266 notes
·
View notes
10 notes
·
View notes
köksüzüm. ilk rüzgarda uçacak kadar bağlı değilim hiçbir şeye.
460 notes
·
View notes
özlersen, gelemezsen ve giderse ağrına, gurur bu sevda dinlemez, tutarsa başından bir ağrı, dokunursa bir yanına, ben sana ömrümü veririm ama yüzüne öyle kayboluyor gibi bakamam artık.
8 notes
·
View notes
beni unutmuş olma ihtimalin bir yerlerde kaburgamı sızlatıyor.
411 notes
·
View notes
çiçeğim, sürecine güven zamanına gereken saygıyı göster. hiçbir şeye geç kalmadın, kaybolmadın bulunmak için çırpınan bir çift göz ile her şeyin ortasında kalmış gibi hissetme. sadece kendi hızındasın, sen zaten olmak istediğin birisin olmaktan korktuğun biri değil. kendin olduğun için üzülme, en çok aradığın bir şeyi bulmak için yeterince şey yapmamış gibi hissediyor olabilirsin başarmak istediğin her şey için yeterince şey yapmamış gibi hissediyor olabilirsin sorun değil. unutmayı bile düşündükleri bir dünyaya gülümsemekten vazgeçme.
30 notes
·
View notes
bir ayrılık,
bir yoksulluk,
bir ölüm.
657 notes
·
View notes
“az eşya, loş ışık.
ihtiyacımız olan tek şey alçak bir yatak, bir buçuk kişilik.
tek kişilik olsa sığmayız, iki kişilik olsa uzak kalırız.“
4K notes
·
View notes
kapı eşiğinde bulduğu yaralı kuşa bile merhamet gösteren sen değil miydin, bunca yara bere içindeki bana, ne bu acımasızlığın.
278 notes
·
View notes
“bir şeyleri akışına bırakmaktan yoruldum.
gidip birilerini öldürmek,
birilerinin yüzüne tükürmek,
birilerine sımsıkı sarılmak istiyorum.”
883 notes
·
View notes
bir bakışın bin şiir eder
ama
bin şiir bir bakışın etmez.
3K notes
·
View notes
durmadan aşağı atlıyormuş gibi hissediyorum. bazen mutluyum. bazen değil. kafamın içi berbat. korkunç. bir şeye çarpıp artık durmak istiyorum.
2K notes
·
View notes
yalnız olduğunu söylüyorsun, ama bütün dünyayı reddediyorsun.
285 notes
·
View notes
bir çiçeğe her gün bir damla su verirmişcesine yaşatmaya çalıştın beni. denemedin desem yalan, yaşattın desem yalan. beni bir ölümün koynuna sokup öleceğim dedirttin bana. her gün verdiğin bir damla suyla öldürmedin beni. bir ıstırap yaşatıp çıkış yollarını kapattın. kapıya vurduğun zincirler şimdi bileklerimi kesiyor. kan revan hâldeyim ama vereceğin bir damla suya da muhtacım.
60 notes
·
View notes
önümdeki küllük dolmaya yüz tutmuşken oysa anlatacak daha çok şeyim varken doluyor gözlerim. ben iki çift söze ağlamam normalde, bilirsin. ama iki çift sözü bıçak yapmışsın, beni ağlatmaya yemin etmişsin. ben şimdi satırlarca yazmayı iyi bilirim. ama satırların tek kelimesi dâhi yanaşmayacak canına bunu da bilirim. ben şimdi bir kahve yaptım kendime, gözlerimden süzülen yaşların eşliğinde. ben şimdi bir sigara yaktım acıma. canımda sönsün diye. ben konuşamıyorum daha fazla ama sen anla. n'olursun.
48 notes
·
View notes
bugün günlerden ne, hangi saatteyiz, ben uyanalı ne kadar oluyor bilmiyorum. karşımda kaçıncı kez gözyaşlarına boğuldun, bilmiyorum. benim içim hiç acımadı ama. bak, ben bunu biliyorum. ne gözlerim doldu ne de elim ayağıma dolandı. ben susmadım. belki de uzun zaman sonra ilk defa. ama yakıp yıkmadım da. sesim fısıltıyı andırırcasına sessizdi. ama biliyordum, beni duyduğunu. hatta kapının ardında duran bedenin bile beni duyduğunu. sessizdim ama işin aslını istersen çığlık çığlığaydım. içimde kopan bir fırtına vardı ve ben bunu yeni anlıyorum. içimde çığlık atan bir kız çocuğu vardı ve ben bunu yeni fark ediyorum. şimdi, küçük balkonumda usulca bir sigara yakıyorum. yanmayı dilemiyorum. yanacak kadar yandığımı anladım. sessiz usulca yitip gidiyorum. olay yalnızca bundan ibaret.
sen buna ne dersen de. ben, vazgeçiş diyorum.
22 notes
·
View notes
benim bir yerim yurdum vardı, sen bana bir şehri dar ettin. burası da bu kadar işte
359 notes
·
View notes