Tumgik
doganaysblog · 3 years
Text
"Yanlış düşünebilir yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin ama yanlış hissedemezsin".-edith wharton. bu yazıya hissini tanımı ile başlamak istiyorum .kişinin ruh halini içsel ve çevresel etkilerle etkileşiminden doğan kompleks psikofizyolojik bir değişimdir. kişiye özgü sağlık duyusunu belirleyen temel faktördür. insanın günlük hayatında merkezi bir rol oynar .peki duygu ve his aynı şeyler midir ?Duygu evrenseldir hislerimiz ise kişilik ve tecrübelerle şekillenir örneğin üzücü bir olay karşısında 2 kişinin de dışarı vurduğu Duygu üzüntüdür. ama bu durum karşısında hissettikleri tamamen farklıdır bundan dolayı bir insanda güvendiğim duyguları değil hisleridir .günlük hayatta birçok olaylar yaşarız bu olaylara benliğimizin verdiği birtakım tepkiler vardır .düşünür sorgular anlam bulmaya çalışır ve ona göre davranırız aynı zamanda bu olaylar hakkında yorumlar yapar içimizi sorular sorup yine içimizde cevaplar vermeye çalışırız bu düşüncelerin doğruluğu tartışılır. sorulan sorulardan Emin olmayabiliriz. bir şekilde yanlış tepkiler verebiliriz .fakat buolaylar karşısında tek bir şey hissederiz ve bence doğruluğu yanlışlığı tartışılmayacak tek şey budur. insan doğası gereği bir takım düşünceler içinde boğuşur sürekli cevaplar aramaya çalışır anlamlandıramadığı her bir düşünce beyninde bir kelime yumağına dönüşür bu da onun bilinmezlik olgusuna yönlendirir .bu olgu insanları ürkütür. geleceği göremeyen varlıklar olmamız sebebiyle gerginlik Yaşariz. karanlık bir odada gözlerimizi açtınız düşünün. bir yerde oturuyorsun ve oturduğun şeyin bir sandalyemi masamı olduğunu bile bilmiyorsun etrafında olan tüm her şeyden bir habersin aynı şekilde olacaklardan da. bu seni korkutuyor soğuk terler dökmeye sebep oluyor kalbinin beyninin içinde attığını bile düşünüyor olabilirsin aynı şekilde oturduğun yerde ışığın yanmasını bekliyorda olabilirsin ya da kurtulmak için çözüm arıyor çabalıyor bir şeyler bulmaya çalışıyor olabilirsin bunların hepsini bilinmezliğe karşı duyulan korku yaptırıyor. fakat hisler yüzünden farklı tepkiler veriliyor. Bizleri yönlendiren şey hissettiklerimiz dir hislerimiz sayesinde harekete geçeriz. duygularımızı yanlış yorumlayabiliriz yanlış anlayabiliriz ve yanlış tepkiler verebiliriz fakat çoğu zaman hissettiğimizi doğru olduğunu varsayarak harekete geçeriz bu sebepledir ki hisler tartışmaya açık olmayan zamanla kazanılan öznel değişimlerimizdir.
0 notes
doganaysblog · 3 years
Text
Mutsuzluk 21. yüzyıl en büyük sorunlarından biridir gelişen ve gelişmekte olan teknoloji başta olmak üzere eğitimsizlik şehir hayatı insan ilişkileri sağlık sorunları ve benzeri mutsuzluk kavramla neden olan etkenlerdendir .peki ülke olarak diğerlerine kıyasla ne kadar mutluyuz? yapılan araştırmalara göre 37 ülke arasında sondan 3.yüz. dünya mutluluk raporu sıralamasında ise 10 puan üzerinden 5.3 almışız. insanlarımız mutsuz ve mutlu olmak üzere ikiye ayrılmış vaziyette. fakat mutsuzların ağırlıkta olması ne acı... İnsanların kendi hakkında özgürce karar alabildiği toplumsal destek Sevgi güven adalet ve cömertliğin yüksek olduğu toplumların daha mutlu olduğu aşikar. bizde ise mutluluk denen şeyi maddiyata bağlamış ve harcadıkça tükettikçe mutlu olduğunu sanan insanlar var Maddiyatı çok olup mutsuzlarda az olup mutlu olanlar da var ise mutluluk kavramı maddiyat değildir. neden bu çelişki? insanlar nasıl daha mutlu olabilir? var mıdır bir formülü tarifi? TDK ya göre mutluluk bütün özlemlere eksiksiz de mütemadiyen ulaşmaktan duyulan Kıvanç durumu Kut Saadet bahtiyarlık olarak tanımlanmıştır aynı TDK mutsuzluğa ise mutsuz olma durumu bedbaht deyip geçmiştir bu sebeple ben kendi sözlümün atlasam mutsuzluğu içinizde bir şeylerin sıkışması anlam verilemeyen uykusuz geceler saatlerce aynı yere boş boş bakmak okuduğu yeri tekrar tekrar okuyup yine anlamlandıramamak çok yemek az yemek tırnak yemek kişinin kendini yemesi sömürmesi dir derdim sanırım. kimdir mutsuz son 5 TL'si ile odun almaya gidip günlerce yemek yememiş çocuğu üşümesin diye eline saç kurutma makinesi verip ya intihar eden annedir mutsuz. çocuğu bir şey ister de alamazsam diye maddiyat korkusu yaşayıp onu arka sokaktan dolaştıran babadır mutsuz. bizler göremiyoruz bilemiyoruz duyamıyoruz onları. içimizdeler en yakınımızda lar maddiyatın gözü kör ettiği bir yerde kulaklarımızın da tıkalı olması nedendir? duyalım mutsuzların sessizce her kırdıkları imdadını mutsuz olmamak için mutlu edelim gülüp güldürelim sarılmaya nasılsın diye sormaya başlayalım en yakınımızdan elimizde küçük telefonları biraz bırakıp başımızı dış dünyaya kaldıralım derin bir nefes alalım bunu yapamayanlar da varken ne büyük hediyedir belki de nefes...
1 note · View note
doganaysblog · 3 years
Text
Kendini gerçekleştirmek... Nedir ki kendini gerçekleştirmek ?ideal benliğini arama çabası mı? kişinin kendiyle savaşının dinmesini sağlamak mı? derin varoluşsal boşluğu doldurmaya çalışması mı? kimdir kendini gerçekleştiren ?Evren ahengine uyum sağlayan mı yoksa kendini zirvede sanıp avutan mahluklar tarafından tenkitler duyduğunda kendi zirvesinden aşağı seyreden mi? Zirve nedir o zaman ?kimin zirvesi yüksektir? zirve bir piramidinin en üst en sivri yeridir piramit ise maslow'un ihtiyaçlar piramididir. Fizyolojik ihtiyaçlar ile başlayan bu piramit sırasıyla güvenlik aitlik ve sevgi ihtiyaçları en son ise kendini gerçekleştirmek yani Zirve işte bu kısma geçenlerin zirvesi herkesten yüksektir. bazı insanlar belirli bir kalıbın içine girmiş ya da zorla o kalıba sokulmuşlardır bilinç altlarında o kalıbın dışına çıkmanın yanlış olduğu yatar bazıları bu yanlışı günah bazıları suç bazıları ise ayıp olarak nitelendirir peki kayıp olan benliğini nasıl bulabilirler? yaptıkları işi severek yaptıklarında çevreden bağımsız kalıp ben buyum diyebildiğinde aynaya baktıklarında dış görünüş dışında içinde yatan kişiyi görüp gülümseye bildiğin de kendilerine tasvip olanı bulduğunda yapılan işlerin akıbetini beğendiklerinde. mutludur benliğini bulan insan camda asılı duran kayıp yazısını kaldırmıştır onlar. sokulduğu kalıptan çıkıp kalıbın içinde durması gereken keki de pastayı koymalı belki de ya da altında kaldı baskıyı ninni yapıp uyumalıdır .özgürdür onlar ağlamaktan korkmaz gülmekten çekinmezler. her duyguyu iliklerine kadar hissetmek isterler. engellere takılıp düştüklerinde pes etmez kalkıp engelle etrafından dolaşmayı öğrenip istediğini gerçekleştirene kadar devam ederler. başardıklarını da ise oh be diyebilmenin huzuru ile dolarlar .Deniz sonrası yemeye ,ağlayan çocuğa verilen çikolataya, herkesin güldüğü rastgele çekilen bir fotoğraf karesine, ansız gelen bir hediyeye, sana gülümseyen bir bebeğe, mutlu olmaya ve mutlu etmeye benzer bir histir ben başardım diyebilmekte .Hülasa" savaşım dindi beni buldum ben bugün boşluğumu doldurdum tenkitleri derinlerimde sonuca bağladım. Evren ahengine uyum sağlamak zorunda kalmadım güvendim sevdim değerli olduğumu hissettim" dedi artık aynaya baktığında içimde görebildiğin benliğim "ben ben oldum" dedi sonra da "hep böyle gülümse çok yakışıyormuş "dedi.
1 note · View note