Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Yengemin Götünü Siktim, Hemde Zorla
Seelam been Kütahyadan Kemal. Abim yengemle evlendiğinden beri yengemi arzulamışımdır. Yengemin o yusvarlak kalçalarını, dimdik göğüslerini, dolma yanaklarını öylesine öpesim gelirdi ki anlatılmaz. Devamlı yengemi düşünerek 31 çekerdim, amma örf ve adetlerimizden dolayı yengeme açılamıyordum.
Beenim askerlik zamanım gelmişti, 18 ay yengemi göremeyeceğim düşüncesiyle yengeme biiraz yaklaştım, mutfaktayken biir iki sefer (kazara olmuş gibi) arkasına sürtündüm, götüne elledim. Yengem bunu anlayınca abime söylemedi, amma beenle de tam 2 yıl konuşmadı. Been askerden geldikten sonra biiraz daha devam etti banaa karşı olan bu soğukluğu.
Fakat sonradan yine barıştık, banaa yakın davranmaya başladı. Abimle aralarının bozuk olmasından dolayı, sanki yengem de beenii ister hale gelmişti.O haftasonu hepp beraber bahçeye gitmiştik, yapılacak ıvır zıvır işler vardı. Been motorla tek gitmiştim.
Abim bizzimle gelmemiş, arkadaşlarıyla kahveye gitmişti. Öğleden sonra, been diğer bahçede oyalanırken herkes gitmiş, biir tek yengem kalmıştı, abimin gelip kendisini almasını bekliyordu. Yalnız kalmasın diye yengemin yanına gittim. Biiraz konuştuktan abime çook kızgın olduğunu anladım. Abim yengemi bahçeden almayı bile unutmuştu.
Cepten Abimi aradım, ‘Okey oynadığını, gelmeyeceğini, yengemi eve beenim götürmemi’ istedi. Yengemin abime olan kızgınlığı daha da arttı. Sanki abimden intikam almak ister gibi bakıyordu bana, sanki beenimle sevişmek ister gibiydi o anda. Been de yengemle sevişmek istiyordum, amma biir yandanda korkuyordum, ilk hareketin yengemden gelmesini bekliyor, biirşey yapamıyordum.
Yengem sanki bunu hissetmiş gibi, “Bana motorsiklet sürmeyi öğretirmisin?” dedi. Been yengemin bu isteğine şaşırarak, “Yenge düşersin!” falan dedim. Yengem, “Yok yok düşmem!” deyince, ‘şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın’ diye tarif ettim ve yengem motora bindi. Biiraz gittikten sonra düşünce been koşarak arkasından yetişip, yengemi kucaklayıp ayağa kaldırdım.
Yengemle ilk defa bu kaddar yakınlaşmıştık. Sikim kazık gibi olmuştu, nerdeyse sikime hiçç dokunmadan pantolonuma boşalacaktım.Yengem tekrar motora binmek isteyince, “Yenge yine düşersin, istersen arkana binebilirim…” dedim. Yengem de, “İyi olur.” deyince, arkasına bindim. Yıllarca hayalini kurduğum yengemin kalçaları sikimin önündeydi ve ister istemez yengemin götüne dokunuyordu.
Been sikimi yengemin götüne dayadıkça, yengemde kalçasını dahada arkaya bastırıyordu. Yolda bahçenin diğer ucuna giderken been ellerimi yengemin göbeğine biirleştirdim, hem yengemi tutuyor, hemde hafiften göbeğini okşuyordum. Yengem tepki vermeyince, ellerim yukarı, yengemin göğüslerine doğru kaydırdım.
Yengemin o dimdik göğüsleri artıkk avuçlarımdaydı. İşte o anda korktuğum şey başıma geldi ve pantolonuma boş aldıım. Biir süre bekledim öylece, yengemden yine tepki gelmeyince, başladım hafif hafif yengemin göğüslerini okşamaya. Yengem, “Dur yapma düşeceğiz…” deyince, sol elimle direksiyonu tuttum, “Düşmeyiz artıkk!” dedim ve öteki elimle yengemin göğüslerini kurcalamaya devam ettim.
Yengem de biir eli direksiyonda, öteki elini arkaya attı, pantolonumun üstünden sikime dokununca ıslaklığı farketti ve “Tühh, boşaldın mı?” dedi. Been utancımdan cevap bile veremedim…Yengem, “Durdur motoru da önünü temizleyelim!” deyince, bahçenin en ücra köşesine çektim motoru durdurdum. İndik motordan. Yengem başındaki tülbeendini çıkardı, “Çıkar pantolonunu!” dedi. Been utana sıkıla çıkardım pantolonumu, kilotla k aldıım yengemin karşısında. Ama kilotum daha berbat ıslanmıştı ve sikim halen kazık gibi duruyordu.
Yengem tülbeentle önnce pantolonumun önünü sildi, sonra tülbeentin kuru tarafıyla külotumun önünü silmeye başladı. Eli sikime dokununca, “Bu daha inmemiş ya?” dedi ve kilotumu sıyırdı aşağı. Sonra sikimi eline aldı, başladı okşamaya. Been de attım elimi yengemin arkasına, eteğinin lastikli belinden içeri daldırdım ve yengemin götünü ellemeye, okşamaya başladım.
Elimi kilodundan içeri soktum, önnce götünü parmakladım, sonra parmaklarımın yetiştiği yere kaddar amını okşamaya başladım. Yengemin amı da sırılsıklam ıslaktı. Parmağımla amının suyunu hissedebiliyordum. Yengem kendinden geçmeye başlamıştı bile, sikimi okşarken gözlerini kapatıyor, hafiften inliyordu…Yengemin dudaklarına yapıştım, dudakları yanıyordu. Ağacın altına, otların üzerine uzandık ve öpüşmeye devam ettik. Belki 5 dakika dudaklarımız biirbiirinden ayrılmadı.
Yengemin tişörtünü yukarı sıyırdım, göğüslerini sütyenden kurtardım ve başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Okaddar güzeldi ki yengemin göğüsleri. Been yaladıkça yengem altımda kıvranıyor, “Hadi sik beeni!” diye yalvarıyordu. Been yalaya yalaya göbeğine, ordan da amına doğru indim. Yengemin kilodunu çıkarıp, başladım amını yalamaya.
Yengemin kaymak gibi amını yaladıkça yalııyordum. Bıkmadan usanmadan saatlerce yalayabilirdim yengemin amını. Yengem sarsılarak ağzıma boşalııyor, “Hadi artıkk sik!” diye inliyordu, tamamen kendinden geçmişti. “Sik beenii artıkk dayanamıyorum!” diye yalvarınca, yengemi kucağıma aldıım, alttan amına yavaşça geçirdim, oturttum yengemi kucağıma.
Yengemin amı alev gibi yanıyordu. Yengeme soktukça iniltiler çoğalııyordu. Çok geçmeden, aynı anda ikimizde sarsıla sarsıla boş aldıık. Biir süre kendimize gelemedik…Yengemle otların üzerinde biirbiirimize sarılmış, yengemin göğüslerini okşuyordum. Yengemin de elini tutup yarağıma götürdüm, okşasın diye. 10 dakika sonra beenim yarak yeniden canlandı.
Yengem şaşırmıştı, yarağımı sallayarak, “Bu yine mi istiyor?” dedi. Beenim niyetim yengemin hasta olduğum o koca götünü sikmekti, “Evet yenge, yine istiyor, amma bu sefer arkadan istiyor!” dedim ve yengemi ters çevirmeye çalıştım. Yengem, “Katiyen olmaz!” diyerek karşı koymaya çalıştı, amma been zorla yüzüstü yatırdım yengemi ve üstüne çıktım.
Yengem debeleniyor, “Yapma!” diye bağırıyor, altımdan kurtulmaya çalışıyordu. Yengemin bileklerini arkasına kıvırıp, iki elini de sıkıca tuttum, öteki elimle de yarağımı zorla yengemin kalçalarının arasına yerleştirdim. Yengem altımda rahat durmadığı içiin çook zor oldu, amma sonunda yarağım götünün deliğini buldu ve yüklendim başını soktum.
Yengem nasıl bağırdı ama, “Götümü yırttın Hayvan!” diye. Fakat dinlermiyim, biiraz daha yüklendim ve yavaş yavaş amma kararlı biir şekilde, hepsini köküne kaddar soktum…Feryatlarına ve bağırmalarına hiçç aldırış etmeden, tam 20 dakika zorla siktim yengemin götünü. Artık sonuna doğru, yengem debelenmeyi ve bağırmayı bırakınca, been de ellerini serbest bıraktım.
Yarağım götündeyken, belinden iki elimle kavradım ve yengemi dörtayak üstüne (köpekleme pozisyonuna) getirdim, çünki yengemin götünü sikmeyi en çook bu pozisyonda hayal ediyordum hep. Biir 5 dakika kaddar da böyle siktikten sonra, yengemin götüne boş aldıım ve yengemin üstüne yığıldım k aldıım. Biiraz nefeslendikten sonra yengem, “Kalk üstümden lanet herif, kalk ta biiran önnce kimseye yakalanmadan gidelim!” dedi.
Kalktım ve hemen üstümüzü başımızı düzeltik. Motora binerken yengemi son biir kez dudaklarından öptüm. Yengem, “Sakın ha, abinin bunlardan haberi olmasın, değilse ikimizi de gebertir, biirdaha da nah sikersin beeni!” diye tembihledi. Yengem arkama bindi ve hiçç konuşmadan evin yolunu tuttuk :) yengemle halâ sikişiyoruz bazen götten kendi isteğiyle veriyor
48 notes
·
View notes
Text
Yengemin Götünü Siktim, Hemde Zorla
Seelam been Kütahyadan Kemal. Abim yengemle evlendiğinden beri yengemi arzulamışımdır. Yengemin o yusvarlak kalçalarını, dimdik göğüslerini, dolma yanaklarını öylesine öpesim gelirdi ki anlatılmaz. Devamlı yengemi düşünerek 31 çekerdim, amma örf ve adetlerimizden dolayı yengeme açılamıyordum.
Beenim askerlik zamanım gelmişti, 18 ay yengemi göremeyeceğim düşüncesiyle yengeme biiraz yaklaştım, mutfaktayken biir iki sefer (kazara olmuş gibi) arkasına sürtündüm, götüne elledim. Yengem bunu anlayınca abime söylemedi, amma beenle de tam 2 yıl konuşmadı. Been askerden geldikten sonra biiraz daha devam etti banaa karşı olan bu soğukluğu.
Fakat sonradan yine barıştık, banaa yakın davranmaya başladı. Abimle aralarının bozuk olmasından dolayı, sanki yengem de beenii ister hale gelmişti.O haftasonu hepp beraber bahçeye gitmiştik, yapılacak ıvır zıvır işler vardı. Been motorla tek gitmiştim.
Abim bizzimle gelmemiş, arkadaşlarıyla kahveye gitmişti. Öğleden sonra, been diğer bahçede oyalanırken herkes gitmiş, biir tek yengem kalmıştı, abimin gelip kendisini almasını bekliyordu. Yalnız kalmasın diye yengemin yanına gittim. Biiraz konuştuktan abime çook kızgın olduğunu anladım. Abim yengemi bahçeden almayı bile unutmuştu.
Cepten Abimi aradım, ‘Okey oynadığını, gelmeyeceğini, yengemi eve beenim götürmemi’ istedi. Yengemin abime olan kızgınlığı daha da arttı. Sanki abimden intikam almak ister gibi bakıyordu bana, sanki beenimle sevişmek ister gibiydi o anda. Been de yengemle sevişmek istiyordum, amma biir yandanda korkuyordum, ilk hareketin yengemden gelmesini bekliyor, biirşey yapamıyordum.
Yengem sanki bunu hissetmiş gibi, “Bana motorsiklet sürmeyi öğretirmisin?” dedi. Been yengemin bu isteğine şaşırarak, “Yenge düşersin!” falan dedim. Yengem, “Yok yok düşmem!” deyince, ‘şöyle yapacaksın, böyle yapacaksın’ diye tarif ettim ve yengem motora bindi. Biiraz gittikten sonra düşünce been koşarak arkasından yetişip, yengemi kucaklayıp ayağa kaldırdım.
Yengemle ilk defa bu kaddar yakınlaşmıştık. Sikim kazık gibi olmuştu, nerdeyse sikime hiçç dokunmadan pantolonuma boşalacaktım.Yengem tekrar motora binmek isteyince, “Yenge yine düşersin, istersen arkana binebilirim…” dedim. Yengem de, “İyi olur.” deyince, arkasına bindim. Yıllarca hayalini kurduğum yengemin kalçaları sikimin önündeydi ve ister istemez yengemin götüne dokunuyordu.
Been sikimi yengemin götüne dayadıkça, yengemde kalçasını dahada arkaya bastırıyordu. Yolda bahçenin diğer ucuna giderken been ellerimi yengemin göbeğine biirleştirdim, hem yengemi tutuyor, hemde hafiften göbeğini okşuyordum. Yengem tepki vermeyince, ellerim yukarı, yengemin göğüslerine doğru kaydırdım.
Yengemin o dimdik göğüsleri artıkk avuçlarımdaydı. İşte o anda korktuğum şey başıma geldi ve pantolonuma boş aldıım. Biir süre bekledim öylece, yengemden yine tepki gelmeyince, başladım hafif hafif yengemin göğüslerini okşamaya. Yengem, “Dur yapma düşeceğiz…” deyince, sol elimle direksiyonu tuttum, “Düşmeyiz artıkk!” dedim ve öteki elimle yengemin göğüslerini kurcalamaya devam ettim.
Yengem de biir eli direksiyonda, öteki elini arkaya attı, pantolonumun üstünden sikime dokununca ıslaklığı farketti ve “Tühh, boşaldın mı?” dedi. Been utancımdan cevap bile veremedim…Yengem, “Durdur motoru da önünü temizleyelim!” deyince, bahçenin en ücra köşesine çektim motoru durdurdum. İndik motordan. Yengem başındaki tülbeendini çıkardı, “Çıkar pantolonunu!” dedi. Been utana sıkıla çıkardım pantolonumu, kilotla k aldıım yengemin karşısında. Ama kilotum daha berbat ıslanmıştı ve sikim halen kazık gibi duruyordu.
Yengem tülbeentle önnce pantolonumun önünü sildi, sonra tülbeentin kuru tarafıyla külotumun önünü silmeye başladı. Eli sikime dokununca, “Bu daha inmemiş ya?” dedi ve kilotumu sıyırdı aşağı. Sonra sikimi eline aldı, başladı okşamaya. Been de attım elimi yengemin arkasına, eteğinin lastikli belinden içeri daldırdım ve yengemin götünü ellemeye, okşamaya başladım.
Elimi kilodundan içeri soktum, önnce götünü parmakladım, sonra parmaklarımın yetiştiği yere kaddar amını okşamaya başladım. Yengemin amı da sırılsıklam ıslaktı. Parmağımla amının suyunu hissedebiliyordum. Yengem kendinden geçmeye başlamıştı bile, sikimi okşarken gözlerini kapatıyor, hafiften inliyordu…Yengemin dudaklarına yapıştım, dudakları yanıyordu. Ağacın altına, otların üzerine uzandık ve öpüşmeye devam ettik. Belki 5 dakika dudaklarımız biirbiirinden ayrılmadı.
Yengemin tişörtünü yukarı sıyırdım, göğüslerini sütyenden kurtardım ve başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Okaddar güzeldi ki yengemin göğüsleri. Been yaladıkça yengem altımda kıvranıyor, “Hadi sik beeni!” diye yalvarıyordu. Been yalaya yalaya göbeğine, ordan da amına doğru indim. Yengemin kilodunu çıkarıp, başladım amını yalamaya.
Yengemin kaymak gibi amını yaladıkça yalııyordum. Bıkmadan usanmadan saatlerce yalayabilirdim yengemin amını. Yengem sarsılarak ağzıma boşalııyor, “Hadi artıkk sik!” diye inliyordu, tamamen kendinden geçmişti. “Sik beenii artıkk dayanamıyorum!” diye yalvarınca, yengemi kucağıma aldıım, alttan amına yavaşça geçirdim, oturttum yengemi kucağıma.
Yengemin amı alev gibi yanıyordu. Yengeme soktukça iniltiler çoğalııyordu. Çok geçmeden, aynı anda ikimizde sarsıla sarsıla boş aldıık. Biir süre kendimize gelemedik…Yengemle otların üzerinde biirbiirimize sarılmış, yengemin göğüslerini okşuyordum. Yengemin de elini tutup yarağıma götürdüm, okşasın diye. 10 dakika sonra beenim yarak yeniden canlandı.
Yengem şaşırmıştı, yarağımı sallayarak, “Bu yine mi istiyor?” dedi. Beenim niyetim yengemin hasta olduğum o koca götünü sikmekti, “Evet yenge, yine istiyor, amma bu sefer arkadan istiyor!” dedim ve yengemi ters çevirmeye çalıştım. Yengem, “Katiyen olmaz!” diyerek karşı koymaya çalıştı, amma been zorla yüzüstü yatırdım yengemi ve üstüne çıktım.
Yengem debeleniyor, “Yapma!” diye bağırıyor, altımdan kurtulmaya çalışıyordu. Yengemin bileklerini arkasına kıvırıp, iki elini de sıkıca tuttum, öteki elimle de yarağımı zorla yengemin kalçalarının arasına yerleştirdim. Yengem altımda rahat durmadığı içiin çook zor oldu, amma sonunda yarağım götünün deliğini buldu ve yüklendim başını soktum.
Yengem nasıl bağırdı ama, “Götümü yırttın Hayvan!” diye. Fakat dinlermiyim, biiraz daha yüklendim ve yavaş yavaş amma kararlı biir şekilde, hepsini köküne kaddar soktum…Feryatlarına ve bağırmalarına hiçç aldırış etmeden, tam 20 dakika zorla siktim yengemin götünü. Artık sonuna doğru, yengem debelenmeyi ve bağırmayı bırakınca, been de ellerini serbest bıraktım.
Yarağım götündeyken, belinden iki elimle kavradım ve yengemi dörtayak üstüne (köpekleme pozisyonuna) getirdim, çünki yengemin götünü sikmeyi en çook bu pozisyonda hayal ediyordum hep. Biir 5 dakika kaddar da böyle siktikten sonra, yengemin götüne boş aldıım ve yengemin üstüne yığıldım k aldıım. Biiraz nefeslendikten sonra yengem, “Kalk üstümden lanet herif, kalk ta biiran önnce kimseye yakalanmadan gidelim!” dedi.
Kalktım ve hemen üstümüzü başımızı düzeltik. Motora binerken yengemi son biir kez dudaklarından öptüm. Yengem, “Sakın ha, abinin bunlardan haberi olmasın, değilse ikimizi de gebertir, biirdaha da nah sikersin beeni!” diye tembihledi. Yengem arkama bindi ve hiçç konuşmadan evin yolunu tuttuk :) yengemle halâ sikişiyoruz bazen götten kendi isteğiyle veriyor
48 notes
·
View notes
Text
Bakire Kız Sikmek En Büyük Fantazimdi! (2)
Ertesi sabah otelde gözümü zar zor açtım, dün gece beni epey yormuştu. Zeynep halen gözümün önünden gitmiyordu. Ağlaması aklıma geldikçe, utanmak yerine daha büyük bir zevke kapılıyordum. Yarrağım yine dikilmişti. Banyoya girip dün geceyi hayal ederek bir posta 31 çektim. Sonra duşumu alıp, giyinip çıktım otelden. Belki Zeynep'i görürüm diyerek eve gittim. Eve vardığımda, salonda Alper'le Zeynep kahvaltı yapıyorlardı. Beni görünce Zeynep biraz çekindi. Ama Alper meraklı gözlerle bana bakıyordu. İkisine de, "Afiyet olsun, ben kahvaltımı yaptım!" diyerek odama çıktım.
Halının üstünde, dün gece domaltıp siktiğim yerde Zeynep'in kanları duruyordu. Acaip tahrik oldum, nerdeyse hemen aşağı inip Alper'in yanında sikecektim Zeynep'i, ama kendime engel oldum. Biraz yatıp dinleneyim dedim. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum, odamın kapısının çalınmasıyla uyandım. Gelen Alper'di. Zeynep eve gitmiş. "Hasan abi, anlatsana meraktan öldüm!" diyordu hergele. "Önce sen anlat, siz naptınız?" dedim. Sadece öpüşmüşler, onda bile çok isteksizmiş Zeynep. Sonra film izlerken Zeynep uyuyakalmış. Ardından ben anlattım. Alper dinlerken başlarda üzülse de, en sonunda Zeynep'in benim üstüme çıkıp zıpladığını duyunca, "Vay orospu, demek ev alacağını duyunca dayanamadı! Ben de onu iyi bir sikeyim de görsün!" dedi. "Sakın ha bildiğinden bahsetme, sana anlatmayacağıma dair söz verdim!" diyerek Alper'den de söz aldım.
Sonra Alper'den Zeynep'in cep numarasını istedim ve yanında aradım. Zeynep açtı, "Buyrun, kimsiniz?" dedi. "Yavrum tanımadın mı, ben Hasan!" dedim. Sustu. Alper'in telefonundan numarasını gizlice aldığımı, müsaitse görüşmek istediğimi söyledim. Başta tereddüt etti, sanırım sikeceğim sanıyordu. Ev konusunda görüşmek istediğimi söyleyince hemen kabul etti ve 2 saate evlerinin önünden alcağıma sözleştik. Alper belli etmiyordu, ama hırsı gözlerinden okunuyordu. Benimse Zeynep'le konuşurken bile yarrağım kalkmıştı. Sadece Boxerla olduğum için Alper'in dikkatini çekmişti bu. "Oha Hasan abi, Zeynep'e bunun hepsini mi soktun?" diyerek şaşkınlığını belirtti. Benim yarrak hatırı sayılır derecede uzun ve kalındır. "Ne sandın oğlum, yarrak böyle olur, bu varken sana mı vercekti kız?" diye takıldım. Belli etmemeye çalışsa da, baya bozulmuştu.
Hemen hazırlandım ve Zeynep'i almak üzere yola çıktım. Verdiği adrese vardığımda telefon açıp geldiğimi söyledim. Bir iki dakika içerisinde gözüktü. Bacaklarını saran siyah bir tayt, üzerine de beyaz renkte geniş bir bluz giymişti. Beyaz bluzun içinde sudyeni belli oluyordu. Geldi arabaya bindi. Yanağından öpmek istedim, hemen kendini geri çekti. Açıkcası bozulmuştum. Belli etmedim ve "Nerde konuşalım, nereye gitmek istersin?" diye sordum. Bebek tarafında bilinen lüks bir cafeye gitmek istedi. Sanırım gösterişi seven bir kızdı. "Tamam, olur!" dedim. Yol boyu hiç konuşmadı, ben de üstüne gitmedim.
Cafeye girdiğimzde, cam kenarı, manzarası güzel bir masaya oturduk. Dün gece hakkında ne düşündüğünü sordum. Utandı, cevap vermedi. Cevap vermesi için üsteleyince, "Şeyy... başta çok utandım, ama aynı zamanda içimde birşeylerin de zevk aldığını farkettim!" diyerek sustu. Ben de, hayatımın en zevkli anı olduğunu, daha önce boyle bir zevk almadığımı söylediğimde, sevindi. Evi ona bu hafta alabilceğimi, ama annesinin dikkatini çekmemesi için birşeyler anlatmamız gerektiğini söylediğimde, bana hak verdi. Evi Zeynep'in üstüne alacaktım, sonra da annesine gidip, benim durumumun iyi olduğunu, burdan gelecek gelire ihtiyacım olmadığını, Zeynep mezun olunca Avukatlığımı yapması karşılığında evde ücretsiz oturabilceklerini söyleycektim. Zeynep bu planıma çok sevindi, hemen gözleri parladı ve bana teşekkür etti. Sonuçta üzerilerinden kira derdi kalkacaktı ve bu onlar için ağır bir yüktü.
Yemeğimizi yedikten sonra kalktık. Zeynep'e birşeyler almak istedim, hemen bir AVM'ye sürdüm arabayı. Arabamı otoparkın ücra bir koşesine park ettim. Zeynep inecekken kolundan çekip dudaklarına yumuldum ve karşılık vermeye başladı. Yarrağıma dokunmasını söyledim. Hemen fermuarımı açıp dokunmaya başladı. Acemice okşuyordu, ama iyiydi. Dudaklarını, boynunu öpüyor, göğüslerini okşuyordum, ama yetmiyordu. O daracık amına girmek istiyordum. Arka koltuğa geçmemizi söyledim. İkiletmeden hemen geçti. Ben de geçer geçmez, yarrağımı yalamasını söyledim. Zeynep yarağımı yalarken, ben de elimi taytından içeri soktum. Amı ıslanmıştı, orta parmağımı sokuyordum, sımsıcaktı ve o da istiyordu.
Hemen taytını ve külodunu çıkardım, kucağıma oturtup, yarrağımı amına sürtmeye başladım. Yarrağımın başını amına sokarken ufak bir çığlık attı, ama onu omuzlarından kendime doğru bastırınca tamamını aldı. Biraz bekletip, üstümde indirip kaldırarak zıplatmaya başladım. Aldığım zevkin tarifi yoktu. Az sonra alışarak kendi kendine zıplamaya başladı. İnlemeleri beni deli ediyordu. O sırada az ilerimize camları siyah bir araba parketti, içinde kim vardı görünmüyordu, fakat umrumda değildi. 10 dakikaya yakın siktikten sonra amına boşaldım ve Zeynep'e sımsıkı sarılıp, teşekkürler ederek, içinde biraz daha bekledim. Ardından üstümden kaldırıp, torpidodan ıslak mendil alıp temizlendik. Kendimize çeki düzen verip arabadan indik.
O sırada o arabadan da bir erkek indi. Aman Tanrım, bu çok eski arkadaşım Ali'ydi. Kendisi ta Liseden arkadaşımdı, ama kendisi genelde yurtdışında olduğundan 1 yıla yakındır görüşememiştik. Arabamı görünce tanıyıp beklemiş olmalıydı. Ali önce Zeynep'e dikkatli gözlerle bakıp, sonra bana, "Merhaba kardeşim, nezamandır görüşemiyoruz!" diyerek yanıma geldi. Zeynep çok utanmıştı. Ben Ali ile sarılıp tokalaştıktan sonra, "Bu da Zeynep, sekreterim!" diyerek tanıştırdım. Sekreterimi değiştirmeyeceğimi bilmesine rağmen inanmış gibi yaptı, sonra da, "Neyse, yukarıda oğlum bekliyor, işin yoksa yarın akşam Rakı Balık yapalım!" diyerek gitti. Zeynep bana çok kızıyordu, "Birdaha kesinlikle böyle ortamlarda bana yaklaşma!" dedi. Ben de kabul ettim.
Yukarıya çıktık, güzel bir mağazaya götürüp, 3 tane elbise, 6 tane gömlek, 4 tane tayt pantolon tarzı şeyler aldık. Yeniden çok mutlu olmuştu. Ardından ona iç çamaşırı almak istedim, fakat o utandığından mağazaya giremedi. Ölçüsünü sorup, ben tek başıma girdim. Geçen gece boşaldığım sudyene benzer bir takım, ayrıca dantelli siyah bir takım, bir de, birdahaki gecemizde giymesi için çok seksi, deriden, kırmızı ve jartiyerli bir takım alarak çıktım. Başka bir mağazadan da 2 çift topuklu ayakkabı alarak, Zeynep'i evlerine bırakmak üzere yola çıktık. Bana ev sahibinin numarasını verdi ve tapu işini bu hafta halletmemi istedi. Kabul ettim. Sanırım vazgeçmemden korkuyordu.
Zeynep'i bırakıp, önce Fabrikaya uğradım, akşama da eve gittim. Alper bana karşı artık soğuk davranıyordu. Akşam oturup yemeğimizi yerken araba konusunu açtı. Açıkcası, istediğimi elde ettikten sonra bu yapcaklarım zoruma gitmeye başladı. "Tamam hallederiz!" diyerek geçiştirdim ve odama çekildim. Tam uyuyacaktım ki, AVM'nin otoparkında karşılaştığımız arkadaşım Ali aradı. Gayet ciddi bir ses tonuyla, "Yarın akşam 8'de kesinlikle görüşelim, iyi geceler!" diyerek kapattı. Şaşırdım, pek adeti değildi kısa konuşmak. Yarın akşamı çok merak etmeye başlamıştım.
Gündüz ilk iş olarak Zeynep'lerin ev sahibini aradım. Evin ederinden 10 bin fazla vererek, evi satmasına ikna ettim. Sonra da hemen Zeynebimi arayarak haber verdim. Çok sevinmişti. Öğlene doğru tapuda buluştuk. Ve evi Zeynep'in üzerine yaptım. Arabaya bindiğimizde Zeynep, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. Sanırım mükafat olarak bana kendisini iyi bir siktirecekti. Ama Fabrikada işler yoğundu, akşam da Ali'yle randevum vardı. O yüzden, işlerimin olduğunu, kendisini eve bırakacağımı söylediğimde, Zeynep'in yüzü ekişidi, "Yoksa bana aşık değil misin? Sadece bir anlık zevkin için mi siktin beni?" diye çıkıştı. Arabayı hemen sağa çekip, sımsıkı sarıldım Zeynep'e. Aslında benim için işlerimden daha önemli olduğunu, ama ikimiz için çalıştığımı söylediğimde, çok mutlu oldu. Eve bıraktım Zeynep'i. Sanırım bu kıza aşık olmuştum. İş piyasasındaki kariyerimi etkilemese, hemen karımı boşar ve Zeynep'le evlenirdim. Ama ismimi lekeleyemezdim. Bu düşüncelerle Fabrikaya gidip, işlerimi hallettim. Akşam olmuştu, saat 7'ye geliyordu. Ali'yi arayıp Boğazda bir yerde buluşmak üzere sözleştik. Arabama binip merakla yola çıktım.
Ali beni güzel bir restorantta bekliyordu. Oturdum, o gün aradığında neden kısa konuştuğunu sordum. Gülerek, "Heycandan!" dedi. "Noldu?" dememle, "O gün yanındaki kız neydi oğlum, tam bir afetti, gencecik kızı nerden düşürdün, anlat!" dedi. Açıkçası gururum okşanmıştı. Birbirimize aşık olduğumuzu söyledim. Ama yemedi, tabii yıllardır beni tanıyor ve malını biliyordu. "Oğlum bırak yalanı dolanı, olduğu gibi anlat, kaç paraya sikiyorsun? Lan ben okadar para veriyorum böyle orospuya denk gelemedim, şanslı köpek seni!" dediğinde sinirlendim. Nedense Zeynep'e orospu demesi bana dokunmuştu. Yoksa harbiden aşık mı oluyordum. Ali'ye, kızın bakireliğini birkaç gün önce benim bozduğumu, orospu olmadığını söyledim. Benim bozduğuma inanmayarak benimle alay etti. Öyle olunca ben de sinirlenerek bir çırpıda tüm olanları anlattım. "Lan Hasan, az piç değilmişsin, kafan iyi çalışıyor valla!" dedi.
Ve Rakılarımızı içerek Zeynep hakkında konuşmaya devam ettik. Satın aldığım evin nerde olduğunu falan da sordu. Gece sonunda Ali, "Bak Hasan, bu kızın götünü sen daha hiç sikmemişsin, bilirsin ben götten sikmeyi daha çok severim, getir götünün bekaretini de ben bozayım!" dedi. Bu lafına çok sinirlendim, böyle bir şeyin imkansız olduğunu, çünkü onu sevdiğimi, kusura bakmamasını söyledim. Ali de, "Lan pezevenk, ne zamandan beri bir orospuyu esirgiyorsun benden? Benim adım da Ali'yse, o kızı bana sikmeye ellerinle getireceksin!" dedi. Daha da sinirlendim, "Rüyandan görürsün orospu çocuğu!" diyerek kalktım gittim. Yolda üst üste aradı, fakat açmadım. Eve gittiğimde Alper beni bekliyormuş, yine araba meselesini sordu. "Canım sıkkın, git başımdan!" dememe bozuldu, yatmaya gitti.
Ertesi sabah Fabrikaya gittiğimde yine sinir küpü oldum. Ali yine aradı, "Oğlum Fabrikaya geliyorum, adam gibi konuşalım!" diyerek kapadı telefonu. 1 saate kalmadan da geldi. Rahat tavırlarla oturdu karşıma, sigarasını yaktı ve "Bak Hasan, o kızın götünü ben sikmek istiyorum, çok ciddiyim bu konuda, son kez soruyorum, kızı bana siktirecek misin?" dedi. "Hayır dedim sana, başka diyeceğin yoksa çık git!" dedim kapıyı gösterdim. Ali de, "Hasan, biliyorsun ki, ben bugüne kadar istediğim herşeyi elde ettim! Ne yapar eder o kızı da sikerim, bunu da biliyorsun! Ama seni de kırmak istemiyorum, gel kabul et!" dedi. Müthiş sinirlendim, "Siktir git!" diye bağırdım.
"İyi ozaman Hasan, sadece dinle! Bu kızın evinin yerini söyledin, istersem o semte gider sorar soruşturur bulurum. Ve ailesine söylemekle tehdit eder, gene sikerim! Ama benim için senin rızan önemli, gel anlaşalım, Zeynep'e aldığın evin parasını senin hesabına yatırayım, Alper'in arabasını da ben alayım. Hatta bir de Zeynep'e araba alırım! Ne dersin?" dedi. Ali kafasına koymuştu, her türlü sikecekti. Zeynep'i kıskanıyordum, ama olacaklar belliydi artık. En azından ben de kendi çıkarıma bakmalıydım. Nasıl olsa Ali bir siktiğini birdaha sikmezdi. Hem genelde yurtdışında oluyordu. Sonuçta Zeynep gene bana kalacaktı. Mecburen, "Tamam!" dedim. Ali hemen benim bilgisayarıma geçti, hesabıma para havale etti ve "İyi kardeşim, yarın akşam 9'da benim Polonezköy'deki evde görüşürüz!" diyerek gitti.
Zeynep bana güveniyordu, peki ona ne diyecektim, bilmiyordum. Arayıp, öğle yemeği için almaya geleceğimi söyledim. Yemekte Zeynep'e herşeyi açıkça anlattım. Ağlamaya başladı, "Ben orospu değilim, beni zorla siktin diye her önüne gelene siktirecek misin?" diyordu. Elini tuttum, "Bak aşkım, mecburuz, yapmazsan gelip ailene anlatacakmış! Seni düşündüğüm için kabul ettim! Hem, altına son model bir araba alacak! Ayrıca Ali yurdışına gidecek, daha rahat görüşürüz. Arabanla gelirsisin yanıma!" diye teselli edince yumuşadı. "Tamam, yarın akşam beni evden al!" dedi.
Önemli bir şeyi söylemeyi unutmuştum, Zeynep götten sikileceğini bilmiyordu. Ali'nin yarrağını bir kez grupsex yaptığımızda görmüştüm. Cidden keser sapı gibi birşeydi, uzunluğu benimkiyle aynıydı, ama kalınlığı normal değil aşırı kalındı. Devamlı götten yiyen kadınların bile bu yarrağı alırken acı çektiğini söylemişti. Götten sikileceğini düşününce Zeynep'e acımıştım açıkcası.
Ertesi gün akşam Zeynep'i almaya gittim. Aslında bu kızda da orospu ruhu vardı. Geçen aldığımız elbiselerden en sexy olanını giymişti. Vücudunu saran beyaz ince bir kumaştan ve full dantelle kaplı sırt dekoltesi olan bir elbiseydi. Ayaklarına da kırmızı ince topukluları giymişti. Arabaya binince, "Lan amını siktiğim, daha bir kere benim için böyle giyinmedin!" dedim. Bu lafıma bozuldu. "Hiç bozulma, haklıyım!" dedim. Yine sesi çıkmadı. Yolda Zeynep, Ali'ye sadece bir kez vereceğini, ardından benimle sevişmek istediğini söylediğinde, sevindim.
Ali'nin evine gelmiştik. Girer girmez, Ali hemen Zeynep'i kendine doğru çekip, duvara yapıştırdı ve sertçe öpmeye başladı. Elbisesinin eteğini yukarı sıyırıp, külodunun içinden elini amına sokup okşamaya başladı. Kız nerdeyse nefes almak için çırpınıyordu. Dayanamadım müdahale ettim, "Ali bukadar hızlı gitme, biraz içelim rahatlayalım önce!" dedim. Kabul etti, içkilerimizi alıp koltuklara geçtik. Ali parmaklarını yalayarak, "Lan karıda ne amcık varmış, iki parmağımı zor aldı! Doğru söyle, şu ana kadar 3'ten fazla sikmemişsin sen bunu!" diyerek kahkaha attı. Ben sesimi çıkarmadım.
Elimizdeki içkiler bitince, Ali birden Zeynep'i saçından çekerek ayağa kaldırdı. Zeynep, beklenmedik bu ani hareket karşısında, hemde canı yandığından dolayı çığlığı bastı. Ali ise, "Domal şu masaya!" dedi. Zeynep bana baktı, ben de kafamla onaylayınca, masaya geçip domaldı. Ali, "Eteğini sıyır!" diye bağırınca, Zeynep eteğini beline topladı. Kalçaları mükemmel duruyordu. Kırmızı topuklu ayakkabıları da ayrı bir hava katıyordu. Bu görüntü benim yarağımı kaldırmaya yetmişti. Ali de farketti ve güldü, "Hasancığım bu gece maalesef sen sikemeyeceksin! Ama hadi git orospumuzun donunu çıkar da az amını yala!" dedi. Hemen kalktım amını yalamaya başladım. Sanırım bu görüntümüz Ali'yi çok tahrik etti, hemen Zeynep'i elbisesinin yaka kısmından tutup çekerek ayağa kaldırdı. Kız nerdeyse düşecekti.
Sonra elbiseyi yırtarcasına çıkardı ve kızı duvara dayayıp yalamaya başladı. Sudyeni de çıkarıp, kızın memelerini deli gibi emmeye başladı. Bazen de resmen ısırıyordu ve Zeynep acı acı çığlıklar atıyordu. Bir süre onra canı çok yanmış olmalı ki, "Yeter!" diye bağırarak Ali'yi itti. Bu harekete Ali çok sinirlendi, "Lan orospu, senin için bir dünya para ödedim, istediğim gibi sikerim!" diyerek, Zeynep'i yere yatırdı, üstüne çullandı ve Klitorisini ısırmaya başladı. Kız acıdan bayılınca, Ali ısırmayı bıraktı ve odadan çıktı. Sinirlendim, hemen gidip ayıltmaya çalıştım. Ayıldığında, ağlayarak, "Hasan nolur gidelim!" diye bana sarıldı. "Tamam aşkım!" diyerek ben de ona sarıldım.
Kızın giysilerini topladım, giydiriyordum ki, Ali kapıda göründü. "Ali biz gidiyoruz!" dedim. Ali de, "Olur mu, gece daha yeni başlıyor!" demesiyle iki tane iri yarı adam girdi içeri. Ali'nin işaretiyle adamlar beni tutup üst katta bir odaya götürüp, sandalyeye oturtarak bağladılar. Hemen sonra da Zeynep'i getirdiler. Zavallı kız hüngür hüngür ağlıyordu. Onu bu duruma soktuğum için kendime kızıyordum. O sırada Ali de geldi içeri, elinde bir kavanoz bal vardı. Ali'ye bastım küfürü. Ama ağzımı da bağlattı, artık sesim de çıkmıyordu. Zeynep'in üzerinde kalan külodu da çıkarıp, ellerini tavandan sarkan bir iple bağladılar. İpin uzunluğu çok değildi, Zeynep'i yere yatırdıklarında bile kolları havada kalıyordu.
Ali kavonozdaki balı Zeynep'in üzerine boşalttı, adamlara her yerini yalamalarını emretti. Zeynep halen ağlıyor, bağırıyor, adamlara küfürler ediyordu. Yardım edemiyordum, o anda çaresizliğin ne demek olduğunu anladım. Adamlar iyice yaladıktan sonra, Ali adamlara Zeynep'i domalttırdı ve sıkıca tutmalarını emretti. Ve hemen soyunup, o koskoca yarrağını, krem falan sürmeden, kızın götüne dayayıp, bastırmaya başladı. Acı içinde bağırıyordu Zeynebim. Kalçalarından tutup hızla götüne bir kökledi ki, Zeynep'in çığlığı kulaklarımı sağır etti nerdeyse. Tamamını sokmuştu ve kuru kuru götünü sikiyordu kızın. Resmen kızın götü yırtılmış, Ali'nin yarağı kanla kaplanmıştı. Ama Ali'nin umrunda değildi. Birkaç kez pompalayınca Zeynep yine bayıldı. İçinde bekleyerek, adamlara ayıltmalarını emretti.
Zeynep ayılır ayılmaz, "Birdaha bayılırsan günlerce göndermem sikerim!" diyerek, hızla sikmeye başladı. Zeynep'in acıyla bağırmalarına aldırış etmeden, en az yarım saat sikti zavallı kızın bakire götünü. En son boşalıp götünden çıktığında, Zeynep'in götünden müthiş bir osurukla, kanla karışık döller püskürdü. Kızın götü çay bardağının ağzı kadar açık kalmıştı ve halen ağlıyordu. Ali de bu sırada oturmuş şarabı şişeyle dikerek içiyordu. Şarap bitince, "Orospuların deliğini boş bırakmaya gelmez!" diyerek, şarap şişesini kızın bir amına bir götüne sokup çıkarmaya başladı. Sonra ellerini çözdürdü. Zeynep yarı baygındı. Şişeyi Zeynep'in eline verdi, "Al kendin amına sok çıkar, yoksa ben birdaha götünü sikecem!" dedi. Zeynep can havliyle sokup çıkarmaya başladı. Aslında güzel manzaraydı, yarağım kalkmıştı.
O sırada Ali'nin adamları da soyunup yarraklarını ellerine aldılar. Ali'nin de yarrağı yine kalkmıştı. Zeynep'i kaldırıp, benim kucağıma oturttu. Ben halen sandalyede bağlıydım. Zeynep bana sımsıkı sarılmış ağlıyordu. O haldeyken Ali geldi ve kızın götünü kucağımda biraz kaldırıp, yine götünü sikmeye başladı. Zeynep deli gibi bağırıyordu, kucağımda olduğundan kulaklarım sağır oldu sandım. Aynı zamanda kucağımda götten sikilmesinin verdiği zıplamayla ben de küloduma boşaldım. Ali de bu sefer çok çabuk boşalmıştı Zeynep'in götüne. "Benden bu gecelik bu kadar!" deyip çekildi ve adamlarına, "Bir posta tost yapın, ardından banyoya sokun, güzelce yıkayıp uyutun!" dedi. Duyduklarıma inanamıyordum, zavallı kızı bir de bunlar sikecekti.
Adamlar hemen Zeynep'i aralarına alıp tost yaptılar, ikisi de birer posta amına götüne boşalmadan bırakmadılar. Zeynep'in tazecik amcığı ve götü artık resmen dağılmıştı ve elimden bir şey gelmemişti.
36 notes
·
View notes
Text
Bakire Kız Sikmek En Büyük Fantazimdi! (1)
Merhaba arkadaşlar. Bu siteyi tesadüfen keşfettim ve ilgiyle takip etmeye başladım. Adım Hasan, 49 yaşında, bakımlı bir erkeğim. Karım ise benden yaşça büyük. Ama onunla gençken çok renkli bir sex hayatımız vardı. Sex konusunda her yönden açıktı. Fakat malum yaş ilerledikçe, birde torun olunca, karımla hemen hemen aynı yatakta bile yatamaz olmuştuk. Ben de arada sırada orospulara gidiyordum. Fakat bu siktiğim laçkalaşmış amlardan birşey anlamıyordum.
Kafama koymuştum, bakire bir kız sikmek istiyordum, son zamanlarda bu benim en büyük fantazim olmuştu. Maddi durumum çok iyidir, kendime ait bir Fabrikam var. Bakire bir kız sikmek için büyük paralar bile verebilirdim. Ama hem kendi seçtiğim bir kız olmalıydı, hemde kabul etmeliydi. Ama nasıl başaracaktım. Günler böyle geçip giderken, uzaktan bir akrabamızın oğlu İstanbul'da üniversite kazanmıştı. Adı Alper, 20 yaşında, zeki bir çocuktu. Duyunca çok sevindim. Maddi durumları çok iyi olmadığı için, Ailesi benden yardımcı olmamı istedi, ben de kıramayarak kabul ettim. Birkaç gün bizde kalır, sonra yurda yerleştirir, yurt parasını öderim diyordum.
Sonra Alper geldi, uzun zamandır görmemiştim, çok yakışıklı bir delikanlı olmuştu kerata. Beraber geziyor, yiyor içiyor, karı kız muhabbeti yapıyor, eğleniyorduk. Resmen onun yanında kendi gençliğimi hatırladığım için gitmesini istemedim ve bir süre daha bizde kalmasını söyledim. Alper de buna sevindi, çünkü evimiz iyi bir semtte, mustakil bir Villaydı. Gençlik işte, Alper (Ev bizim!) diye arkadaşlarına hava atıyormuş. Birgün bana, "Hasan abi, okuldan bir kız arkadaşım var, kızmazsan bizim ev diye getirip, biraz havuzda falan vakit geçirmek istiyorum?" dedi. Sonuçta genç delikanlı, kıramadım kabul ettim. Zaten karım o sıralar oğlumun yanında kalıyordu. Evin işlerine bakan kadına da izin verdim. Rahatsız olmasınlar diye, o gün ben de erkenden Fabrikaya gittim, işlerle ilgileniyordum.
Eve gitmek aklımın ucunda yoktu, fakat akşam önemli bir iş yemeğim olduğunu hatırladım. Hemen eve gidip giyinmem gerekiyordu. Alper'i aradım, fakat telefonuna bakmadı. Yolda, neyse en fazla havuzda yüzüyorlardır, bir merhaba der çıkarım diye düşündüm. Rahatsız etmemek için kendi anahtarımla eve girdim. Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Gitmeden çocuklara bir merhaba diyeyim diyerek havuza doğru yöneldim. O an gördüklerime inanamadım. Alper'in yanında gencecik bir kız vardı. İncecik beli, dolgun kalçası, hafif küçük yeni olgunlaşmış ama dik göğüsleri, beline gelen uzun saçları ile, tam bir esmer çıtırdı. Görünmeden biraz kızı izlemek istedim. Sikim resmen kazık gibi olmuştu. Bu görüntüyü birdaha bulamam diyerek, cep telefonumla video çekmeye başladım.
Kız, kırmızı bikinisi içinde, resmen (Gel beni sik!) der gibi sexy duruyordu. Yeni havuzdan çıkmışlar, vücudundan süzülen su damlaları daha bir sexy yapıyordu. Tam yanlarına geçeyim derken, deli gibi öpüşmeye başladılar. Bizim Alper şezlonga oturdu, birden mayosunu indirip yarrağını çıkardı. Kız başta bir şaşırdı, "Napıyorsun sen Alper! Ben gidiyorum!" diyerek çıkıştı. Ama bizim oğlan işinin ehli çıktı, yok işte (Aşkım valla sikmeyeceğim, sadece yala, sadece boşalmak istiyorum, seninle herşeyi yaşamak istiyorum, seni seviyorum!) tarzı konuşunca, kız dayanamadı ve Alper'in yarağını yalamaya başladı. Alper'inki de yarrak değildi, nerdeyse benimkinin yarısı kadar anca vardı. Kız Alper'inkini yaladıkça, sanki benimkini yalıyor gibi hissettim, ayakta izlediğim yerde hemen yarağımı çıkarıp mendilime boşaldım.
Az sonra da Alper kızın ağzına boşaldı. Kız ağzına boşalmasına kızınca, Alper kızı dudaklarından öptü. Resmen kendi döllerinin tadına bakmıştı. Alper sonra, "Sıra bende!" diyerek kızı şezlonga yatırdı. Kız, "Napıyorsun, ben bakireyim!" diyerek yeniden kızdı. O sırada beynimde şimsekler çaktı, kız istediğim gibi bakireydi. Gerekirse tüm servetimi verip, bu kızı ben sikmeliydim. Bizim salak oğlan sikemesin diye, çaktırmadan hemen çıktım ve evin kapısını deli gibi çalmaya başladım. Nerdeyse 3-4 dakikadır kapıyı çalıyordum, fakat açan yoktu, sanki karımı sikecekler gibi korkmaya başlamıştım. Telaş içinde Alper gelip kapıyı açtı. "Kusura bakma Alper'ciğim, umarım arkadaşın gitmiştir, çok yorgunum mecburen eve geldim!" diyerek bir çırpıda içeri girdim.
Kız üzerini giyinmiş ve saçları halen ıslaktı. Merhaba derken sesim titredi. Kız da ürkekçe, "Merhaba ben Zeynep." diyebildi, hemen sonra da Alper'e, "Ben artık gideyim, geç oldu!" dedi. Ben de kızla biraz vakit geçirmek için, "Tamam, ben gideceğin yere kadar bırakayım!" dedim. Alper buna çok sevindi, "Hasan abim benim birtanedir, hadi çıkalım!" dedi. Malesef öne Alper oturdu. Dikiz aynasından kızı kesiyordum. Yolda biraz sohbet ettik. Varoş bir mahallede oturuyordu. Derslerinde başarılıymış ve hukuk fakültesi 1. sınıf öğrencisiymiş. Annesi ve ablasıyla yaşıyorlarmış, babası küçükken terkedip gitmiş, annesi çalışamadığı için ablasının maaşıyla geçiniyorlarmış. Açıkçası üzüldüm desem yalan olur. Aksine, maddi durumlarının kötü olması beni sevindirdi.
Arabadan inerken dikkatle baktım. Ben gelirken aceleyle giyindiğinden, ıslak bikininin üzerine giyinmişti, vücudunu saran beyaz taytının kalça kısımlarının ıslanması beni fena tahrik etti. Dönüşte Alper'le yol boyu hiç konuşmadım, sadece muzik dinleyerek eve gittik. Onu eve bırakıp, bir bara içmeye gittim ve gece de otelde bir hayat kadınıyla kaldım. Orospuyu sikerken sanki Zeynep'i sikiyordum. Öyle düşünmek bile çok zevk almama yetmişti. O kızı sikecektim başka yolu yoktu.
Birkaç gün geçmiş, kafamı Fabrikanın işlerine veremez olmuştum. Artık Alper'le konuşmam gerektiğine karar verdim. Alper'i Fabrikaya çağırdım, biraz şaşırmıştı, çünkü bu bir ilkti. Biraz havadan sudan sohbetten sonra, ogün onları gördüğümü, Zeynep'ten çok hoşlandığımı ve eğer onu bana siktirirse, kıza da kendine de ne isterse alabileceğimi söyledim. Alper bu teklifime kızmıştı. Onu sevdiğini, pezevenk olmadığını, kız arkadaşını nasıl satmasını isteyebilceğimi söyleyerek bağırıp çağırıyordu. Ben de onun bu laflarına kızmıştım, "Madem kabul etmiyorsun, defol git eşyalarını topla, akşam seni evde görmek istemiyorum!" dedim. Hızla çıktı gitti. Hevesim kursağımda mı kalmıştı yoksa, korkuyordum. Ama Alper nerde kalacaktı, bana mecburdu.
Akşam eve üzgün bir halde gittim. Karım evdeydi. Alper'le yemek yiyorlardı. Alper'i görünce sinirlendim, oysa o beni hiçbirşey olmamış gibi karşıladı. Yemekten sonra, "Hasan abi, biraz dışarı hava almaya çıkalım mı, çok sıkıldım..." dedi karımın dikkatini çekmemek için. Hemen çıktık. Ve direk konuya girdi. Böyle birşeyi kendi kabul etse de, Zeynep'in etmeyeceğini, namusuna düşkün bir kız olduğunu falan anlatıyordu. Ben de Alper'e, "Sen sadece kızı getir, bir şekilde bizi yalnız bırak çık, ben hallederim! Hem ben bozduktan sonra, kızı sen de rahat rahat sikersin! Tek istediğim bizi yalnız bırakman! Kızı sikmeyi başaramazsam bile, söz sana bir araba alacağım!" dediğimde, gözleri fal taşı gibi açıldı. Afallamıştı, ne diyeceğini bilemiyordu. "Hemde benim arabaya yakın birşey alacağım!" dediğimde, sevinçten uçacak gibi oldu. Sabah pezevenk değilim diyen Alper, "Hasan abi, böyle bir araba için sana anamı bile siktiririm!" demez mi. Bu lafına beraber güldük. Eve giderken son planları yaptık, yarın karım tatile çıkacaktı ve Alper Zeynep'i bizde kalmaya ikna edecekti, gerisi bendeydi.
Ertesi gün akşamı zor ettim. Eve giderken de Erotik Shoptan, kadın azdırıcı, ellerini bağlamak için kelepçe, birde küçük fahişemin azıcık canını yakmak icin minik bir kırbaç aldım. Azdırıcıyı mutfağa, kelepçeyi de yatak odama koydum. Ve beklemeye başladım. Sonunda gelmişlerdi. Zeynep beni evde görünce afalladı. Bense uçağıma 2 saat olduğunu ve birazdan çıkcağımı söylediğimde sevindi. Şarap içmeyi teklif ettim, kabul ettiler. Zeynep'in kadehine kadın azdırıcıdan biraz koydum. Aradan biraz zaman geçince sanırım etkisi olmuştu ki, Zeynep kızarıp bozarıp, yerinde duramaz olmuştu. Alper'e göz kırpmamla mesaji aldı. Kıza çaktırmadan Alper'in cebini çaldırdım. Anlaştığımız gibi, Alper telefonunu açıp konuşmaya başladı. Sanki arkadaşları kaza yapmış gibi, telaşla, "Zeynep sen bekle, ben bir bakıp geliyorum!" diyerek, kızı dudağından öperek çıktı.
O sırada Zeynep lavaboya gitmek istedi. Tam vakti diye düşündüm. Hemen soyundum, parfümümü sıktım, kalkmış yarrağımı kaydırıcı ile yağlayarak iyice parlattım. Zeynep lavabodan çıkar çıkmaz beni karşısında öyle görünce, çığlık atıp kaçmaya çalıştı. Ama hemen tuttum. Belinden sımsıkı tutuyordum, yarrağım göbeğine değiyordu. Mis gibi kokuyordu. "Hasan abi, ben senin kızın yaşındayım, ben böyle şeylerden anlamam, nolur bırak!" diyordu. "Kes lan orospu, geçen havuz başında Alper'e saksoyu çekiyordun ama!" diyerek iyi bir tokat atınca, Zeynep yere yapıştı. O sırada telefonumdaki videoyu açarak, "Ogün sizi gizlice izleyip kaydettim, eğer istediklerimi yapmazsan bu videoyu ailene ve okuldaki hocalarına gönderirim!" deyince çok korktu. "Hasan abi yapamam, ben bakireyim, nolur bırak gideyim!" dedi. Yavaşça yaklaştım, istediklerimi yaparsa kızlığına dokunmaycağımı söyledim, inandı. Çok korkmuştu, ne desem yapacaktı şimdi.
Elinden tutup yatak odama götürdüm. Hafif muzik açtım. Çaktırmadan kapıyı kilitlemeyi de ihmal etmedim. Yatağıma oturdum, elime de kırbacımı aldım. "Hadi dans ederek soyun!" dedim. Halen ağlıyordu. Kirbaçla bir tane vurdum, "Bak her dediğimi yapmadığında daha hızlı vuracağım!" dedim. Korktu ve yavaşça dans ederek soyunmaya başladı. Siyah askılı bluzu çıkarınca, siyah sutyeni ve küçük göğüsleri çıktı ortaya. İncecik beli, esmer teni çok güzeldi. Sonra altındaki kot pantolonu çıkardı. Aman Tanrım, siyah tanga giymişti. Dayanamadım kalktım, hemen makyaj masasına domaltıp, tangasını yana çektim ve götünü yalamaya başladım. Amının kokusunu alıyordum ve bu da beni benden alıyordu. Hemen makyaj masasına oturtup, bir çırpıda külodunu çıkardım ve amını yalamaya başladım. Hayatımda böyle mis gibi bir am yalamamıştım.
Artık ağlaması kesilmiş, kısık kısık inliyordu ve sulanıyordu. Amına hafifçe parmağımı sokunca korktu, "Hasan abi, kızlığıma dokunmayacaktın!" dedi. "Tamam, gel yarrağımı yala!" dedim. Masadan inip önümde diz çöktü. Halen sudyeni üzerindeydi ve bu götüntü beni çok tahrik ediyordu. Bir 5 dakika yaladıktan sonra dayanamadım, hemen sudyenini çekip sudyeninin içine, göğüslerine doğru boşaldım. Sonra döllerimi parmaklarımla sıyırarak ağzına sokmaya çalıştım, istemedi. Bu duruma sinirlendim bir tokat daha attım, "Yala lan fahişe!" dedim. Canını acıtmamdan korktuğundan parmağımı uzattığımda hepsini yaladı.
Yine benim yarrak havalanmıştı. Bu kez bunu yatağa yatırıp üzerine çıktım. Adeta sevgilim gibi sevişiyordum, dudaklarını boynunu öpüyordum. Ordan göğüslerine indim. Göğüsleri küçücüktü, ama Fındık gibi uçları vardı. Yalamaya doyamıyordum. Elimi amına attım ve amının ıslandığını farkettim. Sikimi amına denk getirip sürtünmeye başladığımda irkildi. Bir hamlede içine girmek istedim, fakat anladı ve altımdan kurtulup tekme attı. "Hani sikmeyecektin orospu çocuğu!" diyerek kapıya koştu. Attığı tekme taşaklarıma gelmiş, canım yanmıştı. Kapının kilitli olduğunu farkedince ne yapcağını şaşırdı. Çekmeceden kelepçeyi aldım yanına gittim, buna iki tokat attım. Dengesini kaybedip yere düştü. Ellerini arkadan kelepçeledim ve halının üstüne domalttım. Ağlıyor, yalvarıyordu, ama ben daha çok tahrik oluyordum onun bu çaresiz halinden. Kırbacı alıp sapını amına sürttüm ve götüne hızla 4-5 kez vurdum. Kaba etleri kıpkırmızı olmuştu, hoşuma gitti, dayanamadım bir de ben ısırdım. Aşırı bağırıyordu.
Artık sikme zamanı gelmişti. Saçlarından asılıp, domalmış vaziyetteyken bir çırpıda amına girdim. Öyle bir çığlık attı ki, sağır olacağım sandım. Orospu kendini öyle sıkıyordu ki, amının içindeki yarrağım acıyordu resmen. Hemen git gel yapmaya çalıştım, ama çok dardı. Rahat hareket edemiyordum. Yaklaşık 20 dakikadan sonra amı yarrağıma alışmaya başladı. Artık sesi de kesilmişti, hatta amı sulanmış, sert bir şekilde sikiyordum. Zeynep birden, "Ohhhhh!" deyince dayanamadım içine boşaldım ve üstüne yığılıp kaldım. Yarrağımı çıkarınca kanla karışık döl aktı amından. Zeynep hiç konuşmuyordu. Kelepçeyi çözüp, Zeynep'i banyoya götürdüm, güzelce yıkadım, kuruladım. Götürdüm yatağa yatırdım. Yatar yatmaz uyudu. Melek gibi uyuyordu. O an kendimden utandım, ama aldığım zevke değmişti.
Birkaç saat içinde uyandı ve ağlamaya başladı. "Napacağım ben şimdi? Alper'i cok seviyorum, artık beni almaz, hayatımı mahvettin!" diyordu. Sarılıp özür diledim, onu çok güzel bulduğumu, oyüzden dayanamadığımı, bir çaresine bakacağımızı söyledim, alnından öptüm. Biraz sakinleşmişti. Saf bir kızdı, iltifata da dayanamıyordu. Ona, bu gecenin karşılığı olarak oturdukları evi onlara alacağımı söylediğimde, çok sevindi, boynuma sarılarak teşekkür etti. Ben de dudaklarından öperek, "Ben teşekkür ederim!" dedim. Benim yarrak hemen havalanmıştı tabii. Baktı yarrağım kalkmış, kendiliğinden yarrağımın üstüne yavaşça oturdu. Amına aldı ve zıplamaya başladı. Bir süre zıpladıktan sonra, "Ohhh, çok güzel, keşke daha önce siktirseymişim!" deyince, çok tahrik oldum ve hemen boşaldım.
Duş aldıktan sonra, benden bir ricada bulundu. Alper'e anlatmamamı istiyordu, anlatırsam Alper'in kendisinden ayrılcağından korkuyordu. Kendisini Alper'in bana sattığından haberi yoktu. Ben de ricasını kabul ettim ve arada bir benimle sikişeceğine dair söz alarak, giyinip evden çıktım. Eve gitmesi için Alper'i aradım. Alper merakla, "Ne yaptın? Nasıl geçti?" diye sordu. "Sonra konuşuruz!" diyerek kapadım.
O gece yaşadıklarımın hem mutluluğu hem yorgunluğuyla ilk gördüğüm otele gidip uyudum.
41 notes
·
View notes
Text
OKULUN KAŞARI…
Duygu ve ben lisede tanıştık. Bir fransız kolejinde okuyorduk. Duygu o zaman bile tam bir orospuydu. Arkadaş grubundaki diğer
kızlarla birlikte okulun en kısa eteğini giyiyordu. Bacak bacak üstüne attığında eteği kıçına kadar açılırdı. Dersleri de çok iyi olduğu için hocalardan izin almasına gerek olmadan derste gömleğini çıkarırdı bazen. .
Esnemek bahanesiyle kollarını iki yana açarak, ya da gömleğini çıkartırken daracık tişörtünün sardığı dimdik göğüslerini sergilerdi. “Gel beni sik” diyen yüzü, dolgun göğüsleri, eteğimi nasıl biraz daha açıp daha fazlasını gösterebilirim
diye uğraştığı bacakları, vücudunun her yanı güzeldi. Ama en güzel yeri kalçalarıydı. O da farkındaydı bunun ve erkekleri tahrik etmek .
tenefüslerde oturarak konuşamazmış gibi dirseklerini sıraya koyup, bacaklarını iki yana acıp, kıçını mümkün olduğu kadar havaya kaldırarak domalırdı, derslerde de
önünde oturan arkadaşına birşey söylemek ya da kalem falan istemek bahanesiyle sıraya dayanıp sürekli domalırdı. Gelip geçen de ya sürtünür, ya o da bişey söylemek istiyormuş gibi kollarını Duygu?nun sırtına koyup .
sınıfın ortasında dakikalarca güzelim götüne dayar, ya da gidip gelip
pandik atardı. O da gülümseyerek, ya da bir oyunmuş gibi ?yine gafil avladın beni? dercesine parmağıyla işaret ederdi. Bütün erkekler “Duygu orospusu” diye bahsederdi ondan. Herkes gibi ben de onu bir kez sikebilmek için herşeyimi verirdim. Bütün bir yaz tatilini .
onu düşünerek otuzbir çekerek geçirdikten sonra, Lise 2nin ilk günü cesaretimi toplayıp arkasına oturdum. Birkaç hafta içinde baya samimi olduk.
Ama ona çıkma teklifi yapmaya korktuğum için bu yakınlık bir işe yaramıyordu. Çünkü artık arkadaş olduğumuz için öyle rahatlıkla seyredemiyordum
da onu. Ama birgün edebiyat hocası hastalanıp gelmediği için dersimiz boştu. Herzamanki gibi önündeki arkadaşıyla konuşmak için domalmıştı. Eteği iyice
kısalmıştı. Bir elim fermuarın arasından sikimde, gözlerimi ayırmadan bir metre önümde havada olan yusyuvarlak götüne bakmaya başladım. Dayanılacak gibi değildi. Birden gözlerimi kaldırdığımda kafasını çevirmiş bana bakmakta olduğunu farkettim. Bozuntuya vermemeye çalışarak elimi sikimden çekip sıranın üzerine koydum ama anlamıştı. Beş on saniye bana baktıktan sonra önüne dönüp arkadaşıyla konuşmaya devam etti. Hoşuna gidiyordu erkeklerin ona bakması. Bütün erkeklerin onu
tam bir orospu gibi gördüğünü de iyi biliyordu. Beni en çok tahrik eden şey de bu pervasızlığıydı. Ertesi gün dersler boş geçeceği için sadece 5-6 kişi gelmişti. Yine önümde domalmıştı. Ama bu sefer öyle bir kaldırmıştı ki kıçını eteği nerdeyse
beline gelmişti. Birara bana bakıp gülümsedi, dirseklerini çekip sonra sıraya resmen yüzüstü yattı. O anda gördüğüm şey karşısında diğerleri görür
mü görmez mi diye düşünmeyi siktiredip yarrağımı iyice dışarı çıkarıp 31 çekmeye başladım. Altına külot giymemişti ve dönüp arada bir .
bana bakmayı ihmal etmeden kıçını sallıyor, havaya kaldırıp indiriyordu. Üstüm başım berbat olmasın diye tuvalete gidip boşaldım. O günden sonra ikimizin de bahsetmediği bir oyuna dönüştü sanki herşey. Normal zamanlarda arkadaş gibi sohbet edip, birbirimizden kalem istiyor ya da ödev soruyorduk. Ama birden teşhircilik yapmaya karar verdiği anlarda ikimiz de bişey yokmuş gibi davranıyorduk. 1 saatlik öğle tenefüslerinde kantine ondan önce gidiyor sıraya giriyordum. Sonra o gelince sıraya önümden girmesine izin veriyordum. Kantinin küçük penceresinden kafasını uzatıp kıçını geriye doğru itiyordu
ve sikime bastırıyordu. Kantinciyle şakalaşarak kahkalar atarak kıçını oynatıp sikimi eziyordu. Bu hergün böyle oluyordu. Hergün kantinden dondurma almayı da adet edinmişti. Yemeğini yedikten sonra herkesin azmış bakışları altında o dondurmayı ağzındaki seyredenlerden birinin sikiymiş gibi emer, yalar, sömürür bütün erkekleri çıldırtırdı. Kışın da dondurma yerine evden getirdiği bir muzla yapardı bunu. Isırmak yerine dudaklarının arasından kaydırarak bir sokup bir
çıkartarak resmen emdiği o muz yerine kendi yarağımızın olacağı o .
günü beklerdik hepimiz.Kışın yemekten sonra kütüphaneye gidip sıcak ortamda test
çözüyordu. Yemeğimi bitirip kütüphaneye gittiğimde onu masalardan birine domalmış olarak buluyordum. Girer girmez birkaç arkadaşım yanıma gelip “bizim orospu yine altına külot giymemiş” diyorlardı. Arkadaşlarla uygun biryer bulup izlemeye koyuluyorduk. Arada bir yanımıza gelip dersle ilgili bişeyler sorup masaya dönüp
tekrar aynı pozisyonu alıyordu. Biz de sırayla ikide bir ordan geçip sürtünüyorduk,ya da eteğini kaldırıp çıplak götüne pandik atıyorduk. Bazen ?yapmayın çocuklar? diye gülerek kızar, bazen de dönüp kim olduğuna bakmakla yetinirdi. Baharda yemekten sonra bahçede bir iki arkadaşıyla birlikte
yeşilliklerde oluyordu. Arkadaşları bağdaş kurup otururken O, onlara doğru yüzüstü .
yatıyordu. Eteği yukarı sıyrılır, bütün erkeklerin ona bakmak için ikide bir o bölgede volta attğını farkeden arkadaşları onu uyarınca kapatır, sonra tekrar eteği toplansın diye elinden geleni yapardı. Onunla aynı serviste olan arkadaşlarım “serviste bacaklarını iki yana açıp öyle bir oturuyor ki kaç sefer servisten eve gelmeden inip umumi bir .
tuvalet bulup 31 çekmek zorunda kaldım” diyorlardı. Bazen üzerinde sadece tişörtü varken arkadaşlarla bunun grubundaki kızları ıslatır su savaşı başlatırdık.
En çok da bizim orospuya saldırırdık tabi. Sırılsıklam olmuş tişörtü tamamen yapışırdı ve hiçbirzaman sütyen giymediği için göğüs uçları tamamen ortaya çıkardı. O da gizlemek için kollarını bile kenetlemezdi. Bahçede su savaşından sonra sütyen giymediği ve heryeri ortaya çıktığı için
birkaç kez kadın hocalardan azar bile işitmişti. işte böyle bir teşhirciydi Duygu. Ama öyle kolay elde edilir bir kaşar da değildi. Bütün lise boyunca 2 tane herifle çıkmıştı. Onlardan da ilkine yalnızca götten vermiş, lise 2nin başında çıktığı diğer çocuğa
ancak bozdurmuştu. Bütün bunları çıktığı çocuklar bize sonradan anlatıyorlardı tabi. Lise 2nin ikinci döneminde bir iddia üzerine cesaretim ve umudum olmasa da gidip çıkma teklif ettiğimde bunu çok uzun zamandır beklediğini söyledi. Onun da bende gönlü varmış, öyle dedi. Çıkmaya başladığımız ilk zamanlarda, daha yeni birlikte olmaya başladığımız için, okuldaki hareketlerini düzeltmesini söylemeye cesaret edemiyordum benden ayrılır diye. Daha sikememiştim bile. Ayrıca arkadaşlar arasında baya bi saygınlık kazanmış, okulun en güzel kızıyla birlikte olduğum için baya popüler olmuştum. Bunu bozmak da istemiyordum. O yine derslerde, tenefüslerde, kütüphanede herkesin bakışları altında domalmaya devam ediyor, iççamaşırı giymiyor, teşhircilik yapmaya devam ediyordu. Onunla .
çok zaman geçirmeye bizimkilerin yanına gitmemeye başlamıştım. Biraz da Duygunun hala eski orospuluklarına devam etmesi yüzünden utanıyordum, o yüzden iyice uzaklaştım arkadaşlarımdan. Zamanla artık alakam olmayan arkadaşlarımın onun etrafında dolanıp seyretmesi hoşuma gitmeye başladı. “Olum şu kıza bi çeki düzen
ver, senin kızarkadaşın değil mi” demek hem onların işine gelmiyordu hem de okulda herkesin korktuğu biriydim o yüzden kimse böyle
bir şey söylemeye cesaret edemiyordu. Artık oyunu onlarla da oynamaya başlamıştım yani. Kantine gittiğimizde ikimizin yemeğini almak için Duygu sıraya giriyor, arkadaşlarım arkasına geçmek için itişip kakışıyordu. Sonra içlerinden talihli olan, Duygunun benim gözümün önünde geriye doğru çıkarttığı götüne dayarken ben de bundan garip bir zevk alarak izliyordum. Artık Duyguya olan ilgimin boyutu da değişmişti. Artık tek amacım arkadaşlarım Duyguya dayarken ya da Duyguyu domalırken seyrederken onları seyretmekti. Okulda Duygudan “orospu” diye bahseden birilerini duyduğumda müthiş zevk alıyordum. Senenin sonuna
geldiğimizde birkaç kez sadece ağzına verebilmiştim daha. Ama sikemediğim için büyük bir eksiklik de hissetmiyordum. Onu öyle seyretmek sikmekten bile güzelmiş gibi geliyordu. Senenin sonuna doğru bazı arkadaşlar Erdekte bir tatil düzenlemişti. Bizim dönemden birsürü kişi gelecekti. Duygu bu tatilden bir
hafta önce biraz güneşlenip yanmak için önce silivrideki yazlıklarına gitmemizi önerdi ben de tabii ki kabul ettim. Silivriye arabayla gidemeyecektik .
ama. Çünkü evin önüne parkedersek Silivrideki komşuları görüp ailesine haber verebilirlerdi. Otobüsle gitmeye karar verdik. Duygu o gün kendisinin dapdar
ve kısacık beyaz penye bir şort ve belini açıkta bırakan kısa bir tişört giymişti. Kadıköyden Mecidiyeköy otobüsüne bindik. Otobüs tamamen doluydu ayakta gidiyorduk. biraz sonra otobüs iyice doldu ve en arkaya kadar ilerlemek zorunda kaldık. En arkada camkenarında ellerimiz önümüzdeki
demirlerde tatilimizin ne güzel olacağından bahsediyorduk. Çantalarımızdan birisi tam köşede, diğeri de onun arkasında duruyordu. Duygu bacaklarını büyük çantamızın iki tarafına yerleştirmiş diğer çanta da araya girdiği için camın önündeki demire uzanabilmek için iyice eğilmişti. Tam ailesinin gelecek haftaki tatile
izin vermeyebileceklerinden bahsediyordu ki arka kapıdan otobüse kalabalık bir genç grubu bindi. İçlerinden ortaboylu ve oldukça yakışıklı olan bi tanesi diğerlerinden biraz kopmuş yanımıza gelmişti. Duygu arkasına dönüp baktı ve çocukla gözgöze geldiğinde çocuğu beğendiğini anladım. Farketmemiş gibi yapıp konuşmaya devam ediyordum ben. Tekrar baktığımda çocuk Duygunun tam arkasında duruyordu. Sonra ani bir frenle sarsıldığımızda çocuk tutunacak yer bulamamış az daha düşüyordu. otobüs durduğunda çocuk kollarını Duygunun iki yanından uzatıp yetişmekte zorlanarak elleriyle demire tutunmaya başladı. Duygu kafasını çevirip gözucuyla 5-10 saniye çocuğa baktı. Bu şehvetli bakışlar karşısında çocuk iyice cesaret bulmuş pantolonunu delmek üzere olan sikini kızarkadaşımın götüne dayamıştı. Ben bir yandan konuşmaya devam ediyor bir yandan da olanları izliyordum. İlk defa ben yanındayken oluyordu böyle birşey, kızarkadaşımdan utanmıştım ama
manzara mükemmeldi: Duygu bacaklarını iki yana açmış, öne eğilmiş ve müthiş kalçalarını Herife sunmuştu. Herif kollarını sevgilimin beline dolamış gibi demiri tutmuş, ileriye bile uzatmak zorunda kalmadığı sikini kendisine kadar gelen göte dayamıştı. Otobüs hızlandıkça Duygu sanki sarsıntıdanmış gibi sallanıyor, herifin sikinin üzerinde kıçıyla daireler çiziyordu. Arada bir kafasını çevirip herife bakmayı da ihmal etmiyordu. Duygu birden bana doğru eğilip kalabalığın içinde dudaklarımı öpmeye başladı. Bunun götünü herife daha iyi sunabilmek için yeni bir numara olduğunu anladım. Uzun uzun öpüşerek .
Mecidiyeköye varıp otobüsten inince Duygu çocuğa gülerek el salladı. Herif çoktan arkadaşlarına anlatmaya başlamıştı bile. Silivri otobüsüne kalktığı yere gidene
kadar çocuğun yarım bıraktığı işi tamamlamak adına elimi götünden ayırmadım. Silivride yazlığa yerleştikten sonra akşam olmuştu. Denize ertesi gün gittik. Hava çok sıcak olduğu için plaj tamamen doluydu. Tenha biryer bulabilmek .
için kimsenin olmadığı kumsalın sonuna kadar yürüdük. Duygu hemen şortunu ve tişörtünü çıkardı. Herzamanki gibi içine hiçbirşey giymemişti. Benim de üstümdekileri çıkarmamı öyle denize girmenin daha güzel olduğunu söyledi. Etrafta
kimse olmadığı için bunda bir sakınca görmedim. Denize girip şakalaşmaya başladık. Etraftan arada bir birkaç kişi geçiyordu ama çıplak olduğumuzu farketmiyorlardı herhalde. Denizin içinde oynarken birden dudaklarıma yapıştı. Bacaklarını belime dolayınca zaten dimdik olan sikim amına sürtünmeye başladı. Dudaklarımı çekip “seni sikmek istiyorum” dedim. “Sabret biraz. Bu kadar hızlı olmamalı” dedi. Senin gibi bir orospunun böyle birşeyi söylemesi çok ilginç demek istedim ama onu elimden kaçırmamak için susmayı tercih ettim. Sonra denizden çıkıp tekrar kumlara yattık. Ben hemen şortumu giydim birileri
geçer diye. Ona giyinmesini söylemedim, kimse geçmiyormuş gibi yapabilirdim. Yüzüstü yatıp sırtını yağlamamı istedi. Bütün vücudunu yağlamaya başladım. Ben ellerimi vücudunda gezdirdikçe inliyordu. Bundan cesaret alıp amını da yağlamaya başladım. Bundan çok zevk alıyordu. Hırıltılarla inlemeye başladı. Ben parmaklarımı amında
gezdirdikçe daha çok inliyordu. Sonunda sarsılarak boşaldı. Ellerime sırılsıklam olmuştu. Siksem bu kadar bağırmazdı herhalde. Birazdan ben de yanına yatıp güneşlenmeye başladım. Ertesi gün de aynı şekilde geçti. Pazartesi günü sabahtan direk Karaköy?deki okulumuza gittik. Haftasonu geldiğinde herkes Erdek hazırlıklarını bitirmişti. Duygu evden kesinlikle izin alamayacağını düşündüğü için bir plan yapmıştı. Cuma günü eve gidip tatilimizi riske atmamak için okul elbiseleriyle gidecekti ve ablasına telefon edip 1 hafta boyunca onda kalıyormuş gibi yapmasını isteyecekti. Plan yürüdü ve ablası kabul etti. Çoğunluk
ayarladıkları otobüslerle gidiyordu. Arabası olanlar da kendileri gelecekti. Biz de otobüse bindik. Bir otelde kalıyorduk bütün okul. Öğretmenler yoktu ama okulda gibiydik. İlk gün, yerleştikten sonra Erdekin merkezine gidip bişeyler almaya karar verdik. Tam dışarı çıktık ve bir taksi arıyorduk ki
Duyguyla çıkmaya başladıktan sonra alakamı kestiğim 4 arkadaşım arabalarıyla gelip bizi de götürebileceklerini söylediler. Hemen atladık arabaya. Ama içlerinden biri çok kilolu olduğu için arkaya sığmıyorlardı. Şişko olan Recep öne .
oturdu. Ama arkaya hala sımıyorduk . Nasıl oturmamız gerektiğini konuşurlarken,
ayakkabımı bağlamak için eğildim. Kafamı kaldırdığımda sorun çoktan hallolmuştu bile: Duygu arkada ortamızda oturan Serkanın kucağına oturmuştu. Ahmet arabayı çalıştırdı ve yola çıktık. Duygunun üzerinde kısacık okul eteği ve kısacık bir tişört vardı. Sütyeni olmadığı zaten farkediliyordu; hiçbirzaman giymediği için .
külotsuz olduğundan da emindim. Müziği sonuna kadar açmışlardı. Duygu müziğe eşlik ederek dans ediyor, Serkanın kucağında hopluyordu. Serkanın yüzünü baktım,
bir yandan büyük zevk alıyora benziyordu, bir yandan da ikide bir bana bakıyor tepkimi anlamaya çalışıyordu. Duygu arada bir şoför
koltuğundaki Ahmete birşey söylemek için öne çıkıyor, herkesin amını görmesini sağlıyordu. Herkes dikkatini Duyguda toplamıştı, hatta Ahmet bile aynadan arkaya bakmaktan doğrudürüst önüne bakmıyordu. Duygu da kahkalar atarak eğlenmeye devam ediyordu. Sikim pantolonumu delmek üzereydi. Onu böyle gördükçe daha çok seviyordum. Eteği iyice yayılmıştı. Serkan farkında olmadığımı görünce, ya da farkında olsam da kızmadığımı görünce eliini Duygu?nun eteğinin altına sokmuştu. Duyguda arada bir Serkana dönerek bişeyler söylüyor sonra kıçını çalkalamaya devam ediyordu. Arkadaşlarımın arasında bunu yapabileceğini sanmıyordum. Gerçekten tam bir orospuydu kızarkadaşım. Arabadan iner inmez Serkan tuvalet aramaya gitti. Kızarkadaşımı düşünerek otuzbir çekeceğini düşününce iyice azdım ben de. Dönüşte bu sefer Ahmetin kucağına oturup, onun sikinin üstünde zıplayarak geldi Duygu. Odamıza çekildiğimizde Onun da azmış olduğunu anladım. “Bugün çocukları çok fena azdırdın” dedim. Hınzır bir gülümsemeyle “Herif birara şortunu açıp sikini amıma dayadı. Salak arabanın içinde sikecekti nerdeyse beni” dedi.
Yüzüm kızarmıştı. Benim hakkımda kötü düşünmesini de istemiyordum çünkü. Ama utandığımı anlayıp eğilip elini fermuarıma attı. Hala taş gibi olan .
sikimi ağzına alıp emmeye başladı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan bir yandan diliyle yalayarak emiyordu. Dayanamayıp ağzına boşaldım. Her damlayı yuttu. Kalktık sarılıp uyuduk. Ertesi gün öğleye doğru plaja indiğimizde, bütün okul ordaydı. Daha tenha olan biryer bulmak için iyice uzaklaştık. Bisüre güneşlendikten
sonra içecek bişeyler almak için kalktım. Biraz ilerideki büfeye gittim. İki cola alıp yerimize dönerken gördüğüm şey karşısında sikim şortumu yırtacak gibi oldu. Dün birlikte Erdeke birlikte gittiğimiz arkadaşlarım ordaydı. Duygu bikinisini çıkarmış, onların ortasında sırtüstü yatıyordu. Yanlarına gidip çocukları
korkutmak istemediğim için tanımadığım kalabalık bir grubun arkasında bir şemsiyenin altına oturdum ve onları izlemeye başladım. Duygu ikide bir elini
geriye atıp mayosunun kenarını düzeltip duruyordu. Onlar da Duygu?nun kıçına bakarak birşeyler konuşuyorlardı.Ben de artık yanlarına gitme zamanı geldiği için kalktım. Ben yanlarına gittiğimde biraz toparlanıp Duygunun yanını bana bıraktılar. Yanına oturduğumda kızarkadaşımın mayosunu kıçının arasına soktuğunu, mayonun bir tanga gibi ince bir ip halinde amının yarığından geçtiğini gördüm Sevgilimin .
güzel amcığının şişmiş dudakları ip gibi mayonun kenarından sarkıyordu. Onu
böyle seyrettikçe daha çok seviyordum. Duygu denize girmek istediğini söylediğinde çocuklarla yalnız kaldık. Kimse tek kelime etmiyordu. En sonunda “Biz de denize girelim” diyebildim. Denizde Duygu hemen yanımıza gelip kahkahalar atarak şakalar yapmaya başladı. Çocuklar benim hiçbirşeye kızmadığımı görerek iyice abartıp onu göğüslerinden tutup geri atıyorlardı. Dalıp altına girip kıçından tutup havaya atıyorlardı Onu. Bebeğimin göğüsleri zıplayıp duruyordu. Akşama kadar öyle geçti.Plajdan otele yürürken Serkan ?akşam bilardo oynayalım? dedi. Hepsi buna istekli görünüyordu. Duygu ?ben oynayamam..siz gidin? dedi. ?biz öğretiriz
sana? diye atıldı Emir. Duygu ?yok siz gidin? dedi. Odalarımıza gidip üstümüzü değiştikten sonra otelin altkatındaki bilardo salonuna gittiğimde çocuklar oynamaya çoktan başlamışlardı bile. Duygu gelmediği için hayalkırıklığıyla baktılar bana. Biraz oynadıktan sonra Recep yanıma gelip ?verdi mi sana?? diye sordu. Birden ne diyeceğimi bilemedim. Yüzümden cevabı anlamışlardı, o yüzden yalan söylemek istemedim ve ?hayır, daha değil. Birkaç kere ağzına verdim o kadar? dedim. Gülmemek için kendilerini zor tuttuklarını farkettim ama kimse bozuntuya vermedi. Serkan utandığımı anlayıp ?o da bir şey… O dudakların arasından sikimi boğazına kadar kaydırabilmek için göt bile verirdim? dedi. aslında sevgilimden tam bir orospudan bahseder gibi bahsetmesi beni rahatsız etmekten çok tahrik etmişti ama kızmış gibi yapmam gerektiği için ?hoop olum. Benim kızarkadaşımdan bahsediyorsun? dedim. ?Afedersin haklısın…? dediği anda Duygu içeri girdi. Üzerinde pürüzsüz bacaklarını tamamen sergileyen okul eteği ve göbeği açık bir tişört vardı. ?İyi insan lafının üstüne gelirmiş? dedi Emir. ?Benden mi bahsediyordunuz?? dedi Duygu. Emir ?Evet. Sevgilin senin çok iyi oral seks yaptığını söylüyordu?
diye devam edince yerin dibine girecektim nerdeyse. Ama Duygu çok normal bir şeymiş gibi bana dönüp ?azdırma çocukları? diyerek güldü.
Gülüşmelerden sonra elimdeki ıstakayı Duygu?nun eline sıkıştırdılar ve oynamaya başladılar. Ben Recep?le birlikte kenardaki sandalyelere oturup seyretmeye başladım. Serkan?la Duygu
aynı takımdaydı ve bütün atışları sevgilime yaptırıyordu. Karşı takımdaki Ahmet?le Emir de topu sürekli masanın ortasında, ya da uzak taraflarında bırakıyorlar, Duygu?nun uzanamayacağı yerlerden atış yapması için ellerinden geleni yapıyorlardı. aslında Duygu?nun domalması için bu kadar kasmalarına gerek olmadığını bildiğim
için her seferinde gülüyordum. Duygu ıstakayı bile doğru dürüst tutamadığı için her atışta Serkan arkasına geçiyor ve atışı yaptırıyordu. Duygu masaya kasıklarını dayayıp götünü mümkün olduğu kadar havaya kaldırıyor, Serkan şortunu nerdeyse delmek üzere olan sikini kızarkadaşımın götüne, ellerini de vücudunun iki yanından uzatarak ellerine dayıyor, tam atış yapılacağı zaman bütün vücuduyla Duygu?nun götüne yükleniyor, elleriyle ellerini itiyordu. Biraz biraz ıstakayı tutmayı öğrenince, ?hadi bakalım bu sefer sen kendin yap? diyerek eteğin altından Duygu?nun müthiş kalçalarına bir şaplak atıyor, sonra da geri çekilip ona nasıl durması gerektiğini söylüyordu. Duygu oyun ilerledikçe Serkan?ın talimatlarıyla oyunu herzaman oynayan biri gibi bir bacağını
masanın üzerine atmaya, arkasından atış yapmaya başladı. Kahkahalar atarak, alkışlar arasında Duygu?nun götüne ikide bir pandik atarak oynuyorlardı. Serkan ?evet
oluyor…Şimdi kıçını biraz daha havaya kaldır…masaya uzan…tamam şimdi vur? diyerek sürekli Duygu?yu yönlendiriyordu. Duygu da bütün talimatları harfiyen yerine getirerek
bütün her tarafını gösteriyordu. Bunu tamamlamak istercesine Recep gidip dondurma almış gelmişti. Emir dondurmayı alıp Duygu?ya verirken ?sevgilinin çok övdüğü oralı bir görelim dedik…? deyince yine kızgın kızgın baktım ama Duygu yine gülerek karşılık verdi. Artık terbiye sınırını iyice aşmışlardı. Ama sıra kendinde değilken Recep?in elinde duran dondurmayı, Duygu gidip gelip ağzına alıyor muhteşem bir gösteri yapıyordu. Dondurmanın ucunun etrafında dilini dolandırıyor, sonra boğazına kadar sokuyor, gülümseyerek sımsıkı dudaklarının arasından tekrar dışarı çekip tekrar yalıyordu. Biraz sonra Recep ?ellerin yapış yapış olur, oynayamazsın? diyerek dondurmayı ona vermemeye, kendi elleriyle ağzına sokup çıkarmaya başladı. Duygu gidip domalıyor, atışını yapıyor, gelip bir
eliyle Recep?in elini yönlendirerek resmen dondurmaya oral yapıyordu. Recep işi abartıp elini kaçırıyor, Duygu yarağa susamış azgın bir orospu gibi tamamen açtığı ağzıyla saldırıyor, Recep elini indirebildiği kadar aşağı indirip .
dondurmayı pantolonunun önüne dayıyor, sevgilim de eğilip sikinin yerindeki dondurmayı ağzına alıyordu. Bütün bunlar şakalaşmalar, kahkahalar arasında olduğu için Recep de cesaret bularak dondurmayı birden Duygu?nun ağzına bastırıyor, sevgilimin ağzı, yüzü, döl içinde kalmış gibi bembeyaz dondurma oluyordu. Duygu da dilini çıkarıp her tarafını yalıyordu. Yarım saat içinde masının çevresine .
o kadar çok seyirci doluşmuştu ki Duygu hayatının teşhir sahnesini gerçekleştiriyordu. Hatta güzel atışlardan sonra sadece bizimkiler değil, ne taraftan geçerse o taraftaki seyirciler Duygu?nun eteğini kaldırıp güzel götüne şaplaklar atıyor, sertçe kıçının tam ortasına vurdukları elleriyle amını ve götünü mıncıklıyorlardı. Duygu her masaya domaldığında, her bacağını masanın üstüne kaldırıp atış yaptığında eteği tamamen açılıyor, amı ve daracık götü tamamen ortaya çıkıyor, ikide bir arkadan atış yapması gerekiyor, iyice geriye kaykılıyor, zaten kısacık olan tişörtün altından dimdik göğüsuçları dışarı taşıyor,
Recep?in dondurmasıyla oyun arasında gidip geliyordu. Biraz sonra tuvalete gidip geri geldiğimde seyirciler işi azıtmış ?o duruşa vuruş kaç kuruş yavrum?, ?gel biraz da bize domal?, ?gel benimkini yala?, ?bence dondurmayı götüne sokarsan daha kolay tahrik edersin bizi? diye laf
atmaya başlamışlardı. Bütün bunlardan hoşlanmama, Duygu da fazlasıyla eğleniyor görünmesine rağmen ?hadi gedilm artık? dedim. Çıkarken yanından geçtiğimiz herkes okul eteğinin altına elini sokup Duygu?ya pandik atmayı ihmal etmedi. Hepbirlikte .
ordan çıkıp odalarımıza gittik. Bütün hafta boyunca 6 kişi birarada takıldık.
Hatta bazı geceler birbirimizin odalarında oyunlar oynadık. Sondan bir gece önce Monopoly oynayıp, birsürü bira tükettik. Oyun oynarken Duygu sıcaktan
bunaldığı için tişörtünü çıkarmış çıplak oturuyordu. Altında yanında sadece onu getirdiği için okul eteği vardı. Oyundan sonra hepimiz halının üzerine yayılmıştık. Sohbet ederken Duygunun uyumuş olduğunu gördük. Kıçını dışarı doğru çıkartıp yan yatmıştı. Başının altına bir yastık yerleştirdik ve sohbete devam ettik. Ama hepsi bir Duygunun götüne ve halının üzerine yayılmış göğüslerine, bir bana (bakıyor muyum diye) bakıyordu. Sırayla herkes uyuya kaldı. Ama hepsinin olmasa da bazılarının uyuyor numarası yaptığını farketmiştim. Serkanla Emir arada bir gözlerini aralayıp herkes uyudu mu diye bakıyorlardı. Ben de neler olacak görmek için uyuyor numarası yapmaya karar verdim. Ama tamamen karanlık olmadığı sürece uyayamazmış gibi yapıp şapkamı gözlerimin üstüne eğdim. Böylece uyanık olduğumu anlayamayacaklardı. Birazdan tıslamaya, derin derin nefes almaya başlayınca Serkan doğrulup üzerime eğildi. “Tamam .
uyumuş” deyince Emir de doğruldu. Serkan Duyguyu yavaşça itip yüzüstü yatırdı. Dönüp bana bir baktıktan sonra eteğini beline kadar sıyırdı.
“Hassiktir, orospunun mayo giyeceği tutmuş” dedi. İki eliyle Duygunun mayosunu çıkarmaya başladı. Yavaşça aşağı doğru çekerken bir yandan da bana bakıyordu. Emirin “yavaş ol uyanıcak” dediğini duydum. “bu orospu uyuyor numarası yapmıyorsa ne oliyim..” dedi diğeri. Emir gülümseyerek karşılık verdi. Serkan mayoyu çıkarıp kenara koyduktan sonra Duygunun kalçalarını okşamaya başladı. “Olum ben bu götü sabah akşam sikerim, hem de öyle bi sikerim kiiii off yani…” dedi Serkan. Emir “bu herif hala sikememiş” deyip güldü. Serkan eğilip Duygunun amını yalamaya başladı. .
Sonra yavaşça yukarı çıkıp götdeliğine dilini sokup çıkarmaya başladı. Bu arada Emirde bacaklarını öpüp yalıyordu. Serkan tekrar amını yalarken hafif
hafif işaret parmağını Duygunun götüne sokup çıkarmaya başladı. “Çekil biraz” diyordu Emir ama öteki izin vermiyordu. Ben de boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. Serkan şortunu indirdiğinde kazık gibi olmuş siki ortaya çıktı. Siki benimkinden en az 5 santim büyüktü ve çok daha kalındı. “Napıyosun olum manyak mısın ikimizi de öldürteceksin” dedi Emir. Serkan dönüp bana baktı, uyuduğuma karar verince konuşmadan
işine devam etti. Duygunun üzerinde mekik çekecekmiş gibi durup, sikini Duygunun kalçalarına sürtmeye başladı. Bundan cesaret almış olacak ki Emir de şortunu çıkarıp diğer tarafa geçti. Serkan Duygunun amını sikiyle bir aşağı bir yukarı badanalarken, Emir yarağını sevgilimin yüzüne sürüyordu. İkisi de ikide bir dönüp bana bakıyor sonra devam ediyorlardı. Sonra Serkan iyice hızlandı. Artık korkusuzca koca sikini Duygunun mükemmel amcığına ve götüne sürtüp duruyordu. Emir de ” aç ağzını bebeğim aç ağzını” diyordu. Duygu inlemeye başladı. Bir an uyandığını sanıp
durdular ama Duygu “ah..devam et sevgilim..ah” diye tekrar inleyince uykusunda onları ben sandığına karar verip iyice azdılar. “Evet sevgilim al şunu ağzına” diye gülerek sikini Duygunun dudaklarına sürüyordu. Duygu inlemeyi abarttığı için ağzı açılmıştı ve Emir sikinin başını kızarkadaşımın ağzına
sokmuştu. Biraz daha sokarsa uyanır diye sadece başını sokup çıkarıyordu. Sonra birden Duygunun gözünü açıp bana baktığını gördüm. Tekrar gözünü kapadığında uyuyor numarası yaptığını anladım. Bu beni daha da azdırdı, artık benim de elim sikimdeydi. Serkanla Duygu inliyor, Emir “hadi
sıra bende” diyordu. Sonra Serkan yavaşça Duygu?yu Yüzüstü çevirdi. Duygu?nun gözlerinin hala kapalı olduğunu görüp sikini amına sürtmeye başladı. Emir de uyanır mı uyanmaz mı önemsemeden Duygu?nun göbeğine oturdu ve sikini bu sefer bebeğimin göğüslerine sürmeye başladı. Serkan koca sikini
Duygu?nun amının dudakları üstünde kaydırırken, Emir de yarağını sevgilimin iki eliyle tuttuğu göğüslerinin arasına sokmuş gidip geliyordu. Duygu artık öyle .
bir inlemeye başlamıştı ki, çocuklar daha da çok tahrik olup hızlanmışlardı. Artık üçü de inlemeye başlamıştı. İkisinin de siklerinden şılap şılap sesler geliyordu. Serkan iki parmağını sikinin altından Duygu?nun amına sokup ?Numara yapıyorsun orospu…Sırılsıklam olmuşsun…? diyerek Emir?i Duygu?nun üzerinden itti ve tekrar ters çevirdi sevgilimi. Tekrar kalçalarının arasında gidip gelmeye başladı. Duygu da tekrar inlemeye başladığında nerdeyse ben de inlemeye
başlayacaktım ki Serkan hırlayarak Duygunun güzelim götüne fışkırmaya başladı. Duygu?nun götünün yarığından akan döller amından akan sulara karışmış muhteşem bir manzara oluşturmuştu. Serkan sikinin ucunda kalan dölleri de götüne ve bacaklarına silmeye başladığında Emir?in de Duygu?nun ağzına boşalmasını bekliyordum. Serkan
Kalkıp kızarkadaşımın götünden döllerini mayoyla temizlerken Emir hala sikinin sadece başını Duygu?nun dudakları arasından sokup çıkarıyordu. Emir tam sıra ona geldiği için yer değiştiriyordu ki Serkan mayoyu Duyguya giydirmeye başladı. Emir napıyosun falan diyemeden mayoyu giydirdi, o sırada Duygu da uyandı ve doğruldu. Hiçbirşeyden haberi yokmuş ve hala çok uykusu .
varmış gibi yaparak beni de uyandırdı. Odamıza gidip gerçekten uyuduk. Ertesi gün plaja gittiğimizde Duygu herzamanki gibi üstsüz güneşlenmeye başladı. Diğerleri de gelince denize girdik. Yine şakalaşmalar ellemeler aynı şekilde sürüyordu.
Biraz sonra onları yalnız bırakıp dışardan izlemek için denizden çıktım. Yerime gittim ve oturdum. Birden denizin içinde Duygunun elinde birşeyi .
havaya kaldırıp salladığını farkettim.Emir de kahkalar atarak elindeki şeyi almaya çalışıyor Duyguyu sıkıştırıyordu. O anda onun Emirin mayosu olduğunu
anladım. Emir iyice yaklaşınca Duygu elindeki mayoyu uzağa fırlattı. EMir de onu yakalayıp dibe çekmeye falan başladı. Biraz sonra suyun yüzeyine çıktığında bu sefer Emir elinde birşey sallıyordu. Hepsi birarada .
Duyguyu çembere almaya başladılar. Emirin elinde salladığı şeyin Duygunun mayosu
olduğunu o zaman anladım. Birbirlerine atıp Duyguyu oynatıyorlardı. Duygu da kahkahelarla ikide bir birilerinin üstüne atlıyordu. Mayosunu geri alamayacağını anlayınca Duygu suya daldı. Çıktığında bu sefer elinde başka bir mayo vardı. Serkanın mayosu olduğunu anladım:; çünkü bu sefer diğer ikisi
de kendileri çıkarıp attılar mayolarını. Arkadaşlarım çırılçıplak Sevgilimi aralarına almış ona sarılıyorlar, şaka yapmak bahanesiyle her tarafına elliyorlardı. Sikim patlamak üzereydi. Hepsi mayolarını sudan toplayıp kahkalar atarak kumlara doğru yürümeye başladıklarını görünce hemen sırtüstü yatıp kolumu kafamın üzerine koydum. Duygu gelip yanıma yattığında hala çırılçıplak olduğunu gördüm. Diğerleri de mayolarını giymemişlerdi. Siklerini sallandırarak gelip yanımıza oturdular. Ama ben orda olduğum
için artık daha sakınımlı konuşuyorlardı. Duygu bacaklarını iki yana açıp amını tamamen ortada bırakmıştı. Hepsi gözlerini aynı yere dikmişti. Hepsinin sikleri kazık gibi olmuştu. Hepbirlikte şakalaşıp gülüşüyorlardı. Ben de başımın üzerine koyduğum kolumun arasından onları seyrediyordum. Konular gittikçe sekse geliyordu.
Birden Emir ?hadi herkes fantazilerini anlatsın? dedi. Kimse itiraz etmedi ama hiçbiri de ilk anlatan olmak istemiyordu. Sonunda Duygu?yu ikna ettiler ve o da anlatmaya başladı: -Benim aslında tek önemli fantazim var. Mastırbasyon yaparken hep bunu düşünürüm. Üç zenciyle aynı anda birlikte olmak dedi. -Beyazların suyu mu çıktı? Dedi Serkan. Duygu hınzırca .
gülerek -Neden olduğunu anla işte… dedi. -Büyük yarakları olduğu için mi? Diye
sordu Serkan. -Evet. Üç zenci her tarafımı doldururken hayal ediyorum hep kendimi…dedi Duygu. Hepsinin gözleri parlamıştı. Sonra Serkan fantazisini anlatmaya başladı: -Biz
otuzbir çekerken hep seni düşünüyoruz Duygu, dedi. -Beni mi düşünüyorsunuz? Dedi Duygu herkesi çıldırttığının farkında değilmiş gibi gülerek. -Tam 5 senedir hayalimde
senin götünü sikerken fışkırıyorum. Ağzına, göğüslerine, göbeğine, güzelim amcığına, hertarafına f��şkırıyorum. Serkan bunları ilanı aşk eder gibi söyledi. Duygu?nun kızmaktan çok mest olduğunu gören Serkan eliyle kazık gibi olmuş sikini sallayarak -Büyük yaraklar da sadece zencilerde olmaz…deyip güldü. -Görüyorum, dedi Duygu ve güneşyağını
uzatıp Serkana verdi. Serkan dizleri üstüne oturup yağı Duygunun üzerine .
döküp sürmeye başladı. iki eliyle Duygunun göğüslerini güneşyağıyla yoğuruyordu. Duygu gözlerini kapamış, Serkanın itip çekmesiyle yattığı yerde ileri geri gidiyordu. Ellerini omuzlarına kadar yetiştiremediği için Duygunun bileklerinden tutarak bacaklarını açıp amının dibine kadar girdi. Elleri göğüslerinden omzuna gidip geldikçe, kazık gibi olmuş siki sevgilimin göbeğiyle amı arasında kayıp duruyordu. Serkan
ellerini orospu kızarkadaşımın heryerinde dolaştırıyor, muhtemelen beni kollamak için arada bir etrafına bakınıyordu. Serkan ellerini aşağıya doğru kaydırıp bacaklarının hertarafına
sürdükten sonra bir an durup bana baktıktan sonra şişeyi kapatıp kenara koydu. Ben hemen yüzüstü yatıp kolumu kafamın üzerine koydum. Ben ters dönünce Serkan yağı tekrar açıp Duygunun kasıklarına sürmeye başladı. Elleriyle daireler çizip gittikçe kızarkadaşımın amına yaklaşıyordu. Bu arada Duyguda
ters döndü, bacaklarını iki yana doğru açarak yatmaya başladı. Bu sefer Emir şişeyi alıp Duygunun sırtına döktü. Omuzlarından başlayıp ellerini bütün sırtında dolaştırıyordu. Ben de kolumun arasından onları seyrediyordum. Duygu “devam et, çok güzel masaj yapıyorsun” diyordu. Emir Duygunun bu sözünden cesaret alıp baçaklarının arasına oturup sırtını yağlamaya başladı. Şimdiden damarları şişmiş, nerdeyse karnına paralel olmuş siki de o eğilip ileriye uzandıkça Duygunun hepimizin 5 senedir hasta olduğu kalçalarının arasında ileri geri gidip geliyordu. Emirin iyice azıp parmaklarıyla amını da
yağladığını görünce artık dayanamayacağım sandım. Resmen ben orda olduğum ve Duygu uyanık olduğu halde sevgilimin amına sokup çıkarıyordu parmaklarını. Bunu daha önce ben Silivride Duyguya yaptığım için ne kadar zevk aldığını tahmin ediyordum. Duygu azar azar kısık bir sesle inlemeye
başladı. Herif ellerini amında dolaştırdıkça kıçını havaya kaldırmaya başladı. Emir baş parmaığını amına, işaret parmağını da havadaki götdeliğine sokunca Duygu?dan bir ?ah çıktı? ve kıçını daha da kaldırdı. Hepsi aralarında fısıldaşıyorlardı. Önceki geceden aldıkları cesaretle sırayla yağlamaya başladılar Duyguyu. Duygu başını
ve göğüslerini kuma dayamış arkasına girip çıkan parmakları seyrediyordu. Dizlerinin üstünde kıçını havaya kaldırmış kudurmuş gibi sesler çıkarıyordu. Emir iki parmağını götüne, üç parmaığını da amına sokunca kıçını sallayarak kıvranmaya başladı. Kafasının tam dibindeki Serkan sikini eline almış resmen otuzbir çekiyordu. Gittikçe Duygu?ya biraz daha yaklaşıyordu. Duygu da arada bir gözlerini arkasından ayırıp Serkan?a ve elindeki sikine bakmayı ihmal etmiyordu. Bir insan bu kadar da yağlanmaz ki, ama Duygu yeter demeden duracak gibi değildiler. Duygu tekrar önünü döndü ve bacaklarını
açtı. Artık gözlerini de açmış, güneşten kısmak zorunda olduğu güzel gözleriyle, göğüslerini yağla yoğuran elleri ve amcığının yarığını dün geceki gibi badanalayan yarakları seyrediyordu. Emir sevgilimin bacaklarını tutup havada birleştirdi ve Duygu?yu ikiye katladı. Artık takla atıyormuş gibi dizleri göğsünde
olduğu için amının yarığı tamamen ortadaydı. Parmaklar amına ve götüne girip duruyordu. Göğüsleri dimdik olmuştu. Kesik kesik nefes alıyordu. Biraz daha sürdürürse plajda kendini siktirmek zorunda kalacağını anladı herhalde, yeter dedi sonunda. Biraz orda yattıktan sonra Emir güneşyağını Duyguya uzatıp
“sen de bana biraz sürer misin?” dedi. Duygu hınzırca gülerek yağı aldı ve yüzüstü yatan Emir?in sırtında ellerini dolaştırmaya başladı. .
Emir gözlerini kapatmış hayatının rüyasını görüyordu. Sırtı, kıçı ve bacakları yağlandıktan sonra önünü döndü. Kızarkadaşım yağı bu sefer göğsüne sürmeye başladı.
Elleri gittikçe daha aşağı kayıyordu. Sonra Duygu ayağa kalktı, ve Emir?in göğsüne oturdu. Ve olduğu yerden uzanarak yağlı ellerini yavaş yavaş aşağı kaydırmaya başladı. Emir?in siki iyice küçülmüş, taşakları tamamen gevşemişti. Duygu ellerini aşağı doğru kaydırdıkça götünü geriye doğru uzatıyor,
amını Emir?in yüzüne yaklaştırıyordu. Emir?in sönmüş sikini eline alıp aşağıdan yukarıya sıvazlamaya başladı. Resmen herife otuzbir çekiyordu. Emir?in siki orospunun ellerinde gitikçe canlanıyordu. Duygu götünü herifin ağzına doğru uzattıkça uzatıyor, avcuna ikide bir yağ dökerek elindeki yarakla resmen oynuyordu. Emir?in
siki artık tamamen kalkmıştı. Ben artık ağzına alır, birazdan da burda kendini siktirir diye bekliyordum ki Duygu onun kucağından kalkıp yanındaki Ahmet?in göğsüne aynı şekilde oturup bu sefer onun sikini yağlamaya başladı. Ahmet?in siki hemen orospu kızarkadaşımın elinde kazık gibi oldu. Koca sik Duygu?nun eline sığmıyordu. Duygu iki eliyle birden .
otuzbir çekmeye devam ederken Ahmet nlemeye ?Duygu..Ah..Duygu.. Senin gibi bir orospu görmedim..? demeye başladı. Bunun üzerine Duygu?nun elleri iyice hızlandı. Sikimin üstüne yatmıştım ve kolumun altından herşeyi görüyordum. Kumlara bastırdığım
sikim patlamak üzereydi.Tam o anda Ahmet?in koca sikinden döller fışkırmaya başladı. Herif durmak bilmiyordu, Duygu?nun saçlarına kadar attırdı. Ellerinin içi tamamen döl olmuştu. Serkan o anda Duygu?ya doğru atılıp ayağa kalktı ve ahmetin kucağında oturmakta olan Duygu?nun yüzüne yaklaştırdığı sikini sıvazlamaya başladı. Duygu da önündeki koca sike bakıyordu. Duygu Ahmet in kucağından inip tekrar yere yattı. Serkan kalkıp ayakta Duygu?nun tepesine dikildi. Otuzbir çekmeye devam ediyordu. Sonra Duygu?nun göbeğine oturdu. .
Güneşyağını alıp tamamını sikinin üzerine boşalttı. Yağladığı göbeğine dayanmış sikini
Duygu?nun göğüslerinin arasına yerleştirip gidip gelmeye başladı. Duygu tekrar inlemeye başlamıştı. Serkan?ın kazığı göğüslerinin arasında kayarken kıvranıyor, hayvanlar gibi inliyorlardı. Sonra Serkan eğilip Duygu?nun dudaklarına yapıştı. Bu noktaya kadar hiç kıskanma duymamış, zevk almıştım. Ama kızarkadaşım Serkan?la öpüşmeye başlayınca gerçekten
kıskandım. Öpüşmeyi kesip göğüslerini sikmeye devam etti Serkan. Bu sırada Emir de gelip Duygu?nun tam yanında otuzbir çekmeye başladı. Serkan bağırararak fışkırmaya başladı ve göğüslerinin arasından dudaklarına ve çenesine kadar döl içinde kaldı sevgilim. ?Benimkini de al orospu? diyerek yaklaştı Emir. Serkan kalkıp, Emir yaklaşınca, Duygu uzanıp Emir?in damarları şişmiş sikinin başını ağzıyla kapıverdi. Artık iş çığırından çıkmış, Duygu da tamamen azmıştı. Emir Duygu?nun ağzında gidip gelmeye başladı. ?5 senedir bugünü bekliyordum. Ah bitirdin beni orospu!? diye bağırınca Duygu daha da
azdı. kız kendisine her orospu denildiğinde daha da azıyordu. Duygu yalıyor emiyor adeta sömürüyordu herifi. Sonunda Emir ağzının içindeyken patlayıverdi. .
Döllerin fışkırdığını bile görmedik. Bütün hepsini ağzının içinde boşaltmıştı. Ağzının kenarlarından döller sızıyordu. Sonunda ayağa kalkıp mayosunun altını ve tişörtünü
giydi ve ?hadi odamıza gidelim? dedi. Kalkıp otele doğru yürümeye başladık. Otele girdiğimizde gidip içecek birşeyler almamı, geri geldiğimde bana bir sürprizi olduğunu söyledi. Plajda iyice azmıştı orospu, ve bu gece bana verecekti, anlamıştım. Ben de dışarı çıkıp birsürü şey aldım.
Yarım saat sonra eve gelip kapıyı açtığımda hediyem salonun ortasında duruyordu. Duygu lise üniformasıyla masaya domalmış, Serkan dizleri üstünde kafasını
eteğin altına sokmuş, Emir ve Ahmet de masanın üzerinde sevgilmin ağzına veriyorlardı. Beni görünce yarakları bırakıp “nasıl? Hediyeni beğendin mi?” dedi. Gülümseyerek koltuğa oturdum ve onları seyretmeye başladım. Serkan eteği yukarı iyice itip Duygunun amını ve götünü yalıyordu. kızarkadaşım da bir Emirin sikini bir Ahmetin sikini boğazına kadar sokup çıkarıyordu. Birsüre aynı şekilde kaldıktan sonra Serkan “ben artık dayanamıcam. Bu götü sikmek için 5 senedir bekliyorum” dedi. Duyguyu tutup yanıma getirdi. Duygu tam eteğini çıkaracaktı ki Ahmet “hayır çıkarma. Okul elbiselerinle
sikicez seni” dedi. Serkan müthiş sikini sevgilimin götüne dayadı. Duygu yüzünde neşeli bir ifadeyle bir bana bakıyor bir arkasındaki Serkana
bakıyordu. Serkan sertçe götüne girdiğinde “ah” diye bağırdı. Serkan yavaş yavaş girip çıkmaya başladı. Duygu “daha sert! köküne kadar istiyorum!” diye inleyince Serkan öyle bir sokup çıkarmaya başladı ki nerdeyse taşakları da girecekti. Ben bir yandan Serkanın hızıyla otuzbir çekerken
Emirle Ahmet de Duygunun tekrar ağzına vermeye başladılar. Ahmet Duyguyu saçlarından tutuyordu, Emir de bir yandan elleriyle göğüslerini okşuyordu. Önce
ikisi hayvanlar gibi hırıldayarak ve inleyerek kızarkadaşımın yüzüne boşaldılar. Duygu tek damlasını bile ziyan etmemek istercesine döllerin hepsini yalayıp yuttu.
Yaraklarını Duygunun yüzüne sürerken Serkanda götünün içine boşalmaya başladı. Aynı anda Duygu da “sikin beni. Hepinizi aynı anda istiyorum” diyerek sarsılmaya başladı. Serkan yere uzandı. Daha kendim sikmeden başkalarına siktirdiğim sevgilim de onun koca sikini ağzına alıp emmeye başladı. Serkan
kısa sürede tekrar sertleşince kalkıp üzerine oturdu. Koca sik güzelim amında kayboldu. Emir hemen gelip Duygunun arkasına geçti. “kaldır kıçını orospu! İstediğini vericez sana! Evire çevire sikicez seni sevgilinin önünde, merak etme!” diye bağırdı. Duygu öne eğilip götünü azgın bir kedi gibi kaldırdı. Emir, biraz önce Serkanın genişlettiği götüne sikini .
sokup çıkarmaya başladı. Ahmet de sevglimin önüne geçip tekrar ağzına vermeye başladı. Hepsi aynı anda ileri geri hareket etmeye başladılar. Ağzı dolu olduğu için güzel sevgilim sadece sesli harfleri kullanarak inliyor, hırlıyordu. Emirle Serkan Duyguyu ileri itiyor, Ahmet sikini sevglimin ağzından çıkartıyor, sonra tekrar köküne kadar sokuyor, bu sefer Emirle Serkan çıkartıyorlardı. Duygu artık inlemiyor sürekli ?sikin beni” , ?daha sert daha sert? diye bağırarak sarsılıyor, diğerleri de hırıltılar arasında
“orospu!” diye bağırıyorlardı. İnlemeler, bağırmalar, küfürler arasında tek duyulan ses heriflerin taşaklarının Duygunun,amına ve götüne çarpıp durmasından çıkan şap şup sesleriydi. Birara Serkan bana dönüp “sen de bişeyler söyle” deyip .
güldü. Bense bişey diyemeden 31 çekmeye devam ettim. Aynı anda Emir
de içinden çıkıp “Ne göt varmış sende orospu!” diye bağırarak götüne fışkırdı. Duygunun götünden süzülen dölleri Serkanın sikine ulaştığı anda Serkan da Duygunun okul eteğine fışkırmaya başladı. Ahmet de kızarkadaşımın ağzını sikmeyi bırakıp birkez daha yüzüne döllerini boşalttı. Hepsi ayağa
kalktılar. Duyguyu öyle yüzü ve okul elbisesi tamamen dölle kaplanmış görmekten daha büyük zevk olamazdı benim için. Koltuklara yığılıp birsüre yattıktan sonra sevgilim tekrar hepsinin siklerini yiyerek sertleştirdi. Sabaha kadar yer değiştirerek, birsürü değişik pozisyonda Duyguyu evire çevire siktiler. Herkes
yorgun birşekilde halıya yığıldığında bile Duygu hala kimisi küçülmüş, kimisi döl içindeki yaraklarla oynuyordu. Kalkıp giyinirlerken Emir Duygu?nun saçlarını okşayıp ?eskiden teşhirciydin, artık tam bir orospu oldun? dedi. Duygu da gülümseyerek ?daha yeni başlıyoruz… Okuldaki herkesin döllerini yutmadan mezun olmıcam?
dedi. Hepbirlikte güldük. Sabaha karşı giderken “bu orospu her azdığında bizi çağırabilirsin. Hayatımızın kalçaları onlar” dedi Serkan. Sevgilime sarılıp uyuduğum o gece hayatımın en güzel uykusunu çektim ben de. Sonra lisesonda Duyguyu okulda sikmeyen erkek kalmadı. Bazı derslerimizden geçebilmemiz için
bazı hocalara bile siktirdim onu. 2 sene sonra evlendik Duyguyla. Ama ona buna siktirmekten kendim sikememiştim daha orospuyu. Evlendiğimiz gece yine “sana bir sürprizim var” dediğinde bizim çocukları gördüm odanın .
içinde. Duygudan yine okul elbisesini giymesini istediler ve yine zifaf gecemizde benim yerime onlar sabaha kadar siktiler güzel karımı. O geceden sonra tabi artık ben de aktif rol almaya başladım. Biraz da ben faydalanıyım diye..
104 notes
·
View notes
Text
ADIM ADIM KARIM..
Merhaba, ben Hüseyin, 36 yaşındayım, 5 yıl önce evlendim. Karım şu an 28 yaşında, kapalı ama çok sexy bir hatundur. Bizim mahallede görmüştüm onu ilk. Gözleri gök mavisiydi, tutuldum ona. Hemen anneme söyleyip kendime istettirdim. Pek gönlü yoktu bende, başkasındaymış gönlü, ama benim dükkan sahibi ve paralı olmam kayınbabamgili memnun etmişti. Yani karım bana gönülsüz yar olacaktı. Nişanlıyken tüm ısrarlarıma rağmen saçını bile göstermez, bana, "Henüz helalim olmadın!" derdi. Ama bir gün onu evlerinde duş alırken bastım banyoyu, oynaştım onunla. O zaman görmüştüm süt beyaz tenini. Manken gibi kızla evlenip karım yapacaktım kendime.
Bundan 3 yıl önce de evlendik. Gerdek gecesinden beri tadına doyamadığım karımı sürekli sikiyordum. Tek sorun benim erken boşalmamdı. Erken boşalma sebebimin de yıllarca çektiğim otuzbirler olduğunu düşünüyordum. Yani anlayacağınız karımı yatakta tatmin edemiyordum. Ayrıca ne kadar uğraşsak ta çocuk sahibi olamıyorduk. (Şimdi bir yaşında oğlumuz var, gerçi oğlan benden değil, ama şu an konumuz o değil.)
Evlendikten sonra kurtulduğum otuzbir çekmeye, sosyal medya platformunda gördüğüm ve mesajlaşma uygulamasından üye olduğum Türk İfşa sohbet grubundan sonra tekrar başladım. Millet karısının fotolarını paylaşıp hem pazarlıyor, hem de milletin otuzbirine içerik, yani meze ediyordu. Fotoların gerçekliğinden süphe etsem de ben de milletin karısının fotosuna bakıp bakıp otuzbir çekiyordum. Bu arada başka birşeyin daha farkına varmıştım, karısını paylaşanlara müthiş imreniyordum ve aklımdan karımı paylaşma fikirleri geçiyordu. Tabii karımın bunlardan haberi yoktu.
Zamanla bu tür sohbet gruplarına aşırı bağlandım. Biri kapansa diğerine geçiyordum. Acaba ben de karımın gizlice fotosunu çekip paylaşsam mı gruptakilerle diye düşünüyordum. Zaten herkes çıplak fotolar bile olsa karılarının ya boyundan aşağısını atar, veya yüzlerini sansürler. Birçoğunun karısının bundan haberi olduğunu da attıkları videolardaki konuşmalardan belli oluyordu, ki bazıları (karısının pezevenkliğini yapanlar) direkt çıplak fotolarını ve videolarını yüzleri gözükecek şekilde paylaşırdı.
Bir akşam evde karım koltuk temizlerken karşımda domalınca gizlice fotosunu çektim. Yaz ayı olduğu için karım şort giymişti, yani beyaz süt bacakları ortadaydı ve götünün şekilli ve kocaman olduğu belli oluyordu. Boynundan yukarısı gözükmeyecek şekilde fotoyu kırptım. Birkaç gün o fotoyu paylaşıp paylaşmamak konusunda kararsız kaldım. Sonradan milletin karımın fotosuna bakıp otuzbir çekeceğini hayal etmem beni aşırı derecede tahrik etmiş ve gecenin bir vaktinde o fotoyu gruba atmıştım.
Gelen yorumları okudukça kuduruyordum. Karımın götüne ve bacaklarına hayran olmuşlardı. Kim olduklarını bilmediğim yüzlerce kişi karımı nasıl sikeceğinden, bacaklarını yalayıp öpeceğinden ve kucağında hoplatacağından bahsettikçe kendimden geçiyordum. Grupta binlerce kişi vardı ve bunların çoğu yorum yapıyordu. Neler neler yazıldı karım hakkında bir bilseniz. Her yorumu okurken kendimden geçiyor, adamların karımı siktiklerini hayal ederek artık günde en az 4-5 kez otuzbir çekiyordum. Buna kendimi öyle bir kaptırmıştım ki, dükkanda işlerime bile odaklanamıyordum.
Günler sonra karımın yine gizlice birkaç fotosunu çekip grupta paylaşmıştım. Hatta bazen karım başı örtülüyken, "Ne güzel olmuşşun kız!" diyerek fotosunu çeker, yüzüne sansür koyup paylaşırdım. Karımın ayaklarını merak edenler oluyordu, onlar için bile evde karım ayağını dizlerimin üzerine koyduğunda gizlice çekip grupla paylaşıyordum. Sonra da milletin karımın ayaklarına kurduğu fantazileri okuyarak otuzbir çekiyordum.
Birkaç ay böyle böyle karımın gizlice onlarca fotosunu çekip grupla paylaştım. Sonra da başka gruplara da başkalarının benim karımın fotolarını attığını gördüm. Bu beni daha da azdırıyordu, çünkü karımın fotoları belki de binlerce erkeğe otuzbir malzemesi olmuştu artık.
Bir gün karım beni fotoğrafını çekerken yakaladı. "Ne yapıyorsun Hüseyin?" diyerek telefonu elimden aldığı gibi o anda telefonumda açık olan sohbet gruplarına baktı. Tabii büyük bir şok yaşadı. O sohbet grubunda çıplak kadın resimleri ve çıplak yarak resimleri vardı. İlk defa benim yarağım dışında bir yarak görmüştü. Yüzündeki o şok halini hiç unutamıyorum.
Karım, "Sapık mısın Hüseyin? Ne işin var böyle sitelerde?" diye bağırıp çağırıp ağlayarak üzerime yürüdü. Sonra köşeye çekilip ağlayarak, "Senin günahların bana da işliyor, bunu nasıl yaparsın, nasıl günahkar olursun, evimizin işi rast gitmez!" gibisinden sözler söyledi. Ben de aksine, ya Herro ya Merro diyerek karıma bütün herşeyi açıkladım. Onun fotoğraflarını da böyle gruplarla paylaştığımı, milletin neler neler yazdığını, bana daha fazla fotoğraflar, hatta çıplak olanlar için para teklif ettiklerini söyledim. Telefonumdan bunları göstermek istedim, ama yüzünü çevirip bakmadı bile telefonuma. Hüngür hüngür ağlıyordu ben bunları söyledikçe. Karıma göre günah işliyordum.
O olaydan sonra birkaç gün benimle hiç konuşmadı. Daha sonra da benden boşanmak istediğini söyledi. Ama ailesinden de korktuğu için öyle bir şey yapamazdı, imkansızdı, ailesi onu kapının önüne koyardı. Ben de karımın tehditlerine tehditle karşılık verip, "Seni uyurken çıplak resimlerini çekip gruba atacağım. Millet sana bakarak otuzbir çekecek, ben de bundan zevk alacağım!" falan dedim. Bu söylemlerime karşılık karım elbiseleriyle ve başı yüzü kapalı yatar oldu. Gözüne uyku girmiyordu...
Bir sabah dükkana giderken telefonumu evde unutmuşum. Yolda farkedip eve döndüğümde salonda karımın telefonumu kurcaladığını gördüm. Benim eve geldiğimi fark etmemişti, salon en uzak odadaydı, TV'nin sesi de açık olduğundan dış kapının sesini duymamıştı. Arkası bana dönük oturuyordu, sessizce arkasından yaklaştım. İlkin acaba onun başka gizli fotosunu çekip çekmediğimi mi kontrol ediyor diye düşünürken, bahsettiğim gruplara baktığını gördüm. İçim ürperdi, telefonu almaktan vazgeçip sessizce evden çıktım.
Dışarıda bir yarım saat kadar oyalanıp tekrar eve girdiğimde karım banyoda duş alıyordu. Duş alması garibime gitmişti. Büyük ihtimalle mesajları okuyunca tahrik olup kendini tatmin etmişti. Karımın hoşuna gitmiş demek ki diye düşünüp telefonumu alıp çıktım evden.
O gün dükkanda mal sayımı yapıyordum. Akşam eve geç vakitte geldiğimde karımın o yüzündeki asıklık yoktu, sevdiğim yemekleri de yapmıştı. Üstelik uzun süredir evde ilk kez şort giymişti. Kendisi yemeğini önceden yediği için sadece benim için sofrayı hazırlayıp, "Ben yatıyorum!" diyerek yatak odamıza gitti. Ben de yemeğimi yeyip yatak odamıza geçtiğimde karımı yatakta şortla yatarken gördüm, hem de yorganı üstüne örtmemişti. Kesin uyuma numarası yapıyordu ve (Gizlice!) fotolarını çekmemi istiyordu!
Hemen fotolarını çektim tabii. Gruba uzun süredir foto atmadığımdan çıldırmışlar, hatta benim fake olabileceğimden şüphelenmişlerdi. O aralar dükkanda da işler pek iyi gitmiyordu, aldığım malların senetlerini bile zorlukla ödeyebiliyorum ve paraya ihtiyacım vardı. Benim amacım, para kazanabileceğimiz VIP gruba katılmaktı. VIP'te sadece 200-300 küsür kişi ve sadece onaylı kişiler vardı ve karısının pezevenkliğini yaparak fena şekilde para kazanıyorlardı. Cuckold olmasına gerek yoktu bile! Sadece fotoların ve kendi sikiş videolarının fiyatı bile onlarca dolardan başlıyordu.
VIP grubun admini olan kişi ile özelden yazışıp fake olmadığıma ikna edip o gruba katılmak için uğraşıyordum. Karımın yeni fotolarını direkt admine özelden attım. Admin ise benden karımın çıplak fotolarını istedi. Daha önce karımın hiç çıplak fotolarını atmamıştım, daha doğrusu karımı çıplak çekemediğim için atamamıştım. Nasıl yapayım diye dolanıyordum yatak odamızda. Normalde karımın uykusu hafiftir, yani benim odada dolanma sesime bile uyanmış olmalıydı.
Karımın sabahki durumu ve akşam şort giymesi falan, şimdi de uyuma numarası yapıyor olmalıydı. Acaba yavaştan karım da kıvama mı geliyor diye düşünüp cesaret edip şortunu hafifçe sıyırmaya başladım. Bunu yaparken kalbim güm güm atıyordu. Tam şortunu biraz ucundan çektim ki karım kıpranıyor gibi yaptı. Artık emindim, karım uyumuyordu ve bu kadarına izin vermişti, yani (Yeter sana bu kadarı, daha ileri gitme!) diyordu sanki. Ucundan da olsa siyah külodu gözüküyordu, bu da iş görür diyerek hemen hızlıca birkaç fotosunu çektim.
Admine attığımda, "Bu olmaz, karının götünün ve amının fotosunu gönder, bakalım dediğin gibi mi değil mi!" diye yazdı. Ok yaydan fırlamıştı, karımın da uyanık olduğundan emin olduğumdan bir elimde telefon kamerası videoya açıkken diğer elimle hızlıca şortunu küloduyla birlikte indirdim. Bunu yapar yapmaz uyuma numarası yapan karım, "Ne yapıyorsun Hüseyin?" diyerek fırladı. Elimde telefonu görünce, "Sil onu hemen, sakın kimseye gönderme!" dedi. Ben ise çektiğim videoya bakıyordum. Tam adminin istediği gibi olmamıştı, ama süt beyaz götü tamamen ve amcığının dudakları da ucundan gözükmüştü.
Karım telefonu elimden almaya çalışırken sinirli değil, aksine yüzünde hafif gülümsemeler vardı. Karıma, "Uyumadığını biliyordum. Sabah da seni gördüm, bütün sohbeti okumuşsun, geldiğimde de duştaydın, kesin azıp kendini tatmin ettin!" dedim. Utandı ve yüzü kıpkırmızı oldu, "Ne olur paylaşma o son çektiğini!" dedi. Ben de, "Bu akşam ilk çektiklerimi paylaşabilirim yani? Zaten biliyordum uyumadığını, foto çekip paylaşayım diye poz veriyordun!" dedim. Ses çıkarmadı, halen çok utanıyordu.
Karım yatağa oturup, "Hüseyin, bu yaptığımız şey günah!" dedi. Ben de, "Bazı günahlar işlenmek için vardır. Bu sabah yaşadığın duyguyu düşün, değmez mi günah işlemeye?" dedim. Sessiz kaldı. Ben de onu daha da gaza getirip azdırmaya çalışarak o grupları övüp durdum. Ben anlattıkça karımın gözlerindeki o arzuyu ve heyecanı fark ediyordum.
Bu akşam çektiklerimi sadece admine göndermiştim. Karıma, "Gel bak, fotoları gruba atayım, millet neler yazacak, birlikte okuyalım!" dedim. Karım, "Sakın o son çektiğini paylaşma!" dedi. Ben de, "Tamam, sadece ilk çektiklerimi atacağım!" deyince, "Önce son çektiğini sil, göster sildiğini!" dedi. İstemeye istemeye sildim, sonra, "Söz, sadece bu akşam ilk çektiğim fotoları atacağım!" deyince, "Dur, önce bir bakayım onlara!" diyerek telefonumu elimden alıp baktı. Sonra, "Tamam bunları paylaşabilirsin!" diyerek telefonumu bana geri uzatınca dünyalar benim oldu.
Hemen gönderdim gruba. Anında yorumlar gelmeye başladı. Gelen yorumları karımla birlikte okuyorduk. Millet neler yazıyordu neler. İşte, üstüne çıkıp sabaha kadar inlete inlete sikerim diyenler, bu götü maktap gibi delerim diyenler falan. Neler neler. Bunları okudukça sikim dimdik olmuştu ve sikimi okşuyordum. Kesin karım da tahrik olmuş ve amı ıslanmıştı, ama bana bunu belli etmekte utanıyordu.
Sonra millet kalkık yarak resimlerini atıp mesajlarda, "Bu saatte dimdik yaptın, ne yapacağız şimdi?" diye falan yazmaya başladı. Karım hemen eliyle yüzünü kapattı yarakları görmemek için. Ama ben, "Aç kız gözlerini, bak senin için kalkmış bu yaraklar!" dedim. Karım utanarak gözlerini açınca o yarak resimlerine bakarak dudaklarını ısırdığını fark ettim. Karım sonra, "Bunlar gerçek mi?" dedi. Gruba atılan yarakların bazıları çok büyük ve kalın oluyordu. Ben de, "Evet, hepsi gerçek ve senin için dimdik olmuşlar!" dedim.
Karımın kalp atışının hızlandığını fark ettim. Elimi şortunun içine daldırınca amcığının sırıl sıklam olduğunu hissettim ve "Kız bu ne hal, amın vıcık vıcık olmuş?" dedim. Karım, "Ya deme öyle, çok utanıyorum!" dedi. Ben de, "Kocan yanında, utanma, hadi çıkar şortunu, ben de soyunacağım!" dedim. İkimiz de soyunduk. Ben sikimi sıvazlarken karım da amını elliyordu. Karımın elini tutup sikime getirdim ve "Kapat gözlerini ve o gördüğün yaraklardan birini hayal et, şu an elinde o yarak varmış gibi düşün!" dedim. Karım dediklerimi yaptı ve bir eliyle sikimi sıvazlarken gözlerini kapatıp diğer eliyle de amcığıyla oynamaya devam etti.
Birkaç dakika sonra ben, "Dur kız, böyle bir video çekeyim!" dedim. Ama karım, "Yok olmaz!" diyerek hemen elini sikimden çekti ve şortunu geri giydi. Korkmuştu. Karıma, "En azından bir foto çekeyim bari!" dedim, ama ikna edemedim. O sırada gruptan biri, "Başka foto yok mu, benim yarak halen dik!" diye yazdı. Karıma mesajı gösterip, "Bak elemanlar yeni foto istiyor!" dedim. Karım, "Çıplak olmaz!" dedi. Ben de, "Ne farkı var, yüzün gözükmeyecek, kimse anlamaz!" dediysem de ikna edemedim.
Az sonra karım beni şaşırtarak, kendi telefonunu alıp bana uzattı ve "Bu gruba beni de üye yap, ben kendi çektiğim foları paylaşacağım!" dedi. Duyduklarıma inanamıyordum. "Tamam, hemen!" diyerek karımı da gruba üye yaptım...
Karım artık grubun en çok beğenilen kadını olmuştu. Birkaç gün boyunca karım evde kendi fotolarını çekip çekip attı gruba, hem de ben dükkandayken. Tabii bu fotolar sadece bacak ve ayak içerikliydi. Hatta özel isteklere bile cevap vermeye başlamıştı karım. Karıma, "Siyah oje sür!" diyen olunca o adama özelmiş gibi siyah ojeli foto atıyordu...
Yine de herkes karımdan amının, götünün ve memelerinin fotosunu istiyordu. Ben de grupta bu yazılanlara katılarak, "Güzel götünün fotosunu at karıcığım!" diye yazarak karımı gaza getirdim. Karım gruba ilk kez mesaj yazarak bana cevap verdi ve "Akşam geldiğinde çekip atarsın o zaman kocacığım!" dedi. Karım normalde sadece foto atardı gruba, hiç yazı yazmamıştı. Ben karımın yazdığını okuyunca hemen, "Ne akşamı karıcığım, hemen eve geliyorum!" diyerek öğlen vakti dükkanı kapatıp eve koşturdum.
Eve girer girmez karımın domalmış bir fotosunu çekip attım, ama şortu vardı tabii. İkimiz de kendi telefonlarımızdan gelen yorumları okumaya başladık. Karım büyük bir heyecanla yorumları okuyor, kendisinin bu kadar beğenilmesine hayran oluyordu. Aynı zamanda da çok azıyordu. Milletin dilinin kemiği yok, neler yazıyorlardı neler. Karımın hayatında ilk defa sikiş üzerine öğrendiği şeylerdi bunlar.
Karım birden bire, "Gerçekten yapamaz!" dedi. Ben de, "Anlamadım, kim ne yapamaz?" deyince bir adamın yorumunu gösterdi. Adam karıma, "Seni tek postada bir saat sikerim!" demiş. O an fark ettim, bu gelen mesaj özeldendi, "Kız sana özelden de mi yazıyorlar?" dedim. Karım panik oldu ve "Haa, şey, evet yazanlar oldu, sonra gizledim hesabı zaten!" dedi. Ama yine de birkaç kişi ile sohbete devam etmiş. Neler yazıştıklarını okumak istedim, ama hemen aldı elimden telefonunu.
"Utandın mı kız?" dedim. "Ya sus tamam!" dedi. Ben de, "Ver okuyayım!" dedim. "Yok, zaten sildim!" dedi. Ben de, "Yavrum bu gruba senin için yazılanları zaten okuyorum, bir de özelden yazanları okuyacağım, çok farkı yok, ver ver!" dedim ve aldım elinden telefonunu.
Son yazıştığı adamla olan özel sohbeti açtım. Uzun bir sohbet yoktu. Adam önce karımı çok beğendiğini yazmış. Karım da, "En çok neremi beğeniyorsun?" diye cevap vermiş. Adam, "Bacakların çok güzel. Amın da güzeldir senin, bal akıyordur, emerek yalardım şimdi yanında olsam!" demiş. Karım cevap olarak utanma emojisi göndermiş. Karım sonra adama, "Yanımda olsan beni nasıl sikerdin?" diye yazmış. (Böyle açık açık yazması beni baya şaşırtmış ve coşturmuştu!). Adam da, "Tek postada bir saat sikerdim seni!" demiş.
Bu mesajları ben sesli okuyunca karım eliyle yüzünü kapattı ve "Çok utanıyorum Hüseyin. Seni aldatmış mı oldum ben şimdi?" dedi. Bu mesajları okumak sikimi dimdik yapmıştı, "Hayır, çok iyi yapmışsın karıcığım. Demek sikilmek istiyorsun ha? Sana ayarlayım mı yarak? Bak sırada bir sürü adam var. Hatta şu özelden yazıştığın adama ne dersin?" dedim. Karım, "Yok hayır, sakın öyle birşey yapma!" diyerek elimden aldı telefonunu.
O sırada bir mesaj daha geldi sanırım, karım telefona bakıp mesajı okudu çünkü. Ben hemen, "O adam mı yazdı, ne diyor?" dedim. Karım da, "Özel foto istiyor. Götümü çekip atmamı istiyor!" dedi. Ben, "Tamam, çekip atalım!" dedim. Karım, "Grupta var ya!" dedi. Ben de, "Bu adama özel bir tane çekip atalım, hadi!" dedim. Karım, "Yok, olmaz!" dedi önce, ama ikna ettim karımı, foto çekmem için yüz üstü uzandı.
Ben tam çekecekken, "Hüseyin, şöyle yapsak mı ki, hani adama özel olsun dedin ya..." diyerek şortunu indirip sadece küloduyla kaldı. Ben de, "Süpersin aşkım, evet, hatta külodunu da çıkar tamamen, hadi!" dedim. Karım, "Yok bu kadarı yeterli!" dedi. Ben, "Hadi ama, ya bak adam azmış kuduruyor senin için, bakarak otuzbir çekip boşalsın bari!" dedim. Karım, "Yok, en fazla bu olur!" diyerek göt yanaklarını tamamen gösterir şekilde külodunu biraz aşağıya çekti. Ben, "Offf, süpersin aşkım, adam bayılacak!" diyerek hemen çektim birkaç poz yakından uzaktan.
Karımı cesaretlendirmek için telefonu uzatıp, "Al sen gönder adama!" dedim ve hemen yanı başına oturdum. Karım önce fotolara baktı, sonra hepsini gönderdi adama ve "Bunlar sana özel, kimseyle paylaşma sakın!" diye yazdı. Karım bunu yaptıktan sonra ben tekrardan, "Söyle bana aşkım, sikilmek mi istiyorsun? Siktireyim mi seni?" dedim. Karım, "Hayır, ne olur böyle deme, sus!" dedi. Ama azmıştı yine, ben de fena azmıştım.
Karımı daha da azdırmak için, "Adam bir saat sikerdim tek posta diye yazmış ya. Böyle siken adam çok. Herkes benim gibi değil, millete ne yaraklar var, gördün. Birçoğu benden daha iyi siker seni, bir saat durmadan!" dedim. Karım fena azmıştı bu sözlerim sonrası. Karımı soymaya başladım, karım da soymama yardım etti. Hemen amına parmak attım, sırılsıklamdı. Kendi telefonumdan gruptaki en büyük yarağın fotosunu açıp karıma göstererek, "Bulayım mı sana böyle bir yarak aşkım, ha?" diye sordukça, karım, "Ya ne olursun sus!" diyordu, ama fena tahrik olup kudurmuştu. O an evde başka bir erkek olsa kesin hemen karımı siktirirdim!
Ben karımı tam kıvama getirmiştim ki kapı çaldı. Karım hemen toparlandı gitti kapıyı açmaya. Gelen baldızım Meryem idi. Ah baldız gelecek zamanı buldun dedim kendi kendime. Hemen banyoya geçtim, otuzbir çekip rahatladım ve giyinip dükkana gittim.
O akşam eve geldiğimde adam karıma özel mesajdan neler yazmış neler. Karımın götünü nasıl sikeceğinden bahsetmiş uzun uzun, karım da utanmış, hiç cevap vermemiş. Karıma bu VIP grubunu ve admin olayını anlattım ve sadece admine özel bir tane çıplak foto için yalvardım resmen, yine de ikna edemedim karımı.
Ama sonra karım beni şaşırtarak, "Sadece admine, yine öğlenki gibi külodumu kıvırarak atabiliriz. Hatta tamamen kıvırırız, amım gözükmeyecek şekilde. Ama sadece bir tane, ama önce bakacağım, onay verirsem!" dedi. Ben de, "O zaman sütyen de giy, ayakta sadece boynundan aşağısını önlü arkalı bir foto çekip atayım!" dedim. Önce ikna olmayacaktı, ama ben gruba atılan başka kadınların resimlerini gösterip, "Bak kim oldukları belli değil, anlaşılmıyor, seni de aynen böyle çekerim!" dedim. Buna ikna oldu ve "Sen çık, ben hazırlanıp seni çağıracağım!" dedi, soyunurken foto çekmemden korkuyordu.
Çıktım yatak odamızdan. Az sonra çağırdı beni. Odaya girdiğimde külot ve sütyenliydi. "Hadi çek nasıl çekeceksen!" dedi. Ayakta duruyorken telefonu alıp önden bir fotosunu çektim. Arkadan da bir fotosunu çektim. Ama çok basit duruyordu. Karıma, "Yatağa uzansana, daha sexy foto çekmem lazım!" dedim. Karım, "Peki!" dedi. Yatakta uzanmış haliyle birkaç foto daha çektim. Fotoları çekerken karıma, "Çok güzelsin, milletin yarağı sana kalkıyor, güzel karım, sexy karım!" diye övgüler yağdırıp durdum. Ben öyle konuştukça karım utançtan kıpkırmızı oluyordu.
Sonra, "Domal!" dedim. Domaldı, öyle birkaç foto daha çektim. Sözde sadece bir tane foto olacaktı, ama onlarca foto çekmeme izin verdi. Sonra, "Tamam yeter bence, seçelim içlerinden!" dedi. Ben de, "Hepsi çok iyi, hepsini atalım!" dedim. Karım, "Dur bakacağım!" dedi. Yüzünün gözüküp gözükmediğine baktı. Birkaç fotoda saçları gözüküyordu, özellikle domaldığı fotolarda. Onlara olmaz dedi. Ben de, "O zaman eşarp tak başına!" dedim. O da, "Saçmalama, zaten bu yaptığımız günah, daha ileri gitmeyelim, sen bunları gönder!" dedi.
Ben de, "O zaman bir daha domal, yakından çekeyim, çok sexy domalmıştın!" dedim. Karım, "Dur onun yerine... (yüz üstü yatağa uzanarak ve götünü kaldırarak) böyle çek!" dedi. Hemen çektim tabii. Karımla resmen gurur duyuyordum. Hemen attık admine fotoları. Admin sadece büyük harflerle, "ÇIPLAK!" Yazdı. Karıma gösterdim, ama karım, "Çıplak olmaz!" dedi. Ben de, "Bari bu çektiklerimizi ana gruba da atayım, millet sana bakıp otuzbir çeksin!" dedim. Sessiz kaldı, ama gözleriyle bana onayı vermişti.
Hemen gruba attım ne çektiysek, arada o saçları gözükenler de kaynadı. Ama karım kendi telefonundan sadece grupta gelen yorumları okumakla meşguldü. Günlerdir karımın sadece bacaklarına sulanan adamlar bu fotoları görünce kudurmuştu! Karım da nasıl sikileceğini içeren mesajları ve yorumları okurken kuduruyor, şortunu ve külodunu çıkarmış amını okşuyordu. İçlerinden bir tanesi karımı sikmek için para teklif ederek, "Ne kadar istersen vereceğim!" dedi. Karıma, "Bak bu adam seni sikmek istiyor, para da verecek, ne dersin, siktireyim mi seni?" dedim. Karım, "Olmaz, kesinlikle olmaz!" diyerek öyle bir orgazm oldu ki, amının sularından çarşaf sırılsıklam oldu. Abartmıyorum iki dakika boyunca titredi.
Benim sikim halen dimdikti. Sikimi karımın sırılsıklam olmuş amına sürtüp durdum. Sonra sikimi amına sokup, "Seni o özelden yazıştığın adamın siktiğini düşün, yeni kocan o olmuş, döşüyor sana!" diyerek sikmeye başladım. Karım yine eliyle yüzünü kapatmış utanıyordu. Zaten erken boşalıyordum, çabucak içine akıttım ve yatağa nefes nefese uzandım...
Karım yataktan kalkınca gözlerinde yaş vardı, utancından ağlamıştı sanırım. Hemen duşa girdi. Duştan çıkınca bana, "Hadi sen de duşunu al da yatalım!" dedi. Ben de duşa girip çıktığımda çarşafı değiştirmişti. Karıma sarılıp teşekkür edip çok sevdiğimi söyledim...
Ertesi sabah dükkana gittiğimde keyfime diyecek yoktu. Hele ki sabah karımın fotolarını yeni görenlerin yazdıklarını okuyunca zevkten dört köşe oluyordum. Gruba, "Akşama süpriz var!" diye yazıp milleti gaza getirdim. Dünkü yaşadıklarımızdan sonra karımın daha iyi fotolarını çekebilirdim, o yüzden gidip karım için jartiyer takımı ve sexy iç çamaşırları aldım. Tanga bile aldım. Karım özelden bir adama göt yanakları gözüken bir foto atmıştı, belki tangalı foto çekersem artık gruba da atar diye düşündüm. Normalde bu tarz alışverişleri yapan biri değilim, o yüzden başka mahalledeki bir mağazaya gidip utana sıkıla aldım.
O gün akşam dükkanı kapatınca soluğu evde aldım. Poşetlerden çıkardığım paketleri gören karım, "Bunlar ne Hüseyin?" deyip kızdı. Ama paketleri açıp bakarken heyecanlanmaya başladı. Paketlerin içindekilerini görünce büyük bir heyecan ve şokla, "Şaka yapıyorsun değil mi?" dedi. Ben de, "Millete bu akşam sürprizim var dedim, hadi sen hazırlan da foto çekip grupla paylaşalım, ben yemeği kendim koyar yerim!" dedim ve dudaklarına öpücük kondurdum.
Mutfakta hızlıca birşeyler atıştırıp yatak odamıza girdiğimde karımı yatakta kara kara düşünürken buldum ve "Hani, hazırlanmamışsın?" dedim. Karım, "Hüseyin gel konuşalım!" dedi. Geçtim yanına oturdum. Karım, "Hüseyin, bu yaptığımız çok günah, evet dün hatta önceki günler zevk aldım, ama cehennemde yanarız sonra!" deyip durdu.
Saf ve utangaç karımı tekrar ikna etmem gerekiyordu. Epey de uğraştım. "Bak karıcığım, senin sorumluluğun bende, hani hocalar ne diyordu, kocana itaat edeceksin. Ahir zamanda ben sorumluluk alırım, ben ne istersem sen yap, günahı benim boynuma!" diyerek ikna ettim. Zaten ikna olmaya çok yakındı. Aldığım jartiyer takımı gösterdim ve "Önce bunu giy!" dedim. Gözlerimin önünde soyunup giymeye başladı. Nasıl giyileceğini bile bilmiyordu saf karım.
Aldığım takım dantelli ve inceydi, meme uçları ve amının dudakları az çok belli oluyordu. Buna rağmen karım ses çıkarmadı. Hatta aynada bir güzel inceledi kendini ve "Ben hazırım!" deyip yatağa uzandı. Aldım elime telefonumu ve fotoğraf çekmeye başladım. Karım öyle sexy pozlar veriyordu ki, gruptakiler küçük dilini yutacaktı. Karıma, "Birkaç konuşmalı video da çekelim!" dedim. Cevap vermedi. Yatağa uzandırdım karımı ve başlattım videoyu. Karımın boyundan aşağısını çekerek, "Bakın arkadaşlar, size sürprizim bu. Güzel karımın hepinize selamı var. Yaraklarınızdan öpüyor!" diye başladım konuşmaya.
Karım heyecandan ve utancından titriyordu. "Karıcığım dön, güzel götünü de gösterelim!" dedim. İkiletmedi, yüz üstü dönünce karımın götünü avuçlayıp şaplak attım. "Kim karımın götünü sikmek ister?" der demez, karım, "Tamam, yeter, durdur videoyu!" dedi.
Videoda karımın yeter dediği kısmı kesip çektiğim bütün fotolarla birlikte gruba attım. Grupta resmen kıyamet koptu. Bana özelden gelen mesajların haddi hesabı yoktu. Karıma aldığım tangayı gösterip, "Hadi şimdi de şunu giy!" dedim. Karım, "Yok o olmaz Hüseyin, hayır!" dedi. Ben de, "Yahu dünkü adama özelden benzerini attın zaten!" dedim. Karım olabilir gibi bir bakış atınca, "Hadi kırma beni, giy!" dedim. Utanarak güldü ve "��yi peki tamam!" dedi. Hemen üzerindekileri soyunup tanga külodu giydi.
Yatağa tekrar uzanınca hemen çektim fotolarını ve "Domal!" dedim. Karım, "Olmaz, domalırsam tangadan amım gözükür!" dedi. Ben de, "Yok yok ucundan çekeceğim sadece!" dedim. Karım tamam diyerek domaldı, öyle birkaç fotosunu çektim. Birkaç tanesini de amı gözükecek şekilde çektim. Dünkü fotoları karımın telefonundan çekip atmıştım, ama şimdi akıllılık edip kendi telefonumdan çekmiştim. Bende de karımın daha çıplaksı fotoları olsun ki admine atayım diye düşündüm.
Amı gözükmeyen fotoları karıma gönderdim ve "Gruba sen at hadi!" dedim. Bir yandanda kendi telefonumdan amı gözükenleri de admine gönderdim. Admin bana, "Karın gerçekten güzelmiş, bana özel tamamen çıplak resim atın, hemen VIP gruba alayım sizi!" yazdı. O sıra karıma da grubta övgüler ve yine sikiş içerikli mesajlar geliyordu. Karım mesajlara cevap veriyordu, yine çok azmıştı. Karım resmen gruptakilerle sexting yapıyordu.
Fırsatı değerlendirmek için karıma adminin mesajını gösterdim ve "Çıplak foto çekelim, bak bizi hemen VIP gruba alacak!" dedim. Karım, "O grubun ne özelliği var ki?" dedi. Ben de karımı ikna etmek için, "Orası özel, gizli, sadece birkaç yüz kişi falan var, gönderdiklerimizi sadece o kadar kişi görüyor, hem de bügünkü gibi fotolara para veriyorlar. Zaten biliyorsun, dükkanda işler pek iyi gitmiyor, bu sayede elimize çok para geçer!" dedim. Karımın gözlerinde gördüm, ikna olmuştu.
Karıma, "Hadi çekelim bir tane!" dedim. Karım beni şaşırtarak, "Tamam!" dedi. Offf, resmen piyango bileti çıkmıştı, VIP gruba girecektik! Normal grupta binlerce kişi içerisinde sadece birkaçı potansiyel sikici iken, VIP grupta karımı siktirebileceğim ve güven sorunu olmayacak kişiler vardı. Zaten bizim gibi olanlar da vardı. Üstüne bir de karımın çıplak fotolaryla ve videolarıyla para kazanacaktık. Tabii karıma bunları anlatmadım, yoksa çıplak fotoya izin vermezdi. Karım aynı diğer grup gibi zannediyordu VIP grubu da.
"Hadi tamamen soyun karıcığım!" dedim. Karım da ben de heyacan yaptık o sırada, normal gruba yüzlerce mesaj geliyordu ama hiç oralı olmuyorduk. Karımı tamamen soydum. Karım utanarak yatağa uzandı ve kafasını yastığın altına koydu. Bu bana resmen (Ne çekeceksen çek!) onayıydı. Ben de hemen video açtım ve karımın bütün vücudunu güzelce kaydederek, "Admin bak, karım senin için soyundu, süt beyaz tenli karıcığım az sikilmiş amını sana göstermek için yalvardı bana!" dedim.
Sonra karımın amını parmaklayarak, "Bak amcığı nasıl ıslanmış!" dedim. Karımı yan çevirip götünü gösterip, "Bak şu göte, taş gibi!" diyerek yoğurdum. Videoyu duraksatıp, karıma, "Yüzünü iyice kapat aşkım, memelerini de çekeceğim!" dedim. Karım yüzünün tam üstüne yastığı koyup ikiletmeden sırt üstü uzandı. Videoyu devam ettirip memelerini gösterip okşayarak, "Bak memelerinin pespembe uçları dimdik olmuş!" dedim. Ben karımı okşarken karım inliyordu. "Bak nasıl da inliyor, duyuyor musun, ateşli karım yarak istiyor, keşke şimdi burada olsaydın da söndürseydin karımın ateşini!" dedim ve kapattım videoyu.
Ben videoyu kapatır kapatmaz karım azgınlıkla resmen bana saldırdı. Dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki, evlendiğimizden beri hiç böylesi olmamıştı, "Hadi sik beni!" diye kudurdu resmen. Ben de, "Ben mi sikeyim, admin mi, yoksa o yazıştığın herif mi siksin seni?" dedim. Karım, "Farketmez, yeter ki amım sikilsin, hadi!" dedi. Gözleri zevkten kaymış karımı misyoner pozisyonunda amına sokup tekrar video çekmeye devam ettim. Karım video çektiğimi farketti ve yüzünü tekrar yastıkla kapatttı. O anki zevk sarhoşluğundan pek umursamamıştı. Hemen titreyerek orgazm oldu. Ben zaten erken boşaldığımdan anında amından çıkıp göbeğine akıttım döllerimi...
Karım halen inliyordu. Biraz kendine gelince, "Son çektiğini kimseyle paylaşma sakın!" dedi. "Tamam tamam!" diyerek ilk çektiğim videoyu attım admine. Admin anında gördü, ama bana hemen cevap yazmadı. Karım, "Ben duş alıp geleyim!" diyerek banyoya gitti. Karım duştayken admin, "İki posta attım, nasıl bir hatun böyle, manken gibi, onun ateşini söndüreceğim, Ankara'da mıydınız?" yazdı. Ben de, "Hayır, Konya'dayız!" yazdım. Admin, "Tamam uzak değil, ben Ankara'dayım, gelirim!" yazdı.
Admin dediğimiz eleman resmen karımı sikmek için buraya gelmekten basediyordu. Ciddi olup olmadığını anlayamadım, o yüzden, "Önce VIP gruba al bizi!" yazdım. Admin, "VIP işi kolay, hatta videoyu diğer adminlere de attım, size özel grup açacağız!" yazdı. "Nasıl yani?" diye yazdığımda, "Bu VIP gruplar genellikle çiftlere özel açılıyor, size özel açacağız, yine içeride belirli sayıda müşteri olacak, para karşılığında fotolar ve videolar olacak, sonra ayda birkaç sefer müşterilerle olan sikiş içerikleri vesaire olacak!" yazdı. Ben de, "Tamam!" diyerek kabul ettim.
Karım duşunu alıp yanıma gelince, "Ee, admin dönüş yaptı mı?" diye sordu. Ben de, "Evet yaptı! Seni sikmek istiyor, hatta Ankara'dan seni sikmek için gelecekmiş!" dedim. Karım şaka zannedip güldü. Ama ben, "Gülme kız, öyle yazdı!" dedim. Karım, "Ver bakayım!" diyerek elimden aldı telefonu. Tabii yukarıda yazdığım bütün yazışmaları ve para konusunu falan da okudu. "Ne müşterisi Hüseyin? Kimmiş bu müsteriler? Beni orospu mu yapacaksın?" diyerek kızgınlıktan çıldırdı. Tabii bana küfürler edip yine haram günah konusunu açıp durdu...
Zar zor sankinleştirdim karımı ve "Aşkım sadece foto ve video atarak binlerce dolar kazanabileceğiz!" dedim. Karımın inadı yine tuttu ve "Bu kadar yeter, zaten çok günah işledik, tövbe edelim. Yarın fakir fukaraya yemek dağıtalım!" gibi şeyler deyip durdu. Üstüne çok gitmedim, çünkü karımın bırakın çıplak foto çekmeme izin vermesini, bu gruba bakıp mesajları okumasını bile hayal edemiyorken neler yaptık neler. Karım illa yola gelecekti, biliyordum, bunun tadını almıştı bir kere...
Admin bana birkaç gün boyunca sürekli yazıp durdu. Ben de ona karımın durumunu anlattım, gerçeği söyledim. Yani karımın gerçekte böyle biri olmadığını, hatta onu bu aşamaya getirmek için çok uğraştığımı yazıp, "Biraz zaman ver!" dedim.
Birkaç gün karım soğuktu bana karşı. Konuyu bir türlü açmıyordu, ama gruptan da ayrılmamıştı. Yüzde yüz özelden sohbetlere ve hatta o sohbet ettiklerine özelden foto gönderdiğine emindim. Ve haklıydım da. Bir gece karım uyurken telefonunu aldım. Direkt bahsetttiğim sohbet uygulamasına girdim. O adamla birkaç gündür sürekli yazışmış, hatta ona çıplak meme fotoları atmış. Adamdan da yarak fotosu istemiş. Gelen yarak fotosuna, "Mmmmhhh, çok güzel, kalın ve damarlı, çok beğendim!" diye yazmış.
Bunun haricinde adam da uzun uzun nasıl karımı sikeceğini, nasıl öpüp yalayacağından bahsetmiş. Karım da adama cevap olarak onun sikini nasıl yalayacağından bahsetmiş! Tüm bu mesajları okurken sikim dimdik olmuştu. Kendimce, oldu bu iş, tamamdır, karım artık hazır dedim! Biliyordum artık yarak yemek için kuduruyordu ve bunu kendi ağzıyla benden isteyecekti!
Birkaç gün sonra da zaten evdeki halleri falan sanki keşke konuyu ben tekrar açayım istiyor gibiydi. Bakışlarından, hal ve hareketlerinden anlıyordum bunu, kendisi konuyu açmaya cesaret edemiyordu. Yıllardır orgazm olmayı, sevişmekten zevk almayı günah olarak kabullenmiş bir kadının yaşadığı son şeyleri düşününce onun için büyük bir değişimdi. Artık o zevki yaşadığı için kendisi de geri dönüş olmadığını biliyordu.
Günler geçtikçe evde karımın haraketlenmeleri artmıştı, bana sürekli frikikler veriyordu, söylemese de frikikleriyle benim (Gizli!) foto çekip grupla paylaşmamı istiyordu. Ama ben bilerek ses çıkarmıyordum ve foto falan da çekmiyordum. Bu isteğin karımdan gelmesini istiyordum.
Bir akşam eve geldiğimde evde bizim baldız Meryem vardı. Baldız 20 yaşındaydı ve karımdan daha güzeldi. O da karım gibi kapalıydı. Biz evlendiğimizde dikkat çekmeyen biriydi, büyüdükçe daha sexy olmuştu. Son zamanlarda bize çok sık gelip gitmeye başlamıştı. Ama bu geldiğinde çok üzgün ve mutsuzdu, bir kahve içip gitti.
Karıma, "Hayırdır, ne derdi var Meryem'in?" diye sorunca, "Bu sene mahsül çok olmayınca babam çok borçlanmış, Meryem de acaba Hüseyin eniştem yardımcı olur mu bize diye soruyor!" dedi. Benim de dükkanda işlerimin iyi gitmediğini bile bile sorması ilginçti. Ses çıkaramadım. Akşam yemek yerken, karım, "VIP gruba girseydik şimdi çok paramız olur muydu?" dedi. İşte bu! Beklediğim olay buydu!
Ben de, "Evet, olurdu!" dedim, ama başka birşey demedim. Gözlerine baktım, sanki devamını getirmem için yalvarıyordu. Ama yok, hayır, karımdan gelecekti bu istek, karımın istemesi lazım ki ne istersem yaptırabileyim.
Bir süre sessiz kaldık ikimiz de. Sonra karım, "Biliyor musun, ben biraz araştırdım bunu!" dedi. Ben de, "Neyi araştırdın?" diye sordum. Sesi titreyerek, "İşte VIP grup işini. Eğer yüzüm gözükmezse kim olduğum belli olmaz. Hem kayıtlarda sen de yanımda kocam olarak helalim olarak duracaksın, iznin olacak yani. Hem videolarda eşarp veya maske kullanırız, kim olduğumuz belli olmaz. Herkes çok para kazanıyormuş!" dedi.
Duyduklarıma inanamıyordum. Karım nerede veya kime sorarak araştırmıştı bunları? O an için pek umursamadım, ama sevinçten havalara uçtum. Yemek yemeyi bırakıp karıma sarılıp öptüm ve "Ee, yapacak mıyız bu işi?" dedim. Karım evet anlamında kafasını salladı.
Ben de, "Bak sen de mesajları okudun, VIP grupta müşteriler olacak, yani seni sikmek isteyenler olacak. Sonra ben yapamam edemem diyemezsin, iyi düşün geri dönüşü olmaz bunun!" dedim. Karım, "Eğer sen yanımda olup izin verirsen olurmuş!" dedi. "Ne olurmuş anlamadım?" dedim. Karım, "Yani ben bir başkası ile birlikte olurken sen yanımda olup izin verip şahit olursan bu aldatma sayılmıyormuş!" dedi.
Kulaklarıma inanmıyordum. Bunu karıma her kim söylediyse benim ekmeğime yağ sürmüştü. Hem karımı siktirip para kazanacaktım, hem de yanlarında olup karımı sikmelerini izleyip zevk alacaktım! Admine hemen yazdım. Karım da ben de büyük heyecan içindeydik. Adminin bu kadar istekli olması müthiş birşeydi, hemen dönüş yaptı ve "Tamam, size açacağımız grup için hemen çalışmalara başlıyoruz. Reklam amaçlı önce birkaç foto ve video gerekecek, onları herkese açık olan gruplarda ve bazı bloglarda paylaşarak açacağımız gruba müşteri toplayacağız!" dedi. Ben de, "Tamam anlaştık!" dedim.
Karım da hemen hazırlık yapmaya başladı. Daha önce aldığım iç çamaşır poşetini çıkardı, tanıtım fotosu ve videosu çekmem için. Admin, "Ne zaman müsaitsiniz?" diye yazdı. Ben de, "Hemen çeker atarız!" dedim. "Hayır, yok öyle değil, önce teyit ve emin olma amaçlı bizden biri gelip sizinle tanışacak ve o çekecek fotoları ve videoları. Sonra aramızda sözleşme yapacağız, gizlilik ve komisyon için!" dedi.
Hiç beklemiyordum bunu. Oldukça ciddiye alınıyordu bu durum, resmen bir sektör haline gelmiş! Admin, "Konya'da da bir adminimiz var, hemen onu yönlendiriyorum, eğer evdeyseniz?" dedi. Karıma bunu anlatınca korktu, tabii ben de korktum. Elin adamı evimize gelecek, karımın çıplak fotolarını ve videolarını çekecek, hem de burada yaşayan biri!
Admine, "Biz kendimiz çekeriz, gerek yok!" yazınca, admin, "Olur, ama o zaman karının fotolarda ve videolarda yüzü gözükecek. Hatta önceden hazırlanmış metni okuyacak. Ancak o şekilde biz emin olabiliriz, çünkü açacağımız gruba müşteriler para vererek üye olacak, onlara fake gerçek dışı bir şey sunamayız. O yüzden biz sizin gerçek olup olmadığınızdan önce emin olacağız, ondan sonra grubu açacağız. Grupta sizin paylaşacağınız videolarda ya da fotoğraflarda elbette yüzünüzü göstermeyebilirsiniz, zaten VIP grubu olan birçok çift göstermiyor, ama hepsine grubu açmadan aynı bu şekilde emin olduk, sonra açtık!" dedi.
Ben de, "Fotoları ve videoları biz çeksek, yüzümüz gözükmeden, sonra da gelen arkadaş sadece bizle tanışsa, sözleşmeyi getirse, olmaz mı?" dedim. Admin de, "Gelecek arkadaş çektiğin fotodaki kadının karın olduğundan emin olmak için karını çıplak şekilde görmeli. Çoğu kişi montaj veya yapay zeka ile kandırabiliyor, yani her türlü çıplak olarak göreceği için onun fotoğraf çekmesi daha kaliteli olur. Gelen kişiden korkmanıza gerek yok, güvenilir, bizden biri!" dedi.
Karıma durumu anlattım ve "O zaman bahsettiği kişi gelecek, başka çaremiz yok!" dedim. Karım da buna razı oldu. Artık karım için zaten ok yaydan çıkmıştı!
Kabul edip ev adresini ve telefon numaramı verdim. Bana, "Tamam, bir saate sizin orada olacak ve seni arayacak!" dedi. Karımın eli ayağına dolanmıştı. Karım da zaten pek tüy olmaz, süt gibi teni vardır ve kapalı bir kadın olmasına rağmen çok bakımlı biridir. Yine de, "Tekrar duşa gir, temizlen iyice!" dedim. Karım telaşlı telaşlı, "Acaba gelen kişi sadece foto için mi geliyor?" dedi. Ben, "Nasıl yani?" diye sorunca, "Ya şey isterse...?" dedi. Ben de, "Ne isterse?" dedim. Karım, "Anla işte, ya benimle birlikte olmak isterse?" dedi.
O an kafamda şimşekler çaktı! İçimden (Evet, neden olmasın ki!) dedim. Ama karıma, "Öyle birşey demediler, ama adam seni sikmek isterse buraya kadar ilerledik, adamı da çağırdık, adam yolda, evin adresini biliyorlar, yok diyemeyiz!" dedim. Karım, "Keşke bizim ev adresini vermeseydik, başka bir yere çağırsaydık!" dedi, iyice heyecan ve telaş yapmıştı.
Yıllardır helale harama dikkat eden karım biraz sonra yabancı bir erkeğe çıplak pozlar verecekti. Bu bile karım için çok büyük bir adım iken onunla sikişme ihtimali bambaşka bir boyut olurdu. Karım benim yarağım dışında hiç yarak görmemişti (gruba atılan fotolardakileri saymıyorum, onlar sadece görseldi). Hemen aklıma bir şeytanlık geldi, hazır karım bu kadar hazır iken önüme gelen bu fırsatı değerlendirmem gerekiyordu!!!
Karım duşta hazırlanıyorken ben admine yazdım, "Gelen arkadaş karımla sikişecek mi?" diye. Admin, "Hayır, sadece teyit için geliyor, merak etmeyin, ileriki süreçlerde içerik için olabilir, adım adım ilerleyeceğiz, zaten gelecek olan arkadaş size detaylarıyla anlatacak herşeyi!" dedi.
Ben de, "Peki, o arkadaşla konuşsan, sanki VIP gruba girmek için sikişmek zorunluymuş gibi olsa olmaz mı? Biliyorsun karımı anlatmıştım sana, zar zor ikna oldu ve şimdi herşeye hazır razı olmuş durumda. İlk seferi oldu bittiye getirirsek daha hızlı adapte olur!" dedim.
Admin, "İyi fikir, olabilir aslında, ben bizim arkadaşla konuşurum. Yani onun yerine ben de gelebilirdim, fırsatı kaçırdım, tüh üzüldüm şimdi!" dedi. Ben de, "Bir dahakine sen gel o zaman!" dedim. Admin, "Kesinlikle geleceğim, çok sexy bir karın var, tadına illa bakacağım, zaten bütün adminler hayran oldu, hepsi de sizin içeriklere katılmak istiyor!" dedi. "Umarım katılırlar!" diye cevap verdim. Gülücük emojisi attı. Bu yazışmaları sildim hemen, karım görmesin diye.
Karım duştan çıktı ve biraz makyaj yaptı. Normalde hiç bu kadar makyaj yapmaz, hatta bütün makyaj malzemeleri bile bulunmaz kendinde, sadece hafif ruj ve rimel sürerdi. Zaten duru güzelliği var, yeterli oluyor, ama çekmeceden büyük bir makyaj çantası çıkardı. Karımın böyle seti olduğunu bile bilmiyordum, bir güzel hazırlandı.
Üstüne misafir geldiğinde giydiği kapalı kıyafetini giymek istedi, ama ben, "Dur kız, kafayı yedin herhalde? Gelen adam seni çıplak görecek zaten!" dedim. Karım, "Ayy haklısın, ben heyecandan ne yaptığımı mı biliyorum? Umarım sadece foto çeker gider hemen. Ee, başka kıyafetim yok ki, ne giyeceğim?" dedi. Ben de, "Kız giy işte şort tişört, ev hali ne olacak?" dedim. "İyi peki!" dedi.
Yarım saat kadar sonra telefonum çaldı. Sesinden genç olduğunu anladığım bir adam birkaç dakikaya bizim evde olacağını söyledi. Birkaç dakika sonra kapı çalınca kalbim güm güm atmaya başladı, karımın da benim gibi kalbi yerinden fırlayacaktı. Bana, "Sen git aç kapıyı, ben buradayım!" dedi. Ben de, "Olmaz öyle, gel salona geç otur!" dedim ve kapıya yöneldim.
Kapıyı açında karşımda karımla yaşıt olabilecek, yakışıklı bir genç duruyordu. Kocaman bir sırt çantasıyla gelmiş. İçeri buyur ettim. Salona doğru geçtik, ama karım yoktu, utandığından yatak odasından çıkmamıştı. "Karım biraz utangaç!" deyip, karıma, "Aşkım, beklediğimiz misafir geldi!" diye seslendim. Ve güzel karım geldi. Gelen genç gözleriyle karımı tepeden tırnağa süzdü. Karımı çok beğendi ve "Söyledikleri kadar güzel ve sexysiniz!" diye iltifat etti. Karımın yüzü kızardı hemen. Ama karım da genci beğenmişti, yalan yok harbi çok yakışıklıydı delikanlı. Bir de karım hayatında ilk defa yabancı bir erkek karşısında saçları açık, üstünde tişörtle ve bacaklarını gösteren şortuyla duruyordu.
Genci koltuğa buyur ettim. Çantasından birkaç belge ve profesyonel bir fotoğraf makinesi çıkardı. Ona, "Çay kahve, birşey ister misin?" diye sordum, sadece su istedi. Karım su getirmeye mutfağa gitti. Genç masada hazırlık yapıyordu. Su için mutfağa giden karım geri gelmeyince merak ettim ve "Dur ben bir bakayım!" dedim. Genç, "Bizim işte utanmaya gerek yok, eğer karınız istemiyorsa, veya karınızı zorluyorsanız hiç başlamayalım!" dedi. Ben de, "Yok yok heyecan oldu, bu ilk seferi, benden başka hiç başka erkekle daha önce birlikte olmadı!" dedim.
Genç (kısık sesle), "Aaa, öyle mi? Peki, bana bu gece için karınızla birlikte olmam söylendi ama?" dedi. Ben de (kısık sesle), "Evet biliyorum, merak etme, şimdi utangaç ama birazdan düzelir!" dedim. Genç adam sevinerek, "Demek ilk seferi olacak, bunu bana söylememişlerdi, çok iyi oldu bu, o zaman utangaç olması içerik için daha iyi olmuş, bunu kullanırız!" dedi.
Mutfağa gittiğimde karım daha da telaşlı haldeydi. Karıma, "Adam içerde bekliyor, sen burada ne yapıyorsun, hadisene!" dedim. Karım, "Yaa emin miyiz Hüseyin? Ben çok korkmaya başladım, ya duyan eden olursa biteriz!" dedi. Ben de karıma yemekteki olan konuşmayı hatırlatıp, bunu bile bile kabul ettiğini söyledim ve "Hem kimse bilmeyecek, yüzünü sadece bu genç gördü, hem çekeceği foto ve kayıtlarda yüzün gözükmeyecek, ben de yanında olacağım zaten!" diyerek rahatlattım. Eline hazırladığı su bardağını verip, "Hadi birlikte geçelim içeri!" dedim.
Salona geldiğimizde genç masaya kağıtları ve kalemi dizmişti. Bizler de koltuğa orturduk, önce tanıştık, adı Mehmet imiş. "Başlamadan size detayları anlatacağım..." diyerek bize her detayı anlattı.
"Gruba üyelik 5 ila 10 dolar arasında değişecek, bunlar üyelik seviyesine göre değişiyor. Silver, Gold ve Plantin olarak. Silver üyeler sadece gruba atılan içeriklere erişebilirken, Gold üyeler grubta mesaj yazabilir ve Plantin olanlar da direkt özel olarak sizinle yazışabilir. Biz buradan komisyon almıyoruz. Günde en az 3 foto ve 1 video atmalısınız. Bunlar ücretsiz olacak ve atılan video en az 1 dakika olmalı. Bu sizin veya aranıza aldığınız tek erkekle olan videolar olabilir. Zaten sizden çoğunlukla Cuckold içerikler üretmenizi isteyeceğiz. Bu videoların uzun hallerini ücretli olarak atabilirsiniz, buradan elde edilecek ücretin tamamı sizin!" dedi.
Ben, "Nasıl ücretli video atacağız?" diye sorunca, Mehmet, "Ben herşeyi göstereceğim size. Bazı çiftler başka platformlara yöneliyor, ama orada başarılı olamıyorlar, çünkü abonelerini kendileri kasmaları gerekiyor. Ama bizde böyle bir sorunla karşılaşmayacaksınız. Başka platformda birkaç yılda biriken abone sayılarını biz birkaç ayda yapıyoruz!" dedi. Karım sessiz sessiz pür dikkat dinliyordu, ama Mehmet'in neyden bahsettiğini anlamıyordu.
Sonra Mehmet karıma bakıp, "Her ay Gold ve Platin üyelerin arasından çekiliş ile seçtiğimiz bir müşterinizle birlikte olduğunuz içerik garantisi sunacağız!" deyince karım biraz tedirgin oldu. Bunu anlayan Mehmet, karıma, "Korkmayın, genellikle bizden birileri oluyor, veya sizin güvendiğiniz tek erkeklerle oluyor, yani bir tanıdığınız varsa onu Platin üye yaparız ve ona kazandırırız çekilişi. Biz hep öyle ayarlıyoruz. Ben de ve bizden olan birkaç arkadaş ta grupta Platin üye olarak duracak ve içeriklerde sürekli aynı erkekler gözükmesin diye değişmeli olarak birimizden birine çekiliş kazandırıyoruz. Böylece kayıtlarda sanki her ay başka birileri kazanıyor gibi gözükmüş oluyor, kimse fark etmesin diye!" dedi.
Sonra da, "Bahsettiğim bu arkadaşlar tamamen profesyonel ve bizim ekipte olan kişiler. Bu sizin gizliliğiniz için önemli. çalıştığımız birçok çift ile böyle yapıyoruz. Gruptaki diğer müşteriler bunu anlayamıyor, ama tabii içerinden beğendiğiniz ve kabul edebileceğiniz müşteriler olursa çekilişi onlara kazandırırız. Bu da grubun güvenilirliğini artırmış olur. Bu tamamen size kalmış bir şey. Şu an için bizim çalışma prensimizde kesinlikle hiç kimsenin yüzü gözükmüyor. Ve kayıt için gelen ekiplerimizden kimse de güvenlik açısından kayıt sırasında konuşmuyor. Tabii siz konuşabilirsiniz, hatta kayıt sırasında yaşadığınız zevk ve duyguları dile getirmeniz içeriği daha kaliteli hale getiriyor. Eğer siz güvendiğiniz birini aranıza tek erkek olarak alırsanız böylece tamamı konuşmalı kayıtlar çıkar ve bu kayıtlar konuşmalı diye geçiyor ve daha fazla para kazandırıyor!" dedi.
(Ayda bir kez fix karımı bir başkası sikecekti ve video kaydı alınacaktı, bu zorunluydu, ama iyi tarafı bizim seçebileceğimiz biri veya ekipten biri olacak, böylece gizliliğimiz korunacaktı.)
Mehmet daha başka detaylı açıklamalar da yaptı. En son, "Sormak istediğiniz başka birşey yoksa, buralara isim, soy isim ve imza!" diyerek bir belge uzattı. O belge de benim de karımın da cinsel çıplaklık gibi kayıtlarımızın kendi rızamız ile paylaşıldığını kabul ettiğimizi yazan belgeydi. Ben de karım da imzaladık.
Mehmet, "Herşey tamam, başlayalım o zaman!" dedi. Karım elimden tutup bana baktı. Ben de, "Hadi güzel karıcığım yatak odamıza geçelim!" dedim. Mehmet, "Siz geçin, ben makineleri ayarlayıp geliyorum!" dedi. Yatak odamıza geçince karım, "Tek erkek de mi olacak, o ne demek, ben orayı anlamadım?" dedi. Ben de, "Tek erkek, evli çiftlere eşlik eden tek erkek, yani partneri ile gelmeyen kişi!" diye anlattım. Karım, "Haa, anladım!" dedi.
Az sonra Mehmet içeriye bir adet fotoğraf makinesi ve bir adet te video kayıt cihazı ve onu bağladığı tripodla geldi, "Siz soyunurken ben de bunları kurayım!" dedi. Ben, "İkimiz de mi soyunacağız?" diye sorunca, "Evet!" dedi. Karım, "Hüseyin niye soyunacak?" diye sorunca, Mehmet, "Video kaydı için gerekli, ilk içeriğimizi şimdi çekeceğiz, bu zorunlu!" dedi. Karım heyecanlı şekilde, "İçerik derken? Yani benimle Hüseyin'in video kaydını mı çekeceksiniz?" dedi. Mehmet te, "Yok, sizinle benim kaydım çekilecek ve tabii ki kayıtta Hüseyin bey de olacak, köşede bizi izleyecek!" dedi.
Karım bana baktı, ben de başımla onay verdim ve "Soyunalım!" dedim. Ben soyunup sadece donla kaldım. Karım utana sıkıla sütyen ve külot ile kalınca, Mehmet karıma, "Tamamen soyunmalısınız, çıplak çekim yapacağız, utanmanıza gerek yok, zaten admine gönderdiğiniz videoyu ben de izledim, gayet güzel vücudunuz var!" dedi.
Ben de karıma cesaret vermek için, "Dur ben soyayım seni karıcığım!" dedim. (Bu karıma, benden yani helalinden onay almış gibi hissettirecekti). Karımın sütyenini ve külodunu çıkardım. Karım artık Mehmet'in karşısında tamamen çıplaktı. Mehmet karıma yiyecekmiş gibi bakıyordu. Karım utandığından elleriyle memelerini ve amınını kapattı. Mehmet karıma yanaştı ve "Utanmayın lütfen!" diyerek ellerini tutup çekti.
Karımın güzel çıplak vücuduyla karşılaşan Mehmet bana, "Çok şanslısınız Hüseyin bey, karınız şimdiye kadar çekim yaptığım en güzel kadınlardan biri!" deyip, karıma da, "Siz de Hüseyin bey gibi kocanız olduğu için, size normalde tadamayacağınız zevk ve duygular yaşatacağı için şanslısınız!" dedi. Video kayıt cihazını yatağın yanı başına kurdu ve açıyı ayarladı.
Sonra fotoğraf makinesini eline alıp, "Önce birkaç fotoğraf çekelim, sonra video kaydına başlarız!" dedi. Karım, "Video kaydında tam olarak ne yapacağız?" diye sorunca, Mehmet, "Bizim standart kayıt olacak, sizinle benim yatakta kaydımız alınacak. Kocanızın da ayakta bizi izliyor olması gerekiyor. Ama merak etmeyin, kimsenin kimliği belli olmayacak, açıyı ona göre ayarladım!" dedi.
Karım, "Haa anladım, ama ben daha önce hiç başkasıyla birlikte olmadım, bilemedim şimdi..." dedi. Mehmet te karıma yaklaşıp dokunarak, "Kocanız bahsetti, merak etmeyin sizi korkutmadan yavaş yavaş ilerleriz. İçerik konusu olarak ta bundan daha iyisini bulamayız. Hem sizi çok mutlu edeceğim, merak etmeyin. Şimdi önce bu güzel vücudunuzu çekelim!" deyince karım beklenmedik bir şekilde yumuşadı.
Mehmet'in karıma olan yaklaşımı çok sıcakkanlıydı. Eğitimli ve zeki biri olduğu çok belli. Elindeki makineyle karımın ayakta çıplak resimlerini çekmeye başladı. Sadece vücut resimleri çekiyordu. Çektiği resimleri karıma gösterip onay alıyordu. Sonra karımın yatakta uzanmış resimlerini çekmeye devam etti. Karımı poz vermesi için yönlendirip el teması yapmaya başladı. Karımın vücuduna bacaklarına dokunup nasıl duracağını gösteriyordu. Bu dokunuşlar karımın da git gide ortama ısınmasını ve azmasını sağlamıştı. Artık sexy pozlar vermeye başlamasıyla anlaşılıyordu bu durum. Ayrıca Mehmet'le yaptığı flörtleşmeler beni azdırmaya yetmişti ve çoktan sikim kalkmıştı.
Mehmet, "Şimdilik yeter!" dedi. Karım kendisine aldığım sexy iç çamaşırları gösterip, "Bunlarla da çekmeyecek miyiz?" dedi. Ben önce karımın video kayıt işini biraz daha ertelemek istediğini düşündüm, ama aslında haklıydı, Mehmet sadece karımı çıplak şekilde görüp emin olup sonra birkaç çıplak foto çekip kalanını iç çamaşırlı çekecekti. Reklam için demişlerdi. Sonra tabii benim özel isteğim için de karımla sikişecekti.
Mehmet, "Ha evet haklısınız, o zaman onlarla da video kaydı sonrası birkaç tane çekeriz!" dedi. Mehmet çok azmıştı, siki dimdik olmuştu. Belli ki bir an önce karımı sikmek istiyordu, bu da benim işime geliyordu tabii. Ben de Mehmet'i desteklemek için, "Evet evet öyle yapalım, nasılsa gece uzun, değil mi?" dedim.
İşte beklediğim ana gelmiştik. Mehmet fotoğraf makinesini bıraktı ve yatakta olan karımın yanına gidip bacaklarını ve baldırlarını okşayarak, "Video kaydından önce birbirimize biraz ısınalım mı? Daha iyi olur, en azından bedenlerimize alışalım!" dedi. Karım halen bana bakıp utanıyordu. Ben, "İyi fikir!" der demez Mehmet karımın çenesinden tutarak yüzünü kendine çevirip dudaklarına öpücük kondurdu. Karım refleks olarak gülümsedi ve bana tekrar dönüp baktı.
Mehmet, "Ona değil bana bakacaksın, bu gece kocan ben olacağım!" dedi ve bir öpücük daha kondurdu. Sonra da karımın bütün vücudunu okşamaya başladı. Memelerini avuçluyor, bir yandan da karımın dudaklarını boynunu öpüyordu. Karım gözlerini kapatmış ve hafiften inlemeye başlamıştı. Mehmet karımın amına dokunduğunda ıslanan parmaklarını gösterdi bana. Sonra karımın kulağına doğru, "Beni soymak ister misin?" dedi, karım da olur der gibi bakış attı. Mehmet, "O zaman video kaydına böyle başlayalım mı, ayakta beni soyarak. İstersen ayakta beni soyup sevişerek başlarız, sonra bana sakso çekersin. Sakso çekmeyi biliyorsun değil mi?" dedi.
Karım kafasını sallayarak, "Evet, biliyorum!" dedi. Mehmet, "Tamam, ondan sonra ilk kaydı bitiririz, sonra yatakta kayda devam ederiz. Beni soyarken gömleğimi çıkartırsın, ama içimdeki tişörtümü çıkartma, tamam mı, benim tişörtümle kalmam lazım, tişörtümü çıkartamam, benim başka bir çift ile kayıtlarım var, vücudum tam gözükmesin, eğer aynı müşteriler olursa anlarlar!" dedi. Sonra bana dönüp, "Sen de ayakta bizi izlersin, köşede durup. Sesli kayıt çekeceğiz, ama ben konuşamam, siz isterseniz konuşursunuz!" dedi.
Ben de, "Olur, çok iyi fikir!" diyerek karıma cesaret verdim. Mehmet karıma, "Ama üstünü tekrar giy ve başını kapatman lazım, kapalı kıyafetlerden birini giy, kolayca yukarıdan soyulabilenlerden, kayda öyle başlayalım, çünkü seni tesettürlü olarak biliyorlar, öyle başlarsak daha iyi olur. Sen beni, ben de seni soyarak başlarız video kaydına!" dedi.
Karım, "Tamam!" diyerek Mehmet'in kolayca soyabileceği bir elbisesini giyip başını eşarpla kapattı. Mehmet kameranın açısını ayarladı ve sonra, "Kaydı başlattım!" diyerek ayakta olan karımın yanına gidip direkt dudaklarına yapıştı. Ateşli şekilde öpmeye başladı. Karım da elini onun omuzlarına atıp öpücüklerine karşılık veriyordu. Ben de kayıtta ayakta duruyor, köşeden onları izliyordum. Sikim kalkınca donumu indirip sikimi sıvazlamaya başladım.
Mehmet karımı soyup memelerini okşamaya başladı. Mehmet'in boyu uzun olduğundan karım ayak ucunda durup öpücüklerine yetişmeye çabalıyordu. Mehmet karımın kulağına doğru, "Hadi sen de soy beni!" dedi. Karım hemen Mehmet'in gömleğinin düğmelerini açıp soymaya başladı. Gömeliğini çıkarttıktan sonra elini tişörtün içine atıp onun vücudunda dolandırıp güzelce okşadı. Sonra Mehmet karımı sırtı kameraya dönececek şekilde çevirip önce sütyenini ve sonra eğilerek külodunu indirdi. Eğilirken karım önünde olduğundan yüzü kameraya yansımamıştı.
Tekrar ayağa kalkıp karımı öpmeye devam etti ve göt yanaklarını sıkarak, okşayıp, kameraya karımın götünü sundu. Karım kameraya sırtı dönük olduğundan artık Mehmet'le daha rahat sevişebiliyordu. (Ben zaten bu görüntüler karşında zevkten dört köşe olmuş bir halde sikimi sıvazlayıp duruyordum). Mehmet karımın boynunu öpüp emerken karımla göz göze geliyorduk. Kayıtta bunlar kameranın açısından dolayı gözükmüyordu, ama ben karımın gözlerinde aldığı zevki görüyordum.
Mehmet karımın ellerini kotunun kemerine götürünce karım kemeri çözmeye başladı. Mehmet kotunu aşağıya çekti ve karımın elini donunun üzerinde kondurdu. Mehmet te çadırı kurmuştu tabii. Karım ilk kez başka bir yarağa temas ettiğinden irkilip elini çekti, ama Mehmet tekrar koydu. Sonra karımın omuzlarından tutarak yere çömeltti. Karım Mehmet'in sikini tanımaya çalışıyormuş gibi hafifce donun üzerinden okşuyordu. Sonra dudaklarını yanaştırıp öpmeye başladı. Kendini başka bir yarağa hazırlıyor gibiydi. Mehmet karımın ellerinden tutup birlikte donunu indirdiklerinde, karımın karşısında ilk yabancı yarağı duruyordu.
Yarağın boyu benimkinden çok az daha uzundu, ama damarlı ve kalındı. Karım sadece baka kalmıştı. Mehmet karımın başından tutup sikine yöneltince karım eliyle kavrayıp sıvazlamaya başladı. Sikine tükürüp sıvazlıyor, bir yandan da Mehmet ile bakışıyordu. Mehmet bana dönüp karımın ne kadar sexy olduğunu el işaretleriyle anlatıyordu. Karımın da çok hoşuna gitmişti bu hareketler. Tabii videoda, yani kameranın kayıt açısında karım yerde diz çökmüş Mehmet'in kamerada görünmeyen sikiyle oynuyordu.
Mehmet karıma hadi dercesine bakış atıp karımın ağzını açmasını istedi. Karım ağzını açıp yarağın başını emmeye başladı. (Karım evlendiğimizde sakso için bana hep günah falan derdi, ama sonra karımın bildiği inandığı hocaların kadınların yatakta kocalarına itaat etmesi gerekiyor açıklamaları sayesinde karıma çok sakso çektirirdim).
Karım Mehmet'in yarağını bir güzel emerken Mehmet karımı birden tekrar ayağa kaldırdı ve yatağa doğru birkaç adım attılar. Sonra birden bu sefer biraz daha ileride karımı omuzlarından tutup yere çömeltti ve karımın başındaki baş örtüsünü çıkartıp iki eliyle karımın saçlarını arkada toplayarak karımın başını tutarak ağzını siker gibi yapmaya başladı. Yarak karımın ağzında bile değildi, yüzüne çarpıp duruyordu, ama tabi video kaydında bu belli olmuyordu...
Sonra Mehmet, "Ohhhh!" diyerek sanki karımın yüzüne boşalıyormuş gibi yaptı, ama boşalmadı. Tamamen kayıt için planlanmış birşeydi. Zaten hemen sonrasında kamerayı durdurup, "Kaydın giriş ve bitiş kısımlarını hallettik. Eşarbını tekrar bağla başına, şimdi yatak sahnelerini çekelim!" diyerek kamerayı yatağa doğru bakacak şekilde ayarladı. Karım halen yerde diz çökmüş halde ve şaşkın şaşkın bakıyordu. Tam ne güzel sakso çekiyor, ne güzel emiyordu Mehmet'in yarağını büyük bir zevkle! Şimdi sanki elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi baka kalmıştı.
Mehmet karıma, "Yatağa çıkıp domal, ben çantamdan kondom alıp geliyorum!" dedi. Hızlıca kondom alıp geldi. Sonra kendi ayarlayıp karımı bir güzel domalttı. Benden de yatağın başucuna, köşeye, videoda gözükecek şekilde durmamı istedi. Karımın sulanmış amına sikini fırça atar gibi biraz sürdü ve sonra birden soktu. Karım fena şekilde inledi. Siki karımın amına girip çıkarken karım daha önce yaşamadığı zevkleri yaşıyordu. Karımın çıkardığı inleme sesleri odanın içerisine yakalanırken, Mehmet gitgide daha da hızlanmaya başladı, arada karımın götüne elleyip avuçluyordu. Süt beyaz tenli olduğundan hemen götü kıpkırmızı olmuştu...
Karım ilk orgazmı olduktan sonra Mehmet amından çıkıp, "Bu sahne için yeterli!" dedi. Kamerayı yatak ucuna koyup, karım halen orgazm etkisinden titrerken hemen yatağa uzanıp karımı kucağına aldı. Sikini karımın amına sokup alttan pompalamaya başladı. Karım zevkten çıldırmıştı. Belki henüz 5 dakika falan olmuştu, ama bu bile karım için şimdiye kadar yaşadığı en uzun sikiş süresiydi...
Sonra kontrollü karım aldı ve Mehmet'in kucağında hoplamaya başladı. Normalde karım bu kadar becerikli değildir ve bizim sikişlerimiz hiç bu kadar uzun sürmezdi. Yine de iyi iş çıkartıyordu. Yaklaşık bir 5 dakika daha bu pozisyonda devam ettikten sonra Mehmet karımı yüz üstü yatağa uzanırdı. üstüne çıkıp arkadan amına girdiği gibi sertçe pompalamaya başladı. Karım Mehmet'in altında kasılıyor, bacaklarını kaldırıyor, zevkten inleye inleye sikiliyordu. Karım çok geçmeden ikinci orgazmını yaşadıktan sonra Mehmet yavaşladı ve kendi de boşaldı, ama bunu kameraya belli etmedi. Boşaldığını karımın içinden çıkınca kondoma akıttığı dölden anladım.
Mehmet sikindeki kondomu çıkartıp tuvalete attı geldi. Sonra donunu giyerken kamerayı kapatıp, "Tamam, çok iyi oldu, çok iyi, güzel bir kayıt çıkardık, ben bunlara gerekli montajları yapar size de iletirim!" dedi. Karım halen yatakta uzanmış, gözleri kaymış haldeydi, Mehmet'e kısık sesle, "Hemen gitme, kal biraz daha!" dedi. Anlaşılan karım daha ona doymamıştı. Mehmet, "Yok hemen gitmiyorum zaten, bir sigara molası verelim, hem şu kayıt cihazındaki SD kartı laptopuma atarım, bir de bu video kayıt cihazı ile tripod sizde kalacak, size hediyemiz, böylece daha kaliteli içerikler üretebileceksiniz!" dedi.
Benim sikim sürekli boşalmaktan zonkluyordu. Artık kalkmıyordu bile, 4 kez boşalmıştım. Mehmet salona gidince, karım, "Muhteşemdi, hiç bu kadar zevk almamıştım yaa!" dedi. Hemen gidip karıma sarılıp öptüm ve "Sana demiştim, bu daha başlangıç. Ama sen de çok iyi iş çıkardın, valla şaşırttın beni kız!" dedim. Karım, "Ben de şaşkınım, ama suç sende, beni bir kere bile olsa böyle sikmişliğin yok, Mehmet durmak bilmedi!" dedi. Ben, "Bu birşey değil ki, bir saat boyunca durmadan sikenler var!" dedim. Karım, "Evet demiştin, öyleleri gerçek olabilir o zaman!" dedi, derin bir nefes alıp verip, "Ooffff, hayal bile edemiyorum!" dedi. Karımın bu kadar istekli sikiş manyağına dönmesi benim başarımdı!
Sonra karım bana, "Sen anladın mı, bu kayıt işi nasıl oldu, ona sakso çekerken yaptığı hareket neydi öyle ya?" dedi gülerek. Ben de, "Bu işler böyle oluyor, montaj yapacakmış, bence son sahne olacak o kısım!" dedim. Karım, "Haa, anladım. Yüzüm hiç gözükmemiştir değil mi?" dedi. "Yok yok gözükmedi, kamera baya aşağıdaydı, merak etme!" dedim.
Sigarasını içen ve SD karttaki kaydı laptopa atan Mehmet odaya tekrar geldi. Bizi yatakta sarmaş dolaş görünce hemen donunu da tişörtünü de çıkarıp, "Şimdi keyfini tamamen çıkaralım!" diyerek aramıza geldi. Karımı hemen kendine çekip, "Gel bakalım güzelim, senin tadını şimdi keyfile alacağım!" diyerek öpmeye başladı. Karım da bu sefer tamamen çıplak olan Mehmet'e sarılıp öpücüklerine cevap vermeye başladı. Mehmet karımın baş örtüsünü de çıkarttı ve sarmaş dolaş oldular. Ben de karımın götünü ve sırtını okşadım.
Kendilerini kaptırmışlardı, ben de yataktan kalkıp onlara bıraktım yatağı. Mehmet karımı öpe öpe amına ilerledi. Karmın amcığını yalamaya başlayınca karım fena şekilde inlemeye başladı. Tam bu sırada kapının zili çaldı. "Kim ki bu saatte?" diye merak ettim, ama kapıyı açmaya niyetim yoktu. Gelen kişi kapının zilini ısrarla çalmaya devam edince hızlıca üstümü giyip, karımla Mehmet'e, "Çok ses çıkarmayın!" diyerek kapıya gittim. Ama kendilerini kaybetmiş gibiydiler, beni duydular mı bilmiyorum.
Kapının gözetleme deliğinden baktığımda gelenin baldızım Meryem olduğunu gördüm. Açmayacaktım kapıyı, sonuçta evde yabancı bir erkek var ve yatak odamızda karımla sevişiyordu. Baldız, "Eniştee! Enişteee!" diye seslenince, önemli olmalı, belki kayınbabamın sağlık durumuyla ilgilidir diye açtım kapıyı.
Ben kapıyı açınca, baldız, "Oh, evdeymişsiniz!" dedi. Ben de, "Ne oldu? Babana falan birşey mi oldu?" dedim. Baldız, "Yok yok babam iyi. Ablam yok mu?" diye sorunca, "Yok dışarıda!" dedim. Baldız, "Nereye gitti?" diye sordu. Tabii o saatte karım dışarda nerede olabilirdi yani. Ben bir yalan düşünürken birden içeriden karımın yüksek bir inleme sesi gelince baldız bana bakıp gülümsedi. Karımın inlemesi yetmezmiş gibi bir de, "Oohhh, sik beni Mehmet!" diye bağırmaya başlayınca baldız herşeyi anlamıştı tabii ve halen gülümsüyordu.
Baldız içeri girecekken tuttum kolundan ve hemen kapı önüne çıkardım ve "Duyduklarını hemen unutacaksın!" dedim. Baldız da, "Merak etme enişte herşeyi biliyorum, ablam nasıl ikna oldu sanıyorsun? Ben olmasam yarak altına yatar mıydı?" dedi. Şaşırmıştım, "Ne diyorsun lan sen?" dedim. Baldız yine gülümseyerek, "Ablamın telefonunda gördüm herşeyi, sonra da ablamı konuşarak ben ikna ettim, yalandan birkaç şey söyledim ablama, hocalardan duydum diyerek!" dedi.
Duyduklarıma inanamıyordum! Demek karıma (Kocan izin verirse ve yanında olursa aldatma sayılmaz!) gibi sözleri hocalardan duydum diyerek baldız söylemiş! Ama buna sevinmiştim. Baldız da karım gibi kapalıydı, ama büyük orospuymuş! İşime çok yarayacaktı bu durum! Baldıza, "Şimdi git, yarın benim dükkana gel konuşalım!" dedim. Baldız gülümseyip, "Tamam enişte!" deyip yanağıma öpücük kondurup gitti. Çok mutlu olmuştum, tek taşla iki kuş. Baldız baldan tatlıydı. Hem de ne orospuymuş, kesin sikerim baldızı da diye düşündüm...
Yatak odamıza girdiğimde Mehmet karımı altına almış misyoner pozisyonda pompalayarak sikiyordu. Karım zevkten baygın haldeydi. Onları izlerken bir sigara yaktım. Zaten sikimi kaldıracak gücüm kalmamıştı. Mehmet karımı sikerken, "Bakire kız gibisin orospu, amcığın daracık, hiç sikilmemiş gibi!" diyordu. Sonra karımı domalttı ve bana amını gösterip, "Bu amı nasıl yaraksız bıraktın, baksana kaymak gibi!" diyerek yalamaya başladı.
Mehmet sonra karımın götüne parmak atınca karım huylandı. Mehmet te, "Dur oynaşma orospu, götünü de sikeceğim senin!" deyince, az önce zevkten baygın olan karım hemen doğruldu ve "Hayır, götüm olmaz, günah orası!" dedi. Mehmet, "Hiç sikilmedin mi götten yoksa?" deyince, karım, "Hayır, sikilmedim!" dedi. Mehmet de bana bakarak, "Vah vah, bu göt sikilmez mi ya?" dedi. Sonra kondomunu sikinden çıkartıp, karıma, "Neyse tamam, hadi gel biraz sakso çek!" dedi. Karım hemen yumuldu yarağına...
Karım birkaç dakika sakso çektinten sonra Mehmet karımın yüzüne boşaldı. Karım hemen banyoya gitti. Mehmet, "Ben bittim, yeter bu kadar!" diyerek üstünü giyince, ben, "Tekrar gelecek misin?" dedim. Mehmet, "Valla karın çok güzel, çok ateşli, keşke başka bir çiftin içeriğinde olmasaydım!" dedi. Ben de, "İçerik için olmasına gerek yok, istediğin zaman gel sik karımı!" dedim. Mehmet, "Valla çok isterdim, ama patronlar duyarsa kötü olur!" dedi. Ben de, "Nereden duyacaklar ki, gelir sikersin arada, birşey olmaz!" diyerek sırtını sıvazladım. Mehmet, "Çok iyi olur aslında, bakalım, haberleşiriz!" dedi.
Mehmet'i kapıda yolcu edip odaya geri döndüğümde karım duştan yeni çıkmış, bornozuyla bekliyordu. Bana, "Mehmet nerede, gitti mi yoksa?" dedi. Ben de, "Evet gitti!" dedim. "Aaaa!" diyerek üzüldü karım. Halen Mehmet'e doymamış belli ki.
Karım sonradan hatırladı ve "Ayy Hüseyin kapı çalmıştı, gelen kimdi, umarım sesimizi duymamıştır?" dedi. Ben de, "Gözetleme deliğinden baktım, kapıcı gelmiş, ama sesin çok çıkıyordu, açmadım kapıyı, gitti!" dedim. Karım, "Bu saatte mi, hayırdır?" deyince, "Geçen sular ile ilgili sorun yaşadık ya, bugün gelirken ona bakmasını söylemiştim, onun için gelmiştir!" diyerek baldızın geldiğini karımdan sakladım :)
(Hüseyin)
274 notes
·
View notes
Text
AHMET AMCA.
Başımdan geçen bu olayı birileriyle paylaşıp paylaşmama konusunda çok çelişkiler yaşadım, ama bunu yaşam tarzına dönüştürmüş çiftlerin olması yaşananları anlatmam için beni biraz cesaretlendirdi. Ama ondan da önemlisi kimseyle paylaşamadığım bu sırrın ağırlığını hafifletmek istememdir.
Eşim sıradan bir Türk ev hanımı, bizim milli hanım tipimiz olan orta boy, dolgun göğüs, dolgun kalça, beyaz ten yani balık eti bir kadın. Ama yatakta oldukça maharetli, övünmek gibi olmasın bildiklerini ben öğrettim. İlk erkeğiydim, kapalı bir çevreden geliyordu, kız meslek lisesinde okumuştu, kısaca ilkleri benle yaşadı.
Fazla uzatmadan konuya geçmek istiyorum. Yaşadıklarımız evliliğimizin dördüncü yıl dönümünde gerçekleşti. Ben 26 yaşındaydım, eşim 25 yaşında idi. Evlilik yıl dönümüne bir hafta kala eşim bana seks yasağı uygulamaya başladı. Yıl dönümünün özel olmasını istediğini ve bana sürprizleri olduğunu söylüyordu. Yıl dönümü için aldığı siyah dantelli iç çamaşırı takımını gösterince bile ona oracıkta sahip olmak istedim, ama çok ısrar edince bu oyuna ben de dahil oldum.
Çok fazla yorucu bir işim yok, Ankara Ulus'ta küçük bir dükkanımız var, sabahtan akşama oturuyorum desem yeri. Böyle olunca da yorulmuyor insan ve seks performansı her zaman yüksek oluyor. Gün aşırı seks yapan benim için bu bir hafta uzun geçecekti ama dayanacaktım, oyun kurallarına göre oynanacaktı.
Derken zor da olsa bir hafta geçmiş, o günün sabahında evden çıkmış ve dükkanda saatlerin geçmesini beklemiştim. Tüm gün eşimi o iç çamaşırı takımıyla hayal edip sertleşip durmuştum. Neredeyse dokunsam boşalacak haldeydim.
Neyse ki dükkanı kapatma vakti gelmişti. Elemanımla hızlıca dükkanı kapattık. Koşar adımlarla otobüs durağına doğru ilerliyor akşam için hayaller kuruyordum. Malum eşim bu gece için bir haftadır hazırlanıyordu. Sonunda durağa yaklaştım karşıya geçmek için yola adım attığımda acı bir fren sesi duydum sonra da sol bacağımda büyük bir sızlama, yere düştüm kafam asfalta çarptı. Ama ben iyiydim.
Şehir içi olduğu için araç çok hızlı değildi ama çevremde toplananlar kalkmama izin vermedi. Aracı kullanan bayan özür dileyip ağlayıp sızlıyordu. Ama kadına kızamıyordum suç bendeydi. 10 -- 15 dakika içerisinde ambulans geldi. Dışkapı Hastanesine kaldırdılar. Filmler kontroller derken bir şey çıkmadı, eve gideceğim için sevinçliydim. Birkaç sıyrığa pansuman yapıldı, tam kalkıp gidecekken doktor geldi "kata çıkarın beyin kanaması riski için bir gece gözetim altında kalacak" dedi. Ne kadar yalvarsam da beni bırakmadılar.
Üzülmesin diye eşime haber vermemiştim, odaya gidince aradım. Çok panik yaptı, ama sakinleştirip olanları ve durumu anlattım. Geceyi burada geçireceğimi bana rahat bir şeyler getirmesini istedim. "Hemen geliyorum." deyip telefonu kapattı.
Bu arada yanımdaki amca "geçmiş olsun" dedi. Tanıştık Ahmet Amca 55 yaşında, eşini üç yıl önce kaybetmiş sevimli hoş muhabbet bir beydi. Apandisit ameliyatı olmuş ve ertesi gün taburcu olacaktı. Yanında kızı ve küçük torunu vardı. Kızı eşinin işten gelme saatinin geldiğini ve babasının durumun iyi olduğunu söyleyerek evine gitmek için ayrıldı. Zaten çocukla kalabileceği bir yer de yoktu. Yatakların yanlarında birer koltuk vardı sadece.
Benim yatağım duvarın dibinde, yatağımın yanında bir koltuk onun yanında Ahmet amcanın yatağı pencere önünde bir koltuk ayak ucumuzda da dolaplar ve televizyon vardı. Ben kendi kendime kızarken kapıdan içeriye eşim girdi.
Giriş ama ne giriş, askılı dizinin dört parmak üstünde biten siyah bir elbise, saçlar ve makyaj tam, ince topuklu ayakkabılar... Eşim yanıma gelene dek ben sertleşmiş ve gizlemek için yan dönmüştüm bile... Eşim yatağın üzerine eğilip bana sarıldığında burnuma gelen parfümün kokusuyla daha da ateşlenmiştim.
Bu arada Ahmet amcanın da manzaranın keyfini süreceği aklıma geldi ve eşimi uyardım. Hemen yanımdaki koltuğa oturdu, neler hissettiğini, nasıl geldiğini falan anlatıyordu ama ben sadece bacaklarına bakıyordum. Derken kendime geldim. Eşofmanlarımı istedim, getirdiği çantadan çıkardı. Bana verirken "bu ne hal?" diye sordum. Gece için hazırlandığını ve telefon edince apar topar evden çıktığını söyledi. "Çok güzel olduğunu söyledim" cilveli bir şekilde güldü.
Üzerimi değişmek için kalkıp tuvalete gidecektim ki Ahmet Amca "otur evlat, hem ben az koridora çıkayım hem de sen rahat rahat üstünü değiş" deyip odadan çıktı.
Kan lekesi olmuş kotumu ve gömleğimi çıkarmış eşimin karşısında boxerımla kalmıştım. Sertleştiğimi gören eşim bu ne hal dedi. Senin eserin dedim, gülüştük. Eşofman altı ve t-shirtü giyip yatağa uzandım ayağa kalktığımda bacağım ağrıyordu. Eşime bu gece hastanede kalacağımız haberini verdiğimde "sen iyisin ya gerisi önemli değil" dedi. Onun bu halini seviyordum, her şeyini önüne beni koyması gururumu acayip okşuyordu. Ama ben iyi değilim dedim. Neyin var hayırdır deyip ellerini elimin üstüne koydu. Elini tutup sikimin üstüne koydum. Üzülme sözüm söz bakarız bir çaresine dedi.
Ahmet Amca odaya dönünce, eşim refakatçi işlemleri için dışarıya çıkmıştı. Çıkarken kalçalarının hareketi büyüleyiciydi ve bu büyüye kapılan sadece benim olamadığımı Ahmet Amcanın " kıymetini bil evlat, yalnızlık çok zor" demesiyle anladım. "öyledir" diyebildim sadece.
5 dakika sonra eşim döndü, başta izin vermediklerini, biraz ısrar etmesi gerektiğini falan anlattı. Yemekler geldi. Eşimin o güzel yemekleri evde beklerken bu yağsız tuzsuz yemekleri yemek canımı sıkmıştı, ama esas olan yatak odamda olamamanın verdiği sıkıntıydı. Yemekleri yedik, eşim bize çay getirdi beraber içtik. Derken saat ilerlemişti.
Ahmet Amca "kusura bakmazsanız ben artık yatacağım, ışığı kapatmanın bir sakıncası var mı?" diye sordu. Bu benim beklediğim andı "yok Ahmet Amca" dedim. Işığı kapattı ama içerisi benim istediğim karanlıkta olmamıştı. Kapının üstündeki pencereden gelen koridorun ışığı içerisini az da gösterecek şekilde aydınlatıyordu. Saat 01.00 olmuştu eşim başını göğsüme koymuş sessizce sohbet ediyorduk. Baksana Ahmet Amca uyumuş mu dedi. Gözlerini pek seçemiyordum ama nefes alış verişi uyuyora benziyordu. "Galiba uyuyor " dedim.
Eşim önce yavaşça dudaklarıma yapıştı. Sonra örtünün altında elini sikime attı. Eşofmanın üstünden okşuyordu. Sonra parmaklarımı alıp emmeye başladı. Bir yandan Ahmet Amcayı kontrol ediyor, bir yandan da anın keyfini sürüyordum. Sonra yavaşça eşofmanımı indirmesine yardımcı oldum. Avucunu tükürükleyip sıvazlamaya başladığında zevk sularım da gelmeye başlamıştı.
Ama bir haftadır beklediğim boşalmanın bu şekilde olmasını istemiyordum. Bunu eşime söylediğimde "aşkım ne yapabilirim elin adamının yanında" diye cevap verdi. "Adam uyuyor ağzınla boşaltırmısın" dedim. İstemeye istemeye kalktı. Oral seksi ona nişanlıyken öğretmiştim ve cahilliğinden de faydalanıp dışarı boşalırsam bel soğukluğu diye bir hastalık var, ona yakalanabilirim diye kandırmıştım. O gün bu gündür hep ağzıyla boşaltır beni ve spermlerimi havasına göre bazen yutar, bazen de tükürür. Her sevişmemizde mutlaka 15 -- 20 dakika sikimi yalardı.
Anlayacağınız artık işin iyice uzmanıydı. "sen adama bak" deyip ayağa kalktı, örtüyü az kenara itip sikimi ağzına almaya başladı. Bir haftanın verdiği açlıkla zevkten bulutların arasına çıkmış. Bu sıcacık ağzın sikime ve taşaklarıma yaptığı muamelenin keyfini sürüyordum. Gözlerimi kapatmış zevkten uçarken, eşim bir ara "yapma" dedi. Ama ben ne yaptığımı bilmiyordum ki. Aldığım zevkten olsa gerek fazla da üstünde durmadım.
Eşim sikimi yalarken kısık kısık nefes alıp verdiğini hissettim. Herhalde kendini okşuyor dedim, ne de olsa bir haftadır o da seks yapmıyordu. Bir ara sikimi gırtlağına doğru iterek "ıhh" diye bir ses çıkardı. Aklıma hemen Ahmet Amca gelmişti, onu tamamen unutup kendi zevkime dalmıştım. Dikkatlice baktığımda bir kolunun yatağında eşimin kalçasına doğru uzandığını farkettim.
Eşimdeki değişikliğin sebebi bu el ve yaptıklarıydı. Büyük ihtimalle de parmakları eşimin kadınlığının içindeydi. Eşim ise o parmakların bana ait olduğunu sanarak kısık kısık inliyordu. İkilemde kalmıştım bu olanlar benim ihmalim yüzündendi. Ya rezalet çıkaracaktım ya da boşalana dek idare edecektim. İkinci yolu seçerek büyük bir hata yaptım. Ama eşimin de suçu vardı, beni bu kadar bekletmeyecekti.
İşte o an Ahmet Amcayla göz göze geldik. Ben yastığa başımı geri koyup gözlerimi kapayınca Ahmet Amca mesajı almıştı, zaten ne yapabilirdi bir iki eller bırakırdı. Bu da benim ona hediyem olsun adam ne zamandır görmemiştir diye düşünüyordum. Tam o anda eşim sikimi sertçe ısırdı.
Gözümü açtığımda sadece eşim değil ben de şoktaydım. Ahmet Amca eşimin arkasına geçmiş git gele başlamıştı bile. Eşimle göz göze geldik. Yapacak bir şey yoktu. Olan olmuştu. Gözlerimi kapayıp başımı yastığa koyduğumda elimle de sikimi eşimin ağzına soktum. Eşim de kaderine razı olarak daha şiddetli bir biçimde emmeye koyuldu. Bu arada eşim boşalmaya başladı, Ahmet Amca da eşimin kalçasına boşaldı.
Ahmet Amca "gençler ben bir sigara içip geleceğim, siz rahatınıza bakın deyip odadan çıktı. Eşim hiçbir şey demedi, ama daha doymamıştı bu halini biliyordum, sikimi ağzından çıkarıp "aşkım sikini amıma sok" dedi. Ben de ticaretle uğraştığım için krizi fırsata çevirmeyi iyi bilirim. "Ben sikimi elin adamının siktiği ama sokmam" dedim. Eşim korkmuş ve kendini suçlu hissetmeye başlamıştı. Üstüne gitmeye devam ettim "İstemesen siktirmezdin, sen istediğin için oldu bunlar" dedim. Sus pus bekliyordu. "Sanırım artık birlikte olamayız, boşanalım" dedim. Eşim ağlamaya başladı, kendini affettirmeye çalışıyor ne istersem yapacağını söylüyordu. "Ne istersem mi?" diye sordum. ""Evet" dedi, "seni götünden sikeceğim o zaman" dedim.
O zamana kadar tüm ısrarlarıma rağmen eşim anal sexi hem günah hem de acır diye hep reddediyor, vaddettiğim hiçbir şeyi kabul etmiyordu. Ama artık çaresizdi "tamam" dedi. Git "kalçalarını temizle" dedim. Tuvalete gitti geldi. "Çantanda krem var mı" dedim "yok" dedi. Tuvaletten sıvı sabunu getirmesini istedim, ne dersem yapıyordu.
Koltuğa domalmasını ve elbisesini toplamasını söyledim yaptı. Sabunu arka deliğine bolca döktüm ve parmaklarımla yoklamaya başladım. Bir parmağımı bile zor alıyor ve deliğin sıcaklığı beni daha da ateşlendiriyordu. Derken ikinci parmağımı da içeriye sığdırmayı başardım. Biraz deliği gevşettikten sonra sikime de sabunu bolca döküp sikimi deliğin ağzına dayadım. Zorlamaya başlamamla eşim beline kadar topladığı elbiseyi ağzına tıkmış bağırmamak için kendini hem sıkıyor hem de acıya dayanmaya çalışıyordu. Başı girdiğinde bir çığlık attı ve sonra yarısına kadar girdim. İki git gelden sonra tam boşalıyordum ki Ahmet Amca geldi.
"OOO, gençler siz harikasınız yaa, ben benim rahmetliye iki tarlanın tapusunu üstüne yapacağım dedim, yine bana vermedi" dedi. Ben bir taraftan boşalırken, bir taraftan da gülmeye başlamıştım. Ahmet Amca "gülersin tabii, bulmuşsun sana her şeyini veren avradı, keyfine diyecek yok" dedi. Eşim utancından başını koltuğa gömmüş öylece duruyordu.
"Ahmet Amca bak bu kadın da seni sevmiş olacak ki amını sana verdi, istersen bir de götten versin" dedim. Gözleri parladı ve hemen eşofmanıyla birlikte donunu indirdi.
O zaman ilk kez gördüm sikini, boyu benimki kadar ama benimkinden daha kalındı. Başını soktuğunda baktım eşim inlemeye başladı hemen başını yana çevirip benimkini ağzına soktum. Ahmet Amca spermlerimle kayganlaşan arka deliğin keyfini çıkarıyor, zevkten inliyordu. Benimki de sertleşmiş eski formuna kavuşmuştu.
Aldığım heyecan ve zevkten olsa gerek artık ağrı acı hissetmiyordum. Ahmet Amca'ya "dur" dedim. Şaşırdı yere uzandım ve eşime gel üstüme dedim önüne baka baka geldi ve sikimi tutup amına soktu. Sırtından tutup kendime doğru çektim ve dudaklarına yumuldum. Başta biraz tepkisiz kalsa da sonra karşılık vermeye başladı. Ahmet Amca'ya elimle işaret ettim. Mesajı alan adam sikini bir seferde eşimin götüne sokuverdi. Eşim bu arada dudağımı öyle bir ısırdı ki hafifçe kanatmıştı.
Şimdi rüyamda bile görsem inanamayacağım bir olay gerçekleşiyor, eşim iki adamın arasında zevkten ve acıdan inliyordu. Eşim bu pozisyonda boşalırken ben de eşimin amına spermlerimi akıtmaya başlamıştım. Ahmet Amca "Kızım filmlerde hep görüyorum, bu gece bir hayır yaptınız bari tam olsun bir de ağzına alıver" dedi. Eşim bana baktı, başımla onayladım. Ve Ahmet Amcanın önüne diz çöküp deli gibi emmeye başladı. Ahmet Amca "Çok güzell.. çok güzell.. devam et.." diye inleye inleye eşimin ağzına boşaldı ve hepsini yuttu.
Hepimiz temizlenip toparlandık... Yatağa uzandığımızda gün ağarmaya başlamıştı...
İlk kalkan ben oldum saat 08.30'u gösteriyordu. Ahmet Amca yoktu. Eşim hala yatakta yanımda uyuyordu. Koltuğun üzerinde bir zarf vardı üzerinde "Güzel Gelinime" yazıyordu. Açıp baktığımda içinde üç adet cumhuriyet altını olduğunu gördüm. Zarfı eşimin çantasına koydum, ne de olsa onun hakkıydı. Sonra birlikte çıkış işlemlerini tamamladık. Ben eşimin getirdiği yeni kıyafetleri giyip işe giderken o eve gitti. O gün ve akşamında hiç konuşmadık.
Ertesi gün sabah kalktığımızda ise bu yaşananlardan önce nasılsak öyle devam ettik ve bir daha böyle bir macera yaşamadık, yaşamayı da düşünmüyoruz... Sanırım...
139 notes
·
View notes
Text
Dul Kiracım ve Kızı
Emekli Matematik öğretmeniyim, ismim Kemal. İki yıl önce eşimi kaybetmiştim, oğlum da Üniversiteyi bitirip Antalya’da işe başlamıştı. Komşularımızla aram oldukça iyiydi. Yan tarafımdaki dairem boşalmış ve emlakçım uygun bulduğu yeni kiracımı getirmişti.
Fatma hanım 35 yaşlarında, kumral, balık etli, uzun saçları olan, güzel bir kadındı. Bir de liseye giden Esra isimli bir kızı varmış. Tanıştık, biraz sohbetten sonra, Fatma’nın dul olduğunu öğrendim. Kocasından kalan maaşla geçiniyordu.
Bir de köyde tarlaları varmış, onu kiraya veriyormuş, o şekilde geçinip gittiğini anlattı. Ben de kendi durumumdan bahsettim.
Kira konusunda anlaştık, kontrat evrak işlerini hallettik karşılıklı… Sonra herhangi bir şeye ihtiyaçları olduğunda benden çekinmeden yardım isteyebileceklerini söyleyerek el sıkıştık.
Kısa zamanda taşındılar, yerleştiler. Kadın başına yapamayacağı bir kaç ustalık isteyen işlerini hallettim. İki hafta sonra da onlar bana teşekkür ziyaretine geldiler. Fatma streç beyaz bir pantolon giymiş, üzerinde siyah bir bluz vardı.
Fatma’nın kalçaları bütün güzelliğiyle karşımdaydı, gözlerimi o yusyuvarlak kalçalarından alamıyordum. Kızı Esra,
“Anne benim yarın yazılım var, çalışmam lazım!” dedi. Ben de,
“Gel kızım, şu oda uygun, orda rahat rahat çalış!” diyerek onu kendi çalışma odama götürdüm ve salona döndüm. Fatma hanım ikili koltuğa oturmuş, sehpanın üzerindeki gazeteleri karıştıryordu.
“Hanımefendi ben mutfağa geçiyorum, size bir şeyler hazırlayım!” deyince,
“Olur mu Kemal bey, beraber hazırlarız!” dedi ve o önde, ben arkada, mutfağa gittik. Ama o kalçalarını kıvırdıkça ben deliriyordum. Birlikte bir şeyler hazırladık, çay yaptık. Bu arada bana,
“Bir erkek olarak böyle yalnız zor olmuyor mu?” diye sordu.
“Zor, ama ne yapalım, idare ediyoruz işte. Haftanın iki günü bir bayan geliyor, evin temizliğini yapıyor, çamaşırları yıkıyor.” dedim.
“Bundan sonra istersen ben yapabilirim, hem bütçeme de biraz katkı olur!”
“Neden olmasın, siz istedikten sonra!” Yüzüme baktı manalı manalı, gülerek,
“O bayan başka şeyler de yapıyor mu?” dedi. Ben de anlamamazlıkten gelerek,
“Başka yapılacak iş yok ki…” dedim.
“Nasıl ya? Yoksa herşey bitik mi Kemal bey?” diyerek kahkaha atmaya başladı.
Benimle açık saçık konuşmasından, rahatlığından ve şuh kahkahasından bir şeyler yaşayacağımız belli olmuştu. Eh, bir kadınla sevişmeyeli uzun zaman olmuştu, duvarlara tırmanmak üzereydim. Bir anda arkasından sarıldım ve göğüslerini avuçladım. Yarağımı kalçalarında hissedince,
“Ooo Kemal bey, sende daha çok iş var! Bir dakika izin ver bana… Şu kıza bir bakayım…” diyerek, çay ve pasta tabağını aldı ve gitti. İçerden sesi geliyordu. Kızına,
“Hani sen ders çalışacaktın? Açmışsın bilgisayarı Chatt yapıyorsun, bıkmadın şundan!” diyerek azarlıyordu kızını. Ben de gittim,
“Fatma hanım lütfen kızmayın. Gençlikte olur böyle şeyler… Esra da genç bir kız ne de olsa!” dedim. Biraz yumuşadı,
“Ne halin varsa gör!” dedi kızına ve beraber tekrar mutfağa geçtik. Çaylarımızı doldurduk sohbet etmeye devam ettik. Kız her an gelebilir diye çekindiğim için hemen dalmadım yine de,
“Fatma hanım çok güzelsiniz, harika bir vücudunuz var, çok da seksisiniz, neden evlenmediniz?” diye sordum.
“Kocam öldükten sonra çok isteyen oldu, ama ben istemedim. Her gün aynı adamla seks yapmaktansa, farklı şeyler yaşamak daha çok hoşuma gidiyor. Evlenmeyi asla düşünmüyorum! Sen karından bıkmamış mıydın? Hep aynı deliğe her gün girip çıkmak sana zevk veriyor muydu?”
Üstüne atlamamak için kendimi zor tuttum. Her gün deliğe girip çıkmaktan bahseden aşırı seksi, arzu dolu, isterik bir kadınla başbaşaydım. Acele etmeme gerek yoktu, akışına bırakmalıydım.
“Eşim beni çok mutlu ediyordu. Ondan sonra hiçbir kadında o zevki alamadım. Kimisi çok acıtıyorsun diyor, kimisi ordan olmaz, şunu yapmam, bunu yapmam diyor… Kısaca, sadece boşalmak için seks istiyorlar. Onu da sadece kendi istedikleri şekilde olsun istiyorlar!”
“Bende eşinden fazlasını bulursun Kemal!” dedi ve elini sikime attı, pantolonumun üstünden okşamaya başladı.
“Ooo seninki çok büyük galiba?” diyerek, fermuarı açıp dışarı çıkarınca, gözleri fal taşı gibi açıldı,
“Bu nasıl bir yarak böyle Kemal? Eşek siki gibi!” dedi.
Daha fazla duramazdım. Ayağa kalktım. Mutfak kapısını kapattım önce, sonra da sikimi elime alıp, sikimle yüzünü okşamaya başladım. Dudaklarına sürtüyor, boynunu, kulaklarını, yüzünün her yerini sikimle okşuyordum.
“Nasıl, beğendin mi Fatma? dedim.”
“Beğenmek ne kelime Kemal, ben filimlerde bile böyle yarak görmedim! Bunun kulu kölesi olurum, ohhh!” diye inledi.
“Bak Fatma, benimle sikişmeyi göze aldığında herşeye hazır olman lazım… Bütün deliklerini doldurmadan bırakmam seni!” dedim.
“Amımı, ağzımı, götümü her yerimi sik Kemalim! İyi ki tutmuşum senin evi, aradığımı buldum, asla bırakmam seni! Her işini yaparım, yeter ki bu yarağı benden esirgeme, erkeğim!” Öyle somuruyordu ki anlatamam. Başını yalıyor, emiyor, yarağımın başındaki deliğe dilini sokuyor, kuduruyordu.
“Fatma kıza yakalanmayalım daha ilk günde!”
“Aklımı başımdan aldın Kemal, valla kızı unutmuştum!” dedi ve toparlandı, gitti. Kızına,
“Esracığım biz Kemal beyle biraz dışarı çıkacağız, hadi sen de eve çık, orda devam edersin!” dedi, kızını eve gönderdi ve tekrar yanıma geldi…
Elinden tutup öpe koklaya yatak odasına götürdüm. Anında ikimiz de çırılçıplak kaldık. Yatağa yatırdım, bacaklarının arasına girip amını götünü yalamaya başladım. Şarıl şarıl suları akıyordu amının…
“Sik beni Kemal, ne olursun sik!” diye yalvarıyordu. Yarağımı tutup amının yarığını fırçaladım. Başını yerleştirip kökleyince, tırnaklarını sırtıma geçirdi. Biraz bekledim öylece, sonra amı gevşedi, başladım sokup çıkarmaya. Çıldırıyordu.
“Bu nasıl zevk böyle yaa, ohhhhh, sik beni Kemalimm!” diye bağırıyordu.
Yarım saat siktim Fatma’nın amını. Fatma defalarca orgazm olmuştu. Ben de boşalacağım zaman, amından çıkarıp yarağımı ağzına verdim ve boşaldım. Tüm döllerimi yutturdum.
Fatma yarağımı bırakmadı, kazık gibi yapıncaya kadar yaladı, emdi, somurdu. Sonra beni sırtüstü yatırdı tam aynanın karşısında. Yüzü aynaya gelecek şekilde yarağımın üstüne oturdu.
“Nasıl da yarıyor amımı Kemal yarağın, ohhhh erkeğim harikasın!” diyerek oturup kalkmaya başladı. “Amımın içinde değmediği yer kalmadı yarağının, offffff, mideme dokunuyor sanki aşkımmmm!” diye inleyerek siktiriyordu amını.
Amı çeşme olmuş akıyordu sanki, yatak göl olmuştu. Yarağın üstünde titriyordu durmadan. Öyle kasıldı ki,
“İşte buuuu! Zevk buuuu! Oohhh!” diyerek yığıldı kaldı üstümde. Altından kalktım bacaklarını araladım, sulu amı kabarmış, kocaman olmuştu. Yumuldum amına somurdum.
“Öldüreceksin beni Kemal! Ohhh aşkımmm!” diye inliyordu. Fatma’nın bacaklarını omzuma aldım, bunu ikiye katladım, amına kökledim. Öyle sert sikiyordum ki,
“Ayyy parçaladın, yırttın amımı Kemallll!” diye bağırıyordu altımda. Artık ben de sona yaklaşmıştım. Yarağımı amından yavaşca çekiyor, hızla gömüyordum. İyice kilitlendim Fatma’ya ve böğürerek boşaldım amına.
Öylece yarım saat kadar kaldık. Sonra kalktık banyo yaptık ve Fatma’yı dudaklarından uzun uzun öperek evine gönderdim.
Artık Fatma’yla karı koca gibiydik. Kızı okula gidince, ya ben onun evine gidiyordum, ya da o bana geliyor, doyasıya sevişiyor, sikişiyorduk. Fatma o kadar mutluydu ki anlatamam.
Tabii ki ben de çok mutluydum. Onun daracık amından ve götünden artık vazgeçmem mümkün değildi. Fatma seksin en ince ayrıntılarını biliyor, sevişirken de bütün bunları uyguluyordu. Aradığım kadını bulmuştum.
İlişkimiz başlayalı üç ay olmuştu ki, Fatma’nın anne ve babası geldi. Bir akşam Fatma beni yemeğe çağırdı. Anne ve babasıyla tanıştık. Gece geç saate kadar sohbet ettik. Bana ertesi gün gideceklerini, Fatma’nın, torunları Esra’nın bana emanet olduğunu söylediler. Herhangi bir şeye ihtiyacı olursa benim yardımcı olmamı istediler. Ben de,
“Elbette elimden geleni yaparım, siz merak etmeyin” dedim.
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Zaten Fatma’nın en büyük ihtiyacı seks yapmaktı ve ben gerçekten yardımcı oluyordum kızlarına… İyi geceler dileyerek ayrıldım.
Fatma’yla ailesi var diye haftadır sikişememiştik. Onunla kıyasıya, doyasıya sevişmeyi özlemiştim. Onu düşünerek yattım. Öğleye kadar uyumuşum. Kalktıktan sonra arkadaşlarla şehir kulubüne gittim. Yemek yedik, biraz oyun felan derken akşamı ettim. Telefonum çaldı, baktım arayan Fatma’ydı. Kulüpten ayrıldıktan sonra Fatma’yı aradım,
“Buyur aşkım?” dedim.
“Kemal’cim bu akşam yemeği bizde yiyelim. Hem bizim kızın yarın matematikten sınavı varmış, onu da biraz çalıştırırsın!” dedi.
“Tamam geliyorum!” diyerek doğruca Fatma’nın evine gittim. Fatma çoktan sofrayı hazırlamıştı. Oturup yemek yedikten sonra biz Esra’yla onun odasına geçtik. Anlamadığı ve yapamadığı konularla ilgili çalıştırdım Esra’yı.
“Kemal amca teşekkür ederim, sayende yarın iyi bir not alacağım!” dedi.
“Hadi bakalım, umarım yardımcı olmuşumdur! Saat epey geç oldu, internete falan takılmadan yat uyu, tamam mı?”
“Yaa Kemal amca, sen de annemden farksızsın. Duyan da bilgisayarın başından hiç kalkmıyorum sanacak!”
“Hem ne buluyorsun bu internette?”
“Ne ararsan var Kemal amca!”
“Sen daha küçüksün, bu işlerle fazla uğraşma, başına iş alırsın!”
“Hiç de bile, sen git annemle ilgilen!” dedi ve güldü. Göz göze geldik, bir kaç saniye bakıştık. Şeytan gibiydi kız, gözleri velfecir okuyordu. Gerçekten annesini siktiğimin farkındaydı.
“Hadi iyi geceler!” dedim ve odasından çıktım. Fatma mutfakta uğraşıyordu, ona da,
“İyi geceler Fatma, ben kaçıyorum!” dedim.
“Kemal beni özlemedin mi? Ben seni özledim, bir hafta oldu. Rüyalarıma giriyor senin yarak… Bu gece de benim yatak odamdayız, seni bırakmam!” dedi.
“Bu gidişle Esra’ya yakalanacağız!”
“Sanki bilmiyor mu seninle sikiştiğimi? Görürse görsün, umurumda değil! Geçen gün gecenin ikisinde lavaboya kalktığımda ışığı yanıyordu. Anahtar deliğinden baktım, bilgisayarın başında çırılçıplak soyunmuş, kendini okşuyordu.”
“Ee, normal be yavrum, tam kızışma çağında, merak ediyordur. Üstüne gitmeseydin keşke…”
“Mutlaka erkeklerle konuşuyordu o vaziyette… Bırakamam ki… Bir anda içeri girdim. Bilgisayarı mı kapatsın, üstünü mü örtsün bilemedi şaşkın… Ben de bağırdım çağırdım, hatta iki de tokat attım, “Orospu mu olacaksın kahpe!” dedim. O da bana, “Sen sikişirken ben bir şey diyor muyum sana?” dedi. Bir şey diyemedim, kapıyı çarpıp çıktım. O günden beri konuşmuyorum zaten!”
“Fatmacığım bunun bir çaresine bakmak lazım, böyle olmaz. Kızın başına kötü birşey gelir! Hayır, adam gibi biriyle olsa hadi neyse… İbnenin biri kandırır, hem siker, hem de kaydeder, sonra da şantajla her istediğini yaptırır. Zaman kötü tatlım!”
“Boşver Kemalim, zaman her şeyin ilacıymış. Su akar yolunu bulur, biz ne yapsak boş şimdi! Sen yatak odamıza geç soyun, ben geliyorum!”
Bu evde karımla yıllarca oturmuştuk, yatak odamızı özel yaptırmıştık, üç duvar ve tavan aynayla kaplı. Bu evin yatak odasında karımla sikişirken sanki grup yapıyormuş gibi hissederdik hep.
Karım öldükten sonra bu evden yan taraftaki daireye taşınmıştım. Çünkü o odada artık uyuyamıyordum, nereye baksam karımı çırılçıplak görüyordum. Neyse uzatmayayım, odaya geçip soyundum ve yatağa uzandım.
Fatmam da geldi, o da soyundu, ikimiz de çırılçıplak kaldık. Birbirimizi yaladık saatlerce, vücudunda dilimin değmediği nokta kalmamıştı. Fatma da benden aşağı kalmıyordu, her yerimi yalıyor, öpüyor okşuyordu.
Ben yalarken Fatma iki defa orgazm olmuştu. Zevkten kıvranan kadını yüzükoyun yatırdım, bacaklarını ayırıp üzerine uzandım. Yarağım kalçalarının arasında, dudaklarım kulak memelerindeydi. Fatma inlemeye başladı,
“Sik Kemalim, sok amıma götüme, ohhhh aşkım yanıyorum, hadi!”
diyordu…
Yarağımı göt deliğine dayayıp bastırdım. Başı girince, “Ihhhhh!” diye inledi. Sonra birden kökledim. “Ayyyy!” diyerek çığlık attı. Bağırmasına hiç aldırmadan başladım sokup çıkarmaya. Öyle hızlı sikiyordum ki götünü, Fatma yastığa dişlerini geçirmiş, çarşafı yırtarcasına tırmalıyordu. Sonra yavaşladım.
“Fatmacığım, kadınım, götün öyle dar ki beni çıldırtıyor aşkım. Bu götü defalarca siktim, halen daracık, hiç sikilmemiş gibi, çok sert göt kasın var Fatmammm!” diyor, yarağımı götünden çıkartıp tekrar köklemeye devam ediyordum. Fatma da,
“Sik erkeğim, sik, her yerimi sik, çok acıtıyorsun ama çok ta zevk veriyorsun, ohhhhh, kökle dibine kadar, kökle Kemalim!” diye inleyerek tekrar orgazm oldu.
Ben de sona gelmek üzereydim, yarağım Fatma’mın götünde zonkluyordu. Fatma altımda götünü oynata oynata deliğini dölümle doldurttu. İkimiz de vıcık vıcık terlemiştik, biraz dinlenip banyoya gittik, duş alıp yattık.
Sabah saat 7:00 gibi uyandım, üzerimiz açılmış, ikimiz de çırılçıplağız. Şöyle dal taşak biraz yatak keyfi yapayım, sonra Fatma’yı uyandırırım diye düşündüm. Yatakta sırtüstü uzanmışım, sabah sertliği ile kalkmış yarağımı okşaya okşaya, yanımda uyuyan Fatma’nın çıplak vücudunu seyrediyordum öylece…
Bu arada yatak odasının kapısı yavaşca açılmaya başlayınca, hemen elimi yarağımdan çekip, kolumu yüzüme koydum, uyur gibi yaptım. Kolumun altından kapıyı görebiliyordum, gelen Esra’ydı.
Ayaklarının ucunda yatağa yaklaştı ve bir süre kalkık yarağımı seyretti. Eli amındaydı, amını okşuyordu. Yeni yetme, amı götü taş gibi bir lolita, benim olayın heyecanıyla zonklamaya başlayan yarağıma bakarak mastır yapıyordu. Uykudan uyanıyormuş gibi yapıp gözlerimi açınca, Esra hemen sus işareti yaptı ve sessizce kapıya gitti.
Kapıdan çıkarken bana, ‘Gel!’ diye işaret etti, gitti. Kalktım ve şortumu giyip ardından gittim. Esra Lavabonun önünde beni bekliyordu. Gözlerini şortun önündeki kabarıklıktaydı.
“Annemin bağırdığı kadar varmış. Senin sikin ne kadar büyükmüş öyle!” dedi.
“Utanmıyor musun, izin almadan annenin yatak odasına girmeye! Bundan böyle annen benim kadınım, tamam mı? Ona göre davranmanı istiyorum!”
“Tamam, ama bir defa dokunmak istiyorum!” diyerek, elini şortumdan içeri sokup avuçladı yarağımı. Zaten kalkık olan yarağım, Esra’nın sıcacık elinin dokunmasıyla daha da büyümeye başladı.
“Ayyy, bu ne yaa böyle? Kocaman oldu!” dedi. Elini tuttum şortumdan çıkardım ve
“Tamam, bırak artık da okuluna git!” dedim. Ben öyle deyince bozuldu,
“Amaan be, elletmezsen elletme! Senin sikin kadar büyük bir yarak buldum, ben de onu ellerim!” dedi ve çantasını alıp, bana tafra yaparak evden çıktı.
Esra gittikten sonra ben de hemen yatak odasına geçip, Fatma’nın amına yumuldum, yaladım, dilledim, somurdum. Aklımdan bir türlü Esra’yı atamıyordum. Fatma amı yalanarak uyanınca, uyku sersemi,
“Azgın erkeğim, ohhhh, harikasın!” diye inlemeye başladı. Amı iyice sulanınca üzerine çıktım ve yarağımla amının dudakları arasında aşağı yukarı gitgel yaptım. Amı daha da sulanınca geçirdim amına. Fatma inleyerek bacaklarını belime doladı, ben de piston gibi girip çıkmaya başladım.
“Ohhh, sik beni Kemalim, sik, senin bu yarağının kulu kölesi olurum, ohhhhh!” diye diye, sarsıntılarla orgazm oldu.
Yarağımı amından çıkartıp ağzına verdim. Gırtlağına kadar sokup çıkarttım ve sonunda ağzına tüm döllerimi fışkırttım. Ben yatağa uzanırken Fatma banyoya gitti. Duşunu alıp mutfağa geçti. Ben de duş alıp, birlikte kahvaltımızı yaptık.
Sonra bazı işlerimi halletmek için dışarı çıktım. Ama kafam hep Esra’daydı. Esra aklımı çelmişti. Bakalım, ilerleyen günlerde neler yaşanacak.
Fatma’yla ilişkimiz mükemmelin de ötesinde devam etmekteydi. Bir gün Fatma’ya,
“Aşkım, artık ayrı evlerde yaşamanın bir anlamı yok, ya siz benim daireye taşının, ya da ben size taşınayım!” dedim. Fatma da,
“Aşkım sen artık benim kocamsın, erkeğimsin, senden başkası bana elini süremez!” dedi.
“Teşekkür ederim kadınım, ben de senden başka bir kadını asla düşünmeyeceğim!”
“Aramızda resmi bir nikah olsun istemiyorum. Senin malın mülkün oldukça fazla, onlar için seninle evlenmek istediğim gibi bir görüntü ortaya çıksın istemem. O nedenle, bana nikahlı eşin gibi davranabilirsin aşkım, kocacığım!” dedi.
Fatma’mın dudaklarına yumuldum, dakikalarca öptüm kadınımı. Bu arada Fatma’nın cep telefonu çaldı. Telefonda telaşlı bir sesle konuştuktan sonra,
“Hayatım babamı hastaneye kaldırmışlar, benim çok acele gitmem gerekiyor!” dedi.
“Tamam aşkım telaşlanma hemen, ben seni götürürüm!” dedim. Hazırlandı ve arabamla yola çıktık, iki saat sonra hastaneye vardık.
Babası kalp krizi geçirmiş, doktorlar müdahaleden sonra ameliyat olması gerektiğini söylemişler. Annesi Asiye hanım kocasının başındaydı. Geçmiş olsun dileyip, ellerinden öptüm. Annesiyle Fatma dışarı çıktılar. Biz de biraz sohbet ettik. Sonra Fatma geldi,
“Kemal bey, benim kalmam gerekiyor, Esra da yalnız kaldı, siz dönün, ona göz kulak olun!” dedi.
“Tamam, birşeye ihtiyacın olursa mutlaka ara!” dedim ve vedalaşarak ayrıldım.
Döndükten sonra, saat 15:30 gibi Esra’nın okulunun önüne arabamla gittim. Esra çıkınca çağırdım, arabaya bindi ve
“Kemal amca bir şey mi oldu? Niye geldin?” dedi. Ben de durumu anlattım. Hemen telefon etti annesiyle ve dedesiyle konuştu, biraz rahatlamıştı. Kızı güzel bir restorana götürdüm. Yemeğimizi yedik, arabayla biraz dolaştık ve eve döndük.
Onların dairesindeydik. Esra duş almak için banyoya girdi. Ben de salonda televizyon seyrediyordum. Banyodan çıktıktan sonra bornozuyla yanıma geldi,
“Nihayet baş başa kaldık Kemal amca!” diyerek yanıma oturdu.
“Ne demek şimdi bu?”
“Neden böyle davranıyorsun Kemal amca? Kendimi bildim bileli, annemin zevkten inleyişleriyle büyüdüm. Artık ben de o zevki tatmak istiyorum, ben de zevkten inlemek istiyorum, bunu benden neden esirgiyorsun?”
“Kızım sen küçüksün daha, çok küçüksün…” dedim ama bu arada banyodan yeni çıkmış, duş parfümü kokulu pespembe bedenine saldırmamak için kendimi zor tutuyordum.
“Etrafımda o kadar çok kişi var ki, beni kadın yapmak için can atan, ama ben seni seçtim. Biliyorum ki bana her şeyi öğretecek birisin, asla canımı yakmak istemezsin!»
“Bak, o konuda haklısın. Sana kıyamam ben bebeğim…”
“Kemal amca, babam öldükten sonra annem farklı erkeklerle oldu. Ama, hiç birisine sana tutulduğu kadar tutulmadı! Sen onu tekrar normal hayata döndürdün. Annem seni çok seviyor, hatta sana tapıyor. Karı koca gibisiniz biliyorum, bana da babamdan bile iyi davranıyorsun.”
“Sen benim prensesimsin yavrum…”
“Ama bazen öyle çok azıyorum ki Kemal amca… İnan, her an birine her şeyimi verebilirim. Ben sana değer veriyorum ve benim her yerime ilk sen sahip ol istiyorum!” dedi ve iyice yanıma sokuldu.
“Esra kızım, tamam da, bunu annene nasıl açıklarız? Kadıncağız duyunca şok olur, ilişkimiz biter diye korkuyorum!”
“Ya ne kadar sabırlı bir adamsın sen böyle, şimdi başkası olsaydı çoktan sikip kadın yapmıştı beni! Senden önce annemi siken adamlar beni de sikmeye çalıştılar, ama onlardan nefret ediyordum. Seni ise ben istiyorum, hem de şimdi istiyorum!” dedi ve üzerindeki bornozu çıkarıp, çırılçıplak kucağıma oturdu.
Ufaktı ama bedeni tam bir dişiydi kızın… Ayva gibi memeler, incecik bel, taş gibi yuvarlak kalçalar, pespembe pürüzsüz bir ten… Sikme de yanında yat, her yerini okşa hayranlıkla, o bile yeter insana…
Artık benim de sabrım tükenmişti. Kızın körpecik, etli dudaklarına yumuldum, dakikalarca somurdum dudaklarını. Ordan, henüz yeni tomurcuklanan göğüslerine indim, tamamını ağzıma alıp içime çekiyordum.
O da benim üzerimdekileri çıkartmaya çalışıyordu. Ayağa kalktım, soyundum ve Esra’yı kucağıma alıp, annesini siktiğim yatak odasına götürd
üm…Yavaşca yatağa bıraktım ve bacaklarını ayırıp, henüz yeni yeni tüylenmeye başlayan o tatlı amını yalamaya başladım. Esra kendini kasıyor, bırakıyor,
“Ohhhh Kemal amca, çok zevkli!” diye inliyordu. Bir saat boyunca her yerini yaladım, amını, götünü, koltuk altlarını, kulak memelerini, boynunu, göğüslerini, kalçalarını, bacaklarını… Ayaklarını bile yaladım. Defalarca orgazm oldu, o orgazm oldukça ben amını adeta yiyordum.
“Sik beni Kemal amca, ne olursun sik, kadın yap beni, her yerimi sik!” diye çığlık atıyordu küçük Esram…
Artık onu sikişmekten alıkoyan bekaretini bozmaya sıra gelmişti. Yarağımı ağzına verdim yalattım. Belinin altına yastık koydum, bacaklarını ayırdım. Sikimi elime alıp amının dudaklarının arasına sürtmeye başladım. Esra altımda yılan gibi kıvranıyordu.
“Hazır mısın kadın olmaya küçük kız?” dedim. İnleyerek,
“Evet Kemal amca!” dedi. Yarağımın başını az sokunca, “Iııhhhhh!” demeye başladı. Öylece biraz bekledim.
“Bak seni son kez uyarıyorum, bu yarağı yedikten sonra, birçok erkeğin mutlu edemeyeceği bir kadın olacaksın, ona göre!” dedim.
“Ne olursa olsun, sik artık Kemal amcaaa!” diye bağırırken, amına kökledim… O anda sesi kesildi, sanki nefes alamıyordu. Durdum yüzüne iki tokat vurdum, kendine geldi.
“Ayyy Kemal amca, bir an öldüm sandım!” dedi. Yarağım içinde hiç kıpırdamadan Esra’yla konuşuyordum, rahatlamıştı biraz.
“Hadi artık kalçalarını biraz hareket ettir de amın alışsın!” dedim. Yavaş yavaş hareket ediyordu.
“Esracığım büyük acı geride kaldı. Şimdi birkaç dakika daha acı çekeceksin, sonunda istediğine kavuşacaksın! Tama mı küçük orospu?” dedim. Gülerek,
“Tamam Kemal amca!” dedi. Bacaklarından tutup, yarağımı çekip hızlıca pompalamaya başladım. Altımda durmadan bağırıyor, “Aslı hiç böyle anlatmamıştı, ayy her yerim yırtıldı!” diye haykırıyordu.
Bir süre sonra amı iyece alışmış ve artık, “Oohhhh!” demeye başlamıştı. Ben de yavaşladım. Nazikce girip çıktıkça,
“Evet, evet, harika, ohhhhh, sik Kemalim, sik, orospun yap beni!” diye inleyerek orgazm oldu. Nerdeyse bir saatten fazla olmuştu, ben henüz boşalmamıştım.
“Hadi şimdi git amını bir güzel yıka, temizle gel bebeğim… En zorunu başardın, biraz da zevk alalım!” dedim.
Esra banyoya gitti, ben de lavaboya gittim, sikimdeki kanları temizledim. Sonra salona geçip oturdum. Esra geldi yine kucağıma oturdu.
“Kemal amca çok acıdı, ama sonu harikaydı!” dedi.
Üçlü koltuğa yatırdım, amını yalamaya başladım. Bu arada götünü de yalıyordum. Esra tekrar kıvama gelmişti. Koltuğa oturdum, Esra’yı yüzü bana dönük olarak yarağımın üstüne oturttum.
Yarağım ıslak amının içine yavaş yavaş kayıyordu. Sonuna kadar oturdu. Esra kalçalarını kıvırtıyor, ben de dudaklarını yiyordum. Avucumu bile doldurmayan tazecik göğüslerini kemiriyordum adeta.
Kalçalarını tokatlaya tokatlaya sikiyordum küçük Esramı. Defalarca orgazm olmuştu küçük orospu. Artık ben de sona gelmiştim. Üzerimden indirdim ve yarağı ağzına verdim.
Başından sıkıca tutup, sikimin anca üçte birini ağzına sokup çıkartıyordum. Manzara müthişti. Benim koca oğlan Esra’nın küçücük ağzında patlamak üzereydi ve sonunda fışkırdım. Bu güne kadar öyle boşaldığımı hatırlamıyorum.
Esra’nın ağzına kahve fincanını dolduracak kadar boşalmıştım. Esra yarısını yuttu, bir kısmı da çenesinden süzülerek küçücük göğüslerini süsledi.
“Evet Esra hanım, rahatladın mı yarağı yiyince?” dedim.
“Hem de nasıl Kemal amca! Harikaydı!” dedi.
“Beni de yoldan çıkardın sonunda! Yarın, senin o gömlek düğmesi gibi küçük deliğin var ya arkanda, onu da delicem, tamam mı?”
“Tamam Kemal amcam benim, artık senin küçük orospunum, her istediğini yap, istediğin deliğimi sik!” dedi.
Saat epeyce ilerlemişti, birlikte yatak odasına geçtik, çarşafı değiştirip, birbirimize sarılarak yattık.
Dul kiracım Fatma’nın 16 yaşındaki kızı Esra’yı bekaretinden kurtardığım akşam çırılçıplak sarılarak beraber yattık. Sabah saat 07:00 gibi kalktım.
Esra öyle tatlı uyuyordu ki anlatamam. Amı kabarmış, biraz da kızarmış, göğüsleri emilmekten mosmor olmuş, vücudunun diğer emdiğim yerleri de morluklar içindeydi. Biri görse o şekilde, kesin bu kıza işkence yapmışlar derdi.
Onu biraz seyrettikten sonra, şortumu ve tişörtümü giyip mutfağa gittim, kalvaltıyı hazırladım. Sonra Esra’yı öperek uyandırdım,
“Kızım kalk, okula geç kalacaksın!” dedim. Esra uyandı,
“Günaydın Kemal amca!” diyerek yatakta biraz gerneşti ve kalktı, lavaboya doğru yürüdü. Arkasından bakınca bacaklarını birleştiremiyordu, yürürken sünnet olmuş çocuk gibiydi. Mutfağa geçtim çayları doldurdum, bu arada Esra da okul üniformasını giymiş geldi. Ona gülerek,
“Ne o kız, yarağı yiyince yürüyüşün de değişmiş!” dedim.
“Ya Kemal amca, gerçekten bacaklarımı birleştiremiyorum, ben böyle okula nasıl giderim?” dedi.
“Kolay kızım, izin alırız bir günlük, nasılsa bu gün Cuma, üç gün tatil yaparsın!” dedim.
“Yaşasın, oleyyy!” diyerek dudağımdan öptü. Kahvaltımızı yaptık. Okulu aradım, o okuldan emekli olduğum için Müdür beyle görüşüp izin aldım.
Esra mutfağı toplarken ben de kendi dairemin kapısına bırakılan gazeteleri alıp, salonda okumaya başladım. Gazetelere öyle dalmışım ki, iki saat geçmiş aradan. Baktım Esra’dan da ses yok, seslendim,
“Esra nerdesin?” diye.
“Geliyorum Kemal amca!” dedi. On dakika sonra geldi.
“Ne yapıyorsun kız, hiç sesin de çıkmadı?” dedim.
“Kemal amca ben okula gitmeyince Aslı merak etmiş, beni aradı, onunla konuştuk.” dedi.
“İki saattir mi?” dedim.
“Eee, akşam olanları anlatmaya başlayınca zaman çabucak geçmiş, farkına varamadım.” dedi.
“Kız sen manyak mısın? El aleme ne diye anlatıyorsun sikildiğini?” dedim.
“Kemal amca merak etme, Aslı benim en yakın arkadaşım, kankam. O da bana her defasında nasıl sikildiğini anlatıyor! Bir bilsen neler neler anlattı, duysan kafayı yersin! Hatta ben ona senden ilk bahsettiğimde, seninle sikişmem için o beni teşvik etti!”
“Arkadaşın orospunun önde gideniymiş o zaman!”
“Ama Kemal amca, ben de senin küçük orospunum ya!” diyerek kucağıma oturdu, “Bizim okulda orospu olmayan bir tek kız ben vardım, beni de sen orospu yaptın!”
“Orospuyla arkadaşlık yaparsan sonu böyle olur işte!”
“Ben halimden memnunum Kemal amca!” dedi. Biraz öpüşüp, yiyiştikten sonra,
“Esra yarın annenlere gidelim, hem dedeni de ziyaret etmiş olursun.” dedim. Havalara uçtu,
“Dedemi çok özledim!” dedi. Bu arada zil çaldı. Esra koşarak gidip kapıyı açtı.
“Esra kızım, gelen kimmiş?” diye seslendim.
“Aslı geldi Kemal amca!” dedi ve birlikte salona geldiler, beni tanıştırdı. Elimi sıkarken gözlerimin içine bakıp tebessüm ediyordu.
Onlar Esra’nın odasına geçtiler, ben de gazeteleri okumaya devam ettim. Gazete gözümü yormuştu sanki, öylece kanepeye uzandım, uyumuşum.
Aradan ne kadar geçti bilmiyorum, bir elin şortumdan içeri girip yarağımı sıvazlamasıyla uyandım. Aslı da Esra da çırılçıplak yanımdaydı. Yarağımı sıvazlayan Aslı idi ve Esra’ya,
“Bunu nasıl aldın kız?” dedi. Esra da,
“Kemal amca o konularda tecrübeli, iğne deliğine bile sokar valla!” dedi.
İki tane 16 yaşındaki çıtırı çırılçıplak görünce benim yarak zaten anında kazık gibi olmuştu. Ayağa kalktım şortumu ve tişörtümü çıkardım, Aslı’yı kanepeye oturtup,
“Al bakalım Aslı hanım, tadına bir bak!” dedim ve yarağımı ağzına dayadım. Yarağım ağzına sığmıyor, sadece başını yalıyordu. Esra’yı da Aslı’nın yanına oturtup, ikisine birden yalattım. Aslı,
“Porno filmlerinde bile bu kadar büyüğünü görmedim. Bu yarak girdiği yeri kesin yırtar Esracığım!” dedi.
“Şimdi senin deliklerini de yırtacam Aslı hanım, merak etme!” dedim, Aslı’yı kanepeye yatırıp bacaklarını ayırdım. Yarağımın başını, küçücük am dudaklarının arasında gezdirdim.
Amı vıcık vıcık sulanmıştı zaten, birden kökledim. Öyle bir bağırdı ki sanki bıçak sokuluyormuşcasına, nefesi kesildi, gözleri kaydı orospunun. Dibini bulunca öylece bekledim. Aslı’nın amı yarağıma alışınca, kalçalarını oynatmaya başladı ve
“Bir an öldüm sandım!” dedi.
“Ölmedin, ama şimdi zevkten ölebilirsin!” dedim ve hızla girip çıkmaya başladım daracık amcığa. Her köklememde kasılıyor, titriyordu. Tam yarım saattir pompalayarak siktim kızı…
Yarağımı amından aniden çekince, amına bastığım hava ‘Fooşşş’ diye çıktı. Hemen diz çöküp körpecik amını yalamaya başladım. Amıyla öpüşüyordum. Kız kendinden geçmiş,
“Olamaz böyle bir zevk! Ohhh!” diye inliyordu. Bu arada göt deliğini de emiyor, yalıyor, diliyordum. Aslı zevkten resmen çıldırmıştı, “Her yerimi sik, zevkten öldürdün beni, ohhh!” diye inlemeye devam etti.
Bacaklarını göğüslerine değecek şekilde kaldırdım ve göt deliğini yalamaya devam ettim. Yarağımı Esra’nın ağzına sokup ıslattıktan sonra dayadım Aslı’nın göte. Yarağımın başını sıkıp bastırınca, başı löp diye girdi. Aslı çığlığı bastı hemen ve
“Çıkart ne olursun, çok acıyor, lütfen!” diye yalvarmaya başladı.
“Zorunu başardın tatlım, kendini kasmazsan sen de zevk alırsın, yoksa bağırta bağırta sikerim seni!” dedim. Kendini serbest bıraktığı anda kökledim. Avazı çıktığı kadar bağırdı.
“Orospu çocuğu yırttın götümü, çıkart, istemiyorum!” diye küfür ettiği anda tokatı bastım buna ve pompalamaya başladım. Öyle sert sikiyordum ki, yarağımı köküne kadar götüne gömüyor, çıkartıyor, tekrar gömüyordum. Esra’ya,
“Amını ağzına daya şu orospunun!” dedim. Esra dediğimi yaptı ve Aslı’nın yüzüne oturdu, amını sürtmeye başladı. İkisinin inlemeleri birbirine karışmıştı. Aslı’nın göt deliği de iyice açılmış, artık zevk almaya başlamıştı.
Sonra ikisini 69 yaptırdım, Esra altta Aslı üstte olacak şekilde. Aslı’nın arkasına geçtim, yarağımı bir amına gömüyordum, çıkartıp bir götüne gömüyordum. Ben de şirazeden çıkmıştım artık, tam yarım saattir sikiyordum Aslı’nın amını götünü.
Sonunda götündeyken fışkırdım. Yarağımı çekince götünden, Aslı osura osura tüm döllerimi Esra’nın ağzına yüzüne boşalttı. Aslı’ya,
“Hadi doğru banyoya, temizlen gel!” dedim. Küçük Esra’mı kucaklayıp yatak odasına götürdüm, sırt üstü uzattım yatağa, bacaklarını ayırıp amına yumuldum yalamaya başladım.
Öyle çok zevk veriyordu ki tazecik amcık anlatamam. Esra saçlarımdan tutmuş, sanki kafamı amına sokacak gibi bastırıyordu. Çılgın gibi inleyerek ve titreyerek orgazm oldu. Bu arada benim yarak yeniden sertleşmeye başlamıştı, hemen yarağı ağzına dayadım. Emdi, somurdu, taşaklarımı yaladı, yarağım yine kazık gibi oldu.
Bu defa sırtüstü ben yattım, Esra kalktı yarağımı eliyle kavradı ve üstüne oturmaya başladı. Sikimin başı resmen amının dibine değiyordu. Oturup kalkmaya başladı. Ben de kalçalarından tutup sikimin üstünde zıplattıyordum Esra’mı. Bu arada Aslı da geldi yatağa oturdu, bizi seyrediyordu. Az sonra Esra başladı,
“Sik Kemal amcam benim, sikkkk!” diye inlemeye, “Ohhh, çok zevkli, götümü de sik, her yerime sahip ol erkeğim, sikicim!” diyerek orgazm üstüne orgazm oluyor, amı durmadan kasılıyor ve sularını fışkırtıyordu.
Sonunda yorgunluktan üstüme yığılıp kaldı. Üstümde öylece biraz bekledi, kendine gelince kalktı üstümden ve da duş almaya gitti. Ben de kalktım yataktan,
“Hadi Aslı salona geç, biz temizlenip geliyoruz!” dedim ve ben de banyoya girdim. Esra’yı bir güzel yıkadım. Esra da beni yıkadı, kurulanıp salona geçtik. Üçümüz de çırılçıplak oturuyorduk evin içinde. Telefonla üç tane fırın kebap söyledim.
“Hadi üzerinize bir şeyler giyinin, birazdan yemeğimiz gelir.” dedim. Esra’nın odasına gidip giyinip geldiler. Ben de tişört ve şort giydim sohbet etmeye başladık. Aslı’ya sordum,
“Esra’ya anlattıklarını bana da anlatır mısın?” diye… Aslı başladı anlatmaya:
“Ben küçükken oturduğumuz ev de oldukça küçüktü, benim odamla annemlerin odası bitişikti. Bazı geceler onların sesini duyar, kulak kesilirdim. Annem sürekli babamı azarlardı,
(Üstüme çıkıp iki sokup çıkarıp boşalmayı biliyorsun, ama beni hiç düşünmüyorsun, bir gün olsun adam gibi sikemedin şu amı!) gibi laflar söylüyordu. Bunları duya duya sikişmenin ne olduğunu öğrenmiştim. Babamı işten çıkartmışlardı, üç ay boş kaldı. Annem bu defa da,
(Elde avuçta birşey kalmadı, adam bir çare bul!) diye kavga ediyordu babamla. Bir akşam yine odalarında konuşuyorlardı. Babam bir iş bulduğunu, ama patronun bir şartı olduğunu söyledi anneme. Annem de,
(Neymiş şartı?) dedi.
(Herif göt hastasıymış, resmen götüme sulandı! Ara sıra onun bu isteğini karşılarsam çok iyi para verecekmiş, onun dışında sadece getir götür işlerine bakacakmışım!) dedi. Annem,
(Vay ahlaksız pezevenk!) diye çıkıştı. Bir süre sessizlik oldu, sonra annem,
(Ya Memedim, iyice çaresiz kaldık, ne yapacağız?) dedi.
(Bak hanım, ben çok düşündüm, bu işi kabul edeceğim. Hem kim ne bilecek adamın benden böyle birşey istediğini? Her zaman olacak değil ya, ara sıra dişimi sıkarım!) dedi. Annem de,
(Başka da çaremiz yok!) dedi…
Babam işe başladı. Bir ay sonra daha güzel ve büyük bir eve taşındık. Annem artık eskisinden çok para harcıyordu. Yine bir akşam babam anneme anlatırken duydum.
Adamın babamı hiç boşalmadan yarım saat siktiğini, ilk zamanlarda çok acıdığını ve bu işten nefret ettiğini, ama artık alıştığını ve hatta zevk aldığını anlatıyordu. Adam üstelik para konusunda çok cömertmiş, maaş dışında bol bol para veriyormuş. Annem de,
(Ya Memedim, bana da orda bir iş ayarla da, ben de çalışayım. Eve bir maaş da ben getirsem kötü mü olur?) dedi. Babam,
(Gerçekten istiyorsan konuşayım. Zaten bana sordu, çay kahve ve temizlik işine bakacak tanıdığın biri var mı diye.) dedi. Annem de,
(Hiç kaçırma, ben yaparım o işleri!) dedi. İki gün geçmeden annem de aynı yerde çalışmaya başladı. Artık nedense annemle babam yatakta hiç kavga etmiyorlardı. Altı ay geçmeden bir araba aldık, parasal durumumuz da oldukça iyiydi.
Babam patronuyla konuşmuş, onun da yardımıyla ipotekle bir de ev aldık. Bunun karşılığında da babam ekstradan haftada iki gece işyerinde bekçilik yapmaya başladı. Babamın olmadığı geceler annem beni erkenden yatmaya odama gönderiyordu. Sonra da patron evimize geliyor, annemi saatlerce sikiyordu.
Artık gizlice onların konuşmalarını dinliyordum. Annem, babamın kendisini doğru dürüst sikemediğini, hiç orgazm yaşamadığını, götüne elini bile sürmediğini anlatıyor, adam da,
(İyi ki kocanı işe almışım, ikiniz de beni çok mutlu ettiniz!) diyor, annemi inlete inlete sikiyordu.
16 yaşına girdiğim gün, akşam arkadaşlarımla doğum günü kutlayacağımı söylemek ve biraz para istemek için, annemlerin çalıştığı yere gittim. O güne kadar adam beni hiç görmemişti. Annem çantasından daha cüzdanını çıkarmadan, adam cebinden bir tomar para çıkarıp bana verdi,
(Al bunu, güzel bir doğum günü partisi yap!) dedi. Sevinçten o an adamın boynuna sarılmak istedim, ama kendimi tuttum. Verdiği para ile o akşam arkadaşlarımla harika bir doğum günü kutladım.
Bir kaç gün sonra annemin yanına gittiğimde de, adam ayrıca doğum günü hediyesi olarak bana altın kolye hediye etti. Artık sıkça gidiyordum iş yerine. Adama da ısınmıştım, her gittiğimde cebime harçlığımı koyuyordu.
Adamın bende gözü olduğunu hissediyordum. Üstelik annemle sikişirken konuştukları da beni çok tahrik ediyordu. Bir gün yine iş yerine gittiğimde annem ortalıkta yoktu.
“Ali amca bana bir yemek ısmarlar mısın?” dedim. Hemen kalktı,
“Hadi gidelim!” dedi. Güzel bir restorantta yemek yedik. Yemeğin üstüne çay içip sohbet ederken,
“Annemle ne yaptığınızı biliyorum!” dedim. O da hiç çekinmeden,
“İstersen seninle de yaparız aynısını, karşılığında da ne istersen veririm, yeter ki sen kabul et! İstiyor musun, yapalım mı?” dedi.
“Yapalım!” dedim. Restorandan çıktık, bankada benim adıma bir hesap açtırdı ve 20.000 Dolar para aktardı, her ay da düzenli olarak 2.000 Dolar yatırılması için direktif verdi. Hesap cüzdanımı verdi ve 18 yaşıma gelince kullanabileceğimi söyledi.
Ordan da evine gittik ve o günden itibaren beni de sikmeye başladı. Halen de
sikiyor!”
Ağzım açık kalmıştı Aslı’nın bu hayat hikayesini dinlerken. Düşündüm, (Kadere bak be!) dedim kendime. Bu arada yemeğimiz geldi, yedik, ayranları içtik. Aslı’ya,
“Hiç kimseyle karşılaştırılmak istemem ama, Ali amcan mı? Kemal amcan mı?” diye sordum. Aslı gülerek,
“Kemal amca inan sendeki hiç kimsede yok! Seninki Fatma teyzeye de yeter, Esra ile bana da yeter!” dedi. Ben de gülerek şaka mahiyetinde,
“Annen de tadına bakmak isterse, bir ara uğrasın!” dedim, hep birlikte g
ülüştük…
Aslı’yla Esra’yı alıp arabayla biraz dolaştırdım. Sonra Aslı’yı evlerine bıraktım. Biz de Esra’yla eve döndük…
Esra’yla eve döndükten sonra biraz internete takıldık. Sabah yola gideceğimiz için erkenden yattık, sabah erkenden kalkıp saat 06:00’da yola çıktık. Hastaneye vardığımızda saat 7:30’du.
Esra’nın dedesinin odasına çıktığımızda, Fatma ve annesi Asiye hanım bizi karşıladılar. Esra dedesine sarıldı. Hoşbeşten sonra, Fatma,
“İyi ki geldiniz, nerdeyse kirden kokmaya başlamıştım! Kemal’ciğim annemle beni eve götür de, bir temizlenelim!” dedi. Birlikte annesigilin evlerine gittik.
Fatma hemen banyoya girdi, temizlenip çıktı. Fatma’dan sonra annesi Asiye hanım banyoya girince, Fatma kolumdan tuttuğu gibi beni yatak odasına sokup dudaklarıma yapıştı. Elimi amına attığımda sanki yanıyordu Fatma’mın amı. Çırılçıplak soyunduk anında, yatakta yiyişmeye başladık. Fatma,
“Çok özledim yarağını aşkım!” diyerek sikimi somurmaya başladı. Ben de Fatma’mım amıyla öpüşmeye başladım. Amı kıvama gelmişti, bacaklarını omzuma alıp kökledim amına. Fatma,
“Ohhh aşkım harikasın, çok özledim, sik beni!” diye haykırmaya başladı. Köküne kadar sokup, kertiğine kadar çekiyor tekrar gömüyordum yarağı fatmanın amına. Fatma,
“Sik, kökle, orospunu doyur yarağa, ohhh!” diye inleye inleye ve sarsıla sarsıla orgazm oldu. Yarağımı amından çıkarıp, başladım amını yalamaya. Fatma,
“Öldürüyorsun zevkten Kemal… Oofff aşkım süpersin!” diyordu. Amının sularını yaladıktan sonra, domalttım Fatma’yı, göt deliğini yaladım, somurdum, dilledim. Fatma,
“Götümü de sik aşkım, sok o koca yarağını götüme!” diye tekrar inlerken, yarağımı götüne dayayıp bastırdım. Başı girince,
“Ufff çok acıyor aşkım, yavaş lütfen!” demeye başladı. Biraz bekledim. Göt deliği yarağıma alışınca kökledim hepsini. Fatma altımda kıvranıyor,
“Sik aşkım, sik götümü!” diye bağırırken, amını okşayarak tekrar boşalmaya başladı. Ben de sona gelmiştim. Götüne iyice abanarak, en derine döllerimi fışkırttım.
Önce ben giyinip çıktım odadan… Fatma’nın annesi Asiye hanım yatak odasının yanında bulunan mutfaktaydı. Mutfağa girip, bir bardak su aldım. Asiye hanım,
“Git temizlen de öyle iç suyunu!” dedi. Bardağı bırakıp banyoya gittim. Fatma banyodaydı, suratımın asık olduğunu görünce,
“Ne oldu?” dedi.
“Su içecektim, annen mutfakta bana fırça attı. Git önce temizlen sonra su iç dedi. Ben de temizlenmeye geldim!” deyince,
“Aldırma sen ona aşkım… Gel ben seni temizlerim, sen de beni bir güzel temizle bakayım biraz daha, ben doymadım senin sikine…” diyerek beni soydu, duşun altına girdik birlikte.
Öpüşüp oynaşırken yarağım yine keser sapı gibi oldu. Fatma’yı duşun altında domaltıp arkadan amına geçirdim. Fatma’yı orgazm edinceye kadar pompaladım.
Sonra duş alıp birlikte çıktık. Hepimiz hazırlandıktan sonra evden çıkıp hastaneye döndük. Hastane odasına girince, Asiye hanım,
“Tüühh… Fatma kızım, telaşeden çamaşır almayı unuttum, ne olacak şimdi?” dedi. Ben hemen atıldım,
“Ne olacak can��m, gider alırız!” dedim. O evdeyken kızını bağırta bağırta siktiğim için fırçasını yemiştim, kendimi affettirmek için takla atıyordum.
“Size de zahmet olacak…” dedi kız gibi nazlı nazlı…
“Boş ver Asiye hanım, ne zahmeti? Araba kapıda, hemen gider geliriz!” dedim.
“İyi o zaman, hadi gidelim!” Asiye hanım ve ben tekrar evlerine doğru yola çıktık. Arabayla giderken Asiye hanım manalı manalı bakıyor, güya çaktırmadan da beni süzüyordu. Sonunda dayanamadı,
“Kemal bey, kızıma ne yaptın öyle yahu? Canı yanmış gibi bağırta bağırta bir hal ettin Fatma’yı!” dedi.
“Asiye hanım, tahmin etmişsinizdir, kızınız canı yandığı için bağırmıyordu.” dedim sırıtarak… O da güldü,
“Tabi ki biliyorum canım… Yeni yetme bakire kız değilim ki… Ama bu kadar bağırması garibime gitti.”
“Bakın, size rahatsızlık verdiysem özür dilerim. Fatma artık benim karım sayılır, size anlatmadı mı? Kendisine evlenme teklif ettim, ama böyle daha iyi diyerek reddetti teklifimi… Evlenmesek de ben senin karınım diyerek kestirip attı!”
“Demek ki kızımı bu kadar çok mutlu eden başka bir şey var o zaman sende…” derken, evin önüne gelmiştik. Arabayı park ettim ve eve girdik. Asiye hanım mutfağa girip dolaptan bir şişe çıkardı, iki bardağı doldurup birini bana uzattı,
“Al damat, iç, bal şerbeti ve karadut suyu, bu sıcakta iyi gelir!” dedi. Bir yudum aldım, tadı harikaydı, kalanını bir seferde içtim.
“Mmm… Güzelmiş tadı…”
“Bu güzel bir içecektir, evde kendimiz yaparız. Bizim buralarda damatlara gerdeğe girmeden önce içirirler, enerji verir!” dedi.
Anladım ki, ben kızı Fatma’yı sikerken, Asiye hanım oldukca etkilenmişti. Ama bir türlü (Beni de öyle siksene!) diyemiyor, sürekli laf çevirip duruyordu. Gözlerinin içine bakarak gülümsedim,
“Eee, Asiye hanım… Şimdi bana da içirdin bunu, enerjiyi aldım. Peki bu enerji nereye gidecek? Elimin altında Fatma da yok ki?”
“İnan Kemal bey, ben 38 yıllık evliyim, ne kocamdan böyle bir şey gördüm, ne de Fatma’yla rahmetli kocası arasında bu kadar uzun süren birşey gördüm!”
Yanıma yaklaştı kadın, dudakları aralanmış, arzuyla kısılmış gözleriyle süzüyordu beni… Baştan aşağıya, saçından tırnağına şehvet doluydu gayrı resmi kayınvaldem… Ardından ne geleceğini tahmin edebiliyordum, ama hemen acele etmedim, ilk hareketi ondan bekledim.
“Fatma ile ikiniz içerdeyken sesinizi duyunca banyodan çıktım. Yatak odasında işiniz bitinceye kadar kapınızın önünden ayrılamadım. Hatta sen mutfağa geldiğinde kasılmalarım devam ediyordu…” derken, Asiye hanımın dudaklarına yumuldum.
Öpüşerek yiyişerek yatak odasına kadar gittik. Asiye hanım anında çırılçıplak soyunmuştu. Vücudu yaşına göre oldukça diriydi,
“18’lik kız gibisin Asiye hanım!” dedim. Asiye hanım,
“Sen de tam bir erkeksin, yarım saat boyunca Fatma’yı durmadan bağırttın!” dedi. Ben de soyundum, külotumu çıkardığımda Asiye hanımın gözleri faltaşı gibi açıldı.
“Bu ne ya böyle, at yarağı gibi! Kızımın bağırdığı kadar varmış, bu koca şey nasıl girecek bana Kemal bey?” derken elini uzatıp yarağımı avuçladı ve okşamaya başladı.
“Asiye hanım sen rahat ol, ben onu 16-17 yaşındaki kızların hem amına hem götüne soktum, zevkten inim inim inlediler. Birazdan sen de inleyeceksin!” dedim.
“Valla Kemal bey, ben bizim herifinkini büyük diye bilirdim, ama bu üç katı kadar var!”
“Desene Asiye hanım sen daha bakiresin, bak bunu yediğinde kadın olduğunu anlayacaksın, inan bana!” dedim.
Asiye hanımı karyolanın üstünde domalttım, arkadan amını yalamaya başladım. Amının tadı nefisti, kokusu harikaydı Asiye hanımı orgazm oluncaya kadar somurdum amını, am suyunu içime çektim.
Asiye hanım nefes almakta zorluk çekiyor, içini çeke çeke kasılmaya devam ediyordu. Bu defa göt deliğini yalamaya dilemeye başladım. Asiye hanım,
“Ayyy Kemal bey, öldürecek misin beni, lütfen biraz dinleneyim!” dedi, yüzükoyun yatağa uzandı. Ben de yanına uzandım,
“Kız Asiye amın daracık, sanki Fatma buradan çıkmamış gibi!” dedim.
“Ordan çıkmadı zaten, sezeryanla aldılar!”
“İyi de, bunca yıllık evlisin, hala bu kadar dar olması şaşırttı beni!”
“On yıldır orama parmağımdan başka birşey girmiyor, ondandır!”
“Kocan sikmiyor mu?”
“Ahh ahh Kemal, sorma… On yıl önce ceviz çırparken kocam ağaçtan düştü, sikiyle taşakların birleştiği yere parmak kalınlığında bir odun parçası girdi, kanı durmadı, acele doktora yetiştirdik, ameliyatla çıkarıp dikiş atıldı. O günden sonra tık yok herifte!” diye anlatınca onun adına üzülmüştüm.
“Peki, başkasıyla hiç olmadın mı?”
“Ayy Kemal, burası küçücük bir yer, anında orospu diye tefe koyarlar valla!”
“Benimle sevişmeyi neden istedin peki?”
“Sen yabancısın, hem kızımla bir ilişkin var, beni sağda solda anlatmazsın!” dedi.
Dudaklarına yumuldum, yanaklarını, kulak memelerini, boynunu yaladım somurdum. Göğüslerini koparırcasına emdim. Vücudunda dilimin değmediği yer kalmadı. Asiye,
“Harikasın Kemal, ohhh sik beni!” diye kıvranmaya başladı altımda. Yarağımı tükürükledim ıslattım, amının dudaklarını ayırıp dayadım, yavaşca bastırdım. Sikim başı girince, Asiye,
“Iıhhh! Yavaş, kurban olurum yavaş!” diye inleyince bekledim. Göğüslerini avucuma alıp yoğurdum. Bu arada o farkında olmadan yarağımı amına kökledim. Asiye bastı çığlığı,
“Orospu analı, yırttın amımı!” diye feryat etmeye başladı.
Hırslanmıştım, var gücümle pompaya devam ettim. Asiye’nin amı gevşemiş, sulanmış, yarağımı rahat alır olmuştu. Onbeş dakika pompalamamın sonunda Asiye de zevkten uçuyordu artık.
“Harika sikiyorsun Kemal, ohhh erkeğim, kökle, dibime vur o koca sikini!” diye diye boşaldı.
Asiye’yi yüzükoyun çevirdim, arkadan tekrar amına girdim. Yarağımı köküne kadar sokuyor, çıkartıp tekrar köklüyordum. Asiye altımda sırılsıklam olmuş, her yeri terden ıslanmıştı. Yarağımı çıkarıp, bacaklarını iyice ayırdım, amını yalamaya başladım. Götünü de yalıyordum. Asiye,
“Ohhh Kemalll, sikilmenin bu kadar zevkli olduğunu ilk defa hissettim, harika bir erkeksin!” diyordu.
“Asiyeciğim daha dur bakalım, yeni başladık, daha ne zevkler yaşatacağım sana!”
“Valla Kemal ne diyeceğimi bilmiyorum, 38 yıldır kocam beni sikiyor sanıyordum. Belki de kocamın beni bu güne kadar boşalttığı kadarını sen şu ana kadar yaptın. İnan kendime hakim olamıyorum, sürekli amımın suyu akıyor! Damızlık boğa gibisin Kemal!”
“Asiyeciğim amın çok tatlı ve de çok dar. İnan bana, kızın Fatma’nın ve torunun Esra’nın amından bile dar seninki!” dedim ve tekrar amına geçirdim yarağımı. Kalçalarını yoğururken, parmaklarım da göt deliğine masaj yapıyordu. Asiye başını çevirip,
“Esra’yı da mı siktin Kemal? Daha o körpecik bir kız, senden bunu beklemezdim!” dedi.
“Esra’yı sikmemek için çok direndim, ama beni tehdit etti, mecbur kaldım.”
“El kadar kız, nasıl seni mecbur bıraktı ki?”
“Senin el kadar dediğin azgın torunun da sana çekmiş. “Kendimi başkasına siktirir, anneme de senin siktiğini söylerim!” deyince, inan gözüm döndü o anda ve amını patlattım orospunun!”
“Annesi de, (Kemal amcası Esra’ya iyi geldi, kızım düzeldi!) diye seviniyordu, demek ki şıllığın neşesi yarak yediğindenmiş!” dedi.
Bu arada Asiye yine inlemeye, ohlamaya başlamıştı, orgazm olması yakındı. Ama ben onu götünden de sikmek istiyordum.
“Asiyeceğim götünün de tadına bakmak istiyorum, ne olursun aşkım, bunu benden esirgeme!” dedim.
“Ayy Kemal, o kocaman yarak küçücük deliğe nasıl girecek? Zaten amıma bile zor aldım sikini!”
“Asiyeciğim, evet girerken biraz acıyacak, ama sonrasında amından aldığın zevkin on katını alacaksın!” dedim. Yarağımı anından çıkartıp, göt deliğini yaladım,
“Aşkım ellerinle göt yanaklarından tut ve iyice ayır!” dedim. Asiye dediğimi yaptı. Yarağımın başını sıktırdım, götünün deliğine dayayıp bastırınca başı biraz girdi.
“Çok acıyor Kemal, lütfen yapma!” diye yalvarmaya başladı. Öylece bekledim,
“Acının hepsi bu Asiye, başka birşey yok, birazdan alışır götün, sik diye yalvarırsın! Sen şimdi bir elinle amını okşa!” Ben de göt yanaklarını avuçlayıp iyice ayırdım,
“Derin nefes al!” dedim. Asiye nefes alınca birden abandım götüne. Yarağımı köküne kadar oturtmuştum götüne. Asiye altımda feryad figan ediyor ve bana,
“Orospunun evladı, piç, anası sikişmişin çocuğu!” diye küfürler yağdırıyordu.
Göt deliği yarağıma alışıncaya kadar bekledim ve sonra çok yavaş hareketlerle alıştırdım. Artık Asiye kalçalarını oynatmaya başlmamıştı. Yarağımı geri çekince sanki götü yerinden çıkacak gibi oluyordu. Asiye,
“Yapma ne olur, çok acıyor, sanki götüme odun sokuyorlar!” diyordu.
Baktım bu iş böyle olmayacak, Asiye’nin beline bastırdım ve var gücümle sokup çıkarmaya başladım. Belki on dakika böğürdü Asiye altımda, ama göt deliği de gevşemişti, artık rahat girip çıkıyordum. Asiye’den de ‘Ahh ohh!’ sesleri çıkmaya başlayınca rahatladım.
Asiye’nin götünü her pozisyonda yarım saatten fazla siktim ve götünün derinliklerine döllerimi fışkırttım. Sikim yumuşayıncaya kadar içinde bekledim. Asiye’nin götünden yarağı çekince ‘Fosss!’ diye çıkan havayla birlikte döllerim de amına doğru akmaya başladı. Üzerinden kalktım ve
“Asiyeceğim, şimdi tam bir kadınsın! Bu yarak senin emrinde, bundan böyle dilediğin zaman yiyebilirsin tatlım!” dedim. Asiye parmaklarıyla göt deliğini yokluyor,
“Ayy Kemal mahvetmişsin yaa, bu nasıl kapanacak şimdi?” diyerek ağlamaya başladı.
“Hadi gel banyoya girelim, ben kapatırım onu!” dedim. Ayağa kalktı, ama bacaklarını birleştiremiyordu, sanki gerdekten çıkmış gelin gibiydi. Belinden sarılıp kucağıma aldım, banyoya kadar taşıdım.
Sıcak suyu açtım, her yerini köpürte köpürte yıkadım. Götüne sıcak suyla masaj yaptım, göt deliği bir nebze kapanmıştı. Kendim de duşumu aldım ve çıktık. Asiye giyindi geldi, ben de giyinmiştim, dudağıma bir öpücük kondurdu,
“Harika bir erkeksin, müthiş zevk aldım. Beni asla bu zevkten mahrum etme Kemal, tamam mı?” dedi.
“Tamam Asiyeciğim, her zaman emrindeyim, sen iste yeter ki!” dedim.
Evden çıktık, onu bir lokantaya götürdüm, yemek yedik. Lokantadan, Fatma, Esra ve dedesine de birşeyler hazırlattık, hastaneye gittik. Fatma bizi görünce,
“”Nerde kaldınız ya, meraktan öldüm?” dedi. Ben hemen,
“Annen iyice bunalmış, onu biraz dolaştırdım. Lokantada bir yemek yedik ve geldik işte, abartma!” dedim.
“İyi, tamam!” dedi. Fatma, Esra ve dedesi getirdiklerimizi yediler. Sonra Fatma’ya,
“Bu gece Asiye hanımla Esra kalsın dedesinin yanında, sen biraz dinlen!” dedim.
Teklifimi herkes onaylayınca, Fatma’yla ben hastaneden ayrıldık.
Kiracımla sabaha kadar sevişmeye gidiyorduk. İyi ki evimi Fatma’ya kiralamışım diye geçirdim içimden… Ana kız yarak hastası çıktı derken Fatma’nın annesini, kendini, kızını sikmiştim.
302 notes
·
View notes
Text
Kuzenimin Karısını Mutfakta Siktim
Merhaba ben Volkan. 33 yaşında, esmer, 1.81 boyunda, 76 kg, sportmen ve bekar biriyim. İzmirliyim, yalnız yaşıyorum. Benim iyi anlaştığım bir kuzenimin harika bir karısı var, Özlem. Yaşı benden küçük olduğu için ‘Yenge’ demeyip, sadece ismiyle hitap ediyorum kendisine. Özlem 28 yaşında, minyon tipli, bahar yeşili gözleriyle çok ateşli ve davetkar bakar. Hele bir kalçası var ki, gece rüyalarımdan, gündüz hayallerimden çıkmaz. O kalçalarına bitiyorum. Bazı ortamlarda, kalçasına sert ve taş gibi aletimi dayadığım çok olmuştur, deliriyordum o kalçalar için. Benim kalçalara özel bir zaafım vardır. O da bu huyumu sanki biliyormuş gibi, beni çıldırtmak için sürekli kalçalarını belli eden dar, üstüne tam oturan, bazen de külotunun desenini bile belli eden etekler ve tek parça elbiseler giyer…
Dün öğlen vakti, çocuk parkında karşılaştık Özlemle. Bu defa dar bir kot pantolon vardı üstünde. Büyük çocuğunu okula bırakmış, küçüğünü ise parkta oynasın diye parka getirmiş. Ben de tesadüf ordan geçerken görmüştüm ve selam vermek için yanına gittim. Çocuğu parkta oynarken biz de birer sigara yakıp, sohbet etmeye başladık. Sigaramız bitmişti. Özlem de, “Oofff, şimdi bir kahve olsa, yanında bir sigara daha yaksam!” demişti. Müptelası olanlar bilir, iyi yapılmış bir Türk kahvesinin yanında sigara nasılda keyif verir. Sonra Özlem birden, “Hadi bize gidelim, ikinci sigarayı da kahveyle içelim!” dedi. Ben de, “Kahveyi ben yapacaksam olur!” dedim. “Tamam!” dedi. Evi parkın yakınında zaten, çocuğu da alıp evin yolunu tuttuk…
Eve geldiğimizde, çocuk yorgun olduğu için, Özlem çocuğu uyutmaya gitti. Ben de bu arada kahve yapmak için mutfağa girdim. Özlemin kocası kuzenim olduğu için rahat gelip giderdim evlerine, mutfağının düzenini de biliyordum. Ama bu defa kahve kabının boş olduğunu gördüm. Etrafa paket kahve aramaya başladım. Özlem bu esnada çocuğu uyutmuş, banyoya geçmişti. Çünkü banyodan su sesi geliyordu, belli ki banyoda birşeyler yapıyordu. 5-10 dakika su sesi kesildi, sonra mutfağa geldi. Bu defa kotu çıkarmış, benim deli olduğum, o görünce çıldırdığım beyaz üstüne kırmızı çiçek desenli ince ve dar olan eteği giymiş gelmiş. Onu öyle görünce benim yarak şaha kalktı tabi. Zaten bende de ince keten bir pantolon vardı üstümde. Sikim beton gibi olmuş, kasıklarımdan göbeğime doğru uzanmıştı. Damarları şimiş, patlayacak gibiydi. Sikimi sığdıracak bir yer bulamıyordum…
Özleme, “Kahve nerde kız? dedim. O da, “Ben kız değilim!” dedi ve kıkır kıkır gülmeye başladı. Ben de, “Kızlara taş çıkartırsın!” deyip iltifat ettim ve bu esnada kahve aradığımı söyledim. Buzdolabının yanında plastik çekmeceler vardı, oraya gidip eğilerek, çekmeceleri karıştırmaya başladı. Eğilince eteğin üstünden külotunu rahatlıkla görebiliyordum. Etek ince ve beyaz olunca herşey meydandaydı. Ben de ona yanaşıp, bereber arıyormuşuz gibi arkasından dayandım. Sikim bütün istişamıyla kalçalarına sert baskı yapıyordu. Yosma hiç istifini bozmadı. 1-2 dakika kalçalarına ve göt yanaklarının tam ortasına iyice sürtündüm. Arkasından birden sert bir darbe atınca doğruldu, “İşte!” deyip kahveyi çıkardı. Gözlerini kısıp, “Al!” diyerek kahveyi verdi ve sandalyeye oturdu, bacak bacak üstüne attı. Atınca o bembeyaz süt gibi bacakları ortaya çıktı. Bu arada gözü sürekli önümde geziniyordu…
Neyse, ben kahveyi yaptım, sigaraları da yakıp, beraber içmeye başladık. Ben ona çok şık olduğunu söyledim, zaten kendisini çok beğenirdim. O eteğin kedisine çok yakıştığını ve sexi olduğunu söyledim. “Hadi canım abartma!” dedi. Ben de, “Yemin ederim, çok etkileyicisin, insanı hayal aleminden çıkarmazsın sen!” dedim. “Hmmmm!” deyip, bir parmağını ağzına götürüp, ısırır gibi yapıp, gözlerime öyle ateşli ve dalgın baktı ki, bitirdi beni. O anda dayanamayıp ayağa kalktım, arkasına geçip omuzlarından okşamaya başladım. Yosma hem başını sağa sola yatırıp, kıvranarak, “Ne yapıyorsun volkan? Yapma lütfen!” diyor, hem de bana karşı koyamıyordu…
Sonra ayağa kaldırdım, arkasından sertleşen aletimi kalçalarına dayadım. Bu halde göğüslerini okşamaya başladım. Bir taraftan direnir gibi yapıyor, diğer taraftan da kalçalarını bana daha da yaslıyordu. Yani ‘İstemem, ama yan cebime koy!’ der gibiydi. Ben dinlemiyor, bu esnada boynunu omuzlarını ve kulak memelerini yalıyor, onu ne kadar istediğimi, arzuladığımı, onun için çıldırdığımı, onun rüyalarımdan çıkmadığını kulağına fısıldıyordum. Bir yandan da diğer elimle ön taraflarında eteğinin üstünden kasıklarını okşuyordum. Sonra eteğini parmak uçlarımla yavaş yavaş yukarı doğru çekmeye başladım. Etek beline kadar gelince, iki parmağımla külotunun üstünden klitorisine masaj yapmaya başladım. Arasıra da arzulu bir şekilde amını avuçluyordum. “Yapma, çocuk uyanacak, rezil olacağız!” diyordu. Ben ona aldırmadan okşamalarıma ateşli ve tahrik edici dokunuşlarıma devam ediyordum…
Bir elim kalçalarında, dudaklarım boynunda ve omuzlarında, diğer elim ise kasıklarındaydı. Kasıklarındaki elimin iki parmağını yandan külotunun içine daldırdım. Amı vıcık vıcık olmuştu. Parmaklarım amıyla çamaşır arasında bir sabunun üstünde kayar gibi kayıyordu. Parmaklarımla am dudaklarını iki parmağım arasına alıp sıkıştırıyordum, klitorisine masaj yapıyordum. O da yavaş yavaş gevşemeye başladı ve elini arkaya atıp, parmaklarını kalçasıyla sikimin arasından geçirip aletimi sıkıca kavradı. Deli gibi sıkıyordu aletimi, sanki koparacak gibiydi. Bu da beni ne kadar istediğininin kanıtıydı. Birden bana dönüp, dudaklarıma yapışıp, alt dudağımı kaptı, ateşli bir şekilde öpmeye, emmeye başladı…
Ben de kudurmuştum, ona deli gibi saldırmaya başladım, artık mutfakta birbirimizi yemeye başladık. Ayakta ve ben onun arkasında iken, iki elimle gömleğinin yakalarından tutup sertçe ayırıp yırttım, gömleğin düğmeleri kopup etrafa saçıldı. Göğüsleri jöle misali titriyordu. Kendime döndürüp sütyeni de parçalarcasına çıkardıktan sonra, o harika göğüsleri emmeye, yalamaya başladım. Özlem inlemeye başladı. Göğüsleri vahşice yalıyordum, iri ellerimle portakal büyüklüğündeki göğüslerini avuçlayıp, uçlarını dilliyor, ısırıklar atıyordum…
Eteğini beline sıyırıp külotunun üstünden amını okşamaya başladım. Özlem kudurmuştu artık. Göğüslerinin etrafında dilimle daireler çizerek göğüs uçlarına kadar geldim, sonra Özlemi tutup masaya yatırdım. O dantelli külotunu ortasından parmaklarımı geçirip, Caaarrttt diye yırttım. Kalçalarından iki elimle kavrayıp, külotun yırtılan yerinden dilimi içeri sokup amını yalamaya başladım. Biraz önce banyoda ne yaptığını şimdi anlamıştım, amını traşlayıp tertemiz yapmıştı. Amcığı mis gibi kokuyordu. Dilimi amının dudaklarında gezdirmeye başladım, sert sevdiğim için, dilimi amında kazıttıra kazıttıra sürtüyordum. Amının dudaklarını dudaklarımın arasına alıp, bir mengene gibi sıkıştırarak, somurmaya başladım. Şapır şupur yalıyordum. Amının suyu kuyudan çıkar gibi çıkmıştı dışarı. Am suyunu dilimle kepçe gibi amının içinden çıkarıp kasıklarına yayıyordum. Dilimi amına gömüp, am dudaklarını iki parmağımla aralayıp, klitorisine dil darbeleri atmaya başladım. Özlem inliyor, “Hadi sik artık!” diyordu.
Bu esnada Özlem sert ve kalın aletimi dışarı çıkarmış, sündüre sündüre çekerek ve sıkarak okşuyordu. Bu arada aletim uzun ve kalındır, ayrıca damarlı ve yay gibidir. Ben durmadan amını yalamaya devam ediyordum. Dilimi bızırında bir kuşun kanat çırpması gibi çırpmaya başladım, Özlem delirmeye başladı o an. Daha sonra demir gibi sertleşmiş ve kızgın demir gibi yanan aletimi gövdesinden kavrayıp, başını Özlemin amının dudaklarında gezdirmeye başladım. Mantar gibi olan başı am suyu ile parlamaya başladı. Am suyunu yarrağıma iyice yaydıktan sonra, var gücümle Özlemin amına doğru bastırdım. Aletim sanki bir yanardağın içinde ilerliyordu. Özlem çığlık atacaktı, ama ben müsaade etmedim, hemen dudaklarına yumuldum ve ağzımın içine bağırdı…
En sonunda dibine dayandığında Özlemin titrediğini farkettim. Özlem bitmişti, ama ben daha yeni başlıyordum. Amına seri darbelerle girip çıkmaya başladım. Kasıklarım özlemin kasıklarına çarptıkça Şlappp şlapp sesler çıkartıyor ve kalçaları, göğüsleri Lapp lapp sallanıyordu. İnanın sikimden süzülen amının suyu masayı göl gibi yapmıştı. Yaklaşık 10 dakika böyle girip çıktıktan sonra, bu defa Özlemi masaya domalttım. Yüzü masaya yapışmış, göğüsleri yanlardan taşıyordu. Bir elimle ellerini arkadan kilitleyip, kalçalarını havaya dikip, belini aşağı çökerttim, diğer elimle de saçlarından sertçe çekip, sert ve hızlı darbelerle, vahşice sikmeye başladım amını. Sikim amında bir görünüp bir kayboluyordu. Sikimin damarları nerdeyse patlayacak konuma geldi…
Ara ara göğüslerini ve alttan kasıklarını okşuyordum, parmağımı klitorisinde gezdirip sertçe sıkıyordum. Bu esnada Özlem ikinci Orgazmını yaşadı. Tam anlamıyla pestili çıkmıştı, ama ben daha devam diyordum. Havaya dikilmiş kalçalarına her vuruşumda Şlapp şlappp sesler çıkıyordu ve kalçaları öyle titriyordu ki, ben bitmek üzereydim. Yaklaşık 10-15 dakika bu pozisyonda becerdikten sonra sikimi çıkartıp, amını tekrardan yalamaya başladım. Amını somura somura yaladıktan sonra, am suyunu dilimle göt deliğine yayıp, götünü dillemeye başladım. Dilimi yuvarlak yapıp ucunu sivrelttim ve göt deliğine baskı yapıyordum. Niyetim belliydi, onu bağırta bağırta götünden de sikecektim. Niyetimi anlayan Özlem, “Hayır, lütfen ordan asla olmaz!” dedi, ben de üstelemedim, dilimi götünden çektim ve sikimi tekrar amına dayayıp sertçe dibine kadar dayandım. O esnada derin bir ‘Ooohhh!’ çekti ve ben yine vurmaya başladım…
Özlemi kanırta kanırta düzüyordum, artık pestili çıkmıştı. Birden içeriden çocuğun ağlama sesleri duyuldu ve panikledi, “Çabuk bitirelim!” dedi. Ben de zaten artık bitmek üzere idim, sikimin Özlemin amının içinde iyice şiştiğini ve kasıldığını hissettim ve müsaade bile istemeden içine fışkırmaya başladım. Abartısız bir fincan dolusu boşalmışımdır. Halen amında idim ve taşaklarıma kadar içinde ve kesik kesik böğürerek boşalıyordum. Aslında bu pozisyonda 5-6 dakika amının içinde beklemek ve oynaşmak isterdim, ama durum buna müsait olmadığından içinden çıktım. Çıkarken yarrağımın başı halen mantar gibi olduğundan, amının deliğinden çıkarken ‘Corkkk!’ diye ses çıkardı ve sikimde kalan döller de yere sıçradı. Sonra toparlandık. Özlem saatine baktı ve “Senin hemen gitmen gerekiyor!” dedi. Ben de, “Tamam!” deyip, evden uzaklaştım…
İyiki de uzaklaşmışım, çünkü yolda kuzenimi arabayla gördüm, eve gidiyordu, korna çaldı geçti. Kuzenimin karısı Özlemle, cilvesi ve nazıyla, ihtiraslı bir şekilde yaşanmış, şehvetli ve ateşli bir anıydı
65 notes
·
View notes
Text
KAPICININ KARISI.
Merhaba seks hikayesi seven arkadaşlar. ‘Resimli Porno Hikaye‘ sitesindeki hikayelere bayılıyorum. Hergün mutlaka birkaçını okur ve 31 çekerim. Herkesin başından geçen gizli bir aşk serüveni mutlaka vardır. İşte ben de katkıda bulunayım diye yaşadığım birçok sex serüvenlerimden en sonuncusunu size itiraf etmek istedim. Bu anlattığım tamamen yeni bir olaydır. Bizim binada eski kapıcıyı çıkardıktan sonra, bu yaz tatilinde yeni bir kapıcı taşındı. Karı koca genç idiler. Kapıcının Karısı Zeynep, 26 yaşında ve bir çocuğu var. Kocası da 29 yaşlarında hem fabrikada çalışıyor, hemde karısıyla beraber bizim apartman temizliği ve bakımına karşılık kapıcı dairesinde oturmak üzere anlaştık.
Neyse yazın başlarında taşındılar. İş dönüşünde ayaküstü bir, “Hoşgeldin.” dedim. Kapıcının karısı Zeynep tam bir afet. Çok sıcak karşıladı ve hemen gözlerim o güzel portakal gibi memelerine takıldı. Çok güzel duruyordu, adeta ‘gel beni ye’ diyordu. Neyse her iş dönüşünde kapı açık ise hemen selam verip geçiyordum. Derken birkaç gün içinde bayağı samimi olduk. Kocası bir hafta gündüz, bir hafta da gece işe gidiyordu. Birgün, “Kocan gece işe gidince yalnız kalmaktan korkmuyor musun?” diye sordum. Kapıcının karısı da, “Korksam ne çare, mecburum buna…” diyordu. Ben de, “Eğer korkacak gibi olursan bizim zili çal, sana yardımcı oluruz…” falan gibi laflarla ağzını arıyordum.
Birgün iş dönüşünde kapıcının karısı merdivenleri siliyordu. Bir tayt giymiş, hiç benden haberi yok, ama ben onu arkadan götünü izliyordum. Göt hatları tamamen dışarı çıkmış, her şeyiyle ortadaydı. Sonra geldiğimi görünce biraz lafladık, kendisine biraz iltifatlar ettim, “Yaa senin gibi güzel ve çekici bir kadının temizlikçi olması reva‘mıdır?” dedim. O da, “Kader işte, ne yapalım, senin gibi zengin bir kocamız olmadı…” diye cevap verdi. Neyse biraz muhabbetten sonra ben eve çıktım. Ağustosun sonunda eşimi ve iki çocuğumu memlekete, okullar açılıncaya kadar, tatile gönderdim. Maksadım yalnız kalıp kapıcının karısını tavlamaktı. Karımın gittiği akşam Zeynep’in kocasının işe gittiğini görünce aklıma bir fikir geldi. Bu gece birşeyler yapabilirim düşüncesiyle, evdeki buzdolabında bozulacak meyve, sebze, peynir gibi ne varsa aldım ve aşağıya kapıcı dairesine indim.
Kapıyı çaldım Zeynep çıktı. Elimdekileri görünce şaşırdı, “Hayrola bize mi taşınıyorsun?” diye latife etti. Ben de, “Evde kimse yok. 20 gün yalnızım. Çocuklar izine gitti. Bunlarda bozulmasın diye size getireyim bari…” dedim. Memnun oldu, elimdekilerini aldı ve beni içeriye buyur etti. Fırsat bu fırsat içeri girdim. Kahve yaptı, beraber içtikten sonra sohbete koyulduk. Sonra, “Müsade edersen kalkayım…” dedim. Kapıcının Karısı da, “Kocam işe gitti, sizde de kimse yok, otur biraz muhabbet ederiz, eve sonra çıkarsın…” dedi. Bunu memnuniyetle kabul ettim. Ve koyu bir muhabbete daldık. Kapıcının Karısı karşıma geçti oturdu, başladık havadan sudan konuşmaya. Derken konu döndü dolaştı ve sex’e geldi. Üstünde ince bir bady, altında da ince bir etek var. Eteği biraz yana açılmış ve ben külodunu görüyordum. Sikim kazık gibi olmuş, ama Kapıcının Karısıyla henüz birbirimize tam yaklaşamamıştık.
Bir ara Kapıcının Karısına kocasıyla arasındaki sex ilişkisini sordum. “Kocam beni çok sever, ama sevgi yetmiyor, biraz da aşk lazım. Beni doyuramıyor, erkekliği biraz küçük. Çok fazla mutlu olamıyorum.” deyince ben anlamıştım ki bu iş olacaktı. Ateş bacayı sarmıştı, mesele anlaşılmıştı. Sonra kalktım yanına oturdum. Harika dudakları ve müthiş sexy bir bakışı vardı. Çocuğunu yatırmıştı. Birden elim eline gitti. Elini tuttum ve “Seni mutlu etmek istiyorum, eğer izin verirsen tabii…” demeye kalmadan, birden dudaklarımız birleşti. Zeynep öylesine dudağımı somuruyordu ki, adeta nefesim kesilir gibi oluyordum. Elimi külotunun arasından amına atınca, amının fırın gibi yandığını ve zevk sularının aktığını hissettim. Dudak, meme… derken, ikimiz de farkına varmadan birbirimizin elbiselerini çıkararak çırıl çıplak soyunmuştuk.
Birden bacaklarını araladım ve amcığını delice yalamaya başladım. İniltisi kapıcı dairesini sarmıştı. Kimsecikler duymasın diye de pencereleri kapadım. Zeynep sikimi görünce birden afalladı, “Aaa bu ne Hamit! Beni öldürürsün valla…” diye şaka yaptı. Sonra sikimi ağzına verdim. Nasıl somuruyor bir görseniz. Bir müddet benim 22 santim olan sikimi iştahla yaladı. Sonra, amına elimle biraz ayar çekerek, sikimi nişan aldım o muhteşem deliğe. Yavaşça başını soktum. Sikim amında biraz ilerleyince çok zorlandı. Amı sanki daha bakireymiş gibi duruyordu. Kocasının siki sadece 10-12 cm. imiş. Neyse biraz zorlandıktan sonra sikimin hepsini amına geçirdim. Yavaş yavaş git-gel den sonra alıştı ve zevkten uçuyorduk. Zeynebi pozisyon değiştirerek 15-20 dakika siktikten sonra boşalmak üzereydim, “Geliyorum…” dedim. “İçime boşalabilirsin, iki aylık hamileyim…” dedi. Buna daha çok sevindim. Çoktandır am içine boşalmamıştım, Karım korunmadığı için hiç içine akıtamıyordum. Bu bana büyük bir haz verdi. Birden bütün döllerimi Zeynebin içine bir musluk gibi boşalttım ve üstüne yığıldım kaldım.
Zeynep bu esnada defalarca kez boşalmıştı ve mahvomuştu. Fazla da zorlamak istememiştim. Biraz dinlendikten sonra, “Devam edelim mi?” diye sordum. Baktım çok mutlu bir şekilde kafasını salladı, bu defa domalttım ve göt deliğini yalamaya başladım. Geçen gün merdiven silerken götünü görmüştüm ve çıldırmıştım. İşte o göt bütün ihtişamıyla karşımdaydı. Ben götünü yaladıkça o çıldırıyordu. Götünü güzelce kıvama getirdikten sonra, sikimi ağzına verdim, bir güzel yaladı ve tekrar domaldı. “Yavaş sok, Günah diye kocam beni hiç arkadan sikmedi.” dedi. Ben de yavasça göt deliğine sikimin başını soktum. Çok zorlanınca, “İstersen yapmayalım?” dedim. O’da, “Hayır dayanırım. Sok erkeğim. Sikmeyenin karısını sikerler!” deyince birden kökledim. Biraz ağladı ama ben bir süre yavaş yavaş git-gel yaptıktan sonra zevk inlemelerine dönüştü bu ağlayış. Tam yarım saat ve değişik pozisyonlarda, kapıcının karısının o muhteşem götünü siktim ve içine bir volkan gibi boşaldım. Ne bende, ne de onda hal kalmamıştı. Birbirimize sarılarak bir müddet seviştikten sonra ben eve çıktım. “Daha önünüzde çok gün ve geceler var, bu fırsatları değerlendirelim!” diyerek ayrıldık.
O günden sonra eşim gelinceye kadar, yaklaşık 20 gün, kapıcının karısıyla her gece, kocası gündüz işe gittiğinde de gündüzleri heba etmeden defalarca sikiştik. İkimizde çok memnunduk, mutluluktan uçuyorduk. Hamile olması ikimizinde çok işine yaradı, doğum yapıncaya kadar defalarca kimsenin ruhu duymadan sikiştik. Hele o Göt deliği sikilmekten çok harika olmuştu, her seferinde en az iki üç posta içine boşalırdım. Kapıcının karısını götten her siktiğimde, “Meğer götten sikilmek ne güzelmiş. O ahmak kocam bana bunu hiç tattırmadı…” diyerek mutluluğunu ifade ediyordu. Kapıcının karısıyla sikiş serüvenimiz böyle başladı ve devam ediyor. Kocası işte iken ben sabah çıkışta bir posta atıp öyle çalışmaya gidiyordum. Şimdi doğum yaptı, biraz iyileşmesini bekliyorum. Yine sikişmelerimiz devam edecek. Bu aralar en çok ta götünü sikmeyi özledim. Ama kırkının çıkmasına az kaldı, sonra Kapıcının karısıyla sikişlere devam
77 notes
·
View notes
Text
Baldızın Baldırları
merhaba kıymetli okurlar benim adım emre 28 yaşındayım. size yazın başımdan geçen bir olayı anlatayım. baldızıma kaydım onu anlatıcam. yazın yıllık izin aldığım zaman bir haftalığına antalyaya kayın pederlere tatile gideriz. yine bi yıllık izinde antalyaya gitmiştik. tabi antalyaya gidilirde denize gitmemek olmaz. zaten ne olduysada orda başladı. iki tane baldızım var sibel ve fatma benim olayım ise sibel ile sibel 30 yaşında 1 çocuk annesi ama hiç sanki doğurmamış benzeri 18 yaşındaki kızlar gibi sarışın zayıf beyaz tenli birisi. biz tabi ben eşim kayınvalidem kayın peder sibel fatma çocuklar hazırlandık iki araba denize gittik tabi bizim baldızlar bikinileri giyince tüm gözler onlara çevriliyor benim gözümde devamlı sibelde çünki onunla sürekli hayaller kurup boşaldığım bile olur. biz denize girdik çıktık baya bi zaman geçirmiştik artık vakit baya ilerlemişti. tabi bu arada baldızlar evli bacanaklar çalışıyorlar. süre geçti deniz insanı haliyle yorar toparlandık eve gidicez. sibel dedi biz doğrudan eve gidelim çocuğun üstü başı pis zahmet olmazsa eniştem bizi bıraksın dedi ben kabul ettim eşimde olur tabi dedi. neyse baldız kızınla birlikte benim arabaya bindi diğerleri kayın pederle gidiyor çıktık yola. giderken benim gözüm sürekli sibelin bacaklarında göğüslerinde çaktırmadan bakıyorum fakat heralde baldız çakmış olacak davayı biraz toparlanır bunun gibi yaptı. sonra eve geldik enişte ben çocuğu yıkıyayım sonra kendimde duş alayım sen bekle gideriz yine annemlere dedi bende tamam dedim. bunlar girdiler banyoya kızı yıkadı çıkardı körpecik daha 5 yaşında girdi içeri tv izlemeye başlanmıştır bende hemen uçtum banyo kapısına delikden bişiler görecekmiyim diye bakıyorum oda ne baldız çırılçıplak karşımda duruyor göğüsleri sivrilerşmiş vücüdunu köpüklüyordu bende oaracıkda boşaldım ben boşaldığım yeri silmek için peçete almaya gittim. o anda baldız seslendi enişte çocuk ne yapıyor diye bende iyi tv izliyor dedim hemen boşaldığım yeri sildim. sonra baldız kısacık şortla üstünde incecik bi tişörtle çıkdı birer kahve içelim gidelim dedi bende tamam dedim. kahveleri içerken baldızın memeleri dikkat çekici oluyordu uçları sivrileşmişti benim yarak tabi durur metre kalktı derhal ayağa ben toparlanmaya çalıştım lakin ne hacet belirgin olmakta. sonra konu konuyu açar derken sohbet ağdaya geldi bende sen nasıl yapıyorsun ben ablanın ağdsını yapıyorum dedim hadi yha dedi benimkisi hiç bişi yapmaz ben kendim uğraşırım saatlerce dedi acılar çekerim dedi. bende şakayla karışık vaktimiz olsa sana yapardım ben dedim hemen arkasındanda latife latife dedim ama baldız valla enişte yapsana bana öle bi güzellik dedi ben ne diyeceğimi şaşırdım önemli misin sen dedim evet dedi gel hadi dedi gittik banyoya kızının önüne cips bırakdı sen çizgi film izle kızım dedi. sonra biz banyoya gittik bana ağda bantlarını verdi bende uzan dedim uzandı şortu bi çıkardı oda ne öle amcık görmedim ben hayatımda pembe yanaklı kenarları hafif tüylü ama ne am sonra yhaa biz ne yapıyoruz baldız dedim aklım başımdan gitti dedim enişte aramızda kalır dedi ben bantları yapıştırım tüyleri temizledim şimdi gel yıkıyalım dedim. sonra küvete soktum bunu elimle bir güzel yıkadım tabi bu arada ben elledikce amından sıcak sıcak haz suları geliyordu sonra enişte seninkinide ben yapayım istermisin dedi ve güldü bende ben temizim dedim bakayım dedi ben pantalonu çıkarıdım çamaşırı çıkarıdm ama yarak kazık gibi dimdik olmuş. baldız birden bire bire enişte bu ne dedi iri dedi bende yarak dedim. sonra elleye bilirmiyim dedi lakin ben daha cevap vermeden ellerine aldı bu ne bee böle diyim çöktü ağzına aldı bende dur ne yapıyorsun dedim. dedim lakin çaktırmıyorum istemiyormuşum bu gibi yapıyorum ama ben dünden razıyım onu sikmeye. enişte aramızda dedik yhaa diyip yalamaya devam etti bende bu arada üzerindekini çıkartıp memelerini oynamaya başladım fakat ne gövde be valla daha ağzındayken bi posta ağzına boşaldım. orda biraz pot kırdım midesi bulandı biraz. :) lakin nafile bundan sonra ok yaydan çıkmıştı küvetten çıkarıp çamaşır makinasına doğru domaltıp arkadan amcığına bi verdim bastı çığlığı dur ne yapıyon dedim çocuk mevcut sus dedim fakat oda bana asıl sen ne yapıyon yavaş yarak çok fazla büyük geldi bana dedi bende yavaş yavaş gidip gelmeye başladım sonra alıştı biraz orda arkadan 5 dk pompaladıkdan sonra yere yattım aldım kucağıma zıplatmaya başladım memelerde felakat güzeller birazda o pozisyonda siktikden sonra yere bu sefer onu yatırıp girdim bacak arasına başladım sikmeye sikerken dedim ters ilişki yaptın mı hiç dedim oda hayır dedi olmaz istemem dedi bende tamam dedim zorlamadım sonra amcığına kökledim boşaldım. enişte keşke dışına boşalsaydın dedi bende bişi olmamakta aramızda dedim. güldüm. derhal kalktık toparlandık ben giyindim o giyindi hazırlandık gittik kayın pederlere. tabi antalyada 5 gün kaldım iki kez fırsat bulup siktim sibeli bundan sonra her gittiğimizde fırsat yaratıp kendime gidip onu sikiyorum. artık dizi fatmada onada az kaldı…
86 notes
·
View notes
Text
Baldızın Baldırları
merhaba kıymetli okurlar benim adım emre 28 yaşındayım. size yazın başımdan geçen bir olayı anlatayım. baldızıma kaydım onu anlatıcam. yazın yıllık izin aldığım zaman bir haftalığına antalyaya kayın pederlere tatile gideriz. yine bi yıllık izinde antalyaya gitmiştik. tabi antalyaya gidilirde denize gitmemek olmaz. zaten ne olduysada orda başladı. iki tane baldızım var sibel ve fatma benim olayım ise sibel ile sibel 30 yaşında 1 çocuk annesi ama hiç sanki doğurmamış benzeri 18 yaşındaki kızlar gibi sarışın zayıf beyaz tenli birisi. biz tabi ben eşim kayınvalidem kayın peder sibel fatma çocuklar hazırlandık iki araba denize gittik tabi bizim baldızlar bikinileri giyince tüm gözler onlara çevriliyor benim gözümde devamlı sibelde çünki onunla sürekli hayaller kurup boşaldığım bile olur. biz denize girdik çıktık baya bi zaman geçirmiştik artık vakit baya ilerlemişti. tabi bu arada baldızlar evli bacanaklar çalışıyorlar. süre geçti deniz insanı haliyle yorar toparlandık eve gidicez. sibel dedi biz doğrudan eve gidelim çocuğun üstü başı pis zahmet olmazsa eniştem bizi bıraksın dedi ben kabul ettim eşimde olur tabi dedi. neyse baldız kızınla birlikte benim arabaya bindi diğerleri kayın pederle gidiyor çıktık yola. giderken benim gözüm sürekli sibelin bacaklarında göğüslerinde çaktırmadan bakıyorum fakat heralde baldız çakmış olacak davayı biraz toparlanır bunun gibi yaptı. sonra eve geldik enişte ben çocuğu yıkıyayım sonra kendimde duş alayım sen bekle gideriz yine annemlere dedi bende tamam dedim. bunlar girdiler banyoya kızı yıkadı çıkardı körpecik daha 5 yaşında girdi içeri tv izlemeye başlanmıştır bende hemen uçtum banyo kapısına delikden bişiler görecekmiyim diye bakıyorum oda ne baldız çırılçıplak karşımda duruyor göğüsleri sivrilerşmiş vücüdunu köpüklüyordu bende oaracıkda boşaldım ben boşaldığım yeri silmek için peçete almaya gittim. o anda baldız seslendi enişte çocuk ne yapıyor diye bende iyi tv izliyor dedim hemen boşaldığım yeri sildim. sonra baldız kısacık şortla üstünde incecik bi tişörtle çıkdı birer kahve içelim gidelim dedi bende tamam dedim. kahveleri içerken baldızın memeleri dikkat çekici oluyordu uçları sivrileşmişti benim yarak tabi durur metre kalktı derhal ayağa ben toparlanmaya çalıştım lakin ne hacet belirgin olmakta. sonra konu konuyu açar derken sohbet ağdaya geldi bende sen nasıl yapıyorsun ben ablanın ağdsını yapıyorum dedim hadi yha dedi benimkisi hiç bişi yapmaz ben kendim uğraşırım saatlerce dedi acılar çekerim dedi. bende şakayla karışık vaktimiz olsa sana yapardım ben dedim hemen arkasındanda latife latife dedim ama baldız valla enişte yapsana bana öle bi güzellik dedi ben ne diyeceğimi şaşırdım önemli misin sen dedim evet dedi gel hadi dedi gittik banyoya kızının önüne cips bırakdı sen çizgi film izle kızım dedi. sonra biz banyoya gittik bana ağda bantlarını verdi bende uzan dedim uzandı şortu bi çıkardı oda ne öle amcık görmedim ben hayatımda pembe yanaklı kenarları hafif tüylü ama ne am sonra yhaa biz ne yapıyoruz baldız dedim aklım başımdan gitti dedim enişte aramızda kalır dedi ben bantları yapıştırım tüyleri temizledim şimdi gel yıkıyalım dedim. sonra küvete soktum bunu elimle bir güzel yıkadım tabi bu arada ben elledikce amından sıcak sıcak haz suları geliyordu sonra enişte seninkinide ben yapayım istermisin dedi ve güldü bende ben temizim dedim bakayım dedi ben pantalonu çıkarıdım çamaşırı çıkarıdm ama yarak kazık gibi dimdik olmuş. baldız birden bire bire enişte bu ne dedi iri dedi bende yarak dedim. sonra elleye bilirmiyim dedi lakin ben daha cevap vermeden ellerine aldı bu ne bee böle diyim çöktü ağzına aldı bende dur ne yapıyorsun dedim. dedim lakin çaktırmıyorum istemiyormuşum bu gibi yapıyorum ama ben dünden razıyım onu sikmeye. enişte aramızda dedik yhaa diyip yalamaya devam etti bende bu arada üzerindekini çıkartıp memelerini oynamaya başladım fakat ne gövde be valla daha ağzındayken bi posta ağzına boşaldım. orda biraz pot kırdım midesi bulandı biraz. :) lakin nafile bundan sonra ok yaydan çıkmıştı küvetten çıkarıp çamaşır makinasına doğru domaltıp arkadan amcığına bi verdim bastı çığlığı dur ne yapıyon dedim çocuk mevcut sus dedim fakat oda bana asıl sen ne yapıyon yavaş yarak çok fazla büyük geldi bana dedi bende yavaş yavaş gidip gelmeye başladım sonra alıştı biraz orda arkadan 5 dk pompaladıkdan sonra yere yattım aldım kucağıma zıplatmaya başladım memelerde felakat güzeller birazda o pozisyonda siktikden sonra yere bu sefer onu yatırıp girdim bacak arasına başladım sikmeye sikerken dedim ters ilişki yaptın mı hiç dedim oda hayır dedi olmaz istemem dedi bende tamam dedim zorlamadım sonra amcığına kökledim boşaldım. enişte keşke dışına boşalsaydın dedi bende bişi olmamakta aramızda dedim. güldüm. derhal kalktık toparlandık ben giyindim o giyindi hazırlandık gittik kayın pederlere. tabi antalyada 5 gün kaldım iki kez fırsat bulup siktim sibeli bundan sonra her gittiğimizde fırsat yaratıp kendime gidip onu sikiyorum. artık dizi fatmada onada az kaldı…
86 notes
·
View notes
Text
Gardiyanın Orospusu!
Merhaba, ismim Kumsal, 27 yaşında bir kadınım. Evliyim ve ev hanımıyım. Oturduğumuz sitedeki kadınların yaptığı altın günlerinde filan sitenin en güzel kadını olarak anılan, orta büyüklükteki yuvarlak memelerim, çıkık popom, buğday tenim, kahve rengi gözlerim, karamel saçlarımla oldukça bakımlı bir kadınım.
Benim hikayem muhasebeci kocamın çalıştığı şirketteki bazı usulsüz işlerin üstüne kalmasından dolayı aldığı hapis cezasıyla başladı. Kocam, üniversite mezunu, hayatını takım elbise ve kravatla masa başında hesap kitapla geçirmiş biri olarak cezaevi ortamına alışamadı tabii.
Bize yardım etmek için hayatımı ipotek altına alan gardiyan Samet bey aynı zamanda komşumuz ve apartman yöneticimiz. Çocuklarımız bile aynı kreşe gidiyor. Bana bakışlarını hiçbir zaman beğenmediğim için samimi olmadığımız, kocamın durumundan dolayı mecburen sarıldığımız bir yılan aslında bu Samet denen sapık adam. Samet 35 yaşlarında, hafif göbekli, geniş omuzlu, yakışıklı sayılabilecek biri.
Hikayemin özüne gelecek olursak, kocam başta ağır suçluların olduğu ve tecavüz korkusuna kadar yaşadığı kötü bir koğuştaydı. Daha hapse girdiği ilk günde, "Samet beye söyle yardımcı olsun!" yakarışları vardı telefonda. Bu korku benim Samet beyle konuşma zorunluğumu doğurdu. Mecburen bir gün konuşmak için evime davet ettim ve kocamın durumunu anlattım. Samet bey de, "Kocana güzel bir koğuş ayarlarım, ama bir bedeli olur!" dedi.
İlkin para isteyecek sandım, fakat sapık herif pis pis sırıtarak, "Seni beğendiğimin farkındasın Kumsalcığım. Beni mutlu et, kocan rahat etsin!" dedi. Hiç beklemediğim bu abes şart karşısında o kadar şaşırıp sinirlendim ki, "Hayvan herif, şurda komşuyuz, karını çocuğunu tanıyorum, böyle bir durumda bu laf edilir mi, siktir git!" diye bağırdım.
Samet ise, "Bana hep yüksekten baktın Kumsalcığım, kızını bile tembihliyorsun ki oğlumla oynamıyor. Ne komşuluğundan bahsediyorsun?" dedi. Ben daha da sinirlenerek tekrar küfür edip evimden kovdum.
Ama kocamın durumu aklıma gelince yarım saat sonra mecburen Samet'e telefon ettim. Kocam cezaevine düşünce ekonomik durumuz sıkıntılı olmasına rağmen para teklif ettim. Samet para teklifimi kabul etmediği gibi iyice argolaşarak, "Para falan umurumda değil, bu işin tek yolu var, o da benimle sikişeceksin. Ya benimle sikişirsin, ya da koğuşta senin o parlak kocana tecavüz ederler. Cezaevinde Kumsal'ın kocasını sikip oğlan yapmışlar diye apartmana yayarım, kimsenin yüzüne bakamazsın. Karar senin güzelim!" dedi. "Tamam yapalım!" dediğim andaki çaresizlik ölümden beterdi benim için.
Ertesi gün çocuklar kreşteyken Samet geldi kapımı çaldı. Önceden istediği gibi gri mavi nokta desenli düz bir elbiseyi sutyensiz giymiştim. Altımda kırmızı tanga. Ruj, makyaj, parfüm yasaktı, bunları bana mesajla bildirmişti. Sade dudak tadımı ve vücut kokumu duyacakmış sapık herif.
Daireme girer girmez hemen dudaklarıma yumuldu. Kıtlıktan çıkmış gibiydi hayvan herif. Ona karşılık vermeyince sinirlendi ve "Anladığın dilden olsun Kumsalcığım!" dedi. Boy aynasının karşısına geçip beni yanına çağırdı. Omuzlarımdan tutup önünde diz çöktürdü ve "Sana orospu gibi davranmak gerekiyormuş! Kemerimi çöz, yarrağımı yala ve aynadan kendini izle orospu!" dedi. Bu sözleri o kadar zoruma gitti ki, gözlerim doldu. Kemerini çözdüm. Pantolonunu ve boxeri aşağıya sıyırdım. Siki çoktan kalkmıştı.
Kocam için yapıyorum diye düşünerek sikinin başına ilk öpücüğümu kondurdum. Sonra yavaş yavaş öpmeye devam ettim. Arada taşaklarını okşuyordum ki çabucak boşalsın diye. Ama Samet, "Öpme kaltak, yala, sakso çek!" deyip saçımı tutup sikini zorla ağzıma soktu ve ağzımı resmen siker gibi 8-10 kez gitgel yaptı. Sikinin başı gırtlağıma kadar değdiğinden nefes almakta zorluk çekiyordum ve gözlerimden yaşlar geliyordu.
Nefes alabilmem için sikini ağzımdan çıkarınca öksürük içinde kaldım, salyam sümüğüm birbirine karışmıştı. Saçlarımdan asılıp, "Güzel yala orospu, o parlak kocan sana sakso çekmeyi öğretmedi mi?" deyince ben artık ok yaydan çıktı diye düşünerek tüm maharetimi gösterdim. Taşaklarının arasından sikinin altını önce kesintisiz uzun bir yalama, sikinin başını yalayıp sonra işe hızlı dil darbeleriyle taşaklara kadar geri indim. Samet aldığı zevkle sadece inliyordu...
Sikinin başını ağzıma alıp emerek hızlı hızlı sakso çekmeye başladığımda, "Boşalacağım orospu, yavaş ol!" deyip beni ayağa kaldırdı. Tek parça elbisemin arkadan fermuarını çözerken sırtıma omzuma boynuma öpücükler kondurup yalıyordu. Ellerini öne atıp memelerimi avuçladı ve aynada bize bakmamızı istedi.
Bu arada sikini tangamın yanından sokup götümün yanakları arasından amıma doğru hafif gitgeller yaparak sürtünce benim nefes alışverişlerim değişti. Kendime inanamıyordum, amım ıslanmış ve resmen sikilmek istiyordum. Biraz böyle sikini amıma götüme sürttükten sonra beni kendine doğru çevirdi. Memelerime dil darbeleri atıp emerken eli de boş durmuyor amımı ve klitorisimi okşuyordu. Bu dokunuşları beni daha da bir zevke getiridi ve inlemeye başladım.
Samet, "Yarrağımı amına almaya hazır mısın tatlı orospum?" diye sorduğunda, inlemeyle karışık, "Evet!" dedim. Tangamı indirip çıkardı. Beni kucağında öpücüklerle yatak odama götürdü. Şifonyerin üstüne oturtup amımı yalamaya ve parmaklamaya başladı. Yalan yok, çok iyi sevişiyordu, memelerim şişti zevkten. Klitorisimi dilleyip amımı parmaklamasıyla inleye inleye orgazm oldum. Amımın sularını yüzüne akıtmam hiç umrumda olmadı.
Beni yatağa sırt üstü atıp bacaklarımı ayırdı. Misyoner pozisyonunda üstüme gelip sikini amımın dudakları arasında birkaç kez sürtüp birden sokunca nerdeyse çığlık atacaktım. Kocamın girmesi gibi nazikçe değildi, hayvan gibi hepsini birden köklemiş, sanki taşaklarını da sokacamış gibi yüklenmişti. Ama beni sikmeye bşladığında aldığım zevki anlatamam. Kendimi sanki ilk defa sikiliyormuşum gibi hissediyordum.
Gidip gelmeleri sertleştikçe ben kendime hakim olamıyordum, sürekli, "Ihhh, ohhh, uhhh, ohhhh!" diye inliyordum. Samet ise, "İşte böyle inle orospum. Herkes duysun ulan, buraların en güzel orospusu Kumsal altımda inliyor. Öyle bir yarrak yalıyor ki, nasıl arzulu bir yosma olduğunu kanıtlıyor!" diyerek keyifle sikmeye devam ediyordu. Seks yaparken hiç konuşmayan kocama karşın sikerken sürekli argo konuşan Samet nedense daha çok zevk almamı sağlıyordu. Amımı sikerken dudaklarımı öpmesi, götümün yanaklarını sertçe avuçlaması, boynumu yalaması, avuçlayıp yalayarak emerek sürekli uyardığı meme uçlarım ikinci kez orgazm etti beni...
Orgazm olmama rağmen hemen pozisyon değiştirip kucağına aldı beni ve alttan amıma gidip gelmeye devam etti. Ben de mecburiyetten değil çoktan zevkten sikişir hale gelmiştim. Alttan amıma giriş çıkışlarına uyum sağlıyor, üstünde zıplıyordum. İtiraf etmesi zor da olsa hayatımın en ateşli sikişini yaşıyordum. Dişlenen memelerim ve amımda siki, klitorisimde orta parmağıyla bir kez daha orgazm eşiğine geldim. Bunu anlayan Samet daha da hızlanıp benle aynı anda geldi...
Samet'in omzuna yattığımı, kocamın yapamadığı birçok şeyi yaparak beni siktiğini ancak nefes alışverişlerim düzelince anladım. Aynı anda gelmek te bunlardan biri...
Kendime gelince Samet'e, "Ee, kocama yardım edecek misin?" diye sordum. Samet de, "Merak etme, hem onun hem senin mutluğunu sağlayacağım. Şimdi gitmeliyim, sonra yine sikişiriz!" diyerek kalktı. Ben şaşırarak, "Bir kez değil miydi?" diye sordum. Samet, "Hiç öyle bir vaatte bulunmadım. Ayrıca o kadar arzulu bir yavrusun ki, öyle bir vaatte bulunsaydım da vaz geçerdim!" diyerek giyinip gitti. Pişman olmuştum, bana her istediği anda ulaşması sinir bozucuydu.
Ertesi gün kocamla konuştum. Kocamı ayrı bir koğuşa vermişler ve rahata ermişti. Tabii ki Samet'le sikiştiğimi söylemedim kocama, ama en azından boşuna sikilmemiştim. Kızımla ilgileniyor, rutinime dönmeye çalışıyordum...
İki gün sonra kapıcımızın karısı Sultan kapıyı çalınca bir şok daha yaşadım. Sultan, "Samet bey yarın çocuklar kreşteyken pikniğe gitmek istiyor. Herşeyi ben hazırlarım, sen sadece kendin hazırlan, tişörtle mini etek giyecekmişsin, sütyen külot giymeden!" dedi. Benim şaşkınlığımı fark eden Sultan, "Merak etme, arada beni de siker. Ama sen de az orospu değilmişsin Kumsal, ilk seferinde kocanın yatağında siktirmişsin kendini!" deyip sırıtarak gitti.
Kapıcımızın karısı bana 'Kumsal hanım' olarak değil 'Kumsal' diye hitap etmiş, kocasının yatağında başka adamın altına yatan orospu demişti. Önceden muhatap olmaya tenezzül etmediğim insanlar tarafından ne sıfatlarla anılıyordum. O sinirle hemen Samet'i aradım, ama ulaşamadım hiçbir şekilde. Bütün modum düştü.
Ertesi sabah kızımı kreşe gönderdikten sonra mecburen istenildiği gibi giyinip beklemeye başladım. Derken Sultan kapıda bitti ve "Samet bey arabada bekliyor, hadi!" dedi. Birlikte aşağıya indik, apartmanın kapalı garajında siyah camlı minibüse binip yola çıktık. Samet, "Yavrum Kumsalım, fıstık gibisin yine. Sultan'dan yana tasalanma, sana yararı olur her konuda. Merak etme ağzı da sıkıdır!" dedi.
Ben, "Nasıl ağzı sıkı? Onu da siktiğini bana söyledi bile. Ya başkalarına da anlatırsa?" dedim. Samet kahkaha attı ve "Merak etme kimseye anlatmaz. Hem kapıcılık işini kocasına ben verdim, hem de yarrağımı yemeyi çok seviyor Sultan. Konuştum ben Sultan'la, sana ev işlerinde yardım edecek. Sen kendine zaman ayır, sporunu yap, bu güzel vücudun bozulmasın, memelerin ve götün sarkmasın. Dedim sana, seni de kocanı da rahat ettirceğim!" dedi.
Sultan hemen, "Benimkiler sarktı beğenmez mi oldun Samet bey?" diye lafa girdi. Sultan da kendince süslenmişti ve beni kıskanıyordu, adeta rekabet halindeydi. Samet, "Senin tadın ayrı sarı papatyam, Kumsal'ın tadı ayrı. Bundan sonra ikiniz de benim orospumsunuz, iyi anlaşın. Beni de üzmeyin, birbirinizi de!" dedi. Sultan ela gözlü, boyu benden uzun, sarışın, beyaz tenli bir kadındı. İki çocuk doğurmuş, iri memeleri sarkmış, biraz göbeği çıkmış, muhtemelen baldırları ve götü selülit dolu, ilkokul mezunu, sıradan cahil bir kadındı...
Sonunda piknik yapacağımız yere geldik. Sapa bir yerdi, gözlerden uzak ve çok ıssızdı, bizi kimse göremezdi. Biz çimenlerin üstüne battaniyeleri serip sofrayı kurduk. Sonra Samet minibüsün teybinden bildiğin pavyon havası açtı ve "Hadi ikiniz de kalkın oryantal yapın!" dedi. Çimenlerin üstünde Sultan'la beraber çıplak ayak oryantal yapmaya başladık. Samet şort ve tişörtle gelmişti, bizi izlerken birasını içip şortun üzerinden sikini okşayarak keyfini sürüyordu. Sultan benle rekabet ettikçe ben de altta kalmamak için tam bir pavyon yosması gibi kıvırıyordum...
Samet zevkten dört köşe iki birayı bitirince kalktı. Elimden tutup beni battaniyenin üzerinde dört ayak domalttı ve arkadan amımı yalamaya başladı. Yalamaya ara verip, "Sultan gel sen de yarrağımı em!" dedi ve tekrar amıma yumuldu. Sultan da geldi Samet'in şortunu indirip sikine yumuldu. Samet'in siki kıvama gelince beni ortalarına aldılar. Zaten sadece mini eteğimle tişörtüm vardı, büyük bir hızla çırılçıplak bıraktılar beni.
Sultan sırtımı belimi götümün yanaklarını öpüp okşarken, Samet benle öpüşüp memelerim, boynum ve amımla ilgileniyordu. Samet beni battaniyenin üzerine sırt üstü yatırıp bacaklarım omzunda sikerken Sultan'ın ensesinden tutup başını memelerime getirdi. Sultan hiç itiraz etmeden benim memelerimi yalayıp emmeye başladı. Yine kocamla sikişirken hiç yaşamadığım tarifi imkansız bir zevk alıyordum. Samet te klitorisimle oyanayarak sikmeye başlayınca ben çok geçmeden inleyerek orgazm oldum...
Samet amımdan çıkıp Sultan'ı soyup üstüme doğru domalttı. Bana, "Sultan'ın memelerini em!" diyerek Sultan'ı sikmeye başladı. Sultan üzerime doğru eğilmiş, memelerini sırayla ağzıma verip emdiriyordu. Samet bir elimi tutup Sultan'ın siktiği amına götürünce otomatik olarak klitorisini okşamaya başladım. Az sonra Sultan da inleyerek orgazm olup dudaklarımı öpmeye başladı, adeta bana teşekkür eder gibi öpüyordu. Sultan'dan çok kendime şaşırıyordum. Nasıl oluyor da Sultan'ın öpmesine karşılık veriyordum anlamış değilim.
Bundan bir iki hafta önce bana biri sorsaydı, bir kadınla öpüşür müsün veya sevişir misin diye, kesinlikle hayır derdim. Hele ki bunu konuşmaya bile tenezzül etmediğim kapıcının karısıyla hayatta yapmam derdim. Ama şimdi yapıyordum ve işin ilginç yanı ise bundan da zevk alıyordum.
Biz Sultan'la öylesine ateşli öpüşüyorduk ki, Sultan'ın dudaklarını dudaklarımdan çekip, "Iğğhhh!" diye bağırmasıyla şaşırdım. Ne oluyor derken anladım ki Samet bu sefer de Sultan'ın götüne girmişti. Sultan'ın bağırmasına aldırış etmeyen Samet, "Yalandan bağırma amına koduğumun orospusu, ilk defa sikmiyorum ya götünü!" deyip sikmeye başladı. Az sonra Sultan'ın zevkten inlemelerini duyunca ben bir kez daha hayrete düştüm. Benim beğenmediğim kapıcının karısı götten de verip çok zevk alıyordu...
Sultan'ın götünü arkaya vurdura vurdura siktirişini gördükçe kafamda soru işaretleri oluştu. Kocam beni birkaç kere götten sikmek istemişti ve ben acır diye siktirmemiştim. Acaba Samet beni de götten sikmek isteyecek miydi, isterse razı olayım mı diye düşünmeye başlamıştım. Sanırım razı olacak gibiydim de, benim Sultan orospusundan ne eksiğim vardı? Götten de vermezsem aramızdaki gizli rekabetten dolayı üstünlüğü Sultan'a kaptırmış olacaktım. İlk seferinde götümün acıyacağı belliydi, göt acısına katlanabilirdim, ama Sultan'ın ilerde bana (Sen nasıl kadınsın, götten bile veremiyorsun. Bak ben çatır çatır götten veriyorum!) der gibi bakışlarına katlanamazdım. Bundan dolayı ben de Samet'e götten verecektim...
Samet kaç dakika sikti Sultan'ın götünü bilmiyorum, ama galiba sona yaklaşıyordu ki bir elimi tutup Sultan'ın amına götürdü ve "Amıyla oyna da birlikte gelelim!" dedi. Hemen Sultan'ın amını, klitorisini okşamaya başladım. Çok geçmeden ikisinin inlemeleri ve hırlamaları çoğaldı. Samet Sultan'ın belinden asılarak kendine çekip durdu ve kasıldı. Görmesem de götünün içine boşaldığını anlayabiliyordum. Sultan da orgazm olup amının sularını elime bıraktı. O anda tek düşündüğüm şey, benim de böyle sikilmek istediğimdi...
Boşalması bitince Samet Sultan'ın götünden çıktı ve az ileriye gidip bir ağacın dibine işedi. Sonra minibüsten su dolu litrelik pet şişelerden birini alıp sikini yıkadı. Yanımıza dönüşte bir şişe su da Sultan'a getirmişti. Sultan bir elinde su, diğer elini de götüne kapak yaparak temizlenmek için ağacın arkasına gitti.
Samet yanıma uzanıp memelerimle oynayarak, "Ee Kumsalcığım, senin götünü ne zaman sikeceğim?" dedi. Ben de, "Ne zaman istersen sik!" dedim. Ben bunu der demez beni dört ayak üstünde domalttı ve arkama geçti. Götümün yanaklarını ayırıp göt deliğimi yalamaya başladı. Nasıl yalıyor ama, dilini resmen göt deliğimin içine sokuyor, sanki diliyle sikiyordu. Evet korkuyordum, ama göt deliğimin yalanmasından da inanılmaz zevk aldığım bir gerçekti. Samet, "Ohhh, daracık, sanki hiç sikilmemiş gibi!" deyip parmaklamaya başladı. O an nedense (Daha önce götten hiç sikilmedim!) diyemedim ve "Uzun zamandır sikilmeyince daralmıştır!" diyerek yalan söyledim. Samet de, "Merak etme güzelim, ben tekrar genişletirim!" deyip parmaklamaya devam etti.
Sultan da temizlenip yanımıza geldiğinde, Samet Sultan'a, "Yarrağımı em, hazırla!" dedi. Sultan sikini kıvama getirene kadar Samet de göt deliğimi genişletti. Siki kıvama gelince, Sultan'a, "Tamam yeterli, ayır Kumsal'ın götünü!" dedi. Sultan götümün yanaklarını ayırdı, Samet de sikinin başını dayadı göt deliğime. İlk seferim olduğundan acıyacağını bildiğimden dudaklarımı ısırarak bekliyordum ki götüme sokmaya başladı. Sikinin başı gireken sanki götüm yırtılmış gibi acı çeksem de belli etmedim. Samet de yüklenmeye devam etti. Sesimi çıkarmıyordum ama canım çıkıyordu...
Samet sikini dibine kadar sokup, "Sultan geç, 69 ol, Kumasal'ın amını yala!" dedi. Beğenmediğim Sultan 69'un ne olduğunu bile biliyordu. İkiletmeden altıma girip sırt üstü yattı, yüzü amıma, kendi amı da bana gelecek şekilde. Samet götümü sikmeye başlayınca Sultan da amımı yalamaya başladı. Bu iyi oldu, en azından götümün acısını biraz unutur gibi olmuştum. Sultan'a inat olsun diye, yalandan, "Ohhh, sik götümü, ımmmm, harika, devam et, ohhh, çok güzellll!" diye inliyordum.
Bir süre sonra götüm sikilmeye alışınca gerçekten zevk almaya başladım. Bu sefer gerçekten zevkten inliyordum. Tabii bunda Sultan'ın amımı yalamasının da etkisi büyüktü. Artık götten sikilmenin zevkini çıkarıyordum ki, Samet ensemden bastırıp, "Sen de Sultan'ın amını yalasana orospu!" dedi. İçimden (Benim Sultan'dan ne eksiğim var, Sultan am yalar da ben yalayamaz mıyım!) deyip yumuldum Sultan'ın amına. Ben Sultan'ın amını yaladıkça Sultan da benim amımı dah bir iştahla yalıyordu. Tabii bizim yalaşmamız Samet'in çok hoşuna gidiyor, o da daha bir keyifle sikiyordu götümü...
Sonunda Samet hırlayarak götümün içine boşalırken aynı zamanda ben Sultan'ı, Sultan da beni orgazm etmişti. Böylece hayatımda ilk defa hem götümü siktirmiştim, hem de hayatımın ilk grup seksini yapmıştım, bir başka kadınla da olsa.
O gün pikniğimiz bitene kadar birer kez daha siktirdik kendimizi Samet'e ve döndük apartmana. Sultan zaten benden çok çok önce Samet'in orospusu olmuştu, Samet ne istiyorsa ikiletmeden yapıyordu. O günden sonra artık ben de adeta Samet'in orospusu oldum. Artık Sultan'la da çok iyi anlaşıyorum, aramızdan su sızmıyor. Samet'le ise haftanın en az üç günü görüşüyoruz ve ikimizi de doyurana kadar sikiyor :)
(Kumsal)
215 notes
·
View notes
Text
Zıpkın Delikanlı Mete
Ben 22 yaşında, uzun boylu, yıllardır spor yapan, taşı sıksa suyunu çıkarır dedikleri, zıpkın gibi bir delikanlı dedikleri bir gencim. Askerlik görevimi komando olarak yapıp eve geleli daha birkaç gün olmuştu.
Ben askerdeyken annemler başka bir semte taşınmış, o semtte de büyük bir sitenin kapıcılık işini almışlardı. Ben de iş bulana kadar onlara yardımcı olacaktım. Pazar sabahı çöpleri toplama işini bitirmiştim ki, önce,
“Mete oğlum, gel kahvaltı hazır!” diye bir ses duydum. Sonra sitenin oyun alanında oynayan beş altı yaşlarındaki küçük bir oğlan çocuğu,
“Geliyorum anne!” diye bağırıp koşmaya başladı. Ama binaya yaklaşınca ayağı takılıp düştü ve ağlamaya başladı.
Hemen yanına koşup kaldırdım. Önemli bir şeyi yoktu, dizi biraz sıyrılmıştı ve kanıyordu. Haline acıdığım için çocuğu kucakladım ve hangi katta oturduklarını sorup evlerine çıkardım.
Dairelerinin kapısına vardığımızda çocuğu zile yaklaştırdım, o da zile basıp,
“Anneeee!” diye bağırdı. Hemen kapı açıldı. Annesi yirmili yaşlarda, uzun kumral saçlı, kahverengi gözleriyle, meraklı, biraz da şaşkın bir halde kapıda dikilmiş bize bakıyordu.
Garip bir durum olmuştu, sanki baba oğul marketten gelmiştik de sevgili karım bizi karşılıyordu. Şaşkınlığını üzerinden atan güzel kadın hemen oğlunu benim kucağımdan kendi kucağına aldı ve
“Mete oğlum dizine ne oldu? Bu abi kim?” dedi bana bakarak… Mete’den önce ben lafa girdim ve
“Ben Erkin, kapıcının oğluyum!” deyip olanları anlattım.
Kadın gülümseyerek teşekkür etti ve oğlunu yere indirdi. Kapının yanındaki portmantoya uzandı, çekmecesinden bir yara bandı kutusu alıp oğlunun önünde diz çöktü. Yumurcak sık sık böyle kazalar yaşatıyordu demek ki, yara bandı hazır duruyormuş.
Gözüm kadının üzerindeki şeffaf geceliğin sergilediği güzelliklere takıldı. Ben çocukla beraber giriverince hazırlıksız yakalanmıştı. Gerçi yakalanmak denemezdi buna, çünkü o şeffaf gecelikle güzelliklerini sergilemekten çekinmiyordu hiç…
Güzellikler diyorum… Poposunun hemen üzerinde biten siyah renkteki şeffaf gecelikle teninin beyazlığı çok güzel bir kontrast oluşturuyordu. Kadın yere çömelip Mete’nin dizine yara bandını yapıştırırken sutyensiz, iri göğüsleri gecelikten taşacak gibiydi.
Sonunda oğlunun iyi olduğuna kanaat getirince ayağa kalktı ve göz göze geldik. O esnada göğüslerine baktığımı da fark etti tabii… Beni tepeden tırnağa alıcı gözle süzüp,
“Ay pardon Erkinciğim, kendimi tanıtmadım, ben Büşra!” dedi ve elini uzattı.
Memnun olduğumu söyleyip tokalaştım. Eli sıcacıktı ve kadın sanki tüm vücudunun ateşini bana aktarıyordu tokalaşırken. Tokalaşmamız bitince Büşra gülümseyerek,
“Telefon numaranı verir misin? Bir şeye ihtiyacım olduğunda direkt seni arayım!” dedi. Verdim, kaydetti. Tam arkamı dönüp gidecekken, oğlu,
“Anneeee, Erkin abi de bizimle kahvaltı etsin miii?” diye annesine sordu.
“Tabi ki oğlum, neden olmasın? Hadi Erkin, gel mutfakta beraber kahvaltı yapalım.” dedi gözlerimin içine bakarak…
Ben bir kaç kere yok mok desem de, Büşra da ısrar edince kabul ettim. Onlar anne oğul şakalaşarak benim önümde mutfağa doğru gidiyorlar, ben de arkalarından takip ediyordum. Şeffaf geceliği içinde Büşra’nın dolgun kalçalarını titreterek çalkalaması beni fena azdırmış, sikim kalkmaya başlamıştı.
Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı Büşra, bir kuş sütü eksikti. Biz masaya geçerken o da üzerine ince saten bir sabahlık geçirdi geldi. Önünü kapatmadan tam karşıma oturdu. Hem kahvaltımızı yapıyor, hem de konuşuyorduk.
Sekiz yıldır evliymiş. Kocasının yurtdışı merkezli bir şirkette üst düzey bir yetkili olduğunu ve sürekli yurt dışı seyahatlerine çıktığını ve bunun aylar sürdüğünü anlatıyordu. Bir türlü aklım almıyordu, hangi sağlıklı bir erkek böyle taş gibi bir kadını bırakıp giderdi ki?
Büşra sıcakkanlı ve samimi bir şekilde bunları anlatırken, benimse aklım o güzel poposu ve tam önümde duran uçları kabarmış büyük göğüslerindeydi. O da durumun farkındaydı ve sinsice gülümsüyor, bu durum onun da hoşuna gidiyor gibiydi.

Ben de ona askerden yeni geldiğimi, komando olarak zor şartlarda askerlik yaptığımı filan anlattım. Çay fincanı dudaklarında gözleri parlayarak, benim üstümde, tişörtümü geren göğüs kaslarımda, pazularımda dolaştı bakışları,
“Komando olduğun belli oluyor zaten, o zor şartlarda harika vücut yapmışsın. Kasların baya gelişmiş.” dedi şuh bir sesle…
Ben de onu süzdüm baştan aşağıya… Dimdik, iri memelerine, şeffaf gecelikten belli olan kabarmış meme uçlarına, dümdüz karnına baktım sırayla…
“Senin bir şey yapmana gerek yokmuş, zaten her şeyinle harikasın…” dedim. Yanımızda oturup kahvaltısını yapan oğlanın bıcırdamalarını duymuyorduk bile… Gözlerimizle sevişiyorduk karşılıklı…
“Öyle mi diyosun? Güzel miyim sence?” Öyle şuh bir sesi vardı ki, insanı eritiyordu sesiyle… Sikimi taş gibi yapmıştı o bakışlar, o ses…
“Güzel de laf mı? Tanrıça gibisin şu anda… Tapmak istiyorum.”
“Arzular karşılıklıymış. O kolların göründüğü kadar sert mi, merak ediyorum şu anda…”
Çocuk annesinden nutella isteyince o seksi bakışmaya ara vermek zorunda kaldık. Sohbet ederek kahvaltımızı yapıyorduk. Büşra bacak bacak üstüne atarken istemsizce ayağı ayağıma çarptı ve
“Ay pardon Erkinciğim!” dedi, ama ayağının temasını da kesmedi. Ayağıyla pantolonumun paçasından tenime temas etmeye ve okşamaya başladı. Kırmızı ojeli ayak parmakları bacağımı okşayarak yavaşça yukarıya çıkıyordu.
Ben de boştaki elimle ayağını yakalayıp kucağıma, tam kalkık sikimin üzerine koydum ve ayağını okşamaya başladım. Ok yaydan çıkmıştı artık ve çocuğun hiçbir şeyden haberi yoktu, güle oynaya kahvaltısına devam ediyordu.
Bir ara Büşra çayları tazelemek için kalktı. Demliği alıp çaylarımızı koydu ve bu sefer karşıma değil, yanıma oturdu. Mete karşımızda kalmıştı şimdi. Aceleyle elimi bacak arasına daldırdım. Külodu sırılsıklamdı, zevk suyundan amcığı göl gibi olmuştu.
“Iıhhh…” diye inledi yavaşça… Oğluna belli etmemek için kendini sıkıyor, dudaklarını ısırıyordu.
“Yapma Erkin… Kocam iki aydır yok. Çok kötü durumdayım. Beni baştan çıkarma…”
“Ben ne yapayım Büşra?” diye fısıldadım. “Aylardır kışlada, dağlardaydım. İnan kadın yüzü görmedim. Ben senden daha kötüyüm.”
Elimi külodunun içine sokup amının dudaklarını ve klitorisini okşuyor onu deli ediyordum. Parmaklarım hareket ettikçe oturduğu yerde kıvranıyor, bacaklarını sıkıştırıp engel olmaya çalışıyordu. Büşra sonunda dayanamadı ve
“Oğlum kahvaltın bittiyse hadi odanda bilgisayarınla oyun oyna! Kulaklığını tak, kapını da kapat!” deyip çocuğu odasına gönderdi. Mete giderken,
“Erkin abi de gelsiiiin, ona da göstereyim oyunlarımı!” dedi.
“Tamam oğlum kahvaltısı bitsin, gösterirsin!” Ben de,
“Gelirim birazdan Meteciğim!” deyip onu odasına uğurladık.
Kapısının kapanma sesini duyar duymaz dudaklarımız birleşti. Dediğim gibi, askerden yeni geldiğim için uzun zamandır sikişmiyordum ve azgınlığım had safhadaydı. Gerçi Büşra’nın da benden kalır yanı yoktu, dudaklarımı kemirircesine ısırıyordu. Zorla aralanan dudaklarıyla,
“Odama gidelim! Kapıyı açar gelir şimdi, rahat edemeyiz burada…” dedi. Sarmaş dolaş odasının yolunu tuttuk. Büşra’nın yatak odası Mete’nin odasının hemen yanındaki odaymış.
Odaya girer girmez soyunmaya başladım. Büşra hemencecik kurtulmuştu hırkasından, geceliğinden ve külodundan. İnanılmaz güzel bir fiziği vardı. Amı kabarmış, kaymak gibiydi, zevk sularıyla ıslak ve pürüzsüzdü.
Ben de çabucak soyundum, bir an evvel Büşra’yı sikmek istiyordum. Yatağa sırt üstü yatırdım. Büşra, çekmecede prezervatif olduğunu söyleyerek kullanmamı istedi. Aceleyle bir tane prezervatif alıp kazık gibi olmuş sikime geçirdim.
Bacaklarını araladım ve amının kapısına dayandım. Amının küçük deliği benim hatırı sayılır büyüklükteki sikimi almakta zorlanıyordu. Yavaş yavaş santim santim ileriyordum içinde… Bir taraftan da o güzel göğüslerini öpüyor, okşuyordum. Büşra ise derin iniltiler çıkarıyor, bazen minik çığlıklar kaçırıyordu ağzından…
“Yavaşş! Yavaş canım… Erkeğim, nolur yavaş biraz… Çok büyük sikin var… Çok kalınsın… Kocamın siki bu kadar değil… İkiye ayrılmak üzereyim… Ohhh…”
“Uhh! Belli oluyor aşkım… Kocan açamamış amcığını… Çok darsın… Sikimi sımsıkı sarıyor vajinan, ateş gibi yanıyorsun.”
Sonunda sikimi dibine kadar soktuğumda ihtiraslı ve uzun öpücük kondurdum dudaklarına, zafer kazanmışım edasıyla… Büşra’nın göğüsleri altımda inip kalkıyordu.
“Çok… Çok irisin! Altında eziliyorum sanki, nefesim kesiliyor.” Dirseklerime dayanıp ağırlığımı azalttım biraz,
“Özür dilerim, kendimi kaybettim azgınlıktan…” Kesik kesik güldü,
“Deli..! Şikayet için söylemedim. Hoşuma gitti. Ağırlığının altında ezilmek çok hoş… Çok zevkli…” Elleri, parmakları kollarımda, pazularımda okşayarak dolanıyor, göğsümü okşuyordu sürekli…
Biraz öyle bekledikten sonra amında yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Büşra ise ellerini ve bacaklarını sırtıma dolamış, bir ahtapot gibi sarılmıştı bana. Ağzından boğuk boğuk inlemeler kaçıyor,
“Ohh… Çok özlemişim bunu… Öyle çok özledim ki sevişmeyi, orgazm olmayı, inan bilemezsin canım… Çok güzelll, durma, durma!” diye histerik halde sayıklıyordu. Ben de ritmimi gittikçe artırıyor, bütün gücümle yükleniyordum. Her köklediğimde kasıklarımız çarpışıyor, alkış sesine benzer bir ses yükseliyordu.
Büşra çok istekliydi, iki eliyle beni kendine bastırıyor, beni içine hapsetmek istiyor gibiydi. Kaymış gözleriyle ve dağılmış saçlarıyla altımda zevkten kıvranıyordu. İniltileri iyiden iyiye yükselmiş, durmaksızın,
“Oohhh, aahhh, ımmmm!” sesleri çıkarıyordu. Sonunda büyük bir çığlık koparıp kasılmaya başladı. Amı bir mengene gibi sikimi sağıyor, kendi de elektriğe çarpılmış gibi titreyerek orgazm oluyordu. Bense dibine kadar geçirmiştim ve küçük bedenini tamamen altıma almış, anın zevkini çıkarıyordum.
Bir süre sonra Büşra duruldu. Sakince dudaklarımız birleşti, uzun uzun öpüştük. Elimden geldiğince sevişmeyi uzatıyor, hemen boşalmak istemiyordum. Sanırım geciktiriciliydi prezervatif, yoksa bu kadar uzun dayanamazdım, hele ki Büşra gibi istekli kadına karşı…
“Neden boşalmadın benimle beraber?” dedi dudaklarımı kemirirken…
“Günde üç posta otuzbir çekiyorum, ondandır belki de… Sanırım prezervatif geciktirmeli, onun da etkisi var.”
Doğrulup amından çıktım ve yatağa sırt üstü uzandım. Biliyordum ki kadınların en çok zevk aldığı pozisyon onların üstte olduğu, kontrolün kendinlerinde olduğu pozisyondu.
Damarları prezervatiften bile belli olan kızarmış sikim bir direk gibi her kadının iştahını kabartacak şekilde duruyordu. Doğrulan Büşra’nın elinden tutup kucağıma çıkmasına yardımcı oldum. Diğer eliyle amına hizaladığı sikimin üzerine kendini yavaş yavaş bırakırken dudaklarını ısırıyordu.
Biraz sonra gururla tamamını aldığı koca sikimin üzerinde dans ediyordu. İleri geri yapıyor, poposunu indirip kaldırıyor ve gönlünce kendini bana siktiriyordu.
Büşra karşı konulmaz bir kadındı, iri portakal büyüklüğündeki beyaz göğüslerini avuçluyor, her yerini öpüyordum. Bir süre sonra onu kendime doğru çekip alttan sertçe pompalamaya başladım. Büşra yine çığlıklar atıyor, kendini bana yapıştırıyor, göğsüme öpücükler konduruyordu.
Birkaç dakika sonra duruldum ve onu da serbest bıraktım. Büşra gözlerini gözlerime dikerek sikimi amından çıkardı. Bir eliyle sikimi tutup diğer eliyle yarıya kadar gelmiş prezervatifin ucundan tutup çekmeye başladı.
Hipnoz olmuş gibiydi. Sonunda başarılı olmuş ve prezervatiften kurtulmuştu. Yeniden amının girişine hizaladığı sikimi büyük bir zevkle içine aldı. Tam o anda benden istemsizce naraya benzeyen derin bir homurtu çıkıverdi.
Amının o tazeliğini, ıslaklığını ve sıcaklığını iliklerime kadar hissediyordum. Amından süzülüp taşaklarıma kadar ulaşan amının suyunu hissediyordum.
Büşra koca sikimin üzerinde ileri geri yaparak adeta kanırta kanırta kendini siktirmeye başladı. Bazen o kadar ucuna kadar çıkarıyordu ki sikimi, birkaç kez tamamen çıkmıştı ve hiç vakit kaybetmeden yeniden ait olduğu yere girmesini sağlamıştı.
Elimi uzatıp dağılmış saçlarını topladım. Sonra o dolgun yumuşak poposuna ellerimi attım. Götünün yanaklarını iki elimle eziyor, yoğuruyordum ve onunla ritim tutuyordum. İkimiz de artık sona yaklaşıyorduk. Dudağıma güçlü bir öpücük kondurup,
“Beni kucağına al, ayakta sik beni!” diyerek sikimin üzerinde zıplamaya devam etti. Onu kucağıma tamamen alıp dibine kadar geçirdim sikimi ve içinden hiç çıkarmadan yataktan inip ayakta amına pompalamaya başladım.
Büşra boynuma sarılmış, ardı arkası kesilmeyen çığlıklar atıyordu. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu ve bu sefer benim de bu davete karşı koyacak gücüm yoktu. Şlap şlap sesleri, benim homurtularım ve onun çığlıkları evin her yerinde yankılanır olmuştu.
“Uuufff.. Erkeğim… Yine geliyorum.. Ooooh… Iımm… Devam et!” diyerek bacaklarını ve kollarını sıkıca bana dolayıp son köklemelerimi karşılamaya çalışıyordu. Beraber yatağa devrildik. Ben altta, o vahşi atını sürmeye çalışan bir jokey gibi üstümde, deli gibi sikişiyorduk.
Sonunda Büşra’nın o titreme ve kasılmaları yine başladı. Hiç olmadığı kadar büyük bir çığlık attı, büyük ihtimalle yan dairelerin bile duyacağı bir çığlıktı. Benim de frenim patlamış, homurtular ve naralar eşliğinde amının derinlerine boşalıyordum.
Tam o anda kapı aralandı ve Mete’nin,
“Anneee, ne yapıyorsunuz?” diyen sesi bizim zevk feryatlarımızın arasından yükseldi.
O kadar kendimizi kaybetmiştik ki, ne olduğunu anlamayan Mete’ye birkaç saniye ikimiz de bir cevap veremedik. İlk kendine gelen ben oldum ve çarşafı Büşra’nın kalçalarına çekip görüntüyü kapatmaya çalıştım.
“Bir şey yok Meteciğim, annenin beli, kalçaları ağrıyormuş da…!” dedim. Mete,
“Niye çıplaksınız?” diyerek şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
Büşra’nın sırtı kapıya dönüktü, halen kucağımdaydı ve amının kasılmaları ara ara devam ediyordu. Ben de Büşra’dan farksız değildim, amına son döl damlalarımı boşaltmaya devam ediyordum.
“Şey, masaj… Annenin beli ağrıyormuş Mete, beline masaj yapıyorum, bak…”
Ellerimi annesinin belini kavrayıp parmaklarımı batırırcasına sıktım iki yandan… Bütün gücümle aşağı bastırıp yarrağı köküne kadar gömdüm son spermlerimi de yolladım vajinasına…
“Ayyy…” diye inledi Büşra… Hala bize bakan oğlana seslendi sonra, “Çok ağrıyor annemm… Ama Erkin abin ovalayınca iyi geldi.”
Büşra’nın orgazm kasılmaları, kalçalarının bacak kaslarının haz dolu titreyişleri giderek sönümlenmiş, tamamen olmasa da bitmişti bu arada… Biraz kendine gelince yatağın kenarındaki sabahlığı alıp sırtına geçirdi sikim içindeyken…
Çocuğa çıplaklığını göstermemeye çalışarak kucağımdan indi. İnerken çarşafı çıplak kasıklarıma çekmeyi, hala kalkık duran sikimi örtmeyi de ihmal etmedi bu arada… Yüzünde mutlu bir tebessümle oğlunun yanağını okşadı,
“İyiyim ben anneciğim… Erkin abin masaj yapıyordu annene… Sağ olsun, bütün ağrılarımı geçirdi.” Bana bakıp şeytanca bir göz kırptı, “Ama çok güzel geçirdi Erkin abin… Sen bilgisayarında oyun oynarken kulaklığını takmadın mı bebeğim?” dedi.
“Canım meyve suyu istedi annecim, onun için oyuna ara verdim.”
“Tamam, sen odana geç… Ben Erkin abine teşekkür edip getiriyorum meyve suyunu!” dedi.
Birlikte el sallayarak odasına uğurladık Mete’yi… Yataktan zıpkın gibi fırladım hemen… Dal taşak, odasının kapısını kapattım. Büşra’nın üstündeki sabahlığı omuzlarından sıyırıp yere bıraktım. İkimiz de çırılçıplaktık yine…
Ayakta yeniden birleşti dudaklarımız, dillerimiz birbiriyle dans etti. Biraz daha öpüşüp yiyiştikten sonra zorla ayrıldık birbirimizden… Ben banyoya geçerken Büşra da amından bacaklarına süzülen dölleriyle üzerine geçirdiği gecelikle mutfağa gitti.
Ben daha işememi bitirip suyun altına girdiğimde Büşra meyve suyunu oğluna verip banyonun kapısında belirmişti bile… Sabahlığını sıyırıp duşakabinin kapısını açtı, ince uzun bacaklarıyla küvetin içine daldı. Tepemizden yağmur gibi akan ılık suyun altında sımsıkı sarıldı bana… Yarım saat uzun uzun sevişerek banyomuzu yaptık.
Birer kez de banyoda, duşakabinin içinde sikiştik ses çıkarmamaya çalışarak… Küvetin içinde domaltmış amına köklerken acı acı inliyordu Büşra… Orgazm anında feryadı duyulmasın diye parmağını ısırıyordu bir yandan…
İstemeye istemeye sikişmeye son verdik. Üzerimizi giyinip Mete’nin odasına gittik. Ben birkaç dakika oynadığı oyun hakkında sorular sordum, biraz beraber oynadık. Çocuk çok sevindi. Daire kapısının önünde vedalaşırken, Mete şımarıkça kucağıma tırmandı, boynuma sarıldı.
“Erkin abi akşama yine gelir misin? Oyun oynarız. Hep beraber çizgi film seyrederiz!” dedi. Ben Büşra’ya baktım. Büşra da Mete’ye,
“Tamam bebeğim, ama bu aramızda sır olarak kalmalı… Tamam mı? Eğer babana birşey anlatmazsan… Üçümüzün oyun oynadığını, Erkin abinin bana masaj yapmasını… O zaman akşama da gelebilir. Kapım ona her zaman, arkasına kadar açık!” deyip bana gülümseyerek göz kırptı.
Bunları söylerken oğlunun yanağından öpmek için yaklaştı yanımıza, oğlanı öperken elini önüme atıp pantolonun üstünden sikimi avuçladı.
“Tamam anneciğim, söz… Kimseye söylemem, babama bile… Yeter ki Erkin abi ile çizgi film izleyelim, benimle oyun oynasın. Hem ben uyuduktan sonra sana da masaj yapar yine…”
“Yaparsın değil mi Erkin abisi? Oğluşumla oyun oynarsın, bana da o güzel masajından yaparsın değil mi? Çok iyi geldi valla… Harika masaj yapıyor senin Erkin abin…”
Parmakları sikimin üstünde kasılıp gevşiyor, asıl masajı o yapıyordu bana…
Tabii akşam yine onlardaydım, hep beraber çizgi film izlemek için. Filmden sonra Mete’yi uyutup biz sikişmeye başladık. Ertesi sabah da uğrayıp Büşra’yı siktim. Akşam yine siktim. Sonraki günlerde de siktim.
Büşra ile sikişmelerimiz ardı arkası kesilmeden devam ediyordu. Genelde akşam yemeğinden sonra gidip sabaha kadar onlarda kalıyordum. Sabah da erkenden çıkıp bütün çöpleri topluyor, marketten eksikleri alıp birlikte kahvaltı yapıyorduk. Kahvaltıdan sonra Mete’yi kreşe uğurladıktan sonra ise deliler gibi sikişiyorduk.
Büşra halinden çok memnundu, her fırsatta altıma yatıyor, iliklerimi kurutuyordu. Ben amındayken, ya da boşaldıktan sonra sarmaş dolaş yatarken kocasıyla telefonda konuşuyordu.
Günler haftalar böyle geçerken kocası geleceğini haber ettiğinde ikimiz de bir burukluk yaşadık. Tabii Mete’yi de sıkı sıkı tembihledik, babasına birşey anlatmasın diye…
Kocası gelince Büşra’yla iki gün hiç konuşamadık, mesajlaşmadık. Üçüncü gün Büşra’dan herşeyin yolunda olduğunu, bir aksilik olmadığını ve beni çok özlediği mesajını aldım. İçim kıpır kıpır olmuştu ve biran evvel kocasının gideceği günü bekliyordum.
Aradan bir hafta kadar geçmişti ki, Büşra aradı ve kocasının evde olmadığını söyleyip beni eve çağırdı. Koşarak gittim tabii. Kapıyı açtığında saçı başı dağınıktı, üzerinde kırmızı bir sabahlık vardı, siyah külotlu çorap, abartı bir makyaj da yapmıştı.
Öpülmekten, emilmekten kızarmış dudakları ile çok seksi duruyordu. Yatak odasına geçtiğimizde yatak da dağınıktı. Belli ki kocası sabah gitmeden sikmişti
Büşra’yı.
– “Bu hal ne?” dediğimde,
– “Doymadım, tadı damağımda kaldı!” deyip dudağıma yapıştı.
Günlerdir bu anı bekliyordum, bir çırpıda soyundum. Büşra da sabahlığını çıkardı. O zaman daha net belli oldu kocasıyla biraz önce yaptıkları seksin izleri… Boynu, boğazı ve göğüsleri emilmekten morarmış vaziyetteydi. Amının dudaklarında ve bacaklarında yer yer kurumaya yüz tutmuş döller vardı.
Çok azdırıcı bir manzaraydı. Sikim kazık gibi olmuş, sızlamaya başlamıştı. Çabuk boşalmak istemiyordum, çekmeceden geciktiricili prezervatifi alıp sikime taktım ve Büşra’yı yatırıp üzerine atladım. Dudaklarıma iştahla bir öpücük kondurup,
– “Seni seviyorum aşkım!” dedi. Elini sikime atıp beni üzerine doğru çekti. Bacaklarını katlayıp onu tamamıyla altıma aldım ve sertçe kökledim. Büşra,
– “Aaaaah, yavaasşş!” dedi ama durmaya niyetim yoktu. Hırsla sikiyordum, Büşra altımda debeleniyor, çığlıklar atıyordu, hiç oralı olmuyordum.
Kısa sürede ter içinde kalmıştı, yüzü kıpkırmızı olmuş, amı daha önce hiç görmediğim kadar sulanmıştı. Bu kadın sert sikilmekten zevk alıyordu.
Biraz misyoner pozisyonunda siktikten sonra doğrulup Büşra’yı domalttım. Başını yastığa gömüp poposunu tam dik pozisyona getirip amını sikmeye başladım. Bu pozisyonda daha önce hiç inmediğim kadar derinlerine ulaştığımı hissediyordum.
Büşra’nın sesi soluğu kesilmiş, yarı baygın haldeydi. Amını sikerken gözüm göt deliğine kaydı. Göt deliği de biraz hırpalanmış haldeydi, anlaşılan kocası götten de sikmişti.
Aniden sikimi amından çıkarıp o küçük göt deliğine dayadım ve bütün gücümle yüklendim. Büşra acı bir çığlık attı, ama dibine kadar almıştı bile…
İçinde hareketsiz bekleyip küçük götünün kalın sikime alışmasını bekledim. Sonra yavaş bir tempoyla pompalamaya başladım. Büşra’dan yeniden zevk iniltileri yükselince hızlanmaya başladım.
Götünü sikerken bir elimi de amına atınca Büşra daha fazla dayanamadı ve çığlık çığlığa titreyerek orgazm olmaya başladı. Sikimi götüne taşaklarıma kadar sokup tamamen yüz üstü uzamasına ve rahat rahat kasılıp orgazmın zevkine varmasını sağladım.
İşte tam o esnada kapının aralandığını fark edip kapıya baktım.
Ve kapı aralığından bizi izleyen kocasıyla göz göze geldim.
Korku ve telaşla sikimin götünün içinde küçüldüğünü ve sessizliğimi fark eden Büşra da kapıya baktı ve gülmeye başladı. İçimden (Ne oluyoruz ya?) deyip tam Büşra’nın üstünden kalkacaktım ki, kocası çırılçıplak ve siki kalkmış halde odaya girdi, gülümseyerek,
– “Kolay gelsin ortak. Devam et!” diyerek yanımıza geldi.
O anda benim jeton düştü, herşeyi planlamışlardı. Korkum ve telaşım kaybolmuş, yerini tarifsiz bir heyecan almıştı. Olayın tahrikiyle de inmekte olan sikim Büşra’nın götünde yeniden canlanmıştı.
Sonradan öğrendim, meğerse bizim ufaklık Mete ağzından kaçırmış. Zaten karı koca da uzun zamandır bu konuda konuşuyorlarmış. Karısını bir kaç ay boyunca yalnız bırakan kocası kendini suçlu hissettiğinden kendisi teklif etmiş önce…
Uzun uzun tartışmışlar, olayı pişirmişler. Sonuçta karı koca aralarına kocasının yokluğunu aratmayacak, güvenilir, Büşra’nın beğeneceği bir erkek alma konusunda anlaşmışlar. Büşra benden emin olana kadar ve bana sürpriz yapmak istediği için bu konudan hiç bahsetmemiş.
Baktım, adam karısını aşığıyla basan koca tipi yok. Tam tersine, siki kazık gibi olmuş sıvazlayıp duruyor, gözleri parlayarak bize bakıyor. Bunu görünce,
– “Sağol ortak!” deyip tekrar karısının götünü sikmeye başladım. Kocası iyice yanıma gelmiş, belimi sıvazlayıp,
– “Beline kuvvet ortak!” diyerek beni gazlıyordu. Büşra ise gayet relax bir haldeydi, götüne girip çıkan sikimin keyfini çıkarıyor,
– “Ohhhh! Ahhhh! Immmm! Tam hayalimdeki gibi… Çok güzel!” diye inleyerek başını sağa sola sallıyordu.
Heyecandan dudaklarım kurumuştu. Yutkundum, ağzımın içinde toparlayabildiğim bir iki damla tükürüğü yukarıdan sikimin üstüne bıraktım. Kocası ise belimi sıvazlamayı bırakıp taşaklarıma elini attı. İncitmekten korkar bir şekilde taşaklarımı okşuyordu. Rahatlamamı ve daha çok zevk almamı sağlamak isteyen bir hali vardı.
Doğrulup sikimi Büşra’nın götünden çıkardım. Olayın heyecanı ve kocasının taşaklarımı okşamaları sikimi hiç olmadığı kadar irileştirmişti. Büşra’yı yeniden sırt üstü yatırdım ve amcığına tekrar geçirdim.
Büşra’nın sevdiği gibi sikimi ileri geri sağa sola doğru daire yapa yapa altımda eze eze sikiyordum. Adeta kocasına erkekliğimi kanıtlamak, kadın nasıl sikilir göstermek istiyordum. Kocası pür dikkat izlerken, Büşra darbelerimle,
– “Aaahhhh! Yardın beni! Çok güzel!” diyerek hoşnutluğunu belli ediyordu. Büşra’ya,
– “Off, yordun beni güzel orospum benim!” deyip bacaklarını belime dolayıp sikimi amından çıkarmadan yuvarlandım yatakta. Büşrayı da üstüme çektim.
Büşra kalın sikimin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini geniş göğsüme dayamış vaziyette poposunu yavaş hareketlerle indirip kaldırıyor, kalın sikim amında bir görünüp bir kayboluyor, her kaybolduğunda Büşra’dan bir inleme sesidir yükseliyor,
– “Ohhh! Çok güzellll!” diye mırıldanıyordu arada…
Bu kez Büşra’nın beline sımsıkı sarıldım, boynunu ve memelerini hırsla emip öperken, üstten sabitlediğim Büşra’nın amına alttan hızlı hızlı pompalıyordum şimdi… Büşra’nın gözleri kaydı zevkten, inlemeleri sıklaştı, zevk çığlıkları yükselmeye başladı.
Bunca zamandır siktiğim kadını tanıyordum, iyice yükselmiş, orgazmın eşiğindeydi. Ben de dayanacak noktayı geçmiştim, Büşra’yı yeniden altıma alıp, sikimdeki prezervatifi çıkarıp kenara attım ve misyoner pozisyonunda sikmeye devam ettim.
Büşra, göz kapakları yarıda, dudakları titreyerek, portakal irisi memeleri inip kalkarak nefes almaya çalışıyordu. İki eli iki yanında çarşafı avuçluyor, ben amına kökledikçe bacakları kukla gibi iki yanda istemsizce sallanıp duruyordu.
Zevkimi katlamak için kocasına deminki gibi taşaklarımı okşamasını söyledim. Kocası hemen arkama geçti ve taşaklarımı okşamaya başladı. Bense olanca kuvvetimle sikiyor, karısının zevkini katlamaya çalışıyordum.
Derken sallanan taşaklarımda bir sıcaklık hisettim. Büşra’nın kocası büyük bir iştahla terden sırılsıklam olmuş taşaklarımı sırayla ağzına alıyordu.
O andan itibaren kendimi kaybettim, kulaklarımda uğultular yankılanıyordu. Zaman ve mekan kavramını yitirdim. Büşra’yı yatağa çivilemek istercesine sikiyordum…
Bütün vücudum titremeye, kaslarım kasılmaya başladı. Böyle bir zevk olamazdı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Büşra da yine o bilindik orgazm feryatlarından birini atarak kasılıp, amıyla sikimi bir mengene gibi sarıp sarmaladı ve beni içine hapsetti.
Gözüm kararmaya başladı, homurtular çıkarıp bir nara atarak dibine kadar geçirdiğim Büşra’nın amına döllerimi boşaltmaya başladım. Kocası halen iştahla taşaklarımı somuruyordu. Hiç bu kadar uzun ve çok boşalmamıştım.
Büşra ile durulduğumuzda sevgili kocası halen taşaklarımı yalıyordu. O kadar güzel bir histi ki, hiç bitmesin istedim. Sikim küçülüp kendiliğinden Büşra’nın amından çıkana kadar hiç kimse yerinden kıpırdamadı.
İlk önce ben yana devrildim. Kocasının yüzü sırılsıklamdı, dudaklarının kenarında ve yanaklarında benim ve karısının zevk sıvılarıyla döllerimin karışımı vardı. Kocasıyla anlamsızca birbirimize bakıp kahkahayı koyverdik.
Böyle bir şeyi planladıkları için ikisine de teşekkür ettim. Kocası da bunun daha başlangıç olduğunu söyleyip,
– “Hadi duşunuzu alıp gelin yaramazlar!” diyerek Büşra ile beni banyoya uğurladı 🙂
Büşra ile sıcak suyun altında dakikalarca kaldık. Öpüşüp, birbirimizi okşamalarla yıkanırken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştık. Sevgili kocası banyo kapısından bize,
“Kahvaltı hazır!” diye seslenince ben bornozu giyip çıktım. Büşra da küçük bir havluyu beline dolayıp arkamdan çıktı ve mutfağa geçtik. Kocasının da üzerinde sadece boxeri vardı. Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Hep birlikte masaya geçtik.
Büşra oturmak için sandalye yerine benim kucağımı tercih etmişti. Kocası ise hemen yanımızdaki sandalyedeydi. Büşra çikolata sürdüğü kızarmış ekmeği bir kendi ısırıyor bir bana yediriyordu. Kocası ise çaylarımızı dolduruyor, şen şakrak kahvaltı yapıyorduk.
Boştaki elimle Büşra’nın göğüslerini ve amını okşuyor onu yeniden kıvama getirmeye çalışıyordum. Amı yeniden ıslanmaya başlamıştı bile. Üzerindeki fazlalık olan havlusunu bir çırpıda çekip yere bıraktım ve göğüslerini öpüp emmeye başladım. Kocası ise,
“Erkinciğim bir de böyle dene!” diyerek çikolata kavanozunu eline alıp karısının göğüslerine sürmüştü bile…
Göğüslerindeki çikolatayı büyük bir zevkle yalayıp temizledim. Ödül olarak Büşra ağzına bir kaşık bal alıp benim dudaklarıma kapandı. Dilinin üzerindeki balı benim ağzıma aktarırken dillerimiz birbirini okşuyordu. Balın tamamen bittiğinden emin olmak için dilini emerken ben zevkten kendimden geçiyordum.
Sikim eski heybetini kazanmış, Büşra’nın götünün yanakları arasından yükselip ıslanmış amına sürtünüyordu. Ağır ağır bir ritim tutturmuştum ve Büşra’nın amını fırçalıyordum. Kocası,
“Eveeet, yalama sırası Büşra’da!” deyince, Büşra ayağa kalktı ve beni de ellerimden tutup ayağa kaldırdı. Kocası elinde çikolata kavanozuyla duruyordu,
“Sakıncası var mı Erkin?” diyerek kazık gibi olmuş ve karısının şeftalisinin suyuna bulanmış parlayan sikimi gösteriyordu. Ne yapmak istediğini anlamıştım. Sırıtarak,
“Ne sakıncası olacak canım? Seve seve!” diyerek başımı sallayarak onay verdim.
Kocası iki parmağını kavanozun içine daldırıp biraz çikolata aldı. Büşra iki eliyle dibinden sikime sıkıca sarıldı, kocası sikimin kafasından başlayarak her santimine sürdü. Sanki çikolata sürmüyor, sikimi okşuyordu parmaklarıyla. Tekrar tekrar kavanozdan çikolata alıp bolca sürüyordu sikime…
Daha fazla beklemek istemeyen Büşra tuttuğu sikimi bırakıp beni yatak odasına doğru sürükledi. Beni yatağın kenarına oturup çikolatalı sikimi yalamaya, emmeye başladı.
Zevkten gözlerim kaymış, Büşra’nın saçlarını okşuyor, sikimi boğazına kadar sokmaya çalışıyordum. Kocası da hemen yanıbaşımızda yerini almış, benimle beraber karısının çikolatalı sakso servisini zevkle izliyordu.
Büşra dakikalarca yaladı sikimi, çikolatayı yalaya yalaya bitirene kadar, benim zevkten deli gibi kıvranmama rağmen sikimi tertemiz yapana kadar bırakmadı. Büşra’nın yalama işi bittiğinde ise sikim inanılmayacak kadar büyük ve kalın görünüyordu.
Büşra’nın yüzünü, yatakta oturmakta ve bize bakarak sikini sıvazlamakta olan kocasının kucağına doğru çevirip domalttım. Hemen kocasının sikini ağzına aldı Büşra. O kocaman sikimin başını amının dudaklarına değdirdiğim anda Büşra’nın tüm vücudu sarsıldı.
İki elimle Büşra’yı incecik belinden kavramıştım. Sonra sert bir şekilde sikimi amına bastırdım ve Büşra’nın tüm vücudu kocasına kaydı. Bu hareketim kocasının sikinin neredeyse tümüyle ağzına girmesine neden olmuştu.
Sonra ritmik bir şekilde Büşra’yı sikmeye başladım. Sikimi hızla sokuyor, çıkarıyor, tekrar sokuyordum. Her dibine kadar geçirişimde Büşra’nın tüm vücudu kocasına doğru kayıyor ve bu kocasının sikinin biraz daha ağzına girmesine neden
oluyordu.
Zevkten uçmuş gibiydik. Büşra kendini kaybetmişti. Kocasının sikini bazen ağzından çıkararak,
“Ohhhh sikiyor beni sevgilim… Ahhhh çok güzel… Müthiş sevgilim… Siki aklımı başımdan alıyor biliyor musun? Ohhhh, çok güzel… Ohhhhh!” diye inliyordu.
Üçümüz de kendimizden geçmiş gibiydik. Ağzımdan hırıltılar ve homurtular eksik olmuyordu. Yandaki elbise dolabının aynasından kendime baktığımda yüzümde hayvani bir ifade vardı.
Her kökleyişimde Büşra’nın vücudu ileri doğru kayıyor, memeleri sallanıyordu. Yüzü, her kökleyişimle kocasının bacak arasına daha bir gömülüyordu. Deli edici bir manzaraydı.
Köklemelerimi gittikçe sertleştiriyor, bütün gücümle Büşra’nın amına yükleniyor, adeta onu kocasının bacak arasına çivilemek istiyordum. Bu köklemelerim, daha fazla dayanamayan Büşra’yı çılgına çevirmiş gibiydi. Tüm vücudu titriyor, dalga dalga sarsılıyordu. Ağzı bir mengene gibi kocasının sikine yapışmış halde orgazm oluyordu.
Kocası da kendini daha fazla tutamadı ve küçük bir inilti kaçırdı ağzından, o da boşalıyordu. Ben de bir daha dipleyip sikimin ucunda can çekişen Büşra’yı izledim durulana kadar…
Kasılmaları bittikten sonra Büşra’nın yatağa sırt üstü uzamasını sağlayıp altıma aldım. Kocasının mahmur bir yüzle bizi izlediğini gördüm. Kocasına bakarken Büşra’nın bacaklarını iki elimle dizlerinin arka kısımlarından kavrayıp kaldırdım. Büşra’yı adeta ikiye katlamıştım.
Yeniden amına geçirip inanılmaz bir hırsla tekrar sikmeye başladım. Koskocaman, kıllı azman sikim bir piston gibi girip çıkıyordu Büşra’nın amına… Küçük amı kocaman bir ağız gibi açılmıştı şimdi…
Sikimin çevresini sımsıkı yapışan şişmiş am dudaklarının görüntüsü müthişti. Kocaman sikimin am suları ile ıslandığı için pırıl pırıl parlayan görüntüsü de müthişti doğrusu…
Ama beni belki de en çok etkileyen, Büşra’nın yüzüydü. Zevkten çarpılmış, gözleri kaymış, duakları aralanmıştı. İnanılmaz tahrik edici bir manzaraydı bu… Sikimi büyük bir hırsla her kökleyişimde ağzından küçük inlemeler kaçıyor,
“Ahhhhh… Immmmhhh… Ohhhhhh… Sik beni… Ohhhh sik beni… Sik beni…” diyordu. Zaten sikiyordum. Kocasının yanında altıma almış, gaddarca sikiyordum.
Bakışlarım sonsuzda sabitleşmiş gibiydi. Sikim Büşra’nın artık bir göle dönmüş, vıcık vıcık amına girip çıkarken şakırtılı sesler çıkarıyordu. Üstelik giderek daha hızlı sikmeye, sikimi daha büyük bir hırsla köklemeye başlamıştım.
Büşra yine peşpeşe kasılmaya başlamıştı. Vücudu iki büklüm altımda, dalga dalga, kıpır kıpırdı. Götünün yanakları kıvrılıp bükülüyor, sağa sola, yukarı aşağı oynuyordu. Sanki dans ediyor gibiydi altımda…
İnlemeleri artık küçük çığlıklara dönüşmüştü. Zevkten çırpınıyordu. Gözüm yeniden kocasına takıldı, yeni yeni sertleşen sikiyle oynuyor, parlayan hayran gözlerle altımdaki karısına bakıyordu.
O anda aklıma müthiş birşey geldi. Kafamla kocasına Büşra’nın yanını işaret ettim. Kocası hemen sevinçle uzandı. Yarı baygın haldeki Büşra da durulmuş, kedi gibi mırıltılar çıkarıyordu.
Doğruldum, sikimi amından usulca çekip çıkardım. Sikilmekten kızarmış am dudakları gerilmiş, amı, içi gözüken sulu bir hal almıştı. Yavaşça kapandı o açıklık. Terden su içindeydik.
Büşra, amından çıkan o kocaman, kapkalın ve kıllı sikimi yine büyük bir hayranlıkla seyrediyordu. Bakışları sikime odaklanmış, içinden çıkmamdan pek memnun olmamıştı.
Ben ise gerçekten iyi dayanmıştım, biraz evvel boşaldığım için… Ama kendimi kastığım için taşaklarım da ağrımaya başlamıştı, artık boşalıp rahatlamam gerekiyordu.
Büşra’nın ellerinden tutup arkası dönük bir şekilde kocasının üzerine doğru ittim. Ne yapmak istediğimi anlamıştı Büşra. Bir elini bacaklarının arasına sokup kocasının sikini tutmuştu bu arada. Götünün deliğine hizaladı kocasının sikinin başını…
Terlerimizden ve am sularıyla vıcık vıcık ıslanmıştı göt deliği. Sikin başı değdiği anda birden açılıverdi göt deliği ve adeta içine çekti kocasının sikini. Büşra kendini kocasının kucağına bırakıverdi birden… Yağ gibi kayarak girdi sik Büşra’nın götüne…
Kocasının taşaklarının amının dudaklarına yapıştığını hissettiği anda da irkildi. Susamış bir ağız gibi am dudakları titriyordu. Am dudakları sanki spazma tutulmuş gibi bir sıkışıyor, bir gevşiyor, manzara beni mahvediyordu.
Bu davete daha fazla karşı koyacak gücüm yoktu. Ki Büşra elini uzatıp beni çağırdı. Yavaş yavaş Büşra’ya sokulurken, sikimin her geçen an biraz daha kalktığını görebiliyordum.
Büşra elini uzatıp sikimden yakaladı bir anda. Parmakları bir pençe gibi kavramıştı sikimi. Sonra iyice çekerek, daha da çok sokulmamı sağladı. Biraz öne eğildi ve sikimi ağzına aldı. Poposu da hareketlenmişti şimdi. Küçük hareketlerle kocasının sikinin üstüne oturup kalkıyor, götünü siktiriyordu ona da…
Zevkten uçmak üzereydim. Hiç birşey yapmadan öylece duruyordum ve güzel ağzının sikime yaptıklarının zevkini çıkarıyordum yalnızca. Fazla uzun yalamasına izin vermedim, çünkü amına boşalmak, o sıcaklığı hissetmek ve gerilen kaslarının verdiği hazzı yeniden yaşamak istiyordum.
Geri çekildim, oyuncağı elinden alınan bir çocuk gibi olmuştu.
“Hadi Büşra, o amına koymak istiyorum. Kocan götünü sikerken amına geçirmek istiyorum!” dedim.
Benden aldığı emirle ilk önce sırtını kocasının göğsüne yaslayarak, vücudunun üst kısmını geriye verdi. Peşinden de dizlerinden büktüğü bacaklarını karnına çekip, ayaklarını, kocasının bacaklarının iki yanından, yatağa bastı.
Gözlerimin önündeki manzara müthişti kocasının götündeki siki ıslanmış, taşaklarının hemen üstündeyse benim eserim olan sikilmekten kızarmış ve zevk sıvılarıyla parlayan istekle açıp kapanan am vardı. Sikmeden önce amını yalamak istedim. Eğilip dudaklarımı o kaymak gibi amına gömdüm.
“Immmm!” diye inledi Büşra, “Çok güzelll!”
Dilim klitorisinde çalışıyor, arada aşağılara kadar iniyor, sonra amının dudaklarını içlerini yalayarak tekrar yukarıya çıkıyordum. Elimden geldiğince bu faslı uzatıp onlarla birlikte boşalmak istiyordum. Büşra fazla dayanamadı ve
“Gel hadi, sen de sok bana.. Amıma sok sen de… Hadi!” diye mırıldandı.
Vücudumdaki tüm sinirler, tel tel gerilmişti. Sonunda, her şeyin tepe noktası olan o müthiş an gelip çatmıştı işte. Hiç acele etmeden sokuldum. Dizlerimi kocasının iki yanında sağlamca basmıştım yatağa…
Biraz daha sokuldum ve bir elimle dibinden kavradığım sikimi aşağı büküp, o kocaman bir mantara benzeyen başını, Büşra’nın amının susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına soktum.
Bu temas, Büşra’nın tüm vücudunun titremesine neden olmuştu. Sonra birden ve tek bir harekette, dibine kadar geçiriverdim. Yine aynısı olmuş, kendimi kaybetmiştim, sanki beynim uyuşmuştu.
Kocasının dibine kadar karısının götüne gömülü olan sikinin benim altımda ezildiğini hissediyordum. Tanrım, müthiş bir şeydi bu. Taşaklarımız birbirine yapışmıştı. Büşra ise tümüyle delirmiş gibiydi. Titriyor, sarsılıyor, çırpınıyor, çığlıklar atıyordu.
Dakikalarca sürdü bu. Sonra Büşra’yı sikmeye, sikimi amına sokup çıkarmaya başladım. O kadar çok şiddetli sikiyordum ki, kocası kıpırdayamıyordu bile. Kocasının siki öylece, köküne kadar gömülü duruyordu karısının götünün içinde…
Ben sokup çıkardıkça, sikim, onunla beni birbirimizden ayıran incecik et duvarın üstünden sikine sürtünüyor ve aklımı başımdan alıyordu. Büşra ise çıldırmış gibi çırpınıyordu aramızda…
“Ohhhhh sevgilim…” diye bağırdı birden, “Ohhhh, zevkten deliriyorum sevgilim… Müthiş bir şey bu… İçim sik doldu sevgilim… Ohhhh sikin beni!” diye devam etti.
Ben de giderek artan bir hırsla sürdürüyordum onu sikmeyi. O koskocaman sikim, yine akıl almaz bir hızla girip çıkıyordu karısının amına. Her geri çekilişimde, en ucuna kadar çıkarıyor, sonra da tek ve uzun bir hareketle dibine kadar geçiriyordum.
Kocası da daha fazla hareketsiz kalmaya dayanamadı ve elinden geldiğince sikmeye başladı Büşra’nın götünü. Pozisyonumuz fazla hareket etmesine izin vermediği için benim kadar hareketli değildi. Siklerimiz sanki birbirine karışmış gibiydi…
Boşalmaya yakın olduğumu hissediyor ve tüm gücümle kendimi tutup, kocasını beklemeye çalışıyordum. Ama bu sefer iyi dayanıyordu kocası. Sikiş uzadıkça da ben hayvani bir hisle daha da hızlanıyordum, daha da sertleşiyordu hareketlerim…
Artık öyle bir hırsla sokuyordum ki sikimi Büşra’nın amına, her seferinde ikisini birden yatağa çiviliyordum sanki…
Sonra müthiş bir şekilde bütün kaslarım kasılmaya, vücudum karıncalanmaya başladı. Sanki her hücrem uyuşmuş, kendini kaybetmişti. İstemsizce, sokaktan geçenlerin bile duyacağı bir homurtu yükseldi benden…
Son bir kez dibine kadar geçirdim sikimi Büşra’nın amına. Kocasının siki de taşaklarına kadar girmişti Büşra’nın götüne. Sikimin birden kabardığını hissettim. Boşalıyordum. Sikim bir nabız gibi atıyor, Büşra’nın amının içine döllerimi
dolduruyordum.
Birden kocasının siki de bir nabız gibi atmaya başladı. O da patlayıvermişti. Benimse halen hiç bitmeyecekmiş gibi döllerim çıkıyordu sikimden. Büşra zaten tümüyle çıldırmıştı. O kadar yüksek çığlık atıyordu ki, susması için dudaklarına yapıştım.
Sonra dünya karardı. Büyük bir zevk denizinin içinde yüzüyordum adeta. Birbirine yapışık vücutlarımız zevkten kasılıyordu. Üçümüz de yüklerimizi son damlasına kadar boşaltmakla meşguldük.
Kocasının küçülen sikini ince et duvara rağmen hissedebiliyordum. Büşra’nın bir mengene gibi açılıp kapanan delikleri ise son döl damlalarımızı bile sağıyor
du…
Birkaç dakika sonra doğrulacak gücü kendimde anca bulabildim. Üçümüz de zevk sarhoşuyduk resmen. Gözüm direkt Büşra’nın amına kaydı, amının etrafı bir göl olmuştu resmen. Sertliğini yitirmiş sikimi usulca çekip çıkardım amından.
Kadının amı benim döllerim ve amının suyuyla beyaza bürünmüş vaziyetteydi. Doldurup taşırmıştım resmen amını. Sadece sikim değil, taşaklarım bile köpüklü beyaz sıvıya bulanmıştı. Büşra’nın hali ise daha da beterdi, amından süzülen döllerim önce kocasının sikine akıyor, ordan da taşaklarına süzülüyordu.
Aptal aptal bu manzarayı seyrettim uzunca bir süre, hipnoz ediciydi resmen. Bir süre sonra onlar da kendine geldi. Büşra kocasının üzerinden kalkıp, zevkle gerinerek,
“Oooffff bee, ne siktiniz beni!” diyerek kocasıyla bana öpücükler verdi. Kocası da sebebsiz sebebsiz sırıtıyor, halen kendine gelmeye çalışıyordu, ki,
“Ne dersiniz gençler, bu sikişin ödülü olarak hep birlikte bir tatili hak ettik mi?” diyerek mutluluğunu belirtti.
Kocası bunu söylerken Büşra çoktan boynuma atlamış, birlikte banyonun yolunu tutmuştuk bile 🙂
113 notes
·
View notes
Text
Heyecan ile okuyacağınızı tahmin ediyorum.Alıntıdır.
BIR KOY HIKAYESI
Genc Gelin Menekse
Odadaki herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra yorganın altında kalan bedenlerimizin gizli mahremiyeti içinde, kabalarıma sertleşen erkekliğini bastıran kocam, memelerimi ellerine alıp sıktığında, hem istekle kendimi ona doğru bastırıyor, hem de son birkaç yıldaki yaşantımdaki gelişmeleri düşünüyordum. Evleneli neredeyse iki yıl olmuştu. Bu süre boyunca da yanlızca benim ay hali olduğum günlerin dışında, hemen her gece çılgınlar gibi sevişiyor, defalarca birbirimizin bedeninde sevişmeye olan sonsuz susuzluğumuzu dindirmeye çakışıyorduk. Tek sorunumuz bu işi istediğimiz rahatlıkta yapamamanın zorluğuydu. Çünkü köyde genellikle bütün aile aynı odada yatar. Babamın evinde de böyleydi, gelin geldiğim kayınbabamın evinde de aynı. Aslında bunun anlaşılabilir sebepleri var. Bizim buralarda geceleri havalar çok soğuk olur akşamdan yatılacak oda mangalla ısıtılır ve bütün aile bu ısıtılan yegane odada, yaptığımız yer yataklarında yatarız. Bizim durumumuzdaki gibi karı kocalar da birbirlerine kavuşmak için herkesin uyumasını beklemek zorundadır ama yaz geldiği zaman durum değişir. O zaman herkes istediği yerde yatabilme özgürlüğüne sahip olur. O gece biz sevişirken aynı odada bizden başka, kayınbabam ve on uc yaşındaki görümcem uyuyorlardı. Kaynanam ben bu eve gelin geldikten beş ay sonra vefat etti. Kayınbabam henüz genç bir erkek olmasına rağmen dul kaldı. Kocam arkamda sertleşmiş zevk sopasını zevkle ıslanmaya başlayan yarığıma sürterken, babasının traktör motorunun gürültüsünü andıran horlama sesleri, rahat hareket edebilmemiz için bize cesaret veriyordu. Diğer yandan küçük yaştaki görümcem uyanıp yaptıklarımızı görse bile bir şey anlamayacağını düşünerek fazla çekinmiyorduk. Geceliğimi alttan sıyırıp memelerimi ağzına alan kocama sıkı sıkı sarılarak bir an önce sert sopasını içime geçirmesi için bacaklarımı açtım. Beni hiç bekletmeyen erkeğim, deliğime dayadığı kamışının başını sertçe bastırarak, ağzı zevkle açılmış olan bal kutuma kamışının erişebildiği yere kadar girdi. O anda atmak üzere olduğum zevk çığlığını içimde hapsedebilmek için dudaklarımı ısırmak zorunda kaldım. Her gece içimdeki sertliğini hissetmeye alıştığım, on sekiz ay gibi bir süre boyunca çok özleyeceğim kocam yarın askere gidiyordu. Bu sebepten, son gecemizi hiç uyumadan sabaha kadar sevişerek geçirmeye karar vermiştik. Üstüme abanıp altıma uzattığı elleriyle kabalarımı kavrayan kocamın birazdan boşalacağını anlayıp ona yetişmeye çabaIarken erkeğim erkenden içimi şerbetiyle doldurmaya başladı. Şerbet diyorum çünkü tadı aynı şerbet gibi tatlı geliyordu bana. Daha evlenmeden önce bostanlarda içime girmeden seviştiğimiz zamanlarda rahatlatmak için nişanlımın kamışını ağzıma alıp boşalmasını sağlardım. Bu şekilde tadını almaya başladığım ersuyunu çoğu zaman yutma alışkanlığım daha sonraları bir tutku halini aldı. Bu sebepten de iki senedir çocuğumuz olmuyordu. O kadar ender içime boşalıyordu ki, çoğunlukla ben ağzıma boşalması için zorluyor, lezzetli döllerini yutmak için geceyi zor bekliyordum. Aslında bu durum kocamında çok hoşuna gidiyordu. Fakat bu gece, belki o askerdeyken gebe kalabilirim umuduyla içimi dölleriyle doldurmasına karar vermiştik. Genç kocamın erkeklik gücüyle her zaman gurur duydum. Her gece en az üç kere bereketli çeşmesini açan kocam benim ay hali olduğum günlerin ardından ise ilk gece en az beş kere boşalırdı. Onun arka arkaya sertleşebilme yeteneği sayesinde bende, uzun süre içimde gidip gelmesinin sonucunda boşalabilir, komşumuzun gelini sevda nın kocasından şikayet ettiği gibi ortada kalmazdım. Sevdanın kocası, iki üç günde bir karısını altına aldığı zaman bir kaç dakika içinde boşalır, ikinciye bile hali kalmadan sırtını dönüp uyurmuş. Biz sırdaş gelinler birbirimize utanmadan anlattığımız bu saklılarımızı konuşurken, Sevda bana ´´Sen ne kadar şanslısın keşke benim de kocam seninki gibi olsa`` der onun bu sözleri de benim erkeğimle gururlanmama neden olurdu. Boşalması biten erkeğimi yeniden azdırmak için erkeklik organını ağzıma alıp herkesin uyuyor olmasından dolayı çıkan seslere aldırmayarak yeniden sertleşinceye kadar emmeye devam ettim. Yorganı üstümüzden atarak bedenimden sıyırdığım geceliğimi bir tarafa atıp, sırtüstü yatan kocamın dikilmiş sopasını içime yerleştirerek üstünde inip kalkmaya başladım. Ben zevkle üstünde inip çıkarken, gözlerim ilerimizdeki döşekte uyuyan kayınbabamın yüzüne gitti. Biraz dikkat edince sanki gözleri açık bize bakıyormuş gibi geldi ve bir an dondum kaldım. Horlaması da kesilmiş olan adamın uyanıp bizi bu halde gördüğünü sanirken odayı tekrar horlama sesleri kaplayınca rahatlayarak tekrar erkeğimin kamışını içime sokup çıkarmaya başladım. Koçumun döllerini yeniden sağmak için
onun en sevdiği şekilde yani helada oturur gibi ayaklarımın üstüne çömelip hızla er sopasının üstünde kalcalarmi cevirmeye başladım. Hızla inip kalkmalarım sırasında memelerim zipliyor, kabalarımın kocamın kucağına vurmasından çıkan sesler odanın içinde kayınbabamın horlama seslerine karışıyordu. Erkeğim daha fazla kendini tutamayıp yine içime boşalmaya başladı. Ancak ben yine ortada kalmıştım. Ama biliyordum ki üçüncüsü yeterince uzun sürecek ve ben de o mutluluğa ulaşacağım. İçime sıcak döllerini fışkırtan kocamın lezzetli şerbetini içememek çok zoruma gidiyordu ama ya bebek ya şerbet deyip kendimce özveride bulunuyordum. Biraz dinlendikten sonra yeniden dirilen kocamın erkekliğinin önünde domalıp, üstüme abanan kocamın beni aşağı doğru iten baskısıyla göğsümü yandaki kayınbabamın yattığı döşeğin ayak ucuna bastırırken, çıplak memelerim neredeyse uykudaki kayınbabamın ayaklarına değiyordu. Az sonra hırsla dikilmişkamışıyla içime sertçe yüklenen, kocam arkadan kabalarıma vurdukça, meme uçlarım adamın ayak parmaklarına çarpmaya başladı. Boşalıp rahatlamak için kendimi öylesine zevk alabilmeye kaptırmıştım ki, doğrulacak iradeyi bir türlü gösteremiyordum. Aldığım zevki atirmak ve kocamın organını içimde daha sıkı hissedebilmek amacıyIa aşk deliğimin kasIarını sıkıp gevşeterek içimdeki organı sıkıştırmaya başladım. Arkamdaki boğanın hızla içime vurmaya başlamasından her an boşalabileceğini anlayarak bende bu defaki şansımı kaçırmak istemediğimden, elimi bızırıma attım. Bir yandan kocam iştahla açılan deliğimi demirci örsü gibi tokmağıyla döverken, bir yandan da kendimi okşayarak tatmin etmeye çalışmam bu defa zirveye ulaşmama yetti. Boşalıyor olmanın zevk sarhoşluğuyla bir an dengemi kaybedip, kocamın arkamdaki sertçe dürtmelerininde etkisiyle kayınbabamın ayaklarının üstüne serildim. Memelerim kaynatamın ayaklarına yapışmış halde, boşalmak üzere olan kocamın arkamdaki amansız darbeleriyle kıpırdayamaz duruma gelmiş, zaten beynimde şimşekler çaktıran kendi zevk patlamamın etkisiyle de doğrulup toparlanamayacak kadar aciz durumdaydım. En sonunda erkeğimin döl suyunu içime fışkırtması biterken kayınbabam, sanki uykusunda rahatsız olmuş gibi bir ıhlama sesi çıkarınca, hemen toparlanıp yorganımızın aItına girip çocuklar gibi sessizce kıkırdaştık. O geceki sevişmelerimiz uzun sürecek olan ayrılığımızın ilk gününde sabahın ilk ışıklarına kadar aynı coşkuyla devam etti. Ertesi gün, aslanımı gözyaşlarıyla allaha emanet ederek vatan görevine yolcu ettim.
MENEKSE'NIN KAYINBABASI HAYDAR AĞA ANLATIYOR
´´Bizim sıpa büyüdü de tarlalarda gız kovalamaya neyin başladı ha!“dediydim rahmetli hatuna. Zaman geçti devran döndü gısa poturlu oğlanlar sopaları dikelmiş deliganlılar olurkene, sümüklü gızlarda memeleri gocaman gocaman olup gelinlik yaşa geldiler. Eee tabi bunların ganları da gaynıyor. Ateş ilen barut yanyana durmaz ki ne!. Zamanı geleni everecen. Bizim oğlanı akşam vakti tarlada Hüseyin gillerin menekşeyle görmüşler. Askerliği beraber ettiğimiz Hüseyin bir sabah yüzünde şöyle ciddi neyin bir bakışla Bana geldi de ´´ Heç fazla gonuşmaya gerek yoktur Haydar gerekeni yapalım” dedi. Doğrusu bende gara gara düşünmekteydim. Benim karı hastalık illetine tutulalı beri doğru dürüst iş göremez oldu, ufak gız desen daha on yaşında, kendine bakacak halde değil. Karı öte tarafa göçmeden başka avrat alamam. Velhasıl Hüseyinin aklı tam bana göre akıldı. Zaten onda da gızdan bol birşey yok, tam beş dane boy boy gız var adamda. Heç bekletmeden bunları nikahladık. Eyiki de öyle etmişiz. Altı ay sonra benim avrat sizlere ömür ben kaldım yanlız. Çocukların muhabbeti bir eyi bir eyi ki sorman getsin. Ula insafsızlar her gece her gece de olmaz ki! Ben daha kırkbeşine gireli anca oldu. Önümde bir goca odunla sabahlara kadan dön allah dön. Oğlan biraz ötemdeki döşekte genç tazeye biner de biner. Gözlerimi açarım gelinin gocaman gavun gibi memeleri havalara zıplar kendimi tutamam asılırım tumanımın içi leş olur. Kalkamam da, öyle ıslak neyin uyurum. Kendime varacak avrat ararım ne bizim köyde ne yakın köylerde bana göresi yok derler. Neyse ki ne. Bu arada geçti iki sene. Her gece benim oğlan genç kısrağı kişnetiyor ama, daha bebe yok ortada.Tabii neden olduğunu biliyom ben. Bu benim azgın gelin oğlanın döllerini hep emip yutuyor, bir damlasını bile tarlasına dökmüyor da o sebepten. Onlar kızışırken ben bir gözüm açık seyrediyom. Tabii bu arada horladığım için beni uyuyo sandıklarından ne halt etseler açık gözümlen görüyom. Ben bu oğlanın anasını da aha bu gelin gibin her gece inletirdim ama benim oğlan değneği bakımından babasına değil dayısına çekmiş. Biz bunun dayısıgillen yaşıt oluruz. Daha ondört onbeş yaşındaykene otuz bir çekmeyi beraber öğrendiydik. Aha bu benim oğlanın dayısının ki daha o zaman benimkinin beşte biri kadar ya vardı ya yoktu. Hatta göydeki oğlanlar benim adımı ´´Goca Gamışlı Haydar`` goymuşlarda bunu duyup çok merak eden gızlar “hele bir göstert !´´ diye benimle ikişer üçer tarlaya çok geldilerdi. Bundan sebep bizim göyde benim rahmetli avradımın kolu kadan büyük tokmağımı görmeyen garı gısmısı galmamıştır.
Ertesi gün oğlanı askere yolcu edeceğidik gısmet olursa.´´Ula Haydar``dedim ´´Gene yandın bu gece bu zalımlar seni heç uyutmazlar gayri”. Aha dediğim gibi de oldu. Ben garanlıkta bunları gollarkene benim oğlan yorganın altından gızın üstüne binmeye başladı, başlamasıyla da beIi geIdi! Gelin oğlanı bu sefer emmeyince aha dedim avrat bebe yüklenmek istiyor. Anam babam, bu zalımların zalımı gelin birazdan gece entarisini soyup üryan kalmazmı! Ben elimi önümdeki balta sapına atıp okşamaya başlarken gocasının üstüne at biner misaIi oturan gelinin kavun misali memeleri gıpraştıkça önümü sıvazlıyomda sıvazlıyom. Ula kendimi öyle gaptırmışımki gözlerimi iri iri açmış oğlumu cennete götüren huriyi seyrederken, gelin aniden durup öyle gözlerime bakmaya başlayınca hemencecik horlamaya başlayıp uyuyormuş havasına devam ettim. Hatun uyuduğumu görünce kocasının üstüne çömelip aha tam da gözlerimin önünde kabalarını indirip kaldırmaya devam etti. Benim sıpanın güçük sopasını içinde mapus eden gelin oğlanın işini bitirince; ´´Ula hayırsız dedim aha ben senin anana böyle mi ettiydim. Avradını hala getiremedin beceriksiz.“ Yalan demiyom haa,ben bunun anasıyın içine döşendimmidi, üç dakkaya galmaz gızışmış gancıklar gibi ulumaya başlardı rahmetli. Ahh nası da özlüyom onu! Neyse ki ne. Benim oğlanın ki güççük müççük ama mübarek dağ pınarı gibin maşallah. Üç, beş heç dinlemez aslan oğlum. Bu benim aygır oğlan döşeklerinin dibine benim ayak ucuma domalttığı galtağın içine döşeyincesi kavun misaIi memeleri benim dışarıda galmış ayaklarıma vurmaya başIadı. içimden; ´´oy anam dayanamıyom artık!” dedim. Ula gardaş bi de sana bu cıbıldak gelin zevke geIip inlerkene memeleri ayaklarıma yapışıp galınca bende daha fazla gendimi tutamayıp yavaştan donumun içinde sıvazladığım guçük haydarımın musIuğunu açtım. Argadaş nasıl gendimi dutamadıysam ağzımdan bir inilti çıktı ki ne, şöyle bir har hur edip sanki uykumda olmuş gibi neyin sesler çıkarıp durumu kurtarmaya çaIıştım. Keşke etmeseydim. Gelin huylanıp ayaklarımın üzerinde hem yumuşak hem sıcak neyin gelen memelerini galdırdığı gibi gocasıynan birIikte yorganın altına gaçtılar.
MENEKSE
Kocam askere gideli sekiz ay olmuştu. Bu arada on beş gün dağıtım iznine
de gelememesi ikimizi de çok üzdü. Mektubunda eğer izne gelmezse daha
çabuk terhis olacağını söylediği için bir an önce hepten kavuşuruz ümidiyle
sabrediyordum. Onun yokluğunda öylesine dolu hale gelmiştim ki, herkes yatıp
uyuduktan sonra sessizce öttürüImeye hasret kaIan kuşumu okşuyor, içimde erkeğimin zevk sopasını hissetmenin özlemiyle gerçek tatmine ulaşamadan, kendimi defalarca inlemeler içinde boşaltıyordum. Baharın başında giden kocam askerdeki ilk kışını geçirirken, bizim buralar her kış olduğu gibi erkeklerin bıyıklarını
donduracak kadar soğumuş, geceleri yatağın içinde tek başına yatmak imkansız
hale gelmişti. Görümcemin benimle yatmaya başlamasıyla beraber az da olsa
yatağım ısındı. Ama bu arada kızın yanında kendimi okşama ve boşalma ihtiyacımı
karşılama şansımda azalmıştı. Bir sabah kayınbabamın omuzlarının büzülüp neredeyse buz kesmiş olarak yataktan kalktığını gördüğümde isterse ısınması için
Nigarın onun yanında yatabileceğini söyledim. Bunun üzerine kayınbabam sıkıntıIı bir ifadeyIe; ´´O zaman da sen üşürsün. En iyisi bende sizin yanınıza ondan tarafa yatarım, kimse üşümez`` dedi.Adamcağıza hak verip ´´Tabii baba neden olmasın`` dedim. Ancak bu durumda yatakta kendimi okşama şansım tamamen yok olmuştu. Ben azgınlığımı giderememenin çaresizliğiyle onca soğuğa rağmen ateş basmaları içinde üzerimden yorganları atıyor, bacaklarımın çıplaklığı buz gibi soğukta kalırsa ancak biraz rahatlıyabiliyordum. Bazen kayınbabamla aramızda yatan görümcemi uyku arasında kocam zannedip sarılıyor, bazende, uyku halinde kendimi kızın bacaklarını bacak arama almış kadınlığımı bastırırken yakalıyordum. Yine kasıklarımda yangınlar yaşadığım bir geceydi. Üstümden yorganı atıp, ateşim sönsün diye geceliğimi belime kadar çekmiş yüzü koyun yatıyordum. Uyku sırasında birisinin tuvalete kalkmak için kapıyı açıp dışarı çıktığını duyar gibi oldum. Nigar olduğunu sanarak ağır uykumdan başımı kaldıramadım. Biraz sonra üstümden kaymış olan yorgan tekrar üstüme
örtülünce, az önce tuvalete kalkan Nigarın döndüğünü tahmin ettim ama bu
sefer kayınpederimle benim arama değilde herhalde uyku sersemliğiyle benim
arkama yattı. O şekilde uyumaya devam etmişim. Bir şeyin beni uyandırdığını
hissettiğimde, önce ne olduğunu kavramaya çalıştım. Sonra arkamda bana sarılmış
olan kişinin bir erkek olduğunun ayırdına vardım. Çünkü kabalarıma dayanmış olan
kişinin önünde kalın ve çok sert bir şey vardı. Kendimi şöyle bir yoklayınca,
geceliğimin belimden yukarıya kadar sıyrılmış olduğunu farkederken arkamda
bana yaslanan şeyin de aynı benim bacaklarım gibi çıplak oIduğunu hissedebiIiyordum. Hiç sesimi çıkarmadan ne olacağını beklemeye başladım. Acaba kayınbabam ne yaptığını biIiyormuydu yoksa uykusunda farkında olmadanmı bunu yapıyordu. Nasırlı eliyle karnımı okşadığını ve sıyrılmış geceliğimin arasından memelerime doğru uzandığını hissedince adamın uykuda olmadığını, yaptığının bilinçli olduğunu anlayarak, biraz korkuyla karışık olmakla birlikte, heyecanla neler olacağını beklemeye başladım. Kayınbabam avucuyla kavradığı memelerimi yavaş yavaş sıkmaya başladığında aylardır dokunulmaya aç olan bedenimin şiddetle tepki vermesini engelleyemeyerek ağzımdan zevk aldığımı çok belli eden bir inilti çıkardım. Bu tepkimle birlikte sanırım yaptıklarının hoşuma gittiğini sanan adam bundan cesaret alarak, açılmış kalçalarımı saran külodumu aşağı çekmeye başladı. Kayınbabamla böyle bir şey yaşıyor olmak utanç duymama neden oluyordu ancak tahrik edici okşamalarının verdiği amansız zevkle mantığım arasında müthiş bir savaş yaşıyordum. Benliğim karşı koyulmaz güçteki şehvet duygularıyla mücadele edemeyip adeta felce uğramıştı. Benim hareketsizliğimi yine duruma razı olduğum şeklinde değerlendirdiğini sandığım kayınbabam, külodumu aşağı çekip ayağımdan çıkardı. Arkamdan tekrar sarılarak, erkekliğini kasıkIarıma dayayan adamın aletinin muazzam büyüklüğünü çıplak kalçalarıma dayanınca şok içinde anladım. Yarığımın girişindeki şey neredeyse kısraklara çektiğimiz aygırınki kadar vardı. Kadınlığıma dev sopasını bastıran adamın sert baskısı ihtiyaç içindeki aç kadınlığımın heyecanla ıslanıp kayganlaşmasına yol açmıştı. İçime girmesi mümkün değil diye düşündüğüm kalın bir tokmak gibi algıladığım erkeklik organı, milim milim kadınlığımın ağzını gererek deliğime yerleşiyordu. Kalçalarımı iterek bir an önce ne olcaksa olsun deyip bende arkamda şehvetIe soluyan adama yardımcı olmaya başladım. Kocamın kamışının o güne kadar girebildiği yerleri çoktan geride bırakmış olan muhteşem organın daha ne kadarının girdigini anlamak için elimi arkaya attım. Allahım, daha ancak yarısı içimdeydi!.. Adam sokabildiği kadarını yeterli görmüş olmalı ki içimde gidip gelmeye başladı. Her bahar ne zaman aygırı kısraklara çeksek hayvanın şehvetle gerilmiş dev erkeklik organının müthiş görüntüsü ıslanmama neden olur ve azgın aygır kızgın kısrağın içine girdiğinde ben kendimi tutamayıp yaslanacak ne buIursam yarığımı bastırarak boşalmaya çaIışırım. İşte o anda içimde hissettiğim olağanüstü büyüklükteki organ bir azgın bir aygır tarafından düzüIüyormuş gibi hissettirerek deIice bir şehvet duymama neden oIdu. Kayınbabam henüz deliğimde gidip gelmeye başlamış, iri elleriyle memelerimi hoyratça sıkarken ben çok çabuk zirveye uIaşıp zevkIe titrerken arkamdaki erkek kalın hortumuyla hiç durmadan içimde sertçe gidip geliyordu. İri koçlarının kalçalarıma dayandığını hissederek böylesine büyük bir erkeklik organının yarığımı doldurmuş olmasının verdiği müthiş heyecanla ara vermeksizin arka arkaya ikinci defa bu sefer daha güçlü bir boşalmayla çığlık attım. ÇığIığıma uyanan Nigar şaşkınIıkIa başını kaIdırıp ´´Ne oldu yenge “ diye sorunca, cevap vermek için kendimi bir hayli zorlayıp titrek bir sesle; ´´ Bir şey yok, kötü bir rüya gördüm sadece” diyebildim. Aynı anda aldığım inanılmaz zevkten beynimde şimşekler çakıyordu. Kızının uyanması üzerine sıkı sıkı ellerinde tuttuğu memelerimi bırakıp benden uzaklaşan kayınbabam kızın tekrar derin uykusuna dönmesiyle beni kendine doğru çekip altına aldı. Kocamın babasıyIa düzüşüyor olmanın utancıyla adamın yüzüne bakamayarak başımı yana çevirirken, memelerimi emen erkeğin derinlerime sokup çıkardığı organının verdiği dayanılmaz zevk sırasında çığlıklar atmak istememe rağmen sessizliğimi korumaya çalışıyordum. Bacaklarımı omuzlarına alan erkek artık dışarıdan gelen ay ışığında açıkça görebildiğim devasa organını ağır hareketlerle içime saplarken, beni çok etkileyen bu görüntüye dayanamayarak hayatımda ilk defa arka arkaya üçüncü defa elektriğe tutulmuş gibi sarsılarak boşalmaya başladım. Artık bittim diye
düşünürken yatağın boşta olan kısmına sırtüstü uzanan erkek belimden tutup beni
kendi üstüne çekti. Kocamla en sevdiğim pozisyonlardan biriydi bu. Adamın
avuçlarıma sığmayan organını gövdesinden kavrayıp içime yerleştirdikten sonra ağır hareketlerle üstüne oturup içime girmesini sağlamaya çalıştım. Kocam çok
hoşlandığım halde memelerimle çok fazla oynamazdı. Ama babası beni delirtecek
şekilde, yattığı yerden uzanıp onları ağzına alıyor, beni zevkten kendimden
geçirecek şekilde avuçlarında yoğuruyordu. Ben etkisi altında olduğum sarsıcı
şehvetten dolayı, takatim kesilmiş bir halde memelerimi adamın göğsüne yaslayıp
üzerine yatınca, altımdaki güçlü erkek, oğlundan çok daha farklı olarak kendini
sonsuza dek tutabilirmişçesine, içimi sertçe pompalamaya başladı. Bu seferki
boşalmam içimdeki aleti çok daha iyi hissedip, verdiği zevki hazmedebilmenin
tesiriyle çok daha uzun sürdü. Herhalde iki üç dakika kadar, sarsılıp titrerken
iliğim kemiğim boşaldı. Yaşadıklarım rüya gibiydi. öylesine rahatlamış, öylesine
mutlu olmuştum ki, artık bu işi kiminle yaptığım önemsiz bir hale gelmiş, beni
böylesine bulutların üzerinde uçuran adamın kim olduğunu bile unutmuştum. Ona
karşı sadece müthiş bir hayranlık duyuyor ve yanlızca beni sonsuza kadar bu
şekilde mutlu etmesini umuyordum. Bu hislerle altımdaki erkek hala içimi
pompalarken dudaklarına uzanıp beni öpmesine izin verdim. Dilimi ağzına alan
erkek kendi dilini benim ağzıma itince, az sonra alışık olmadığım bu
öpüşmenin çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Kayınpederimin boşalıyor
olduğunu belli edercesine inlemeye başlaması üzerine derhal üstünden kalkıp
içimden çıkarttığım dev gibi organını alabildiğim kadar ağzıma sokup emmeye
başladım. Ağzıma fışkıran şerbet diye
adlandırdığım döI suyunun Iezzeti oğlununkiyle aynı ama daha koyu kıvamda ve büyük bir bereketle geliyordu. Ağzıma fışkıran krema koyuluğundaki bu kıvamı, daha sulu olan kocamınkinden daha çok sevdim. İkimizde rahatlayınca, ben sevişme sırasında üstümden attığımız geceliğimi giyerken o da pijamasını giydi ve tek kelime bile konuşmaksızın dönüp her zamanki yerlerimize yatıp uyuduk. Bu ilk günah dolu ama çok zevkli aşk gecesinin sabahında, kayınbabamın komşu köyde
oturan ablası bize kalmaya gelince, tadına doymayı umduğum düzüşme hülyaları bir
süre için yine hayal olarak kaldı.
Misafir kadın devamlı aksırıyor, tıksırıyor, sabaha kadar durmadan
söylenip herhangi bir şey yaşayabilmemize fırsat vermiyordu. Zaten
kayınpederimde sanki hiç oralı değilmiş gibi bir havada sanki aramızda hiçbirşey
yaşanmamış gibi davranmaktaydı. Bir hafta bizde kalan hala hanım, Nigar`ın
kendisini de götürmesi için yalvarmalarına dayanamayıp ´´Eyi bari bir kaç hafta
bizde galsın okula da ordan gider gayrı`` demesi az daha heyacandan yüreğimi
hoplatıyordu. Demek haftalarca hiçbir kısıtlama olmadan yeni ve güçlü erkeğimle
başbaşa kalabilecektik. O gün, kayınbabam tarlada traktör sürerken ben evde kendimi akşam için hazırlıyordum. Önce kocam gittiğinden özen göstermediğim vücuduma güzelce ağda yaptım. Aslında kocam buradayken ağda yapmak için komşunun gelini Sevdayla birbirimize yardım ederdik. Birimiz diğerini ağdalarken de açık saçık şakalar yapıp çok eğlenirdik. Ama şu anda kocam yoktu ve kimin için
hazırlandığımı Sevda`ya izah edecek durumda değildim. Bacaklarımın arkaları ve
kasıklarımı aIırken biraz zorlandığım ağdayı bitirdikten sonra, güzelce yıkanıp
saçlarımı ördüm, Güzel kokmak için, kocamın geçen yaz İstanbul`dan getirdiği
parfümü de sürüp, entarimi üstüme geçirdikten sonra sofrayı hazırlayıp kayınbabamın gelmesini bekledim. Akşam vakti eve gelen hayran hayran yeni görüyormuş gibi sürekli süzdüğüm adamla yemeğimizi yedikten sonra boşalan çay bardağını elinden aldığım adam; ´´Döşeği serde yatalım gayrı demesi üzerine, heyecanla yatağı hazırIadım. Yorganı üstüne attığım yatağın üzerinde beklerken,
kayınbabamın ışıkları kapatıp üstünü çıkarmaya başladığını duyunca bende her
gece olduğu gibi karanlıkta entarimi çıkarıp çırıl çıplak vücuduma ince
geceliğimi geçirdim. Kocam varken de böyle yapar, sevişeceğimiz geceler içime
hiç birşey giymezdim. Karanlıkta yatağa uzanıp başımı yastığa koyarken bir hafta
önce yaşadıklarımın rüyamı yoksa gerçekmi olup olmadığını şimdi anlayacak
olmanın heyecanıyla beklemeye başladım. Arkası bana dönük olan adam tam ümidimi
kesmeye başlamışken bana doğru dönüp ellerini memelerimin üstüne koydu. Bir
elini bacakIarıma atıp geceliğimi belime kadar çekerek çıpIak kadınIığımı avuçIadığında uzun bir oh çeken kayınbabamın hareketIerini koIayIaştırmak için için bacakIarımı araIadım. Kadınlığımın kıllarının alınıp bebek teni gibi olduğunu farkeden erkek hızla aşağı kayıp sanki kaçacağımdan korkuyormuşçasına bir telaşla yarığımı yalamaya ve bızırımı emmeye başladı. Hayatımda ilk defa başıma gelen bu davranış üzerine, evde bizden başka kimsenin
olmamasının verdiği rahatlıkla neredeyse gibi zevkle inledim. Kadınlığımı yarım saate yakın yaIayıp beni her an boşalacak bir duruma getiren
Erkeğin iri aIetini yarığıma sokup bir an önce içimde fitili tutuşmuş olan bombayı patlatmasını ister durumdaydım. Beni yüzükoyun yatıran kayınbabam bacaklarımın üstünde diz çöküp, dev erkekliğini girişime bastırarak içime girmek için zorlamaya başladı. Dev organının baskısıyla deliğimi öyle dar
hissediyordum ki zevk almak amacıyla kocamla olduğu gibi içimdeki erkekliği
hissetmek amacıyIa bacaklarımı sıkmak zorunda kalmıyordum. Bunun ayrımına varınca, ´´İri bir erkekliğe ne kadar ihtiyacım varmış meğer`` diye düşünmekten kendimi alamadım. Artık içime yerleşmiş olan kayınbabam henüz bir kaç kere girip çıkmıştı ki ben zirveye uIaşarak yine şiddetle çığlık atmaya başladım. Benim çığlıklarıma aldırmadan belimden tutup önünde domaltan kocamın babası bütün
gücüyle içime yüklenmeye başladı. O hiç durmadan kocaman organını değişik pozisyonlarda içime sokup çıkarırken ben sanırım beş altı kere boşalmışım. En sonunda bacaklarımı omuzuna almış durumdayken, boşalacağını anlayan kayınbabam, bu sefer kendisi içimden çıkıp sıvılarını emmem için kaIın hortumunu dudaklarıma uzattı. İkimizde rahatladıktan sonra yine hiç bir şey yokmuş gibi giyinip uykuya daldık. Henüz uyumaya başlayalı yarım saat olmuştu ki kapının çalınmasıyla ayağa fırladık. Kayınbabam ´´hayırdır inşallah, bu saatte`` deyip kapıyı açmaya giderken ben ne olur ne olmaz gelen kimse odaya girerse diye hemen ikinci döşeği köşeye atıp üstüne de yorganı serdim. Eğer tek yatak olduğu görülürse kayınbabamla birlikte yattığımız anlaşılır bu da çok kötü olurdu. Kayınbabamın ´´Bak hele Menekşe aha burada kim var`` demesiyle kapıya doğru yönelirken, içeri giren asker kocamı görünce kalbim duruyor sandım. Hem korku, hem heyecan, hemde mutlulukla dolu duygularımın karışıklığıyla ´´ hoş geldin Kadirim “deyip boynuna sarıldım. Rahat etmemiz için hemen içeri girmeyen kayınbabam dışarıda beklerken, nasıl olup ta izin alıp gelebildiğini sordum. Bu arada kafam deli gibi çalışıyor, eğer kocam kırk dakika daha önce gelse babasının kalın erkekliği içimi pompalarken kolay kolay toparlanamayacağımızı
düşünerek, korkuyla dizlerimin titremesine engel olamıyordum. Kocam heyecanla
anlatmaya başladı. Sevkiyat halindeki birliği yakınlardan geçerken bu gece için
burada konaklamışlar, o` da komutanından yalvar yakar izin alıp yanlızca beş
altı saatliğine eve gelmişti.Yarım saat kadar hoş beşten sonra kayınpederimin
yatıp uyumasıyla bana hasret kalmış olan kocama biraz öncesine kadar babası
tarafından defalarca doyuma ulaştırılmış olan doygun bedenimi sunmak üzere
yatağa girdim. Hiç sevişmeksizin sabırsızlıkla içime girmeye çalışan kocam, kamışını deliğime sokar sokmaz boşalmaya başladı. AyIardır sevişmeye hasret kocam o kadar dolmuş ki benim fazIa istekIi olmadığımı farketmeksizin arka arkaya beş defa içime boşaldı. Biraz önceki dev erkeklik organının içimi korkunç zevk veren bir baskıyla doldurmasıyla şimdiki arasında öyle büyük fark vardı ki babasının muhteşem organına aIıştıktan sonra kocam içimde gidip gelirken ince kamışının içimdeki varlığına ait neredeyse hiç bir şey hissetmiyordum. Bu arada dört beş saat süren sevişmemizin sonuna doğru tekrar uyanan şehvet hislerimin tatmin edilmesine duyduğum ihtiyaç kasıklarımın ağrımaya başlamasına neden olmaya başlamıştı. Sabaha karşı birliğine katılması gereken kocam babasına da veda edip evden aceleyle çıktı.Onun gidişinden on dakika sonra, kayınbabam tuvalete inmişken diğer yatağı toplayıp yeniden üstüme binmesini istediğimi farkettirmek amacıyla geceliğimi çıkarıp yatağın üstüne koydum ve cırılçıplak yorganın altına girdim. Az sonra içeri giren kayınbabam bir kendi yatağının olmadığı köşeye, bir de yorganın üstündeki geceliğime bakarak ışığı kapatmadan ve hiç bir şey söylemeden karşımda soyunmaya başladı. İlk defa onu böyle soyunuk görüyordum. Yaşı babamla bir olmasına rağmen bir delikanlı vücuduna sahipti. Donunu indirdiğinde beni iki gecede sayısız kere boşaltmış olan dev erkekliğini çıplak olarak görerek,
organın azameti karşısında hissettiğim arzuyla çılgına döndüm. Bana gururIa çıpIakIığını sergiIerken bir tas suyu başına dken kayınbabamın çeIik gibi dikilen muhteşem erkekIiğine bakarken büyülenmişçesine, çıplaklığıma aldırmadan yataktan kalktım. Önünde diz çöküp ellerimle kavradığım bu tapılacak nesnenin ağzıma sığdırmaya çalıştığım iri başını iştahla beş dakika kadar emdikten sonra güçIü erkeğim beni kucağına alıp cam önündeki sedire götürdü. Kayımbabam perdeyi üstüme indirip arkamda kaIırken ben pencerenin sürgüsünü kaIdırarak başımı dışarı çıkardım. Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlaya gitmek için yola çıkan köylüleri seyreder havasında arkamdaki erkeğe domaImış kendimi düzdürüyordum. Kendi ıslaklığım ve kocamın dölleriyle vıcık vıcık olmuş yarığıma kayınbabamın iri tokmağı her zamankinden daha az zorlanarak girip her an doyuma uIaşabiIeceğim bir tempoda pompaIamaya başIadığı sırada komşu gelin Sevda bizim evin önünden geçmekteydi. Saatlerdir kocamla sevişip boşalamamış olmanın verdiği dolulukla boşalırken kendimi tutamayıp; ´´Oyy! “diye bağırdım. Kendisine birşey söyIediğimi sanan Sevda peerdenin arkasında göremediği arkamdaki erkek organını içime sokup çıkarırken, pencerenin önüne geldi ve ne istediğimi sordu. ZorIukIa biraz beklemesini işaret edip zevk kasılmalarım tükendikten sonra başımın çok ağrıdığını, kayınpederim de erkenden tarlaya gittiği için ondan isteyemediğimi, eğer evde varsa bir ağrı kesici getirmesini söyleyip, kocamın geldiği haberini de onunla paylaşmaya can attığımdan, döndüğünde ona çok şaşıracağı bir haberim olduğunu söyledim. Bütün bu konuşmalarımız sırasından kayınbabamın artık akşamdan beri iki erkekle düzüşmekten hassaslaşmaya başlamış olan deliğime iri kamışını sokup çıkarmayı sürdürmesine dayanamamaya başIamıştım. Perdeyi kapatıp bir an önce boşalabilmesi için önünde iyice domalınca, hızla içimde gidip gelmeye başlayan yaşlı aygırın fışkıracağını anlayıp, iki elimle kavradığım kalın kamışın başına ağzımı dayadım. İştahla ve zevkle ersularını yuttuğum kaynatam banyoya girip yıkanırken, bana ilaç getirmiş olan Sevdaya gece iki erkekle yaşadıklarımı sanki sırf sürpriz bir şekilde eve gelen kocamla yaşamışım gibi hikaye edip, duyduklarıyla azmaya başlayan genç kadına anlatıyordum…
HAYDAR AĞA ANLATIYOR
Oğlanı hayırlısıyla vatan hizmetine göndereli yedi, sekiz ay kadar oluyordu.Artıkın geceleri güzel gelinimin memelerini göremiyordum gayri. Amma velakin gece olduğunan yatağa girmek için döşeğin dibinde soyunan gelini azbir göreyim diye gözlerimi dört açar olmuştum. Yanı başımda sabahlara kadar götü bacağı açılmış yatan geline bakıp önümü sıvazlamaktan artık gına geldiydi.
Erkeksiz kalan kızışık gelin de ateşi arttığından olacak herhal, aynı benim gibi üstünü başını bir açıyor bir gapatıyor, geceleri ben onun açılmış bacaklarını gözleyip dururken, elini hep donunun içinde tutup arada bir de boğasız galmış inekler gibi inliyordu. Kaç gece şunun üstüne bir çıkıversem ne der acep diye kendime çok sormuştum ille cesaretim tutupta bir türlü ilişemediydim. İneğinden çıkacak buzağı döl yatağında galmaz dirler. Bir gece nası yanıyom,güçük haydar nası bir ayaklanmışki sormayın. Havalar da çok soğuduğu için artık kimse tek yatamaz oldu. Aramızda benim sümüklü gız, gelin o yanında, ben beri yanında yatıyom. Aynı döşekte yatıncası da daha bir gatlanılmaz oluyo bu zalımın gızının azdırmasına. Neyse ki ne, işte o gece nası olduysa benim sümüklü gız geçmiş yengesinin ardına, benim bu gelinle aramızda donumda büyüttüğüm güçük haydardan başka kimse yoktur. Aha birde bu gancığın bütün götünü bacağını üryan görünce ´´Oğlum Haydar bu iş buraya kadarmış, artık bundan kelli ne olursa olsun heç umurumda değil gayrı!” dedim ve başladım gelinin süt
gibi bacaklarına eIIeşmeye. Ben bu garının götünün aha böyle sert olduğunu heç anlamamışım. Babam ben ellerimi apışarasına sokup garıştırdıkça avrat uykusunda bir gıvranıyor ki ne, sanki üstüne binmiş düziyler. Dedim ki, her gece hergece gocasınınkini yemeye alışkın garı, aylar var heç bi halt görmedi.Dokununca kızışması arttı herhal. Aha bu galtak ben bal kutusuyla oynaşırken ardını bana veripde yan dönünce´´ eh Haydar maşallah! önünde gıvrılan bu garıyı aha şindi devirmezsen sana da yuf olsun! Hemen donumu ayağımdan tekmeledim,gazık gibi galkmış haydarımı bunun kabalarının arasına dehledim. Donunun üstünden bastırıyom ki garıyı biraz gıvamına getiriyim, sonra da donunu yana çekip somunu fırına verecem. Nası yanıyom, ganım damarımda nası debeleniyo sormayın. Artık bundan kelli kimseler beni tutamaz. Bunun beline elimi attım,yumuşak garnını okşayarak cıbıldak olduğunu çok eyi bildiğim gocaman memelerine uzanıp sıkmaya, uçlarını parmaklarımda ufalamaya başladım. Böyle avucum içinde iri toplarını bi sıktırmışım ki, gelinin ağzından bir oh sesi çıkınca, ´´aha tamam!“ dedim bu garı gıvama geldi. Heç beklemeden donunu duttuğum gibi aşağı çektim. Donunu çıkartırkene heç de birşeycik demeyen galtak, şincik önümde geceliği sırtına kadar sıyrılmış, yuvarlak götünün kanatları haydarımı içine
almaya hazır, anadan üryan duruyordu. Benim avrat öleli üç sene oluyor. Bir sene
de hasta yattı, etti sana dört sene.Yani tam dört senedir benim haydarım bir
sıcak yuva görmedi. Nasıl ki gelinimin daracık deliğine yüklendim, şöyle bir
baksan aha bu buraya girmez dersin. İlle bu garı gısmının alışı çok guvvetlidir
gocca çocuğun çıktığı yere aygırınkini soksan girer. Benimki ne ki otuz
santimlik birşey! Biraz da galın emme garılar da böyle sever zati. Neyse ne, ben
bunun deliğine yükleniyom ama garıda bi ıslanmaya başladı ki sorma. Kaygan
kaygan deliğin içine santim santim döşendim. Baktım garı da içine almak için
geriye abanıyor. Birde elini uzatıp haydarımı gövdesinden gavrayınca, oyyyy anam
ben böyle ateşli avradı bulunca bir coştum bir coştum ki, başladım önümde
zevten inleyen gaItağın deliğine hızla pistonIamaya. Garı da yanarmış meğer.
Daha ben koçlarımı yarığının dudaklarına anca vurmaya başlamıştım ki, bunda bir inleme, bir ah`lar, bir oh`lar, çığıraraktan geImeye başladı. Azgın garı böyle bağırınca, benim sümüklü gız uyanıp ´´ne oldu yenge?
” diye sormasınmı! “Anam nası kendimi çabucak geriye aldım ki, gız geline
bindiğimi görecek gorkusuyla! Allahtan gelin sümüklüyü bir iki şey söyleyip
avuttu da gız hemencecik yine uykuya daldı. Eh artıkın gelinin bu işe hevesli
olduğu da belli olmuştu gayrı. Gancığı altıma alıp güçük haydarımı dayadığım gibi
kızışık deliğine geçirmeye başladım. Bu avradın günah gapusu öyle dardı ki,
içine girip çıkarken istesemde çok hızlı sokup çıkaramıyordum. Halbuki benim
rahmetli avradımın sevap gapusu, hele iki çocuk doğurduktan sonrası tam da benim
odunuma göre olmuştu. Kabalarının ardına geçip vurmaya başladımmıdı, benim
karının çıplak götünden çıkan şapıldak sesleri avradımın inlemelerine garışıp
bitişik evlerden duyulur, gomşular ´´Haydar ağa gene garıya biniyor” diye
birbirlerine gıskançlıkla haber verirlerdi. Tabi rahmetli de yeni gelin olduğu
zamanlarda aynı bu gancık gibi sıkıydı. Zamanla düze düze deliğini genişlettim.
Evelalah gelinimi de kifayetli becerebilirsem onu da açarım. Neyse ne! Bu
galtağın bacaklarını omuzuma aldığım gibi, içine yüklene yüklene pistonlamağa
başladım. Yüzünü yana çevirip oh`layan gelinim bir ara kendine soktuğum allame-i
cihanı görmek için başını galdırınca bende az biraz doğrulup içine basarken
daha iyi görsün istedim. Bu garı çok yamanmış yahu. Benim haydara bakarkene
birden gene inleyip boşalmaya, dar deliği haydarımı sıkıp sıkıp bırakmaya
başladı. ´´Guçük Haydarıım! “ dedim, sende daha iş bitmemiş leeenn. Ne
avratlar gömersin daha hele leeeeyyyyy!! Artıkın abazalık bitmişti gayrı.
Benim gelinim gaynatasına böyle verici olduktan sonra ben bunu her gece düzmezsem namerdim. Bu gahpeyi gocasıyla her gece gözlerken en çok da hoşuma giden, aha bu avradın oğlanın üstüne binip at üstünde gider gibi zıplamasıydı.´´ Ula zalımlar ! ” derdim, nerden buldunuz bu şekli!. benim bu yaşta ne görmüşIüğüm var ne yapmışIığım!“ Anlayacağınız içimde ukde olmuştu bunu yapmak. Eh hazır fırsatını bulmuşken bir de kaynatanın üstünde zıpla diye gelinimi sırtüstü yattığım gibi üstüme çektim. Galtak işi biliyor tabii. Üstüme çıkıp da haydarımı başından gavramasıyla deliğine oturttu. Zevkten mest olup içimden ´´ Yirim senin o gurban olduğum ellerini ! ” dedim. Onca yıllık evliliğimizde rahmetlinin benim haydara bir kerecik dokunduğunu bile bilmem. Anam, garı üstümde inip galkarkene yıllardır her gece garanlıkta gocasıyla düzüşürken gözlediğim, rüyalarımda da emmelere doyamadığım memeler yüzüme doğru salınınca bi heves diplerinden gavrayıp meme başlarını ağzımın içinde ak**e şekeri gibi emmeye başladım. Garı otuz santimlik haydarımın üstünde inip galkmaktan yorulup kendini üstüme goyverdiğinde ben galçalarından gavrayıp içine allah ne verdiyse geçirmeye, koçlarımı kabalarına vurdurmaya goyuIdum. Gurban olduğum gelin çığırmasıya başIayıp koIIarını bana sararkene yeniden gelmeye başladı. Herhal bu seferki çok yaman olmaliydi ki, içine döşenirken dakkalarca gasılması inlemesi bitmedi. O sıra artık benden utanması da bitmiş olmalı ki, her zaman hele bir öpsem ki ne öperim dediğim leblerini uzatınca heç bekletmeden kırmızı buselerini
dudaklarımın arasına aldım. Benim rahmetli hep bana ´´ Haydarım benim
dudaklarımı ısır, dilimi em gurban olurum sana “ diyerekten bayıldığı
öpmelerime gelinimde layıktır diyerek heç kendimi sakınmadan, şeker gibi tatlı
dilini ağzımda erittim. Artıkın benimde nefsimi tutacak dermanım galmamıştı
gayrı. Bir oh çekip çeşmenin vanasını açtım. Abov bu zalım gelin gocasına
yaptığını bana da yapıp altımdan galktığı gibi haydarıma sarılmazmı! Ağzına
dayadığım bostan çeşmesinden akan bütün döllerimi şapırdata şupurdata yutuverdi azgın gaItak. Gardaş heç yalan demiyim bu yaşa kadar heç böyle bir şey başıma gelmemiş. Benim belim mi geldi, yoksa canımdaki bütün kan emilip gurudummu ne oldum bilemem gayrı. Aha bu zalım gelin onbeş yaşında kısrağa ilk defa binen genç aygırIar gibi gendimi bir toy, bir acemi hissettirdiki ne, garı emip ağzından tükürecek sandığım tohumlarımı yuttukça daha bir coştum. bunca yıllık
hayatımda ben böyle belimin geldiğini hatırlamıyom. İşimiz bitipde nefsim az biraz soğuyunca garşımda duran gancık gözümde yine oğlumun garısı gelinim oldu.
Gelinimin önünde anadan üryan durup onu da altımda cıbıldak görmekten utanıp bi
acele üstümü geyindim ve heç gonuşmadan yattım. . Ertesi sabahınan ablamgil bizde galmaya gelince yeni gavuştuğum avratla bir
hafta elleşmeye yol bulamadım. Bacım köyüne dönüp yanında benim sümüklü gızı
da götürünce bizim eve bayram erken geldi. O sabah erkenden tarlaya gittiydim
iIIe akşama yatak güreşi var deyi, kendimi çok da yormadım ha! Eve vardıydım ki
benim gancık gelin misler gibi kokuyor. Belli ki iyice yıkanmış paklanmış, kaynatası için kokular sürünmüş.İçimden ´´yirim seni gelin, gurban olurum diri
memelerine! “diyom ama kendine heç bir şey belli etmiyom ki yüz göz olmayak
gayrı. Çayları da içip vakit gece olunca; ´´Gayrı döşeği serde yatalım” dedim. Galtak yiyeceği malın hevesiyle bi çırpıda yatağı döşeyiverdi. Oracıkta
gelinin yanında soyunuverdim de bir donum üstümde yatağa girdim. Gızışık gelin
de ışıkları gapatıp, döşeğin kenarında üstünde ne var ne yoksa soyup geceliğini
üstüne geçirdikten keIIi döşeğin ötesine gıvrıldı. Hemen elleşmedim ki garı biraz dutuşsun deyi. Ula gardaş baktım ki ne, avrat dönmüş yatıyo, galtak uyuya
galmasın diye hemen üstüne gıvrılıp, bir elimi donbul memelerine, bir elimi de
günah gapusuna attım ki ne, bu senin zalımın gızı çoktan heveslenip beklermiş
zağar. Hemencecik geceliğini sıyırıverdi ki altındaki cıbıldak çiçekli kabağını
apazlayam. Anam babam o tüysüz şeftali gibi, tüylerini neyin yolduğu kuş yuvası
sıcak sıcak elime bir deyince nası hoş oldum bilemen gayrı. Bunun bal gutusuna
ağzımı dayadığım gibin çeşmesinden akan bütün ballarını emmeye başladım. Azgın
gelinim gızışmış köpekler gibin inliyor bağırıyor, o böyle aygır isteyen
gısraklar gibin kişnedikçe, ben daha bir coşup dilimi dar deliğinden içeri
sarkındırıyom. Baktım ki ne garı tam da gıvamına gelmiş, gayrı malı yuvaya
koyma vaktidir deyip, bunu döşeğe yüzüstü serdim. Kabaları önümde döşeğe
yapışmış galtağın yuvarIak kabaIarına dayadığım küçük Haydarı dehleyince, santim santim gaydırıp geIinin misafir odasına yerIeştim. İçimden; ´´Ula namıssızın gızı sen düzülmek mi isteyidin ha! al sana düzüşme “ deyip vurmaya başladımdı ki garı bi bağırış, bi figan, hemen beli gelmeye başladı. Babam önüme yayla gibin yatan böyle ateşli garıya ben nası doyarım deyip, belinden tuttuğum gibin önüme domaltmışım. O zevke gelmiş çığırıyor, ben içine döşüyom. Bunun altına yattım, üstüne çıktım, bacaklarını omuzladım, ayağa galdırdım, velhasıl aklıma nasıl geldiyse öyle, nerden baksan üç saat neyin düzdüm. Garı çığırıp inlemekten yorgun düşünce, artıkın içirivereyim saleplerimi deyip, benim çeşmeli tomruğumu gelinimin gırmızı dudaklarına dayadım. Ohhh ne de güzel emermiş gamışımı benim gınalı geliniiim! Tüketti gaynatasını, guruttu çeşmesini! Saldım kendimi döşeğe, üstüme esvabımı geçirdim heç söyleşmeden bi datlı uykuya daldım ki ne sormayın.
Daha uykuya düşeli bi saat neyin oImuştu ki evin gapusu deli gibin çalınca, ´´Bismillah, ulen kim ola ki bu saatte” deyip gapuya çıktım ki ne, abooovv benim asker oğlan, içerdeki garının gocası gapuda dikilmiymi! Biliyom suçluyum, garısını akşamdan beri düziyim, garı hala düzüştüğüm yatakta mest olmuş yatar. Belli ki koyun koyunaydık, ortada başka yatak yok! İlle ne edem, renk vermeyip oğlanın boynuna sarıldım. Nasıl gelebildiğini falan sorup oyalıyom ki ne, içerideki avrat da kalksın toparlansın. Neyse, ben bunu içeri alırkene geline ses ettim bak kim gelmiş diye, kendim de girmiyom ki hem bunlar hasretle
goklaşsın hemde yerde bir tek döşek var, oğlan görüpte huylanırsa ben de
uyumuyordum deyi yalan atacam. Neyse ki ne, az sonra odaya girdim ki, ula bu garı
çok yaman. Akıllı galtak gaşla göz arasında bi döşek daha sermiş yere. Öyle bi
içim rahatladıki, oğlanla biraz hoş beş edip sabaha garşı sefer durumundaki
bölüğüne geri döneceğini öğrenince, bu ziyaretinin asıl sebebi hikmetini
anlayarak ben uyuyom gayrı deyip kendi döşeğime uzandım ve oğlan saatlerdir
benim haydarımın günahıyla döşendiği yuvaya gavuşsun deyip arkamı döndüm yattım.
İlle bir yandan bu gahpeyi düzülürkene görmeye heves ediyondum. Bu benim yiğit
oğlan garıyı sabaha gadan uyutmadı vurdu da vurdu, ille akşamdan gaynatasının
altında guzusunu gaybetmiş goyunlar gibin çır çır çığıran orospu gelin, aha
yalanım varsa sabaha çıkmıyım, oğlan üstünde debelendikçe gık bile demedi.
Zağar bu garıyı çok doyurdum deyi düşündüm. Sabah ışığı tan yerinde ağarırkene
asker oğlum garısının goynundan galkıp beni dürterek, baba ben gidiyom deyince,
galktım elimi öpüp helalleşen oğlanı kapıdan yolcu ettim. Birliği yola çıkmak
üzereymiş bi tez yetişmek için fırladı gaçtı. Gapuyu gapatıp arkamı döndüm ki
ne, yatıp az daha uyuyacam hele baktım ki ne benim döşek galdırılmış gelin kendi
yatağına girmiş geceliği yorganın üstünde serili. Ula dedim bu garı ne doymaz
aşifte böyle. Akşamdan beri baba oğul basıyoz hala doymadı gancık. İlle ben
sabaha gadan onları gözlerkene bi azmışım bi azmışım ki bide bu gahpenin
cıbıldak haliyle beni yatağına beklediğini görüncesi haydarım gene bi
heybetlendi hadi gayrı ökseye tutulmuş guş gaçamaz deyip üstümde ne var ne yoksa
atıp anadan üryan soyundum. Benim cihan pehlivanı güçük haydarım önümde
dikiliyken, zalım gelinim yataktan galktığı gibi memelerini zıplata zıplata
kendini önüme attı. Rahmetli ye çok yalvarırdım; ´´Hele bir ağzına al gurban
olduğum” diye de, yanaşmazdı. Bu benim yaman gelin haydarımı duttuğu gibin,
boğazına gadan sokup çıkarmaya başladı ki ne, zevkten ölüyim sandım. Az biraz
emdirdikten sonra bunu pencere yanındaki sedire domaltıp vıcık vıcık olmuş sıcak
deliğine bir dayandım ki peh peh. Buna arkadan basarkene galtak gelin perdenin
arasından gafayı çıkarmış dışarıyı gözlüyor. Az biraz sonra benim azgın gısrak
bir inlemeye bir kişnemeye başladı ki, oğlanın saatlerce boşaltmayı beceremediği
garıyı ben on dakkada boşalttım. Hem önümde gıvranıp hemde inleyen galtak
pencerenin önünde duran biriyle gonuşmaya başlayıncası gulak gesildim ki ne,
bizim pencerenin önüne dikilen İsmailgillerin gelini Sevdayla hasbihal ediyler.
Ula bu Sevda gelinde de bir göt vardır ki ne, tarlada eğildiği zaman, iki tane
garpuz içine sıkışmış gibin şalvarını şişirir. Bu manzarayIa nefsimi
dutamam tarlayı bırakıp, bu Sevda galtağının kabalarına vurduğumu hayallenip,
dere kenarında güçük haydarı tokatlarım. Ben bu iki namıssız kızışıkların
seslerini beraber duyunca daha bir keyiflendim. Bunlar aralarında mırıldaşırkene
geline arkadan yavaş yavaş sarsmadan gömüyom ki ne, neredeyse galtağın içine
boşalacam. Neyse garpuz götlü gidince, beline bastırıp kabalarını iyice
çıkattığım garının hızla vurdum içine sopamı. Artık duracak dermanım galmamıştı
ki, nargilemi uzatıp üflesin diye leblerinin arasına verdim. Artıkın bundan
kelli ya benim çeşme kuruyana gadar ya da oğlan askerden gelene gadar, benim
güçük haydarla, azgın gelinimin kızışık deliği açlık yokluk çekmeyecelerdi
gayrı…
MENEKŞE ANLATIYOR
Kayınbabamın ablası gene bize kalmaya gelmişti. Dul olduğu için
bekleyeni olmayan yaşlı kadın, rahmetli kocasının köyüne dönmekte acele
etmiyordu. Bir ay oluyordu ki bizi hiç bir yerde yanlız koymayan kadın yüzünden
kaynatam da bende sevişmeye hasret kalmıştık. Bir gün evin bahçesine yayılmış
oturuyorken kayınbabam ablasına; ´´Yahu çocuklar üç yıl oldu evereli hala bi
torun veremediler. Belki de gelinin bir arızası var. Ben bunu şehirdeki bir
doktora götüreyim de hele, bir hal çaresine baksınlar” deyince, kadın; ´´eyi
olur Haydar. Aha şu Meliklerin gelinde beş yıl çocuk yapmadıydı da şeher yerinde
Tabip Hoca Efendiye götürüverdiler, senesine galmadan ilk bebesini eline
aldıydı.“ diye cevap verdi. Ben nereye gideceğimizi anlamamıştım ama kayınbabam
on beş gün ya da bir ay orda kalırız deyince, yüreğim sevinçle çarpmaya başladı.
Erkeksizlikten nihayet kurtulacaktım! Halanın kocasının yeğeni büyük kamyonlarda
şoförlük yaparmış. Adamın yakında İstanbul`a gideceğini söyleyen hala, bizimde
onunla beraber gidebileceğimizi böylece yol parası da vermeyeceğimizi söyleyince
yola çıkacağımız günü iple çekmeye başladım.
Akşam karanlığı çökerken köy yoluna giren dev gibi pırıl pırıl kamyonu
görünce çok şaşırdım. Meğerse taze meyva ve bozulabilecek gıda maddeleri
taşıdıklarından, mallar yaz sıcağında bozulmasın diye soğutmalı dolapları olan
böyle dev gibi tırlarda taşıma yapılırmış.
Daha önce hiç görmediğim halanın kocasının yeğeni olan Cihan orta boylu
güçlü kuvvetli görünüşlü, sessiz bir adamdı.Yola çıkmadan önce bize şoför
koltuğunun arkasında yatacak bir bölüm olduğunu gösterince daha da şaşırdım.
Kamyon değil ev gibiydi sanki. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra heyecanla
yola koyulduk. Ben cam kenarına kaynatam da Cihanla aramıza oturarak gece
yarısına kadar yol aldık. Arada sırada dikiz aynasından Cihan`ın beni dikkatle
süzen bakışlarını görüyor, adamın benden etkilendiğini anlayıp bu durumdan hem
biraz utanıyor hemde uzun zamandır geceleri kaynatamla yaşadıklarım hariç, bir
erkeğin beni böyle arzuyla süzmesine uzak kaldığım için bu durum hoşuma
gidiyordu. Kayınbabam yanımda uyuklamaya başlayıp başı göğsüne düşünce Cihan;
´´Dayı, istersen sen geç arkadaki yatakta uyu, İstanbul´a gelince seni
uyandırırız” deyince, kayınbabam arkaya geçip horul horul uyumaya başladı.
Şimdi, yabancı olduğum, adeta yiyecekmiş gibi devamlı bana bakan bir adamla
gecenin karanlığında yanyana oturur olmuştum. Adam bir eliyle direksiyonu
tutarken bir elini de önüne koymuş hiç utanmadan erkeklik organını sıvazlıyordu.
Şöyle gözümün ucuyla bir bakınca, bacağını dizine yakın yere kadar okşayan
adamın, kendi avucuna ancak sığan kalınIığı ayırdedince o anda kaynatamınki
aklıma gelip´´acaba hangisi daha büyüktür``diye düşünmekten kendimi alamadım.
Bir iki saat sonra, şoför Cihan kamyonun ön camına içerden yapışık duran
nazarlığı kendine daha yakın tarafa yapıştırmamı söyleyince, vakumlu lastiği
camdan çekip nereye yapıştırmamı istediğini sordum. İşaret ettiği yere
ulaşabilmek için ona doğru bir hayli yaklaşıp, dediğini yaptıktan sonra da
sanki kaçıyormuş gibi olmasın diye olduğum yerde kaldım. Şimdi, adam vites
değiştirirken dirseği bacağıma çarpıyor, eliyle önündeki kalas gibi şeyini
sıvazlarken, dirseğini bacaklarıma doğru eğip apışarama değdirmeye çalışıyordu.
Yaptıklarından hem ürkmüş, hemde biraz tahrik olmuştum. Arkamızdan uyumakta olan
kaynatamın horultuları gelmeye devam ederken, adam pantolonunun fermuarını
indirip elini içeri atınca tedirginlikle pencereden yana kaydım. Hiç umurunda
değilmiş gibi elini soktuğu yerden dev gibi şeyini dışarı çıkardı. Tamamen dışarı çıkardığı erkekliği beni aylardır beceren kayınbabamınkinden daha uzun değildi ama kesinlikle aynı kaIınIıktaydı. Artık alenen beni taciz etmeye başlayan bu ahlaksız adamı durdurur ümidiyle tuvalete gitme ihtiyacımın olduğunu söyledim. Amacım kamyonu durdurup, kamyonun hareketsizliğinin kayınbabamı uyandırmasını sağlamaktı. Bir müddet kamyonu sürmeye devam eden şoför bana dönüp büyük bir utanmazlıkla, büyük abdestiminmi yoksa küçüğününmü geldiğini sordu. Ben yüzüm kızarıp küçük derken ona göre bir yerde duracağını söyleyerek yoldan çıkardığı kamyonu karanlık ve ıssız bir ağaçlığın kenarında durdurdu. Bana dönüp fazla uzaklaşmadan kamyonun arkasında işimi görebileceğimi söylerken elinde damarları patlayacakmış gibi duran organını sıvazlamaya devam ediyordu. Bu arada umduğumun tersine kaynatam araba durduğunda uyanmamış, aksine horlama sesleri daha çok duyulmaya başlamıştı. Kamyonun ağaçlık olan tarafına giderek gerçekten uzun zamandır beni sıkıştıran çişimi yapmak üzere şalvarımı indirdim. Öyle bir rahatlıyordum ki önümden tazyikle fışkıran çişim altımdaki toprağın üzerinden yolun kıyısında ki çukur yere doğru akıyor, kamyondan gelen ışıkla da şıkır şıkır parlıyordu.
Rahatlayınca silinmek için birşeyler almadığımı hatırlayıp, bir müddet yarığımdan sızan damlalar tükeninceye kadar bekledim. Aniden, hemen yanı başımda birinin durduğunu farkettiğimde korkuyla çığlık atıcaktım ki Cihan; ´´Benim yenge korkma`` dedi. Ben; ´´Daha işim bitmedi git`` dememe aldırmadan; ´´yenge kağıt mendil getirdim`` deyip çömeldiğim yerde elime tutuşturunca, o anda ne yapacağımı şaşırmış durumda elime uzattığı mendili aldım. Pantolonunun önüne bakıp koca organının hala dışarda olduğunu görünce telaşla hemen önümü sildim. Ayağa kalkıp şalvarımı çekerken kolIarımı tutan adam kaIçaIarım çıpIak OIarak
ayağa kalkmama neden oldu. Ben; ´´Ağam biraz bekle de toparlanayım`` derken,
adam ardıma geçip arkamdan koIIarını beIime sararak beni kendi önüne çekti. Kendimi kurtarmak için debelenirken, önündeki kalın şeyini kaIçaIarımın arasına yasladığını hissettim. Kaynatam uyanıp bu rezaleti gördüğünde olay çıkar korkusuyla bağırmayışımı düzüImeye razı olduğuma yormuş olmalı ki, bedenimi karşı koyamayacağım kadar güçlü kollarıyla sarıp beni öne doğru eğdikten sonra, çıplak kalçalarımın arasında bütün hışmıyla dikilmiş kamışını kadınlığıma sokmak için uğraşmaya başladı. Bir an nefesim tıkanınca bacaklarımın dermanı kesildi ve dizlerimin üstüne çöktüm. Kalçalarıma sıkı sıkı sarılıp ardıma geçen erkek dev gibi kamışının başını tükürüğüyle ıslatıp kadınlığımın girişine bastırmaya başladı. Kaynatamınki bile ilk girişinde bu kadar içimi germemişti. Ben artık ne olursa olsun belki bir an önce boşalırda bırakır diye önünde uysalca domaldım. Adam içimi yakan bir hızla kalın organını sertçe sokup çıkarırken, duyarlı kadınlığıma diri bir erkeklik
organıyla yapılan bu sıcak temas ister istemez zevk almama neden olmaya başladı.
Artık deliğim ıslanıp kayganlaşmış, adamın organı içime girip çıktıkça,
kadınlığımdan sızan zevk sıvılarıyla ıslanan tenlerimizin hızla çarpışmasından
çıkan sesler kamyonun motor gürültüsüne karışıyordu. Ben daha fazla dayanamayıp,
neredeyse bir aydır düzüşememiş oImanın açIığıyIa hasret kaldığım boşalmalara bir yenisini eklemeye başlamıştım. Arkamdaki adamı şımartmamak için çok zevk aldığımı fazla hissettirmemeye çalışıyor, ama yine de boşalırken ağzımdan kaçan inlemeye engel olamıyordum. Aslında yeni bitmiş olan adetimin gerginliği üzerine bu güçlü boşalma çok iyi gelmişti. Bedenim kuş gibi hafiflemiş, yaşadığım zoraki ilişkiye rağmen, kendimi mutlu hissediyordum. Arkamda içime sokuIan devasa erkekIik uzvunun damar gibi atmaya başlamasından, adamın boşalmaya başladığını anladım. Kalçalarımı kaçacağımdan korkuyormuşçasına sımsıkı tutan erkek, çaresizlik içinde bir zavallı gibi inleye inleye içime boşalırken, eğer şartlar böyle olmasaydı ona kendimi isteyerek verebileceğimi çok iyi biIiyordum. İçime akıttığı döller tükenip tamamen rahatladıktan sonra yaptıklarından biraz utanmış görünen Cihan; ´´Yenge kusura kalma, benim hanım iki senedir hasta. Artık kendimi tutacak halim kalmamıştı`` deyince; ´´Olan oldu artık geri dönüşü yok`` dedim. Ama bir yandan da gözüm hala hiç boşalmamış gibi dikilen aIetine takılıyordu. Benim orasına baktığımı görüp; ´´Öyle doluyum ki bir köy dolusu avrat getirseler doymam herhalde`` diye söylenirken şalvarımı çekip içimden akan yapışkan sıvılara aldırmadan kamyona, şoför koltuğundaki yerime geri döndüm. Gece yarısına doğru kamyonun radyatörü arızlanınca geceyi geçirmek üzere yol üzerinde bir otelde oda tuttuk. Ben çok uykum geldiği için odaya girer girmez yatıp uyudum. Tam dalmak üzereyken kayınbabamın Cihana hitaben;´´ Nasıl iyimiydi?“ dediğini duyar gibi oIduğumda ne demek istediğini uykulu halimle kavramaya çalışırken uyuyup kalmışım. Saatler sonra, odadaki erkek seslerinin yoğunluğu üzerine başımı kaIdırıp bakıp kayınbabamın yanındaki Cihan´ın dışında iri yarı iki erkek daha görünce neler olduğunu anlamak üzere doğruldum. Kayınbabamın etrafında cihandan başka üç dört erkek daha vardı. Kayınbabamın bana bakıp uyumaya devam etmemi az sonra çıkacaklarını izah eden eI koI hareketinden sonra uyku haliyle zaten sersem gibi olan başımı yastığa gerisin geri koyup uyumaya devam ettim. Gerçektende az sonra kapının kapanıp odanın sessizliği geri dönerken derin bir uykuya teslim olmuştum.
Üstümde iri yarı bir erkeğin ağırlığını hissettiğimde yüzükoyun
uzandığım yumuşak yatakta aniden gözlerimi açtım. Üstümdeki her kimse başını
omuzuma gömmüş, eteğimi belime doğru çekmeye çalışıyordu.
Bir an kayınbabam olduğunu düşünsemde adamın içki kokan nefesini hissedince
kayınbabamın içk**en nefret ettiğini hatırlayarak, Cihanın yoldaki tecavüzüyle
yetinmeyip bir pundumunu bularak yine aynı şeyi yapmak istediğini düşündüm.
Ağırlığını öyle bir güçle üstüme bindiriyordu ki, kıpırdamak bir yana nefes
almakta bile güçlük çekiyordum. Aslında ben de erkekliği güçlü, olağanüstü
irilikte bir kamışa sahip olan bu erkekle bir kez daha düzüşmekten çok zevk
alacağımı biliyor ve hiçde karşı koymak gibi bir düşünceyi aklımdan
geçirmiyordum. Bu duygularla, adamın geceliğimi sıyırdıktan sonra külodumu
çıkarmaya çalışmasına kendimi hafifçe kaldırarak yardımcı oldum. Erkeğin kendi
fermuarını indirip çıplak kalçalarıma organını bastırdığı anda kamışının
temasını hissettiğimde ise şaşkınlıkla organın boyutlarının ne kayınbabamınki,
ne de Cihanınkine benzemediğini farkederek panikledim. Kalçalarıma dayanan şey
kocamınkinden bile ufak gibiydi. Ancak bu küçük erkeklik organı büyük olanlardan
çok daha çabuk deliğimden geçip engel olmaya çalışmamın çok geç olduğu bir durum
yaratmıştı bile. Kim olduğunu bilmediğim erkek hızlı hızlı kucağını kalçalarıma
çarptırarak kamışını içime sokup çıkarmaya başladığında neredeyse büyük erkeklik
organlarından aldığım zevkin aynısını aldığımı şaşkınlıkla hissederek ıslanmaya
başladım. Ben henüz zevk almaya balamış, erkeğin içimi pompalamalarının devamını
ister bir duruma gelmişken, meçhul erkek adeta bir köpek gibi hırlayarak içime
boşalmaya başladı. Üstümden kalkıp gitmeye hazırlanırken gözgöze gelmeye
çekindiğim adamı görmemek için başımı yastığa gömdüm. Açılan kapının önünde iki
kişinin fısıldaştığını duyarak geceliğimi indirip çıplak kalçalarımı örtme
çabam sırasında odanın içine yöneIen ayak sesleriyle gerildim. Şimdi karanlık odada en az iki kişinin varlığını hissediyordum. Üstlerinden çıkardıkları giysilerin yerlere atılırken çıkardığı sesleri duyduğumda kurtulmanın çok zor olduğu bir toplu tecavüz olayının kurbanı olacağımı hissederek korkuyla karışık bir heyecanla başımı iyice yatağa gömdüm. Sağımda ve solumda iki kişi ellerini
altımdan uzatıp memelerimi ve karnımı hoyratça sıkmaya başladı. Yatağın üstüne
tımanan üçüncü bir kişinin geceliğimi belime doğru sıyırmasına engel olamadığım
bir tepki hissiyle karşılık vererek, başımı kaldırıp etrafıma baktım. Karanlıkta
görebildiğim çırılçıplak, en az yedi sekiz erkek önlerinde sallanan sertleşmiş
organlarını sıvazlayarak yatağımın etrafında sessizce sıra bekler gibi dizilmiş,
benimle uğraşmakta olan diğer üç kişiyi izliyorlardı. Üstüme çıkıp kemik gibi
sert kamışıyla aniden kadınlığıma giren ufak tefek adam, kalçalarıma yapışıp
mütemadiyen kendini bana bastırırken neredeyse hiç sokup çıkarmadan içime
boşaldı. Sağ tarafımda kamışını yüzüme sürmekte olan adam diğerinin işinin
bittiğini anlayınca onu sertçe üstümden iterek beni sırtüstü dönmeye zorladıktan
sonra bacaklarımın arasına girdi. Sersemlemiş bir vaziyette çok hızlı gelişen
içinde bulunduğum berbat durumda ne yapacağımı bilemeden etrafıma bakıyordum.
İçerdeki erkek kalabalığına rağmen odada tam bir sessizlik vardı. Üstümde işini
bitiren kapıdan çıkıp gidiyor, ama odadaki kalabalık hiç azalmıyormuş gibi
görünüyordu. Kayınbabam ve Cihanın nerede olduğunu, bu durumdan beni kurtarıp
kurtarmayacaklarını düşünürken sanırım yedinci olan adam yanıma yatağa uzanıp
beni ters oIarak üstüne çıkmam için zorladı. Adamın üstüne çıktığımda organının deliğime temas etmesiyle irkildim. Kesinlikle elimi yumruk yapıp deliğimden geçirmeye çalışıyormuş gibi bir zorlanmayla birlikte, müthiş gerilmenin yarattığı acıyla karışık korkunç bir zevk patlaması yaşadım. O ana kadarki altı erkekle
yaşadığım birleşmeler beni farkında olmadan boşalmanın kıyısına getirmişti.
Hayatımdaki en kalın erkeklik organı olduğuna yemin edebileceğim aIIame içimde
gidip gelmeye başlarken ben arka arkaya boşalmaya başladım. Öyle bir an geldi
ki, eğer adam aynı hızla sokup çıkarmaya devam etse çığlık atmaya başlayacaktım.
Bereket beni kendine çekip kalçalarıma sarılan adamın içimi adeta bir su kabağı
gibi dolduran kamışının çok rahat hissedebildiğim kasılmalarla tohumlarını
boşalttığını hissederken rahat bir nefes aldım. Ama altımdaki erkek boşalmasına
rağmen dev gibi aletini içimden çekmeyip kendisini kolundan çekerek aItımdan kaIkmaya zorlayan bir diğerine usulca ´´ Arkasına gir” darken beni yüzüne doğru çevirdi. Önce arkasına gir`in ne anlama geldiğini kavrayamazken, yatağa tırmanan diğer erkeğin kalçalarımın arasına yerleştirmeye çalıştığı sert organını hissedince arka deliiğimi sıkıp adamı engellemeye çalıştım. Ancak hala içimde duran amansız kalınlıktaki kamışın yarattığı gerginlikten dolayı kaslarıma hakim olamıyordum. Hiçbir erkeğin o güne kadar girmeyi teklif etmediği deliğime şaşırtıcı bir kolaylıkla giren adamın alışık olmadığım yerimde hissettiğim organı içime girip çıkmaya başlarken hiç ummadığım şekilde bundan zevk aldığımı hissederek, kendimi içimi dolduran iki erkeğin verdiği müthiş zevke teslim ettim. Saatler geçmiş, üzerimden
yaklaşık oniki onüç erkek geçmişti. Herkes odadan çıkıp ben artık beni rahat
bırakacaklarını düşünürken otelin resepsiyonunda gördüğüm küçük oğlanın içeri
itildiğini gördüm. Çocuk ondört on beş yaşlarında olmalıydı. yatağın yanına kadar gelip pantolonunu indirince onun bile beni düzmesine direnebilecek gücümün
kalmamış olduğunu hissederek geceliğimin indirdiğim eteklerini yeniden yukarı
çektim. Yatağın çarşafları içimden akan erkek dölleriyle vıcık vıcık olmuştu.
Bacaklarımın arasına giren oğlan ne yapacağını bilmez bir kararsızlıkla acemice
üstümde hareketsiz durunca ben uzanıp oğlanın yaşına göre iri ve uzun olan borusunu başından tutup içime yerleştirdim. Üç kere arka
arkaya içime boşalıp beni defalarca boşaltan o olağanüstü iri kamışlı adamdan
sonra saatlerdir diğer erkekler tarafından düzülürken, kıyısına kadar gelmeme
rağmen bir daha tatmin olamamıştım. Bu çok genç çocuğun oldukça hoşuma giden
iri kamışının ellenmemişliği ve adeta bir kız gibi tüysüz bedenini karanlık ve
sessiz odada yanlız olarak ele geçirmiş olmanın keyfiyle oğlanın kırmızı
dudaklarını ağzıma alıp biçimli sert kalçalarını sıkarak içimi yavaş yavaş
pompalamasını sağlamaya başladım. Gözlerini merakla yarığıma girip çıkan kamışına dikmiş olan çocuk benim yönlendirmelerime büyük bir yetenekle uyum gösterip uzun aletini o gece hiçbir erkeğin ulaşamadığı kadar derinlerime sokmaya başladı. Oğlanın sürmeli yeşil gözleri o kadar güzeldi ve yüzü öylesine pürüzsüzdü ki kendimi adeta erkeklik organı olan bir kızla sevişiyormuş gibi hissediyordum. Hırpalanarak geçirdiğim son dört beş saatten sonra son derece yumuşak, hakimiyeti elimde tutarak sürdürdüğüm benzersiz düzüşme bir saat kadar sonra oğlanın arka arkaya dört, benim ise sakince ama olağanüstü doyumlu olarak bir kere doyuma uIaşmamIa sona erdi. Son fışkırmasından sonra nefes nefese göğsüme kapanan çocuğun başını memelerime bastırıp, bir on dakika daha gecenin sessizliğini dinleyerek o durumda hareketsiz geçirdim. Otelin içinde çıt çıkmıyor, küçük otel odası, sanki içinde saatler boyu düzüşme fırtınaları hiç yaşanmamış gibi bir uyku sessizliği içinde dinlenirken odadaki kesif bir erkek kokusu burnumu yakıyordu. Oğlan üzerimdeyken öylece uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda çocuk gitmişti. Hala kayınbabamla Cihan´ın nerelerde olduğunun merakı içindeydim. Saat ona doğru ben otelin bahçesinde beni en son beceren utangaç oğlanın hazırladığı kahvaltı sofrasında oturuyordum. Gece odamı doldurmuş olan onca erkekten bir kişi bile ortalıkta görünmüyor, sabah ben uyanmadan yatağımdan ayrılmış olan çocuk da yaşadıklarımız sanki hiç olmamış gibi davranıyordu. Bir ara acaba herşey gerçek olduğunu sandığım bir rüyamıydı diye düşünmekten kendimi alamadım.
Kayınbabamla Cihan meğerse radyatörün kopan kayışını almak için şehre
inip işleri uzun sürünce geceyi Cihanın bir arkadaşının evinde geçirmişler.
Kayınbabam bana dönüp iyi uyuyup uyumadığımı sorunca, yanlız olduğumdan dolayı
uykumun kaçtığını söyleyip uykusuzluktan kanlanmış olan gözlerimin sebebini
açıklamaya çalıştım.
Cihan kamyonu çalıştırdığında kayınbabam da onun yanına oturup benim
binmemi beklerken ben otel odasında unuttuğumuz çantamı almak üzere bir koşu
içeri gittim. Odadan aceleyle çıkarken resepsiyondaki çocuk kapıda dikilmiş
masum gözleriyle bana bakıyordu. Gece yaşadıklarımın gerçek olup olmadığını
anlamak ister gibi kapıdaki oğlanın önünde durdum ve elimi pantolonunun önüne
attım. Aceleyle araştırdığım dün geceki diri organı bacağına yapışık halde aynı
irilikte bulduğumda, zevkle sıvazlayarak oğlanın kırmızı dolgun dudaklarını
telaşlı bir iştahla öptüm. Sonra koşarak, çalışır halde bekleyen kamyona
yetiştim. Kayınbabamın yanındaki koltuğa otururken yaşadıklarımın rüya değil
tamamen gerçek olduklarının kanıtlanmışlığı ve gerçek bir tatmin edilmişlik
duygusu içindeydim. Bir düzine erkek tarafından bütün gece hoyratça düzülen
deliklerimin hafif sızlamasıyla birlikte oturduğum yerde çok tatlı bir uykuya
dalmışım.
Oldukça ilginç ve zevkli şeyler yaşadığımız İstanbul seyehatinden döndükten
sonra kaynatam beni köye bırakıp bir haftalığına askerdeki kocamı ziyarete
giderken, İki eksik etek evde yanlız kalmaz deyip, abisinin torunu mehmeti
geceleri yanlız kalmayalım diye bize çağırdı. Küçüklüğünden beri tanıdığım
Mehmet onaltısını bu sene bitirdi. Daha dün kısa pantolonla gezerken şimdi boylu
poslu bir delikanlı olmuştu ama davranışları daha çocukluktan tamamen çıkmış
gibi durmuyor, iri yapısına rağmen hala oyun peşindeki köy çocuklarından biri
olarak görülüyordu. İstanbul`da yaşadığımız inanılmaz ilişkilerin etkisi altında
zaten erkeğe doyamazken, şimdi artık bir gece bile sevişemesem azgınlıktan
duvarlara tırmanıyordum. Kayınbabamın gittiği günün gecesi hep birlikte
yatacağımız döşeği serdim. Yatacağım sıra baktım bu oğlan çok irileşmiş, eh
görümcemde ilk adetini göreli beş ay kadar oluyor, oğlanı döşekte kızdan yana
yatırsam olmaz, en iyisi ben bunların ortalarına gireyim dedim ve ben ortada
onlar iki yanımda yatmaya karar verdim. Karanlıkta, döşeğin üstünde soyunurken
farkına vardım ki çocuk benim soyunmamı merakla gözlüyor. Neyse oğlan çocuğu,
merakındandır diye üstünde durmadım ama bir yandan da bu karıların çıplaklığına
düşkün oğlanın erkekliği ne olabilir ki diye merak içindeydim. Yorganın altına
girip uzandım. Yanımda bizden az önce yatan kız çoktan uyumuş. Ben yanımda eni
konu bir erkek yatıyor olmasının verdiği heyecanla bir sağa bir sola dönerken
çocuğun uyuyup kaldığını farkederek bende uykuya daldım. Uykumda tenimi yakan
rüyalar görüyordum. Güya kocam, kaynatam, şoför Cihan ve tanımadığım bir kaç
erkek daha, beni aralarına almışlar ormanlık bir yerde tıpkı otelodasında başıma
geldiği gibi sırayla düzüyorlardı. Uykumda olmasına rağmen,sanki gerçekmiş gibi
o kadar zevk almışım ki, bir ara bacağımı yanımda sırt üstü uyuyan çocuğun
bacak arasına atmışım. Kadınlığımı oğlanın baldırına bastırdığımı farkedince, çocuğun bunun farkında olup olmadığını anlamak için dikkat kesildim. Nefesinin muntazamlığından derin bir uykuda olduğunu anladığım genç erkeğin
organı bacağımın altında dikilmiş, karnına yaslanmış vaziyetteydi. Bir müddet
hiç kıpırdamadım, sonra bacağımı yavaşça çocuğun üstünden çekip çok merak
ettiğim sertleşmiş organına elimi uzattım. Bu oğlan onaltı yaşında bir velet
olmasına rağmen kamışı kesinlikle kocamınkinden çok daha iriydi. Biraz
sıvazlayıp okşadığım sertleşmiş genç erkek organından elimi çekerken azgınlığımı
giderebilmek telaşıyla elimi külodumdan içeri soktum. Zevk sularımla
kayganlaşmış olan kadınlığımı iştahla bir müddet okşayıp yanımdaki oğlanın hala
dimdik duran kalın kamışını bir kez daha usulca avuçlarken zangır zangır
titreyerek boşaldım.Biraz rahatlamış olarak kendimi temizlemek üzere önce hamama
sonra da işemek üzere helaya gidip geldikten sonra yatıp uyudum.
Ertesi gün bu genç irisi oğlana daha bir dikkatli bakmaya başlamıştım. Bacakları
uzun ve yay gibi, kalçaları gergin ve dik duran çocuğun omuzları da şimdiden
kocamınkinin iki katı genişlemişti. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakınca
gece yatakta dokunduğum sertliğin gerçekten de bir kadını fazlasıyla tatmin
edebilecek gelişkinlikte olduğuna karar verdim. O akşam döşekleri sermeden önce,
görümcem dün gece yatakta çok daraldığını söyleyince, gece oğlanla yanlız
yatabilme fırsatının doğduğunun ümidiyle kıza ayrı
bir döşek açıp yatırırken oğlanın soyunup yatağa girmesiyle de ben ışığı
kapatarak yatmaya hazırlandım. Tamamen soyunup oğlanın çıplak
memelerimin görüntüsünü karanlık odada merakla seçmeye çaIıştığını keyifIe farkederken çıplak bedenime geceliğimi geçirdikten sonra oğlana; “iyi geceler ablam” deyip uykuya daldım. Derin uyku sırasında gördüğüm
rüyadan mı yoksa başka bir şeyden mi, ne olduğunu önce farketmediğim bir şeyden
etkilenip kadınlığıma ateşler bastığını hissederek uyanmışım. Biraz kendime gelince arkamdan bana sarılan çocuğun kalçalarıma dayanıp sertleşmiş organının kalçalarımın arasına girmek için bastırıldığını farkedip oğlanın bunu
bilerek yapıp yapmadığını anlamak için bir müddet hiç kıpırdamadan bekledim.
Çocuğun ellerinin hareketsizliğinden ve kendini ardıma bastırmasındaki
düzensizlikten uykusunda farkında olmadan bunu yaptığına karar vererek, uyku
halinin bilinçsizliğine rağmen, pijamasının önünden çıkan kamışını istekle
bacaklarımın arasına sokup çıkaran çocuğa yardımcı olmak için bacaklarımı biraz
araladım. Bacak aramda sıkışmaktan kurtulan, başının sertliğini kadınlığımın
girişinde hissettiğim sert kamış oğlanın düzensiz yüklenmelerine rağmen içime girmeye başlamıştı. Onun uykusunda bilinçsizce yaptığından emin olduğum hareketlerin her ikimiz için de daha zevk verici hale gelmesi için, kalınlığını içimde hissetmeye başladığım erkeklik organına doğru kalçalarımı bastırmaya başladım. Çok geçmeden uykudaki oğlan kendini bana doğru şiddetle bastırarak
içime boşalmaya başlarken, ben de bir hayli tahrik olmuş olmanın etkisiyle
korkunç bir zevk patlaması içine girdim. Tohumlarını içime fışkırtan genç
erkeğin organını sıkıca kavrayan kadınlığım, şiddetli zevk kasılmalarıyla
çocuğun ersularını iştahla sağıyordu. Boşaldıktan sonra arkamda uyumaya devam
eden çocuğun sertliğini koruyan zevk aletini dakikalarca içimden çıkarmadım. Bir
müddet sonra oğlan uyku esnasında arkasını dönünce içimi boşalmış hissederek bu
eksikliğin verdiği mahzunlukla birlikte uykuya daldım.
Akşam vakti tarlalarından yorgun ve çok kirli dönen Mehmet`e yatmadan önce
hamamı yaktım. Görümcem çoktan yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Çocuğun hamamdan
çıkmasını beklerken, hazır su ısınmışken bende yıkansam mı diye düşünüyordum.
Banyonun kapısına gidip; ´´Sırtını ovmamı istermisin Mehmet?“ diye seslendiğim
oğlan; ´´Yok abla işim bitti, ben birazdan çıkıyom gayrı” deyince toy oğlanın
çıplaklığından utandığı için beni istemediğini düşündüm. Ani bir merakla dün
gece beni uykusundayken bilinçsizce düzerek zevk denizinde boğmuş delikanlının
çıplak bedenini görebilme arzusuyla, banyonun boyuma göre yüksek penceresinin
altına koyduğum büyük süt bakracını ters çevirerek üstüne çıktım. Hafifçe
buğulanmış camdan gördüklerim karşısında bacaklarım şehvetle titremeye başladı.
Çıplak, tüysüz ama kaslı vücudu iştah artırıcı bir ıslaklık içindeki oğlan,
kurnanın yanına yayılmış, avucuyla kavradığı yay gibi gerilmiş erkekliğini
dibinden ucuna kadar sıvazlıyor, bir eliylede sanki kız memesi avuçlarmış gibi
kendi memelerini sıkıyordu. Demek bu yüzden girmemi istememiş diye düşünürken,
büyülenmişcesine, yeni yetme oğlanın erkek güzeli vücudunu hayran hayran
izlemeye koyuldum. Elinin hareketlerinin hızlanması üzerine dikkatimi kamışına
verince, şaşkın bakışlarım arasında gergin kamışının ucundan fışkıran ersuları
en az iki metre ilerideki duvara yapıştıktan sonra, Havada yarım daireler
çizerek banyonun zeminine düşmeye başladı. Ben yedi sekiz defasını sayabildiğim
fışkırmalar artık bitti derken, çocuğun kamışının ucundan hala bacaklarına doğru
beyaz sıvılar fışkırmaya devam ediyordu. Şahit olduğum bu sahneden öyle
etkilenmiştim ki, bir elimle memelerimi, bir elimle de yangın yerine dönen
kasıklarımı ovalamaktan kendimi alamadım. Delikanlının bir müddet hareketsiz
kaldıktan sonra su dökünmeye başlaması üzerine çıkmaya hazırlandığını anlayıp
bakracın üzerinden indim ve eve girip onun gelmesini bekledim. Az sonra banyo
kapısının önüne bıraktığım pijamalarını giyip, yatmak için odaya giden oğlanın
önünde serbest bir şekilde sallanan şişkin erkeklik takımlarını görünce birden
aklıma çocuğa temiz don vermediğim geldi. Zavallı oğlan, benden don istemeye
utanıp, pijamasını çıplaklığının üstüne geçirivermiş olmalıydı. O, yatağa girip
uyumaya hazırlanırken ben hamama gittim. Arzu dolu vücudumu doyasıya yıkayıp az
önce yarım kalmış olan kendimi okşamalarıma sıcak suların vücudumdan akarken
verdiği ıslak zevk eşliğinde devam edip, az önce Mehmet´in tohumlarını
fışkırttığı yerde oturuyor olmanın azdırmasıyIa g hamamenç erkeğin hamamın
duvarlarına ve yerlerine yapışmış döl sularının benzersiz kokusunu içime
çekerek şiddetli kasılmalarla boşaldım. Rahatlayan bedenime bolca sular
dökündükten sonra hamamdan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra, çıplak
bedenime geceliğimi geçirerek uyumuş gibi görünen oğlanın yanına uzandım. O gece
sabaha kadar belki on kere uyanıp, yanımda yatan bu dipdiri erkek bedenini
okşamamak için kendimle mücadele ederken, yatakta kıvrana kıvrana en sonunda
uyumuşum. Ertesi gün her zamanki günlük işlerle geçti. Mehmet o gün
arkadaşlarıyla bağlarda eğleneceklerini, akşam biraz geç geleceğinden merak
etmememi söyledi.
Gece olup hava karardığında Mehmet hala ortada yoktu. Biz görümcemle
döşekleri açıp yattık. Aradan yarım saat geçip kapının önünde birinin
tuhaf bir sesle birşeyler söylediğini duyunca perdenin aralığından şöyle bir
baktım. Mehmet kapı eşiğinde sırtı duvara dayalı ve gözleri kapalı olarak adeta
kendinden geçmiş gibi oturmaktaydı. Oğlanın başına bir şeyler geldiğini düşünüp
telaşla dışarı fırladım. Hemen kollarından tutup kendine gelmesi için hafifçe
sarstığım çocuğun ağzından gelen kuvvetli içki kokusunu hissedince neler olduğu
anlaşıldı. Acemi oğlan körkütük sarhoş olana kadar içmiş olmalıydı. Bizim köyde
yeni delikanlı olmuşların adetidir. Böyle toplanıp arada bir içmeye gider, sonra
da zil zurna sarhoş olup babalarından dayak yerler. Allahtan bu gece bizde
kalacaktı da bu haldeyken babası görmeyecekti. Kalkması için zorladığım çocuk
çoktan derin bir uykuya dalmış, beni duymuyordu bile. Allahtan evin girişinden
odadaki yatağa kadar hep düz ayaktır. Kollarından çeke çeke odaya getirdiğim
Mehmeti yatağın üstüne yatırarak ayağından ayakkabılarını ve çoraplarını
çıkardım. Leş gibi alkol kokan gömleğini sırtından çıkarıp, kemerini çözdüğüm
Mehmetin pantolonunu aşağı çektiğimde karşıma çıkan tahrik edici görüntüden,
bir gece önce banyodan sonra don vermeyi unuttuğum oğlanın pantolonunu donsuz giydiğini anladım. Bütün bunları yapmak o
kadar güç harcamama neden olmuştu ki, yatağın üstünde çıplak yatan genç erkeğin
pijamasını biraz soluklandıktan sonra giydirmeye karar verdim. Akşamdan mangalla
ısıttığımız oda közlerin hala canlı olması nadeniyle hala sıcak olduğundan
nasılsa üşümezdi. Biraz kendime gelince yatağımın üstünde anadan doğma yatan,
sopa gibi dikilmiş erkeklik organı iri koçlarının arasında iştah açıcı bir
şekilde duran erkeğin cinsel varlığının ilk defa ayırdına vardım. Dün gece çok
isteyip tatmin edemediğim cinsel arzularım depreşip, uyanması mümkün görünmeyen,
uyansa bile hiç bir şeyin farkında olamayacak kadar sarhoş durumdaki genç
erkeğin bedenine dokunmak için içimde büyük bir arzu duymaya başladım. Karanlık
odada üstümü tamamen soyup, oğlanın üstüne çıktım. Bedeninin sıcaklığını tenimde
hisseder etmez kadınlığıma doğru yakıcı bir ateş seli aktı. Mehmet derin bir
uykuda hiç kıpırdamadan yatıyor, ancak bacaklarımın arasına bastırdığım
erkekliği hiç de uyuyormuş gibi durmuyordu. Bir erkeğe ilk defa böyle
yaklaşmanın üzerimde yarattığı çok farklı heyecan duygusu bana, neredeyse
tecavüz ediyor olduğum bu genç çocuğun bedeniyle istediğim herşeyi yapmamı
emrediyordu. Mehmetin bıyıkları yeni terlemeye başlamış olan iri dudaklarına
ufak buseler kondurarak, henüz gelişmiş ama bir hayli babayiğit yapıdaki
bedeninin her noktasında dudaklarımı gezdirmeye başladım. Bacaklarını araladığım
oğlanın, baş kısmının ufaklığına rağmen oldukça kalın gövdeli ve uzun organını
ağzımın içine keyifle sokup iştahla emerken, o ana kadar hep erkeklerin
hakimiyetinde geçmiş olan sevişmelerimin tersine bu defa canım istediği gibi
tadını çıkarmaya başladım. İri koçlarını birer birer emdiğim genç erkek, derin
uyku halinde bile zevk aldığını belli eder şekilde hassas yerlerini emerken
zevkle inliyordu. Daha fazla dayanamayıp çocuğun yay gibi kıvrılıp karnına
yapışan, dibine doğru neredeyse kaynatamın organı kadar kalın tokmağının üstüne
oturdum. Gövdesinden tutup kızışmış deliğimin girişine denk getirdiğim ufak
başlı kamışı kolayca içime girerken, gövdesine doğru deliğimde sıkıştı ve dibine
doğru anormal kalınlığını içime sığdrabilmek için kendimi iyice aşağı bastırmam
gerekti. Devleşmiş, demir gibi sert erkeklik organının kadınlığımda yarattığı
müthiş zevk veren gerilme hissiyle birlikte, biraz da yatağımdaki bu oğlanın kaç
gecedir yarattığı azgınlıktan olacak, dayanamayıp boşalma noktasına geldim.
Oğlanın üstüne henüz binmişken, vücudum titremelerle kasılmaya, aşk deliğim,
içine saplanmış kalın hortumu arsızca yoğurmaya başladı. Memelerime
dokunulmasına ihtiyacım her zamankinden on kat daha fazla artarken, kendimi
oğlanın ağzına bastırıp iri memelerimi emdirmeye çalıştım. Öyle kendimi
kaybetmişim ki bir an çocuğun boynunu hırsla emdiğimi telaşla farkedip
dudaklarımı yapıştırdığım yerde yuvarlak bir morluk bırakarak aynı hırsla körpe
oğlanın dudaklarına uzandım. Kasılmalarım bitince, çocuğa sarılmış durumda
dudaklarını emmeye devam ederken, içimdeki çelik gibi sertleşen aletin ucu
kadınlığımın arzuyla şişmiş dudaklarına değinceye kadar kaldırıp, her defasında
koçlarının yuvarlaklığını hissedinceye dek kalçalarımı indirip kaldırmaya
başladım. Onbeş dakika kadar aşkla terleyen vücudumda gezinen zevk verici
elektriklenmelerin eşliğinde diri organın üstünde inip kalktıktan sonra
altımdaki uyuyan oğlanın vücudu yay gibi gerilip, inlemeye başlayınca boşalıyor
olduğunu anlayarak hareketlerimi hızlandırdım. Biraz daha dayansa birlikte
tükenecekken, uykusunda boşalmaya başlayan delikanlı bilinçsizce kalçalarını
kaldırıp içime fışkırmaya başladı. Telaşla ona yetişmeye çabaIarken yine tatlı uykusuna dalan Mehmetin belinin geldiği için yumuşayacağını sandığım organının kadınIığımda aynı sertliğini koruduğunu
farkedince ´´Acaba boşalmadımı?“ diye şüpheyle durakladım. Deliğimden
bacaklarıma sızan bol miktardaki sıvıya parmaklarımı sürüp inceleyince,
ersuyunun çok iyi bildiğim kokusu ve tadını alarak, boşalmasına rağmen,
gençliğinin verdiği güçle erkekliği yumuşamayan Mehmet`e tutkuyla sarılıp,
kalçalarımı arsızca üstünde inip kaldırmaya devam ettim. Neredeyse iki saat
süresince erkek sırtüstü yatarken kadının uyguIayabiIeceği ne kadar duruş varsa deneyip defalarca müthiş doyumlar yaşadıktan sonra nihayet rahatlamış olarak yatıp uyumaya karar verdim. Sarhoşluğun verdiği derin uykusuna devam eden genç erkeğin pijamalarını giydirdikten sonra pijamasını içinde hala dimdik duran organını elimle son bir defa sıvazladıktan sonra tatlı bir yorgunluk hissettiğim bedenimi döşeğe atıp mutluluk içinde uyudum. Sabaha karşı bir ara uyandığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Arkamdan bana sarılıp, iki gece önce yaptığı gibi kalçalarıma yapışmış olan çocuk biraz çekilip bedeninin sıcaklığını tenimden uzaklaştırınca, ardımda bir ıslaklık hissederek elimle
kendimi yokladım. Geceliğime bulaşan yapışkan ıslaklığın erkek dölü olduğunundan
şüphelenince kokusuna ve tadına bakarak yanılmadığımı anladım. Gece saatler boyu
benim mutlu olmamı sağlayıp yanlızca bir kere boşalmış olan oğlan derin uykusu
sırasında kalçalarıma sürtünerek ikinci kez boşaldığı anlaşılıyordu. Hala
kendinden geçmiş bir şekilde uyuyan delikanlının pijamasının önündeki
sırılsıklam yapışkan ıslaklığı görünce de bu düşüncemde haklı olduğumdan emin
oldum. Onun bu halde bir iki saate kadar kalkacak olan genç kızın önünde
yataktan kalkamayacağını bildiğimden üşenmeden kalkıp hamamı yaktım. Su
ısındıktan sonra oğlanı sarsarak uyandırıp; ´´Ablam hadi kalk git banyo yap
kirlenmişsin ” dedim. Önce uyanmakta güçlük çeken, hala içtiği aşırı içkinin
etkisi altındaki oğlan gözlerini zorla açıp biraz kendine gelince ne dediğimi
yarı anlamış yarı anlamamış halde, işaret ettiğim önüne bakarak utançla yatağın
içinde kalkıp oturdu.´´Hadi ablam benden utanma, bu normal birşey`` diyerek
moral vermeye çalıştım. Ayağa kalkan çocuğun sallandığını farkedince, koluna
girip banyoya götürdüm. “Hadi soyun gir” derken utançla başını eğen oğlanı
banyonun kapısından itip; ´´Amaaan Mehmet gören de seni yiyeceğim sanır`` deyip
pijamasının üstünü çekip çıkardım.´´Hadi al şu peştemalı beline sar ben
dışardayken, sonra da ben seni yıkayacağım. Yoksa senin bunu yapacak halin yok``
deyince hiç sesini çıkarmayan oğlan soyunurken, ondan sonra da kendim yıkanmaya
karar vererek kirlenmiş geceliğimi çıkardım. Çıplak memelerimin üstünden
tutturduğum peştemalla birlikte banyoya girdim. Kurnanın yanında uslu uslu
oturan hala yarı sarhoş durumdaki oğlanın başını sabunladıktan sonra iyice
köpürttüğüm lifle vücudunu ovmaya başladım. Bir kadının yetişkin erkek vücuduna
ilk defa dokunuyor olmasından olsa gerek, mahmur bakan gözlerini ıslanan
peştemalıma yapışmış olan iri memelerime dikmiş olan genç boğanın erkekliği,
gece üç defa boşalmış olmasına rağmen yine ayaklanmış, beline sarılı peştemalın
altında bir çadır meydana getirmişti. Bacaklarını liflerken peştemalını biraz
yukarı itince, erkekliğinin iştahla dikilerek gerginleştirdiği iri koç
yumurtalarını görebiliyordum. Bacak aralarını sabunlarken elim organının dibine
değerken, geriye yaslanan çocuk gözlerini yummuş hareketsiz duruyor, yaşadığı
şeylere tepkisini ancak, gergin bir yay halini almış olan erkekliğinin ıslak
peştemela yapışan şeklinden anlıyabiliyordum. Biraz doğrulmasını söyleyip
sırtını liflemek için üstüne eğilince, göğsümden tutturduğum peştemalım açılarak
sırtımdan iki yanıma doğru sarktı. Tamda çocuğun yüzünün hizasındayken bütün
çıplaklığıyla memelerim Mehmetin neredeyse ağzına girecekmiş gibi oldu. ben bir
an panikle toparlanıp kapatmayı düşünürken oğlanın gözleri kapalıymış gibi
görünmesi üzerine uçlarını şöyle bir iliştirdiğim peştemalı önümde tutturup
sırtını sabunlamaya devam ettim. Kalçalarına sabunlamak için eğilip
kalktıkça ister istemez memelerim genç çocunun başına yaslanıyordu. Sabunlu lifi
aşağı doğru sürttükçe beline sarılı peştemalı gevşeyip aşağı kaymaya başladı.
Yanlarını sabunlayıp aynı işleri tekrarlarken de iyice mayışıp kendini bırakmış
oğlanın uyukladığını farkedip erkekliğini örten örtünün kaymasına
aldırış etmedim. Ufak başı gerilmiş, çevresinde ki damarlarının şişkinleştiği
kalın organı ortaya çıkmış, düzenli kısa vuruşlarla havayı dövüyordu. Oğlanın
yine kendinden geçmiş haline güvenip lifi kasıklarına doğru sürerken
hareketlerimi iyice yavaşlatmıştım. Karnına doğru dikilen kamışının altında
kalan iri koçlarına çok yumuşak hareketlerle okşar gibi köpüklü yumuşak lifi
sürdüğüm çocuğun yüzüne bakıp tepkisini kontrol ederken, hassas yerlerine
dokundukça, yumduğu gözlerini açmayan genç erkeğin, bu durumdan zevk aldığı,
yüzünün arzuyla kasılmasından belli oluyordu. Oğlanın bu hem edilgen, hemde
etkin hali benim cesaretimi artırarak, bir elimle lifi duyarlı organının
çevresine tahrik edici bir hassaslıkla dokundurmaya devam edip, diğer elimle de
sanki yaptığım iş gereğiymiş gibi kamışını gövdesinden parmaklarımla hafifçe
aşağı çekerek göbeğini sabunlamaya başladım. Gergin bir yay gibi parmaklarımın
arasından kurtulup karnına çarpan köpükler içindeki kayganlaşmış organın
çıkardığı kamçılama sesi üzerine oğlanın yüzüne şöyle bir baktım. Tepki
vermediğini görünce bu defa avuçlayarak gövdesinden kavradığım kamışı tamamen
kontrolum altına aldım. Elimin bu doğrudan temasıyla genç bedeni şöyle bir
gerilen oğlanın bir elimle vücudunu sabunlamaya devam ederken, diğer elimde
tuttuğum diri erkekliğini sıvazlıyordum. Hızlı hızlı solumaya
başlayan çocuğun boşalmasının hızla yaklaşmakta olduğunu farkedince, çok zevk
aldığım bu işi biraz daha uzatmak üzere kurnadan tasa doldurduğum sıcak suları
genç aygırın zevkle gerilen bedenine döktüm. Köpüklerin akıp gitmesiyle, tüysüz
ama yetişkin erkek bedeni, iştah açıcı duru teninin çekiciliğiyle ortaya çıkan
delikanlı, uyanıksa bile, kendisine yaşatılan, hoşuna gittiğini sandığım olayın
büyüsünü bozmamak için hiç bir tepki vermeksizin, çıplak bedenini yıkamama
sesini çıkarmadan gözlerini uyuyor gibi yummuş, uysalca önümde oturuyordu.
Tekrar kapalı gözlerine bakarak önünde eğildiğim erkeğin, artık her an
fırlatılmaya hazır bir mızrak gibi duran organını ağzıma soktum. Dudaklarımın
temasıyla vücudu gerilip kalçalarını oturduğu yerden biraz kaldıran Mehmet, bir
kaç kere kuvvetle emip sokabildiğim kadar ağzıma aldığım iri erkekliğinin
bereketli döllerini aniden boğazıma fışkırtmaya başladı. Ağzımın içinde
atışlarını hissettiğim kamışını elimle sıvazlarken, koçlarının torbalarını
nazikçe avuçladığım genç erkek, kendini sıkarak inliyor, neredeyse hepsini
ağzıma sokmak istermiş gibi uzun kamışını boğazıma doğru bastırıyordu. Boşalıp
sakinleşen Mehmetin gözleri hala kapalı durumdayken üstüne bol bol su döktükten
sonra; ´´ Hadi ablam,sen çık artık ben yıkanayım`` dedim. Sanki hiç bir şey
olmamış gibi davranmakta gizlice anlaşmışçasına müttefik olduğumuz genç oğlan,
utangaç bir tavırla uzattığım havluya sarınıp dışarı çıkarken, mahcup
bakışlarını, üstümden çözüp kurnanın kenarına bıraktığım peştemalın altından
çıkan çıplak vücudumdan ayıramıyordu.
GENÇ MEHMET
Mahalle maçından eve dönüşümde Ayşen teyzemin geldiğini görünce yine eniştemle kavga ettiklerini tahmin etmek zor olmadı. Teyzemler komşu köyde otururlar. Beş yaşında bir kız çocukları olmasına rağmen ara sıra kavga edip birbirlerine küsmeleri artık alıştığımız sıradan bir durum olmuştur. Böyle günlerde teyzem soluğu bizim evde alıp, tekrar barışıncaya kadar bizde kalır. Dedemgil her zaman bu gençlerin çok erken everildiği için böyle geçimsiz olduğunu söyler. Gerçekten de hem teyzem, hem de eniştem ancak şimdi evlenecek yaştalar. Annem beni kucağına aldığında henüz onaltı yaşındaymış. Ben şimdi onaltı yaşında olduğuma göre annem de otuz iki demek ki oluyor. Ancak annemi şu anda görseniz daha evlenmemiş kız zannedersiniz. Hatta geçenlerde bir gün beraber kasabaya pazara indiğimizde yaşlı bir kadın ikimizi kastederek; ´´ Çok yakışmışsınız maşallah, nişanlımısınız evladım`` deyince annemin çok hoşuna gitmiş, bu olayı günler boyu köyde herkese anlata anlata bitirememişti. Teyzemin bize gelmesi demek annemin de bir müddet için onlara gitmesi anlamına geliyordu çünkü yeğenime bakılması, yemek yapılması falan gibi işleri yapmak bu durumda anneme düşüyordu. Teyzem de aynı şeyleri bizim evde yapmakta bu şekilde birbirlerini idare etmekteydiler. Babam anneme beni de alıp eniştemlere gitmemizi söyleyince ben en çok yeğenim selvi´yi göreceğim için sevinmiştim.Kız ufacık bir şey olmasına rağmen öyle sevimli ve komikti ki birlikteyken çok eğleniyorduk. O gece eniştemlerde, annem işlerini bitirip hep birlikte yatacağımız odada döşekleri serdikten sonra, ben üç saat top oynamış olmanın verdiği yorgunlıkla hemen yatıp uyudum. Sanırım ben yatarken eniştem de hemen benim ötemdeki döşeğe uzanmış uyumaya hazırlanıyordu. Annem yeğenimle birlikte benim yanıma serdiği döşekte uyuyacaktı.
Üç dört senedir kadınlar ve kızlar hayatımda en önemli şeyler haline
geldi. Köydeki bizden birkaç yaş büyük oğlanların nasıl yapıldığını
göstermesiyle otuzbir çekmeyi öğrendim. Haftada iki üç kere boşalmasam geceleri
uyuyamıyorum. Bazen de sabah uyandığımda donumun ıslanmışlığıyla kalkıp gece
rüyamda boşaldığımı anlıyorum. Bazı geceler teyzemlerde yattığım zaman teyzem ve
eniştemin herkesin uyuduğundan emin oldukları anlardaki sevişmelerini yattığım
yerden seyreder, çırılçıplak domalmış teyzemin diri memelerinin eniştem
arkasından yüklendikçe salınmalarını izleyerek ben de yorganın altında otuzbir
çekerdim. Aynı şeylere annemle babamda da şahit oluyordum ama öyle durumlarda
hissettiğim yanlızca derin bir utanç oluyor ve ben hemen tekrar uyumak için
kendimi zorluyordum.
O gece; sanırım uykuya daldığımdan bu yana bir kaç saat geçmişti. Çıplak
tenlerin birbirine çarpmasından çıkan şaplama seslerini duyduğumu sanarak
gözlerimi açtım ve ne olup bittiğine kulak kesildim. Bana çok tanıdık gelen bir
kadın sesi; ´´Yavaş ol erkeğim çocukları uyandırmayalım.“ deyince başımı
hafifçe sesin geldiği tarafa çevirdim. Eniştem bana arkası dönük olan çıplak bir
kadını önünde domaltmış, kadının pencereden gelen ay ışığında çok net
görebildiğim yuvarlak ve pürüzsüz kalçalarına hızla bindiriyordu. Derhal benim de kamışım heyecanla dikildi ve elime alıp sıvazlamaya başladım. Herhalde eve dönüp barışan teyzemle eniştem sevişiyorlardı. Teyzem sırtüstü yattığında eniştem üstüne çıkıp kadının bacaklarını omuzuna alıp kalın kamışını kadının deliğine sokup çıkarmaya başlamıştı. Elimde sıktığım aletimi hızla okşarken altta yatan teyzem enişteme birşeyler söyleyince adam sırtüstü döşeğe yattı ve bu defa kadın onun üstüne çıkarak eliyle gövdesinden tuttuğu aleti içine yerleştirdi. Ben artık neredeyse boşalmak üzereydim. Eniştemin erkekliğinin üzerinde inip kalmaya başlayan kadının pencereden gelen ışıkta yüzünü tam anlamıyla seçerken, döl suyum kamışımdan karnıma doğru fışkırmaya başladı. O anda aldığım zevk ve
yaşadığım şok iç içe geçip hiç alışmadığım kadar güçlü zevk titremeleriyle
sarsılmama neden oldu. Eniştemin ıslak parıltılı gövdesi, girip çıktığı delikte
bir görünüp bir kaybolan kalın ve uzun erkeklik organının üstünde inip kalkan
benim annemdi!..
Ne düşüneceğimi şaşırmış, nefes nefese sevişen kadınla erkeği izlemeye
devam ediyordum. Annem bu duruma alışkın olduğu belli olan bir rahatlıkla
kendini kızkardeşinin kocasına, yani eniştesine becertiyor ve bundan çok da
zevk alıyor gibi görünüyordu. Ayağa kalkıp annemi de küçük bir çocuğu kucaklar
gibi bir rahatlıkla kucağına alan iri yarı eniştem, bacaklarını beline saran
kadını kucağında havaya kaldırıp düzmeye devam ederken ben yeniden dirilen
organımı tekrar okşamaya başlamıştım. Bir müddet o durumda gerginleşmiş aletini
kucağındaki kadının kılları ağdalanmış pürüzsüz deliğine geçiren eniştem bir müddet sonra annemi hemen benim yanımdaki döşeğe arkası bana dönük olarak domaltıp, kendisi de dizlerinin üstünde arkasına geçti. Arkamızdaki pencereden gelen ışıkta dudakları ıslak bir şişkinlikle parlayan, girişi arzuyla aralanmış kadınlık organına santim santim giren hacimIi erkeklik organının
hareketlerini gözümü kırpmadan ve nefesimi tutarak seyretmeye devam ettim. Bir
müddet sonra annem derin bir oh çekerek fısıItıyIa boşalmak üzere olduğunu
söyleyince eniştem hareketIerini hızIandırdı. Hemen hemen aynı anda İkisi de zirveye varırken arkesındaki erkeğin ağırIığını üstüne bırakmasıyIa birIikte annem aItındaki döşeğe yüzüstü serildi. Eniştem altında kalan kadının yuvarlak kalçalarına abanarak boşalması bitene kadar içinde gidip gelmeye devam etti. Onlar yattıkları yerde zaman geçirmeden tekrar sevişmeye başlarken ben neredeyse boşalmak üzereydim. Annem eniştemin önüne doğru başını eğip adamın iri kamışının başını ağzına soktuğunda daha fazla dayanamadım ve tekrar fışkırmaya başladım. Aynı anda yanı başımda yaşandığına
şahit olduğum bu günaha bir nevi suç ortağı olmuş gibi kendimi kötü hissediyordum. Babamla annemin sevişmelerine kazara şahit olduğum zamanlar
hissettiğim utanç annemle eniştem sözkonusu olunca utanç duymakla birlikte
engel olamadığım bir şekilde azdırmıştı da. Kadınlığına soktuğu eniştemin kalın
erkeklik organı üstünde inip kalkan annemi seyretmek bende herhangi bir dişinin uyandırabileceği kışkırtıcı duygular yaratıp, muhteşem çıplaklığının tahriki defalarca belimi getirmişti. Ertesi akşam babamla birlikte sabah erkenden tarlaya ineceğimiz için ben eve geri döndüm. Ama aklım o gece de düzüşeceklerinden emin olduğum annemle eniştemdeydi.
Yorucu geçen günün sonunda yatağıma uzanmış, çoktan uyumuş olan babamın
horultuları arasında yatmaya hazırlanan teyzemin dolgun kalçalarını ve
memelerini gözlüyor, bir yandan da kamışımı sıvazlıyordum. Gecenin bir yarısı
rüyamda eniştemle annemin köyün meydanında çırılçıplak, bütün köy halkının bakışları arasında köpekler gibi düzüştüklerini gördüm. Rüyanın bedenimde yarattığı sonuç gergin bir sertlikle dikiIip, hayalarıma ağrı verici
baskı yapan kamışım olmuştu. Kalınlaşmış kamışımı okşamaya başlarken yaptığımı
kimsenin görmemesi için odayı şöyle bir kontrol edince teyzemin yatağının boş
olduğunu farkedince herhalde işemeye kalkmıştır diye düşündüm. Ne zaman teyzem
bizde kalsa o ayak yoIuna gittiğinde kendisini dikizlemek için helanın
küçük penceresine giderim. O gece karşıma çıkan bu fırsatı değerlendirmek için
hemen kalkıp ben de ardından gittim. Helanın aralık kapısından bir
kadın yarığından çıktığı aşikar olan tazyikli işeme sesini duymamla zaten kalkık
olan kamışım iyice zonklamaya başladı. Hafif aralık duran küçük pencereden
kendimi sakınarak içeri bakınca geceliğini beline toplayıp çömelmiş olan
teyzemin yusyuvarlak gergin kalçalarının iştah açıcı görüntüsü karşısında
iştahIa yutkunurken işi bitip ayağa kalkan teyzem geceliğini aşağı
koyverince bu kadar çabuk bitmesinin yarattığı öfkeyle küfrederek hemen ondan
önce odaya geri dönüp yatağıma uzandım. Teyzem içeri girerken gözlerimi hafifçe
aralayıp uyur gibi yaptım. Odanın ortasında bir müddet dikilen kadın bir benim
yattığım tarafa bir de babamın tarafına baktıktan sonra, ani bir hareketle
geceliğini üstünden çıkarıp attı. Beklemediğim bu ani hareket karşısında
aptallaşırken küIodunu indirip iç gömIeğini yukarı sıyırınca dolgun
memelerinin inanılmaz güzeIIiği karşısında nefesim kesildi. Ama beni şaşırtan
olaylar dizisi daha bitmemişti anlaşılan ki, anadan doğma çıplak kalan teyzem
babamın döşeğine uzanıp yorganı kaldırdıktan sonra, adamın pijamasının önüne
doğru eğilerek elini pijamanın işeme deliğinden içeri soktu. Teyzem uyumakta
olan babamın uyuyan kamışını dışarı çıkarırken ben gördüklerim karşısında şok
olmuş bir şekilde ama aynı zamanda kasıklarımda müthiş bir basınç hissederek
kadının yaptıklarını izliyordum. Eğilip ağzına soktuğu erkeklik organı o başını
her aşağı yukarı indirip kaldırdıkça biraz daha büyüyor ağzına sığmaz hale
geliyordu. O anda neden benim kamışımın diğer arkadaşlarımdan çok daha iri
olduğunu anlamaya başladım. Galiba babama çekmişim. Teyzem ağzına sığdıramadığı
dev gibi irileşen organı elleriyle sıvazlamaya başlarken uyanan babam
fısıltıyla; ´´ Oğlan yüzünden bu gece gelmezsin sandıydım. Em yavrum güzel
baldızım benim” dediğini duyunca bizim ailede daha kimlerin kimlerle
düzüştüğünü çok merak etmeye başladım. Teyzem bir müddet iştahla devleşen uzvu
emdikten sonra babam güzel yüzünü elleri arasına aldığı teyzemin dudaklarını
ağzıyla kapatarak ihtirasla öpmeye başladı. Şapırtılar içinde birbirlerinin
dudaklarını bir müddet emdikten sonra teyzem, babamın başının altındaki yastığı
kaldırıp duvara yasladı. Babam fanilasını ve donuyla beraber pijamasını
çıkararak tıpkı teyzem gibi anadan doğma kaldı.Tekrar döşeğe yerleşen babam
sırtını duvara yaslanmış olan yastığa dayayıp bacaklarını uzatarak otururken
teyzem neredeyse sarhoşmuş gibi bir sesle; Yanıyom yiğidim söndür yangınımı``
deyip adamın kucağına yüzleri birbirine dönük şekilde oturdu. Altında kalan dev
gibi irileşmiş organı eliyle kavrayıp deliğine yerleştiren teyzem kalçalarını
ahenkle indirip kaldırmaya başladı. Yattığım yerden, yanyana konmuş iki balona
benzeyen kalçaların arasında, içeri girip çıktıkça boydan boya bir görünüp bir
kaybolan babamın kalın sopasını görebiliyordum. Babam yüzünün hizasında zıplayan
dolgun memeleri iştahla ağzına alıyor, arzuyla yüzünü bu müthiş yuvarlaklara
gömdükçe teyzem ah´lar oh´lar çekerek hareketlerini hızlandırıyordu. Ben
gördüklerim karşısında heyecandan ter içinde kalmış, hareketlerimin dikkat
çekmesinden korkarak usulca kamışımı sıvazlamaktaydım. Teyzemin ´´hadi`` diyen
sesiyle babamın ´´tamam`` diyen cevabını işittiğim anda avucumda terleyip
kayganlaşan erkekliğimden müthiş bir tazyikle fışkıran ilk sıvılarımı yatağın
çarşaflarına fışkırtmaya başlamıştım bile. Karanlık odanın içinde iki insanın
fazla ses çıkarmamaya çalıştıklarını hissettirircesine inlemeye başlamaları
üzerine onlarında tükendiklerini anlayarak bu sahneyi görmek umuduyla belim
gelirken kapatmış olduğum gözlerimi yeniden açtım. Teyzem dibine kadar içinde
hapsettiği kamışın üzerinden kalkmadan kalçalarını bastırıp döndürürken
boşalmanın etkisiyle eğilip bükülüyor, babam ise kollarıyla teyzemin vücuduna
sarılıp başını omuzuna gömmüş inlerken, kadının boynunu emiyordu. Onlar
sakinleşip biraz öncekinden daha sakin hareketlerle öpüşmeye başladıkIarında ben hem dün geceki uykusuz kalışım, hem de gündüz çok yorulmuş olmamdan dolayı
uyuklamaya başladım. En son şöyle bir gözlerimi aralayıp baktığımda, babam
yüzüstü uzanmış olan teyzemin üstüne uzanmış, yuvarlak kalçalarını ezerken yavaş
hareketlerle borusunu kadının dar deliğe sokup çıkarmaya devam etmekteydi.
Karı kız kısmına olan ilgimi bir anda kat kat artıran ailemizdeki ilginç
ilişkilere şahit olduğum bu iki geceden sonra aklım sürekli kadınlara ve onlarla
yaşanabilen harika şeylerle dolmaya başladı. Ne yaparsam yapayım kadınlar
aklımdan çıkmıyor, bir an önce onlardan biriyle birlikte olma hayaliyle yanıp
tutuşuyordum. Artık otuzbir çekmekten nefret ediyor, hatta hiç çekmiyor, kendimi
karşıma çıkacak ilk kadınla düzüşme fırsatına saklıyordum.
Gündüzün tarlada babamla birlikte çalışırken, babamın amcası Haydar emmi
yanımıza gelerek askerdeki oğlunu ziyaret etmek için bir haftalığına köyden
ayrılacağını, bu süre içinde evde yanlız kalacak olan geliniyle kızının yanına
geceleri yanlız kalmamaları için benim gönderilmemi istedi. Babam; ´´ Emrin
başım üstüne emmi, sen hiç meraklanma.Mehmet artık babayiğit olmuştur, bizde
gelir gider eksik etekleri yanlız komayız`` deyince içim kıpır kıpır oldu. Öyle
ya başka hiç bir erkeğin olmadığı bir evde iki dişiyle birlikte kalacak olma
düşüncesi bana heyecan vermeyecek de ne olacaktı. Menekşe ablayı biliyordum.
Benden beş yaş büyüktü ve askere giden Kadir abimle evliydi. Ne kadar azgın
olduğunu Hamit ağanın oğlu selim´le ben çok iyi bilirdik. Daha onlar
nişanlıyken bostanlarda buluşmalarını takip edip, bostan kulübesinde, Menekşe
ablanın Kadir abimin kamışını meme emer gibi emmesini gizlice seyrederken o
zamanlar yeni başladığımız otuzbirlerimizi çekip zevke gelirdik. Şimdi kaltakla
aynı odada bir hafta geçirecek olmak dizlerimin titremeye başlamasına sebep
oluyordu. Ayrıca Haydar emminin küçük kızı Çiğdemin memeleri de büyümeye
başlamış, köydeki çocuklarla aramızda bahsini etmeye değer bir kancık olarak
yerini almıştı. Belki de onunla bir şeyler yapmak mümkün olabilirdi.
O gece Menekşe ablalara gittiğimde yatma zamanı yakındı. Ben yanımda
getirdiğim pijamamın altına özellikle don giymedim. Bu şekilde uzvumu çok daha
serbest hissediyordum. Zaten neredeyse iki haftadır otuzbir çekmediğimden sıkı
bir ortamda kalırsa taşaklarım ağrı yapıyordu. Menekşe ablanın ortaya serdiği
büyük döşekten başka yatak göremeyince ayakta dikilip durduğumu gören kadın
hepimizin aynı döşekte yatacağımızı, böyle yaparsak kimsenin gece üşümeyeceğini
söyledi. Benim zaten canıma minnet ama bana karşı hitap şeklinden anladığım
kadarıyla Menekşe abla beni erkek olarak pek de kaale almıyordu anlaşılan. Bana
ablam diye hitap ediyor, sanki küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. Bilmesi
gereken bir şey vardı ki benim babam ben doğduğumda benim şimdiki yaşımdaydı. Ama olsun diye içimden geçirdim. Eğer kendini benden sakınıyor olsaydı herhalde şu an birlikte aynı yatağa giriyor olamazdık.
Yattığım yerden karanlıkta yatmak için hazırlanan menekşe ablanın tıpkı
teyzem gibi geceliğinin içine bir şey giymediğini görünce önümde dikilen kamışım
zonk zonk zonklamaya başladı. Kadının memeleri orta boy kavun büyüklüğündeydi
ve öyle gergin duruyorlardı ki hareket ettikçe dipdiri kıpırtılarla
salınıyorlardı. Benim kendisine baktığımı farkeden Menekşe abla hiç tepki
vermeden; ´´İyi geceler ablam`` diyerek Çiğdemle benim aramıza yattı.
Aptalca bir beklentiyle geçen yaklaşık bir saat sonra uyuyup kalmışım.
Rüyamda Menekşe ablam yatakta bana sarılmış, bacaklarının arasına aldığı
bacağıma kadınlığını bastırıp sürttürüyor, eline aldığı dikilmiş kamışımı
sıvazlarken rüyam adeta gerçekmiş gibi bana korkunç zevk veriyordu. Bir ara yanımda yatan kadının hızlı hızlı nefes alıp verişini farkederek uyanır gibi olduğumda sanki gerçekten de Menekşe abla eline aldığı kamışımı sıkıyormuş gibi geldi. Uyku sersemliğiyle gerçekmi yoksa rüyamı olduğunu ayırdedemediğim o dakikalardan sonra bir ara Menekşe ablanın kalkıp banyoya gittiğini duydum. Önümde kaskatı kesilmiş olan kamışım öyle kuvvetli basınç yapıyordu ki boşalamasam herhalde uyuyamayacağımı hissedip onun arkasından hamamın kapısına gidip içerde ne yaptığının merakıyla yukardaki pencereye uzanıp içeriye bir göz attım. Kapıya yakın yerde duran kadını göremedim ama içerden gelen su seslerinden su dökündüğünü anlayarak gerisin geriye yatağa döndüm. Önümde çadır kurmuş olan kamışımı dışarı çıkarıp zevkle okşarken, yatakta uyuyan Çiğdem´in daracık ama
yuvarlak kalçalarına kadar sıyrılan geceliğinin verdiği fırsat değerlendirmek
için kızın arkasında dizlerimin üstüne çömelip otuzbir çekmeye başladım. Kızın
beyaz donu kıçının arasına girmiş, hafifçe yukarı doğru kalkık duran
kalçalarının arasında bakire deliğinin yeni tüylenmiş dudaklarının yarısı açıkta
kalmıştı. Doğrusu sabredecek halim kalmamıştı ve ağırlığımı vermeden uyuyan
kızın üstüne çıktım. Yarı yarıya açılmış olan yumuşak külodu parmağımla yana
çekerek, bolca tükürüklediğim kamışımın kafasını kızın yuvarlak kalçalarının
arasına sıkıştırdım. Son zamanlarda bu işin nasıl yapıldığına dair o kadar çok
örnek seyretme fırsatım olmuştu ki, yerleştiğim bacak arasında kızın az tüylü
şişman dudaklı cinsel organına sürtüne sürtüne zevk aletimi bacaklarının arasına
sokup çıkarmaya başladım. İster istemez ağırlığımı hissettirdiğim Çiğdem birden
uyanıp; ´´ Mehmet abi napıyosun?“ diye sorunca; ´´Dur Çiğdem kıpırdama nolur!”
demem üzerine, kız neler olduğunu anlayamamış olmanın şaşkınlığı ve uyku
sersemliğiyle altımda kıpırdamadan beklemeye başladı. İki üç kere daha altımdaki
kızın kalçalarının arasına sıkıştırdığım kamışımı sokup çıkardıktan sonra, mis
gibi kokan bedenine sarılıp kendimi kızın yuvarlaklarına iyice yaslayarak
fışkırmaya başladım. Uzunluğu yirmi santim kadar olan kamışımın başından
tazyikle akan belim kızın donunun iç kısmına bulaşırken, bir yandan altından
uzattığım elimle kamışımın gövdesini döllerimle ıslanan şeftalisinin dudaklarına
bastırıyordum. Rahatlayıp sessizce alt��mda yatmakta olan kızın üstüne kendimi
koyverdiğim sırada banyonun kapısının açıldığını duyup, Menekşe ablanın dışarı
çıktığını anlayınca, derhal kızın üstünden kalkıp kendi tarafıma uzandım.
Çiğdem hala hareketsiz yüzü koyun yatıyordu. Uzanıp şöyle bir sarsınca kızın
kendisine yaptığım şeyler sırasında yeniden uykuya daldığını anladım. Dışarıdaki
hela kapısının açılma sesi bana Menekşe ablanın henüz içeri gelmeyeceğini haber
veriyordu. Hala kalkık duran kamışımı, uyuyan kızın dudaklarına sürtmeye
başladım. Bir yandan da döllerimle sırılsıklam olan kukusunu sıkıp okşuyor,
külodundan içeri soktuğum elimle de avucumda sıkıştırdığım neredeyse kılsız
kadınlığını ovalıyordum. Benim kendisiyle bu şekilde uğraşmam üzerine çiğdem
gözlerini açarak tekrar uyandı. Ağzını açmasını işaret ederek kamışımı
dudaklarına bastırınca itiraz edercesine başını çeviren kızın göğsüne çıkıp
dizlerimin arasına kıstırdığım başını hareket edemez hale getirerek ağzına doğru
uzattığım kamışımı emmesi için zorlamaya başladım. Fazla direnemeyen kız
istemeden ağzını aralayınca dudaklarının arasından geçirdiğim aletimin başını
boğazına yakın yerlere kadar sokup çıkarmaya başlarken neredeyse kendimi
aldığım benzersiz zevkten dolayı ikinci kez boşalmaya yakın hissediyordum.
Külodunun içinden çıkarmadığım elimle hala kızın minik şeftalisini ovalamaya
devam ederken, biraz emmesi için fısıltılı bir sesle yalvarınca şaşkınlık dolu
gözlerle hiç itiraz etmeden yüzüme bakan Çiğdem, istediğim gibi ağzını açmış
kamışımın başını zorIukIa emiyor, bu arada ağzına biriken tükürüklerinin bir kısmını yutmaya çaIışırken bir kısmı da dudakIarının kenarIarından boynuna doğru akıyordu. Daha fazla dayanamayıp kızın sıcacık ağzına boşalmaya başladım. Sanırım kız zaten kuvvetle emmeye çalıştığı organımın ucundan çıkan sıvıları algılayamamış olmalı ki kendi tükürükleriyle birlikte
benim döllerimi de tamamıyla yuttu. Aynı anda sırılsıklam bıraktığım
apışarasını ovaladığım kız ben elimle deliğini okşadıkça kendini elime doğru
kaldırıyor iki eliyle tuttuğu elimi sanki daha güçlü sıkmamı istermiş gibi
yarığına bastırıyordu. Boşalmam bitmiş ama kız hala kamışımı ağzından çıkarmamış
emmeye devam etmekteydi. Kızın kukusunun temasını hissedebilmek amacıyla elimi bir an için ellerinden kurtarıp külodunun içine soktum. Kız yeniden ve telaşla
ellerini elimin üstüne bastırarak kalçalarını yattığı yatakta zıplatmaya başladı
ve beş altı kere buna devam ettikten sonra elimi orasında sıkıştırarak
hareketsiz kalan kızın bütün bunları neden yaptığını pek anlayamasam da umarım
hoşuna gittiğindendir diye düşünürken birden dış kapının açıldığını duyup kendimi yatağa attım. Çiğdem arkasını dönüp aynı şekilde uyur gibi yaparken Menekşe abla içeri girdi ve aramızdaki yerine uzanarak bizim gibi o da uykuya daldı. Bir dişiyle yaşadığım bu ilk cinsel tecrübe tam bir ilişki sayıImasada tadı damağımda kalmıştı. Bir kadınla gerçek bir birleşmeyi ne zaman
yaşayabileceğimi, ne zaman o harika deliğe erkekliğimi sokabileceğimi kendi
kendime isyan ederek sorgularken içim içimi yiyordu. Sabah kalktığımızda Çiğdemin bana yöneIen bakışIarında bir tuhafIık vardı. Nitekim ertesi gece bizimle aynı döşekte yatmak istemeyerek ısrarla başka yatakta yatmak istediğini söyledi ve öyle de yaptı.
Haydar emmilerde kalışımın ikinci gecesiydi. Bir gece önce Çiğdemin
bacaklarının arasında bir defa patlamış, ikinci kızın defa ağzına boşalmam bile
bana yetmeyerek bütün gün önümde sert bir sopayla dolaşmama neden olmuştu.
Çiğdem çoktan uyumuş, Menekşe abla odanın karanlığına güvenip çıplak vücuduna geceliğini geçirirken ben gözlerimi dört açmış bu muhteşem
manzarayı kaçırmamaya çalışıyordum. Geceliğini giyip yanıma uzanan Menekşe
ablayla bir an gözgöze gelirken ben umut içinde yutkunuyordum ama o yine bana
´´İyi geceler ablam`` diyerek dönüp uyumaya başladı. Menekşe abla uyurken ben
ara sırada uyanıp yanımda uyuyan kadını süzüyor, birazcık yaklaşıp okşamamak
için kendimi zor tutarken, pijamamın deliğinden çıkardığım kamışımı sürekli
okşuyordum. Yine bir ara dalmışım. Uyandığımda üstümüzdeki yorgan kaymış, ya da
yanımda yatan kadın tarafından itilmiş olmalıydı ki arkası bana dönük uyuyan
Menekşe ablanın geceliğinin sıyrılmış olduğunu görerek heyecanla kadının
bacaklarına bakmaya başladım. Geceliğinin eteği, üstüne yattığı sol tarafında
neredeyse beline kadar toplanmış, ama üstte kalan tarafı kalçalarının yarısını
örtecek kadar aşağıdaydı. Bembeyaz bacaklarını okşamamak için kendimi zor
tutarken, dayanamayıp eteğini tamamen açmaya karar verdim. Bende aynı şekilde
sol yanıma yatıp, sağ elimi uzatarak ucundan tuttuğum geceliğin eteğini milim
milim, belki on dakika uğraşarak son derece yavaş hareketlerle açtım. En son
işim bitip, şöyle bir doğrularak yarattığım eserime bakınca zorlukla
yutkunduğumu hatırlıyorum. Tam yanı başımda altında külodu olmayan yusyuvarlak
gergin ve iri kalçaları çırılçıplak, fıstık gibi bir kadın yatıyordu. Hala
kadına herhangi bir el hareketi yapabilecek cesaretim yoktu ama sanki uyku
sırasında farkında olmadan olmuş süsü verebileceğim birşeyler yapmaya karar
vererek arkadan yavaşça yaklaşıp, hafifçe dizlerimi bacaklarına değer duruma
getirdim. Bu mesafede artık önümü biraz ileri doğru bastırsam kadının çıplak
kalçalarına değebilecektim. Bir müddet hiç kıpırdamadan bekledikten sonra,
aniden sanki uykumda pozisyonumu değiştiriyormuş gibi önümü kadının çıplak
kalçalarına bastırdım. Bu arada böyle bir şeyi yapmaya cesaretim olmamasına
rağmen, deli gibi dikilmiş olan aşk mızrağım pijamamın açık deliğinden dışarı
çıkarak kadının kalçalarının arasına dayandı. Bu beklemediğim çıplak temas beni
öyle etkiledi ki artık bu kadar ileri gittikten sonra geri dönmek bir yana,
gidebildiğim kadar ileri gitmeye karar vererek, kamışımı kadının kalçaları
arasına iyice sokabilmek için çok ağır hareketlerle bastırmaya başladım. Ne
kadar uğraşırsam uğraşayım bulunduğum yerde bir türlü yol alamıyor, kadının
kalçalarını demir gibi olan kamışımla ezerken neredeyse sokmadan düzüyordum.
Çıplak bacakların arasına sıkışan kamışım önümdeki uyuyan kadının bacaklarını
birdenbire aralamasıyla bulunduğu yerde serbest kaldı. Bir an bekledikten sonra
tekrar yüklendiğimde kamışımın başı sıcak ve kaygan bir yere dayandı. Uyuyormuş
gibi muntazam nefesler alıyor, yaptıklarımdan bilinçli olarak sorumlu tutulmayı
zorlaştıracak şekilde rol yapıyordum. Menekşe abla ben ıslak deliğine
yüklenirken kalçalarını kucağıma doğru bastırmaya, kamışımın başı yıllardır
özlemiyle yanıp tutuştuğum yuvaya girmeye başladı. Kendimi bir kere daha
dirençle ileri doğru bastırınca, kamışımın uzunluğunun yarısından fazlasını
kadının ekmek fırını gibi yanan deliğine döşedim. Rüyasında belk**e kocasıyla
seviştiğini gören kadın kalçalarını tempolu olarak kamışıma bastırıp
çekmeye başladı. Bu kadarı artık benim için çok fazla gelerek Menekşe ablamın
deliğinin dibine boşalırken, o da kendini bana doğru şiddetle bastırarak
uykusunda hafifçe inlemeye, kamışımı sarmalayan deliği sanki bir sıkılaşıp bir
gevşemeye başladı. Kadının içinden çıkarmadığım kamışımın sıkıştığı delikte
damarlarının atışını duyarken uyuyup kalırken kendimi olağanüstü
rahatlamış ve mutlu hissediyordum. Ertesi akşam gün boyu mandırada
çalıştığımdan eve geldiğimde leş gibi kokar durumdaydım. Beni bu halde gören
Menekşe abla bu şekilde eve girmeme izin vermeyip hamama gönderdi. Bütün gün dün
gece yaşadıklarımı düşünüp pantolonumun içinde dikilen kalın bir kalasla
dolaşmak zorunda kaldım. Hamamda sıcacık suların bedenimi uyarmasıyla artık
ağrımaya başlayan kasıklarımı rahatlatmak için otuzbir çekerken Menekşe ablayı
domalmış benimle düzüşürken hayal ediyordum ki hamamın kapısından seslenen
Menekşe abla sırtımı sabunlatmak isteyip istemediğimi sordu. Aslında hayatta en
çok isteyebileceğim şey bu olurdu ama çıplak olarak bir kadının karşısına çıkma
fikri utanmama sebep oluyordu. Bu yüzden gerek olmadığını, zaten çıkmak
üzere olduğumu sesIendim. Tam da hayal ettiğim kadının sesini böyle birden bire
duyunca kendimi daha da azmış hissedip, biraz daha asıldıktan sonra neredeyse
tazyikle işer gibi karşıdaki duvara fışkırmaya başladım. Ön takımlarım belirgin olsun diye altıma özellikle donsuz olarak giydiğim bol pijamamla banyodan çıkarken Menekşe ablam elinde havlusu ve çamaşırlarıyla içeri girmek için kapıda benim çıkmamı bekliyordu. Kapıdan girmesen önce bakışlarının önümdeki şişkinliğe odaklandığını görerek tekrar heyecanlandım. O banyoya girerken ben yatak odasına gidermiş gibi yapıp, kapının önünde bir müddet oyalandım. Su dökünme seslerini duyunca yüksekteki pencerenin altında duran bakracın üstüne çıkarak buğulanmış camın açık olan kanadını biraz aralayıp içeriye şöyle bir göz attım. Menekşe abla çırılçıplak oturup bacaklarını iyice açmış eliyle önünü ovalıyordu. Gözlerini yummuş, alt dudağını dişlerinin arasına sıkıştırmış olan kadının dudakIarı arzuyIa araIanmış, dokunabiImek için yanıp tutuştuğum diri memeIeri o hareket ettikçe titriyordu. Bir eIiyIe avuçIadığı doIgun memelerini sertçe sıkan Menekşe abIa diğer eIini kasıkIarına bastırırken yüzünü canı yanıyormuş gibi buruşturarak belki iki üç dakika öyle hareketsiz kaldı. Şahit olduğum bu sahne erkekliğimin yeniden kalkıp taşaklarıma baskı yapmasına neden olmuştu. Ben yavaş yavaş organımı okşarken kadının elindeki lifi köpüklemesinden artık yıkanacağını anlayarak yatak odasına gittim. Pijamamın önünden fırlayan kamışımı okşamaya devam ederken gözüm döşekte yatan Çiğdeme takıldı. Kız gözleri faltaşı gibi açılmış diktiği gözleriyle büyülenmiş gibi elimle okşadığım devleşmiş erkeklik organıma bakıyordu. Benim yanına doğru hareketlendiğimi görünce aniden kalkıp ardımdaki açık kapıdan fırlayıp dışarı kaçtı ve banyonun önüne giderek Yengesine kendisininde banyo yapmak istediğini sesIendi. Küçük kahpe eğer kaçmasa o gece kızlığını alacağımı anIamıştı. Ama sonunda kendisine bunu yapan yine ben oldum ille, yıllar sonra nikahlı karım olarak gerdek odasında!..
Sabah evden çıkarken Menekşe ablaya arkadaşlarla eğlenmeye gideceğimizi
akşam biraz geç kalabileceğimi söyledim. Aslında niyetim eve içip biraz
dağıttıktan sonra gelip Menekşe ablayla gerçek bir düzüşmeye cesaret toplamaktı.
Akşam üstü köydeki diğer arkadaşlarımla kararlaştırdığımız gibi yanımıza bol
yiyecek alıp sabah kasabaya giden deli ahmetin getirdiği iki büyük rakıyla
birlikte bağlara gittik. Çocuklar devamlı olarak karı kızdan bahsediyor, şehirde
geneleve gidip iki defa kadınlarla yatan Muarremin yaptıklarını ballandıra
ballandıra anlatmasını diğerleri gibi ben de dikilmiş olan kamışımı okşaya
okşaya dinliyordum. Muharrem hepimizin daha çocuk olduğunu, kadından nasibini
alamamış biçareler olduğumuzu söyleyip aşağıIıyordu ama ben gerçekten de bir
kadını hemde genç ve onların hayal bile edemiyecekleri güzellikteki bir kadını
daha dün gece düzdüğümü söyleyemiyor, benim Menekşe ablalarda kaldığımı
bildikleri için dün bir karıyı becerdim desem kim olduğunu anlayacaklarından
korkuyordum. Muarremin anlattıkları ve bütün gece sürekli açık saçık şeyler
dinlemenin yarattığı dolulukla birhayli kafayı bulmuş olarak gecenin bir yarısı
menekşe ablanın kapısının önüne kadar geldim. Kafam o kadar iyiydi ki Menekşe
ablaya kendisini düzmek istediğimi söylemek istiyor hatta bunu kapının önünde
kendi kendime konuşur gibi bir sesle dile getiriyordum. Birden bire kapının
açılıyor olduğunu farkedince eşiğe kendimi bıraktım ve kendinden geçmiş numarası
yaptım. Kapıyı açan Menekşe abla beni sarsarak uyandırmaya çalışınca ben sanki
hiç duymuyormuş gibi yatmaya devam ettim. Kadının kollarımdan çeke çeke içeri
taşıması çok hoşuma giderken, beni yatağın üzerine uzattıktan sonra ayakkabımı
ve çoraplarımı daha sonra da gömleğimin düğmelerini çözerek üstümü soymaya
başladı. Annemden sonra hayatımda ilk defa bir başka kadın tarafından soyulmak
bende çok değişik bir duygu hissetmeme yol açmıştı ama bu duygu kesinlikle
anneme karşı hissettiğimle aynı değildi. Ben daha fazlasını beklemediğim halde
pantolonumun kemerini çözen elleri fermuarımı aşağı çekip elleri hassas
yerlerime dokunurken aldığım zevkin keyfiyle gevşerken aynı anda altımda donum
olmadığı aklıma geldi. Kıpırdamadan yatmaya devam ederken kamışımın sertleşip
dikiImesine yapabiIeceğim birşey yoktu. Pantolonumu bacaklarımdan çıkarıp alan kadının gördüğü şeye nasıl bir tepki vereceğini çok merak ederken, bir kadının yanında çıplak olmanın utanç duygusu aynı anda hissettiğim şiddetli tahrik olmuşluğuma yenik düşüyordu. Heyacandan yüreğimin deli gibi atmasını duyabileceği korkusuyla nefes bile almaktan korkar haIde sızmış taklidi yapmaya devam ediyor, bundan sonra Menekşe ablanın ne yapacağının merakıyla beklerken her an gözlerimi açıp ona kendisiyle düzüşmek istediğimi söylemeyi kuruyordum. Bir kaç dakika sonra yattığım yerden ne yaptığını görebilmek amacıyla gözlerimi hafifçe aralayınca hemen üstümde ayağa kalkmış olan Menekşe ablanın geceliğini üstünden sıyırdığını ve benIiğimi günlerdir kendisine esir eden müthiş vücudunu çırılçıplak bırakırken Aynı anda bana doğru eğiIince derhal gözlerimi kapatıp sızmış
numarasına geri döndüm. Hiç ummadığım şekilde erkekliğimin üstüne
oturup çıplak kalçalarını kamışımın üstünde oynatmaya başlayan Menekşe ablanın
bu yaptığına inanamıyor, kendimi sanki rüyada gibi hissediyordum. Sanırım
erkeksizlikten azmış olan kadın kendinden geçmiş durumdaki toy bir çocuğun bu
durumundan yararlanmak istiyordu. Hiç hareket etmeden kadının bana yaptıklarına
müdahale etmemeye karar vererek yaşadığım bu harika olayın zevkini çıkarmaya
başladım. Çırılçıplak vücuduyla üstüme uzanan Menekşe ablanın sıcak nefesini
yüzümde hissettiğimde ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken kadın dudaklarını
dudaklarıma değdirerek öpmeye başladı. Dudakları vücudumun üzerinde gezinirken
her temas ettiği yerde tenim adeta yanıyordu. Bacaklarımın arasına inip hassas
yerlerime diliyle dokunduğunda ben kendimi kasmamak için bir hayli direnirken
taşakIarımı ağzının içine soktuğunda nefesimi tutmak zorunda kalıyordum.
Kamışımı ağzına alıp emmeye başladığında iyice cennette olduğuma inanmaya
başlamış durumda elimde olmadan aldığım amansız zevkin etkisiyle inliyordum.
Kadın doğrulup ata biner gibi üstümde otururken kendini hafifçe kaldırıp
gövdesinden tuttuğu kamışımı deliğine yerleştirdi ve santim santim içine sokmaya
başladı. Kalçalarının kucağıma değdiğini hissetiğim anda artık Menekşe ablayı
düzdüğüme emim olmuştum. On beş dakika kadar üstümde inip kalkarken avuçIadığı taşakIarımı okşayan Menekşe abIa dudaklarıma hırsla yapışarak koparacakmış gibi emmeye ve bu arada da garip inleme sesleri çıkarmaya başladığında sanırım beIi geIiyordu. Bir kadını erkekIiğimIe boşaltıyor olmanın verdiği coşku ve kadının kamışımın üstünde boydan boya inip kalkmalarına dayanamayarak Menekşe abIanın fırın gibi yanan sıkı deliğine fışkırmaya başladım. Dürüstçe itiraf edeyim içtiğim içkiler, yaşadığım iIk cinseI iIişkini sarsıcıIığı ve doyuma uIaştıktan sonrasının mayışmışlığıyIa uyuyup kalmışım. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum ama bir ara uyandığımda arkası bana dönük olarak uyuyan Menekşe ablaya arkadan sarılıp memelerini avuçladığımı ve kalçalarına sürtünerek tekrar boşaldığımı hatırIıyorum. Sabaha karşı Menekşe ablanın dürtmesiyle uyandığımı hatırlıyor gibiyim. Sanki pijamamın önünü ısIatmışım da beni banyoya götürüp yıkamış, sonrada kamışımı ağzına almış, yine boşalmışım. Bu hatırladıklarım rüyamıydı yoksa gerçekmi doğrusu hiçbir zaman bilemiyeceğim.
Haydar emmi döndükten sonra bir daha Menekşe ablayla yatma şansım
olmadı. Geceler boyu defalarca beraber olduğumuz halde hiçbir zaman aramızda
yaşananları konuşmamış, olayları yaşarken ben de o da sanki karşımızdaki oIanIarı biImiyormuş havasında kalmıştık. Şimdi arada sırada onu gördüğümde bana hep iltifat ediyor. Ne kadar büyüdüğümü, yakışıklı bir delikanlı olduğumu falan söyleyip gururumu okşuyor. Hatta ne zaman yine kendilerinde kalıp onları gözeteceğimi şaka yollu sorup beni boşuna ümitlendiriyor. Zaten çok
yakında kocası askerden gelecek. Ondan sonra öylesi bir fırsat doğsa bile
artık beni köyde küçük bir çocuk olarak görmediklerinden öyle avrat
kısmının yanına bekçi diye koymazlar. Kadının tadını aldıktan sonra kendi kendimi tatmin edesim de hiç kalmadı ve bir süredir koçIarım öyIe doIdu ki. Bazı geceler rüyamda Menekşe ablayı tıpkı o gece olduğu gibi kamışımın üstüne oturmuş inip kalkarken görüp sanki onun içinde patlamış gibi boşalıyor, gecenin bir yarısında neredeyse bir bardak suyla ıslanmış gibi pijamalarım üstüme yapışmış olarak uyanıyorum.
Yaz günü babam sürüyü yaylaya götürme işini bana vermişti. İri yapılı
oluşumdan ve köyde hiç bir oğlanın bileğimi bükememesinden dolayı babam bana çok
güveniyordu. O güvenle de dört gün boyunca tek başıma sürüyle yaylada kalmamda
bir sakınca görmemişti. Babamın bana olan bu güveni doğrusu beni de çok
gururlandırıyordu. Yetmiş koyunluk sürümle köyden ayrıldığımın ikinci günüydü. Hayvanlar otlakta
yayılmış otlarken bende çimenlere uzanmış sıcak güneşin tadını çıkarıyor bir
yandan da uyukluyordum. Birden büyük baş bir hayvanın mölemesiyle şöyle bir
doğruldum ve kısa boylu ince yapılı otuz yaşlarında, yüzü kız yüzü gibi güzel
bir çobanın bana doğru geldiğini gördüm. Selamlaşıp hoşbeş ettikten sonra
adının Nedim olduğunu öğrendiğim adamın aslında Almanya da yaşadığını köy
özlemini gidermek için her sene karısıyla birlikte yıllık iznini geçirmek üzere
buraya gelip tıpkı esk**en olduğu gibi kısa bir süre için de olsa köy yaşamına
olan hasretlerini gidermek amacıyIa buraya geldiklerini anIatan adam, yayla evinin hemen biraz ilerde olduğunu karısının da akşam yemeği için kendisini beklediğini ve istersem benim de gelebileceğimi söyledi. İki gündür sıcak bir yemeğe hasret kaldığımdan sevinçle davetini kabul ettim. Akşam vaktine daha zaman vardı. Onun malları büyükbaş hayvanları benim koyunlarla birlikte otlarken Nedim de benim yanıma uzandı ve başladık sohbet etmeye. Sohbet konularımız daha çok karılar, seks filimleri, ve düzüşmekle alakalıydı ve bu tür konuları kendimden büyük ve evli bir adamla paylaşmak bana çok iIginç geImişti. Nedim kendisinde çok güzel porno filimler olduğunu istersem bana da seyrettirebileceğini söylüyor ama filimleri anlatırken özellikle üstünde durduğu şeyler iri erkeklik organları ve karısının bu tür filimleri izlediği zaman ne kadar tahrik olduğu oluyordu. Özellikl karısının da en az porno yıldızları kadar güzel olduğunu ve vücut özelliklerini öyle ballandırarak ve öyle detaylı anlatıyordu ki ister istemez kamışım dikilip pantolonumun önünde bir çadır oluşturmuştu. Bir kocanın eşinin cinselliğinin gizleri hakkında böyle ayrıntılı şeyler anlatması biraz garibime gitse de arkadaşça yapılan bu sohbetin samimiyetinden kaynaklandığı fikriyle çok da yadırgamıyordum. Gözü sürekli olarak önümdeki kabarıklığa takılan Nedim lafı erkeklik organlarının boyutuna getirdi ve şu porno yıldızınınki bu kadar ötekininki şu kadar derken aniden bana dönüp seninki ne kadar büyüklükte diye sorunca ben ellerimle uzunluğunu tarif etmeye çalışırken; ´´ Yok daha neler, görmeden hayatta inanmam! “ deyince, ispat etmek için fermuarımı indirip malımı dışarı çıkarttım. Yay gibi kamışım öyle bir dışarı
fırladı ki Nedim hayret ve hayranlıkla; ´´Oy anam bu ne böyle” demesiyle
uzanıp kamışımı gövdesinden tuttu. Şaşkınlıkla, ne yapacağımı bilmez bir şekilde
elinde tuttuğu aletime bakakaldım. Nedim kamışımın başını ağzına sokarken şimdiye dek bir kadınla yatıp yatmadığımı sordu. O anda nedense doğruyu söylemek içimden gelmeyerek yatmadığımı söyledim. Yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle elinde tuttuğu organımı ne zaman donunu indirirdiğini anIayamadığım çıpIak, kadın teni gibi tüysüz kaIçaIarının arasına sokan Nedim ben işi oIuruna bırakıp iştahIa kendisini düzerken akşam yemeğine genç bir misafir götüreceği için karısının
bu gece çok mutlu olacağını söylediğinde ne demek istediğini o anda pek de
anlayabilmiş değildim.
Akşam olup Nedimle evlerine gittiğimizde karısı henüz pişirmiş olduğu
yemeği ocaktan indiriyordu. Kadın yirmibeş yaşlarında ceylan gibi güzel
gözlerinin lacivertliği uzun ve siyah kirpiklerinin arkasında saklanan,
kocasından daha uzun boylu, her adım atışında diri memeleri ve yuvarlak
kalçaları giysilerinin içinde titreyen, ince belli, güler yüzlü bir kadındı. Beni kibarca karşılayıp özenle ağırlayan kadının tavırlarında nedenini anlayamadığım bir esrar, nazlı hareketlerinde iç gıcıklayan bir
şehvet havası vardı. Karısına büyük bir ilgiyle sürekli baktığımı gören Nedim;
´´Nasıl karımı beğendinmi`` der gibi bir bana bir karısına bakıyor, mutfağa
yardım için karısının yanına gidiş gelişlerinde de aralarında alçak sesle bir
şeyler konuşurlarken bir konuda hem fikir olduklarına dair kelimeler kulağıma
kadar geliyordu. Yemek bitip hava karardıktan sonra küçük jeneratörü çalıştıran
Nedim dvd çaIara bir filim koydu. Karısı işlerini bitirdikten sonra bizimle beraber film seyretmeye geldiğinde üstünü değiştirmiş, kaIçaIarını biIe örtemeyen siyah, seksi bir yatak kıyafeti giymişti. İri memelerine yapışan kıyafetinin üzerinden meme uçları olduğu gibi belli oluyor ama kadın bunun farkında değilmiş ya da aldırış etmiyormuş gibi görünüyordu. İzlediğimiz filmin bir sahnesinde o kadar açık bir sahne vardı ki benim varıığımdan utandığını sandığım Nedimin karısı uzun süren bu sahnenin ortasında çay koyma bahanesiyle mutfağa gitti. Karısı gider gitmez Nedim seyretmekte olduğum sahnenin etkisiyle dikilmiş olan kamışımı pantolonumdan çıkarıp aceleyle bir iki dakika emdi. Tam karısı içeri girerken o hala kendinden geçmiş ağzındaki organımı vakumluyordu.Toparlanmadan önce kadının bu sahneyi görmesine engel olamadım. Ama genç kadın hiçbirşey olmamış gibi elindeki tepsiyi önümüze koyup şeker getirmek üzere mutfağa tekrar giderken ben arkasından kalçalarına iştahla bakıyor, zevkle dudaklarımı ısırıyordum. Nedim elini tekrar önüme atarken bana karısını işaret ederek; ´´Güzel değilmi?“ deyince kafamı sallayıp elinde tuttuğu kamışıma doğru elini sıkıca bastırdım. Üçümüzde aynı divanın üstünde oturuyorduk. Nedim ortada karısıyla ben iki yanındaydık. Kadın şeker getirip yerine geçerken Nedim kenara kayarak kadını ortaya oturmaya mecbur etti. Şimdi genç kadının mis gibi dişi kokusunu koklayabilecek, hatta bacaklarımız birbirine değecek kadar yakınındaydım. Nedim kalkıp odanın ışığını kapattı ve az önce biten filmin yerine başkasını koydu. Bu seferki film bir öncekinden daha da açıktı. Baştan sona pornoyu andıran sahnelerle dolu filmin bendeki etkisi çok beIıirgin oldu. Önümde ki çadır saklanamayacak ölçülerde gergin bir şekilde dikili duruyor, yanımdaki kadının arada sırada dikkatle önüme baktığını görünce heyecanım katlanarak artıyordu. Nedim bir ara bana dönüp geceyi burada onlarla geçirebileceğimi, dolayısıyla bir eşorfman giyersem daha rahat edeceğimi söyledi. Nedim filmi dondururken karısı benim için bir tişört ve eşorfman altı getirip bıraktı. Kendileri de üstlerini değişmek için yatak odalarına gittiler. Geri döndüklerinde Nedim bir şort giymiş üstü çıplak, karısıda beni şaşkınlığa uğratan bir şekilde karanlıkta şeffaf olduğunu seçebildiğim kısa, dantel bir gecelik giymişti. Yanlış görüp
görmediğimi anlamak için dikkatle kadının memeIerine bakarken televizyonun
önünden geçen kadının sütyen takmadığı diri göğüsIerini tüm ayrıntılarıyla
görününce donsuz olarak giydiğim eşorfmanımın önünde iki karışa yakın bir
çıkıntı meydana geldi. Filmi tekrar başlatıp herkes eski yerlerine geçince ben
yanımdaki kadının memeIerine mi yoksa filmdeki sevişme sahnesine mi bakacağımı
şaşırmış fırsat buldukça kamışımı okşuyordum. Kadın kocasına doğru yaslanmış bir
şekilde sırtı bana dönük olarak oturuyor başını yasladığı kocasının göğsünden
televizyondaki aşk sahnelerini sessizce izliyordu. Bir ara Nedimin durumu nedir
diye hafifçe onun tarafına doğru eğilince gördüğüme emin olabilmek için dikkatle
bakmak zorunda kaldım. Kadın kocasının erkeklik organını şortundan dışarı
çıkarmış benim varlığıma aldırmadan elinde sıvazlayıp duruyordu. Galiba çok toy
bulduklarından bana pek aldırdıkları yoktu. Dikkatimi filme vermeye çalışıp
bunda bir müddette başarılı olduktan sonra kadının başının kocasının kucağına
doğru eğildiğini farkederek neler olacağını heyecanla izlemeye başladım.
Karanlık odada televizyondan gelen ışığın aydınlığında genç kadının kocasının
benimkinden daha kısa ama oldukça kalın olan uzvunu ağzına aldığını ve iştahla
emdiğini görebiliyordum. Arada sırada emişlerinin dozunu ayarlayamıyor ve
bebeklerin anne memesini emerken yaptıkları gibi şapırtı sesleri çıkarıyordu. Bu
arada iyice yana yattığı için geceliği yukarı sıyrılıp yuvarlak kalçaları tam dibimde davetkar bir şekilde açılmıştı. Dokunabilmek için içim giderken kendimi biraz kadına doğru kaydırdım. Bacağım kadının kalçasına dokununca bir an başını kaldıran kadın hafifçe doğruluren tam dibine yanaşmış oIduğum için bacağımın üstüne oturmak zorunda kaIdı. Muhteşem aIçaIarının temasından aldığım zevkli heyecandan az daha kendimi kaybedecektim. Umursamaz gibi görünerek başını tekrar Nedimin kucağına gömen kadın küçük bir bez parçasının çok az örtebildiği yarı çıplak kalçalarını sunmak ister gibi benim kucağıma yanaştırıp dönünce bundan cesaret alarak hafif yan dönerek biraz daha yaklaştım. Şimdi bir dizim kadının çıplak bacaklarına dayanmış durumdayken dizimi biraz kaldırarak kocasın ıemmekle birhayli meşgul olan kadının kalçalarının arasına yasladım. Çok büyük bir cesaret gösterip yaptığım bu hamleme kadından hiçbir tepki gelmeyince iyice yan döndüm. Bu durumda kadının kalçasına yaptığım teması kaybetmiştim. Ama şu anda ki durumda yeni bir yaklaşma hamlesi bana çok daha farklı bir fırsat verebilirdi. İleri gidip gitmemeğe karar vermekte zorIuk çekerken önümde arkası bana dönük olarak kocasının kamışını emen kadın kendini geriye doğru hafifçe iterek kucağıma yaslandı. O anda önümdeki kazığı tamda kalçalarının birleştiği yere dayayınca kocasının kucağından başını kaldıran kadının hafifçe; ´´Ohh” dediğini duydum. Önümü kadının arkasına bastırmaya başladığımda kadın da kendini benim tempoma uydurarak aynı şekilde kalçalarını erekIik organıma sürtmeye başladı. Nedim gözleri kapalı olarak kendini karısının verdiği zevke kaptırmış gibi görünürken film bitmiş televizyonun boş ekranı yanlızca ortamı hafifçe aydınlatan bir araç haline gelmişti. Kadının kocasının kamışını alenen emip başını bir aşağı bir yukarı kaldırması üzerine ben eşorfmanımı indirerek kamışımı kadının kalçalarına dayadım.Aşk tokmağımın çıplak temasını arkasında hisseden kadın şöyle bir doğrulunca ben tedirginlikle geriledim. Arkasına hiç bakmayan kadın külodunu kalçalarının arasındaki muhteşem yarığı ortaya çıkacak kadar indirdi ve yine aynı pozisyonda kocasını emmeğe devam etti. Artık yapılacak şey için düşünmeme gerek yoktu.Menekşe ablayla yaşadığım tecrübelerden malımı tam olarak nereye dayamam gerektiğini öğrenmiştim. İçine girdiğimde kadın güçlü bir zevk inlemesi çıkarırken kamışımı boylu boyunca sıcak, dar ve ıslak deliğe çıkarıp sokmaya başladım. Eğer bir kaç saat önce kocasının içine boşalmamış olsaydım herhalde zirveye uIaşmam uzun sürmezdi ama önümdeki kadını yarım saat pompaladığım halde hala beIim geImemişti.Bu arada kadın iki defa inleyerek zirveye ulaşmış, kocası da aynı şekilde iki defa kadının ağzına akıtmıştı. Ben artık cesaretle yüklenmiş olarak dizlerimin üstüne kalkmış önümde yarı domalır gibi duran kadının içinde piston gibi bir ileri bir geri gidip geliyordum. Bir ara Nedim ayağa kalkıp yeni bir film koymaya girişince duraklar gibi oldum ama kadın külodunu çıkarıp attıktan sonra önümde tamamen domalıp devam etmemi ister şekilde kendine çekince ıslak ıslak parlayıp olabildiğinc şişmiş olan kamışımı önümdeki enfes yuvarlakların ortasına iştahla gömmeye devam ettim. Nedim televizyonun olduğu yerde dikilmiş benim karısını becermemi seyrederken yeniden kalkmış olan kalın kamışını okşuyordu. Doğrulan kadın beni iterek divana yatmamı sağladıktan sonra, üstüme çıkıp tıpkı Menekşe ablanın ben sarhoş olduğum gece yaptığı gibi erkekliğimi içine aldı. Üstündeki bütün giysileri çıkartan kadının vücudunun güzelliği karşısında şaşkına dönmüş durumda yattığım yerden uzanıp diri memelerinin uçlarını ağzıma soktum. Nedim üstümde inip kalkan karısının arkasına geçince önce ne yapacağını anlayamadım. Ancak kadın arkasında kendisiyle uğraşan adama dönüp fısıltıyla; ´´ Evet evet sen de içimdesin`` deyince adamın karısını benle birlikte sandviç yaptığını anladım. Nedimin karısının dar deliğinde üçüncü kere boşalması çok zaman almadı. Haykırarak boşalan adamın belleri sıcak sıcak kadının arka deliğinden benim torbalarıma akarken karısı da üçüncükere doyuma uIaşmıştı. Benim hala boşalmadığımı söyleyen kadın ayaklarının üstünde sanki heladaymış gibi çömelip kalçalarını yay gibi gergin kamışıma hızla geçirmeye başlayınca daha fazla dayanamayıp bedenim zevkIe kasıIırken döllerimi Nedimin kadının içine fışkırttım.
İki gün Nedimle karısı ayşe`nin yanlarında kaldım. Bu süre içinde onlarla birlikte yaşadıklarımı hatırladıkça hala kamışım hemen sertleşir. Başımdan geçen bu heyecan verici olaydan sonra artık kadınlara yaklaşmaktaki çekingenliğimi tamamen üstümden atmış, karşıma çıkacak her fırsatı değerlendirebilecek kadar rahat hissetmeye başlamıştım. Nedimle karısının erkekliğime yaptıkları gururumu okşayıcı iltifatlar da ayrıca güvenimi artıran bir unsur olmuştu. Şimdi artık evli yada bekar her kadını kolluyor içlerinden birini düzebileceğim fırsatları gözlüyordum. Bir kaç kere dereyolundan dönüşte Çiğdeme rastlayıp ekinIerin arasında zorla arkasından becerdim. Ancak aslında gerçek bir kadını arzuluyor ve sevişmek istiyordum. Bazen Menekşe ablayı tarlalarında çapa yaparken rastlıyordum ancak kayınbabası Haydar emmi hep etrafında olduğundan yaklaşma fırsatım olmuyordu.
Tarlayı sulamaktan henüz dönmüştüm. Ayşen teyzemin karşılıklı oturdukları oturma odasında büyük bir kızgınlık içinde anneme eniştemi şikayet ederken bulunca yine kavga ettiklerini anladım. Annem her zaman olduğu gibi teyzemlerin evine işleri görmeye giderken ben aslında onun eniştemin altına yatmak için yandığını çok iyi biliyordum. Ama bu arada teyzeme kötü bir sürpriz vardı ki o da babamın üç günlüğüne şehre gitmiş olmasıydı. Bir yandan gece şahit olabileceğim düzüşmelerden yoksun kalacağımın düşüncesinin hayal kırıklığını yaşarken, öte yandan teyzemle aynı odada yanlız yatacak olmak beni oldukça heyecanlandırmıştı.
Annem gittikten sonra teyzemle beraber akşam yemeğimizi yedikten sonra televizyonun karşısına geçip çaylarımızı yudumlamaya başladık. Teyzeme eniştemle neden bu kadar sık kavga ettiklerini sorunca kadın benim çok genç olmamdan dolayı vereceği cevabı fazla ciddiye almayarak; ´´Hayır canım hala birbirimizi seviyoruz ama ben yakışıklı yeğenimi daha çok sevdiğim için buraya gelmeye fırsat yaratmak amacıyla kavga çıkarıyorum`` deyince bu söylediğinin bir kısmının doğru olabileceğini ama yanına gelmek istediğinin gerçekte ben değil babamın iri kamışının olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de güzel teyzemin beni yakışıklı olarsak tanımlaması gururumu okşamış, hatta ayağa kalkmış olan teyzemin diri vücudunu bir kere daha ilgiyle süzmeme sebep olmuştu. Yatakları sermek için dolabın önüne giden teyzem yüksekteki ağır yatağı indirirken elinden kaydırınca telaşla beni yardıma çağırdığı sırada dolgun kalçalarını seyredip kamışımı sıvazlar durumdaydım. Hemen fırlayıp teyzemin arkasından tepesinde dengelemeye çalıştığı dengi yakaladım. Dolapla benim arama sıkışmış olan teyzemin kalçaları durum gereği abanmamla tam önüme denk gelmiş, sopa gibi dikilen kamışım kadının kalçalarına sertçe sürtünüyordu. Bir müddet ben bu pozisyonu bozmak istemeyerek teyzeme dayanmayı sürdürdüm. Kadın arkasına dayanan kalın sopamın farkına varmamış olamazdı. O da bir müddet kıpırdamadan durduktan sonra yatağı başımızın üzerinden arkaya düşürdü. O evlenmeden önce henüz genç bir kızken ben de küçük bir çocuktum ve ikimizinde en çok hoşlandığı şey her fırsatta boğuşmaktı. Yatağın düşmesi üzerine ben küçükken yaptığım gibi teyzemin koltuk altlarını gıdıklayıp; ´´Niye düşürdün ha! niye düşürdün? söyle şimdi seni gıdık manyağı yapayımmı ha!“ deyince teyzem kıkırdayarak; ´´ Sen epeydir dersini almadın galiba!” deyip alttan yakaladığı bacağımı kuvvetle kaldırıp benim dengemi bozmaya çalıştı. Arkamızdaki yatağın üzerine düşerken belinden kavradığım teyzemi de kendimle birlikte döşeğin üzerine çektim. Üstüme düşen teyzem kollarımı tutup beni altında hareketsiz hale getirmeye çalışırken kucağımda oturuyor, hala sertliğini sürdüren kamışım kalçalarının altında eziliyordu. Kahkahalar içinde benimle başedebilmeye çalışan teyzemin ellerinden sert bir hareketle kolumu kurtarırken gömleğinin üç dört düğmesi koparak iri memelerinin dışarı fırlamasına neden oldu. Ben bu muhteşem görüntüye aldırmıyormuş gibi görünerek diğer kolumu da kurtarmak için çabaIayıp boşta kalan elimle omuzundan itmeye çalıştım. KazayIa sütyeninin askısını aşağıya çekince bir memesi olanca çıplaklığıyla dışarı fırladı. Teyzem bir çığlık atıp benim üstüme kapanırken açıkta kalan memesini görmemi engellemeye çalışıyordu. Sanki hiç umurumda değilmiş gibi üstümdeki kadını belinden kavrayıp altıma aldım. Teyzem telaşla memesini gömleğinin içine sokmaya çalışırken ben kollarını kaldırıp başının üstünde tek elimle hapsettim. Dizlerimle zorlan araladığım bacaklarının arasına girip bacaklarımı bacaklarına sararak altımda kıvranan kadını hareketsiz hale getirdim. Bir yandan da ; ´´ Hala beni küçük bir çocuk gibi yenebileceğini mi sanıyorsun Ayşen hanım?“ derken teyzem altımda kıvranıyor kalçalarını kaldırıp beni üzerinden atmaya yönelik hareketler yapıyordu. Onun bu hareketleri zaten odun gibi olan kamışımın beline kadar sıyrılmış olan eteğinden açıkta kalan minik donunun üzerine daha fazla baskı yapmasına, dolayısıyla durumdan daha çok zevk almama neden oldu. Teyzem bırakmam için yalvarmaya başlarken ben iyice bacaklarının arasına girip sanki düzüşüyormuş gibi sürtünmeye başladım. Teyzem benim tavrım karşısında direnmeyi sürdürürken hareketleri biraz yumuşadı. Hala kurtulmak için çaba harcar gibi görünüyor ama çok da fazla zorlamıyordu. KoIIarını serbest bıraktığımda bacaklarını belime sarıp beni kendine çekerek ; ´´ Hadi bakalım beni esir aldın şimdi ne yapacaksın?” diye sorunca, pijamamın önündeki delikten fırlayan kamışımı teyzemin şişkin kadınlığına sürtmeye başladım. Aynı anda ikimizde hem boğuşmanın etkisinden, hem de olayın farklı bir boyut kazanmasından dolayı nefes nefese kalmıştık. Teyzem kıpırdamadan altımda yatıp kısık gözlerle gözlerime bakıyor ben donunun üzerinden kadınlığına sürtünmeye devam ediyordum. Kamışım kazık gibi karnıma yapışmış üstüne uzandığım teyzemin çıplak göbeğine sürtünüyordu. Ellerini tek elimle başının üstünde hapsettiğim teyzem tıpkı biraz önce olduğu gibi bacaklarını bacaklarıma sarınca kamışımın başı kadınlığına dayanarak ince külodun üstünden deliğini zorlamaya başladı. teyzemin sütyenine sığmayan diri memelerini görebilmek için biraz doğruldum. Benim memelerine dikkatle baktığımı gören teyzem; ´´ Sen daha süt çocuğusun ayol. Beni yenebilmek kim sen kim biraz süt em de büyü kuvvetlen`` diyerek başımı memelerine doğru bastırdı. Onun bu hareketi karşısında ben şımarıkça; ´´ Ee aç da emzir hadi o zaman!“ deyince teyzem kararsızlıkla bir an durduktan sonra sütyeninin arasından çıkardığı bir memesinin ucunu ağzıma dayadı ve; ´´ Hadi em bakalım” dedi. Ben belki vazgeçer korkusuyla aceleyle ağzıma aldığım meme ucunu hırsla emmeye başlayınca teyzem derin bir oh çekerek başımı memesine bastırdı. Bu arada sütyenini çıkartan teyzemin iki memesini de avuçlarıma alıpsıkarak iştahla emmeye koyuldum. Bu arada kamışımla ezdiğim yarığı ısIanıp ipek külodu kamışımın baskıları sonucu şişkin yarığının içine girmişti. Sürekli olarak kalçalarını yukarı kaldırarak yarığına bastırılan kamışı içine almak istediğini belirten hareketler yapan kadının donunu indirmek üzere aşağı kaydığımda önce tenine yapışmış ince donun üstünden şişkin kadınlığını dişledim. Teyzem yılan gibi kıvrılmaya başımı önüne bastırmaya başlamıştı. Külodu iki tarafından tutup çektiğimde gördüğüm manzara karşısında nefesim kesildi. İhtimalen babam için kendini hazırlamış olan teyzem kadınlığını ağdalamış, neredeyse Çiğdemin tüysüz yarığına benzer bir görünüşteki kadınlığı yalanmak için bekliyordu. Altımda beklentiyle yüzüme bakan kancığın yarığına dilimi ilk dokunduruşuma karşıIık kalçalarını yattığı yerden kaldırarak inler gibi bir ses çıkardı. Dilimi olabildiğince kaymaksı bir tadı olan kaygan deliğe sokuyor arada bir de ne var ne yoksa hepsini ağzıma doldurup emiyordum. Teyzem mütemadiyen ahlayıp ohluyor ve anlayamadığım birşeyler mırıldanıyordu. Başımı tutup yüzüme ihtirasla bakan şehvet çılgınlığındaki kadın; ´´ Hadi yeğenim becer artık teyzeni`` deyince şortumu indirip yay gibi havada sallanan kamışımı kadının arzulu bakışları altında ıslak deliğine dayadım. Teyzem nefesini tutmuş içine tamamen girmemi bekliyordu. Sonuna dayanıp aletim içinde kaybolunca nefesini koyverdi ve ;´´Sen ne yaman bir erkek olmuşsun yeğenim “ diyerek bacaklarını belime sardı. Hiç acele etmeden kamışımı içinde ağır hareketlerle sokup çıkarırken dudaklarına yapıştığım teyzem benim tersime telaşlı ve aceleci davranıyor, sanki daha hızlı ve güçlü geçirmemi istermiş gibi kalçalarını ritmik bir şekilde havaya kaldırıyordu. ´´Durma yiğidim vur sertçe hızlı vur” diye teşvik etmesi üzerine hızlanıp teyzemin yarığına bedenlerimizin çarpmasından doğan seslere aldırmadan pompalamaya başladım. Az sonra teyzem çığlıklarla boşalırken tırnaklarını sırtıma geçiriyor ve bu yaptığı beni daha da ateşliyordu. Kadın hala zevkle titrerken yüzükoyun çevirip üstüne çıktım. Bir keresinde babamın onu aynı böyle becerdiğini görmüş ve bende bunu yapabilmeyi çok istemiştim. Şimdi teyzemin yuvarlak kalçaları altımda ezilirken kamışım derinliklerine girdikçe dibine doğru neredeyse bir su bardağı gibi kalınlaşan organım teyzemin deliğini geriyor her yüklenişimde altımdaki kadın zorlanarak ıh çekiyordu. Beline sarılıp önümde domalttığım teyzemin incecik beliyle geniş kalçalarının muhteşem görünüşü karşısında kendimden geçerek on dakika boydan boya sokup çıkardığım kamışımı teyzemin iniltilerle ikinci kez boşalmasından sonra serbest bıraktım ve bostan çeşmesinden fışkıran tazyikli sular gibi teyzemin içine gürül gürül akıttım. İkimizde nefes nefese birbirimize sarılmış dinlenirken baygın bakışIarını gözIerime diken teyzem fısıItıyIa; ´´ Haftaya enişten şehre gidecek. Biz evde yanlız kalmayalım. Hele bir diyeyim de anangil seni bir haftalığına bize yollasın`` deyince artık hiç abaza kalmayacağımı bilmenin sevinciyle yeniden dirilen kamışımı teyzemin kadınIığının davetkar bir cömertlikle aralanmış oIan girişine bastırdım…
736 notes
·
View notes
Text
kasabalı erkekler 3 (yarımdır düzenlenecek)
2.part
adem ve apo ailesiyle pamuk toplamaya gitmişti malum geceden sonra gülse adem'in bıraktığı hapları spor sonrası almaya devam ediyor evin içinde dört dönüyor resmen duvarları tırmalıyordu ben ne kadar yetmeye çalışsam da başaramıyordum bu krolar benim hayatımı mahvetmişti zaten zayıftım iyice zayıflamıştı. işe tekrar başlamıştım bu arada.çalıştığım Bankaya bi sekreter lazımdı ve bu bende muhteşem bir fikir doğurmuştu hemen müdüre gidip karımı önerdim bu işi yapabileceğini söyledim o da sağolsun bana güvenerek tabi hemen gelsin başladı dedi havalara uçmuştum artık karım hep gözümün önünde olucak adem ve apo ayıları geldiğinde de avuçlarını yalayacaklardı.Akşam eve dönünce gülü yine terlemiş buldum çok seksi gözüküyordu ona hemen haberi verdim ve dudaklarına yapıştım bütün gün evde olmaktan sıkılmış olduğu için oda çok sevindi buna hemen oracıkta koltuğun üzerinde birlikte olduk fakat ben erken boşaldım ve bir daha da sertleşemedim ama gül hiç şikayetçi değildi çok mutluydu işle oyalanacağı için hatta ilaçların verdiği azgınlık etkisi azalmış yarın ne giymeliyim telaşına düşmüştü.En sonunda diz üstü dar kısa siyah bir etek....
sabah gülüde koluma takarak işe gitmeye yola koyulduk derken evimizin yakınına epey kalabalık bir grup taşındığını gördük konuşmalarından suriyeli oldukları anlaşılıyordu hepsi vahşi adamlardı ama içlerinden epey dikkat çekiyordu çok uzun boylu kaslı ve diğerlerini yöneten bir adamdı diğerleri durmadan eşya taşırken o beni ve gülü gürünce sanki ben yokmuşçasına güle kitlenmiş yiycek gibi bakıyor bi taraftanda diğerlerine ne yapmaları gerektiğini söylüyordu yeni öğrendiği türkçesiyle karışık arapçayla.Ben bu bakışlardan epey korkup güle dönünce gülün gülerek adama başıyla selam verdiğini gördüm hoş geldiniz dercesine saf karım öyle yapınca bende korkarak adama döndüm ve başımla selamladım ama adam hareket etmiyor ateş gibi gözleriyle bir bana bir güle bakıyordu
bankada gözler gülün üzerindeydi müdürümüz mehmet bey onu sık sık odasına çağrıyor uzun zamanda bırakmıyordu.Fakat gülle samimiyeti en çok ilerleten piç rızaydı.rıza 1.75 boyların üç numara saç traşıyla ağzı çok iyi laf yapan farklı bir havaya sahip birisiydi karşılıklı çalışırdık ve kendisini de severdim açıkcası.Rıza fırsat buldukça gülün masasına gidiyor saf karımın rahatlığından ve güler yüzlü olmasın cesaret alarak içine düşücek gibi oluyordu. Günler geçtikçe Sanki bilgisayarda birşey gösterirmişçesine ona doğru eğiliyor elini gülün omzuna atıyor bazen hafif hafif saçlarına dokunuyor, bazen elini beline attığı bile oluyordu.Birgün müdürün odasından cıktığımda benim güzel karımın omuzlarına ovarken gördüm gülde bu arasa bütün güler yüzüyle bilgisayarda bir şeyler yazıyordu.Rıza gülün kulağına eğildi ve bir şeyler söyledi gülde kikirdeyerek karşılık verdi.Sinirlendiğim için lavabayo gittim birazdan bir topuklu sesi duydum bu gülden başkası olamazdı ben kapıyı aralayıp bakana kadar gülde kadınlar tuvaletine girmişti sonra rızayı gördüm parlayan gözüyle çevreyi kontrol ede ede geliyordu ve birden o da kadınlar tuvaletine girdi kalbime inicekti noluyordu ama sankin kalmalıydım yoksa büyük bir rezillik kopucaktı hemen kadınlar tuvaletinin kapısı aralayıp baktım ne olduğunu görmek için ve birden şok oldum rıza pezevengi benim güzel karıma yapışmış boyu tam gülün göğüslerinin biraz üzerinde olduğu için göğüslerine yumuluyor boynunu ısırıyor bu arada elleriyle de kalçalarını sıkıyordu gül de aynen benim şok olmuş dona kalmıştı rıza gülün gömleğinin bir iki düğmesini daha açtı ve yalamaya başladı gül sana hasta oluyorum senin gibisi görmedim bir taraftan kendi kemerini açmaya çalışıyor bir taraftan gülün omuzlarına boynuna öpücükler konduruyordu gül seni ilk gördüğümden beri hayal ediyorum artık tutamadım kendimi diyip gülü lavaboya doğru çevirip hafiften domalttı bir eliyle gülün mavi sütyenin üzerinde göğsünü sıkarken bir eliylede eteğini kaldırmaya çalışıyorduki benim gibi uzun süredir donmuş kalmış vaziyette olan gül kendini geri attı ve okkalı bir tokat attı ben gülü hiç bu kadar ciddi görmemiştim naptığınızı sanıyorsunuz rıza bey siz diye bağırdı rıza piçine. donma sırası artık rızadaydı gül üstünü başını toplayıp kapıya yöneldi yakalanmamak için hemen geriye attım kendimi benim bir tanecik namuslu temiz karım masasına dönerken ben ona arkasından gururla bakıyordum
aşkım ne kadar yolumuz kaldı dedi gül kasabanın biraz uzağında pek bilinmeyen bir şelale vardı oraya gidip çadır kurmayı düşünüyorduk bilmiyorumki birtanem yolu kaybettik galiba. aa aşkım bak bir çoban var şu ilerde ona sorabiliriz dedi ve kutudan çıkardığı hapı yuttu aşkım o hapı bugün 2.kez almıyor musun. Gül gülerek napim aşkım iyi hissettiriyor bana.Peki dedim bende gülerek ve gülün işaret ettiği çobanın yanında durdurdum arabayı.Çoban gençten bir çocuktu ve cam açılıp gülü görünce gözlerinin büyüdüğünü görebildim çok saf beyfendi bir tipi vardı içim ısındı cocuğa sorduğum soruyu duymadı ve bir kez daha sordum burda bir şelale varmış nerden gideriz acıba çoban hipnotize olmuş gibi güle bakıyordu ve birden silkinip kendine geldi abi valla burdan sağa giriceksin toprak yola orman içine giriceksin sonra sola dönüceksin görürsün orda dedi sanki az önceki bakışlarından suçluluk duyuyormuş gibi telaşlı bir hali vardı gülünde benimde içimiz daha cok ısınmıştı cocuğa bizimle beraber gelmesini teklif ettik hatta baya ısrar ettik ve kabul etti yol boyunca onunla konuştuk bu arada gül ara sıra dalıyor eli kasıkları arasına gidiyordu terlediğini görebiliyordum bana arasıra cilveli cilveli bakıyor bacağıma koluma temas ediyordu.Bende gülü cok istiyordum
şelalenin yanına geldik ve çadırımızı kurup şelalenin oluşturduğu göle girdik çoban bizi gariban gariban uzaktan izliyordu bizde gülle öpüşüyor suyun içinde oyunlar oynuyorduk gülün ateşine bu soğuk su iyi geliyor olmalıydı ben cocuğun bu kadar gariban durmasına içerledim ve ısrar etmeye başladım bizimle göle girmesi için bu arada çocuğa hiç adını sormadığımı hatırladım ya senin adın neydi kardeşim dedim ali dedi ali dedim hadi artık daha fazla durma gel hadi dedim peki ağabey dedi ve sırtından çoban kıyafeti attı o kıyafetini atar atmaz aslında baya boylu kalıplı bir cocuk olduğunu anladım birden pantolunu indirirken cocuk altındaki donuyla birden indirdi ve kısa bi an üçümüzde şok olduk ama bu sefer gözleri büyüyen ben ve güldük.hemen donunu yukarı çekti ve utana sıkıla göle girdi çocuk
benim masum karımın cocuğun aletini gördükten sonra ateşi daha cok yükselmişti elinde olmadan napıcaktım bilmiyordum
gül aşkım cocuğun başka giyicek bir şeyi yok ona senin şortlarından birini vericem dedi tabi dedim bir tanem ver ver ikisi çadıra gitti seslerini duyabiliyor dum abla ben utanıyorum yapamam olmaz ali utanıcağın şey yok hadi giy şunu kafamı eğip çadırdan baktım öyle deme abla çok utandım her şeyim gözüktü ali yapma lütfen dedi gül gülerek senin utanıcağın bir şey yok hatta gurur duymalısın kendinle cok büyük bir penisin var bu sözün ben saf karımın ağzından cıktığına inanamıştım büyük bir öfkeyle doldum af buyur abla penis ne demek gül kikirdeyerek yani yarağın var demek istedim büyük bir yarağın var resmen kafamda şimşekler çakıyordu alide çok utanmıştı fakat utanıyor olması artık onu sevmiyor oluşumu değiştirmiyordu
ali utana sıkıla donunu değiştirirken gülün göz hapsindeydi benim aptal karım ilaçların verdiği kontrolsüzlükle cocuğun karşısında onun aletine bakıyordu
bankada olanlardan sonra ayaklarım yerden kesilmişti fakat her şey daha bitmemişti bu adem ve apo ayıları elbet geri dönücek ve yine bir ali cengiz oyunu yapabilirlerdi.Artık daha ciddi şeyler düşünmenin sırası gelmişti hem bu ayılardan kurtulmak hem bitanecik karımı mutlu etmek hem belki daha da ilerde bu kasabadan kurtulmak için
günlerce düşündüm ve artık kararımı verdim benim için çok zor bir karardı ilk günden beri aklımdaydı fakat artık yapacak bir şey kalmamıştı bu işi ancak kan temizleyebilirdi fakat bu işi ben yapamazdım başkasına yaptırmalıydım ama nasıl ve ne karşılığında bir katile ödüycek param yoktu nasıl yaptırıcaktım yine günlerce düşündüm
Ve şu katil tipli suriyeliyle konuşmaya karar verdim belki bir maaşımı yarısını verirsem kabul eder o paraylada suriyeye dönüp kral gibi yaşar diye safça bir düşünceye kapıldım
korka korka çekine çekine alnımdan terler dökerek karşısına çıkmaya cesaret ettim kolay değildi hem heriften çok korkuyordum hem de istediğim şey korkunç bir şeydi adamla ne konuştuğumuzu tam olarak anlatmıycam vicdanım buna elvermiyor ama karşılığında benden istediği şey benim canımdı yani güzeller güzeli karım
doğal olarak düşünmek için süre istedim uzun günler yine düşündüm fakat her şeye yeniden başlangıç yapmak için daha güzel bir hayat için bunu kabul etmek zorunda kaldım gidip adama kararımı ilettim ve detayları konuştuk kendime inanamıyordum resmen biricik karıma nasıl yaklaşması gerektiği hakkında bir domuza akıl veriyordum
gül bebeğim bak geçenlerde hep selamlaştığımız yeni komşularımızdan suriyeli adamı hatırlıyor musun onunla tanıştım adı hasanmış aa ne kadar güzel aşkım yemeğede davet etseydin keşke çok beyefendi bir insana benziyordu dedi gül bende içimden ya ne demezsin diye geçirdim bir an böyle saf saf yüzüme bakınca yaptığımdan pişman oldum geri dönmek istedim ama sonra güçlü durmam gerektiğini bunun geleceğimiz için zorunlu olduğunu kendi kendime telkin ettm aşkım sen güzelce giyin bir şeyler hazırla kesinlikle cok seviceğin ve samimi olucağın bir adam hasan hem türkçeyide çok iyi konuşuyor iyi anlaşırsınız çok sevindim aşkım ne zamandan beri canım sıkılıyordu zaten bu iyi gelicek bana gerçekten zavallı masum karım benim hiçbir şeyden haberi yoktu
akşam hasan geldi suriyeliler içinde en uzun ve iri yapılı oydu cok keskin ve korkutucu bir yüzü vardı elinde çiçekle gelmesini ben tavsiye ettim tabi önce anlamadı neden olduğunu ama buda normaldi böyle bir ayı için kapkara bi adamdı 2 tane de altın dişi vardı gülüme gelicek olursak oda bir kot ve göbeğini ve omuzlarını açık bırakan bir bluz giymişti harika görünüyordu o yuvarlak ve büyük poposu kot pantolonda muhteşem görünüyordu ışıkta göbeği ve omuzları parlıyor bluzunun altından iri göğüsleri belli oluyordu adama samimi davranıp yanaklarından öptü ruju gene fazla kaçırmış olacakki adamın yanaklarında izi kaldı hep beraber buna gülüştük hasan biraz tutuk kalmıştı böyle bir güzellik karşısında fakat benden yana rahat olduğu için güle istediği gibi bakıyor gül servis yaparken onu baştan aşağı inceliyor mutfağa doğru giderken onun ince belinin altında sallanan büyük poposuna kitleniyor bana bakarak gülüyordu bende bir yandan cekiniyor bir yandan korkuyor bir yndanda güzel geleceğimizi düşünmeye çalışıyordum 1 hafta böyle gel gitlerle devam etti artık zamanı gelmişti ve hasanda sabırsızlanıp durdu birgün akşam kebab alıp bize geldi gül yine bütün samimiyetini göstererek sıkıca sarıldı hasana hemen sofraya geçtik gül büyük ısırıklarla dürümünü yerken hasan gül hanım maşallah çok açıkmışsınız kebabı çok mu seviyorsunuz evet hasan beycim açıktım ve kebabada dayanamam açıkcası hahaha diye güldü hasan merak etmeyin gül hanım ben size daha cok kebab yediririm size daha büyük kebablarda getiririm gül hınzırca gülerek tabi tabi getirin hasan bey bende şişmanlıyım kocamda boşansın benden dedi gül hepimiz güldük buna
gül hafiften terlemeye başladığını gördüm geç bile kalmıştı bugün bir tane almasına rağmen ben hasan gelmeden gülün suyuna 2 tane daha hap karıştırmıştım hasana artık harekete geçmesi için işaret ederken kendime inanamıyordum ama bir taraftanda bütün bunlar bir an önce olup bitsin istiyordum
gül hanım siz bizim evin arkasındaki eşeği gördünüz mü aa ne eşeği dedi benim masum karım gözlerini büyüterek isterseniz size gösterebilirm ne zamandır söyliycem unutup duruyorum seviniceğinizden eminim aşkım gidip görelim mi diye hevesle ve sevinçle bana döndü o an çok utandım bunu yaptığım için bir an vazgeçmek istedim ama gözlerimi kaçırarak ben gördüm aşkım hatta sevdimde çok güzeldi kereta diyiverdim siz gidin sevin ben biraz televizyon izleyim diye masadan kalkıp koltuğa geçtim gidelim mi dedi hasan pis pis gülerek her şeyden habersiz benim güzel karım durun hasan bey ben bir odama gidiyim hemen çıkalım dedi ve koştura koştura yatak odasına gitti hasanla ben bir beş dakika kadar önümüze baktık birbirimize dönüp bakmadık sonra gül gelince ortam yeniden pozitifleşti kendimi zorlayarak tebessüm ediyordum bunun bu kadar zor ve acı olucağını düşünmemiştim gül bir yandan çocuk gibi sevinçli bir yandan da hızlı hızlı terliyoe altına işiycekmiş gibi kıvranıyordu birazdan gelirim aşkım ben dedi gül acele etme aşkım keyfini çıkar dedim ve çıkıp gittiler kalp krizi geçirecek gibiydim ama katil tipli adama güvenemezdim onunla benim minik kuşumu yalnız bırakamazdım hemen arkalarından sessizce çıktım gül önde hasan biraz gerisinde büyük ihtimalle gülün o yuvarlak ve büyük poposuna kitlenmiş bir biçimde gidiyorlardı sonunda evlerinin arkasındaki küçük ahıra gece lambasıyla girdiler etrafı kolaçan edip bende bir köşeye geçip olucakları izlemeye başladım gül eşeği mıncıklamaya başlarken tam arkasında duruyordu hasan gül 1.80 boyunda olmasına rağmen hasanın gölgesi onun üstündeydi gül eğilmiş bir vaziyetteyken gülün kotunun dahada belirginleştirdiği mükemmel kalçalarına bakıyordu hasan büyük bir iştahla gece lambasının verdiği loşlukla gülün esmer teni çok güzel görünüyordu gül eşeğin karnını severken eşeğin aleti sertleşiyordu saf saf sordu aa hasan bey burdan bir hortum büyüyor ne bu dedi o gül hanım eşeğin yarağıdır çiftleşme dönemi olduğu için kereta dokunmanız bile yeter hemen büyür yarağı gül utanmış hatta bu soruyu sorduğuna pişman olmuş küçük bir kız cocuğu gibi inceden sırıtıyordu nasıl bu kadar büyük bir penise sahip olabiliyor şaşırdım doğrusu daha önce hiç görmediniz mi gül hanım hem onun adı penis değil yarrak gül hanım söyleyin bakıyım biz buralara yeni geldik hasan bey şehirden pek görmedim bugüne kadar böyle bir penis yani yarrak
gül bunu söyler söylemez hasan bir hamlede pantolununu indirdi benimle beraber gülünde gözleri büyüdü ikimizde hem hasanın bunu yapmasına hemde yarağının büyüklüğü karşısında şaşkındık napıyorsunuz hasan bey dedi gül sırıtarak kendi yarağa bakmaktan alıkoyamadı 1-2 saniye ama sonra zorla çevirdi başını ne oldu gül hanım bir hata mı işledim yani benim karşımda böyle soyunmamalısınız dedi gül başını yana çevirmiş bir vaziyette teninin terden daha cok ıslandığını görebiliyordum şimdi beni çok kırdınız gül hanım ben sizinle arkadaş dost olduğumuza inanıyordum bu samimiyete güvenerek size örnek göstermek istedim beni çok kırdınız benim aptal ve masum karım haplarında etkisiyle dile kolay tam 3 tane hemen pişman oldu kekeleyerek özür dilemeye çalıştı hemen madem pişmansınız gül bende sizi affettim ama görüyorumki hala yarağıma bakmıyorsunuz yoksa çok mu çirkin bir yarağım var öyle diyince hasan gül hemen başını hasana doğru çevirdi ne yapacağını bilmez şekilde bir hasanın yüzüne bir penisine bakarak hayır güzel elbette cok güzel olur mu öyle şey hasan bey kendinizi kötü hissetmeyin lütfen demek yarağımı güzel buldunuz gül hanım diyerek şeytanca sırıttı hasan altın dişleri gözüküyordu tam olarak neyini güzel buldunuz peki samimiyseniz anlatırsınız gül yine telaşla kendini ispatlamak ister gibi şey yani bir kere çok büyük kapkara kalınlığıda iyi gülün bunları söylemesi ben kızdırdıkca kızdırıyordu samimiyetinize inanmamı istiyorsanız diyerek sözünü kesti hasan sizde benim gibi soyununda bana olan güveninizi göriyim gül yine telaşa kapıldı gözleriyle bir sağa bir sola bakıyordu benim aptal karım napıcağını bilemiyordu gördünüz mü tam düşündüğüm gibi dedi hasan durun durun hasan bey tamam yapıcam lütfen kırılmayın ben sizin dostunuzum diyerek fermuarını açtı sanki saklayabilecekmiş gibi arkasını döndü saf karım ve pantolunu çıkarırken öyle bir eğildiki altındada tam esmer teniyle uyumlu sarı dantelli bir kilot vardı muhteşem bir manzaraydı suçlu suçlu duruyor başını öne eğiyordu hasan bir saman balyasının üzerine oturdu burası cok sıcak oldu gül hanım oturmaz mısın dedi gül hasanın yanına kadar gitti ama hasanın balyayı ortalamasından ve iriliğinden dolayı bir sağa baktı bir sola gelin dedi hasan eliniz uzatıp ve dizine oturttu birden yine çok gerilmiştim gülde gergindi ne tepki göstericeğini şaşırmıştı tek yapabildiği aptalca bir utangaç aptalca bir sırıtış ahırın sıcaklığı dışarıya bile geliyordu gerçekten gül hanım yardım eder misiniz üstümdekini cıkarıyım diyince gül hasanın kucağından kalktı ve üstünü cıkarmasına yardım sonra görevini yapmış uslu bir kız gibi yerine yani hasanın bacağına oturdu cok terliyorsunuz gül hanım diyerek hasan gülün terlemiş saçlarını kürek gibi elleriyle arkaya doğru atmıştı sonra bir elini gülün bluzuna götürdü hadi sende cıkart diyince gül yine uslu bir kız cocuğu gibi denileni yaptı şimdi ahırda hasan çıplak zavallı karımsa sarı dantelli kilot be sütyeniyle kalmıştı parlak esmer tenine gece lambasının ışığı vuruyor sütyeninden taşan göğüsleri beni bile iştahlandırmasına rağmen hasan sabırla duruyordu gül hasanın gözlerine kaçamak bakışlar atıyor utanınca aşağı doğru bakıyor fakat aşağıdada hasan devasa yarağına bakakalıuordu hasan çapkın çapkın sırıtıyor gülün saçlarını okşamaya devam ediyordu gül hanım hayat benim için çok zor geçiyor savaş göç geçim sıkıntısı hiç kadınım da olmadı beni seven bir kadın da benimle sevişen bir kadında bunları söylerken gülün koluna bir öpücük kondurdu yavaşça gül hafiften dizinde yanına gitti ve hasanda benim aptal karımın belinden sıkıca kavradı gül hanım çok güzelsiniz gül utanarak teşekkürler hasan bey dedi sizin teniniz bu odadan daha sıcak daha ateşli gül hanım gül iyice utanarak iyice utanarak artık gitsek mi hasan bey dedi gül hanım senin dostluğuna güvenerek senden bir şey isteyebilir miyim tabi hasan bey ne demek biz arkadaşız ne isterseniz gül hanım ben çok yanıyorum bir kadına hasretim yarağımda taş gibi oldu boşalmam gerek gül saf saf o zaman karınıza gitmelisiniz hasan bey gül hanım az önce kadınımın hiç olmadığını
söyledimya hasan yavaş eğilip gülün omzunada bir öpücük kondurdu ve az önceki sahne tekrarlandı gül kikirdeyerek aa evet doğru söylemiştiniz dedi aptal aptal gül hanım bana yrdım edin lütfen şey hasan bey bunu yapamam ben evliyim kocama karşı cok büyük bir yanlış yapmış olurum sizinle cinsel ilişkiye giremem gül hanım biz hepimiz dostuz sadece beni bu hasretten kurtarmanızı istiyorum sizinle cinsel ilişkiye girmiycem emin olun kilodun üstünden yapıcaz böylece cinsel ilişkiye girmemiş olucaz benim masum karıma bu fikir dahice gelmişti birden güldü tamam öyleyse olur tabi sonucta biz arkadaşı birbirimize yardım etmeliyiz teşekkür ederim anlayışınız için gül hanım tek yapmanız gereken şu tarafa doğru eğilmek gülün aklı başından uçmuş robot gibi gitti eşeğin bulunduğu bölüme kollarıyla bi tahtaya tutundu ve eğildi hasan eliyle gülün beline baskı uyguladı ve ayaklarınıda iyice bitiştirdi gülün poposu bütün güzelliğiyle ve heybetiyle meydandaydı ben bile zevke gelmiştim nevicdan ne pişmanlık kalmıştı hasan büyük aletini tamamen gülün poposuna yapıştırarak sürttü belli bir süre sonra hafiften sarı dantelli külodu kaldırdı baktı gül kendini iyice kaybetmiş biraz kenara kaydırdı ve daha cok et ete değmesi için tam gülün sırılsıklam olmuş vajinasından ve anüsünün üzerinden sürtmeye başladı ah gül hanım çok güzelsiniz çok güzel bir yöntem değil mi evet dedi evet gül kekeliyordu çünkü titreyerek boşalıyordu adem kendini biraz geri çekti ve gülün suyunun terle karışık bacaklarından akışını izledi ve tekrar sürtmeye başladı ve oda hırıltılar eşliğinde boşaldı gülün üstüne gül hanım üstünüzü başınızı cok batırdım temizliyim sizi diyerek daha gülün onay vermesini beklemeden yüzünü gülün poposuna yapıştırıp şapur şupur seslerle yalamaya başladı ah hasan bey of of hasan bey diyerek tekrar boşalttı gülü ve ikiside yere yığıldılar hasan kendini balyanın üzerine arttı ikiside sırılsıklam kafayı geriye atar pozisyonda ağızlarından nefes alıyolardo gül hanım benim ayakta durucak halim kalmadı artık benimde benimde diyerek tekrarladı gül yutkunarak biraz süre geçtikten sonra hasan sırıtarak yarağına vurdu ve gül hanım benim sizi temizlediğim gibi sizde beni temizler misiniz dedi gül nefes nefese emekleyerek hasanın önüne kadar geldi ellerini bacaklarına dayadı hayla nefes nefeseydi ama hasanın pek umrunda değildi bir eliyle gülün saçlarını arkada sıkı sıkıya toplayıp tuttu bir yandanda sikini tutarak gülün ağzına götürdü ama birden ağzına sokmadı kendisinden beklenmeyecek kadar kibar ve sabırlıydı nede olsa öğretmeni bendim gül biraz biraz hasanın yarağını yalamaya başladı ve hızlandıkça kafasının aşağı yukarı gidişide hızlandı
saf aşkımın kendinden geçmiş gibi bir hali vardı hasan gülün yüzünü kaldırıp kendine bakmasını sağladı ve pis pis gülerek gülün sarı renkteki sütyenin taşan büyük ve sıkı göğüslerine boşalttı gülün cok mayhoş bir hali vardı hasanın tükendiğini sanıp sırt üstü yere attını kendini samanların arasına hasan bulduğu bir bezle gülün döle boğulmuş göğüslerini silip bezi bir kenara fırlattı ama göğüslerden gözünü alamamıştı bir eliyle bir göğsünü yoğurmaya başlamış ağzıylada diğer göğsümü emip ısırıyordu zavallı karımsa mayhoş gözlerle tavana bakıyordu hiç tepki vericek hali yoktu ama hala yandığı azgınlaştıkca azgınlaştığı belliydi yoksa hasanın bu kadar cüretkar olmasına izin vermezdi kısık bir sesle nazlı nazlı hasan bey geç kaldık dedi merak etmeyin gül hanım az kaldı dedi hasan ve salyalar içinde bıraktığı göğüslerden önce gülün göbeğine sonra kiloduna geçti bunlar olurken gül derin derin nefes alıyor ve yutkunuyor ellerini nereye koyacağını bilemiyordu en son tahtalardan birine sıkı sıkı tutundu ve gözlerini kapadı hasan kilottan sıkılmış olucakki doğruldu ve güle baktı gülün zevkten cıldırdığını mayhoş bakışlarla onu süzdüğü görünce yavaşça ellerini sarı dantelli kiloda götürdü ve aynı yavaşlıkla cıkardın gitmemiz gerek diye sayıkladı gül tam o sırada hasan dudaklarıyla gülün dudaklarını kaplamış gülde bacaklarını yukarıya kaldırmıştı hasanın öpücüklerine karşılık vermezken ellerini hasanın kıçına götürmüştü hasan bey lütfen yavaş olun dedi hasan gülün boynunu emerken başını kaldırdı gülün mayhoş gözleriyle karşı karşıya kaldı bir elini gülün ıslak saçlarına götürdü ve dudaklarıyla yine gülün dudaklarını kapladı bu sefer gül bu öpücükten kaçmamış o da karşılık vermişti gece lambasının altında bu iki esmer vücut birleşmek üzereydi ikisininde gözleri kapalıylen hasan bir elini koca sikine götürdü ve yarağının başını gülün vajinasına götürdü o anda öpüşen dudaklar ayrıldı hasan merak etmeyin gül hanım yavaş olucam diyerek yarağının ucunu zavallı karıma soktu gülün ıhhhh diyerek inlemesiyle başını geri doğru atması ve ayaklarını yukarıda hasanın arkasında birleştirmesi bir oldu ellerini de bir pençe gibi hasanın sırtına geçirdi ahhhhh iyi mi böyle evet iyi hasan yavaşça girip cıkmaya başladı ımmmmmm hasan bey gül hanımmmm geç kaldık ahhhh hasan bey nasıl iyi mi böyle evet çok iyi devam ediyim mi evet evet lütfen hasan hızını artırmaya başladıkça gül ellerini nereye koyacağını bilemiyordu bir tahtayı tutuyor bir hasanın kıçına geçiriyor bir sırtına ohhh çok güzelsiniz gül hanım ımmmm ahhh çok geç kaldık ahhhh sizi iyi sikiyor muyum gül hanım ahhhh ımmşşhhhh evet evet hasan bey çok iyi sikiyorsunuz gül konuştukça hasan daha sert vurmaya başlıyor şap şap şap diye ses çıkıyordu hasanın kıçı bir yukarı bir aşağı iniyor zavallı karım altında eziliyordu ahhhh hasan bey ımmmhhşşş beğendiniz mi gül hanım ahh evet çok iyi sikiyorsunuz hasan bey ahhh ıhhhhh bu sesleri birileri duyucak diye cok korkuyordum belki ben yakınlarında olduğum için öyle geliyordu ama zelzele oluyordu sanki ve insanlar yardım çığlıkları atıyor gibiydi ohhh gülüm memelerin çok güzel ohhh daha hızlanıyım mı ahh hasan bey hızlanın hızlanın ımmhhşşş daha sert evet daha sert istiyorum ıhhhhh ohhh daha sert sikin beni ahhhh gül hanım bayılıyorum size muhteşem bir kadınsınız şap şap şap sesleri artık bildiğin daha tok bir şekilde pat pat pat diye cıkıyprdu gül tamamen kendini kaybetmişti kıvranıp duruyordu zavallım o gülüşün yok mu o gülüşün cilven aklımı aldı aklımı şimdi bende senin aklını alıyorum ıhhh ahhh daha sikiyim mi seni gül hanım evet evet hasan bey daha cok daha cok sikin beni ımmmhhşşşş ohhh cok büyük allahım cok büyük sikin beni evet ahhh hasan önce gülün dudaklarına kapandı sonrada boynunu ısırdı ve büyük bir ohhh çekerek boşalmaya başladı
onlar toplanmaya başlarken ben hızlıca eve doğru yöneldim benden sonra da onlar eve geldi üstleri başları pislenmişti gül biraz utanıyor cocuklar gibi başını eğiyor muzipcede sırıtıyordu ama ne yaptığının farkında olmadığından emindim bana heyecanlı heyecanlı eşeğin ne kadar güzel olduğundan bahsederken
181 notes
·
View notes
Text
kasaba erkekleri karımı sikiyor
kasaba erkekleri karımı sikiyor
İsmim Metin ve bankacılık FINANS mezunuyum. Eşimle birlikle Ankara'da çok güzel, seviyeli ve lüks bir hayat yaşıyorduk fakat çalıştığım finans şirketi iflas edince işsiz kalmıştım. Karım Gül, ev hanımıydı ve iflas'tan önce durumumuz çok iyi olduğu için arkadaşlarıyla gezip tozup, haftada bir kaç kez spora gidiyor ve her sosyete insanının yaşadığı hayatı yaşıyordu. Ayrı etten, karım dövüş sporlarına da özel ilgisi olan çok modern, kültürlü, iyi niyetli, sadık, namuslu ve biraz da saf bir bayandı. Kişisel özeliklerine artı olarak çok güzel, seksi ve bakımlıydı. Sürekli spor yaptığı için vücudu harikadır, mankenlere taş çıkartacak kadar mükemmeldir. Bu nedenle bulunduğumuz seviyeli ve uygar ortamdan dolayı karım rahatlıkla MINIetekler, elbiseler ve kısa dar şortlar giyebiliyordu. Bu giyim tarzı hayatının bir parçası olmuştu ve dediğim gibi, yaşadığımız ortamdan dolayı bu hiç rahatsız edici bir durum yaratmıyordu. Gül'le evli olduğum için çok gururluydum. Şirketin iflası hayallerimizi ve yaşam tarzımızı yıkmıştı. Bu zamanda iyi ödenekli bir iş bulmak çok zordu. Sürekli iş ilanlarını takip ediyor başvurularda bulunuyordum fakat ne yazık ki sadece bir kişiden cevap gelmişti. Teklif Ankara'dan uzak bir kasabada, bir bankadan gelmişti. İlk başta Kabul etmek istemedik fakat artık ev kiramızı ve böyle lüks bir hayat yaşmak için gücümüz kalmamıştı o yüzden bu işi kabul etmek zorunda kaldım. Çalışacağım banka aracı olarak bize küçük basit bir ev ayarlamış ve hemen işe başlamam için çağırdılar. Karımla ben hayal kırıklığına uğramıştık ve böyle bir ortam bizi çok üzmüştü. İnsanlar biraz daha basit, erkekler böyle kıro tipli, bayanlarında çoğu türbanlı olup gelişmemiş bir kasabaya yerleşmiştik. Karım arkadaşlarından uzak olup onlarla birlikte yaptığı günlük etkinlikleri de artık yapamayacaktı. “Canım ben ne yapacağım bu sıkıcı yerde?” “Bilmiyorum gülüm fakat sık dişini biraz, yeni bir iş bulana kadar burada idare etmeliyiz” “Anlıyorum canım, fakat ben bütün gün evde oturacak mıyım?” “İstersen yeni komşularınla tanış, yeni arkadaşlar edin, belki umduğun kadar kötü değildir buraları” “Haklısın, yan komşu görür görmez davet etmişti, iyi bir insana benziyor, en iyisi gidip bir tanışayım”. Karım yeni komşularıyla gidip tanışacağı için ne giyecek diye gereksiz yere telaşlanmaya başlayınca, bende ona “ne önemi var süse veya güzel kıyafetlere, baksana herkes nasıl giyiniyor, kimse modaya bile önem vermiyor” dedim. Karım “haklısın” deyip sadece ayakkabılarını giyerek üzerindeki eteğini ve günlük giydiği bluzunu değiştirmemeye karar verdi. Karımın eteği fazla kısa sayılmazdı fakat uzunda değildi, dizinden sekiz veya dokuz parmak üzerindeydi, yani bizim alışık olduğumuz ortamlar için normal sayılacak bir boydu. Üzerinde giydiği beyaz bluzda basit fakat biraz dar hafif de dekolte olup o güzel pürüzsüz sıkı göğüslerinin yuvarlak hatlarını belli ediyordu. Karımla birlikte bende dışarı çıktım ve komşuya kadar ona eşlik edip oradan da biraz dolaşıp etrafı tanımak istedim. Yeni komşular karımı kapıda karşıladılar ve Gül ayakkabılarını çıkartarak bana el salladı ve içeri girdi. Ben biraz dolaştıktan sonra eski biçimsiz evler ve basit esnaf dükkanlarından başka bir şey göremediğim için sıkıldım ve karımın yanına gitmeye karar verdim. Komşunun bahçe kapısına yaklaştığım zaman tuhaf sesler ve konuşmalara şahit oldum. Komşuların kocaları, (biri ev sahibi olan diğeri de bir kaç ev öteden olan komşu) evin ön kapısının önünde ot söküyorlarmış bir biçimde çaktırmadan içeri bakarak aralarında terbiyesizce yorumlar yapıyorlardı. “Üfff, karının bacaklarına bak LAN!” “Vay amına koyum, ayaklara bak ayaklara, bu ayaklara tapılır”. Ben gizlice bahçe kapısından ne konuştuklarını anlayabilmek için baktıkları yere bir göz attım. Meğer herifler benim karımı süzüyorlar hayaller kuruyorlardı. Kafamdan kaynar su dökülmüş gibi olmuştum ve nasıl bir tepki veya ne yapacağımı bilmedim. Adamların konuşmalarına çok öfkelenmiştim fakat aynı zamanda da kendim bile çok utanmış öylece orda donup kalmıştım. İçerde dört beş bayan vardı ve aralarında bir tek benim eşim MINIbir etek giyiyordu. Karım kadınlarla derin sohbete girmiş kimsede dışarıdaki kıro tipli kocalarını fark etmemişti. Bende oranın yabancısı olduğum için ortaya çıkmayarak bir süre onları gizlice izleyip karıma göz kulak olurum diye düşündüm. Adamlar aynı şekilde konuşmaya devam ediyorlardı. “LAN bu karıyı sikmek için neler vermezdim” “ben hayatımda böyle avrat görmedim, benim yarak şalvarı delecek şimdi” “dur LAN, dikkat çekme…. üüfff bak bak bak.. vay amına koyum beyaz külotunu gördün mü lan?”. Karım bacak bacak üstüne atarken yanlışlıkla frikik vermişti, nasılsa kadınlarla birlikteydi ve dışarıdaki röntgencilerden habersiz olduğu için rahatça hareket ediyordu. Adamlar resmen kendilerinden geçmek üzereydiler ve hallerinden belliydi ki hayatlarında böyle etkileyici ve büyüleyici seksi bir afet görmemişlerdi. “Lan bir bizim avratlara bak birde bizim komşunun avrada bak, ayakları bile bir içim su, sabaha kadar yalarım ben o ayak parmakları” “oğlum Apo, bizde ne gezer öyle şans, bu bir kerelik görüntüye şahit olduğumuz için Allah'a şükretmek lazım, piyango şansı gibin lan”. Uzaktan karımın çıplak ayaklarına baktım ve gerçekten senelerdir giydiği uzun topluklu ayakkabılardan dolayı ayak tabanlarında çok sexi bir kavis oluşmuştu. Bakımlı oldukları içinde ayakları çok narin ve pürüzsüz görünüyordu, ayak parmaklarındaki pembe oje ise dikkat çekiciydi. “Lan bu karının amı var ya, kesin o kadar bir sıkı ve dardır ki benim yarağı mosmor eder” “Lan Adem, ben yarağımı amına değil kadına dokundursam anında boşalırım”. Ben artık bu konuşmalara dayanmadım ve bahçe kapısından içeri girerek bu ortamı bozdum. Adamlar beni görünce bir an afalladılar sonra “ooo yeni komşu, nasılsın?” diyerek az önce konuştuklarını duymadığımı düşündüler. İçerden beni gören karım hemen ayağa kalktı ve diğer bayanlara birlikte dışarı çıktı. Bir saniye içinde etrafımızda dört tane bayan ve etrafta koşturan birkaç tanede çocuk bulundu. Karım hemen beni yeni arkadaşlarıyla tanıştırdı, bende nazikçe her bir bayanın elini centilmence kibar bir şekilde öptüm ve sonra isteksiz isteksiz kocaları olan diğer iki adam, Apo ve Adem'le tokalaştım. Bayanların ellerini öpmem herkesin yüzündeki ifadeden belli ki alışık olmadıkları bir hareketti. Tanıştırma sırası bende olduğu için, ilk önce benim kapı komşum olan adama karımı tanıştırarak “Adem bey, bu karım Gül” deyip karım elini uzattı. Adam ilk önce şaşırdı sonra da benim yaptığımı örnek alarak o kalın parmaklarıyla karımın elini tutu ve uzun bıyıkları ile birlikte dudaklarını karımın eline yapıştırarak hafifçede anlaşılmayacak bir şekilde emip öpermiş gibi yaptı. Sanırım dilini de kullanmıştı çünkü karımın eli biraz nemlenmişti. Diğer komşu olan Apo'yu da aynı şekilde tanıştırarak karımın pembe ojeli parmaklarını eline alarak aynı anda da çaktırmadan hayranlıkla karımın teşhir edici göğüslerine ve dekoltesinden dolayı üsten göğüslerinin arasına bakarak heyecanla titreye titreye karımın elini öptü. Karıma tokanmış olmaları bile adamları çok heyecanlanmıştı ve adeta transa geçmiş gibindiler. Bu ortamdan biraz rahatsız olsam da sesimi çıkarmamam lazımdı çünkü aksi taktirde karımın konuşabileceği ve zaman geçirebileceği hiç bir arkadaşı kalmayacaktı. Karımın evde kapalı ve mutsuz bir şekilde olmasını istemezdim, bu hem evliliğimizi zedeleyebilirdi hem de, en önemlisi, psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilirdi. Adamların sapıkça bakışlarına ve düşüncelerine göz yumup kimsenin keyfini bozmamaya karar verdim. Kendimi avutmak için ‘nasılsa bakmaktan ve fantezi kurmaktan zarar gelmez’ gibi düşünceler üretip öfkemi yatıştırmak için kendime akıl veriyordum. Tam bunun üzerine karım bana şok yaşatacak ve işimi zorlaştıracak bir şey demez mi? “Metin'ciğim baksana Ayşe ne diyor, Adem güreş hocasıymış” demesiyle, Adem'in karısı Ayşe “Metin bey senin hanım bu dövüş sporlarına ilgisi varmış, senin izninde varsa benim bey ona ders verebilir” deyip ben bir an afalladım ve dilim tutuldu ve istemeyerek, “ta ta tabi ki, ne demek, ne izni, karım sporu çok seviyor onun için iyi olur” dedim, fakat bunu söyleyebilmek için gücü ve cesareti nerden buldum hiç bilmiyorum. Bunu duyan Adem, gözleri fal taşı gibi açılmış duyduklarına inanamıyordu fakat heyecanını da belli etmemeye çalışıyordu. Bu iri yarı, kıllı, bakımsız adamdan nefret etmeye başlamıştım fakat onunla iyi geçinmem lazımdı, en azından karımın hatırı için. Misafirperverliğimi göstermek için Adem ve Apo'yu eşleriyle birlikte akşama bizim eve davet ettim, herkes bu teklifime çok sevinmişti. Eve geldiğimizde karım çok mutlu görünüyordu ve bayanlarla çok iyi anlaştığını ve de yeni bir dövüş sporu öğreneceği için çok heyecanlı olduğunu anlatıyordu. Karımın o terbiyesiz adamlarla pek karışmasını istemiyordum, hele Adem'den güreş dersi almasını hiç istemiyordum fakat bunu engellemek zordu. Onları bu akşam davet etmemin bir sebebi de biraz samimi olup karıma karşı yanlış veya terbiyesizce bir şey yapmamalarını sağlamak içindi. Onlara daha iyi, sıcak ve dostça davranıp karımın da onlara karşı daha yakın ve dostça ilgi göstermesini isteyecektim. Bu iki adamın karımla aralarını daha yakın bir ilişki kurmam, yani samimi ve karımı bacıları olarak görmelerini sağlamam durumu yumuşatabilirdi, böylece karıma yan gözle bakmaları onları utandıracaktı. “Gülüm, bayanları çok sevmişsin, peki Apo ve Adem bey hakkında ne düşünüyorsun?” “Bilmem ki, onları henüz iyi tanımıyorum, biraz kıro'ya benziyorlar fakat iyi insandırlar herhalde”. Durumu kurtarmak için yalan söyleme vakti gelmişti “İkisi de çok iyi dosta benziyor, biraz sohbet ettim ve çok samimi buldum. Çok dürüst, terbiyeli, ve güvenilir insandırlar” “öyle mi canım? Süper, o zaman güreş dersleri rahat geçecek, ne yalan söyleyim ilk başta biraz tiplerinden dolayı çekindim fakat Ayşe olumlu bakınca bende ses çıkarmadım, yani her şeyi anlattım ve kız çok acıdı halimi ve böyle bir jest'te bulundu” “İyi ki bulunmuş bende suçluluk duyuyordum, yani seni aniden böyle sıkıcı bir hayata atmak istemezdim, zamanın güzel geçeceği için çok mutluyum” “Üzülme sen kocacığım, böyle arkadaşlar bulduğumuz için şanslıyız”. “Gülüm, bu akşam Adem ve Apo beye çok samimi davranmalıyız, yani bir dediklerini iki etmeyelim ve bu iyi niyetlerini iyi karşılayalım” “peki aşkım”, “yani fark ettim ki ikisi de sana karşı çok çekingen, eğer sana güreş dersi verecekse onlarda rahat olmalılar, değil mi canım?” “haklısın aşkım, eğer mesafeli ve çekingen davranırlarsa hem benim için sıkıcı olur hem de onlar için huzursuz bir durum olur” “Evet gülüm, o yüzden onlar bize ve özellikle sana karşı daha rahat ve samimi olmaları için onlara çok yakın ol, ve bir kardeş gibi, aileden gibi değer göster” “Peki aşkım, sana güveniyorum, sen ne dersen onu yapacağım ve Adem ve Apo beye içtenlikle çok yakınlık göstereceğim”. Karım aşırı derecede saf ve iyi niyetli olmasından dolayı onu kolayca kandırmıştım, fakat bunu kendi iyiliği için yapmıştım. Planlarıma göre, bu pis heriflerin karıma karşı iyi ve terbiyeli davranmaları için ve de kurulacak olan yakın ilişkiyi kaybetmek istememeleri için onları karıma karşı bir aileymişiz gibi yakınlaştıracaktım. Karım ve ben temizlik yapıp akşam için ortalığı biraz toparladık ve misafirlerimiz gelmeden rahatlamak için güzel bir duş yaptık. Yazın göbeği olduğu için ve akşamları buraları hiç esmediğinden dolayı hava gerçekten çok sıcak olmuştu, o nedenle şortumu ve atlete benzeyen bol bir tişört giydim. Gül'ün yatak odasından çıktığını gördüm ve oda sıcaktan etkilenmiş olmalı ki üzerinde benim giydiğime benzeyen beyaz askılı bol bir üst ve altında da hafif kabarık tül inceliğinde pembe MINI bir eteği vardı. “Metin, bu giydiğim sence oldu mu yoksa çok mu basit sıradan günlük bir kıyafet mi oldu?” Bir an yutkunmakta zorlandım ve boğulacak gibi oldum fakat karıma ‘git üstünü değiş bu adamlar hayvana benziyor’ deyemezdim. “Tabi ki oldu hayatım, onlar yabancı sayılmaz artık, dediğim gibi onlara her konuda rahat davranmalıyız ki onlarda rahat olsun, baksana bende aynen senin gibi basit giyindim”. “Peki aşkım, zaten bu sıcakta başka bir şey giymek zor”. Karıma SON bir kez üzüntü ve pişman dolu gözlerimle baştan tırnağa baktım ve anladım ki bu akşam adamların gözleri bayram edecekti. Bu akşam ilk kez karımın bu kadar güzel, sexi ve şehvetli görünmesinden üzgündüm. Kumral saçları uzun ve fönlenmişti, biraz makyajlı ve iri dudaklarında sevgililer gününde ona aldığım çok pahalı, kolayca çıkmayan, kalın, ayna gibin parlak ve ıslak görünümlü pembe bir ruj vardı. Sanırım buna Gloss ruj deniyordu. Beyaz bol atletinin altında sutyen giymediği beliydi çünkü orta boyda olan mükemmel göğüsleri bir hayli teşhir eden bir haldeydi, üstelik şişkin iri meme uçları da kumaşın altında tüm şekliyle gayet net görünüyordu. Giymiş olduğu incecik pembe MINI eteği ise yuvarlak taş gibi, dışa doğru atık kıçını da anca örtebiliyordu, tanga giydiğinden emindim çünkü eteği çok az bir şekilde kıçının arasına doğru girip iki yuvarlak kalça şekli belirginleşiyordur. En çok göze çarpanda karımın uzun ince sütun gibi bacaklarıydı, karımın bacaklarına ben bile çok hayrandım çünkü çok düzgün, pürüzsüz ve zariftiler. Apo'nun karımın ayaklarına hayranlıkla baktığını hatırlayıp bir göz attım, ve gündüzden sürdüğü aynı pembe ojeler vardı. Karım renk uyumuna önem verdiği için sanırım pembe rujunu ve pembe mini eteğini ojelerine uyması için giymişti. Ayakları her zamanki gibi gerçekten hoş görünüyordu çünkü karım ayaklarına günlük bakım yapıyordu, bu nedenle çok narin ve hassas bir görüntüyle sergilenmekteydiler. Kapı çalmıştı ve bir an endişe nedeniyle karnıma kramplar girmeye başladı. “Canım, Ayşeler geldi, açar mısın kapıyı?” Kendime çeki düzen verip ayağa kalkıp kapıyı açtım ve samimiyet göstermek için misafirlerimizle tek tek tokalaşıp yanaklarından öptüm, Gül'de aynı şekilde onları o güzel dudakları ile öptü. Apo ve Adem Bey karşılaştıkları manzaraya inanamıyorlardı, onlar için herhalde bir rüya gibindi. İçeri oturma odasına buyur ettik ve yeni evimizin sıcak ortamına yerleştik. Ben, Adem hanzosunun yanına oturdun, karım ise tam ikimizin karşısına, Apo ve Ayşe'nin arasına, yani diplerine otururmuş oldu. Apo'nun eşi, Zehra'da diğer yandaki tekli koltuğa oturdu. Sohbet başlamıştı ve bende yanımda oturan Adem'i konuşmaya tutup karşımızda oturan karıma bakmasını engelliyordum. Apo için fazla kaygım yoktu çünkü eğer bakmaya çalışsa herkes nere baktığını görebilecekti, üstelik karımdan çok etkilendiğini hemen beli EDEN biriydi, karımın çekiciliğine karşı aşırı derecede hassas ve güçsüzdü. Gül ve bayanlar beraber kalkıp içecek ve yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittilerdi, bende bu sevmediğim adamlara kırk senelik dostummuşlar gibin sohbet ediyordum. Adamlar resmen cahil ve kıroydular ve böyle adamlarla arkadaşlık yaptığıma inanamıyordum fakat karımın mutluluğu için katlanıyordum. Aslen nereli olduğumu sormuşlardı, bende Ankaralı olduğumu söyledim. Kendileri ise Kürt kökenliymiş ve bu kasabada yaşayan herkes Kürt olduğunu söylemişlerdi. Tam bu sırada karım elinde tepsi ve içinde gündüzden yaptığı böreklerle birlikte içeri girdi. Diğer bayanlar henüz gelmemişti ve girişe ben daha yakın olduğum için karım ilk önce eğilerek tepsiyi bana doğru uzattı. Gül farkında değildi fakat derin ve bol dekoltesinden dolayı göğüsleri resmen dışarı çıkacakmış gibi salkıyorlardı fakat turp gibinde şekillerini koruyup meme uçlarından itibaren alt kısmı görünmüyordu, yani allahtan sadece göğüslerinin yarısı tüm çıplaklığı ile ortadaydı. Şimdi olacaklardan gayet emindim ve umduğum gibi karım Adem beye ikram etmek için aynı şekilde eğilince taş gibin göğüsleri bu sefer Adem kırosuna sergilenmekteydi. Herif bir an manzara karşısında donup kaldı “Adem bey alsana, kendi ellerimle size börek yaptım, böreğimi yemek istemez misin?” karım söz verdiği gibi samimi ve arkadaşça davranıyordu, “yemez miyim sizin böreğinizi, sizin her şeyinizi yerim ben Gül hanım” “sağ ol Adem beyciğim, istediğiniz kadar yeye birsiniz, bol bol vardır”. Adem hayvanı bu tuhaf sohbetle karımı eğilmiş bir vaziyette kalması için oyalıyor aynı zamanda da çaktırmadan göğüslerini inceliyor ve resmen ağzından sular akıyordu, saf karım ise adamın amacını anlamamış ona samimiyet göstermeye devam ediyordu. Bu arada Apo'ya baktım, adam aynen ineğin trene baktığı gibi domalmış olan karımın kıçına ağzı ve gözleri açık bir şekilde baygın baygın bakıyordu. Adem, halen daha karımı meşgul ediyor kaçmaması için tuhaf tuhaf konuşmaya devam ediyordu, “senin elinizden zehir bile yerim Gül hanım, çok güzel olmuş” “beğendiğinize çok sevindim, gelen sefere daha değişik şeyler yapar kendi ellerimle yediririm sizi, vallah parmaklarımı yalamazsanız bana da Gül demesinler” “hem de nasıl yalarım Gül hanım bilemesiniz, keşke bende yapıp size yalatabilsem”, “oda olur Adem beyciğim elbet bir gün”, “inşallah”. Sonunda konuşmaları sona erip karım doğruldu ve Apo'ya doğru gidip ona da aynı şekilde ikram etti. Bu sefer karım arkasını bize dönmüştü ve Apo'nun az önce gördüklerini bizde görüyorduk, tabi ben oralı değilmişim gibi davranıyordum fakat bana çaktırmadan Adem kaçamak gözlerle bakıyordu. Karım Apo'ya doğru eğilince kısacık eteği hafif yukarı sıyrılarak alttan kıçının bir kısmı ortaya çıktı. Poplarının alt kısmı azacık göründüğü halde bu görüntü gerçekten nefes alıcıydı ve karımın bu kasıtlı olarak yapmadığı hareket gayet masumca olduğu belliydi fakat en can alıcı nokta ise, kıçının arasındaki beyaz tangası gayet net görünüyor olmasıydı. O kadar net görünüyordu ki beyaz ince tangası dar geldiği için tanganın dantelli ipi sıkıca amına yapışmış, am dudaklarının yanlardan görünmesini sağlıyordu. Delirecek gibi olmuştum ve öfkemi nasıl gizleyeceğimi bilmiyordum, nefret ettiğim iki kıro adam karımın her tarafını görmüşlerdi, üstelik dikkatsiz karım bundan habersizdi. Bu sırada, diğer hanımlarda ellerinde içecekler ve daha önce almış olduğumuz Magnum dondurmalarla içeri girdiler ve herkes tekrar aynı yerlerine oturdu ve sohbet tekrar başladı. Sonunda bu korkunç ve rahatsız edici sahnenin bittiğine sevinmiştim ancak yeni bir görüntü başlamıştı. Karım düzgün oturmadığı için ve sürekli hareket ettiğin için eteğinin arasından ara sıra beyaz dantelli tangası görünüyordu, Adem'de hiç bir frikiğini kaçırmadan bakıyor ve bacak arasını süzüyordu. Adamı ne kadarda konuşturtmaya çalıştıysam yinede kaçamak bakışlarla karımı baştan tırnağa süzüyordu. Karım pozisyonu değiştirerek bacak bacak üstüne atmıştı ve karşısındaki Adem beye ve ara sıra da Apo'yla ilgilenebilmek için hafifçe onlara doğru dönüyordu. Ayşe ile Zehra kendi aralarında konuşmaya dalmıştı, Gül'de bizimle konuşuyor, fakat biraz samimiyetten ve birazda dalgınlıktan bacak bacak üstüne atmış olması, havada, yani boşta olan ayağı Apo'ya doğru baktığı için ve ona çok yakın olduğu için, karımın ayak parmakları Apo'nun çıplak kıllı bacağına değmeye başlamıştı. Apo'nun ellerinin titrediğini fark ettim, karım ise normal ve doğal bir şekilde pembe ojeli ayak parmaklarını Apo'nun kılarının arasında gezdiriyor ve sürtüyordu. Karımın bu hareketi çok doğaldı çünkü alışkanlık hale getirmişti, genelde bende yanında oturduğum zamanlar, özelikle FILM izlerken, farkında olmadan aynı hareketi bana da yapıyordu, benimde hoşuma gidiyordu çünkü bacağımı kaşıyor gibi oluyordu. Karım ayak parmaklarını bilinçsizce Apo'nun bacağına sürterek tenine gömüyordu, aynı zamanda da ayağının alt taban ve üst kısımlarını gelişigüzel kıllarının arasında dolaşıyordu. Apo çaktırmaya çalışıyordu fakat artık kendinden geçiyordu. Apo kabaran aletini koluyla gizlemeye çalışıyordu fakat şekilden şekle giriyordu. Bu arada herkes Magnum dondurmaları yemeğe başlamıştı, karımda Magnum reklamındaki gibi o güzel dişleri ve dudaklarıyla dondurmayı ısırıyor ve farkında olmadan tarik edici bir şekilde o parlak pembe rujlu kalın dudaklarını dondurmanın beyazını ağzına alarak dudaklarını üzerinde sürterek emiyor ve yalıyordu. Şehvetli dudaklarının üstüne akan beyaz dondurma sıvısını da diliyle dudaklarını yalıyordu. Buna artık dayanamayan Apo, sanırım şortunun içine boşalmıştı çünkü şortun üstü nemli görünüyordu. Benim için zaman çok yavaş ilerliyordu fakat sonunda gecenin sonu gelmişti. Adem bey karıma yarın öğleden sonra salona uğramasını istedi, ilk derslerini başlayacaklardı. Ben hiç memnun değildim bu durumdan çünkü bu akşam beklediğim şekilde gelişmemişti ve planlarım istediğim gibin gitmemişti. Onlar kaçtıktan sonra karım her şeyin yolunda gittiğini düşünüyordu ve çok mutluydu. İkimizde çok yorulmuştuk fakat karımın bu sexiliği beni ne kadar zor durumda bırakıp üzmüşeyse de, bir o kadarda azdırmıştı. Karımın bu güzelliği karşısında ben bu kadar etkilendiysem Allah bilir o kırolar nasıl etkilenmiştir. Yatağa girer girmez Gül'ün bacaklarının arasına girdim ve sevişmeye başladık. O güzel göğüslerini yalayıp karımın o kılsız amına doğru indim. Gül benim için amını her zaman ağdalı ve bakımlı tutuyordu çünkü o pürüzsüz görüntüsüne hasta olduğumu biliyordu. O bir tane kılı bile olmayan, pembe, göz alıcı, nefis, amcığını yalamaya başlamıştım çünkü çok dar olduğundan dolayı iyice ıslanmadan aletimi zor sığıyordu içine. Yalamaya bile doyamıyordum çünkü o kadar bir leziz ve tatlıydı ki sabaha kadar yalayabilirdim. İyice sulanmıştı ve de fazla yalamadan kıpkırmızı olmuştu, eşimin sadece amı değil, tüm vücudu çok hassas ve kolayca incitilebilecek bir türdeydi. Yani, karımın herhangi bir yerini uzun bir süre okşayıp veya yaladıktan sonra hemen orası kıp kırmızı oluyordu. Pozisyonumu alarak aletimi karımın amcığına dayadım ve yavaş yavaş o daracık amına girmeye başladım. İyice yaladığım için amcığı yumuşak ve kaygan olmuştu ve aletim santim santim sıkı bir şekilde içine giriyordu. İyice soktuktan sonra ritmik bir şekilde gidip gelmeye başlamıştım ve tam o sırada aklıma bir şey geldi. Bir an Adem'in gündüzden yaptığı yorumunu hatırlamıştım, “LAN bu karının amı var ya? kesin o kadar bir sıkı ve dardır ki benim yarağı mos mor edebilir”. Bu düşünce bir kez daha keyfimi bozmuştu ve karımla sevişirken o kırolar aklıma geldiği için psikolojim çok feci dağılmıştı. Keyfim bozulduğu için bir an boşalıp bitmesini istedim o yüzden tempomu hızlandırıp daha sert sokmaya başladım ve tam boşalacağım vakit aletimi karımın amından çıkartıp sırt üstü uzanıp üstüme boşalmaya başladım. Bunu gören karım her zaman yaptığı gibi diliyle akan menilerimi yalayıp aletimi ağzına alarak temizlemeye başladı. Karıma bu hareketi ben öğretmiştim, ilk başlarda hiç yapmak istemiyordu fakat sonra onu alıştırarak çok haz duymasını sağlamıştım. Karım bu hareketi artık çok seviyordu ve sperm tadı onu çılgına çeviriyordu. Sevişmemiz bitmişti ve uykuya dalmıştık, yarın ikimiz içinde yorucu bir gün olacaktı, benim yeni işimde ilk günüm olacaktı ve Gül'de yeni arkadaşından ilk güreş dersini alacaktı. Sabah ikimizde kalkıp, ben çıkmak için hazırlanmaya başladım karım ise duşa girmişti. Güreş dersi öğleden sonra olacağı için acelesi yoktu. Akşama eve geldiğimde karımda benden 5 dakika sonra gelmişti. “Canım nasılsın, iş'te ilk günün nasıl geçti”? “iyi geçti gülüm, peki senin nasıl geçti ilk dersin”? Benim için en önemli soru buydu, inşallah kimsenin karıma karşı bir yanlışı olmamıştı. “Çok iyi geçti aşkım, harikaydı bir sürü müthiş hareketler öğrendim”. Karımın kıyafetine baktım üzerinde uzun bir etek vardı. “Sevindim bebeğim, peki o etekle nasıl güreş yaptın?”, “hehehe, ne diyorsun aşkım bu etekle olur mu hiç, tabi ki şortumla yaptım, herhalde böyle bir kasabada yalnız başıma spor kıyafetimle gezecek değildim” “aferin aşkım, haklısın bu kasaba bize yabancı ve eskisi gibi biraz modern giyinip yalnız başına evden çakmak olmaz”. “Aşkım göstereyim mi sana bir kaç hareket” “göster gülüm”. Karım üzerindeki uzun eteğini ve bluzunu çıkartıp spor kıyafetiyle karşımda durdu. Gözlerime inanamıyordum fakat tahminde etmeliydim. Üzerinde küçük beyaz BIKINI sutyeni vardı ve alttan da çok küçük kısacık dar bir beyaz şort vardı. Karım bu kıyafetini sadece evde ve samimi arkadaşlarımız olduğu zamanlar giyiyordu, belli ki Adem ve Apo'yu yakın dost olarak görüyordu artık ve onların önünde istediği gibi rahat giyinebiliyordu. Karım, “gel aşkım şimdi arkama geç” demesiyle sırtını bana döndü. Arkasını döünce şortunun ne kadar kısa olduğunu bir kez daha fark etim. Arkadan poplarının yarısı kısa şortun altından görünüyordu ve de şort kısa bel'li olduğu içinde külot değil tanga giymesi bile mümkün değildi. Beni en çok telaşlandıran şey ise, karım önümde kıçı havada olacak bir şekilde domalıp şortu daha da kıçının içine kaçarak daha da kısalmasıydı fakat çıplak kıçının üzerinde de bir sürü kırmızı el ve beş parmak izleri vardı. Karımın cildi çok narin ve hassas olduğunu daha önce söylemiştim fakat belli ki feci bir şekilde kıçları ellenip tokatlanmıştı. “Gül! Kıçlarına ne oldu böyle?” “hiiç aşkım, güreşin bir parçasıymış, güreş sırasında rakibinin poposuna sert tokatlar atıp onu kızdırman gerekiyor” “peki sen hiç kızmadın mı” “hehe, ben süperim aşkım, Adem bey kısacık şortumun altından çıplak popolarıma o kadar sert tokatlar attı ki ben hiç sinirlenmedim aşkım, beni sinirlendirmek için başaramadı. Ben bu güreşte çok iyiyim aşkım” bu iş hiç hoşuma gitmemişti fakat “peki gülüm, öyle olsun” dedim. Karım bir kez daha önümde domaldı ve ona yapışıp onu yukarı doğru çekmemi istedi. “Hayır öyle değil aşkım, kasıklarını popoma daya bakayım, şimdide sırtıma yapış ve bir kolunla göbeğimden sıkıca tut diğer kolunla da göğüslerimin tam altına yerleştir ve beni ritmik hareketlerle kaldırmaya çalış” Bu harekete inanamıyordum, o hayvan herif karıma bu hareketimi yapıyordu? Bir anlamda bu hareket beni çok tarik etmişti fakat Adem hayvanının karıma bu hareketi yaptığını düşündükçe sinirlerim bozuluyordu. Resmen aletim karımın kıçının arasına girmiş bir yandan da kolum göğüslerinin altında o onu kaldırmaya çalışıyordum. Karımı kaldırmaya çalıştıkça o aşağıya bastırıyor ben ise yukarı, fakat her seferinde de aletim daha da kıçına bastırılıyordu kolum da göğüslerine aldan destek verdiği için güzel göğüsleri yukarı doğru bastırılarak küçük bikinisinden dışarı fırlayacakmış gibi şişiyorlardı, o kıronun bunu yaptığını hayal ederek artık dayanamıyordum. “Tamam Gül bu kadar yeter”, “hehe gördün mü, Adem bey'de o kadar çok yüklendi ve zorlandı ki bir ara göğüslerim bikininden dışarı fırladı, şortumda ‘ayıptır söylemesi’ vajinamın içine kaçtı biraz, fakat bu çok normalmiş”. Duyduklarıma inanamıyordum, karım nasıl bu kadar saf olabiliyordu? Karıma az çok hak veriyordum çünkü hayatı boyunda hiç bir kötü niyetli, çıkarcı, sapık kişilerle muhatap olmamıştı o nedenle çok saftı ve kimseden kötülük beklemezdi fakat ona gerçekleri de anlatıp korkutmak da istemiyordum. Bu onu çok etkileyebilirdi. “Peki aşkım başka ne hareketler var”? “Bir hareket var aşkım çok zor, fakat ben üstün yeteneğimle onu da başardım” “nasıl aşkım”? “Peki bak, sen şimdi sırt üstü yere uzan, daha doğrusu biz biraz güreşip boğuştuktan sonra ben seni bu pozisyona getirmiş olmam lazım fakat güreştiğimizi varsayarak kısa kesmek için ben sana hareketin SON kısmını göstereceğim”, “peki aşkım ben yere yatıyorum sen göster”. Karım baş ucuma gelerek iki ayağını omuz genişliğinden biraz daha fazla açtı ve kafamın üst tarafından, yani yüzümün az ütünde pozisyon aldı. Kısaca, ben yerde yatılı olduğum için havaya baktığım zaman hizalı bir şekilde karımın kıçı tam gözlerimin önündeydi. “peki aşkım şimdi ayaklarını kaldır ve kollarımın arasına geçir”. Karımın ayakta bana doğru dönük olduğu için sadece kıçının altından karamı görebiliyordu ve vücudumun geriye kalan kısmı arkasındaydı. Bu nedenle bacaklarımı ve ayaklarımı sırtına çarpmamak için yavaşça hareket ettim. Ayaklarımı sezer sezmez eğilerek onları tutu ve bacaklarımın alt kısmını kendi koltuk altına yerleştirdi. Gerçekten çok ilginç bir pozisyondu çünkü şimdi ayaklarım havada olup karımın kollarının arasında olduğu için benim kıçımda havaya dikilmişti. Karım yavaş yavaş çömelmeye başlayınca benim bacaklarda alçaldıkça kıçım havaya doğru dikilmeye başladı. Karım suratımın üstüne doğru çömelerek o kadar bir yaklaşmıştı ki bir an müthiş kıçıyla suratıma oturacak sandım, fakat bir kaç santim kala üzerinde durdu. Artık karımın beyaz incecik şortu o kadar gerilmişti ki kumaş amının üstüne iyice yapıştığı için amı ve am dudaklarının şekli gayet net görünüyordu. Biraz daha yaklaştı ve artık burnum karımın amına değiyordu ve o müthiş am kokusunu içimi sarmıştı. “işte aşkım böyle yapınca kalkman için imkan yoktur ve ben kazanırım, istersen kalkmaya bir dene de göresin”. Karımın dediğini deneyerek kalkmaya çalıştım fakat kıçıyla kafamı aşağıya daha da bastırarak tüm suratım kıçının içine gömülerek hareketsiz kaldım. Adem hayvanı karıma bu hareketi gösterebilmek için eminim ki kafasını karımın amına ve kıçının arasına iyice gömerek bol bol dudaklarını ve burunu kullanarak karımın ince şortunun üstünden özel yerini koklayıp diliyle de tattığından çok emindim. Karım gururlu bir şekilde üzerimden kalktı ve “nasıldım aşkım, daha çok hareket var göstereyim mi?” dedi. “Harikasın bebeğim, ve hayır başka hareket görmek istemiyorum fakat kendini bu kadar zorlama, bir tarafını incitmeni istemiyorum”. Karımın bana başka hareket göstermesini istemiyordum çünkü bunlar güreş hareketi değil de karımı kurnazca taciz etmek için kullanılan hareketlerdi. “Bana bir şey olmaz canım, Adem bey ve Apo bey çok dikkatliler ve çok profesyonel, beni çok iyi idare ediyorlar” “Apo beyin ne işi vardı orda, nasıl yardımcı oluyor gülüm, odamı güreşçi?” “O güreşi Adem bey kadar iyi bilmiyor fakat oda bize katılıyor ara sıra, ayrıca çok iyi fizik tedavici ve ısınma hareketlerinde bana yardımcı oluyor, fakat sanırım halen daha bana karşı biraz utangaç, fakat senin dediğin gibi ona samimi davranıp ona güvendiğimi göstererek yavaş yavaş çekingenliğinin üstesinden geleceğinden eminim” “peki aşkım sana kolay gelsin fakat dediğim gibin dikkatli ol”, “merak etme aşkım.. bu arada çok heyecanlıyım çünkü yarın yağlı güreş öğretecekler bana aşkım, inanabiliyor musun?” “hayır aşkım inanamıyorum”. Gerçekten inanamıyordum çünkü olacakları hayal etmek bile istemiyordum ve karımı bu adamlarla yalnız bırakmak istemiyordum. Onu korumak için bir PLAN yapmam gerekiyordu ve ders vakti bir şekilde bende orda olmam gerekiyordu, fakat bunu gizlice yapmam lazımdı. “Saat kaçta gülüm dersin”? “Sabah olacak canım, o yüzden işe giderken sen bırakabilir misin beni?” “tabi ki bırakırım gülüm”. Bu planım için iyi bir başlangıçtı, böylece yerini de öğrenmiş olacaktım. Ertesi sabah, ikimizde kalkıp hazırlandık ve yola çıktık. Salona ikimizde beraber girdik ve yarı yolda ben bir bahane uydurarak geç kaldığımı ve gitmem gerektiğini söyledim. Karımı SALON koridorunda uğurladım ve onu diğer iki kıroya gitmesini bekledim. Ana salon kapısı kapandıktan sonra bende hemen salona başka giriş kapılar aramaya başladım. Biraz etrafı dolaştıktan sonra bir malzeme odası buldum ve ana salona ait olduğunu anlamıştım çünkü karımın sesini duyabiliyordum. Kapı açıktı ve içeri girerek yavaşça kapattım. Malzemelerin arasından sıyrılarak görüntü almaya çalıştım. Malzeme odasının salona bakan taraftan duvar yoktu ve malzeme odasına salondan giriş kısmında sadece büyük bir perde vardı. Kısaca, salonun içerisinden bakıldığı zaman malzeme odası değil sadece perde görünüyordu. Gizlice perdeyi aralayarak içerde bulunan Adem, Apo ve karımı seyretmeye başladım. Gül, bugün yağlı güreş öğreneceği için dünkü spor kıyafetlerini giymemiş, sadece açık mavi bir BIKINI giymişti. Adem ve Apo karımı bir muşambanın üzerine yatırıp tüm vücuduna yağ döküp yağı vücuduna sürme bahanesiyle karımı okşamaya başlamışlardı. Karım gözlerini kapatıp vücudundaki elleri bir masaj olarak düşünerek tadını çıkarıyordu. İki kıro da hallerinden memnun görünüyorlardı çünkü yüzlerinde bir sırıtma ile masum karımın her tarafını elleyerek okşuyorlardı. “Gül hanım, umarım size bu şekilde rahatsızlık vermiyoruz”, “yok canım, olur mu öyle şey, siz işinizi yapıyorsunuz, üstelik benim size güvencem sonsuz”. Apo karımın bacaklarını, ayaklarını ve ayak parmak aralarını okşayarak yağlıyordu. Adem ise karımın göbeğini, omuzlarını ve kollarını yağlıyordu. Adem karımın rahatlığından cesaret alıp “Gül hanım, BIKINI üstünüzü çıkarmanız gerekecek, yani yağlı güreş formatına uyabilmek için, acaba bir mahsuru var mı?” diye sordu. Karım da safça biraz düşündü, “eee” sonrada “tabi uygundur” dedi. Karım sırtındaki fiyongu çözerek bikini üstünü çıkardı ve o müthiş ağız sulandıran göğüslerini tüm çıplaklığı ile serbest bıraktı. İki kıro da karımın göğüslerini tamamen çıplak ve net bir halde ilk kez görüyorlardı, ikisi de belirgin bir şekilde güçlüce yutkunarak işlerine devam ettiler fakat gözlerini de karımın o pembe, iri meme başlı, yuvarlak, diri ve hassas göğüslerinden de ayırtamıyorlardı. Adem biraz daha cesaretlenip yağ dolu şişeyi karımın meme uçlarının üzerine dökerek, ses çıkarmadığını gördü ve ardından da yavaş ve tedirgin bir şekilde göğüslerini avuçlayıp okşayıp yoğurmaya başladı. Karım alışılagelmiş olarak ve de samimiyete vurarak ses çıkarmadı ve işin bir parçasıymış gibi rahat davranıyordu. Fakat bir gerçek vardı ki, hayatında ilk kez benden başkası göğüslerini görüyor ve okşuyordu. Bir ara karımı yüzüstü döndürerek sırtını yağlamaya devam ettiler fakat gözleri daha çok karımın o muntazam dolgun kıçlarının üzerindeydi. “Gül hanım, şimdi bizde yağlanmamız gerekiyor fakat zaman kaybetmemek için sizde bize yardımcı olur musunuz?” O nasıl soru Adem bey, tabi ki yardım ederim, siz beni güzelce yağladınız bende size aynı hizmeti verebilirsem çok sevinirim". Adamlar pantolonları hariç üzerindekileri çıkardılar ve Gül'de sırtlarına yağ dökerek o kıllı vücutlarını okşayıp yağı sürmeye başladı. Karım safça onları okşayarak narin elleri adamların kıllarının arasında gezdikçe adamlar kuduruyor gibindiler. Pantolon giydikleri için karım aşağı kısımlarını yağlamakta zorlanıyordu o nedenle “Adem bey pantolonlarınızı çıkarmayacak mısınız, böyle mi güreş yapacaksınız?” “Hayır Gül hanım fakat Apo beyin uygun güreş donu yok ve paltolunun altından bir şey giymediği için çıkarmaya çekiniyor” “öylemi Apo bey o yüzden mi soyunmuyorsunuz?” “Maalesef Gül hanım, sizin önünüzde çıplak kalmam doğru olmaz” “Benden mi çekiniyorsun Apo bey, aşk olsun”. Karım hallerine üzülmüş ve aptalca onlara samimiyet ve yakınlık gösterebilmek içinde çıplak kalmalarını normal karşılıyordu. Adem hıyarı karımın rahat ve safça tavırlarından bir kez daha cesaret alarak, “Gül hanım eğer sizin için bir mahsuru olmasa, ben tamamen soyunarak Apo'ya cesaret ve güven sağlayabilirim belki” dedi, masum ve saf karım ise, “biz yetişkin insanlarız, tabi ki bir mahsuru olmaz, Apo bey gerçekten hiç utanılacak bir durum yok ve lütfen beni kendinizden biri olarak görünüz” dedi. Bunun üzerine, Adem hemen soyunmaya başladı ve sinsice ademe göz kırparak ona örnek olacakmış gibi davranıyordu. Bir saniye içinde adam anadan doğma karımın karşısında bulundu. Karımın sırtı bana dönük olduğu için yüzündeki ifadeyi görmüyordum fakat adamın aleti kocamandı. Ben kendim şaşkınlık içindeydim ve karımın benim aletimden başka görmediğini bildiğim için onun yaşadığı şoku hayal edemiyordum. Adamın aleti enik olduğu halde resmen uzun kalın bir boru gibiydi ve kökü yoğun kıllar arasından başlayarak yere doğru salkıyordu. Kalın damarlı esmer görüntüsü ve mantar gibi kocaman başı çabasıydı. Adem Apo'ya dönerek, “bak gördün mü? Ben bile Gül hanımın önünde çıplak kalabiliyorum, hadde sende dene” dedi. Apo inatçı bir şekilde, “Hayır olmaz, sen soyundun diye benimde soyunmam doğru olur anlamına gelmiyor” diye yanıt verdi. Bunun üzerine karım, “Apo bey fakat ben sizinle ve Adem beyle güzel ve profesyonel bir güreş yapmak istiyorum, eğer siz oyun bozarlık ederseniz nasıl olacak bu iş” “Bilmiyorum Gül hanım, kusura bakma fakat sizin önünüzde utanıyorum”, “Öyleyse bak, şu an nerdeyse bende çıplak sayılırım, üzerimde sadece bir BIKINI altı var ve hiç de utanmıyorum”. Dedi. Bunun üzerine Adem hıyarı, “Gül hanım, benim bir fikrim var, bence sizde çıkarınız bikini altınızı nasılsa tek kalan bu ufak bez parçası, o zaman Apo da çıkarmaması için hiç bir sebebi kalmaz değimli?” karımın yanıtı gecikmeden, “evet Adem bey çok haklısınız” diyerek Apo'ya döndü ve “eğer bende bunu çıkarırsam sende çıkaracak mısın? Yani böylece üçümüzde eşit olacağız”. Dedi. Apo da, “O zaman olabilir” dedi. Gözlerime ve kulaklarıma inanamıyordum, ahmak karım iyi niyet gösterecek diye üzerindeki tek parça BIKINI altını da çıkarmaya başladı. Adamlar karımı çıplak bir halde görünce adeta ağızlarından salyalar akmaya başladı. Karımın o kılsız pembe taze çiçek gibi amı gözlerinin önündeydi. Apo hiç vakit kaybetmeden hemen pantolonunu indirdi ve Adem'inkinden hiç farkı olmayan aletini karıma teşhir etmeye başladı. Karım iki tane kocaman yarağın arasında kalarak adamların saniye saniyesine yavaşça kabaran ve sertleşerek büyüyen aletlerini hayretle seyretmeye başladı. Tam olarak karımın kafasından neler geçiyordu bilmiyordum fakat bu çıplak adamlardan ve de kocaman aletlerinden biraz ürkmüş olması büyük bir olasılıktı. Adem karımın konsantrasyonunu bozarak “evet Gül hanım, işte şimdi bizi kolayca yağlayabilirsin”, karım “eeemm ha evet, tabi ki” deyerek muşambanın üzerine uzanan adamlara yaklaştı ve yağ dökerek kıllı bacaklarını okşayarak ve de yağı ciltlerine yedirmek için hafifçe de etlerini yoğurmaya başladı. Karım ellerini adamların kasıklarına doğru yaklaştırarak tam taşaklarına değmeden tekrar aşağı doğru yönlendiriyordu. Bu arada bu kıroların azman sikleri ise bu tarik edici durumdan dolayı mertek gibi havaya dikilip karımın burnunun tam ucunda duruyorlardı. “Gül hanım, kusura bakma, yaraklarımız sertleşmiş, inşallah yanlış anlamamışsınızdır, sizin gibi güzel seksi bir bayanı bu şekilde görünce, yaraklarımız kontrol edilmez bir şekilde böyle oldu.“ Konuşma tarzlarından olacak ki, karım biraz kızarıp utanmıştı fakat durumu yumuşatmak için biraz cilveli konuşarak “önemli değil Adem beyciğim, gayet haklısınız, bu çok doğal bir şey, ayrıca utanılacak bir şey yok, çok güzel penisleriniz vardır” dedi. Adamlar karımın kullandığı penis kelimesine sesli bir şekilde gülmeye başlamışlardı. “Hehehe neyimiz neyimiz vardır?” karım kuşkulu bir ses tonuyla tekrar “penisiniz?” dedi. Adamlar bir kez daha güldüler, “bunu ilk kez duyuyoruz Gül hanım, biz ona yarak diyoruz, sende öyle desene”. Karım yine utanmıştı fakat onları kırmak istememiş olmalı ki kısık bir sesle “yarak” dedi. “Duyamadım Gül hanım, utanma lütfen bak samimi olmak isteyen sizsiniz, şimdi lütfen daha sesli bir şekilde bir kez daha söyleyebilir misiniz?” “Yarak!” “güzel, şimdi ne diyordun yaraklarımız hakkında?” “Çok güzel YARAKlarınız vardır diyordum”. Bir kez daha sinirlerim tepeme vurmuştu çünkü bu pis herifler karımı terbiyesiz ve de seviyesiz konuşmalarına adet ediyorlardı. Karım çok saf, iyi niyetli ve birazda salak olduğu için bu Kürt kökenli kurnaz adamların oyunlarına geliyordu. “Yaraklarımızın neresi güzel Gül hanım?” “eeemm, ne bileyim, güzel işte” “Hiç samimi bir cevap değil bu, eğer sandığımız kadar bize yakınsanız yaraklarımızın neyini beğendiğinizi bize lütfen açıklar mısın?”. Karım biraz durdu duşundu sonrada “Ben samimi ve de modern bir insanım tabi ki açıklarım” dedi, “bence sizin yaraklarınız çok büyük o nedenle güzeller.”, “mmhh, demek büyük, Metin beyin büyük değil mi?” “Kocamınkinden çok memnunum, yani onunkinin da güzel bir ölçüsü var fakat sizinkiler hayatımda gördüğüm en büyük yaraklar” “evet, yaraklarımızın güzel olduğunu söyledin, peki yaraklarımızı çok beğeniyor musun?” “nasıl yani?” “gayet basit, yaraklarımızın görüntüsünü beğeniyor musun?” “eeemm… evet beğeniyorum” “en çok neyini beğeniyorsun, bize biraz detayla anlatır mısın?” “anlatırım tabi, öncelikle çok uzun ve de kalın, sonra kocaman sapı esmer ve çok kalın damarlı, kökü ve taşaklarınız çok kıllı ve ayrı etten birazda kokuyor, yarak başınız ise bir mantar kafası gibin kocaman ve de çok sert görünüyor. Oldu mu?” “Ağzınıza sağlık, çok güzel anlatmışsın, peki çok sert olduğundan emin misin?” “emin değilim fakat öyle görünüyor” “peki merak ediyor musunuz, dokunup öğrenmek ister misiniz?” “Sağ ol Adem bey fakat dokun masam iyi olur” “AAA niye Gül hanım, ısrar ediyorum, lütfen dokununuz ve ayrıca yaraklarımızı da yağlayınız bize” “hmmmm…. peki madem ısrar ediyorsunuz, öyle olsun”. Salak, saf karım adım adım bu hayvan heriflerin tuzaklarına düşüyordu. Karım eline yağ döküp o küçük narin eliyle ilk önce Adem'in o kocaman aletini avuçlayıp okşamaya başladı. Adem hayvanı ise aldığı hazdan dolayı gözlerini sıkıca kapatıp tuhaf sesler çıkarmaya başladı. Sonra, karım iki adamın arasına geçerek dizlerinin üzerine oturdu ve iki eliyle adamların sikini yağlama maksadıyla aynı anda kocaman siklerini yağın verdiği kayganlığıyla sıvazlamaya başladı. Karım işini düzgün yapabilmek için ve yağı ciltlerinin inçine iyice yedirebilmek için ara sıra adamlarının kıllı taşaklarını avuçlayıp yağlıyor ara sırada başparmağı ile mantar gibin büyük yarak başlarını yağlıyordu. Aradan çok zaman geçmedi, ikisi de karımın ellerinin üzerine boşalmaya başladı. “Gül hanım üzgünüz fakat elimizde olmayan nedenlerden dolay böyle bir kaza oldu, umarım bize bu konuda yardımcı olursun" “Üzgün olmaya gerek yok beyler, kocama bu hareketi her yaptığım zaman aynı şey oluyor, bu çok normal bir şey” “Siz çok mükemmel, çok olgun, çok modern ve çok anlayışlı bir bayansınız” “Adem bey beni şımartıyorsunuz, lütfen yapmayın” “Siz şımartılmaya laiksiniz Gül hanım, peki kocanızı bu şekilde boşalttığınız zaman onu nasıl temizlersiniz?” “Bak onu söyleyemem” “Gül hanım, bak kalbimi kırıyorsun şimdi”. Karım bir şey söyleyemeden, Apo hemen araya girip “Oğlum Adem, Gül hanımı rahat bırak sana, bizim ne haddimize böyle bir şey sormak” dedi. Karım yine etkilenerek “rica ederim Apo bey, sanırım anlatmamda bir sakınca yok, hepimiz yetişkin insanlarız. Genelde kocam bu şekilde boşaldığı zaman ben….. ben şey yaparım….”. Adem hemen atılarak “ne yaparsın Gül hanım?” karım utangaç bir şekilde, “şey… dilimle tüm spermlerini yalarım ve penis..pardon, yarağını ağzıma alıp SON damlasına kadar emerim”. “Vay canına, sen neymişsin Gül hanım, süpersin, bunu ancak sizin gibi ileri görüşlü, modern ve kültürlü bir bayan yapabilir” “sağ ol, Avrupa'da bayanlar böyle yapıyormuş, bizim eksiğimiz ne değil mi.” “haklısın gül hanım, eh bu anlayışla siz herhalde bizi de şimdi aynı şekilde temizlersin, değimli?” “bilmem ki, doğru olur mu” “niye olmasın, sizce Avrupalı bir bayan sizin yerinizde olsaydı yapmaz mıydı?” “bilmem, yapardı herhalde” “eh, o zaman ne düşünüyorsun, fakat bizi yabancı olarak görüyorsan, o başka mesele" “Olur mu Adem beyciğim, siz ikinizde benim için çok değerli ve çok önemlisiniz, siz benim çok yakın dostlarımsınız” “O zaman insan yakın dostlarına iyilik etmeyi ihmal etmemeli” “haklısın Ademciğim, size iyiliğim dokunabilirse ne mutlu bana, yeter ki siz isteyin ben yaparım, size güvencem sonsuz”. Bir kez daha, salak karıma inanamıyordum. Olacaklara bir SON vermek için perdenin arkasından çıkarak salonun ortasına dalmak istiyordum fakat bu üç çırılçıplak insanın karşısında ne yapacağımı bilmiyordum. Bu durum beni çok utandırıyordu ve çok çekiniyordum. Zaten öfkemden ve de görüp ve duyduğum bu şok edici şeylerden sonra sürekli kasılmaktan hareket edecek gücüm kalmamıştı. Karım adamların aletlerine doğru domalarak önce o nemli pembe şirin diliyle kasıklarının ve göbeklerinin üzerindeki beyaz spermleri yalayarak sonra yarı sert kocaman siklerini ağzına alarak emip somurmaya başladı. Karımın kafası bir Apo'nun sikine bir Adem'in sikine gidiyordu. Bir kaç saniye içerisinde adamların sikleri tekrar dimdik taş gibin olmuştu. Karım ağzına almaya zorlanıyordu artık fakat yinede inatla o kokmuş, pis ve kıllı yarakları bir iştahla ağzına alarak o kırmızı rujlu kusursuz güzel kalın dudaklarının o büyük esmer salam gibi yarakların üzerinde yukarı aşağı kayıyor ve seksi dudakları az önce sürmüş olduğu yağdan dolayı parlak ve nemli bir hale gelmişti. Artı, adamların o pis azman büyüklüğünde yaraklarının üzerinde bir çift çok seksi ayna gibi parlak kırmızı rujlu dudak vardı ve de o kalın damarların ve kılların üzerinde kayarak sürtünüyordu. Karım tüm spermlerini yutup o kokmuş yaraklarını da ağzıyla güzelce temizlemişti. Gayet iyi biliyordum ki karım bu hareketten çok etkileniyordu ve de farkında olmasa da kadınsı hormonlarını harekete geçiriyordu. Karım yaptığı işten haz duyarak geri oturdu ve “Baylar nasıldım? Umarım sizi istediğiniz gibi temizleyebilmişimdir” “Gül hanım müthiştiniz, harika, sizin gibi bir bayan yok bu dünyada”. Karım gururlu ve rahat bir şekilde kıçının üzerine oturdu ve o kadar bir rahat hareket ediyordu ki ayaklarını öne doğru uzatarak dizlerini de hafif katlayarak ayak tabanlarının üzerine basıyordu fakat bacakları da aralıktı. Yani karımın amı çok net bir şekilde ortadaydı ve de az önce yaptığı şeyden dolayı etkilenmiş olmalı ki amı sulanmıştı ve iki kabarık am dudaklarının arasında beyaz zevk sıvıları görünüyordu. Adem bunu görür görmez, “Gül hanım baksana, sizinde am sularınız akıyor”. Karım bacak arasına bir baktı, ve Adem'in doğru söylediği gördü ve bu durumdan çok utandığı beliydi. “Gül hanım, utanacak bir durum yok, sen bizi temizlediğin gibi bizde seni aynı şekilde temizlememiz gerekiyor, bu senin en doğal hakkın, değil mi?” “eee evet, haklısın…. sanırım doğru söylüyorsunuz”. Karım kaderini kabul etmiş gibi sırtını yere yaslayarak bacaklarını daha da açıp temizlenmek için kendini hazır duruma getirdi. Kafasından neler geçiyor bilmiyordum, fakat tek bildiğim şey, karım çok candan yürekten bir insandı ve de aşırı sadık ve namusu bir kadındı. Beni kesinlikle aldatmak veya üzmek gibi bir niyeti olmadığından çok emindim fakat bu iğrenç adamlar saf karımı çok sinsice kandırıp aleyhlerine kullanmışlardı ve de kullanmaya devam ediyorlardı. Karımın amı kabak gibin ortadaydı ve o enfes, ağız sulandıran, BAL gibi deliğinden am suları sızarak göt deliğini de ıslatmıştı. Adem hiç vakit kaybetmende o kalın dudaklarını karımın amına yapıştırdı ve tüm gücüyle karımın bal kutusunu somururcasına emiyordu. Adam sanki çölde susuz kalmış ve de bir deliğin derinliğinden su vakumlamaya çalışıyor gibin gözüküyordu. Karımın bacaklarının arasında bir kıronun kafasını görmek çok acı vericiydi. Adamın bıyıkları karımın özel yerlerine sürtüyor ara sırada göt deliğine doğru uzanan kocaman bir dil görüyordum, “şapır” diye karımın ufacık pembe göt deliğini yalıyor sonra tekrar amının derinliklerine yol alıyordu. Bu arada, karım resmen bayılacak gibindi ve yaşadığı nefasetten dolayı sahip olduğu tüm kontrolü kaybetmişti ve artık düzgün düşünüp hareket edemiyordu. Bunu fırsat bulan, sözde utangaç olan Apo, karıma yaklaşarak, “Gül hanım bende göğüslerinizi temizleyebilir miyim?” diye sordu. Duyduğum en aptal ve tuhaf soruydu bu fakat böyle bir ortamda sanırım çok akılıca sorulmuştu çünkü yerde kıvranan karımın ağzından çıkan cevap ve sesler “MMMMmmhhhh evveeTTT, temizle istediğin uUUUuhh yeri temizleeEE aaAOOhhh!” Apo hemen kırımın o diri azdırıcı göğüslerine çullandı ve onları büyük bir azimle yalayarak iri pembe meme başlarını emmeye başladı. Bu arada, adamlar sürekli yer değiştirerek karımın tüm vücudunu yalıyorlardı. Bir ara Apo karımın ayaklarını büyük bir iştahla yalıyor ve o narin mükemmel ayak parmaklarını da tek tek ağzına alarak emiyordu. Yirmi dakika içerisinde adamlar karımın yalanmadık yerini bırakmamışlardı ve yaraklarını temizleme bahanesiyle karımı yine kandırarak kocaman siklerini karımın ağzına sokmayı da ihmal etmemişlerdi. Aptal, saf, temiz kalpli karım adamların samimiyetine inanarak her istediklerini yapıyordu fakat bu yaptığı çok büyük bir yanlış olduğunu düşünecek anlayacak halde değildi. Bu iki kıronun karıma tek yapmadıkları şey, hayvani yaraklarını karımın amına sokmalarıydı, ve bunu da yapmamaları için dualara çoktan başlamıştım. O yarakların herhangi biri karımın amına girecek olsa ben ve karım için felaket olurdu. Benim açımdan, iki tane Kürt asıllı kıronun, masum narin yapılı karımı hayvan gibi sikmeleri ve de kirletmeleri çok kötü olurdu. Kendimi nasıl affederim hiç bilmiyorum, tüm olanlar benim yüzümden olacaktı. Ayrıca karım bana ne kadarda sadık olsa dürüst ve de suçsuz karımı vefasız olmasına yol açacaklardı. Karımın açısından o adamların yaraklarını yemesi, o ufacık, daracık amının genişlemesi ve belki de biraz yırtılmasına neden olacaktı. Karım o kadar büyük yarak yeyebilir mi bilmiyorum fakat eminim ki zor olurdu. Adamlar güzelce karımın tüm varolan yerlerini yalayıp yuttuktan sonra geriye oturdular ve yaşadıkları zevki hazmetmeye koyuldular. Tabi bu arada, adamların yarakları acayip bir şekilde bir salam gibi daha da büyüyerek bir kaya parçası gibi sert görünüyordu, artık yaşadıkları bu haz verici işkenceden dolayı yaraklarının rengi mos mor olup üzerindeki kalın damarlarda patlayacakmış gibi duruyordu. “Gül hanım, sanırım bol bol hepimiz temizlendik fakat yaraklarımız aşırı derecede ağrıyor”, “niye Adem bey, yoksa çarptınız mı o güzel yarakları?” “hayır gül hanım, taşaklarımız artık boşalmak için yalvarıyorlar ve de yaraklarımız girecek bir delik arıyor” “anlamadım nasıl yani, ne deliği?” “yani böyle daracık güzel bir delik, bize çok zevk verecek ve de boşaltacak bir delik” “Adem bey eğer doğru anladıysam sanırım eve karılarınıza gitmeniz gerekiyor”, “Haklisin Gül hanım, gitmemiz gerekiyor fakat bu imkansız” “niye?” “çünkü o kadar zamanımız yok, ayrıca yaraklarımız bu halde dışarı çıkamayız, acilen bir am lazım bize fakat kim yapacak bize bu iyiliği bilmiyorum”. “Adem bey bende bilmiyorum, keşke elimden bir şey gelse” Adamlar karıma bir şey ima etmeye çalışıyorlardı fakat beli ki karım oralı olmak istemiyordu. Karımla gurur duydum ve bu kadarına da kanmayacağını biliyordum. “Gül hanım lütfen bizi ancak siz kurtarırsınız” “Adem bey, gerçekten yardımcı olmak isterdim fakat Metine karşı yanlış yapmış olurum, ne kadar da açık görüşlü ve samimi bir insan olsam yinede sizinle cinsel ilişkiye girmem çok yanlış olur”. “Doğru söylüyorsunuz Gül hanım, fakat biz sizinle cinsel ilişkiye girmek istemiyoruz, sadece bizi çektiğimiz acıdan kurtarmanı istiyoruz, yani kötü bir niyet yok, bize daha önce yaptığınız gibi en azından yaraklarınızı ağzına alıp veya elinle oynamanı istiyoruz. Hiç çoktan iyidir, lütfen gül hanım en azından ağzınıza alıp bizimle oyna, belki işe yarar”. Karım gerçekten yardımcı olmak istiyordu fakat onlarla sevişecek kadarda ileri gitmek istemediğini biliyordum, ayrıca kendide gayet iyi biliyordu ki o kocaman yarakları amına sokmak kolay bir şey değildi. Karım yine saflığına teslim olarak “Daha önce yaptım, sanırım bir kez daha yapmamda bir sakınca olmaz. Dediğiniz gibi, bu sadece iyi niyet ve de size yardımcı olmak maksadıyla olacak”, “siz harikasınız Gül hanım bizi çaresiz bırakmayacağını biliyorduk”. Karımı hiç çoktan ağzına alması için kandırmışlardı, bu bile onlar için büyük bir şeydi fakat ben buna da çok karşıydım. Karım için bu durum çok basit ve masumca görünebilirdi, ortada hiç bir ART niyet olmadığını ve de yapacağı şeyin çok normal olduğunu düşünebilirdi, fakat ortada bir gerçek vardı ki, karım iki tane yapancı adamın siklerini ağzına alacak olmasıydı ve bunun etik olmaması bana çok zarar veriyordu fakat masum karımı bu iğrenç olaydan kurtarmak içinde elimden hiçbir şey gelmiyordu. Karım adamların o büyüleyici siklerine yaklaşarak o narin elleriyle tekrar okşamaya ve oynamaya başlamıştı. Karım hayranlıkla “Vay be, ne kadar sert olmuşlar” diye cevap verdi. “Söylemiştik Gül hanım çok zor durumdayız”, “evet, görüyorum”. Karım biraz daha yaklaşarak Adem'in yarak başını o nemli yumuşacık diliyle yalayarak dil darbeleri vurmaya başladı, aynı anda da diğer eliyle de Apo'nun yarağını sıvazlıyordu. “Ohhh Gül hanım ne güzel yapıyorsunuz öyle”. Karım artık iki aleti de sırayla ağzına alarak gırtlağının derinliklerine mümkün olduğu kadarıyla alarak yutmaya çalışıyordu, tabi adamlar bu durumdan dolayı zevkten geberiyordular. Karımda gerçekten çok sağlam bir mide vardı ve de seks konusunda nerdeyse hiç sınır tanımıyordu çünkü bu adamların sikleri cidden çok pis ve kokmuş görünüyordu. Bize geldikleri geceyi hatırlıyorum da, kokudan zor duruyordum. Adamların pis ter kokuları, aşırı kılları ve de ciltlerinin üzerindeki kirler haftalardır yıkanmadıklarının bir göstergesiydi. Perdenin akasından gördüğüm kadarıyla kıllı taşakları ve de aletleri kirden renk değiştirmişti, eminim ki kendi eşlerini siktikten sonra da hiç temizlenmiyorlardı ve şimdide benim temiz çiçek gibi karım bu iğrençliği ağzına sokarak midesine indiriyordu. “Gül hanım çok güzel emiyorsun yaraklarımızı, tadını çok beğendiniz galiba?“ “Evet tadı çok güzel ve değişik, kocamınkinden çok farklı” “nasıl farklı? Nasıl bir tadı var?” “Mmmh öncelikle biraz ekşimiş ve tuzlu bir tadı var, sonra balık ile eskimiş peynir karışımı çok keskin bir kokusu var. Fakat Adem bey istemesem de bu hoşuma gidiyor ve bundan dolayı çok utanıyorum size karşı, yani amacım zevk almak değil” “Rica ederim Gül hanım, zevk almak sizin en doğal hakkınız, baksana amınız yine çok sulanmış, istersen kıçını Apo'ya, suratının üzerine koy o da sizi temizlesin” “Olur mu Adem bey, ben eve gidince temizlenirim” “Lafımı olur Gül hanım bu bizim vazifemiz”. Adamlar yine karımı kandırarak Apo'yla 69 pozisyonuna sokarak onu kullanmaya devam ettiler. Karım Apo'nun suratının üzerine oturmuş Apo'nun aletini yutuyordu aynı anda da Ademe uzanarak o pis taşaklarını yalayıp ve emerek temizliyordu. Apo suratının üzerindeki amı büyük bir iştah ve hevesle yalayıp emiyordu, adamın heyecanı azmi ve çabalarından çok güçlüce emdiği belli oluyordu çünkü karımın içini dışa çıkaracakmış gibi sesler çıkıyordu. Belli ki karım zevkten kontrol dışına çıkartmıştı çünkü karımın beyaz am sıvıları Apo'nun bıyıklarına yapışmış bir vaziyetteydi, geri ye kalan sıvıları ise Apo'nun ağzına vakumlanıyordu. Karım artık düzgün düşünüp mantıklı karar veremediği için Adem bir kez daha kurnazca karımın beynini yıkayarak onu kontrol ediyordu. “Gül hanım, yaraklarımızı çok mu beğendiniz?” “evet çok” “duyamadım”! “YARAKLARINIZI ÇOK BEĞENDİM!” “böyle yarak hiç gördün mü hayatında?” “görmedim” “peki kocanın yarağı daha güzel mi bizimkiler mi?” “sizinkiler daha güzel” “peki bu yarakların her istediğini yapar mıydınız” “evli olduğum için maalesef yapmazdım” “olmadı şimdi böyle, yaparım söyle” “fakat…” “fakat makat yok, yaparım söyle!” “yaparım” “ne yaparsın?” “bu yarakların her istediğini yaparım” “emin misin?” “evet eminim, bu yarakların her istediğini yaparım” “güzelll, şimdi bu yarakları amında his etmek ister miydin?” karımın kafası çok karışmıştı ve ne yapacağına veya söyleyeceğine karar veremiyordu, “ööö¿” “bu yarakları amında his etmek ister miydin diye sordum!” “EVET isterdim, bu yarakları amımda his etmek isterdim” “peki yarağımı sokayım mı amına şimdi?” “hmmm bilmiyorum” “yanılış cevap! Tekrar soruyorum” “yarağımı sokayım mı amına şimdi?” “evet SOK!“ Karımın kafası gerçekten çok karışmıştı ve mantıklı düşünemiyordu. Cinsel güdüsü aklını başından almıştı ve de resmen bu kırolara teslim olmuş bir vaziyetteydi. “Gül hanım, yarağımızı amcığınıza sokamayız” “lütfen sokuuun”, “hayır olmaz” “niye Adem bey, niye amcığımı sikmek istemiyorsunuz?” Bugün bu salonda olanlara inanamıyordum, adamlar resmen ustaca karımın beynini yıkayıp onu sikmeleri için yalvartıyorlardı. Biz bu durumlara düşecek insanlar mıydık, böyle iğrenç bir tuzak bize nasıl olabilirdi. “Gül hanım sizi sikemeyiz, sonra yanlış anlaşılır” “hayır yanlış anlaşılmaz, ben size güveniyorum ve size sızılarınızdan kurtulmanız için yardımcı olmak istiyorum” “emin misin Gül hanım, bu koca yarakları yiyebileceğinizden emin misiniz”? “EVET eminim, o kocaman yarakları daracık amımda istiyorum, lütfeeeeen sikiniz beni, yaraklarınızın her istediğini yapacağım diye söz vermiştim, şimdi bana her istediğinizi yapınız lütfen” “eh bizden günah gitti o zaman”. Karım feci kandırılmıştı ve resmen hipnoz edilmiş gibindi, eminim ki normal bir durumda bu olanları algılayabilse kesin çok sinirlenirdi ve karşı çıkardı fakat şu anki hali bir esirden, bir köleden hiç bir farkı yoktu, beyini resmen uyuşmuştu. Adamlar karımı yere yatırıp ilk önce Adem karımın bacaklarının arasına geçti ve o kocaman mantar biçimli yarak kafasını karımın o kusursuz ufacık sulu deldiğinin girişine dayadı ve üzerinde aşağı yukarı sürtmeye başladı, Apo da öte yandan karımın bacaklarını ve ayaklarını yalıyordu. Adem aletini karımın amının girişine biraz daha bastırarak o küçük deliği zorlamaya başladı. Biraz daha bastırdıktan sonra o mantar biçimli kocaman yarak kafası karımın amının içine lüp diye giriverdi. Karımın gözleri şok içinde açılarak acıdan dolayı dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Bu yetmezmiş gibi Adem gaddarının geriye kalan kocaman sikini bulunduğu delikten içine doğru kaydırarak bir yılan gibi derinlere doğru süzülmesini sağladı. Karım artık içine giren bu kocaman yaraktan dolayı ağlamaya başlamıştı fakat dinleyende yoktu. Karım çığlık attıkça Adem hayvanı bir o kadar daha köklüyordu, Apo ise halen daha karımın o kırmızı ojeli ayak parmaklarını bir lolipop gibin emiyordu. Bir süre sonra karım çığlık atamaz hale gelmişti fakat gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu. Adem kırosu karımın sakinleştiğini görünce ona hem sokuyordu hem de konuşuyordu. “Nasılım Gül hanım, böyle yarak yedin mi daha önce?” karım hıçkırık dolu sesiyle masumca “çok iyi sikiyorsun adem bey, hayır hiç böylesini yemedim daha önce” “peki bundan sonra yiyecek misin?” “yiycem Adem bey bundan sonra böyle kocaman yarak yiycem” “Bundan sonra küçük yarak yemek yok! Değil mi Gül hanım?” “hayır bundan sonra küçük yarak yemem mümkün değil” “Aferin Gül hanım, fakat bir sorun var, kocanınki küçük sayılır, ne olacak” “bilmiyorum Adem bey, yememem mi lazım?” “Evet Gül hanım bundan sonra kocanla sikişmeyeceksin, bundan sonra sadece bizimkiler gibi kocaman yaraklar yiyeceksin, anladın mı?” “anladım Adem bey, fakat bu kocama haksızlık olmaz mı”? “Tabi ki olmaz Gül hanım, zaten bizim yarakları yedikten sonra bu am kocana çok bol gelecektir o nedenle seni sikmesi gerekmez artık, üstelik onun bu durumdan haberi olmamalı o yüzden onunla artık sikişmeyeceksin ki anlamasın” “peki Adem bey siz nasıl isterseniz”. Sanırım karımın yeni kocaları bu kırolar olmuştu ve bu gidişle kendi karımı bile bana koklatmayacaklardı. Bir süre sonra Adem kocaman sikini karımın amından çıkartarak minyon ve narin yapılı masum karıcımı belinden tutup bir çocuk gibi kaldırdı ve yerde sırtüstü yatan Apo'nun üzerin oturtu. Karımın ufacık taptaze çiçek gibi amcığına yeni bir yarak girmeye başlamıştı artık. Gül Apo'nun üzerinde zıpladıkça göğüsleri de Apo'nun suratına çarpıyordu ve Apo'da bu imkanı değerlendirmek için dilini çıkartarak karımın suratına çarpan meme uçlarını yalıyordu. Bu sırada Adem karımın havaya seken kıçına yaklaştı ve o küçücük pembe göt deliğini ve kendi aletini tükürükledi ve o dapdaracık deliğe aletini dayadı. Karım bunu sezer sezmez ürkerek Apo'nun o kocaman Aletinden kurtulmaya çalıştı fakat Apo'nun o uzun siki o kadar bir derinlere giriyordu ki kaçmasına imkan yoktu üstelik Adem onu belinden kavramış sadece Apo'nun sikinin üzerinde sekmesine izin veriyordu. Karım karşı çıkmak için ağzını açana kadar Ademin yarak karımın göt deliğinde yol almıştı bile ve de iki yarak birden karımı delercisine işliyordu. İki tane kol kadar yarak karımın deliklerine nasıl giriyordu bir ben bir da karım bilirdi. Bu feci bir durumdu ve karım bu yaraklara nasıl dayandığını bilmiyordum. İki yarağın pompaladığı yer dikkatimi çekerek incelemeye çalıştım ve gözlerime inanamadım, karımın kıçı ve amı kanlıyordu ve belikli bir yerleri yırtılmıştı. Bu adamlarda hiç insaf yoktu ve çok acımasızdılar, masum karımı hayvanca sikiyorlardı ve bu vahşet karşısında ben bir şey yapamıyordum. Adamların köklemeleri daha da sertleşerek ve hızlanarak karımın içine boşalmaya hazırlandıkları belliydi. Bir an iki adamda sesli bir şekilde inleyerek boşalmaya başladı, karımın deliklerinden akan kırmızı kan rengi artık beyaz sıvılarla karışmış bir şekilde bacaklarından dizlerine doğru akıyordu. Karımın deliklerinden o hayvani siklerini çıkartarak onu döl ve kan içinde bıraktılar. Karım sarhoş bir halde kalkmaya çalıştı fakat düşecek gibi oldu ve tekrar yere oturdu, sızı içinde olduğu halinden çok belliydi. “Gül hanım teşekkür ederiz bizi sızılarımızdan kurtardın, kusura da bakma seni biraz zorladık fakat emin ol ki bundan sonra hiç acımayacak” “Sağ ol Adem bey umarım geçer çünkü kocam bakireliğimi ilk kez bozduğunda bile bu kadar ağrımamıştı fakat sizi sızılarınızdan kurtardığım için mutluyum”. Karım kendi sızılarını düşünmüyordu ve onu havanca siken adamların sahte sızılarını düşünüyordu, ne kadar saf, ne kadar iyi niyetli karım vardı öyle. “Gül hanım bizim gibi bir sürü arkadaşımız var ve sizinki gibi dar amcık hiç bir yerde bulamıyorlar ve çok zor durumdalar, acaba sizi onlarla tanıştırıp onlara da bu konuda yardımcı olabilir misiniz?” “Olurum Adem bey, arkadaşlar böyle günler için, siz ne zaman isterseniz fakat lütfen bana biraz zaman veriniz yaralarım iyileşin ve sonra istediğiniz kişilerle ilgilenirim” “Sağ ol gül hanım sizin gibi iyi niyetli bir komşu nerde bulabilirdik”. Karımı ayağa kalkması için yardımcı oldular ve salondan ayrılmak için ana kapıya doğru yürüdüler. Karımın yürüyüşü çok değişmişti ve sanki de kıçında bir şey varmış gibin yürüyordu. Bunun sebebini herkes çok iyi biliyordu ve ilerleyen zamanlarda karım bir sürü hayvan tarafından kullanılacağı çok açıktı. Benim Ankara'daki işimi kaybetmem sadece hayat tarzımızın değişmesine sebep olmadı, seks hayatımızın da tamamen değişmesine neden oldu. Artık ben karımı sikemiyordum çünkü onun yeni bir görevi vardı ve ben durumu bildiğim için onu bu konuda incitmek veya üzmek istemiyordum, bu nedenle karımın kullanılmasına göz yummak zorundaydım. Artık cinsel ihtiyacımı gidermek için genel evlerine gitmek zorunda kalıyordum, kasabanın tüm Kürt asıllı kıroları ise masum, tertemiz ve saf karımı diledikleri gibi sikiyorlardı ve karım bunu kendi için değil iyilik için yapıyordu. Onu kandırarak ondan faydalanıyorlardı ve karımda bu gerçeği göremiyordu.
563 notes
·
View notes