Tumgik
dzsimsek · 2 years
Text
Musa aleyhisselamın cennetteki komşusu
Musa aleyhisselâm bir gün; "Ya Rabbi, cennette benim komşum kim olacak, bana bildir de gidip onunla görüşeyim" diye dua eder...           İnsana dinini, imanını ilk öğreten annesi ve babasıdır. Onların rızası ise cennete açılan iki kapı gibidir. Peygamber efendimiz aleyhisselâm; "Cennet anne ve babanın ayağı altındadır" buyuruyor.           Büyüklerden birinin annesi vefât eder, bunun üzerine çok ağlar. Ona derler ki: "Ömrü bu kadardı, hepimiz öleceğiz. Dünyadaki rızkı bitmişti. Niçin bu kadar çok ağlıyorsun?" Cevap olarak şöyle der:           "Ben de biliyorum Rabbimiz her canlıya belli bir ömür vermiştir. Nefeslerimiz sayılıdır. Ecel geldiğinde onu hiçbir güç, ne bir dakika erteleyebilir, ne de öne alabilir. Benim ağlamamın sebebi şudur: Benim için cennete açılan iki kapı vardı, bir tanesi kapandı. Artık anneme hizmet edemeyeceğim..."          Hayatta iken anne ve babamızın kıymetini bilmeliyiz.          Musa aleyhisselâm bir gün; "Ya Rabbi, cennette benim komşum kim olacak, bana bildir de gidip onunla görüşeyim" dedi. Ona şöyle vahyedildi:         "Falan beldeye git! Çarşının başındaki kasap dükkânının sahibi senin komşundur." Musa aleyhisselâm adamı bulur. Kasap, Musa aleyhisselâmı tanımıyordu. Onu dükkânında oturttu, işi bitince evine götürdü, ona ikrâmda bulundu...          Musa aleyhisselâm, dikkatle ev sahibini takip ediyordu. Pişirilen yemeğin bir kısmını misafirin önüne koydu. Geriye kalan kısmını da zembilde asılı olan yaşlı bir kadına yedirdi. Döndüğünde misafirin yemediğini görünce sordu; niçin yemediniz? O da, "Sen bana zembildeki sırrı söylemedikçe, bir lokma bile almam!" diye cevap verdi.          Ev sahibi, "Madem çok merak ediyorsun anlatayım" dedi. "Zembildeki yaşlı kadın benim annemdir. İyice takatten düştü. Evde ona bakacak başka kimsem de yoktur. İşe gittiğimde herhangi bir hayvanın kendisine zarar vermemesi için onu zembile koyuyorum. Her gün gelip, iki öğün yemek yediriyorum. Diğer hizmetlerini de görüyorum.          Musa aleyhisselâm meseleyi anlamıştı, yalnız merâk ettiği bir şey vardı; o da, yemek yerken yaşlı kadının dudakları kıpırdıyordu. Oğluna sordu; "Annen ne diyordu, sen de neye amin diyordun?"         "Annem, her hizmet edişimde, 'Allah seni Cennette Musâ aleyhisselâmla komşu eylesin' diye dua eder. Ben hiç ihtimâl vermediğim halde, bu güzel duaya amin derim. Ben kim oluyorum ki, o büyük peygambere komşu olayım!..          O zamana kadar kim olduğunu saklayan misafir kendini tanıttı:           "Ben Musa'yım. Beni Allahü teâla gönderdi. Bana cennette komşu olacağının müjdesini vermek için geldim. Sana müjdeler olsun..."
0 notes
dzsimsek · 2 years
Text
Soğanın mucize etkisi...! Soğanın bu etkisini biliyor musunuz?
              Mor soğanın faydaları. Yıllarca mutfaklarımızın kilerinde yer alan Mor soğanın faydaları saymakla bitmiyor. Belki içinizden şöyle diye bilirsiniz” ne soğanmış arkadaşım” ama tam olarak öyle. İşte sizler için hazırladığımız Mor soğanın faydaları… Bir ailenin yaşadıkları soğanın önemini gözler önüne seriyor.             “1919 yılında, dünyada 40 milyon kişi ‘grip’ ten öldüğünde, bir doktor birçok çiftçiyi griple mücadelede yardım amacıyla ziyaret eder. Birçok çiftçi ve ailesi grip kapmıştır ve birçoğu ölürler.             Doktor ziyaretlerine devam eder ve bir sürprizle karşılaşır, ziyaret ettiği bir çiftçi ve ailesi çok sağlıklıdır. Doktor böyle olabilmesi için aileye herkesten farklı ne yaptıklarını sorar ve cevaben çiftçinin hanımı odaya, bir tabak içine ‘soyulmamış’ bir ‘soğan’ koyduklarını söyler. Doktor buna inanamaz ve bu ‘soğanlardan birini alarak laboratuvarda mikroskop altına koyarak inceler ve ‘soğanın içinde ‘grip’ virüsünü görür. Soğan’ açıkça ‘grip’ bakterisini absorbe etmiş (içine çekmiş) ve bu sayede de aile sağlıklı kalmıştır.             Bu öyküden alınacak ders, bir miktar ‘soğan’ almanız ve evinizin çevresinde bir yerlere yerleştirmenizdir. Ne olduğunu görmek için onu deneyin.             ” Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir,             Taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler.             Boğaz iltihabı tedavisi sesin güzelleştirilmesi sinirsel rahatsızlıkların tedavisi öksürüğe bronşit ve boğaz ağrısına karşı en iyi ilaç soğan suyunun balla karıştırılarak yenmesidir. Bu maksatla hazırlanan macundan günde üç çorba kaşığı tüketilmeli. Kan yapımına yardımcı olur. Kalp çarpıntısını giderir.             Kan basıncını (tansiyonu) düşürücü etkiye sahiptir.             Safra kesesi salgısını artırır ve bunun sonucu olarak taş oluşumunu önler.             Şeker hastalığına karşı bol miktarda mor soğan yenir.             El ve ayak tırnaklarının çabuk kırılmasında, tırnakları sık sık mor soğan suyu ile ovmak gerekir.             Kesik ve yanık yaralarının mikrop almaması için mor soğan suyu sürülür.             Ayak bacak karın göğüs ve ellerdeki şişmelere karşı günde üç defa yemeklerden önce birer çorba kaşığı soğan suyu içilir.             Burun kanamalarını durdurmak amacıyla soğan yumrusu ikiye kesilir yarısı burnun önüne bağlanır.             Çıbanları olgunlaştırmak için soğan yumrusunu oluşturan yapraklar haşlanarak çıban üzene konur.             Nasırları yok etmek için sirke içerisinde kaynatılan mor soğan nasır üzerine konarak bağlanır ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.             Dizanteri veya bağırsak iltihaplarına karşı çiğ yumurta sarısı taze tereyağı iyice ezilmiş kimyon tohumu ve fazla miktarda soğan suyu karıştırılıp günde üç defa birer çorba kaşığı yenir.             İdrar yolları ağrılarında taze kesilmiş ve ısıtılmış soğan sıcak sıcak ağrıyan yerin üzerine konur ve bu işlem birkaç kez tekrarlanır.             Karın sancılarına ve mide kanamalarına karşı çok ince doğranmış soğan süt içerisinde kaynatılarak içilir...
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
YASİN
1-Yasin -2-Vel kur'anil hakiym -3- İnneke le minel murseliyn -4- Ala sıratım müstekıym -5- Tenziylel aziyzir rahıym -6- Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun -7- Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun -8- İnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun -9- Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun -10- Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun -11- İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım -12- İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiyn -13- Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun -14- İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun -15- Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa tekzibun -16- Kalu rabbüna ya'lemü inna ileyküm le murselun -17- Ve ma aleyna illel belağul mübın -18- Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym -19- Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun -20- Ve cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul murseliyn -21- İttebiu mel la yes'elüküm ecrav vehüm mühtedun -22- Ve ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun -23- Eettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la yünkızun -24- İnnı izel le fı dalalim mübın -25- İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun -26- Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya'lemun -27- Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn -28- Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn -29- İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun -30- Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun -31- Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun -32- Ve in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarun -33- Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külun -34- Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel uyun -35- Li ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun -36- Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya'lemun -37- Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun -38- Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym -39- Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym -40- Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun -41- Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun -42- Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun -43- Ve in neşe' nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun -44- İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn -45- Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun -46- Ve ma te'tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridıyn -47- Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut'ımü mel lev yeşaüllahü at'amehu in entüm illa fı dalalim mübın -48- Ve yekulune meta hazel va'dü in küntüm sadikıyn -49- Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzühüm vehüm yehıssımun -50- Fela yestetıy'une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun -51- Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun -52- Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun -53- İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy'ul ledeyna muhdarun -54- Fel yevme la tuzlemü nefsün şey'ev vela tüczevne illa ma küntüm ta'melun -55- İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun -56- Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun -57- Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun -58- Selamün kavlem mir rabbir rahıym -59- Vemtazül yevme eyyühel mücrimun -60- Elem a'hed ileyküm ya benı ademe el la ta'büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn -61- Ve enı'büduni haza sıratum müstekıym -62- Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta'kılun -63- Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun -64- Islevhel yevme bima küntüm tekfürun -65- El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun -66- Velev neşaü letamesna ala a'yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun -67- Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun -68- Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya'kılun -69- Ve ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur'anüm mübiyn -70- Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın -71- Evelemyerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en'amen fehüm leha malikun -72- Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye'külun -73- Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun -74- Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun -75- La yestetıy'une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun -76- Fela yahzünke kavlühüm inna na'lemü ma yüsirrune ve ma yu'linun -77- Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın -78- Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım -79- Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım -80- Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun -81- Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım -82- İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun -83- Fesübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceun
      YASİN SURESİNDEN SONRA OKUNACAK DUA Ey cüd-u keremine nihayet olmayan Kullarını lütuflarından mahrum bırakmayan Allah!... Ya Rab! Divanına geldik yalvarıyor Duamızın makbul olmasını niyaz ediyoruz Habibin aşkına kabul eyle ya Rabbi.. Bütün günahlarımızı bağışla Yaptıklarımızdan dolayı bizi cezalandırma Ya Rabbi!.. Okuduğumuz Yâsin’den Dudaklarımızdan çıkan âmin seslerinden Hasıl olan mânayı Aziz Peygamberine arz ediyor Kendisinden şefaat bekliyoruz kabul eyle ya Rabbi!... Sair Peygamberlerin Sahabilerle Salihlerin de Ruhlarını şâd eyle ya Rab!.. Duamızı hususiyle ana babalarımıza Ahiret âlemine göçen yakınlarımıza Duyur ya Rabbi!.. Onları lütuf ve kereminle Tilâvet ettiğimiz Yâsin-i Şerif vesilesiyle Rahmet ve merhametinle doyur ya Rabbi!.. Azap içinde kıvrananları Müşkül durumda bulunanları Yâsin-i Şerif hürmetine sen kurtar ya Rabbi!.. Yavrularımızı salih kimselerden Ana baba sözü dinleyenlerden eyle ya Rabbi!.. Evlerimize huzur Gönüllerimize nur yağdır ya Rabbi!.. Hastalarımıza şifa Dertli olanlara deva Borçlu olanlara edalar nasip eyle ya Rabbi!.. Yüzlerimizin karasına bakma Bizi narına atıpta yakma ya Rabbi!.. Okuduğumuz Yâsinlerin kabulü, Ana Babalarımızın ilâhi afla huzuru için El Fatiha.
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
(İslamiyet’in kabulünden önce) BİLGE KAĞAN yazıtı; BİLİNEN EN ESKİ TÜRK ANAYASASI
Tumblr media
1. Tengri (yaratan) Tektir.
2. Her kim ki Tengri'den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın.
3. Bir İl, bir Kağan, bir Tengri
4. Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir. Kim ki töreye uya kutlanır. Kim ki töreye kıya katlanır
5. Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.
6. Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.
7. Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak.
8. Ana babaya ve ataya tazim durulacak.
9. Hısımına sarılacak, komşusunu gözetecek
10. Er kişi yalan söylemeyecek.
11. Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.
12. Kim ki bir ırza musallat olursa, canından olacak.
13. Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.
14. Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya(cehennem) uçacak.
15. Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.
16. Başkaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek.
17. Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak.
18. Kin ve gururdan uzak olunacak.
19. Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.
20. Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak.
21. Kızı isteyen kağan da olsa, bey de olsa kız istediğine verilecek.
22. Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.
23. Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.
24. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.
25. Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın.
26. Güçlüyken affet, zayıfken sabret.
27. Yazgına asi olma.
28. Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma.
29. Herkes adaletle iş görecek.
30. Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.
31. Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.
32. Kağan odur ki adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa İl yok olur. İl olmazsa budun kul olur.
33. Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin !!!
" Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir "
Bilge Kağan Yazıtı, Orhun Irmağı yakınları.
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
Kaliforniya’da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak ders verirken
Tumblr media
Kaliforniya’da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu. İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi; bütün sınav ve ödevlerde en yüksek notu o alıyordu.
Ayrıca, çok hanımefendi, çok nezih bir kişiliği vardı. Bölümün bir pikniğinde kız öğrencimin nişanlısıyla tanıştım ve itiraf edeyim, ilk aklımdan geçen, ‘Armudun iyisini ayılar yer’ düşüncesi oldu. Yukarıda özelliklerini saydığım o güzel kızın bana tanıştırdığı erkek, yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, saçı biraz dökülmüş, şişman denecek kadar toplu, çirkin, kısa boylu biriydi. Bu kişiye parası için yüz vermiş olabileceğini düşündüm. Daha sonra öğrendim ki bu genç adamın parasal gücü yok; başka bir üniversitenin psikolojik danışmanlık bölümünde doktora öğrencisi olarak okula devam ediyor ve ileride akademisyen olarak kariyer yapıp profesör olmak istiyor.
Acaba benim güzel öğrencim bu adamda ne bulmuştu? Bir hafta sonra ders çıkışı koridorda öğrencimin yanına yaklaştım ve Sally adıyla anacağım öğrencimle aramızda şöyle bir konuşma geçti:’Sally, nişanlınla nasıl tanıştığınızı merak ediyorum? ‘Bir kilise faaliyetinde aynı komitede çalıştık; o zaman tanıdım kendisini ”Nesi seni etkiledi; hangi özelliklerini sevdin? Sally, bir Amerikalı olarak bu soruyu hiç beklemiyordu. Amerikan kültüründe, bu tür sorular kişinin mahremiyetine tecavüz olarak kabul edildiğinden pek sorulmaz. Amerikan kültürüne göre ben o anda Sally’nin mahremiyetine ‘burnumu sokuyordum. ‘Şaşkınlığı geçince çok içten, gözlerinin içi gülerek, ‘O şahane bir insan; o benim kahramanım! Ben ondan çok şeyler öğrendim’ dedi. O anda ilk hissettiğim şey kıskançlık duygusu oldu.
Güzel bir kadının erkeğine, ‘Sen benim kahramanımsın’ duygusu içinde bakmasının erkeğe verilmiş en büyük hediye olduğunu hissettim ve anladım. Bu hediyeyi, hayatım boyunca hiç almadığımı biliyordum ve o kişiyi kıskandım. ‘Nasıl yani?’ dedim. ‘Frank bir yetimhanede büyümüş. Yetim olmanın ne demek olduğunu bildiği için, üniversite öğrencisi olunca, yetimhaneden iki çocuğa ağabeylik yapma kararı almış. Haftada on saatini onlara ayırıyor; onlarla buluşup oynuyor, kitap okuyor, onları müzeye götürüyor. Onların iyi gelişmesi için elinden geleni yapıyor. Biri ameliyat oldu, hastanede yatıyor ve Frank şimdi akşamları hastanede kalıyor, geceleri ona bakıyor. O hayata farklı bakıyor… ‘Yüzüme tokat yemiş gibi oldum.
Utandım. Kendime kızdım. Ben güya en yüksek eğitim düzeyine gelmiş biriydim ve karşımdakini hala dış görünüşe göre yargılıyor ve onu ‘ayı’ olarak görüyordum. İçimdeki pislikten utandım. Bir süre sonra Sally’nin içinde yetiştiği aile ortamını merak etmeye başladım. Şöyle bir mantık yürüttüm: o adama baktığım zaman ben neden, ‘Armudun iyisini ayılar yer’ diye düşündüm? Çünkü ben, içinde yetiştiğim ortamda sık, sık bu benzetmeyi duyarak büyümüştüm. İçinde yetiştiğim ortam beni nasıl etkilemişse, Sally’nin içinde yetiştiği ortam da onu öyle etkilemiş olmalıydı.
Birkaç hafta sonra Sally’e, ailesinin nerede oturduğunu sordum. Los Angeles’in üç yüz elli km kuzeyindeki bir kasabada oturuyorlarmış. Onun ailesiyle tanışmak istediğimi, bunu mümkün olup olamayacağını sordum. ‘Kendilerine bir sorayım, eminim sizinle tanışmak isteyeceklerdir,’ dedi ve iki gün sonra, ‘Ailemle konuştum; sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler, ‘dedi. Dört-beş hafta sonra San Francisco’ya gidecektim, Sally’nin ailesinin yaşadığı kasaba yolumun üstündeydi, onlara uğrayabilir, onlarla tanıştıktan sonra yoluma devam edebilirdim.
Bu planımı Sally’e söylediğimde Sally, ‘O gün ben de aileme gidecektim; isterseniz beraber gidebiliriz,’ dedi. Ailesine haber verdi. Onlar da sabah kahvaltısına gelmemizi söylemişler. Long Beach’ten sabahın altısında yola çıktık ve dokuz buçuk civarında Sally’nin ağabeyi Brian’ın evine vardık. Sally’nin babası George orada buluşmamızı uygun görmüş. Çok güleryüzlü bir aileydi. Brian’ın, en ufağı dört yaş civarında dört çocuğu vardı. Ziyaret ettiğim bu güler yüzlü sıcak ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti.
Bunlardan ilki, Sally’nin babası George’un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi. Sally’ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi konuştuğunu sordum. ‘Evet’ yanıtını alınca, kendisi çocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum. ‘Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım. Biz böyle biliyoruz’, dedi. Tüylerim diken diken oldu.
Ben üniversite öğretim üyesiydim ve insan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan da vazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım. Sonra onlara kızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim. Torunlarının önünde diz çökerek konuşan dede George’a ‘Beyefendi, çocukların göz hizasına inerek konuşuyorsunuz!’ dedim. Bana biraz şaşkınlıkla gülümseyerek, ‘Tabii, onlar küçük insanlar!’ yanıtını verdi. Öyle bir bakışı vardı ki, bu bakış sanki ‘Bu kadar doğal bir şey ki, herhalde bunu herkes yapıyordur; sen yapmıyor musun?’ diyordu.
O bakışa karşı bütün yaptığım, mahçup bir gülümseme oldu.Bu güler yüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally’nin ağabeyi Brian’ın davranışı oldu. Brian, Pasifik ülkeleriyle ticaret yapan, oldukça varlıklı biriydi. Evlerinin büyüklüğünden, yüzme havuzundan, çiftliklerinden, arabalarının türünden ailenin zenginliği belli oluyordu. Kahvaltıdan sonra saat on bir dolaylarında telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, Koreli bir işadamı Los Anegeles’ta imiş, kendisiyle görüşmek için helikopterle saat 14’te gelmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı:
‘Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat baş başa geçiririm. Bugün dört yaşındaki kızım Mary’le randevum var. Çocuklar çok çabuk büyüyorlar, eğer dikkat etmezsen, bir bakıyorsun, büyümüşler ve onlarla beraber zaman geçirme olanağı kaybolmuş.Brian’ın yaşam vizyonunu sormadım, ama davranışından nelere öncelik verdiği belli oluyordu. Brian için çocukları şüphesiz en az işi kadar önemliydi. Brian’ın yaşamında bununla ilgili bir pişmanlık duygusu, bir ‘keşke’ olmayacak.Sally’e sordum: ‘Baban seninle randevulaşır mıydı?”Evet’, dedi, ‘yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla baş başa zaman geçirirdi. Ve ilave etti, ‘Biz böyle gördük, böyle biliyoruz. Benim çocuğumun da babası böyle yapacak!’. Gülümseyerek, ‘Nereden biliyorsun?’ diye sordum.’Biz Frank’le konuştuk’ diye cevap verdi. Yine içim cız etti. Daha doğmadan çocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç oluşmuştu. Kendi çocuklarıma içim yandı. Evlenmeden önceki bilincimi, kafamın karmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları düşündüm. Biraz daha düşününce kendimin de acı çektiğini anladım ve bu sefer kendi çocukluğuma içim yandı. Daha sonra babamın, anamın çocukluğuna içim yandı. Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim yandı. Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca, ‘bundan sonra ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim. İşte değerli okurum; yazdığım kitaplar, verdiğim seminerler, hazırladığım televizyon programları, ‘Ne yapabilirim?’ sorusuna verdiğim yanıtların öğeleridir. Sally’nin içinde yetiştiği ortamı görmüş ve anlamış biri olarak onun davranışlarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorum. Sally, içinde yetiştiği ailede, var oluşun beş boyutunu da doya doya yaşayabilmişti. Çocuğun hizasına inerek onunla göz göze konuştuğunuz zaman çocuk, ‘Sen varsın, sen doğalsın, sen değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın’, mesajı alır ve çocuğun CAN’ı beslenir. Çocuğuyla randevusuna sadık kalan baba, ‘Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim’, mesajını güçlü olarak verir. Çocuk bu mesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, ‘Ben sevilmeye layık biriyim!’ diye yoğrulur.
Bir ana babanın çocuklarına verebileceği en büyük miras, var oluşun beş boyutunda beslenmiş ve buna inanmış güçlü bir CAN’dır.
Doğan Cüceloğlu
www.instagram.com/dusunenakil
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
KEKİK NEDİR? DÜNYA BUNU NEDEN GİZLİYOR?
Tumblr media
Kekiğe ilgi duyan bir halk hekimi kekiği araştırmaya başlar. Kekikle ilgili çalışmalar yaparken kekiğin öldürmediği 1 tek mikrop bakteri virüs olmadığını fark eder.
Almanya'da bilimsel araştırma yaparken Türkiye'den kekik iksiri ister. Amacı kekiğin etkisini bakteri ve virüslerdeki etkisini kanıtlamaktır. Laboratuvarın soğutucu dolabına kekik iksirini koyar ama ağzını açık unutur. Sabah geldiklerinde diğer tüm dolaptaki araştırma ve deneme için bulunan tüm bakteri ve mikropları öldürdüğünü fark ederler. Tüm biyolog ve araştırmacılar çok şaşırır.
İş o kadar ciddi boyuta ulaşır ki araştırma ekibi korkar ve araştırma yapmaktan vazgeçer. Çünkü kekiğin gündeme gelmesi dünya kimya sanayinin çökmesi anlamına gelmektedir. Tamamen doğaldır ve çok güçlüdür.
Kekik yağında yaşayan 1 tek canlı özel bir enzim olduğunu fark eder. Ve bu enzim kekik yağında mayalanır.
Bu enzimi bitkiler üretir ve elde edilmesi zordur.
Kekik mikrop öldürücü özelliği ile antiseptik, anti mikrobik bir bitkidir. Ayrıca içeriğindeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini güçlendirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle anti kanserojen, her türlü karın ağrısı ve gaz giderici özelliği ile antispazmodik, romatizmalı hastalıkları iyileştirmesiyle antiromatizmal, diyabet hastalığını engellemesiyle anti diyabetik ve vücuttaki kolesterol oranını ayarlamasıyla antikolestremik özellikler taşımaktadır. Bu özellikleri ile kekik, yaşlılığı geciktirmekte, tümör oluşumunu engellemekte, şeker hastalığına iyi gelmekte ve iyi gelmekte ve gıdaların bozulmasın doğal yolla engellemektedir.
FAYDALARI
- Bedeni kuvvetlendirir
- Hazmı kolaylaştırır.
- İştahsızlığı giderir.
- Sinirleri kuvvetlendirir.
- Kalp çarpıntılarını keser.
- Bağırsak iltihabını iyileştirir.
- Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar
- Böbreklerde ve mesanedeki mikropları öldürür.
-  kanser hücrelerinin yeni damar oluşturmasını önler.
- Afrodizyak özelliği vardır.
- Hastalıklara karşı direnme gücünü artırır.
- Çocuklarda görülen kansızlığı giderir.
- Kan dolaşımını düzenler.
- Müzmin öksürük, astım, bronşit ve zatürrede tedavi eder.
- Grip, nezle ve anjinde tedavi eder.
- Kekik suyu romatizma ağrılarını dindirir.
- Kandaki şeker miktarını azaltır
- şeker hastalarının yaralarını 1 haftada iyileştirir.
-  göz kurlarını düşürür
-  Pankreas onarımı yapıyor insülin salgılanması sağlar
-  şeker tedavisinde çok etkilidir
-  kekik yağından 100 kat etkilidir
-  tüm canlıların üzeri kitin kaplıdır.
Bu çok güçlü bir zırhtır. Bedende ki solucan kurt ve parazitlerin yumurtalarını çatlatır ve öldürür bunu yapan tek ilaçtır.
-  mantarı hastalıklarda 100 de 99 etkilidir
-  parmak arasındaki yaraları kaşıntıyı 3 günde tedavi eder.
-  ayak kokusunu önler
-  Genital mantarda çok etkilidir
-  intolasodik asit çıkarır
-  bitkilerde kullanabilirsiniz canlandığını görürsün
-  zararlı böcekleri öldürür
-  sivrisinek yaşamaz. Odaya sivrisinek gelmez
-  buharını nefes açar
-  bademcik rahatsızlığı 1dakika gargarada 30 dakikada ağrı kalmaz
-  binlerce yıldır Yörüklerin kullandığı ilk bitkidir
-  ağız kokusu da kalmaz
-  en büyük özelliği sindirim sistemindeki faydalı ise kendine çevirerek üretir. Değilse öldürür
-  hücre duvarlarını güçlendirir.
-  kulunç ve sırt ağrısında muhteşemdir
-  katarak için suyu ile gözü yıkayın
-  ABD de Meksikalı kökenli tıp profesörü prostat kanserinde 100 de 70 tedavi ettiğini belgelemiştir. İsteyene verebiliriz
-  kadınlarda göğüs kanserinde 100 de 63 etkilidir
-  arı varao hastalığında etkilidir
-  nefes açar astım tedavi eder
-  arı kekiği çok sever
-  insülin salgısını artırır
-  insülin kanallarını açar
-  kullandığınız suyun temiz olup olmadığını test eder
-  yağları eritir zayıflatır
-  eklem ağrılarına iyi gelir
-  gastrit tedavi eder
-  tüm mide ağrıları kısa sürede yok eder
-  ayak kokusunu tedavi eder
-  tırnak mantarını tedavi eder
-  bitkilerde kök hastalıklarında etkilidir
-  klima temizler
- demir ve kalsiyum tuzları vardır yorgunlukla ve dinç olmak için idealdir
- iltihap giderici
- ağrı dindirici
- balgam söktürücü,
- güçlendirici
- ferahlatıcı
- immun sistemi takviye edici - dezenfekte edici
- hazmı kolaylaştırıcı etkisi muhteşemdir.
 Buradaki "thymus" kelimesi Latincede, güç, kuvvet anlamlarına gelir ve kekiğin önemli bir özelliğini ifade eder.
 KEKİK ÇAYI NASIL YAPILIR?
ÇAY: 1 bardak sıcak suya 1 ya da 2 çay kaşığı taze ya da kuru kekik yaprağı ve çiçeği koyun ve günde 3 defa için. KEKİK ÇAYI: Bir çay kaşığı kurutulmuş kekik yaprağını bir bardak sıcak suya ekleyin. Bardağın üstünü kapatın ve böylece önemli uçucu yağların buharlaşmasını engelleyin. Süzün ve tatlandırmak için bal ekleyin. Bal, boğazın arkasını bir tabaka gibi kaplayarak kekiğin içindeki balgam sökücü özelliği pekiştirir. Öksürük için günde birkaç defa için. KAPSÜL/ŞURUP: Kekik ekstreleri farklı dozlara sahip kapsül ve şuruplar halinde bulunur. Bu ürünlerin çoğu, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları için kullanıldığında, kekiği başka bitkilerle karıştırır. Kullanım şekli her bir ürüne göre değişiklik gösterir.
0 notes
dzsimsek · 3 years
Photo
Tumblr media
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ/WHO)'NE İTAAT ETMEYEN İTALYAN DOKTORLAR KORONAVİRÜS SIRLARINI KEŞFETTİ
Dünya Sağlık Örgütünün Coronavirüsten ölenlere otopsi yapmayın talimatına İtalyan doktorlar itaat etmediler ve ölüme neden olan şeyin VİRÜS DEĞİL, BAKTERİ olduğunu buldular. Bu kan pıhtılarına neden oluyor ve hastanın ölümüne neden oluyor.
İtalya "Yaygın damar içi pıhtılaşması"ndan (Thrombosis) başka bir şey olmayan Covid-19 denilen şeyi bertaraf ediyorlar.
Ve onunla savaşmanın yolu, yani tedavisi "antibiyotikler, iltihap gidericiler ve antikoagülantlar" iledir. ASPİRİN bu hastalığın zayıf şekilde tedavi edildiğini gösteriyor.
Dünya için bu sansasyonel haber, Covid-19 tarafından üretilen cesetlere otopsi yapan İtalyan doktorlar tarafından üretildi.
İtalyan patologlara göre başka bir şey daha var, "Solunum cihazları ve yoğun bakım birimleri hiç gerekli değildi"
Bundan dolayı İtalya'da protokollerin değiştirilmesi başladı, İtalya'ya göre küresel salgın WHO tarafından meydana çıkarıldı ve yükseltildi, bu tedaviyi Çinliler biliyordu ve iş yapmak için bildirmediler.
Bakteri, aynı zamanda iltihap ve oksijen yetmezliği üreten 5G elektromanyetik radyasyon ile çoğaltılıyor. Covid-19'a yakalananların tek yapmaları gereken 100 mg Aspirin ve Apronax veya Parasetamol almak. Bunun nedeni, koronavirüsün kan pıhtılaşmasına neden olduğunun gösterilmesidir, bu da bedenin damarda kan pıhtılaşması geliştirmesine mecbur bırakır ve kan akmaz ve kalbe ve akciğerlere oksijen taşımaz, bu da nefes alamaması nedeniyle insanın hızla ölmesi ile sonuçlanır.
İtalya'da doktorlar ölü bedeni kestiler ve kol ve bacakları ve bedenin diğer kısımlarını açtılar ve damarların kan ile genişlediğini ve kanın pıhtılaştığını kavradılar ve tüm damarlar ve arterler pıhtılar ile doluydu, bu kanın normal şekilde akmasını ve tüm organlara, başlıca beyne, kalbe ve akciğerlere oksijen taşımasını engeller ve hastanın ölümü ile sonuçlanır.
Bu teşhisi keşfedince, İtalyan Sağlık Bakanı hemen koronavirüs tedavi protokollerini değiştirdi... ve hastalara 100 mg Aspirin ve Apronax vermeye başladı.
Ve bu hastalar iyileşmeye başladılar, bu yeni yöntemin sonucu olarak, Sağlık Bakanlığı tek bir günde 14,000 den fazla hastayı evlerine gönderdi. İtalya standardı bozdu, çünkü onlar zaten bunalmışlardı ve binlerce ölümün ciddi kaosu içindeydiler.
Şimdi WHO bir çok ölümü örtbas ettiği ve dünyada birçok ülkede ekonomi çöktüğü için dava edilecek; bedenlerin otopsi yapılmadan hemen yakılmasını veya gömülmesini ve bunların son derece kirletici olarak etiketlenmesini neden emrettikleri şimdi anlaşılıyor. Sadece aspirin de yetiyormuş
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
MUTLAKA OKU İtalyan doktor Roberto Petrella: "Covid 19 toplu bir imha programıdır. " İtalyan doktor Roberto Petrella , söyleyeceği şeyden heyecan duyan ve boğuk ve parçalanmış bir sesle İtalyan halkına ve tüm dünyaya uyanma çağrısı niteliğinde 7 dakikalık bir video kaydetti . Bu cesur ve örnek doktor, sadece birçoğumuzun aylardır gördüklerini, dünya çapında bir soykırımın yolda olduğunu doğruluyor. - "Bu çok acil bir video" diyerek başlıyor. - "Covid 19 dünya çapında bir nüfus azaltma programı, uygulamak istedikleri aşı ile nüfusun en az% 80'inin öleceği tahmin ediliyor."  - "Enjekte etmeyi düşündükleri şey, bilinen tüm aşılar arasında en korkunç olanıdır." - “Hiçbir test yapmayın, bunlar güvenilir testler değildir. Virüs test sonuçları, mantar ve bakteriyel enfeksiyonların varlığında yapıldığından yanlıştır. Aşıyı reddetmenin tek yolu testleri reddetmektir ”. - "Söyledim ve tekrar ediyorum: SARS-COV-2'yi tespit edebilecek hiçbir test yok. Dikkatli olun çünkü çocukları test etmeye başlayacaklar ve oradan tüm topluma yayılacak, büyük testler yapmaya başlayacaklar Okullardaki çocuklara, çocukları test edildikten sonra tüm aileyi ve tüm yakın temasları test etmeye başlayacaklar, fikir şu ki, sağlıklı insanlar resmi olarak hasta gibi görünüyor ". - "Size, hasta olmadığımızı, virüsleri olan sağlıklı taşıyıcıları olduğumuzu hatırlatırım, bu bizim hasta olduğumuz anlamına gelmez, iki veya üç kez pozitif test etseniz bile, bu sizin hasta olduğunuz anlamına gelmez. POZİTİF VEREN HASTA, ama bu hiç doğru değil. " - "Sizden, sizi kurmak istedikleri tuzağa düşmemenizi rica ediyorum."  - "Aşı olduktan sonra hepimiz zayıflayacağız ve belli bir ölümle karşılaşacağız. İnsanlara herhangi bir test yapmamalarını söyleyin." - "Bu video, uyarılmadığını söylememeniz için." - "Politikacıların davranışları tamamen cesaret kırıcı." - "Aşılanan insanların çoğu toplum için var olmaktan çıkacak."  - "Çin halihazırda birçok şehirde gerçek testler yapıyor, İspanya ve Arjantin, toplu aşılama ile ilgili olarak Latin ülkeleri için pilot ülkeler." - "Ölümü tercih edeceğim ama aşıyı değil.
VİDEO: https://www.facebook.com/av.ahmetyildiz/videos/5352542041437843/?t=58
YAZININ ORJİNAL LİNKİ : https://enelamordelavida.blogspot.com/2020/08/roberto-pretrella-medico-italiano-covid.html?m=1&fbclid=IwAR3gJb9IOiso3t3RocaXNYuiQuN1o4nDwvfz2e3CZSMELvr4vyRGwEFkKbU
2 notes · View notes
dzsimsek · 3 years
Video
İZLEYİN Patenli Korona Tarihi 1968 İTİBARİYLE
AMERİKAN KYRON ADINA PATENTLİ TARİHİ: 2006 AVRUPA 2014 PATEND 2019 DA VERİLMİŞ
AMERİKA PANETND SAHİBİ Claxo Smith Kline
AVRUPA PATENDİ PIRBRIGHT ENSTÜTÜSÜ PATEND NO: EP3172319A1
https://www.pirbright.ac.uk/
0 notes
dzsimsek · 3 years
Text
CORONA  YALANI
Fahrettin kocanın sayfasına yapılan bir yorum:
"Şu ana kadar evde ölen tek bir Koronalı yok. Ölenlerin hepsi hastanede ilaç tedavisiyle öldü..
Sözde Çin’de yere düşüp ölen insanlar vardı ama ne dünyada ne de bu ülkede hiç yere düşüp ölen insan olmadı .
Ülkemizde Suriyeliler le birlikte toplam 7 milyon göçmen yabancı yaşamakta ve biri bile Koronadan ölmemiş Süleyman Soylu da bunu kabul etti.. Ölenlerin hepsi Türk. Ülkede 7 milyon mülteci ve yabancı yaşıyor ve bir tane bile yabancı ölmese ne düşünürsünüz. Bunu size bıraktım...
Ortada bir korona yok ortada bir test tuzağı var. Tarihin en ölümcül hastalığı test yapmadan bulunamıyor böyle bir komedi var. Ev ev gezerek Koronalı arıyorlar. Eğer bir hastalık varsa bunu kişi zaten anlar. Testi pozitif çıkanların yüzde 95'i hastalığı hissetmediği gibi eşine ve çocuklarına bulaştırmadığı ortaya çıktı. Yani kendisi pozitif ailesi negatif.. Daha ailesine virüsü bulaştıramayan size nasıl bulaştırsın. Ailesi negatif çıktığı halde onlara da temaslı denilip eve hapis edildi. Pozitif çıkan bile hastalığını hissetmiyor. Bir insan ya negatif tir ya pozitif.. Yani ya hastasın ya değil. Temaslı ne. Onu da eve hapis etmek ne. .
Bu durumda testin anlamı ne. Hiç bir semptom hissetmeyen insanlara pozitif damgası vurup böylelikle sayıyı çok gösterdiler . Sayı ne kadar çok olursa korku o kadar artar. Bunu biliyorlar... Sağlık bakanı da pozitif çıkanların büyük bölümünün hastalığı hissetmediğini Kabul etti. Beyanları mevcut.... Korona insandan insana nasıl bulaşır. Tükürük damlacığıyla. Dikkat edin tükürükten test yapmadıkları gibi. Tükürükte Koronanın olduğunu gösteren tek video ve resimde gösteremediler. Yani insan dışında her hangi bir cisim veya eşyanın üstünde. Koronanın olduğunu göstermiyorlar. Havada asılı kalıyor diyor. Peki, hangi aletle gördün nerde görüntüler deyince kimseden ses çıkmıyor..
Bulaşsa paradan bulaşır bu gün tüm ülke Koronalı olmuştu zaten... DİKKAT EDİN. Mart ayından beri ilk defa hem dünyada hem Türkiye’de gribal enfeksiyon sayısı sıfır çıktı yani korona gelince grip kaybolmuş. Hava soğuyunca birden vakalar arttı haberi geldi. Hani Koronanın yayılım hızı yaz kış aynıydı. Neden Arttı. HERKES BİRDEN MASKEYİDE ÇIKARMADI..
Sebebi çok açık gribal enfeksiyon ve Zatürre kışın artar. Bunu Korona diye GÖSTERDİLER. Binlerce kişi var. Hastamız sapa sağlam gitti ölüsü geldi diyor... Çünkü 20 civarında hap içiyor bu hastalar.. Ölenler kalp krizinden ölüyor tedavi olup kuruldum diyen onlarca insanın evde kalp krizi geçirip öldüğü ortaya çıktı .kanıtlar mevcut .haberlere de konu oldu zaten.... Vakalar hastaneye millet gidince artmıyor .sözde tarihin en ölümcül hastalığını .ev ev iş iş gezip. Zorla pozitif vaka buluyorlar . O dandik testlerle.. Sonrada vaka arttı diyorlar. Hele de hava soğuyunca . Grip enfeksiyonu çoğalınca. Pozitif bulmak daha kolay hale geliyor.. Sapa sağlam. Bir hasta hastaneye gidip te .3 gün sonra öldü haberi alır mı insan.
Eğer bu kadar kısa sürede öldüren bir virüs varsa insanların yolda yere düşüp komalık halde hastaneye götürülmesi gerek. Ama bu hiç olmadı.. Ölümlerin hepsinin. İlaçtan sonra olması tesadüf olabilir mi. sadece düşünün..... Dikkat edin. Devlet korona bitecek eski günlere geri döneceğiz bile demiyor.. Devamlı yeni normal diyor.. Salgın bitse bile uzaktan eğitim sürecek diyor.. Aşı olsa bile. Maske yüzde 90 san korur diyor....bunu her iki bakanda söyledi. Dürüst olsalar salgını en. Kısa sürede bitireceğiz der. Maskeden kurtulacağız der......
Maskenin virüsten koruduğuna dair tek bir bilimsel kanıtı mevcut değil. Tam tersi zararını anlatan. Onlarca delili mevcut. Çünkü verdiğiniz nefesi yani karbondioksiti tekrar yutarsınız. Bilinç zayıflar. Beyne oksijen yerine karbondioksit gitmesine neden olur ve beyin hücresi ölümü olur. Bunun ise ilerde size geri dönüşü olmayan hastalıklara yakalanmanıza neden olur..
Maske sizi tozdan bile korumaz sizi sadece ölüme götürür... Korona yok test tuzağı var. Amazon yerlilerine test yaptılar onlar bile pozitif çıktı.. Buzlu çayla test yapıldı o bile pozitif çıktı.. Testine güvense hacıları test yapıp evine gönderirlerdi. 2 hafta yurtta tutup onca masrafı yapmazlardı.. Eşi pozitif çıktı kendisi negatif çıktığı halde sende evde Karantinada kalacaksın demezlerdi...
Hiç çevrenizde maskeli bir hayvan gördünüz mü?. Niye onlara dokunmuyor bu virüs üstelik hayvan dan insana bulaşan ama. Hiç bir hayvana bulaşıp öldürmeyen virüs.....
Öyle bir virüs hayal edin ki hastane dışında kimseyi öldürmesin.
Buzlu çayı.. Şarabı.. Meyveyi. Keçiyi. Pozitif çıkaran test. Sizi pozitif çıkarmaz mı? Sadece düşünün.... Her gün çoğu sağlıklı insan pozitif damgası yiyor ortalama 2 bin kişi . Bunların yüzde 80'nin den fazlası maskeli zaten. Dışarı çıkınca anlarsınız.. Hatta bazıları çift maske taktığı halde pozitif çıktım diyor.. Zaten pozitif çıkan sağlık çalışanları bilinmekte daha kaliteli maske taktıkları halde.... Şimdi sorum şu. Neden çoğunluğu pozitif çıkıyor maske takanların .. Hani koruyordu.....
Diyelim test oldunuz peki 10 dakika sonra pozitif olmama garantiniz var mı?... Yok değil mi?! Bu durumda sizin devamlı test yaptırmanız gerekecek.. Tarihte böyle bir hastalık hiç olmadı kimi sürünerek ölüyor.. Çoğunluğu hastalığı bile hissetmiyor... VE ölenlerde ilaçtan sonra ölüyor.. Ne kadar tesadüf değil mi?...
Wuhan'dan tüm dünyaya yayılan virüs. Çine yayılmadı. Komediye bak. Ve 5 aydır Çin’de maske takan bile yok. Parti düzenliyor hepsi. En çok kurallara uyanlar en çok zırlayan ülkeler oluyor. 200 den fazla ülke var. Maske takmayan onca ülkeden ses gelmiyor.. Ama bunlar feryat ediyor.... Hastanede pozitif çıkan kişiyi. Eve otobüsle yolluyorlar. Sonra sigara içmeyin kovit bulaşır diyorlar...
TV'yi bırak korku biter. Testi bırak korona biter. İlacı bırak ölüm biter. Şimdi bu hipnozdan uyan. Uyan yoksa maskeyle ve aşıyla ölüme gideceksin."
Sebahattin Topal
0 notes
dzsimsek · 4 years
Text
HER KİŞİNİN EVİNDE KOVİD-19 AŞISI VARDIR.
Böyle de bir görüş var, uzay bilimlerinden emekli bir profesör dostum göndermiş: HER KİŞİNİN EVİNDE KOVİD-19 AŞISI VARDIR. HERKES BUNU BİLMELİ ÇOK ÖNEMLİ! ⠀⠀ COVID-19 virüsü her şeyden önce, bağışıklık sistemini, daha sonrada akciğer dokusunu etkiler. ⠀ Bu iki saldırı dalgası arasındaki zaman gecikmesi, tam olarak "kuluçka dönemi" dediğimiz şeydir. ⠀ Sıklıkla "güçlü" veya "zayıf" bağışıklık gibi kelimeler kullanırız.  Bununla birlikte, bir çok insan tam olarak ne olduğunu bilmiyorlar.  Dahası, çoğu doktorun bağışıklık sisteminin yapısı ve tek tek parçalarının işlevselliği hakkında çok az fikri vardır. ⠀ Ancak bu metin eğitimsiz okuyucu için çok zordur. COVID-19 virüsünün insan vücudu üzerindeki etkisinin mekanizmasını en basitleştirilmiş ve erişilebilir şekilde bir tez formatında açıklamaya çalışacağım. ⠀ Tüm bağışıklık sisteminin% 80'i, ince bağırsağın mukus ve submukoz katmanlarında, lenfoid doku ve birikimleri - Peyer'in yamaları şeklinde yoğunlaşır.  Lenfoid doku, çeşitli tipte immünoglobülinlerin yanı sıra antikorlar (lenfositler T-, B-, G-, vb.) Üretir.  Lenfatik sistem yoluyla antikorlar inferior vena kavaya, kalbe girer ve pulmoner dolaşımı geçtikten sonra, sistemik dolaşıma girer ve vücutta taşınır.  Böylece, akciğer dokusunun kendi doku bağışıklığı dahil olmak üzere doku bağışıklığı güçlendirilir. ⠀ Yemek sırasında yiyecekle karışan COVID-19, bağırsaklara girer ve lenfoid dokuyu yok etmeye başlar.  Sonuç olarak, etkilenen lenfoid doku, lenfosit ve immünoglobulin üretimini durdurur.  Böylece bağışıklık sistemi yok edilir ve bunun sonucunda akciğerlerdeki doku bağışıklığıda keskin bir şekilde zayıflatılır. ⠀ Bu andan itibaren, koronavirüs saldırısının zaten korunmamış olan akciğer dokusuna ikinci dalgası başlar ve bu, ölümle sonuçlanan şiddetli zatürree ile kendini gösterir. ⠀ Şu anda, tüm Dünya daki önlemler koronavirüsün akciğerlere girmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Bu, prensip olarak son derece maliyetli ve pratik olarak etkisizdir.  Tüm terapötik önlemler sadece komplikasyonlarla mücadeleye yöneliktir, ⠀ Buna göre, COVID-19'un onlarca yıldır bir tehdit olduğu anlaşılmalıdır.  Bugün Covit-19  salgının sadece ilk dalgası olup daha sonra böyle çok sayıda dalgalar da olacaktır. Aynı zamanda tüm koruyucu ve tedavi edici tedbirler akciğerlerde lokalize olan koronavirüse yöneliktir, Bağırsak koronavirüsü üzerinde herhangi bir etki yapılmamaktadır. Günlük hayatımızda kullandığımız ⠀birçok doğal ürün vardır ki aynı zamanda doğrudan virüsleri etkileyerek onları öldürür.  Bu konuda en etkili olanı GARLIC yani SARIMSAK’tır. Bunun hazırlanması da oldukça basittir. Günde 2-3 bardak SARIMSAK SUYU içtiğinizde, hemen (!) ince bağırsağa girer ve COVID-19'u hemen öldürmeye başlar (!)! ⠀ Bu, aşağıdaki etkileri sağlar: ⠀ 1 - “öldürülmüş” COVID-19, ince bağırsağın lenfoid dokusunu yok etmeyi bırakır. Sonuç olarak, lenfoid doku düzgün şekilde işlev görmeye devam eder, örn.  antikorlar ve immünoglobulinler üretir; ⠀ 2- Hasar gören bağışıklık sistemi hızla iyileşir ve güçlenir, bu, akciğer dokusunda doku bağışıklığında önemli bir artışa yol açar. ⠀ COVID-19 için aşılmaz bir bariyer ortaya çıkar, aynı zamanda mikroplar (stafilokok vb.) Ve mantarlar için  koronavirüs pnömonisi durumunda da önemli bir tehlike oluşturan; ⠀ 3 - "sarımsak suyunun" etkisi altında ince bağırsakta çok ilginç olaylar zinciri ortaya çıkar. "Sarımsak suyu" tarafından "öldürülen" ve zayıflatılan COVID-19, doğal bir aşıdan başka bir şey değildir,  insan vücudunun içinde doğal olarak oluşur. ⠀ Bildiğiniz gibi, yapay bir aşı oluşturmak, süper donanımlı ve çok pahalı bir laboratuvar ve yüksek nitelikli personelin çalışmasını gerektirir. Yapay aşı oluşturma çalışmaları 6-9 ay sürüyor, ve endüstriyel üretim maliyetli ve zaman alıcıdır. ⠀ Sarımsak suyu alındıktan sonra ince bağırsakta 30-40 dakika içinde doğal bir aşı oluşur. ⠀ 4 - doğal aşı, COVID-19'a karşı aktif olarak spesifik bağışıklık oluşturmaya başlar. ⠀ Böylelikle COVID-19'un insan vücudunda neden olduğu yıkıcı patolojik olaylar zinciri en başta kesintiye uğrar ve yok edilir ve devamı yoktur. En doğal şekilde vücut  tabiri caizse planlı bir şekilde  COVID-19 ile savaşır ve yener. ⠀ Aynı zamanda, vücuttan acil ve stresli bir mücadele modu tamamen dışlanır, ve virüsü planlı bir şekilde etkisiz hale getirir. ⠀ Sonuç olarak, ortaya çıkan salgın birkaç gün içinde durur. ⠀ "Sarımsak suyu" almak anti-salgın protokol olarak ülke genelinde bir gün içinde tüm nüfus arasında uygulanabilmektedir. Temel patojenik morfolojik substrat, bir veya iki gün içinde tamamen yok olacaktır. ⠀ "SARIMSAK SUYU" hazırlanışı son derece basittir. ⠀ 1. Orta boy Bir tek diş sarımsak, soyulur ve enine 3-5 dilim yapılır. Porselen veya cam 1 litrelik demlik 4 su bardağı içme suyu ile doldurulur ve dilimlenen 1 dış sarımsak suya atılır. Bu işlemler oda sıcaklığında ve sabah yapılır. ⠀ 2. Akşam evinize geldiğinizde "sarımsak suyunuz" artık kullanıma hazırdır. Suyun 1 bardağını yemek öncesi, 2 bardağını yemekten 2-3 saat sonra ve 1 bardağını da bardağını gece yatmadan önce içiniz. ⠀ 3. Ertesi gün sabah aynı usül ile "sarımsak suyu" hazırlayın ve 1 ay boyunca her gün tekrarlayınız. ⠀ 4. Bir ay boyunca sarımsak suyu alırsanız COVID-19'a karşı spesifik bağışıklık oluşacaktır. ⠀ İnsan bağışıklık sisteminin işleyişi hakkında daha fazla bilgiyi buradan okuyun  ⠀ Dr. R. M. Khaitov, Dr  B. V. Pinegin.   (İmmünoloji üzerine kitaplarını yazan kişiler)
Taşkent.  21.03.2020 Shukhrat KHALILOV ⠀ ⠀ (Not 1. Lütfen bu çok önemli bilgiyi gruplar, topluluklar, aile ve arkadaşlarınız arasında dağıtın. Eğer gerçekten (!) Sağlıklı olmamıza yardım etmekle ilgileniyorsanız,  - “öldürülmüş” COVID-19, ince bağırsağın lenfoid dokusunu yok etmeyi bırakır.
0 notes
dzsimsek · 4 years
Video
Batmaya hızla devam ediyor ama "SUN ELECTION CONTROL SYSTEM" = SECSİS  oy sayım yazılımı ile gene kazanacak ve ABD nin hedeflediği halife olacak BOKU YEDİK
0 notes
dzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media
Yaşanan  çok ilginç olay .
Olay Yeri: Avusturya, Viyana, 1. Bölge, Annagasse Olay Zamanı: 23 Mayıs 2020 Avusturya'da Koronadan dolayı 2 aydan fazla süren zorunlu kapamadan sonra Restaurantlar nihayet 15 Mayıs'ta açıldı, ama sadece saat 06:00 - 23:00 arası çalışabiliyor.
23 Mayıs gecesi 23:45 sularında polise bir ihbar telefonu geliyor "Bizim buradaki restaurantın önündeki kaldırım bahçesinde hâlâ birileri oturuyor" Polis atlayıp arabasına gidiyor önce Restauranta kapıyı tıklatıp giriyor içeri "Siz hala niye kapamadınız?" diyor. Restaurant sahibi "Biz kapadık dışarıda oturanlar yediler içtiler, paralarını ödediler, kendi aralarında oturuyorlar, konuşuyorlar falan filan.." Polis kaldırım bahçede köşedeki masada oturanların yanına gidiyor. 75 yaşlarında yaşlı bir adam, yaşlı adamın karısı, iki tane de arkadaşları. Polis "Saat 23:00 çoktan geçti, siz burada ne arıyorsunuz, sizin burada bu saatte oturmanız yasak" diyor. Yaşlı adam polislerden özür diliyor "Sokağa çıkma yasağından sonra (iki aydan sonra) ilk defa dışarı çıkıyoruz, arkadaşlarla oradan burdan laflarken vaktin nasıl geçtiğini anlamadık, kusura bakmayın, yaptık bir hata" diyor. Polis tutanakları tutup Restauranta 30.000 Euro ceza kesilmesi için yetkili makama bilgileri, bahçede oturanları da evine gönderiyor. Olay basına intikal edince, yaşlı adam bütün halktan yazılı olarak özür diliyor ve Restauranta kesilen cezayı da kendisinin ödeyeceğini belirtiyor. Diyeceksiniz ki "Bunun neresi ilginç?" O yaşlı adam, Avusturya’ nın şimdiki Cumhurbaşkanı!  
0 notes
dzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media
OLMAYAN BİR SALGINDAN NEDEN VE NASIL ÖLÜYORUZ? Ünlü Alman hekim, Dr.med Claus Köhnlein'in açıklamaları:
"Dünya Sağlık Örgütü isteği ve yönlendirmesi sonucunda, 24 SAAT YALAN HABERler yapılmakta!
Boğaz ağrısı, nefes darlığı ve öksürük şikayeti ile gelene test yaparsanız, pozitif çıkması normal.
Ve asla TEST SONUÇARI GERÇEK DEĞİL!Test olayı, düşülen TUZAĞIN BİRİNCİ AŞAMASI...! Test sonucunda yapılan TEDAVİise TUZAĞIN İKİNCİ AŞAMASI...!Testin pozitif çıkmasıyla, yüksek miktarda kortizon ve ağır antibiyotikler devreye giriyor. 'Korona tedavisi' diye uygulanan şema, başka rahatsızlığı olan insanların ölümüne neden oluyor. KORONA DEĞİL, 'KORONA TEDAVİSİ' ÖLDÜRÜYOR!Ölüm arttıkça ve hastaneler TEST TUZAĞIna düştüğü için, hasta sayısı artıyor ve panik her geçen gün büyüyor!!Eğer, dünyaya verilmiş olan PANİK HAVASI ve TEST MECBURİYETİ olmasaydı, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetleriyle gelmiş olan insanlara eskisi gibi ilaçlarını verip dinlenmelerini isteyecektik. Her şey seyrinde gidecekti ama bu artık mümkün değil.! DOKTORLAR, önüne konan tedavi şemasına, UYMA! YA MECBUR EDİLİYOR!. Eskisi gibi İNİSİYATİF KULLANMALARI MÜMKÜN DEĞİL!. Ayrıca HEKİMLER ÜZERİNDE büyük bir BASKI ve panik VAR.Lancet, ünlü tıp dergisidir. Bu dergide yazılanlar kanun niteliğindedir. 50 yaşında hayatını kaybeden bir insandan söz ediyor. Bu insan, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetiyle gelmiş. Bu insana yüksek miktarda, 600 miligram kortizon verilmiş. Üstüne ağır antibiyotikler ve vücudun bağışıklık sistemini çökerten ilaçlar verilmiş. Ve neticede bu insan, hayatını kaybetmiş ve TAMAMEN HEKİMlerin HATASI! OLMAYAN BİR SALGINDAN, İNSANLAR ÖLÜYOR! ÜLKE LİDERLERİ, koltuklarını korumak için, bu "KUMPASTA", bilerek veya bilmeyerek ROL ALMIŞLARDIR. Dünyada oluşan panik havası, haklarda liderlere karşı "önlem almadı" baskısı doğurmakta. LİDERLER de oluşan baskıdan kurtulmak için, 'KÜRESEL KUMPASA' BOYUN EĞME!k zorunda kalıyorlar. ASLINDA panik ve korku dışında, hiç bir şey yok. Her şey normal seyrinde, ÖLÜMLER VİRÜSTEN DEĞİL!. Korku ve panik, tedavi adı altında hekimlerin uygulamaya mecbur bırakıldıkları süreç, ölümlerin asıl nedeni...!"
vimeo
0 notes
dzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media
İBRETLİK BİR HİKAYE..!  ANLAYANA!
"ABD savaş uçakları bizim oturduğumuz IRAK'ın Tikrit vilayetine saldırı yaptığı gece, benim evimi yakmaya çalışan komşumdu, evet hergün selam verip selam aldığımız, sohbet ettiğimiz, yeri gelip yardım ettiğimiz komşumdu. Bizim Saddam Hüseyin destekçisi olduğumuzu bildiği için o gece, elinde silahla sağa sola saldırıyordu. Adam sanki çıldırmış gibi ‘‘artık Saddam yok, diktatörü yıkacağız, Saddamı öldüreceğiz’’ diyerek zafer sloganları atıyor, adetâ ABD'nin gelişini sevinçle karşılıyordu. Savaş yıllarında eşimi ve 3 oğlumu kaybettim. Evim işim akrabalarım hepsi savaş sebebiyle yok oldu Kardeş ülke Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldım Yıllar sonra o komşumu da Türkiye'nin Şırnak vilayetinde sokakta gördüm, tek ayağı yoktu, dileniyordu. Yanına gidip kendimi tanıttım Neden burda olduğunu sorduğumda ABD askerlerinin elektirikli işgencesine maruz kaldığını bu sebeple sağ bacağını kaybettiğini söyledi O gün Saddam Hüseyin devriliyor diye zafer kutlaması yapan ABD'nin ülkemizi işgal etmesine sevinip yönetimin kendilerine kalacağını zanneden komşum Bugün büyük bir pişmanlık içinde; ‘‘Amerikalılar bizi dinlemediler, keşke geriye dönebilseydik de, Saddam'ın yanında savaşsaydım’’ diyor.
Haçlılar ülkeleri işgâl etmek istediğinde önce algı operasyonlarıyla, dünyayı ve insanları orada bir diktatör olduğuna inandırırlar, Bunu başardıklarında ise gelirler ve 'bu bizden veya değil' diyerek hiç bir ayrım yapmazlar. Şehirlerimizi yağmalar, insanlarımızı katlederler. Bunu çok fazla acıyla tecrübe ettik.’’
Zeynep bin Hizab El-Uteybî
0 notes
dzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media
Dünyanın hemen Her yerinde boş kalan sokaklarda 5g hatları kuruluyor.. Öyle iddealar var ki insani korkutuyor. Ülkemizde kurulmak istenen bu şebeke ağlarının yerli olmasını talimat etti başkan Erdoğan.Şu an 4.5 G kullanılıyor bu 4.5 G olayının insan vücudunu alıştırıp 5G ye hazırlaması çok mühim zira 5G nin dalga boyutları 60 ghz insan vücudunun kolay kabul edebileceği bir dalga boyutu değil. 5G nin ilk Çin de kurulması ve virüsün de orda patlak vermesi düşündürüyor? Sonra İtalya ? Ve diğerleri.. Çok büyük bir değişiklik bizi bekliyor dünyadan kendinizi tecrit edemiyorsunuz ne yazık ki.Ya uyum sağlarsın ya da uyum sağlarsın. Detayları paylaşmaya çalışacağım hariç den gazel okumak istemiyorum.Bir çok idea var bunları değerlendirip anlayıp paylaşmak en güzeli" amacımızda burada topluma faydalı bir şeyler sunabilmek değil mi" Hakkımızda her şeyin hayırlısı olsun,Rabbim masum halkların hepsini korusun,İnsan hayati üzerinden kirli politikalar yürütenler kahrolsun. #5g istemiyorum ve kullanmayacağım
#5g
0 notes
dzsimsek · 4 years
Text
PARALEL DEVLET
FETÖ ile birlikte hayatımıza PARALEL DEVLET deyimi de girdi. AKP, FETÖ ile ‘aynı menzile gidiyoruz’ diye, devlet içinde devlet haline getirdi. Ortak hedefleri; Devleti bütün kurumlarıyla ele geçirmek, Türk Ordusunun kimyasını değiştirmek, yani hizaya sokmak, güvenlik güçlerini kendi görüşünde kişilerin kontrolü altına sokmak… Para gücünü ele geçirmek… Ve sistemi çökertmek.. Birlikte yürüdükleri hedefin kısa özeti budur!.. Hedefe yürürken, yolda ne kadar uyarı levhası varsa kaldırdılar. Uyarı levhalarına sürekli ateş ettikleri için de, ölümcül yol kazaları olağan hale geldi. Kırdılar, döktüler. Sonra çıkar kavgasına düştüler. Çıkar kavgasından sonra, devlet gücünü elinde tutan, ötekine ‘PARALEL DEVLET’ dedi. İyi de, onlar devlete paralel bir devlet kurarken, sen ne yapıyordun? Ben söyleyeyim; Ülkenin en mahrem yerlerini onlara teslim ederek, paralel oluşumuna el veriyordun. El vermek ne ki? Bütün kapıları ardına kadar açıyordun. Ta ki çıkar çatışmasına düşene kadar… Ülke çıkarları için çatışmadılar. Kendi çıkarları çatıştığı için kapıştılar. Kavga, ‘ülke üzerine oynayan’ iki kumarbazın, kağıt çaldın kavgası kadar basit fakat VAHİM bir kavgaydı… ‘Türkiye üzerine’ kumar oynarken masayı devirdiler. Bu çatışmaya, FETÖ’nün gazabına uğrayanların bir kısmının duygusallıkla taraf olması, çatışmaya hak edilmeyen bir anlam yüklenmesine neden oldu. Oysa; iki paralel devlet aynı menzile giderken bir kırılma yaşayıp kesişince, kısa devre olmuştu. Kısa devre olurken çıkan kıvılcıma ne büyük anlam yüklendi değil mi.. O kıvılcımı 15 Temmuz’da yangına çevirdiler. Olan ülkeme oldu. Bizim kumpas mağdurları yargı sürecinde biraz uyanır gibi oldu. FETÖ’nün hakim ve savcılarının aldığı hafif cezalar vicdanları kanattı. Kozmik odaya girilmesinden sonra, devletimizin yurtdışındaki yabancı istihbarat servisleri ile terör örgütleri içine sızdırdığı 813 vatan evladının tamamına yakını şehit edildi. Peki, bu alçak ihanet nedeniyle açılmış bir dava var mı? Kozmik oda savcıları, polisleri bu ihanet ve ajanlık faaliyetinden dolayı yargılanıyor mu? Yargılansalardı, Bülent Arınç sarayda değil, hapiste olurdu. O hakim ve savcılar sadece bir kumpasta rol almadı. Aynı zamanda casusluk faaliyetlerinin bir ayağı oldu. Kumpas esirlerinin birçoğunun kanserden mezara gitmesi tesadüf olabilir mi? Bu konuyu bile konuşacak, sorgulayacak kimse kalmamış. FETÖ’nün siyasi ayağına gelince, yargılanmayı bırakın, bir kısmı yüksek maaşlarla saraya bağlandı. *** *** AKP Genel Başkanı; Muhalif olan herkese, kendilerine ters düşen herkese ‘TERÖRİST’ diyor. Yerel seçimlerden önce de ‘illet-zillet’ demişlerdi. *** *** CORONA-19 virüsü ile mücadelede yerel yönetimlere çok görev düşüyor. Bu süreçte muhalif belediyelerin yardım kampanyaları engellendi. Yılların aşevlerinin hesaplarına el kondu. Ekmek dağıtmalarına bile yasak geldi. Bu yasakların devlet yönetimiyle bir alakası yoktur. Çünkü devlet bütün kurumlarıyla bir bütündür. Belediyeler devletin çok önemli kurumlarıdır. Devletin kurumlarının bir kısmına ‘PARALEL’ ve ‘TERÖRİST’ damgası vurmak, bölücülüktür. Devlet içinde devlet olduğunun açık itirafıdır. Rüzgara karşı işemektir. Rüzgara karşı işersen, yaptığın gelip suratına yapışır. *** *** Muhalif olan herkese TERÖRİST damgası vurmanın başka sonuçları ortaya çıkar. İşine gelmeyene terörist derseniz, terörist olmayanlara atılan iftira, GERÇEK TERÖRSİTLERİ aklar. Mansur Yavaş’tan, Büyükerşen’den, Vahap Seçer, İmamoğlu’ndan terörist çıkartırsanız… Bir de üzerine PKK yakıştırması yaparsanız… Buna insanlar güler de… Doğuracağı sonuç; ‘Muhalif belediyeler üzerinden PKK’yı aklarsınız’. Artık terörist kavramını kimse ciddiye almaz. Bütün kavramların içini boşaltarak suç ve suçlu kavramını, suçsuzlar üzerinden aklıyorsunuz *** *** Muhalif belediyelerin yardımları engellenmiyor. Vatandaşın ekmeğe ulaşması engelleniyor. ‘İyiliği kim engeller’ diye sorun kendinize? Cevabı, engelleyenlerin gerçek kimliğidir. Muhalefete paralel yakıştırması yapıyorlar ya? Bunlar ne söylüyorsa, kendi yaptıklarından söylüyor. Biri birine iftira atacakken önce kendi yaptıklarından başlar. (Hint Atasözü) GERÇEK OLAN İSE; AKP GERÇEK BİR PARALEL DEVLETTİR. Neden mi? AKP iktidara geldikten sonra, ülkeyi mevcut kurumları ve rejimi ile yönetmeyi programına asla koymadı. AKP devletin bütün kurumlarını çökertti. Kurumların hafızasını yok etti. Kendi sistemini kurdu. İşgal Devleti mensupları gibi; Kendine biat etmeyenlere en ağır hakareti yapmaktan, ekmeği ile oynamaktan çekinmediler. Ele geçirdikleri yargıyı kullanarak, muhalif olan her ismi düşman sınıfına soktular. Birçok ismi özgürlüğünden yoksun bıraktılar. Ülkenin yarısından fazlasını düşman olarak görünce, okul yerine bol bol hapishane yaptılar. AKP’lileri yargı dışına aldılar. Öyle ki, yargı sadece muhalif kesimi susturmak için kullanılan bir SOPA haline geldi. *** *** T.C. Devletine ait fabrika, simge kurumlar, hastaneler bile yok edildi. Aslında; Devletin içini boşaltanlar, ülkenin yarıdan fazla nüfusunu düşman olarak gören bir yapı, gerçek anlamda bir PARALEL YAPIDIR. Bu çok açık bir gerçektir. Devletin güvenlik güçleri varken… Bu güvenlik güçlerinin yapısıyla oynadıkları halde, yaptıkları operasyonlarla yetinmeyip, kendi silahlı yapılarını da kurmuşsan, sen devleti değil, devlete karşı kurduğun paralel yapıyı temsil ediyorsun demektir. AKP devletin özüyle kavgalıdır. Adıyla kavgalıdır. Devleti kuranlar ile sorunludur. Sonuç olarak; Rejimini değiştiren paralel bir yapıdır. Paralel yapının dışında kalan hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan, dışlayan bir yapıdır. Yani; AKP Paralel devletin hasıdır. Zahide UÇAR 22.04.2020 
0 notes