guncemden
18 posts
Kafayisiyirmamabeskala - Dolubardagindakicay :)
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Annem sık sık eşek olduğumu söyler, ben de başka şartlarda yaşamayı daha çok seveceğimi düşünürüm.
0 notes
Text
21 yaşındayım, antidepresana tekrar başladığım gündeyim. En mutlu olmam gereken yaşta ölmek için dua ettiğim gecelerdeyim.
0 notes
Text
Tam dört buçuk sene. Ölmek için her gece dua ettiğim karanlığın dört buçuğuncu senesindeyim. Bugün bayram, içime hiç bayram gelmedi. Daha geçen bayram demedim mi parkta, ölmek istiyorum diye. Bu neden hiç telaşa sebep olmadı sizin tarafınızda. Bu nasıl çok büyük bir şey olmaz bilmiyorum ama bu cümle artık sadece duyulmak için kurulmuyor. Artık sahiden istiyorum da. İlk her gece ağlamaya başladığımda on bir yaşımdaydım. İlk ölmek istediğimde on altı. İyileşemeyeceğimi kabullendiğimde yirmi bir. Ne yaptıysam kendime yaptım. Zararım hep kendimeydi. Ben bir noktada herkesi üzüyorum, zarar veriyorum sanıyordum. Ölmek istediğimi söylemem bile dokunmamış size. Burnundan getirmişim, öyle dedi. Ben mahvoldum, günden güne hayatım kaydı hiç görmediler. Bu heves kırılması gibi bir şey değil ki. Bazen bazı şeylerin telafisi olmaz ki. Bazı şeyler ağır geliyor artık. Hiç mi sevmediniz. Tamam hep çok sevdiniz ama kıymetinin olması başka bir şey. Benim hiç mi kıymetim yok hiçbirinizde. Herkes piknikte, ben yatağımdayım. Sandığının aksine bu küsmek değil, bitmek. Bana söz hakkı tanımadınız ki. Beni istemediniz. Beni o kadar istemediniz ki hep ‘birini bulma’ çabasında buldum kendimi. Beni o kadar istemediniz ki bana gülümsedi diye hoşlandım. Göz kırptı diye hoşlandım. Gülerek el salladı diye hoşlandım. Bir iki kere nasılsın dedi diye hoşlandım. Nasıl olduğumla o kadar ilgilenmediniz ki dört dakika beni dinledi bir iki nasihat verdi diye hoşlandım. Evlenmek istedim. Dört dakika beni dinledi diye konuşmamdan rahatsız olmadığını ve ömrümü geçirebileceğimi sandım. Oradan okuyunca acınası ve çocukça, bu taraftan okuyunca güzel bi sığınaktı. Anlıyor musun. Beni suçlamayın. Bu kadar gençken, polyannayken ölmek istemek bana da kolay değil. Kendime bir şey yapacak cesaretim yok, korkma. Ama içimden her gün bi cenaze kalkıyor, sıradaki de benim. Konuşmam hep battı herkese, umarım sessiz halimi seversiniz.
0 notes
Text
bana bunu neden yapıyorsun. en olmadık zamanlarda, hiç olmayacak laflarla bana bunu neden yaşatıyorsun. benim dertlerim dert gelmez bilirim. ama ben buyum, bu kadarım, bu kadarını kaldırabiliyorum ve bu kadarı dert bana. üzgünüm. keşke eşiğim daha yüksek olsaydı. bu kadar çabalamışken, bu kadar isterken gerçekten ben mi istedim sence. bunu bana nasıl söylersin. böyle olmaması için varımı yoğumu ortaya koymuşken bir bardak su istedim diye çıkan kavgayla mezuniyetimi yakmayı ben mi istedim, ben mi yaptım. tutunduğum tek bir şey varken, okulumken, mezuniyetimken bana bunu niye yapıyorsun. benim tedavim sana lükstü tamam ama kıstasımız kuaföre gitmek mi sence. üstelik tedavinin yarısı için paramı biriktirip vermiştim de, okulda kantine gitmedim, bir tane ayran alıp içmedim ben o para biriksin diye. sen tüm bunları nasıl görmeyip kuaförle kıyaslarsın. işin kötüsü ne biliyor musun, görüyorum, anlıyorum, farkındayım. ama buna rağmen içimi susturamıyorum. her sınav dönemimde bana bunu neden yapıyorsun Allah aşkına, niye her şeyde her an beni suçluyorsun. şu kısacık hayatımda tek bir doğrum da mı yok. hep mi yanlışım hep mi hatalıyım. bana neden bu kadar yalnız hissettiriyorsun. beni neden suçluyorsun. benim mesleğim neden sana kötü hep. tedavim neden lüks sana hep. yemeklerim neden çok, neden hızlı senin için. neden her yemekte herkesin tabağını kontrol etmek zorunda bıraktın, neden erken bitmesin diye oyalanmak zorunda bıraktın. her yemekte neden herkes bana bakıyormuş gibi hissettiriyorsun, bu kadar mı çirkinim sana. benim dertlerim ne sana ne başkasına dert değil, ne dertler var bilirim. Allah derdi olana hayırlı deva, borcu olana hayırlı eda, hasta olana hayırlı şifa versin. ama benim derdim bana dert. Allah’ım duy sesimi.
0 notes
Text
Daha önce sınırlardan ve eşiklerden bahsetmiştik. Bunları kabullenmekten bahsetmiştik. Yazdım sildim, yazdım sildim. Bugün geçmişten ve travmalardan bahsedelim. Yirmi birin on biri -bana göre- güzel ama hüzünlüydü. Ne oldu desen şunlar oldu diyemem N ama bazen bazı insanların içi çocukken de hüzünlüdür. Umarım bu dediğimi anlamıyorsundur çünkü bu beni mahvetti, seni mahvetmesine izin veremem. Ne yazık ki aylarca doktora gitmeme rağmen bunun adını koyamadık ve yine ne yazık ki bundan sonra doktora gitmem de mümkün değil. Ama bazı düşünceler saplantı şeklinde beynimde, biliyorum. Bilişsel davranışçı terapi. Çarpıtma dinamitleri. Beynindeki kimya değişmiş ve düzelmesi zaman alacak. Üzüldün mü, karşı argüman üretelim. Falcılık, zihin okuma, felaketleştirme, genelleme…. Şema terapide üç şemam baskınmış: karamsarlık, onay arama, kendini feda etme. N, neden görülmüyorum? Seviliyorum biliyorum. Ama görülmek başka bir şey. Bunu şükürsüzlük olarak anlama. Her halime, aileme, sağlığıma binlerce şükür. Ama insan en temelde kendini oluşturamazsa varlığı kendi için bile bir şey ifade etmez ki. Benim sorunum bu. Güncemden neyi sever, neyi sevmez, nerede başlar, nerede biter. Güncemden kim, bilmiyorum. Bilmemek insanın felaketidir bazen. Kendimi feda ettiğime değmedi, bundan eminim. Karamsar olmama değmedi, bundan da eminim. Onay aradığıma da değmedi, bundan da eminim. Hep eksik, hep yarım, hep hatalıydım. Kimse için her şeyim doğru değildi. Bazen pembenin üst tonuyken dakikalar içinde siyahın en dibinde olabiliyorum. Bu çok yorucu. Stabil kalmak, kalabilmek; rutinlere sadık kalabilmek büyük nimet sahiden. Rutinde rahmet vardır derler, hamdolsun her halime de. Ama sen beni anla. Sınırlarım hep lastiktendi benim, ne gireni ne çıkanı acıtmadı. Ama senin sınırların keskin olsun, bıçaktan olsun N. Sen bana benzeme. Yüreğin bana benzesin, aklın benden üstün olsun. Ben terazimi dengede tutmayı beceremedim. Dilerim sana da geçmez. Zaten geçmişten ve travmalardan da konuşmadık.
0 notes
Text
Alışkanlıklarımız aslında sığınaklarımız mıdır? Bugün istanbulkartımı unutmuşum N, minibüse bindim ve tam kapısında gittim birazcık ve korktum azıcık. Neyse. Alarmı kapatıp ona yazmak, güvenli ve tatlıydı. 10 dakikalık tekrar uyurdum bu hisle. Bu sabah alarmı kapattıktan sonra uyumadım N, direkt kalktım. Gece sık sık uyandığımı hatırlıyorum, kalkıp 2 büyük bardak su da içtim zaten. İçim yanmış? İnsanın içi hem yanabilir hem acıyabilirmiş. Öylesine mecaz anlamlardan ibaret değilmiş. N, Allah herkese hayırlı sağlıklı sıhhat versin. Ayağı sakat birinin koşmasını istedi az önce biri. İnsanın içi sahiden acıyabilirmiş. Bugün cümlelerim bulanık ve özensiz ama zihnim berrak. Soğuk duş etkisi belki de. N, sınırlar ve eşikler düşündüğümden daha keskinmiş herkes için, neden bi benim sınırlarım kesik çizgili herkes için? Ben buyum ama bu onu bunaltır mı, bunaltır, öyleyse sınırımı genişleteyim. Ben buyum ama bu onu üzer mi, üzer, öyleyse sınırlarımı daraltayım. Ben buyum ama bu ondan değerli mi, hayır değil, öyleyse bu sınırı kaldırayım. Benim denklemlerimdeki değişken karşımdakine göre değerlenirken neden herkes için iki kere iki dört ediyor? Neden herkesin sınırları ve eşikleri benden daha kıymetli? Kabullenmek ve devam etmek.
0 notes
Text
Bazen gereğinden fazla üzülüyorum N. Bu özelliğim seni sakınmaya çalıştığım, sık sık aksini yapman gerektiğini anlattığım özelliğim işte. Biliyorum, insan duyduğunu değil gördüğünü yapar. Ama N, hayatta kalmak istiyorsan her şeye bu denli üzülmemelisin. Eğer üzülürsen hayat da seni üzer, hırpalar ve tahmin edemediğin kadar yorar. Ben daha küçüğüm, muhtemel ömrümün 1/4’ündeyim belki de. Bu sebeple kendimi sık sık uyarıyorum, ağaç yaşken eğilir. Değişebilirsin. Değişmelisin. Daha önünde upuzun bir ömür var ve değişmen mümkün. Ah biriciğim, seni korumaya çalışıyorum ama ben yediğim darbeleri sıcağı sıcağına anlayamıyorum. Ama şimdilerde acıyor o yerler. Bazı yaraların acısı yavaş yavaş çıkıyormuş. Ben sanırım yeni yeni hissetmeye başladım. Artık anlıyorum ve heveslenmemem gerektiğini hatırlatıyorum kendime. Heves insanı yaralayabilirmiş N. Zaten başıma ne geldiyse hep bu çocuksu hevesimden geldi ya. Neyse.
0 notes
Text
Heyecanım sönmüş. En sevdiğim yok olmuş, sanki hiç olmamış gibi. Kabullenmek çok kıymetliymiş N. Ama çok acı. Sağlıklı. Bazen bazı insanlar yapamazlar. Özür dilerim ben buyum. Keşke parametreleri değiştirmek istediğimiz kadar kolay olsa. Eşikler. Sınırlarım nerede başlayıp nerede bitiyor? Neyi istiyorsan onu istiyorum, neyi istemiyorsan onu istemiyorum. İstemiyorum diyorum, küstün mü, tamam artık istiyorum. İstemiyorum, ama seversin, tamam artık istiyorum. İstemiyorum, böyle olma yeterki, istiyorum. Nazlı, ben nerede başlayıp nerede bitiyorum. N, bitiyorum galiba.
0 notes
Text
İpin ilk düğümlendiği noktasın. En büyük özrün bana.
Onu her şeyden çok sevdim
72 notes
·
View notes
Text
İçimi dökmeyeli, dökemeyeli uzun zaman oldu. Buradayım çünkü yazdıkça geçer belki. Belki ‘o kadar da değil’ der, silerim. Uzun zamandır, -bilenler bilir- 16 yaşımdan beri ait hissedemedim hiçbir yere. Hiç kimseye. Hep sevdim, hiç sevilmedim. Hep sevildim, hiç değer görmedim. Göz bebeği oldum bilirim. Ama hiç gözlerden sakınılmadım. Birisi birkaç gün önce ‘Allah esirgesin seni’ dedi. Canımın içi, Allah en çok seni esirgesin. Teşekkür ederim. Ama ona da ait değilim. O da bana ait değil. N, vakti değil kızım. Bilinçakışını özlemişim. Anlatabilmek, anlaşılmak değil artık amaç. Ne var ne yok dökmek. Yapamıyorum çünkü. Yapamıyorum. Ben biliyorum bu hissi, bu dönemi. Çok iyi hatırlıyorum. Mezarlığa gittiğim günleri hatırlıyorum, hiç tanıdığımın olmadığı mezarlıklara gittiğimi. Belki burda yatarım hissi. Eve de yakın, sık sık ziyaret ederler düşüncesi. Allah korusun. Yaşamak istiyorum. Ölmekten çok korkuyorum. Ama bazen içim o kadar acıyor ki sabaha çıkamam sanıyorum. Beni beğendin mi. Kesin beğenmedin. Zaten sonra ben de çok utandım, neyime güvenip attıysam. İnsan bazen bir şeyler olsun istiyor. Deneyince neyden kaçındığını daha iyi anlıyor sonra. Bazı refleksler, korkular, tabular, düşünceler öyle gaipten gelmiyor işte. Bak böyle böyle yerleşiyor kızım. ‘Bak atabiliyorsun işte, sorun yok’ diye kandırma kendini, niye atmadığın çarptı bi kere daha suratına. Beğenmedi. Olsun. İnsan bazen kabuğuna çekilmek istiyor. Ben o kabukta kaybolmaktan korkuyorum. Şimdi değil N, dur nolursun. Sınavların geçsin, mezuniyete katıl, mutlu pozlar ver. Daha değil. Şimdi bırakma nolursun. Gücüm kalmadı sahte mutluluğa da ağlamaya da. En büyük özür kendime, sonra sana, sonra canımın içi’ne.
0 notes