Tumgik
Text
5 dk içerisinde 10 kere mood değiştirmek galiba gizli yeteneğim
177 notes · View notes
Text
biz kendi halinde bloglarız, gönderi atar ve çıkarız, iletişim kurmayı sevmeyiz, beğendiğimiz her şeyi paylaşmak isteriz, modumuza göre gönderilerimiz farklı ruh hallerine bürünür, yerine göre melankolinin dibini yaşarız, serdar ortaç dinleyerek kendimizi motive etmeyi de ihmal etmeyiz, kimsenin üzgün olmasını istemeyiz çünkü biz de üzülürüz, biz kendi halinde bloglarız ve böyle çok güzeliz
324 notes · View notes
Text
İlişki yaşamak benden mi geçti yoksa ben mi ilişkiden vazgeçtim bilemiyorum
43 notes · View notes
Text
eski hayatimi o kadar cok ozledim ki suan yaptigim hic bir sey depremden once ki eglenceyi tadi vermiyor. cogu arkadasimla aram acildi, nerdeyse hayatimda olan cogu seyi kaybettim. hala asamiyorum o kadar cok zoruma gidiyor ki diyorum deprem olmasaydi boyle olurdu. keskeler cok acitirmis
49 notes · View notes
Text
herkes sevilecek diye bisi yok tamam mi yuksek lisans yapariz biz de mecbur
13 notes · View notes
Text
Psikoloğum "bu acı bitsin istemiyorsun çünkü bu sana ondan kalan son şey." dediğinden beri iyi değilim.
1K notes · View notes
Text
müsaitsen altaylardan tunaya dinleyelim.
35 notes · View notes
Text
Blogumu sevenler söylesin ha ben artık böyle şeyler duymak istiyorum
344 notes · View notes
Text
Kendi kendine konuşmak, mükemmel bişi ama arada saçmalıyo karşımdaki
354 notes · View notes
Text
Ben mükemmel değilim. Benim de hüzünlerim, herkesten sakladığım veya saklamadığım acılarım var. Bir şey başardıktan sonra değer vermeye başlayıp süs oyuncak gibi yanınızda dolaştırıp övüneceğiniz bir şey de değilim. "O zaten uslu, kendini idare ediyor, bırakın kendi halinde oynasın, kendi kendine büyüsün" denilecek bir 'çocuk' hiç değilim. Benimle de ilgilenin, yeri geldiğinde bana da kızın, bana ders verici öğütler verin, uymam gereken kuralları, yerine getirmem gereken sorumlulukları anlatın. Benim de saçımı okşayın, gece üstümü örtün, benim için de endişelenin, madem seviyorsunuz sevginizi bana da hissettirin. Gözümün sulandığını fark edin, kabustan uyandığımı veya uyanamadığımı görün, kederlendiğimde anlayın, geçmeyecek bile olsa geçecek deyin.
Benim istemediğim kadar arkadaşım var zaten. Bana arkadaş değil, aile olun. Beni kalabalıklar içinde yalnız hissettirmeyin, eve döndüğüme pişman etmeyin. Çünkü benim bundan başka evim diyebileceğim bir yerim yok. Zaten içime işlemiş olan bu yalnızlıktan bıktım usandım. Ben sizin arkadaşınız değilim, kızınızım. Ne kadar büyümüş gibi gözüksem de, çocukken olduğu gibi hâlâ yatağıma kapanıp uyumuş gibi yapıp ağlıyorum sürekli. Ve bu gözyaşlarımı hâlâ kimsenin fark etmemesi o kadar canımı yakıyor ki. Siz yanımdaymış gibi gözükürken yanımda sizi hissedememenin acısı çok büyük, hele ki sizin iyi niyetle bir şeyleri doğru yaptığınızı düşündüğünüzü görmek, kendime kızgınlığımla karışarak daha da büyütüyor bu acıyı.
Beni, 'sen oldun' deyip dışlamayın. Benim de elimden tutun, beni orda öylece acılarımla bırakıp sonra da unutmayın. Çünkü bunu fark ettiğim her seferinde içimden çok büyük bir parça kopuyor.
Bir kere de benim için ağlayın, çünkü ben hep birileri için ağladığım halde hiç ağlamayan kişi sanılmaktan yoruldum. Yaşamaktan çok; herkesin gözünde cesur, güçlü, hayata hazır gözükmek yakıyor canımı. Çünkü kendimi bildim bileli hayata karşı cesur olmak, ta çocukken kendini avutmayı öğrenmek zorunda kalmak, her zaman kendi sesini dinlemek, hep yetişkin gibi davranmak kuytu köşede saklanan içimdeki kırgın çocuğun büyümesini engelledi, o hâlâ çocuk.
Çocukken cesur davrandığım her anda aslında ne kadar korktuğumu asla bilemediniz. Aynı yaştaki kuzenlerimin arabada uyuya kalınca kucakta taşınıp yataklarına yatırıldıklarını gördükten sonra benim uyandırılıp yatağıma kendi kendime yürümek zorunda kalmamın acısının yerini hiçbir zaman hiçbir oyuncak doldurmadı, bu satırları yazarken bile ağlatıyor.
Babamın başkalarının çocuklarıyla benle oynadığından çok oynaması, daha çok ilgilenmesi; annemin çoğu zaman kendi problemleriyle ilgilenip bana yansıtması; şimdi hatırlamıyorumdur tutunacak güzel bir anım olsun diye düşünerek anne ve babama kendi çocukluğumla ilgili anı sorduğumda ikisinin de benim hatırladıklarımdan başka bir şey hatırlamaması...
Çok hasta olmadım diye mi çok ilgilenmediniz benle? Ya da kaybolup bi kaza geçirmedim diye mi endişelenmediniz? Neden bu kadar iyi bi çocuk oldum ki... keşke yaramaz ve şımarık olsaydım. Derslerim iyi diye mi ödevlerime yardım etmediniz?
Geçmiyor kırgınlıklarım, geçmiyor. Bunun şifası aşk mı olur? Gerçi şimdiye kadar bana doğru düzgün aşık olup peşimde koşan da olmadı. Ne yapayım? Kariyer yapıyorum, ne işim var benim kocayla çocukla mı diyeyim? Benim de başımı yaslayacak bir omza ihtiyacım var ya.
Neyse, bunu günlüğüme değil de buraya yazmamın sebebi birilerinin okuyup yazımda kendini bulup yalnız olmadığını anlamasını sağlayabilmekti, onları görünce ben de rahatlarım belki bi nebze.
Çocukluk yaraları iyileşmiyor. Keşke bir zaman makinesi olsa ve çocukluğumun yanına gidip ona sımsıkı sarılsam. Çünkü sarılmaya çok ihtiyacı var, tıpkı benim gibi.
100 notes · View notes
Text
İçimde dolduramadığım bir boşluk var, yerine bir şeyleri koyamadığım. Onu alıp şuraya koyuyorum, şunu alış buraya fakat hiçbir şekilde dolmuyor. Bir arayış içerisindeyim fakat neyi aradığımı bende bilmiyorum. Sevmek istiyorum, sevilmek istiyorum bunu biliyorum fakat birini sevmekten çok korkuyorum. Birinin beni sevme düşüncesi beni çok endişelendiriyor. Sanki birisi beni severse beni kırar diye düşünüyorum. Aynı yerden defalarca kez kırılınca hissizleşirmiş bir insan. Hissizleştim mi bilmiyorum ama artık bir şeyler hissetmeye başlamak istiyorum. Bu korkum yüzünden defalarca kez insan çıkardım hayatımdan, engel oldum birinin beni sevmesine. Günün sonunda bir çok pişmanlığım oldu evet, o kişiyi çok özledim, bana verdiği ilgiyi, alakayı, koşulsuz olarak gösterdiği o sevgiyi çok özledim. Hâlâ daha deli gibi özlüyorum ama bazen doğru bir karar verdiğimi de düşünüyorum. Beni gerçekten sevseydi çabalardı, beni gerçekten önemseseydi yanımda kalmak için çaba gösterirdi, bana bu çabayı hissettirirdi, iki gün uğraşıp üçüncü gün "tamam" diyip gitmezdi. Benim yapabildiğim şeyleri o da yapabilirdi. Her şeye rağmen o duvarı aşıp güvenimi kazanabilirdi ama istemedi. Bilmiyorum düşüncelerim ne kadar size mantıklı geliyor fakat, bir boşluk var içimde. Dolduramıyorum. Beynimin içinde ki düşünceleri bastıramıyorum, engelleyemiyorum. Çok yoruldum. Bir şeyleri kendi kafamda düşünmekten çok yoruldum. Haklı mıyım? Haksızlık mı yaptım? Bilmiyorum fakat çok özlüyorum.
4 notes · View notes
Text
Aşırı derecede nedenini çözemediğim içsel bi sıkıntı yaşıyorum
171 notes · View notes
Text
babamin bu da bizim damat diye senin sirintina vurarak akrabalara tanittigini senin tum islere yardim ettigini benimde kenarda oturup hicbi sey yapmadan seni izledigimi dusunsene cok guzel olmaz miydi bitanem
837 notes · View notes
Text
delirdim ama yeterince değil
5 notes · View notes
Text
gözlerin.
ruhun.
varlığın.
Tumblr media
2 notes · View notes
Text
burayı aktif olarak kullanmaya mı başlasam?
0 notes
Text
Kalabalıktan hoşlanmaman umurlarında değil, kimse senden bu yüzden hoşlanmayacak, kimse sessizliğini anlamayacak; kimse içinde kopan fırtınaları, omzunda eksik olan eli, buz tutmuş kalbini, gölgelerden saklanmak istediğini, yatağın altına süpürdüğün ağlama seslerini duymayacak. Herkes, her zaman bekleyecek. Ve seni çok sevdiğini iddia edecek bu insanlar, senin için ne kadar acı çektiklerinden bahsedecekler, aslında hep kafalarında kurdukları bambaşka bir seni beslemeye devam ederken. Sana dans etmeyi sevdiren kişi olma ihtimalini sevecekler, senin içinde sakladığını düşündükleri kahkahayı dudaklarına ulaştırabilme ihtimalini. Sende sevdikleri şey hep kendileriyle ilgili olacak. Gülümseyemediğini fark ettiklerinde, dans edemediğinde ve ayaklarına bastığında ilk seni suçlayacaklar, sevilmeyi bilmediğinde zaten sevilmeyi hak etmediğini söyleyecekler ve sen onca zaman onları incitmemek için kendi kendini yaralarken onlar, bir gün seni terk edip giderken iki kez düşünmeyecekler. Hep terk ettiler, her zaman terk edecekler. Ama sende her zaman kötü olmaya devam edeceksin, bir gün bir başkası çıkacak ve seni ne kadar çok sevdiğini, diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu söyleyecek ve seni diğerlerine benzetmeye çalışırken öncekilerin yarım bıraktığı şeyi tamamlayacak, sen yok olacaksın ama onların hiç bir haberi olmayacak. Seni bir çamur gibi işleyemediklerini fark ettiklerinde ellerini kirlettiğin için hesabını senden soracaklar. Sen hiç sevilmemiş olacaksın, sevmenin ne demek olduğunu da hiç bir zaman anlamayacaksın...
100 notes · View notes