Tumgik
birininhezeyanlari · 8 months
Text
bir tutam soru?
kontrol edemediğin her şey üstünde güç sahibi olduğunu düşün. bu dehşet verici bir şey.
bir tutam eleştiri;
beni hayattan uzaklaştıran öyle çok şey var ki, adına da 'medeniyet' diyorlar!
bir tutam eleştiri;
kiliseler-camiler-havralar, bunlar maneviyatını yönetmeyi beceremeyenlerin gittiği yerlerdir.
bir parça tespit;
hayatın sadece hayatta kalmaya indirgendiği dönemlerden geçiyoruz.
bir parça felsefe;
öz biçimi belirler, biçim özü etkiler.
0 notes
birininhezeyanlari · 8 months
Text
bir parça tespit;
bir çok bilgiye sahip olabiliriz. ama aslına bakarsanız bizim o bilgiyle olan durumumuz sadece kurabildiğimiz bağdan ibarettir.
bir parça tespit;
ruhsal sıkıntılar zekayla ilgili problemlerden kaynaklanmaz. çoğunlukla arzuyla hakikat arasındaki farkı kavrayamamaktan kaynaklanır.
bir parça tespit;
kendi lehimize olan durumları kutsayıp aleyhimize olanları kötülememiz, öyle sanıyorum ki biyolojik var olma çabamızın bir iz düşümü olsa gerek.
bir parça tespit;
etrafımızdakiler hep içimize dönmemizi söylerler. oysa içimiz, zaten hep etrafımızla dolu değil midir.
0 notes
birininhezeyanlari · 8 months
Text
gezegenimiz öyle çokta fazla anlamlandırabileceğimiz bir bütün gibi durmuyor. absürd, entropi'k, kaotik bir yapı. mantığa ve izahate sığmayan (şey)ler özünde var olurken, dengesizlikler üzerine kurulmuş bir denge, uyumsuzluk içinde işleyen bir uyum, yaşam ve ölüm arasında devinen bir hayat.
...ve doğadaki düzene bakacak olursak herhangi bir kasıtlılık göremeyiz. içindeki hiçbir sistem bilince yahut isteğe göre işlemez.
0 notes
birininhezeyanlari · 8 months
Text
basit bir geceydi
basit bir tanışmaydı
basit ben
basit o
ön yargıların var mı, dedi
yok, dedim
vardır vardır, söyle hadi, dedi
sustum
bak işte sustuğuna göre var, dedi
yerin dibine kadar sustum
hemen kurtulmalısın onlardan, dedi
orospu, dedim
hepiniz aynısınız oğlum, dedi
sustum
konuşsana, dedi
az bekle, ön yargı tasarlıyorum, dedim
mal mısın oğlum sen, dedi
sanmam, dedim
o zaman yavşaksın, dedi
vallaha mı, dedim
hem de en yavşağından, dedi
sustum
yürü git lan şurdan yavşak, diye bağırdı
olur, dedim
yürüyerek gittim, yavşayamadan gittim!;)
0 notes
birininhezeyanlari · 8 months
Text
gereğinden fazla ciddiyeti gereksiz ve sıkıcı bulurum.
bu blog ara sıra laubali paylaşımlar yapmaktadır.
2 notes · View notes
birininhezeyanlari · 8 months
Text
kapı aralıktı, tıklatmadan girdim içeri
iki saat geç kalmıştım
huyum değildi, ama güzel geç kalırım
saten etek giymiş, ütüyle de parlatmış yosma
kadını bir gör, ilik gibi
bekleme salonu boştu
işler kesat galiba, oldu ilk cümlem
huyum değildi, ama güzel pişkinlik yaparım
anlaşıldı, sorunlusun sen galiba, dedi
galibası fazla, dedim
neymiş sorunun, söyle bakalım, dedi
seansın bin tl'den yukarısı büyük sorun, dedim
gözlerini gözümün içinden geçirdi yosma
hele onu bir çözsek mi, dedim
güldü,
gülüşüne eşlik ettim
huyum değildi, ama çok pis gülerim
yürü git lan yavşak, diye çemkirdi
olur, dedim
yürüyerek gittim, yavşayamadan gittim!;)
1 note · View note
birininhezeyanlari · 9 months
Text
'benlik' sosyal bir kurgudur. diyelim ve neden böyle dediğimizi açmaya çalışalım. bir bebek dünya'ya geldiğinde; Kendisini Evrenin Ayrı Bir Varlığı Olarak Görmez, Evrenin Devamı Olarak Görür. düşünce gücüyle kendi kolunu bacağını oynatmaya henüz hakim olamayan bu bebek, dünya'yı da hareket ettiremeyeceğine göre,dünya sanki onun bedeninin bir uzamı gibidir. bu bebek ne zaman ki büyür ve bedenini yavaş yavaş tanımaya başlar, kendi düşünce gücüyle hareket eder ve bir nesne olarak kendisini aynadan ya da herhangi bir yansıtıcıdan görür, işte o vakit zihninde bir takım şeyler birleşmeye başlar. şöyle ki; benim nesne olarak sınırları olan bir bedenim var ve bu beden çeşitli uzuvlar,gövde ve kafamdan oluşuyor. hareket ettirebildiğim şeyler ve bir de hareket eden başka şeyler var. ben, bedenimle ve zihnimle kendi içime sıkışmıştım, bazı şeyleri isimlendirebiliyordum fakat bir anda ne düşündüklerini bilmediğim sekiz milyar öteki ortaya çıktı. onları görebiliyorum, biçim olarak algılıyabiliyorum fakat zihinlerini okuyamıyorum. benim hakkımda akıllarından ne geçtiğini bilmiyorum, onları benim kim olduğuma dair ikna edeceğim bazı argümanlar üretmek zorundayım. sonra kendimi ufak ufak inşa etmeye başlıyorum ve bu inşada bilin bakalım neyi gözetiyorum; benim -şey-lere verdiğim adlandırmaları onlarda versinler, fakat buna gücüm yetmeyecek biliyorum,neden? çünkü onlar sekiz milyar- ben tekim. o zaman ne yapmalıyım, onlarla diplomasi yapmalıyım. bazı şeyleri öğretmeli,bazı şeyleri de öğrenmeli ve kabul etmeliyim, geriye kalan şeyler içinse anlaşmalı ve bir şekilde 'uyum' sağlamalıyım. böylelikle benlik yavaş yavaş oluşmaya ve şekillenmeye başlıyor. dikkat buyurursanız burada bir cümle kuracağım; 'benlik' bizim bedensel sınırlılıklarımızdan kaynaklanan bir yanılgıdır ve bu yanılgıya herkesin hipotetik olarak düştüğünü düşünürüz. 'ben' diye bir ayrımın normal olarak varlığı yokluğu müphemdir. dolayısıyla 'ben' yoktur, zorunlu olarak öğrenilmiş ve zamanla bir takım "pazarlıklar" sonucu ortaya çıkmış ve üzerinde uzlaşılmış toplumsal bir sözleşme vardır. 'benlik' zamanın ruhuna, gerekliliklerine ve ihtiyaçlarına göre değişir. öyleyse 'ben' sabit bir şey de değildir, değişkendir. şartlara, koşullara ve zamana göre değişen, uyarlanan ve sürekli inşa edilen bir şeydir. yazının en başında da belirttiğim gibi; 'benlik' Kendinde Var Olan Bir Şey Değildir, Sosyolojik Bir Kurgudur.
0 notes
birininhezeyanlari · 9 months
Text
kılı kırk yarmak bazen-hatta çoğu zaman aslolanı gözden kaçırmanıza sebebiyet verebilir.
lakin aslolanı bir kez farkına vardığınızda, işte o vakit kılı kırk yarabilirsiniz.
not: bu arada kılı kırk yarmak her zaman iyi bir şey olmayabilir.
0 notes
birininhezeyanlari · 9 months
Text
şöyle bir tespitte bulunsam; öncelikle şunu belirtmek isterim, kendimide içine katarak yazıyorum ve hiçbir eleştirimin münezzeh(dışında) değilim.
çağımız tüm çağlardan daha çok biliyor, her şeyi de biliyoruz. hele hele hemencecik bilme konusunda hiçbir çağ bizim çağın eline su dökemez...
...ve çağımız bildiklerini de sanki en doğrusu kendi bildiğiymiş gibi birbirinin üzerine boca etmektede yine diğer tüm çağların önüne geçiyor. hülasa(özetle) çağımızda bilgi arttıkça bilgelik azalmaktadır.
not: bu sadece bir tespittir. fazla ciddiye almayınız.
0 notes
birininhezeyanlari · 9 months
Text
şöyle bir iddia da bulunsam; kederli duyguların mı var,azalt. sevinçli duyguların mı var,çoğalt. keder insanı zeki kılmaz,fakat sevinç insanın zihnini açar. hayatla aranda uygun olmayan ilişkiler kuruyorsan eğer kederlenirsin. hayatla uyumlu ilişkiler kurabilen kişi ise neşelenir.
not: bu sadece bir iddiadır. fazla ciddiye almayınız.
0 notes
birininhezeyanlari · 10 months
Text
"zevkler ve renkler tartışılmaz" ne demek yahu. hiç,lafügüzaf.
bu laf belki de bazı ortalamalar için geçerlidir. fakat bir anlamda da cehaletin perdesidir.
0 notes
birininhezeyanlari · 10 months
Text
kierkegaard hazretleri ta ki 1850'li yılların başında şöyle der; bilimin pençesine öyle bir düştüler ki, bu yüzden her şeyimizi kaybedeceğiz. buradan mülhemlenerek şöyle diyebilirim; diktatörlüklerin hiçbirini sevmem. ne siyasal olanını, ne dinsel olanını, ne de bilimsel olanını.
0 notes
birininhezeyanlari · 11 months
Text
bir de biz felsefecilere iş yok sanırlar. oysa her türlü derinlik bizim işimiz. tende ki dahil.;)
0 notes
birininhezeyanlari · 11 months
Text
bir parça felsefe;
yoksa dedim, sende şüpheyi ibadet sananlardan mısın?
benim nazarımda sceptisizm bir düşünce hareketi değildi,hiç olmadı-olmamıştır. fakat şöyle ki; irademize çelme taktığı da çok olmuştur.
yani? yanisi şu; evet, şüpheyi bir araç olarak kullanalım, amaç değil.
0 notes
birininhezeyanlari · 11 months
Text
bir parça felsefe;
sanki hayatın üstünde bir güç var ve bu güç akla ve erdeme kastediyor.
ve yine sanki gerçek, gerçek olmaktan çıkmış ve sadece olasılık olmuş.
0 notes
birininhezeyanlari · 11 months
Text
harari efendi şöyle demiş; davranışı değiştirmeyen bilgi işe yaramaz.
buradan mülhemlenerek şöyle bir cümle kurmak isterim;
bana kalırsa bu kadar bilmemize hiç gerek yoktu. fakat bir kere öğrenmiş bulunduk...
ve öyle ki şimdi bu kadar bilgiyle ne yapmamız gerektiğini de bir düşünmemiz gerekecek.
1 note · View note
birininhezeyanlari · 11 months
Text
hadsiz olmayı özgüvenli olmakla, ukala olmayı bilgili olmakla, hin olmayı zeki olmakla, sorumsuz olmayı özgür olmakla eşitleyen insancıklar...
yahu sizler kendi dünyanızda nasıl bir anlam kayması yaşamaktasınız.
0 notes