Tumgik
icimdebirulke · 8 years
Photo
Tumblr media
tartini bir gece rüyasında ruhunu şeytana sattığını görür. şeytan tüm isteklerini yerine getirdikten sonra tartini kemanını uzatır ve şeytanın çalıp çalamayacağını görmek ister. bundan sonra duyduklarını ise kendi deyimiyle hayal bile edemeyeceği güzellikte, akıl almaz ve büyüleyici olarak tasvir eder. öyle ki nefesi kesilmiş ve uykusundan uyanmıştır. derhal kemanına sarılır ve rüyanın etkisiyle bu sonatı yazmaya başlar. her ne kadar bestelediği en başarılı eser olduğunu kendi de kabul etse de rüyasında duyduğu müzikle bestesi o kadar uzaktır ki kemanını parçalayıp müziği sonsuza dek bırakmayı düşünür. - Giuseppe Tartini - Devil's Trill Sonata https://youtu.be/Zl9FTlKK1e0
5 notes · View notes
icimdebirulke · 8 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
WASTE LAND - ÇÖPLÜK Dunyanin bagirsaklarinda yasayan umut, nese, ofke ve caresizligi beraber yasayan; insan olanlari anlatan belgesel. tolkien'in bir siirinden su dizeleri cagristirir: ''Altın olan her şey parlamaz, Başıboş dolanan herkes kaybolmuş değildir.""
4 notes · View notes
icimdebirulke · 9 years
Photo
Tumblr media
1957 yılında Amerika nın güneyine araştırma yapmak üzere üs kuran Nasayı Bir gün küçük bir Kızılderili çocuk farkeder Ve koşa koşa epeyce uzakta bulunan kamplarına gidip büyükbabasına haber verir - Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş, aşağıdaki vadide gördüm ... - Çok kalabalıklar ve bir şeyler yapıyorlar ... Yaşlı Kızılderili homurdanmaya başlar, belli ki epeyce sinirlenmiştir ... - Onlarla konuştun mu ...? - Hayır, beni görmediler ... - Ben büyük tepenin üzerinden onları izledim ... - O zaman yarın yanlarına git ve orada ne aradıklarını sor ... Küçük kızılderili ertesi sabah yola koyulur ... Üsse varır ve beyaz adamlardan birinin yanına gidip ... - Burada ne yapıyorsunuz ...? Beyaz adamlardan birkaçı küçük kızılderilinin basını okşarlarlar ... Ona gülümserler ve ... - Hani geceleri gökyüzünde parlayan birşey var ya, biz buradan onu seyrediyoruz ... - Ay ımı ...? - Peki ama neden ...? Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine gülümseyerek yanıtlarlar ... - İleride ... - Çok yıllar sonra buradan oraya insanları götürebilmek - Ve orada yeni bir hayat kurabilmek için ... - Anladın mı ...? Küçük kızılderili şaşkınlığını gizlemeye çalışarak ... - "Anladım" der ve koşa koşa uzaklaşır. Öyle hızlı koşmuştur ki, kampa geldiğinde konuşamaz haldedir ... Hemen büyükbabasının yanına gider ve kendisine söylenenleri bir bir anlatır ... Yaşlı Kızılderili torununun anlattıklarını dinledikten sonra iyice sinirlenir ... Bağırıp çağırmaya başlar ... Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır ... Hayvan derisi üzerine kızgın bir çubukla... Ve kendi lisanınca yazdığı not u torununa uzatarak der ki ... - Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki ... - Bunu büyükbabam gönderdi ... - Oraya, yani Aya gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz ... Küçük Kızılderili kendisine söyleneni aynen yapar ... Üsdeki beyaz adamlardan birine notu verir ... Büyükbabasının söylediklerini de iletir ve yine koşar adım uzaklaşır ... Üs çalışanları, belli bölümleri yakılmış deri parçasına bakıp, bakıp saatlerce gülerler ... Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, Yaşlı Kızılderili o notla ... Sözde ayda yaşayanlara nasıl bir mesaj iletmek istedigini merak etmeye başlarlar ... Bu merak günden güne öylesine büyür ki, bir tercüman çağırmaya karar verirler ... Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve merakla beklemeye başlarlar ... Bu arada gülüşmeler hala ara ara devam etmektedir ... Tercüman deri parçasını eline alır, okur ve ağlamaya başlar ... Herkes şaşkındır, gülüşmeler yerini iyiden iyiye meraka bırakmıştır ... Tercüman yaşlı gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki ... - Not aynen şöyle; - Bu adamlara dikkat edin, elinizden topraklarınızı almaya geliyorlar ...!
4 notes · View notes