dideberah

[dideberah]

Şey, aslında, yani... Böyle bir anda utandım da... Hay Allah. Ne yapsak? Şimdi böyle ciddi ciddi konuşunca bir anda saçma oldu ama... Tam anlamıyla şahaneydi. Onca yıl. Her şey sığmaz aslında onca yıla... ama sığdı. İyi mi oldu? Bence bayağı iyi oldu. Ee, yani diyeceğim şu ki yani eğer söylemem gerekirse... teşekkür ederim. Tanıştığımıza çok sevindim. Gibi bir şey. Öyle bir şey... Teşekkür etmiş miydim?

[dideberah]

[dideberah]

İnsanın kendi belirsizliğine rağmen etrafında bir kesinlik araması ne tuhaf.

[dideberah]

Uğruna ölümlere gidip geldiğim,

Haberin var mı?

[dideberah]

Başlarım böyle aşkın ıstırabına Osman, ben artık istemiyorum.

[dideberah]

Sükût, ruhu temizleyen bir tür oruç gibiydi. Yalanlardan, kendini dünyaya beğendirme kaygılarından uzakta, neysen o olmak demekti.

[dideberah]

Oysa sen kolay kolay terk edemeyecek kadar düşkünsündür hüznüne. Barışamayacak kadar da küskün. Acı çekmenin insanı temizleyen bir yanı olduğuna inanırdın galiba, yaralarında nefeslenirdin. Mutluluğa atılmış adımlarla alay ettin hep, onları küçümsedin.

Oysa yaralarıyla değil, kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin...

[dideberah]

Ama böyle küslük yapma. Bak geçen 3500 yılın sadece 230 yılında barış içinde yaşamış dünya. Gel bu ayıba ortak olma!

Ben bunu kullanırım, çalışır gibime geliyor.

[dideberah]

Peki ama neden durup dururken çıktın şimdi ortaya? Kurbanını mı özledin, cinayetini mi, yoksa eski masum günlerimizi mi? Geçmişte ve oraya ait kimselerde en çok kendi masumiyetini özler insan, bilirim. Şayet aradığın oysa, kaybettiğini artık bende bulamazsın kardeşim, en başından söyleyeyim.

[dideberah]

toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

[dideberah]

bir hilâl uğruna ya Rab,

ne güneşler batıyor...

[dideberah]

Sen bana acımı dindirmeyi öğrettin, çektiklerime gözyaşı döktün. Ve bu.. Bu beni samimiyetin gücüne inandırdı.

[dideberah]

Şimdi böyle usul usul yatıyorsun ya hayret ediyorum. Seni ilk tanıdığımda mümkün değil susmuyordun. İtiraf ediyorum önceleri hakiki bir cadı olduğunu düşünmüştüm. Sonra nasıl oldu bilmiyorum. Bir gün bir baktım sana hayran olmuşum. Tutkuna, cesaretine, dik başlılığına... Hayranlık aşka dönüşmesin diye çok çabaladım. Çok çabaladım ama ben aşık olmadım Hilal, aşka düştüm...

[dideberah]

İkimiz de hiç ölmeyecek gibi gülersin.

[dideberah]

Obvio, The Samurai-Plus.

[dideberah]

acı çekmiş ve parçalanmış insanların bizden bir eksikleri olduğunu düşünüyoruz.

peki, ya fazlaları varsa?

[dideberah]

+Bu anlaşmayı üstteki katlarla da yapmamız gerek.

- O imkânsız hanımefendi.

+Neden?