Text

Picton’da Bocado diye bir tapas restorana gittik. Ceren hayatında ilk defa ilk gelen mezeleri yedi. İçi etli peynirli krokan ve ızgara ahtapot. Etkilendik :)
Yürürken “beni böyle güzel yerlere getirirseniz ben de değişik şeyler yerim” dedi. Uğur da “tabii Yozgat’tan yeni çıktın, ilk kez bi yer gördün” dedi. Ahahahhaha.
0 notes
Text



Picton güzel. Oakville’den fersah fersah küçük olmasına rağmen ana caddesinde çok iyi dükkanlar var. Bizim kasabada kitapçı bile yok caddede. Burada bulduk. Aldık. Bir sürü seramik dükkanlar var. Zaten her yer art gallery ve art studio. Kıskandık.
0 notes
Text



Lake on the mountain diye bir tepeye gittik. Bir tarafında Lake Ontario’ya tepeden bakıyorsun, diğer tarafta da tepede minik bir göl var. Yani diğerinde oldukça yüksekte. Yerliler sihirli güçlerine inanırlarmış. Kıyısından drifwood topladık.
0 notes
Text





Leo güneşini buldu. Cumartesi hava öğlene kadar çok güzeldi. O da bizimle gezdi. Çok uslu. Herkes çevirip soruyor ne cins bu diye :)
0 notes
Text


Impossible burger markası inanilmaz iyi. Vegan burger. Plant based. Gerçeğinden farkı yok. Lemon Ale bira. Tam bir limonata gibiydi.
0 notes
Text




Burada göl kenarı yaz evlerine cottage diyorlar. Devasa saray gibi olanları da var. Kulübe kadar olanı da. Biz Wellington’da 7-8 cottage’dan oluşan bir motelde kaliyoruz. Bize ait 2 katlı bir cottage. Terası var. Göl kenarı. Çok memnunuz.
0 notes
Text









Bize arabayla 3 saat mesafede olan Prince Edward County e geldik. 2 gece kalacağız. Kışın 1 gece kalmıştık. Şimdi daha güzel bu mevsimde. Sandbanks denen plaja gittik. Hava bulutlu. Gitmedik. Bloomfield kasabasından geçerken yemek yedik.
0 notes
Text



Leo’nun bacağı ağrıyor. Çok zavallı. Bu vet klinik çok eski. Sanırım 15-20 sene müşterisi olan hayvanlar ölünce sahipleri teşekkür çicekleri yollamış. 15 yıl ona çok iyi baktığınız için teşekkürler gibi.
0 notes
Text




Uğur’la beraber diyetteyiz. Bana çok iyi geldi. Enerjim arttı. Sinirim azaldı. Şekerim dengelendi sanırım.
0 notes
Text
Dün Ayşe deyince Kelif, 7 yaşındaki oğlunun büyük duygularına şaşırmış diye
ben de “duyguları normal, anlatacak çok aracı var elinde” dedim. Ceren’e de o yaşa kadar saatlerce kitap okudum, saatlerce terapiye götürdüm. Hepsi, umarım duygularını anlamaya, anlatacak kelimeleri bulmaya yaramıştır. Biz de yoktu. Seneler sürdü. Şimdi bile yeni yeni hap cümleler, yeni terimler duydukça mutlu oluyorum.
0 notes
Text
“We mothers stand still so our daughters can look back to see how far they have come.” dedi ya Barbie'de kadın, ben sevdim. Başkaları sevmedi. Bizim şu anki durumuza uygun bence. Cero manyak bir hızla büyüyor çünkü, ben ne kadar yerimde durmayan bir ana da olsam, yine de aslında onun hep kafasını bir çevirip bakması gerekecek. Bazen kendisi yol katetmedi hissedecek ama o zaman da baksın işte ben burdayım onu izliyorum "bak ne kadar çok adım atmışsın"
0 notes