16yazplaka
16yazplaka
Boys
149 posts
İstanbul 27 yaş tek erkek İletişime geçenler evli misin diye saçma sapan sorular sormasın
Don't wanna be here? Send us removal request.
16yazplaka · 5 years ago
Text
Yılbaşı-Kocaları Değiştik
Yeni yıla girerken, bizimkiler de bize girecekti… Kocam Sevim’e, Kemal de bana… Kemal’i üzerime doğru çektim. Penisi kocamınki kadar vardı. Kalındı, iyice sertleşmiş, kocaman olmuştu.
Tumblr media
Adım Handan 28 yaşındayım, 6 yıllık evliyim. Eşimle her konuda uyum içerisinde, her şeyi paylaşan, birbirini anlayan, saygılı ve renkli bir yaşantımız var. 
Kapı komşum ve en yakın arkadaşım,sırdaşım Sevim de benimle aynı ölçü ve boylarda ela gözlü hafif minyon ve yüzü çok tatlı, harika bir insan… İkimiz de sevilen sayılan ve aynı zamanda güzelliğimizle tüm erkeklerin dikkatini çeken iki ev kadınıyız.
Sevimle birlikte bir sohbetimizde bir şekilde konu cinsel hayatımıza geldi. Birbirimize açıldıkça ortaya çıktı ki, ikimizin de bu konuda dertliydik. Eşlerimizle sevişmelerimiz topu topu on dakika sürmüyor, onlar tatmin olabiliyor ama biz hep yarım kalıyorduk.
Sevim’le her şeyimizi paylaşırız. Onunla arkadaşlığımız on yıl kadar öncesinden başladı. Atandığımız yerin en güzel, en genç ve bekar elemanları bizdik. Bu yüzden herkesin gözü bizdeydi.  Çapkınlar bize yiyecekmiş gibi bakarlar, iş çıkışı hepsi bizi evlerimize bırakmak için kuyruğa girerlerdi. 
Biz ise bunların hiç birine aldırmaz, yüz vermez, birbirimizden ayrılmazdık. İki yalnız bekar kız, kurda kuşa yem olmamak, birbirimize destek olmak için aynı evi paylaşıyorduk.
Çalıştığımız kurumda atama ve terfiler oldu. Yeni ve genç bir müdür ve iki tane müdür yardımcısı atandı. İkisi bekardı ve bir hayli yakışıklıydılar. Müdürümüz Hakan bey bana evlenme teklif edince aklım gitti başımdan, hemen kabul ettim. İki üç ay sonunda da nişan ve düğün, evlendik. Kurumun lojmanına yerleştik. Birkaç hafta sonra da Müdür Yardımcısı Kemal Bey Sevim’e evlenme teklif etti. Onlar da evlenince bizim karşı daireye yerleştiler. İki yeni evli aile, hemen her akşam birlikteydik. 
Sevim’le gündüzümüz zaten ayrı geçmezdi. Ya ben ya da o kocalarımız işe gider gitmez soluğu birbirimizin evinde alırdık. Bir gün Sevim böyle bir sabah bir soru sordu,
“Mutlu musun Handan?” dedi.
“Evet, çok mutluyum” dedim. “Sen değil misin güzelim?” diyerek sarıldım.
“Yok…” dedi “Kastettiğim bunlar değil.. Yani… Cinsel yönden ne durumdasınız? Eskiden ne olursa olsun paylaşacağımıza yemin etmiştik hatırlıyor musun canım?”
“Tabi bi tanem ne oldu, anlatsana, nedir canını sıkan?”
“Hakan’la sevişmeleriniz nasıl?”
Tam damarıma basmıştı ben de oflaya puflaya pek bir şey olmadığını, eski heyecanın kalmadığını falan anlattım.
“On dakika sevişiyoruz onun işi bitiyor öpüyor beni uyuyoruz. İçim sızlıyor. Eski saatler süren sevişmelerimizi özlemiyor değilim hani…” dedim. O da aynı dertten yakındı. Üstelik bizimkiler iyi arkadaş olduğu için nereye gitseler birlikte gidiyorlar. Kuşkulanmıyor da değildik hani çapkınlık mı yapıyor bunlar diye… Ama sosyal tesislerden başka yerlere de pek takılmazlardı. Sosyal tesisler de gözümüzün önündeydi.
Sevim Kemal’le oturup bu konuyu görüşmüş. Ona erotik dergiler falan getirttirmiş. Alıp geldi, bir kaç gün onlara baktık. Hatta Sevim’le bu dergilerin mektup ve forum köşelerindeki erotik hikayeler bizi öyle etkilemişti ki… Özellikle eş değiştirme fantezilerini okudukça hayret etmiş, birbirimize bakıp gülerek ne güzel ortam demiştik.
Bir süre sonra “biz sıkılıyoruz bilgisayar alın, ya da biz işe başlayacağız” dedik. 
“Oturun siz, istediğiniz bilgisayar olsun” dediler, bir tane düz üstü bilgisayar aldılar bize… Bilgisayar kullanmasını iş yerinden biliyorduk, alışmamız birkaç gün almadı bile… İnternete de bağlandık.
Sevim’le artık ayrılmaz olduk. Bizimkiler işten çıkıp eve geldiklerinde ben evde yoksam eşim biliyordu ki Sevim’lerde bilgisayar başındayız, Sevim’in eşi onu evde bulamazsa direkt bize geliyordu. Bizi bilgisayar başında buluyorlardı. Özellikle seks hikayeleri çok ilgimizi çekiyordu. Bunların da en çok eş değiştirme bölümlerini okuyorduk. Bir gün yine Sevim’lerde yatak odasında eş değiştirme hikayelerinden birini okurken Sevim diz üstü bilgisayarın kapağını kapatarak,
“Ya, bizim halimiz ne olacak? Ne yapacağız biz? Bunları okuyoruz ama hayatımıza etkisi ne?” dedi. Durduk birbirimize bakıp gülümsedik, aynı şeyleri düşünmüştük yine…
“Tamam Sevim hayatımıza biraz heyecan katalım o zaman… Bu işten erkekler çok tahrik oluyor anladığım kadarıyla… Eh, biz de öyle… ” dedim.
”Kesinlikle… Şu sünepe ev kadınlığını bırakalım. Ortamı hareketlendirelim. Biraz flört takılalım kocalarımıza…” 
“Nasıl yani?” dedim alacağım yanıtı bile bile…
“Sen benimkine, ben seninkine… Ortama biraz heyecan katalım kızım.” dedi. 
Oturup neyin nasıl olacağını konuşmaya başladık. Eşlerimizin bizden başka kadınlarla birlikte olup bizi aldatmalarını beklemektense iki kafadar kafa kafaya verip bir dizi plan hazırladık.
Unutmadan söyleyeyim biz iki üç güne bir ya Sevim’lerde ya bizde, özellikle hafta sonları eğleniriz. İçkiler içilir, danslar, oyunlar gibi eğlencelerle sabahı ederiz bazen, ya bizde ya onlarda sızıp kalırız. Aslında öyle iç içe yaşıyoruz ki…
Anlaştık aramızda… Birbirimizin eşlerini motive edecek ve yine birbirimizin eşlerine çaktırmadan kur yapacaktık. Hemen işe koyulduk İlk akşam eşlerimiz gelince aynı gece ikimiz de seviştik bizimkilerle… Her zamankinden biraz daha ateşliydik, olay bizi havaya sokmuştu. Tam sevişmenin güzel bir yerinde Hakan’a Sevim’i nasıl bulduğunu sordum. Sevişmenin tam ortasında, içimde gidip gelirken… Şaşırdı biraz soruma,
“İyi, güzel kadın senin gibi…” dedi,
“O seni çok beğeniyormuş…” dedim. Durdu bana baktı, gülümsedi.
“Kendisi mi söyledi?” 
“Evet” dedim. “Bu gün konuşurken erkeklerden laf açıldı da…”
“Bak sen… Peki başka bir şey söyledi mi?” 
“Yok, söylemedi…” dedim. Kocam sanki daha bir sertleşti konuşmamızdan sonra, daha bir ateşli sevişti benimle…
Sabah oldu. Bizimkiler gider gitmez Sevim bana damladı.
“Ne oldu, gece nasıl geçti?” dedi meraklı gözlerle… Gülerek,
“Önce sen anlat bakalım…” dedim.
O da anlaştığımız gibi benimle aynı taktiği uygulamış. Gece yatakta sevişirken, eşine benim ondan hoşlandığımı anlatmış ballandıra ballandıra… Şaşıran kocasına beni nasıl bulduğunu sormuş. Kocası da benimkiyle aynı yanıtı vermiş. 
Ben de anlattım, rahatladık. Her şey istediğimiz gibi gelişmişti. Eşlerimiz ters bir tepki vermeyecekti anlaşılan…
Hemen hazırlandık ve akşam için alışveriş yaptık. Ertesi gün tatil olduğu için akşam içkili, güzel bir sofra hazırlayacaktık. Mutlu ve neşeli bir masanın başında bazı şeylerin, elektriklenmelerin ufak ufak yaşanmaya başlama zamanı gelmişti.
 Akşama güzel bir sofra hazırladık. Bizimkilere telefon açıp hiçbir mazeret kabul etmediğimizi, işten çıkınca doğruca eve gelmelerini söyledik. Yemek işini hallettikten sonra biz de hazırlandık. 
İkimiz de kısa birer mini etek giydik. Altımıza  yok denecek kadar minicik dantelli beyaz külotumuz ve üzerimizde aynı takım body giyinmiştik. Sevim’le birbirimize baktık. Sevim gülerek,
“Hadi bakalım, iki seksi kadın bu akşam bizimkilere biraz heyecan yaşatalım.” dedi. Ben de güldüm, arkadaşıma sarılıp, 
“Tamam canım…” dedim. “Bu gece kıvılcımı çakalım, finali yılbaşı gecesi patlatırız…” 
Akşam bizimkiler geldi. Kapıda karşıladık, bizi seksi ve şık görünce önce bir ıslık çaldılar. İçeriye girince mükellef sofrayı gördüler. Hakan,
“Unuttuğumuz bir şey mi var kızlar? Sonradan mahcup olmayalım. Neden bu kadar özenle hazırlandınız?” dedi.
“Aşkım, özel bir şey yok. Sevim’le sıkıldık değişik bir şeyler olsun istedik. ” dedim.
“Çok güzel olmuş, siz de, sofra da harikasınız…” dediler.
Hoş geldin faslında ben Kemal’e de uzanıp öptüm. Gözlerinin içine bakarak gittim yanına ve elinin içini okşayarak ve dudaklarımın kenarını dudaklarına değdirerek öptüm. 
Bana şöyle bir baktı. Şaşırdı biraz ama hemen toparladı. Sevim de aynı şekilde yaptı ve eşimi elinden tutup sofraya buyur etti. Ben de Kemal’e aynısını yaptım.
Beyler keyiflenmişlerdi. Yarı şaşkın, yarı memnun, kendilerini bize bırakmışlardı. Ben Kemal’in karşısına Sevim de eşimin karşısına oturdu. Işıkları söndürdük ve gece lambaları ve mumları yaktık sadece… 
Böylece masa altından bir şeyler olursa kimse birbirini görmezdi. Sevim’le her hareketi ölçülü ve birlikte atıyor, hem bundan zevk alıyor hem de eşlerimizi memnun ediyorduk, bu harikaydı. Derken yemek faslı bitti ve içkiler servis edildi. Bir iki derken erkekler hafif çakırkeyif olmuş, biz ne dersek onu yapıyorlardı. Sevim müzik setine slow bir parça koydu. Kocalarımızı dansa kaldırdık. 
Biraz dans ettikten sonra Sevim  eşine müsaade ederse Hakan’la dans etmek istediğini söyledi. O da,
“Tabi neden olmasın… Yabancı mıyız yani…” dedi. Sevim kocamı koparırcasına benim kollarımdan alınca doğal olarak ben de onun kocasına döndüm,
“Kemal’cim, biz de ikimiz dans edeceğiz öyleyse…” dedim.
“Memnuniyetle…” diyerek belime sarıldı, biz de müzik eşliğinde dans etmeye başladık.
Loş ışıkta dans ederken erkeklerimize iyice sokulduk. Sevim’e baktım, Hakan’a iyice yapışmış, bacağını bacak arasına sokmuş onu uyarıyordu. Ben de aynı vaziyette Kemal’e yaklaştım. Kollarının arasında sımsıkı sarıldım arkadaşımın erkeğine…
Kemal eliyle çaktırmadan kazayla olmuş gibi kalçalarımı okşadı. Heyecandan titriyordu. Ben yüzüne bakıp gülümseyince öyle rahatladı ki… Daha da yaklaştı. Çekinmese beni ayakta becerecek haldeydi.
Bu ortamda daha fazla ileri gitmek istemiyorduk. Çünkü asıl büyük planımız birkaç gün sonraki yılbaşı gecesineydi ve üç dört gün tatil vardı arkasında… Her bakımdan iyi olacaktı. Bir süre sonra dansı bırakıp,
“Ben mutfağa gidiyorum, bulaşık makinesine bakayım” dedim ayrıldım. Ama arkama bakarak Kemal’e gülümseyerek gittim. Sevim’le eşimin dansları devam ediyordu ve bizi görecek halleri yoktu. Resmen Kemal’e kuyruk sallamıştım.
Beklediğim gibi Kemal hemen arkamdan mutfağa damladı. Ben lavaboya eğilmiş, çapkınımı beklerken birden arkamdan sarıldı. Hem telaşlıydı, hem de öpmeye çalışıyordu. Aleti sertleşmiş, arkamdan bastırıyordu. 
İçim ısınmış altım ıslanmıştı, dayanacak durumda değildim. İlk defa yabancı bir erkeğin aletini hissediyor, ilk defa kocamdan başka bir erkeğin dudakları boynumda yanaklarımda geziyordu. Heyecandan ölecek gibiydim.
“Ne yapıyorsun Kemal?” diye fısıldadım. 
“Çok güzelsin Handan…” diye yanıtladı beni… “Kendimi tutamıyorum. Çok seksi, harika bir kadınsın.” 
Ben pek fazla tepki göstermeyince erkeğin hareketleri daha bir saldırganlaştı. Bütün bedeniyle yaslanmıştı bana… Bir eli eteğimin altına girmeye, bacaklarımı okşamaya çalışırken, diğer eli göğsümü mıncıklıyordu.
Şaşırmış gibi, kurtulmaya çalışıyormuş yaparak arkamı döndüm. Kemal’in allak bullak olmuş, göz bebekleri şehvetle büyümüş, istek dolu yüzüyle burun buruna geldim. İkimiz de nefes nefeseydik. Hemen dudaklarıma yumuldu. Heyecandan titreyen elleri göğüslerimde, kabaran önüyle mutfak bankosuna dayadığı kasıklarımda, mini eteğin altındaki bacaklarımda dolaştı aceleyle… Kısa bir süre vücudumu okşayan ellerinin, dudaklarımı vantuz gibi emen erkek dudaklarının tadını çıkardıktan sonra, nazlanıyormuş gibi biraz ittim,
“Ne olur yapma Kemal, bizimkiler görecek şimdi…” dedim neolurbırakmadevamet diye yalvaran şurup gibi tatlılaştırdığım sesimle… Sanki asıl büyük sorun Kemal’in, beni, yani arkadaşının karısını mutfakta kıstırıp öpmesi, mıncıklaması değil de, yakalanmaktan korkmammış gibi… 
Elleri kalçalarımdan, dudakları dudaklarımdan zor ayrıldı benden… Kabaran önüne bastırarak oluşan çadırı kaybetmeye çalıştı güya bana çaktırmamaya çalışarak…
Salona girdik, bizimkiler ortada yok… Işığı yaktım. Hemen balkon kapısından içeriye girdiler. Sevim’in makyajı, eli yüzü birbirine karışmış, ruju eşimin dudaklarına bulaşmıştı.
“Balkona çıkıp biraz temiz hava alalım dedik…” diye açıklama getirdi kocam… 
Güldük hep beraber… Neşe içindeydik. Hemen ışığı tekrar söndürdüm. İçim içime sığmıyordu. Kemal gözümün içine bakıyordu, tekrar bir fırsat yaratılabilir mi diye… 
Kocamın bakışlarını da sürekli Sevim’in üzerinde, mini eteğinin altında durmadan verdiği frikiklerde yakalıyordum. İki erkek de kıvama gelmişti, tam istediğimiz gibi… Bir heyecan fırtınası yaşamıştık, elektrikli ortam devam ediyordu.
“Saat geç oldu, yatalım artık…” dedik.
Misafirlerimizi uğurlarken tekrar öpüştük. Ama bu defa loş ışıkta belli olmadığı için biraz daha serbest hissettim kendimi… Kocam Sevim’le vedalaşmakla meşgulken, ben telefonunu içeride unuttuğu aklına gelen Kemal’le beraber salona dönmüştüm.
Telefonu bulup Kemal’e verirken ellerimiz birbirine değdi. Kıvılcım çaktığını hissettim. Tam salondan dışarı çıkarken kapının eşiğinde kolunu tuttum, çıkmasına engel oldum,
“İyi geceler Kemal” diyerek üzerine abandım ve göğüslerimi onun göğsüne bastırarak dudağının kenarına haddini ve amacını aşan kaçamak bir hoşça kal öpücüğü kondurdum. 
Ama Kemal bununla yetinmedi, bir koluyla belimden tutup öperken, diğer eli elbisemin üstünden mememi avuçladı. Hırsla dudaklarımı öpmeye başladı. Zorlukla kendimi kurtardım.
Çıkıp kapıya yöneldiğimizde kapının önünde duran kocamın bizim geldiğimizi görmesiyle Sevim’in kalçalarını okşayan elinin telaşla ayrıldığını görüverdim. Sevim, sanırım yüzünün kızarıklığını bana ve kocasına belli etmemek için arkasını dönmüştü. 
Gülümsedim. Her şey istediğimiz gibi gidiyordu. Tam arkamdan gelen Kemal’in de bu sahneyi gördüğüne emindim. Ama o da ses çıkarmadı… Başka zaman olsa bir telefonu içeriden almanın kaç dakika süreceğini merak edip mesele çıkarabilecek kocam da… . Herkes kendi alemindeydi. Yalnız kalınca ortalığı şöyle bir toparladım. Aklım karmakarışıktı, Hakan’ın yüzüne bakamıyordum. Hakan da kumanda elinde, gözü televizyonda, aklı başka yerlerde, zaplayıp durdu. Bir kelime bile konuşmadık yatana kadar… 
Kocam gitti önce yatağa, sonra ben… Makyajımı çıkarıp dişlerimi fırçaladığımda o yatmıştı bile…
Uyuduğunu düşünerek sessizce üzerimdekileri çıkardım, soyundum. Geceliğimi giymek için eğildiğimde, yattığı yerden birden elini uzatıp bileğimi sımsıkı kavradı. 
Yüzüne baktım. Gece lambasının loş ışığında gözleri kor gibi parlıyordu. Elimi bırakmadan diğer eliyle üzerindeki örtüyü kaldırdı, çırılçıplaktı. Bacaklarının arasında erkekliği taş gibi dikilmiş, tavana bakıyordu.
Kendine çekti, yatağa yatırdı aceleyle… Bir yandan dudaklarımı koparırcasına öperken, diğer yandan da üstümdeki tek giysi olan ince dantel külodumu homurdanarak, hırsla, yırtarcasına çıkarıp bacaklarımın arasına girdi. Ve hiç olmadığı kadar hırsla, şehvetle içime sapladı erkekliğini… 
Akşamdan beri ıslanmış, sular içinde kalmış olan kadınlığım da hevesle kabul etti bu hediyeyi… Aynı hırsla üstümde gidip gelmeye başladı. Öyle uzun zaman olmuştu ki bu şekilde sevişmeyeli…  Ertesi günü Sevim yanıma geldi. Kahve vermek isteyince, heyecan ve merakla,
“Bırak şimdi kahveyi… Akşam ne oldu aranızda?” diye sordu, ben de anlattım.
“Siz ne yaptınız? İki yaramaz çocuk gibi balkondan çıkıyordunuz…” dedim.
Biz mutfağa gidince kocam temiz hava almayı bahane ederek salonun ışığını söndürmüş ve balkona çıkmışlar. Karanlık balkonda heyecan içinde, bizim gelmemizden korka korka, ufak öpüşmeler, sevişmeler yaşamışlar. Eşimin çok güzel öpüştüğünü söyledi Sevim…
İlk anda içim burkulur gibi olduysa da, akşam Kemal ile mutfakta, vedalaşırken kapıda yaşadığımız adrenalin dolu anlar geldi gözümün önüne… Aldığım zevk, heyecan duygusu… Ya, geceyi beni yatağa atarak noktalayan kocamın altında geçirdiğim fırtına dolu dakikalar…? Gerinerek,
“Kemal de öyle…” dedim. “Senin kocan da harikaymış…”
“Ne yapıyoruz Handan? Tamam mı, devam mı? Pişman olmayalım sonra…”
“Arkadaşım, geri dönemeyiz artık… Geri dönüşü olmayan yola girdik bile… Birbirimizin kocasına kuyruk salladık, baştan çıkardık, bir takım şeyler yaşadık… Sen ne diyorsun peki?”
“Bence de devam…” dedi. “Gece kocanla kaçamak sevişmenin üzerine, eve gidince Kemal öyle bir saldırdı ki üzerime… Sanki seninle tam anlamıyla bir şey yapamamasının acısını benden çıkardı… Hem de defalarca… İnan bacaklarım titriyor hala… Unutmuşum bu zevki, heyecanı yaşamayı…” Akşam iş çıkışı der demez eve damladılar. Sevim’lerde toplanmıştık. Yemekten sonra biraz oturduk. Erkekler hep birbirini kolluyordu. Ben mutfağa gitsem yardıma Kemal geliyor. Sevim ayrılsa Hakan bir bahane uydurup peşinden gidiyordu. 
Yani bizimkiler fırsat yaratmaya çalışıyorlardı. Ama biz aramızda anlaştığımız gibi, kaçamak öpücüklerden ve oramızı buramızı okşamalarından daha ilerisine izin vermiyorduk.
Artık yalvarıyorlardı bir şeyler olsun diye ama iki erkek aynı yerde çalıştıklarından  ve birbirlerinin yüzüne bakacaklarından ters bir olay yaşanmasın düşüncesiyle aynı ortamda olmamasına özen gösteriyorduk. 
Bu öyle hafife alınır bir olay değildi, hem dikkatli olunmalı, hem de seviyeli olmalıydı. Bu yüzden çok güzel hazırlandık ve onlar istedikçe biz sonra diye atlattık.
Tumblr media
Ve yılbaşı günü geldi çattı. Öyle bir hazırlandık ki. Şamdanlı mumlu mükellef bir ziyafet sofrası… Her türlü içkiler… Üzerimizde yılbaşı eğlencesine yaraşır askılı dekolteli giysiler… İçimizde minicik dantel iç çamaşırları, jartiyer çorapları, yüksek topuklu iskarpinler…
Bizimkiler yılbaşı protokol kutlamalarını bitirip saat on gibi eve gelmişlerdi ve asıl eğlence şimdi başlıyordu. Onlara unutamayacakları gecelerin ilki ve en güzeli olacaktı bu gece… 
Masaya geçtik. Işıklar karartıldı, mumlar yakıldı, her şey hazırdı. İçkiler içilmeye, şarkılar söylenmeye başladı. Eğlence yükünü aldığında masa altından eşler karşılıklı birbirini okşayarak uyarıyordu.
Bir kaç kadeh sonra aramızda işaretleşerek Sevim’le ikimiz içmeyi kestik. Durumu idare edebilmek için ayık olmamız gerekiyordu. Kalkıp müzik setine hareketli, baştan çıkarıcı bir oryantal müzik koydum. Salonun ortasında kıvırmaya başladım. 
Durmadan dönüyor, çalkalıyor, eğilip bükülüyordum. Erkekler gözlerini bana dikmişler, yalanarak bakıyorlardı.
Sevim durur mu, o da kalktı. Erkekler alkış, tempo, bağırışlarla bizi teşvik ediyor, biz de alabildiğine kıvırıyor, çalkalıyorduk kalçaları…. Mini etekler açılıyor, külotlarımıza kadar görünüyor, biz aldırmadan oynamaya devam ediyorduk.
Erkeklerin önüne gittik, ben Kemal’in önünde, Sevim kocamın önünde diz çöküp arkaya kıvrıldık, para takmalarını istedik. Kocam Sevim’in alnına para takarken, Kemal başımı tutup alnıma öpücük kondurdu, ıslanan alnıma parayı yapıştırdı. 
Kocamın bunu görecek hali yoktu, gözünü Sevim’in önünde titrettiği iri memelerine dikmişti. Yorulana kadar dansöz gibi kıvırdık. Sonra Cd bitti, oturduk. Ben,
“Midem bulandı, lavaboya gidiyorum…” diyerek masadan ayrıldım.
Arkama baktığımda kocamın Sevim’in kadehine kırmızı şarap koymakla uğraştığını gördüm, beni duymamışlardı bile… 
Kemal ise aksine, gözü bende ayağa kalkmıştı bile… Holde heyecanla onu bekledim ve geldiğinde hemen kolundan tutup yatak odasına soktum.
Kapıyı kapatıp dudaklarıma yapıştı. Ah, müthiş bir şeydi. Eşlerimiz içeride, ben kocamdan başka bir erkekle, yatak odamızda öpüşüyordum. Sert dudakları benim dolgun dudaklarımı kaplamış, diliyle dokunuyor, elleri kalçalarımda, bacaklarımda dolaşıyordu. 
Kadınlığımın ıslandığını, pantolonunun önündeki kabarıklıkla kasıklarıma baskı yapıp duran erkeklik organını şiddetle istediğimi hissediyordum. Tam dayanılmaz noktaya ulaşıp Kemal’i yatağa devirmeyi düşünmekteyken, içeriden Sevim’in sesi geldi,
“Çocuklar, aklıma bir fikir geldi, haydi buraya gelin…” dedi.
Güçlükle, olabildiğince süratle kendimizi toparlayıp içeriye döndük. Zavallı Kemal, önündeki kabarıklığı gizlemekte bir hayli zorluk çekiyordu. Hepimiz meraklı gözlerle Sevim’e bakıyorduk.
“Bu gece yılbaşı değil mi, oyunlar oynayalım hep beraber…”
“Ne oyunu Sevim?” dedim ben. “Bu kafalarla oturup tombala mı oynayacağız…” 
Her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Sevim,
“Tombala değil ama her zamanki gibi eşli kağıt oyunu oynayalım. Yalnız bu gece yılbaşı… Karı koca eşleşmeyelim. Bu gece eşleri değiştirelim. Ben Hakan’la, sen de Kemal’le ol. Eğlenceli olur, ne dersiniz?” Bu masumane konuşmanın içindeki “eşleri değiştirelim” ifadesi bile içimi titretmişti. Heyecanla,
“Bence tamam, güzel olur…” dedim.
Tumblr media
Beyler de kabul edince kağıtları getirdim, herkes içki kadehini yanına alıp, salondaki sehpanın etrafında oyuna başladık. Bir gırgır, şamata gidiyordu. Benim aklıma geldi,
“Eee? Nesine oynuyoruz peki? Kaybedenlere cezalar veriyorduk, bu gece ne ceza verelim?” dediğimde yine bir şamata koptu. 
Abuk subuk öneriler uçuşuyordu havada… İçkinin tesiri kendini göstermeye başlamış, kahkahalarla gülüyorduk her şeye… En saçma öneri yine Sevim’den geldi,
“Bu gece yılbaşı… Her oyunda kazananlar, kaybeden eşinin üzerinden bir giysi çıkarsın.”
Susup birbirimize baktık, sonra neşe içinde kabul edildi bu öneri… Kağıt oyunlarında kendine çok güvenen kocam, karşısındaki Sevim’e sesleniyor, 
“Merak etme ortak, oyun bittiğinde biz giyinik kalırız, bunlar don gömlek kalır, merak etme sen…” diyordu.
Dediği gibi de oldu. İlk eli Kemal’le ikimiz kaybettik. Kocam benim boynumdaki inci kolyeyi çıkardı, Sevim de kocasının boynundaki kravatı… İkinci el yine aynı, ayakkabılarımız gitti. Üçüncü el biz kazandık, bu böyle karşılıklı sürüp gitti.
 Ama yavaş yavaş başlangıçtaki şamata bitmeye başlamıştı. Üzerimizdekiler çıktıkça ortalığa gergin, elektrikli bir hava hakim olmaya başladı. . Bizim kaybettiğimiz bir elde, üzerimde dantel sütyenim, Kemal de atletiyle kalmıştı. Sonraki el yine kaybettik. Bu kez sıra eteğime geldi mecburen, çıkaracak o kalmıştı… 
Kocam titreyen elleriyle eteğimin kopçasını açtı, eteğimi sıyırmaya çalıştı. Kalçalarımı kıvırarak indirmesine yardım ettim. Yavaş yavaş sıyrılan eteğim yere indiğinde dantel külodum ve jartiyer çorabımla kalakalmıştım.
Sevim de kocasının pantolon fermuarını açıp indirmekle meşgulken, Kemal gözleriyle beni yiyecek gibi bakıyordu bana… Kocam da… Eteğim elinde gözlerini benden ayıramıyordu, 
“Üfff… Harika görünüyorsun karıcım…” dedi diğerlerinin varlığını unutmuşçasına…  Kemal de pantolon indiğinde içine giydiği ufak sliple kalmıştı. Slibin içindeki alet taş gibi olmuş, eliyle onu saklamanın telaşındaydı. Her ne kadar bakmamaya çalışsam da gözümü önünden alamıyordum.
Oyun tekrar kaldığı yerden devam etmeye başladı. Artık son eli oynadığımızda biz kadınlar külot, sütyenlerimizle, erkekler donlarıyla kalmıştı. 
Sevim’in beyaz transparan külodu, içindeki şekilli kesilmiş siyah kasık kıllarını meydana çıkarmış, sütyenin şeffaflığındaysa kabaran meme uçlarınının pembeliğini açıkça görebiliyorduk.
Erkeklerin aletleri ayaklanmış, çadırları kurmuş bizi gösteriyordu. Kemal’in önündeki salatalık boyutundaki taş gibi olmuş penisi neredeyse başını dışarı çıkmak üzereydi, görebiliyordum. Hakan da aynı durumdaydı.
Herkes heyecan içindeydi. Yarı çıplak, iç çamaşırlarımızla oturmuş, birbirimizi süzüp duruyorduk kaçamak bakışlarla… Herkes bir sonraki adımın ne olacağını biliyordu ama ulu orta bir şey yapmaya cesaret edemiyordu. 
Kağıt oyunu tavsamaya, teklemeye başlamıştı. Hepimizin aklı başka yerlerdeydi. Bir adım atmak, olayı tetiklemek gerekiyordu. Kocam dayanamadı, pürüzlü, boğuk bir sesle, 
“Eeee? Şimdi ne yapıyoruz peki?” diye soru attı ortaya… “Yenişemedik, berabere kaldık gibi… Eşit durumdayız… Bence bu oyun yeter artık…” Sevim atıldı,
“Bence de… Türk filmleri adını söyleyelim, karşı takım başrol oyuncularının adını söylesin.”
“Tamam” dedim. “Kaybedenlerin cezasını da ben vereceğim…” Yine başladık. Ama bu arada saat geceyarısına yirmi dakika vardı ki bir olayı yaşamaya dakikaların kaldığını biliyorduk. 
Birinci soruyu Sevim sordu, Kemal’le ben bildik. Biz zor bir soru sorduk, onlar düşündüler, bilemediler… Cezalarını beklemeye başladılar. Ben de biraz düşünür gibi yapıp, 
“Size cezayı veriyorum…” dedim. “Ama itiraz, mızıkçılık yok, tamam mı?” Herkes kabul etti. 
“Sevim’le Hakan’a iki saat oda hapsi cezası veriyorum. Misafir odasına gidip kilitlensinler ve yılbaşında biz onları çağırana dek eğlenceden tam mahrum kalsınlar. Işıklar yanmayacak, karanlıkta hücrede gibi kalsınlar.”
Kimseden çıt yok, itiraz eden olmadı. Sevim “hımm” diye şeytanca gülümsedi bana bakarak… Bu fikir birden aklıma iyi gelmişti. Eşimin önünü hiç bu kadar şişkin görmemiştim. 
Gülerek, şamatayla ikisini de kaldırıp kocamı ve Sevim’i kollarından tuttum, tutukluları götüren polis gibi misafir odasına götürüp üstlerinden kapıyı kilitledim.   “İki saat sonra görüşmek üzere mahkumlar…” dedim. 
Kilitler kilitlemez anahtar deliğinden bakıyordum ki arkamdan Kemal hırsız gibi yaklaşıp sarılıverdi. Çıplak yabancı erkek bedeni vücuduma değince ürperdim, hemen doğruldum. Sımsıkı sarılmıştı arkamdan… 
Başımı kendine çevirmiş, dudaklarımı öpmeye başlamıştı. Öyle tatlı geldi ki… Önündeki karşıdan seyredip durduğum kabarıklık şimdi arkama, kalçalarıma baskı yapıyordu. 
Tam vakit kaybediyoruz diye düşünüp üzülürken, o da aynı şeyi düşünüyormuş ki, beni kollarına aldığı gibi hemen yatak odasına götürdü. Üstündeki tek giysi olan slibi çıkardı, sonra benim üstümdeki sütyen ve külodu… 
Hem öpüyor hem yalıyor. Harika bir şeydi…Başka bir erkek, yatak odamda, üzerimde beni becermeye hazırlanıyor, kaslı erkek vücudu vücuduma değiyor, bacaklarım titriyor, yanıyordum. . Ve saatler yeni yıla girmek üzereydi. Sevim’le tam yılbaşı gecesi olsun demiştik. Çünkü yeni yıla nasıl girersen öyle geçer derler, biz de böyle bir ortamda girmek istemiştik. 
Yani saatler yeni yıla girerken, bizimkiler de bize girecekti… Kemal bana girecekti, kocam da Sevim’e… Ooh, ne güzel bir ortam…. 
Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Eğilip üçgenimi yalamak, şehvet sularımı içmekle meşgül olan Kemal’i üzerime doğru çektim. Aleti eşiminki kadar vardı. Kalındı, sertleşmiş, kocaman olmuştu. 
Bal kutumun hizasına gelince başını hafiften ittirdi içime… Kendimi ister istemez geriye çektim. Biraz daha… Daha… Derken yarısına kadar içime girdi…
“Oohhhh…” diye inleyerek Kemal’imin boynuna sarıldım… 
Ne tatlıydı… Yabancı bir erkek bacak aramda, kocaman erkekliğiyle beni beceriyordu… Biliyordum ki, kocam da Sevim’e aynı heyecanla, aynı şeyi yapıyordu. 
Tumblr media
Kemal bir yandan dudaklarımı hazla öpüyor, bir yandan yavaşça içime girmeye çalışıyordu. Bir iki ileri geri derken sabrı kalmamış olacak ki, aniden kökledi, sokmuştu köküne kadar aletini dar kutumun içine… Önce bir çığlık çıktı dudaklarımdan, sonra,
“Aahhh…” dedim. “Harikaa….” 
“Beğendin mi?” diye sordu.
“Beğenmez olur muyum? Çok güzel… İçimi doldurdu, taş gibi… Oohhh… Öyle zevk veriyor ki… Ya sen?” 
“Delirttin beni… Günlerdir bu anın hayaliyle yanıp tutuştum… Karımı becerirken bile seni, bu anı hayal ettim. Artık içindeyim… Öyle sıcak, öyle güzel ki… Fırın gibi yanıyor için… Beklediğime değmiş…” Boynunu emerken kulağına fısıldadım,
“Mmmm… Çok güzel yapıyorsun. Kocam da Sevim’e yapıyor aynı şeyi… Yan odada karını beceriyor. Pişman değilsin, öyle mi aşkım?”
“Ohhh… Asla… Her şeye razıyım, bu zevk devam etsin yeter ki…” 
Ben de tadını almıştım. Tempolu olarak sokup çıkarıyordu. Tamamen doldurmuştu içimi… Bir yandan beni sikiyor, bir yandan öpüyor, yalıyor, bir yandan da tatlı kelimeler fısıldıyordu kulağıma… Bu ortamın sürekli devam etmesi, kesilmemesi konusunda yalvarıyordu adeta…
“Peki…” diyordum. “Her uygun ortamda, her canımız istediğinde beni sikmene izin vereceğim canım… Öyle güzel sikiyorsun ki… Bizimkiler devam etmese de, ben seni istiyorum…” 
Canım benim… Beni şefkatle incitmemeden öyle güzel beceriyordu ki, sıcak sıcak ona akıyordum sanki…
 Zevkten bütün benliğim bacak arama, bal kutuma toplanmış, bacaklarımın arasında tam oramda ise yabancı bir erkeğin koca aleti vardı. Kalçalarından tutup onu daha da kendime çekiyordum. 
Ne kadar oldu bilmiyorum… Ben kaçıncı orgazmımı yaşıyordum, onu da hatırlamıyorum, kasıldı,
“Ahhh… Geliyorumm…” dedi. Sımsıkı sarılıp tırnaklarımı sırtına geçirdim, haykırdım,
“Çok güzel.. Ohhh… Pompala beni… Sik… Geçirr… Tutma kendini, içime boşal, korunuyorum… Ah, çok güzel…” Aynı anda boşalmaya başladık. Çıldırıyordum sanki… Siki içimde damar damar atıyordu… Başka bir erkek hayat sıvısını içime, en derin yerlerime doğru gönderiyordu ve o sıvı alev alev yakıyordu geçtiği yerleri… Ama aleti sertliğinden bir şey kaybetmemişti daha… Bana sarılıp öpüyordu. 
Hemen yatırıp üzerine çıktım. Elimle ayarlayarak oturdum üzerine, içime aldım. Bir müddet hareketsiz durup o sertliği, dolgunluğu içimde hissettim ve sadece kalçalarımı oynatarak üzerine uzanıp tadını çıkardım. 
Sonra koca aletinin üzerine oturup kalkmaya başladım. Ne müthiş bir şeydi bu… En yakın arkadaşımın kocasının koca aletini içime almış, üzerinde zevkten köşe olmuştum. Tamamen çıkarmayacak derecede kalkıyor, sonra dibine kadar girecek şekilde oturuyordum… Yavaşça… Her santimetrekaresini hissederek… 
Bu şekilde bir kez daha beraber boşaldık ve ben üzerine yığıldım. Aletini içimden çıkarmadan öylece kaldık bir süre… Tadı damağımızda kalmıştı, hala canımız çekiyordu. Üzerime eğilip dudaklarımı öperken,
“Yeni yılın kutlu olsun canım…” dedi tutkuyla… Öpüşüne karşılık verip sarıldım,
“Senin de…” dedim. “Bütün yılımız böyle geçsin, sevişerek…”
Yıl başına başka bir erkeğin altında girmiştik ve yeni yılın hep böyle geçmesini dilemiştik. Biraz sonra toparlandık, odadan iç çamaşırlarımızı, salondan giysilerimizi alıp giydik ve içeriye gidip anahtarı kapı altından attım, Sevim’e,
“Biz Kemal’le sizin eve gidiyoruz, albümde bir resme bakıcaz, cezanız bitti mahkumlar çıkabilirsiniz, birazdan geliriz…” dedim. 
Sevim durumu anlamıştı, toparlanmaları için zaman veriyordum. Yorgun bir sesle,
“Tamam…” dedi. Biz geldiğimizde toparlanmışlar, giyinmişler, hiçbir şey olmamış gibi salonda oturuyorlardı. Ben makyajımı tazelemiştim, Sevim de öyle yapmış. Herkes sanki gecenin başındaymışız gibi giyinmiş, herkes sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi konuyu bile açmıyordu. 
Hayat normal akışında, ama artık eskisi gibi değildi. İçimizde fırtınalar estirerek devam etmeye başlamıştı. Oturduk.
“Nasıldı kapalı kalmak, cezalılar?” dedim. Sevim
“Çok güzeldi… İyi ki oynamışız…” dedi gülümseyerek… 
Herkes yaşadıklarını anımsayıp kısa bir gülüşme yaşandı. Sabaha doğru yattık. Erkekler ertesi gün öğleye doğru uyandılar, bizimkiler dışarı çıkar çıkmaz Sevim’i çağırdım,
“Gel bakalım, neler oldu içerde, anlat…” dedim.
Ben ona anlattım olanları, o da bana… Kocamla içeri kapanır kapanmaz öpüşmeye başlamışlar ve üzerlerindeki son parçaları da çıkarıp atmışlar. Eşim sevime güzel bir oral yapmış, Sevim de ona…
Hakan’ın işini çok iyi bildiğini, aletinin kocasınınki gibi büyük olduğunu söyledi. Sevim ilk etapta heyecandan almakta zorlanmış içine, ama sonraları tadına doyamamış… Ben de, 
“Seninki de öyle… Öyle güzeldi ki, tadı hala damağımda…” dedim. 
Gülüştük ve hep böyle devam etme sözü verdik birbirimize… Şimdi hala devam ettiriyoruz. 
Yalnız biz bunu ulu orta hiç yapmadık. Herkes her şeyin farkında… Ama kimse birbirine bir şey söylemedi bu güne kadar… Seviye korundu… Ayrı odalarda, hatta ayrı evlerde, haftada bir veya iki defa gerçekleştiriyoruz. .
Biliyor musunuz, hep aynı tazeliğini koruyor. Eğer grup yapsaydık belki de belli bir süre sonra özelliğini yitirecekti. 
Şimdi kocalarımız birbirlerinin eşlerini becerdiler, biz birbirimizin kocasının altına yattık. Herkes her şeyi biliyor ama göz önünde yapılmadığı için ve kimse bu konuda, Sevim’le ben hariç konuşmadığı için gizli yapıyormuşuz gibi devam ediyor. Ve aynı heyecanı her defasında yaşatıyor. Sevişmelerimiz ne zaman biterse bitsin, bir araya geldiğimizde hep giyinik ve normal ev haline hiç bir şey olmamış gibi devam ediyoruz. 
Bu olayın sonsuza dek sürmesini istiyoruz. Sevim’de, ben de, kocalarımız da hayatımızdan çok, ama çok memnunuz. 
Kendi eşlerimizle de sevişmelerimiz eskisinden daha heyecanlı, daha zevkli, daha muhteşem geçiyor.
Uzun oldu ama, kısacası, eşlerimizi değiştirmek hayatımızın en mutlu olayını başlattı. Devam ediyoruz.
127 notes · View notes
16yazplaka · 5 years ago
Text
ASKER ARKADAŞLARIM BİLMEDEN KIZIMI ÇAĞIRMIŞ @Ensest @Ensesthikayeleri @sekshikayeleri  @sex @seks
  EŞİMLE GÖRÜCÜ USULÜ EVLENMİŞTİK.BEN ONU GÖRMÜŞ VE EVLENMEYİ İSTEMİŞTİM AMA O İSTEMEMİŞ AİLESİNİN ZORUYLA EVLENMİŞTİ.EVLENDİKTEN SONRADA BİR TÜRLÜ ISINAMADI BANA VE O SOĞUKLUK ÇOCUĞUMUZ OLMASINA RAĞMEN DEVAM ETMİŞ EVLİLİĞİMİZİN  12.YILINDA AYRILMAK ZORUNDA KALDIK.KIZIM  11 YAŞINDAYDI VE  ANNEYE DAHA FAZLA İHTİYACI OLDUĞU İÇİN MAHKEMEDE ANNESİNDE KALMASINA RAZI OLMUŞTUM.EŞİM ANKARA’YA YERLEŞMİŞ BEN İSE ÇALIŞTIĞIM ŞİRKET YÜZÜNDEN İZMİR’DE YAŞAMIMI SÜRDÜRMEK ZORUNDAYDIM.2-3 IL KADAR FIRSAT BULDUKÇA ANKARA’YA GİDİYOR ESKİ EŞİMİ DE KIZIMI DA GÖRÜYORDUM.BOŞANDIKTAN SONRA BANA KARŞI TAVRI DA YUMUŞAMIŞTI.ŞİRKET İNGİLTERE’YE UZUN BİR SÜRE ÇALIŞMAK İÇİN ELEMAN GÖNDERECEKTİ BUNLARDAN BİRİDE BENDİM.2 YIL TÜRKİYE’YE GELEMEDİM.SONRA KISA BİR İZİN ALDIM ONDADA ANKARA’'A GİTMEDİM.KIZIN HAEÇLIĞINI EKSİK ETMİYOR ESKİ EŞİM NAFAKA İSTEMEMİŞ TE OLSA KAZANCIM İYİ OLDUĞU İÇİN ONA DA PARA GÖNDERİYORDUM AMA GÖRÜŞEMİYORDUK.BOL BOL İNTERNET ÜZERİNDEN GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞÜP HASRET GİDERİYORDUK.3. YIL SONUNDA ŞİRKET BENİ KARADENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDE MÜDÜR YARDIMCILIĞI GÖREVİNE GETİRDİ VE İNGİLTERE’DEN DÖNÜŞ YAPTIM.GÖREVE BAŞLAMADAN ÖNCE  20 GÜN KADAR İZİN ALDIM BİRAZ DİNLENİP KENDİME GELMEM GEREKİYORDU.ANKARA’YA SÜRPRİZ ZİYARET YAPACAKTIM VE KIZIMI ALIP GELİRSE ESKİ EŞİMİDE ALIP BİR TATİL KÖYÜNDE TATİLE GÖTÜRMEYİ İSTİYORDUM.ANKARA’DA YAŞAYAN 2 ASKER ARKADAŞIM VARDI. ONLARI DA ZİYARET ETMEK İSTEDİM ASKERDEN SONRA TELEFONDA GÖRÜ��MÜŞTÜK AMA  HİÇ YANYANA GELMEMİŞTİK .AZAT’A TELEFON AÇTIM 3 GÜN SONRA ANKARA’YA GELECEĞİMİ SÖYLEDİM VE  BİR GÖRÜŞELİM DEDİM.AZAT’TA BANA O ZAMAN İLK ÖNCE BURAYA GEL SENİNLE ALEMLERE AKALIM GECEDE BENİM BEKAR EVİMDE KALIRSIN DEDİ. BEN CEMAL’’E HABER VERİRİM DEDİ.ARADAN 3 GÜN GEÇMİŞ VE BEN ANKARA’YA GELMİŞTİM.SABAH  SAAT 09:00 ‘DA ANKARA  HAVA LİMANINDAN BENİ CEMAL  ALDI VE AZAT’IN İŞ YERİNE GİTTİK.ORADA AZAT’IN İŞ ARKADAŞI DAHA DOĞRUSU ORTAĞI BARAN’LA TANIŞTIK ÇAY LAR İÇİLDİ BİRAZ HOŞ SOHBET SONRA BEN CAMALİN ARABIASIYLA AZAT’LA BARAN’DA BARAN’IN ARABASIYLA ÇIKTIK  VE SAKARYA’YA GEÇİP ÖĞLE YEMEĞİ YEDİK  2 ŞER BARDAK BİRA İÇTİK .SAAT 14:00 OLMUŞTU AZAT BİZİM BİRAZ İŞLERİMİZ VAR SEN KADİRİ AL BİZİM BEKAR EVİNE GÖTÜR BİRAZ DİNLENSİN BİZDE SAAT 16:00 -16:30 GİBİ GELİRİZ DİYEREK CEMAL’E YEDEK ANAHTARI VERDİ VE ONLAR BARANLA İŞE GEÇTİ CEMAL’DE BENİ EVE BIRAKTI.VE BENİM 1 SAAT KADAR İŞİM VAR BEN ONLARDAN ERKEN GELİRİM SEN BİRAZ YAT VE YOL YORGUNLUĞUNU AT  BENDE İŞLERİMİ HALLEDİP DÖNERİM DEDİ BENDE ANAHTAR SENDE KALSIN UYUYOR OLURSAM BELKİ DUYMAM KAPIYI DEDİM.VE CEMAL DE ÇIKIP GİTTİ.BENDE ILIK BİR DUŞ ALIP BİRAZ EVE BAKINDIM  BİR ARTI BİR EV UFAK AMA ŞİRİN APARTMANIN YARISI ÖĞRENCİ YARISIDA AZATLAR GİBİ ALEM İÇİN TUTULMUŞ EVLERDİ.SONRADA UZANIP UYUDUM.BEN UYURKEN CEMAL GELMİŞ BİRAZ BİR ŞEYLER ALMIŞ SOFRA KURMUŞ.KAPI ÇALINCA  UYANDIM.  KAPIDAN BAYAN SESLERİ GELİYORDU.KENDİME ÇEKİ DÜZEN VERİP YÜZÜMÜ YIKAYIP İÇERİ GEÇTİM CEMAL O UYANDINMI CAVUŞ DİYEREK ESPİRİ YAPIP GÜNAYDIN DEDİ.BEN DE SAĞOL DEDİM VE BAYANLARA HOŞ GELDİNİZ DEDİM .KIZLARDAN BİRİNİN SIRTI DÖNÜKTÜ AMA GİYİMİ LE MEST ETTİ BENİ.FİLELİ BİR ÇORAP DAR VE GÖTÜNÜ ORTAYA ÇIKARAN KIRMIZI BİR ETEK VE BEYAZ İÇİNİ BELLİ EDEN İNCE BİR İPEK GÖMLERK.O KADAR BELLİ EDİYORDU Kİ SÜTYENİ İÇERDEN BEN BURDAYIM DİYE BAĞIRIYORDU.HOŞBULDUK DEDİLER VE SIRTI DÖNÜK OLAN SEKSİ KIZ YÜZÜNÜ DÖNÜNCE KAYNAR SULAR BAŞIMDAN AKTI.KIZ BENİM ÖP ÖZ KIZIMDI.VE BU EVE FAHİŞE OLARAK SİKİLMEYE GELMİŞTİ.BİR ANDA GÖZ GÖZE GELDİK VE BEN ASKER ARKADAŞLARIMA BUNU NASIL ANLATIRIM DİYE KENDİMİ YEMEYE BAŞLADIM.BU ARADA KIZIM KORKU VE PANİK İLE BABA DİYECEK GİBİ OLDU BUNU HİSSEDİNCE ONU SUSTURMAK İÇİN DUDAĞINA ÖPÜCÜK KONDURUR GİBİ YAPIP SUSMASINI SAĞLADIM VE SONRASINDA KULAĞINA SUS BELLİ ETME BUNU SONRA KONUŞURUZ DEDİM CEMAL’DE BANA OOO BEYİM İNGİLTERELERDE KARI YOKMUYDU ABAZA MI KALDIN DA HEMEN KIZIN DUDAĞINA YUMULDUN DİYE DALGA GEÇTİ.SONRA MUTFAĞA YÖNELDİ BEN İÇKİLERİ BUZDOLABINA YERLEŞTİRİP GELEYİM DEDİ.BENDE BU ARADA KIZIM DİLEK’E HANIM EFENDİ İSTERSENİZ SİZE LAVABOYU GÖSTERYİM DEDİM VE DİĞER KIZA BELLİ ETMEDEN GÖZ KIRPTIM.KIZIMI BANYO GÖTÜRDÜM VE KAPIYI KAPATIP KISIK SESLE SEN BURDA NE ARIYORSUN BU İŞE NEDEN BULAŞTIN BUNU BİLMİYORUM BUNLARI SONRA KONUŞURUZ AMA BURDA KIZIM OLDUĞUNU BELLİ  EDİP BENİ ARKADAŞLARIMA REZİL ETME DEDİM.KIZIM BABA ÖZÜR DİLERİM DİYE KORKUYLA KARIŞIK SÖZLERİNE BAŞLADI  VE NE YAPACAĞIM O ZAMAN GİTSEM ARKADAŞIMDA GELECEK BİR BAHANE BULUP ÇIKALIM MI DEDİ.BİLMİYORUM DURUP DURURKEN OLMAZ HERHALDE.KİMBİLİR BU KAÇINCI İŞİN DEDİM KIZGINLIKLA  MAALESEF KATLANACAĞIZ GİTMENİZ OLMAZ DEDİM.O ARADA CEMAL HAYIRDIR LAVABOYUMU GÖSTERİYORSUN BANYODA İLK POSTAYIMI KAYIYORSUN HATUNA DİYE SESLENDİ .BENDE TAMAM HİÇ BİR ŞEY BELLİ ETME OLAN OLMUŞ BU GECE YAŞANACAK ARTIK AMA DEDİĞİM GİBİ KIZIM DEĞİLSİN UNUTMA DEDİM VE ÇIKIP ODAYA GEÇTİK.BİR YANDAN KIZMIŞTIM AMA BİR YANDAN DA GARİP BİR ŞEKİLDE OLACAKLARI GÖRME HEYECANI VARDI.KIZIMIN ORADA UZAKLAŞMASI İÇİN BAHANE BULABİLİRDİM AMA NEDENSE KALMASINI İSTİYRDUM. KIZIM GENÇ BİR KIZ OLMUŞ AMA ÇOK SEKSİ BİR KIZ OLMUŞ.FİZİK OLARAK ANNESİNİ ANDIRIYORDU AMA AZGINLIK KONUSUNDA KİME ÇEKMİŞTİ BİLEMEDİM ÇÜNKÜ ANNESİ SEKSE KARŞI ÇOK UZAK BİR YAPIDADAYDI. SOFRALAR KURULDU AZAT VE BARAN GELDİ VE SOFRAYA OTURUP BİR YANDAN YENİP İÇİLİYOR BİR YANDAN SOHBET EDİLİYOR BİR YANDANDA ASKER ARKAŞLARI TARAFINDAN KIZIMIN OKŞANMALARINA TANIK OLUYORDUM.CEMAL ARAKADAŞLAR BEN BİR ARADA SİKİŞ YAPMAM O YÜZDEN BEN HARUNU ALIR İÇERİ GİDERİM SİZDE BU ODADA NE YAPARSANIZ YAPIN İSTER BİRLİKTE SİKİN İSTER SIRAYA GİRİN DEDİ.BENDE BEN SİZLERE SONRA KATILIRIM BELKİ KENDİMİ YORGUN HİSSEDİYORUM BİRAZDA UYKU MAHMURLUĞU VAR DEDİM.O ARADA CEMAL LAFA ATILDI AMA KIZI GÖRÜNCE DUDAĞINA YUMULUYORDUN O ZAMAN YORGUN DEĞİLMİYDİN DEDİ VE KAHKAHAYI PATLATTI.KIZIM KORKU VE PANİK HALİNDE ORTAMDA OTURUYORDU AMA CEMAL’İN BU LAFI KIZIMI GÜLDÜRMÜŞTÜ.BU ARADA AZAT!DA CEMALİN YARAĞI UFAK YA BİZİM YANIMIZDA UTANIYOR O YÜZDEN YANIMIZDA SİKMİYOR DEDİ VE GÜLDÜ.SONRA  EKLEDİ BARAN SEN BİLMEZSİN AYNI DERTTEN BİZİM KADİR ÇAVUŞTA MUZDARİP HATTA O CEMAL’İN DURUMUNDANDA KÖTÜ O .BAMYA BAMYA DİYE BANA SATAŞTI.KIZIMIN YANINDA ALETİMİN BOYUYLA DALGA GEÇİLİYORDU.BİZ BU ŞAKALARI HEP YAPARDIK AMA KIZMIN YANINDA YAPILMASI GARİPTİ.SONRA KIZLARA DÖNÜP KIZLAR BİZ BÖYLEYİZ BİRBİRİMİZE TAKILMAYI SEVERİZ.ONLARDAN BANA KIRO SEN MEDENİYETTEN NE ANLARSIN DİYE TAKILIR.SİZ BİZE ALDIRMAYIN DEDİ.SONRA OOO AMA AYIP DEDİ AZAT BU KADAR LAF ETTİK İNSAN ŞU KIRONUN SİKİ GERÇEKTEN NASIL BİR ŞEY ACABA DİYE MERAK EDİP AŞ ATMAZMI DEDİ VE KIZIM DİLEĞİN ELİNİ TUTUP SİKİNİN ÜSTÜNE KOYDU.KIZIM ELİNİ HEMEN ÇEKMEK İSTEDİ NE KIZ KOEKTUN MU ÇOK BÜYÜK GELDİ SANA ORUSPU.AZ SONRA ALTINA YATACAKSINYA O YARAĞIN DEDİ. HEM BU YARAK KORKARSAN BARANA HİÇ VERMEZSİN SEN KALTAK ONUN KİDE BÜYÜK AMA BİR DE KALIN DEDİ VE PİS PİS GÜLDÜ.DİLEK GÖZÜME BAKTI BENDE NE DİYORSA YAP DER GİBİ BAKIŞ YAPTIM ANLAMIŞTI AZATIN KOT PANTOLUNUN ÜZERİNDEN AVUÇLADI AZATIN SİKİNİ ELİNE ZOR SIĞIYORDU BİRDE PANTOLONUN DIŞINA ÇIKSA NASIL KAVRAYACAKTI MERAK ETMİŞTİM.KIZGINLIK YERİNİ ALDIĞIM ZEVKE TERKEDİYORDU.KIZIMIN BİR ERKEĞİN SİKİNİ AVUÇLAMASI AZ SONRA SİKİLECEK OLMASI ÜSTELİKTE ASKERDEN YAKIN ARKADAŞLARIM TARAFINDA BİLMEDEN SİKİLECEK OLMASI ÇOK ZEVK VERİYORDU VE BENİMDE ÖNÜM KABARMAYA BAŞLAMIŞTI.BUNU KIZIMDA FARKETMİŞTİ VE RAHATLAMIŞTI.ARTIK AZATIN SİKİNİ DAHA İŞTAH SIVAZLIYOR BİR YANDANDA ELİNİ BARANIN SİKİNE ATMIŞTI BİR ELİNDE AZATIN SİKİ BİR ELİNDE BARANIN SİKİ VE GÖZLERİ BENDE ONLARI OKŞUYORDU.CEMAL O HO SİZ ERKEN BAŞLADINIZ DİYE HAYIFLANDI.BORANDA EVDE HANIMLAR VAR BİZİ BEKLİYORLAR AZATIN AİLESİDE  BİZDE ERKEN KALKACAĞIZ  BİRAN ÖNCE SİKELİM İŞİMİZE BAKALIM SONRA SİZ  DEVAM EDERSİNİZ DEDİ CEMAL DOĞRU BENDE GİDECEĞİM DEDİ VE KIZIMDAN 13-14 YAŞ BÜYÜK KIZIMIN  ARZU ABLA DEDİĞİ  SARIŞIN VE BALIK ETLİ HATUNU ALIP DİĞER ODAYA GEÇTİ.CEMAL KİMSEYİ İSTEMEDİĞİ İÇİN BEN BARAN ,AZAT VE KIZIMLA KALDIM. KIZIM  BENİM ZEVK ALDIĞIMI GÖRMENİN CESARETİ İLE AZATIN FERMUARINI AÇIP SİKİNİ DIŞARI ÇIKARDI. ASKERDE BANYO ŞAKALARI SIRASINDA AZAT INKİNİ GÖRMÜŞTÜM AMA  İNİK HALİYDİ.ŞİMDİ KALKMIŞ HALİNİ GÖRDÜM ÇOK UZUN VE DAMARLIYDI KIZIMIN İŞİ ZORDU.AZAT,HADİ BAKALIM NASIL BİR FAHİŞESİN GÖSTER TATLIM AL BAKALIM YARAĞINI AĞZINA DEDİ.KIZIM BEN BUNU NASIL ALACAĞIM ÇOK BÜYÜK DEDİ AZAR İSE HADİ LAN PARAYA GELİNCE ALIYORSUNUZ NAZLANMA KALTAK AL ŞUNU AĞZINA  DEDİ VE SAÇINDAN TUTUP SİKİNE DOGUR KIZIMIN SURATI BASTIRDI.KIZIMDA ZORLANSADA ALDI AĞZINA. BU ARAD BARAN SİKİNİ DIŞARI ÇIKARDI KIZIMIN ARKASINDAN YAKLAŞIP ELİNE VERDİ. KIZIM ELİNDE  BARANIN DIŞARI ÇIKAN SİKİNİ HİSSEDİNCE BİRAZ TIRSMIŞ BİR ŞEKİLDE YAN GÖZLE BARANIN SİKİNE BAKTI AZATINKİ KADAR BÜYÜK AMA BAYA BİR KALINDI.BARAN  YAVRUM BU GECE YANDIN BEN GÖTÇÜYÜM BU KALIN YARAĞI NASIL ALABİLECEKMİSİN DEDİ.KIZIM AZATIN SİKİNE BASTIRILAN BAŞINI KALDIRIPTA CEVAP BİLE VEREMEDİ.AZAT BARANA SEN BURAYA GEL SENİNKİNİ YALASIN BENDE ARTIK ÇITIR FAHİŞEMİN İÇİNE GİRİŞ YAPAYIM DEDİ.BARAN KIZIMIN ÖNÜNE GEÇTİ SAÇINDAN TUTUP AĞZINA BASTIRDI TAM BU SIRADA AZATTA KIZIMIN ETEĞİNİ YUKARI ÇEKİP KIRMIZI TANGASINI  KENARA ÇEKİP O KOCAMAN VE DAMARLI YARAĞINI BİRDEN KIZIMIN AMINI AYIRIP KÖKLEDİ KIZIM İLK GİRİŞTE CANI YANMIŞTI YÜZÜNE YANSIMIŞTI.AMA BARAN KIZIMIN AĞZINA O DEVASA KALIN YARAĞINI ÖYLE BASTIRMIŞTIKİ KIZIM ACISINI SESLENDİRİPTE BAĞIRAMADI BİLE. SADECE DERİN BİR IIIIIHHHHH DİYE BİLDİ.AZAT ÖYLE BİR SERT GİRİŞLER YAPIYORDUKİ KIZIM CANIN YANGINI VE AMININ ALDIĞI ZEVK İLE TİR TİR TİTRİYORDU.BARAN HIRLIYORDU KIZIMIN AĞZINA GİRDİKÇE O HIRILTININ ARASINDA DÖNÜP BANA HADİ SENDE GELSENE ÖZLEMEDİNMİ ÜLKENİN KIZLARINI DEDİ. BENDE SİZ DEVAM EDİN NEDE OLSA SİZ GİDECEKSİNİZ BEN BURADA ONLARLA KALACAĞIM SABAHA KADAR SİKERİM MERAK ETME DEDİM.AZAT GİT GELLERİNE DEVAM ETTİ BİR SÜRE DAHA VE SONRA BARAN HAZIRMISIN YER DEĞİŞELİM DEDİ BARAN KIZIMIN ARKASINA AZAT ÖNE GEÇTİ VE AĞZINA VERDİ.BARAN O KOCA YARAĞINI KIZIMIN GÖTÜNE SOKACAKTI.VE GÖT DELİĞİNİ KREMLEMEYE BAŞLAMIŞTI.BİR ZAMANLAR KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞUYDU ŞİMDİ ELİN ADAMLARININ ALTINDA ZEVKTEN İNLİYORDU.PİŞİK OLDUĞUNDA İNCİTMEDEN MERHEM SÜRMEYE ÇALIŞTIĞIM YERLERİ BUGÜN ACIMASIZCA SİKİLİYORDU.KIZIM NE OLUR GÖTÜME SOKMA DEDİ.BARAN SİKTİR LAN OROSPU PARANI PEŞİN PEŞİN FAZLASIYLA VERDİK NAZMI EDİYON ALIŞ ALIŞ BUNDAN SONRA BEN SENİ DAHA ÇOK SİKERİM SENDE BENDEN PARAYI ÇOK KAZANIRSIN DEDİ VE ACIMADAIN YAVAŞÇA GİRDİ GÖTÜNE CANI ÇOK YANMIŞTI BELLİ BİR YANDAN AZATIN SİKİNİ EMERKEN BİR YANDAN AHHHHHH AHHHHH DİYA ACI ÇEKİYOR ACIYLA ZEVKİ BİR ARADA YAŞIYORDU TAM BU SIRADA KIZIMIN AĞZINDA AZAT PATLADI.KIZIM YUTAMADIĞI İÇİN AĞZINDAN DIŞARI DÖLLER TAŞIYORDU.DIŞARI TAŞAN DÖLLERİ AZAT KALTAK YUT ONLARI DİYE YERDEN ELLERİ İLE TOPLAYIP AĞZINA AĞZINA TEKRAR TOKAT ATAR GİBİ DÖLLERİNİ SOKUYORDU.KIZIMA ADİ BİR OROSPU MUAMELESİ YAPILIYORDU.TUHAF AMA BEN ZEVK ALIYORDUM.DERKEN BARANDA SERT GİRİŞ ÇIKIŞLARI SONRASINDA GÖTÜNE BOŞALDI KIZIM YERE YIĞILDI GÖTÜ AĞZI SURATI HER YERİ DÖLDÜ DAYAK YEMİŞ GİBİYDİ.BİRAZ DİNLENME SONRASINDA CEMAL KIZIMI ALDI İÇERİ GÖTÜRDÜ AZAT İLE BARANDA ARZUYU SİKTİ SONRA TEKRAR YER DEĞİTİRİP KIZIMI AZAT İLE BARAN TOST YAPTI. VE KALKIP BİRER DUŞ ALIP GİYİNDİLER BİRAZ SOHBET SONRASINDA HAZIRLANIP ÇIKTILAR GİDERKENDE GECEYİ SENİN İÇİN YAPTIK SEN SİKMEDİN BİZ SİKTİK DEDİLER BENDE SİZ MERAK ETMEYİN BEN SABAHA KADAR BURADAYIM SİKERİM DEDİM.ARZU AMA BİZ KALAMAYIZ DİLEK’İN  ANNESİ GECE ARAYACAK BİZ EVDE OLMALIYIZ DEDİ.KIZIMDA SEN GİT BEN ANLATIRIM BİR ŞEKİLDE BEYEFENDİYE BİR GÜZELLİK YAPAYIM BU GECE YALNIZ KALMASIN DEDİ ARZUDA CEMAL İLE BİRLİKTE ÇIKIP GİTTİ KIZIM BENİMLE KADI.GECE UZUNDU VE KONUŞACAK ÇOK ŞEY VARDI.HERKES EVDEN GİTTİ KIZIM BİRAZDA KORKARAK ODADAKİ KANEPEYE OTURMUŞTU. BEN ÖNCE ESKİ EŞİMİ ARAYIP BUGÜN ANKARAYA GELDİM KIZIMLA KARŞILAŞTIĞIMI ARKADAŞINDA OLMADIĞINI BUGÜN BABASIYLA BİRAZ EĞLENİP BENİMLE KALACAK YARIN BİRLİKTE YANINA GELECEĞİZ HABERİN OLSUN DEDİM.KARIMDA TAMAM SENİNLEYSE SORUN YOK DEDİ VE ANNESİ İŞİNİ HALLETMİŞYİK.KIZIM EVE İLK GELDİĞİNDEKİ O SEKSİ KIYAFETLERİYLE KARŞIMDAYDI.KIZIM DEDİM BEN SANA FAZLA FAZLA PARA GÖNDERİYORDUM SENİN PARAYA İHTİYACIN YOKTU.HATTA İSTESEN DAHA FAZLASINI DA GÖNDERECEĞİMİ BİLİYORDUN.NEDEN BU İŞE BAŞLADIN DEDİM.VE RAHAT ANLATMASI İÇİNDE KORKMA KIZMAYACAĞIM NE ANLATIRSAN ANLAT KIZMAYACAĞIM DEDİM. BUNUN ÜZERİNE RAHATLAYAN KIZIM ANLATMAYA  BAŞLADI.BABA BU NASIL ANLATILIR BİLEMİYORUM AMA BEN AŞIRI DERECEDE SEKSE DÜŞKÜNÜM. MADEM HER ŞEYİ ÖĞRENDİN SAKLAMAK İSTEMİYORUM BEN SEKS HAYATIMA  14 YAŞININ ORTALARINDA BAŞLADIM KIZLIĞIMI 15  YAŞINDA KAYBETTİM.AŞIRI SEKS DÜŞKÜNÜ OLMAMDAN DOLAYIDA GÜN BU GÜNDÜR 5 YILDIR SEKS YAŞIYORUM BU ARADA LAFINI KESİP KIZLIĞINI KİM ALDI DEDİM.HANİ ANNEMİN ÇOCUKLUK ARKADAŞI MELİHA TEYZE VARDIYA ONUN KOCASI TURAN AMCA’YA VERDİM.ASLINDA HAYALİMDE O YOKTU AMA O BOZDU DEDİ.KIZIM SEN NE YAPTIN O BENDEN BİLE 8 YAŞ BÜYÜK DEDİM.BABA DEDİM YA SEKS DÜŞKÜNÜYÜM NERDE NE ZAMAN COŞACAĞIM BELLİ OLMUYOR BİR BOŞLUK ZAMANIMDA AZMIŞTIM ANNEMLE MELİHA TEYZE GÜNLERİ VARDI GİYMİŞTİ BENDE ZATEN KOMŞUMUZ OLDUĞU İÇİN TURAN  AMCAYA SİGORTAYI ATTIRIP ONU YAPABİLİRMİ DİYE SORDUM BU BAHANE İLE EVE ALDIM ZATEN BANA NAKIŞLARI VARDI HEP AZDIRDIM  ODA BOZDU İŞTE DEDİ.HALA DEVAM EDİYORMUSUN DEDİM ARADA SİKİYOR EVET DEDİ. VE DEVAM ETTİ O SIRADA ARZU ABLAYLA TANIŞTIM ONUN SOHBET EDERKEN ODA GEL BENİM ARA SIRA BEN ÖZEL KİŞİLERLE İLİŞKİLERE GİRİYORUM.SENDE HAYATINI YAŞA DEDİ.BENİMKİ PARA DEĞİL YANİ  DEDİ. AMA ARZU ABLAYLADA BU 4 İŞİMİZ DEDİ  İKİ AYDIR ARZU ABLAYLA BU İŞİ YAPIYORUM DEDİ KIZ ANLATTIKÇA BEN SERTLEŞMEYE BAŞLADIM.BU SIRADA KIZIM BANA SORU SORMAK İSTEDİ.VE BABA DEDİ BEN ARKADAŞLARINA SİKİLİRKEN SENİN ÖNÜN KABARDI SEN NEDEN BU DURUMDAN ZEVK ALDIN DEDİ.BENDE BENDE ANLAMADIM AMA SENDE ÇOK SEKSİ OLMUŞSUN BUNUN ETKİSİDE VAR TABİ AMA SENİ SİKİLİRKEN GÖRMEK DEĞİŞİK BİR HEYECAN YARATTI DEDİ.PEKİ KIZIN OLDUĞUM İÇİNMİ ONLARA UYMADIN DEDİ BENDE TAM ÖYLE DENMEZ SENDE BABANA SİKİLMEK İSTEMEZSİN DİYE DÜŞÜNDÜM DEDİM.YO BEN SEKS OLSUNDA KİMİNLE OLURSA OLSUN YAPARIM DEDİ.SONRA BİRAZ DAHA BANA YANAŞTI.KIZIM FARKINDAYDI ÖNÜM YİNE KABARÇIŞTI VE KZIM BUNU FIRSAT BİLİP BACAKLARINI DAHA ARALIYOR İÇ ÇAMAŞIRINI BANA GÖZTERİYOR AZDIRIYORDU.SONRA ELİNİ SİKİME ATTI VE SİKEM İSTERMİSİN KZININ AMINI DEDİ.BE BABAMIN ALTINDA İNLEMEYİ ÇOK İSTERİM DEDİ VE ELİNİ FERMUARDAN İÇERİ ATIP DIŞARI ÇIKARDI SİKİMİ VE AĞZINA ALDI.ASLINDA AZ ÖNCE SİKİLMEKTEN CANI ÇIKMIŞ OLAN KIZIM BU DEFA BABASINA HEDİYE VERMEK İSTİYORDU.BABA ÇOK TATLI SİKİN VAR HIMMMMM DEDİ SEN ARKADAŞINA ALDIRMA ÇOK KÜÇÜK DEĞİL ÜSTELİKTE  BU ORAN DAHA ZEVKLİ OLUYOR DEDİ.TABİ BUNLARI BANA JEST OLSUN DİYE YAPIYORDU.İYİCE SOMURMAYA BAŞLADI.SONRA ARTIK HAZIRSIN  BABACIÜIM  HADİ SİK KIZINI SİK VE ONUN SEKSE DÜŞKÜNLÜĞÜNE YARDIMCI OL DEDİ KIZIMI DOMALTIP AMINA GİRDİM ACAYİP SICAKTI VE AZ ÖNCE SİKİLDİĞİ İÇİN AMI DÖLLE DOLU VICIK VICIK VE SICACIKTI ADETA.BEN GİRİP ÇIKTIKÇA KIZIM OHHHHH HARİKASIN BABA DEVAM ET SİK SÜRTÜK KIZINI OHHHH BÜYÜK BİR ZEVKMİŞ BABA YARAĞI YEMEK DEVAM ET AŞKIM DEVAM ET BABACIĞIM SİKKKKKKK BABA SİKKKKK OHHHHHH ARTIK HEM BABAMSIN HEM KOCAM DEVAM CANIM BABAM SİK ORUSPU KIZIINI OHHHHHHHHH DİYE DİYE BENİ DAHADA ÇILDIRTIP  İLİĞİME KADAR TİTRETTİ BEN İÇİNE BOŞALMAMAK İÇİN BEN ÇIKIYORUM GELECEĞİM ÇÜNKÜ DEDİM BEN TAM ÇIKTIM KIZIM DÖNDÜ VE AĞZINA ALDI DÖLLERİM KZIZIMIN  AĞZINDAYDI  AZ ÖNCE AZATIN VE BARANIN DÖLLERİNİ YUTAMAYAN KIZIM BABASININ DÖLLERİNİ YUTTU.SONRA KIZIMDA ARTIK HAL KALMAMIŞTI BEN SABAH DUŞ ALACAĞIM DEDİ.SONRA SARILIP UYUDUK.BEN ANNESİYLE BİLE BÖYLE SARILIP UYUMAMIŞTIM.KIZIMIN HER YERİ DÖL KOK SADA O BANA PARFÜM GİBİ GELMİŞTİ .SABAHA KADAR GÜZELCE UYUYUP GÜZEL BİR KAHVALTI YAPTIK VE TATİLE EŞİMİ GÖTÜRMEME KARARI ALDIK DOLU DOLU BİR  GÜN KIZIMLA BENİ BEKLİYORDU.KIZIM TATİLDE SEKSE DE ERKEĞEDE DOYACAKTI.ÇÜNKÜ BEN ONUN KOCASI BABASI VE ARTIK PEZEVENGİDE OLACAKTIM TABİ TATİL BOYUNCA.TATİL BİZE YENİ MACERALAR YENİZ ZEVK DAKLAGALARI YAŞATTI.TATİL VE SONRASINDA YAŞANAN MUHTEŞEM MACERALARDA BULUŞMAK ÜZERE
Tumblr media
246 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Text
İki Kocalı Bir Kadının Hikayesi
Tumblr media
Bir akşam bankanın yemeği vardı. Metin gelmek istemedi. Ben de çok üstelemedim. Aylardır aramız limoniydi. İlk yeni evli dönemi geçmiş, bir şeyler kopmuştu sanki son zamanlarda… İletişim kurmakta zorlanıyorduk. Sevişmelerimiz bile tekdüze, monoton bir görev halini almıştı.
Yemekte Selim ile karşılaştık. Aynı masaya oturduk. Eskilerden konuştuk. Sohbet güzeldi. Farkında olmadan kaç kadeh içtim hatırlamıyorum. Sonra “Hadi bir yere dansa gidelim” dendi. Önce olmaz filan demiştim ama ısrar kıyamet. Tamam deyip kocama haber verdim. Selim,
“Sen merak etme, ben eve bırakırım” dedi. Canlı müzik de çalan bir mekana gittik. İçerisi tıklım tıklımdı. Zar zor bara ilerledik. İçkilerimizi alıp müziğin ritmiyle sallanmaya başladık. Kalabalığın içinde Selim ile dip dibeydik. Birbirimizi duymak için kulaklarımıza bağırmamız gerekiyordu. Kesik kesik konuşuyorduk.
Selim durmadan bana nasıl hayran olduğunu söyleyip duruyordu. Bir eli belimdeydi. Ben de içkinin etkisi bir yandan, adeta otobüs kalabalığı bir yandan, iyice arkam dönük olarak Selim'e yaslanmıştım. Orkestrayı izliyor, müziğin ritmiyle güya dans ediyorduk. Bir ara ensemde bir öpücük hissettim. Ürperdim. Dönüp Selim'e baktım.
Elleriyle pardon der gibi bir hareket yaptı. Bir şey demeden döndüm. Benim tepkimden cesaret almış olmalı ki elleri yavaş yavaş fark ettirmeden belimi okşuyordu. Tepki vermedim. İçim volkan gibi kaynamaya başlamıştı ama… Sanki unuttuğum bir takım duygular bedenimi ele geçiriyordu.
Giderek daha cüretkar olmaya başladı. Belimi okşayan parmaklar yavaş yavaş ilerliyor, karnımı, kalçalarımı okşuyordu… Kalçamı okşayan elinin yanı sıra başka bir sertlik daha hissediyordum. İki eli de belimde, kalçalarımda dolaştığına göre… Arkama batıp duran sertlik penisi olmalıydı. Onun pantolonun ve benim eteğin kumaşlarının üzerinden o sertliğin yakıcı sıcaklığını hissedebiliyordum sanki…
Heyecandan geberecek gibiydim. Yanaklarım, içim alev alev yanıyordu. Aslında beni sabaha kadar okşamasını istiyordum, fakat bir yerde elini tutup yaramazı durdurdum, beni iyice kendimden geçiren ellerinin önüne set çekip engel oldum. Gerçi kalabalıkta, alkol duvarlarının aşıldığı o geç saatte kimsenin kimseyi görecek hali yoktu ama yine de ne bileyim, çekindim. Bıraksam ayak üzeri sevişecekti benimle… Ve biraz daha beni okşamasına izin verirsem benim de ondan farkım kalmayacaktı. Saat gece yarısına doğru,
“Gidelim Selim… Geç oldu, kocam merak eder.” dedim.
Diğerleri kaldı. Selim söz verdiği gibi beni eve bırakmak için benimle çıktı. Yola çıktık. Bir yandan alkol, bir yandan yanımda oturan bu yakışıklının içimi ürperten ilgisi… Mutluydum, başım dönüyordu mutluluktan… Tam oturduğum semte girmek üzereyken birden yön değiştirdi.
“Nereye gidiyorsun?” dedim.
“Bir kahve içelim öyle bırakayım” dedi. Bir şey demedim. Bu saatte, bir erkeğin evinde, başbaşa kahve içmek…? Başım fıldır fıldır dönüyordu. Bir apartmana girdik. Kapıyı açtı. İçeri girdik.
“Kimse yok mu?” diye sordum usulen… Gece yarısı evine kadın aldığına göre yalnız olmasından başka seçenek olmadığını daha sorarken biliyordum aslında… Gülümseyerek,
“Yok. Ev halkı Ankara’da…” dedi. Salona geçtik. Kendimi kanepeye attım. Selim kahve yapmak için mutfağa geçti. Neredeyse sızmak üzereydim ki elinde kahvelerle gelmiş. Fincanları sehpaya bırakıp yanıma oturdu. Saçlarımı okşayarak,
“Hadi kalk Gül, kahven hazır” dedi. Toparlanmaya çalıştım. Sendeleyince Selim kolumdan kavradı. Gözgöze geldik. Ve nasıl olduysa o anda öpüşmeye başladık.
Selim'in elleri vücudumun her yerinde dolaşıyordu. Karşı koymak istiyordum ama ne mümkün… Ve aylardır kupkuru olan, kocamla sevişmekte zorlanan ben, sırılsıklam olmuştum. Heyecandan titriyordum. Selim beni hızla soymaya başladı. Üzerimde külodumun dışında hiç bir şey kalmamıştı.
Beni yatağa sürükledi. Yatakta sevişmeye devam ettik. Külodumu çıkarmaya kalkınca elini tutup
“Hayır, bırak, olmaz” dedim.
“Neden olmaz?” dedi.
“İkimiz de evliyiz, yapamayız…” filan gibi klasik şeyler geveledim. Ne kadar saçma… Üzerimde sadece minicik bir külotla yabancı bir erkeğin kollarında şehvetten kendimi kaybetmek üzereyim, adama hayır yapamayız diyorum. Eli bacak aramdaydı. Sırılsıklam olduğumu görüp,
“Hadi direnme… Sen de istiyorsun” dedi ve bir hamlede külodumu yırtarcasına çıkarıp üstüme çıktı. Çılgın gibi sevişiyorduk. Aletinin ucu içeri girmek için vajinamın dudaklarına dayanmıştı ama ben bacaklarımı kasıyor ilerlemesine izin vermiyordum.
“Bırak gireyim” dedi. Bırakmadım. Ama bir yandan da deliler gibi öpüşüyorduk. Sonunda bacaklarımın bağı çözüldü ve içeri kayarak girmeye başladı. İçim sanki ateş gibi yanıyordu. Dile kolay, kocamla aylardır böyle istekli, arzulu bir sevişme yaşamamıştım. Hep görev gereği, çoğu orgazm olmadan biten yasak savar bir seks yaşamı… Selim’in erkekliği dibine kadar girdiğinde derin bir oh çekerek kendimi tamamen bıraktım.
“İçin ne kadar sıcak Gül… Adeta yanıyor” dedi. Bir süre içimde öyle hiç kıpırdamadan durdu. Öpüşmeye devam ettik. Ve yavaş yavaş gidip gelmeye başladığında daha fazla kayıtsız kalamadım. Selim’in kalçalarına yapışıp,
“Daha hızlı… Daha hızlı… Kökle…” diye inlemeye başladım. Bankadaki hanımefendi Gül gitmiş, azgın bir fahişe gelmişti onun yerine…
Hızlandı hızlandı hızlandı ve çığlık çığlığa boşaldım. Hemen arkasından Selim boşaldı. İkimiz de yatağa yığıldık kaldık. Ne kadar öyle kaldık hatırlamıyorum.
Bir ara saate baktım bir buçuk olmuştu. Hemen yataktan fırlayıp telaşla sağa sola savrulmuş giysilerimi bulup giyinmeye başladım. Telaş içinde Selim de giyindi, çıktık hemen, arabaya atladık. Evin önünde beni bıraktı.
Anahtarla kapıyı açtım. Yatak odasında Metin yatağa uzanmış, bir elinde kumanda o halde uyuyakalmıştı. Onu seyrettim bir süre. Hiç bir şeyden habersiz uyuyordu. Uyandırmamaya çalışarak elinden kumandayı alıp televizyonu kapadım. Karanlıkta oturup bir sigara yaktım. Kendimi ölesiye yorgun, fakat ölesiye mutlu, doygun, dingin hissediyordum o anda…
Pencereden sızan ışığın altında uyuyan eşimi izliyordum. Yavaş yavaş içimi bir pişmanlık kapladı. Kocamı seviyordum. Ve buna rağmen onu aldatmıştım. O ise habersiz yatıyordu. Çok içkiliydim. Hala başım dönüyordu. Sigaram bitince yanına uzandım ve uyandırmamaya dikkat ederek saçını okşamaya başladım. Ama uyandı.
“Aaa geldin mi Gül? Kapıyı duymamışım…” diye mırıldandı uykulu bir sesle. Uzanıp hafifçe dudaklarından öptüm. Öpüşmeye başladık. Tamamen uyanmıştı. Elimi aletine attığımda sertleştiğini gördüm. Hemen yatağa uzanıp bacaklarımı açtım.
“Hadi aşkım becer beni…” dedim. Sanki kendimi affettirmek, işlediğim günahı kendimce vicdanımda dengelemek istercesine…
O karanlıkta gözlerindeki şaşkınlığı görebildim. Elini bacak arama uzattığında elini tuttum. Her şeyi anlar diye korktum sanırım.
“Hadi… Bekletme beni… İçime gir…” dedim. Üstüme çıktı ve içime bir hamlede girdi. Daha da şaşkındı.
“Gül… Ne kadar ıslaksın, aman tanrım…” dedi, “Hiç seni bu kadar ıslak görmemiştim.”
“Becer beni aşkım… Doldur içimi…” diye inliyordum. Her giriş çıkışında daha yarım saat önce Selim'in içime doldurduğu spermler dışarı akıyordu. Ve sonunda sarsılarak boşaldı. Arkasından da ben… Evet… Kadınlığımdan başka bir erkeğin dölleri akarken kendimi boynuzlu kocama becertmek öyle tahrik etmişti ki beni… Birbirimize sarılarak uyuduk. Metin olan biteni anlamamıştı. Varlığını bilmediği ortağının spermlerini benim zevk suyum zannetmiş, alabildiğine zevk almıştı benim istekli halimden…
Öğleye doğru uyandığımda cep telefonumda kocamdan gelen bir kaç mesaj vardı. Aşk dolu cümleler… Ben de aynı şekilde aşk dolu cevaplar yazdım. Akşama kadar mesajlaştık. Akşam eve geldiğinde elinde bir buket çiçek vardı.
Aklım karmakarışıktı. Eşimi aldatmış, çok sevdiğim, aşık olduğum sevgili kocamı bir güzel boynuzlamıştım. Fakat, pişmanlığımın da etkisiyle bir facia, olmadık olaylar beklerken tam tersi olmuştu. Sanki kocamla ilk günlerdeki aşık çift olmuştuk.
Kocam içeriye girer girmez, daha koridorda başladık öpüşmeye. Tüm hafta sonunu sevişerek geçirdik. Neredeyse cuma gecesi olan biteni unutmuştum. Ama pazartesi günü Selim beni işten arayınca bir anda gerçekler kafama dank etti. Panikledim.
Ona ikimizin de evli olduğunu, sarhoş olduğumuzu, içkinin etkisiyle yanlış şeyler yaptığımızı, olan biteni unutmamız gerektiğini söyleyip telefonu kapadım. Kocamı seviyordum. Bu olan biten bir anlık zaaf diyerek unutmaya karar verdim. Ara ara Selim arıyor, tekrar buluşmak istediğini söylüyor ben de hep aynı cevabı veriyordum. Böyle bir şey aramızda hiç olmadı diyordum. Bir kaç ay böyle geçti.
Selim ısrarla aramaya devam ediyor, bir yerde oturup konuşmamız için yalvarıyordu. Sonunda ısrarlarına dayanamayıp konuşma teklifini kabul ettim. Metin'e
“Arkadaşlarla eğlenmeye gideceğiz aşkım” dedim.
“İyi olur Gül… Kafan dağılır, deşarj olursun. Psikolojin düzelir” diyerek destekledi. Selim ile buluştuk.Bir arkadaşından anahtarını almış, evine gittik. Düzgünce konuşup kocamı ne kadar sevdiğimi, yaptığımızın hata olduğunu anlatacak, bir daha rahatsız etmemesi için ikna edecektim güya…
İçki, sohbet derken yine olan oldu, kendimizden geçip sevişmeye başladık. Artık kendimi tutamıyordum. Saatlerce salonda, yatakta, evin her yerinde seviştik. Üç ya da dört kere, tam hatırlamıyorum, içime boşaldı. O kadar geç kalmıştık ki, yine aceleyle, banyo yapamadan çıkmak zorunda kaldık.
Eve dönerken spermler resmen bacaklarımdan sızıyordu. Eve geldiğimde Metin beni kapıda karşıladı. Demek camda bekliyormuş. Hızla soyunup kendimi yatağa attım,
“Hadi aşkım… Becer beni…” dediğimde Metin dünden hazır, bir anda üstüme çıktı. Ve içime bir hamlede girerken adeta içimdeki sıvılar dışarı fışkırdı. Bütün gün seks yaptığım yetmezmiş gibi bir de kocamla deliler gibi seviştik.
Bir akıntıya kapılmış gibiydim. Hem içimden bir ses yaptığın yanlış diyordu bir daha asla diyordu hem de bir kaç hafta sonra kendimi Selim’in kollarında buluyordum. Artık bu sahne ayda bir bazen ayda iki kez tekrarlanır olmuştu.
“İçmek sana yarıyor karıcığım” diyordu Metin… “Öyle ateşli oluyorsun, öylesine istekli sevişiyorsun ki benimle…”
Öte yandan, içimdeki suçluluk duygusu da yok olmaya başlamıştı. Bir yandan da bu olay ortaya bir çıkarsa kopacak skandalı düşünüyor, korkuyordum. Ama yine de Selim’le buluşmaktan kendimi alıkoyamıyordum.
Kocamı seviyordum. Onun üzülmesi, incinmesi ihtimali beni korkutuyordu. Bir yandan da her şeyi Metin'e anlatmak istiyordum. Beni mastürbasyon yaparken seyretmekten hoşlanıyordu kocam… Ben Selim’i hayal ederek kendimi deli gibi parmaklarken, kocam da beni izleyip mastürbasyon yaparak boşalıyordu. İşte o akşamlardan birinde nasıl oldu bilmiyorum, konuyu bir şekilde açmak istedim.
“Beni izlemek seni tahrik ediyor değil mi aşkım?” diye lafa girdim. Zaten eli erkekliğinde, bana baka baka sıvazlayıp duruyordu.
“Hem de nasıl bebeğim…” dedi boğuk bir sesle… Biraz sonra yine,
“Peki, mastürbasyon yaparken değil de, başka bir erkekle sevişirken beni izlemek hoşuna gider mi? Porno izler gibi bizi izlemeye ne dersin? Yabancı, muhteşem seksi bir erkekle sevişmemi, senin gözünün içine baka baka o erkeğin penisini yalamamı, beni bağırta bağırta içime girmesini izlemek istemez misin?”
Kalbim deli gibi çarpıyor, kocamın vereceği cevabı bekliyordum. Durakladı önce, sonra da,
“Ahh… Çılgınca geliyor kulağa ama… Evet aşkım… Ne yalan söyleyeyim. Seni başka bir erkekle sevişirken izlemek… Hoşuma gitmek de laf mı, bayılırdım…” dedi.
O anda her şeyi itiraf etmek istedim ama yine de cesaret edemedim. Bunu fantazi gibi yaşamaya başladık. Senaryolar yazıyor, sevişirken uyguluyorduk. Metin kocam değil, kocaman aletli bir başka erkek oluyor, o yabancı erkek beni becerirken kocam da güya bizi izliyor, izlerken mastürbasyon yapıyordu.
Kocaman aletli yabancı erkek hissini vermek için kocam penis kılıfları, vibratörler kullanıyor, öyle beceriyordu beni… Sanki gerçekten bir yabancı erkek penisi içime giriyor gibi oluyor, beni zevkten delirtiyordu. Bazen de ben kendime vibratör sokup yatakta kıvranırken kocam kenarda oturup kendini tatmin ediyordu bana baka baka…
Bir gün yine bu fantazilerimizden biriyle coşup kendimizden geçmiş, sarsıcı bir orgazmdan sonra yatakta sırtüstü serilmiş yatıyorduk. Eliyle yorgun bedenimde gezinip okşarken bana
“Gül… Bu yaşadıklarımızı gerçekten yapsak ya…” demez mi?
Kulaklarıma inanamadım. Ama yine de sanki isteksizmişim gibi mırın kırın ettim.
“Nasıl olur aşkım? Fantezi başka, gerçeği başka… Ya duyulursa… Rezil oluruz…”
Israr etmeye, üzerime gelmeye başladı. Benden daha hevesli, daha bir istekliydi benim başkasıyla sevişmem konusunda… Sonunda ısrarlarına dayanamadım tabi ki, hala o istemez tavırlarımla,
“Tamam aşkım… Dediğin gibi olsun… Ama ağzı sıkı biri olmalı…” nameleri yaptım bir süre… Kocam sevindirik olmuştu. Sonunda baklayı ağzımdan çıkardım. “Selim diye biri var. Gözü var bende… Belki o olur, ne dersin?” deyince
“Tamam canım… Selim’i ayarla öyleyse… Hadi bir an önce yapalım şu işi…” demeye başladı. Selim’i merak ediyordu. Nasıl biriydi, yakışıklı mıydı, boyu kilosu? Bir çocuğun hediyesini merak ettiği gibi saf bir heyecan içinde sorup duruyordu. Anlattım ben de…
“Yakışıklı, uzun boylu, sportmen, geniş omuzlu…” Beni Selim’e mıknatıs gibi çeken tüm özelliklerini anlattım kocama… Aslında tam o anda her şeyi itiraf etmek niyetindeydim ama son anda cesaret edemedim. Kocamın dudaklarına asıldım minnetle,
“Biraz sabret aşkım… Doğal akışına bırakalım olayı…” dedim.
Birkaç gün sonra istediğim oldu. Selim buluşmak için arayınca tüm cesaretimi toplayıp Selim’le buluşacağımı kocama bir mesajla bildirdim. Tepkisini merak ediyordum. Bir kaç saniye bekledim sadece, cevap geldi. “Olur” diyordu. Telefon açtım kocama, heyecandan ölmek üzereydim.
“Ama sadece bir şey içip geleceğiz” dedim. Sevişeceğimizi söylemedim.
“Sana kalmış bebeğim.” dedi. Kısa bir duraklamadan sonra da titreyen sesiyle ilave etti, “Hatta… Hatta istersen… Eve de çağırabilirsin…”
Düşündüm. Ama cesaret edemedim. Selim’le buluştuk. Her zamanki gibi çılgınca seviştik. Defalarca içime boşaldı aşığım… Sonunda içim Selim’in spermleriyle dolu bir vaziyette eve geldiğimde kapıyı açan kocam heyecanla,
“Ne oldu canım? Meraktan öldüm. Yalnız mı geldin?” dedi. “Selim’le gelirsin sanıyordum.” Sanki hayal kırıklığı yaşamış gibi konuşuyordu. Ben de bir yandan soyunuyor bir yandan kocamın sorularına yanıt veriyordum.
“Yalnız geldim kocacığım…” dedim. Bu şekilde sorması galiba bana cesaret verdi. Ya da aklımı kaybetmiş olmalıyım. Çırılçıplak kocama sarıldım. Dudaklarından hırsla öptüm. Elinden tutup yatak odamıza götürdüm kocamı… Bu kez ışığı söndürmeden yatağa uzanıp bacaklarımı açtım. Ve bacak aramı işaret ederek
“Selim’i getirmedim ama… Ondan bir parça getirdim yanımda…” deyiverdim. Bacaklarımın arasından hala Selim'in spermleri sızıyordu. Şok geçirmiş bir şekilde kadınlığımın dudaklarının arasından arka deliğimi yalayarak yatağa süzülen beyaz köpüklü spermlere bakıyordu.
“Hadi gel aşkım becer beni…” diyerek şehvetle kocama kollarımı uzattım. Adeta büyülenmiş gibi üzerime çıktı ve vahşi bir hayvan gibi hırlayarak gidip gelmeye başladı.
“Becer beni aşkım… Sik beni…” diye bağırıyordum. “Amcığımda başka bir erkeğin dölleri var… Karını siken adamın dölleri… Hadi sen de sik karını… Dölleriniz birbirine karışsın…”
Bu sözlerim kocamı bitirmişti. Bir hayvan gibi kükreyerek içime boşaldı. Artık bütün ipleri koyuvermiştim. Ne olacaksa olacak diyordum. Sanırım aklımı kaybetmiştim. Kocam da kendini kaybetmiş gibiydi.
O da yaşanan olayın tahrikiyle durmadan saldırdı bana, defalarca içime boşaldı, bütün gece benimle sevişti. Öyle ki, gecenin sonunda halsiz mecalsiz kendimi yatağa bıraktım. Kolay değil, aynı gün iki erkekle defalarca sevişmiştim. İki erkeğin dölleriyle yıkanmıştı bedenim, iyi hırpalanmıştım doğrusu…
Ertesi sabah kendime geldiğimde vicdan muhasebesi yapıyor,
“Delirmiş olmalıyım… Ben neler yaptım” diyordum içimden. Kocam çoktan uyanmıştı. Ben uzun bir süre uyuyormuş numarası yaptım. Metin’le dün gece olanlar için yüzleşmeye gücüm yoktu. Sonunda daha fazla sürdüremedim ve yeni uyanmış gibi yaptım.
Metin tepemde dün gece neler olduğu ile ilgili yağmur gibi sorular soruyordu. Kaçamak cevaplar vermeye çalışıyordum.
“Kaçta buluştunuz? Nerde buluştunuz? Orada sana dokundu mu? Sonra nereye gittiniz? Nasıl başladı? İlk hareket hanginizden geldi? Sonra ne oldu?”
Sorular, sorular, sorular… Ben en ince detaylarına kadar anlattıkça Metin tahrik oluyordu. Ben de giderek daha az kaçamak cevaplar vermeye başladım. Ve en zor soru olan ve kocamın kafasını meşgul eden,
“Nasıl oldu da daha ilk buluşmada yatağa gittiniz?” sorusunu sürekli geçiştirmekten vazgeçip pat diye gerçeği söyleyiverdim.
“Aşkım… İlk değildi ki…” dedim. İkinci şok… Gözlerine kan oturmuştu. Zangır zangır titriyordu. Yüzü kireç gibiydi. Bir an fikirlerinin değişmesinden korktum. Tam iki erkekli bir seks yaşamına adım atmışken, belki daha da ilerletebilecekken yine eski halimize mi dönecektik? Yapamazdım bunu…
“Nasıl? Daha önce de seviştin mi onunla? Ne zaman?” diye kekeleyip duruyordu kocam… Bir hamleyle doğrulup ona sarıldım,
“Bırak bu soruları artık… Hadi gir içime… Becer beni aşkım…” dedim. Az önce yabancı bir erkeğin nasıl becerdiğini detaylarına kadar öğrendiği karısına sarıldı o da… Bir anda hırsla içime girdi. Aleti taş kesilmişti adeta… Her zamankinden daha uzun, daha sert, daha kalın geldi o anda… Dakikalarca gidip geldi içimde… Sertliğinden hiç bir şey kaybetmeden… Evire çevire… Sonunda içime fışkırdı….
Şimdi düşünüyorum da… O gün yaptığım her şey delilikti. Bu gün hala olanları düşündükçe tüm bunları nasıl yaptım diye kendime hayret ediyorum. Belki de bir çeşit akıl tutulması yaşamıştım.
Neyse ki her şey beklediklerimin tam tersi oldu. Bu ilk sarsıntıları atlattıktan sonra kocamla ilişkimiz hiç olmadığı kadar iyi oldu. Şu anda çok mutluyuz.
Selim ile olan ilişkim devam ediyor. Başkaları da oluyor ara sıra… Ve kocamın da hepsinden haberi var.
Haberi var demek lafın gelişi, yetersiz aslında…
Kocam benim başka erkeklerle sevişmelerimi bire bir, yatağın kenarından naklen izliyor. Bazen çok hoşuna giderse o da aramıza katılıyor. İki erkeğin arasında kalmayı, aynı anda iki erkek tarafından okşanıp sevişmeyi her kadın denemeli bence… Anlatılmaz bir deneyim, inanılmaz bir zevk…
539 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sevgilim nadir de olsa iki yakın kız arkadaşıyla dışarı bir şeyler içmek için çıkardı. Fakat bana iş arkadaşının evine gitmek istediğini belli ettiğinde kafam çok karıştı. Bu fantezi bana zarar verir miydi yoksa sonunda bu fırsat karşıma çıkmış mıydı? Bunu o anda çok detaylı düşünemedim ve olaylar gelişti. Sonuçta birlikte oldular ve arada görüşüyorlar. Bu durum beni bazen kıskandırıp üzüyor, bazense tahrik ediyor..
204 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
127 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kötü tesadüfler :)) Bazen kendimiz bişeyleri çekermişiz. Gandhinin dediği gibi:
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinizedikkat edin; duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin;davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin;alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin;değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…
FANTEZİLERİNİZE DİKKAT EDİN GERÇEĞE DÖNÜŞÜR!! :)
146 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Connected2me ye sevgilisini kaydettiren bir cuckold sevdalısının başına gelenler :D
156 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kardeş de olsa çok güvenmemek lazım :D
105 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media
102 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Güzel karımla watsap görüşmemiz size süpriz olsun
438 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
AŞKIM ve SERKAN: 1/3
For English (Source): https://textfantasy.tumblr.com/post/180170277631/lou-1-please-donate-here-if-you-like-it
47 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Karım ve Serkan: Ekran Görüntüsü 3
For English (Source): https://textfantasy.tumblr.com/post/180304366851/lou-3-please-donate-here-if-you-like-it
87 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media
Karını hep baskasıyla mı hayal edıyorsun
Sokakta esıne bakılması hosuna mı gıdıyor
Skype ekle içini dök
Skype: Skadala__159 ( İki Çizgi )
73 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Text
Arkadaşımın Karısına Hülle
Tumblr media
* Ellerine sağlık olsun, alıntıdır *
Çocukluktan arkadaşım Ramiz ile bir tesadüf sonucu yıllar sonra karşılaştım. İlkokuldan mezun olduktan sonra başka bir ilçeye taşınmıştık, eski mahallemle bağım kalmamıştı. Aradan neredeyse yirmi yıl geçmişti. 
Ramiz amcasının ve babasının izinden gitmişti. İlahiyat okumuş, özel bir kursta din öğretmenliği yapıyordu. O günden sonra Ramiz ile haftada en azından bir kez telefonlaşmaya, sosyal medya üzerinden görüşmeye başladık. 
Evliydi ama sosyal medya sayfasında karısının tek bir fotoğrafı bile yoktu. Oysa kendisinin yüzlerce fotoğrafı ve videosu vardı. Dünya görüşü olarak birbirimizin zıddıydık ama ne de olsa çocukluğuma ait bir hatıraydı Ramiz. Beraber az oynamamıştık. Evlerine çok girip çıkmıştım, rahmetli annesinin yemeklerini az yememiştim. Birkaç ay sonra evine davet etti. 
“Yarın akşam gel, sohbet, muhabbet ederiz!” deyince teklifini kabul ettim. 
Ramiz de artık başka bir semtte oturuyordu, beni dostça karşıladı. Karısının adı Huriye idi. Ramiz'den çok daha gençti. Uzun boylu ve kapalı, tesettürlü ama güzel bir kadındı. Soğuk bir şekilde, 
“Hoş geldiniz!” dediğinde, “Hoş bulduk!” diyerek elimi uzattım, ama elim havada kaldı. (Ulan salak din hocasının karısına el uzatılmaz tabii ki!) dedim içimden. 
Ramiz bozulur gibi oldu ama belli etmek istemedi. Ben Ramiz ile salona geçerken karısı başka bir odaya girdi. O akşam çay, tatlı ve meyve ikramını Ramiz kendisi yaptı. Karısı yanımıza hiç uğramadı. Ben on yıl evli kaldıktan sonra boşanmıştım, iki oğlum vardı, anneleriyle kalıyorlardı. Ramiz beş yıldır evli olmasına rağmen çocuğu olmamıştı. Problemin kimde olduğunu sorduğumda net cevap vermek yerine kaçamak sözlerle geçiştirdi. 
“Doktora hiç gittiniz mi, bunun artık tedavisi var sonuçta.” dediğimdeyse, 
“Ben pek inanmıyorum tıbba, Allah vermeyince vermiyor!” dedi. Üniversite mezunu, eğitimli bir adamdı ama sofuluğu hepsinin önündeydi. Ben yine de doktora gitmelerini tavsiye ettim. Eski baldızım uzun yıllar tedavi gördükten sonra hamile kalmış, anne olmuştu. İsterlerse onların gittikleri doktordan randevu alabileceğimi söylediğimde, 
“Gerek yok, sağ ol!” diyerek istemedi. Gece boyu yaptığımız sohbette Ramiz ara ara laf sokup durdu. 
Kendisi gibi dini yönü kuvvetli biri olmadığım için böyle davranıyordu. Hoşlanmadım hareketlerinden, ama yine de sesimi çıkartmadım ayıp olmasın diye. Ancak o günden sonra Ramiz'i aramadım. O beni aradı birkaç kez. Soğuk soğuk yaptığım konuşmalara karşın o gayet sıcakkanlı konuşuyordu. Hatta yine davet etti beni. 
“Bu sefer yemek de yeriz!” dediğinde kibarca teklifini geri çevirdim. Ondan sonra da uzun bir zaman aramadı. Ama altı ay kadar sonra bir akşamüstü aradı. Sesi sıkıntılıydı. 
“Ne oldu, hayırdır?” diye sorduğumda karısından boşandığını söyledi. Benim için ufak çaplı bir şoktu bu söylediği. 
“Ciddi misin, ne oldu peki?” dediğimde, 
“Oldu artık, yapacak bir şey yok!” dedi. Karısının babasının yanına taşındığını, kendisinin de evde kaldığını söyledikten sonra benimle konuşmak istediğini, çok sıkıntılı olduğunu, kabul edersem çok sevineceğini ekledi. Böyle bir durumda onu yalnız bırakmak istemedim. 
“Tabii ki gelirim, ne demek!” dedim. Hemen o akşam Ramiz'in yanına gittim. Sesindeki sıkıntı yüzüne de yansımıştı, zayıflamış gibiydi. 
“Kavga mı ettiniz, niye boşandınız, nedir sebebi?” diye sorduğumda, 
“Derin mesele. Bir sürü sebep var aslında ama en önemlisi çocuğumuzun olmaması. Allah bize bir evlat nasip etmedi. Çok istedik ama olmadı. Sık sık tartışıyorduk bu yüzden. En son tartışmamızda daha fazla dayanamayıp üçüncü defa boşadım. Evden kovdum, babasının yanına gönderdim!” diye karşılık verdi. “Resmi olarak boşanmadınız mı yani?” diye sordum, şaşırmıştım. Ramiz başını kaldırıp, 
“Benim için resmi nikahın bir önemi yok, formalite icabı yapılan bir şey. Dini nikah olmadan evlilik olmaz, bizim de nikahımız düştü, artık evli değiliz!” dedi. Ramiz sandığımdan daha sofu bir adamdı. Beni salonda bırakıp mutfağa gitti. İki bardak çayla döndü. Boşanmıştı ama yaptığına pişman olduğu her halinden belliydi. O da sanki ne düşündüğümü anlamış gibi, 
“Huriye'yi boşadım boşamasına ama pişman oldum. Bir hata ettik, nefsimize yenildik, şeytana uyduk. Arayıp konuştum, pişman olduğumu söyledim, o da benim gibi pişman, barıştık. Anlayacağın o da dönmek istiyor…” dediğinde, araya girip, 
“Ne güzel işte, dönsün, madem barıştınız daha ne diye üzülüyorsun?” dedim. Ancak Ramiz bana öyle bir baktı ki küfreder gibiydi. 
“Ah benim güzel arkadaşım, her şey o kadar kolay olsa keşke. Dini meselelerde zayıf olduğun gene belli oldu. Bir hata ettik, boşadık karıyı ama geri almanın da şartları var. Kendine göre kuralları, kaideleri var.” Ağzım açık dinliyordum.
“Üç talakla boşadım ben Huriye'yi. Şimdi yeniden benimle evlenmesi doğru değil, helal olmaz. Yeniden nikah yapsak bile o nikah geçerli olmaz. Huriye'nin önce başka biriyle evlenmesi, ondan boşandıktan sonra benimle evlenmesi gerekli. Öbür türlü hemen nikah yapamayız!” dediğinde şaşkınlığım daha da arttı. 
“Nasıl yani, yenge önce bir adamla evlenecek, ondan boşanırsa seninle evlenecek öyle mi?” diye sordum emin olmak için. Ramiz başını sallayarak, 
“Aynen dediğin gibi, önce birini bulup evlenecek, nikah kıyılacak, ondan da boşandıktan sonra benimle evlenecek. Öbür türlü evlenemeyiz. Seni de bunun için çağırdım zaten!” dediğinde olduğum yerde kıpırdadım ister istemez. 
“Ne demek bu, nasıl yani?” diye sorduğumda, 
“Şey, senden Huriye ile evlenmeni istiyorum!” deyince göğsüme ayı oturmuş gibi oldu. 
“Ne demek bu Ramiz, nasıl iş bu dediğin, tövbe tövbe!” dediğimde, kalkıp yanıma oturdu. Elini dizime koyup, 
“Beni dinle, bunun dinen böyle olması gerekiyor. Arkadaşım olarak da senden yardım istiyorum. Huriye ile aranda dini nikah yapılacak, bir zaman onunla evli kalacaksın, ondan sonra da boşanacaksın. O zaman Huriye benimle evlenebilir. Şeyhimle konuştum, bunun başka yolu yok. Huriye Şeyhimin kızıdır. İşin kötü tarafı da o zaten. Cemaat içinde duyulur edilirse Şeyhim de ben de insan içine çıkamayız. Cemaat içinden biri olmaz. Kimsenin tanımadığı, bilmediği biri lazım bize. Şeyhim ehli namus, feraset sahibi, düzgün birini bulmamı istedi benden. Ben de seni seçtim. Ayrı dünyaların insanı olsak da etrafımda güvenebileceğim başka kimse yok. Senden Allah rızası için yardım istiyorum!” dedi. Sözleri biterken hafiften ağlıyordu, gözleri nemlenmişti. “Hülleci mi olacağım yani?” dediğimde ise birden coşup ellerini kaldırdı havaya ve 
“Tövbe haşa, tövbe haşa!” dedi sert bir sesle. “Hülle sonradan uydurulan bir şey, öyle bir şeyin dinde yeri yoktur. Tövbe de Sinan, günaha girme. Bu hülle değil, gerçek bir nikah olacak. Şeyhimin belirleyeceği bir süre boyunca Huriye ile evli kalacaksın, ondan sonra da boşanacaksın. Başka yolu, çaresi yok bu işin. Ama Hülle deme sakın, günaha girme!” dedi. İlk andaki coşkulu hali kaybolmuş yeniden sakinleşmişti. Ramiz beni ikna etmek için dil döküp durdu bir süre. Unuttuğum, çocukluğumuza dair anılarımızı anlattı. İki elimi hararetle tutmuş ağlamaya başlamışken sonunda yelkenleri suya indirip, 
“Tamam tamam, yeter artık ağlama, yapacağım, ne istersen yapacağım.” dedim. 
Sıkı sıkı sarıldı boynuma, hatta elimi bile öpmeye kalktı ama izin vermedim. O gece yapılacak nikahla ilgili konuşup anlaştık. Nikahı Şeyhim dediği kayınbabası kılacaktı. İki de şahit getirecekti. Nikahın gününü ve saatini kararlaştırdık. Ertesi hafta Cuma öğleden sonrası için izin aldım. Ramiz beni arabasıyla işyerinin oradan alıp Şeyhin evine götürdü. Fatih'te iki katlı, eski ahşap bir evin önünde durduk. Arabadan inecekken Ramiz ceketinin cebinden 1.000 Dolar çıkarıp uzattı. 
“Bu ne böyle?” diye sorunca, 
“Bunu mehir olarak geline vereceksin!” dedi. Pek anlamadım ama parayı cebime koydum. Kapıyı üstünde uzun bir hırka olan genç bir adam açtı. Eliyle gösterdiği odaya geçtik. Yerdeki minderlerin üzerinde yaşlı, kafasında sarık olan çember sakallı bir adam vardı. Gri bir şalvarla gene gri bir hırka vardı üstünde. 
Yerinden kalkmadan elini uzatınca Ramiz atıldı, önünde diz çöküp elini öpüp başının üstüne koydu. Ben de aynısını yaptım gayriihtiyari. Şeyh denilen adamın yanında birisi daha vardı. Şahitti anlaşılan. Adam oldukça sessizdi, şaşı gözleriyle beni süzüyordu. 
Bize kapıyı açan genç de gelip karşımıza oturduğunda Şeyh beni tanımak için sorular sordu, ben de kendimce doğru olduğuna inandığım yanıtlar verdim. Cevaplarım kendisini pek tatmin etmemiş gibi görünüyordu, ancak Ramiz, 
“Ben kefilim Şeyhim, Sinan kardeşime her türlü kefilim!” deyince, Şeyh, 
“Tamam o zaman. Huriye'yi çağırın gelsin!” dedi. 
Bize kapıyı açan genç fırlayıp odadan çıktı. Az sonra merdivenlerden ayak sesleri geldi. Gencin ardından Ramiz'in boşandığı karısı, benimse karım olacak Huriye Hanım içeri girdi. Etekleri yeri süpüren uzun siyah bir çarşaf giymişti. Elleri ve yüzü bile kapalıydı, sadece küçük bir aralıktan gözleri görünüyordu. Şeyhin yani babasının işaretiyle yanıma oturduğunda Ramiz odadan çıktı. Şeyhin huzurunda nikahımız kıyıldı, adamla genç şahitlik yaptı. Şeyh, 
“Mehir olarak ne vereceksin?” deyince Ramiz'in verdiği parayı çıkarıp uzattım. Şeyh parayı kızına yani karıma vermemi istediğinde ona uzattım. Siyah eldivenli elini uzatıp çekinerek aldı parayı. Sonrasında şahitler ve Huriye Hanım odadan çıktılar. Şeyh ile baş başa kalmıştım. Bana Huriye Hanım ile en az 3 ay boyunca evli kalmam gerektiğini söylediğinde, 
“Nasıl isterseniz!” dedim. İşim bitmişti, nikah da yapılmıştı. 
“Bana müsaade, elinizi öpeyim!” diyerek yerimden kalkmak istediğimde, 
“Nereye?” dedi geriye yaslanarak. 
“Gidiyorum, nikah yapıldı ya?” dediğimdeyse, 
“Bu iş böyle olur mu yahu, Allah'ı mı kandırmaya çalışıyorsun sen? Ramiz seninle konuşmadı mı?” dedi sinirlenmiş gibi… Boş boş baktığımı görünce, 
“Bu öyle basit bir şey değil, sen anlayamamışsın durumu. Sen şimdi benim kızımla evlendin, gerçek bir evliliktir bu. Gerçek evliliklerde ne olur? Karı kocanın vazifeleri vardır. Görevleri vardır. En az üç ay boyunca Huriye ile evli kalacaksın, bu gerçek bir evliliktir. Sen anlayamadın mı” dedi sakallarını çekiştirirken. “Valla kusura bakmayın, tam anlayamadım. Nikah oldu, tamam. Üç ay sonra da boşanacağım kızınızdan. O süre boyunca ne olacak yani, nasıl bir şey bu anlamadım ki?” dediğimde Şeyh oflayıp pufladı. Elindeki kehribar tespihi çekerken, 
“Bak evladım, sen belli ki dini hükümler konusunda zayıfsın. Olabilir. Herkes bizim gibi olacak değil elbette. Senin anlamadığın şey bu gerçek bir evlilik, bunu çözemedin mi? Karı koca aynı evin içinde yaşayacaksınız, aynı sofradan yiyeceksiniz, aynı yatağı paylaşacaksınız!” dediğinde beynimde şimşekler çaktı birden. “Nasıl yani, bu nasıl iş Hocam? Kızınızla ben, yani, öyle şey olur mu, o Ramiz'le evlenmeyecek mi?” dedim. Şeyh sakalların örttüğü ağzında parlayan dişleriyle gülümsedi, 
“Evladım, Ramiz'le evlenecek ama bunun zamanı var. O zamana kadar da seninle evli kalacak. Belli ki Ramiz sana utandığı için anlatamamış durumu. Sen şimdi Huriye ile gerçekten evlendin, gerçek birer karı koca oldunuz. Bundan sonra en az üç ay boyunca sen nereye Huriye oraya, anladın mı? Şimdi karını al, evine götür. Karı koca ne yaparsa nasıl yaşarsa sen de onu yap, öyle yaşa!” dedi. Bir şey dememe izin vermeden de eliyle çıkmamı istedi. Odadan çıktığımda Ramiz yan odada sandalyede oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı, 
“Ne oldu, ne konuştunuz?” diye sordu elimi tutup. Fısıltılı bir sesle, 
“Ya Ramiz, senin Şeyhin bir şeyler dedi ama benim kafam almadı. Bak şimdi kardeş, ben senin karınla evlendim!” dediğimde sözümü kesip, 
“O artık senin karındır!” dedi. 
“İyi tamam, öyle olsun. Şimdi evlendim ben, adam diyor ki bana al karını götür, siz artık karı kocasınız diyor. Bu nasıl iş Ramiz?” dedim dişlerimi sıkarak. “Evet, doğrudur. Huriye ile sen karı koca oldunuz. Bu gerçek bir nikahtır. Ben sana söyleyemedim. Hem utandım hem de belki sen biliyorsundur diye sözünü etmedim. Şeyhimin dediği gibi en az üç ay boyunca evli kalacaksınız, bu işin kuralı bu!” dediğinde onu sarstım. 
“Ulan geri zekalı, adam aynı yatağı paylaşacaksınız dedi bana, bu ne demek, nasıl iş böyle?” dediğimdeyse yüzüme bakmadan, 
“Sinan bu işi daha fazla uzatma, kurallar açık, Şeyhim sana söylemiş, ne denmişse onu yapacaksın. Huriye yukarıda, onu alıp evine gidebilirsin!” dedi. “Ulan oğlum, ben bunu göstermelik bir şey sanıyordum, şimdi nasıl onu alıp eve götüreyim. Benim çocuklarım geliyor eve, onu görürlerse ne olacak? Hem sen nasıl bir adamsın lan? Karın benimle yatacak diyorum sana? Pezevenklik mi yapıyorsun sen?” dedim sinirle. Ramiz sağ elini ağzımın üstüne koyup bastırdı, 
“Tövbe de Sinan, o nasıl söz öyle? Dinimiz ne emretmişse ben onu yapıyorum, senden de yardım istedim. Böyle yapacağını bilseydim hiç konusunu açmazdım!” dedi. 
Ağzımdaki titreyen elini çekti. Sonra da bir şey demeden evden çıktı. Şahitlik yapan gençle adam da görünmüyorlardı. Anlaşılan evde Şeyh ve Huriye Hanımdan başka kimse yoktu. Ne yapacağım ne edeceğim diye düşünürken odanın kapısı açılıp Şeyh çıktı. Düşünceli halimi görüp, 
“Ne var ne oldu, sen niye hala gitmedin?” diye sordu. Ona konuyu olduğu gibi anlattım. Derin derin iç geçirdi, elindeki tespihi hırkasının cebine koyup, 
“Sen artık evli bir adamsın. Huriye de senin haremindir, helalindir. Çocukların ona bir şey derler diye korkuyorsan hiç korkma, o da artık onların anaları olmuştur. Şimdi karını al evine götür, bütün bunları da dert etme!” dedi. 
(Bu nasıl iş amına koyayım!) dedim içimden birkaç sefer. Sonra da Şeyhin bakışları arasında ahşap merdivenlerden yukarı çıktım. Kapısı açık odalardan birindeydi Huriye Hanım. Yatağın üstünde oturmuştu. Önünde iki tane büyük valiz vardı. Beni görünce ayağa kalktı. Küçücük aralıktan kahverengi parlak gözleriyle beni süzdüğünü görüyordum, bir şey demeden bir süre öylece kaldık. 
“Beraber gitmemiz gerekiyormuş. Yani benim evimde yaşayacakmışsınız artık. Ben bunu bilmiyordum, benim için de sürpriz oldu ama artık yapacak bir şeyimiz yok!” dediğimde, 
“Nasıl buyurulmuşsa öyle olacaktır elbette!” dedi fısıltılı bir sesle. Gene bir sessizlik oldu odada, ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü. “Bunlar mı eşyalarınız?” diyerek valizleri gösterince, 
“Evet!” dedi yine fısıldayarak. Valizleri kaptım, oldukça ağırlardı. Benim peşimden kendisi de siyah bir sırt çantasıyla deri çantasını alıp merdivenlerden indi. 
Şeyh kapının önündeydi. Huriye Hanım babasının elini öpünce ben de öptüm. Şeyhin yüzü gülüyordu şimdi. Omuzlarımdan tutup sarstı beni. 
“Artık sen de benim damadım oldun. Bundan sonra ne zaman istersen yanıma gelebilirsin. Huriye sana söyler nasıl yapacağını!” dedikten sonra da bizi evden yolcu etti. Sokağın başına kadar elimde valizlerle yürüdüm, Huriye Hanım da birkaç adım arkamdan geliyordu. Bu arada kalın, yüksek topuklu siyah ayakkabılar giydiğinden ‘Tak tuk!’ sesleri dar sokakta yankı yapıyordu. 
Geçen bir taksiyi durdurdum. Evin adresini söyledim. Yol boyu ne yapacağımı düşünüp durdum ama işin içinden çıkamıyordum. Evim büyük bir sitede 2+1 dairelerin olduğu bloktaydı. Komşuluk ilişkileri hemen hemen yok gibiydi. İki yıldır oturduğum binada tanıdığım tek kişi kapıcıydı. Kimse kimsenin hayatına karışmıyordu, bu iyi bir şeydi. Asansöre bindik. İlk kez bu kadar yakındık birbirimize. Huriye Hanım başını önüne eğmişti. Yüksek topukluları ile boyu hemen hemen benimle aynı hizaya gelmişti. Dokuzuncu kattaki daireme geçtik. Genelde düzenli, tertipli birisi olduğum için evde dağınıklık yoktu. Huriye Hanım'a küçük evin odalarını, mutfağını ve banyosunu gösterdim. 
“Güzelmiş!” dedi sadece. Yatak odasına valizlerini koydum, kendisi de odaya geçtikten sonra kapıyı kapattı. Salona geçip oturdum koltuğa. Çocukluk arkadaşıma yardımcı olmak için bir işe girmiştim ama işin ucu hiç tahmin edemediğim noktalara gelmişti. Göstermelik bir nikah olacak sanmıştım, oysa şimdi yatak odasında eski karısı vardı, benim de yeni karımdı. Çocuklarıma durumu nasıl açıklayacaktım. Büyüğü 10 küçüğü 6 yaşındaydı. Anneleri ile biraz problemli ayrılmış olsam da halen görüşmeye devam ediyordum. Sonuçta iki çocuğumun annesiydi. Çocukları iki haftada bir Cumartesi günleri alıyor, beraber gezip eğleniyorduk. Ama arada eve de getiriyordum. Şimdi gelip Huriye Hanımı görürlerse ne olacaktı? Yanıtsız sorular kafamda gidip gelirken yatak odasının kapısı açıldı. Az sonra da Huriye Hanım göründü. Başka bir şekle, başka bir kimliğe bürünmüştü şimdi. 
Üstündeki çarşafını çıkarmıştı. Uzun ve dar siyah bir etekle kırmızı göğsü açık, kısa kollu bluz giymişti. Şişkin memelerinin derin çatalı meydandaydı. Ayaklarında siyah file çoraplar vardı. 
Çıplak bembeyaz göğsü ve kolları ile ayakta duruyordu. Saçlarını da açmıştı, sırtına inen uzun siyah saçlarını arkadan atkuyruğu yapmıştı. Onu böyle görünce heyecanlandım. Ayağa kalkıp oturmasını istedim, ben de yeniden oturdum. 
Ramiz'in eski karısı tam bir afet-i devrandı. Ama artık benim karım olmuştu. Ve gerdeğe girme zamanı gelmişti…
*** Devamı ***
117 notes · View notes
16yazplaka · 6 years ago
Photo
Tumblr media
33 notes · View notes
16yazplaka · 7 years ago
Photo
Tumblr media
EMEL
68 notes · View notes
16yazplaka · 7 years ago
Photo
Tumblr media
“Yaaa Onur napıyoruz biz burada yaa”
“Of devam et karıcım bozma”
“Emim misin kocacım, aaa otuzbir çekmeye başladın mı hemen haha“
49 notes · View notes