Tumgik
gorki-soylu · 8 years
Text
İzah edilemeyen günlerin hepsiyim.Anlatamadıklarımız bizimdir, dile döktüklerimiz, payladıklarımız değil.
4 notes · View notes
gorki-soylu · 8 years
Text
bir papatya çizmek isterdim avuçlarına, avuçların ki ne güzel yuvadır, yolunmuş bir papatyaya.
1 note · View note
gorki-soylu · 8 years
Text
Siz uyurken biz, her gece "sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata."
3 notes · View notes
gorki-soylu · 8 years
Text
Kafka, Milena'ya bir mektubunda şunları söyler: "...başından beri, sürekli devam eden, belki de sonsuza kadar sürecek, herhangi bir masalda, herhangi bir kadın uğruna, benim senin için verdiğimden daha büyük ve daha ümitsiz bir mücadele verilmiş olduğuna inanmıyorum."
6 notes · View notes
gorki-soylu · 8 years
Text
“Eee düşünme artık! Hepimiz öleceğiz.Kuşlar bile ölüyor.Bak, istersen annenin mezarını çimenle döşerim.Üçümüz kıra çıkalım. Viyahir de gelsin.çimen toplar mezarı güzelce bir süsleriz.çok iyi olur.!” Düşünceyi beğendim ve hepimiz kırlara gittik. diyor Aleksey Maksimoviç Peşkov “Çocukluğum” adlı kitabının son sayfasında.Sizin edebiyatta Maksim Gorki olarak tanıdığınız Aleksey annesini küçük yaşta toprağa vermiş ve sonrasında yalnız bırakılmış biridir.Yalnız bırakılmış diyorum çünkü kitabın sonunu şöyle bitiriyor ; “Annemi toprağa verdikten birkaç gün sonra büyükbabam yanıma geldi ve şöyle dedi : "Eh, Leksey, sen bir madalya değilsin, boynumda sonsuza kadar asılı kalamazsın, git ekmeğini kazan…” Ve bende ekmeğimi kazanmaya gittim. diye bitiriyor kitabını.Bu kitap kurgu değil tamamen kendi hayatını anlattığı üç kitaptan ilki. Moralim bozukken son sayfasını açar tekrar tekrar okurum.Canım yandığında birine koşacaksam bu kişi Aleksey'dir.O, benim göğsümde sakladığım ilk çocuktur.O'nu çok üzdüler, gördüm.kimsenin artık onu üzmesini istemediğimden göğsümde saklıyorum. Bazı geceler kaburgalarıma sarılıp ağlıyor.Onu sakinleştiremiyorum,üzülüyorum. huzursuzluğum bu yüzdendir.
2 notes · View notes
gorki-soylu · 8 years
Text
"İçinizden en az yarısını arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum." -Frodo Baggins / yüzüklerin efendisi
1 note · View note
gorki-soylu · 8 years
Text
Ben kendi hesabıma artık ölümü hissettiğimi ve bir gereklilik olarak gördüğümü söyleyebilirim.
0 notes
gorki-soylu · 8 years
Text
Kimsenin inancı kalmadı bize.ben kendi adıma koca bir 'oyuk' olduğumu söyleyebilirim.
2 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Text
Ben burada, bu odanın bir köşesinde her gece çürüyorum.
0 notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
"Şu birisini çok sevme olayı. bunun ilk kez başıma birisine sevdalandığımda geldiğini anımsıyorum. o zaman bile gerektiği kadar sevmiyordum. o kadar çok sevmiş olsaydım şimdi oturup bundan söz etmezdim. ya kalbim çok kırıldığı için ölür, ya da kendimi asardım. kötü bir deneydi, çünkü bana bir yalanı yaşamayı öğretti. içimden gelmezken gülmeyi, çalışmaya inanmazken çalışmayı, yaşamak için bir neden yokken yaşamayı öğretti.` -Henry Miller / Oğlak Dönencesi
2 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
"Aklım beni 'düş kırıklıkları karşısında yılgınlığa kapılma' diyerek uyarıyor.Yılgınlığa kapılırsam ortama uyacağım ve beni düş kırıklığına uğratanların suçuna ortak olacağım." -İsmet Özel
9 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
"Değer yargıları çağdan çağa değişmekte, yani değerler, değer taşıyan şeyler değil ama bu değerlerin yorumlanması değişmektedir.Yani durağan bir ahlak söz konusu değildir ve olamaz da. Ayrıca ahlak yasaları, bugüne kadar insanların gereksinimleri göz önüne alınmadan yapılmadığı için eksiktir. Ahlaklı bir insan, ahlaksız insandan daha aşağı ve zayıf bir türdür.Çünkü ahlaklı insanın değerinin ölçütü kendisinin dışındadır." -Friedrich Nietzsche
1 note · View note
gorki-soylu · 9 years
Text
Evet, kadın yüzünden çıldıran, kadın uğruna uşak olan birçok erkek vardır.Birçokları da kadın yüzünden mahvolmuş, kötü yola sapmış, günaha girmiştir.Ey erkekler ! Kadınların bu yaptıklarını gördükten sonra onların erkeklerden daha güçlü olduklarını kabul etmekten başka elden ne gelir ki ? -ESDRAS
2 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Text
"Unutma Anılar da su ister Anılara iyi bak Bana bak Beni tut Bana tutun Beni orda burda Beni şunda bunda Unutma Bak" - Haydar Ergülen
8 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
Bu fotoğraftaki bilim insanı Jonas SALK... Onu özel kılan ise : 1955 yılında çocuk felci aşısını buldu ve bir karar vermesi gerekiyordu.Ya patentini alıp çok zengin olacaktı yada patentini almadan insanlığın hizmetine sunacak ve böylece çok daha fazla insan ucuza ulaşıp bu hastalıktan kurtulacaktı.Jonas SALK bulduğu bu aşının patentini almadı.Parasal kaybı yaklaşık 50 milyon dolar.Kazancı ise onu ölümünden sonra bile anlatıp saygı duyan milyonlarca insan oldu. Teşekkürler Jonas SALK. "Eğer dünya üzerindeki bütün böcekler yok olursa, dünyadaki bütün hayat 50 yıl içinde biter.Eğer bütün insanlar yok olursa, 50 yıl sonra bütün hayat formları gelişir, güçlenir." -Jonas SALK
4 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
Sadece filmin DVD'lerinde olan,film başlamadan önceki uyarı yazısı.Metinde ise şunlar yazıyor : "Eğer bunu okuyorsan, bu uyarı senin için.Bu anlamsız yazıda okuduğun her kelime hayatından harcanan bir saniye demek.Yapacak başka işlerin yok mu ? Hayatın gerçekten bu kadar boş mu da bu anıları daha iyi geçirebileceğin bir yol düşünemiyorsun ? Yoksa saygı ve inanç beslediğin otoriteyi ortaya koyanlardan çok mu etkilendin ? Okuman gereken her şeyi okur musun ? Düşünmen gereken her şeyi düşünür müsün ? Sana alman gerektiği söylenen her şeyi satın alır mısın ? Apartmanından dışarı çık.Karşı cinsten birileriyle tanış.Lüzumsuz alışverişi ve mastürbasyonu bırak.İşinden ayrıl.Bir kavga başlat.Yaşadığını kanıtla.Eğer insanlığını ispat edemezsen, bir istatistik olarak kalacaksın.Artık uyarıldın." -Tyler
2 notes · View notes
gorki-soylu · 9 years
Photo
Tumblr media
Ressam Kramskoy'un "Seyirci" adında çok güzel bir tablosu vardır.Tablo kışın bir ormanı gösterir.Yol kenarında sırtında yırtık gocuğu, ayağında çarığıyla tek başına bir zavallı köylü duruyor; düşünür bir hali var, oysaki düşündüğü filan yok, sadece "seyre dalmış".Birisi dürtecek olsa silkinerek uykudan uyanmış gibi, ne olduğunu anlamadan size bakacak.Hemen o anda, orada durup neler düşündüğünü sorsanız büyük olasılıkla hiçbir şey hatırlayamaz ama seyrederken topladığı izlenimleri mutlaka saklamıştır.Bu intibalar onun için oldukça değerlidir; ihtimal belirsizce, hiç farkında olmadan -tabii niçin, hangi amaçla yaptığını da bilmeden- bunları biriktirir.Sonra, yıllar yılı topladığı bu izlenimleri mutlaka ve daha da başka şeyleri olduğu gibi bırakarak, ruhunun selameti için Kudüs'e gider; belki durup dururken doğduğu köyü yakar yahut da her ikisini birden yapar.Halk arasında böyle "dalgın"lar çoktur. -Dostoyevski / Kramazov Kardeşler
2 notes · View notes