Text
📞 Aradığınız yeteneğe şu an ulaşılamıyor!!
🔸SHRM İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği’nin yaptığı araştırma sonucu, yayınladığı 2019 İşyeri Durum Raporu’nda iş başvurusunda bulunan adaylarda eksik görülen ilk üç soft (duygusal & sosyal) beceri sıralaması şöyle:
1- Problem çözme, eleştirel düşünce, inovasyon & yaratıcılık (% 37)
2- Belirsizlik ve karmaşıklık ile baş edebilme (% 32)
3- İletişim (% 31)

🔸Aynı rapora göre sektör ve iş kolundan bağımsız olarak soft becerilerin yani duygusal ve sosyal becerileri de içine alan yetkinliklere sahip olmanın, teknik bilgi & beceriye sahip olmaktan daha önemli olduğunun altı çiziliyor.
🔸Dünya Ekonomik Forumu’nun açıkladığı 2020 yılında beklenen yetkinlikler sıralamasına baktığımızda benzer bir tabloyu görüyoruz. Günümüzde şirketler aradıkları yetenekleri bulmakta zorluk çekiyor, küresel anlamda yetenek kıtlığı ise önemli bir sorun olarak karşımızda yerini alıyor. Bu farkındalığa sahip firmalar ise yetenek yönetimi çalışmalarına her geçen gün hız veriyor.
🔸Yetenek açığı denkleminin çözümünde, şirketlerin stratejik İK planlamaları üzerine yaptığı çalışmaları destekleyecek, multi disipliner bir anlayışla üniversiteleri, devlet kurumlarını ve stk gibi disiplinleri de içine alan bir sistem oluşturulmalı. Aksi takdirde yetenek açığı giderek artacak ve tüm sektörlerde iş gücü piyasası üzerinde olumsuz etkilerini göreceğiz.
🔸Bu noktada aday ya da çalışan anlamında farketmez, bizlerin de bireysel olarak bu bilgiyi cebimize koyup kendimizi bu konularda geliştirmeli, eğitim almalıyız. Kariyerimizde fark yaratmak istiyorsak öngörülene kulak vererek yeni olana adapte olabilmeliyiz.
🔸Harika bir cuma olsun! Herkese iyi hafta sonları! 🙋🏻♀️
1 note
·
View note
Text
🔎İnsan Kaynakları bölümünde kariyer yapmak için hangi özelliklere sahip olmalı? Kimler tercih etmeli?

🧩İnsan Kaynakları alanını tek kelime ile ifade et deseler ben denge derdim. Kurduğun her ilişkide, yaptığın işin muhtevasında ve köprü olurken mevcut durumu değerlendirmede denge çok önemli!
🧩Odağımızda insan var ve ekip olarak şirketin vizyonunu gerçekleştirecek olan, bayrağı ileri taşıyan, kültürü oluşturan, başarıyı getiren ve gelecekte şirketi var edecek olan bizleriz yani çalışanlar! İnsan dediğimizde pek çok değişken söz konusu öncelikle hiçbir şey sizi şaşırtmasın. Her yeni gününüz farklı hikayeler, zorluklar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar ile dolu olduğu kadar eğlence, motivasyon ve insan yaşamına dokunduğunuz güzellikleri de beraberinde getirecek. Bazen gününüz planladığınız gibi gitmeyebilir, o gün bütçe raporu hazırlamayı hedeflerken bambaşka bir disiplin hikayesi sizi karşılar ve bir bakarsınız akşam olmuş, sizi bekleyen işlerin çoğu ise beklemede kalır. Yoğunluktan ziyade işin tabiatı böyle!
🧩Öncelik hep çalışanındır ve öyle olmalıdır. İK seçeceğiniz alt alanına ya da uzmanlaşmak istediğiniz bölüme göre farklı yetkinlikler gerektirse de genel anlamda; iletişimi güçlü, muhakeme yeteneği olan, ulaşılabilir, şeffaf şekilde konuşulabilen, yapıcı, sabırlı, tarafsız, çözüm üretebilen, öğrenmeye açık, yenilikçi, ilham veren, ilham alan, insana dokunan, mentorluk & koçluk becerileri olan, eğitici ve yol gösteren rolü üstlenebilen, farklı bakış açılarının farkında olan, kültürlerarası duyarlılığı olan ve anlayışlı olabilendir. Bu sebeple psikoloji ve sosyoloji anlamında kendinizi beslemenizi, global şirketlerde çalışmaksa hedefiniz farklı kültürleri tanımanızı öneririm.
🧩Her insan keşfedilmeyi bekleyen cevher gibi bir potansiyele sahip olduğu gibi kendine özgü bilgi, beceri ve deneyimlerini de cebinde taşır. İK alanında bazen 2+2=4 etmeyebilir, karşınızdaki kişi size sizin bilmediğiniz ya da farkında olmadığınız bakış açısı ile derdini anlatıyor olabilir. 2+2 nihayetinde onluk sistemde 4 eder ama ya üçlük sistemde? İş hukuku, eğitim bilimi, psikoloji ve sosyoloji alanları ilgi duyduğunuz alanlar arasında yer almalı ve gözlemlemeli, analiz yapmalısınız. Neden-sonuç ilişkisi kurabilmeli, parçadan bütüne, bütünden parçaya gelebilecek bağlamı düşünebilmelisiniz. Meslekteki yeni trendleri takip etmeli ve ihtiyaç olanı tasarlayabilmeli ya da kaynak bulabilmelisiniz. Yazıldığı kadar kolay olmuyor. Deneyimleyerek, eğitimlerle kendinize yatırım yaparak ve rol modellerinizi belirleyip gözlemleyerek hatta mümkünse ilham aldığınız kişilerle konuşarak kendinize bir yol haritası oluşturabilirsiniz.
🧩İK alanı çoklu yetenek gerektiren ve her meslekte olduğu gibi emek isteyen bir departman! Hangi işi yapıyorsanız yapın işinizi severek yapmanız çok değerli, insana dokunan bir iş olduğunu düşünürsek mutsuz ya da tatmin olunmayan bir iş sizi ve etki alanınızda olan insanları, bütününde şirketi etkiler. 🙏🏻Dilerim farkındalık kazandığınız, keyif aldığınız ve her adımda kendinizle tanıştığınız bir mesleğe sahip olursunuz. Üniversite tercih döneminde olanlara ve bu alanda kariyer yapmak isteyenlere ilham olması ve fayda sağlaması dileğiyle... Haftanız keyifli ve güzel geçsin! :)
0 notes
Text
👨🏻💻👩🏻💻 Peki İnsan Kaynakları ne iş yapar?
🧩Peki İK ne iş yapar? Hadi gelin Operasyonel İK ile başlayalım. Bu alanda mevzuat, ISG (bazı sektörlerde bu alan bize bağlı değil), sendikal süreçler, özlük işleri, bordrolama, raporlama, dokümantasyon, SGK uygulamaları, işçi-işveren davaları gibi bilgi, belge ve disiplin yönetimine dayalı işler yürütülür. Genelde daha az hevesli olunan alandır. Zirvelerde, kongrelerde öne çıkan Stratejik İK başlıkları çok çekici olsa da operasyonel taraf da titizlik, detaycılık ve hakimiyet ister. Teşvikleri takip etmek, cezai işlem olan kalemleri takip edip şirkete extra maddi külfet getirmemek, mevzuat konusunda işçi ve işveren haklarını korumak için kendimizi güncel tutmak çok önemli! Gözünüzü bir anda hiç korkutmasın, hiç zor değil ama kolay da değil! Sıkı çalışmak, bol bol okumak gerekir.
🧩Stratejik kısma gelirsek işe alım & yerleştirme, işveren marka yönetimi, iş analizleri, eğitim ve organizasyonel gelişim, yetenek yönetimi, çalışan bağlığı ve motivasyon çalışmaları, performans yönetimi, kurum kültürü oluşturma, kurumsal ruh sağlığı, mentorluk & koçluk sistemleri, iç iletişim, İK analitiği, kurumun ihtiyacına göre uygun eğitim tasarlama, liderlik programları hatta kurum içi eğitim akademisi çalışmaları ve e-öğrenme gibi başlıklar bütününü kapsar. Her biri birbirine bağlı ve aynı önemde!
🧩Bu da karşımıza çoklu yetenek kavramını çıkarıyor ve multi disipliner bir yönetim anlayışı gerekliliğini de ortaya koyuyor.
🧩Her kuruma, sektöre ve yapıya göre departman kırılımları farklılıklar içerse de genel anlamda İK dediğimizde bu çerçeveyi tanımlıyoruz. Her bir alt alan için farklı yetkinlik, beceri ve deneyim gerekiyor. Bunu bilerek ve kendinizi tanıyarak kariyer planlamanızı yapabilirsiniz.
🧩Siz İşe Alım Uzmanı olup sonrasında bir danışmanlık firmasında Yetenek Avcısı (Head Hunter) mı olmak istiyorsunuz? Eğitim alanında ilerleyip Eğitim Müdürü ya da kendi firmanızda Kurumsal Eğitmen & Danışman olarak mı ilerlemek istiyorsunuz? İşveren marka yönetim konusunda uzmanlaşmak mı hedefiniz? Yoksa global bir şirketin üst düzey Ülke/ Bölge İK Yöneticisi olmak mı? Gördüğünüz gibi İK içerisinde de farklı uzmanlaşma alanlarını görebiliyoruz ve tabi ki ilerlemeyi istediğiniz yönü kendiniz belirleyeceksiniz. :) 👉🏼Hangi özelliklere sahip olmalı ve kimler tercih etmeli? Bir sonraki paylaşımda 🙋🏻♀️
0 notes
Text
✍🏼İK bölümünü tercih etmek istiyorum. Doğru bir seçim olur mu benim için?
Öncelikle kendine şu soruları sormanı isterim.
🧩Bu alanla ilgili yeterince araştırma yaptım mı? (Bu arada tercih yapacağın her alan için geçerli bu yazdıklarım.)
🧩iK tam olarak ne iş yapıyor?
🧩Sahip olduğum özelliklerim İK alanında çalışabilmem için uygun mu?
🧩Puanım bu bölüme uygun olduğu için mi, popüler olduğunu düşündüğüm için mi yoksa gerçekten ne istediğimi bildiğim için mi tercih yapıyorum?
🧩Önde gelen İK Liderleri’nin röportajlarına, blog yazılarına ya da TEDx konuşmalarına bir baktım mı?
🧩YouTube ya da podcast içerikleri bu konu hakkında neler söylüyor?
🧩Beni bu işi yapmak tatmin eder mi?
🧩Hangi yeteneklere sahibim ve güçlü yönlerim neler?
Evet bazen son soruya cevap verirken zorlanabiliyoruz ve kendini tanımak bir çırpıda olacak bir iş değil ama en azından objektif bir kaç kişinin bu konuda görüşünü alabilirsin. Çünkü yetenekli olduğun alanda minimum enerji ile maximum değer yaratacağın için çalışmış gibi hissetmeyecek, ortaya çıkardığın işe de bu ruhu yansıtacaksın!
Unutma ki mükemmel iş yoktur. Yapmayı düşündüğün işin sevmediğin ya da seni zorlayan tarafları da olacak!
🧩Yukarıdakilerin hepsini dikkate alarak incelemelerini yaptın.
🧩Duydukların, okudukların sen de nasıl bir izlenim bıraktı? Neler hissettin?
🐚Bir kendini dinle, deniz kabuğu dinler gibi...
🗣İK çoklu yetenek gerektiren ve multi-disipliner bir anlayış ile yönetilen stratejik bir meslek alanıdır. Son yıllarda şirketlerin de çalışanı bir kaynak değil bir değer olarak görmesiyle mesleğimiz adına oldukça iyi gelişmeler kaydedilirken, İK gençler arasında tercih edilen meslekler arasında yerini aldı. Gerçekçi olmak gerekirse İK alanında ülke bazında henüz gelişim aşamasındayız. Operasyonel İK konusunda tam not alırken Stratejik İK kısmına geçer not alıyor hatta bazı şirketlerde sınıfı bile geçemiyoruz. Kurumsal firmalar İK mesleğine olan katma değeri arttırırken tüm şirketlerin de aynı bakış açısını kazanmasını istiyoruz. Eskiden destek departman olarak görülen Personel İşleri, şimdilerde üst yönetimin, karar verici mekanizmaların stratejik partnerliğini üstlenir durumda. Dijital dünyadaki gelişmeler, hızlı değişen iş dünyası, ortaya çıkan yeni sektörler, meslek alanları ile kurumların bu bilgileri kullanma hızı artarken iş gücü yönetimi de her geçen gün daha önem kazanır durumda. İş yapış biçimleri değişirken yeni görev & yetkinlik tanımları ve düzenlemeleri gereği doğuyor. Çalışanların ve kurumların gerekliliklerini yerine getirecek uygulamaları tasarlayıp, ileriyi görerek proaktif davranışlar sergilemeyi gerektiren bir bütünü de içine alan partner departmandır İK! 🔎Peki İK ne iş yapar? Bu sorunun cevabı bir sonraki paylaşımda! 🙋🏻♀️
0 notes
Text
👩🏻🏫 Bir Mülakat Hikayesi
Aday aylar önce uluslararası prestijli bir marka olan şirkete internet üzerinde kariyer sitesi aracılığıyla iş başvurusu yapar. Yaklaşık 5 ay sonra aday aranıyor.
💬Mülakatı yapan: Merhaba X şirketi İK departmanından arıyorum. İlanımıza başvuru yapmışsınız halen iş arayışınız devam ediyor mu?
💬Aday: Merhaba evet devam ediyor.
💬Mülakatı yapan: Peki güzel, size birkaç soru soracağım.
💬Aday: Tabi buyrun. Pardon hitap etmek adına isminizi rica edebilir miyim?
💬Mülakat Yapan: Tabi ismim Y. Şimdi aradığımız pozisyonun haftanın 5 ya da 6 günü vardiyalı çalışmasını bekliyoruz, vardiyalı çalışmanız sorun olur mu?
💬Aday: Anladım hayır olmaz.
💬Mülakat yapan: Yalnız hafta sonu değil hafta içi izin kullanabileceksiniz.
💬Aday: Anladım tamam (Tedirgin bir ses tonuyla)
💬Mülakat yapan: Yalnız çalışırken forma giymeniz de gerekiyor.(Karşı tarafa fırsat vermeyecek hızda)
💬Aday: Yani şimdi öyle sordunuz ki sanki olumlu cevap vermemeliyim gibi...
💬Mülakat yapan: Hayır bu soruları sorup ona göre görüşmeye çağırıyoruz. Zaman kaybı olmasın diye.
💬Aday: Tamamdır benim için sorun değil forma giymek.
💬Mülakat yapan: Tamam o zaman teşekkür ederim verdiğiniz yanıtlar için. İyi günler!
💬Aday: Afedersiniz bundan sonrası için nasıl ilerleyeceğiz?
💬Mülakat yapan: Ben telefonda ön görüşmeleri yapıyorum. Uygun bulduklarımı Genel Müdür’e sunuyorum ve onun görüşüne göre davet ediyoruz. Süreç bu! (Nüktedan ve üstten bir ses tonu ile)
💬Aday: Teşekkür ederim. Ben bir soru yöneltebilir miyim?
💬Mülakat yapan: Tabi ki sorun.
💬Aday: Pozisyondan tam olarak beklenti nedir?
💬Mülakat yapan: İlanda belirtmiştik açıp oraya bakabilirsiniz, genel İK işleri bilirsiniz diye düşünüyorum.
💬Aday: Anladım çok teşekkürler
💬Mülakat yapan: İyi günler!
Yukarıda yaşanan diyalog gerçek ve duyduğumda hayret ettim. İK Müdürü pozisyonu için gerçekleştirilen bu görüşmeye çok şey söylenir ama en önemlisi kurulan iletişim tarzı ve tüm çalışanlar olarak çalıştığımız firmayı temsil ettiğimizi unutmamak, bu bir süreç! Çalışan deneyimi süreci; işe alımla başlar ve aday işe alındıktan sonra ayrılması hatta sonrasında da devam eder.Pozisyona doğru adayı yerleştirmek, işe alım kısmında mülakat yapanın gereken yetkinlikleri taşıması, pozisyon için görüşülen adayın sorularına cevap verebilecek alt yapıya sahip olması önemli! Unutulmamalı ki hayat bu mülakat masasının her iki tarafında da bulunabilir ve her şeyden önce yaptığımız görüşmeleri ‘biz karar verip seni işe alan tarafız’ gibi üstten bir bakış açısı taşımadan profesyonel duruşumuzu koruyarak sürdürmek. Biz bir marka ile sorun yaşadığımızda A şirketindeki B çalışanı kötü demeyiz. A şirketinde hizmet kötü deriz. Bu sebeple telefon görüşmesi deyip geçmemek lazım. Hem adayda yaratılan olumsuz his hem de şirketin prestijine zarar veren, olumsuz imaj yaratan bir durum bu! Keşke aday yapan kişiyle ayrıca konuşma şansımız olsaydı ve ona yapıcı bir şekilde geri bildirim verebilseydik. Sevgiler... 🌸🌸 #HRTalks
0 notes
Text
🌴☀️Öğrenciler yazı nasıl değerlendirilmeli?
☀️🏊🏼♀️🏖Deniz, kum, güneş çok güzel ve cezbedici ama yaz ayları çalışmak, kendine yatırım yapmak için de bir fırsat aslına bakarsanız.
🔹Üniversite yıllarında yaz dönemini daha çok dinlenmek için geçirmek istesek de, hatta aranızda “Koca yıl çok çalıştım valla, tatil hakkım” diyenleri duyar gibiyim ancak ilerleyen yıllarda ya da mezun olunca sudan çıkmış balığa dönmemek için önceden antrenmanlı olmak iyidir.
🔹Mezun olduktan sonra zorunlu ya da gönüllü staj deneyiminizin olmaması iş yaşamına adapte olmanızda zorluk yaşamanıza sebep olabilir ki şirketler okul dönemini iyi değerlendirmiş, aktif ve ilişkileri güçlü olan adayları daha çok tercih etmek isterler! Aslında çalışırken kendi geleceğinize de yatırım yapıyorsunuz. Belki de karşınıza çıkan bir fırsat ile mezun olunca hemen işe bile başlayabileceksiniz.
🤗Kim bilir hayat bu!
🔹Zorunlu stajlar dışında gönüllü stajlar ile yazınızı pekala değerlendirebilirsiniz veyahut yarı-zamanlı/sezonluk işlere girip çalışabilirsiniz. İlla sizin okuduğunuz bölüm ile ilgili olmasına da gerek yok, yeter ki çalışma hayatının tozunu bir yutun! İş yaşamında teknik bilgi açısından hazır ve donanımlı olmak kadar soft skills dediğimiz sosyal becerilerin de; iletişim, ilişki yönetimi ve takım çalışması gibi kazanılması önemli! Kendinizi doğru ifade etmeniz, farklı karakterlerle iletişim kurma biçiminiz gibi beceriler bir arada çalışabilme kaslarınızı daha da geliştirir ve sahada pratik yaparak güçlenir.
🔹🔹🔹Özellikle yaşadığınız zorluklar ve olumsuz durumlar sizin gelişiminize katkı sağlar. Hayat zaten böyle değil midir!? Zor karakterler veya durumlar çıkacak karşınıza, canınız da sıkılacak, bazen çekip gitmek de isteyeceksiniz. Gitmeyin! İleride o sizi zorlayan olaylara ve insanlara sizdeki gücü ortaya çıkardıkları, gelişmenize katkı sağladıkları için teşekkür edeceksiniz. Bakış açımızı değiştirmeyi öğrenip yola devam edeceğiz.
🤓Öğrenciler için şöyle bir önerilerimi toparlarsam eğer;
🔹Mutlaka bir sosyal medya hesabınız olsun, aktif kullanmasanız bile artık tüm şirketler duyurularını sosyal medyadan yapıyor. Artık sanal kariyer fuarlarının yapıldığı bir zamandayız, istediğiniz şirketin İK Bölümü bir tık uzağınızda! Bire bir kolaylıkla iletişim kurabilirsiniz.Örnek aldığınız kişileri ve trendleri takip edebilir, ilham alabilirsiniz.
🔹Otelcilik, parekende ya da yiyecek içecek sektöründe alanınız farklı olsa bile çalışarak hem para kazanabilir hem de iş yaşamını prova etme imkanı elde edebilirsiniz.
🔹Yabancı diliniz iyiyse çeviri yapabilir, ders verebilirsiniz.
🔹Kaleminiz güçlüyse metin yazarlığı ile blog ve pek çok markaya içerik üretebilirsiniz. Sonrasında okul döneminde de kazanç sağlamak adına dilerseniz devam edebilirsiniz.
🔹Tüm markalar yeni ürün ve tanıtımlarını ajanslar aracılığı ile yapıyor. Stand kurma ve ürün tanıtım faaliyetlerinde çalışarak para kazanabilirsiniz.
🔹İşkur programlarını yakından takip etmelisiniz.
🔹Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler staj programlarını önceden araştırıp toplumsal konularını ilgilendiren projelerde yer alabilirsiniz. Para kazanabilir ya da gönüllü lük anlayışı ile toplumsal meseleler ile ilgilenerek kendinize ve dünyaya bir iyilik etmiş olup katkı sağlayabilirsiniz.
🔹Çalışmaya niyetim yok diyorsanız da yaz boyu bol bol kitap okuyun! STK ve gönüllülük faaliyetlerini araştırın! Sosyal medyada zamanınızı biraz da kariyeriniz menfaatine kullanın derim!
🏖🌴İyi tatillllerrrrr 🌴☀️ Yaz aylarında çalışan öğrencilerimize ve stajyerlerimize ise kolaylıklar diliyorum efendim!
🌴Esen kalınız! 😎
0 notes
Text
🌴Olmaya motivasyon bedende bir nefes sıhhat gibi...🌴
🌴🌊İçimi açar her nerede olursa olsun palmiye kadrajları hazır yaz da gelmişken oh mis!
👩🏻💼Mülakatlarda en önemsediğim ve her zaman sorduğum sorular arasındadır: 🔹”Sizi ne motive eder? & Neler demoralize eder?” Herkese mutlaka sorarım, demode olmayacak sorumlarımdandır. Kendi kişisel merakım da var bu konuda çünkü her birimiz o kadar apayrıyız ki cevapları heyecanla beklerim her seferinde.
🔹Bazen mülakat heyecanı belki bir an cevap veremiyoruz, bazen kendimizi keşfetme yolunda daha o konuya gelmemiş oluyoruz, her yanıt önemli ve tabi ki değerli! Motivasyon bizi yataktan kaldıran ve hedefimize yönelik bizi güdüleyen, adeta bir yakıt gibi elzemdir. 🔹Şunu çok iyi biliyoruz ki eğer motiveysek o günü daha verimli, daha yaratıcı, daha keyfimiz yerinde ve daha faydalı geçiyoruz.
🔹Deneyimlerimden yola çıkarak bu soruları yönelttiğimde adaylardan sıklıkla aldığım yanıtlar “Neler motive eder?” sorusu için; değer görmek, takdir edilmek, yöneticim & çalışma arkadaşlarım ile olan ilişkilerim, eğitim & gelişim şeklinde.
🔹Demoralize olma kısmına gelince benzer ancak olumsuz versiyonuyla; değer görmemek, takdir edilmemek, ilişkiler, acımasız geribildirimler ve eğitim & gelişim fırsatlarının olmaması başlıkları altında toplanıyor. Bu cevapların her biri aslında insana yatırım için önemli ipuçları ve değerli bilgileri içerir nitelikte bana göre...
🔹Sadece İK açısından bu sorunun cevabını bilmenin dışında yönetici veyahut çalışma arkadaşlarımızın da motivasyonunu arttıran ya da düşüren etkenleri bilmemiz ve birbirimizi tanımamız, ilişkilerimizde değer yaratabilmemiz için önemli!
🔹Bazen de tatsızlık olur iş yaşamı bu ya! Kimimiz hemen moral bozarız, kimimiz buna izin vermeden enerjimizi koruyup devam ederiz. Eğer siz yanınızda oturan çalışma arkadaşınızı tanıyor, moralini nasıl düzeltirsiniz biliyorsanız daha güzel çalışma arkadaşı yok! :)
🔹Çünkü iş yaşamı hep birlikte, insan olduğumuzu ve farklılıklarımızı unutmadan, bazen günlük güneşlik bazen sisli puslu günlerde bir arada olabilmek ve çalışabilmek demek! Ailemizden çok bazen iş arkadaşlarımızı görüyoruz. Çok çalışıp istediği gibi bir proje üretemediği için üzülen o çalışma arkadaşınıza “Sen elinden geleni yaptın? Kendini bu kadar üzme” diyerek onu dinlemek, bir kahve ısmarlamak bedava ve karşılığı paha biçilemez.
🌸Tanıdıklarınızın da motivasyon kaynaklarını bence öğrenin, bakın nasıl çiçekleniyor ilişkileriniz! ☺️🙋🏻♀️ Mutlu ve motivasyon dolu bir hafta olsun! 🌸🌸🌸
0 notes
Text
🦀 Yengeç Sepeti Sendromu
🦀 Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.
🦀Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.
🦀 Filipinliler arasında popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılıyor. “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın” anlayışını ifade eder. Bazı insanlar, bencilce davranarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler. Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır.
🦀Yengeç Sepeti Sendromu, her alanda yaşanabilir. Örneğin, kurumsal hayattaki tam zamanlı işinizden ayrılıp yolunuza girişimci olarak devam etmek istiyorsunuz. İş çıkışlarında kendinizi geliştirecek kurslara katılmayı planlıyorsunuz. Kilo vermeyi düşünüyorsunuz. Daha farklı, daha iyi şartlara yöneldiğinizde, değişim yapmaya henüz hazır olmayan, korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz. Kendi başarısızlık korkularıyla, sizin başarılarınıza, gelişim olanaklarınıza ket vurmaya çalışanlar; yeni bir şey denemek istediğinizde baltalamaya, caydırmaya niyetlenenler olabilir. “Ne gerek var?”, ”Boşver.”,”Zaten beceremezsin, hiç uğraşma.”, “Bu saatten sonra meslek değiştirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz.
🦀Yengeç zihniyetine sahip kişiler, gruplarında diğerlerini aşarak başarılı üyelerin önemini azaltmayı hedeflerler. Onlar başarısızken başkalarının başarısını izlemek yerine, çökmelerini beklerler. Mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemezler.
🦀Durumun farkına varmak gerekiyor. Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.
🦀Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin. Bizim hayatımız, bizim seçimlerimiz. Kovadaysak da çıkmayı başarmak bizim elimizde...
0 notes
Text
Özgeçmişte dikkat etmemiz gereken 7 madde 👀
❗️Özgeçmişte dikkat etmemiz gereken 7 madde ve buyurunuz okuyalım.
1️⃣Uygun fotoğraf seçimi konusunda özenli olmak! Sanıyorum internette hızlıca bir araştırma yapsak tüm blog ve tavsiye yazılarının başında bu madde gelir ve halen yeterince özene sahip değiliz. Bu gözler ne pozlar, ne duruşlar ve ne kadrajlar gördü! 😱Yukarıdaki gibi bir kare çok güzel ama onun yeri özgeçmiş değil, abartmıyorum daha farklı versiyonları, toplu fotoğraf koyan ile bile maalesef karşılaşıyoruz. 😬 Özgeçmiş gibi benzer durum Linkedin hesaplarındaki profil fotoğrafları için de geçerli ve lütfen her platforma uygun olan fotoğrafınızı seçip koyunuz. Facebook ya da instagramda sosyal paylaşım için çektiğiniz fotoğrafları ya da pasaport fotoğrafınızdaki gibi son derece ciddi ve mimiksiz bir kareyi koymak yerine daha sizi yansıtan amatör-profesyonel, tüm yüzünüzün göründüğü kısmen vesikalık gibi denebilir, çok eski olmayan ve sizin güzel enerjinizi yansıtan bir kare harika bir seçim olacaktır.
2️⃣Genel yazı düzeni ve noktalama işaretlerine dikkat etmek! Kendi konuştuğu dile hakim olan kelimeleri, cümleleri ve kurduğunuz cümleler ise sizin dünyanızı yönetir. Kullandığınız kelimelere gösterdiğiniz özen, yazı tipi, punto ve yazım kuralları profesyonel bir imaj için olmazsa olmaz. Internetten kopyala yapıştır hazırlanan özgeçmişler ve en son halini verirken Word dosyası ise hazırladığınız araç, hakkını verin ve tam düzenlemeden özgeçmişinizi sakın ha göndermeyin!!
“Gittiğiniz her eğitim ve semineri yazmak zorunda değilsiniz!”
3️⃣Gittiğiniz her eğitim ve semineri yazmak zorunda değilsiniz! Evet haklısınız, fark yaratmak, öne çıkmak için eğitim ve gelişime açık olduğunuzu göstermek adına belirtmek isteyebilirsiniz. Ancak bazen öyle özgeçmişler geliyor ki sayfalarca seminer ve eğitim bilgisi, bu aşamada nokta atışı, uzun vadeli ya da sıradan olmayan uzmanlığınızı destekleyen eğitimleri belirtmek her zaman makul olanıdır.
4️⃣Gereksiz açıklamalardan ve klişe olandan uzak durmak! Uzun uzun açıklamalar, görev ve sorumlulukları sayfalarca yazmış, üzerine bir de destan gibi hazırlanan ön yazı! Hiç kimse sayfalarca uzun yazıları detaylıca okumaz, okuyamaz çünkü o denli vakit yok ne yazık ki! Derdinizi, işinizi, amacınızı şemsiye kelimeler ile toparlayıp ifadelerinizi uzatmayın.
5️⃣Hobi kısmına kitap okumak, müzik dinlemek ve spor yapmak yazmak! Bunlar hobi değil boş kalmasın diye ezbere yazılmış ifadelerdir ve karşı tarafta yazsanız da yazmasanız bir etki yaratmaz. Bu sebeple mühim olan gerçekten hobiniz ve ilgi alanınız varsa spesifik bir şekilde belirterek yazmaktır. Spor yapıyorsanız ilgilendiğiniz alanı belirtebilirsiniz.
6️⃣Çalışma deneyimleriniz ve diğer bilgiler ile ilgili tarihleri doğru vermek! Biliyorsunuz iş görüşmesi sonrası işler yolunda giderse referans kontrolü aşamasına geçiyoruz. Referans kontrol ederken de sorduğumuz sorulardan biri hangi tarihlerde, hangi pozisyonda çalıştığıdır. Sizin yazdığınız herhangi bir bilgi ile çelişmesi aleyhinize olur. Siz siz olun, yanlışlıkla ya da ya ben öyle hatırlıyordum demeden en doğru bilgiyi yazın.
7️⃣Referans konusunu çok abartmak! İş başvurusu yaptınız ve verdiğiniz referans bölümünde neredeyse ilgili ilgisiz bir mahalleye yetecek insan var. Ortalama üç referans yeterlidir ki önceki çalıştığınız yerleri referans olarak yazmadıysanız İK Profesyoneli kontrol için geçmiş iş yerlerini arayıp görüşebilir. Bu sebepten iş yaşamınızda sizinle birlikte çalışmış insanları referans kısmına üç kişiyi geçmeyecek şekilde eklemeniz yeterli. Her şeyin fazlası zarar!
Harika ve bol bereketli bir hafta olması dileğiyle…
#insankaynakları#insankaynaklarıyönetimi#humanresources#cv#resume#özgeçmiş#özgeçmişhazırlama#işbaşvurusu#jobapplication#jobadvertisement#işilanı
0 notes
Text
Gümüş Kaşıklar
Kavgacılar ✨
“Şirketiniz açık bir pozisyon için ilan veriyor. Başvurular yağmaya başlıyor ve uygun adaylar belirleniyor. Şimdi ise seçme aşaması başlıyor. A Kişisi: Sarmaşık Birliği mezunu, 4.0 ortalama, harika bir özgeçmiş, mükemmel referanslar. Herşey olması gerektiği gibi. B Kişisi: Devlet Üniversitesi bitirmiş, bir işten diğerine atlamış ve kasiyerlik, şarkıcı, garsonluk yapmış. Fakat unutmayın, ikisi de işe uygun. Şimdi size soruyorum: kimi seçeceksiniz? İş arkadaşlarımla birlikte bu iki kategorideki adayı tanımlamak için bazı terimler oluşturduk. A kişisi “Gümüş Kaşık” açık şekilde avantajlı ve kaderinde başarılı olan kişi. B kişisine “Kavgacı” diyoruz, aynı noktaya gelebilmek için mücadele etmek zorunda kalan kişi. Yargılayıcı bir ifade gibi görülebilir. Bir özgeçmiş aslında bir hikaye anlatır. Yıllar içinde insanlarla ilgili öğrendiğim bir şey var ki, derme çatma, karışık tecrübelere sahip kişiler gördüğümde özgeçmişi kenara atmadan önce durup düşünmek gerekiyor.
Çok fazla iş değiştirmiş bir kişi istikrarsız, dikkat eksikliği olan, tahmin edilemez biri gibi görünebilir ya da zorluklara karşı tutkuyla mücadele etmiş biri de olabilir. Kavgacı en azından bir mülakatı hak eder. Açık olmak gerekirse Gümüş Kaşıkçı’lara elimde hiç bir koz yoktur. İyi bir üniversiteye girmek ve başarıyla mezun olmak çok fazla emek ve fedakarlık ister. Fakat, tüm hayatın başarı üzerine inşaa edilmişse zor durumlar ile nasıl başa çıkacaksın? İşe aldığım elit bir üniversiteden mezun bir kişi bunu yaşamıştı. Bir işi daha iyi anlayabilmesi için verdiğim bazı görevleri kendi seviyesinin altında görmüştü çünkü elit bir üniversite mezunuydu. Sonunda istifa etti. Diğer yandan, tüm hayatında hata yapmak kaderin olmuş ama sonunda başarmışsan. Kavgacı ile mülakat yapmanız konusunda ısrar ediyorum. Bu konuda çok şey biliyorum çünkü ben de Kavgacı’yım. Doğmadan önce, babama paranoyak şizofreni teşhisi konmuş ve zekasına rağmen herhangi bir işe tutunamamış. Hayatımızın bir bölümü ‘Guguk Kuşu’ iken diğer bölümü ‘Uyanış’, bir diğer kısmı ise ‘Akıl Oyunları’ idi. Ben bekar bir anne tarafından yetiştirilen beş çocuğun dördüncüsüyüm. Brooklyn, New York’ta kötü bir mahallede. Hiç bir zaman bir evimiz, arabamız, bir çamaşır makinemiz olmadı. Çocukluğumun büyük bir kısmında bir telefonumuz dahi yoktu. Bu yüzden iş hayatında başarı ve Kavgacılar arasındaki ilişkiyi anlayabilmeyi çok istedim çünkü hayatım kolayca farklı bir yöne sapabilirdi. İşlerinde başarılı insanlar ile tanıştıkça ve güçlü liderlerin profillerini okudukça ortak bir nokta farkettim. Bir çoğu erken yaşta zorluklar yaşamıştı. Fakirlik, terk edilmişlik, çocuk yaşta anne veya babasının ölümü, öğrenmeye yönelik engeller, alkolizm ve şiddet. Çoğu kişi böyle bir travmanın felakete yol açacağını düşünür ve ortaya çıkan olağandışı duruma odaklanır. Fakat bu olağandışı incelendiğinde beklenmedik sonuçlara ulaşılmıştır: en kötü koşullarda dahi gelişim ve dönüşüm gerçekleşebiliyor. Bu noktada dikkate değer ve mantığa aykırı bir olgu keşfedildi. Bilim adamları buna Travma Sonrası Gelişim diyor. Risk altındaki çocukların yaşadığı zorlukların etkilerini ölçmeye yönelik bu araştırmada; 698 çocuktan oluşan bu grup içerisinde ki bu çocuklar en ciddi ve zorlayıcı olayları tecrübe etmiş kişiler, üçte biri sağlıklı, başarılı ve üretken bir hayata sahip olmuşlar. Her şeye ve başaramayacaklarına dair tüm beklentilere rağmen, başarmışlar. Üçte biri. Şu özgeçmişi ele alalım. Adayın ailesi onu evlatlık vermiş. Hiç bir zaman üniversiteyi bitirememiş. Sürekli bir işten ötekine atlamış. Bir süre Hindistan’da kalmış ve hepsinden de öte, disleksisi var. Bu adamı işe alır mıydınız? Evet, Onun adı Steve Jobs.
Dünyanın en başarılı girişimcilerine yönelik yapılan bir araştırmada, önemli bir kısmının disleksiye sahip olduğu görülüyor. A.B.D.'de girişimcilerin % 35'inin disleksisi var. Bu girişimciler arasında dikkat çeken ise travma sonrası gelişimi tecrübe edenler, öğrenme bozukluklarını, tercih edilesi bir avantaj olarak görüyorlar, çünkü bu sayede daha iyi dinleyici olmuş ve detaylara daha fazla dikkat etmişler. Bu zorluklara rağmen, şimdiki durumlarında olduklarını düşünmüyorlar, bu zorluklar sebebiyle bu duruma geldiklerini biliyorlar. Yaşadıkları travma ve geçim sıkıntılarının bunu başarmak için önemli olduğunu benimsemişler ve bu tecrübeler olmadan başarılı olabilmek için ihtiyaçları olan güç ve dayanıklılığa sahip olamayacaklarını biliyorlar.
İş arkadaşlarımdan birinin hayatı 1966'daki Çin Kültürel Devrimi sonrasında alt üst olmuş. 13 yaşındayken, ailesi şehir dışında bir eve taşınmış, okullar kapanmış ve 16 yaşında Pekin'de bir tekstil fabrikasında iş bulana kadar yalnız başına kalmış. Fakat, kaderine boyun eğmek yerine, eğitimine devam edebilmek için bir çözüm yolu bulmuş. 11 yıl sonra, politik ortam değiştiğinde son derece seçici bir üniversite sınavı olduğunu öğrenmiş. Tüm ortaokul ve lise müfredatını öğrenebilmek için 3 ayı varmış. Bu yüzden, her gün fabrikadan eve döndüğünde, kısa bir uyku çekip, gece 4'e kadar çalışmış ve sonra işe gitmiş. Bu döngüyü 3 ay boyunca her gün tekrarlamış. Sonunda sınavı geçmiş, başarmış.Eğitime olan bu bağlılığı hiç değişmemiş ve hiç bir zaman umudunu kaybetmemiş. Bugün, bir yüksek lisans derecesine sahip ve iki kızı Cornell ve Harvard'dan mezun.
Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir.İşler iyi gitmediğinde, Kavgacılar "Daha iyi bir sonuç alabilmek için ne yapabilirim?" diye sorar.Kavgacılar, kendilerini vazgeçmekten alıkoyan bir amaca sahiplerdir. Fakirlik, deli bir baba ve birçok saldırıdan sağ kurtulmuş birinin "İşle ilgili zorluklar da nedir ki?" demesi gibi --
Gerçekten mi? "Çok basit. Halledebilirim, bu iş bende."
Bu bana şunu hatırlatıyor. Kavgacılar, mizahın zor zamanları atlatmak ve gülmenin bakış açısını değiştirmek için faydalı olduğunu bilirler.
Son olarak, bir de ilişkiler vardır. Zorlukları aşan insanlar, bunu yalnız başlarına yapmazlar. Yolun bir yerinde içlerindeki gücü ortaya çıkaracak ve başarılarına yatırım yapacak birisini bulurlar. Ne olursa olsun, güvenebileceğiniz birisine sahip olmak zorlukları aşmak için çok önemlidir. Ben şanslıydım. Üniversiteden sonraki ilk işimde bir arabam yoktu, bu yüzden iki köprü boyunca yolu genel müdürün asistanlığını yapan bir kızın arabasında gidip geldim. Beni işimde kolladı ve geçmişime takılıp kalmak yerine geleceğime odaklanmam için bana cesaret verdi. Hayatım boyunca bana kaba kuvvetle de olsa dürüstçe doğruları aktaran ve yol gösteren çok insanla karşılaştım. Bu kişiler bir zamanlar üniversite harcımı ödeyebilmek için şarkıcılık, garsonluk yaptığımı umursamadılar.
Sizlere son bir değerli kavramı anlatarak veda edeceğim. Ayrımcılığa karşı uygulamalar geliştirmeye kendilerini adamış firmalar Kavgacıları destekleme eğilimindedir ve rakiplerinden daha başarılıdırlar. DiversityInc firmasının yaptığı bir çalışma, ayrımcılık karşıtı olan zirvedeki 50 firmanın, %25 oranla;P 500 endeksinde daha başarılı olduğunu gösteriyor.
Asıl soruma geri dönelim. Hangisinden yana olacaksınız? Gümüş Kaşık mı, yoksa Kavgacı mı? Ben, hafife alınan katılımcıyı seçin derim gizli silahları tutku ve amaç olan kişiyi.
Kavgacıyı işe alın!” 🌸💛
https://youtu.be/jiDQDLnEXdA
0 notes
Text
Başarana kadar “farklı”, başardıktan sonra “örnek” olursun! 🎈
⭐️Çok güzel bir ifade değil mi? Yani en azından ben çok sevdim. Değerli Hocam Banu Samancı’nın “Markanızı nasıl pişirirsiniz?” kitabından bir alıntı ve ilham verici... Tam bu noktada yazıma “elalem ne dercilizm” 😒ile devam etmek istiyorum. Her birimiz mutlaka çocukken kıyas çemberinin içinden en az bir kere geçmişizdir. “Melahat’ın kızı bak kaç puan almış? Şu üniversiteye, bu bölüme kesin yerleşir.” Evet ben de bunlara maruz kalarak büyüdüm. 🤦🏻♀️Bu ses bize miras olarak geçiyor ve zihnimizin bir yerlerinde konuşup duruyor sanki kendi iç sesimizmiş gibi... Ve kendimizi bazen, eleştirdiğimiz ebeveynimiz gibi konuşurken bulabiliyoruz. 🤔Belki bu kodlama bizi kendimizden uzaklaştıran, kendimiz olamadığımız mesleklere yönelten, konfor alanından çıkma tembelliğine sebep olan şey... Bir insek şu elalemin gemisinden oh mis gibi çiçek!🌸 İlla kendi işimizi kurmak zorunda değiliz, illa kurumsalda çalışmak zorunda değiliz! Sadece ne yapmak istiyoruz, ne bizi mutlu eder bunu bulmak çok değerli!
✨”Yaa bu devirde çok zor demeyin” artık herşey daha ulaşılabilir ve sosyal medya, internet üzerinden araştırıp bulmak, bilgi edinmek çok daha kolay! En azından deneyin, olmak istediğiniz yerde olan kişilerle konuşun, hali hazırda işiniz varken paralel kariyer planı hazırlayın! Hobi edinin her daim destek kuvvettir, belki hobiniz işiniz olacak! Çünkü bu hayatta sizin için kimse adım atmıyor ve atmayacak da! Yapmamış olmanın pişmanlığını yaşamaktansa, denemiş olmanın deneyimi yanınıza kalsın! 👪Çocuklu ve evli olanlar diyecek: “Canım o işler öyle kolay olmuyor yalnız?��� Olur, kolay olmaz, zaman alır, çaba ister ama olur! Herşey sizin bir adım atıp harekete geçmenize bağlı ve geriye dönüp baktığınızda kendinize ne kadar yatırım yaptığınız sizi mutlu edecek olan! ✨Kendi yaşamımızı her yaşta, her daim inşaa etmek mümkün başta farklı diyecekler, hem elalem hem içinizdeki elalemin sesi sizin şevkinizi kırmaya çalışacak, izin vermeyin! Herkesin zamanlaması başka, yolu başka, durakları başka... Git o işi araştır, git o planı yap, git o kursa kaydol! Ne kaybedersin! “Farklı” desinler, olmaz desinler sonra “Örnek” gösterilirsin. Örnek olmak zorunda da değilsin, kendin için yapman gerekeni yapmış olursun en azından... Bence bir adım atmalı ve bir yerden başlamalıyız çünkü biz buna değeriz! 😎
0 notes
Text
Hangimiz sevdik, performans görüşmelerini çiçekler gibi...
🧐Bu deyişimi beyaz yakalısı, mavi yakalısı performans değerlendirme görüşmesi geçiren herkes anlayacaktır! Artık her geçen gün değişiyor, dönüşüyoruz ve dönüştürmemiz gereken İK fonksiyonlarından biri de Performans Yönetimi!
🔍Global CEB Danışmanlık firmasının araştırma sonuçlarına göre şirketlerin %80’i performans değerlendirme sistemlerinin değişiminden yana, %95’i ise mevcut bulunan sistemlerinden memnun değil. Özellikle yüksek teknoloji sektörü firmaları ve farklı sektörlerden bazı şirketler yıllık performans değerlendirmelerini kaldırmış durumda yerine daha çok müdür-çalışan arasındaki iletişime odaklı ve gelişimi önde tutan sistemler uygulamaya başlamışlar. Evet yanlış okumadınız, kaldırmışlar.
~~~~~~~~~~
Çünkü çoğu performans görüşmesi hedef odaklı, aslında gelişim ve verimlilik odaklı olmalı ve notlandırma kaldırılmalı! Dünyaca ünlü Cargill firmasının “Her gün Performans Yönetimi” uygulaması tam olarak böyle, bilgisayarlar ve cep telefonu üzerinden “Pageup” uygulaması ile kayıt altına alıyor, video linkini aşağıya ekledim.👇🏼Klasik kalem defter alıp koca yılı bir -iki görüşmede konuşmak yerine efektif bir şekilde zamanı da yöneterek karşılıklı iletişim, yönlendirme ve paylaşım ile ilerlemek ve yıl boyunca yapmak çok daha mantıklı! Bu uygulamada başarıları ve en iyi uygulama seçilenleri kaydetme şansınız da var.
🔍Müdür tüm çalışanlarını görüntüleyebiliyor, geri bildirim, mesaj ya da makale linkini paylaşabiliyor. Çalışan da aynı şekilde notlarını, fotoğraf ve projelerini yükleyip hem müdürü hem çalışma arkadaşları ile paylaşabiliyor. Değerlendirme notu yok paylaşım var, hedef yok gelişim var. Daha mutlu çalışanlar ve verimliliği artan bir şirket var. Ürünü ise keyifli bir çalışma iklimi, bundan daha güzeli nasıl olur ki? Performans yönetim görüşmelerine girenler bilir. Müdür örneğin der ki “Yıl içerisinde şirket içi girişimcilik addettiğin ya da yaratıcı olduğunu düşündüğün kâr getiren en büyük katkın ne oldu?” aslında yaptığınız pek çok iş oluyor koca yılda eğer bir kenara not almadıysanız, hele de yılın başında ise yaptığınız proje/iş/uygulama unutabiliyorsunuz. Bu sistemde unutma, atlama şansınız yok ve amaç da zaten hedef/rakam değil, amaç şirket için birlikte ve en verimli şekilde değer yaratmak! Basit, kolay ve eğlenceli bir yol ile bunu gerçekleştirmek mümkün! Bu uygulamayı gerçekleştiren diğer bir şirketin General Electric~Global Yetenek ve Organizasyon Geliştirme Direktörü Belgin Ertan’ın röportaj linkini de 👇🏼 ekliyorum, bir göz atınız!
Keyifli bir hafta sonu dilerim! 🙋🏻♀️
#humanresources #insankaynakları #performancemanagement
Pageup video:
https://www.youtube.com/watch?v=ZFyvsXJfLnY#action=share
Belgin Ertam Röportaj:
http://www.hurriyet.com.tr/ik-yeni-ekonomi/yillik-performans-degerlendirmeye-son-40437504
0 notes
Text
Biraz da TOMBUL olsun
Instagram yazımda geçen Ahmet Şerif İzgören’in videosu
youtube
0 notes
Text
Depresyondayım!
🔸Çocukluk arkadaşım bir Psikiyatrist, en yakın arkadaşlarımdan biri ise Uzman Psikolog ve ben de üniversitede bölümüm gereği 3-4 dönem psikoloji dersi aldım ve üstüne Psikiyatri yataklı serviste staj da yaptım velhasıl geleceğim psikoloji bilimine olan ilgime ve önemine... Şunu çok iyi hatırlıyorum, üniversitede ekollerden birini ele aldığımız bir ders sonrası “tamaaam şimdi anladım” dediğimi kendi kendime... Ben de farkındalık yaratan, ailemi ve kendimi anlamam da kilometre yapmamı sağlayan çok değerli bir uzmanlık alanı benim için... 🔸Gelelim iş yaşamındaki önemine; İK olarak işimiz insan ve insan davranışları üzerine aslında... İK alanında pek çok kurs, program ve lisans eğitimlerinde de, ne yazık ki psikoloji bilimine yeterince yer açılmamış olması bana göre çok büyük eksiklik! 🙁Çok bilinmeyenli bir denklem olan insanı işlediğimiz alanımızda bu konuda kendimizi geliştirmek bize düşüyor o halde! WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) istatistiklerine göre iş gücü kaybına neden olan rahatsızlıklar incelendiğinde listenin başını; mental rahatsızlıklar, stres, tükenmişlik, düşük moral ve DEPRESYON çekiyor. Ve yukarıdaki diyalogu işvereniniz ile yaşasanız tepkisi ne olurdu? Başım ağrıyor dendiğinde evet kabul edilebilir ama depresyon neden kabul edilebilir değil?
🔸Hepimiz belki de farkında değiliz ama ruhumuz sancıyor haberimiz yok, işe gidiyoruz ama fiziken! Böyle bir ruh hali de elbette ki üretken olmayı, verimliliği ve ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor! Takım ruhuna zeval geliyor, zor iletişimler, çatışmalar ve yönetilmesi zor bir çalışma iklimi hakim olmaya başlıyor. Ve de bu durum ciddi anlamda şirketlere mali yük de yaratıyor. 📌(Bu mali yük kısmını da abseentism kavramından bahsettiğim başka bir yazımda detaylandıracağım.) Nasıl fiziksel bir rahatsızlığımız olduğunda, örneğin apandisit üstünü örtme şansımız yok ve ameliyat oluyoruz. Psikolojik rahatsızlıklarımız da aynı şekilde bir bilene sormamız, bir bilene danışmamız gereken bir konu!
✅Kendinize yapacağınız en büyük yatırım benim bakış açıma göre; ruhunuza iyi bakmak ve bilmiyorsanız da bunu nasıl yapacağınızı öğrenmek... Ben bu çıkış noktasıyla şunu diyebilirim ki her şirketin bir Kurumsal Psikolojik Danışmanı olması gerektiğine inanıyorum! Biz denedik, çok iyi sonuçlar aldık! Sadece kurum için değil, bireysel olarak da bu konuda bir düşünün derim!
🔸Depresyona girebiliriz, kaygılı ve stresli olabiliriz ama nasıl yöneteceğimizi de öğrenebiliriz! Size bedeninizle birlikte ruhunuzu da yanınıza almayı unutmadığınız, dopdolu ve verimli bir hafta dilerim!! 🙏🏻✨💟
0 notes
Text
Anlar, Jorge Luis Borges
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer,
oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.
Neşeli olurdum, geçmişte olmadığım kadar,
ve elbette çok daha coşkulu olurdu sevdalarım,
içine de yeterince ciddiyet katardım.
Bu denli temiz, titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer.
Hiç çekinmezdim daha fazla riske girmekten de...
Daha çok yolculuklara çıkar, gün doğumlarını kaçırmazdım asla;
hele dağlara tırmanmanın, ırmaklarda yüzmenin keyfini...
Hiç bilmediğim yerlere giderdim, gidebildiğimce.
Doyasıya dondurma yer, boşverirdim kuru nimetlere.
Öyle bir şansım olsaydı eğer, dertlerim de
yalnızca düşlerin değil, yaşamın gerçeğini taşırdı.
İşte onlardan biriydim ben ömrü boyunca hani, her saniyesini
verimli kılmaya çalışan insanlardan biri.
Ama aynı an’lara yeniden geri dönebilseydim eğer,
yalnızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim, mutlu an’ları…
Farkında değilseniz hâlâ, öğrenin artık:
Yaşam an’lardan oluşur, sadece anlardan, ŞİMDİ’yi yakalayın.
Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi
ve paraşütsüz yerinden kıpırdamayan bir insandım ben.
Ama yeni baştan yaşayabilseydim eğer,
yüksüz, iyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.
İlkbahara yalınayak girer, sonbahara dek unuturdum ayakkabıyı.
Hiç bilinmeyen yolları keşfeder, tadına varırdım gün ışığının,
Çocuklarla daha çok oynardım, yeniden bir şansım olsaydı eğer.
Ama ne çare... İş işten geçmiş ne yazık ki!
Seksen beşindeyim artık ve biliyorum ki
Ölmekteyim.
💫✨📚
0 notes
Text
Şarkı listesi link:
https://nbeyin.com.tr/bilimsel-olarak-kanitlandi-dunyanin-en-rahatlatici-10-sarkisi/
0 notes
Text
#swotanalysis
SWOT her yerde! 🔝
Neymiş bu SWOT? Aslına bakarsak hayatımızın her alanında rahatlıkla uygulayabileceğimiz çok iyi bir analiz aracı diyebiliriz! Değişmeyen tek şeyin, değişim olduğundan yola çıkarsak her daim güncellediğiniz bir analiz raporu olan SWOT, elinizin altında olmalı. Ben açıkçası SWOT’u uzun yola çıkan otobüs 🚌 ile metaforlaştırıyorum, varacağımız bir hedefimiz var, yoldan aldıklarımız, yola bıraktıklarımız var. Molalarımız var ki bunu kendi hayatımızda, kendimize yarattığımız alan ile eşleştiriyorum. Her daim yoldasınız, değişiyor, gelişiyor ve yeni yönlerinizi keşfedip tekrar devam ediyorsunuz. Dolayısıyla bir kere yapıp lütfen rafa kaldırmayın, güncelleyin! Güçlendiklerinizi kaydırın, sağdan sol tarafa, bunu yapabilmek bile inanın büyük keyif verecek! 👍🏼
✔️S~ (Strenghts) Güçlü Yönler
✔️W~ (Weaknesses) Gelişim Yönleri (Zayıf demeyi tercih etmiyorum)
✔️O~ (Opportunities) Fırsatlar
✔️T~ (Threats) Tehditler
Bu hap bilgiyi kolaylıkla internet üzerinde aradığımızda bulabiliyoruz ancak önemli olan işlevsellik kazandırarak kendinize, kardeşinize, ilişkilerinize, şirketlerinize ya da çalıştığınız bölümde kolaylıkla uygulayıp harekete geçebiliyor muyuz? bu! SWOT’u çok önemsiyorum çünkü hakkını vererek yaptığımızda bize kariyerimizde yöneldiğimiz hedeflerimiz için patikalar ve yollar oluşturur. Sorular sorarak kendimizi keşfetmemizi sağlar. Soru sormanın mucizesine ayrıca inanırım, bunu detaylandıracağım sonraki paylaşımlarda. Ben bakış açısı olarak olumlu olan özelliklerimizi daha çok güçlendirip geliştirmemizden yanayım. TR’deki genel bakış açısı hepimiz yaşamışızdır, okullarda hangi dersimiz zayıf ise o dersten özel ders alırız. Halbuki bunun yerine güçlü olduğumuz ders üzerine daha çok yoğunlaşsak hem keyif alırız hem de yönümüzü belirlemiş oluruz. Ancak bu işimiz gereği excel kullanmamız gerekirken bu konuda zayıfsak kendimizi geliştirmeyelim anlamına da gelmez.☝🏼Her ne kadar biz İK profesyonelleri ile LinkedIn ve ekşi sözlük üzerinden şakalar yapılsa da 😄yaptığım iş görüşmelerinde “Güçlü yönlerin neler?” sorusuna verilecek cevaba çok önem veriyorum çünkü sizinle ilgili farkındalık konusunda bilgi edinme şansı veriyor bizlere ya da ben böyle düşünerek soruyorum. Bazı görüşmelerde “Hiç düşünmedim” ya da “Şimdi bu kendini övmek gibi birşey olmaz mı?” diye cevaplar alıyorum ve üzülüyorum. Çünkü kendini tanımakla başlar herşey... Güçlü yönümüzle, zayıf yönümüzle, etrafımızda olan fırsat ve tehditlerin bizi şekillendirmesiyle... Özelliklerimizi iyi analiz etmiş olmak sadece kariyerimizde değil hayat yolculuğumuzda da katkı sağlar. Peki nasıl yapacağız? Nereden başlayacağız? Bu platformu oluşturmamın amaçlarından biri de şunu yapalım, bunu yapalım demekten ziyade nasıl yapacağımız? Yoğurdu nasıl yiyeceğimizle ilgili konuşabilmek.. 1- Kendinize sadece bunun için ayrıca zaman ayırın 2-Önünüze bir kağıt alın ya da bir word belgesi açın. 3- Güçlü yönlerinizi yazmaya başlayın. Çok mu zorlanıyorsunuz? Sizi yakından tanıyan, objektif kişilere sorun. Beni 3 güçlü özellikle anlatsan neler olur? diye. Hepsini bir yere not edin ve üzerine düşünün.
4- Zayıf yönler; bu konuda maalesef daha da zorlanıyoruz. İş görüşmelerinde bu soruya aldığım cevap çoğunlukla kabaca istatistik vereceğim. % 90 “Duygusal olmam” Hepimiz insanız ve duygusal varlıklarız. ☺️ Bu kısım da iyice bir düşünün derim ve kendinize karşı lütfen objektif ve dürüst olun‼️
Sorular konusunda destek isterseniz bana yazabilirsiniz. Ben sizler için bir SWOT örneği hazırladım, bir göz atın!! Ve şimdi sıra sizde! Benden size tavsiye; karar verin, ertelemeyin ve tamamlamak için kendinize tarih koyun! Sonrasında plan hazırlayın! Planlarınızı ise gerçekleştirmek için çaba harcayın! Zorlanırsanız da bir bilene sorun! danışın!
Bilgilerin kariyer yolunuza ışık ✨olması dileğiyle... 💫


Instagram Hesabım Link: https://www.instagram.com/hr.talks
0 notes