Tumgik
dolunayligecee · 14 minutes
Text
Yaylardan nefret etmem dışında hiçbir sorun göremiyorum.
Beraber mutlu olacak burçlar listesi;
KOVA - BAŞAK
OĞLAK - YOK
BOĞA - AKREP
KOÇ - ASLAN
TERAZİ - TERAZİ
YAY - YENGEÇ
İKİZLER - HEPSİ
34 notes · View notes
dolunayligecee · 19 minutes
Text
Belirsizlikten nefret ederken hayatının kocaman bir belirsizliğe dönüşmesi
55 notes · View notes
dolunayligecee · 6 hours
Text
Ellerimin titremesi durmamış. Sadece ben artık titrediklerini fark edemeyecek kadar kendimden bi' haberim.
10 notes · View notes
dolunayligecee · 11 hours
Text
insan sustuklarından ibaretmiş. içindeki çözemediği düğümlerden, bir resme bakıp düşlemekten, sessizce beklemekten, çekingen bir yürekten.
2K notes · View notes
dolunayligecee · 23 hours
Text
ben bazen cenaze evi gibi oluyorum. senin hiç mi üzülesin gelmedi.
3K notes · View notes
dolunayligecee · 1 day
Text
Ben bir kere istenmediğimi hissetmiştim o günden sonra hep kapıya yakın oturdum her anlamda
185 notes · View notes
dolunayligecee · 1 day
Text
beni heyecanlandıran hiçbir şey kalmamış gibi. o kadar kaçmışım ki herkesten ve her şeyden yanıma sevinçlerimi almayı unutmuşum. karanlıktan korkan bir çocuk gibi karanlıkta kalıp kendime sığınmış, birilerinin ışığı yakmasını beklemişim hep. oysa ışıkları yakacak kimsem yokmuş kendimden başka.
31 notes · View notes
dolunayligecee · 1 day
Text
Gökyüzüne doğru kanat çırpan bir kuşun mutlulu­ğunu taşıyorum mesela, altı yaşındaki heyecanıma geri dönmüş gibiyim, ne bileyim çiçek filan açıyorum seni dü­şününce.
2K notes · View notes
dolunayligecee · 2 days
Text
bir otobüs vardı hatırlasana. hani senin rengini sevdiğin, ve muhakkak sokaklarını sana ezberleten insanların semtlerinden on beş dakikada bir geçtiğini bildiğin. o otobüsün güzergahı değişti. haberin var mı bilmiyorum. duysan çok üzülürdün. üzülürdün değil mi. sahi, en son ne zaman su doldurduğun bardağa bakakaldın ve susadığın için kendini ağlamakla cezalandırdın. bana bazen oluyor. su döktüğüm bardağı elime alıyorum, o sevdiğin otobüs artık iki sokak ötemden geçiyor, durakta, öylece inmeni bekliyorum. inmiyorsun ama biliyorsun. biliyorsun değil mi. bardak elimde kırılıyor. hiç sevmediğim sokaklarda seni tanıyan insanların ağzından adını duyuyorum. içtiğin ilaçlar işe yaramıyormuş, dediler. zaten hiç sevmiyordun. öyle değil mi. unutturmayacaksın değil mi. beni gönül rahatlığıyla bir daha hiç uyutmayacaksın değil mi.
103 notes · View notes
dolunayligecee · 3 days
Text
Çok yorgunum saçlarımı okşa ve uyut beni.
237 notes · View notes
dolunayligecee · 3 days
Text
Çok yorgunum saçlarımı okşa ve uyut beni.
237 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Text
Tumblr media
177 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Text
Kendimden sıkıldım bu aralar. Ben,bana tahammül edemediğim günlerdeyim şimdi..
95 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Text
kendi kendine konuşurken ağlamaya başlamak nedir peki
513 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Text
mesela balkon da o evin bir parçası ama dışarıda ve soğukta, kendimi başka türlü anlatamıyorum...
307 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Text
valizini eşiğe bırakmış, ceketini giymişsin. sonra yokmuş gibi cebinde bir bilet, mutfağa geçip çay suyu koymuşsun. belki biri valizini savurur, biletini yırtar belki biri. ceketini yakar. soyar seni en baştan, bi yatağa koyar. belki bi kez olsun biri caydırır gitmekten seni. kapıyı kilitler, çayın altını kısar, koynunda avutur belki. ama hep yaptığın gibi gece, saniyeler sonra, umudu söndürüp musluk altında, kaynamadan daha demlik, anahtarı içeride bırakıp, dönüşü olmayan bi yola çıkmışsın. herkes bi gün gidermiş, sen kendine bile bi kez olsun gelmemişsin.
664 notes · View notes
dolunayligecee · 4 days
Note
bembeyaz bir güvercindin küf tutmuş bi tel kafeste.*
anahtarsız çıkacağım, izle.
261 notes · View notes