brokenngrill

[brokenngrill]

Gitme, dur, konuşalım.

Yataklara tek kelime kalmasın.

[brokenngrill]

bulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim,

görünümsüz

yalnızdım,karışıktım

beni tanıyan kimseler yoktu

hiç yoktu

içime kapanıktım

büyük ağaçların altında

havuzun kırık taşları arasında

bilmezdim mutluluk nedir

bilemezdim

alıp başımı gitmek isterdim

isterdim ama, kalırdım

[brokenngrill]

Ufuk karanlık, gelecek bana hiç de mutlu görünmüyor

[brokenngrill]

Herkesin bir intihar hayali vardı..'

[brokenngrill]

Onların belli amaçları var, benimse zayıflamış, harap olmuş sinirlerim. Bu adil bir savaş degil.

[brokenngrill]

Pencerenin kenarına oturmuş, dışarda var olan evrensel hayat denen hiçliği seyrediyorum.

[brokenngrill]

İçinde yaşanmaz bir dünya da yaşıyorum

[brokenngrill]

"Bazen sadce yorgun oluyor insan.

Ne küs ne yalnız ne de âşık."

[brokenngrill]

"kırılmış bir bilek ve

kırılmış bir kalp"

[brokenngrill]

Bu ara gel gitteyim yaşamla ölüm arası'

[brokenngrill]

Bana yakın hissetmeyin, zira benim sokaklarım size tenha

[brokenngrill]

'Gökyüzünden gelen haykırışlar, duyulmayan bütün çığlıklar da hissetiğim şeyleri anlatmak isterdim anlatamayacak kadar yorgun düştüm'

[brokenngrill]

İyi kalpli çocuklar sokaklar da kayıplar

[brokenngrill]

Acıma aşık oldum ve pişmanlıklarımla yattım.

[brokenngrill]

Bir otel odası gibi onun da kalbi paralı

[brokenngrill]

•Kahrolası hayatımın yok bi dönüm noktası

[brokenngrill]

Dünya benim için karanlık bir orman, yolu izi belli olmayan