hattabi

[hattabi]

Sevâr b. Abdullah Kariî şöyle dedi:

"Ömer b. Dirhem ile birlikte bazı sahurları birlikte yerdik. O sadece sahurdan sahura yemek yerdi. Yemeği getirdik ve lokmayı ağzına götürdüğünde teheccüd namazı kılan bazılarını şu ayeti okurken duydu:

"Zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir, tıpkı erimiş madenler gibidir ve kaynar suların kaynaması gibi kaynar" (Duhan, 43-46)

Bunun üzerine bayıldı, elindeki lokma yere düştü ve güneş doğana kadar kendisine gelmedi. Bu şekilde altı gün hiç bir şey yiyip içmedi, ne zaman yemek istese aynı ayeti hatırlardı. Arkadaşları toplandılar ve dediler ki: "Böyle devam edersen helak olursun" saatlerce uğraştıktan sonra ona ancak az bir şey yedirebildiler.

[hattabi]

كل الأماني في ظل الفتن التي نعيشها في هذه الآية

تَوَفَّنِی مُسۡلِمࣰا وَأَلۡحِقۡنِی بِٱلصَّـٰلِحِینَ

"İçinde yaşadığımız fitneler gölgesinde tüm temenniler, şu ayette ifade edildiği gibidir:

'Beni Müslüman olarak vefat ettir ve beni salihler arasına kat.'

[hattabi]

Bayram namazı hutbesi 1446.

Fitneler ve Müslümanca Tavır

[hattabi]

Allah Teâlâ‘dan bizleri, tüm ihtilaflarımızın tek çatı altında altında giderildiği, sahih akide ve menhecin olduğu, tek bir bayrak ve cemaat altında olduğumuz günlerle rızıklandırmasını temenni eder, gelip geçiçi olan bu imtihan dünyasında cenneti kazanma gayretinde olan tüm müslümanların kurban bayramını tebrik ederim.

Rabbim bizden ve sizden kabul buyursun.

[hattabi]

Arefe günü yapılan duanın en hayırlı dualardan olduğunu neredeyse bilmeyen yoktur. Öyle ki Selef Allah azze ve celle’den istekte bulunmak istediklerinde bilhassa bu günü beklemişlerdir. Hâl böyle iken bu günde sevdiği kardeşini duasında bulundurmayan kimse sevgisinde yalancıdır.

Yahya b. Muaz rahimehullah dedi ki:

"Kendisine 'dua ederken beni hatırla' deme ihtiyacı hissettiğin kardeş ne kötü kardeştir!"

Bu böyledir, sevgisinde sadık olanlar dışında kimse kimseyi duasında hatırlamaz.

[hattabi]

Doğup büyüdüğüm sokaklardan uzaklaştım, yabancı geldi caddeler.. Nereye gitsem, güven vermiyor bildiğim/gördüğüm manzaranın güzelliği.. Denizin kıyısında yüzer, korkuturdu dalgarın büyüklüğü.. Ne zaman açılsam derinlere, kıyıyı arardı gözlerim ayak basan yerlere.. Bir çocuksu duygusu gibi arıyorum güven veren insanları, ilkeleri, esasları.. Ne kadar mesafe gitsem, fitneler ile boğuşsam, zihnim de zikrim de daima geldiğim noktada.. Güven veren asılları değişemem güzel gelen lafızlara! Ne iman, ne ahlak, ne ilkeler müsaade etmez bu tür bir oyunun başlangıcına..

[hattabi]

"Kişinin kendisi ile konuşacağı ve kendisini dinleyeceği bir zamanı/mekanı olmalı."

[hattabi]

Selefi salihinden biri gece namazını kaçırdığında, çocuğunu kaybetmiş gibi ağlar ve şöyle derdi:

"Bu gece namazı kılamadıysam, demek ki Allah katındaki değerim azalmış."

[hattabi]

İblis'in Küfrü

Tasdik ile birlikte büyüklenme ve yüz çevirme küfrü.

[hattabi]

Davet, Müslümanın hayatında olması gereken önemli bir ilkedir. Hayatı boyunca davetin bir ucundan muhakkak tutmalıdır, en azından buna öncülük edenleri desteklemelidir. İlimde cimrilik olmaz, bananecilik olmaz! Her nimetin şükrü/zekatı vardır. İlmin zekatı onu yaymak, hidayetin zekatı ise onu insanlara ulaştırmaktır.

[hattabi]

Hem içerdiği anlamı hemde kıraati ile insanı derinden etkileyen sure.

[hattabi]

"Kim Rabbi ile buluşması ümit ediyorsa, salih amelde bulunsun." | Kehf, 110.

Kişinin Rabbi ile buluşması iki türlüdür:

[hattabi]

Görünen o ki her nimet kul için hayrın tecellisi olmuyor bilakis onu şerre götüren bir vasıta haline dönüşebiliyormuş. Nimeti şükür bilmeyen, kılavuz edinemeyen, hayra götüren bir sebep kılamayan kimse olmaktan Allaha sığınırız.

[hattabi]

"O gün dostlar birbirine düşman olacaktır, ancak muttakiler hariç." | Zuhruf, 67.

Kıyamet günü birbirine düşman olacak, birbirinden nefret edecek nice kimseler olacak ki bunların dünya hayatında ki dostlukları insanlar tarafından parmak ile gösterilirdi. Ancak bunların dostlukları dünyalık olduğu için sadece gülüp/eğlendiler, boş konuştular, ne Allah’ı beraberce zikrettiler, ne de birbirlerine ma'rufu emrettiler. Kendileri gaflete daldığı gibi dostlarını da buna sürüklediler.

Takva üzere dostluk kuranlar ise, birbirlerini hayra teşvik etti, beraberce Allah'ı zikretti ve münkerden de birbirlerini nehyettiler. Yan yana geldiklerinde kelamın kendilerini boş bir tarafa kaydırdığını görünce sahabe gibi "gelin bir saat iman edelim" deyip hakkı ve sabrı birbirlerine tavsiye ettiler. Bunlar ise güzel dostluklarından dolayı Allah'a hamd edecek kimselerdir.

Rabbim bizlere arkadaşlığımız sebebiyle kendisine hamd edebileceğimiz ve cennette sedirlere yaslanıp dünya hayatının anılarını paylaşacağımız dostlar ile dostluklar kurmayı nasip etsin.

[hattabi]

"Ameller niyetlere göredir" hadisi üzerine bir mütalaa.

[hattabi]

اللَّهمَّ صلِّ علىٰ محمَّدٍ وعلىٰ آلِ محمَّدٍ كما صلَّيتَ علىٰ إبراهيمَ وآلِ إبراهيم اللَّهُمَّ بارِك علىٰ محمَّدٍ وعلىٰ آلِ محمَّدٍ كما باركتَ على إبراهيمَ وآلِ إبراهيم إنَّك حَميدٌ مجيد.

[hattabi]

Rabbine söz veren bir kul için,

Nasihat neylesin, kırılmış iken yemin?

Musibet gelse de ardı ardına,

Fetva mı aranır yoldan dönmek için?

Nice bela gelir, sabırla yoğrulur,

Ahdine sadık kalırken, kul içinde boğulur.

Bir söz verilmişse Arş’a şahit diye,

Dönmek mi çözüm? Nice sözler unutulur..

Ne gam, ne keder, ne elem, ne dert,

Hepsi imtihan, sabra giden mert.

Bir kul ki bilirken Rabbinin kudretini,

Bozar mı sözünü, unutur mu ahdini?

| Hattabi