Photo

Dünya’nın En Güzel Öyküsü Reeves/Rosnay/Coppens/Simonnet
Hanımlar beyler, Karşımızda her kütüphanede muhakak bulunması gereken bir şaherser var. 160 sayfalık bu minik kitap Evrenin başlangıcından bugüne yaratılışın,hayatın öyküsünü bilimsel açıklamalar ve mevcut kanıtlarla çok anlaşılabilir bir dille gerçekten bir öykü tadında anlatıyor. Yazar kitabı birbirinden değerli ve çalışkan üç bilim adamıyla (bir astrofizikçi,bir moleküler biyolog,bir antropolog) yaptığı bir sohbet havasında düzenlemiş. Hikaye yaşamın,insanlığın hikayesi her bölüm,her sayfa çok şaşırtıcı. Çeviriyi İsmet Birkan yapmış ellerine sağlık gerçekten su gibi. Telos yayınevide bu kitabı basmakla büyük bir iş yapmış onlarada ayrıca teşekkürler, kitabın baskısı 1996, bende de bu baskı var başka baskıları var mı onuda bilmiyorum. Kendilerine tek eleştirim keşke daha sağlam bir ciltleme yapılsaydı, defalarca okunmaya değer bu kitap daha ilk okumada parçalanmaya başladı. Ama kitabın içeriği herşeyi unutturuyor inanın. Harari'nin Sapiens'ini sevdiyseniz bu kitaba bayılacağınıza eminim, ki bu kitap Sapiens'e ilham olmuş olabilir.
5 notes
·
View notes
Photo

Knut Hamsun’un Dünya Nimeti’ni yeni bitirdim. Kitap bittikten sonra üstünde düşünürken aklımdan geçenleri paylaşmak istedim. Zaten adam su gibi yazıyor birde çeviren Behçet Necatigil olunca tadından yenmiyor. Kitap zeten kendi başına şaheser övmek için bana ihtiyaç yok ama kitabın bir başka yanı daha önemli. Kime ilham verdiği mesela. Ben Dire Straits’le çocukluğumun sonunda Tunalı Hilmi caddesi üstünde bir plakçının vitrininde tanıştım. Plak yıllarca vitrinde kaldı her gözüm iliştiğinde müthiş bir zevk verirdi, yıllar sonra başka bir kopyaya sahip olduğumda da aynı zevki tattirmıştı bana. Kapakta pembe mavi bulutların önünde metal gövdeli pasparlak bir akustik gitar. Ne fotoğraftır ama, Brothers in Arms albümü, herhalde benim yaş grubumdan herkes Money For Nothing’in intro riffini duyduğunda çakılı kalmıştır olduğu yere. Kapaktaki gitar Mark Knopfler’in National marka 1939 model gitarı. Rock tarihindeki ikonlardan biri. Daha sonra dinleye dinleye konuşa konuşa okuya okuya yeni şeyler öğrendim bu müthiş adamla ilgili. Kendine has parmakla çalışı melodileri ve sözleri. Benim için yeniydi ama adam zaten o güne kadar müthiş işler yapmıştı, hele bir Alchemy albumu vardı hele albümde bir şarkı vardı ki şarkı denmez 14 dakikalık uzun bir edebi - müzikal öyküydü : Telegraph Road. Sözler sade ama çok güçlü, hele müzik, kelime kelime baska seyler anlatır durur. O 14 dakika bir meditasyon olur. Sözler o günlerin İngiltere’sindeki sosyal olayların bakiyesi gibi. 1980’ler İngiltere’de durgunluk, grevler ve düşünen ve en önemlisi okuyan bir rock müzisyeni elinde Knut Hamsnun’un Markens Grödesi (Dünya Nimeti) o hikaye yeni bir hikayeye dönüyor baska bir ozanın elinde telegraph road ortaya çıkıyor. Azeri kökenli bir İranlı bir ozan, Nizami Gencevi, 12 yy’da Yedi Güzel’i kaleme alıyor, Prenseslerden biri olan Turandot Puccini’ye ilham oluyor yanlızca o mu? Gencevi’nin yazdığı Doğu’nun Aşk Destanını Leyla ile Mecnun , İngiliz blues efsanesi Eric Clapton’ın eline geçiyor bu birliktelik büyük aşkı için yazdığı Layla’yı getiriyor. . Yine 80’ler haftalıklarımla aldığım yeni bir albüm, bu grubu İzzet Öz’ün TRT radyosundaki programındaki ilk albüm tanıtımlarından beri takipteyim. Adamlar çok sağlam. Mazhar,Fuat Özkan. Albümün adı Vak the Rock bu adamlar giderek daha iyi müzik yapıyorlar albümü bastan sona dinliyorum evdeki müzik dolabında. (Evet yanlışlık yok Nordmende Müzik dolabı aletteki ses hiçbir şeyde yok hala daha iyisini görmedim ) Albümün son şarkısı başlıyor Sanatçının Öyküsü. Bir klavye düzenlemeleri ki aman yarabbi adam bunu nasıl çalmış, çalan kim? Kapak açılır aranjör ve klavyeler Peter Schön. Ne herif ama. Seneler sonra elime bir Sait Faik kitabı alıyorum bizim evde sevilen bir yazar, Sivriada Gecelerini okuyorum o da ne? Sanatçı’nın Öyküsü anlatılıyor kitapta hatta bazı cümleler sözlerle aynı . Yakaladım seni Mazhar Alanson!!.... diyemiyorum.... evet konu aynı ama kopya değil. Mazhar Alanson öyküyü alıp yeni birşey dokumuş, bir anda sevgim saygım daha da artıyor adama. Kim bilir daha ne örnekler var bilmediğim birbirini besleyen sanatçılar, şaheserler. Hiçbiri tekrar değil hiçbiri kopya değil hepsi birbiriyle ilgili ama aynı değil. Sanki sonraki doğmak için diğerini veya sırasını beklemiş gibi. İyiki yazdınız çizdiniz İyiki okuduk iyiki dinledik sizi iyi ki varsınız.
0 notes