ccclvii
ccclvii
Beyyza
129 posts
Kendi dünyamda onlarca sanrının arasında vahşice savaşıyorum kendimle... 357
Don't wanna be here? Send us removal request.
ccclvii · 5 months ago
Text
Meydan okuyordu genç kadın karşısında olana. Elinde kılıcı çeviriyor yavaş yavaş dönüyordu. İlk hamleyi ondan bekliyordu. Ağaçlar bile dikkat kesilmiş izliyorlardı bu gergin mücadeleyi. Etrafa toplanmış elfler insan savaşı görmeyi arzuluyorlardı. Tek bir hamle her detayı görmelerine engel olabilirdi. Gözleri önüne birer perde inen genç kadın daha fazla bekleyemeden havaya sıçradı ve kılıcı kaldırdı. Düşmanı yok etme arzusu onu bir kurda çevirmiş, pençelerini çıkarmasına neden olmuştu. Birden ardına toplanan kalabalığı fark etti lakin artık çok geçti bir kere saldırı gerçekleşmişti. İhanet bir bıçak olup göğüs kafesine darbe indirdi. Kanlar içinde kalan hisleri dostlarına kırık bakışlar atmasına neden olmuştu. Bu nasıl bir duyguydu ki kalbi yerinden sökülüyor ve geri yerine yerleştiriliyordu sanki. En sevdiği anın geldiğini fark eden genç kadın herkese karşı durup başını göğe doğru kaldırıp gülümsedi. Düşmeyecekti. O sadece bir insan olsa da gücü hiçbir kimsede yoktu. İçindeki kurda güvendi son hamleyi yaptı. O sadece kazandı sandı lakin artık hepsinin gözünde saygı vardı.
0 notes
ccclvii · 5 months ago
Text
Bir mezar içinde yaşayan iblis, kanatlarından katran akıyor gibi. Kimse onu göremedi ve bedeni çürüyorken fark edilmedi. Öfke bir kamçı olup sırtımızda şaklarken biz öylece kahkaha atıyorduk. Gerilim bir melodi, öylece arka fonda çalıyordu. Geceler çöküyordu üstümüze yalnızlık içinde çırpınırken ruhumuz. İblis intikam için uyurken kazık çakılıyordu gölgemize. Güçlü notalarla vuruyordu zihnimize kelimeler, bizler hala acının izinden gidiyorduk. Uzaktan bizi izleyen düşmüş melekler kırık kanatlarıyla ağlıyorlardı halimize. Şehrin en kuytu köşesine sinen kasvetin kokusu bulanırken göğe iblisin içinde olduğu mezar kızıl toprakla kanlanıyordu. Birileri o mezarı bulacak iblisi uyandıracaktı, biz miydik? Biz kimdik ki intikam ateşine odun oluyorduk. Gerçeği bilmek istersek eğer söyleyelim ki iblis aslında bizdik.
0 notes
ccclvii · 5 months ago
Text
Her yer soğuk tonlarda ve ben izliyorum perdenin ardında. Yağıyor göğün en gerçek çığlığı, bu feryat alıyor aklımı. Hislerim kör iken sadece görmek istiyorum pencereme vuran ay ışığını. Kalıyor bulutların ardında eşsiz ruhu, o ruh bana uzaktan veriyor şifanın eşsiz melodisini. Duyuyorum gelen notaları, bu nida beni getiriyor kendime. Kendim, kendimden uzakken izliyorum gökten düşen ateşten yağmur zerrelerini. Güçlü, sert rüzgarın minik minik yüzüme vurmasını istiyorum oysa açtığım an o pencereyi yanacağım biliyorum. Donacak ruhum, bedenim yanarken.
0 notes
ccclvii · 5 months ago
Text
Sirenlerin usul ninnileri eşliğinde yol alıyor gemi. Mürettebat korku içinde ve herkes bir yandan gözlüyor dümeni. Bu güzel melodi getiriyor uyku, oysa ölüm yanı başlarında bir inci tanesi. Yağma vakti gelip çattığı an kaptan bağırıyor delice. Herkes ayaklanıyor gecenin en kör vaktinde.
0 notes
ccclvii · 6 months ago
Text
Yalan bir hata değildir, tercihtir.
0 notes
ccclvii · 6 months ago
Text
Kan akıtıyor meşe, yapraklarından damlıyor yerlere. Kuru toprak çamur olurken etrafta koşturan karacaların koşma sesleri duyuluyor ince ince. Yokluyor arada gizemli bir kasvet, sessiz ve gölgesiz elfler uçuşuyor minikçe. Atların üstünde geziniyor savaşçılar, kılıçları bellerinde. Şok içinde kalan kız hepsini usul usul izliyor elleri sarılı belinde.
0 notes
ccclvii · 9 months ago
Text
Diliyorum gökte parlayan yıldızım bana gülümsüyordur. Şeytanlar arasında dolaşırken beni koruyan meleğim özür dilerim sana layık değilim. Gözlerimde yaşlar varken mağaralara saklanıyorum. Beni gören yılanların acımasız bakışlarına şahitlik ediyorum.
0 notes
ccclvii · 10 months ago
Text
Ben bir seninle mutluydum, dedi. Benden sonra gülüşünü izledim...
0 notes
ccclvii · 11 months ago
Text
Tumblr media
0 notes
ccclvii · 1 year ago
Text
Sarılmaya ihtiyacım vardı ve kimse yoktu. Uyuyabilmeye ihtiyacım vardı, kimse yoktu. Kimsem yoktu ve anladım ben aslında yoktum. Yok olmaya, çürümeye yakın bir kozadaydım. Ağladım, kahkaha sandı. Artık görünmüyor olduğumu kabullendim ve kendimi çekiyorum. Artık bakışlarımı kontrol edip, kanımı toprağa armağan ediyorum. Ben artık zaaflarımdan vazgeçiyorum.
0 notes
ccclvii · 1 year ago
Text
Canım anlatma, anlıyorum. Gözündeki bütün feri söndürtene kadar çabalayıp, en sonunda değiştin dediler. Değil mi?
8 notes · View notes
ccclvii · 1 year ago
Photo
Tumblr media
81K notes · View notes
ccclvii · 1 year ago
Text
Umudun pençesine düşen bir siyah tüy, kızıl kadının saçlarına da düşmüştü. Ellerini cebine sokan ve karanlık sayılan loş sokağı sakince arşınlayan kadın bunun farkında değildi. Zihninde dönüp duran şarkıya odaklanmış, üstüne vuran turuncu ışığın sebep olduğu gölgesine gülümsüyordu. Onu izleyen adamdan habersizdi. Genç adam, kızıl kadının uçları beyaza boyalı saçlarına bakarken derin bir iç çekti. Tilki bakışlı kadının dehşeti kalbine kabul ettiğini bilmiyordu. Umut bir iblis kılığında vesvese vermek için sokulmuştu genç adamın koynuna. Kulağına fısıldıyordu imkansızı ve kadın sadece sokağı bitirmeye bakıyordu. Gökte toplanan melekler acı acı kanat çırparken bir yandan da kadının farkında olmadığı şanssızlığına ağlıyorlardı. Şeytan kenarda elinde bir kere ısırdığı elmasıyla yılanlarının başını okşuyordu. Gökkuşağı dahi bulutlara gömülürken genç adam kadının peşine düşmüştü çoktan. Gecenin melodisi sessiz notalarıyla dolanıyordu etrafta. Çınlıyordu gökte bir çan, takıntı olup vuruyordu kalplerde aşkın yalan oyunu. Ve korku ve dehşet ve panik dört dönüyordu kalbin odalarında. Yüreğin çatısına işaret bırakıyordu kimse farkında değildi bunun oysa. Kadın yolun sonuna geldiğinde peşinden gelen adama duyduğu endişeyi belli etmeme derdindeydi. Adam sadece kadına sarılmak istiyordu ama bilmiyordu kadın çok korkuyordu. Şeytan cebine sakladığı narıyla boynuzlarına dokundu usulca. İki ruha sinsi yılanlarını musallat ederken, şeytandan gelen akrepler görünmüyordu lakin ısırıyordu onları o an. Hisler karmaşa içinde göğe kadar ulaşan çığlıklar. Kadın dehşetle adama bakıyordu, melekler kendinden geçene kadar ağlarken.
1 note · View note
ccclvii · 1 year ago
Text
Aynalar, ardında bir dünya saklar. Aynalar, yansıma içinde yansımalar varlar. Dans eden periler o diyarda bana el sallıyorlar. Görüyorum sarmaşıklar odama dolanıyor, görünmez yapraklar yanağıma dokunuyorlar. Aynalar, başka dünyaya açılan kapılar. Cadılar ellerinde asalar, güzel gülüşleri ile geceme karışıyorlar. Onlar varlar, burada odamdalar. Aynalar, bana canavarlar armağan ediyorlar. Yatağımın altında hıçkırıklarını duyuruyorlar, hepsi siyah birer gölge. Ellerini hissediyorum ensemde, nefesleri taze nane gibi kokarken kızıl gözleri değiyor gözlerime. Karanlık içinde yansımalardan uzanıp vuruyorlar ellerime. Aynalar, içinde acılarımı saklar. Bir ben varım yansıma olup saklanmışım orada, aynalar içinde benden anılar taşırlar geceme karışan loş ışıkta bana seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Beni görüyor, benden olan. Aynalar ve aynalar bana beni anlatıyorlar, ardında cama yaslanmış gölgem var. Gölgeme uzanmış bir adam, güldürüyor beni geceye karışmış yansımalar. Kimdir bu adam? Cadılar kahkaha ile izliyorlar ve canavarlar sonunda sessizleşiyorlar. Aynalar, bana yeni bir gezegen veriyorlar.
1 note · View note
ccclvii · 1 year ago
Text
Yalnızım çünkü...
0 notes
ccclvii · 1 year ago
Text
Ölüyor kızıl saçlı şeytan, kanatları siyaha dolanmış ateşten. Meşe ağaçları altında oturmuş, izliyor geçmişten çıkıp geleni. Bir meleğin etkisi altına mı girdi? Söylesene kızıl kadın, kimdi kanatlarına kan bulaşan bu melek. Yok ettiğin ruhun değil mi? Meleğin beyaz kanatları ateşe sarılmışken yalnızlık etrafta an kolluyordu. Kan kaybeden şeytan, sanrılarla yaşıyordu son nefesinde o an. Trenlerin düdükleri çalarken kenardan arka fonda gidişler vardı. Ölü meleklerin ruhları kızıl şeytanı karşıladı. Kanları toprağı sularken ağlayan çınar ağaçlarıydı. Şeytanlarda yanardı, melekler gibi ruhları araftaydı.
0 notes
ccclvii · 2 years ago
Text
Saat sabahın beşi, ben yine uyanığım. Onu görüyorum gökte ve tekrar o arabaya dönüyor, tekrar tekrar imkansız hayalime tutunuyorum. Telefona ulaşıp çekmek için kısa bir an derin nefesler alıyorum, titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışıyorum. Sigaramı küllüğe bastırıp göğü fotoğraflıyorum. Özlüyorum ve artık ağlamıyorum. Gözlerim ışıldıyor ve karanlığa gömülüyorum, donup kalıyorum sanki. Ellerim titriyor fotoğrafları açıyorum. Kızıl gök, kıymış kendi kanını akıtmış yerin koyu toprağına. Kızıl yer almış ruhumdan rengini ve şimdi yanıyoruz ikimizde sabahın beşinde.
3 notes · View notes