İlayda ölü gibi yatıyordu. Ama arada inlemesini duyuyordum ‘Şak, şak, şak’ sesleri arasında. Yarağımın kalan kısmını da sokunca İlayda’nın gözleri açıldı, küçük bir çığlık attı. Bu çığlıkla ben sonlara yaklaşırken, İlayda da ikinci orgazmını yaşamaya başlamıştı. Pompaya devam ettim. Boşalmaya yaklaşan yarağımı sonuna kadar sokarak kendimi o mengene gibi dar sıcacık fırının içine bıraktım. Döllemiştim amını. Son kasılmalarımdan sonra yarağımı amından çıkarıp yana devrildim.
İkimiz de nefes nefese kalmıştık. Biraz kendimize gelince kolundan tutup, “Tekin piçiyle bana oyun mu oynuyorsun orospu? Adımı nerden biliyorsun?” diye sordum sertçe. İlayda, “Hüseyin amca beni hatırlamadın mı?” dedi. Ben de, “İlk defa siktiğim orospuyu nerden hatırlayacağım? Konuş, yalan söylersen hayatını karartırım!” dedim. İlayda, “Hüseyin amca, ben Gizem’in lisedeyken sınıf arkadaşıydım, mezuniyet töreninde sen Gizem’le dans ettikten sonra benimle de dans etmiştin, hatırladın mı?” dedi ağlayarak. Şimdi hatırlamıştım bu kızı, torunum Gizem’in arkadaşı İlayda idi. 11 ay önce falandı sanırım, ailecek Gizem’in mezuniyet törenine gitmiştik. Gizem’le dans ettikten sonra, Gizem, “Dede bir arkadaşım var, babası öldü, onla da dans etsene!” diye ısrar etmiş, İlayda’yı zorla dansa kaldırtmıştı.
İlayda’nın kolunu bırakıp, “Sen neden bu işlere bulaştın?” dedim. İlayda ağlayarak, “Babam bir ton borç ve haciz bırakarak öldü, hiçbir şeyimiz kalmadı, annem kafayı yemek üzere. Benim de parasızlık canıma tak etti, internette bir Eskort sitesine kaydımı yaptırmıştım. Bugün aradılar, bir beyefendi var yüklü ödeme yapar, istediğinin 2 katını bile alırsın dediler, geldim. Diğer oteldeki adamı da ilk defa bugün gördüm, beni o aradı telefonla. Yemin ederim başka bir şey bilmiyorum, ne olur paramı ver gideyim!” dedi.
Üzülmüştüm, ne kadar gençti, hayat onu dedesi yaşında bir adamla aynı yatağa sokmuştu. Çenesinden tutup yüzüne baktım ve “Ücretinin 5 katını vereceğim, ama bundan sonra bu işlere bir daha bulaşma. Numaramı da vereceğim sana, bir şeye ihtiyacın olunca beni ara!” dedim. İlayda’nın yüzü gülmüş, doğrulup bana sarılmıştı. İkimiz de halen çıplaktık, tazecik bedenini hissedince benim yarak yeniden hazırola geçti. “Sana düzenli para veririm, ama sen de benim ihtiyaçlarımı gidereceksin, beni memmun etmen lazım, tamam mı, hadi işe koyulalım!” dedim.
Önce bir güzel yarağımı yalatıp, az önce boşaldığım amına girdim. İçi döllü olduğu için rahat rahat girip çıkıyordum bu sefer. İlayda yatakta sırt üstü yatıyordu. “Tutun bana!” deyip belinden tutup havaya kaldırdım, taze bedenini kendime yapıştırdım. İlayda’nın sırtını odanın boğaz manzaralı camına dayadım. İstanbul’u izlerken, amına piston gibi pompalamaya başladım. Çığlıklar atarak inlemeye başladı. Kulağının arkasını öpüyordum, bir yandan boynunu yalıyordum…
Bir süre sonra tekrar boşalmaya yaklaştığımı fark ettim. Yere indirip, “Aç ağzını, bir damlasını bile yutmazsan ekstrayı unut!” dedim ve saksoya başlattım. Geleceğimi hissedince ellerimle başına bastırıp sonuna kadar soktum ağzına ve boşaldım. Öğürüyordu, ama müthiş bir zevk alıyordum. Odadaki tek ses onun sesli yutkunmaları olmuştu. Yarağım yumuşamaya başlayınca çıkardım ağzından. Hepsini yutmuştu. Yanağını okşadım ve “Aferin, bu kadarını yutmanı beklemiyordum!” dedim.
Yorulmuştum ve enerjiye ihtiyacım vardı. İlayda banyoda ağzını çalkalayıp amını yıkarken ben içkileri tazeledim. Muz, kuruyemiş falan yemeye başladım. İlayda geri geldiğinde, ona, “Anlat bakalım, nasıl bir duygu kadın olmak?” dedim. Gülümsedi ve “Böyle zevkli olacağını bilseydim daha önce kadın olurdum!” dedi. Sonra da, “Sence ben güzel miyim?” dedi. Genç kızlar hep aynıydı, birazdan şimdi biz neyiz falan da derdi bu. “Bir orospuya göre fena sayılmazsın!” dedim. Yüzü düşmüştü. Bunu fark edince, “Eee yavrum ben seni para ile sikiyorum, sanki birbirimize aşıkmışız gibi davranma!” dedim. Bir muz koparıp, “Ye bakalım şunu!” dedim. Muzu yemeye başladı. Gülüp, “Baya safsın, yarakmış gibi düşünüp ye o muzu, ne saf kızsın!” dedim. Sinirlenmeye başlamıştı, ama bu hoşuma gidiyordu. “Hadi saf orospum, muzu bitir sonra benimki var sırada!” dedim.
Muzu bitince yatağa geçtik, “Yala bakalım benimkini de bir posta daha kayayım sana!” dedim. Yarağıma eğilince arkadan amı kabak gibi çıkmıştı. Bacaklarından tutup amını ağzıma hizaladım yalamaya başladım. Önce, “Ne yapıyorsun?” deyip yarağımı bırakmıştı. Ben, “Boş durma yala!” deyip kıçına bir şaplak atınca, “Aayy!” diye çığlık attı. Gülerek, “Hadi boş durma!” dedim. O yarağımı yalarken ben amını yalıyor, dilimi içine sokuyordum. İlayda yine kasılmaya başlamıştı. Çok sürmedi yine orgazm olup üstüme yığıldı. Ayağa kalkıp bir güzel domalttım, yarağımı hizalayıp amına soktum. Pompalamaya başlayınca kıçına güçlü bir şaplak attım. “Annecimmmm!” diye bağırıp kaçmaya çalıştı. “Şşşttt kıpraşma!” deyip tekrar yerine getirdim. Her şaplakta amı anlık da olsa yarağımı sıkıyordu.
4. şaplaktan sonra göt yanakları kızarmıştı iyice, ben de pozisyon değiştirmek istiyordum. Tutup sırt üstü yatırdım. Belinin altına iki tane yastık koydum. Yarağımla aynı hizaya gelice tekrar o fındık amına soktum. Amının iki dudağı her içeri girdiğimde içeri doğru kıvrılıyordu. Çok dar bir amdı. İlayda çığlıklar eşliğinde tekrar orgazm olurken, ben de yarağımı dibine kadar geçirip içine boşalmaya başladım. 2 kere içine boşlamıştım, hap alması lazımdı, bu kızın dar amına kürtaj yapmak ihanet olurdu. Yorgunluktan yatağa düştüğümde, İlayda yavru bir kuş gibi kollarımın arasında derin derin nefes alıyordu. Ona sarılmış halde yatarken biraz uyumuşuz.
Uyandığımda gece yarısıydı. Kollarımın arasındaki ürkek bir ceylan vardı. Omzunu öptüm, “Kalk hadi, seni evine bırakayım!” dedim. Gözünü açınca önce nerde olduğunu anlamadı, ama hatırlayınca gülümsedi. Beraber duşa girdik. Götünü elleyerek, “Bana burası da lazım, daha önce götten verdin mi?” dedim. İlayda’nın gözleri büyüdü, korkmuştu sanırım. “Korkma, acıtmadan yaparız!” dedim. “Yok ordan da vermedim, kendimi kocama saklayacaktım!” deyince dudaklarına yapıştım, “Ben artık senin kocanım, bu am benim, bu göt benim, sen benimsin, ben senin erkeğinim!” dedim.
Duştan sonra telefonuma baktım, tahmin ettiğim gibi Tekin defalarca aramıştı. Otelden çıktık. Arabayla İlayda’nın evinin önüne geldik. Önce telefon numaralarımızı kaydettik, sonra da 5 bin dolar çıkarıp uzattım. İlayda paraya şaşkınlıkla bakarken, “Ev sizin mi?” diye sordum. Evin icra edildiğini söyledi. “Ben evi alırım, sen takma kafana, bir şeye ihtiyacın olursa ara!” dedim. Yanağımdan öptü ve inmeye kalktı. Kolundan tutup, “Sana doğum kontrol hapı lazım!” dedim. “Merak etme, ben zaten almıştım!” dedi. “Aferin!” deyip elimi portakal memelerine attım, İlayda kıkırdayarak, “Yapma!” dedi. “Çok güzelsin yavrum!” dedim. Elimden kurtulup hızla arabadan indi. Yürürken sallanan o göte sahip olmayı hayal ederek arkasından baktım. Evine girince ben de kendi evime döndüm.
122 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 18
Merhaba ben Ayla, şu an 36 yaşındayım ve evliyim. 22 yaşındayken severek evlendim. Kocamla her yönden güzel anlaşıyorduk ve seks hayatımız da iyi gidiyordu. Elbette herkes gibi fantazilerimiz vardı, ama değişik heyecanları başka erkek ve kadınlarda aramıyorduk. Yani sıradan insanların sıradan hayatlarını yaşıyorduk. Tabii ben de, kocam da dışarıda başka erkek ve kadınlara kaçamak bakışlar atıyorduk. Ama bunlar masumane kaçamaklardı ve bu konuda birbirimizi sıkıştırmıyorduk.
Evlenmeden önce bakireydim ve fazla seks yaşamamıştım. Lisedeyken erkeklerle arkadaşlıklarım oldu, onlarla öpüştüm ve soyunmadan seviştim. Sadece birisi (Esat) göğüslerimi yalamış ve amımı külot içinden okşamıştı. Ben de Esat'ın yarağını külot içinden avuçlamıştım. O zamanlar Esat'ın yarağı bana epey büyük gelmişti. Ama ötesi yoktu, seks konusunda tüm yaşadığım buydu. Okul dönemleri bittiğinde, Esat'la lişkimiz de bitmişti. Ben de arkasından ağlayıp, gözyaşı dökmedim, çünkü ona aşık değildim ve onunla evlemeyeceğimi biliyordum. Ama ilişkimiz sürerken bana hep, "Benden başka biriyle evlenirsen, bu okşadığım, ama sikemediğim amını sikmek isterim!" derdi. Ben de o zamanlar onu kırmamak için, "Olur!" derdim.
Evlenmeden birkaç yıl öncesi ve evliliğim boyunca Esat'ı ne gördüm, ne de ondan bir haber aldım, ta ki geçenlerde bir kız arkadaşımla kafenin birinde akşam kahvesi içene kadar. Kafede Esat'la göz göze geldik ve ikimiz de tutuk kaldık, önce o cesaretini toplayıp bana, "Merhaba!" diyene kadar. Nasıl davranacağımı bilmiyordum, yine de nezaketen, "Merhaba!" dedim. Ayaküstü bir konuşmadan sonra benden telefon numaramı istedi, ben de art niyet düşünmeden verdim. O gittikten sonra, eskiden söyledikleri aklıma geldi ve panikledim. Ya gerçekten beni sikmek isterse ne yapacaktım? Sonuçta onunla sikişmediysem de bir ilişki yaşamıştım. Aklımdan türlü şeyler geçiyordu, acaba numaramı mı değiştirsem gibi. Ama kocama gerekçesini nasıl anlatacaktım? Esat beni kocama anlatmakla da tehdit edebilirdi. Bu karışık duygularla evin yolunu tuttum...
Daha eve varmadan beni aradı ve yarın buluşmayı teklif etti. Bu arada o da evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmıştı. Bunları duymak beni biraz rahatlattı ve teklifini kabul ettim. Lisede yaşananlar geçmişte kalmış ve artık unutulmuş olmalıydı. Bu karışık duygularla onunla buluşmaya karar verdim.
Ertesi gün tenha bir yerde, tenha bir restoranda buluştuk. İkimiz de biraz çekingen halde sohbet etmeye başladık, ama sohbet ilerledikçe yabancılık ve çekingenlik kayboldu. Birbirimize aile ve iş yaşantımızı anlatırken, elbette eski günlerden bahsetmemek olmazdı. O günleri andıkça, onunla birlikteyken birbirimizi nasıl arzuladığımızı, ama bekaret nedeniyle yaşamak istediklerimizi ertelemek zorunda kaldığımız düşünceleri aklımdan geçiyor, ama bunu ona anlatmıyordum. Lafı dolaştırıp konuyu açan o oldu, gençlikte arzulara gem vurmanın ne kadar zor olduğunu ve düşüncelerimizin ne kadar sığ olduğundan bahsetti. Sonrasında can alıcı soru geliyordu ve bana, 'sözümü hatırlayıp hatırlamadığımı' sordu. Hatırladığımı, ama bunun masumane gençlik düşleri olduğunu ve gerçekleşmeyeceğini söyledim. O da bu saatten sonra aramızda duygusal bir şeyin zaten gelişemeyeceğini ve yaşlarımızın epey ilerlediğini söyledi. Bundan sonra yaşayacaklarımız gençlik günlerinden ilham almak, şu sıradan ilerlemiş yaşantımızda kısa bir heyecan yaratmak olabileceğinden bahsetti.
Aslında doğru söylüyordu. Bundan sonra hayatımızda böylesi heyecanları yaşamak ve sıradanlıktan sıyrılmak olanaksız gibiydi, ama ona bunu belli etmedim. Esat, evlendikten sonra seks konusunda birkaç kaçamağın ötesine gitmediğini anlatıyordu. Kafamdan neden olmasın diye geçirirken, bir taraftan da aldatmanın kötü olduğu duvarına çarpıyordum. Öte taraftan bu tür ahlaki değerlerle kendimizi boşuna sınırladığımızı, hayattan zevki almamız gerektiğini düşünüyordum. Esat bu konularda konuştukça, ben aklımdaki çelişkiyle bir yandan da ıslanıyordum. Esat'ın daha önce okşadığım ama tadına bakamadığım yarağının amıma girişini düşünmek beni azdırıyordu.
Esat, "İstediğin bir gün buluşur, yarım kalan işimizi bitiririz ve konu orada kapanır!" diyor, aklımı çeliyor ve beni tava getiriyordu. Birden ağzımdan nasıl çıktı anlamadım, "Tamam o zaman!" deyiverdim. O da bana Kumburgaz'da bir yazlıklarının olduğunu ve bu mevsimde rahatsız edilmeden yaşayamadıklarımızı yaşayabileceğimizi söyledi. "Peki tamam, haftaya orada işimizi görür, bir daha da bu konuyu açmayız!" dedim. Çok mutlu olmuştu ve "Elbette sen istemezsen bir daha olmaz!" dedi.
Bir hafta sonra buluşup yola koyulduk. Yazlığın bulunduğu siteye geldiğimizde in cin top oynuyordu. Bu da beni çok rahatlatmıştı, çünkü sonunda rezil olmak ta vardı. Yazlığa girdiğimizde kendimizi önce koltuklara bıraktık. Sonra Esat hafif alkollü birşeyler hazırlayıp geldi ve içmeye başladık. Yanımda oturuyordu, nefesini boynumda hissediyordum. Hafifçe öpmeye başlamıştı. Sanki vücuduma elektrik veriliyordu. Bu öpücükleri eskiden tanımama rağmen, kocamdan sonra tuhaf geliyordu. Benim karışık duygularımı anlamış olacak ki, elleri hızlı bir sonuca ulaşmak için bacaklarıma ve oradan amıma doğru hareketlendi. O okşadıkça ben de gevşiyordum, bacaklarım kendiliğinden aralanarak elinin amıma daha kolay ulaşmasını sağlıyordu. Dudakları dudaklarıma değiyor ve öpücüklerine karşılık bekliyordu. Ben de artık onun dudaklarını emiyor ve istediği karşılığı veriyordum.
Birden beni kucaklayarak yatak odasına doğru hareketlendi. Yatağın üstüne bırakınca ellerim amıma doğru gitti ve ıslanan, dudakları şişen amımı okşamaya başladım. O da beni seyrediyor, bir yandan da soyunuyordu. Yatakta yanıma uzanınca benim de üzerimi soymaya başladı ve sütyen külotla kaldım. Yarağı göbeğime değiyor ve büyüklüğü konusunda yanılmadığımı, kocamın sikiniden sonra daha iyi anlıyordum. Sütyenimi adeta törenle çıkarttıktan sonra memelerimi yalamaya ve bir yandan da amımı kendi elimden devraldı. Sonrasında bütün vücudumu diliyle keşfetmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi, göbeğimi yalıyor ve amımı külottan kurtararak ortaya çıkarıyordu. Şimdi çırılçıplaktım ve yalayarak en sonunda amıma ulaştı. Daha yeni traş olmuş amımı diliyle kudurtmaya başladı. Yarağının sıcaklığını yumuşaklığını göbeğimde hissetmek ve amımın yalanması, benim ilk orgazmımı yaşamama yetmişti bile. Sular seller gibi orgazm oluyordum, o ise yalamaya devam ediyordu.
Sonra 69 olduk, yarağını ağzıma almak bana acayip zevk veriyordu. Artık zamanı geldiğini düşünerek, "Hadi sik beni! Amımı kudurttun, şimdi yar onu, emziğini ver, sok içime!" diyerek hazır olduğum mesajını verdim. "Bu kadar aceleci olma, anın tadını çıkar, o amını sikebilmek için çok bekledim ve doyurabilmek için bir haftadır kimseyi sikmedim. Meraklanma en az üç posta sikeceğim seni!" dedi. Beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve arkadan sikini amıma sürtmeye başladı. Siki amımın ağzına geldikçe kendimi arkaya atıyor ve sikini içime almaya çalışıyordum. O ise kafası giren sikini çıkartıyor ve amımın dudaklarına sürtmeye devam ediyordu. Sonra birden kafasını soktu ve ben de yine kendimi geriye esnettim. Artık yarağının yarısı içimdeydi ve kalınlığı nedeniyle müthiş zevk veriyordu. "Hadi kalanını da sok, dışarıda bir şey kalmasın, kanırtarak sik beni!" diye inliyordum.
"Harika bir amın var, içi ateş gibi yanıyor ve bu yaşına rağmen halen dar. Amını yarağıma doyuracağım, tadını unutamayacak!" diyordu. Bu arada yavaş yavaş sikinin kalanını da sokuyor, bazen kısa aralıkla çekerek fazlasını tekrar amıma yerleştiriyordu. Taşaklarını hissettiğimde amımın içinde sanki soba borusu varmış ve amım yırtılmış gibi hissediyordum. Aynı zamanda kendime bu tadı daha önce niye yaşamadım diye kızıyordum. Evlendikten sonra ne çıkarsa bahtına oluyor, başka yarakların tadına bakılamıyordu. Ohhh işte buydu, zinciri kırmıştım ve tadını çıkarmalıydım.
Esat sikini kökledikten sonra bir müddet öyle kaldı. Siki sanki rahmime dayanmıştı. "Biraz amın alışsın güzelim, anlaşılan kocanın siki yeterince büyük değilmiş, yoksa almakta bu kadar zorlanmazdın!" diyerek hafif hafif girip çıkmaya başladı. Ben de, "Hadi erkeğim, yarım kalan işini bitir, artık bu am senin, onu evire çevire sik! Amım sikilmek neymiş görsün!" diyordum. Arada da, "Ohhhh geçir, amımı del!" diye onu ateşliyordum. Konuşmalarım karşısında hareketlerini hızlandırmıştı. Ben ise, "Evet, işte böyle kökle, sertçe, hoyratça sik amımı, geçir yarağını!" diyerek daha da hızlanmasını sağlıyordum. Yarağı içime motor pistonu gibi girip çıkıyor, beni hızlı bir orgazma yaklaştırıyordu. Amımı sikerken memelerimi avuçluyor, her tarafımı mıncıklıyordu. Ve inleyerek hiç olmadığım kadar şiddetli bir orgazm oldum.
"Ben bittim!" dediğimde, bana, "Bu daha başlangıç, bu amı bir kerelik sikmeyle bırakır mıyım hiç? Ama önce bir de götünün tadına bakalım!" diyerek amımdan çıkardı götümün deliğine sürtmeye başladı. İtiraz eder gibi göründüm, ama kocama bile iki seferden fazla vermediğim götümün de bu güzel yarak tarafından sikilmesini istiyordum. Esat götümün deliğine tükürüp, yavaş yavaş parmağı ile göt deliğime masaj yapmaya başladı. Biraz sonra bir parmağını içime itmeye başladı. Bir parmağı götüme girmişti ve acayip zevk almıştım, ama siki daha kalındı ve şimdi onu da tükürükleyip götüme değdirmeye başlamıştı. O hissi hiçbir zaman unutmayacağım, çok hoşuma gidiyordu. Ve bastırmaya başladı, bana devamlı kendimi serbest bırakmamı, yoksa canımın acıyacağını söylüyordu. Elimden geldiğince söylediklerine uyuyordum.
Götümün yanaklarını tutarak ikiye ayırdı ve iyice yüklenmeye başladı. Bir sızı ile içime girdiğini hissetim, bağırmamak için yastığı ısırdım. Çok nazik hareketlerle ilerlemeye başladı. Canım acıyordu, ama çok fazla değildi. İşini kesinlikle çok iyi biliyordu. Biraz daha, biraz daha derken, en sonunda taşaklarını amımda hissetmiştim. Canım halen acıyordu. Bir süre öyle bekledi, alışmam içindi herhalde. Sonra yavaş ve sakin hareketlerle ileri geri yapıyordu. Canımın acısı gittikçe azaldı ve yerini zevke bıraktı. Şimdi daha rahat girip çıkıyordu ve hızlanmıştı. Esat şu ana kadar daha boşalmamıştı. Arkamda hızını artırmaya başladı. Ben, "İçime boşal, götümü doldur döllerinle erkeğim!" diye inlerken, o daha da hızlanıyor ve benim daha çok hoşuma gidiyordu. Birden çok sert bir şekilde yüklendi ve boşalmaya başladı. Sanki götümün içinde bir yanardağ patlamıştı. Dölleri içime sıcak sıcak akarken, Esat öylece duruyor, titriyordu. Biraz içimde bekledi ve çıktı götümden.
"Çok güzel bir götün var, kütür kütür yarıldı ve artık yarağa alıştı. Kocana daha sık verirsin bundan sonra!" diyerek gülümsedi. "Sen de usta bir sikicisin. Amımın da, götümün de hakkını verdin. Kocamı aldattığıma değdi!" diye yanıtladım. İçimden de kendime bundan sonra ne olacağını soruyordum. Bu sikişin tadını unutmak zordu, ama kocamı da seviyordum. Sanki iç sesimi duymuş gibi, "İstersen bir daha olmaz, ama benim sikimin tadına bakan am döner dolaşır yeniden gelir. Madem kocan seni doyuramıyor, belki anlayış gösterir, seni birlikte bile sikebiliriz!" dedi.
Aslında fena fikir değildi. Kocam tutucu bir insan olmadığı gibi, ona da başka kadınlar bularak, karşılığında ben de başkalarıyla sikişebilirdim. Zaten bu saatten sonra, aşk meşk, bağlanmak gibi duygular bize uzaktı. "Olabilir, ama bir şartım var, karını da kocam sikecek, ne dersin?" diye cevap verdim. Esat biraz durakladı ve "Neden olmasın? Böylece ben de seni daha rahat sikebilirim!" dedi.
İşte asıl hikaye böyle başladı. Esat'ın karısını da kocama ayarladık. Şimdi hep beraber sikişiyor ve birbirimizi kıskanmıyoruz. Hatta bazen kocam Esat'ın karısını biz olmadan sikiyor, ben de Esat'la kocam olmadan sikişiyorum. Hayatın tadını çıkarıyoruz :)
37 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 17
Daha 16 yaşında idim o zamanlar. Köydeydim. Fındıklar toplanmış, biz de arkadaşlarla fındık başağı yapıyorduk. O bahçe senin bu bahçe benim, bahçe sahiplerinden gizli fındık toplar, sonra Bakkala satar çikolata, şekerleme alır, günümüzü gün ederdik.
Birgün arkadaşlarla Zübeyir amcanın toplanmamış bahçesine girmiştik. Fındık çalıyorduk ki, Zübeyir amcanın tüfeğini ateşlemesiyle hepimiz çil yavrusu gibi dağıldık ve kaçtık. Ama Emine kaçamadı, korkudan fındık ağacının dibine oturuverdi. Zübeyir amca Emineyi yakaladı ve tartaklamaya, “Toplanmamış yerden fındık çalmanın ne demek olduğunu şimdi görürsün!” diyerek, saçlarından tutup dövmeye başladı. Hendeğin arkasından biz olanları gizlice seyrediyorduk. Emine korkudan şalvarına işemeye başladı. Hem ağlıyor hemde işiyordu. Eminenin şalvarı ıslanmıştı. Zübeyir amca bu durumu görünce dövmeyi bıraktı ve “Şimdi sen görürsün!” diye Eminenin şalvarını ve donunu bir çırpıda indiriverdi.
Emine de 16 yaşındaydı. Bacakları bembeyaz, amı kılsızdı. Biz her şeyi net olarak görüyorduk. Aramızdaki dikenlerden dolayı, Emine de Zübeyir amca da bizi görmüyorlardı. Zübeyir amca Emineyi yere yatırdı ve kendi pantolononu da indirdi, siki kalkmış şekilde Eminenin üstüne çullandı. Emine bağırıyor, ortalığı birbirine katıyor, ama Zübeyir amca Eminenin bacaklarını omzuna kaldırıp, bir iki sikiyle sıvazladıktan sonra, Eminenin cayırtısıyla birlikte dibine kadar geçirdi. Eminenin sesi kesilmiş, Zübeyir amca sikmeye devam ediyordu. 10-15 dakika sikti ve kalktı. Emine bayılmış ki, suratına birkaç kez tokat atarak kendine getirdi ve “Defol bahçemden, birdaha burada görürsem sikerim hepinizi!” diyerek şalvarını üstüne attı ve gitti.
Biz Emineyi beklemeden bahçeden kaçtık. Emineyi akşam mahallede gördüm. Emine bana, “Niye kaçtınız lan? Niye beni bıraktınız gittiniz!” diye sitem ediyordu, ama Zübeyir amcanın kendini siktiğini bilmediğimizi sandığından, “Ben de sizden sonra kaçtım. Neden beni beklemediniz?” diyordu. Ben de, “Herkes kaçtı, ama ben seni bekledim. Zübeyir amcanın sana neler yaptığını gördüm. Ama tüfeği vardı, korkudan seni kurtaramadım!” diye yakınlık gösterdim. Emine herşeyi bildiğimi anlayınca değişti, “Ne olur kimselere söyleme! Hayvan adam kızlığımı bozdu. Daha yeni kalktım yataktan. Her tarafım sızlıyor!” diye o da bana yakınlık göstermeye başladı. Arkadaşlara söylememem için de sıkı sıkı tembihledi.
9-10 gün sonra yine başak yapmaya bahçelere girdik. Emine busefer benim yanımdan ayrılmıyordu. Ben de işaret ederek ayrı bir bahçeye doğru gittim, Emine de peşimden geldi, arkadaşları ektik. Başbaşa kalınca, “Söylemedin dimi kimseye?” diye sordu. Ben de, “Söylermiyim, aramızda sır!” diye güven sağlamaya çalıştım, ama, “Bir kere öpeyim ben de!” diyerek rüşvetimi istedim. Bu, “Olmaz!” falan, naza çekmeye başladı. Ben de, “Sen bilirsin, Zübeyir amcayla yaşadıklarını millete anlatmamı istemiyorsan, bir öpücük ne ki?” diye yoklamaya başladım. “Tamam o zaman, bir kere öp, ama kimseye söyleme!” diye yanağını uzattı. Ben yanak dudak arası bir kere öptüm, ama sikim kalkmıştı. O zamanlar seks nedir pek bilmiyoruz ikimiz de. Televizyonlardan öpüşme falan ne biliyorsak işte hepsi bu. 31 çekmeyi bile yeni öğrenmişim. Emineyi öpünce sikim şahlandı. Yanyana oturuyoruz, elimi boynuna attım, “Çok tatlıymışsın kız!” diye kendime çekerek dudakdan bir daha öptüm. Bu bayağı nazlanıyor falan, ama ben elimi memelerine götürdüm, okşamaya başladım.
Bu beni ittirdi, “Tamam işte öptün. Başka yok, bu kadar!” falan diye işi zora sokuyor. Ben de tehdit’e başladım, “Bak herkese söylerim seni, bana bir kere vermezsen rezil olursun!�� diyerek tehdit ettim, “Zaten kızlığın bozuldu, bir kere sikeyim, birdaha istemem bak!” diyerek son noktayı koydum. Bu yumuşamaya başladı, memelerini okşamama artık itiraz etmiyordu. Tişörtünün altından memelerini yakaladım, sıkmaya başladım. Bu, “Tamam, ama bir sefer yap ve başkalarına söylemeyeceğine annenin üstüne yemin et!” diye beni yeminlendirdi. Kalkmış sikimle o anda sülalemin üstüne yemin ederdim. Şalvarını ve donunu indirdim. Sikimi amının üstünde Zübeyir amca gibi bir-iki kez kaydırıp amına girdim. Bu bağırdı “Acıyor!” diye. Ben de dudaklarına yumuldum, hem emiyor hemde sikiyordum. Ama iki dakika geçmeden belim geldi. İçine akıttım. Kalktım. Bu hemen şalvarını giydi ve “Gidelim artık!” diye yola koyuldu. Mecburen gittik arkadaşların yanına.
İlk defa bir kızı sikmiştim. Keyfime diyecek yoktu. Köye geldik, tabii ben am peşinde gezdiğim için fındık toplayamamıştım. Arkadaşlar fındıklarını satıp bakkaldan yiyecekler aldılar ve yediler. Benim fındığım olmadığı için aklıma Zübeyir amcanın toplanmamış bahçesi geldi ve ben de oraya gittim. Biraz fındık toplamıştım ki dalmışım, esemden kuvvetli bir elin yakaladığını hissettim. Zübeyir amcaydı. “Ulan ne işin var toplanmamış yerde?” diye beni bir tokat’da yere serdi. Sinirle kalktım, “Bak seni herkese söyleceğim, Emineyi siktiğini gördüm ben!” diye dikildim karşısına ve tehditlere başladım. Zübeyir amca beni tekrar yakaladı ve, “Bir de tehdit haa?” diyerek bir tokat daha attı. Ben yuvarlandığım yerden tehditlere devam ediyordum, “Herkese söyleyeceğim!” falan diye.
Bu sefer beni yakaladı ve elimi arkadan kıvırarak beni hareketsiz hale getirdi. Pantolonumun düğmelerini açtığı gibi, donumla birlikte aşağı indirdi. Beni yüzüstü yere yatırdı ve “Şimdi de söyle de göreyim ibnenin çocuğu!” diyerek sikini çıkarıp arkama dayadı. Kolumu büktüğü için haraket edemiyordum. Götüme tükürdü ve parmağını ‘Hart’ diye içime geçirdi. Ölüyorum sandım acıdan. Sonra sikini tükrükledi ve götüme dayadı. Girmiyor ve beni gitgide köpek duruşuna getiriyordu. Sonunda kafama kuvvetli bir tokat atınca kendimi salmışım, ‘Hart’ diye götüme girdi. Acıdan bağırıyorum ama dinleyen kim? Bağırta bağırta sikti beni ve içimde patladı. Bir de tekme attı götüme ve, “Git ulan ibne, kime söylersen söyle!” diyerek bahçeden kovdu beni. Kalktım, sesim soluğum kesilmiş ve sikilmiş bir halde, zorla yürüyerek bahçeden çıktım.
Aynı gün tehditle ilk amımı sikmiştim, ama yine aynı gün tehdit ettim, ama bu sefer sikildim, götten oldum. O olaydan sonra, bu zamana kadar çok oğlan götü siktim, acının intikamı için, ama götümü asla siktirmedim!
18 notes
·
View notes
Text
HİKAYE 16
İzmirliyim. 38 yaşında, sigortacı bir bayanım. 16 yaşında Liseye giden çok hoş, çok tatlı bir kızımla, benden 15 yaş büyük, Banka Müdürü bir kocam var. Kusura bakmasın ama, çeşitli kereler kocamı aldattım. Sebebine gelince, kocam sekse pek düşkün olmayan, ayda bir siki kalkınca üstüme çıkıp, 2 dakikada boşalan, bitik bir adam. Oysa ben sikilmeye doymayan, döle, sperme aç, hoyratça sikilmek, siktirmek isteyen bir kadınım. İzmirde en çok Sigorta Poliçesini ben pazarlar, hep ödüller alırım. Çünkü bir çok malı, mülkü, yatı, arabası olan olgun erkeklerin, zevk için çoook fahişeliğini yapmışımdır. Ama fantazilerimde hep, ilk ergenliğe geçen bir delikanlıya kendimi çatır çatır siktirmek istemiş, ama bunu uygulamaya cesaret edememişimdir.
Bundan 6 ay evvel, öğlen saatlerinde, unuttuğum bir evrakı almaya eve gittiğimde, evden gelen kızımın çığlık sesleriyle karşılaştım. Paniklemiştim, kızım o saatte okulda olmalıydı! Tam o sırada kızımın odasından, “Ohh aşşkıım, ohh…” diye inlemeleri geliyor, birkaç saniye sonrada yine çığlık seslerine karışıyordu. Usulca kızımın odasına doğru gittim. Anahtar deliğinden baktığımda, daha önce evimize defalarca ders çalışmaya gelen, Canan hanımın oğlu Alper, kızımın götünü sikmeye çalışıyordu! Alper kızıma yalvarıyordu, “Aşkım tamam, ilk olduğu için biraz acıyacak, fakat bakiresin diye amını da sikemiyorum, 31 çekmekten bıktım valla! Nolur katlan biraz da, sikeyim şu götünü!” diyordu. Kızımı öyle görünce kendi gençliğim aklıma geldi, ben de Kız iken ilk götten vermiştim. Halen o ilk götten yediğim sikin tadı götümün en derinlerinde tatlı bir sızı olarak kalmıştır. Kızım da bu götten yediği siki, bu sızıyı hiç unutmayacaktır. Bir süre daha izlediğimde, Alper sikini sonunda kızımın götüne sokmayı başardığını, fakat tecrübesizliğinden dolayı kızımın götünü iyi sikemediğini farkettim. Zaten fazla da dayanamadı, 5 dakika sonra, taze döllerini kızımın ilk kez sikilen götünün derinliklerine boşalttı. Sikini çıkardığında, kızımın götünden sızan hafif kan sikine bulaşmıştı…
Korkunç tahrik olmuştum, o anda içeriye dalıp, Alperin sikini yiyip bitirebilirdim, okadar yani. Bunu yaparsam en büyük fantazim gerçekleşebilir, yada elimden kayıp gidebilirdi. Derhal karar verip odaya daldım. İkisi de panik halinde yorganın altına saklanmaya çalıştılar. Yorganı üstlerinden biraz çekip, “Kızım nedir bu yaptığın?” diye sordum. Kızım, “Anne ne olur kızma, okulun tek bakire kızı benim, ama canım çok sevişmek istiyordu. Alper okulun en yakışıklı öğrencisi, daha önce birkaç kez ağzıma verdi, fakat eğer götümü sikmezse benden ayrılmakla tehdit etti!” dedi. Kızıma, “Götün nasıl?” diye sordum, “Biraz canım yandı ve kanadı, o kadar.” dedi. Kızıma, “Giyin ve evden çık, ben çağırıncaya kadar da gelme, Alperle konuşacaklarım var!” dedim. Kızım apar topar üstünü başını giydi ve çıktı.
Kızım gidince Alpere, “Utanmıyormusun kızımı seni bırakırım diye tehditle götünü sikmeye! Seni annene babana söyleyeceğim!” diye fırça attım. “Banu abla inan kızınızı çok seviyorum, ama 31 çekmekten bıktım, tüm arkadaşlarım bir kızla sikişti, sikişmeyen bir ben kaldım, benle dalga geçiyorlar!” dedi. Yüzü kıpkırmızıydı. “Ne olur anneme babama birşey söyleme, ne istersen yaparım!” dedi. Alperin artık hiç kaçarı yoktu, ne istesem sike sike yapacaktı. Ogün de tesadüfen herzamankinden daha dekolte giyinmiştim. Dudaklarımı hafif ıslatarak, mini eteğimle frikik verip, Alperle gözgöze geldim. Alpere şuh bir sesle, “Günde kaç kere 31 çekiyorsun?” diye sordum. Alper sorduğum soruya iyice şaşırmıştı, gözü bacak arama, mini eteğimden gözüken küloduma takılmıştı. Gülümseyerek, “Hayrola Alper, 31 çekmeye malzeme mi topluyorsun?” dedim. Alpere iyice cesaret gelmişti, “Banu abla zaten seni az düşünüp 31 çekmedim, çarşaflara, banyonun fayanslarına az attırmadım.” dedi…
Ben Alpere daha da cesaret vermek için, “Yaa, öyle mi? Peki en çok neremi sikmeyi hayal ettin? Amımı mı, götümü mü?” diyerek, bacaklarımı biraz daha ayırdım. Alper yutkunarak bakışlarını küloduma kenetlemişti. Alper cevap veremeyince, elimi yorganın altına sokarak sikini yokladım. Siki kalkmıştı. Sikini biraz okşadım ve tekrar sordum, “Haa? Amımı mı sikmek isterdin, götümü mü?” dedim. Alper bütün cesaretini topladı ve “İkisini de, hem amınızı hem götünüzü sikmek isterdim!” dedi. “Sik ozaman, daha ne duruyorsun!” dedim. “Ama kızınıza söylemeyeceksiniz, değil mi? Kızınızı gerçekten çok seviyorum! Kızınızı amından da sikmeme izin verecekmisiniz?” dedi. “Bak Alpercim, tamam kızımı sikmene izin veriyorum, ama amından sikince içine kesinlikle boşalma, tamam mı? Onun dışında izin var!” dedim. Fırlama hemen, “Banu abla tamam da, senin içine boşalmaya izin var mı?” dedi. “Var var, hadi gel seni 31 çekmekten kurtarayım!” diyerek dudaklarına yapıştım. Alper acemice öpüyor, boynumu göğüslerimi okşuyor, arada da bacaklarımı, amımı külodumun üzerinden avuçluyor, mıncıklıyordu. O kadar toy ve tecrübesizdi ki, yanındaki herşeye hazır karıyı doğru dürüst sikemeycek kadar acemice davranıyordu.
Fazla uzatmadan yorganı üstünden tamamen çektim, kasıkları ve taşakları yeni kıllanmaya başlamış dipdiri sikini ağzıma aldım. Siki tazecikti, taşaklarını ısırıyor, Alpere saksonun her türlüsünü çalıyordum. Alper 2-3 dakika sonra heyecandan titreyerek, mis gibi spermlerini gırtlağımın duvarına fışkırtarak ağzıma boşaldı. Ben sikini emmeye devam ettim, sikini yiyecekmişim gibi hırsla emiyordum. Alper nerdeyse zevkten bayılıyordu. Menilerini son damlasına kadar emdim. Boşalmış, fakat siki inmemişti, sikini tekrar ağzıma sokmaya çalışıyordu. “Şşşt… Acele etme!” diyerek dudaklarından öptüm ve hemen soyundum. Alpere önce arkamı döndüm götümü gösterdim, sonra tekrar yüzümü dönüp, bir ayağımı yatağa koyarak, parmaklarımla amımın dudaklarını ayırdım ve “Göt mü? Am mı? Önce hangisini sikmek istersin?” dedim. Artık iyice kendine güveni gelmiş, bana ismimle hitap ediyor, gol atmanın rahatlığıyla, “Banu üstüme çık, amınla sikime otur ve zıpla!” diyordu. Dediğini yaptım. İnanın tam 15 dakika amımı o pozisyonda sikti. Elleriyle götümü avuçlayarak, beni kucağında hoplata hoplata, hayat dolu döllerini amımın içine fışkırttı! Bu sefer de ben zevkten bayılıyordum, üstüne yığılıp kaldım…
Alperin tazecik dudaklarını ve dilini öpe öpe, yalaya yalaya doyamıyordum. “Artık milli de oldun…” diye biraz şakalaştıktan ve dinlendikten sonra, sikine elimi attım, tazecik siki yeniden canlanmıştı. Eee olacak okadar, 17 yaşında gencecik delikanlı, onun siki günde 5-6 sefer kalkmayacak da, kocamın siki mi kalkacak. Alper kalktı ve hemen arkama geçti. Beni yatakta domalttı. Artık sıra götüme gelmişti. Abaza soytarı (sanki bana ‘Götünde şov yapacam, kızından daha çok inletecem!’ der gibi), bu güne kadar onlarca siki rahatlatmış götüme hırsla soktu taze sikini. 2 saat önce kızımın götünü delen çivi gibi sik, şimdi benim götümü çatır çatır sikiyordu. Alper, “Banu, bundan sonra hep, hem seni sikecem, hem kızını! Artık ikiniz de benimsiniz!” diyerek, işini sağlama almak için de, biryandan Cep telefonuna beni götten siktiğini çekiyordu. Aklınca ben yokuş yaparsam beni onla tehdit edecekti. Beni hep sikmek istemesi hoşuma gitmişti, kameraya, “Canım Alperim, erkeğim benim, hem kızımı hem beni hep sik, asla bırakma beni, yarağını esirgeme benden ne olur!” diye cilveler yapıyordum. İyice kuduran Alper götümün içine son 20 yılımın en körpe spermlerini akıttı.
“Canım benim, götümün deliğini döllerinle yıkadın, sağol erkeğim!” diye götümden çıkardığı sikini öpmeye, yalamaya, emmeye doyamadım. Fakat çalan telefonumun sesiyle kendime geldim. Arayan kızımdı, “Anne yaa, ne konuşuyorsunuz iki saatir? Geleyim mi?” diye sordu. Kızıma, “Tamam kızım konuşmamız bitti, yarım saat sonra gel!” deyip kapattım. İkimiz de acele giyindik. Bir süre birbirimize sarıldık, öpüştük. Alper, “Banu seni sikmeye doyamadım, ne olur bana hep ver!” dedi. “Tamam aşkım sana hep verecem, ama kızımın bundan haberi olmayacak!” dedim. “Ayıpsın Banu, ben çocukmuyum, elbette söylemem!” diye söz verdi. Ve sözünü de tuttu, ben de tuttum tabi.
17 yaşındaki fırlama, 6 aydan beri kızımın haberi olmaksızın, hem beni hem kızımı sikiyor! Kızım bu arada kızlığını kaybetti ve mutluluktan uçuyor, amdan sikişmesine izin verdim diye. Kızıma, “Alper içine boşalıyor mu?” diye sordum. “Asla boşalmıyor anne, hemde o kadar, boşal içime aşkım dediğim halde yinede yapmıyor. Ama götümü affetmiyor, en az 2 posta götümü suluyor dölleriyle!” dedi.
Benim gibi hayatı dolu dolu yaşayan tüm olgun bayanlar, etrafınızdaki Alper gibi gençleri kaçırmayın! İnanın tonlarca para verdiğiniz güzellik kremleri vitaminleri yerine, ergen gençlerin spermlerini yalayın, yutun, yüzünüze sürün, amınızı götünüzü fışkırta fışkırta siktirin, bakın nasıl dirileşiyorsunuz!
28 notes
·
View notes