baysherlockholmes

[baysherlockholmes]

“bir sabah; belki gün doğarken baktığında dışarı, ciğerlerine birikmiş külleri öksürmeye karar verebilirsin.”

[baysherlockholmes]

[baysherlockholmes]

audrey hepburn, burgenstock, 1955.

[baysherlockholmes]

“biraz acı çekmek ruh sağlığına iyi gelir.”

[baysherlockholmes]

abbas kiarostami'nin filmlerinde bize göstermekten hoşlandığı “çiçekleri”

[baysherlockholmes]

‘iki farklı dilde aynı anlama gelseydik’ demiş şair.

[baysherlockholmes]

yastığı taş, tavanı gökyüzü olan çocuklar, bizi hiç affetmeyin.. iyi geceler…

[baysherlockholmes]

sokaklarda rastladığın, kendi kendine konuşan, o herkesin uzağından geçtiği insanın da bir zamanlar umutları vardı.

[baysherlockholmes]

belki de daha az konuşabilmek için bilmiyorumdur, bilmiyorum.

[baysherlockholmes]

bir çiçeğin silüeti dahi güzelleştirir değdiği yeri.

[baysherlockholmes]

“dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. sonuna kadar git be insan!” — nikos kazancakis, zorba

[baysherlockholmes]

“camdan bakmakla, bugün çok yaptığımız gibi ekrana bakmak arasında fark yok. her iki durumda da bir şeylerin olmasını bekliyoruz ama hiçbir şey olmuyor.” — béla tarr

[baysherlockholmes]

“insanlar basit nedenlerle mutlu, daha da basit nedenlerle mutsuz olacak şekilde yaratılmıştır. aynen basit bir nedenle doğmaları ve daha da basit bir nedenle ölmeleri gibi…” — nuri bilge ceylan, iklimler

[baysherlockholmes]

[baysherlockholmes]

[baysherlockholmes]

“insan kendini özler mi?”

[baysherlockholmes]

her yeni güne basil olarak başlayıp günün sonunda alexis zorba'ya dönüşüyorum.