backlinkci
backlinkci
İsimsiz
201 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
backlinkci · 3 years ago
Text
Yılbaşında Ne Yapılır? Yılbaşında Nereye Gidilir?
Yılbaşında Ne Yapılır?
Yılbaşında Ne Yapılır? Yılbaşında Nereye Gidilir?
Yılın o en güzel zamanı geldi çattı! Yılbaşı dönemi, soğuyan hava, kızarmış kestane kokuları, ağaçların kurulması ve en güzel süslerle dekore edilmeye başlanması, yılbaşı hediyeleri seçimi ve tek tek saymakla bitmeyecek türlü türlü yılbaşı aktiviteleri ile başladı. Yılın son günlerine doğru ilerlerken, Aralık ayı sevdiklerimiz ve dostlarımızla zaman geçirmek, ister evin sıcacık ortamında ister farklı destinasyonlarda yılbaşı eğlencesi planları yapmak ya da yılbaşı tatlıları keyfi ile kendimizi şımartmak için herkesin heyecanla beklediği bir ay…Tüm dünyada tatil döneminin başladığı, daha iyi, daha olumlu beklentiler içinde olduğumuz yeni bir yılın başlaması için geri sayıma geçtiğimiz, kendimize daha fazla zaman ayırabileceğimiz anları yakaladığımız bu ay, geçen seneyi düşünüp muhasebe yapmak için de doğru bir zaman. Ünlü yazar Charles Dickens’ın harika şekilde ifade ettiği gibi, “Hatırlamak; tıpkı bir mum gibi, en parlak şekilde yılbaşında yanar”.
Yılın bu en özel zamanı elbette sadece geçmişi gözden geçirme zamanı değil; kendiniz, aileniz ve sevdikleriniz için unutulmaz, eğlenceli yılbaşı programları yapmak, yeni yıl hafta sonunu ve gelecek yılı planlamak da Aralık ayının en sevilen aktivitelerinden.
Yaşamı kutlama, sevdiklerinizle yeniden bir araya gelme, umutları yeşertme zamanı olan bu günlerde, yılbaşında gidilecek yerler ve yılbaşında yapılacak aktiviteler mutlaka gündeminizde olacaktır. Yeni yıla girerken evinizin sıcaklığında sizi sarıp sarmalayacak, neşe ve mutluluk verecek mekanların başında oteller geliyor. Evinizden tek farkı ise ihtişamı ve sizi rahat ettirmek için seferber olan çalışanları! Kendinizi ve sevdiklerinizi böylesi bir lükse bıraktığınızı hayal edin; yılbaşı menüsü planlanmış, yılbaşı yemeği hazır, her şey sizler için önceden bütün detaylarıyla düşünülmüş… Bu durumda size sadece yeni yılı umut, neşe ve keyifle karşılamak kalıyor.
Çoğu kişi bu tatil dönemini yılbaşı programlarının her adımı otel ekipleri tarafından organize edilirken, hiçbir şey düşünmeden her anlarını sevdikleriyle geçirebilmek için dünyanın farklı yerlerinde bulunan otellerde geçirmeyi tercih ediyor. Zira yılbaşı otel programları tüm konukların memnuniyeti göz önünde bulundurularak büyük titizlikle hazırlanıyor. Yılbaşını geçirmek için tercih edilen şehirlerin başında ise, dinamik ve canlı günlük yaşamı ve gece hayatıyla İstanbul geliyor. Kadim kültürlerin, her inanış ve yaşam görüşünden geleneksel ve güncel yılbaşı kutlaması pratiklerinin bir arada uyum içinde yaşatıldığı İstanbul’da, kentin kalbindeki lokasyonuyla Raffles İstanbul Zorlu Center yılbaşı otelleri arasında öne çıkıyor.
Gelecek yılı karşılamanın heyecanı içindeki otelin her köşesinde şimdi tatlı bir telaş var; şefler görkemli balo salonunda gerçekleşecek yılbaşı programının altı parçalı muhteşem menüsünün yılbaşı yemekleri üzerindeki son dokunuşları yaparken, yemeğin sonunda masaya gelecek karışık dağ meyveleri ve vanilyalı dondurma eşliğindeki beyaz çikolatalı sıcak keki de unutmuyorlar! Bu sırada bir yanda Raffles İstanbul’un yılbaşı programında sahne alacak ünlü keman sanatçısı Canan Anderson ile Barbaros ve 16 kişilik müzik grubu, provalarına devam ediyor. Dileyen konuklar, Rocca restoranda açık büfe eşliğinde, Six Pack grubunun şarkılarıyla dans ederek yeni yılı karşılamayı da tercih edebilirler.
Raffles Butler ekibi özel misafirleri için her bir yılbaşı hediyesi için özenle çalışırken, Lavinia Lounge’un çay saatinde konuklar yılbaşı tatlarının keyfine varıyor; zencefilli kurabiyelerin, kütük pastaların tadını çıkarırken, piyanodan yükselen eğlenceli yılbaşı melodilerine tempo tutarak eşlik ediyorlar; her yerde neşeli sohbetler, kahkahalar, havada tarçın ve karanfil kokusu var… Yılbaşı planı tüm hızıyla sürerken, 2022’ye veda etmek, yılın bu en güzel zamanını yepyeni, taze umutlarla geçirmek ve yeni yılı mutlulukla karşılamak için her şey hazır.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Post Covid Sendromu Nedir? Geçmeyen Koronavirüs Şikayetleri Nelerdir?
Post Covid Sendromu Nedir? Geçmeyen Koronavirüs Şikayetleri Nelerdir?
Post COVID sendromu nedir?
COVID-19 geçirdikten 12 hafta sonra hâlâ devam eden ve alternatif bir tanı ile ilişkilendirilemeyen şikayetler post COVID sendromu (uzamış COVID) olarak adlandırılıyor. Post COVID sendromundan etkilenen sistemlerin başında kalp ve damar, solunum, beyin ve sinir ile hareket sistemi geliyor.
Uzamış COVID'in kardiyovasküler sisteme etkileri
COVID-19 hastalığı atlatıldıktan sonra karşımıza çıkabilen post COVID sendromunda kardiyovasküler açıdan en sık görülen şikayetler ritim bozuklukları ve çarpıntı şikayeti oluyor. Hastalarımız ya atriyal fibrilasyon dediğimiz, pıhtıya neden olan ciddi ritim bozukluğu ile ya da şiddetli çarpıntı ile başvurabiliyor. Bunun dışında post COVID sendromunun neden olduğu başka bir tehlikeyi ise kalp yetmezliği tablosu oluşturuyor. Ayrıca uzun COVID nedeni ile kalp zarında ve kalp kasında iltihap oluşabiliyor. Bunun sonucunda da göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kalp krizi meydana gelebiliyor. Geçici ya da kalıcı felç atakları, akciğere pıhtı atması, bacak damarlarında oluşan derin ven trombozu da bekleyen diğer tehlikelerden sadece bazıları… Bu nedenle COVID-19 enfeksiyonu geçirildikten sonra mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurulması gerekiyor.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Erken Boşalma Nedenleri Nelerdir? Erken Boşalma Tedavisi Nasıl Olur?
Erken Boşalma Nedenleri Nelerdir? Erken Boşalma Tedavisi Nasıl Olur?
Erken boşalma, erkeklerde en sık rastlanan cinsel işlev bozukluklarından biridir. Tüm dünyada 18-70 yaş arası erkeklerin %25'inde görülen ve aynı oranda çifti etkileyen bir hastalıktır.
Erken boşalma nedir?
Erken boşalmanın kanıta dayalı ilk tanımı 2008 yılında Uluslararası Cinsel Tıp Cemiyeti tarafından yapılmıştır. Bu tanıma göre erken boşalma, cinsel birleşmenin başlamasından itibaren boşalmanın geciktirilememesidir. Genellikle boşalma, penisin vajinayla birleşmesinden önce ya da birleşmeden itibaren bir dakika içinde olur. Tüm vajinal birleşmelerde boşalmayı geciktirici yetenek olanaksızdır. Bu durum stres, moral bozukluğu, ilişkiden kaçınma, eşler arası negatif etkilere neden olabilir. Erken boşalma, cinsel yaşamın başından itibaren hayat boyu var olabildiği gibi stres, prostatit, hipertiroidi ve hormonal bozukluklar gibi sonradan ortaya çıkan hastalık olarak sınıflandırılabilir. Bu hastalıkların tedavi edilmesi ile erken boşalmada düzelmeler görülebilir. Hayat boyu erken boşalmanın tedavisi daha zordur. Erken boşalma, erkeklerin cinsel hayatlarının en az bir döneminde yaşadıkları önemli bir sorundur. Her 10 erkeğin 7'sinde görülür
Erken boşalma sorunu olan erkeklerin ortak özellikleri nelerdir?
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği'nin (CİSED) erken boşalma ile yaptığı araştırmalarda bu sorunu yaşayan erkeklerin ortak özellikleri ortaya konulmuştur. Erken boşalma sorunu yaşayan erkeklerin genel olarak hayatlarında birçok eylemi çok hızlı yaptıkları ve fazla kaygılı bir ruh haline sahip oldukları görüldü. Bu kişiler babaları ile sorun yaşamışlardır, yataklarını ıslatmışlardır. Rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslı, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve olaylara çabuk sinirlenen, sorunlu bir dinlenme tarzı olan, daima telaşlı olma gibi özellikleri vardır. Eğer kişi bu özelliklerini kontrol edemezse boşalmayı kontrol etmekte zorlanır.
Erken boşalma süresi
Erken boşalma, cinsel birleşmeden önce veya penisin vajina içinde bir dakika geçmeyecek bir sürede gerçekleşmesi şeklinde tanımlanır. Erken boşalmanın tanımını yaparken boşalmanın her iki eşin orgazmından önce gerçekleşmiş olması önemlidir. Erken boşalma, süreden ziyade arzu edilmeyen bir sürede, erken ve denetimsiz bir şekilde gerçekleşir.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Horlama Neden Olur? Horlama ve Uyku Apnesi Tedavisi
Horlama Neden Olur? Horlama ve Uyku Apnesi Tedavisi
Uykuda görülen solunum bozukluklarının en hafifi horlama, en ağır şekli de tıkayıcı uyku apnesidir. Horlama problemi erişkinde en sık orta yaşlı şişman erkeklerde görülür ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Kadınlarda ise menopoz dönemiyle birlikte daha sık görülebilir. Çocuklarda özellikle geniz eti, bademciklerin ileri derecede büyük olması ve obezite bu problemi ortaya çıkaran önemli faktörler olarak karşımıza çıkar.
Horlama nedenleri
Uyku sırasında, burun iç bölgesinde olan tıkanıklıklar, dilin arkasındaki hava yolunun daralmasına yol açan küçük dil ve damaktaki sarkıklıklar ve bademciklerdeki büyümeler veya yutak seviyesindeki yapıların daralması sonucu bu bölgelerdeki dokuların titreşimleriyle ortaya çıkan sese horlama denir.
Aşırı kilo,
Sedatif ilaç veya uyku ilacı alımı,
Aşırı alkol kullanımı
Burun orta bölmesindeki eğiklikler (deviasyon),
Burun polipleri,
Büyümüş konkalar (burun etleri),
Burun ve genizdeki tümörler horlama nedenleridir.
Aşırı kilolu kişilerde yutak civarında yağ birikimi görülür. Gevşemiş kaslar sırt üstü yatınca dilin ve küçük dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz, bu durumda kişi kendisi çok farkında olmasa da etrafını rahatsız edecek şekilde horlamaya başlar. Ayrıca burun tıkanıklığına neden olan patolojiler horlamanın en önemli nedenlerinden birisi olarak karşımıza çıkar. Bu kişilerde uykuda havayı almak için yapılan solunum çabası ile genizde negatif basınç oluşarak boğazdaki dokular hava yoluna doğru çekilir. Sonuçta burun açıkken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı kişilerin sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını açıklar.
Tıkayıcı uyku apnesi nedir?
Uyku apnesi (uykuda solunum durması), uyku esnasında solunumun 10 saniye ve üzerinde durması sonucu ortaya çıkan tablodur. Horlamaya neden olan faktörlerin daha ileri aşamaları bu tabloya yol açabilir. Tıkayıcı uyku apnesi her 100 kişiden en az 5’inde görülür. Özellikle aşırı kilolu orta yaştaki erkeklerde bu oran daha da yüksektir. Çocuklarda ise tıkayıcı uyku apnesinin görülme sıklığı %10-12’dir.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Obezite Cerrahisi Nedir? Kimlere Uygulanabilir?
Obezite Cerrahisi Nedir? Kimlere Uygulanabilir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, yaklaşık 2 milyar yetişkin obezite ile yaşamını sürdürürken, ülkemizde ise obez bireylerin oranı %22’lere ulaşmış durumda bulunuyor. Birçok önemli hastalığa neden olan obezite, her yıl 4 milyondan fazla bireyin hayatını kaybetmesine yol açıyor.
Obezite nedir?
Obezite, normalden çok fazla kilo alımına sebep olan, vücutta sağlığı tehdit edecek düzeyde yağ birikmesidir ve günümüzde çok yaygın bir halk sağlığı problemidir. Obezite, metabolik sendrom, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, artrit ve bazı kanser türleri de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorununa neden olabilir. Aynı zamanda sigara kullanımından sonra ikinci en ‘önlenebilir’ ölüm nedenidir.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Meme Kanseri Nedir? Meme Kanseri Belirtileri
Meme Kanseri Nedir? Meme Kanseri Belirtileri
Dünyada her yıl 1 milyon kişinin yakalandığı meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolden çıktığı bir hastalıktır. 
Meme kanseri türleri
Meme kanseri türü, memedeki hangi hücrelerin kansere dönüştüğüne bağlıdır. Kanser, memenin farklı yerlerinde başlayabilir. Meme lobüller, kanallar ve bağ dokusu olmak üzere üç ana bölümden oluşur: Lobüller süt üreten bezlerdir. Kanallar memelere sütü taşıyan tüplerdir. Bağ dokusu (lifli ve yağlı dokudan oluşur) her şeyi çevreler ve tutar. Çoğu meme kanseri kanallar veya lobüller ile başlar. Meme kanseri, kan damarları ve lenf damarları yoluyla memenin dışına yayılabilir. Vücudun diğer bölgelerine yayıldığında metastaz söz konusu olur. En yaygın meme kanseri türleri şunlardır:
Duktal invaziv meme kanseri: Kanser hücreleri kanalların dışına meme dokusunun diğer bölümlerine doğru büyür. İnvaziv kanser hücreleri aynı zamanda vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir veya metastaz yapabilir.
Lobüler invaziv meme kanseri: Kanser hücreleri lobüllerden meme dokularına kadar yayılırlar. Bu invaziv kanser hücreleri vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir.  
Meme kanseri belirtileri
Meme kanserinin belirtileri kişiye göre değişiklik gösterir. Bazı kişilerin ise hiç belirtisi yoktur. Meme kanseri için bazı uyarı işaretleri şunlardır:
Memede veya koltuk altında ele gelen kist şeklinde dokular
Memenin bir kısmının kalınlaşması veya şişmesi
Meme derisinin irritasyonu
Emzirme bölgesinde veya memede kızarıklık veya pul pul dökülme
Meme ucunun çekilmesi veya meme başı ağrısı
Memenin büyüklüğünde veya şeklindeki herhangi bir değişiklik
Göğsün herhangi bir bölgesinde ağrı.
Göğüs yumuşaklığı
Meme derisinde gözeneklerin genişlemesi
Memede yumru
Açıklanamayan meme şişmesi
Memelerde asimetri
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Kemik İliği Nakli Nedir? Kök Hücre Nakli Yapılabilen Hastalıklar Nelerdir?
Kemik İliği Nakli Nedir? Kök Hücre Nakli Yapılabilen Hastalıklar Nelerdir?
Kemik iliği nakli işlemi, kemik iliği nakli, kök hücre nakli, hematopoetik kök hücre nakli gibi çeşitli terimlerle tanımlanır. Bu terimlerin hepsi, kanı oluşturan ana hücrelerin kemik iliğini yenilemek üzere nakledilmesini veya yüksek dozda kemoterapinin etkisinden korunmak üzere saklanmasını ve yüksek doz kemoterapiden sonra kullanılmasını içerir.
Kemik iliği naklinde kök hücrelerin kaynakları, kemik iliği, periferik kan ve kordon kanıdır. Bulaşıcı hastalığı, kan hastalığı, aktif viral hastalığı ve kronik hastalığı bulunmayan sağlıklı bireylerin yapacağı kök hücre bağışı ile lösemi, lenfoma, multiple myeloma gibi kan hastalıklarının tedavisi sağlanabilir.
Kemik iliği naklinin çeşitleri nelerdir?
Allojeneik kemik iliği nakli: Kemik iliği hastaya uygun bir kişiden alınır. Herhangi bir hastalık kemik iliğini tuttuğu zaman, kemik iliği çalışmadığı zaman veya kemik iliği anormal hücre ürettiği zaman başka bir kişiden kemik iliği nakli etkin bir tedavi yöntemi olabilir. Kardeşler, akrabalar veya akraba dışı yabancı gönüllüler burada verici olabilirler. Alıcı ve verici arasında kan grubu uyumu gerekmez ancak doku antijenlerine moleküler düzeyde bakılarak tam uyum aranır.
Otolog kemik iliği nakli: Kişinin sağlam olan kendi kemik iliği kullanılır. Lenf kanseri, multiple myeloma veya bazı diğer kanser tiplerinde, daha yüksek dozda kemoterapi kullanımına imkan sağlamak üzere daha önce alınıp saklanan kemik iliğiniz, kemoterapiden sonra hastaya tekrar geri verilir. Böylece sağlam kemik iliği, yüksek dozda kemoterapinin etkisinden korunmuş olur.
Kemik iliği nakli yapılabilen hastalıklar nelerdir?
Lösemi ve lenfomalar (akut myeloblastik lösemi, akut lenfoblastik lösemi, kronik lenfositik lösemi, kronik myeloid lösemi, Hodgkin lenfoma, Non-Hodgkin lenfoma)
Multiple myeloma ve diğer plazma hücre hastalıkları (multiple myeloma, Waldenström makroglobulinemiası)
Ağır aplastik anemi ve diğer kemik iliği yetmezlikleri (ağır aplastik anemi, fankoni anemisi, paroksismal nokturnal hemoglobinüri, saf eritrosit aplazisi)
Hemoglobinopatiler (beta talasemi majör, orak hücreli anemi)
Kalıtımsal immün sistem hastalıkları (ağır kombine immün yetmezlik, Wiskott-Aldrich sendromu)
Kalıtımsal metabolik hastalıklar (Hurler sendromu)
Miyelodisplastik ve kronik myeloproliferatif hastalıklar (fazla blastlarla refrakter anemi, miyelofibrozis)
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Bel Fıtığı Tedavisi Nedir? Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası
Bel Fıtığı Tedavisi Nedir? Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası
Fıtık tedavisi mutlaka cerrahi ile mi yapılmaktadır?
Kesinlikle yanlış bir bilgi ve tutumdur. Bel fıtıklarının %85 gibi büyük bir çoğunluğu 1.5-2 aylık cerrahi dışı tıbbi tedavilerle iyileşmektedir. Sadece ağrısı olan olgularda ilaç ve istirahat tedavisi sorunu genellikle giderir. Bu yolla cevap alınmazsa sırası ile fizyoterapi ve algolojik yöntemler denenmelidir. Bu yönde tedaviler de bir kısım hastada iş görür ve hasta rahatlar. Zaman yukarıda da bahsedildiği gibi hep hasta lehine çalışmakta fıtıklanma giderek küçülmektedir. Ancak, cerrahi dışı tüm tıbbi yöntemlerle iyileşememiş ve 2 ay gibi bir süre geçmesine karşın ağrı yakınması süren hastalarda geçmeyen ağrı nedeni ile uygulanacak başkaca bir tıbbi yöntem kalmadığından cerrahi ile bel fıtığı tedavisi uygulanabilmektedir. Ağrı yakınması dışında bulgusu olan hastalarda ise karar almada farklı bir bakış söz konusudur. Ağrı var veya yok daha baştan nörolojik eksiklik, bozulma görülen hastalarda doğrudan cerrahi karar da alınabilir. Cerrahi gereklilik (indikasyon) olan hastalar özetlenecek olursa: 1.5 – 2 ay kadar süren tıbbi tedavilerle hala ağrı geçmiyorsa; başlangıçta veya tedavi esnasında nörolojik olarak kuvvet kaybı ortaya çıkmış ve ilerliyorsa; kuvvet ve duyu kusuru, reflekslerde azalmaya ilaveten idrar ve dışkı kontrolünün bozulması, cinsel iktidarda ve istekte düşüş, makat etrafında eğer tarzında duyu kusuru ortaya çıktı ve “cauda equina sendromu” oluşturduysa söz konusudur. Geçmeyen ağrılar görece (rölatif) bir cerrahi gereklilik taşırken, nörolojik bulgular ortaya çıktığında mutlak bir gereklilikten bahsedilir.
Fizik tedavi fıtığı geçirir mi?
Fizik tedavi, uygulanması diskin kurumasını hızlandırarak ancak uzun vadede bir kazanım sağlar. Tahminen 5-10 yılda doğal olarak büzüşmesi beklenen ameliyat düşünülmeyen tipte bir fıtıkta fizik tedavi büzüşme ve kurumadaki bu süreyi kısaltabilir. Bel fıtığı tedavisi için birçok fizik tedavi yöntemi bulunmaktadır. Fizik tedavi uzmanı, bu tedavilerin bir veya birkaçını tedavide tercih edebilir. İsmen belirtmek gerekirse sıcak-soğuk uygulamaları (Hot pack, ısıtıcı yastıklar ve parafin gibi yüzeysel ısıtıcılar), ağrı kesici elektrik akımı ile uyarma tedavileri (elektroterapi - TENS, elektrik stimülasyonu, ultrasonik ısıtma, lazer, enterferansiyel akım), ESWT, mobilizasyon, bazı esneme germe ve postür egzersizleri, çalışma hayatında ergonomik ortam hazırlama, dirençli aletlerle egzersizler, bantta veya suda yapılan egzersizler, korse, bazı bitkiseller, kineziyo bant ile bantlama, traksiyon, vakumlama, PRP, proloterapi, kayroprakti gibi maniplasyon masajları, banyo tedavileri, iğne enjeksiyon yöntemleri (spinal enjeksiyon) ile epidural veya kök blokajları sayılabilir. Kilo kontrolü omurgaya binen yükü azaltacağından mutlaka göz önünde tutulmalıdır.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Bel Fıtığı Patlaması Nasıl Olur? Fıtık Patlaması Belirtileri Nelerdir?
Bel Fıtığı Patlaması Nasıl Olur? Fıtık Patlaması Belirtileri Nelerdir?
Bel fıtığı patlaması nedir, neden olur?
Bel fıtığı patlaması AF’un genellikle yerden bir yük kaldırılması gibi bir travma ile yırtılması ve içinde bulunan NP’un bulunduğu disk içinden dışarı çıkmasıdır. Eğer fıtıklanmayı engelleyen PLL sağlam ise fıtıklanma PLL altında kalır (subligamantöz fıtıklanma). Bazen öyle şiddetli bir yırtılma olur ki NP, PLL’yi de geçerek omurilik kanalına düşer (serbest parça fıtıklanma - free fragment). Patlama tarzı fıtıklanmalar ani gelişimi, ciddi yakınma ve muayene bulgusu oluşturması ile diğerlerinden ayrılırlar.
Bel fıtığı patlaması belirtileri nelerdir?
Bel fıtığı patlaması, fıtıklanmanın serbest parça şeklinde olduğunu ve NP’un büyük oranda yer değiştirdiğini ifade etmektedir. Yani patlama tarzı fıtıkta, fıtıklanmanın hacmi de yüksektir. Ancak fıtıklanma ve sıklıkla bel fıtığı patlaması olmadan sadece bombeleşme şeklinde de olabilir. Dolayısı ile patlama fıtıkları daha ciddi fıtıklanmalardır. Şiddetli ağrı dışında bel fıtığı klinik bulgularının çoğu patlama fıtıklarında görülür. Bu türde fıtıklanmalar, hastaları ve hekimleri cerrahi tedaviye zorlayan fıtıklardır. Bombeleşme tarzında fıtıklarda ise genellikle sadece ağrı yakınması bulunmakta, bu ağrı da tıbbi tedavi yöntemleri ile giderilebilmekte, çok nadiren cerrahi tedavi gerekmektedir.
Patlayan fıtık iyileşir mi?
Fıtıklı hastalarda kanal çapının ne kadar geniş olduğu karar vermede çok önemlidir. Bu durum şu şekilde örneklenebilir. Geniş bir misafir odasına bir adet masa daha koymak nasıl odadaki diğer eşyaları etkilemiyorsa, geniş kanalı olan insanlarda da fıtık boyutu ne olursa olsun içeride bulunan sinir kökleri sıkışmayacak ve bulgu oluşmayacaktır. Çünkü alanın geniş olmasından sinirler bir kenara sıkışmadan gidebilir. Halbuki küçük bir ardiyeye nasıl bir eşya yerleştirilemiyor, ancak iterek sıkıştırarak bu iş yapılabiliyorsa; kanalı dar insanlarda da minik bir fıtık dahi ciddi sıkışmalar ve sorunlar oluşturabilmektedir. Kuşkusuz kanalın genişliği kadar fıtıklanmanın hacmi de (konulacak eşyanın büyüklüğü) önemlidir. Küçük fıtıklanma küçük bir kanalda ciddi sorun yaratabilirken, büyük bir fıtıklanma geniş bir kanalda hiçbir yakınma ve bulguya neden olmayabilir. Serbest parça olarak da tanımlanan patlama fıtıkları, PLL’yi yırtmadan subligamantöz olarak oluştu ve kanal çapı da genişse, ağrı dışında klinik muayene bulgusu ortaya çıkmayabilir ve bu hastalarda bulgu yoksa beklenebilir ve tıbbi tedavi uygulanabilir. Kanalı geniş hastalarda hem bulgu ciddi düzeyde değildir, hem de beklenerek ve tıbbi tedavilerle klinik düzelme olasılığı yüksektir. Fıtık zaman ile kuruyup, büzüşür ve küçülür. Ancak PLL’yi yırtıp omurilik kanalına düşen serbest parça fıtıklanmalarda kanalı çok geniş olsa bile iyileşme genellikle beklenmez. Akine bu türde fıtıklanmalarda kanal içinde serbestçe bulunan parçanın başka bir yere göç ederek (migrasyon) sorunun cerrahi yolla tedavisini zorlaştırma olasılığı vardır. Bu nedenle serbest parça fıtıklanmalarda hekimler cerrahi tedaviye daha meyilli bir tavır alırlar.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Bel Fıtığı Nedir? Bel Fıtığı Belirtileri Nelerdir?
Bel Fıtığı Nedir? Bel Fıtığı Belirtileri Nelerdir?
Bel fıtığı, belde omurlar arasında bulunan ve bir çeşit yastık görevi gören diskin çeşitli nedenlerle bozulması sonucu bombeleşerek, patlayarak omurilik, sinir köklerine bası oluşturması sonucu oluşan tablodur. Belimizde 5 adet omur (Lomber - L) bulunmaktadır. Bu omurlar tıp dilinde L1, L2, L3, L4 ve L5 olarak adlandırılır. En altta bulunan kuyruk sokumu kemiği ise Sakrum (S) olarak isimlendirilmektedir. Diskler de iki omur arasında olan yastıklar olduğundan; L1-2, L2-3, L3-4, L4-5 ve L5-S1 olarak tanımlanmaktadır. Omurlar çeşitli eklemler, eklem kapsülleri, bağ dokuları, kas ve fasia denen kas kılıfları ile birbirine bağlanmaktadır. Sinir dokusu, omurların birbiri ile birleşmesi ile oluşan kemik kanal içinde tıpkı beyinin kafatası içinde olan korunması gibi doğadan gelebilecek travmalara karşı korunmaktadır ve bu tüp şeklindeki kanal içinde dura denilen bir zar ile sarılmakta, bu zarın altında da beyin omurilik sıvısı denilen bir sıvının içinde serbestçe bulunmaktadır. Kas, kemik, eklemler, bağ dokusu ve sinir dokusunun oluşturduğu bu yapı cilt altı ve cilt ile örtülmüş ve korunmuştur. Bel (lomber) ve boyun (servikal) omurları sırt (torakal, dorsal, torasik) omurlarından farklı olarak kaburgasızdır. Kaburga çıkıntılarının varlığı bir korse gibi ek destek sağlayarak korumayı ve direnci artırmaktadır. Sırtta bu nedenle fıtıklanma son derece nadirdir. Disk denilen yapı, omurlar arasında bulunur ve yukarıdan aşağı gelen yükün omurlara eşit dağılımını sağlayarak kemiklerde aşınma oluşmasını engeller. Diskin ortası koyu bir jöle kıvamında (Nukleus Pulposus - NP), etrafı ise ortadaki jöle yapısının dışarı kaçmasını engelleyecek sıkılıkta halkasal tıkız bir bağ dokusundan (Annulus Fibrozus - AF) oluşmaktadır. Üst ve altta kemiğe sıkı bir şekilde yapışıkken ön, yan ve arkada serbest olarak bulunur. Bu bölgelerde dış destek olmadığından daha zayıf bir özellik gösterir ki bel fıtığı da bu bölgelerde görülür. Bu yapısal özellik nedeni ile fıtıklanma genellikle öne, arkaya, yanlara bu serbest bulunan kenar bölgelerde oluşur.
Fıtıklanma en sık arkaya doğru gelişip omurilik ve kök basısı oluşturur. Arkaya fıtıklanmalar bası yaptığı kıymetli sinir dokusu nedeni ile ciddi klinik yakınmalar oluştururlar. Ancak yanlara (kas dokusu), öne (aort ve ana toplardamar), yukarı veya aşağı yöne (omur kemiğine) doğru da gelişebilir, fakat bu yönerdeki fıtıklanmalar genellikle bir yakınma oluşturmaz. Fıtıklanmaların çoğu (%90-95) en alttaki son iki diskte yani L4-5 ve L5-S1 diskinde görülür. Çünkü yük her zaman en çok en alttadır. Ancak nadiren diğer bel mesafelerinde de bel fıtığı ile karşılaşılır.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Gebelik Öncesinde Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Gebelik Öncesinde Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Gebeliğe duygusal olarak hazır olmak kadar, fiziksel olarak da hazır olmak gerekiyor. Sağlıklı bir hamilelik yaşayabilmek için, anne olmaya karar verildiği andan itibaren bazı önlemlerin alınması gerekiyor. Çoğunlukla anne adayları gebe kaldığını fark ettikten sonra doktora başvurmaktadır. Oysa kadınların gebe kalma kararını aldıktan sonra doktora başvurmaları daha sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci için önemlidir.
Gebelik planlayan tüm kadınlar gebelikten en az 1 ay önce her gün 400 μg folik asit kullanmaya başlamalıdır. Folik asit, kalıcı sakatlıklara ve bebek ölümüne neden olabilen nöral tüp defektini, bazı kalp kusurlarını ve yüz yarıklarını engeller. Nöral tüp beyni ve omuriliği içine alan bir yapıdır. Gelişimindeki bir sorun nedeniyle herhangi bir bölgesinin açık kalmasına nöral tüp defekti (kusuru) adı verilir. Şeker hastalığı, nöbet önleyici ilaç kullanımı, ailede nöral tüp defektli birey öyküsü ve folik asit seviyesinde azalmayla seyreden kan hücresi hastalığı olan gebe adayları yüksek doz folik asit takviyesi almalıdır. Folik asit takviyesi folik asitle ilgisiz mekanizmalardan ve kalıtsal anomalilerden kaynaklanan nöral tüp defektlerini engelleyemez.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Kadınlar Neden Kalp Krizi Geçirdiklerini Fark Etmiyor?
Kadınlar Neden Kalp Krizi Geçirdiklerini Fark Etmiyor?
Kalp hastalıkları, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da 1 numaralı ölüm nedenidir. Hatta ilk kalp krizinde ölüm riski, kadınlarda 2 kat daha fazladır. Toplumumuzda kalp hastalıkları erkek hastalığı olarak düşünüldüğü için kadınlar tarafından genellikle dikkate alınmıyor. Dolayısıyla kalp krizinin belirtileri de fark edilmiyor. 
Kadınlarda hangi yaşlar daha tehlikelidir?
Kadınlar erkeklere göre kalp hastalığına yakalanma açısından 10 yıl daha şanslıdır. Bu 10 yıllık fark, kadınların menopoza girene kadar östrojen hormonunun olumlu koruyucu etkilerinden yararlanmaları nedeniyle oluşmaktadır. Yani erkekler genelde 40'lı yaşlardan itibaren kalp hastalığına yakalanırken, kadınlar adet gördükleri sürece yani 50'li yaşlara kadar daha korunabilmektedir. Ancak menopozla birlikte kadın ve erkeklerde kalp hastalığı riski eşitlenmektedir. 40 yaşından önce menopoza giren (prematür menopoz) kadınlarda ve 45 yaşından önce (erken menopoz) menopoza giren kadınlarda ise hastalık riski menopozla birlikte eşitlendiğinden daha erken yaşlarda kalp hastalığı riski ortaya çıkabilir.
En çok kimler risk altındadır?
Kalp hastalığı risk faktörleri kadınlar ve erkekler arasında çok farklılık göstermez. Klasik risk faktörleri arasında hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara, diyabet, kilo, egzersiz yapmama, ailede kalp hastalığı varlığı, stres ve kötü beslenme sayılabilir. Kadınlar için erken menopoz ve doğum kontrol hapı kullanımı ek risk faktörleri olarak sayılabilir.
Kalp hastalıkları kadınları nasıl etkiler?
Sanıldığının aksine kalp hastalığı erkek hastalığıdır' savı doğru değildir. Kadınlarda koroner kalp hastalığı, meme kanseri ve diğer hastalıklardan daha sık görülmekte ve erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da 1 numaralı ölüm nedenidir. Hatta ilk kalp krizinde ölüm riski, kadınlarda erkeklerden 2 kat daha fazladır. Bunun nedeni kadınlarda kalp krizinin ön planda düşünülmemesi, kalp krizinin bir erkek hastalığı olarak algılanması ve daha hafif seyreden semptomlar nedeniyle kadın hastaların hastaneye daha geç başvurması olabilir. Her 4 kadından biri kalp hastalığından hayatını kaybetmektedir ve kadınlarda kalp ölümleri kanser, kronik akciğer hastalığı, Alzheimer ve kazalardaki ölümlerin toplamından daha fazladır. Kadınlarda kalp krizinden ölüm meme kanserinden ölümden 7 kat daha fazladır. Yine kadınlarda kırık kalp sendromu adlandırılan kalp hastalığı da daha sık görülmektedir.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Meme Kanserinde Başlıca Risk Faktörleri Nelerdir?
Meme Kanserinde Başlıca Risk Faktörleri Nelerdir?
Dünyada her yıl 1 milyon kişinin yakalandığı meme kanserinin sıklığı her geçen gün artıyor. Meme dokusunu oluşturan hücre gruplarından birinin değişime uğraması ve kontrolsüz olarak çoğalması nedeniyle oluşan meme kanserinde birçok risk faktörü bulunuyor. Sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, cinsiyet, yaş ve genetik faktörler gibi birçok neden meme kanserini tetikliyor.
Cinsiyet ve yaş
Kadın cinsiyeti en büyük risk faktörüdür ve 100 kat artmış riski ifade eder. Kadın cinsiyeti kadar yaşın ilerlemesi de en önemli risk faktörlerinden bir tanesidir. Günümüzde bir kadının hayat boyu meme kanserine yakalanma riski 8’de 1’dir. Bu riskin büyük bölümü yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkar.
Doğum ve adet öyküsü
Östrojen hormonuna maruz kalınan sürede artış olması, meme kanseri gelişme riskinde artışla ilişkilidir. 12 yaşından önce adet görülmeye başlanması, 55 yaşından sonra menopoza girilmesi buna örnektir. Östrojene maruz kalınan sürenin azalmasının ise koruyucu olduğu düşünülmektedir. İlk canlı doğumun daha ileri yaşta yapılması ve hiç doğum yapmamış olmak meme kanseri riskinde artışla ilişkilidir. Hiç doğum yapmamış olmak meme kanseri rölatif riskinde 1.2-1.7 kat artışa neden olur. Çok doğum yapmış olmanın meme kanserinden koruyucu etkisi ise tartışmalıdır.
Ailesel - genetik risk faktörleri
Meme kanseri olgularının %5-10’unun ailesel olduğu bilinmektedir. Farklı kanserlerde yapılan aile çalışmaları, etkilenmiş olan hasta bireyin birinci ve ikinci derece yakınlarında kanser riskinin normal populasyona göre artmış olduğunu göstermektedir. Aile öyküsü varlığı meme kanseri açısından önemli bir risk faktörüdür.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Demans Nedir? Demans Belirtileri Nelerdir?
Demans Nedir? Demans Belirtileri Nelerdir?
İlk çağlarda insanların ortalama yaşam süresi 18-20 yılken, Ortaçağ'da 30 yıl, İkinci Dünya Savaşı sonrasında 50 yıla çıkmıştır. Sanayi Devrimi, teknolojik düzeyin artması, çevresel koşulların giderek iyileşmesi insan yaşam süresini uzatmıştır. Günümüzde Türkiye'de beklenen yaşam süresi 78.6 yıldır. Yaşam sürelerinin artması bazı problemlere yol açmaktadır ki bunların başında demans gelir. Demans, çağımızın önemli hastalığıdır. 65 yaş üstü her 10 kişiden birinde, 75 yaş üstü ise her 4 kişiden birinde demans gelişir. Günümüzde yaklaşık 50 milyon demanslı hasta bulunmaktadır ve bu sayının 2050 yılında 150 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Demans nedir?
Demans, günlük hayatın faaliyetlerini engelleyen bilişsel bozulmadır. Hastalığın karakteristik bulgusu unutkanlık ve hafıza kaybıdır. Bellek, öğrenme, dil fonksiyonları ve mental fonksiyonlarda bozulma olur. Bilişsel bu bozulma, günlük yaşam aktivetelerinde zorlanmaya yol açar. Çevreye ilgi azalır, kişilik değişikleri gelişir. Dil, algı, beceri, pratik, dikkat, muhakeme fonksiyonları zayıflar. Bellek kaybı, yakın bellekte bozulma şeklindedir. En son öğrenilenlerin ve yapılanların hatırlanamaması, akşam ne yendiğinin, günün tarihinin, ocağının kapatılıp kapatılmadığının, cüzdanın, anahtarın, para üstünün unutulması gibi...
Demans belirtileri
Erken evrede unutkanlık ön plandayken; orta evrede kaybolmak, iletişim bozulması, kişisel hijyende azalma, yardım ihtiyacı, tekrarlayan sorular sorma görülür. Geç evrede ise yürümede güçlük, tam bağımlılık, çok yakınları bile tanıyamama, saldırganlık ve psikolojik bulgular gelişmektedir. Sinsi başlangıçlıdır ve sürekli ilerleme eğiliminde olan bir hastalıktır.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Depresyon Nedir? Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon Nedir? Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon, sürekli üzüntü hali ve ilgi/istek kaybına neden olan bir duygudurum bozukluğudur. Majör depresyon ya da klinik depresyon olarak da adlandırılan hastalık, kişilerin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyen, zamanla normal günlük aktiviteleri dahi yapmakta zorlandıkları ciddi bir hastalıktır.
Ruhsal hastalıklar arasında en sık görülen ve en fazla işlevsellik kaybına neden olan depresyon, sık görülmesi nedeniyle gündelik yaşamda insanlar arasında sıkça telaffuz edilmektedir. Gündelik yaşamda insanlar zaman zaman kendilerini mutsuz, üzgün, karamsar hissedebilirler. Bu duyguların zaman zaman ortaya çıkması normaldir ve her mutsuzluk depresyon anlamına gelmemektedir. Depresyon tanısı koyabilmek için, sürekli üzüntülü olma hali, daha önceden zevk alınan şeylerden zevk alamama, genel isteksizlik ve ilgisizlik gibi belirtilerin en az iki hafta süreyle hemen her gün hissedilmesi gerekmektedir.
Depresyonun klinik belirtileri nelerdir?
Kişilerde derin bir üzüntü veya bunaltı ile birlikte düşünmede, konuşmada, hareketlerde ve fizyolojik işlevlerde yavaşlama görülür. Gelecek ve yaşadıkları anla ilgili yoğun bir karamsarlık, umutsuzluk, çaresizlik, kötümserlik duygu ve düşünceleri vardır. Hastaların düşünce içeriği genellikle geçmişte yaşanmış olumsuz anılar, bu anılarla ilgili pişmanlıklar ve gelecek ile ilgili kaygı, karamsarlık, umutsuzluk ile doludur. Zaman zaman tekrarlayan ölüm ve hatta intihar düşünceleri olabilir. Kişiler kendilerini suçlamaya meyillidirler. Özgüvenleri azalmıştır, kendilerini değersiz ve yetersiz hissederler. Kişiler arası ilişkilerde daha alıngandırlar ve kendilerini yalnız hissederler.
Depresyonda bedensel ve fizyolojik belirtiler çok sık görülür. Hastalar genellikle enerji azlığı, halsizlik, çabuk yorulmadan yakınırlar. Sabah yataktan dinlenmeden kalkar, yorucu bir iş yapmadan kendilerini bitkin ve yorgun hissederler. Çoğu kişide uyku düzeni bozulur, uykuya dalmakta güçlük, sık uyanma, aşırı uyuma, sabaha karşı uyanıp tekrar dalamama gibi problemler sık görülür. İştah değişiklikleri, iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme olabilir. Yaşamın her alanına karşı yoğun isteksizlik olduğu gibi cinsel isteksizlik ve eylemde azalma da depresyonun olağan bir parçasıdır. Konsantrasyon güçlüğü, dalgınlık, dikkat azalmasına bağlı gelişen unutkanlık sık karşılaşılan belirtilerdir.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
Menopoz Yaşı Kaçtır? Menopoza Giren Kadın Ne Yapmalıdır?
Menopoz Yaşı Kaçtır? Menopoza Giren Kadın Ne Yapmalıdır?
Kadınların 12 ay boyunca hiç âdet görmemesiyle başlayan döneme menopoz denir. 40’lı veya 50’li yaşlarda belirgin bir patolojik neden olmaksızın başlayan menopoz doğal biyolojik bir süreçtir. 40 yaşından önce başlayan menopoz prematür overyan yetmezlik olarak adlandırılır ve farklı bir başlık olarak değerlendirilmesi daha doğru bir yaklaşımdır.
Doğal menopoz, ergenlikle başlayan üreme yıllarının sona erdiğini ifade eden bir yaşam sürecidir.
Menopoza kaç yaşında girilir?
Doğal menopoz yaşı, genetik, etnik köken, sigara içme ve üreme öyküsü gibi bir dizi faktörden etkilenmektedir. Ülkemizde ortalama menopoz yaşı 48'dir. Genel olarak, bir kadın annesiyle benzer yaşta menopoza girme eğilimindedir. Sigara içen kadınlarda menopoz yaşı yaklaşık iki yıl azalır.
Menopoza ne zaman girilir?
Menopoz aniden olmaz. Menopozdan önceki geçiş aşamasına perimenopoz denir. Menopoz geçişi (perimenopoz), ortalama olarak son adet döneminden dört yıl önce başlar. Bu dönem, düzensiz adet döngüleri, yoğun hormonal dalgalanmalar, genellikle sıcak basmaları, ruh hali değişiklikleri, uyku bozuklukları ve cinsel işlevdeki değişiklikler ile kendini gösterir. Perimenopozun başında meme ağrısı ve hassasiyeti olabilir. Adet migreni yaşayan kadınların menopoz öncesi dönemde baş ağrılarının yoğunluğu ve şiddeti de sıklıkla artar.
0 notes
backlinkci · 3 years ago
Text
İnme Neden Olur? İnme Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
İnme Neden Olur? İnme Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
İnme, dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini çok etkileyen ve ikinci sıradaki ölüm nedeni olan hastalık grubunu oluşturmaktadır. Dünyada yılda 17 milyon kişi inme geçirmektedir ve bu, her 1 dakikada 1 kişinin inme geçirdiği anlamına gelmektedir. Bu hastalardan her yıl 6 milyon kişi, inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. 
İnme geçiren hastaların %20’si erken dönemde, %30’u bir yıl içinde hayatını kaybetmektedir. Hayatta kalan hastaların ise yaklaşık üçte biri günlük işlerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürebilmektedir.
İnme nedir?
İnme, beyne giden kan akımının, damarın pıhtıyla tıkanmasına bağlı olarak aniden azalması ya da durması (iskemik inme), ya da daha az sıklıkla, beyin damarlarının yırtılıp kanın beyin dokusu içine kanama (intraserebral kanama) ile oluşabilir.
İnme çeşitleri nelerdir?
 
İskemik inme
İnmelerin %80’i iskemik inmedir. Beyne giden kan akımının, damarın tıkanması yoluyla aniden azalması ya da durması sonucu, beyne yeterli oksijen ve besin maddelerinin iletilememesi ve beyin hücrelerinin kısmen veya tümüyle hasar görmesine sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak konuşma bozukluğu, yüzde kayma, kol ve/veya bacakta güçsüzlük, duyu ya da denge kaybı, bilinç düzeyinde bozulmalar gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
0 notes