beyzabozot-blog
beyzabozot-blog
İsimsiz
19 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
8K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Anneannemin penceresindeki çiçekleri sevişinden de çok sevdim seni… sen neden sevmedim beni?
#sevmek #çiçek #pencere #aşl
0 notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
Çalış. Çünkü sen öğrencisin. Çünkü duyguların yok. Robotsun çünkü. Hayatının baharında sadece derslerine çalış. Aşık olma. Gezme. Dolaşma.
3K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
7K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sanatçı Toby Morris’ten ayrıcalıklar ve eşitsizlikler üzerine bir kısa çizgi-öykü.
12K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
328 notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
185 notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
Farkındaysanız sürekli gençlerin davranışlarından veya ahlaklarından şikayetçi olan anne ve babalar, onların nasıl eğittiklerinden değil, nasıl doyurup büyüttüklerinden bahsediyorlar. Kusura bakmayın hayvanlarda yavrularını doğuruyor, doyuruyor ve büyütüyor.Aslanlar avlamayı, kuşlar uçmayı, tavşanlar yavrularına hızlı koşmayı öğretiyor. A evet sevgili kardeşim sen onu OKULA gönderiyorsun. Fakat bir gence sabırlı, merhametli vb. davranışları öğretmek Matematik öğretmekden daha önemli değil mi?
2K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
EĞİTİM SİTEMİNE EDEPLİ HAKARETLER
JAN 27
 EĞİTİM SİSTEMİNE EDEPLİ HAKARETLER
   Türkiye de öğrencilerin yüzde doksan dokuzu eğitim sisteminden memnun değil. Yüzde birlik kısmı da memnun olduğuna inandırılmıştır bence. Buna rağmen Türk halkının geneli çok zeki ,kıvrak zeka ve çalışkandır. Bu güzel özelliklerimiz var ama yeterince başarılı ve kültürlü değiliz. Biz özgürlüğümüze çok düşkünüz… Kısıtlandığımız anda…  Özgür olarak ölmeyi tercih ederiz, köle olarak yaşamaya… Tabi birçok baskı , bu milletin geleceği olan çocukları esir almıştır. Çocuklalar farkı şekillerde sorgulamamaya itilmiştir. Bir de karşı çıkmamaya…   Oysa biz çocuklar korkmasak. Biz öğrenciler düşüncelerimizi dile getirip “Aman benim dememle mi düzelecek sanki! “düşüncesinden kurtulsak daha yaşanabilir bir dünya bizim olmaz mı? Tamam belki bizim sevmediğimiz şeylere karşı çıkmamızla bizim için bir şey değişmeyecek olabilir ama en küçük adımımız bile çocuklarımızın bizim çektiklerimizi çekmemesinde büyük bir etken olacak. Biz büyük bir gökdelenin temeli olabiliriz. Bu herhangi bir şekilde sisteme karşı çıkış değildir. Bu sadece büyük bir sorunumuzu dile getiriştir. Biz dile getirmeliyiz ki birlikte sorunları çözebilelim. Doktor hastasının sorununu bilmeden nasıl çözebilir?     Diyorlar ki ” Beyza evet söylediklerine kesinlikle katılıyorum ama şimdi sen bunlara kafa yorma , derslerini çalış eline mesleğini al o zaman seni adam yerine koyarlar , o zaman bazı şeyleri değiştirebilirsin.“ Bunu nasıl diyebildiklerine inanmıyorum. En acısı da bu değil mi? Bu resmen senin düşüncelerin umurumda değil sen benim için bir hiçsin. Sen bu devlet için de bir hiçsin. Bu devlet için zengin ve rütbeli adamlar dışında herkes bir hiç.Sen de onlardan biri ol gel o zaman beğenmediğin şeyleri ifade et demektir.     Diyorlar ki ” Bu kadar sivri olma. her şeye karşı çıkma. Yaralanırsın. Sürüden ayrılma, kurda kuşa yem olursun. Sürünün başında bulunma kurt en başta seni kapar . ortalarda ol güvende ol” Bunları diyen insanları hiç hiçine anlamıyorum. Sen sürünün başında olmazsan ben sürünün başında olmazsam sürü diye bir şey olmaz. Kurt bulduğunu kapar. Birileri kendini feda etmeli bazı şeylerde. Özellikle vatanının ve insanlığın geleceği söz konusu ise… Ki burada kendimi feda ediyor değilim. Yeri gelse bu konu da feda da edebilirim ama sadece hoşnutsuzluklarımı dile getiriyorum. Ben bu sisteme tabi tutuluyorsam bu sistem eşittir ben demektir. Her bir öğrenci sistemin ta kendisidir. Aslında öğrenci çoğunluğu beğenmedikleri eğitim sitemini kendileri oluşturmuştur, düşüncelerini dile getirmeyerek. Gerçi bunun nedeni de gerek ailede gerekse okulda düşüncelerimizi söylemekte kısıtlanışımız ve bunun bilinç altımıza işleyişidir ama … Burası karışık . Suçlu kim bilmiyorum.     Peki ya ne yapalım? Neyinden memnun değilsin bu eğitim sisteminin? Önce nelerinden memnun olmadığımı söyleyerek başlayayım sonra da neler yapabileceğimiz hakkındaki düşüncelerimi açıklayayım. İlk olarak sabah erken kalkmaktan ve uykumu alamamış olmaktan dolayı bütün gün stresli dolaşmaktan memnun değilim.Sekiz saat okulda kalıp eve gelince de ders çalışmam gerekiyor oluşundan ve çalışmadığım taktirde gelecekte aç kalacak oluşumdan memnun değilim. İlgi duymadığım alanlara çalışmak zorunda oluşumdan rahatsızım Bu günümü ya da geleceği seçmem gerektiği konusundan memnun değilim. Bilgi edinme bilincinde olmadan  bağnazca gereğini anlamadığım derslere çalışmaktan rahatsızım. Bir şey öğrendim diye sevinmek yerine sınavdan on aldım diye ağlamaktan rahatsızım. Ödevlerimi bir kerecik bile bilgi edinmek için yapmamış oluşumdan rahatsızım.    Ne yapalım? Naçizane düşüncelerim var . Kesinlikle doğrudur demiyorum. Düşünüp tartışılmalı doğru olduğu kararına genel olarak varılırsa uygulanmalı diyorum.     Öncelikle ödevler. bunun hakkında net bir düşüncem yok ama uygulanırsa çok güzel sonuçlar doğurabileceğine inandığım bir fikrim var. İlk okula gittiği yıl öğrencilere bir ödev verilmeli ama bunun adının ödev olduğu asla söylenmemeli sadece bunun evde de bilgi edinebilmelerini sağlayan süper bir araç olduğu söylenmeli.“ Bu bilgileri bu aracı kullanarak edinin ve yarın geldiğimizde bakalım kimler  daha bilgili olacak.”  denilmeli. Ertesi gün kimler o verilen aracı kullanarak bilgi edinmiş kontrol edilmeli. Örneğin bir öğrenci bilgi edinmemiş. Onun elinden o araç alınmalı. “ Sen verilen görevi yerine getirmedin ve bu bilgiyi edinme hakkını yitirdin.” denilmeli. Böylece bilgi arzulanacak bir şey olarak öğrencinin bilinç altına işler. Bilgi edinmek için uğraşır konuma gelir.     Osmanlı Devleti’ nin çok güçlü olduğu zamanlarda Avrupa bu gücün temelini araştırmış. Sonucu Osmanlı ’ nın adaleti ve ahlakı çok sağlam tutmuş olmasıdır. Ahlakı nasıl sağladıklarını anlayamamışlar ama adalet hakimlere maaşını çek ile vererek sağlanmış. Böylece hakimler rüşvete yanaşmamış çünkü ayın sonunda çeke ne kadar yazarsa o kadar parayı devlet ona tahsis etmiş,   Başka bir örnek daha vermek istiyorum. Sonra hepsini toparlayacağım. Bir ilkokulda koridora elmalar koyulmuş ve tanesi yirmi beş kuruştur, parası olmayan elmayı alıp sonra parasını bırakabilir yazılmış. Yanına da paraların atılacağı bir bölme yapılmış. Elmayı alan yanındaki kutuya para atmış. Çünkü o anda hırsızlık yapma diye bir bilinç yoktur. Küçücük bir bilinç olsa bir o bilinç yok edilmiştir. İnsanın kendisinin bile farkında olmadığı “ Bak bana güveniyorlar. Bunların değeri bu. Parasını yanına koymalıyım yoksa çok yanlış olur.“düşünceleri bilinç altını sarıverir.     Temelimizin gücünün sebebi ahlaka dayanırken şu an ahlaktan o kadar uzağız ki… Örneğin kopya çekmek bir ahlaksızlıktır ama biz bunu çok normal karşılarız. Norma karşılamıyoruz biz kınıyoruz kötü bir şey kopya çekmek diyebilirsiniz ama böyle bir kavramın olması bu ahlaksızlığı kabullenmiş olmak demektir. Bunun önüne nasıl geçilebilir diye düşünürken az önce verdiğim örnekler bana çok yardımcı oldu. Hem de sadece bunun değil sınav stresinin , bilinçsizce bilgi edinmemizin ve bilgiyi arzulamıyor oluşumuzun önüne geçebilir.   Ben aslında sınava karşıydım. Öğretmelerin öğrencilerin ne kadar başarılı olabileceğini ölçebileceğini düşünüyordum.Hala öyle düşünüyorum ama kısmen. Öğretmen de sonuçta bir insandır ve ne kadar adil olursa olsun bazı öğrencilerin yeteneklerini keşfedememiş olabilir. Bunun için öğrenci kendi kendini değerlendirmeli. Bir tablo olmalı ve öğrenci hangi bilgiyi bilip bilmediğini işaretlemeli. Başka bir tabloya da hangi bilgileri öğrenirken ne kadar zevk aldığını değerlendirmeli. Hiçbir şekilde karne gibi kendisini yüceltebileceği ya da üzebileceği bir sistem olmamalı.Böylece başkalarıyla yarış içinde olmaktansa kendi içinde yarış içerisinde olmalı. İnsanın en büyük rakibi kendisidir.    Bu sistemden öğrencilerin kötü bir şekilde yararlanabileceğini düşünebilirsiniz. Evet şu an yapılmaya başlasa sonuç mükemmel olmaz ama şu andan itibaren birinci sınıflardan yapılmaya başlansa bir kaç nesil sonra çok mükemmel bir sonuç ortaya çıkabilir.
Tumblr media
1 note · View note
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
Birileri zihnimin içinde loş ışıkta mızıka çalıyor.
175 notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
- Ben genç bir adamken mızıka çalardım. Sanırım ilgimi kaybettim. İçerideyken fazla bir anlamı yok. + En fazla anlamı olduğu yer burasıdır. Unutmamak için ihtiyacın var. -Unutmamak mı? + Dünyada taştan ibaret olmayan başka yerlerin de olduğunu. Bir şeyler var. İçinde. Alamayacakları ve dokunamayacakları bir şeyler. O sana aittir. - Sen neden bahsediyorsun? + Umut.
18 notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media
0 notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
Gözlerine bakınca kaybolurum. Bul beni.
0 notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Text
Sonunda sarılamayacağını bildiğin birisini özlemenin zorluğu nasıl anlatılır ki?
11K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Quote
Sen herkes değildin. Bunu anla.
(via hepbirhoscakalulkesi)
3K notes · View notes
beyzabozot-blog · 8 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
Bunun blogumda olması gerektiğini düşünüyorum. Çok güzel be. ‘’Aşkı angut gibi yaşamalı insan’’
14K notes · View notes