benyildizligece

[benyildizligece]

İnsanlar bir yıldızdır. Bazıları parlar bazıları ise şehir ışıklarından gözükmez. Aslında parlıyorlar ama biz göremiyoruz.

[benyildizligece]

Çünkü ben yıldız olup, senin dilek dilemen için kayabilirim.

[benyildizligece]

Bazen siz de sebepsiz yere ağlıyor musunuz? Bu sıralar bana böyle oluyor. Düşünüyorum neden ağladığımı ama hiçbir sebep bulamıyorum. Bir savaşta silahsızmışım gibi hissediyorum. Beni kurtaracak kimse yok etrafta. Ben ölüyorum. Bizi öldürüyorlar. Bu gece kim olduğumu unutuyorum, unutuyoruz, sadece yaşamaya çalışıyoruz bu karanlık yerde. Silah sesleri, çığlıklar... Kafamı kaldırıyorum ve gökyüzüne bakıyorum etraf kapkaranlık, gökyüzünde binlerce yıldız... Tekrar etrafa bakıyorum. Silah sesleri, havada uçuşan mermiler, çığlıklar, ağlayışlar gittikçe artıyor... Bense boş boş bakıyorum insanların yüzüne. Herkes panik içinde çocuklar bir köşede saklanmış ağlıyorlar. Bu gece ölüyorum, ölüyoruz. Ve bizi duyan kimse yok. Belki de şu an insanlar sıcacık yataklarında mışıl mısıl uyuyorlardır. Belki de uyumayıp televizyon izliyorlardır. Biz ise bir savaşın içindeyiz. Yaşamak için savaşıyoruz. Ellerimiz kan içinde, insanlar yerde yatıyor, üstleri başları kan içinde. Huzurlu, güzel ve bir daha hiç uyanamayacakları bir uykudalar. Dediğim gibi; bu gece ben ölüyorum, bu gece biz ölüyoruz, bu gece insanlar ölüyor. Kimse kilometrelerce, şehirlerce, denizlerce uzağında neler olup bittiğini bilmiyor, bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz.

[benyildizligece]

Sen o eski sen değilsin. Gülümsemen değişmiş, tavırların, kişiliğin, konuşma tarzın, hoşlandığın, sevdiğin şeyler değişmiş... Sen o eski sen değilsin. Seni ben yokken takıldığın insanlar değiştirmiş. Sana baktığımda seni değil bambaşka bir kişiyi görüyorum. Keşke hiç küsmeseydik, keşke sen yine o eski sen olsaydın. Eskiden birlikte saçmalar, birlikte güler, birlikte yapardık her şeyi. Ama şimdi sen seni değiştiren insanlarla daha mutlusun ve ben bunu nasıl düzelteceğimi, seninle nasıl yine eskisi gibi olabileceğimizi düşünüyorum, ama sen seni değiştiren insanlarla gülüyorsun ve her bunu gördüğümde canım acıyor. Ama sana belli etmiyorum tekrardan aramız bozulmasın diye. Ve senin mutlu olman için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Çünkü sen mutluysan ben de mutlu oluyorum...

[benyildizligece]

Çocukluğumuz bir fidandır kim sularsa onun gibi oluruz, ona benzeriz.

[benyildizligece]

Camın kirli diye herkesi kirli görüyorsun. Herkesi, her şeyi kirli sanıyorsun. Yapma böyle sil o camlarını, şimdi bak gökyüzüne, şimdi bak insanlara, şimdi bak aya, şimdi bak parıl parıl parlayan güneşe, şimdi bak yağan yağmurlara, şimdi bak yağan küçük kar tanelerine, şimdi bak çakan şimşeğe, şimdi bak gece olduğunda gökyüzündeki binlerce yıldıza. Bak her şey ne kadar temiz değil mi?

[benyildizligece]

Gökyüzünde iki tane yıldız var biri daha büyük biri daha küçük. Herkes daha büyük olan yıldızı seçer değil mi? Ama küçük yıldız, büyük yıldızdan daha çok parlıyor. Ama biz hep kendimizi diğerlerinden üstün görüyoruz. Hepimiz aynıyız, beyaz tenli de olsan, siyah tenli de olsan, esmer tenli de olsan aynıyız. Boyun kısa da olsa, uzun da olsa, göz rengin yeşil de olsa, kahverengi de olsa, mavi de olsa, saç rengin kahverengi de olsa, sarı da olsa, kızıl da olsa, aslında saçlarının olup olmamasının bir önemi bile yok, cinsel yönelimin ne olursa olsun. Hepimiz aynıyız, hepimiz insanız. Kendimizi, birbirimizi olduğumuz gibi sevmeliyiz. Herkesin güzellik anlayışı farklıdır. Gerçek güzellik iç güzelliktir, ben hep buna inanırım.