Tumgik
guguklusaat · 5 years
Text
Boşluk
Yaşadığım gerçeklere bakıyorum, neydim ne oldum diyorum kendime. Yankı koridorlarından geçerek çok şükür diye bi ses yükseliyor içimden kulaklarıma. Çok şükür hiçbir zaman sonradan görme bir insan olmadım. Çok şükür hiçbir zaman hiçbir duygudan kaçmadım mesela pişmanlıkta bir duyguysa onu da yaşayıp hayatıma keşkeleri de soktum. Ne çok güçsüzlüğe maruz bırakılsam da çok şükür güçlü kalmayı başardım. Her zaman kendimden emin olmaya çalıştım ne kadar çok kendimi sorgulasam da kendimden emin olduğuma da çok şükür. Her boşluğa da çok şükür, her karanlık geceye de çok şükür, her sabaha ise binlerce şükür.
10 notes · View notes
guguklusaat · 5 years
Text
Farkındalığa bürünmek
Aynı yolu dört yıl öncesinde yürümeye başlarken hissedilen duygularla bu sabah hissedilen duygular arasında ne kadar fark var diyerek başlıyorum güne, erkenden uyanılıyor, kahvaltı masasına oturuluyor, dört yıl öncesinde hissedilen heyecanının, uyunamayan gecenin mahzunluğu yok üstümde, kendimden emin bir şekilde çay bardağını alıyorum elime, heyecanımı ne kadar olmayışına dikkat çekiyorum, ettiğim kahvaltıdan tat alabildiğime şaşırıyorum aynı masada dört yıl önce kahvaltı ederken yediğim hiçbir lokmanın tadını anlamamıştım, doğrusu o diye yemiştim şimdi normal bir sabahında keyif çayı içiyormuş gibiyim, çayımın yarım kalan bardağını alıp bir sigara yakıyorum içimde küçükten bir heyecan oluyor ama yürüyeceğim yolların hayalinin heyecanı bu, sigarayı içtikçe artan gelecek heyecanı, planlamadığım bir geleceği dört yıl boyunca yaşadığımı, tanıdıklarımı, tanıyamadıklarımı düşünüp, bu farklı olacak diyorum. Kapı çalınıyor yanımıza alınacak alınıyor, geçilen yollar değişmemişte o yollara yüklenen anlamların değiştiği fark ediliyor. Her bir adımda bir başka büyüdüğümü hissediyorum. Güçlü olduğumdan tutuyorum da, ipotekli kimliğimden arındığımı da farkedip, çıkacağım yerden sonra yakacağım sigarayı bir çalılığın arkasına çakmakla beraber saklıyorum, çakmak önemli tabi, ama bilmiyorum sınav boyunca keşke yağmur yağmasa diye düşüneceğimi, her an her saniye koşuşturmaları içimde yaşıyorum, ama bu farklı fark ediyorum
1 note · View note
guguklusaat · 5 years
Text
Koşuşturmaların içinde kendimi bulmaya çalışıyorum bir yandan da yetişmeye çalıştığım hayat mücadelem var Nereye, nasıl yetebileceğimi bilmiyorum. Salıyorum kendimi yağmuru da bahane ederek, ağla kızım, yan daha ne kadar yanacaksan yan. Düşün sana ağır gelen her şeyi düşün, düşün ne kadar yorulduğunu düşün kızım. Petrichor çek içine kızım. Açıklayamazsın, açıklasan da olmaz, sus devam et kızım. Sal kendini, daha güçlü olacaksın. Yürü sığın, tek gerçeğine, şahidin olan duvarlarına sığın. Kıvrıl köşene kapa gözlerini, hesap edemedin kızım uyurken de insanın canı yanarmış. Öğrendin kızım, güçlüsün
3 notes · View notes
guguklusaat · 5 years
Text
ben doğruları oralara buralara yazdığımda bana sen bu değilsin diyorlar, yazmayıp söylediğimde, senin suçun diyorlar delireceğim
3 notes · View notes
guguklusaat · 5 years
Text
hayatımın geri kalanında bir tek senin yüzünü görmeyi istiyorum
549 notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Text
kendimi derin göstermek, güçlü durmak evrelerimi bir kenara atıp halsizliğime göz kapaklarımı bırakıyorum yine de içimdeki o inatçı kızı durduramıyorum, karanlığa bürünmüşüm her ışıktan korkmuşum, kendi kendimi tavşanlaştırmışım, benzetmelerle yüklenmişim ne yazık ki
ne yapabileceğimi ne olduğumu ne olmasını istediğimi bilmiyorum, derin sonsuz sorgu içindeyim belki de.
sayısız psikolog insan psikolojisini anlatırken bir çok evreden bahsetmiş, şu olmazsa şu bunun sonucudur demiş psikolojik olarak hiçbir evreyi aşamamışım hepsinin sonucunu görebiliyorum, küçücük bir eşyasının yeri değiştiğinde insanların üzülebileceğine kadar düşünüp suçlanırken, özerkliğimi kazanamadığımı, içimdeki ölüm korkusunun tırnak yemeye dönüştüğünü, girişkenliğimin desteklenmediği için kendimi en dipte gördüğümü okuduğum birkaç psikoloji kitabından çıkarıyorum kendimi tanıyorum ama çaresini hiçbir kitapta bulamıyorum.
sonra diyorum kendime yaratıldın, derdin de yaratıldı, dermanı kitapta bulamazsın, istemelisin.
1 note · View note
guguklusaat · 6 years
Text
Tumblr media
en çok seni en fazla seni özleyeceğim, düşünme köşesi
2 notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Text
Kin tutmuş kalpler üzerinde taşıyor, çıkarlar üzerine kurduğunuz hayatları yaşamaya çalışıyorsunuz. Menfaatlerinize sevmek, yalanlarınıza da mutluluk adını vermişsiniz. Kalp kırmayı kendinize görev bilip, insanlığınızı sağa sola savurur duruma gelmişsiniz. İçinizde taşıdığınız yarayı başkasıyla kapatma derdine düştüğünüzden beri gözlerinizin altı kibirle şişmiş kimseyi görmez olmuşsunuz. En önemlisi insan gibi yaşayalım derken, insan olmayı unutmuşsunuz
2 notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Text
prensip olarak düştüğüm için üzülmem; sadece yanlış bir insan yüzünden düşmüş olmak beni kahreder
2 notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
52K notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Photo
Tumblr media
5K notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Text
bazı fikirlerin karşısında duramazsınız, bilgisizliğinizden değil de yorgunluğunuzdan
1 note · View note
guguklusaat · 6 years
Text
karmasarmaşık
ulan diyorum kendime, yak bir sigara gözünün önüne bak hayatını kurdukların sen hayatını kurarken yanında değil, aç o idrak kapasiteni, nefeslen bi, iğne vururken söyledikleri gibi derin nefes almanı istiyorum, hop, tamaaaaam geçti
1 note · View note
guguklusaat · 6 years
Text
silkelenmek, kavgalardan arınmak için geldiğim yollar var, her şeyi herkesi karşıma alarak adım adım ilerliyorum apartmanın içinden, korkuyorum, gizleniyorum, geliyorum içimin karanlığına gömülmemek için, açılıyor o kapı bana, saatlerce oturuluyor, saatlerce konuşuluyor, sabahı etmeye çalışırken gözlerim kapanıyor, sabah yine yaşamak istemediğim korkularla uyanıp apar topar eve geliyorum, yorulmuşum, değmiş, az daha kapatıyorum gözlerimi, açılıyor tekrar seninle, kahvaltı için birkaç adım atılıyor yeniden, konuşmalar, izlenceler tekrar karanlık getirecekmiş haberim yok, çıkmaya çalışıp çalışıp daha çok gömülüyorum senin karanlığına, karanlığa gömerken canımla beraber yüzüme de bir iz bıraktın bak, yine haklısın, sen haklı ol, sen şaka yap gül, ben aydınlığımı kendim bulcam, karanlığın sana kalsın
2 notes · View notes
guguklusaat · 6 years
Text
özlemin gökyüzü kadar uçsuz bucaksız
1 note · View note
guguklusaat · 6 years
Text
Kıskançlığa giydirilen ‘‘aşk elbisesi’’
Aşırı kıskaçlığın olduğu yerde hastalık vardır, aşırı kıskançlığın olduğu yerde şüphe, kaygı, öfke, özgüven yoksunluğu vardır ama biz hastalıklı kıskançlığımızı aşk elbisesiyle kamufule edebilir “Kıskançlık varsa aşk vardır, yoksa aşk yoktur” diye bir denklem kurabiliriz. Dikkatli bakmak lazım. İlişkiyi sahiplenme, koruma ve lezzetini artırma düzeyindeki kıskançlık, evrensel, insani bir duygu olarak aşka eşlik eder. Ancak patolojik kıskançlık, hastalıklıdır; hastalıklı kıskançlığımızla aşkımıza kendi ellerimizle zehir içirebiliriz. Örneğin çok sevdiğimiz yazarlardan Shakespeare’in eserinde Othello aşırı kıskançlıkla, paranoid duygularla, aşırı şüphelerle çığrından çıkmış aslında çok sevdiği karısını ve onun aşığı zannettiği Cassio’yu ve ardından kendisini öldürmüştür yani içinde taşıdığı aşkına giydirdiği aşk elbisesiyle maşuğunu da göz göre göre ateşe atmıştır.
1 note · View note
guguklusaat · 6 years
Text
bu geç kalmışlık hissini küçücük bir eşyaya bile sığdırabiliyorum, geç kalınmışlığı kendimi tanıdığımdan beri hissediyorum, sürekli bakar görür, hisseder ve geç kalırdım o şeye, sadece bir insan geç kalmamayı öğretmişti, anındalığı koymuştu gözlerimin önüne, ama geç kalmamak için geride bıraktım onu da
huy bu ben de hep geç kalırım
1 note · View note