cokmutsuzbirisi

[cokmutsuzbirisi]

gökyüzüm artık yok.

bu küçük kız bir gökyüzüne bir de sana.."

[cokmutsuzbirisi]

kendimi uzun uzun anlatmak ve susmak arasında gidip geliyorum çoğu zaman. hiçbir zaman tam anlamıyla hissettiklerimi anlatamayacağımı, anlatsam bile anlaşılmayacağımı bildiğimden susmayı tercih ediyorum. hatta içimde biriktirdiklerimi kendime bile anlatmıyorum. yazıp yazıp siliyorum hep, cümlelerimi toparlayamıyorum. bir şeyler yolunda değil biliyorum fakat inatla her şey yolundaymış gibi davranıyorum. bazen düşüncelerim arasında kayboluyorum ve bazen de düşünmekten kaçıyorum. böyle nereye kadar devam edecek diye sormuyorum artık kendime. çünkü cevabını bilmiyorum. sadece bir köşeye çekiliyor sessizce yolunda gitmeyen ne varsa bir an önce son bulmasını bekliyorum

[cokmutsuzbirisi]

hiçmiş gibi hissetmek ve bunun sonucunda bir köşeye çekilip herkesten yavaş yavaş uzaklaşmak*

[cokmutsuzbirisi]

ne hissettiğim hakkında konuşmak çok zor, çünkü üzgünüm. kimse sesimdeki çatlağı ve gözlerimdeki hayal kırıklığını fark etmiyor.

[cokmutsuzbirisi]

biri var senin için deli gibi ağlayan

[cokmutsuzbirisi]

Her şeyden en ufak bir harekette soğuyorum artık. Hemen kestirip atıyorum. Tahammülümü bu kadar yitirmiş olmama şaşkınım.

[cokmutsuzbirisi]

bu kafamdakileri hangi ilaç veya hangi madde susturabilir!?

[cokmutsuzbirisi]

elimde bir cinayet, kalbimde kan lekesi

izleri sildim evet, üstümde cesetleri

seni ben sevdim, seni hep bildim

[cokmutsuzbirisi]

gel beni kurtar düştüğümü görmeden

[cokmutsuzbirisi]

içim dışım sen olmuş

[cokmutsuzbirisi]

tek ihtiyacım kokun ve omzun"

[cokmutsuzbirisi]

birine ihtiyacım var*

“öyle uzaklaşmıştım ki kendimden, kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı. onunla nerede ve nasıl tanıştığımız hiç önemli değil. gerçekten değil. ”

[cokmutsuzbirisi]

canımsın, canlı kalan tek yanımsın

[cokmutsuzbirisi]

susturamıyorum kafamın içindeki sesleri

[cokmutsuzbirisi]

gökyüzü gibisin. yakın, dokunulacak gibi ama bir o kadar uzak..

[cokmutsuzbirisi]

göğe baksana, çok özledim

[cokmutsuzbirisi]

çünkü;

sen hissettiğim en güzel anti'depresansın"