bipolaugh
bipolaugh
2K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
bipolaugh · 2 years ago
Text
kendime uzun uzun bakmayı hatırladım. ne güzeldim.
tüm inancımı bir vişne ağacına dönüşmekte kullandım. dinsizim biraz, ama yüzde daha çok dilsiz.
sayılarla başlayan bir ağrıyı üç harfli bir darbeyle patlattım. hiç düşündün mü ben eğer bir atom olsaydım yine ve yine parçalanırdım.
-
sıyrılmak için tek çözümdü sıyırmak.
-
yaslanabilme yetimi kaybettiğim yerde preslavdaki devlet tiyatrosunda bir parçama rastlarsan yama yapma kendine. diğer parçalarımı kaybettiğim yere denize at sadece.
sonuçta aynı yerden aynı ağızdan!
-
bazan bahtsızlık diyorum bahtsızlık en büyük baht.
bazan yaralarımız diyorum yaralarımız tek ışık aldığımız yer.
bazan ne kadar uzağız diyorum sayıları bilmiyorum. boş boş şiirlerdeki harflere bakıyorum. aramızdaki mesafeler sayıyla ölçülebilirken nereden bilebilirdik harflerin birimini.
artık birbirimize sevimsiz bir yerden yeniden parçalanabiliriz ancak
-
bazan dünyanın da bir kalbi var diyorum daha yüksek bir sesle dünyanın da bir kalbi var! ama kendimi  artık buna inandıramıyorum!
inanmadığım şeyler konusunda ne kadar cesaretliyim. inanan tarafıma hemen bir isim koyuyorum, yine inanmadığımdan. yine bildiğimden inançsızlığın da bir inanç olduğunu.
bazan içten içe istiyorum bazan dıştan dışa bulsun diyorum. bulsun sırtımı. istediğinde çıkartıp yeniden saysın.
-
sırtım ve nabzında taşıdığın doksan benime yemin olsun denizde insanın hiçbir parçası yere gelmez.
170 notes · View notes
bipolaugh · 2 years ago
Text
bakacağım yüze sıçmam, sıçacağım yüze bakmam keşke siz de bir deneseniz
105 notes · View notes
bipolaugh · 2 years ago
Text
görmeyen gözlerin gözbebeğine sokacak kadar vurgulamalardan sadece sakinlik kaldı. insan gerçekten küçülebilir. ansızın çıkan şeylerin ilgilisi olmak istemiyorum. her şeyden uzak. özenle seçerek konuştuklarımı gözlerimin önünde özenle hak ettiği yerde bırakarak, hiçbir şeye şaşırmamanın getirdiği vazgeçişle, rutinlerin içinde. olduğum yerdeyim hâlâ. genelde anlaşılmam, yanlış anlaşılırım. anlatmam. ama herkes anlar. herkes bilir ki ne yaptıysam gerçek. ne söylenenler laf olsun diyedir, ne de göz korkutmaya çalışmaların sonunda çarpan duvar sahtedir. yalnızlığın hangi vakit seni vuracağını bilemezsin. gözlerini kapat, gördüğümü görebilirsin. burda bazen gülebilirsin. sabahları sesler duyup akşam gürültüden kaçabilirsin. yine vurulabilirsin. birinin olmaması demek ne demek bilemezsin. belki bir telefon konuşmasına sevinebilirsin. birisi olabilirsin, birisi için. sevgi seni yok edebilir. sevgisizlik nedir içim çok iyi bilir. değişmeyen şeylerden. hâlâ hiçbir şey net değil, her şey flu. odalar dar, her yer dağınık, rahatsız edici kabullenilmişlik ve umarsızlık. ne olacağını bildiğin bu sakinlik. sakinlik. sakinlik. şaşırmamak demişken, şaşırmamaya şaşırmak isterdim. yazları sevemedim. insanları aşağılayan insanları sevenleri görmeyi de. insanları da sevemedim, kendinlerine bunları yapanları da anlayamadım. birine sarılıp ağlamayalı kaç asır geçirdim ben bile bilmiyorum. lütfen, bu artık sonsa bile sessiz olalım. yükselen seslerdense bakılamayan gözlerdeki hüzünlü sevgileri tercih ederim. beni böyle gömün.
2 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
"her yaratma edimi, ilk önce bir yıkma edimidir." dediğimden beri her şey üstüme yıkıldı. bu enkazdan çıkmaya çalıştıkça daha da üstüme yıkıldığını görüyorum. elimden hiçbir şey gelmiyor. neye elimi atsam elimde kalıyor. neye her şeyimi versem her şeyim gidiyor. artık kabulleniyorum. bu sefer "pes." kazanamadığım hiçbir şeyi kaybedemem. kendimi de iyileştiremem. ama kendimi kaybettim sayılır. kendime bile bir adım atamayacağım. boşluğun içinde düşüp duruyorum. artık çıkmaya çalışmayacağım. cehennemle araf arasında dönüp duruyorum. artık bir şey yapmayacağım.
"her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği."
göğsüme saplanan, içimi yakan hiçbir şeye çarem yok. "kırgınlığa, kızgınlığa, kırıklığa, paramparça saçılan dağınıklığa çarem var. aynadakine yok."
artık hiçbirine yok.
pes.
6 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
yaşadığım onluklar yaşadığım birler yaşadığım buçuklar ve kasımlar. artık beni kimsenin kurtaramayacağını biliyorum. konuşmam gerekiyor değil mi? evet. söylemem gerekenleri kafamda sıralıyorum tek tek tek tek tek tek. artık ağzım yüzümde değil. konuşan ben değilim.ben değilim kasımın sonunda çığlık atan. gözüne bir şiir üflemeli, tuttuğum kucakladığım nefesi sana vermeli. ben artık gitmeliyim. aşağılık bir duyguyla anne saflığında bazı şeyler. yoğurt mayalıyorum. yüzey temizleyicileri ve aseton şişeleri. ekmek tarifleri ve enginar. kışlıklar ve yazlıklar. kendimi naftalinlemeliyim. güzel günlere kendimi saklamalı, verdiğim nefesi o gün senden almalıyım. geceleri saydığım saniyeleri bir bir atıyorum yataktan. geçen hiçbir şey geçmiyor esasen. geçmeyen her şey vücuduma kazılı. başarıya giden yolda tırnaklarımla kazdığım o muhteşem kocaman deliliğin içinde kaldım. annem beni yeniden doğuramadı ve ben hiç çiçeklerimi sulayamadım.
kitabımdaki sayfa sendin.. içine katlandın. içine kapandın. rastgele değil hiçbir şey.
sevgilim, ben kendimle ölüme gitmeyi bildim yalnızca. kendimle hiç yaşayamadım.
202 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
size kötüsünüz demiyorum, kötülüğü içinizde taşıyorsunuz. ve kötülük bundan kötü değil.
268 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
bir boş beşik hikayesinin olmayan çocuğuyum. kanadı kırılan kartal da benim beddua etsem. bir ağıt olarak yak beni allah’ım parmaklarına kına olayım hayatın. affet bu siyah ve transparan duayı. ben zaten gecenin arka cebinde falçatayım
64 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
Öyle bir çaresizlik ki bu Durmadan biz mahcup oluyoruz Her kötülük bizim onurumuza dokunuyor Hiçbir işe yaramayan bir iyilikle Birbirimizin içinden geçerek -Bir ölüm provası gibi- Susuyoruz, susuyoruz, susuyoruz.
11 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
anlatacak gücüm kalmamış, hep aynı masada oturmuşum.
346 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
tadını alamadığın, kan kokulu bir zamanda konuşmak ne zormuş.
178 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
olanlar oldu, içimdeki kum saatini kırdın. bu kırgınlık bir zaman dilimine ait değil artık.
693 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
gözlerimi oydum, birine rüyalarımı diğerine makasımı sakladım. iki oyuğu kapatıp kaşlarımı çattığım yerden gözümü açtım. bileğimi üfle.
zihinde açılan yarıkların cereyanında kalma. havanın bir ağırlığı vardır, affetmenin bir sesi. ciğerini boşalt, duyularını onar ve dinle. cuk.
dünyanın bir noktasından başlayıp seni aradım. dünya yuvarlak, gözlerim en, gözlerin/i dik. me. sana öyle bakamam.
bileğimden üç yıldız kaydırıyorum, üçünde de binlerce neden sorusunun tek cevabını diliyorum.
ama cevapların hiçbir zaman bir cevap olmadığını artık biliyorum*
64 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
daha derin değil, sakin sular sığ hiç değil.
133 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
“Sonra içime ve hatta dışıma kapandım. Küsmek gibi bir şey. Bir çeşit gölge fesleğeni. Bir çeşit olmayan hayat. Zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim. Epeyce göçebe yaşadım, sadece iki valizim oldu. Bir yığın insan tanıdım. Ama hep yalnızdım.”
163 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
eski dosyalar, geçmiş ortada
yetmiyor zaman, tek bi' yol var artık
hiç olmaman, benimle son sabahın
bu yüzden soğuk hava, adımı tonlama
yarını yok say anlamsız olmaman
zor kalanlarla kafamı toplamam.
0 notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
aynı gün, aynı saat. aylardır her gün o gün, her gün o saat. aynı masa, aynı duvar, aynı küllük. bir şeylerden kaçmak için oturmuştum, olay yerinden bir adım çıkamadım. kalkarsam düşerim ama artık kalkacağımı bilsem de kalkmam oradan. bu artık mutsuzluk değil dedim kendime bu başka bir şey arkasına sığınamadığım bir tükenmişlik. her şey birbirine girdi, her şey daha karmaşık olduğunda düğümler daha çabuk çözülür. çözüldü de, çözüldüm de. farklı yüzlerde, farklı seslerde hep aynı cümleleri dinledim. dinlemekten sıkılmam, sonunun aynı biteceğini bildiğim kitapları okumaktan sıkılmadığım gibi. sadece artık şaşırmıyor ya da acı çekmiyorum. o hayatı daha çekici hale getiren tepkilerden yoksun yaşıyorum. en başa döndüğümüzde çoğu şeyi hallettim, barı açtım, sinanla arayı düzelttim. gelecek nesilden umudum kalmadı, keşke o filmin çıktığı tarihten beş sene sonra doğmuş olmasaydınız, aynı dilden konuşmuyoruz. ama biz hâlâ o dilden konuşuyoruz. tükenmişken de, hissetmiyorken de. ben evimin yolunu hiç unutamıyorum. insan aptal hissedince eve döner, ben aptallığımı da hiç unutmuyorum. seneler evvel burada içini dışını döken insanların artık kafasının içinde konuştuğunu biliyorum. ben de öyle yapıyorum. mavi rengini seviyorum, mavi rengini her gün bana vereni, çantamda kitabını bulundurduğumu seviyorum ama ona inanmıyorum. kendime inanıyorum. yaptığım her işe inanıyorum. dağ gibi durdum, dağ gibi dağılacağıma da inanıyorum. fakat bir arka bahçe var, biraz rakı ve tanıdık iki göz var ona kendimden daha çok inanıyorum.
155 notes · View notes
bipolaugh · 3 years ago
Text
bir zamanlar birinin beni tanıması yeterli sanıyordum yani beni tanırsa beni zaten anlar gibi anlarsa bilir bilirse öyle olur yani ona göre bi şeyler olur insan bile bile çukura adım atmaz da ateşe yürümez suya atlamaz öyle ha diye bilirsen tanırsan yapmazsın yapmamak da değil yapamazsın sandım ama bilmiyorum, sen mi beni tanımadın ben mi o tanıdığın değildim
31 notes · View notes