Gebemiyim.net hamile bayanlarımız için içerik üreten hamile ve gebelik portalıdır.
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Yenidoğan Bebekler İçin Cilt Bakımı Önerileri
Yenidoğan bir bebeğin son derecede ince ve hassas olan cildine dikkatli, titiz ve yumuşak bir şekilde bakım yapmak gerekir. Bebeğinizin cildinde gördüğünüz problemlerin çoğu zararsızdır ve zaman içinde kendiliğinden kaybolur, bu konuda çok endişelenmeyin. Doktorunuz bu belirtileri değerlendirecek ve gerekiyorsa size bir tedavi yöntemi önerecektir. Öte yandan siz de gözlemci olun, bebekte tedavi gerektiren bir cilt sorunu varsa tedavinin gecikmesi iyi olmaz. Bu yüzden, birkaç günden uzun süren belirtiler görürseniz doktorla görüşün. Aşağıda yenidoğan bebekler için cilt bakımı önerileri göreceksiniz, bunları özenle uygulayarak bebeğinizin ince, duyarlı ve zedelenmeye açık cildini koruyabilirsiniz.
*Yenidoğan bebek doğumda tıbbi ismi verniks kazeoza olan bir tabakayla kaplıdır. Su (Yüzde 80), yağ ve proteinlerden oluşan bu tabakanın vücut üzerindeki dağılımı her yerde aynı değildir. Bebeğin derisini su ve ısı kaybından, mikroplardan, kuruluktan, enfeksiyonlardan koruyan verniksi tamamen temizlemeye çalışmamalı, nazik hareketlerle silmemelisiniz. Bu sarı renkli, yağlı tabaka 1 hafta içinde kendiliğinden ortadan kaybolur.
*Göbek bölgesini göbek kordonu düşünceye kadar kuru ve temiz tutmaya dikkat edin. Bu bölgeye mikroplar girebilir, o yüzden temizliği ve bakımı önemlidir. Bebeğin göbek bakımı için ellerinizi iyice yıkayın ve bölgeyi alkolle hafif silin. Sonra da steril gazlı bezle kuru olarak kapatın. Göbek kısmı bebeğin bezinin dışında kalmalı. Göbekte kanama, akıntı, kızarıklık gibi sorunlar gözlerseniz hemen doktorunuzla görüşün.
*Yenidoğanın vücudundaki boğumların arasında biriken kirler enfeksiyonlara yol açabilir. Boğumların arasını her gün nazikçe temizleyin.
*Bebeğin başındaki konakları zorlayarak çıkarmaya çalışmayın. Bu kepekli bölgenin bakımı için ılık banyodan 2 saat önce bölgeye pamukla çok az miktarda ayçiçeği yağı sürün ve banyo sırasında bebe şampuanı ile yıkayın.
*Çamaşırlarını bebekler için üretilmiş sabunlarla yıkayın. Bol suyla iyice durulayın ve ütüleyin. Normal deterjanlar fazlaca kimyasal madde içerir ve iyi durulanmamaları egzama, pişik gibi sıkıntılara sebep olabilir.
*Yenidoğan bebeğin cildini kaynatılıp ılıtılmış suya batırılmış bir parça pamuk veya pamuklu tülbentle silmek yeterli olacaktır. Yumuşak gazlı bez de kullanabilirsiniz. Bebeğin ilk banyosu için genellikle göbek kordonunun düşmesini beklemek tavsiye edilir. Bundan sonra ılık suyla her gün veya gün aşırı yıkayabilirsiniz.
*Bebeğin bezini ortalama günde 6 kere değiştirmek tavsiye edilir. Sıcak havalarda veya bebek ishal olduğunda bu sayı artabilir. Bu konuda dikkatli olun, bebeğin cildi uzun süre idrar veya dışkıyla temas etmemeli. Bez bölgesini temizlemek için zararlı madde içermeyen, bebeklere özel ıslak mendiller ve ardından da ıslak pamuk kullanın.
*Yenidoğanların cildi güneşe karşı aşırı hassastır, çünkü cildi ultraviyole ışınlarından koruyacak olan pigmentler onlarda henüz gelişmemiştir. 1 yaşın altındaki bebekleri doğrudan güneş ışığına maruz kalmaktan korumak gerekir. Bunun için kapalı kıyafetler ve şapka kullanabilirsiniz. Güneşin yararlı etkileri de var, bu yüzden onu güneşten tamamen kaçırmayın.
*Bebeğin cilt bakımı için kullanılacak ürünler yumuşak formüllü ve hipoalerjenik (Alerji yapma riski olmayan veya çok düşük olan) olmalıdır.
*Kullanacağınız bebek kıyafetlerini dikkatli seçin. Pamuklu, sağlıklı, alerjik olmayan kumaşlardan yapılmış kıyafetler hassas cildi için daha uygundur. Bebeği bulunduğu ortamın sıcaklığına uygun bir şekilde giydirmeyi de unutmayın.
Yenidoğan Bebekler İçin Cilt Bakımı Önerileri
0 notes
Text
Gebe Olabileceğinizi Gösteren İşaretler
“Acaba gebe miyim?”, “Gebe kalmış olabilir miyim?”, “Hamile olduğumu nasıl anlarım?” gibi sorularınız varsa aşağıda göreceğiniz gebelik belirtileri listesi size yardımcı olabilir. Bu belirtilerden bir veya birkaç tanesini kendinizde görüyorsanız evet, gebe olabilirsiniz. Fakat bu sadece bir ihtimaldir. Durumdan tam olarak emin olmak için bir gebelik testi yapmalı ve sonucun pozitif çıkması halinde bir uzmanla görüşmelisiniz. Evde yapılan gebelik testinin doğruluk payının yüksek olması için testi adet döneminin üzerinden 10 gün geçmesini bekledikten sonra uygulamak gerekir. Testi evde yapmak yerine bir sağlık kuruluşunda yaptırmayı da tercih edebilirsiniz. Bu durumda hem daha ilk günlerindeki bir gebelik durumu bile belirlenebilir, hem de sonuç daha kesin olur.
*Adet gecikmesi belli başlı hamilelik belirtileri arasındadır ama kesinlikle hamile olduğunuzu göstermez. Bu gecikmenin farklı sebepleri de olabilir. Bebek sahibi olmayı çok istiyorsanız bu durum sizi strese sokabilir. Hevesle bekleyip sonradan adet kanaması geçirirseniz psikolojik olarak yıpranırsınız. Böyle bir durumda strese girmemeye gayret edin. Pozitif düşünün ve hamile kalıp kalmayacağınıza çok fazla odaklanmamaya çalışın.
*Halsizlik, bitkinlik ve her zamankinden daha fazla uyuma ihtiyacı da erken gebelik belirtileri arasında yer alır. Bunun sebeplerinden biri metabolizmanızın artık bir (Veya belki de birkaç) kişinin daha gelişimini desteklemek için hızlanmasıdır. Ayrıca gebelikte daha fazla salgılanan progesteron hormonunun yatıştırıcı etkisi de yorgunluk duygusuna sebep olur.
*Gebe kalan kadınlarda memelerde hassaslaşma ve meme uçlarında koyuluk durumları yaşanır. Bu belirtiler bazen döllenmenin hemen ardından başlar, bazen de ilerleyen haftalarda görülür. Hamile kaldıysanız göğüslerinizde karıncalanma, hassasiyet, dolgunlaşma, hafif veya şiddetli ağrılar olabilir. Memelerinizin yüzeyindeki damarların şişkinleştiğini de fark edebilirsiniz.
*Normalde rahatsız olmadığınız kokulardan rahatsız olmaya başladıysanız hamile olabilirsiniz. Gebe kadınların koku alma duygusu keskinleşir ve kokulara verdikleri reaksiyonlar değişebilir.
*Yerleşme kanaması terimini duydunuz mu? Bu, tıp dilinde implantasyon kanaması olarak anılan durumun halk arasındaki ismidir. Bu kanama normal adet kanamasından farklıdır, şiddetli değildir ve miktarı azdır, rengi pembe veya kahverengi olabilir. Yeni döllenmiş yumurtanın rahim duvarlarına tutunduğunu gösteren bu hafif kanama her kadında görülmez ve bazen adet kanamasıyla karıştırılır. Bu durumun yanı sıra vajinal akıntılarda fark edilir bir artış da olabilir.
*Gebeliğin gerçekleşmesinden 1 hafta kadar sonra tuvalete gitme sıklığı artabilir. Hızla yükselmeye başlayan gebelik hormonları kan miktarında da, idrar miktarında da artışa sebep olur.
*Hamile kadınların süreç boyunca yaşadığı ciddi miktardaki hormon değişiklikleri tat ve koku duyuları üzerinde belirgin etkiler yapabilir. Bunun yol açtığı durumlardan biri de bebek bekleyen kadınların büyük bir kısmında gözlenen aşerme durumudur. Hamile kaldıysanız belli gıda maddelerine karşı büyük bir istek duyabilir, hatta bazen normalde yemeyeceğiniz şeyleri yemek isteyebilirsiniz. Gıda maddelerine yönelik tutumla ilgili diğer bir gebelik belirtisi de bazı yiyecek ve içeceklerden tiksinmektir.
*Duygusal tepkilerinizde ani bir artış olduğunu fark ettiyseniz ve daha önce olmadığı şekilde yerli yersiz ağlama krizlerine giriyorsanız bu bir hamilelik belirtisi olabilir.
Yukarıdaki belirtilerin hepsini birden yaşasanız bile bunun yüzde 100 hamile olduğunuzu göstermeyeceğini unutmayın. Gebe kalmayı çok fazla istemek veya tam tersine hiç istememek herhangi bir belirtinin sizde büyük bir heves veya endişe yaratmasına yol açabilir. Gebelik alametleri her kadın ve her gebelik süreci için farklı olabilir. Ayrıca hamile kalıp da bu gibi belirtiler yaşamamak da mümkündür. Durumdan emin olmak için laboratuar tetkikleri yaptırmak ve bir uzmanla görüşmek gerekir.
Gebe Olabileceğinizi Gösteren İşaretler
0 notes
Text
Hamileler İçin 5 Sağlıklı İçecek
Anne adayının hamilelik sürecinde zengin ve dengeli bir beslenme programı izlemesi hem hamileliğin rahat geçmesi, hem de dünyaya gelecek bebeğin sağlıklı olması açısından çok önemlidir. Ancak gebe hanımların neler yemeleri ve hangi gıdalardan uzak durmaları gerektiği üzerine pek çok kaynak bulmak mümkünken hamilelikte beslenme konusunda içeceklerin yeri ve önemi çoğunlukla göz ardı edilir. Pek çok anne adayında, özellikle de orta ya da ağır şiddette sabah bulantısı sıkıntısı yaşayanlarda dehidrasyon (vücudun susuz kalması) durumuna sıklıkla rastlandığından hamile hanımların gün içinde bol bol su ve diğer sağlıklı içeceklerden tüketmeleri gerekir. Yazımızda hamileyken tüketilebilecek içecekler arasından en sağlıklı birkaçına (su hariç, çünkü gün içinde aşağıda belirttiğimiz içeceklerden ne kadar tüketirseniz tüketin sağlıklı bir gebelik için ayrıca en az 2 litre su içmeniz şarttır) değinecek ve bunların anne ve bebeğe katkılarından bahsedeceğiz.
Süt: Sade, gerekiyorsa biraz bal ya da tarçınla tatlandırılmış bir bardak süt içerdiği yüksek orandaki kalsiyum nedeniyle hamileler için oldukça faydalıdır. Eğer hamilelikte uyku sorunları yaşıyorsanız süt hem sizi rahatlatıp gevşeterek uykuya dalmanızı kolaylaştırır, hem de serotonin hormonunuzu yükselterek kendinizi daha mutlu hissetmenize yardımcı olur.
Taze sıkılmış meyve suları: Marketlerden kartonla alınan meyve suları, üzerlerinde “%100 doğal” ibaresi bulunsa bile, yüksek oranda yapay tatlandırıcı içerirler ve raflara ulaşana dek pek çok kimyasal işlemden geçerler. Taze sıkılmış meyve suyu ise içeriğinde yalnızca meyvenin doğal şekerini bulundurur. Evde hazırlanan meyve suları bunun yanı sıra zengin birer vitamin, mineral ve lif deposudur. Meyve suyunuza bir çimdik toz zencefil eklemek bulantı sorunlarıyla başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Ancak hamileyken gereğinden fazla kilo almamak sizin için önemliyse doğal meyve suyunu günde bir bardaktan fazla tüketmemenizi tavsiye ederiz.
Buzlu çay: Eğer hamileliğiniz yaz aylarına denk geldiyse ev yapımı bir bardak buzlu çay imdadınıza yetişebilir. Ancak buzlu çay kafein içeren bir içecek olduğundan tükettiğiniz miktarı göz önünde bulundurmalı ve günlük kafein sınırınızı (hamileler için önerilen genelde 200 mg – çay, kahve ve her türlü kafeinli içecekten alınan miktar dahil) aşmamaya dikkat etmelisiniz.
Taze sebze suları: Öğün içinde sebze tüketmekten hoşlanmıyor ya da sebzelerin faydalarını içeriğinde bulunduran bir içecek alternatifi mi arıyorsunuz? Birkaç parça taze sebzeyi (salatalık, havuç vb.) biraz su ve birkaç buz küpüyle birlikte mutfak robotundan geçirerek son derece besleyici ve güvenli sebze suları elde edebilirsiniz. ��zellikle havuç suyu hamilelere faydalı içecekler arasında barındırdığı zengin A ve E vitaminleri, cildi koruyucu ve saç dökülmesini engelleyici özellikleriyle başı çeker.
Pancar suyu: Ekşi tatlardan hoşlananlara müjde, zengin bir demir ve enerji kaynağı olan pancar suyu da gebelikte tüketilebilecek içecekler arasında yer alıyor! Pancar suyunun içeriğindeki demirin en önemli faydası gebelikte yaşanabilecek kansızlık problemleriyle etkili biçimde savaşması ve gün içinde ihtiyaç duyulan anlarda kişiye müthiş bir enerji desteği sağlaması. Yine pancarda bulunan yüksek miktardaki lif ise sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını ve vücudun kendini toksinlerden arındırmasını destekliyor.
Hamileler İçin 5 Sağlıklı İçecek
0 notes
Text
Hamilelikte Egzersiz: Önemli Noktalar
Bundan çok değil, yalnızca birkaç sene önce, anne adayları yakınları ve hatta doktorları tarafından egzersizi azaltmaları, hatta doğuma kadar tamamen bırakmaları konusunda uyarılıyorlardı. Hamilelikte egzersiz konusunda yapılan güncel bilimsel çalışmalar ise bu uyarıların ne kadar yersiz ve hatta zararlı olduğunu kanıtladı. Son araştırmalara göre hamileyken egzersiz yapmak, elbette doğru ve ölçülü egzersizler söz konusu olduğunda, anneye ya da bebeğe zarar vermek bir yana dursun, pek çok fiziksel ve zihinsel faydayı beraberinde getiriyor. Gebelik sürecinde fiziksel yönden aktif olmak kolay bir hamilelik geçirmenize katkı sağlarken doğum anında daha az ağrı çekmenize, hatta doğumun daha kısa ve kolay geçmesine bile yardımcı olabiliyor. Ancak elbette gebelikte egzersiz yaparken kendinizi fazla yormamak ve spordan maksimum faydayı almak için dikkat etmeniz gereken kimi noktalar mevcut. İşte bunlardan en önemlileri;
Önce doktorunuza danışın.
Konu her ne olursa olsun hamileyken günlük rutininizde, beslenme düzeninizde ya da egzersizlerinizde herhangi bir değişikliğe gitmeden önce mutlaka doktorunuzla görüşün. Doktorunuz sizin gebeliğinize özel koşulları da göz önünde bulundurarak size uygun olan ve olmayan hareketler, en iyi egzersiz saatleri, egzersizi hangi noktada bırakmanız gerektiği, ne tür egzersizlerin size iyi geleceği gibi konularda bilgilendirecektir.
Yeterli beslenin.
En hafif egzersiz bile belli bir miktar kalori yakar. Bu nedenle hamilelikte spor yaparken harcadığınız kalorileri sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni çerçevesinde telafi ettiğinizden, kendinizi ve bebeğinizi herhangi bir besin ya da enerji kaynağından mahrum etmediğinizden emin olmalısınız.
Ekstrem sporlardan kaçının.
Hamilelikte egzersiz yapmak her ne kadar anne ve bebek için faydalı olsa da futbol ve basketbol gibi insanların birbirlerine çok yakın oldukları sporlar ya at at binme, ağır jimnastik, bisiklete binme gibi aktiviteler fiziksel açıdan riskli olabilir. Bisiklete binmek hamileliğin erken dönemlerinde fazla sakıncalı görünmese de eğer bu spordan vazgeçemiyorsanız ilk üç aylık dönemden sonra evinizde kurulu bir egzersiz bisikletine yönelmeniz daha uygun olacaktır. Bunun yanı sıra tenis gibi raketle oynanan sporlardan, özellikle de hamile değilken bu sporlarla hiç ilgilenmediyseniz, uzak durmanız gerekir. Bu tarz sporların gerektirdiği hızlı hareketler dengenizi bozarak düşmenize neden olabilir. Son olarak bebekler rahim içinde dahi basınç değişikliklerine duyarlı olduklarından tüm hamilelerin tüplü dalıştan uzak durmaları pek çok uzmanca tavsiye edilir.
Spor kıyafetlerinizi dikkatli seçin.
Hamilelikte egzersiz yaparken giyilen kıyafetler her zaman esnek ve hava alan kumaştan üretilmiş, bedeni fazla sarmayan ve vücuda yapışmayan parçalardan seçilmelidir. Spor sırasında destekleyici bir hamile sütyeni ve spora uygun, ayağınızı kesinlikle sıkmayan ayakkabılar giymek de sağlığınız ve rahatınız açısından son derece önemlidir.
Isınmayı asla atlamayın.
Egzersiz öncesi yapılan ısınma hareketleri kalp ritmini yavaşça yükseltirken kasları ve vücudun genelini yapılacak egzersiz hareketlerine etkili biçimde hazırlar. Ne yazık ki pratikte pek çok kişi bu hareketlere zaman ayırmadan hemen egzersizin kendisine başlamayı yeğler. Hamileyken ısınma hareketlerini atlamak vücudunuzun egzersize yeterince hazırlanamamasına, kaslarınızın fazlaca gerilmesine, kalp ritminizin birden fazlaca yükselmesine ve egzersizden sonra kas ağrısı çekmenize neden olabilir. Bu olumsuz durumdan kaçınmak için ya esas egzersizinizden önce 3-4 dakika boyunca uygulayacağınız hareketlerin daha basit, yavaş ve kolay varyasyonlarını uygulayın, ya da internette kolaylıkla bulabileceğiniz beş dakikalık kolay ısınma hareketi videolarını takip edin.
Hamilelikte Egzersiz: Önemli Noktalar
0 notes
Text
Sağlıklı Bir Hamilelik İçin 10 Basit Tavsiye
Hamilelik hem anne ve baba adayının, hem de yakın çevrelerinin dikkatli ve özenli davranmasını gerektiren, zaman zaman zor ama sonuçlarıyla yaşattığı her sıkıntıyı unutturan bir süreçtir. Eğer hamileliğiniz sırasında doktorunuz tarafından da desteklenen kimi basit tavsiyelere uyup kendinize iyi bakarsınız hem daha rahat bir gebelik geçirir, hem de bebeğinizin sağlıklı gelişimine katkıda bulunmuş olursunuz. İşte gebelik döneminin sağlıklı geçmesini garantiye almak isteyen hamilelere tavsiyeler;
Günlük gıda ihtiyacınızı en az dört, mümkünse beş ya da altı parçaya bölünmüş dengeli ve sağlıklı öğünlerle giderin.
Doktorunuzun size reçeten ettiği doğum öncesi vitamininizi her gün almayı asla unutmayın.
Günde en az 8-10 bardak kadar su için. Diğer içecek tercihlerinizde çok fazla şekerden, yapay tatlandırıcılardan, kafeinden ve gıda boyası ya da diğer yapay renklendiricileri içeren ürünlerden kaçının.
Sağlıklı bir gebelik geçirebilmek için hamileliğinizin hangi döneminde olursa olsun alkolden uzak durun.
Hem bebeğinizin sağlıklı gelişimi, hem de kendi sağlığınız için sigarayı tamamen bırakın. Bunun yanı sıra pasif içici konumunda olacağınız yerlerde bulunmayın, en sevdikleriniz dahi olsa insanların yanınızda sigara içmesine izin vermeyin.
Gebelikte egzersiz hem genel sağlık, hem de anne adayının stresini ve vücudundaki gerginliği azaltmak açısından çok faydalıdır. İster hamilelere özel dersleri bulunan bir spor salonuna yazılın, ister doktorunuzdan evde uygulayabileceğiniz basit hareketlerin örneklerini isteyin, ister her gün en az 15-20 dakika kadar orta tempolu yürüyüşler yapın, ama egzersizinizi sakın aksatmayın. Baş dönmesinden, aşırı sıcaktan ve terlemeden kaçınmak için sporunuzu evde, kapalı alanlarda veya havanın serin olduğu sabahın erken saatleri, akşamüstü gibi vakitlerde yapmaya çalışın.
Uykunuza dikkat edin. Günde en az sekiz saat uyumak hem sizin zinde olmanız, hem vücudunuzun sağlıklı bir hamilelik için gerekli enerjiyi toplaması, hem de bebeğinizin gelişimi açısından çok önemlidir. Hamilelikte uyku sorunları sık rastlanan durumlardır ve pek çok anne adayı gece yeterince uyuyamamaktan ya da uykusunun sık sık bölünmesinden, yani verimsiz olmasından şikayet eder. Böyle bir problem yaşıyorsanız sorununuzu mutlaka doktorunuza anlatın ve uyku eksiğinizi gün içinde ara ara kestirerek kapatmaya çalışın.
Hamileliğiniz boyunca işte, özel davetlerde, akşam yemeklerinde, kısaca her durumda ve mekanda ayaklarınızı sıkmayan, fazla yüksek topuklu olmayan ayakkabılar giyin. Özellikle işyerinde sürekli ayakta duruyorsanız gün içinde fırsat buldukça ayakkabılarınızı çıkarıp ayaklarınızı yüksek bir yere uzatmayı unutmayın. Bu şekilde ayaklarınızın ve bacaklarınızın ağrımasından, uyuşmasından ve bileklerinizin şişmesinden kaçınmış olursunuz.
Göbeğiniz ne kadar büyürse büyüsün emniyet kemeri takmayı asla bırakmayın. Unutmayın, sağlıklı bir gebelik geçirebilmek ve en değerli varlığınız olan bebeğinizle uzun yıllar birlikte olabilmek için beden bütünlüğünüzü korumanız çok önemlidir. Trafik güvenliği otoritelerine göre hamilelikte emniyet kemeri kemerin üst kısmı omuz kemiğine yerleştirilmeli, orta ve alt kısımları ise göbeği mümkün olduğunca açıkta bırakacak biçimde alt karın ve bel bölgesine denk getirilmelidir. Bu noktada kemerin asla göbeğin üstünden geçmemesi kritik öneme sahiptir. Eğer arabada hava yastığı varsa anne adayının bundan olabildiğince uzak bir konuma oturması da kimi uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.
Her ne kadar basit, masum ve güvenilir görünürlerse görünsünler, internette ya da farklı kaynaklarda ne kadar olumlu yorumlar okumuş olursanız olun önce doktorunuza danışmadan asla reçetesiz ilaç ya da bitkisel kür kullanmayın.
Sağlıklı Bir Hamilelik İçin 10 Basit Tavsiye
0 notes
Text
Bebeği Giydirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Anne babalar ilk çocuklarını giydirmekte tecrübesizlikten kaynaklanan sorunlar yaşayabilirler. Bebeğin bir yerine zarar verme, rahatsız etme, ağlamasına veya üşümesine yol açma korkusu normaldir ama bebeği giydirirken dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi edinerek ve çevrenizdeki tecrübeli annelerden yardım alarak bu işi fazla zorlanmadan halledebilirsiniz. Zaten bir süre sonra bebek bakımı ile ilgili başka konularda olduğu gibi bu konuda da rahatlayacaksınız.
Öncelikle bebeğinizle beraber geçirdiğiniz her anın onunla iletişiminizi, sevgi bağınızı güçlendirmek için bir fırsat olduğunu bilmelisiniz. Bu yüzden onu giydirmeyi sıradan bir olay olarak düşünmeyin. Bu sırada onunla konuşun, anlamayacak olsa bile yaptıklarınızı anlatın, şarkı söyleyin. Böylece bebeğinize sevgi iletmiş, onun duygularının gelişmesine ve kelime hazinesinin zenginleşmesine yardımcı olmuş olacaksınız. Ayrıca sizin sesiniz onu sakinleştirir, kendini iyi ve güvende hissetmesini sağlar. Vücuduna nazikçe dokunmaya, organlarını gereğinden fazla kıvırıp bükmemeye de dikkat etmelisiniz. Ortam ısısı da önemli; ne fazla sıcak, ne de fazla soğuk olmalı.
Bebeğiniz için kıyafet seçerken de özenli davranmalısınız, bu onu daha kolay giydirmenizi sağlar. Boyun kısmı sıkı olan giysilerden uzak durun. Düğmeli kıyafetler pratiktir ama bebeğin düğmeleri söküp yutamayacağından emin olmalısınız. Bu giydirmeyle ilgili değil ama bebeğin sağlığı ve rahatlığı için kaliteli doğal kumaşlardan yapılmış giysiler almayı tercih edin. Anne sütüyle beslenen bebeklerin altını sıklıkla değiştirmek gerekir. Bu yüzden önden açılan çıtçıtlı badiler onlar için idealdir. Yeni alınmış kıyafetleri giydirmeden önce yıkamayı unutmayın. Etiket, kullanım talimatı gibi bebeği rahatsız edecek parçaları kesin.
Bebeği giydirirken üstüne koruyucu bir örtü serdiğiniz düz bir zemine yatırın. Soyma ve giydirme sırasında aceleci davranmayın, her şeyi adım adım yapın. Tişört, badi gibi bir üst giydireceğiniz zaman giysinin boynunu bebeğin boyun kısmında toplayıp kafasından yavaşça geçirin. Kollarını elinizle toplayıp bir delik oluşturun, bebeğin kolunu buradan geçirin ve giysinin kolunu nazikçe yukarıya itin. Pantolon giydireceğiniz zaman da aynı şeyi yapın. Arkadan kapatılması veya bağlanması gereken bir kıyafet giydiriyorsanız bebeği dikkatle yüzükoyun pozisyona getirin ya da destek vererek oturtun.
Yukarıdan çıkarılacak bir kıyafet söz konusuysa, bebeği kucakta soymak daha kolay olur. Bebeğinizi kucağınıza aldıktan sonra çıkaracağınız tişört veya kazağı koltukaltına doğru sıyırın. Önce bir kolunu, sonra diğerini yukarı kaldırın ve üstü çıkarın. Sıra başından çıkarmaya geldiği zaman bebeği hazırladığınız yere yatırın. Bir elinizle bluzun yakasını genişletin, diğerinin başparmağını da giysinin burnuna ve kulaklarına takılmamasını sağlayacak şekilde kullanın. Bebeği soyarken başını ve vücudunu yeterince desteklediğinizden emin olun.
Bebeği Giydirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
0 notes
Text
Gebelikte Bulantı Ve Kusma Sorunu
Bebek bekleyen kadınların yüzde 60 kadarı süreç boyunca mide bulantıları ve kusma sorunu yaşarlar. Bu durumun sık rastlanan gebelik sorunları arasında yer alması böyle bir sorun yaşamayan veya çok hafif düzeyde yaşayan anne adaylarının gebeliğinde bir terslik olduğu anlamına gelmez. Gebelikte bulantı ve kusma sorunu genellikle sürecin 6. haftasında başlar ve 14 – 16. haftalarda önce hafifler, sonra ortadan kaybolur. Fakat 4. haftada başlayıp gebelik süresince devam ettiği vakalar da görülmüştür.
Tıp dilinde normal şartlar altında emesis gravidarum, sorunun şiddetli olması durumunda hiperemesis gravidarum olarak anılan gebelik bulantılarının sebepleri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Kimlerin bu açıdan daha yüksek risk altında bulunduğu da tam olarak açıklanamamıştır. Gebelik bulantılarının tedavisi sorunun şiddetine göre değişir. Hafif durumlarda genellikle özel bir tedavi uygulanmaz, sorunun azalmasını veya ortadan kalkmasını sağlayacak basit önlemler alınır. Bu önlemlere rağmen anne adayının şikayetleri devam ederse doktor tavsiyesiyle ilaç alınması söz konusu olabilir. Bulantı ve kusmaların hastaneye yatılmasını ve damar yoluyla beslenmeyi gerektirecek kadar şiddetli olmasına nadiren rastlanır. (1000 hamile kadından 5 – 10 tanesinde.)
Kesin olmayan bilgilere göre, gebelik bulantıları aşağıdaki hallerde daha sık görülmektedir
*Önceden doğum kontrol hapı kullanmış olup, kullanım sırasında hapın bir yan etkisi olarak mide bulantısı yaşayanlarda
*Genç yaştaki anne adaylarında
*Migreni olanlarda
*2 veya daha çok sayıda bebek bekleyen kadınlarda (Fakat sorunsuz çoğul gebelikler de yaşanabilmektedir.)
*İlk gebelikte
*Araç tutması sorunu olanlarda
*Annesi veya kız kardeşleri hamilelik sırasında bulantı – kusma sorunu yaşayan kadınlarda
Gebelik bulantılarının bebek üzerindeki etkileri
Hafif ve orta seviyedeki bulantı ve kusmalar gebeliğin yolunda gittiğinin belirtisi olarak düşünülebilir. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi, sabah bulantıları tarzında sorunlar yaşamıyor olmanız da endişelenmenizi gerektirmez. Kafanızın içindeki kaygıların gebelik sürecini olumsuz etkileyebileceğini unutmamalı, bu konuda ve her konuda aklınıza takılan her şeyi doktorunuza sormalısınız.
Konuyla ilgili çalışmalara göre hamilelikte bulantı ve kusma sorununu normal düzeyde yaşayan kadınlarla şiddetli bir şekilde yaşayanların bebeklerinin sağlık durumları arasında kayda değer bir farklılık bulunmamaktadır. Fakat durumu hastanede yatmayı gerektirecek kadar ağır olan kadınların dünyaya düşük ağırlıklı bir bebek getirmeleri olasılığı daha yüksektir.
Gebelik bulantılarını önlemenin yolları
*Öğün sayısını arttırın. Az ama sık yeme prensibini uygulayın, midenizi boş bırakmayın.
*Soğuk yemekleri tercih edin, çünkü çoğunlukla kokuları sıcak yemekler kadar yoğun değildir.
*Başucunuzda kraker vb. kuru gıdalar bulundurun ve sabah yataktan kalkmadan önce bunlardan biraz atıştırın. Daha sonra yatakta biraz dinlenip öyle kalkın.
*Limon veya zencefil koklamak, papatya veya nane çayı içmek işe yarayabilir. Fakat bitkisel bile olsa, herhangi bir besin takviyesini düzenli ve devamlı kullanma kararını doktorunuza danışmadan almamalısınız.
*Bulantı hissettiğiniz anda kuru ekmek, beyaz leblebi, peksimet, tuzlu kraker tarzı şeyler yiyin.
*Sıvı kaybı yaşamamanız önemlidir. Yemek aralarında yeterince sıvı almayı ihmal etmeyin. Gazlı içecekler içmeyin, başta su olmak üzere sağlıklı sıvıları tercih edin.
*Gün içinde arada bir dinlenin. Mümkünse kısa şekerlemeler yapın. Fazla yorulmamaya çalışın.
*Bulantıyı tetikleyen faktörlerden uzak durun. (Parfüm kokusu veya başka kokular, bazı yemekler, sigara, midenizi bulandırdığını hissettiğiniz başka şeyler.)
*Yemek yemenizle yatmanız arasında biraz zaman geçmesine dikkat edin.
*Havasız ortamlardan uzak durun, en azından uzun süre bulunmamaya çalışın.
*İnsan bir şeyi ne kadar çok düşünürse o kadar çok hisseder. Sorununuz şiddetliyse bunu göz ardı edemezsiniz tabii ve etmemelisiniz de. Ama büyük bir sorun yoksa aklınızı başka şeylerle meşgul etmeye çalışabilirsiniz.
Gebelikte Bulantı Ve Kusma Sorunu
0 notes
Text
Doğum Çantanıza Neler Koymalısınız?
Gebeliğin 32 haftasında doğum için hastane çantası hazırlamak gerekir. Bu çantayı hem eksiksiz olarak, hem de gereksiz bir sürü eşya taşımayacak şekilde hazırlamak en idealidir. Peçete vb. eşyaların unutulması pek sıkıntı olmaz, böyle şeyleri muhtemelen hastanenin kantininden de bulabilirsiniz. Kantinde bebek bezi de olabilir. Ama önemli parçaları koymayı unutursanız sıkıntı çekersiniz. Doğum çantası hazırlamaya başlamadan önce doğum yapacağınız hastaneyle görüşmeniz de iyi olur. Hastaneler gebe kadınların bazı ihtiyaçlarını temin ediyorlar ve neleri sağladıkları hastaneden hastaneye değişiyor. Doktorunuza danışarak çantanıza atıştırmalık bir şeyler de koyabilirsiniz.
Doğum valizi anne ve bebek için ayrı olarak hazırlanırsa hem hijyen açısından, hem de aranan eşyanın kolayca bulunması açısından daha iyi olur. Aşağıda göreceğiniz listede kendi istek ve ihtiyaçlarınıza göre değişiklikler yapabilirsiniz tabii. Normal şartlar altında hastanede günlerce kalmanız gerekmeyecektir, bu yüzden çok büyük bir valiz hazırlamanız gerekmez.
Doğum Çantasında Neler Olmalı?
Anne için:
*En az 1 tanesi sabahlıklı takım olmak üzere 2 – 3 adet lohusa geceliği (Hamile kıyafetleri satan mağazalardan gebelere özel ürünler alırsanız daha rahat edersiniz. Tercih ederseniz bir tanesi pijama da olabilir. Bebeği rahatça emzirebilmek için önden düğmeli modelleri tercih edin.)
* 1 – 2 çift çorap
*Asgari 2 tane emzirme sutyeni
*Geniş beden külot ya da lohusa külotu
*Lohusalık kanamaları için bol miktarda büyük boy hijyenik ped
*Meme uçları için krem ve kompres
*1 çift terlik
*Yara bandı (Her ihtimale karşı)
*Birkaç büyük tülbent
*Kirli çamaşırları koymak için birkaç torba veya poşet
*Göğüs ucu çıkarıcısı
*Varsa sağlık sigortanızla ilgili belgeler, kimlik, evlenme cüzdanı, yabancılar için oturma izni, pasaport vb.)
*Kişisel bakım ürünleri, makyaj malzemesi
*Lohusa tacı
*Hastaneden çıkış kıyafetleri
Bebek için:
*1 – 2 adet hastane çıkış takımı
*2şer – 3er tane önlük, eldiven ve başlık
*İyi bir markanın alkolsüz ıslak mendilleri
*1 paket yeni doğan bebek bezi
*Kirli torbası
*Mevsime göre battaniye veya pike
*Mevsime göre 2 adet yelek veya hırka
*3 – 4 çift çorap
*Pişik kremi
*Sterilize edilmiş bir biberon ve bir emzik (Gerekme ihtimaline karşı)
*Tülbent mendiller, birkaç yumuşak havlu
*Birkaç çıtçıtlı badi ve yeni doğan tulumu
*Bebeği hastaneden çıkarırken kullanmak için bir portbebe
*Notlar ve fotoğraflarla dolduracağınız güzel bir günlük (Doğum sayfasında doktorunuzun notları ve imzası olursa iyi olur.)
Doğum Çantanıza Neler Koymalısınız?
0 notes
Text
Hamileyken Tüketilebilecek En Faydalı 6 Meyve
Gebelik döneminde ağırlıklı olarak abur cubur ve diğer sağlıksız gıdalarla beslenen annelerin çocuklarının ilerleyen yaşlarda yüksek yağ ve şeker içerikli yiyeceklere bağımlı hale gelebileceklerini biliyor muydunuz? Sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez olan dengeli beslenme gebelik döneminde de bebeğinizin gerekli besinleri sizin vasıtanızla alabilmesi ve sizin de rahat, huzurlu ve sağlıklı bir hamilelik geçirmeniz açısından kritik öneme sahiptir.
Hamileyken çeşitli sebeplerle şekerli gıdalar tüketmeye yönelik güçlü bir istek duyabilirsiniz. Bu istek kimi kadınlarda gebelik döneminin geneline yayılırken kiminde zaman zaman ortaya çıkan aşermeler şeklinde görülebilir. Eğer kendinize hakim olup şeker ihtiyacınızı sağlıklı ve besleyici meyvelerle karşılarsanız hem tatlı krizlerinizi kolayca atlatmış, hem de en değerli varlığınız olan bebeğinize büyük bir iyilik yapmış olursunuz. İşte hamileyken tüketilebilecek en faydalı meyveler;
Portakal: Portakal yemek hem vücudunuzun ihtiyacı olan suyu sağlıksız içecekler yerine doğal bir kaynaktan almasını sağlar, hem de rafine şekerlere duyulan ihtiyacı büyük ölçüde azaltır. Portakallar bunun yanı sıra vücudun demir mineralini emmesini kolaylaştıran ve bilinen en güçlü antioksidanlardan biri olan C vitamini açısından da son derece zengindirler.
Mango: Eğer tropikal meyvelerden hoşlanıyorsanız bir kase mangoyla vücudunuzun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılayabilirsiniz.
Muz: Sağlıklı bir gebelik için en önemli minerallerden biri olan potasyum muzun içeriğinde doğal olarak bulunur. Sağlıklı lifler açısından da son derece zengin olan muz pek çok kadının gebeliğin belli bir döneminde karşı karşıya kaldığı kabızlıkla mücadelede de etkilidir. Ayrıca muzdaki B-6 vitamini hamileliğin erken dönemlerinde yaşanan sabah bulantılarını azaltıcı etkiye sahiptir.
Şeftali: Güçlü bir demir kaynağı olan şeftali bunun yanı sıra A, C ve E vitaminleri ile kalsiyum ve potasyum mineralleri açısından da zengindir.
Kivi: Ekşi meyvelerden vazgeçemiyorsanız günde 1-2 adet kivi tüketerek vücudunuzun C, E ve A vitamini ihtiyacını önemli ölçüde karşılayabilirsiniz. Kivinin içeriğinde bu vitaminlerin yanı sıra potasyum, fosfor, magnezyum mineralleri, folik asit ve bol miktarda lif bulunur.
Elma: Elmada bulunan A, D, E vitaminleri ve çinko bebeğinizin bağışıklığının güçlenmesine yardımcı olur. Hamileyken düzenli olarak elma tüketmek bebeğinizin ilerleyen yıllarda astım, egzama gibi çeşitli hastalıklara yakalanma ihtimalini de azaltır.
Hamileyken Tüketilebilecek En Faydalı 6 Meyve
0 notes
Text
Hamilelikte Sigarayı Bırakmanın Püf Noktaları
Hamilelikte sigara içmek hem anne, hem de bebek açısından geri dönüşü olmayan ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Sigara içen kişilerin kansere yakalanma risklerinin içmeyenlere göre onlarca kat daha yüksek olduğu kesin, ancak sigaranın bebek üzerindeki etkileri bundan çok daha ağır ve ölümcül olabilir. Sigara bağımlılığı kadınlarda dış gebeliğin en büyük tetikleyicilerinden biri olmakla birlikte sağlıklı gebeliklerde de anne adayının gebelik sürecinde sigara içmesi bebeğin rahim içinde sağlıksız biçimde gelişmesine, sağlıklı ağırlığın altında doğmasına ya da ölü doğum ile sonuçlanabilecek plasenta komplikasyonlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Hamilelikte sigarayı bırakmak özellikle uzun süredir sigara kullanan anne adayları açısından zor olsa da asla imkansız değildir. İşte bu süreçte size yardımcı olabilecek birkaç tavsiye:
Bağımlı olduğunuzu / sigara alışkanlığınız olduğunu kabul edin. Yapılan araştırmalara göre sigara içen hamile kadınların %20 ila %30 kadarı ilk iki ziyaretlerinde doktorlarına sigara tiryakisi olduklarını söylemiyorlar. Bu durumun nedeni olarak ise anne adaylarının hamileyken sigara içtikleri için tepki çekmekten ya da sigarayı aniden bırakmaktan korkmaları gösteriliyor. Sağlıklı bir gebelik süreci geçirebilmek ve bebeğinize büyüyüp gelişmesi için en uygun ortamı hazırlamak adına hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez doktorunuza sigara kullandığınızı da belirtmeli ve hamilelikte sigara bırakma yolları üzerine konuşmaya başlamalısınız.
Azaltarak ya da birden keserek bırakmak – kendiniz için doğru yöntemi bulun. Hamilelikte sigaranın nasıl bırakılması gerektiğine dair üzerinde evrensel olarak uzlaşılmış bir yöntem söz konusu değildir. Kimi uzmanlar sigarayı birden bırakmanın en etkili yol olduğunu düşünürken kimileri sigaranın bağımlılık yapıcı etkisinin çok yüksek olması nedeniyle azaltarak bırakma yönteminin daha etkili olduğunu ileri sürmektedirler. Eğer sigarayı azaltarak bırakmak istiyorsanız bunu 10 ila 14 günlük bir süre içinde gerçekleştirmeniz gerekir. Sürecin başarılı olması için her gün içtiğiniz sigara miktarını biraz daha azaltmalı ve son günün son sigarasını içtikten sonra bir daha sigaraya elinizi sürmemelisiniz. Bunun yanı sıra bırakma sürecinde hangi gün kaç tane sigarayı tam olarak saat kaçta içeceğinizi planlamak da gebelikte sigarayı bırakma konusunda size yardımcı olabilir.
Destek alın. Çevrenizdeki herkese sigarayı bırakmaya karar verdiğinizi/bıraktığınızı söylemek verdiğiniz söze bağlı kalmanızı kolaylaştıracaktır. Eğer etrafınızda sizi bu konuda destekleyen, yüreklendiren ve yeri geldiğinde kontrol eden insanlar olursa sigara krizlerini çok daha kolay atlatabilirsiniz. Bu konuda yalnız olmadığınızı hissetmek adına internet üzerinden katılabileceğiniz destek ve tartışma grupları da mevcuttur.
Nikotine alternatif ürünleri araştırın. Eğer hamilelikte sigarayı bırakmak konusunda fazlaca zorlanıyorsanız doktorunuzla nikotin bantları ve sakızları ya da elektronik sigaralar ürün ve yöntemler hakkında konuşabilirsiniz. Sigaranın içeriğindeki binlerce zararlı maddeden biri olan nikotinin tek başına anne ve bebek sağlığı üzerinde nasıl bir etkisi olduğu henüz kesin olarak kanıtlanmış olmamakla birlikte bu tarz destekleyici ürünlerin doğrudan sigara içmekle kıyaslandığında çok daha az riskli içerdikleri bilinmektedir.
Profesyonel yardım alın. Pek çok anne adayı gebelikte sigarayı bırakma konusunda zorluklar yaşar. Eğer tüm çabanıza ve çevrenizin desteğine rağmen sigarayı evde kendi kendinize bırakamıyorsanız bu konuda doktorunuzun sizi yönlendireceği bir uzmandan ya da sigara bırakma kliniğinden yardım almayı düşünmelisiniz.
Kendinize karşı acımasız olmayın. Hamileyken sigara içtiğiniz için herkes sizi eleştiriyor, çevreniz bir an önce bırakmanız için sürekli baskı yapıyor ve her gün içtiğiniz her bir sigaranın bebeğinizi ne kadar büyük bir risk altına soktuğuna dair yazılar okuyorsunuz. Tüm bunlar üzerinizde büyük bir baskı ve gerginlik yaratabilir. Hamilelikte sigarayı bırakma konusunda elbette kararlı olmanız gerekiyor, ancak unutmayın ki sizin huzur ve rahatınız da bebeğiniz için en az bedensel sağlığınız kadar önemli. Sigarayı hemen bırakamazsanız ya da bırakma çabalarınızda birkaç kere başarısız olursanız kendinize karşı çok acımasız olmayın ve uğraştığınız şeyin milyonlarca kişiyi etkisi altına alan güçlü bir bağımlılık olduğunu unutmayın. Siz yalnızca pes etmeyin ve her ne olursa olsun sigarayı bırakma çalışmalarına devam edin.
Hamilelikte Sigarayı Bırakmanın Püf Noktaları
0 notes
Text
Gebeliğin İkinci 3 Ayında Yaşanan Uyku Değişimleri
Gebeliğinizin ilk 3 aylık dönemini atlattınız ve muhtemelen artık daha rahat ve kesintisiz uyuyorsunuz, ancak uyku kaliteniz yine de gebelikten önceki kadar yüksek değil. Geride bıraktığınız aylarda hızla yükselen ve sizi geceleri uyutmayan, gündüzleri ise gözlerinizin kapanmasına neden olan progesteron hormonunuz artık daha yavaş yükseliyor. Uykunuzun daha düzenli ve dinlendirici hale gelmesinin yanı sıra muhtemelen sabah bulantıları da artık sizi rahatsız etmiyorlar.
Bu dönemde uykunuzu düzenli tutmaya çalışın.
İkinci 3 aylık dönem gebelikte uyku açısından en rahat dönemdir. Bu sebeple bu dönemde uyku saatlerinizi ve sürenizi düzenli tutmak önceki aylarda çektiğiniz uyku eksikliğini telafi edebilir ve sizi son 3 aylık dönemde uyku düzeninizde meydana gelecek değişikliklere hazırlayabilir. Eğer hala yapmadıysanız yana dönük uyumaya başlayın ve yatmadan önce ılık bir duş almak, bir bardak süt içmek ya da yarım saat kitap okumak gibi rahatlatıcı alışkanlıklar edinin.
Egzersizin yardımı dokunabilir.
Artık daha iyi uyuduğunuza ve daha dinç hissettiğinize göre düzenli olarak egzersiz yapmaya başlayabilirsiniz. Spor hem fiziksel, hem de zihinsel sağlığı destekler ve geceleri uykuya daha rahat dalmanıza yardımcı olur. Yatağa girmenize kısa süre kala egzersiz yapmak uyumanızı zorlaştırabileceğinden günlük spor aktivitelerinizi sabah ya da öğlen saatlerinde gerçekleştirmenizi tavsiye ederiz.
Bu döneme özgü uyku sorunları.
Gebelikte uyku problemleri her dönemde farklılık gösterir. İkinci 3 aylık dönemde karşı karşıya kalabileceğiniz sorunlar arasında horlama ve nefes tıkanması, uyku apnesi, kramplar, huzursuz bacak sendromu ve aşırı gerçekçi, canlı rüyalar yer alır. Eğer bu sorunlardan herhangi birini yaşıyorsanız konuyu doktorunuza danışmaktan çekinmeyin. Böylece hamilelikte uyku zorluklarıyla baş etme yöntemleri hakkında bilgi alabilir ya da doktorunuzdan sizi muhtemel çözümler için uyku konusunda uzmanlaşmış birine yönlendirmesini isteyebilirsiniz.
Gebeliğin İkinci 3 Ayında Yaşanan Uyku Değişimleri
0 notes
Text
Gebeliğin İlk 3 Ayında Yaşanan Uyku Değişimleri
Hamilelikte uyku sorunları gebeliğin bir noktasında hemen hemen her anne adayının karşısına çıkarlar. Gebeliğin getirdiği ve gün içinde deneyimlenen bulantı, sürekli tuvalete çıkma ihtiyacı, mide ekşimesi/yanması gibi durumlar kendilerini geceleri de göstererek uyku kalitenizin düşmesine neden olabilirler. Yazımızda gebeliğin ilk 3 ayında anne adaylarının uyku düzenlerinde gerçekleşmesi muhtemel değişimlerden bahsedeceğiz.
Gün içinde kestirme ihtiyacı duymaya başlayabilirsiniz.
Hamileliğin özellikle erken dönemlerinde, gece iyi bir uyku çekmiş olsanız dahi, gün içinde kendinizi aşırı yorgun ve uykulu hissedebilirsiniz. Bu durumun ana sebebi progesteron hormonu seviyenizin yükselmesidir. Progesteron kadınlarda doğurganlığı destekleyen bir hormon türüdür ve kişiyi halsiz hissettirme etkisine sahiptir. Yine aynı hormonun yükselmesi evde ya da işyerinde her gün yaptığınız normal aktivitelerin size çok daha yorucu gelmesine neden olabilir. Gün içinde sizi uyuşturan ve yorgun hissettiren progesteron ilginç biçimde geceleri sizi uyandırarak deliksiz bir uyku uyumanızı engelleyebilir. Bu durumda yapabileceğiniz tek şey elinizden geldiğince dinlenmek ve her fırsat bulduğunuzda biraz kestirmektir.
Yatakta rahat etmekte zorlanabilirsiniz.
Özellikle normalde sırt ya da yüzüstü pozisyonda uyumaya alışıksanız hamileliğin ilk 3 ayında yeni yeni hassaslaşmaya başlayan göğüsleriniz yatağa girdiğinizde rahat bir uyku pozisyonu bulmanızı zorlaştırabilirler. Bu dönem karnınız iyice büyümeden kendinizi yana dönük olarak uyumaya alıştırmanız için iyi bir fırsattır. Bu pozisyon kan dolaşımını, gerekli maddelerin rahme ve bebeğe aktarılmasını ve gereksiz sıvıların uyku sırasında vücuttan atılmasını destekler.
Sürekli tuvalete kalkmanız gerekebilir.
Genişleyen rahminizin idrar torbanızın üzerine baskı yapması sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duymanıza, hatta bu ihtiyaçla uykunuzdan uyanmanıza neden olabilir. Eğer bu durumdan büyük bir rahatsızlık duyuyorsanız gün içinde bol bol sıvı tüketip yatmadan 2 saat önce tüm sıvıların alımını kesmeyi deneyebilirsiniz.
Yalnız değilsiniz.
Eğer geceleri uyumakta zorlanıyor, gün içinde de kendinizi halsiz hissediyorsanız emin olun yalnız değilsiniz. Yapılan araştırmalara göre anne adaylarının yarıdan fazlası hamilelikte uyku problemleri yaşıyorlar ve gün içinde en az bir kere kestirme ihtiyacı duyuyorlar. Hem bebeğinizin sağlığı, hem de kendi sağlık ve zindeliğiniz için aniden bastıran uyku isteğine direnmeyin ve elinize geçen her fırsatta 5 dakikalığına da olsa vücudunuzu ve zihninizi dinlendirin. Unutmayın ki yaşadığınız tüm sorunlar son derece normaller ve gebeliğinizin olması gerektiği gibi ilerlediğine işaret ediyorlar.
Gebeliğin İlk 3 Ayında Yaşanan Uyku Değişimleri
0 notes
Text
Gebelikte İş Yerinde Rahat Etmenin Sırları
Günümüzde pek çok anne adayı gebeliklerinin son haftalarına dek işlerine düzenli olarak gitmeye devam ediyorlar. Uzmanlara göre gebelikle ilgili özel bir durum söz konusu değilse ve anne adayı kendisine evde olduğu kadar dikkat edebilecekse hamileyken çalışmak annenin ya da bebeğin sağlığı açısından herhangi bir risk teşkil etmiyor. Ancak işiniz uzun süre ayakta durmanızı gerektirmiyorsa ya da kaldırmanız gereken en ağır şey bir telefonun ahizesiyse bile gebelikte iş yerinde rahat etmek için her zamankinden daha dikkatli olmanız gerekebilir. İşte iş ortamınızın sizi ya da bebeğinizi olumsuz yönde etkilememesi için dikkat etmeniz gereken noktalar;
İhtiyaç duyduğunuzda mutlaka mola verin: Eğer bir nedenden dolayı iş yerinde uzun süre ayakta kaldıysanız işinizi bitirdiğinizde mutlaka oturup ayaklarınızı yüksek bir yere uzatın ve bir süre dinlenin. Dinlenmeye değil bacaklarınızı biraz açmaya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız ofisinizde ya da katlar arasında kısa bir yürüyüş de yapabilirsiniz. Bu eylemlerin ikisi de ayak ve bacaklarınızda toplanan kanın vücudunuzda tekrar kolayca dolaşmasını sağlar ve oluşabilecek morarma ve ağrıların önüne geçer.
Hareket halinde olun: Eğer masa başı bir işte çalışıyorsanız en az 2 saatte bir masanızdan kalkın ve bir süre yürüyün. Bu şekilde ayak bileklerinize binen yükü azaltmış ve şişmelerini engellemiş olursunuz. Hazır ayağa kalkmışken birkaç esneme egzersizi yapmak sırt bölgenizi de artan baskının etkilerinden koruyacaktır.
Rahat giyinin: Gebeyken çalışmak zaten yeterince zordur ve kimse, hiçbir durumda sizden size rahatsızlık veren şeyler giymenizi isteyemez, ancak yine de hamilelik kıyafetlerinizi çalıştığınız firmanın genel havasına uydurmaya çalışmanızı ve varsa kıyafet kodunun fazlaca dışına çıkmamanızı tavsiye ederiz. İşten sonra çeşitli ağrı ve şişmeler ya da belirginleşen varislerle karş�� karşıya kalamamak için özellikle rahat ayakkabılar ve esnek kıyafetler giymeye dikkat etmelisiniz.
Bol su için: Masanızda koca bir bardak su bulundurun ve bunu sürekli tazeleyin. Hamileyken çalışma sırasında günlük su ihtiyacınızı unutmanız hem sizin, hem de bebeğinizin sağlığı açısından riskli olabilir.
Öğün atlamayın: Sabah bulantılarını azaltmak ve kan şekerinizin düşmesini önlemek için ana ve ara öğünlerinizi doktorunuzun tavsiye ettiği biçimde, atlamadan tüketin. Öğlen yemeğini şirket yemekhanesinde ya da dışarıda yemek zorundaysanız mümkün olduğunca sağlıklı tercihler yapmaya çalışın. Kabızlık riskini en aza indirmek için beslenmenizde lifli gıdalara bol miktarda yer verin.
Kasların zorlanmasından kaynaklanan incinmelere karşı tetikte olun: Vücudun su tutması bileklerde bulunan karpal tünel içindeki baskıyı arttırıp kolların orta kısmında bulunan sinirleri zedeleyebileceğinden pek çok anne adayı karpal tünel sendromu denilen bir rahatsızlığa yakalanma riski taşır. Gerekli önlemler alındığında ve doktor tavsiyeleri izlendiğinde hamileyken çalışmak bu konuda fazladan bir risk yaratmasa da birbirini tekrarlayan hareketleri uzun süre yapmaktan kaçınmanızı ve kollarınızla bileklerinizi destekleyebilecek ergonomik ofis gereçleri edinmenizi öneririz.
Önemli Not: Yazımızda yer alan bilgiler bilgi verme amaçlı olup kesinlikle doktor tavsiyesinin yerini tutmamaktadır.
Gebelikte İş Yerinde Rahat Etmenin Sırları
0 notes
Text
Baba Olmaya Hazırlananlara Tavsiyeler
Hamilelik süresi boyunca annelerin gebeliğin hangi döneminde neler yapmaları, yemeleri, içmeleri gerektiği ve vücutlarında ve psikolojilerinde ne gibi değişiklikler gerçekleşeceği konusunda sayısız kaynağa ulaşmak mümkündür, ancak aynı şeyi yeni baba olmak üzere olan erkekler açısından söylemek maalesef biraz zor. Hamileliğin en çok anne adayının fizyolojisini ve psikolojisini etkileyen zor ve büyük yaşam tarzı değişiklikleri getiren bir süreç olduğu elbette doğrudur, ancak bu durum hamileliğin ve yeni doğacak bebeğin babanın hayatında da değişimlere neden olmayacağı anlamına gelmez. Baba olmaya hazırlanmak en az baba olmanın kendisi emek gerektiren bir süreç olabilir, ancak anne ve baba adayının zorluklarını birlikte atlattıkları gebelik döneminin sonunda bebeklerini kucakladıkları an öncesinde ve sonrasında yaşanan tüm sıkıntıları anlamsız kılacak büyüleyici bir andır. İşte bir baba adayı olarak babalığa hazırlanma sürecinize ışık tutacak tavsiyeler;
Hamileliğin özellikle erken ve orta dönemlerinde hem annenin, hem de babanın iş hayatlarını sorunsuzca sürdürmeleri mümkündür. Gebeliğin son aylarına girildiğinde ise annenin fiziksel yükünün artmasıyla birlikte babanın da evde yüklendiği sorumlulukları gözden geçirip bu zamanı partneri için daha kolay hale getirmek adına yapabileceğinin en iyisini yapmalıdır. Bebeğiniz doğduktan sonraki ilk 1 sene içinde ise, özellikle yoğun bir çalışma programınız varsa, kendinize ayırdığınız özel zamandan çok büyük ölçüde fedakarlık yapmanız gerekecektir. Eşiniz bütün gün yeni doğan bebeğinizle ilgilendikten sonra sizin eve gelip kanepede maç keyfi yapmanız pek de adil olmayacağından en azından bu 1 senelik kritik dönemde boş zamanlarınızın tamamına yakınını bebeğinize ayırmaya hazırlıklı ve gönüllü olmalısınız.
İyi bir baba olmak adına öğrenmeniz gereken en önemli değer sabırlı olmaktır. Söz konusu bir bebek olduğunda oyun oynamak, yemek yemek, banyo yapmak gibi en basit eylemler bile uzun zaman gerektiren bir hal alabilir. Örneğin bebeğinize işe yetişmek zorunda olduğunuz için biberonundaki sütü bir an önce bitirmesi gerektiğini, ya da çok istediğiniz filmin başlama saatini yakalamanız için hemen uykuya dalmasını istediğinizi anlatamazsınız. O, ihtiyaçlarını giderebilmek için sizin ve partnerinizin bakımına ihtiyaç duyan, kendi başına karnını doyurması ya da derdini kelimelere dökerek anlatması mümkün olmayan, bunun yanında bir gülüşüyle içinizi sıcacık yapabilen mucizevi bir varlıktır. Bu nedenle baba olmaya alışmak istiyorsanız öncelikle bebeğinizin ihtiyaç ve davranışlarına karşı sabırlı olmayı öğrenmeniz gerekir.
Kendinize günlük veya haftalık planlar oluşturmak baba olmaya hazırlık aşamasında yapabileceğiniz en doğru şeydir. Bebeğiniz doğduğunda evde oluşan heyecan, koşuşturma ve yoğunluktan dolayı bu tarz planlamaları yapmanız imkansız hale gelebilir. Eğer bebeğinizin annesinin ya da akrabalarınızın gözetiminde olduğu ve boş kaldığınız nadir zamanlarda yapmanız gereken ya da yapmak istediğiniz şeylerin (berbere gitmek, kitap okumak, arkadaşlarınızla buluşmak, maillerinizi gözden geçirmek vb.) önem sırasına göre yapılmış bir listesini önceden hazırlarsanız bu kısa zaman dilimlerini en verimli biçimde değerlendirebilir, biriken işlerinizin üstesinden gelebilir ve stresten arınma şansı yakalayabilirsiniz.
Baba olmaya hazırlanmak için ebeveynlik kurslarına katılmış, bebeğinizi beslemekten altını değiştirmeye kadar yapmanız gereken her şeyi harfi harfine öğrenmiş olabilirsiniz. Yine de bebeğini kucağına yeni almış olan partneriniz ilk birkaç ayda muhtemelen bebeğin ihtiyaçlarıyla daha çok kendisi ilgilenmek isteyecektir. Özellikle bu erken dönemlerde anne ile bebeğin arasında sağlam bir bağ oluşması son derece önemli olduğundan bu duruma kıskançlıkla tepki vermemeniz çok önemlidir. Üstelik sürekli ilgi ve sevgi görmek isteyen bebeğinizle yeteri kadar zaman geçirememeniz gibi bir ihtimal de söz konusu değildir. Bu nedenler, eğer partneriniz bebeğin ihtiyaçları konusunda size yapacak pek de bir şey bırakmadığını düşünüyorsanız, arkanıza yaslanıp durumun keyfini çıkarmak yerine onun diğer alanlardaki sorumluluklarını azaltmayı, örneğin ev işlerine her zaman olduğundan daha fazla katkı sağlamayı deneyebilir, üçünüzün bir arada bulunabileceği oyun aktiviteleri ya da yemek saatleri için ayarlamalar yapabilirsiniz.
Baba Olmaya Hazırlananlara Tavsiyeler
0 notes
Text
Kış Gebeleri İçin Faydalı Bilgiler
Bebek bekleyen bir kadının gebelik dönemi boyunca kendisini ve bebeğini sağlıklı tutmak, olabildiğince az rahatsız edici bir hamilelik geçirmek ve kolay doğum yapmak için birçok şeye dikkat etmesi gerekiyor. Beslenme, giyinme, dinlenme, hareketlilik derecesi, iş hayatı, cinsel yaşam, temizlik, ilaç tüketimi; bunların hepsini içinde bulunduğunuz hassas döneme göre ayarlamalısınız. Benim de Binkelam için genel konuların yanı sıra kış konseptli konular da yazmamda fayda var tabii. Kış gebeleri nasıl bir hayat sürmeli, nelere dikkat etmeli; onu yazayım dedim. Birilerine faydası olur herhalde.
Moral destek olarak şunu söylemek isterim önce, gebeliğin gayet rahat geçmesi ve doğumun kolayca gerçekleşmesi de mümkün; bilginiz olsun. Benim için öyle oldu mesela. İnsan zor doğum hikayelerinden etkileniyor ister istemez ve böyle doğumlar da var tabii. Ama güzel hikayelere de kulak verin. Ben 23 yıl önce dünyaya getirdim kızımı. 9 – 10 kilo bir şey aldım, çok ağırlaşmadım yani. Majesteleri 1. Nehir Hanım çok kolay geldi dünyaya, doğumla ilgili hiçbir kötü anım yok. Böylesinin de mümkün olduğunu bilmenizi isterim. Ve acısız, eziyetsiz, sonrasında çabucak toparlanabileceğiniz kolay ve sağlıklı doğumlar dilerim hepinize.
Kış hamileleri ve grip:
Şu uyarıyla başlayalım; hamilelikte grip ciddi bir tablo oluşturuyorsa başınızın çaresine bakmaya çalışmayın, bir doktora görünün. Ciddi tablo aşağı yukarı şöyle bir şey oluyor: Ateş 38.5 derecenin üstünde ve inatla düşmüyor, vücutta döküntü ve kızarıklıklar oluşuyor, göğüs ağrısı ve şiddetli kulak ağrısı var, kronik öksürük var ve soluk alıp vermede güçlük çekiliyor. Ayrıca kulakta akıntı ve kanama da oluşuyor. İnsan durumunun pek iyi olmadığını, ağır bir grip geçirmekte olduğunu hisseder de zaten. Bu durumda yapmanız gereken şey zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmak. Kafanıza göre ilaç almaktan da itinayla sakınmanızı tavsiye ederim. Normalde insan gidip eczaneden üstünde ‘Grip ve soğuk algınlığının semptomatik tedavisinde etkilidir’ gibi şeyler yazan bir ilaç alıveriyor, ben kaç kere almışımdır. Ama bebek beklerken bunu yapmayın. Başvurduğunuz doktor gerekiyorsa size en doğru ilacı yazacaktır.
Gebelikte gripten korunmak için uzun süre kapalı yerlerde kalmaktan kaşınmalı ve ellerinizi sıklıkla yıkamalısınız. Gribe karşı ne kadar tedbir alırsanız o kadar iyi, çünkü esas olan hastalığa yakalanmamaya çalışmak. Hafif soğuk algınlıklarının bebeğe zarar vermesi nadiren gerçekleşen bir durumdur fakat doğuma az bir zaman kala grip olursanız hastalığın bebeğe geçmesi ihtimali artar.
Diyelim ki gribe yakalandınız, o zaman ne olacak? Hastalığın hafif geçmesini sağlayacak, ilerleyip zatürree veya bronşite dönüşmesini önleyecek tedbirler alacaksınız. Bu durumda bulunduğunuz ortamlardaki sıcaklık ve havalandırma koşullarının uygun olması gerekiyor. Havası kuru olan yerlerde bulunmaktan kaçının. Yeterince sıvı almayı kesinlikle ihmal etmeyin. Mümkünse yatak istirahatı yapın, grip için et doğru ve etkili destek tedavisi budur. Boğazınız ağrıyorsa pastil, burnunuz tıkalıysa tuzlu su ya da okyanus suyu kullanabilirsiniz. Geniz akıntısından fazla rahatsız olmamak için yattığınız zaman birkaç yastık kullanarak başınızı yukarıda tutun. Sağlıklı beslenmeye zaten dikkat ediyorsunuzdur sayın kış gebeleri; grip olduğunuzda daha da dikkat edin. İştahınız kesildiyse bünyenizin enerji ihtiyacını karşılamak için karbonhidrat içeren gıdalar tüketin. Yakınmalarınız ortadan kalktığı zaman da ‘Oldum ben artık, canavar gibiyim’ deyip günlük aktivitelerinize dönmeyin hemen. Bir süre daha dinlenin ki tam anlamıyla iyileşebilesiniz.
Kış gebeleri nasıl beslenmeli?
Hamileliği kış aylarına denk gelen kadınlar beslenme açısından şanslı, zira kış sebzeleri ve meyveleri hem kendilerine, hem bebeklerine iyi gelecek mineraller içeriyor. Yeterli ve dengeli beslenirseniz bünyeniz hastalıklara karşı daha dirençli olur ve daha rahat bir hamilelik dönemi geçirirsiniz. Gün içerisinde bütün besin gruplarından yeterli miktarda almaya dikkat edin. Kararınca tükettiğiniz her faydalı besinin bebeğinize de fayda sağladığını unutmayın.
Hamilelikte demir eksikliği anne adaylarının aşırı yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı gibi sıkıntılara yol açar. Ayrıca erken doğuma, düşüğe, bebekte gelişim bozukluğu oluşmasına yol açabilir. Öte yandan fazla demir almak da doğru değildir. Demir içeren gıdalardan yeterince tüketmeli ve eğer doktorunuz tavsiye ettiyse bunun yanında demir ilaçları da kullanmalısınız. Fakat en basit bir ilacı bile kafanıza göre kullanmayın, mutlaka doktorunuz önermiş olmalı. Vücudunuzdaki demir eksikliği hangi sebepten kaynaklanıyorsa ona göre bir çözüm uygulanması gerekir. Buna da ancak bir uzman karar verebilir takdir edersiniz ki. Beslenme dışında bir takviye yapılacaksa bu uzman kontrolünde yapılmalı.
Süt ürünleri tüketin, bunlar protein ve kalsiyum içerir. Bolca C vitamini içerek kış sebze ve meyvelerini sofranızdan eksik etmeyin. (Ispanak, karnabahar, kereviz, brokoli, havuç, elma, greyfurt, portakal, mandalina vesaire.
, Gebelik döneminde balık da tüketmenizde büyük fayda var, fakat bunu da dengeli bir şekilde yapmalısınız. Yüksek miktarda civa içeren balıklardan uzak durmanız gerekiyor. Denizler giderek kirleniyor ve suların derinliklerinde kurşun, civa, kadmiyum gibi toksik maddeler birikiyor. Uzun bir ömrü olan ve başka balıkları yiyerek beslenen büyük balıklarda metil civa seviyesi çok yüksek olduğundan bu tip balıkları sürekli olarak yemek kimseye tavsiye edilmiyor, hele hamilelere hiç. Tercih etmeniz gereken balık tiplerine gelince; bunlar istavrit, hamsi, uskumru, palamut, somon balığı, sardalye, alabalık ve ton balığı imiş. Bunlarda hem civa oranı düşük, hem de yüksek miktarda Omega 3 yağ asitleri içeriyorlar. Taze olmaları kaydıyla bu balıkları korkmadan tüketebilirsiniz. Balık tüketimini haftada 350 gr. seviyesinde tutmakta da fayda var. 1 haftanın içinde bu miktarı aşarsanız sonraki hafta daha az balık yiyin veya yemeyin. Balığı kızartmak içerdiği faydalı vitaminlerin kaybolmasına sebep oluyor; bu yüzden buğulama, fırınlama veya ızgara yöntemini tercin edin. Balığın yanında tüketmenizin iyi olacağı şeyler ise taze salata, çorba veya tahıllı ekmek.
Hamilelik sürecinde yine dengeli olmak şartıyla hayvansal (Süt, yumurta, et, peynir) ve bitkisel (Barbunya, mercimek, kuru baklagiller, fasulye) proteinler de almayı ihmal etmemelisiniz.
Kış gebeleri nasıl giyinmeli?
Buraya yazacağım şeyler sadece kış hamileleri için geçerli değil aslında, hangi mevsimlerde bebek bekliyor olursanız olun bunlara dikkat etmelisiniz. Atlet ve külot olarak pamuklu ürünleri tercih edin ve çamaşırın lastik kısımlarının vücudunuzu sıkmamasına dikkat edin. Hamilelikte sutyen seçerken de sentetik kumaşlardan yapılmış modellerden uzak durun. Sutyen göğüslerinize dar veya bol gelmemeli. Yatarken sutyeni çıkarırsanız irileşip ağırlaşmış olan göğüslerinizin rahatlamasını sağlamış olursunuz. Kalın askılı sutyen kullanmanızda da fayda var.
Hamilelikte giyim eşyası seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli unsur doğal ve sağlıklı kumaşlardan yapılmış ürünleri tercih etmek. Naylon vb. sentetik malzemelerden yapılmış kıyafetleri kullanmayın, vücudunuz rahat etmeli ve hava almalı. Ayakkabılara gelince; deri vb. doğal malzemelerden yapılmış, fazla topuklu olmayan ve ayaklarınıza azıcık bol gelen ayakkabıları tercih etmelisiniz. İleri gebelik haftaları için tercihiniz kolayca giyip çıkarabileceğiniz bağsız ayakkabılar olsun. Cırt cırtlı ve fermuarlı bot modelleriyle de rahat edersiniz.
(Kaynak site: binkelam.com)
(Kaynak yazı: Kış gebeleri nelere dikkat etmeli?)
Yazan: Hilal Uslu
Tarih: 29.12.2014
Kış Gebeleri İçin Faydalı Bilgiler
0 notes
Text
Gebelikte Rahat Bir Uyku İçin 10 Püf Noktası
Stres, değişen hormon yapısı ve fiziksel zorluklar nedeniyle zaman zaman hamilelikte uyku sorunları yaşanması normal bir durumdur. Hamileliğiniz ilerledikçe rahat bir uyku pozisyonu bulmakta güçlük çekmeye başlayabilir ya da tuvalete gitme ihtiyacınızın artması nedeniyle geceleri sıklıkla uyanmaya başlayabilirsiniz. Bu tarz durumlar pek çok gebe hanım tarafından deneyimlenir ve genellikle anne ya da çocuk için herhangi bir sağlık riski oluşturmazlar. Yazımızda yer vereceğimiz basit ama etkili yöntemleri uygulayarak gebelikte uyku kalitenizi arttırabilirsiniz.
Bol bol su için. Rahat bir uyku uyumak için gün içinde bol bol su için, ancak yatağa girmenize birkaç saat kala sıvı alımınızı azaltın, hatta gün içinde yeterli sıvıyı aldıysanız tamamen bırakın.
Hareketli olun. Düzenli egzersiz hem sizin, hem de bebeğinizin sağlığı açısından son derece önemlidir. Gün içinde yapılan kısa ama düzenli egzersizler geceleri özellikle bacaklarda meydana gelebilen kramp riskini de en aza indirir. Egzersiz sırasında ve sonrasında salgılanan oksijen uykuya dalmanızı güçleştirebileceğinden günlük antrenmanınızı akşam saatlerinde yapmaktan kaçınmalısınız.
Stres ve endişeden uzak durun. Stres kaliteli ve kesintisiz bir uykunun en büyük düşmanıdır. Gebelikte uyku sorunlarının en büyük sebeplerinden biri de strestir. Unutmayın ki problemlerinizi sürekli düşünmek rahatlamanıza yardımcı olmaz, ancak güvendiğiniz insanlarla konuşarak sırtınızdaki yükü hafifletebilirsiniz. Geceleri uykuya dalmanıza engel olan problemlerinizi tavsiyelerinize güvendiğiniz bir aile üyesi ya da arkadaşınızla, sorunlarınızın çözümü için daha ciddi bir yaklaşım gerektiğini düşünüyorsanız doktorunuzun sizi yönlendireceği bir uzmanla paylaşın.
Sabit bir uyku düzeniniz olsun. Akşam saatlerinde sizi rahatlatan, gevşeten ve uykuya hazırlayan bir rutininiz olursa yatağa girdiğinizde sorunsuzca uykuya dalmanız daha kolay olacaktır. Bu rutine kendi zevk, alışkanlık ve tercihlerinize göre bir bardak ılık süt içmeyi, fazla ağır olmayan bir kitaptan birkaç sayfa okumayı ya da ılık bir duş almayı dahil edebilirsiniz.
Doğru uyku pozisyonunu bulun. 20. haftadan sonra hamilelikte uyku için en doğru pozisyon sol tarafınıza doğru dönerek yatmaktır. Bu pozisyon uykudayken gerekli maddelerin kan akışı yoluyla bebeğinize, rahminize ve böbreklerinize en iyi biçimde ulaşmasına olanak tanır.
Mide yanmasına karşı önlem alın. Mide yanmasının önüne geçmek için son yediğiniz yemekten 2 saat sonrasına kadar yatağa girmemeye çalışın. Uykudan önce asitli, baharatlı ve kızarmış yiyecekler tüketmekten kaçının. Eğer mide ekşimesi ya da yanması hissediyorsanız başınızın altına fazladan bir yastık koyarak uyumayı deneyebilirsiniz.
Gün içinde kestirin. Eğer geceleri iyi uyuyamıyorsanız gün içinde 15-20 dakikalık kısa şekerlemeler yaparak yorgunluğunuzu azaltabilirsiniz.
Vücudunuzu destekleyin. Hamileler için özel olarak üretilen vücut desteklerinden ya da normal yastıklardan faydalanarak gebelikte uyku sorunları ile baş edebilirsiniz. Sol tarafınıza dönük olarak uyurken dizlerinizin ve göbeğinizin altına birer yastık yerleştirmek rahatsızlığınızı en aza indirecektir.
Beslenmenize dikkat edin. Ciddi biçimde hamilelikte uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız kafein alımını tamamen kesmeniz gerekebilir. Eğer sabah bulantısı sorunlarınız varsa öğün aralarında ya da ihtiyaç duyduğunuzda tuzsuz krakerler tüketmenin yardımı olacaktır. Doktorunuzun tavsiye ettiği beslenme programına sadık kalmak hem bebeğinizin ve sizin sağlığınız açısından çok önemlidir, hem de vücudunuzun yeterli besinleri alarak gece daha rahat biçimde uykuya dalmasına destek olur.
Merak ettiğiniz her konuyu doktorunuza danışın. Size normal gelmeyen ve enerjinizi düşüren uyku problemleri konusunda kesinlikle tavsiye üzerine ve doktorunuza danışmadan ilaç ya da bitkisel karışım kullanmayın. Yazımızda bahsettiğimiz yöntemler ya da başka basit çözümler işinize yaramıyorsa uyku problemlerinize çözüm bulmak için mutlaka doktorunuzla görüşün. Unutmayın ki sizin iyi dinlenmiş olmanız bebeğinizin sağlığı ve mutluluğu açısından hayati öneme sahiptir.
Gebelikte Rahat Bir Uyku İçin 10 Püf Noktası
0 notes
Text
Bebeğinizin Diş Fırçasını Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
��ocuğunuza diş fırçalama alışkanlığını kazandırmak istiyorsanız, diş fırçalama eğitimini bebekken vermeye başlamanız gerekir. Bebeklikte diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması, sonrasında çocuğunuzun daha sağlıklı ağız ve diş yapısına sahip olmasını sağlayacaktır. Aksi halde erken yaşta başlayan diş çürümeleri ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
Ağız bakımı eğitimi ne zaman verilmelidir?
Bebeğinizin dişleri çıkmaya başladıktan sonra her öğünün ardından sizin ağız temizliğini yapmanız gerekir. Dişlerin henüz yeni çıkmaya başladığı evrede diş bakımı, hijyen bir bez ya da parmağınıza takabileceğiniz hassas başlıklı diş fırçaları ile yapılabilir. Bu aşamada önemli olan, katı gıdalara geçmeye başlamış olan bebeğinizin ilk dişlerini sağlıklı olmasını sağlamaktır.
Sonraki dönemde ise (2-3 yaş arasında) bebeğinizin kendi ağız bakımını yapmaya başlaması için destek olmalısınız. Bebeklere özel tasarlanan diş fırçası ile dişlerini fırçalama alışkanlığını kazandırmalısınız. Bu süreçte de en önemli nokta bebeğinize uygun diş fırçasını bulmanız ve onun rahatça dişini fırçalayabilmesini sağlamanızdır.
Diş fırçası seçimi nasıl yapılmalıdır?
Dikkat edilmesi gereken ilk nokta, satın alacağınız diş fırçasının bebeğinizin ağız yapısına uygun olmasıdır. Bu sebeple yetişkinler için tasarlanan fırçalardan uzak durmalı ve tercihinizi bebeklere özel diş fırçalarından yapmalısınız.
Diş fırçasını bebeğinizle birlikte seçmeniz, onun ilgisini çeken fırçayı alabilmeniz için önemli olduğundan alışverişe birlikte gitmelisiniz.
Ve seçeceğiniz diş fırçasının bebeğinizin hassas diş etleri için uygun olması gerekir. Bu sebeple yumuşak kıllara sahip olan fırçalara yönelmelisiniz.
Bebeğinizin Diş Fırçasını Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
0 notes