Text
sabahın beşi,
dizlerimin bağı henüz çözülmemiş
arıyorum aradığımı,
fakat bulamıyorum.
yorulmuşum dünden beri
farkına henüz yeni vardım.
oysaki sen,
yorulmaktan da öte,
ölümü bulmuşsun.
hemde,
benden habersiz...
0 notes
Text
seni öldüremediğim için üzgünüm,
yaşıyorsun.
ama ölü gibi.
seni,
bu hale soktuğum için üzgünüm.
seni, sensiz.
bensiz.
beni sensiz bıraktığım için.
yaşadığımı zannediyorum ama.
yaşıyamıyorum...
ne öldürebiliyorum, ne de ölüyorum,
içimdeki beni,
ya da seni.
yaşamak deniyor buna,
fakat değil...
üzgünüm,
üzgünüm'mü?
üzgünüm'sü,
bitap bi çare...
0 notes
Text
vazgeçişlerim kendimden ötürü.
kaybedişlerim senden.
ben sevmeyi bilen,
ama beceremeyen bir insanım.
ben koca bir hiç,
dağıtan ve bir daha asla,
toparlatamayan
işe yaramayan
ve argoca yaşamın baş karakteri...
0 notes
Text
küçük ellerin,
diken gibi saplanıyor yüreğime.
eriyorum, bitiyorum yaşarken,
de,
yaşamak mıdır bu bilmiyorum.
kendimden seni çıkardığımda,
ben yok oluyorum.
sen kalıyorsun başbaşa kendinle.
ahh,
ne büyük talihsizliktir bu,
sana yapışan lanetli kederim.
çıkmaz sokak bile yok kaçmak için benden.
ben ki,
yoruluyorum artık senden...
beni benimle bırakıyorsun,
keşke bıraksan.
keşke beni benle cezalandırdığın yetmezmiş gibi,
kendinle de cezalandırmasan.
ben artık,
umutsuzum.
ne olduğumdan habersizim.
ben, bitkin, yorgun,
ve ölümün tam ne olduğunu bilmeden,
ona durmadan çağrı yapan bir bedbahım.
ne zor,
benden kurtulmak...
hakkını helal et ?
helal mi ?
neden ki ? ...
0 notes
Text
gökleri sana boşaltamam,
içime yağarken onlar.
yağmur tanesi gibi değil ki,
dertler gibi de değildirler.
kalktım,
sabahın köründe sana gelmeye çıktım yola.
kendimle karşılaştım yolda.
vurdu, silkeledi beni
neydi bu şimdi ?
neden...
varmak için canana,
can ile tehdit edilmek neden.
canı, canandan vazgeçirmek neden ? ...
0 notes
Text
yoruluyorum ..
kendimden,
ve herkesten ...
kendim ?
herkeste peki.
peki herkes ?
onlar kim...
0 notes
Text
bazen olur.
yoğun duygular seni esareti altına alır seni.
çıkış bulamazsın.
çıkış zamandır.
0 notes
Text
uzaktan bakacağını,
baktığını biliyorum.
buralarda sana dair olan herşey,
geçmişe gömerek yaşamaya çalıştıklarındır.
hissediyorsun biliyorum,
ciğerlerine oksijen yerine,
gam dolan, dolduran o haramileri.
korkma !
zamanın öldürdüğü hiçbirşey tekrar dirilemez,
çünkü sadece bedeni ölmüştür.
ama ruhu ?
evet.
ruhu, yanı başındadır.
kopmaz.
eksilmez.
ve.
asla,
asla.
sen gibi ihanet edip,
terketmez.
korkma,
bakakaldığın o uzakların şarkısını,
bize ezberlettiren sen değil misin ki ?
korkuyorsun bu şarkıyı dinlemekten.
dokunduğun tenin,
ruhunda sana yabancı olduğunu biliyorsun.
ama yine de dokunuyorsun.
çünkü zorundasın.
çünkü şehvetin bile seni kurtaramıyor o kimsenin bilmediği girdaptan.
Allahtan bile sakındırmaya çalışıyorsun,
fakat.
biliyorsun ki sakınmıyor.
biliyor,
sende biliyorsun.
ama başka hiçkimse bilmiyor.
devlet sırrı gibi saklıyorsun acını.
acımadan kendine.
ama her bakışında evladına,
görüyorsun o hayal ettiğin hayalini.
görüyorsun ve...
ağlayamıyorsun.
çünkü zaman ölmez.
çünkü öldüremediklerin vardır.
ölmeyenler vardır ben gibi.
hala daha yaşayan,
ve ölmeyecek olan gibi.
ölse de ölmeyecek olan gibi.
sen...
mutluluğu ararken,
hep eksik kalacaksın.
aramaktan vazgeçemeyeceksin ama,
hep eksik kalacaksın.
nedenini de yine en iyi sen biliyorsun.
sahi?
neden ki...
hadi,
kapa şimdi gözlerini ve...
kalbinde ölene kadar hıçkırarak ağlayacak olan o çocuğun sesini,
bastırmaya çalışarak uyu ...
0 notes
Text
artık,
yabancısın.
yabancısınız.
artık,
siz de,
herkes gibi.
sende.
ben gibi,
ölüsün,
ölüsünüz...
ölüyüz.
ama diri ruhlu ölü...
hele ki sen.
daha da ölü...
lanet bir ölü.
0 notes
Text
ben hiçbir şeyi eksik hissetmem.
tam hissederim, bedenin içerisinden çıkıp ölüme teslim olacak ruh gibi.
eksiksiz..
eksiksiz çıkar bedenden ve teslim olur ya sahihine ruh.
aynen öyle.
hiç der misin ki,
ulan bu adam yarı ölmüş ruhun yarısı içerde kaldı diye.
işte öyle tam hissederim,
tam gösteririm,
tam severim seviyorsam.
duygularım tamdır eksiksiz.
derinden hissetmem.
en derin,
hatta en derinin derininden hissederim.
resmen hani balığın üzerindeki pullarını bıçak ile haşır haşır sürterek çıkartırlar ya.
işte aynen öyle ruhumun ta içine kadar sürterek soyar bu tamlık beni.
ama o an kimse anlamaz.
tek başımayımdır.
tek başıma.
ne ana ne baba ne en yakın dost.
ne de seni ölümüne seviyorum diyen bir kişi veya sevgili veya eş.
öyle derinden hissederim ki.
film şeridi gibi yaşayacaklarım gözümün önünden geçer gider.
bir Allahtır bilirim beni anlayan.
o da o sıra yardım etmez.
bekletir.
yalvarttırır.
acıttırır.
sonra en güzelini verir biliyorum.
ama o an ki acıma dokunmaz hemen.
ister ki,
ağlasın kuytu cami köşelerinde bana.
yalvarsın ki vereyim diye.
ama ben o an sadece o an istediğimi isterim Allahtan.
ama vermez.
ne olur ki verse diye sorarım yüzlerce kez.
ne olur ki versen ?
beni büyük bir beladan mı koruyorsun yoksa Allah'ım derim hemen peşinden.
neden koruyorsun ki,
bırak bulayım belamı.
o kadar mı seviyorsun beni?
yoksa,
yoksa !
sevmediğin için mi.
peki sevmemiş olsan böyle çaresiz kalınca başka kimin kapısına gidiyorum ki?
yoksa,
bu kendimi kandırmak mı.
acındırmak mı yoksa ?
yoksa !
bedelini ödemek midir.
geçmişin,
acıttığının.
acıların bedeli...
hangisi bilmiyorum.
ama acıyan kalbimin bana artık zarar verdiğinin farkındayım.
fakat tam hissettiğim şeylerden devam edecek olursak.
filmin sonuna da hissederim genelde.
filmin sonu kahbece biter.
evet kahbece.
ama hiçbir önemi kalmaz o kahbeliğin sonunda.
çünkü film bitene kadar,
o içerimde olan tamlık,
eksilmiştir.
kaç olmuştur biliyor musun?
99.
evet 100 değil de 99.
ve bitmiştir işte.
ruhun tamamının çekilmesine gerek yok benim tamlığımda,
eğer bir eksilmişse,
bitmiştir...
benim kaybedişlerim hep böyledir.
oysa,
kaybedenlerde bilir ki,
99 olmasına rağmen onlara karşı olan bu hisler,
yine de neden varamıyor bana diye çokça düşünürler.
düşünsünler...
bir eksikliğin ne olduğunu anlayacakları güne kadar düşünsünler.
ve ... olup gitsinler...
0 notes
Text
bugüne kadar iyi olmaya çalıştık,
insanlar üzülmesin diye hep,
üzülen ezilen,
kahpelenen taraf biz olduk.
şimdi ise,
bazı şeyler değişti.
kötülük vuku buldu ten canında,
kötülüğün hükmü geçerli olmalı.
olmalı ki,
insanlar itinayla döneklik yapınca,
duvara nasıl toslanır,
toslatılır görsün...
0 notes
Text
ölümleri koparıyorum içimde,
hiç kimse duymuyor.
tüm cenazelerin imamı benim.
helallik verende ben.
tek başıma,
bunca tabutun altından nasıl kalkarım bilmem ama,
bize öldürenlerin ruhları,
anladığım kadarı yoldaşlarımdır..
0 notes
Text
hikayelerimin başlangıcı her daim temiz yaparım.
şeksiz şüphesiz.
yaralamadan, yarmadan.
tertemizdir kurulan hayaller,
kurulan düşünceler...
fakat sonra ?
ne mi olur...
insanlar !
evet,
insanlar pisletir.
oysa kendi pisliğimiz midir bu ?
diye,
düşünmemek elde değil.
fakat değil.
kendi pisliği olsa insanın,
hiç başlarken tertemiz düşünür müydü.
hiçbir kasap,
önündeki hayvanı boğazlamadan önce,
onun kanınk akıtmayı hayal eder mi?
yoksa,
bir canı bedenden almasının acısını düşünmez mi?
tertemiz bir düşünce besler içinde.
ondan sonra olacak olanlar bıçağın suçu değil.
var oluşun sorunudur.
insanlar...
yaşam, hayat ve döngü.
edileni bulmak.
işte tam da mesele bu.
genelde edeni bulur insan.
etmeden bulduysa,
işte onun adıdır imtihan.
peki ?
neden tertemiz başlangıçların ardından bu gam keder var ?
neden mi ?
kader mi diyeceksin.
yoksa keder mi.
hayır, hayır.
tamamiyle insanlar ...
tertemiz olana layık olamayan insanlar.
bir diken bahçesinde olamaz mı gül bitmesi ?
biter elbet.
ama gül kalmayı cesaret edememektir mesele.
kalsa oysa,
dikenler boyun eğecek,
teslim olacak o güle.
teslim olacak...
tapacak.
insanlar ...
insan,
insanlar...
0 notes
Text
insanlardan nefret etmek,
umarım günah değildir...
yoksa aslında kendinden mi nefret ediyorsun ? ..
0 notes