Text


Zaman o kadar hızlı geçiyor ki, özellikle anne olduktan sonra daha iyi anlar oldum. Meleklerimle birlikte, her sene yeniden doğuyorum aslında. Onlarla birlikte, tekrar tekrar çocukluğuma dönüyorum. Bir kadının en güzel yaşlarıymış 30’lu yaşlar. Bu yaşların bana en güzel öğretisi, hayatımdaki zorlukları düşman gibi görmek yerine, tecrübe verici dostlar olarak algıladığımdan beri mutluyum.
Hoşgeldin yeni yaş🎂 Mutlu gel, sağlıklı gel, umutlu gel🙏🏻☀️🥰
0 notes
Text
Kızımın ATATÜRK adına yazdığı şiir🙏🏻
Aşkların en büyüğü O’dur
Türk olmanın verdiği gururdur
Atamızın bıraktığı en büyük hediye yurttur
Türkiye’mizi korumak en büyük onurdur
Ürkmeden düşmanlarla savaşan O’dur
Rekabet edecek lider yoktur
Kahramanlığının en büyük eseri Cumhuriyettir
👏🏻🙏🏻👏🏻🙏🏻
0 notes
Text
KAPLUMBAĞA KARINCA
Aklım karışık olduğunda, ya da üzgün, ya da kararsız kaldığımda kendimi dışarı atıyorum. Bir ağacın gölgesinde demleniyorum. Düşüncelerimi askıya asıyorum. O an pürüzsüz ve şeffaf oluyor her şey. Güneşin ılık nefesi, tenime değdikçe biraz ucundan kavruluyorum. Ve yaşadıklarımı, yaşayacaklarımı tekrar tekrar kalbimde döndürüp ısıtıyorum.
Sonra dakikalarca karıncaların gidişini izliyorum. Yol yol, emek emek, ilmek ilmek ruhuma iyi geliyorlar. Biraz da kaplumbağaların suya giriş çıkışlarına bakıyorum. Küçük bir ekmek parçasıyla, küçücük bir ekmek kırıntısıyla nasıl da mutlu olduklarını görüyorum.
Karınca ve kaplumbağa kadar olamadık diye iç geçiriyorum. Neydi bu kadar zor olan acabalarım, soru şeklinde bana bakıyorlar. Cevaplarını yitiriyor her soru, her düşünce. Her umut cevapsız. Ağaçlarım soluyor, demir gibi sağlam sandığım kalbim çürüyor. Sonra küflenmeye bırakıyorum kendimi. Beklemiyorum da artık.
Yüzümü dönüyorum yine kendime, yalnızlığıma. Beni benden başka kim anlayabilir ki! Kaplumbağalarım, karıncalarım hala orada. Onları görüyorum. Onlar mutlu ediyor beni.
Sahi neden onlar kadar bile olamadık?
1 note
·
View note
Text
Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler
Ah! Verseler
Neler neler değiştirirdim
1 note
·
View note
Text
İhanet mi
Yerlerde sürüne sürüne yaşadım
Ağlamak mı
Bağıra bağıra ağladım
Ölmek mi
Ben o eşikten kaç kere döndüm
Amma velakin
Dönerken ruhumu da
O eşikte bıraktım!
0 notes
Text
İçinizdeki karanlıkları aydınlatın
Yakın artık ışıklarınızı!
0 notes
Text
VİRANE GECE
Bir oda
Penceresi açık
Belim yarıya kadar sarkmış
Aşağılar karanlık ve sessiz
Düşsem sessizliği bozacağım
Ne gerek var
Senin gidişinle
Zaten herkes ölü
Bende ölmüşüm gören yok
Herkes virane bir geceye teslim
Heryer yarım kalmış inşaat
Kuytu köşelerinde ağlıyorum
Kimseler duymuyor
Yankılanan bu yalnızlık
Benim mi Tanrım?
Üzerime giyinmişim ayrılığı
Ne kadar derin bir acı
Yine de dönmüyorum
Virane bir geceden kalan
Bu son sarhoş inlemeler
Son direnişler
Ruhumda can çekişiyor
Bütün hayvanlar
Suskunum onlar gibi
Dilim tutuk, gözlerim kör
Baktığım her yer kızıl
Kan ve cehennem
Dağınık ve ütopik
Sahte ve acımasız
Düşlerim de yok artık
Ne kaldı benden gayrı
Ben ben değilim artık
0 notes
Text
ASLINDA
Hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor
Aslında......
Aslında kelimeler hep yalnız
Yalnızlıkta kendi başına aslında
O vakit
Sarıl şimdi sarıl
Öp şimdi öp
Ve öl aşktan öl
Ne zor geliyor aslında
Öpüldüğün tarafından terkedilmek
Sonra sessizleşmek
Sonra pişmanlıkları
Zamansızlaştırmak
Aslındalar çoğaltmak
Keşkeler tohumları atmak
Ağlamak
Aslında ne güzeldir yaşamak
Gün be gün umutlanmak
Şimdi dokunmak
Taze taze sevişmek
Aslında......
Gittiğin yerden bir şiir at
Bir şarkı olmadı bir iki satır söz
Aslında çok özledim
Aslında......
0 notes
Text
BİR KADIN
Begonviller açmış
Gönlümün köşebaşı caddelerinde
Yine o bilindik hüzünlü tebessüm
Gözyaşlarını bırakmış geceye bir kadın
İki büklüm...
Duygulu ihtirasların, taze sevişmeleri
Adını yazıyor gecenin sessizliğine
Dokunduğu herşeyi kanatıyor
Bir kadın,
İki gözü iki çeşme...
Acı bir yakarış kalmış adımlarının arkasında
Yüzünü dönemediği bir gerçek
Avuçlarında yılların izi
Buruş buruş...
Yüzünde sonbahar rüzgarları
Günüşe boyanmış gökyüzü
Bir kadın gidiyor,
Elinde kırmızı bir çanta
Sırtında pembe yağmurları..
Bir kadın gidiyor,
Elinde kırmızı bir çanta
İçine sıkıştırılmış
Yalnızlığı, acıları...
0 notes
Text
SAKİN OLUN!
Belli bir yaşa geldik, ama acı ama tatlı birsürü deneyimler kazandık. Yaşadığımız şu hayatta, hepimiz kendimize göre zor ya da kolay savaşlar verdik. Başardık, başaramadık. Bazen yıkıldık. Sonra yine kalktık.
Bu hayatta şunu gördüm ki, siz ne yaşarsanız yaşayın, her şey kendi içinizde. Dışarıdan çok farklı da görülse, aslolan asıl olan sizin benliğinizde. Sizin ruhunuzda. Yaşadıklarınız çok acı olabilir, kahr edebilirsiniz, her gün ağlayabilir, bunlar benim başıma neden geldi diyebilirsiniz. Haklı sebepleriniz de vardır. Fakat şunu unutmayın ki, yaşanan her şeyin bir sebebi ve nedeni vardır. Tanrı bize hiçbir şeyi boşu boşuna yaşatmaz. Ders demek yerine ben öğreti demeyi ve örnek oldu demeyi tercih ediyorum. Hayatın kendisi öğreti, yaşadığımız her bir olay ise örneklerdir.
Kötü örneklerimiz, öğrendiklerimiz bize yeni bakış açıları sunar. Fakat bu da yine kendinizle alakalıdır. Salt benliğinize ve ruhunuzun derinliklerine indiğinizde, yaşanan her kötü deneyimlerden ‘eğer siz isterseniz’ içinden bir iyilik, bir güzellik çıkarabilirsiniz. Ne yaşarsanız yaşayın, geri gelmeyecek olayların, durumların ve zamanın, kalan zamanınızın kahrolarak geçmesi, isyanlar etmeniz hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Giden gitmiştir, biten bitmiştir. Siz sadece kendinize eziyet etmekten başka bir kazanç elde edemeyeceksiniz. Negatifliğinizle sadece kendinize değil, çevrenize de, yakınlarınıza da zarar vereceksiniz. Farkında olmadan etrafınızdakileri de üzeceksiniz.
Ne gerek var! Her gecenin bir sabahı var demiyor muyuz! Her yağmurun sonu, gökkuşağı ya da güneşle tekrar buluşmuyor mu?
Sabredelim, bekleyelim, beklerken umut edelim, hayaller kuralım, isteyelim, sevelim, kalbiniz güzel gözlerle baksın etrafa. Yıkıldık mı, kalkalım ve eteğimizde ki taşları dökerek yürüyelim bu sefer. Devam edelim, yılmayalım. Sizi olumsuza çeviren, sürekli olumsuz konuşan, enerjinizi tüketen, her konudan ya da yaşananlardan negatiflik çıkaran, mutsuz olanlardan öncelikle uzaklaşalım. Onları gerinizde bırakın. Bu yol sizin, sadece kendinizin. Yanınıza sadece huzuru alın. Siz koşarken, avuçlarınızda sadece huzurun teri olsun. Rahat olun, sade olun, yalın olun, sakin olun.
Dengede kalın, yüksek inişleriniz ya da çıkışlarınız olmasın. Kusurlarınız olabilir, varsın olsun, kusurlarınızı da sevin. Önce kendinizi sevin. Kendiniz olun. Eleştirmeyin, eleştiriyorsanız önce kendinizden başlayın. Dışardan gelen düşünceleri dinleyin ama kendiniz olmaktan vazgeçmeyin. Kendinizi keşfedin. Bunu isteyerek, tutkuyla, gerçek anlamda iyilik ve güzellik ile yapın. Kendinize iyi olun.
İnsanlar size olumsuz mu yaklaşıyor, insanlar size kötü mü bakıyor, insanlar sizin için kötü mü konuşuyor, sizi üzüyorlar mı bırakın baksınlar. Bırakın düşünsünler. İlgilenmeyin, sizi üzen her olumsuzluktan uzaklaşın. Siz yine de olumsuz enerjiyle yaklaşmayın. Siz öyle olduğunuz için değil, onlar kendi enerjilerini, kendi ruhlarını aslında ortaya koyanlardır.
Herkes kendi aynasını aslında bir başkasına yansıtır. Siz bir aynasınız. Güzel bakmakta, kötü bakmakta sadece sizinle alakalı. Karşınızdakilerle ilgili değil. Güzel bakarsan güzel görürsün. Nasıl bakmak istiyorsan, o şekilde karşınızdakilerde size öyle yansır.
Dünyanın en güzel yerine git, tepenizde sıcak güneş, karşınızda mavi sonsuz deniz, yemyeşil ağaçlar, rengarenk çiçekler, kuş sesleri bir yandan, mis gibi bir hava, ne kadar eşsiz değil mi düşününce. Ama yanınızda ki kişi eğer olumsuz ise, siz o güzellikleri görürken, diğeriniz güneşin ne kadar yakıcılığıyla şikayet edebilir, ya da yürüdüğünüz yolu yorulmakla mızmızlandırabilir. Etrafında ki güzellikleri görmek yerine, o eşsiz güzellikten illa ki bir olumsuzluk çıkarabilir.
Her şey kendinizde, kendi içinizde. Önce kendiniz olun. Ruhunuzu sevgiyle doyurun. Önce kendinizi sevin sonra zaten ruhunuzun zenginliği etrafınızı da bir büyü gibi saracaktır.
0 notes
Text
İnsanlardan korkuyorum
Düşüncelerden korkuyorum
Acımasızlıklarından korkuyorum
Yalnızlıktan korkuyorum
Anlaşılamamaktan korkuyorum
Sevgisiz kalplerden korkuyorum
Hayat beni korkutuyor
Yaşamak çok güzel
Ama yaşamaktan da korkuyorum
0 notes
Text
RUHUM SIKIŞTI
Geceyi dinliyorum
Sessizliğin içinde kendimle
Kalbimde bir heyecan
Bir iç gıcıklayıcı nefesler
Nasıl mutlu kelebekler
Bir o yana bir bu yana uçuşuyorlar
Sonunu göremiyorum
Bu bilinmezlik hissi beni kemiriyor
Neden bu korkular yine
Neden geçmişin izleri hep önüme çıkan
Nasıl kurtulucam ben bu kara kuyudan
Çıkamıyorum
Bir el uzandı tutmaya çalışıyorum
Sımsıkı
Bırakıp gitmek istiyorum
O beni bırakmadan
Korkularım içine çekiyor
Sanki bir girdap
Ben bırakırsam sen bırakma diyen gözlerim
Sessizce yalvarıyor
Güvenmek ne zormuş Tanrım
Ne kadar korkuyorum
Ruhum sıkıştı
Halbu ki nasıl sevgiyle dolu
Bu can nasıl da deli oluyor
Aşkı yaşamak için
Özgürce, delice, sevgiyle
Bırak kalbinin derinliklerini
Sana açılan kapıdan gir
Korkma güzel kadın
Bu şarkı senin için çalıyor
Tut elleri sıkıca
Sar ruhuna
Sar bedenine
Ruhunu bırak güzelliğe
Tanrı yanında
Korkma korkma
Asla kaçma
Vazgeçme
0 notes