ah-val

[ah-val]

[ah-val]

[ah-val]

AREFE: YILIN EN FAZİLETLİ GÜNÜ

Aylar içinde Ramazan, geceler içinde Kadir gecesi, gündüzler içinde de Arefe günü en faziletli zaman dilimleridir. Bu gün senenin en hayırlı, faziletli ve üstün günüdür.

Bugünün üstünlüğü şu noktalarda tezâhür eder:

1. Hacıların Arafat'ta vakfe yaptığı gündür. Vakfe, haccın en önemli rüknüdür. Arafat'ta yapılan samimi dualar kabul görür.

2. Kur'an'ın en son inen âyeti olan Mâide sûresinin 3. âyeti "işte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, size olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum" âyeti peygamberimize (s.a.v.) arefe günü Arafat'ta indirilmiştir. Yani bugün, İslam binasının son tuğlasının konulduğu, Kur'an'ın son âyetinin indirildiği gündür.

3. Rivayetlerde arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek senenin günahlarına keffaret olduğu bildirilmiştir. (Müslim) Bu fırsat, insan ömründe her zaman elde edilecek bir durum değildir. Arefe günü oruç tutma, hacda olmayanlar için söz konusudur. Hacda olanların tutmaması daha faziletlidir.

4. Bugünde yapılan dua da en üstün, kabul olması en çok umulan duadır. Nitekim Peygamberimiz "en hayırlı dua Arefe günü yapılandır" buyurmuştur. (Tirmizî, Muvatta).Bugün vesilesiyle öncelikle günahlarımıza samimi bir şekilde tövbe etmeli, kendimiz, ailemiz, akrabalarımız, tüm Müslüman kardeşlerimiz için dualar etmeliyiz.

5. Resulullah'ın (s.a.v.) belirttiğine göre "günler içinde Allah'ın cehennemden kullarını en çok azat ettiği gün arefe günüdür." (Müslim) Bu ilahî lütuf ve ikram sofrasındaki af ve mağfiret nimetinden mahrum kalmamak için gayret göstermeli.

6. Teşrik tekbirleri bugün sabah namazıyla başlar. Bayramın dördüncü günü ikindi namazı ile biter.

Rabbimiz arefe gününden azami bir şekilde istifade etmeyi, kurban ile Rabbimize yakınlaşabilmeyi nasip etsin amin

[ah-val]

“Son nefeste lazım olacakla meşgul olmanızı, Sünnet-i Seniyye’ye tabi olmanızı, dünyanın fani güzelliklerine iltifat etmemenizi tavsiye ederim.”

Mevlâna Hâlid Bağdâdî (k.s)

[ah-val]

“Kişinin müslüman kardeşini hor görmesi, kötülük bakımından kendisine yeter de artar bile.”

Hadis-i Şerif

[ah-val]

İnsanoğlu düşmüş dünya derdine,

Her gün bir cenaze görsede yine..

Ölümü konduramaz asla kendine,

Ne büyük bir gaflet içinde beşer;

Bilse ki, bir nefes sonrası mahşer...

Necip Fazıl Kısakürek

[ah-val]

Allah Teâlâ’nın bir kulda en çok beğendiği haslet, kulun Allah’a kavuşma arzusudur. Kulun da Allah’a en yakın olduğu an, onun Yaratıcısına secdeye kapandığı andır ! Ukbe b. Müslim [rahmetullahi aleyh]

[ah-val]

Kiminle oturup kalkarsan,onun sıfatı sana sirâyet eder ve senin bundan asla haberin olmaz. Gâfil kimselerle oturup arkadaşlık eden kimselerin tabiatı farkında olmadan onların tabiatından birçok günahların tohumunu alır ! İmam Gazâli Hz (ra).

[ah-val]

“Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun.”

Hadis-i Şerif

[ah-val]

“Allah’ı seven yaşar, dünyaya meyleden hedefi şaşırır. Ahmak sabah akşam boşa gidip gelir, akıllı olan (hakikati) araştırır.”

Serî es-Sakatî (rah.)

[ah-val]

“Allah Teâlânın veli kulları ile sohbet etmek öbür âlemin işlerini yürütmeye yarayan aklı artırır.”

Alâeddin Attâr (k.s)

[ah-val]

“Mahlûkata karşı hür olmak istersen Allah Teâlâ’ya itaatte tam kul ol. Allah Teâlâ’ya itaati tam olana bütün mahlûkat hizmet eder.”

Cafer-i Huldî (k.s)

[ah-val]

[ah-val]

[ah-val]

Bir zamanlar bir şehirde, bilgeliğiyle tanınan yaşlı bir derviş yaşardı. Bu derviş, insanlara sabır ve tevekkülün önemini öğretir, her şeyin bir sebebi olduğunu ve Allah’ın takdirine razı olunması gerektiğini anlatırdı.

Bir gün, genç bir adam dervişin yanına geldi ve dedi ki:

“Ey mürşidim, yıllardır çabalıyorum, dua ediyorum ama bir türlü muradıma eremiyorum. Artık sabrım tükendi. Neden Allah dualarımı kabul etmiyor?”

Derviş bir an düşündü ve gencin elinden tutarak onu şehrin dışındaki bir bahçeye götürdü. Bahçede bir hurma ağacı vardı. Ağaç meyve vermiş ama dalları eğilmiş, yere yakın duruyordu. Derviş, ağacı işaret ederek şöyle dedi:

“Bu ağaca bak. Meyveleri o kadar ağır ki dalları yere kadar eğilmiş. Peki, hiç düşündün mü, bu ağaç hemen büyüyüp meyve verebilir miydi?”

Genç biraz şaşkın, biraz mahcup bir şekilde başını salladı:

“Elbette hayır. Önce tohum ekilmeli, sonra sulanmalı, güneş görmeli ve zamanla büyüyüp meyve vermeli.”

Derviş gülümseyerek devam etti:

“İşte senin duaların da böyle. Allah her duayı kabul eder, ama kabul ettiği şeyin en hayırlı zamanda gerçekleşmesini sağlar. Eğer her istediğin hemen gerçekleşseydi, sen buna hazır olur muydun? Belki de olgunlaşman ve o nimeti taşıyacak sabra sahip olman gerekiyordur.”

Genç, dervişin sözlerini duyunca derin bir nefes aldı ve başını eğdi.

“Öyleyse sabretmeye devam edeceğim ve Allah’a güvenimi hiç kaybetmeyeceğim,” dedi.

Derviş, gencin omzuna dokundu:

“Unutma evlat, sabır ağacı acıdır, ama meyvesi çok tatlıdır. Allah’a teslimiyetle devam et. Duaların kabul olduğunu göreceksin, hem de beklediğinden daha hayırlı bir şekilde.”

Bu hikaye, sabır ve tevekkülün önemini, her şeyin Allah’ın takdirinde en uygun zamanda gerçekleşeceğini anlatır. Mümin, ne olursa olsun Allah’a güvenmeli ve duasında ısrarcı olmalıdır !

[ah-val]

[ah-val]

Hazreti Hallac-ı Mansur

Hapse atıldığında, hapse düşen bir derviş ona üç soru sorar

fakat cevaplarını ilimden değil fiilden isterim der.

Sorar derviş :

-Sabır nedir? diye

Hallac zincirlenmiş olduğu bileklerindeki ve ayaklarındaki prangaları koparır ve cevaplar:

- Özgür de olsan takrindeki sona razı olmaktır.

İkinci sorusunu sorar derviş :

" Ben bir fakir dervişim söyle bana zenginlik nedir?

Hazreti Hallac-ı Mansur önündeki hapishane yemeği olan kuru ekmeği ısırır ve sudan yudumlar tebessüm eder:

- Kanaattir. der

Söyle der derviş : Mürüvvet nedir ?

Hallac: - Bunun cevabı için yarın gel. der

Ertesi gün derviş geldiğinde Hallacı bulamaz çünkü idam edilmiştir.

Derviş çok üzülür.

Gece rüyasında kıyametin koptuğunu görür ve tam cennete girerken

Hallac-ı Mansurun celladını kendisinin yerine Cennete soktuğunu görür .

Enel Hakk şarabının mesti

Derviş'e döner ve cevaplar onun son sorusunu: - İşte mürüvvet budur.

Din ile kin bir arada olmaz.

AZİZ ve CELİL Olan ALLAH En İyisini Bilir