Tumgik
davetchy · 3 years
Photo
Tumblr media
Öğretmenler günü kutlu olsun. [email protected]
0 notes
davetchy · 4 years
Text
Çekişmeli Boşanma Nedir?
Tumblr media
Çekişmeli Boşanma Davası Ne Demektir?
Çekişmeli boşanma davası nedir? Şeklinde bir soruyu arama motorlarına yazdığınız zaman uzun uzun makaleler göreceksiniz.
Ama çekişmeli boşanmayı tanımlamak çok basit: "Eğer bir boşanma davası, anlaşmalı boşanma davası değil ise çekişmeli boşanma davasıdır."  Bir başka deyişle Çekişmeli Boşanma, Anlaşmalı Boşanma şeklinde açılmamış tüm boşanma dava türlerini ifade eder. Taraflar arasında bir çekişme, bir uyuşmazlık ve davaya ilişkin anlaşmazlık söz konusudur.
Çekişmeli boşanma denildiğinde,  eşlerden en az  birisinin boşanma ya da boşanmanın mali ve mali olmayan sonuçlarından en az birisi konusunda anlaşamaması durumudur. Sadece bir hususta anlaşamamış olma, çekişmeli boşanma olgusunu oluşturur.
Örneğin her iki taraf boşanma konusunda hemfikir  olabilir, hatta boşanmanın tüm sonuçları bakımından hemen hemen anlaşmış olabilirler.  Ancak sadece çocukların kimde kalacağı konusunda yani velayetinin kime verileceği konusunda bir uyuşmazlık söz konusu ise; ya da nafaka verilmesi konusunda anlaşmışlar ancak nafakanın miktarı konusunda bir uyuşmazlık söz konusu ise çekişmeli boşanma söz konusudur.
Çünkü anlaşmalı boşanmada tarafların boşanma ve boşanmanın tüm sonuçları konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Aksi halde anlaşmalı boşanmadan söz edilemez.
Çekişmeli Boşanma Dava Türleri Hangileridir?
Çekişmeli Boşanma Dava Türlerini sıralayacak olursak;
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedenine Dayalı Boşanma
Eylemli (Fiili) Ayrılık Nedeniyle Boşanma
Terk Nedenine Dayalı Boşanma
Zina Nedenine Dayalı Boşanma
Pek Kötü Muamele Nedenine Dayalı Boşanma
Cana Kast Nedenine Dayalı Boşanma
Suç İşleme Nedenine Dayalı Boşanma
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedenine Dayalı Boşanma
Akıl Hastalığı Nedenine Dayalı Boşanma
şeklinde sıralayabiliriz.
Tumblr media
Boşanma Davası Açma Ücreti Ne Kadar?
Çekişmeli boşanma davası açmak ne kadar? şeklinde sorularla karşılaşıyoruz.
Boşanma davası açılırken iki türlü gider bulunmaktadır. Bunlardan ilki davanın açılması esnasında alınan harçlar, diğeri ise mahkemece yapılan zorunlu gider ve masraflara ilişkin olan "gider Avansı"dır.
2020 yılı itibariyle Boşanma Davalarına ilişkin olarak alınan ücretler
Başvurma Harcı
Peşin Harç
Gider Avansı
şeklindedir.
2020 yılı için söz konusu harçlar
Başvurma Harcı : 54,40 TL.
Peşin Harç  : 54,40 TL.
Başvuruda alınan Gider Avansı ise 367,00 TL.'dir.
Ancak bunların yanı sıra yargılama esnasında mahkemece gerekli görülürse pedagog incelemesi veya başkaca bir hususta bilirkişi incelemesi yapılırsa ayrıca bilirkişi ücreti de ödenecektir.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası taraflarca hazırlama ilkesinin hakim olduğu yazılı yargılama usulüne tabidir.
Bunun anlamı boşanmak isteyen taraf boşanma dilekçesi ile aile mahkemesine müracaat ederek dava açmalıdır.
Boşanma davası, kanunda belirtilen şekil ve usulde hazırlanmış boşanma dilekçesinin mahkemeye sunulması ve gerekli harç ile gider avansının mahkeme veznesine yatırılması suretiyle açılır.
Çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?
Çekişmeli boşanma davası tarafların menfaatlerinin ve iradelerinin çatıştığı dava türlerinden bir tanesidir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarda bulunduğu, delillerin sunulduğu, mahkemece delillerin toplanmasının istenildiği, tanıkların dinlenildiği, pedagog ve bilirkişi incelemesinin yapıldığı dava türleridir.
Öte yandan boşanma davalarında her geçen gün artış yaşanması mahkemelerin iş yükünün artmasına ve duruşma tarihleri aralıklarının uzamasına sebebiyet vermektedir.
Bu itibarla en iyimser tabloda 8 ay ile 18 ay arasında bir süreçte çekişmeli boşanma davaları sonuçlanmaktadır.
Ancak bu iyimser tablonun da yine konusunda uzman ve tecrübeli bir boşanma avukatı sayesinde olabileceği bilinmelidir.
Hangi Mahkemede Açılır?
Çekişmeli boşanma davası Aile Mahkemesinde açılır.
Eğer davanın açılacağı yerde aile mahkemeleri bulunmuyor ise Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılır.
Asliye Hukuk Mahkemesi açılan bu davaya Aile Mahkemesi Sıfatıyla bakacaktır.
Neredeki Mahkemede Açılır?
Çekişmeli boşanma davasında taraflar ayrı yerde yaşıyorlar ise;
Davacı kendi yerleşim yerinde bulunan Aile Mahkemesinde dava açabilir.
Davacı, davalının yerleşim yerinde bulunan Aile mahkemesinde dava açabilir.
Davacı, davalı ile birlikte en son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki Aile Mahkemesinde de dava açabilir.
0 notes
davetchy · 5 years
Photo
Tumblr media
0 notes
davetchy · 5 years
Text
Anlaşmalı Boşanma Davasında Hakimin Protokolü Uygun Bulması
Boşanma davaları vakıa davalarıdır. Yani yargılamanın konusu taraflar arasında meydana gelen olayların değerlendirilmesi esasına dayalıdır.. Kimin hangi olay nedeniyle ne denli kusurlu olduğu ve bu kusurlu eylem nedeniyle boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği değerlendirilir. 
İşte kusur ya da kusurlu eylem değerlendirmesi esasına dayalı boşanma hukuku sistemimizde tek bir istisnai halde kusur yada olay değerlendirmesi yapılmaz. Bu istisnai dava türü Anlaşmalı Boşanma Davası’dır. 
Anlaşmalı boşanma davasında herhangi bir kusur izafesi olmaksızın tarafların boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda anlaşmış bu anlaşmayı mahkemeye sunarak boşanmayı talep etmeleri gerekmektedir. 
Ancak boşanma protokolünün mahkemeye sunulması yeterli olmayıp söz konusu boşanma protokolünün mahkeme hakimi tarafından uygun bulunması gerekmektedir. 
Tumblr media
Mahkeme hakimi boşanma protokolü üzerinde yapacağı incelemede:
Tarafların hür iradeleri ile boşanmak isteyip istemediklerini, 
Boşanma sonucunda müşterek çocuk ya da çocukların velayetinin kime verileceği, 
Velayet hakkı bulunmayan eşin çocuklar için ne kadar iştirak nafakası ödeyeceği,
Boşanmanın diğer mali sonuçları konusunda tarafların iradelerinin uyuşup uyuşmadığı hususlarını inceleyecek ve uygun bulması halinde onaylayarak tarafların boşanmalarına karar verecektir. 
Şu halde boşanma protokolünde kanuna, genel ahlaka, adaba ve kamu düzenine aykırı hükümler bulunması halinde söz konusu protokol maddesini onaylamayacaktır.
Sonuç olarak; boşanma protokolü sizin boşanmadan sonraki hayatınızı ve kaderinizi belirleyecektir. Boşanma avukatının yardımı olmaksızın yapılacak protokolün size maliyeti belki telafisi imkansız mağduriyetler olabilecektir.
0 notes
davetchy · 5 years
Text
Boşanma Davalarında Karar Türleri
Hakim elindeki tokmağı masaya üç defa vurur ve “Karar” der. Artık yargılama bitmiştir.  Hollywood filmlerinde sıkça rastladığımız tokmak ile vurarak kararı ilan etmek,  Türk Yargısında pek görülmese de mahkemelerin nihai amacı uyuşmazlığa ilişkin bir karar vermektir. Mahkeme karar vermek için vardır. 
Boşanma avukatınıza duruşma sonrasında sorarsınız. Ne oldu? Boşanma avukatınız “hakim ......... şeklinde karar verdi?
Hemen ardından soruyu yapıştırırsınız. Ne yani dava bitti mi?
Bu yazımızın konusu boşanma davalarında mahkeme kararları... Dikkat ettiyseniz mahkeme kararı demiyorum. Çünkü mahkemelerce verilen karar türlerini aşağıda açıkladığımız zaman ne kadar çeşitli olduğunu görecek ve bunları daha önce hiç duymamıştım diyeceksiniz. 
Genel olarak Mahkeme Kararları:
Mahkemeler kişiler arasındaki hukuki uyuşmazlıkları çözmek için devlet tarafından kurulan ve devletin adalet dağıtma mekanizmalarıdır. 
Peki mahkemeler uyuşmazlığı nasıl çözüme kavuşturur? 
Mahkeme tarafların iddia ve savunmalarını alır, delilleri toplar ve uyuşmazlığa ilişkin bir karar verir. Yani mahkemenin temel amacı uyuşmazlığın çözümü için karar vermektir. 
Ancak mahkeme sadece yargılamanın sonunda karar vermez. Bazen yargılama öncesinde de kararlar verir. 
Bazen yargılama aşamasında da karar verir. 
Bazen uyuşmazlığa ilişkin değil de usul dediğimiz yargılamanın ne şekilde yapılacağına dair usul kurallarına ilişkin kararlar verir. 
Şimdi bu karar türlerini hep birlikte inceleyelim. 
Ara Karar :
Mahkemece yapılan yargılama sırasında bazı kararlar verilir. Ancak bu kararlar yargılamayı sona erdirmez, yargılamanın devamını sağlamak amacıyla verilir. 
Yani bir karar yargılamayı sona erdirmez, devamını sağlar ise bu bir ara karardır.  
Örneğin, size karşı açılan bir boşanma davasında cevap dilekçesi süresini kaçırdınız. İki haftalık süre içerisinde dava dilekçesine cevap vermediniz. Daha sonra nasıl olduysa hatırlayıp davaya cevap dilekçesi hazırlayıp mahkemeye sundunuz. 
Siz mahkemeye tanık bildirmek için dilekçe sunduğunuzda davacının vekili boşanma konusunda uzman boşanma avukatı ise hemen itirazda bulanacaktır. 
“Sayın Hakim, davalı davaya cevap vermediği için tanık bildiremez! Bu nedenle davalı tarafın tanık listesine ve bildirdiği tanıklara itiraz ederiz.”
dediği zaman mahkemece yapılacak işlem öncelikle cevap dilekçesinin süresinde sunulup sunulmadığı, sunulmamış ise davalının tanık listesi sunması mümkün olmadığından tanık dinletme talebinin reddine dair karar verilerek yargılamaya devam edecektir. 
Yani önce bu itirazı sonuçlandırmak zorundadır. Bu itiraz karara bağlanmadan yargılamaya devam olunamaz. 
İşte bu şekilde verilen, yargılamaya devamı temin etmek için tesis edilen kararlara ara karar demekteyiz. 
Burada dikkat edilmesi gereken ara kararda mahkemece yargılamaya devam olunmakta, hakim dosyadan elini çekmemektedir. 
Hakimin dosyadan elini çekmesi mi? 
Bu konuyu nihai kararı açıkladığımızda daha iyi anlayacaksınız. 
Tumblr media
Nihai Karar : 
Yargılamaya son veren, hakimin elini dosyadan çekmesine sebebiyet veren, somut uyuşmazlığa ilişkin verilen uyuşmazlığı öyle ya da böyle çözüme kavuşturan karardır. 
Örneğin, boşanma davası açtınız, mahkeme tarafların boşanmasına ya da boşanmamasına dair karar verdiği zaman bu artık nihai bir karardır. 
Artık aynı hakim aynı uyuşmazlığa ilişkin tekrar karar veremeyecektir. Yani hakim “ben kararı yanlış yazdım, dur şunu düzelteyim” diyemez. Karar verdiği andan itibaren dosyadan elini çekmek zorundadır. 
Kendisinin kararı hatalı ise bunu üst mahkeme düzeltecektir. Kendisi düzeltemez. 
Tedbir Kararları : 
Bazen öyle durumlar vardır ki mahkemece uyuşmazlık çözülmeden önce, hatta dava açılmadan önce karar verilmesi gerekir. Tedbir kararları da bu kararlardandır. 
örneğin, boşanma kararı kesinleştikten sonra boşanma avukatınız ile birlikte karar verdiniz. Mal Rejiminin Tasfiyesine ilişkin dava açacaksınız. Tam bu sırada duyuyorsunuz ki artık eski eşiniz olan kişi üzerinde bulunan taşınmazları kardeşine ya da çok samimi bir arkadaşına devretmek için bazı girişimlerde bulunmuş. 
Hemen mahkemeden bu yönde bir tedbir kararı verilmesini isteyebilirsiniz. Mahkemece taşınmazlar kaydına 3. kişilere devir ve temlikini engelleyen bir tedbir kararı koymak suretiyle ileride mağdur olmanız engellenecektir. 
Yahut boşanma davası açmadan önce de açılabilecek tedbir kararları vardır. Bu tedbir kararlarını ayrı başlıklar halinde başkaca yazılarımda paylaşacağım. 
Kısa Karar:
Mahkemece boşanma davalarında sözlü yargılama aşamasına geçildiğini bildirir. Taraflara ya da var ise taraf vekillerine sözlü yargılama duruşma günü bildirilir. Sözlü yargılama duruşmasında taraflar son sözlerini söyledikten sonra davanın kabulüne, davanın reddine şeklinde bir karar verir. 
Ancak siz söz konusu kararın hüküm kısmını öğrendiniz. Mahkemenin neden böyle bir karar verdiğini kısa kararda bilemezsiniz. 
İşte sözlü yargılama duruşması sonunda uyuşmazlığa ilişkin mahkemece duruşma zaptı üzerinde verilen karara kısa karar demekteyiz. Kısa kararın niçin verildiğini, hangi nedenlerle verildiğini, hangi delillere itibar edildiğini gerekçeli kararda öğreneceksiniz. 
Gerekçeli Karar : 
Kısa karar sonrasında yargılamanın tüm özetini içeren, delillerin içeriklerini ve hangi delillere itibar edildiği hangi delillere neden itibar edilmediğini, kararın gerekçesini belirten kararlara Gerekçeli Karar denilir. 
Daha avam bir açıklama ile : Mahkeme “biz ......... şeklinde bir karar verdik. Ancak bu kararı verirken bu gerekçelerle verdik.” dediği, kısa karardan sonra verilen ve taraflara tebliğ edilecek karara gerekçeli karar demekteyiz. 
0 notes
davetchy · 5 years
Text
Boşanma Ve Velayet Davaları
Boşanma eşlerin belki de hayatlarının en çalkantılı dönemidir. Belirsizlikler, sisli bir gelecek, kaybedilen özgüvenler, “bunu hakketmedim” serzenişleri, bir evliliği beceremedim şeklindeki suçluluk duyguları, şimdi ne yapacağım endişesi ....
Ama boşanma davası süreci sadece eşleri değil belki de daha fazla çocukları etkilemektedir.
Sıklıkla belgesellerde gördüğümüz üzere her canlının yavrusu en savunmasız halinde dünyaya gelmekte, yavru halde iken kendi başına yaşayamayacak durumda olup, başkasının yardımına ihtiyacı kuşkusuz hayatsal niteliktedir.
Bu yönüyle çocuklar tek başlarına yaşayamayacakları gibi, kendi kendilerine hayatlarını devam ettirmeleri kişiliklerini tamamlamaları da mümkün değildir.  İşte bunun için velayet kurumu (düzenlemeleri) vardır.
Boşanma davalarında müvekkillerimiz tarafından sıklıkla sorulan "çocuk bende mi kalacak", "çocuğu benden alabilir mi", "çocuğu ben istiyorum", "çocuk benimle kalmalı" sözleri ile aslında anlatılmak istenen "Velayet" hususudur.
Bu yazımızda velayet hakkında genel nitelikli açıklamalarda bulunacağız.
Tumblr media
Velayet Nedir?
Dilimize Frapçadan gelen Velayet, "koruma, kollama, göz-kulak olma, yakın olma, yanında olma; bir sorumluluk üstlenme, bir işin başında durma, velilik, valilik" şeklinde Türkçe karşılıkları bulunmaktadır.
Gerek uluslararası sözleşmelerde, gerekse yasalarımızda hiçbir yerde velayet tanımına rastlayamazsınız. Kanun koyucu velayet tanımı yapmamış sadece velayete ilişkin hükümleri ifade etmiştir. Bu nedenle velayetin tanımını teorisyenler yapmıştır.
Velayeti tanımlayacak olursak:
18 yaşını tamamlamamış çocukların şahıs varlıklarının korunması, geliştirilmesi, daha iyi bir hale getirilmesi, çocukların anne ve babasından bağımsız malvarlığı bulunması halinde bu mallarına özen gösterilmesi; bu bağlamda onların temsil edilmesi için aralarında soybağı kurulu bulunan ana ve babaya verilen tüm yetki, hak ve yükümlülüklerin bütünüdür.
Velayetin bu tanımının teknik ve hukuki terimlerle dolu olduğunun farkındayım. Hadi bu tanımı biraz daha açalım.
Velayet bir hak olduğu kadar bir yükümlülüktür. Haktır çünkü çocuğun temsili, talimat verme, direktif verme ve terbiye etme gibi bir takım hakları barındırır. Yükümlülüktür çünkü çocuğun bakımını, barınmasını, kişiliğinin geliştirilmesini, kendine yeter bir hale getirilmesi için gerekli yükümlülük velayet hakkına sahip veliye aittir.
Velayet erginlikle sona erer. Erginlik çocuğun 18 yaşını tamamlamasıyla, ya da 18 yaşından küçük olmakla beraber evlenmesiyle oluşur.(örneğin 17 yaşında birisi anne ve babasının izni ile evlenebilir. Evlenme ile birlikte 18 yaşını tamamlamamış olsa bile Erginlik kazanır.)
İşte velayetin amacı ve temel işlevi, çocuk erginliğe ulaşıncaya kadar, çocuğun kendine yeter ve kendi ayakları üzerinde duracak hale getirmek, yaşama en iyi şekilde hazırlamak ve çocuğa artık bağımsız bir kişilik kazandırmaktır.
Bu itibarla velayet: çocuğa doğduğu andan itibaren başlayarak bu amaca ulaşılması için yardımcı ve destek olması, çocuğa rehberlik yapması ve gereksinimlerini karşılaması için veliye verilen tüm hak, yetki ve yükümlülükler bütünüdür.
Çocuğun velayetini isteyen eş niçin ister?
Boşanma davası için bize müracaat eden çoğu müvekkilimizden hemen hemen aynı sözleri duymaktayız. 
“Çocuğu ben yetiştirmek istiyorum. Onunla ilgili kararları ben almak istiyorum. Onu en iyi şekilde ben eğitirim, ona en iyi ben rehberlik ederim. Onun geçimini ve bakımını en iyi ben sağlarım. Onun sağlıklı bir birey olmasını istiyorum.”
işte bu düşüncelerin çoğunluğu velayet tanımında yer alan unsurları içermektedir.
Velayet Bir Hak Mıdır? Yoksa Yükümlülük Mü?
Hukuk tarihini incelediğimizde velayetin çoğu hukuk sisteminde bir hak olarak tanımlandığı görülmektedir.
Modern hukukta, Uluslararası Sözleşmelerde ve Bizim hukukumuzda velayet artık sadece hak değil aynı zamanda bir yükümlülük olarak benimsenmiştir.
Burası çok önemli velayet çocuğun üstün yararı nazara alınarak ana babaya tanınan bir haktır. Velayet yükümlülükleri bu haklarından önce gelir.  Çünkü velayet içinde çok ciddi görev ve sorumluluklar barındırır.
Velayet Hakkının Kapsamına Neler Girer?
Velayet hakkı çocuğa ad koyma, çocuğun yerleşim yerini belirleme, çocuğun bakımı, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirimesi, çocuğun velayet hakkına sahip kişinin sözünü dinleme yükümlülüğünü, çocuğu temsil hakkı gibi bir çok hak ve yükümlülüğü içinde barındıran bir haktır.
Ayrıca çocuğun kendi malvarlığının bulunması halinde bu çocuk malların sevk ve idaresi ile gözetimi konusunda da velayet hakkı sahibine yükümlülükler yükler.
Velayet Hakkı Kime Aittir?
Kural olarak velayet hakkını anne ve baba birlikte kullanırlar. Eşler birlikte çocuğun iyi bir birey olması için psiko sosyal gelişimini tamamlayabilmesi için gerekli tüm hak ve yetkileri birlikte kullanırlar.
Eşler arasında bu hakkın kullanımı sırasında uyuşmazlık yaşanırsa hakimin müdahalesi istenebilir. Nasıl mı?
Örnekleyelim : Çocuğun adının konulması çocuk açısından zorunlu olduğu kadar anne ve baba açısından hem bir hak hem de yükümlülüktür. Kural olarak anne ve baba birlikte çocuğun adının ne olacağına birlikte karar verirler. Diyelim ki çocuğun adının konulması sırasında eşler arasında bir uyuşmazlık çıkar ise bu takdirde eşlerden biri hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim tarafları dinleyerek kararını verir.
Kuralımız anne ve babanın velayet hakkını birlikte kullanmasıdır. Ancak bazı durumlarda bu hak sadece birisine verilebilir. Bu durumları sıralayacak olursak
Eşler arasında boşanma ya da ayrılık kararı verilmiş ise,
Anne ve baba evli değil ise,
Anne veya babadan birisi ölmüş ise,
Anne veya babadan birisi kasten işlenen bir suçtan dolayı mahkum olmuş ise,
bu takdirde artık anne ve babanın birlikte velayet hakkını kullanması mümkün olmadığından velayet hakkının anne ve babadan birisi tarafından kullanılması gerekecektir.
Ortak velayete ilişkin düzenlemeleri bu açıklamalardan ayrık tutuyorum. Ortak velayete ilişkin detaylı yazımızı ilerleyen günlerde sizinle paylaşacağım.
Velayete İlişkin Düzenlemeler Kamu Düzenindendir.
Velayete ilişkin düzenlemeler kamu düzenindendir. Kanun koyucu burada devlete çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitilmesi, psiko sosyal geleceğinin güvenceye alınması bakımından gerekli tüm önlemleri alması açısından devlete ödev yüklemiştir.
Dolayısıyla velayete ilişkin düzenlemeler kamu düzenindendir. Kamu düzenine ilişkin olmasının bir takım sonuçları vardır.
Velayete ilişkin davalar basit yargılama usulüne göre gerçekleştirilir. Bunun anlamı bir an önce bu hususun sonuçlandırılması, velayete ilişkin mahkeme hakiminin ivedi bir şekilde karar verilmesini temin etmektir.
Bu husus çok önemlidir. Çünkü eskiden velayete ilişkin bir dava açıldığında dava sonuçlanıncaya kadar geçen süreçte velayeti istenen çocuk erginliğe ulaşıyordu. Çünkü yargılama süreci gerçekten çok uzundu. Bu nedenle basit yargılama usulüne tabi tutulmuş bir an önce bu uyuşmazlığın sonuçlandırılması amaçlanmıştır.
Velayete ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen araştırma ilkesi uygulanır. Yani hakim taraflarca bildirilmeyen, anlatılmayan ve dava konusu edilmeyen hususları dahi çocuğun yüksek yararı nedeniyle kendisi bulup uygulayacaktır. Taraflar dava dilekçesinde ileri sürmedikleri bir hususu yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceklerdir. İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı uygulanmayacaktır.
Velayete ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece verilen kararlar istinaf edildiğinde istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi bu konuda bir istinaf sebebi bulunmasa da, taraflar ileri sürmese dahi tarafların talebi bulunmasa da çocuğun üstün yararını nazara alarak karar verecektir. Bazen istinaf eden kişinin rızası dışında bir karar çıkması dahi mümkündür.
Velayete ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme hakimi tarafından verilen karar şekli anlamda kesin hüküm oluşturup maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bunun pratik anlamı şudur. Bir uyuşmazlık yargılamaya konu edildiğinde ve mahkemece bu konuda bir karar verildiğinde, söz konusu kararın kesinleşmesi üzerine artık bir daha aynı konuya ilişkin aynı olaya ilişkin aynı vakıaya ilişkin bir daha dava açamazsınız. Oysa velayet davasında mahkemece karar verilse bile yeni bir dava açılması mümkündür. Örneğin velayet eşlerden bir tanesine verilmiş olsun, bu konudaki karar kesinleşmiş olsun. Kararın kesinleşmesinin akabinde velayetin kaldırılmasını gerektiren bir durum ortaya çıktığında velayetin değiştirilmesi davası açılması mümkündür. Velayet hususu tekrar dava konusu edilebilir.
Boşanma davalarının belki de en önemli mesai harcanan bölümlerinden bir tanesi velayet hususudur. Velayet davaları konusunda uzman bir boşanma avukatı sürecin etkin ve profesyonel şekilde yürütülmesi konusunda size çok büyük imkanlar sunacaktır. 
Unutmayın boşanma avukatınız yok ise hukuk yargılamasının çöllerinde rehber ve kılavuzunuz olmadan devam ediyorsunuz demektir. 
0 notes
davetchy · 5 years
Text
Anlaşmalı Boşanma Davasında “Protokol”
Türkiye’de en hızlı, en ucuz ve en kolay boşanma şekli Anlaşmalı Boşanma Davasıdır. Anlaşmalı boşanma davasının en önemli unsuru ise Boşanma Protokolüdür. Boşanma protokolünü gelin beraber yakından inceleyelim. Anlaşmalı boşanma davası için taraflar arasındaki evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ve çocuklara ilişkin konularda mutabakata varması ve bu anlaşmayı içerir protokolü imzalayarak dava açılması gerekir. Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nedir? Anlaşmalı Boşanma Protokolü, eşlerin boşanma konusunda iradelerinin, boşanma sonucunda çocukların velayetinin kimin yanında kalacağı, velayet kendisinde bulunmayan eş ile çocuk arasında şahsi ilişkinin ne şekilde kurulacağı, çocuk için iştirak nafakası miktarının, eşler için yoksulluk nafakası verilip verilmeyeceği, maddi ve manevi tazminat talepleri, ziynet eşyası alacağı, boşanma sonrasında kadın eşin hangi soyadını kullanacağı, tarafların evlilik süresince edindikleri malları hangi koşullarda ve ne şekilde paylaştıkları hususundaki iradelerinin yer aldığı anlaşmalı boşanma davasının adeta temeli ve esası niteliğinde bir belgedir. 
Tumblr media
Taraflar mahkemeye “biz bu şartlar altında boşanmak istiyoruz” demektedirler. Bu nedenle Boşanma Protokolünün konusunda uzman tecrübeli bir boşanma avukatı tarafından hazırlanması, protokol maddelerinin detaylandırılması ve her bir protokol maddesinin hukuk dünyasında doğuracağı muhtemel etkileri hakkında detaylı bilgileri almalısınız. Protokoldeki bir tek madde dahi telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebebiyet verebilir. Bu nedenle en az çekişmeli bir boşanma davası kadar dikkat ve özen göstermelisiniz. 
Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokol Neden Bu Kadar Önemlidir? 
Bunun üç temel nedeni var: Birincisi : Anlaşmalı Boşanma Davasında mahkeme hakimi, taraflar arasındaki geçimsizliğin ne olduğunu, kimden kaynaklandığını sormayacaktır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylar, geçimsizlik nedenleri, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kimin kusurlu olduğu konusunu araştırmayacaktır. 
Protokol maddelerindeki hususlar hakkında bilgi de vermeyecektir. Protokolde yer alan maddeler hakkında size bilgi verilmediği gibi söz konusu maddelerin ileride doğuracağı etkiler hakkında da bir uyarı yapılmayacaktır. 
Dolayısıyla protokol ile birlikte taraflar boşanma iradelerinin protokoldeki maddeler doğrultusunda olduğunu ve bu şekilde boşanmak istediklerini belirtmektedirler. Hakim tarafların bu iradelerinin kendi menfaatlerine olup olmadığını araştırmayacaktır. 
Örneğin, Hakim eşlerden birisini “sen neden tazminat istemiyorsun” veya “senin istediğin nafaka çok az” şeklinde bir şey söylemesi mümkün değildir. İkincisi : Anlaşmalı Boşanma Davasında tarafların hazırlayarak mahkemeye ibraz ettikleri ve duruşmada imzalarını ikrar (yani duruşmada “evet bu imza bana aittir” diye doğrulamak) ettikleri Anlaşmalı Boşanma Protokolü  boşanma kararının eki sayılacaktır. 
Yani Anlaşmalı Boşanma Davası neticesinde tarafların boşanmalarına karar verilmekte ve tarafların hazırladıkları Anlaşmalı Boşanma Protokolü, Mahkeme Kararı Gücü Kazanmaktadır!
Dolayısıyla taraflar adeta mahkeme kararını kendi aralarında hazırlamış olmaktadır. Mahkeme kararı kesinleştikten sonra artık belirli istisnalar dışında bu protokolde kararlaştırdıkları hususlardan dönüş yapamazlar. 
Üçüncüsü: Anlaşmalı boşanma davasında protokolde bazı haklardan vazgeçilmesi, bu hakların talep edilmemesi halinde artık başka bir dava ile tekrar talep edilmesini imkansız kılar. 
Örneğin Anlaşmalı Boşanma Protokolünde “ben manevi tazminat istemiyorum” diyen bir kişinin, boşanma gerçekleştikten sonra ayrı bir dava şeklinde manevi tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. 
Dolayısıyla böylesi etkileri ve sonuçları bulunan Anlaşmalı Boşanma Protokolü’nün konusunda uzman ve tecrübeli bir boşanma avukatının yardımıyla hazırlamalı ya da beraber incelemelidir. Boşanma Avukatının size vereceği bilgiler doğrultusunda kararınızı vermelisiniz. 
Unutmayın vereceğiniz yanlış bir karar tüm hayatınız boyunca katlanmak zorunda kalacağınız bir mağduriyete sebebiyet verecektir. Boşanma avukatınıza mutlaka danışarak ve hukuki yardımından yararlanarak adım atmalısınız.
0 notes