alararara

[alararara]

hiçbir şeyin önemi yok  bir yatakta debelenmekten başka ucuz hayaller ve bir birayla yapraklar ölürken ve atlar ölürken ve ev sahibeleri koridorlarda dikmiş gözlerini bakarken; canlıdır müziği çekilmiş perdelerin, sinek sürüleri ve patlamalar sonsuzunda son insan'ın mağarası; hiçbir şeyin önemi yok sızdıran lavabodan başka, boş şişeden,keyiften,kıstırılmış bıçaklanmış ve traş edilmiş gençlikten başka, kendisine sözcükler ögretilip ölsün diye arkası yastıkla desteklenmiş gençlikten başka.

[alararara]

dizlerinde yatıp saatlerce senin o şapşal sıfatını izleyebilirim. arada sırada dudaklarımı büzerim belki de öpmen için. sen hiç bıkmadan öpersin. nefesini vere vere. nasıl seviyorum, nasıl da hissediyorum. mesela tüm gün salak saçma şeyler yapabiliriz. şarhoş olup sokaklarda şarkılar söyleyebiliriz, un savaşı da yapabiliriz. sen beni göğsünde uyutursun, malum kış geldi, sıkı sarıl sevgilim, üşümemi istemezsin. birlikte yemek yaparız mesela. ben yüzüne biraz krema sürerim, sen de benim başımdan aşağı tencereyi boşaltırsın. sonra o halde yanıma gelir, masumca bakarsın bana. öperim seni uzun uzun.

sonra dans ederiz, salak saçma şarkılarla, salak saçma şekilde. bir sürü yeri gezebiliriz, bir sürü şeyi paylaşabiliriz. sevişiriz bazen deliler gibi, bazen de usul usul uyuruz. bir gün çok konuşkan oluruz, bir gün susar, aşkımızı yaşarız. içimizde. bakarak, dokunarak.

düşünüyorum da, iyi ki benimsin, yanımdasın. hiç gitme olur mu? herkes gitsin, sen gitme. buralar gitsin, sen gitme. sen hiç gitme. hep bana bak o şapşal gülümsemenle, hep deliler gibi sev beni. bak göreceksin, çok mutlu bir hayat bekliyor bizi. çok güzel günler. belki zor şeyler de yaşarız, ama unutma, ben hep yanındayım. dediğin gibi, sorumluluklarımız var. yanında olmalıyım.

şimdi gülümse sevgilim.

gülümse ki, gülüşünden öpebileyim.

[alararara]

seni kendimden bile çok seviyorum sanırım. kendimden bile çok düşünüyorum. bir şarkı dinliyorum ve sonra bir de bakıyorum, aklımdan geçen tek şey “o da bu şarkıyı çok sever bence, mutlaka dinlemeli”. sonra bir film izlediğimde, “o da bunu kesinlikle izlemeli, hatta birlikte izlemeliyiz. evet onu çağırmalıyım. mısır da patlatırım hem” diye düşünüyorum. dışarıya atıyorum kendimi. bir markete giriyorum, yiyecekler görüyorum. “evet, onun sevdiklerinden, öyleyse bende denemeliyim, hatta alıp ona mı götürsem, mutlu olur” diye geçiyor aklımdan.

nasıl da bağlanmışım, nasılda benimsemişim. ben olmaktan çıkıp, senin için yaşamaya başlamışım. 

bir mağazaya giriyorum, birkaç kazak görüyorum. “evet, ona çok yakışır bu, aa yanındaki da çok hoş, onun üzerinde, aşık olunası durur” diye düşünüyorum. ne oldu inan bilmiyorum. sonra gidip bir şeyler atıştırıyorum. “o da severdi bunları” diye düşünüyorum. sen kötü olduğunda, kendimi senin yerine koyuyorum. “beni şu an ne mutlu ederdi” diye düşünüyorum senin yerine, ve mutlu edecek şeyleri yapmak istiyorum. 

bazen yanıma senin için de giyecek alıyorum, kış ayındayız. ya üşürsen, ya ellerin üşürse diye kendimi yiyorum. biz için yaşıyorum.

öyle çok seviyorum işte. öyle çok benimsiyorum. öyle çok aşığım. 

[alararara]

aşık olmak, bazen ne kadar da güzel hissettiriyormuş. kelimeler daha bir anlamlıymış gibi sanki. daha bir mutluymuşum gibi, olduğundan daha da mutlu. sarılmalar daha bir kaburgalarına bastırırcasınaymış. daha bir sevgi doluymuş insan. hayaller daha bir gerçekçiymiş. sanki, o elini tuttuğunda, her şeyi yapabilecek güçte bir süper kahraman gibi hissettiriyormuş oysa ki. sanki daha bir güzel gibi her şey. sokakta söylenen şarkılar daha bir anlamlıymış oysa sarhoşken. aşıkken güzelmiş her şey. aşıkken güzelmiş hayat. senin dudaklarını öpmek için yanarken güzelmiş sevgi. sana sarılmak için delirirken güzelmiş bağlılık. gülümsemeni görmek için çabalarken güzelmiş hayat. ellerini tutarken güzelmiş yollar. birlikte ıslanırken güzelmiş yağmur. birlikte üşürken güzelmiş kış. saçlarından öpünce güzelmiş sanki yaşamak. ve, seninleyken güzelmiş, hayatım.

[alararara]

nasılda sığdın içime bu kadar? nasıl da ben oldun. nasılda benden bir parça gibi oldun. bilmiyorum. sanki her gözlerimi kapattığımda, sen çıkıyorsun karşıma. sonra bir şarkı çalıyor. her bir notasında seni hatırlatıyor bana. yaşadıklarımız canlanıyor gözümde. ilk öptüğün yer, ilk sarıldığın yer, ilk sevdiğini söyleyişin, ilk sarhoş oluşumuz, ilk saçmalayışımız, ilk kaçışımız, ilk manyaklığımız. hepsi de canlanıyor aklımda, tekrar tekrar yaşıyor gibiyim. sanki seninle eksiksizim. seninleyken, yarım gibiyim. yitip gitsem de, sonumu bilsem, ölümü tatsam da, yine de senin için bütün her şeyim. yine de senin bir gülümsemen için, bütün zaferlerim. 

hani bazen,

sen gülümsesen,

sen sarılsan,

sen öpsen,

sen dokunsan,

sen gelsen,

sen sevsen,

sen dizlerinde uyutsan,

sen göğsüne yatırsan,

her şey geçecek gibi.

acıtmayacak hiçbir şey canımı gibi.

kimse üzemeyecek beni, gibi.

sen gelsen,

hayat daha güzel olacak gibi.

[alararara]

Bazen her şey hayal edilemeyecek kadar güzel oluyor. Tesadüflerin tesadüf olduğuna inanmak istemiyor insan. Mesela:

Tam gün ağırmak üzeredir. Gözler kapanmaya başlamıştır. Perde aralanır, pencereden son kez dışarı bakılır. Gün maviye dönmeye başlamıştır. O anda kulaklıktan bir şarkı duyulur:

Güneşin ufka değdiği yer, Oraya git ama yine gel. … Böylesi çok daha güzel, Git özlet kendini yine gel. … Bana ne olur ellerini ver. Gideceksin ama yine gel.

Bunu neden yazdım bilmiyorum. Bazı zamanlarda, her şey film sahnesi gibi oluyor. Film gibi olunca, dışarıdan kendime bakabiliyorum ve bir şeyler hissediyorum. Sonra da içeriden her zaman hissettiklerimle karışıyor onlar. O an kaldıramayacağım büyüklükte şeyler hissediyorum galiba.

Ama siz yine de “her yaşadığını paylaşmazsa ölecek hastalığı”na yakalanmışsın sen derseniz bir şey diyemem…

[alararara]

Bazen her şey hayal edilemeyecek kadar güzel oluyor. Tesadüflerin tesadüf olduğuna inanmak istemiyor insan. Mesela:

Tam gün ağırmak üzeredir. Gözler kapanmaya başlamıştır. Perde aralanır, pencereden son kez dışarı bakılır. Gün maviye dönmeye başlamıştır. O anda kulaklıktan bir şarkı duyulur:

Güneşin ufka değdiği yer, Oraya git ama yine gel. … Böylesi çok daha güzel, Git özlet kendini yine gel. … Bana ne olur ellerini ver. Gideceksin ama yine gel.

Bunu neden yazdım bilmiyorum. Bazı zamanlarda, her şey film sahnesi gibi oluyor. Film gibi olunca, dışarıdan kendime bakabiliyorum ve bir şeyler hissediyorum. Sonra da içeriden her zaman hissettiklerimle karışıyor onlar. O an kaldıramayacağım büyüklükte şeyler hissediyorum galiba.

Ama siz yine de “her yaşadığını paylaşmazsa ölecek hastalığı”na yakalanmışsın sen derseniz bir şey diyemem…

[alararara]

[alararara]

“ …Bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak biri çıkmayacak mı karşıma! Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? İlle de, ben bu hayattan bıktım,türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde, bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri… Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz sarıl dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır! ”

[alararara]

inanın kelime bulamıyorum. sevgimi, hissettiklerimi anlatmaya yetecek bir kelime bulamıyorum. dünya üzerinde yazılmış bulunan tüm kitapların toplamındaki kelimeler bile, yetmez ona olan sevgimi anlatmaya, kağıda dökmeye. öyle bir şey ki bu, kendimden önce onun için yaşıyorum. öyle bir sevgi ki bu, kendimi hiçe sayıyorum. o üşümesin, o yorulmasın, o üzülmesin, onun canı yanmasın, o ağlamasın diye çabalıyorum. o mutlu olsun, o gülsün, o sevinsin, o hissetsin diye, varımı yoğuma katıyorum. onunla uyanıp onunla uyuyorum. sabahları aklımda adı, akşamları hayalimde kendisi.

ilk onu görmek istiyorum her sabah. ilk o beni görsün istiyorum. ben vereyim ona günaydın öpücüğünü basit bir mesaj atmak yerine. ben yıkayayım yüzünü. ben seveyim saçlarını her sabah. gerekirse ben yıkayayım onu. güzelce temizleyeyim. misler gibi koksun, ellerime sinsin kokusu.

ilk ona anlatmak istiyorum her şeyi. bir şey olduğunda, iyi ya da kötü, mutlu ya da mutsuz, onunla paylaşmak istiyorum. ona anlatayım o bana iyi gelir diyorum. mesela hastalandığımda o bilsin ilk istiyorum. ya da iyileştiğimde ilk o görsün. her şeyimi ilk o bilsin istiyorum.

sadece ona sarılmak istiyorum. istemiyorum hiçbirinizin sahte sarılmalarını. onu kollarımın arasına almak istiyorum ben. onun saçlarını koklayıp öpmek istiyorum. onun kokusu sinsin gömleğime istiyorum. o öpsün boynumdan istiyorum.

ömrüm boyunca, sadece onu sevmek istiyorum. sadece onunla sevişmek, sadece onu öpmek, onunla yaşlanmak, onunla hastalanmak ve onunla ölmek istiyorum. aşık değilim evet. ama çokta uzak değilim biliyorum.

ben, onu çok seviyorum. o ise ne kadar çok sevdiğimi tahmin bile edemez. bulutlar kadar, tüm samanyolu kadar. sonsuz kadar.

[alararara]

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum...

[alararara]

Batan güneşin ışığına  Hüzünleri yükledim  Gecenin karanlığına inat  Dudaklarımı kanatırcasına  Sevdim seni.....  Yıldızlar şahidim olsun  Gözlerimden kan akarcasına  Ellerimde kelepçelerle  Darağacına gidercesine  Sevdim seni....  Yağmurun saçlarımı ıslattığı  Duru,saf ve en doğal  Toprak kokan tutsak yüreğimle  Bahar gibi özgürce  Sevdim seni.......

[alararara]

O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi  Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin  Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında  Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin  Seni görür görmez özgürlüğümden utandım  Söyle ne içersin, çay mı kahve mi  Çok değişmişsin birden tanıyamadım.  Saçların uzundu, omuzlarına akardı  Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından  Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın  Gülerdin, içimize aylar doğardı  Görünmez dağların arkasından  Eski gülümsemeni beyhude aradım  O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi  Çok değişmişsin birden tanıyamadım.  Bir çay içer misin, yoksa kahve mi  Kibritim yok, demek cigaraya başladın  Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var  Böyle bir kız değildin sen eskiden  Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?  Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken  O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi  Çok değişmişsin birden tanıyamadım

[alararara]

yaşım 15-16 değil artık anne…insan büyümüyormuş hiç söylemedin bana gerçeği. insan yalnızlaşıyormuş yıllar geçtikçe. saydıklarımız yaşımız değilmiş aslında. aslında saydıklarımız yalnızlıklarımızın artışıymış. her gidenle bir fazla artıyor üstelik. üstelik yalnızlık sürekli eksilmekmiş.. gece anne gece… gece insanın en güzel yalnızlığıymış…

[alararara]

Ölümden başka ne var elde. Ulan bir gün hepiniz siktir olup gideceksiniz şimdiden gidenler oldu hatta.Sarstı mı hayır, sarmadı beni, tütün sarıyorum işte.

[alararara]

SEN

Yazdıklarımın güzel olması benim değil senin eserin Sana gelen tüm kötülükleri kalemimle keserim Beni sadece o sevsin siz ne değer verin,ne sevin Varlığın yaz ayında kar senden daha ne serin ?

Sen dünyanın değil kalbimin en güzeli Sen şu koca kainatın mutluluk düzeni Senle tanıdığım iyilikle kötüleri üzeni Sana bir tanım koyulmaz, sen cennet üzeri

Sen öylesin ki gerçek bakıp hayallere daldığım Sevgimi bir sandala koyup fırtınalara saldığım Sen uğrunda parçalanıp geri dönmez sandığım Her şeyi yanılttın, sen bana özel mutluluk sandığım

Sen en fakir dönemimde bir gram huzurdun aldığım Şimdi kilolarcasın hayretle baka kaldığım Anlatılacak gibi değil varlığın.. Sen çıkmaz sokaklardaki tek adressin vardığım

Sen tek sargısın gülüşünle yaralarımı sardığım Ben tek durak olmalıyım her gün vardığın Sen bir beni sevmelisin hayallerine aldığın Ben bir sana çıkmalıyım her sonuçta vardığım

[alararara]