Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Bebeklerde Gaz Sancısına Ne İyi Gelir?
Bebeklerde Gaz Sancısına Ne İyi Gelir? Bebekler doğdukları ilk aylarda sindirim sistemi gelişmediğinden dolayı sık sık gaz problemleri oluşmaktadır. Genelde bebekler 3 hafta ile 3 ay arasında yoğun olarak gaz sancıları ile mücadele etmektedirler. Bu yüzden annelerin bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirmek, ona hastalıklardan korumak ve sağlıklı büyümesine yardımcı olmaları gerekmektedir. Bebeğe sütle beraber emziren annenin yedirdiği herşey onun sağlıklı ve sindirim sisteminin güçlü olmasına yardımcı olur. Bebeklerinde gaz sancısı olan gıdaları sık tüketmesi annenin bebekte mide, bağırsak sorunlarına, karın ağrısına, bebeğin uyku düzeninin bozulmasına ve şişkinlik gibi sorunlara neden olurlar.
Bebeklerde Gaz Sancısına Ne Neden Olur? bebeklerde gaz sancısına meydana gelmesinde ki en önemli nedenlerden biri de annenin beslenme şeklidir. Annenin bebeğin de gaz yapacak yiyecekler içeceklerden uzak durmalıdır. Anne beslenirken tükettiği besinler çocuğun gaz sorununa neden olmamasına dikkat etmelidir. Bebeğin hazmederken zorlanması gaz problemlerinin en önemli sebeplerinden birisidir. Anne yediği besinlerle bebeğin sağlığını korumuş olur ve onun büyümesine yardımcı olur bu yüzden annenin yedikleri ve içtikleri bebeğin gelişiminde çok önemlidir. Aynı zamanda bebeğin sindirim sisteminin gelişmesinin veya gerilemesine annenin yedikleri etki eder. Bu yüzden anne bebeğin hazm edebileceği şeyleri yemelidir. Bebeğin gaz sancısına neyin iyi geleceğini bilmek anneye çok fayda sağlayacaktır. Gaz Sancısına Neler İyi Gelir? Anneler bebekte gazın oluşmasına yediklerine dikkat etmesi kadar biberondan süt veya ek gıda verdiklerinde biberonun içindeki havayı boşaltmaları gerekmektedir. Bebeği yedirirken baskıyla çok yedirmek yerine sık sık ve azar azar beslemek bebek için daha uygun ve bu noktaya özen gösterilmelidir. Bebeğin sütü ya da ek maması bittiğinde bebek boş biberonu emmemesine anne dikkat etmelidir. Bebeğin beslenmesi bittikten sonra yaklaşık 45 derecelik açıyla yani tam dik olmayacak şekilde yarım saat oturur pozisyonda durması bebeğin gaz sancısına iyi gelir. Bebeğin beslenmesinden yarım saat sonra karnına yumuşak hareketlerle karın kısmına masaj uygulanması iyi gelecektir. Bebek bunlara rağmen gazını çıkartmadıysa ılık bir duş aldırmak iyi gelebilir. Bütün yöntemleri denedikten sonra bebek hala huzursuz ve gaz sancıları yaşıyorsa bitkisel yöntemleri de deneyebilirsiniz.

Bebekte Bebekte Gaz Sancısı Ve Bitkisel Çözüm Bebek gaz sancısı yaşıyorsa Doktor İbrahim Saraçoğlu'nun da tarifini deneyebilirsiniz hem doktor tavsiyesi hem de bitkisel olarak bebeğin gaz sancısına çözüm bulunmuş olunur. Bir çay kaşığı toz kimyonu kaynar suyun içine atarak 1 tur kaynatıp ocaktan alınız ve Bir bez veya tülbent yardımıyla süzünüz. İçerisine 2 tane küp şeker atıp soğuduktan sonra bebeğinize bir çay kaşığı veriniz. Çörek otu: Bir çay kaşığı çörek otunu bir bardak su bir tane hurmayı ekleyerek kaynatınız bebeğe bir çay kaşığı veriniz.
Sıcak havlu: Sıcak havlu büyüklerin karın ağrısına iyi geldi gibi bebeklerinde gaz sancısına iyi gelmektedir. Sıcak havlu çok sıcak yapmadan bebeklerin ayak tabanına değdirerek gaz sorununa iyi geldiği bilinmektedir. Anason çayı yöntemi: anasonun yatıştırıcı ve ağrı kesici özelliğinin olması ve bebeklerde uyku yapması olarak bilinir. Anason doğumdan itibaren yenidoğan bebeklere dahi verilebilir. Bebekler dünyaya geldikleri dönemde çokça gaz ve uyku problemleri yaşamaktadır. Bunun için en iyi çözümlerden biri de anasondur. Anason tohumunu cezveye 1 bardak kadar su eklenerek 5-10 dakika kaynatılır. Kaynadıktan sonra 10 dakika kadar dinlenmeye bırakılır. Bebeğe 2 çay kaşığı kadar veriniz.
Elma sirkesi: Su içmeye başlamış olan bebeklerinizin sularına 3-4 damla elma sirkesi damlatınız. Bebeğin gaz sancısını dindirmeye yardımcı olacaktı bebeklerin gaz ağrılarına en iyi gelen yöntemlerden birisidir. Read the full article
#anasonçayıgazsancısınaiyigelirmi#BebeklerdeGazSancısınaNeİyiGelir?#BebeklerdeGazSancısınaNeNedenOlur?#bebeklerdegazsanıcısı#BebekteBebekteGazSancısıVeBitkiselÇözüm#çörekotugazsancısınaiyigelirmi#elmasirkesigazsanıcısınaiyigelirmi#Gaz SancısınaNeler İyiGelir?#sıcakhavlubebektegazsanıcısınaiyigelirmi
0 notes
Text
Bebeklerde Pamukçuk Nasıl Geçer?
Doğduğu andan itibaren çeşitli nedenlerden dolayı sık antibiyotik alan çocuklarda pamukçuk rahatsızlığı görülür. Bu rahatsızlık aslında tedavisi çok güç bir hastalık haline dönüşebilir. Bebeklerde görülen pamukçuk hastalığı anneye bulaştırdığında da tedavisi oldukça zor olabilir. Rahatsızlıkla ilgili doktora başvurulduğunda tedavide genellikle kullanılan ilaçlar, basit mantar ilaçlarıdır. Pamukçuk hastalığının kendiliğinden geçmesi beklenmemelidir. Aksi halde daha fazla yayılma gösterebilir. Mutlaka bir doktora başvurularak gerekli ilaç tedavisine başlanması gerekir. Hastalığın tedavisinde genellikle mantara karşı antimikotikli damlalar kullanılır. Bu ilaçlar yaklaşık olarak 7-10 gün süreyle kullanılması gerekir. Bebekle beraber annenin de doktora görünmesi varsa bir enfeksiyon anında giderilmesi gerekir. BEBEKLERDE GÖRÜLEN PAMUKÇUK RAHATSIZLIĞININ BELİRTİLERİ Bebeklerde en sık görülen rahatsızlıkların başında pamukçuk hastalığı gelir. Bu hastalık nedeniyle bebeklerde huzursuzluk başlar. Pamukçuk rahatsızlığı yaşayan bebeklerde ağız içinde beyaz lezyonlar görülmeye başlanır. Ayrıca bebeklerin iştahı kesilir, huzursuzlukları başlar ve emme güçlüğü yaşarlar. bu gibi durumlarda anında bir doktora başvurulması gerekir. Sadece bebeklerde değil annelerde de bu rahatsızlık görülür. Özellikle bebekler bu rahatsızlığı emme sırasında anneye bulaştırırlar. Anneye pamukçuk rahatsızlığı bulaştığı anda annede de bazı belirtiler oluşmaya başlar. Özellikle annenin göğüs kısmında kızarıklık ve pamuklanma görüntüsü olur. Bu gibi durumlarda anne bir doktora başvurarak, anfeksiyonu gidermeya çalışmalıdır. Aksi halde emme sırasında bebeklerde pamukluk rahatsızlığı yayılmaya başlar. BEBEKLERDE PAMUKÇUK NEDEN OLUŞUR? Anne eğer hamilelik döneminde aşırı şekilde antibiyotik kullanırsa bebeklerde pamukluk rahatsızlığı görülür. Ayrıca annenin yaşadığı hormon değişiklikleri nedeniyle de vücut mantar üretir ve bebeklerde pamukçuk hastalığı oluşur. Folik asitin fazla olması, B12 ve demir gibi vitaminlerin eksikliği ve bazı gıdaların alerji oluşturması da rahatsızlığın nedenleri arasındadır. Bebeklerde görülen pamukçuk rahatsızlığı genellikle annenin hamilelik döneminde ve emzirme döneminde yaşadığı durumlara bağlanır. Fakat pamukçuk hastalığı strese bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle bebeklerin doğduğu andan itibaren stresli ortamda yer alması pamukçuk hastalığının nedenleri arasında sayılmaktadır. Bu nedenle bebeklerin bulundukları ortamlara da dikkat etmek gerekir. BEBEKLERDE PAMUKÇUK HASTALIĞI TEDAVİ EDİLMEZSE Bebeklerde pamukçuk hastalığı önemsiz gibi görünse de ciddi problemlere yol açabilecek bir durumdur. En kısa zamanda rahatsızlıkla ilgili hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Çünkü pamukçuk hastalığı tedavi edilmediği sürece yayılma eğilimi göstermektedir. Bu eğilim nedeniyle bebeklerde iştahın kesilmesi ve sürekli uykusuzluk gibi sorunlar ortaya çıkar. Tıp dilinde pamukçuk hastalığı Moniliazis olarak da bilinmektedir. Tedavi edilmediği sürece de bebeklerde akciğerler üzerinde ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu gibi durumlarda daha büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bebekteki pamukçuk yayılma gösterirse bulaşıcı bir hal de alabilir. Bu nedenle annede ya da bebekte pamukçuk hastalığı olduğu sürece yayılmaması için mutlaka tedavi edilmesi gerekir. BEBEKLERDE PAMUKÇUK HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR? Pamukçuk hastalığı bebeklerde kendiliğinden geçen bir hastalık türü değildir. Rahatsızlık ortaya çıktığı andan itibaren mutlaka doctor tarafından tedavi edilmesi gerekir. Kesinlikle pamukçuk lezyonlarına doktor müdahalesi olmadan dokunulmaması gerekir. Lezyonların el il temizlenmesi oldukça büyük bir hatadır. Bu durumda lezyonlar diğer alanlara da yayılma gösterecektir. Pamukçuk tedavisi doğru şekilde yapılmazsa ciddi şekilde enfeksiyona yol açar. Özellikle pamukçuğun görüldüğü alanların karbonat ile temizlemesi yapılan en büyük hatalardan birisidir. Doktorlar tedavi türü olarak genellikle antimikotikli damlalar önermektedir. Bu damlalar sayesinde pamukçuğun neden olduğu lezyonlar kısa zamanda yok edilmektedir. Damlalar aksatılmadan her gün kullanılması gerekir. Doktorlar tarafından damlanın kullanılma süresi ise 7 ile 10 gün arasında değişiklik göstermektedir. Read the full article
#BEBEKLERDEGÖRÜLENPAMUKÇUKRAHATSIZLIĞININBELİRTİLERİ#BEBEKLERDEPAMUKÇUKHASTALIĞINASILTEDAVİEDİLİR?#BEBEKLERDEPAMUKÇUKHASTALIĞITEDAVİEDİLMEZSE
0 notes
Text
Sezaryen Doğum mu? Normal Doğum mu?

Hamile olduğunu öğrenen tüm anne adayları daha bu serüvenin başında heyecanla nasıl doğum yapacaklarını düşünürler. Toplum tarafından da meraklı gözlerle sürekli bu sorulara maruz kalan anne adayları çareyi araştırmakta bulurlar. Yıllar içinde normal doğumunda, sezaryenin de seyri değişmiştir. Tıp geliştikçe iki doğum şekli içinde çeşitli kolaylıklar ortaya çıkmıştır. Bu sebeple formalite, merak ya da başka sebeplerle sorulan sezaryen mı yoksa normal doğum mu sorusunun cevabı yaşanmadan bilinemez. Siz yalnızca düşünün anne adayları, ikisi içinde kafanız hazır olsun. Doğum bir kapalı kutudur. Öyle de böyle de annesiniz, mükemmel bir anne unutmayın. 😊 Sezaryen Doğum Sezaryen doğum konusu aslında yazmakla, anlatılmakla bitmez. Genellikle son çare, istenmeyen doğum şekli gibi lanse edilse de aslında öyle değildir. Doğum evet vajinal yolla gerçekleşen doğal bir süreçtir. Lakin bazen bebeğin ya da annenin sağlığı için sezaryen doğum zorunlu olabilir. Anne vajinal yani normal doğum yapmak istemiyor olabilir. Bu tarz durumlarda toplum baskısına, çevredeki zorlamalara takılmamak gerekir. Doğum her ne şekilde olursa olsun stresten uzak durulmalıdır. Doğum sonrası dönemde annenin psikolojisi düşünülmeli ve sağlıklı olan doğrum şekline doktorun yönlendirmesiyle karar verilmelidir. Hangi Durumlar Sezaryen Doğum Önerilir? Elbette burada tıbbi bir konu söz konusu olduğu için doktordan başkası sezaryen doğum konusunu gebeye öneremez. Yalnız bilinen bazı hastalıklarda genellikle sezaryen doğum daha risksiz görüldüğü için tavsiye edilir. Bu rahatsızlıklar - Annede bulunan kalp, hipertansiyon hastalıkları - Gebelik zehirlenmesine dair ağır bulgular - Doğum kanalından çocuğun baş çevresinin rahat geçememe riski - Kasılmalar sonucu açılmayan rahim ağzı - Çeşitli sebeplerle ilerleyemeyen doğum - Plesantanın rahim ağzında bulunması ya da plesentanın erken ayrılması Neden Normal Doğum Teşvik Edilmelidir? Bu makalemizde neden normal doğum? Başlığına yer vermek istememizin sebebi hala bu konuyla alakalı pek çok kadının abartılmış korkularının olmasıdır. Bunun en büyük sebebi kulaktan kulağa yayınlan normal doğum / vajinal doğum efsaneleridir. Öncelikle şunu unutmayın ki, kendinizi neye odaklarsanız onu yaşamaya daha yaklaşırsınız. Mutlu bir doğum arzulamak, hayal etmek yavrunuza sorunsuz kavuşmak için dua ederken buna kalbinizle de inanın. Doktorunuz size normal doğum tavsiye ediyor ve sağlığınızın elverişli olduğunu söylüyorsa kendinizi hazırlayın. Normal doğum nefes egzersizleri, hamileilk pilatesi gibi hazırlıklarla daha zinde ve kolay geçmektedir. Aklınızdaki soru işaretlerini doktorunuza danışıp tavsiyeler aldıktan sonra olumlu düşünerek hamilelik süeciin keyfini çıkarın. Sezaryen Doğum İle Normal Doğum Kıyaslanmalı Mıdır? Sezaryen doğum ya da normal doğum her ne kadar tercih gibi gözükse de bunlar hayatın akışına dahildir. Sezaryen doğum yapmak isterken normal doğum için şartların oluşması ve bebeğin doğması ya da normal doğum esnasında ters giden durumlar sebebiyle sezaryen doğuma geçiş yaşanması muhtemeldir. İkisi de bir mucizenin doğmasına vesile olur. Kıyaslamak doğru değildir. Her doğum kendi içinde özeldir. Evet, iki doğumun da kendine has zorlukları ve kolaylıkları vardır. Ama kimse doğum anının ne getireceğini bilemez. Anne adaylarına düşen sabretmek, bebeğini güzel karşılamak için olumlu düşünmektir. Stresten uzak doğumlar mutlu bebeklerin doğmasını sağlar. Mutlu olan bebek annesini de mutlu edecektir. Bu döngüye saygı duymak önemlidir. Anne adayları sezaryen doğumu da normal doğumu da gözünde büyütmemeli güvendiği bir kadın doğum uzmanına bebeğini takip etmelidir. Gerekirse doktoruyla aklındaki tüm negatif sorulara cevap aramalı ve içini rahatlatmalıdır. Read the full article
0 notes
Text
Hamilelik Döneminde Kafein Tüketmek Riskli Midir?

Hamilelik döneminde anne adaylarının merak ettiği çeşitli konular vardır. Herkesin hamilelik sürecinde istekleri farklı olabilir. Özellikle gebeler için ortak bir sorun olan hamilelik ve kafein üzerine detaylı şekilde makale hazırladık. Tüm hamileleri ilgilendirecek ve bebeğin gelişimini riske atacak bir konu olan kafein her anne adayı için risk taşımaktadır. Mis gibi bir kahve kokusu duyduğunda kendini alamayanlardansanız özellikle bu yazıyı mutlaka okumalısınız. Kafein Zararlı Mıdır? Kahve içip kendini zinde hisseden ve uykuları kaçan insanları çok duymuşsunuzdur. Kahve kafein denildiğinde ilk akla gelen içecektir. Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi kafeinin de fazlası zarar. Doğal olarak kafein hamilelik döneminde asla tüketilmez gibi bir dayatma söz konusu değil. Yalnız bu duruma gebelik takibinizi yapan doktorunuzdan bir açıklık getirmesini rica edebilirsiniz. Örneğin genel olarak hamilelerin günde bir küçük fincandan fazla kahve tüketmesini hekimler önermemektedir. Farklılaşan hormon seviyenizden dolayı aşerme gibi bir durum söz konusuysa hekiminizin size tavsiye ettiği yönlendirmeye uyabilirsiniz. Aşırı Kafein Tüketiminin Gebelikteki Sonuçları Nelerdir? Kafeinin fazla tüketilmesi sonucunda gebeliklerde erken doğum, düşük, bebekte kilo kaybı, ölü doğum gibi olumsuzluklarla karşılaşılmıştır. Bu durumların yanı sıra hamilelikte aşırı kafein tüketen anne adaylarında uyku bozukluğu, baş ağrısı, idrara sık çıkma ve susuzluk gibi şikayetler görülmüştür. Kafein İçeren Yiyecek ve İçecekler Nelerdir? Kafein denilince başrolü zihinlerde kahve kapmış olsa da içeriğinde kafein bulunan çok sayıda yiyecek ve içecek var. Bunlardan bazıları şu şekildedir. - Çikolata - Kola - Enerji İçecekleri - Türk Kahvesi i - Espresso, - Ice Tea, - Nescafe, - Filtre kahve - Demli çay - Meyveli soda - Puding - Tatlandırıcılar - Kakao - Bazı Ağrı Kesiciler Hamilelik döneminde marketten aldığınız paketli gıdaların da içeriğine mutlaka bakmalısınız. Uzman hekimler tarafından paketli gıda tüketimi de hamilelikte tüketimi yasaklananlar arasındadır. Çok zorunda kalmadıkça hazır ürün alınmamalı şayet alınıyorsa da içerdiği besin maddeleri mutlaka gözde geçirilmelidir. Hamilelik Döneminde Kafein Kullanımıyla İlgili İddialar Hamilelerin hiçbir şekilde kahve tüketmemesine dair iddiaları bu dönemde çok duyabilirsiniz. Takibinizi yapan doktorunuzun dışında hiçbir olumsuz ifadeyi dikkate almayın. Normal miktarda kahve tüketmeye hamileliğiniz boyunca devam edebilirsiniz. Siz kahve içerken ağzınızın tadını kaçırıp kahvenin düşüğe sebep olduğunu söyleyenler olabilir. Bu bilgi herhangi bir dayanağı olmadığı için doğru kabul edilmez. Bu iddia, günlük tüketilmesi gereken 200 mg kafein seviyesinin dışına aşırı şekilde çıkıldığında düşük yapma oranının iki kat arttığı yönünde değiştirilebilir. Kafein ile İlgili Bilinmesi Gereken Bilgiler Kafein uyarıcı bir etkiye sahiptir. Kan basıncını ve kalp hızını artırmayı tetikleyen özelliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Özellikle gebelik döneminde kan basıncının ve kalp atış hızının artması tehlike arz edebilir. Kafeinin sık idrara çıkmayı tetiklediği de bir gerçektir. Bunun sonucu olarak da vücuttaki sıvı kaybı artacaktır. Kafeinin plasentayı geçerek bebeğe ulaşır. Kafeinin bebek tarafından yıkımı kolay olmayacaktır. Anne karnında fazla miktarda kafeine maruz kalan bebeklerde bazı gelişim bozuklukları ortaya çıkabilir. Kafeinin hamilelikte ciddi bir risk faktörü olmaması için kontrollü alınması şarttır. Hamilelikte Kafein Tüketmek Yerine Şunları Deneyin Sağlıklı beslenme yaşamın her safhasında önemlidir. Hamilelikte bu duruma daha fazla dikkat edilmesinin sebebi annenin bebeğini de doğrudan besliyor olmasıdır. Günlük tüketebileceğiniz sınırın dışında kafein tüketmemelisiniz. Sağlıklı içeceklere yönelerek kafein isteğinizi unutabilirsiniz. Örneğin içinde bulunduğunuz mevsime göre taze sıkılmış meyve suları, limonata, süt gibi içecekler hamileler için sağlıklı alternatiflerdendir. Read the full article
0 notes
Text
Hamilelik Döneminde Kafein Tüketmek Riskli Midir?

Hamilelik döneminde anne adaylarının merak ettiği çeşitli konular vardır. Herkesin hamilelik sürecinde istekleri farklı olabilir. Özellikle gebeler için ortak bir sorun olan hamilelik ve kafein üzerine detaylı şekilde makale hazırladık. Tüm hamileleri ilgilendirecek ve bebeğin gelişimini riske atacak bir konu olan kafein her anne adayı için risk taşımaktadır. Mis gibi bir kahve kokusu duyduğunda kendini alamayanlardansanız özellikle bu yazıyı mutlaka okumalısınız.
Kafein Zararlı Mıdır?
Kahve içip kendini zinde hisseden ve uykuları kaçan insanları çok duymuşsunuzdur. Kahve kafein denildiğinde ilk akla gelen içecektir. Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi kafeinin de fazlası zarar. Doğal olarak kafein hamilelik döneminde asla tüketilmez gibi bir dayatma söz konusu değil. Yalnız bu duruma gebelik takibinizi yapan doktorunuzdan bir açıklık getirmesini rica edebilirsiniz. Örneğin genel olarak hamilelerin günde bir küçük fincandan fazla kahve tüketmesini hekimler önermemektedir. Farklılaşan hormon seviyenizden dolayı aşerme gibi bir durum söz konusuysa hekiminizin size tavsiye ettiği yönlendirmeye uyabilirsiniz.
Aşırı Kafein Tüketiminin Gebelikteki Sonuçları Nelerdir?
Kafeinin fazla tüketilmesi sonucunda gebeliklerde erken doğum, düşük, bebekte kilo kaybı, ölü doğum gibi olumsuzluklarla karşılaşılmıştır. Bu durumların yanı sıra hamilelikte aşırı kafein tüketen anne adaylarında uyku bozukluğu, baş ağrısı, idrara sık çıkma ve susuzluk gibi şikayetler görülmüştür.
Kafein İçeren Yiyecek ve İçecekler Nelerdir?
Kafein denilince başrolü zihinlerde kahve kapmış olsa da içeriğinde kafein bulunan çok sayıda yiyecek ve içecek var. Bunlardan bazıları şu şekildedir. - Çikolata - Kola - Enerji İçecekleri - Türk Kahvesi i - Espresso, - Ice Tea, - Nescafe, - Filtre kahve - Demli çay - Meyveli soda - Puding - Tatlandırıcılar - Kakao - Bazı Ağrı Kesiciler Hamilelik döneminde marketten aldığınız paketli gıdaların da içeriğine mutlaka bakmalısınız. Uzman hekimler tarafından paketli gıda tüketimi de hamilelikte tüketimi yasaklananlar arasındadır. Çok zorunda kalmadıkça hazır ürün alınmamalı şayet alınıyorsa da içerdiği besin maddeleri mutlaka gözde geçirilmelidir.
Hamilelik Döneminde Kafein Kullanımıyla İlgili İddialar
Hamilelerin hiçbir şekilde kahve tüketmemesine dair iddiaları bu dönemde çok duyabilirsiniz. Takibinizi yapan doktorunuzun dışında hiçbir olumsuz ifadeyi dikkate almayın. Normal miktarda kahve tüketmeye hamileliğiniz boyunca devam edebilirsiniz. Siz kahve içerken ağzınızın tadını kaçırıp kahvenin düşüğe sebep olduğunu söyleyenler olabilir. Bu bilgi herhangi bir dayanağı olmadığı için doğru kabul edilmez. Bu iddia, günlük tüketilmesi gereken 200 mg kafein seviyesinin dışına aşırı şekilde çıkıldığında düşük yapma oranının iki kat arttığı yönünde değiştirilebilir.
Kafein ile İlgili Bilinmesi Gereken Bilgiler
Kafein uyarıcı bir etkiye sahiptir. Kan basıncını ve kalp hızını artırmayı tetikleyen özelliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Özellikle gebelik döneminde kan basıncının ve kalp atış hızının artması tehlike arz edebilir. Kafeinin sık idrara çıkmayı tetiklediği de bir gerçektir. Bunun sonucu olarak da vücuttaki sıvı kaybı artacaktır. Kafeinin plasentayı geçerek bebeğe ulaşır. Kafeinin bebek tarafından yıkımı kolay olmayacaktır. Anne karnında fazla miktarda kafeine maruz kalan bebeklerde bazı gelişim bozuklukları ortaya çıkabilir. Kafeinin hamilelikte ciddi bir risk faktörü olmaması için kontrollü alınması şarttır.
Hamilelikte Kafein Tüketmek Yerine Şunları Deneyin
Sağlıklı beslenme yaşamın her safhasında önemlidir. Hamilelikte bu duruma daha fazla dikkat edilmesinin sebebi annenin bebeğini de doğrudan besliyor olmasıdır. Günlük tüketebileceğiniz sınırın dışında kafein tüketmemelisiniz. Sağlıklı içeceklere yönelerek kafein isteğinizi unutabilirsiniz. Örneğin içinde bulunduğunuz mevsime göre taze sıkılmış meyve suları, limonata, süt gibi içecekler hamileler için sağlıklı alternatiflerdendir. Read the full article
0 notes
Text
Bebeklerde Pamukçuk Nasıl Geçer?
Doğduğu andan itibaren çeşitli nedenlerden dolayı sık antibiyotik alan çocuklarda pamukçuk rahatsızlığı görülür. Bu rahatsızlık aslında tedavisi çok güç bir hastalık haline dönüşebilir. Bebeklerde görülen pamukçuk hastalığı anneye bulaştırdığında da tedavisi oldukça zor olabilir. Rahatsızlıkla ilgili doktora başvurulduğunda tedavide genellikle kullanılan ilaçlar, basit mantar ilaçlarıdır. Pamukçuk hastalığının kendiliğinden geçmesi beklenmemelidir. Aksi halde daha fazla yayılma gösterebilir. Mutlaka bir doktora başvurularak gerekli ilaç tedavisine başlanması gerekir. Hastalığın tedavisinde genellikle mantara karşı antimikotikli damlalar kullanılır. Bu ilaçlar yaklaşık olarak 7-10 gün süreyle kullanılması gerekir. Bebekle beraber annenin de doktora görünmesi varsa bir enfeksiyon anında giderilmesi gerekir. BEBEKLERDE GÖRÜLEN PAMUKÇUK RAHATSIZLIĞININ BELİRTİLERİ Bebeklerde en sık görülen rahatsızlıkların başında pamukçuk hastalığı gelir. Bu hastalık nedeniyle bebeklerde huzursuzluk başlar. Pamukçuk rahatsızlığı yaşayan bebeklerde ağız içinde beyaz lezyonlar görülmeye başlanır. Ayrıca bebeklerin iştahı kesilir, huzursuzlukları başlar ve emme güçlüğü yaşarlar. bu gibi durumlarda anında bir doktora başvurulması gerekir. Sadece bebeklerde değil annelerde de bu rahatsızlık görülür. Özellikle bebekler bu rahatsızlığı emme sırasında anneye bulaştırırlar. Anneye pamukçuk rahatsızlığı bulaştığı anda annede de bazı belirtiler oluşmaya başlar. Özellikle annenin göğüs kısmında kızarıklık ve pamuklanma görüntüsü olur. Bu gibi durumlarda anne bir doktora başvurarak, anfeksiyonu gidermeya çalışmalıdır. Aksi halde emme sırasında bebeklerde pamukluk rahatsızlığı yayılmaya başlar. BEBEKLERDE PAMUKÇUK NEDEN OLUŞUR? Anne eğer hamilelik döneminde aşırı şekilde antibiyotik kullanırsa bebeklerde pamukluk rahatsızlığı görülür. Ayrıca annenin yaşadığı hormon değişiklikleri nedeniyle de vücut mantar üretir ve bebeklerde pamukçuk hastalığı oluşur. Folik asitin fazla olması, B12 ve demir gibi vitaminlerin eksikliği ve bazı gıdaların alerji oluşturması da rahatsızlığın nedenleri arasındadır. Bebeklerde görülen pamukçuk rahatsızlığı genellikle annenin hamilelik döneminde ve emzirme döneminde yaşadığı durumlara bağlanır. Fakat pamukçuk hastalığı strese bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle bebeklerin doğduğu andan itibaren stresli ortamda yer alması pamukçuk hastalığının nedenleri arasında sayılmaktadır. Bu nedenle bebeklerin bulundukları ortamlara da dikkat etmek gerekir. BEBEKLERDE PAMUKÇUK HASTALIĞI TEDAVİ EDİLMEZSE Bebeklerde pamukçuk hastalığı önemsiz gibi görünse de ciddi problemlere yol açabilecek bir durumdur. En kısa zamanda rahatsızlıkla ilgili hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Çünkü pamukçuk hastalığı tedavi edilmediği sürece yayılma eğilimi göstermektedir. Bu eğilim nedeniyle bebeklerde iştahın kesilmesi ve sürekli uykusuzluk gibi sorunlar ortaya çıkar. Tıp dilinde pamukçuk hastalığı Moniliazis olarak da bilinmektedir. Tedavi edilmediği sürece de bebeklerde akciğerler üzerinde ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu gibi durumlarda daha büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bebekteki pamukçuk yayılma gösterirse bulaşıcı bir hal de alabilir. Bu nedenle annede ya da bebekte pamukçuk hastalığı olduğu sürece yayılmaması için mutlaka tedavi edilmesi gerekir. BEBEKLERDE PAMUKÇUK HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR? Pamukçuk hastalığı bebeklerde kendiliğinden geçen bir hastalık türü değildir. Rahatsızlık ortaya çıktığı andan itibaren mutlaka doctor tarafından tedavi edilmesi gerekir. Kesinlikle pamukçuk lezyonlarına doktor müdahalesi olmadan dokunulmaması gerekir. Lezyonların el il temizlenmesi oldukça büyük bir hatadır. Bu durumda lezyonlar diğer alanlara da yayılma gösterecektir. Pamukçuk tedavisi doğru şekilde yapılmazsa ciddi şekilde enfeksiyona yol açar. Özellikle pamukçuğun görüldüğü alanların karbonat ile temizlemesi yapılan en büyük hatalardan birisidir. Doktorlar tedavi türü olarak genellikle antimikotikli damlalar önermektedir. Bu damlalar sayesinde pamukçuğun neden olduğu lezyonlar kısa zamanda yok edilmektedir. Damlalar aksatılmadan her gün kullanılması gerekir. Doktorlar tarafından damlanın kullanılma süresi ise 7 ile 10 gün arasında değişiklik göstermektedir. Read the full article
#BEBEKLERDEGÖRÜLENPAMUKÇUKRAHATSIZLIĞININBELİRTİLERİ#BEBEKLERDEPAMUKÇUKHASTALIĞINASILTEDAVİEDİLİR?#BEBEKLERDEPAMUKÇUKHASTALIĞITEDAVİEDİLMEZSE
0 notes
Text
Anne Olduktan Sonra Öğrenilebilecek 6 Önemli Şey

Anne olduktan sonra kadınlar için artık hayat bambaşka akar. Bu hem kendileri hem bebekleri için değişmeleri gerektiği anlamına gelir. Tabii pozitif bir şekilde! Anne olmayı istemek ciddi bir karardır ve beraberinde sorumluluk altına girmeyi getirir. Canınızdan bir can daha vardır artık. İşte bu sebeple anne olduktan sonra değişen şeyler gözle görülür, kalple hissedilir!
Büyük Konuşmayın!
Anne olmak insana büyük konuşmamayı öğretir. Neden mi? Çünkü inanın o çok eleştirdiğiniz annelerin her yaptığınızı yapacağınız günler muhakkak gelir. Ekrandan uzak büyüsün çocuğum dersiniz, çocuğunuz teknolojiden bağımsız bir gün geçiremez. Benim çocuğum asla mama yemeyecek dersiniz, karnı doymadı mı acaba diye düşünürken bir anda mama verirken bulursunuz kendinizi... En iyisi hiç yorum yapmamaktır. Çocuk bu!
Koşulsuz Sevgi
Çocuğunuzla aranızdaki sevgi bağı sımsıkı ve sıcacık olsa da bazen sabrınızı öyle zorla ki kaçıp gitmek istersiniz. Bu durumda bile ona sevginizi gösterebilirsiniz. Şart koşmadan sevmek, sevginin en saf halidir. Yaramazlıklarına kızsanız bile ona verdiğiniz sevginin büyüklüğü asla küçülmez. Annelerin evlatlarını sevmek için sebebi çoktur
Yalnız Olmamak
Annelerin de yalnız kalmaya ihtiyacı vardır demiş olabilirsiniz. Bu iddialı cümleyi bir kenara süpürün. Evet, kendinizle baş başa kalmak isteyebilirsiniz ama unutmayın bu artık sadece tuvalette mümkün! Çocuğunuzla vakit geçirdikçe ve sizden bir şeyler öğrendiğine şahit oldukça beraber olmaktan büyük keyif alacaksınız. Enerji depolamaya ihtiyaç duydukça ailenizden yahut herhangi bir yardımcıdan destek almak da anneliğe dahi tabii... Unutmayın mutlu anne mutlu çocuk!
Yeni Bilgiler Öğrenmek
Eğlence programları, diziler yerini araştırma saatlerine bırakacak. Çocuğum çok huysuz acaba diş mi çıkarıyor? Uyumayan çocuk için öneriler nelerdir? Bebekte yeşil renk kaka ne anlama gelir? Gibi birbirinden ilginç soruların cevabına hâkim olabileceksiniz. Bazı annelerin doktordan daha doktor, pedagogdan daha pedagog olduğunu biliyor muydunuz? İşte bunlar hep annelik iç güdüsüyle birleşen öğrenme isteğinin bir sonucudur. Çocuklar hakkında öğrenilecek o kadar fazla bilgi vardır ki, hayatınızın hızla değişirken sizde değişmeye başlarsınız. Her anne kendi çocuğunun ansiklopedisidir. Unutmayın!
Sabırlı Olmak
Sabır annelerin kalesi mahiyetindedir. Anne olmadan önce kendini sabırlı sananlar anne olduktan sonra sabrın ne demek olduğunu öğrendiklerini söylerler. Çocuk olmadan önce düz bir hayat yaşarken çocukla evin içinde bile hareketli dakikalar geçirilir. Bazen bu ne bitmek bilmeyen enerji! Diye haykırmak isteseniz de sadece çocuğunuzu tebessüm ederek izlemekle yetinirsiniz.
Annenizin Değerini Anlarsınız
Hani yıllarca anneniz demişti ya, anne olunca anlarsın diye... İşte bu anlamak o anlamak diyebiliriz. Yorulmak, üzülmek, sevinmek, endişelenmek, korkmak tüm bu duyguları olması gerektiğinden fazla hissedeceksiniz çocuk sahibi olduğunuzda. Kaygılarınız arttıkça annenizin size çocukken nasıl da hassas davrandığı gözünüzün önüne gelecek. Tıpkı annenize benzeyeceksiniz. Hatta çocuğunuza gün gelecek sizde anne olunca beni anlarsın diyeceksiniz. Bu mükemmel döngü hayattaki en güzel durumlardan biridir.
Güçlü Olmak
Annelik hissiyle beraber gücünüz de artar. Çocuğunuzu koruma güdüsüyle artık hareket edeceksiniz. Size muhtaç bir bebek dünyaya geldiği için kendinizi her şarta hazır hissedeceksiniz. Anne olmanın en zor ama en güzel yanlarından biride kadının kendi gücünü keşfetmesidir. Güçlü anne, güçlü birey yetiştirir. Bu bireyler toplumu oluşturur. Çocuğunuzun attığı her adımı verdiği her kararı saygıyla karşılamak da annenin güçlerinden biridir. Hayatı yavaş yavaş çocuğa öğretmek onu karşılaşabileceği zorluklara hazırlamak annedeki gücün çocuğa geçmesine yardımcı olur. Read the full article
0 notes
Link
0 notes
Link
0 notes
Link
0 notes
Link
0 notes
Link
Askere Giden İçin Kıdem Tazminatı Ülkemizde askerlik sorunlu bir görevdir. Her yıl milyonlarca genç vatani görevini yerine getirmek için askerlik gitmektedir. Bu nedenle çalışan birçok genç işten ayrılmak zorunda kalmaktadır. Askere gitmeden önce çalışan her genç askerlik sebebi ile işten ayrılması halinde kıdem tazminatı almaya hak kazanmaktadır. Askere giden için kıdem tazminatı verilmesi zorunludur. Askere giden işçilere kıdem tazminat ödemesi yapılmamaktadır. Kıdem tazminatı hesaplaması çalışılan yıl üzerinden yapılmaktadır.
Bedelli Askerler Kıdem Tazminatı Alabilir mi? Bedelli askerlik bir başka deyişle, Paralı askerlik yapmak isteyen kişilerin kıdem tazminatı alıp alamayacakları konusu gündeme gelmektedir. Bedelli askerlikte yasalara göre sadece askerlik görevini yerine getireceklerdir, bu durumda kişilerin işten ayrılması için bir sebep olmayacaktır. Bu durumda kıdem tazminatı almaya hak kazanamazlar. Kıdem tazminatını düzenleyen maddede muvazzaf askerlik nedeni ile işten ayrılanlar kıdem tazminatı alabilir durumu söz konusudur.
Terhis Olan Asker İşsizlik Sigortasından Yararlanabilir mi? Askere gitmek için işinden ayrılan daha sonra gelen kişilerin merak ettikleri konular arasında işsizlik maaşı gelmektedir. Kişi terhis olduktan sonra iş arama sürecinde işsizlik sigortasından faydalanabilmektedir. Bunun için aranan bazı şartlar bulunuyor. Bunun için işten ayrılmadan önce 600 gün prim ödemesi bulunması, bu primlerin 120 gününün kesintisiz olması ve işten ayrılma süresi ile askere gitme süresi arasının 90 günü geçmemesi şartları bulunmaktadır. Kişi terhis ettikten itibaren 30 gün içinde işsizlik maaşı için başvuruda bulunması gerekir.
Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır? Kıdem tazminatı hesaplaması çalışan kişinin son aldığı maaş üzerinden her yıl olarak hesaplanır. Her yıl için aylık (30 gün) maaş alır. Askerden Dönen Kişi Aynı İş Yerinde Çalışabilir Mi? Askere gitmek için işinden ayrılan kişi askerden dönünce aynı iş yerinde çalışma hakkına sahiptir. İşveren tarafından tekrar işe alınmak zorundadır.
0 notes
Link
Doğumdan hemen sonra, bebeklerin retinaları tam gelişmiş düzeyde değildir. Yeni doğmuş bir bebeğin retinası sadece ışık ve karanlığı ya da siyah ve beyaz arasındaki çok güçlü karşıtlıkları (yüksek kontrastı) algılayabilir.
İlk üç ay içerisinde bebek tarafından görülen siyah ve beyaz görüntüler bebeğinizin retinası üzerinden beyine çok önemli görsel sinyaller gönderir. İşte bu güçlü sinyaller bebeğinizin beyin gelişimini artırmak ve görsel gelişimini hızlandırmak açısından çok önemlidir.
Üçüncü aydan sonra görsel uyarıcı olarak siyah ve beyaz rengin arasına kırmızı da katılır.
Dünya üzerinde yapılan araştırmalar da ilk 6 ayda yüksek kontrastlı objeler görmesi sağlanan bebeklerde görsel uyarılmanın artması sonucunda beyin gelişiminin hızlandığı gözlenmiştir.
Q Bebek İlk Kartlarım 0-6 ay arasındaki bebeklerimiz için özel olarak hazırlanmıştır.
Setimizde toplam 20 kalın karton kart ve arkalı önlü 40 adet siyah-beyaz ve kırmızı birbirini takip eden illüstrasyon vardır.
Tüm resimler özel olarak birbirinin kontrası olacak şekilde hazırlanmıştır.
Kartlar üzerinde belirtilen sıralama ile kullanılmalıdır. Sıralamanın değiştirerek kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Kartlar üzerinde bulunan deliklerinden kutuların içinde bulunan asma halkalarına takılarak bebeklerin puset ya da beşiklerine görebilecekleri gibi asılır. Ve 1 gün süre ile ön yüz, 1 gün süreyle diğer yüz asılı kalır. Kartlar askıda takılı iken bebeğinizle kartlar hakkında konuşabilirsiniz. Ancak burada önemli olan unsurun bebeğin karttaki resmin ne olduğunu anlamasından çok, gün içerisinde resimde bulunan kontrastları gözleri ile takip edebilmesi ve bu takip sonucunda beyninin uyarılması olduğunun unutulmaması gerektiğidir. Tüm kartların bitimine kadar aynı işlem tekrarlanır.
Kartlarımız belirtilen süre ve sıralama dışında düzensiz aralıklarla ve belirsiz sürelerde elde gösterimlerde arzu edilen düzeyde olumlu etki sağlamayacaktır.
Kartların ve askı zincirinin bebek ve çocuklarımız tarafından ağıza alınamamasına, kazalara sebebiyet oluşturabilecek şekilde ve kendisine zarar verecek şekillerde kullanılmamasına lütfen dikkat ediniz.
Q Bebek İlk Kartlarım ailelerimiz tarafından rahatlıkla kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır.
Gelişim Alanları : Hafıza
Gelişim Alanları : Dikkat
Gelişim Alanları : Dil ve Konuşma Gelişim
Gelişim Alanları : Zeka Gelişimi
Gelişim Alanları : Duyusal Bütünleme
Gelişim Alanları : Görsel Algı
Yaş Aralığı : 3 - 6 Ay
Yaş Aralığı : 0 - 3 Ay
0 notes