fillervebulutlar
486 posts
salih çağlayan
Last active 2 hours ago
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
sen dursan da ayağının altında dağlar yürür. zaman erir gider de günlerce gözünü açamazsın ya ben o hissi hiç özlemiyorum. kafamı kaldırmayacağıma seni nasıl inandırabilirdim? yalan söylemeyi ben de istemedim ama bak nerelere geldik minik kelebeğim. nabzını oynatmasın hiçbir söylenen ve başını öne eğme öyle lütfen. ben senin içindeki çirkin kokuyu ciğerime çekmekten gocunmadım. utanmadım, ağladım sızladım da sana bunların hiçbirini yakıştıramadım. n’apsaydım? keşke seni kutsal saymadan önce keşke üç kere öpüp koklasaydım. ne geçti elimize iki çizikten başka? olan olur mıh gibi kalır da başını çevirmekten başka çare bulamazsın. budur bazen. olur olanlar ve olacaktır da. içindeki koku kanın değğğğil canım benim her şey çürür. anlar, anılar da çürür. bilmesen de hissediyorsun. zaman da yalan da çürür. çok zaman önce ciğerinden söküp atman gereken ve gerekeni gerektirdiği gibi gerçekleştirmediğinden için çürür. koku ağır basınca bir bira iç, bir sigara yak. biliyor musun ben senin zehrinden hiç gocunmadım. çürük kokusuyla güne başlamaktan hiç kaçmadım. baktığın her yer bulanıklaşıyorsa sebebini senden saklamayacağım. sadece ben sana kıyamadım. bir direniş çanı çaldır da baş kaldıralım olacak olana, ne dersin? belki vicdanın ağır basar da söylemen gereken her şeyi söylersin. bar tuvaletindeki kusmuğun verdiği tatsız rahatlamadan bahsediyorum. çirkinse çirkin! sen haberin olmadan bana neler neler içirdin. bir kere ağzımı açıp yüzünü öne mi eğirdim? keşke eğdirseymişim. izlediğim hiçbir film, dinlediğim hiçbir şarkı, gördüğüm hiçbir manzara bana huzur vermedi de seninle mutlu olabilecek olmanın ihtimali tüm öksürüğümü kesti. ne büyük şey değil mi sevgi? belki bir gün anlarsın.
36 notes
·
View notes
Text
gunaydin arkadaslar, bu super bir sarki. mutlaka dinleyiniz.
5 notes
·
View notes
Text
“her kime dönüştüysen, dünyanın neresindeysen. sana sevgilerimi gönderiyorum.”
503 notes
·
View notes
Text
evinin neresi olduğu hakkında bir yanılgı seni bulduğunda -ki bulacak- korkma. geçecek. kazandığın idrak sana bir kahır nefesi çektirecek. tut onu, sakın bırakma. bırakırsan öksürtür., başın döndüyse lütfen başka şeyler düşün. başka şeylerden bahsedebilirim. bak çiçek. bak, dikiş. eğer kör makasın yerini unutmadıysan uyanınca lütfen yetiş. bildiğin üzere zaten bizi kanatmaz artık hiçbir kesik. bazı şeyler eskisi kadar önemli değil. yırtılsın gömleğin korkma, nar da çürür! bastır. nârının zarı yırtılırsa elbet bir yerlerde bunun için bekleyen bir terzi, bir iğne vardır. hem, ne zamandır ne yırtıklardan ne gömlekler dikiyor tanımadığın insanlar, bilsen üç gün hüngür hüngür ağlarsın. dağıldı mı kafan? uzadı mı saçların? kesme. bak ne diyeceğim,,, sen çekiştirdiğinde bir yerlerde sıkışıp kalmış vicdanım kurtarmıştı yakasını zalimlerin ellerinden. ne kadar hoş, değil mi? bazen başucuma keşke bunu yazmasaydım diyorum ama evim gibi hissettirdiğinde karmaşa geçiyor. karmaşa geçsin diye tuttuğum hiçbir şeyi bırakamadım ve aslına bakacak olursak düşüşü korkunç bir sigara kadar etkileniyorum ben bu cümleden. her sabah bir bağımlı gibi tekrarlıyorum. dinliyor ve anlıyor musun? dinle bunu. bir gün uyandığımda, içimde bir günün geleceğinin ve benim için dinlemek ve duymak arasında hiçbir farkın kalmayacağına dair bir güven umudu yeşerttiğinin sevinç dolu haberini vermiştim sana, hatırlıyor musun? işte ben o ve birçok umudu ülke sınırları dışında bıraktım. bunu fark ettiğimde de bilmediğim bir sahildeydim. su güzeldi gelsen severdin. belki de bu yüzden yurda dönünce hiç secde etmedim. güya her şey daha da sakinleşecekti de dünya titremeye başladı birden. yine yoğun bir an kaybı yaşandı da kaçtım. ne kanım ne anım kaldı olmadı o huzur işi. şimdi geriye bakıyorum da boynum çatır çatır çatırdıyor. yakamı kurtardım da içim yırtıldıyı ne yapacağız? bir yerlerden böyle katran katran korku kokusu alıyorum sen de alıyor musun? aldıysan tut o nefesi n’olur bırakma. fark ederim diye peşine düşmeye hiç cesaret edemiyorum. ya benden, ya evden geliyorsa diye hiçbir şeyi koklamıyorum. beni çok yıpratan ihtimaller üzerine de uzun uzun konuşmuştuk hatırlıyor musun? ben artık hatırlamıyorum. dünyan daha sağlam bir eksene oturmaya başladığında sen de unutacaksın. bayat kahveler içip hiç çaktımayacaksın. sevmediğin şarkılara ritim tutup tuzu limonu aramayacaksın. kıvrılan her yaprağın üzerine özellikle basıp hiç gocunmayacaksın. ne derler hatırla, unuttukça uyursun. uyuyamıyorsan demek ki hala bir şeyleri hatırlıyorsun. böyle olunca dünyanın nasıl titrediğini görebiliyor musun?,,,, bence konuyu biraz kavradın. ciğerin genişledikçe daralan bir şey olduğunu hatırlayıp arada sırada uyuyamıyorsan peşin peşin söyleyeyim, ben mışıl mışıl uyuyorum. çünkü hiçbir sözü, günü ve yüzü anımsayamıyorum. boşuna mı yüzümü o derin uykudan kasten kaldırmadım? kahır nefesini beğendin mi? bana bu acıyı ben tattırdım. uyanırsan da ne yapacağını bilemezsen hatırla, o nefesi asla vermiyorsun! verirsen tepesinden atlamak istediğin her bina, üzerine yıkılmasını istediğin her oda kendini hatırlatır da kulaklarını çığıl çığıl çınlatır. çınlarsa -ki çınlayacak- dua et biraz. belki doksandokuzdan birisi seni kurtarır.
59 notes
·
View notes
Text
merhabalar tekrar ve tekrardan. burayı hatırladım. 26 yaşımı bitirdim. halen izmir’de yaşıyorum. son güncellemedeki gibi gidiyor hayat. abim evlendi. hayat biraz monotonlaştı. artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. ne bulursam içtiğim bir dönemdeyim sanırım. kilo verdim. okula ara verdim. bitki sahibi oldum. sanırım hepsi bu.
yazasım geldi, yazacağım. on dokuz yaşıma girmek üzereyim, güzel bir hayatım var, ben her ne kadar şikayetçi olsam da. aptal aptal sitem etsem de sabahları uyandığımda, aslında şükürler olsun ki çoğunun hayali olan hayatı yaşıyorum. uşakta büyüdüm bu yaşıma kadar, ufak şehir, ufak şehirler ufkunu kapatır insanın derler. ben bunu pek sikleyen birisi olmadım hiçbir zaman, bu şehirde o iş olmaz koçumlara siktir çektim hep içimden, her ne kadar dilimle onaylasam da. büyümeye çalıştım, zaman geçirerek değil ama yata yata, bir bok olabilmeye uğraştım. bir baltaya sap ol diyen babanın oğluyum ne de olsa. bu site mesela, ilk açtığımda bu hesabımı on beşimin başlarındaydım sanırım. boş kovalamadım, bir şeyler üretmeye çalıştım, farklı bir şeyler yapayım dedim, yapabilmişsem ne mutlu bana. çok zamanımı geçirdim buralarda, çok insan tanıdım. şu sik kılıklı site bana neler neler kazandırdı anlatamam size. ahmet ile birbirimize küfür ederek tanıştık mesela, şimdi valiz hazırlıyorum antalya imzası için, yarın ahmetin yanımda olacağım ölmezsem. hayat bazen güzeldir lafının tanımı oldu amınakoduğum samsunlusu bana. çok şey kazandırdı, çok şey öğretti. eyvallah. on dokuz yaşıma girmek üzereyim, annemi çok seviyorum. saçma sapan konuşup insanların anlamasını beklemeyi de öyle. küçük bir kardeşim var, bir de onu çok seviyorum. birkaç saat önce yoruldum amınagoyim diye sigara içerken aklıma takıldı bazı yaşadıklarım. lan ne zamanlardı be falan dedim güldüm. eski fotoğraflara baktım. pişman olduğum şeyler yapmışım her ne kadar inkar etsem de, iyi ki yapmışım dediğim şeyler olmadı değil ama bu kavgayı keşkeler kazanacak gibi. beş yıldır lise okuyorum, ilk senemde kaldım, gidemedim. bakıyorum bana ne kazandırdı diye, yaprak kımıldatmamış lan bende. gülüyorum biraz bunları yazarken. ne gereksiz insanım lan ben falan diyorum. şuan salondayım, annem çay demliyor bana, ciddiyim ve bu dünyanın en güzel şeylerinden biri. bir de özür dilemek istiyorum biraz, sanırım. çok hata yaptım, bazen insanları üzdüm, bencil oldum, insanım, beni amınakoyayım falan. aklıma şey geldi şimdi, yarın ölürsem bu yazıyı okuyan ailem üzülür mü falan. üzülmesinler, kimse bile isteye birilerini üzmez, yani bence. ben üzdüm ama bazen. diyorum ya, salaktım sanırım, hala da öyleyim belki de, sadece kendimi akıllı sanıyorum. lan ne çabuk on dokuzuma geldim ben. dedemin beni hortumla ıslatmasından nefret ederdim,dokuz yaşındaydım çünkü, salaktım baya. şimdi onu bile özledim. neyse, ne diyor bu dalyarak ya gece gece derseniz, yazıyla pek alakası olmasa da şey diyorum: elimizdekilerin kıymetini bilin ve telafisi varsa hatalarınızı düzeltin. bir de size çay demleyen anneniz varsa onu baya bi öpün, öptüm.
4K notes
·
View notes
Text
evet ben de seni seviyorum ama artık daha kısık sesle. ne yapabiliyorsak lütfen yapalım ben bunlara hiç alışık değilim. güzel kuzum, minik kelebeğim? neden böyle yaptın?
350 notes
·
View notes