Tumgik
dibbb · 1 year
Text
Benim ruhum senin ruhundan uzun.
2 notes · View notes
dibbb · 8 years
Text
bir su kaplumbağam vardı, öldü. kedimi hiç tanımadığım birine emanet ettim, alamadım geri. kalbimide öyle. hiçbir şeyin hiçbir zaman diliminde güzel olacağı yoktu. yine de ben hep aynı haltı yedim; inandım o cümleye. her şeyin güzel olacağından bahseden hani. en sonunda kurudu hep pencere önündeki menekşelerim. annem gibi çiçek yetiştiremedim ben hiç. onun kadar sevilmediğimden belki, konuşamadım dostummuşçasına menekşeyle. yarım yamalak cümleler duydum hep. ucu açık... hikayelerin yarısını hep bize tamamlatıyorlar! ben biliyorum ki canımıza okuyan kendi hayalgücümüzden başkası değil ama sen kapa gözlerini! bilme bunu ki hayal kurmaya devam edebil. ve kimse haykırmıyor di mi çok sevdiğini falan? çünkü kimse zaten sevemiyor çok. hani bi şeye inanmıştım: bizi diri tutan sevgiydi. şimdii o yüzden mi bunca ölü can? o yüzden mi kurur menekşeler.
1 note · View note
dibbb · 8 years
Text
Ne bir öküzün boynuzlarının tepesindeyiz ne de mavi gözlü bir devin gözlerinin içinde. Biz uzay boşluğunda durmaksızın kendi etrafında dönen deli bir gezegendeyiz. Ve daha küçükken bizi eğlendiren o dönüş, zaman geçtikçe başımızı döndürüp midemizi bulandırdı.
0 notes
dibbb · 9 years
Photo
Tumblr media
aslında insan böyle birşey hafız..
6K notes · View notes
dibbb · 9 years
Text
Bi hayat var yaşadıkça midemi bulandıran. Ve yaşadıkça daha çok yaşamam için heyecanlandıran. Sadece bi hayat var. Ne olacaksa, ne yaşanacaksa... Üzülmek için de, mutluluktan uçmak için de tek bi hayat. Hayat bu hayat. Acele etmek lazım.
0 notes
dibbb · 9 years
Text
alın yazım on iki punto italik
0 notes
dibbb · 9 years
Text
Şimdi bi biranin son yudumusun. Bi arkadaşın omzunda teselli. Pismanlik ya hani. Pismanligin tanımını yapamazlar beni dinlemeden. Tanımını yapamazlar özlemenin.  Ya da aşk ya hani bu. Yok iste öyle değil o.
2 notes · View notes
dibbb · 9 years
Text
tüm bu olanları anlayarak insanların arasında yaşamaktansa bi ejderhanın midesiyle bağırsakları arasındaki yolda ilerlemeyi tercih ederdim.
1 note · View note
dibbb · 9 years
Photo
Tumblr media
Varsın her şey sonraya kalsın
Sonraya, en sonraya
Sözgelimi iki bin altı yüz kırk bir mil.
Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse
O kadar yakın kalplerimiz birbirine
Ölü bir denizi bile bir tartışmaya çevirdik
Kayaları taş devrine göre ölçtük biçtik
Kalemlerimizi kesilmiş çiçek sapları gibi attık
Kapıları açarken birbirimize ağladık.
  (Ne kadar da çok severmişiz birbirimizi
Sahi ne kadar da çok severmişiz
Yıllarca, yüzyıllarca öpüştük
Sigaralar tuttuk, içkilerin en iyisini sunduk
İstersen bu gece burada kal, dedik
Sağlığımızı sorduk, bir sürü ilaç adları saydık
Sık sık görüşelim, olmaz mı dedik
İyi bildiğimiz ne varsa yaptık, ayrıldık
Ortada
Her zamanki gibi bir karanfil kaldı.)
Köşedeki tütüncü silaha çevirdi sigaralarını
Ödemesi çok güç sigaralara
Manav yarı anlamlı güldü biz geçerken
Eriklerden, çileklerden, o canım kirazlardan bile utanmadan
Hani o çocukluk küpesi olan kirazlardan
Hani rengi içimize göre değişen: mor, mavi, pembe, sarı
İlk defa merhaba dedi bir balıkçı
Çırparaktan elindeki suyu ölgün bizlere
Sigarası dudağında:merhaba!
Ya peki biz ne dedik, ne dedik
Yoldaki bir taşı şöyle bir kenara koyduk
Yakamıza rastgele bir çiçek iliştirdik
Su satılan dükkanlara baktık ,yüzümüz cam cam ışıdı
Ve leylak kokuları gibi kendi kokumuza uzandık
Köşeyi döndük, bütün köşeleri hızla döndük
Su birikintilerinin ağaçlandığı eski bir sokağın tarihinde
Şöyle yazdı:
Her şey sonraya kaldı.
  Ey ayaklarımızın dibindeki yoksul gül
Gölgesi yüreklerimizin
Öfkemiz sevgiye benziyor şimdi, sevgimiz öfkeye
Ve tartışmaya çevirdiğimiz deniz ölüler bırakıyor
Çıplak ölüler
Birbirine kenetlenmiş ölüler halinde.
  Bir otobüse biniyoruz, sahiden biniyor muyuz
Söyle, nerde “Göğe bakma durakları”, nerde
Birinin elinde gazete ve süt
Gazete mi, evet gazete
Bütün manşetler tutsaklığı ve yenilgiyi çağrıştırıyor
Paramızı veriyoruz, üstünü alıyoruz, bozuk paralar
Cebimizde nikel
Cebimizde sarılmış ölüler halinde.
  Her şey bir hızlı adım olmamaya
Ama gün gibi taptaze bir umut gözlerimizde
Saatlerimize bakıyoruz hiç yoktan
Çok uzaklara bakmaktır, diyoruz, durmadan saate bakmak
Yemyeşil bir su takılıyor akrebe, bir çavlan
Yüzü akide gibi parlayan bir gün takılıyor yelkovana
Anılardan anılardan çoktan vazgeçtik
Yaşadığımız bugün nasıl
Güzelliğimiz hangi güzellik.
  Biliyor muyuz, hayır, bilmiyoruz da
Acılarımızdan bir yaz kurduk onarıyoruz
Belki bir hazırlık bu başka yazlara
Yakın yazlara, uzak yazlara
Çünkü her şey eskiye kaldı, anılar bile
Her şey, ama her şey eskiye kaldı
Vakit yok bir daha yemyeşil eylül tramvaylarına.
“Kirli Ağustos”
108 notes · View notes
dibbb · 9 years
Text
Bunca insanın hayal kırıklığı olmayı nasıl başardım. Nasıl üzgünüm, çizebilsem keşke bunu.
2 notes · View notes
dibbb · 9 years
Text
unutmadım. unutmadık.
Bugün Mayıs 21 Takvimin bu yaprağının yılı yok benim ve benim gibi milyonlar için. 151 yıldır 1864'tür yıl. Hep sürgündedir ruhumuz. Bu yüzdendir hep eksik oluşumuz. Qafenin gözlerimizi dolduruşu bu yüzdendir biraz. Şeşenin asi tavırları başkadır artık. Bir buçuk asırdır aynı acı... Bir buçuk milyon çerkesdik. Sürüldük vatanımızdan kırk ayrı bilinmezliğe. Dil bilmeden anladık gittiğimiz yerin derdini, gayesini Anlaştık. Üç asırlık savaştan çıktık. Kadınlarımızı tecavüzden, daha anne karnındaki bebeklerimizi ölümden kurtaramadan soykırıma maruz bırakıldık. Yıllarca atalarımızın kemiklerini vurdu kıyıya Karadeniz. Kuşlar cesetlerin saçlarından yaptı yuvalarını da, yine yılmadık esarete olan savaşımızdan. Akıttık kanımızı bize kollarını açan bu ülke içinde. Minnet duyduk. Ama bana sorcak olursanız kırgınım şimdilerde. Türkçe nedir bilmeden geldik savaştıkta; Gün geldi kendi dilimizi bilmez olduk.
1 note · View note
dibbb · 9 years
Text
... seni bir yabancı gibi karşıma alıp bunun dayanıklı bir şey olmadığını sürekli kılınamadığını, çünkü aşkın yapılan bir şey olmadığını, başlangıçta bir melek konduğunu sonunda bir kelebek öldüğünü, yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın bir korkular ve alışkanlıklar bütünü olduğunu, bütün bunları sana nasıl anlatacağım? ...
4 notes · View notes
dibbb · 9 years
Quote
Senin dahil olmadığın seninle ilgili hatıralarım da var benim, onları bilmene olanak yok tabi. Öylesine içimdesin ki, fiziksel yokluğun neredeyse hissedilmiyor. Bu senin, sahilimde bıraktığın ayak izleri, varlığının bana bağışladığı sessiz melodin. Sadece seni düşünüyorum. Bir önceki gün seni ilk defa kollarıma aldım ve beni o an istila ettin. Seni anlatan cümleler geliyor aklıma, not alıyorum amaçsızca. Bir efsaneye göre Şostakoviç'in kafatasına saplanan bir şarapnel parçası, eğer kafasını belirli bir şekilde eğerse onun müzik duymasını sağlarmış. Sen benim Şostakoviç'in kafatasına saplanan şarapnel parçamsın. Şostakoviç'in kafatasına saplanan şarapnel parçası güzel bir roman adı olurdu. Hayat sonsuz sayıda güzel roman adıyla doludur.
2 notes · View notes
dibbb · 9 years
Text
aynı şeyleri düşündüğüm için utanıyorum bazen. hiç durmadan akan zamana hakaret gibi bi şey bu. çünkü zaman unuttururdu, öyle söylemişlerdi.
0 notes
dibbb · 10 years
Text
insanlar katılaşmadan önce, kırılganlığın katı varlıklar için var olduğunu yok sayıyor.
0 notes
dibbb · 10 years
Text
kurgucuk
kapatıyorum gözlerimi. yukarıdayım. en yukarıda. kim varsa ben dışında, hepsi orda, zeminde. böcek gibiler. çoklar. tiksinerek bakıyorum hepsine. bir kaçını görüyorum. eski arkadaşım. erkek arkadaşım. akraba. sigara aldığım büfedeki amca. alt komşumun oğlu. lisedeki matematikçi. vs... diyorum ki; Dünya Çocukların Olsa'daki gibi dök üzerlerine kızgın lavları. sadece çocuklar kalsın geriye. sonra bi ses! "sen tanrı değilsin, aç gözlerini." evet diyorum. içimden diyorum evet. yakınıyorım birazda "kurguda rahat bırakın bari!" son kez bakıyorum hepsine. yine tiksinerek. kaldırıyorum gözkapaklarımı gözlerimin üzerinden. yine aynı oda. aynı duvar. duvardaki poster zaten hep aynı. aynı şarkıyı açıyorum. biraz öncekinin aynısı bir sigara sarıyorum. hay aksi! ince oldu bu biraz. ateş hep aynı. duman karanlığı deliyor.
0 notes
dibbb · 10 years
Text
Gerdek gecesinde patlattığı zarı dünyaya ilan etmek için kanlı çarşafı sopaya takıp evinin damına asan insan, büyüyüp de iktidarı ele geçirirse, toplumun zarını patlattığını kanıtlamak için şehrin tam ortasına gökdelen diker.
21 notes · View notes