hunlu
hunlu
Hakan UNLU
5 posts
Çelebi Kalemi
Don't wanna be here? Send us removal request.
hunlu · 3 months ago
Text
TÜRK POLİSİ
Basın ve medya her ne kadar sansüre uğramış olsa da, yine de karşılıklı olarak ortalıkta görünür durumdayız. Bugün sadece sizlere bir büyüğünüz olarak nacizane seslenmek istedim. Sadece birinize dahi ulaşabilse ve bir farkındalık yaratabilse yazdıklarım, kendimi biraz daha iyi hissedeceğim sanırım.
Güzel memleketimiz tarihi bir adalet sınavından geçmeye çalışıyor. Halkımız maruz bırakıldığı bu talihsiz gündem için üzgün ve haklı olarak da çok kırgın. Tepkilerini de TC Anayasası’ nın 34. maddesi ile kendilerine verilmiş olan ‘’Silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü’’ hakkını kullanarak göstermeye çalışıyor. Özetle anayasal bir hakkı kullanıyor. Tıpkı sizlere 1934 yılında ‘’Türkiye Cumhuriyeti’’ nin verdiği ‘’Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’’ gibi yasal bir haktır bu. Birileri, şahsi menfaatlerini korumak istediği için ‘’Yasa dışı eylem’’ ilan etse de, görevinizi adil olarak yerine getirmeniz için sizlerin bu anayasal hakkı biliyor olmanız gerekiyor…
Aranızdan bir çoğunuz bu hakikatı bilmesine rağmen ‘’Emir altında’’ olmanızdan ötürü böyle davranmak zorunda kaldığınızı fısıltılı biçimde ifade de edebilirsiniz. Peki karşınıza aldığınız bu halkın da uymaya çalıştığı bir başka büyük emir veya vazife olabilir mi? Mesala birinci vazifesi ‘’Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti’ ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek’’ gibi. Bu anlamlı vazife kaçınıza tanıdık geliyor?
Sizler, bu memleketin asayişini sağlamak, halkımızın namusunu, canını ve malını korumak için o üniformayı giymediniz mi? ‘’Vazife ve Selahiyet Kanunu’’nun 2. maddesinde ’’Polis, amirinden aldığı emri, kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.’’ hükmü yazılı değil midir, yoksa ben mi uyduruyorum?
Demem özetle o’ dur ki sevgili polisim, sen Türkiye Cumhuriyeti’ nin polisisin. Ne bir siyasi partinin, ne herhangi bir siyasi parti başkanının ne de Recep Tayyip ERDOĞAN’ ın şahsi polisi değilsin, zaten olmamalısın. Bizler de Türkiye Cumhuriyeti’ ne kast etmiş düşmanlar ve teröristler değiliz. Haklı isyanımız adil bulmadığımız, istikbalimiz adına zerre kadar da güvenmediğimiz bu hükümete ve temsiliyetini red ettiğimiz tek adam rejiminedir. Türkiye Cumhuriyeti benim, senin, sizin özetle hepimizindir. Türkiye Cumhuriyeti’ nin sahibi bizleriz, tek başına AKP ve Recep Tayyip ERDOĞAN değil! Bizler kul değiliz, tıpkı sizler gibi bu ülkenin değerli, onurlu, duyarlı vatandaşlarıyız…
Özellikle sesini çıkarmaya çalışan yarınımızın teminatı gençlerimize orantısız güç kullanma. Size çiçek uzatan, azığını ve çayını sizlerle paylaşan, memleket için canınızı feda ettiğinizde sizin ölümsüzlüğünüzü haykıran canlara 1 m. mesafeden gaz püskürtme. Çocuklarımızı yerlerde sürükleme, üstlerine hep beraber çullanma. Halkının sizlere olan sevgi ve saygılarını hoyratça tüketme. Parti bayrakları ile değil, vatanının bayrakları ile meydanları dolduranları amansızca coplama. Bu adaletsizliği bizlere reva görenlerin emir erleri ve kulları gibi davranma. Sizler Türkiye Cumhuriyeti’ nin neferlerisiniz, zulmedenin tebası değilsiniz, unutma!
Aranızda olan bazı polis arkadaşlarınıza ama özellikle de bazı bayan memur arkadaşlarınıza bir şeyi hatırlatmak istedim. Bugün o üniformayı erkek arkadaşlarınızla birlikte giymenizi sağlayan, aile mirasından erkek kardeşiniz kadar miras alma hakkını sizlere tanıyan, dilediğiniz an ve saatte özgürce toplumun arasında olmanızı sizlere sağlayan cumhuriyet rejimi, laiklik ve demokrasi yönetim biçimidir. İşte bunun için meydanda karşınızda durana gördüğüm öfkenizin sebebi nedir? Sizlerde bir anne babanın evladı ve onların kıymetlisi değil misiniz? Nasıl bu kadar öfke ve nefretle gidiyorsunuz ��zerlerine pırıl pırıl çocuklarımızın?
Yok illa da ben bir polisim. Madem ki belimde silah, üzerimde üniforma, elimde gaz ardımda toma var ve bunu seve seve kullanacağım vatanımın bekası için deyip, hapishaneleri de bu vatan hainleri ile dolduracağım diyorsan…
Sana bir kaç hatırlatma yapayım öyleyse…
Türk bayrağını değil hilafet bayrağını açarak yürüyen, şeriat isteriz diye böğüren, sırf başı açık diye belki de annene, eşine kızına salyalarını akıta akıta küfür eden cumhuriyetimizin düşmanları var mesala. Caddelerimizde hoyratça yürürlerken de orada olmalısın.
Anayasa olarak müsade edilmeyen tarikat şeyleri ve mürütleri, memleketin farklı köşelerinde çocuklarımızı bademlerken de oralarda olmalısın.
Nereden geldiği belli olmayan milyonlarca kaçak göçmen sınırlarımızı delip şehirlerimizi istila ettiğinde, şehirlerimizin caddelerinde eylemler yaptığında, ailelerimize, çocuklarımıza pis emelleri ile yaklaştığında da oralarda olmalısın.
Defalarca başvuru yapmalarına rağmen evlerinde, sokaklarda canları alınan kadınlarımızı korumak için de oralarda olmalısın.
Resmi dairelerimizden TC ibaresi, okullarımızdan andımız kaldırılırken de oralarda olmalısın.
Dedenin, atalarının kanları pahasına sana bıraktığı bu vatan, parsel parsel araplara satılırken de oralarda olmalısın.
Bu milletin ‘’……… mına koyacağız’’ diyene tüm ihaleler aktarılırken de oralarda olmalısın.
Bu ülkede yüzlerce, binlerce fetöcü öğretmen, mühendis, doktor, savcı, hakim, asker, devlet memuru, işçi, patron, sporcu, manav, kasap, berber ve seyyar satıcı vs varken tek bir tane AKP li belediye başkanı, siyasetçi ve milletvekilinin fetöcü çıkmadığında da orada olmalısın.!
O kadar çok orada olman gereken yer var ki, burada saymakla bitmeyecek.
Gel sen en iyisi görevin ve aldığın emir gereği olamadığın yerlerde, senin içinde oralarda olanlara bu kadar orantısız güç kullanma. Kullanan arkadaşlarına da sen uyma. Orman yangınlarımıza su püskürtecek uçaklar yerine toplumsal hareketliliklerden korkarak sana fazla fazla teslim edilen tomalarınla kendi onurlu halkını ıslatarak, biber gazını püskürterek, neresine gelirse orasına bütün gücünle vurarak, saçlarından sürükleyerek, küfür ederek, terorist muamelesi yaparak dağıtmaya çalıştığın o kalabalıklar…
Gelecekte hak ettiğin ek göstergeyi ve insanca yaşamanı sağlayacak maaşını ve bir gün elbet ihtiyaç duyacağın bağımsız yargıyı ve sosyal adaleti sana sağlayacak olanlardır. Seni ve arkadaşlarını 21 yaşında ağzı süt kokan bir milletvekili oğlunun karşısına tuzluk gibi sıralayıp, üzerindeki üniformana asla hakaret edilmesine izin vermeyecek olanlardır. İşte bunu hiç unutma erik dalı oynayana, örümcek adama, semazene ve binlercesine plastik mermi kullanırken, gaz püskürtürken, durup dururken sopalarken, büyük bir haz alırmışçasına dayaktan geçirirken ve yerlerde sürüklerken olur mu?
Yarınlarının teminatı kendilerinden ve şahsi çıkarlarından başka hiç bir şey düşünmeyen kirli siyasetçiler değil, tertemiz, masum, senin kahraman halkındır. Bu sebeple sen sen ol, önce anne ve babana bir hediye, eşine onurlu bir yaren, çocuklarına örnek bir kahraman, sonra da vatanına aşık adil bir nefer ol.
Yok illa da olmayacağım ben diyorsan da ne diyeyim ki ben başka sana…
0 notes
hunlu · 8 months ago
Text
Cumhuriyetimiz bugün 101 yaşında.!
Peki, nedir Cumhuriyet?
Cumhuriyet, asla kula kulluk etmek değildir.
Cumhuriyet, sorgusuz ve sualsiz biyat etmek de değildir.
Özgürlüğümdür benim Cumhuriyet.
Eşit haklarım, bağımsızlığım ve çağdaşlığımdır Cumhuriyet.
Onurumdur, vazgeçmem.
Gururumdur, çiğnetmem.
Cumhuriyet Ata’ mın bana kutsal emanetidir.
Cumhuriyet çocuğuma koşulsuz vasiyetimdir.
Bu güzel vatanın bahçesinde vefa kokulu, kırmızı bir güldür Cumhuriyet.
Bu özgür vatanın her köşesinde nice emek, nice fedadır Cumhuriyet.
Cumhuriyet ekmeğim, aşım, benim dik başımdır.
Cumhuriyet toprağım, başı göklere ulaşan ulu ağacımdır.
100 yıldır sahip çıkanlara ve,
Nice yüzyıllarca sahip çıkacaklara,
Yaşasın tam bağımsız Türkiye,
Yaşasın şanlı Cumhuriyet.!
2 notes · View notes
hunlu · 8 months ago
Text
#cumhuriyet
#mustafakemal ataturk
0 notes
hunlu · 10 months ago
Text
9 EYLÜL İZMİR VE NARİN
Ne kadar Narin’ di oysa ki İzmir. Bir 15 Mayıs sabahı, kirli çizmeler ile üzerine basılmadan önce. Kirlettiler, zulmettiler, pis emelleri için tüm nimetlerini hoyratça kullandılar.
Hasan Tahsin’ in sıktığı ilk ve tek kurşundan 3 yıl sonra binlercesine maruz kalınca da anında kaçtılar bu zalimler geldikleri yerlere. Kaçarlarken yetmemiş gibi yine yıktılar, yağmaladılar ve yaktılar güzel ve narin İzmir’ imizi.
Keşke yunan galip gelseydi, öyle mi? !!
Sizi gidi oksijen israfı vatan hainleri. Bu coğrafyada aldığınız her nefes haram olsun size. Size uygun bir kelime yok maalesef benim lugatımda. Kahpesiniz bile diyemiyorum sizlere, ki dersem sizlerden bin kez daha makbul tüm kahpelere bile haksızlık yapmış olacağımdan utanacağım için.
İzmir’ e biraz uzak bir memleket köşesindeydi başka bir narin. İğrenç emelleri için kirlettiler, kolunu bacağını kırdılar, boğdular, küçücük canına kıydılar. Kitleler halinde bu suçu örtbas ettiler üstelik, sustular, sustular yine sustular günlerdir. Ağızlarından hiç düşürmedikleri Allah’ tan da hiç korkmadılar bunu Narin’ e reva görenler ve yine, yeniden bir kez daha hiç utanmadılar.
Yerlerine nerede ise bizim utandığımız bu rezil suçu işleyenlerin de susanların da suratları tükrüklere boğulsun. Aynı acılarla sınanasınız, aynı korkularla ölümle yüz yüze gelesiniz doğanın döl ve oksijen israfları. Bir kuş, bir böcek kadar katkınızın olmadığı bizlere emanet bu kadim topraklar, asla almasın, kabul etmesin sizleri, günü geldiğinde içine…
Narin bir şehrin doğum günü kutlu, yarınları layık olduğu gibi daima umutlu olsun. Onu bu memlekete katan, yeniden doğması ve yaşaması için kendi canından vaz geçenlere de binlerce selam olsun.
Narin bir şehir yeniden doğarken, narin bir masumun yaşam hakkını elinden alanlara da lanetler olsun. Elbet bir gün yani hep beklediğimiz o tarihi gün geldiğinde hepiniz ama hepiniz hesap vereceksiniz o yargıya ve gerçek adalete…
Narin yavrumuzu yaşatamadık yine, nice masum canları yaşatamadığımız gibi. Koruyamadık masumlarımızı, kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuklarımızı. Koruyamadığımız ormanlarımız, börtü böceğimiz ve sokaklarda yaşayan dostlarımız gibi. Ve yine beceriksiz ve suskun kaldık ne yazık ki.
Uzanamadı kolumuz kanadımız, yine yetmedi feryadımız, ahımız. Çok ama çok üzgünüm…
Ama bugün senin doğum günün şanlı İzmir. Tüm bu acılarımıza ve yutkunluğumuza inat, sen ilelebet yaşayasın istiklal harbimizin simgesi narin İzmir…
Dağlarında çiçekler eksik olmasın…
Hakan ÜNLÜ
09.09.2024
1 note · View note
hunlu · 10 months ago
Text
30 Ağustos Zafer Bayramı…
Bugünün bir evveli olan 29 Ağustos, bireysel olarak özel bir gün belki de hafızalarımızda. Farkında isek tanıdıklarımızdan birisi veya bir çokları için muhtemelen özel bir gündür belki de. Ama hiç tanımadığımız onca kişi için belki bir doğum, belki bir izdivaç belki bir veda ve bir hüzün…
Bugün 30 Ağustos. Ömrümüzde karşıladığımız bu yeni yaz için artık takvimin son günü. Ardından sonbahara merhaba dedirtecek ve onu huzurumuza buyur edecek olan…
Peki, bunlardan daha öte bir gün olabilir mi 30 Ağustos, sadece farkında olabilenlere özel?
Dünya coğrafyasında her zaman kendi kirli çıkarları dışında asla farklı davrandığına şahit olunamayan bazı ulusların gözünde, zavallı, aciz ve hasta teşhisli, saraylarında nice kirli oyunların döndüğü, halkından açık ara kopuk, dünya gerçeklerinden artık bir o kadar da uzak bir devletin emperyal sofrasında ki paylaşma sevdasına “siz avucunuzu yalarsınız ancak” dedirten…
Başlangıcı Çanakkale, nihayeti Dumlupınar ile anılan büyük bir zaferin tarihidir aslında bugün.
Cebren ve hile ile tüm kaleleri zapt edilmiş, tüm silahlarına el konulmuş ve İstanbul dahil nerede ise her köşesi işgal edilmiş aziz bir vatan. İktidara sahip olanlar ise bu duruma tamamen sessiz ve apaçık ihanette. Yıllar süren bitmeyen savaşların tedariğinde ancak hatırlananlar, yoksulluğa ve yoksunluğa sürüklenenler artık pusatsız, duldasız ve üryan.
Tam 3 yıl, 4 ay boyunca, bu coğrafyada şimdi yaşayanların namusu, onuru ve bağımsızlığı için sürdürülen amansız bir harbin son noktası. “Geldikleri gibi giderler” in yıllar öncesi öngörüsü ve ispatı…
Bugün 31 Ağustos. Dün sosyal medyada paylaşımlar yapan ve Zafer Bayramı’ nı kutlayan Mustafa Kemal’ in sayısız askerleri için yeni bir gündem ve sırası gelmesi beklenen diğer paylaşımlara gebe yeni bir gün. Bunun dışında dün bitti, geçti ve gitti…
Ama bazılarımız için hala bitmedi ve bitmeyecek dün ve kazanılan şanlı zafer.
Ülke tüm vatan hainlerinden arındırılıp, vicdanlar temizleninceye dek. Vatan yeniden uğrunda feda olununcaya dek. Fikri, vicdanı ve irfanı hür nesiller yetişinceye dek. Küçüklerin korunacağı, büyüklerin sayılacağı, yurdun ve milletin özden çok sevileceği, ulusun topyekün yükseleceği ve ileri gideceği yeni güne denk. Yıllarca içilen andın gerçekleştirileceği o güne dek hiç bitmeyecek…
Yaşasın ilelebet payidar kalacak, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti...
Hakan ÜNLÜ
1 note · View note