Tumgik
Text
Biseyler biseyler
Sizden ne kadar uzaksam kendime o kadar yakin hissediyorum. Etiketlerinizden ve mizahinizdan ariniyorum mesela. Gunesin altinda ictigim su roze sarapta kendimi buluyorum. Uzak durmak ne hos cunku size deger verenleri degersiz saniyorsunuz. asagilik psikolojisi toplum mirasımız. Evet evet aferin Tanri'ya, bu mesafe cok iyi.
0 notes
Text
Gri
Iki gundur Karakoy'de, ayni balikcida birseyler iciyorum kulagimda kulaklikla. Hep ayni sarkiyi dinliyorum, “es"lerini bile ezberledim. Gelene gecene bakıyorum. Gulerken korkunc görünen yüzler, gozleriyle etrafa enerji sacan insanlar, usuyup kendine sarilan yalniz kadinlar, yururken ayakkabilarina bakan adamlar, sehrin orospulari martilar ve paylastikca buyuyen yalnizliklar… Bu sehirde cok fazla hüzün ve cok fazla yasanmislik var. Yine de inatla tebessum etmeye calisiyorum ama kanatlarim olsa bir dakika bile durmazdim. Alayci kuslara katilir, her gun bir kus dili uydururdum. Kendini bile isitamayan bir gunes var artik. Belki gunese sarilirdim, Ikarus'un kanatlarini neden erittigini sorardim. Gunes bana da oyle seyler yapmazdi, guvenirdim… Çünkü bence kış geldi.
0 notes
Text
Mini Tiranlar, Mini Iktidarlar
Kendimi bildim bileli üzerine düşündüğüm; tamamen hiyerarşi ile yürüyen bir işle meşgul olduğum, zaman zaman iş ortamımda bulunduğum konum itibariyle benim de uygulamak durumunda kaldığım,bazen de maruz bırakıldığım bir takım güç-iktidar-tiranlık ilişkilenme biçimlerinden bahsetmek için bu gece tumblrda “online"ım. Birazdan bahsedeceklerim tamamen kişiseldir,bilgi ve tecrübe içerir; psikoloji üzerine henüz herhangi bir eğitimim yok fakat iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Durumu tanımladığımızda başa çıkmanın daha kolay olabilecegine inandığım için kavramlarla başlamak istiyorum: Güç, kendisine fırsat verildiği zaman iktidar biçimini alan bir çeşit psikolojik ya da fiziksel etki ve hatta potansiyel diyebiliriz. İktidar ise nesnellik maskesiyle sınırlar çizen, karşısındakini/karşısındakileri sıradanlaştıran,nesneleştiren, daha kolay kontrol edebilmek için “disiplin” gibi kavramları kullanan bir “erk"tir. Doğadaki güç ve iktidar ilişkilerine baktığımızda kendi ilişkilenme biçimlerimizle korkunç benzerlikler yakalıyoruz: Alaycı kuşlar dişilerini etkileyebilmek için en yüksek sesi çıkararak diğerlerininin sesini bastırmaya çalışır.Kuş krallığının gerçek sanatçıları olan alaycı kuşlar,tüm şehvetin pençesindekiler gibi gerçeği revize etmeye çalışırlar - Birey yüksek sesle,diyafram kahkalarla ortamı domine etmeye çalışır çünkü başka bir bireyi etkileme çabası içerisindedir. Erkek aslanlar,erkek hipopotamlar sürüleri için kavga eder-Bireyler partnerlerine, ilişkilerine yönelik herhangi bir tehdit algıladıklarında göz bebekleri büyür, adrenalin seviyesi artar ve saldırganlaşır. Biraz daha gelişkin olan canlılara baktığımızdaysa durum kompleksleşiyor. İki dişi köpek arasından alfa olan kendini ispatlayabilmek için biyolojik olarak mümkün olmadığı halde sekste erkek rolünü üstlenip altındaki dişiyi kontrol altına almaya çalışabiliyor mesela. Beni en çok etkileyen güç ve iktidar ise kedi ve fare arasındaki ilişkilenme biçimidir.Annem bu kavramı bana şu örnekle anlatmıştı :” Kedi avını yakaladıktan sonra onu hemen yemez. Tamamen hakim olduğu bir ortama götürür ve kaçmaya çalışmasına izin verip küçük hamlelerle, patileriyle kendi kontrolünde tutar. Canını acıtır. Sonra serbest bırakır. Fare tam kaçabileceğini düşünürken aynı oyun tekrar başlar.“ Bu tam da ikili ilişkilerdeki iktidar ilişkisi örneğidir bence. Mesela biriyle flörtleşmektesinizdir,sizi kendi istedigi mesafede tutabilmek için istediği zamanlarda sizi yanına çekip, istemediği zamanlarda üstü kapalı bir şekilde canınızı yakarak sizi kendisi için “emniyetli” mesafede tutmaya çalışır ve mesafe artınca ruhunuzu okşayarak tekrar kontrol edebileceği alana çeker.Bu ilişkilenme biçimi birazdan aşağıda anlatacağım manipulasyonlarla da beslenerek sizi mutlak itaatkar, karşı tarafı ise “erk” ilan eder.İlişkinin kedisi fareden sıkılıncaya kadar durum bu şekilde devam eder.Sonra bir bakarsınız, küçük pembe kalbiniz birinin avuçları arasında un ufak olmuş,parmaklarından süzülüyor.Bazıları buna derinlik sarhoşluğu der. Ben “bile bile lades” diyorum. İktidar biçimleri ve iktidarların manipulasyon tekniklerine gözlediğim,uyguladığım ve maruz kaldığım kadarıyla bir kaç örnek olarak : -Erk olan taraf bir ya da birden çok kişiyi oldukça katı ve sert usluplarla sindirmiş olup hiç beklemediğiniz bir anda espri yaparak ya da herhangi bir iyilikle alışmış olduğunuz davranış grafiginde pik yaptırır ve karşılaştığınız insani tavır gözünüzde yükselir,önceki zorbalıkları ise yavaş yavaş meşrulaşır. Dayanma eşiğiniz böylece artmış olur. -Erk olan taraf karşısındakine bedensel veya zihinsel olarak kendini yetersiz hissettirir,provokasyon ve aşağılama yoluyla egosunu uyarır; özgüvenini sarsar ve itaatini kolaylaştırır. -Köpekleri ve köleleri sahiplerinden başka kimsenin beslemeyeceği ilişkisi gibi ona mutlak bağlılık duymanız gerektigini çünkü kimsenin size daha iyi davranmayacagını aşılar erk ve bunu alttan alttan yapar genellikle. -Kontrolünüzü kaybedeceğiniz yanlışlara yönlendirerek kontrolsuzluğunuzden faydalanırlar ve mevcut durumun iktidarı olurlar. Ardından durumdan suçluluk duymanızı sağlayarak iktidarlarını pekiştirirler. -Mahrum bırakma da en büyük iktidarı pekiştirme yöntemlerinden biridir. Çok basit temel iletişim ya da temel ihtiyaçlardan sizi mahrum bırakarak sahip oldukları kontrolün daha büyük olduğunu hissetmenizi sağlarlar. Ailelerin çocukları üzerinde kullandığı en etkili metodlardan biridir.Cep telefonunun yasaklanması, sofrada duran çilek reçelini sizin yiyemeyeceginizi ama kardeşinizin yiyebileceginin söylenmesi ve bunun saglıkla ilgili mantıklı bir temele dayanmaması, kredi kartlarınızın-15 yaşınızdan beri sizde duran araba anahtarının söz dinlemeyince elinizden alınması gibi… -Aslında tamamen karşı olduğunuz zorbalıklarını size kabullendirebilmek için kılıflar bulurlar, sizinle konuşurken ses tonu ve mimiklerle(mesela kafalarını sallayıp kendilerini onaylayarak) beyninizdeki ayna nöronları uyarırlar. Ayna nöronlar ise sizi empati yapmaya sürükler ve durumu içselleştirirsiniz. -Dolaylı yollardan onurunuzu incitip sizde olan bir özellik bir başkasındaymış gibi anlatarak sizin egonuzu sarsarlar;özgüveni sarsılan siz ise sempatik görünme ve kendinizi sevdirme çabası içine girip iktidarı pekiştirirsiniz. -Anlamsız problemler üretip tepkilerinizi ölçerler.Ardından konuyla ilgili fikir beyan edip çözümler sunarak kendi yarattıkları olguyu istedikleri noktaya taşırlar. Reklam şirketlerinin, kozmetik-plastik cerrahinin, gereksiz iş yükü bindiren patronların ulaşmak istedikleri nokta da uzun vadede tam olarak böyle birşeydir. Size kendinizi çirkin, yeterince estetik olmayan,standart güzellik algısı limitinin altında, bilgi birikimi olarak yetersiz vs. hissettirip kendi sundukları çözüme mecbur bırakırlar. Zorbalarla, iktidarlarla ve bencil insanlarla hayatımızın her evresinde karşılaşacağımız gerçeğini göz önünde bulundurarak nasıl başa çıkabileceğimiz üzerine de kafa patlatmamak olmazdı tabi ki. -Sözlü bir saldırıyla ya da açıklama yapmanız gereken bir konuyla karşılaşacaksanız ve rakip daha güçlüyse(“erk"se), tamamen karşısında durmadan ve hedefe açık olarak bulunmadan saldırganın yanında pozisyon alabilirsiniz. Bu kişide ona yakın olduğumuz algısı uyandırır ve uslubunu gözden geçirmesini sağlar. -Aynı şekilde tam karşısına geçip gözlerinizi iktidarın gözlerine dikerek sergilenen bir duruş da güçlü bir yöntemdir. Hangisini seçeceğiniz tamamen ortamın ahengine ve rakibin uslubuna bağlı olmalıdır diye düşünüyorum. -Bir diger önerebilecegim yöntem sorunu açıkça tanımlamak ve saldırmadan karşınızdakinin önüne sunmaktır. İki taraf da birbirine karşı açık olmak durumunda kalırsa problem ortadan kalkabilir. -Stresli anlarda ortamın ciddiyetini de bozmayacak ölçüde rahat davranarak ayna nöron stratejisini siz de karşınızdakine uygulayabilirsiniz. -Birine kendini değersiz hissettirmek, durumu kendi kontrolünüz altına almak istiyorsanız konuşurken birşeyler atıştırabilirsiniz.Bunun sorgu işiyle meşgul polislerin en çok uyguladığı metodlardan biri olduğunu henüz geçenlerde sevgili abimden ögrendim. -İktidarlar sizin öfkenizden ve üzüntünüzden beslenen canavarlar gibidir. Karşınızdakinin kötü niyetli bir iktidar olduğuna eminseniz ciddiye almadığınızı hissetmesini sağlamak uzun vaadede sinirlerini yıpratacaktır ve ilk başta baskıyı arttırmasına,işe yaramadığını görünce kontrolünü yavaş yavaş kaybetmesine sebep olacaktır. İktidarların en acımasız olanı devlet, devletin en küçük birimi ise aile kurumudur. Kendilerini kutsallaştırarak güçlerini ve etkilerini pekiştirirler. Gönül isterdi ki iktidar kavramını yıkalım, bütün işler otonomla ve gönüllülükle yürüsün fakat konjonktür henüz buna müsait değil. İktidar ortadan kalkmış olsaydı bu kez de yapısızlığın tiranlarını-elitizmin doğasını tartışıyor olacaktık. Yine de farkındalık bile hayatlarımızda birşeyleri değiştirmemize yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Dilerim keyif almışsınızdır kalemimden. Bütün iktidarları yanaklarından öpüyorum. Sevgiler; Helin Kaptan Yapısızlığın Tiranlığı ile ilgili link ektedir : http://benoisleribrokolicokoldu.tumblr.com/post/54631639227/yapisizligin-tiranligi
Kaynakça: Elias Canetti - Güç ve İktidar Faucault - Faucault ve İktidar Çözümlemesi
3 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sasha Barr and the Art of Sub Pop Records
To see more of Sasha Barr’s work at Sub Pop, check out @sashabarr on Instagram. For more music stories, head to @music.
For Sasha Barr (@sashabarr), the hiring process as an art director at Sub Pop Records was pretty informal.
“I was brought on as a temp, part time, and then I just stayed,” Sasha says. “I became full time four or five years ago. Never applied for the job, never really made a resume, just lucked out.”
Though his title might imply that he focuses on making album covers for the label’s releases, his responsibilities are much more complex. “We’re responsible for anything that’s a visual representation of the label,” he says. That includes merch, digital illustrations for social media and streaming services, even interior design for the Sub Pop store at Sea-Tac Airport.
Still, album art is the priority and every project is different. Some artists come in with vague ideas and let Sasha take control, while others are more specific. For Flight of the Conchords’ second album, I Told You I Was Freaky, the duo asked for ‘70s-style Seals and Crofts visuals, which Sasha then outsourced to illustrator — and Baroness frontman — John Baizley. For Father John Misty’s I Love You, Honeybear, the singer-songwriter wanted to experiment with a pop-up diorama that also played an instrumental version of the title track.
Through trial and error, Sasha and their LP manufacturer made Father John’s dream work within the label’s budget. “None of us knew what we were doing in regards to a pop-up, but we ended up with something cool.” That album, which earned Sasha a Grammy nomination for Best Boxed or Special Limited Edition Package, epitomizes his role as a label’s creative director, bringing the artist’s whims to life.
“It’s not about what I like,” he says (though he loves Honeybear). “It’s about trying to make the band happy. Each album is their baby and it’s my job to make that into a physical reality.”
––Dan Reilly for Instagram @music
473 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Eric Joyner
10 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
‘In Wonderland’ Vogue China April 2016
1K notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Marriage of Paintbrush and Fabric with @paperfashion and @valentina_kova
To see more of Katie’s illustrations and Valentina’s designs, follow @paperfashion and @valentina_kova on Instagram.
The first time the fashion illustrator Katie Rodgers (@paperfashion) put aside her canvases to paint on silk scarves, it was thrilling. “I was playing with all sorts of methods and techniques and experimenting with gold metallic inks,” says Katie, who lives in New York City. The scarves were designed in collaboration with designer Valentina Kova (@valentina_kova). “We thought it was the perfect remedy to today’s fast fashion world, as we both believe in classic, quality fashion, that lasts well beyond a season.” The collection was inspired by dance, which Katie finds parallel to fashion. “I like the thought of something being so graceful and seemingly easy when in reality it’s incredibly difficult, unglamorous and physically straining,” Katie says. “There’s something stunning about that juxtaposition that creates a beautiful mystery.”
3K notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Peggy Porschen Cakes of London
221 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
MARCHESA Pre-Fall 2016
14K notes · View notes
Photo
awesome
Tumblr media
109 notes · View notes
Photo
Tumblr media
ݤPSY CATﻰ
. Full Size
2K notes · View notes
Photo
Tumblr media
2K notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dolce & Gabbana Winter 2015-16 Blue Majolica
31 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Victoria Beckham Pre Spring Summer 2016
15 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Alberta Ferretti Limited-Edition Spring 2016 Evening Collection
161 notes · View notes
Photo
Tumblr media
LES LIAISONS DE MARIE ANTOINETTE | “"SURF SOUNDS” BY HEDI SLIMANE FOR THE ST. LAURENT RESORT 2016 COLLECTION.
69 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Saiid Kobeisy Pre-Fall 2016
96 notes · View notes