Tumgik
ayrintiayraci · 10 years
Text
Bulut
Merhabalar,
Bütün gün süren mızmızlanmalar, ağlamalar ve emme krizlerinin sonunda oğlum uyumayı başardı. Ben de daha önce internette görüp bayıldığım bir bulut modelini denemeye karar verdim. Orjinal bulutumuz şöyleydi. Ben henüz keçe almadığım için karton ve kumaşlarla yeniden yorumlamaya karar verdim. Tarif kısmını uzun tutmayacağım, zaten yeterince açık fotoğraflarda. Malzeme olarak karton, renkli kumaşlar, elyaf, misina, nazar bonukları, inciler ve renkli taşlar kullandım. Kısaca evde ne varsa kattım, ortaya renkli bir bulut çıktı. Oğlumun başucuna hemen astım. Uyanınca sevinir mi acaba? :)
1 note · View note
ayrintiayraci · 10 years
Text
Ahtapot ve Zürafa :Oyuncak Yapımına Giriş Denemeleri
Tumblr media
 Hazır başlamışken, oyun minderimin oyuncaklarını da kendim yapmaya karar verdim. Önce dedim ki, zaten resim kabiliyetim fena değil ve zaten kalıp filan nedir hiçbir fikrim yok, ben keser biçerim allasen ne olacak ki? Hooop o meşhur polar battaniyeme çizdim hemen ayıcığımı. Özellikle küçük yapıyorum ki asınca çocuğumun kafasına çarpmasın.
-  Kahretsin, harika çizdim, harika kestim. Peki dikiş? Önden dikeyim. Ama dur, tükenmez kalemle çizdim ya ben bunu, amanınn. O halde arkadan dikeyim. Ee, diktim de ters çevirince bişeye benzemedi bu?
Tumblr media
     Evet, ilk deneme tam bir hüsran malesef. Ters çevirince ne kollar belli ne kulaklar. Ama ben bişey yaprım bunla, sanki birşeye benziyor...
Tumblr media
Hımm, böyle şerit şerit kesince sanki? Derken hadi şu kurdelayı iliştireyim, ay şu göze benzedi mi derken ortaya çirkin bir ahtapot çıktı.
 Tamam, kabul pek başarılı değil ama o benim ilk el yapımı oyuncağım. Evlat bir nevi, ilk göz ağrım. Hem şablon gibi oldu; sonra ben bunun büyüğünü de yaparım. :)
  Küçük bir tüyo: Balık oltalarının ucuna takılan minik çıngıraklar vardır, balık tutmakla ilgisi olanlar bilir. Balık malzemelerinden çok cüzi rakamlara alınabilecek bu çıngıraklardan oyuncakların görünmeyen ve elbette bebeğin ulaşamayacağı yerlerine dikersek çıngıraklı bir oyuncak elde etmiş oluruz.
  Minder için kumaş ararken rastgeldiğim eski kazağımda iki tane zürafa deseni vardı. Birini eski gönderide gördüğünüz gibi mindere monte ettim. Büyük zürafa figürünü ise kazağın arka kısmıyla beraber kestim, içine elyaf doldurup diktim ve zürafa oyuncağımız ortaya çıktı.
Oğlum henüz elleriyle kavrayamıyor ama kavramaya başladığında kolayca tutabileceği bir oyuncak oldu. Benim de oğluma oyuncak dikme sevdam böylece başlamış oldu. Şimdi neler yapabilirimin peşindeyim. Malumunuz olduğu gibi örgü, nakış, makine dikişi gibi komplike işler beni aşıyor. O yüzden basit ama sevimli oyuncaklar deneyeceğim. Tecrübelerimi ilerleyen günlerde burada bulabilirsiniz. :)
0 notes
ayrintiayraci · 10 years
Text
Oyun Minderi
Tumblr media
   İşte bir önceki yazımda bahsettiğim oyun minderi denemem.  İnternettekilere bakınca benimki epey sade oldu. Hatta bir bebekten ziyade bir yetişkinin zevkine hitap ediyor gibi. Ama bu açığı asacağım oyuncaklarla telafi edeceğim. :) Yine daha önce bahsettiğim gibi hayatımda elime hiç iğne iplik almadım daha önce. O yüzden dikişlerin haline çok güleceksiniz gibi geliyor. Hele minder ilk icraatımdı ve yarı yolda fikir ve şekil değiştirmiş, beş yaşında bir çocuğun elinden çıkmış dikişler göreceksiniz. Benim matematiğim de böyleydi eskiden. Fikir doğru ama gidiş yolu hep yanlış. :) Neyse, öncelikle malzemeleri gösereyim. Kumaş olarak eskiden almış olduğum bir uyku setinin etek kısmını kullandım.Şöyle ki:
Tumblr media
Evde kullanılmayan polar bir battaniye vardı. Ondan kare bir minder diktim. Bu benim ilk dikiş deneyimimdi. Deneye yanıla, ama sökmeden diktim. Elyafı çok doldurmadım çünkü kafamın bir köşesinde hep boğulma tehlikesi var. Biraz daha sert dursun diye dört yanını da düğmelerle tutturdum. Çok sağlam olmadı galiba ama eğer dikişleri açılırsa tekrar üstünden giderim sonra napalım. :)
Tumblr media
  (Alttaki dikişlerin haline bakmayın hiç. :)
  Şehir merkezine epey uzakta yaşadığım ve acayip sabırsız olduğum için elyaf almayı  bekleyemedim. Bunun yerine, evde kullanmadığım yastıklardan birini katletmeye karar verdim. Ki evde bu yastıklardan epey var. Yastık dediysem, bölsen bütün mahalleye yetecek kadar iri, eski usül dikdörtgen yastıklardan. Boyu yarım kadar, eni ise benden üç tane. Hani o yastıkla uyuyayım desem oturur pozisyonda uyumak zorunda kalıcam, o derece. Emin olmamakla beraber yastıkların yarısı annemden, yarısı kayınvalidemden. Umarım hiçbiri yastıkların eksildiğini farketmezler. :)
  Minderi diktikten sonra şerit şerit kestiğim kumaşlardan mindere kılıf diktim. Normalde gördüklerimde kılıf yoktu ama sanki çok kirlenen birşeymiş gibi geliyor bana. O yüzden yıkanabilir olmasını istedim. Hatta minderle kılıf arasına hazır alt açma pedlerinden koymayı düşünüyorum ekstra destek için.
  Sıra minderi süslemeye geldi. Elimde kalan kumaşlardan birkaç figür yapmaya çalıştım. Yine de sade kalmasına özen gösterdim ama yeşil, kırmızı gibi canlı renklerde  figürler de sanki hoş görünebilir. Sıkılırsam ilerde eklerim diye düşünüyorum.
Tumblr media Tumblr media
  Sonuncusunu  eski bir kazağımdan kestim. Onun daha büyük figürü ile de bir oyuncak yaptım. Ama o, bir sonraki yazımın konusu.
  Son olarak bugün oğlumla elektrikçiye ve su tesisatçısına uğradık. Eski öğrencilerimin ikisini de oralarda çalışırken bulmak da hoş bir süpriz oldu. Biraz çene çaldık ve 4 metre elektrik kablosuyla 4 metre boru süngeri aldık. Hani şu sıcak su borularına yakmasın diye geçirilen, üstü jelatin kaplı süngerlerden.
Tumblr media
Ve minder nihayet bitti. Renklendirmek, parçalar ekleyip çıkarmak iyi olur zamanla ama temel hali budur. :)
Tumblr media Tumblr media
.
2 notes · View notes
ayrintiayraci · 10 years
Text
Merhaba!
Merhaba,
Bebeğimizin doğumuyla birlikte hayatımız oldukça büyük bir değişikliğe uğradı. Biz zaten buna hazırlıklıydık. Benim hazırlıklı olmadığım şey ise ufaklığın benim dünyamda yaratmış olduğu değişimler, fırtınalar. Alp dünyaya geleli 2 ay oldu. Bu iki ay benim iç çatışmalarımın resmen durulduğu, hayata dingin bir pencereden bakmayı öğrendiğim süre oldu. Hayır, sanmayın ki Alp uslu bir bebek. Kolik (buna ayrıca değineceğim ya neyse), uykuyu hiç sevmeyen ve ilgi delisi bir çocuk. İki aydır gün içinde toplam en fazla 8-10 saat uyuyor. Benim uyku sürem ise bunun yarısı. Peki hangi arada içime bir Polyanna kaçtı? Polyanna demeyelim ama sanırım eskiden ''kadın'' olmaktan utanırdım. Erkeksi davranmak, hissetmek, kadınsı şeyleri küçümsemek sanki doğamın bir parçasıydı. Bebekle beraber sanki içimde saklı olan bir kadın da doğdu. Artık mesela inci sözlüğü okuyup gülerek harcadığım vakti kadınlar kulübü forumlarında harcıyorum. :)
 Hayır, ağzımdan hamişli göbüşlü sözler döküleceğini, ne kadar hassas ve mükemmel bir anne olduğumu anlatacağımı sanıyorsanız aldanırsınız. (bu yorum kadınlar kulübü'nden bağımsızdır.) Ben sadece yazmayı seviyorum. Uzun zaman yazdığım herşeyi hemen sildim ya da kıyıya köşeye sakladım. Hala herşeyi paylaşma konusunda kararsızım. Ama bir süredir paylaşmanın keyfini sürmeye çalışıyorum. Hayatımın bundan sonrası en çok bebeğimle ilgili olacağı için, bu blogu da ona adıyorum. Ve yine hayır, aşkımlı balımlı bir blogdan ziyade Alp'ten öğrendiklerimi, Alp'le öğrendiklerimi paylaşmaya çalışacağım.
 Özellikle bloga adını veren Alp'in oyuncaklarının hikayesine dönersek, her şey üç gün önce oyun minderi siparişi vermek için nete girmemle başladı. Baktıklarımın hiçbirisini beğenmedim ve ağzımdan şu cümle döküldü; ''Ben daha iyisini yaparım!'' Beni tanıyor olsaydınız bu cümlenin ne kadar cüretkar ve komik olduğunu anlardınız çünkü bendeniz 30 yıllık ömrümde bir çorap dahi onarmış, bir kopuk düğmeyi dikmiş değilimdir. Yine de madem dedim bir kez, inat ettim öğreneceğim. Yaptıklarımı yayınlamaya az sonra başlayacağım. Özellikle dikişlere dikkat edip, arkanıza bakmadan dönüp kaçabilirsiniz, hiç gocunmam. Yine de benimle beraber öğrenmeye başlamayı tercih ederseniz, beraber ilerleriz. Ya da daha da güzeli, belki bildiklerinizi bana da öğretmek isteyebilirsiniz ki şahane olur.
 O halde hoşgeldin Alpim, hoşgeldin içimdeki kadın ve hoşgeldiniz. Haydi başlayalım!
0 notes