a-y-i-s-i-g-i
a-y-i-s-i-g-i
627 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
a-y-i-s-i-g-i · 3 days ago
Text
Yaklaş; suda bir tohum çatlatıyor gölgeni
O mecnun pervaneler görmüş rüyada seni
Ve ben, yasak meyvenin çürüdüğü daldayım
Okyanuslara kırgın deli bir kumsaldayım
Yaklaş; mağrur savaşçı sadağında ölmeden
Elif lam ülkesini kaf ikiye bölmeden
Yaklaş ki; nağmeleri kan tutuyor şarkının
Yine viran olmasın minnet burcu korkunun
O gün siyah köprüye ağıt yakan kediler
Seninle göğe giden yolları görmediler
Yürü ıssız köşenin en vefalı yerine
Yürü henüz gelmeyen bir günün mahşerine
Kararmayan gündüzün kalbinde sûra yaklaş
Kır bütün zincirleri ey hayal, nûra yaklaş
Nurullah Genç
3 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 2 months ago
Text
"benim dilim çiçek dermek üzere eğilip kalkan bir gövdenin yumuşaklığına, dalgalanışına ulaşmalı."
Bilge Karasu
Tumblr media
2 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 2 months ago
Text
15.06.2025 🪁
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!
Hüseyin Nihal Atsız
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 2 months ago
Text
Bazı güzellikleri ve incelikleri görmeye gözümüz yetmez. Gönül işte bunun için vardır.
İbrahim Tenekeci
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 2 months ago
Text
Allah'ım neşemi hiç soldurma,
her yaşımda böyle cıvıl cıvıl olayım.
Çiçeklerin başını okşayarak ve kuşlara selam vererek yürüme özelliğimi,
inançlarımı ve her daim senden ümit kesmeyen yanımı koru.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 3 months ago
Text
Yuva dediğin neresiydi?
Doğduğun yer ya da doyduğun…
Sevdiğin sevildiğin…
En büyük mutsuzluğunda asla yalnız olmadığını bildiğin…
Ya da en çok mutlu olduğun…
Yuva sevginin olduğu yer demek.
Olduğun gibi var olduğun ve oradan sevildiğin bir yer.
Tumblr media
1 note · View note
a-y-i-s-i-g-i · 3 months ago
Text
“yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!”
Erdem Beyazıt
2 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 3 months ago
Text
"Bugün kalan ömrümün ilk günü 🌹
Bugün, takvimde sadece bir sayfa değişmiyor, aynı zamanda ruhumun seyrinde yeni bir perde açılıyor. Zaman, akreple yelkovanın hareketinden ibaret değil, zuhur eden, öğretici ve dönüştürücü bir nehir gibi akıyor. Ömür, bize sunulmuş bir emanet, nefeslerimiz ise ilahi tecellinin birer nişanıdır. Her yeni yaş, bir muhasebe kapısıdır. Geçen yıllar, neyi kaybettiğimizi değil, neyi kazandığımızı anlamak içindir. İnsan sadece geçmişiyle değil, ona nasıl anlam verdiğiyle şekillenir.. Her deneyim, iç dünyamızda derin izler bırakmakla beraber kimimiz bu izleri yük olarak taşır, kimimiz ise onlardan bir hakikat ve mâna haritası çizer. “Kendini bilen Rabbini bilir” hikmeti, her yaşta yeniden doğmayı, her tecrübede yeni bir farkındalıkla uyanmayı öğütler. Bu yeni yaşımda, daha fazla teslim olmayı, daha çok tefekkür etmeyi, sessizliği, uzleti ve hikmet penceresinden bakmayı dilerim.
Tumblr media
Niyetim, zahirî zamana değil, bâtınî derinliğe yolculuk etmektir. Çünkü biliyorum ki, insanın gerçek dönüşümü dış dünyada değil, iç dünyasında gerçekleşir. Her nefes bir farkındalık, her an bir emanet ve her insani temas bir imtihandır…
Öyleyse, ömrün yeni kapısında, kalbimi daha fazla aşkla, ruhumu daha fazla sabırla ve aklımı daha fazla hikmetle yoğurmayı diliyorum.
Bugün, verilen tüm nimetlere şükürle… Bugün, varoluşun sırrına bir adım daha yaklaşma duasıyla…Ömür, hakikati arayanlar için bir seyr-i sülûktur. Tıpkı bir ruhun kendini tanıma serüveni gibi… Rabbim, bu yolculuğumu mana ile bereketlendirsin."
1 note · View note
a-y-i-s-i-g-i · 6 months ago
Text
Allah'ım bize doğru zamanda, doğru yerde, doğru kapıları aç. Yorgun düşen gönlümüze inşirah ver. Küle dönmüş bahçemizde çiçekler açtır. Hayırlar içinden en hayırlısını bize nasip et. Yürüdüğümüz yolları güzelleştir. Kalbimizdeki niyetleri gerçekleştir. Yüreğimize şifa ver. Çehremize sayısız tebessümler serp. Bizi senden gelen mucizelerle müjdele.
Amin..
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 6 months ago
Text
En iyi bildiğim yerden, umutla... 💜
11.02.2025
Tumblr media Tumblr media
Çok yakın güzel günler, bir kez daha ufka bak..
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 6 months ago
Text
"hep yaptığımız gibi, bugün de yapabileceğimiz tek şey devam etmek. yarım yamalak, eksik gedik, bölük pörçük. bir devam etmek yazılmış alnımıza yaşıyoruz. ne kimse nasıl devam ettiğimizle ilgileniyor ne biz hala nasıl olup da devam edebildiğimizi biliyoruz.
en iyi bildiğimiz yerden, umutla..."
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 6 months ago
Text
Elbette Rabbim,
İnsanın sınav üzere yaratıldığını senin Kelâm-ı Kadim’inden öğrendim.
Gerçeğin yolu bir, aklın yolu aynı taşlarla döşeli. Demem o ki romanlarda da gördüm aynı şeyi. Jean Valjean’ın kalbinin iyi ile kötü arasında bir savaş alanı olduğunu hem de pek güzel anladım. Dr. Faust’u, şeytanla melek, iyiyle kötü, vicdanla haz arasında çözümlemem hiç de zor olmadı.
Hattâ pek parlak sözler de döküldü ağzımdan yeri gelince. İnsanın kötülüğü seçmeye gücü olduğu halde iyiyi seçmekle insan olduğunu cümleye çevirebildim meselâ. Onun neden eşrefü’l-mahlûkat olduğunu anlamaya da erdi şu aklım.
“Öyleyse neden?” Bu soru bırakmasa da peşimi, bir neden’i anlamak için koskoca kitaplar yazdım. Çürüttüm dirseklerimi.
Bildim yani bilinmesi gerekeni.
Ama yaşamaya sıra gelince adamakıllı tökezledim.
Hiçbir şeyi görmezden gelemedim. Niyet etsem bile hiçbir şeyin üstünden geçip gidemedim. Neye dokunduysam bir parçam kaldı onda. Tamamını hatmettim, ne dokunduysa bana. Didik didik etmek benim âdetimdi.
“Yanmakta derman” filân da bulmadı benim gönlüm. Çünkü benim yanmam o yanmalardan değildi. Ne kaçtığımdan kurtuldum ne koştuğum buldu beni.
Ne zaman belimi doğrultsam “Bir muhalif rüzgâr esti”. Ne zaman bir cennet resmi görsem kanın gölgesi ona eşlik etti. İlk cinayet daha ilk kuşakta işlenmişti.
O büyük ahidden nasıl döner insan? Buna şaşmakla uğraşırken, hayret! Bir de baktım ki ben de ahdinden dönenlerdenmişim. Bende, hem Habil’in hem Kabil’in gözleri.
Ne zamandır düz cümlelere heves etsem de bir çetrefil gelip dilimde yuvalanıyor.
Rabbim, yalınlık sevince mahsus, bu zor başka türlü anlatılmıyor.
Nazan Bekiroğlu / Fasl-ı Zor
Tumblr media
3 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 7 months ago
Text
Hayatla aramı iyi tutmamı sağlayan bir şey, nergis çiçeği. Umut gibi, bahar gibi..
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yılın bir ayı var ama zihnimde taşıyabiliyorum kokusunu, renklerini ve tüm bunların bende yarattığı hisleri.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bağlanmak da böyle bir şey. Nesne sürekliliği oluşur zihninde ve sevgi uyanır kalbinde...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 7 months ago
Text
Allah'ım bana içimdeki zehri akıtana kadar bağıra bağıra ağlamam için müsade et,
bu bir isyan değil, olmuş olana karşı çıkmak değil,
sadece çok üzgünüm ve bunu akıtmam lazım.
Tumblr media
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 7 months ago
Text
Kimi zaman hiç uyunmamış geceler ertesinde, pazartesiler cuma oluyor, cumalar pazartesi.
Aylar geçiyor, değişiyor mevsimler; hiç yaşanmamışlar gibi.
Oysa ne çok sene birikti ardımda.
Bilmiyorum ki, birikecek mi bir bu kadar daha?
Ardıma dönüp bakıyorum da, dallarımı kıran rüzgârları bile affetmişim ama, bir kendime uzanamamış elim.
Yastıklarım kuş tüyüymüş de, ağır gelmiş düşüncelerim.
Biriktirdiğim keşkeler, ardımdan bile söylenmeye yetermiş.
Bütün heveslerim, genellemelerin içinde yitip gitmiş.
Oysa ne çok cümlem vardı benim.
Her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayalim.
Biliyorum, bu kadar kırılgan olmayı kaldırmıyor hayat.
Her tökezleyişte kendi içine saklanınca, sıvazlamıyor sırtını.
Pencere önü çiçekleri değiliz ki, anlayışlı bir el alıversin bir çırpıda içeri.
Hadi aldı diyelim, gün ışığı olmadan ne kadar yaşanır ki?
                                                               Ahmet Haşim
Tumblr media
4 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 7 months ago
Text
Keyifle okuduğum evli bir kadın kullanıcı içinden geçenleri yazmış. Bir başkası anonimden sormuş. Diyor ki: “evli, okuyan, çalışan kadınlar da ev hanımı olmuyor mu?” üslubu düzgün ama bu giriş cümlesini okuyunca istemsizce gerildim, bir sigara yaktım.
Sigara demişken geçen bana da “kız dediğin sabun kokar, parfüm kokar, leş gibi sigara kokmaz” minvalinde bir şeyler denmişti. Erkek kokunca problem yok gibi :D
Ev işleri neden sadece biz kadınların sorumluluğu gibi görülüyor ya hu? Misafir ağırlama hazırlığı neden sadece bizden bekleniyor mesela? Velev çalışmıyoruz. Modumuz düşük. Yemek yapmama hakkımız yok mu? Ama dışarıdan söyleriz ama evde yaşayanlardan biri hazırlar. Hani evde hep birlikte yaşıyoruz ya… Bir gün hiçbir şey yapmadan yatamaz mıyız? Sırf içimizden gelmediği için. Çoğu kadın yatamaz biliyor musunuz… Ertesi gün yapması gereken işlerin katlanacağını bilir. Ev işi nankördür, göze görünmez. Sürekli yaparsın, bitmez!
Sözü “erkolar” diye bitirip hedef göstermek için değil bu yazı, mevzu o değil. Asıl sıkıntı kadınların bunu birbirine yapması. Birbirimizi yargılamayı yaftalamayı çok seviyoruz. Hepimizin bireysel şikayetleri var, kırıklarımız, şikayetlerimiz. Lafa gelince durumu düzeltmeye teşneyiz ama icraat fecaat. Ofise makyajsız gelen mesai arkadaşını görüp ayyy hasta mısın diye soran kadına, hayır bugün makyaj yapmak istemedim diyen canım kız kardeşim yüreğinden öperim.
İyi niyet maskesi altında söylenen kötü ifadelerden de bıktım. Zayıflarsın, erimişsin hasta mısın… Kilo alırsın, yarma gibi oldun falan. Bir sürü örnek.
Birbirimizin yurdu olacakken kurdu oluyoruz özetle.
Kızgınım, üzgünüm…
Not: Soru işareti yerine bir sürü üç nokta kullandım, farkındayım.
21 notes · View notes
a-y-i-s-i-g-i · 7 months ago
Text
Rabbim,
Bir mevzu var konuşmamız lazım;
Kederimin başına bir iş geldi
Ve ben ne yapacağımı bilemiyorum.
-Sözü uzatmak israf sayılmasın n’olur-
Cümleye nereden başlarsam başlayayım
Yüklemi ayrılık oluyor.
Bazen kendimi çekiştirmekten utanıyorum.
En son az önce öldüm.
Ölüsüne yabancı toprak,
Toprağına dargın gövde,
Gövdesine kırgın dallar,
Dalına küskün rüzgâr,
Belki beni en iyi bu tanımlar.
Tamiri caiz mi bilmem,
İçimde incinen bir telaş var…
Rabbim,
Susmak, pahalı bir eylem
Konuşsak biraz.
Hüznümün başına bir şiir geldi.
Unuttuğum bir yanım kanadı az önce.
Ve abdestsizim üstelik.
Ettiğim tövbelerden şüpheliyim.
-Bedenimin sıkıntısı pişmanlık sayılsın n’olur-
Sen ol dersen,
Sözüm şiir
Şiirim dua
Duam makbul olur.
Rabbim, sözün burasında o’na seslenmek istiyorum;
Yüzümde vişneçürüğü bir alışkanlığı taşıyorum;
Hep seni düşünüyorum, hep seni düşünüyorum...
Rabbim,
Dilimdeki efkârın konforundan korkuyorum.
Biraz konuşsak diyorum.
Kimse oturup ağlamıyor merdivenlerin iç çekişine.
Ve ben durmuş merdivenleri düşünüyorum.
-Düşünmek şükürden sayılsın n’olur-
Şükür demişken onu şiirin sonuna saklasam?
Sen saklımı da bilirsin,
Ruhuma zehirli uğultular yürüdü.
Huzurumun eti acıdı.
Yer ve gök yer değiştirdi.
Delirdi şehir, tuştu kanı vedanın.
Her şey bir ayrılık terimi ve yorgun deyimler kollarımda.
Rabbim, hesap sormak gibi olmasın ama
Bazısına gitmeyi yakıştıransın,
Yürüdü ağır aksak adımları
Ve ben kıskandım bütün kilit taşları.
Müsaaden varsa ona seslenmek istiyorum;
-Şükreden kelimeler vardır.
Sen bir kelimenin şükrüsün.-
Yüzümde uzayıp giden bir düşü taşıyorum;
Hep seni düşünüyorum,
Hep seni düşünüyorum…
Barış Cem Kaya
Tumblr media
3 notes · View notes