diyet34com-blog
diyet34com-blog
Diyet34.Com
1K posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - İlginç zayıflama hikayeleri
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/ilginc-zayiflama-hikayeleri/
İlginç zayıflama hikayeleri
Tüm kurallara uymasına rağmen bazı kişilerde ‘diyet’ tek başına yeterli olmaz. Bugün, diyetle motivasyon ilişkisi üzerinde durmak istiyorum
Dilara KoçakBesinler hayatta kalması için vücudumuzun yakıtıdır. Fizyolojik olarak midenizde gurul gurul ses duyulmasıysa artık yemek zilinin çaldığının habercisi tabii. Ancak her zaman yemeğe başlama zili ve yemeğin bitiş zili doğru çalmayabiliyor. Yeme sebebimizi duygularımız, bilinçaltımız önemli derecede etkiliyor. Çok sık kilo alıp verenler, obez olmasına karşın kilo verme motivasyonunda tam başarı elde edemeyenler, “Kilo vermeyi çok istiyorum ama yapamıyorum” diyen bireylerin tedavisinde ‘diyet’ tek başına çözüm olarak düşünülürse büyük hata yapılmış olur. Önce bireyin sağlık durumu özellikle bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanı tarafından gözden geçirilmeli, ihtiyaç varsa ilaç tedavisiyle yanında mutlaka diyetisyen ve psikolog işbirliği olmalıdır. Uygun egzersizin önemi de tabii unutulmamalı. Ben bugün psikolog desteğiyle motivasyon ilişkisi üzerinde durmak istedim. Bunun için Mezura Kliniği psikologumuz bazı hikayeler paylaştı benimle. Bakalım Psikolog Sevilay Sitrava Günenç neler anlatıyor:
“ÖNCELİĞİM ARTIK ‘BEN’İM”53 yaşında olan H. S. çok yakın bir arkadaşının desteği ve biraz da olumlu ‘baskısı’ sonucunda kilo vermek üzere kliniğimize geldi. Ancak geldiğinde, kendisine pek güvenemediğini belirtti. Bunun sebebi olarak da, insanlara ‘hayır’ diyemediğini ve onların beklentilerine göre hayatını şekillendirdiğini ifade etti. Bu durumdan her ne kadar rahatsız olsa da, bir türlü değiştirememekten şikâyetçiydi. Diğer insanlara öncelik verdiğinde, onların beklentilerini karşılamak için çabaladığında kendisinin kazancı yerine kayıplarının olduğuna kanaat getirdi. Bu kayıplardan birisi de, kilo verememek ve bundan dolayı daha da mutsuz olmaktı.
NASIL BAŞARDI?Danışan, kendisini değiştirmek için çok çabaladı. Önceliğini kendisi yapmak o kadar kolay değildi. Karşısındakilerin beklentilerini karşılamadığında, ‘kötü’ bir şey yapmış gibi hissediyordu. Ancak bir yandan seçimleri, istekleri duruyordu.Danışanın bu durumu farkına varması, süreci hızlandıran en önemli unsurdu. Öncelikle apartman görevlisi gibi gündelik yaşantısında daha uzak ilişkisi olduğu kişilerle, birkaç denemeden sonra, hiçbir şeyin sandığı gibi kötü gitmemesini deneyimledi. Daha sonra, daha yakın ilişkileri olan kişilere sınır koymayı denedi. Danışan kendisini üç ayın sonunda istediği kiloda gördü. Bu, kendisiyle verdiği mücadele sonucunda aldığı önemli bir başarıydı. Artık önceliklerine kulak vermenin kendisini daha mutlu edeceğine inandı. Bunu uygun bir dille arkadaşlarına, ailesine ve dostlarına ifade ettiğinde, hiçbir şeyin zor olmadığını deneyimledi.
“YEMEK YEME SEBEBİMİ BULDUM!”22 yaşında olan ve bedenine önem veren K.G.’nin vermek istediği kiloları vardı. Bu kiloyu vermek o kadar da kolay değildi onun için. İstediklerini yemek ve sağlıklı beslenme arasında kendisini bazı zamanlarda zora soktuğunu düşünüyordu. Gerçekten sağlıklı beslenmek için, zorunluluktan mı seçimlerini yapıyordu? Yoksa, canı istediği için mi sağlıklı besinleri yiyordu?
NASIL BAŞARDI?Bu süreçte öncelikle sağlıklı beslenmenin, danışanın hayatında ne anlama geldiğini belirlemek ilk adımlardan birisi oldu. Sağlıklı beslenmek için ‘yenebilir yemekler listesi’ oluşturmak danışan için bir yoldu. Ancak artık kendisini mahrum hissetmeye başlamıştı, çünkü diğer birçok besini de tatmak, hayatına sokmak istiyordu. Bir yandan da, kilo alma endişesi taşıyordu. Bu ikisi arasında denge kurmak önemliydi. Ne yediği kadar, ‘neden’ yediği de bir diğer önemli kısımdı. Konuşmalar, yaşananlar ve farkındalıklar sonucunda, danışan kendisinin yeme sebebini buldu! Danışanın, annesiyle olan ilişkisi yemesinde etkiliydi. Bir yanı annesinin kendisi için yemek seçimleri yapmasına kızarken, bir yanı bundan kopamıyordu. Evde değişik türden ve kaloriden yemekler pişerken, danışanın yiyebildikleri sınırlıydı. Bu ‘yenebilenler listesi’nin büyük çoğunluğu danışanın damak tadına göre değil, annesinin ‘zihin’ tadına göreydi. Seanslar boyunca bütün bunları keşfetmek danışan için her ne kadar zorlu olsa da, sonuca gitmede en etkili sebeplerdi. Yemeklerini annesinin seçtiklerinden ayırmak ve kendisini de annesinden ayrıştırmak için danışanın kendi bedenini dinlemesi ve yemek seçimlerini bu şekilde belirlemesi kendisinin yemekle ilişkisini düzenledi. Canı istediği zaman ve zihninde ne kadar yiyeceğini belirlediği zaman istediği her şeyi yiyordu. Böyle olunca, hem diyet, hem de hayat danışan için daha kolay olmuştu. Canı neyi istiyorsa, onu yedi. Yerken, hem miktarını kontrol etti, hem de dengeli beslenmeyi. Böylece, hayatına dengeli ve sağlıklı beslenmeyi adapte edebildi.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Kilo alamıyor musunuz?
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/kilo-alamiyor-musunuz/
Kilo alamıyor musunuz?
Kilo almak için temel çözüm; harcadığınızdan fazla kalori almaktır.
Dilara Koçak
Merhaba,23 yaşında bir erkeğim. Benim sıkıntım, çok zayıf olmam. Kilo almak istiyorum ama ne yaparsam yapayım başarılı olamıyorum. Kendimi çok mutsuz hissediyorum. Yardımcı olur musunuz? M.T.Merhaba,
Kilo almak için temel çözüm; harcadığınızdan fazla kalori almaktır. Ancak bu her şeyi yemek veya ne bulursan atıştırmak anlamına da gelmiyor. Öncelikle sağlık kontrolü için endokrinoloji ve metabolizma uzmanına başvurulmalı, kilo alma programının metabolik olarak herhangi bir engeli olup olmadığı öğrenilmelidir. Programlı beslenmek, kilo almanın anahtarı niteliğindedir. En az altı öğün beslenmek ve takip eden öğünler arasında 2-3 saati geçmemek önemlidir. Kilo alma başlangıcında sevindiren kilo artışının sağlıklı olması için kas hacmini artıracak ağırlık çalışması içeren egzersiz de unutulmamalıdır. Haftada 2-3 kez mutlaka ağırlık çalışması yapılmalıdır. Başarılı kilo alma programı için her bir öğün için düşünmek ve emek vermek gerekir. Sizin için hazırladığımız örnek beslenme programını aşağıda bulabilirsiniz.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Acai üzümü ve faydaları
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/acai-uzumu-ve-faydalari/
Acai üzümü ve faydaları
Lezzetli ve sağlık kazandırıcı bir meyve olmasıyla tanınan Acai, son yıllarda tüm dünya tarafından tanınmaya başlandı. Peki, ne oldu da bu meyve bu kadar ünlendi?
Sağlıklı yaşam için dünyada 1 numaralı Süper Meyve lakabıyla bilinen Acai üzümünün ana vatanı Güney Amerika. Brezilya’nın yemyeşil Amazon yağmur ormanlarında bulunan palmiye ağaçlarında yetişiyor ve Brezilya halkı tarafından bolca tüketiliyor. İşte bu yüzden Brezilyalıların şişman olmamasının en büyük sebebi de Acai olarak gösteriliyor.Buna neden olan, yapılan çalışmalarda Acai üzümünün doğadaki en yüksek antioksidan oranına ve yoğunluğuna sahip meyve olduğunun açıklanması oldu.
Peki, bunlar neler?Acai, sütten bile fazla kalsiyum, böğürtlenden daha fazla antioksidan, vitamin haplarından daha fazla besleyici madde içeriyor.İçeriğinde omega 3, omega 6, omega 9, Vitamin A, Vitamin B, vitamin C, vitamin E, polifenol, fitosterol, antosiyonin, demir, potasyum, fosfor ve kalsiyum gibi sağlığa faydalı birçok bileşen mevcut. Acai meyvesinde bulunan antioksidanlar bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlıyor, sindirimi ve hazmı kolaylaştırıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Sahip olduğu esansiyel yağ asitleri, yüksek miktarda aminoasit ve yoğun antioksidan içeriğiyle; metabolizmanın düzenlenmesinde, fiziksel aktivite esnasında kasların çalışmasında ve gelişmesinde çok etkili.
Acai üzümü ayrıca yüksek miktarda lif içeriyor, lif yönünden zengin gıdalarla beslenmek çok fazla yemeden tokluk hissi sağlıyor, yani iştah kontrol altına alınıyor, yeme arzusunu bastırılarak, daha kolay kilo verilebiliyor. Avrupa’da zayıflamak isteyen milyonların en büyük yardımcısı olan, Hollywood yıldızlarının gizli formülü olarak adlandırılan Acai ile zayıflamak düşündüğünüzden çok daha kolay….
Sağlıklı ve kalıcı zayıflamanın etkili formülü Acai için Tıklayınız….
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - 10 kilo veren mutlu şef!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/10-kilo-veren-mutlu-sef/
10 kilo veren mutlu şef!
Her gazetenin bir köşesinde göreceğiniz cinsten zayıflama yöntemi değil bu hafta anlatacaklarım.
Özgür Şef
Zaten nasıl zayıflayacağınızı anlatmak, benim haddim değil. “Kelin ilacı olsa başına sürer” derler ya, 100 kiloluk bir adamın zayıflama reçetesi de pek güvenilir olmaz…
Kilo sorunumu yıllardır hiç bir diyetisyene anlatamadım. Hangi diyetisyene gitsem aynı hikaye, biri diğerinden farklı değil. Diyetisyenlerin gözleri, yemekleri kerat cetveli gibi görüyor, kayısıyı kibrit kutusu kadar peynirle çarpıp akşam yemeğinde bir avuç yeşillikle sunuyorlar. Ama biz yemeklere öyle mi bakıyoruz?
Baş döndüren tatlar
Sadık Usta’nın o güzel dönerinin kokusu, kuzu tandırın insanı delirten görüntüsü, kocaman bir hamburgerden aldığın ilk ısırık ve sonrasında beynin sol tarafında hissedilen o tatmin duygusu… Doktorum, bana bunun bir reçetesini yazar mısın? Ben yemeklere böyle bakıyorum, ara öğünde açlığımı bastırsın diye verdiğin elma beni mutlu etmiyor. Doktorun bu noktada yapacağı bir şey yok onlar bizi anlamıyor. O zaman başka çözümler aramalı.
Aman kanmayın
Birkaç senedir televizyonlarda kanal kanal sabah programlarını aşındıran çakma profesörler var, kendilerini doktor sananlar hani… Kanserin, kısırlığın ve zayıflamanın çaresini bulmuşlar. Bunların formullerini mi denemeli acaba? Kimisi Uganda Üniversitesi’nde tütün profesörü kimisi makina mühendisi ama kendilerini insan hayatı kurtarmaya adamışlar! Çeşit çeşit ilaçlar türetip insanlara satıyorlar ve bu da yetmiyor benim zeki halkım bunları o kadar seyrediyor ki reyting rekorları kırıyorlar.
Kendi adıma şu kadarını söyleyeyim; ben bunların verdiği hiçbir reçeteyi uygulamam. Peki geriye ne kaldı? Her kanalda bağıra bağıra satılan şu çilek hapları var: Altın çilek, bakır çilek, teneke kayısı gibi. “Bir kutu alana beş kutu bedava, 10 günde 10 kilo vermek garanti” diye yine benim akıllı halkımı kandırmaya çalışan bir avuç ticaret uzmanı var.
Kendi doktorunuz olun
Bu konu diğerinden de vahim çünkü kanundaki bazı boşlukları yakalayarak bu ilaçları satmaya çalışıyorlar. Çok merak ediyorum Sağlık Bakanlığı ne zaman harekete geçecek? Allah aşkına bırakın bunları. İnsan önce kendinin doktoru olmalı sonra tıp uzmanından bilinçli yardım almalı. Bir diyetisyen sizin yaşantınızı tanıyamaz o yüzden diyetisyenden aldığınız bilgiler işinize yaramayabilir. Önce vücudunuzun işleyişini iyi tanıyın sonra yardım alın, göreceksiniz hayatınız değişecek!
Ezbere yaptığınız her diyet en kısa zamanda size kilo olarak geri dönecek. Peki ben ne yaptım? Bu arada sanki bir ayda filinta gibi mi oldum? Hayır elbette! Olmadım ama vücudum daha sağlıklı işlediği için hayatımda her şey kolaylaştı ve düzene girdi. Kısaca; akşam 7’den sonra yemeği kestim, daha çok merdiven inip çıkmaya başladım, vakit buldukça sporumu yaptım, daha sık ama daha az yemeğe başladım. Beyaz unu, yağı azalttım ve kendimi dinlemeye başladım. İşte bunların sonucu eşittir bir ayda 10 kilo veren mutlu bir şef!
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Kola yerine şalgam için!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/kola-yerine-salgam-icin/
Kola yerine şalgam için!
’Yaşanabilir Bir Dünya İçin Elele’ konulu konferansta, “Kola yerine şalgam için” mesajı verildi.
Sigara ile Savaş Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural, ’Yaşanabilir Bir Dünya İçin Elele’ konulu konferansta, “Kola yerine şalgam için” dedi.Melikşah Üniversitesi İİBF–Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda Üniversite Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın Öğrenci Konseyi ile beraber yürüttüğü “Dumansız Kampus Projesi’nin final programına İTÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, Sigara ile Savaş Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural katıldı. Prof.Dr. Kural, şöyle dedi:
“Yaşanabilir Bir Dünya İçin Elele’ konulu konferans verdi. Zamanın anlardan ibaret olduğunu, bugünü iyi değerlendirmelerini öğrencilere töneren Prof.Dr. Orhan Kural, 226 ülkeye gittiği yerlerin fotoğrafları ve oralarda katıldığı programlardan oluşan slayt gösterisi izletti. Gösteri ardından gittiği ülkelerde tuttuğu notlardan oluşan ve Portekizce ve Rusçaya çevirisi yapılan “Dünya İçin Bir şeyler Düşün” adlı kitabını tanıttı.
Öğrencilere zararlı yiyecek içecek ve insan sağlığına zararlı ürünlerin insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisinden söz eden Prof.Dr. Orhan Kural, şöyle devam etti:
“Kola içmeyin bunların yerine sağlıklı, hem de milli içeceğimiz olan şalgam için. Hamburger de tüketmeyin, bunların yerine Kayserimizin mantısı gibi size zararı dokunmayacak yararlı ürünleri tüketin. Naylon da zararlı, bunun yerine eskiden olduğu gibi kese kâğıtları tercih edin. Şimdiye kadar 226 ülke gezdim bunları anlatmak için. Çok yaşamak istemiyorum ama sizler için yaşamaya devam etmek istiyorum. Yaşam için yeşil alanlar çok önemli. Bugün şehirlerin gelişmişlik göstergesi yeşil alan olmaktan çıktı, binalar şehirleri sarmaya devam ediyor.”
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Stres ve fazla kilolar
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/stres-ve-fazla-kilolar/
Stres ve fazla kilolar
Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler.
Bu yüzden iş değişikliği, boşanma veya bireylerin bir yakınını kaybetmesi gibi durumlarda hızlı ve ani kilo değişiklikleri gözlenebilir
Günlük yaşam içinde çok kullandığımız bir kelime oldu ‘stres’. Baş ağrısı, uykusuzluk, gerginlik, aşırı yemek yeme gibi birçok durum çözülemediğinde stres kaynaklı diye düşünülebiliyor. Psikologlara göre stres onu zihninde taşıyan kişiye aittir ve her insan her olaya aynı tepkiyi vermez. Birisi çok kaygılanır, diğeri tükenmişlik duygusu yaşar, başkası umursamaz. Benzer türde bir olay farklı kişilerde, hatta bazen aynı insanda farklı zamanlarda farklı tepkiler ortaya çıkarabilir, bu konuda genelleme yapılamaz. Burada en önemli değişken bireye özgü farklılıklar gösteren psikolojik mekanizmalardır.
Bir olayı algılayışımız ve onunla başa çıkabilecek becerilerimizin gücü o olayı stresli veya stres yaratmayan olarak değerlendirmemize sebep olur. Bazı insan kaygılı ve gerilimliyken diğeri olay karşısında soğukkanlı ve sakin olabilir. Bu çok doğaldır. Herkesin kendine özgü stresle başa çıkma tarzı vardır. İşte yeme davranışını etkileyen de bu bireysel yöntemlerdir. Stresle başa çıkma tarzındaki seçimler sağlığımıza, ilişkilerimize ve performansımıza zararlı olabilir.
Stres varoluş süresince hep vardı çünkü her canlı tehlikeyle karşılaşınca kendini korumaya çalışır. Eğer savaşabileceği türden tehlikeyse bununla savaşır ama savaşamayacağı bir durum varsa o zaman kaçar. Stres genellikle olumsuz bir şey olarak düşünülür. Aşırı stres ciddi sorunlar yaratsa da dozunda stresin olumlu bir yanı da vardır. Herkes için değişebilen ama belirli dozda stres, varoluşun olumlu bir özelliğidir ve etkili bir işleyiş için gereklidir. Bu tür stres organizmada fiziksel ve ruhsal gelişmelere, büyümeye ve olgunlaşmaya yol açar. Stresli durumların metabolizmamızda yarattığı etkilerden birisi de hormonların etkilenmesidir. Stresle glikoz metabolizmasını sağlayan ve böbreküstü bezleri tarafından salgılanan önemli bir hormon olan kortizol etkilenir.
Yağ rezervi artar
Kortizolün sinirlilik ve stres hallerinde bedenin göstereceği tepkileri frenleyici etkisi vardır. Stres ve sinirlilik hallerinde bütün vücudumuz bir alarm verilmiş gibi tepkiye hazırdır. Kortizolün yükselmesi durumunda insan bünyesi enerji yakmaktan daha çok enerji üretme ve depolama halinde olur. Haftalarca, aylarca devamlı stres altında olan insanın yağ rezervleri artabilir. Sonuç olarak kortizolün yükselmesi, kişiye kendini daha aç hissettirir. Kendini aç hisseden kişinin eli de sık sık yiyeceklere uzanır! Kortizol salgısı kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar strese karşı farklı tepkiler vermek üzere ‘kurulmuştur’. Benzer durumlarda iki kişi farklı seviyelerde kortizol salgılayabilir.
Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler. Bu yüzden iş değişikliği, boşanma veya bireylerin bir yakınını kaybetmesi gibi durumlarda hızlı ve ani kilo değişiklikleri gözlenebilir. Böyle durumda bireyin kilo vermesi için diyetisyen, hekim ve psikolog işbirliği çok önemlidir.
Gevşeme tekniği kullanılabilir
Kortizol salınımını etkilemeyen stres düzeylerindeyse en büyük yanılgı duygularımızla fizyolojik açlığın birbirine karışmasıdır. Çünkü birçok duygu açlıkla karışır. Güvensizlik, yalnızlık, üzüntü, ağır kayıplar, ayrılık, belirsizlik, endişe gibi duygu durumlarına birey yemeği bir koltuk değneği olarak görüp çareyi yiyeceklerde ararsa geçici ama tehlikeli bir kısır döngü içinde kendini iyi hisseder. Ancak bu durumu çözebilmek için bireyin kendi farkındalığı ve inancı en önemli anahtardır. Çoğu zaman çevremizdeki arkadaşımız veya ailemizdeki bazı bireylerde bu durumu fark edip onlara anlatırız ama çoğu zaman bizi dinlermiş gibi yapıp hiç aldırmazlar İşte bu noktada farkındalık için mutlaka psikolog desteği önemlidir. Birey kendi motivasyonunu keşfetmediği sürece kilo kaybı kısa süreli olur yaşam biçimi ve beslenme alışkanlığında kalıcı çözüm için bireyin adanmışlık diyebileceğimiz ölçüde arzulu olması gerekir.Stresle baş etmek için problem çözme teknikleri veya meditasyon, egzersiz gibi gevşeme teknikleri kullanılabilir. Meditasyon nefes gibi derinlemesine gevşeme teknikleri sinir sistemi rahatlatır, kasların gerginliğini azaltır. Çok gergin ya da üzüntülü durumlarda gevşeme egzersizleri bu gerilimi tümüyle yok etmez ama azaltabilir.
Sorunun ne olduğunun açığa kavuşturulması da stresin çoğunu hafifletir. Sorunu saptadıktan sonra olabildiğince çok seçenek üretilip çözüme odaklanmak gerekir. Bir çözüm yolu seçme ve eyleme geçmenin ardından sonuçları takip etmek de değişimin devamı için önemlidir.
Limon suyu zayıflatır mı?
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Evlilik şişmanlığı!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/evlilik-sismanligi/
Evlilik şişmanlığı!
Yeni evli çiftler genelde düğün sonrası kilo almayla başlıyor.
Dilara Koçak
Kadın, hazırlık telaşı arasında en zayıf haliyle evleniyor, erkek iyi görünmek adına birkaç kilo veriyor. Ancak hedef, ‘düğünde iyi görünmek’ olunca sonrasında yeme eğilimi tetikleniyor
Araştırmalar, evlilerin bekar yaşıtlarına nazaran kilo almaya daha müsait olduklarını gösteriyor. Üstelik çiftler arasında hem sağlıklı ve hem de sağlıksız alışkanlıklar bulaşıcı davranışlar haline geliyor. Yani eşlerden biri, “Boşver yemek yapmayı, dışarıdan sipariş verelim” veya spor yerine “Hadi sinemaya gidelim” dediğinde diğerinin sağlıklı düzenini koruması zorlaşıyor. Her ne kadar eşlerden biri, sağlıklı beslenme konusunda azimli ve istekli olsa da, tek başına bu amacına ulaşamıyor. Kilo vermek ve formda kalmak için eşlerin birbirine destek vermesi ve sonrasında da bunu devam ettirmesi çok önemli. Bütün bunlarla baş edebilmek için, sizin ve partnerinizin zayıflamasına yardımcı olacak birkaç basit yöntemi paylaşmak istiyorum.
Kararlar üzerinde ısrarcı olun
Sıra sağlıklı yaşama geldiğinde, tipik olarak eşlerden birinin diğeri üzerinde etkisi daha büyük oluyor. Örneğin, markete gidildiğinde, genelde kadınlar pişirilecek yemekleri düşünerek, ona göre alışveriş yapıyor. Erkekler de buna uyum sağlarsa sıkıntı yaşanmaz. Çift olarak ne yiyecekleri konusunda bir taraf daha çok söz sahibi olduğunda, yapılacak seçimlerin sağlıklı olması her iki taraf için de uygun olur.
Egzersiz günü belirleyin
Çoğu çift, iş hayatlarındaki yoğun tempodan sonra, kendilerine kaliteli zaman ayırmak istiyor. İşte bu zaman dilimleri egzersizle doldurulabilir. İşten sonra birlikte bisiklete binmek, yürümek veya hafta sonları tenis maçları yapmak iyi seçimlerden. Eşler birbirleri için ‘egzersiz çifti’ olursa, koltukta uyuya kalmaktan ziyade akşam geç saatlerde bile birlikte spora gidebilirler. Küçük rekabetin de hiçbir sakıncası yok aslında! Eşlerden birinin diyette katettiği yol, bir diğerini de olumlu yönde etkileyebiliyor. Bu da birbirlerinin motivasyonunu artıcı etki yapıyor.
Kaloriler 50/50 değil
Eşler, hayatı yarı yarıya paylaşabilir ama kalorileri değil. Erkek bedeninin ihtiyaç duyduğu porsiyonlar, kadınlar için çok fazla. O yüzden aynı porsiyonu paylaşmak kadınların kilo almasına sebep oluyor. Durum böyleyken, dışarıda pizza sipariş ettiğinizde gelen porsiyonu yarı yarıya paylaşmak adaletli değil. Yüzde 60 ve yüzde 40 ayrımı daha adaletli olur. Erkeklerin çoğu kadınlardan daha çok yemek yer ve de kilo almaz.
Yemek pişirmeyi ele geçirin
Yemek pişirmeyi paylaşma ve öğünleri planlama görevi kimin olursa olsun, eşlerden ikisi de uyum sağlayacak demektir. Bu da sağlıklı beslenmelerine destek olacak. Birlikte yemek pişirmek, kaliteli zaman geçirmenin en iyi yollarından.
KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
* Eşler yeni evde keyif yapmak için DVD veya dizi seyrederek TV karşısında bol atıştırmalı akşamlar geçiriyor.* Kadın, eşine ve onun ailesine normalden daha görkemli ve marifetlerini sergilediği sofralar kuruyor.* Düğün tebriği için gelen misafirlerin sıklığı, evde sürekli bol kalorili ikramlar olmasına zemin hazırlıyor.* Büyük aile yemekleri ve ısrarlı ikramlar yeni tanışan insanların yemeğe “Hayır” demesini zorlaştırıyor.*Çiftler egzersiz zamanlarını azaltıp birbirlerine daha fazla zaman ayırmak istiyor.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - İlaç yiyecekler!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/ilac-yiyecekler/
İlaç yiyecekler!
Batı Pasifik Üniversitesinden beslenme uzmanı, yazar Prof. Dr. Earl Mindell’in “İlaç Yiyecekler” adlı kitabının Türkçe basımı yapıldı.
Prestij Yayınevi’nde Türkçe yayımlanan kitapta, 100 önemli yiyeceğin sırları açıklanıyor.
Dünyanın pek çok ülkesinde beslenme seminerleri veren Dr. Mindell’in Türkçe olarak da yayımlanan “Vitaminlerin Kutsal Kitabı” ve “Mucize Bitkiler’ adlı kitapları, dünyada 30 farklı dilde ve 54 farklı ülkede basıldı.
Dr. Mindell, gripten kansere kadar tüm hastalıklara karşı neler yenmesi gerektiğini anlattığı “İlaç Yiyecekler” adlı kitabının, ön sözünde, M 400’lerde “tıbbın babası” olarak bilinen Hipokrat’ın “Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun” sözünü hatırlatarak, gelinen bu noktada tıp müessesesinin, en sonunda onun haklı olduğunu kabul ettiğini vurguluyor.
Kitabın ön sözünde, gelecek 5-10 yıl gibi kısa bir süre sonra ilaç yiyecekler hakkında bilginin ve onlara ilginin çok artacağını kaydeden Mindell, şu görüşlerini aktarıyor:
“İnsan, deneklerle yapılan çalışmalar sayesinde, yiyeceklerin iyileştirici gücünün olası etkileri daha ileri bir şekilde araştırılacaktır. İnanıyorum ki bu şekilde pek çok hastalık için önleme ve tedavi etme yeteneğimiz büyük ölçüde sonuçlanacaktır. Ancak hızımıza bakılırsa, çalışmaların tamamlanması ve bu yeni bilgilerin halka yayılması 21. yüzyılın bir bölümünü kaplayacak ve hatta bunların, çoğu insanların diyetine girmesi, daha da fazla zaman alacak gibi görünmektedir.”
Mindell ön sözünde, kitabı medyanın beslenme ile ilgili bilgi bombardımanından kafası karışanlar ve ne yapacağını bilemeyenler için yazdığına işaret ediyor.
Kitapta 100 faydalı yiyecek arasında bulunan muzun normal tansiyon ve kalp fonksiyonu için gerekli olan potasyumdan 451 miligram içerdiği aktarılarak, yüksek tansiyon için tedavi görmekte olan hastalarda yapılan bir araştırmada, yüksek potasyumlu bir diyet uygulayanların tansiyon ilacının dozunu ciddi oranda düşürdükleri ya da ilacı tamamen bıraktıkları kaydediliyor.
Muzda ayrıca günlük tavsiye edilen B6 vitamini miktarının yüzde 25’inden fazlası ve C vitamininin yüzde 15’inin bulunduğuna da işaret edilen kitapta, 105 kalori olan ve hiç yağ içermeyen muzun harika bir yemek arası öğünü olduğu belirtiliyor.
Kitapta muzun muhtemel faydalarına ilişkin şu bilgilere de yer veriliyor:
“Potasyum, hücrelerde normal sıvı ve elektrolit dengesi sağlamaya yardımcı olur. Muzdaki potasyum kan basıncını ve kalp fonksiyonunu düzenleyerek, kalp krizi, felç ve tehlikeli kalp ritim bozukluklarını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca B6 vitamini doğal bir bağışıklık sistemi güçlendiricidir. C vitamini ile birleştiğinde vücudun enfeksiyonlara karşı savaşmasına yardımcı olur. Muz hakkında bilinmeyen bir şeyde, bu meyvenin doğal bir antasit (anti-asit) olduğudur. Eğer mideniz yanıyorsa, midenizin ateşini söndürmek için bir muz yiyin işe yarayacaktır. Yüksek tansiyon dolayısıyla idrar söktürücü alan herkes, suyla beraber vücuttan atılan potasyumu geri kazanmak için günde bir iki tane muz yemeli. Muz, muhtemelen dünyanın en güzel yiyeceğidir. Bunu sık sık söylerim, eğer ıssız bir adada mahsur kalsaydım hayatta kalmak için ihtiyacım olacak iki şey, muz ağacı ve su olurdu.”
KARPUZ, SAĞLIKLI BİR YAŞAMLA EŞ ANLAMLI
Yaz mevsiminin gözde meyvelerinden karpuzun faydalarına da yer verilen kitapta, karpuzun sağlık bir yaşamla eş anlamlı olduğuna dikkat çekiliyor. Büyük bir dilim karpuzun iyi bir antioksidan deposu olduğu, günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 80’i, beta karoten ihtiyacınınsa yaklaşık yüzde 30’unu karşıladığı, ayrıca bol miktarda potasyum ve lif içerdiği belirtiliyor.
C vitamini ve beta karotenin, çeşitli kanser tiplerine karşı koruma sağladığı, damar tıkanıklığına sebep olan LDL kolesterolünü oksidasyonunu önlemeye yardımcı olduğu, bunun yanı sıra potasyumun kalp krizi ve felci, lifin de bağırsakların düzenli çalışmasına ve böylece kolon/rektam kanserini önlemeye yardımcı olduğu vurgulanıyor.
Yine yaz aylarının sevilen meyvelerinden kayısının insan sağlığına çok yararı bulunduğu, taze ve kuru kayısının A vitamininin bitkisel çeşidi bakımından çok zengin olduğu ifade edilen kitapta, beta karoten açısından çok zengin olması nedeniyle kayısının, koroner arter hastalığına yol açan damarlarda plak birikimini önlemeye yardımcı olduğu aktarılıyor.
Kitap, araştırmaların, kirazın elajik asit adlı güçlü bir bileşiği içeren birkaç meyveden biri olduğunu ortaya koyduğu, elajik asitin de sentetik ve doğal kanserojen maddeleri etkisiz hale getirdiği anlatılıyor.
Günde bir elmanın kardiyologları uzak tutmaya yarayabileceğine dikkat çekilen kitapta, kolesterolü düşürdüğü kanıtlanan elmanın şeker hastaları için de faydalı olduğu, çünkü elmada bulunan çözünebilir lifin kan şekerini düzenleyerek, serum şeker seviyelerinde ani çıkışı engellediği bildiriliyor.
DOĞANIN ARMAĞANI ÇİLEK
Kitabin çilekle ilgili bölümünde şu ifadeler yer alıyor: “Taze toplanmış olgun çilekler, doğanın en iyi armağanlarından biridir. Tatları harikadır. kalorileri çok düşüktür. Bir tabağında sadece 45 kalori bulunan çilek, etkileyici görüntüsüyle beraber kendi görünümümüzü korumamıza da yardımcı olur. Çilek, C vitamini açısından zengindir. Lif bakımından da zengin olan çileğin bir tabağında, 82 miligram C vitamini vardır, yani tavsiye edilen günlük miktarın yüzde 120’si.
Eğer tüm bunlar çileği baş köşeye oturtmaya yetmediyse içerdiği elajik asit onu çok özel yapmaktadır. Çilekten başka sadece üzüm ve kiraz bu özel bileşiğe sahiptir. Bu bileşiğin sağlıklı hücreleri kanseröz hale dönüştüren kanserojen maddeleri engellediği gösterilmiştir.”
Kitapta ahududu da “Kilosuna dikkat eden insanlar, tatlı ve lezzetli yiyeceklerin, diyetlerine girmesinin mümkün olmadığını düşünürler. Ancak ahududu, bunun yanlış olduğunu ispatlar. Bu meyve, çok lezzetlidir, ancak ne kalorisi ne de yağı vardır. 1 porsiyon ahududu sadece 100 kaloridir. Günlük tavsiye edilen C vitaminin yarısını da karşıladığı gibi 3,3 gram diyetsel lif ve orta miktarda potasyum içerir” şeklinde tanıtılıyor.
Kitap, hindi, alabalık, istiridye, horoz ibiği, hindiba yeşillikleri, kara lahana, kırlangıç balığı, kış kabağı, köri, kivi, mango, mısır, zencefil, tarçın gibi 100 önemli yiyecekle ilgili bilgilerin yanı sıra gıda katkı maddelerinin zararları, pişirme teknikleri, yabancı mutfaklar, gıda etiketlerini okumak gibi konularda da bilgiler bulunuyor.
Prof. Dr. Mindel, kitabında, iyi bir ilaç olabilen yiyeceklerin, her derde deva olmadığına işaret ederek, “Eğer belirli bir problem için tedavi altındaysanız, sadece yiyeceklerden medet umarak ilacınızı bırakmayın. Diyetinizdeki olumlu değişiklikler, size büyük fayda sağlayabilir, hayat tarzındaki yapıcı değişikliklerle bazı tıbbi sorunlarını yavaşlatmış ya da düzeltmiş vakalar vardır. Ancak ilacınızı istenen sonucu almadan önce bırakmak çok tehlikeli sonuçlar verebilir. En iyi çare, doğal tedaviler ve beslenme konusunda bilgili bir doktora danışmaktır” şeklinde uyarıda da bulunuyor.
Kilo verdiren 5 yiyecek!
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - 100 gram maydanoz mucizesi!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/100-gram-maydanoz-mucizesi/
100 gram maydanoz mucizesi!
Vitamin, mineral ve yağ asitleri olarak sınıflandırılan “mikronutrientler”in sağlıklı bir yaşlılık için büyük önem taşıdığı bildirildi.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Demir, yaptığı açıklamada, 65 yaş ve üstü bireylerin beslenmelerinde, mikronutrientlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Mikronutrientlerin vitamin ve mineralce zengin sebze ve meyvelerden karşılandığını belirten Demir, bu açıdan, genel nüfusa oranı artış gösteren 65 yaş üstü kişilerin mikronutrientlerle beslenmesinin önemli olduğunu bildirdi.
TÜİK’e göre, Türkiye’de yaşlı nüfusun 2020 yılında 7 milyona yaklaşacağı, 2025’te ise 8 milyonu geçeceğini vurgulayan Demir, fazla yaşla ilişkili birçok hastalık, rahatsızlık bulunduğunu anlattı.
Demir, 65 yaş üstü kişilerde, hipertansiyon, kalp hastalığı, eklem iltihabı, çeşitli kanser türleri, diyabet, nefes darlığı, astım, kronik bronşit gibi hastalıkların sıklıkla görüldüğünü dile getirerek, “ABD’de yapılan bir araştırmada, 65 yaşın üzerindeki erkeklerin yüzde 47, kadınların yüzde 52’si hipertansiyon, erkeklerin yüzde 37, kadınların yüzde 27’si kalp, erkeklerin yüzde 25 ve kadınların yüzde 18’i kanser hastalıklarıyla mücadele ediyor” dedi.
Bunların yanı sıra hafıza kaybı, bilinç bozukluğu, depresyon, duyma bozuklukları, görme bozuklukları, Parkinson hastalığı, diş ve ağız sağlığı ile ilgili sorunlar, mide ve böbrek hastalıkları ve felç gibi rahatsızlıklarla da yaşlılıkta sıkça karşılaşıldığını belirten Demir, “Yaşlılığın daha sağlıklı geçirilmesinde beslenme büyük önem taşıyor. Makro ve mikro nutrient ihtiyaçları yaşa bağlı olarak değişiyor” diye konuştu.
Beslenme öğelerinin makronutrient ve mikronutrient olarak ikiye ayrıldığını vurgulayan Demir, makronutrientlerin karbonhidrat, protein, yağ ve diyet lifi olduğunu bildirdi.
MİKRONUTRİENTLERİN FAYDALARI
Prof. Dr. Demir, mikronutrientlerin ise vitamin, mineral ve yağ asitleri olarak 3 grup altında sınıflandırıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Vitaminler genel olarak büyüme ve gelişme, sindirim ve sinir sistemlerinin normal işlevlerinin sürdürülmesi, bağışıklık sisteminin işlevlerine destek gibi önemli rolleri bulunan bileşiklerdir. Hayati önem taşıyan mineraller ise vücut sıvılarının elektrolit dengesinde, asit-baz dengesinin sürdürülmesinde, enzim reaksiyonlarında, büyüme ve gelişmede, kemik ve kıkırdak oluşumunda önemlidir. A vitamini gözün değişik ıyık durumlarında, özellikte karanlıkta görmesine yardımcıdır. Yetersizliğinde gece körlüğü oluşur, epitel dokunun çalışmasında bozukluk dolayısıyla infeksiyon riskinde artma görülür.”
C vitaminin bağ dokularından olan kollajenin sentezinde görev aldığını ifade eden Demir, kan damarlarının kuvvetli olmasını sağlayan bu vitaminin, vücudu enfeksiyondan ve bakteri toksinlerinden koruduğunu söyledi.
Yetersizliğinde diş etlerinde şişme, kanama, diş kaybı ve kemik kırılmalarının yaşanabildiğini dile getiren Demir, önemli mikronutrientlerden olan D vitaminin eksikliğinde ise iskelet sisteminde raşitizmin ortaya çıkabildiğini anlattı.
Demir, kuvvetli antioksidan olan E vitamininin kan pıhtılaşması için önemli olan protrombinin yapımında görevli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“B1 vitamini de büyük önem taşıyor. Eksikliğinde sinir ve sindirim sistemi bozuklukları görülür. Eklemlerde şişme, ağrı, denge kaybı ve kalp yetmezliği ortaya çıkar. B eksikliğinde ise deride, dudak, burun ve göz kenarlarında yaralar oluşur. Görme ve sinir sistemi bozuklukları görülebilir. Folik asit, kan hücrelerinin yapılması ve çoğalması için gereklidir.”
Vitamin ve minerallerin ayrı ayrı vücut için çok önemli bileşenler olduğuna dikkati çeken Demir, bu bileşiklerin düzenli alınmasında beslenmenin büyük önem taşıdığını anlattı.
YAŞLILAR İÇİN ÖNEMLİ VİTAMİN VE MİNERALLERİN BAZI KAYNAKLARI
Demir, mineral madde kaynağı olarak sebzelerin çok önemli olduğuna vurgu yaparak, şu bilgileri verdi:
“Ülkemizde tüketilen bazı sebzelerin ve meyvelerin taze formlarının, 100 gramının içeriğinde bulunan mineral madde oranları farklıdır. 100 gram gıda maddesinin ortalama mineral madde içeriği ve bu içeriğin yaşlı gruplar için önerilen günlük alım düzeyini karşılama oranı dikkate alındığında, kalsiyum için dereotu yüzde 16.8, maydanoz yüzde 15.8, ıspanak yüzde 10.8, krom için dereotu yüzde 81.2, ananas yüzde 44, ıspanak yüzde 37.2, bakır için sarımsak yüzde 33, avokado yüzde 21 ve üzüm yüzde 19.7, iyot için maydanoz yüzde 9, dereotu yüzde 2.2 ve havuç yüzde 2, demir için ıspanak yüzde 56.3, tere yüzde 28.8 ve bezelye yüzde 18.6, selenyum için dereotu yüzde 4.9 ve sarımsak yüzde 3.6, çinko için dereotu yüzde 18.9, sarımsak yüzde 12.2 ve ıspanak yüzde 11.6 olarak tüketim tercihleri içinde öne çıkıyorlar.”
Vitamin açısında bakıldığında ise sebze ve meyvelerin kaynak olarak ele alınabileceğini belirten Demir, şunları kaydetti:
“100 gram gıda maddesinin ortalama mineral madde içeriği ve bu içeriğin yaşlı populasyon için önerilen günlük alım düzeyini karşılama oranı dikkate alındığında ise, A vitamini için havuç yüzde 84, ıspanak yüzde 38.8 ve maydanoz yüzde 52.8, C vitamini için maydanoz yüzde 373, kuş üzümü yüzde 219.3, brokoli yüzde 146.7, Brüksel lahanası yüzde 144.2, E vitamini için böğürtlen yüzde 36.7, maydanoz yüzde 18 ve ahududu yüzde 9.3, K vitamini için maydanoz yüzde 752, brokoli yüzde 247 ve Brüksel lahanası yüzde 238, tiamin için bamya yüzde 17.4, sarımsak yüzde 17.4 ve Brüksel lahanası yüzde 10.4, ripoflavin için dereotu yüzde 35.8 ve ıspanak yüzde 13.3, niasin için dereotu yüzde 16, bezelye yüzde 14.7 ve tere yüzde 16.7, B6 vitamini için sarımsak yüzde 77.5, muz yüzde 187.7 ve yerelması yüzde 18.3 olarak önemli besinsel kaynak niteliğindedir.”
Antioksidanca zengin olan gıda ürünleri kadar B12 ve D vitaminince zengin meyve ve sebzelerin tüketilmesinin yaşlılar için büyük önem taşıdığını vurgulayan Demir, “Yaşlıların Alzheimer ve Parkinson hastalığı ile bunama gibi rahatsızlıklarla karşılaşması, sinir sistemi fonksiyonları açısından önem taşıyan B12 vitaminini önemli kılıyor. İskelet sistemi hastalıklarına karşı da D vitamini gerekliliği görülüyor” dedi.
Maydanozun mucizesi!
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Diyet tatlı tarifi!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/diyet-tatli-tarifi/
Diyet tatlı tarifi!
Madem diyetten, yazdan, hafiflikten ve sağlıktan bahsediyoruz, ağzımızın tadı da yerinde olsun diye neler yapabiliriz onlara bakalım bu hafta
Özgür Şef
Diyet yemeği yapmak kolay. Tuz koymayın, beyaz undan kaçının, yağı azaltın… Böylece hemen her yemek diyet haline dönüşebilir. Ama ya tatlılar? Yaslanın arkanıza, hayatınız değişmek üzere. Sizlere diyet chesee cake tarifi vereceğim.
* 2 litre light süt*1 adet limon*1 adet portakal* 3 kaşık pekmez* 3 adet yumurta*1 avuç müsli* 2 kaşık esmer un
Hazırlanışı: Önce kekimizin peynirini yapalım. Geçen haftalarda peynir tarifi vermiştim, o gün derse gelemeyenler için yeniden vereceğim ama bir şartla; bir daha devamsızlık yapmak yok! 2 litre sütü kaynatıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.5 dakika sonra içine 1 limonu sıkıp beklemeye devam ediyoruz (limonu atmayın kabuğu lazım). Kesilmiş sütümüzü bir tülbentten geçiriyoruz ve elde ettiğimiz peyniri yaklaşık 2 saat dinlendiriyoruz. Peki bunun yerine labne kullansak olmaz mı? Olur tabii. Ama böyle daha havalı oluyor. Hem de içinde hiç yağ yok. Peynirimizi robottan geçirip krema kıvamına getiriyoruz.Yumurtanın sarısını ve beyazını ayırıyoruz. Sarısına pekmezi ilave edip mikserle çırpıyoruz (pekmez miktarını siz ayarlayın). Pekmez yerine bal ya da esmer şeker de kullanabilirsiniz. 2 kaşık esmer unu da ilave edin (isterseniz un ilave etmeyebilirsiniz). Pekmez ve yumurta sarısı tamamen birbirine karıştıktan sonra peynirimizi ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Yumurta beyazını da Noel Baba’nın sakalı gibi bembeyaz olana kadar çırpıyoruz.
Dikkat, bu adım önemli!
Şimdi yumurta beyazını daha önceden hazırladığımız sarısına yediriyoruz. Fakat çok karıştırmayın ve sadece tahta kaşık kullanın. En fazla 10-15 hamlede karışma işlemi bitsin. Pişirme çemberinin içine bir avuç müsliyi dökün (aslında borcam bile olur ama şık olsun derseniz bir pasta çemberi alın), üzerine de önceden hazırladığımız harcı dökün.Önceden 150 derecede ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin (ara sıra çevirin ki eşit kızarsın). Fırından çıkardıktan sonra üzeri biraz çökecektir işte bu çöken bölümü diyet reçel, şekersiz kuşburnu marmeladı ya da kendi yapacağınız bir sosla kaplayabilirsiniz.
Haftaya devam edeceğiz
Artık tatlı krizine girdiğimizde sarılacağımız masum bir tatlımız var ama yine de çok yemeyin ki bir dahaki tatlı krizine kadar yetsin. Bir de diyet yaparken en büyük sorunlardan diğeri kabızlık (elbetteki burada doktorculuk oynayacak değilim, sadece değerli doktorlarımızın bizlere öğrettiği bilgileri kendi stilimle sizlere aktarmak istiyorum). Eğer diyet yaparken kabızlık sorunu çekiyorsanız akşamdan 2 adet kuru incir ve 3 adet kuru kayısıyı 1 bardak suya koyun ve sabah suyunu için. Meyveleri yemeyi de unutmayın. Fakat her gün bu tarif olmaz, biz bunu biraz daha sanatsal hale sokacağız. Lakin devamı haftaya…
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Erkeklerin 4 büyük diyet hatası!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/erkeklerin-4-buyuk-diyet-hatasi/
Erkeklerin 4 büyük diyet hatası!
Erkeklerin beslenme konusundaki bazı yanlışlarına bir göz atalım:
Dilara Koçak
1- Her zaman yemeğe hazır olmak: Pek çok erkek yemekten yeni kalkmış olsa da grup arkadaşlarının motivasyonu sonucunda yemek tekliflerine genelde “Hayır” diyemez. Gece geç saatlerde yemek yemek, öğün saatlerine dikkat etmemek, yediğinizin miktar ve çeşidinden bağımsız olarak size büyük zarar verir. Bedeninizin doğal ritminden daha farklı saat ve düzende yemek yerseniz bu, kilo almanıza sebep olur. Rutin dışı yeme davranışı, acıktığınızı ve doyduğunuzu size söyleyen beyin sinyallerinizi yanıltıyor. Diğer taraftan metabolizma yaşlandıkça yavaşlıyor. Her ne kadar bununla ilgili bir şey yapamıyor olsak da, düzenli beslenerek metabolizmayı olabildiğince aktif tutabiliriz. Yani bedeninizin bir makine gibi çalışmasını istiyorsanız, gün içerisinde ona düzenli olarak enerji vermelisiniz.
2- Büyük porsiyonlara yenilmek: Kocaman porsiyonlar yemek, erkeklerin tipik davranışlarından biri. Siz hiç “Haydi hamburger ya da tatlı yeme yarışı yapıyoruz” diyen kadınlara rastladınız mı? Tabii ki hayır. Oysa porsiyon büyüklüğünü kontrol etmek, midenizin büyüklüğünü kontrol etmek anlamına geliyor. Porsiyonları kontrol etmenin en kolay yolu, mideyi çok boş bırakmamak. Çünkü çok fazla açlığı, genelde çok fazla ve hızlıca yemek yemek takip ediyor. Erkeklerin her bir ana öğünde 700-750 kaloriden daha fazla yemesini istemeyiz.
3- Strese bağlı yemek: Kalp hastalıkları ve depresyon gibi sağlık sorunları riskini artıran stres, aynı zamanda kilo almaya da yol açıyor. Stres, nasıl düşündüğünüzü de etkiliyor. Patronunuzla yapacağınız bir toplantıyı düşünerek, kendinizi ‘yiyorsanız’ ya da ev kredinizi nasıl ödeyeceğinize dair endişeleriniz varsa, sağlıklı beslenme şeklini düşünecek enerjiniz kalmayabilir. Bunun yerine daha çok tatlı ve şeker, kurabiye gibi yağlı yemeklere yöneldiğinizi görürsünüz. Stresli olduğunuzda, bazı basit rahatlama egzersizleri yapabilirsiniz. Günde iki kere, uzun ve derin nefesler alarak birkaç dakikanızı geçirebilirsiniz. Ya da yoga yapabilirsiniz.
4- Sıvılardan alınan kalorileri gözden kaçırmak: Bir bira daha almadan ya da kendinize bir bardak meyve suyu koymadan önce, üzerindeki etikete bakın, ne kadar kalori tükettiğinizi görün. Bir bardak sıvıdan ne kadar fazla kalori almış olabileceğinizi görüp, epeyce şaşırabilirsiniz. En iyi seçenek su olacaktır. Süt içerseniz de, yağsız ya da az yağlı olanları seçin. Ayrıca alkolle aranıza sınır koyun. Fazla alkol tüketmenin sebep olabileceği sağlık sorunlarından bağımsız olarak, alkol mide için pek de sağlıklı bir seçenek değil. Bir gram yağ, dokuz kalori enerji veriyor, bir gram alkolse yedi kalori. Yani kendinizi yağ içiyor gibi düşünebilirsiniz. Üstelik alkol, yeme isteğini de tetikliyor.
Beslenme önerileri
* Kalp sağlığını korumak amacıyla hafta en az 2-3 defa balık (200-250 gr.) yenmeli. Omega-3’ün iyi kaynağı somon ve diğer mevsim balıkları tercih edilebilir.* Kolesterolle ilgili sorun varsa kırmızı et (120-150 gr.) haftada en fazla iki kez tercih edilmeli. Hafta da iki kez tavuk ya da hindi de tüketilebilir. Görünen yağların ayrılması da önem taşıyor.* En az bir öğünde sebze bulunmalı. Sebze; zeytinyağlı, salata, ızgara ya da haşlanmış olarak tercih edilebilir.* Meyvelerin sizi kanserden koruyucu etkisinden faydalanın. Günde 2-3 porsiyon tüketin.* Kalp sağlığını destekleyen yağlı tohumlar, aşırıya kaçmamak kaydıyla, günlük beslenmeye dahil edilmeli. 3 ceviz, 10 fındık veya 10 badem iyi seçimler.* Karaciğer yağlanması, gut hastalığı ve kilo sorunu olan bireyler, alkol tüketimlerinde ılımlı olmaya özen göstermeli. Haftada 1-2 gün iki kadeh şarap veya iki bira ya da bir duble rakı tercihi yapılabilir.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Suçu mangala atmayın!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/sucu-mangala-atmayin/
Suçu mangala atmayın!
Dikkat edilmesi gereken sadece doğru ürünü, doğru usulle pişirmek!
Et Üreticileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, mangal ve kırmızı etin doğru pişirme yöntemi kullanıldığında zararlı olmadığını ifade ederek, “Dikkat edilmesi gereken sadece doğru ürünü, doğru usulle pişirmek. Et mangalda pişirilecekse öncelikle ateşin kor haline gelmesini beklemek gerekiyor. Daha sonra da ne pişirilmek isteniyorsa ateşten en az 15 santimetreden uzak mesafeye yerleştirilmeli” dedi.
Yücesan, yaptığı açıklamada, havaların ısınmasıyla birlikte piknik sezonu açıldığını, pikniğin vazgeçilmezlerinden olan mangal keyfinin de başladığını belirterek, mangalın keyif olarak kalması için pişirme kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Piknik ve mangal keyfinin Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayan Yücesan, “Pirzolalar, biftekler, köfteler en çok mangal başında aile ve dost sohbetleri eşliğinde lezzetlenir. Ancak son dönemde sağlığa dair uyarılarda yine kırmızı etin sezon gereği mangal eşliğinde baş rolü aldığını görüyoruz. Bu uyarılara göre suçlu mangal mı, kırmızı et mi anlamak güç. Aslında hiçbiri. Dikkat edilmesi gereken sadece doğru ürünü, doğru usulle pişirmek” diye konuştu.
Etlerin uygun koşullarda hazırlanmaması, bekletilmemesi, iyi pişirilmemesi, yanlış şekilde pişirilmesinin sadece mangal için değil, tüm tüketim alışkanlıklarında göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Yücesan, yüksek ısıya maruz kalmış yiyeceklerin sağlık açısından riskli olduğunu vurguladı.
ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan, şunları kaydetti: “Bu nedenle sağlıklı beslenmede ne yediğimiz kadar nasıl yediğimiz de çok önem kazandı. Gıdalar hazırlanma ve pişirme tekniklerinden dolayı sağlık riski oluşabilir. Bunlar içerisinde kızartma ve etlerin yüksek ısıda pişirilmesi de yer alır. Bu şekilde pişirme sırasında hetorosiklik aromatik aminler ve nitritler ortaya çıkar. Mangalda pişirilen besinler et ya da sebze fark etmeden aynı miktarda karbonmonoksit ve kükürtdioksite maruz kalıyor. Sebzelerde ise su oranı ete oranla daha yüksek olduğu için, olumsuz etki daha az oluyor, ancak vitamin değerlerini önemli oranda kaybediyor. Etin beyaz ya da kırmızı et olması kanserojen etki açısından fark yaratmıyor. Risk bu pişirme şeklinde tüm gruplarda eşit olarak gözleniyor.”
MANGAL NASIL YAPILMALI?
Mangal yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın kömürün iyice yanmış olması olduğunu dile getiren Yücesan, şunları kaydetti:
“Et mangalda pişirilecekse öncelikle ateşin kor haline gelmesini beklemek gerekiyor. Daha sonra da et, sebze ya da ne pişirilmek isteniyorsa ateşten en az 15 santimetreden uzak mesafeye yerleştirilmeli. Böylelikle etin yavaş yavaş pişirilmesi sağlanmış olur. Kırmızı et de en az diğer et grupları gibi doğru şekilde pişirilerek güvenle tüketilebilir.
Burada zararlı olan yöntem etin çok hızlı pişmesi. İkincisi ise etten düşen yağın kömürde yanarak okside olması ve bir şekilde tekrar ete yapışması olarak belirleniyor. Bu nedenle yağlı et veya köfteler yerine, daha az yağlı olan etlerin ve geleneksel usulle hazırlanmış sucuğun tercih edilmesi ve yağın ateşe damlamasının engellenmesi önemli. Bu bakımdan sulu, elektrikli mangallar da tercih edilebilir. Ancak burada da et ve ızgara arasındaki mesafenin 15 santimetre olarak korunması gerekiyor.
Mangal yaparken dikkat edilmesi gereken diğer önemli husus ise dumana maruz kalmamaktır. Bu nedenle mangal mutlaka açık havada yakılmalı ve dumanın yönünden uzak durulması önemlidir.”
Yücesan, uzmanların kanser oluşumunda beslenmenin yaklaşık yüzde 35 oranında etkili olduğunu ve unutulmaması gereken önemli noktanın, kanserlerin yüzde 70’inin önlenebilir nedenlerle ortaya çıkması olduğunu belirttiğini anımsatarak, “Beslenmede dengenin korunması bakımından mangalla birlikte C vitamini yönünden zengin meyve suyu ve salatalar tercih edilmelidir” dedi.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Son dakika alarmı!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/son-dakika-alarmi/
Son dakika alarmı!
Tatil rezervasyonunuz tamam ama hala tartıda istediğiniz rakamı göremiyorsanız işleri biraz hızlandırın.
Tatil öncesi son dakika diyetinizi egzersiz ile birleştirerek kilo kaybını artırın, anılarınıza unutulmaz bir yaz tatili daha ekleyin.
Bugünlerde yazın hangi ayında, kaç gün, nerede ve kimlerle tatil yapacağımızı planlamaya başladık. Büyük bir hevesle planlar yaparken bazılarımız “Çok az kaldı, ne yapacağım?” diye yakınan iç seslerini susturmaya çalışıyor. Aslında “Ne yapacağım?” sorusunun yanıtı belli; bir yerden başlayacağız. Yazın cıvıltılı günlerinde yeni beslenme alışkanlığımıza gün be gün daha iyi motive olacağız ve bu arada diyette olduğumuzu değil, yeni bir düzene geçtiğimizi düşüneceğiz. “Yedikçe Zayıfla ve Öyle Kal” adlı kitabı yayınlanan ve kısa sürede 3. baskısını yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Kazanç ile haziran ayını hem aç kalmadan hem de kilo vererek nasıl keyifle geçirebileceğimizi konuştuk.
“Yedikçe zayıfla” sloganı gerçek olabilir mi?
Her şeyi yiyerek kilo verebilirsiniz ama nasıl yiyeceğinizi bilmelisiniz. Karbonhidrat yani pizza, makarna ya da pilav yiyebilirsiniz ama bunları yerken mutlaka protein ile karıştırmanız gerekiyor. Böylece kan şekerinde ani yükselme olmayacak ve insülin dengesizliği oluşmayacak, metabolizma da yavaşlamayacak. Örneğin makarnanın yanında tuzsuz bir peynir; pilavın yanında yoğurt tüketmek gerekiyor. Bilimsel olan bir diyet sistemi, insanın sağlığına zarar vermemeli tam tersine yarar sağlamalıdır. İnsülin direncini kırmalı, metabolik sendroma ve diyabete neden olmamalı, glisemik yükü düşük yiyeceklerle kan şekerini dengeleyecek şekilde uygulanmalıdır. Bütün bunları içeren bir beslenme yaklaşımı ile beslendikçe zayıflamak ve zayıf kalmak da mümkün oluyor.
Haziran ayında kilo vermek için hangi avantajlardan yararlanabiliriz?
Yazın havaların ısınması ile birlikte terleme artıyor. Yine sıcak havaya bağlı olarak iştah azalıyor. Bu iki avantaj sayesinde metabolizmamız daha hızlı çalışıyor. Biz de böylece metabolizmanın hızlı çalıştığı dönemi, iştahımız kapalı geçirerek daha iyi değerlendirmiş oluyoruz. Metabolizmanın hızlanması için günde 2.5 litre su içmek şart. Bu aylarda su tüketmek de daha kolay oluyor.
2.5 litre suyu ne zaman tüketeceğiz?
Suyu ne zaman içeceğiniz fark etmez; yemekten önce, sonra hatta yemek sırasında içebilirsiniz. Ancak 2,5 litreyi güne yaymak gerekiyor. Çünkü su, yağ yakım reaksiyonunda katalizör görevi görüyor. Suyu gün içine yayarak içtiğimizde metabolizmayı çalıştırdığımızdan emin olabiliriz.
Yeme krizlerinden kurtulmak için bunları yiyin
Ara öğünlerde;- 10 tam ceviz- Günde 1-2 bardak süt- 1 çay bardağı fındık- Meyve- Meyveli yoğurt- Kuru kayısı- Kuru erik- Kepekli tost
Kilo vermeye motive olmak için ne öneriyorsunuz?
Sağlıklı beslenmeyi ertelemek yerine bir yerden başlamak her zaman için daha iyidir. Yarım yamalak bile olsa bir yerden başlayın. Başladıktan bir süre sonra bu durum sizi rahatsız edecek ve tam anlamıyla yeni bir beslenme tarzına geçmeyi isteyeceksiniz. Ayrıca diyeti, diyet olarak değerlendirmemek, “Yeme alışkanlığımı düzene sokuyorum” diye beyne kabul ettirmek gerekiyor. Bu yaklaşımı sürekli tekrar edince bir süre sonra diyet psikolojisinden uzaklaşıyorsunuz ve yeme alışkanlıklarınızı daha rahat değiştiriyorsunuz.
Light ürünler kilo vermeye yardımcı oluyor mu?
Ben hiç kimseye diyet ürün önermiyorum çünkü ölçülü yedikleri sürece buna gerek yok. Ayrıca yiyecekleri normal yağı ile yemek insanı daha uzun süre tok tutuyor, iştahı baskılıyor ve fazla yemeyi engelliyor. Diyet ürünler zararlı değil ancak zayıflamaya çok faydalı olduklarına da inanmıyorum. Ayrıca yediklerine dikkat eden kişi gerildiği zaman vücudu kortizol hormonu salgılamaya başlıyor ve bu durum kilo vermek yerine kilo almaya yol açıyor.
Yazın meyve yiyerek kilo vermeye çalışmak bir hata mı?
Evet, bir hata… Meyveyi sınırlı miktarda tüketmek gerekiyor çünkü meyve de şeker içeriyor. Meyveyi daha çok yoğurtla karıştırıp tüketmek ya da çok tuzlu olmayan bir peynirle beraber yemek gerekiyor. Meyve tüketimi günde 5 porsiyon ile sınırlandırılmalı. Bir porsiyon; 5 parça karpuz, iki dilim ananas veya bir büyük elma olabilir. Ayrıca meyvenin yemekten 1.5-2 saat sonra tüketilmesi gerekiyor. Yemek üzerine yendiğinde tatlı yemekle aynı etkiyi gösteriyor, kan şekerini yükseltiyor.
Egzersiz hayatımızda ne kadar bir yer kaplamalı?
Benim bu konudaki yaklaşımım şöyle; hayatınızın devamında ne kadar spor yapabilecekseniz bugün o kadar spor yapmalısınız. Eğer haftada iki gün yürüyebilecekseniz şimdi de haftada iki gün yürüyüş yapın. Hiç yürüyemeyecekseniz şimdi de hiç başlamayın… Çünkü sporu bir süre yapıp bırakmak daha kötü sonuçlara neden oluyor. Spor birden kesilince kaslar zayıflıyor, metabolizma eskisine oranla daha da çok yavaşlıyor, yağ oranı artıyor.
Tatilde kilo almamak için ne yapılmasını öneriyorsunuz?
Pilav, makarna, pizza, pide gibi karbonhidrat içeren yiyecekleri öğle saatlerinde tüketmek, akşamları ise ızgara et ve salata tüketmek kilo almamaya yardımcı oluyor. Alkol her gün alınabilir. Tatilde kilo alanlar dönüşte bir hafta boyunca protein ağırlıklı beslenirse aldıkları kiloların hepsini verebilirler.
Metabolizmanızı hızlandırmak için bunları yapın
? Güne mutlaka kahvaltı yaparak başlayın.? Günde en az 1000 kalori alın.? Her 4-5 saatte bir yiyin.? Her öğünü protein ile ilişkilendirin. Proteinin, yağ ve karbonhidratlarla karşılaştırıldığında metabolizmayı hızlandırdığını unutmayın.? Kas kitlenizi artırmak için spor yapın ve iyi uyuyun.
Metabolizmayı hızlandırırken sağlığı koruyan besinler
Sardalya: Kan şekerini dengeler.Balkabağı: Yüksek oranda lif içerir.Yeşil çay: Yüksek oranda antioksidan içerir.Kuşkonmaz: Folik asit, A, C ve K vitamininden zengindir.Nar: Kanserden korur, suyunu içmek yerine meyve olarak tüketilmesi daha faydalıdır.Çam fıstığı:Mide ile ince ve kalın bağırsakları korur.
Kendinize yardım edin
Zayıflarken küçük olumlu cümleleri tekrar ederek kendinize yardımcı olun.- Yavaş ve tadına vararak sağlıklı yemekler yemeyi seviyorum.- Yediğim yemekler beni doyuruyor ve tatmin oluyorum.- Kilolarımdan kolayca kurtuluyorum.- Her geçen gün iştahım azalıyor.- Zayıfladıkça kendimi daha özgür ve mutlu hissediyorum.- Gece atıştırmadığım zaman kendimi başarılı ve mutlu hissediyorum.
7 GÜNLÜK DİYET PROGRAMI
PAZARTESİ
SABAH: Dil peyniri (bir parmak) + 2 dilim kepek ekmek+salatalık + domatesARA: Probiyotik yoğurt + 1 kaşık dut kurusuÖĞLE: 160 gr ton balığı + marul salatası + 1 dilim çavdar ekmeğiARA: 1 bardak limonata + 2 diyet bisküviAKŞAM: Tavuk şiş + mantar sote + fırında pişmiş domatesARA: 1 fincan süt + 1 muz
SALI
SABAH: 1 yumurta + 2 dilim kepek ekmek + 5 zeytin + salatalık + domatesARA: 1 kivi + 5 fındıkÖĞLE: 4 dilim hindi füme + 1 dilim tam buğday ekmeği + marul salatasıARA: 1 kutu ayran + 2 grisiniAKŞAM: 2 kabak dolması + 1 kase cacık + 1 dilim tam buğday ekmeğiARA: 1 elma + 5 ceviz
ÇARŞAMBA
SABAH: 2 dilim taze kaşar peyniri ile kepekli tost + 1 bardak portakal suyuARA : 1 avuç yaban mersini + 1 avuç sarı leblebiÖĞLE: 1 kaşık zeytinyağı ile hazırlanan 2 adet enginar + çoban salata + 1 dilim tam buğday ekmeğiARA : Probiyotik yoğurt + 15 adet çilekAKŞAM : Izgara veya buğulama balık + roka salatası + 1 dilim ekmekARA: 1 armut + 5 ceviz
PERŞEMBE
SABAH: 4 kaşık müsli + 1 fincan süt + 1 çorba kaşığı keten tohumu + 4 kuru erikARA : 1 elma + 5 fındıkÖĞLE: Tavuklu marullu sandviç + 1 kutu ayranARA : 1 bardak limonata + 3 adet yulaflı diyet bisküviAKŞAM : Domates + sivribiber + lor peyniri ve 1 yumurta ile hazırlanmış menemen + semizotu salatası + 1 dilim tam buğday ekmeğiARA : 15 çilek + probiyotik yoğurt
CUMA
SABAH: 2 dilim kızarmış ekmek üzerine sürülmüş labne peyniri + 1 çay kaşığı balARA : 1 armut + 6 bademÖĞLE: 1 tabak domates soslu makarna + 4 kaşık yoğurtARA : 1 fincan sütlü kahve + 2 diyet bisküviAKŞAM: Tavuk suyuna çorba + haşlanmış tavuk + marul salatasıARA : 1 kivi + 5 ceviz
CUMARTESİ
SABAH: 2 dilim kepek ekmeği + beyaz peynir + domates + salatalıkARA : 4 kayısı + 3 cevizÖĞLE: 4 köfte + (salatalık+domates +nane+maydanoz ile hazırlanmış) bulgur salatası + 4 kaşık yoğurtARA : Üstüne labne peyniri sürülmüş 2 adet etimekAKŞAM : Domates çorbası + 6 kaşık kıymalı fasulye + 1 kase cacıkARA : 1 adet elma (üzerine tarçın ve kıyılmış ceviz + 1 kaşık kuru üzüm ilave edilerek pişirilecek
PAZAR
SABAH: 2 dilim kepek ekmeği + 1 yumurta + 1 çay kaşığı tereyağı + 1 çay kaşığı reçel ARA : 2 incir + 3 cevizÖĞLE: 1 tabak sebze çorbası + 150 gr. ızgara biftek + çoban salataARA : 1/2 adet simit + 1 parça beyaz peynirAKŞAM : 1 tabak türlü yemeği + 4 kaşık yoğurt + 1 dilim ekmekARA : 1 fincan süt + 1 muz
NOTLAR:
• Ara öğünler dahil olmak üzere her öğün arasında 0.5 litre su için.• Tuzu sadece yemekleri pişirirken kullanın, salata dahil yiyeceklerinize tuzu ilave etmeyin. Baharat ilave edebilirsiniz.• Diyet programınızı haftada 5 gün yarım saatlik tempolu yürüyüş ile destekleyin.• Salatanızı 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile istenildiği kadar, limon, nar ekşisi ve sirke ile hazırlayabilirsiniz.• Günde 2 fincan kahve ve 1 kutu diyet koladan fazlasını tüketmeyin.
Yaprak Çetinkaya
Formsante Dergisi Haziran 2011 Sayısı
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Meyve şenliği başladı!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/meyve-senligi-basladi/
Meyve şenliği başladı!
Yazın gelmesiyle giysiler hafiflerken fazla kilolardan da kurtulmaya çalışıyoruz.
Dr. Hasan İnselİlk akla gelen çözüm, beslenme şeklinin gözden geçirilmesi oluyor. “Daha çok sebze, meyve yiyeceğim”, “Şekeri, yağı azaltacağım” gibi sözler vermeye başlıyoruz. Kışın soğuğundan sonra baharın yorgunluğunu ve derecesi yükselmeye başlayan hava sıcaklığının etkisini azaltmak için meyve yardımcımız oluyor.
Sağlık deposu kayısı
Çoğumuzun şu sıcak yaz günlerinde severek yediği kayısının meyveler arasında ayrıcalıklı bir yeri var. Kayısının demirbaş gıdalardan biri olduğu, Himalayalar’ın Hunza Vadisi’nde yaşayanların, 100 yaşını görmesiyle kabul edildi. Geleneksel Çin tıbbında kayısı, bin yıldır kullanılıyor. Vücut sıvılarını yenileyen, toksinleri atan ve susuzluğu gideren özellikleri var.
Doğuya sefer yapan Büyük İskender’in bu meyveyi Batı dünyasına getirdiğine inanılıyor. Eski Yunan tıbbında şifalı özellikleri bilinen kayısıyı, Romalılar aşk tanrıçası Venüs’e adamış. Günümüz- deki araştırmalar kayısının en yüksek ve en çeşitli karotenoid düzeyine sahip olduğunu gösteriyor. Karotenoidler, kalp hastalığını önleyen, kötü kolesterolü düşüren ve kansere karşı koruyucu antioksidanlara deniyor.
Potasyum, demir ve lif kaynağıKayısı, içerdiği selüloz ve pektin sayesinde, kabızlık çekenler için değerli bir yardımcı ve hafif bir müshil. Genellikle 6-8 kayısı istenen sonucu verecektir. Özellikle kış aylarında popüler bir alternatif olan kuru kayısı, kurutma işlemi sırasında bozulmayı önlemek için eklenen kükürtdioksit nedeniyle yaklaşık her 100 kişiden birinde alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve her 20 astımlıdan birinde krizleri tetikleyebilir. Kükürtsüz kuru kayısı yemek isterseniz doğal yoldan kurutulmuş (kahve rengi) kuru kayısılardan alabilirsiniz. Yalnız unutmayın, taze kayısının yüz gramında (3-4 iri kayısı) 50 kalori ve 9 gr. doğal şeker varken, 100 gr. kuru kayısıda suyu giderek konsantre olduğundan, 215 kalori ve 53 gr. doğal şeker var. Kayısıda oksalat bulunduğundan, kalsiyum oksalatlı böbrek taşları olanların fazla kayısı yememeleri önerilir.
Serinlik yolu karpuzYaz aylarının vazgeçilmezi karpuzun anavatanı, Afrika’nın tropikal bölgeleri. C vitamini deposu karpuzun aynı zamanda kırmızı rengiyle kendini gösteren beta- karoten içeriğiyle antioksidan etkisi var. Bol miktarda su içeriğinden dolayı kilo vermek isteyenlere beslenmelerinde destek olabilir. Bir ince dilim karpuz (200 g.), yaklaşık 70 kalori enerji içerir. 100 mg. kadar potasyum içeriğiyle vücudu destekler. Lif bakımından zengin olmasıyla da bağırsakların çalışmasında etkili.
Ödem giderici kirazDolgun, parlak, renkli ve tatlı kirazların yararları saymakla bitmez. Kirazın en önemli özelliği, salisilat içeriğiyle aspirin benzeri etkisinin olması. Bunun yanında böbreklerin ve karaciğerin toksik maddelerden arındırılmasına yardımcı oluyor. 14-15 adet kiraz, 160 mg. potasyum içeriğiyle kadınların özel dönemlerinde vücutlarında meydana gelen ödemin atılmasında oldukça etkili. Bir küçük kase kiraz, 50 kalorilik düşük enerjisi ve içeriğindeki lifle kilo vermek isteyenleri tok tutarak bu sürece yardımcı da oluyor.
Meyve salataları yaratınÇeşitli meyvelere taze cevizle badem, yağsız yoğurt katarak farklı salatalar elde edebilirsiniz. Bu tip salatalar özellikle meyveyle arası pek iyi olmayan çocukların ve gençlerin iştahını kabartıp, onları meyve tüketmeye alıştırabilir. Yediğiniz her meyvenin değişik oranlarda A ve C vitamini içerdiğini unutmayın. Her gün değişik çeşitte ve renkte meyve yemeye özen gösterin.
Elmanın kabukları şifa kaynağı
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Tavuk dönerde inek memesi!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/tavuk-donerde-inek-memesi/
Tavuk dönerde inek memesi!
Ucuz olması nedeniyle tüketimi giderek artan tavuk dönerde, maliyeti düşürmek amacıyla içine karıştırılan deri, sakatat gibi ürünlere son olarak inek memesi de eklendi.
Çarşı merkezlerinde, okul ve dershanelerin civarındaki kafeteryalarda ve seyyar tezgahlarda satılan tavuk döner, ucuzluğu ve hazırlanmasının kolaylığı nedeni ile büyük rağbet görüyor. Türk usulü fast food olarak da adlandırılan ekmek arası tavuk dönerin fiyatı mahalle aralarında ayranla birlikte 1 TL’ye kadar düşebiliyor. Türkiye Lokantacılar Federasyonu Başkan Vekili Şefik Aslan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, tüketicinin sağlıklı ve ucuz olması nedeniyle beyaz ete yöneldiğini belirterek, bu kapsamda tavuk dönerin imalat ve satışının da kolay olması nedeni ile yaygınlaştığını söyledi.Kazançlarını arttırmak isteyen bazı ’uyanıkların’ ise çeşitli hilelere başvurduğunu, sakatat parçalarından bağırsağa, kıyılmış tavuk derisinden paçaya kadar birçok artık maddenin tavuk dönerde kullanıldığını ifade eden Aslan, “Tavuk kesim ve parçalama işlerinin yapıldığı yerlerde, çöpe atılması gereken sakatat ve özellikle tavuk derisi bazı çalışanlar tarafından çuvallara doldurularak, dönercilere satılıyor” dedi.Artıkların tadının anlaşılmaması için baharatlanarak dönerin içerisine karıştırıldığını belirten Aslan, şunları kaydetti:”Döner, Türk yemek kültürünün yurt dışındaki en çok bilinen ve en iyi temsilcileri arasında yer alıyor. 2006 yılına kadar hem tavuk dönerde hem de et dönerde hileye pek fazla rastlanmıyordu. Ancak artan taleple birlikte sayısı artan tavuk dönercilerden bazıları daha çok kar elde etmek için hileye başvurmaya başladı. Son dönemlerde deri ve sakatatların yanı sıra tavuk dönere karıştırılan ürünler arasına inek memesi de eklendi. Sakatat, tavuk derisi, paça gibi tavuk etine karıştırılan maddeleri tespit edebiliriz. Ancak tavuk dönere karıştırılmış inek memesini tadından ayırt etmek çok zor. Bu tavuk dönerdeki en son hiledir. Gıda da yapılan hileler sağlığımızı bozmasının yanı sıra damak tadımızı da yok ediyor.”Gıda hilelerinin sadece tavuk dönerle sınırlı kalmadığını belirterek, tüketicilerin bu konuda bilinçli olmaları konusunda uyaran Aslan, şu bilgileri verdi: “Soframızda her öğün bulunan ekmeğe karbonat katılarak rengi beyazlaştırılıyor. Kasaplarda et terbiye edilirken yüzde 20-25 oranında su verilip ağırlaştırılıyor. İnsanlarımız eti bir kilo diye alıyorlar ama onun sadece 750 gramı et. Kırmızı bibere kiremit tozu, karabibere renk alması için kanserojen boya katılıyor. Kırmızı etten yapılan kıymaya tavuk kıyması karıştırılıyor. Küf tutmuş ve bayatlamış peynirler, eritilerek eritme peynir olarak piyasaya sürülüyor. Salam sosis ve sucuk gibi et ürünlerine tavuk derisi bağırsağı taşlık karıştırılıyor. Sütün öz yağı alınarak, katı yağ ile karıştırılıyor. Bu şekilde süte yağlı süt imajı veriliyor. Bu gıda hilelerine karşı yapılacak en iyi iş bilinçli bir tüketici olmak.”İNEK MEMESİ LABORATUVARDA TESPİT EDİLEBİLİR
Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Özgür Gölge ise inek memesini tavuk etinden tadarak ayırt etmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, ancak laboratuvar ortamında yapılacak testler sonucunda tavuk etindeki inek memesinin tespit edilebileceğini söyledi.
Gıda hilelerinin bir insanlık suçu olduğunu belirten Gölge, döner içerisindeki inek memesinin mastitis hastalığı (meme iltihabı) taşıdığı takdirde ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydetti.Tavuk döner yapan yerlerin ucuz fiyatlara aldıkları memeleri dönerin içerisine öğüterek karıştırdıklarını ifade eden Gölge, “Gıda hilelerine karşı daha sıkı tedbirler alınmalı. Yetkili kurumlar denetim ve kontrollerle bu tür kötü niyetli kişilerin halkın sağlığı ile oynamasına izin vermemeli. Tüketici de bu konuda duyarlı olmalı gıda açısından güvenilir yerleri tercih etmeli” diye konuştu.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Beslenem programınızı değiştirin!
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/beslenem-programinizi-degistirin/
Beslenem programınızı değiştirin!
Kronik hastalığı olanların, çocukların, yaşlıların ve hamilelerin yaz aylarında beslenmelerine daha fazla özen göstermesi gerekiyor: Yağ oranını azaltın, bol su için, sebze ve meyveyi ihmal etmeyin
Yaz aylarında kalp, tansiyon ve reflü gibi hastalıklarda artış olduğuna dikkat çeken Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden beslenme ve diyet uzmanı Gizem Keservuran; bu dönemde sağlıklı beslenmenin yollarını anlattı:“Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artıyor ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyor. Kalp atımında düşme, doku ve organlarda oksijenlenmede azalma, kalp atım sayısı ve kan basıncındaki artış nedeniyle yaz aylarında tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözleniyor. Yaz mönüsü hazırlayınArtan terle su ve mineral kaybı sonucu; bayılma hissi, bulantı ve baş dönmesi görülüyor. Bebek ve çocuklarda ishale yakalanma sıklığı artıyor. Besinlerin bozulma riski de yükseldiği için zehirlenmelere rastlanıyor. Beslenme düzeninde yapılacak bazı ufak tefek değişiklikler, sağlık sorunlarının azalmasında ve önlenmesinde etkili oluyor.
Kahvaltıda kuşburnu çayıKahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafeinli içecekler yerine ıhlamur, kuşburnu çayları tercih edilmeli. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı yöntemler uygulanmalı. Vücut direncini artırmak, yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze-meyve çeşitlerinden yararlanılması önemli.
Baklava yerine yulafKan şekerini hızla yükselten ve düşüren basit karbonhidratlardan uzak durulmalı. Tam buğday ekmeği ve yulaf gibi lifli besinler tercih edilmeli. Her gün en az 2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli, ayran, taze sıkılmış elma suyu tüketilmeli.
Yürüyüşe aç çıkmayınGün içerisinde en çok yorulan organlarımızdan biri kalp. Günde yaklaşık 100 bin kez, dakika da 60-80 kez atıyor. Kalp-damar rahatsızlığına bir de vücudun yağ ağırlığı eşlik ediyorsa kişi, kilo vermeli. Bireyler fazla kiloluysa kesinlikle koşu egzersizi değil, kalp atım, nabız aralığını belirli seviyede tutacak şekilde tempolu yürüyüşler yapmalı. Yürüyüşler sırasında gerekirse 10 dakikalık aralıklarla iki dakikalık dinlenme molaları verilmeli.
Kişi eğer sabah yürüyüş yapıyorsa kesinlikle karnı aç olmamalı. Glisemik indeks yani kan şekerini yükseltme hızı düşük olan çilek, kiraz, elma gibi meyvelerden az miktarda (3-4 çilek, 5-6 kiraz, 2 taze kayısı ya da yarım orta boy elma gibi) tüketerek yürüyüşe çıkılmalı. Bu; hem karaciğer için enerji kaynağı olacak hem de ani kan şekeri düşüşlerini engelleyecektir.”
MEYVEYLE ÖĞÜN GEÇiŞTiRMEYiN
Şeker hastaları özellikle yaz aylarında uzun süre aç kalmamalı ve ara öğünleri atlamamalı. 2.5-3.5 saat aralıkla ve doğru besin tüketimiyle yaşam kalitesi artırılabilir. Ayrıca yazın ��ğünlerin sadece meyveyle geçiştirilmesi oldukça yanlış. Meyvenin ana yemek yerine değil, yemekten sonra yenmesi gerekir.
TUZ YERiNE BAHARATTuzluk, yerini baharatlara bırakmalı. Kereviz, mantar, hardal otu, kişniş, kimyon, sarımsak, soğan tuzu, karanfil, karabiber, kırmızı biber, sivri biber, zerdeçal, zencefil, ardıç, tarçın, reyhan, maydanoz, taze soğan, fesleğen, kekik, biberiye, tarhun ve defne gibi baharatları kullanın.
Reflü hastalarına birkaç öneriYağı azaltın: Yağ oranı yüksek yiyecekler, mide boşalmasını geciktirir.Fazla yemeyin: Öğünler sık aralıklı olmalı (en az 2 saat). Fazla yemek mide basıncını artırır ve reflü riskini yülseltir.Kola değil su için: Soda, gazlı içecekler, meyve suları tüketimi, reflü şikayetlerini artırıyor.Alkole dikkat: Özellikle bira, içildikten bir saat sonra mide asit salgısını iki katına çıkarır. Dolayısıyla mevsim geçişlerinde alkollü içecek tüketimine dikkat edilmeli.Izgara tercih edin: Günlerin uzamasıyla akşam yemeğini yemek, 20.30-21.00 saatlerini buluyor. Geç saatlerde yenen ağır yemekler, gece boyunca kişiyi rahatsız eder. Seçimlerinizi balık ızgara, beyaz et veya zeytinyağlı sebzelerden yana yapın.
0 notes
diyet34com-blog · 9 years ago
Text
Diyet34.Com - Kilo-depresyon ilişkisi
Diyet34.Com Yeni Konu : https://www.diyet34.com/kilo-depresyon-iliskisi/
Kilo-depresyon ilişkisi
Depresyon ve fazla kilonunun birbiriyle ilişkili olduğunu pek çok çalışmada görüyoruz.
Dilara Koçak Tipik olarak, bu ilişki daha çok 65 yaşın altındaki, daha eğitimli ve yüksek geliri insan grubunda daha fazla görülüyor. Bazı çalışmalar bu durumun erkeklere göre kadınlarda daha sık görüldüğünü söylese de bunun çok önemli olmadığını bildiren araştırmalar da var. Bu ilişki sadece yetişkinler ile sınırlı kalmıyor, ergenlik dönemi çocuklarda da obeziteyle depresyon arasında ilişki var. Ayrıca, hamilelik döneminde fazla kilo almış birçok yeni annenin de depresif belirtiler geliştirdiği bildiriliyor.
Hangisi önce geliyor?Araştırmacılar, böyle bir ilişki bulunduğundan emin ancak bu ilişkinin yönünü belirlemede sıkıntı yaşıyor. Bir başka deyişle, fazla kilonun mu depresyona yol açtığını, yoksa depresyonun mu fazla kilo alımına yol açtığını tam belirleyemiyorlar.Örneğin, depresyon belirtileri, fazla kilo alımına sebep olabilir çünkü iştah artışı ve daha az fiziksel aktivite ve kilo alımı depresyonun yaygın belirtilerindendir. Ayrıca, depresyon için geliştirilmiş birçok ilacın yan etkisi de kilo almaktır. Buna ek olarak, yeme bozukluğu olan birisi için depresyon, tıkınırcasına yeme özelliği bakımından kilo alma risk faktörünü de artırabilir.Diğer yandan, obez olmak da tek başına depresyona yol açabilir. Obez olmak bazı durumlarda sosyal bir damga olabiliyor, bu da olumsuz ve acı verici yorumların gelmesine fırsat veriyor. Sosyal damganın yanı sıra, obeziteden dolayı fiziksel hareket de kısıtlı olabiliyor. Keyif verici, tatmin edici aktivitelere katılmak zorlaşıyor. Depresyon ve kilo alımı işte böyle durumda kısır döngü haline geliyor. Sıkkınlık, yalnızlık, izole hissetme ve birçok farklı diğer duygusal sebeplerden dolayı yemek yediğinizde, kilo alıyorsunuz. O zaman da daha depresif hissediyorsunuz ve kendi beden imajınızla mutlu olmuyorsunuz. Bu da sizin kendinizi daha rahat hissetmek ve bu olumsuz duygularla baş edebilmek için yemeklere yönelmenize sebep oluyor olabilir.
Depresyon ve kilo alımının önüne geçmek için tüyolar* Egzersiz, depresyon ve kilo alımıyla savaşmak için çok etkilidir. Düzenli bir rutin oluşturun ve duygu durumunuzu mercek altına alarak, değişimleri not edin.* Ailenizden ve arkadaşlarınızdan, ihtiyaç duyduğunuzda destek isteyin.* Bazı depresyon ilaçları da kilo alımına sebep oluyor. Bununla ilgili olarak, doktorunuza mutlaka başvurun. İlaç düzenlemelerinizi bu isteğinize göre yeniden yapılandırabilir.* Bazı antidepresanlar, enerji yükselmesine de yol açabiliyor. Bu yan etkiden faydalanıp, doğru yönde hareket etmenizi kolaylaştıracak bir faktör haline getirebilirsiniz.* Eğer antidepresan dozunuzun yeniden ayarlanması gerektiğini hissediyorsanız, doktorunuzla düzenli olarak mutlaka takip edin.* Her gün yeterli düzeyde uyumaya özen gösterin.* Endişelerinizden arınmak için rahatlama tekniklerini kullanarak, zihninizi olabildiğince boşaltabilirsiniz.* Dengeli ve sağlıklı beslenin. Böylelikle kendinizi çok daha iyi hissedecek ve daha enerjik olacaksınız.* Yaşadığınız depresif duygu durumu, kilo verme ve antidepresanların sizin üzerinizdeki duygusal etkilerini not edin.* Unutmayın ki, yardım istemek, bir zayıflık değil, aksine güçlü olmanın göstergesidir.
0 notes