Tumgik
ingilizce-turkce · 7 years
Text
İngilizce Aşk Sözleri İngilizce kısa aşk sözleri
İngilizce Aşk Sözleri, İngilizce kısa aşk sözleri, İngilizce aşk mesajları, İngilizce sevgi sözleri, İngilizce aşk sözleri ve anlamları. İngilizce aşk sözleri ve Türkçeleri. aşk Kalbimi sana verdim. İngilizce güzel sözleri sevdiğinize gönderebilirsiniz. İngilizce aşk sözleri türkçe anlamlı I love you. Seni seviyorum. I’m madly in love with you. Deli gibi aşığım sana. I will love you forever and ever. Seni hep seveceğim./Seni sonsuza değin seveceğim. I’ll love you forever – with all (of) my heart and soul. Bütün kalbim ve ruhumla seni sonsuza kadar seveceğim. You are always in my heart. Her zaman kalbimdesin. My heart… My soul… Canım… Ruhum… I feel so empty inside without you. Bana sensiz her şey bomboş geliyor. I feel so empty inside without you by my side. Sen yanımda yoksan her şey bana bomboş geliyor. I am nothing without you. You are my everything. Ben sensiz bir hiçim. Sen benim her şeyimsin. You belong to me. Sen benimsin. I can’t live without you. Sensiz yaşayamam. I wish you were mine. Keşke benim olsan. If only we were together (now). Ah, şu an birlikte olabilseydik! I wish you were here. Keşke şu an burada olsaydın. İngilizce benimle evlenir misin ne demek? Will you marry me? Benimle evlenir misin? Please talk to me. Susma, konuş benimle, lütfen. Whisper sweet things into my ear. Kulağıma tatlı sözler fısılda. I am head over heels in love with you. Sana sırılsıklam aşığım. I’ll never forget you. Seni hiç unutmayacağım. I will always remember you. Seni herzaman hatırlayacağım. Let’s kiss and make up. Hadi öpüşüp barışalım. You’re my only one. Bir tanemsin… Tek sevgilimsin. You are my one and only sweetheart. Yegane sevdiğim sensin. Don’t ever leave me. Beni asla bırakma. I love you more and more with each passing day. Her geçen gün seni daha çok seviyorum. I miss you more and more with each passing day. Her geçen gün seni daha çok özlüyorum. I need you. Sana ihtiyacım var. İngilizce ayrılmak ne demek, İngilizce ayrılık sözleri You know that my boyfriend/girlfriend and I are breaking up. Biliyorsun erkek arkadaşımla/kız arkadaşımla ayrılıyoruz. You know that my wife/husband and I are breaking up. Biliyorsun karımla/kocamla ayrılıyoruz.
14 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
İngilizce bağlaçlar konu anlatımını
İngilizce bağlaçlar ve kullanımları, İngilizce bağlaçlar conjunctions. İngilizce bağlaçlar konu anlatımını sayfanın en altında bulabilirsiniz. Bağlaç nedir? Bağlaçlar sözcük ya da cümleleri birbirine bağlamamıza yarayan kelimelerdir. İngilizce bağlaçlar listesi – İngilizce bağlaçlar tablosu İngilizce de en çok kullanılan bağlaçlar. İngilizce Türkçe İngilizce Cümle Türkçe Anlamı after sonra After I finished the report, I went out for lunch. Raporu bitirdikten sonra, yemeğe çıktım. although rağmen, karşın Although it was raining, she went out for a walk. Yağmura rağmen dışarıya yürüyüşe çıktı. even though rağmen, karşın Even though she is good at music, she doesn’t want to be a musician. Müzikte iyi olmasına rağmen, müzisyen olmak istemiyor. though rağmen, karşın Though she was inexperienced, they preferred her. Tecrübesiz olmasına rağmen onu tercih ettiler. and ve, ile Cats and dogs don’t get along well. Kediler ve köpekler iyi geçinemezler. as çünkü, -iken, gibi As it was very cold, we decided to eat inside the restaurant. Çok soğuk olduğu için restoranın içinde yemeğe karar verdik. assuming that farzedelim ki, varsayarak She hopes to go on a long vacation, assuming she passes all her exams. Bütün sınavlarını verdiğini varsayarak uzun bir tatile gitmeyi umuyor. because çünkü, nedeniyle, -dığı için She went to bed early because she was tired. Yorgun olduğu için erkenden yattı. before önce Before she left home, she had made a phone call. Evden çıkmadan önce bir telefon görüşmesi yaptı. but ama, fakat, ne var ki He was driving the car fast but carefully. Arabayı hızlı fakat dikkatli sürüyordu. either… or ya … ya da … Either you leave or I’ll call the police. Ya gidersin ya da polisi arayacağım. for için, nedeniyle, amacıyla Whales face danger of extinction for man hunts them in large numbers. İnsanlar büyük miktarlarda avlandıkları için balinalar soylarının tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar. if eğer, -se, -sa If you were a bit more responsible, you wouldn’t be in this mess. Eğer birazcık daha sorumlu olabilseydin, bu karmaşanın içinde olmayacaktın. if -ıp -ıpmadığını I don’t care if he likes it or not – I’m coming! İsteyip istemediği umrumda değil, geliyorum. inasmuch as çünkü, -diğine göre Art is a reality, not a definition; inasmuch as it approaches a reality, it approaches perfection. Sanat, gerçeğin kendisidir, tanımı değil; çünkü gerçeğe yaklaştıkça mükemmelliğe yaklaşır. lest -ecek diye, -masın diye They didn’t turn the volume up lest they may disturb the neighbours. Komşuları rahatsız etmesinler diye sesi çok açmadılar. neither… nor ne… ne de I neither know nor care where he is. Onun nerede olduğunu ne biliyorum ne de önemsiyorum. nor ne, ne de He doesn’t like meat, nor does he like fish. Ne eti ne de balığı sever. once bir kez, -ir -mez Once you make a mistake, you should correct it immediately. Bir kere hata yaptığında, onu hemen düzeltmen gerekir. or veya, ya da I will stay in a dormitory or rent a house. Yurtta kalacağım ya da ev kiralayacağım. otherwise aksi takdirde I’d better write it down, otherwise I’ll forget it. Yazsam iyi olur, aksi taktirde unutacağım. provided (that) koşuluyla, … olmak kaydıyla He may come along, provided that he doesn’t make noise. Ses çıkarmamak koşuluyla, gelebilir. providing eğer, şayet, şartıyla You friends can also come to the party providing they bring their own drinks. Kendi içeceklerini getirmeleri koşuluyla partiye arkadaşların da gelebilir. since -den beri We haven’t seen each other since we left school. Okuldan ayrıldığımızdan beri birbirimizi görmedik. since için Since they didn’t wait for me, I had to go alone. Beni beklemedikleri için yalnız gitmek zorunda kaldım. so bundan dolayı, bu yüzden My knee started hurting so I stopped running. Dizim ağrımaya başladı bu yüzden koşmayı bıraktım. so that için, böylece I wrote down a to-do list so that I could remember everything. Yapılacaklar listesi yazdım, böylece her şeyi hatırlayabildim. supposing varsayalım ki, eğer We’d love to see you on Saturday, supposing I don’t have to work that day. Eğer o gün işim olmazsa seni Cumartesi görmekten mutluluk duyarız. than -dan, -den It cost less than I expected. Beklediğimden az tuttu. that -dığı I am not sure that he will come. Geleceğinden emin değilim. unless -mazsa, -madıkça Unless this case explained properly, it will continue to confuse people. Bu olay doğru dürüst açıklanmadıkça, insanların kafasını karıştırmaya devam edecek. until -değin, -e kadar I had never heard of that author until you told me about her. Sen bahsedene dek o yazarı hiç duymamıştım. till -değin, -e kadar She will wait for me till I finish my work. İşimi bitirene kadar beni bekleyecek. whenever her ne zaman olursa, her … -diğinde I feel very happy whenever I see him. Onu her gördüğümde mutlu oluyorum. where nereye, -dığı yerde Could you tell me where the hospital is please? Lütfen hastanenin nerede olduğunu söyler misiniz? whereas -iken,-diği için, ise He must be about fifty, whereas his wife looks about thirty. O elli yaşında olmalı, eşi ise otuzunda görünüyor. wherever her nerede, neresi Wherever you live, there will always be disadvantages. Her nerede yaşarsan yaşa, hep bir dezavantaj olacaktır. whether … (or not) olup olmayacağını, -ip -meyeceğini I doubt whether it’ll work. İşe yarayıp yaramayacağından şüpheliyim. while sırasında, -iken While I was walking up the street, I ran into an old friend of mine. Sokakta yürürken eski bir arkadaşıma rastladım. yet fakat, ancak She didn’t feel well, yet she still went to work. Kendini iyi hissetmiyordu, fakat işe gitti. just as -ken Just as I was leaving home, the postman arrived. Tam evden çıkarken postacı geldi. İngilizce bağlaçlar içeren cümle örnekleri ve Türkçe anlamları İngilizce bağlaçlar ve kullanımları I stopped at the bank after I went to the grocery store. Manava gittikten sonra bankada durdum. They went on a picnic although it was raining. Yağmur yağmasına rağmen pikniğe gittiler. He treated as if he was a king. Sanki kralmışcasına davrandı. He walks as though he was an old man. (But in fact he’s a young man) Yaşlı bir adammış gibi yürüyordu (ama gerçekte genç biriydi). You can go out as long as you come home before midnight. Geceyarısından önce döndüğün sürece dışarı istediğin kadar çıkabilirsin. I took my umbrella because it was raining. Şemsiyemi aldım çünkü yağmur yağıyordu. We left before the game was over. Oyun bitmeden önce ayrıldık. Even if I were to ask him, he would answer vaguely. Ona sorsak bile, anlaşılmaz şekilde cevaplayacaktır. He bought the car even though it was expensive. Pahalı olmasına rağmen arabayı satın aldı. If it rains, I will use an umbrella. Eğer yağmur yağarsa, bir şemsiye kullanırım. In order that you may pass the exam, we recommend you read through all your notes. Sınavı geçebilmeniz için, tüm notlarınızı okumanızı öneriyoruz. How to be happy and well rather than sad and sick? Üzgün olmak ve kötü hissetmek yerine nasıl mutlu ve iyi hissedilir? It has been a year since I saw her. Onu gördüğümden beri bir yıl oldu. I am saving money so that I can buy a car. Para biriktiyorum, böylece bir araba alabileceğim. The word processor that is used most often is WordPerfect. En sık kullanılan kelime işlemci WordPerfect’tir. It’s hard work; I enjoy it though. Zor iş, yine de hoşlanıyorum. Unless she hurries up, we won’t arrive in time. Acele etmediği sürece, zamanında varamayacağız. Yesterday, he lay in bed until ten o’clock. Dün, saat ona kadar yatakta yattı. He went to the Guggenheim museum when he was in New York. New York’ta iken Guggenheim Müzesi’ne gitti. Whenever he wasn’t feeling well, he would just sleep. Ne zaman kendini iyi hissetmese, uyuyuverirdi. She asked where he was. Nerede olduğunu sordu. Wherever there are computers, there is software. Bilgisayarların olduğu her yerde, yazılım vardır. Parents should consider whether their children want to go school alone or not. Ebeveynler, çocuklarının okula tek başına gidip gitmek istemediğini göz önüne almalılardır. While I was at the bathroom, he was watching TV. Ben banyodayken, o televizyon seyrediyordu.
10 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce konu anlatımlı video izleyerekte ingilizce dili
Zengin bir gramer kitabı niteliğinde kullanabileceğiniz English Home sitesinde,öğrenme seviyenizi ve gelişim performansınızı ilerletmek açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Gramer bölümünde yer alan 100 derslik konuların tamamını, düzenli olarak çalıştığınızda 6 ay içinde bitirilebilir ve bu da, başlangıç düzeyinden itibaren çalışmaya başlayan bir kişinin ileri düzeye ulaşması anlamına gelir. Bir kullanıcı kendi seviyesine uygun bölümden başlayarak gramer konularını sırasıyla çalışabilir. İlk seviyeden başlayan bir kullanıcı her gün bir konu çalışırsa yaklaşık olarak üç ya da dört ayda tüm konuları bitirebilir. Eğer her gün çalışamayacağını var sayarsak, başlangıç düzeyinden ileri düzeye kadar tüm konuları çalışmak ve öğrenmek için en az altı ya da sekiz ay gereklidir. Bir gramer konusunu çalıştıktan sonra hemen diğerine geçmek öğrenme kalıcılığı açısından hiçbir fayda sağlamaz. Gramer konusu çalışıldıktan ve iyice anlaşıldıktan sonra mutlaka konuyla ilgili quizler çözülmeli, eğer hala tam anlaşılmadıysa internetteki diğer kaynaklara ulaşılarak olabildiğince fazla quiz çözülmelidir. Konu anlatımından sonra sunulan quizlerden yüzde 80’in üstünde başarı sağlanmalıdır. Ayrıca yabancı dili çalışmak için en iyi yöntem, kendinize sağladınız bir sistematikle çalışmaktır. Yani "gramer bölümünü bitireyim daha sonra nasılsa kelime ezberlerim" mantığı yabancı dil öğrenmenin ve anlamanın doğasına terstir. Bu yüzden gramer çalışmalarına başlayan bir kişi, mutlaka gramer dersleriyle birlikte kelime, okuma, anlama ve konuşma çalışmalarını sistemli bir şekilde birlikte yürütmelidir. Ayrıca sadece ingilizce konu anlatımlı video izleyerekte ingilizce dili öğrenilmez. İngilizce konu anlatımlı videolar izlemek sadece konuyu kavramanıza yardımcı olacaktır. Sitedeki konuları pekiştirmek için faydalı linkler bölümünden konuyla ilgili videoyu izleyebilirsiniz. Daha iyi pekiştirmek için konuyla ilgili quiz ve alıştırma yapmak gerekir. Sistemli bir şekilde her konu çalışıldıgında mutlaka karşınıza çıkan anlamını bilmediğiniz kelimeler ezberlenmeli. Extra olarakta ezberlediğiniz yeni kelimelerle kendi çapınızda cümleler kurmalısınız. Örneğin; simple present tense konusunu işlediniz ve bu konuyla ilgili örneklere bakıp sizde farklı cümleler yaratarak konuyu pekiştirmelisiniz. Yazdıgınız cümleleri çevrenizde ingilizce bilen birine kontrol ettirip yanlışlarınızı öğrenip eksikliklerinizi tamamlamalısınız. İngilizcede edinilmesi gereken 4 tür beceri vardır. Bunlar; dinleme,konuşma,okuma ve yazmadır. Bu becerilerin hepsi birbirine bağlıdır. İngilizceyi konuşabilmek kadar dinlemekte önemlidir yani dinlediğini anlamak. Karşınızdakini anlayamadıktan sonra ingilizce konuşabilmeninde pek bir mantığı yoktur. Yukarıdada bahsettiğim gibi bu 4 beceriyi sistematik bir şekilde anlamak ve pekiştirmek çok önemlidir. Boş zamanlarınızda yapabileceğiniz basit ingilizce hikaye kitapları okumak ve ingilizce müzik dinlemek pekiştirmek açısından da size çok büyük katkıları olacaktır. Yine bilmediğiniz kelimeleri not alıp anlamını öğrendikten sonra ezberleyip aynı hikaye kitabını yeniden okumanın ayrıca faydası vardır.
3 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
Simple Future Tense (Will ve Be Going To ile) / Gelecek Zaman Özet Anlatım ve Örnekler
Simple Future Tense ( Will ve Be Going To ile) / Gelecek Zaman Will ise konuşma anında karar verilen işleri anlatmada kullanılırken, be going to önceden kararlaştırılmış veya gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılan durumlar için kullanılır. Gündelik kullanımda bu ayrıma çok dikkat edilmez. Will ve be going to kullanımı ve aralarındaki farklar ile ilgili daha geniş bilgi için konunun ayrıntılı anlatımını inceleyiniz. She will visit her mother tomorrow. (Yarın annesini ziyarete gidecek.) I will send the mail to you. (Postayı sana göndereceğim.) Be careful! You are going to fall. (Dikkat et! Düşeceksin.) She is going to come late. (Geç gelecek.) They are going to speak me. (Benimle konuşacaklar.) Simple Future Tense Olumsuz Cümleler Will ile kurulan cümlelerde will den sonra be going to ile oluşturulan cümlelerde ise "am, is, are" dan sonra not kullanılarak cümle olumsuz hale getirilir. will not kısaca won't olarak kullanılabilir. They won't know the truth. (Gerçeği bilmeyecekler.) We aren't going to work at the weekends. (Hafta sonu çalışmayacağız.) I am not going to watch TV tonight. (Bu gece TV izlemeyeceğim.) Simple Future Tense Soru Cümleleri Will ve am, is, are cümlenin başında kullanılır. Will you marry me? (Benimle evlenir misin?) Is it going to rain this afternoon? (Bu öğleden sonra yağmur yağacak mı?) Aren't we going to do shopping? (Alışveriş yapmayacak mıyız?) Simple Future Tense Be Fiili - İsim Cümleleri Will + be ve be going to + be kalıplarıyla cümle oluşturulabilir. I am going to be a doctor. (Doktor olacağım.) We will not be unsuccessful. (Başarısız olmayacağız.) It wont be good for you. (Senin için iyi olmayacak.) Will you be there on time? (Zamanında orada olacak mısın?)
4 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
Hansel ve Gretel İngilizce Özet
Hansel and Gretel English Summary / Hansel ve Gretel İngilizce Özet Once upon a time, in a faraway forest, there lived a poor woodcutter, his wife and their two young children. The boy’s name was Hansel and Gretel. The woodcutter was so poor that the family had very little food to eat. So one night, the woodcutter’s wife said, “We cannot take care of the children anymore. You must take them to the middle of the forest and leave them there.” The two children heard their parents talk and they were very scared. “We don’t want to live in the forest!” they said to each other. So, clever children came up with a plan to save themselves. That night, they quietly filled their pockets with tiny pebbles. The next morning, as the woodcutter took them the middle of the forest, Hansel and Gretel dropped the pebbles all along the way. When their father left them, all they had to do was to follow the line of pebbles back home! The woodcutter and his wife were surprised to see the children back home. “We must take them again tomorrow,” they said. Hansel and Gretel were very worried now. “All our pebbles are gone! What do we do now?” the cried. “I have an idea!” said Hansel. “We can drop bread crumbs this time!” So, the next morning, when the woodcutter took the children deep inside the forest to leave them there again, the children dropped crumbs of bread all along the way. But sadly for children, the animals and birds had eaten up all the crumbs! Now, Hansel and Gretel walked and walked but couldn’t find their way back home. Suddenly, hidden in the trees, they saw a strange house made of candy, cookies, chocolate and everything delicious. “This is a gingerbread house!” cried Gretel happily. The children were so hungry that they started gobbling up the house at once. Now this house actually belonged to an old witch who loved to eat little children. Just as Hansel and Gretel were eating her yummy door, she pounced on them and locked them inside! “I shall fatten you up and eat you!” she said with a wicked laugh. The wicked witch locked Hansel in a cage. Then, she turned to Gretel and said, “You! Little girl! Help me light the oven! When it is hot, I shall cook your bother and eat him up!” Poor Gretel was so afraid! Gretel quickly thought of a plan to save her brother. Just as the witch bent to check if the oven was hot, she gave her a big push from behind. The witch fell into the oven with a scream and Gretel quickly locked the oven door with the witch inside! Gretel rescued Hansel and the two children filled their pockets with all the witch’s jewels. Finally, they managed to find their way back home and gave all the jewels to their mother and father. Thanks to the clever children, the woodcutter and his family were never poor or hungry again!
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
Benimle evlenir misin?
Benimle evlenir misin? Will you marry me? Benimle evlenir misin? Will y marry me? Benimle evlenir misin? Tell me... will you be my wife? Hamile olsam...... benimle evlenir miydi, diye soruyordum Just a question Benimle evlenir misin? " Will you marry me? " Benimle evlenir misin? * but we do what we have to do * Benimle evlenir misin? Do you wanna marry me? Acaba benimle evlenir misiniz? Will you marry me? Benimle evlenir misiniz? Would you marry me? Carrie Bradshaw...... hayatımın aşkı...... benimle evlenir misin? Carrie Bradshaw...... love of my life...... will you marry me? Benimle evlenir mi ki? Would she fucking have me? Benimle evlenir misin Winnie? Will you marry me? Göbek adını bilmiyorum, Campbell...... benimle evlenir misin? I- don' t- know- your- middle- name Campbell...... will you marry me? Liz Parker...... benimle evlenir misin? Liz Parker...... will you marry me? “Benimle evlenir misin?” dedi. In reply, he asked, “Will you marry me?” Ryan, benimle evlenir misin? Ryan, will you marry me? İçindeki notta " Benimle evlenir misin? " yazıyor And the note inside says, " will you marry me? " Benimle evlenir misin? You' re with me marry?
3 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
çok teşekkür ederim
GP: Çok teşekkür ederim. BG: Ben teşekkür ederim. (Alkış) GP: Thank you very much.BG: Thank you.(Applause) Teşekkür ederim.- Hayır. Asıl ben teşekkür ederim No, thank you Teşekkür ederim- Hayır Paris' i görmeme izin verdiğin için ben teşekkür ederim Thank you.- No, I thank you. For letting me see Paris again Asıl ben teşekkür ederim No, no, no, thank you Davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim, Yüce Anne Thank you for inviting me, Great Mother Hayır, ben teşekkür ederim No, thank you very much Hayır, ben teşekkür ederim, Bud No, I thank you, Bud Hayır, ben teşekkür ederim No, thank you Ben teşekkür ederim Thank you, sir Ben teşekkür ederim Thanks for having me Ben teşekkür ederim Thank you, ma' am Yaşamama izin verdiğin için ben teşekkür ederim Thanks for letting me live Teşekkürler Declan, herşey için.Hayır, ben teşekkür ederim, Dal Thanks Declan, for everything Ben teşekkür ederim.- Umarım iyi vakit geçirmişsindir Thanks for eating with me Hayır, ben teşekkür ederim Edgar No, thank you, edgar Ben teşekkür ederim, Sally Thanksfor having me, Sally Ben Teşekkür ederim, Bayan Whitaker Thank you, Mrs. Whitaker Ben teşekkür ederim, savcı bey Thank you, counselor Ben teşekkür ederim, Benjy Thank you, Benjy Ben teşekkür ederim What' s wrong? Ben teşekkür ederim Thank you very much Martha ve ben, teşekkür ederiz Martha and me, we thanks you Ben teşekkür ederim efendim Thank you, sir Etrafa duyurduğun için...... asıl ben teşekkür ederim No, no, thank you...... for getting the word out Hayır, ben teşekkür ederim, Dal No, thank you, Dal
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce ben seni seviyorum
Hayır, çünkü ben sana aşığım No, it' s because I' m so in love with you Ben sana aşığım I am in love with you Ben sana aşığım I' m in love with you Ben sana aşık oldum Amanda, I am in love with you Hayır, ben sana aşığım Oh, no.I' m the one in love with you Ben sana aşığım Jake I am in love with you, Jake Ben sana aşıktım, sen beni kullanıyordun I was loving you, and you were fucking me Ben sana aşık olmayacağım ya da başka bir şey I' m not gonna fall in love with you or nothing Galiba, ben sana aşık oluyorum I think I' m faIling in love with you! Ben sana aşığım! I' m in love with you! Sen bana aşık olduğun için, ben de sana aşık oldum I fell in love with you because you fell in love with me Ben de sana aşık oluyorum I' m falling in love with you, too Ben sana hiç aşık olmadım ki Katherine I was never in love with you, Katherine Ama ben kesinlikle... sana aşığım tatlım But I' m definitely-- I' m in love with you, honey Galiba ben de sana aşığım I think that I am in love with you, too Sana aşığım ben L' m in love with you Ben de buraya, sana onların...... aşık olduklarını ve bu konuda bir şey yapmamız gerektiğini söylemeye geldim And now I' m here to tell you they are in love, and we gotta do something about that Ben sana bu barfikste sallanırken aşık oldum I fell in love with you on this junglegym Holly, sana aşığım ben Holly, I' m in love with you Aramızda geçenler gerçekti, sana aşık oldum ben There were real moments between us, I did fall in love with you Nasıl aşık olmam ben sana? How couldn' t I fall in love with thee?
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce senden hoşlanıyorum ne demek
Ben gerçekten senden çok hoşlandım ve kısa süre içerisinde sevdim.İnan hep aklımdasın,keşke şuan yanımda olabilsen aşkım İngilizce Çevirisi I really like you very much and I fell in love with you in a short time. Believe, you are always in my mind. I wish you could be near me now, my love.
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
SIMPLE PAST TENSE
SIMPLE PAST TENSE Geçmiş zamanda başlamış ve bitmiş olayları anlatırken Past Tense kullanılır. Example: I was a student two years ago. (+) I He was She It You We were They (-) I He wasn't She It You We weren't They (?) I Was He She It Were You We They
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
Düzensiz Fiiller
Düzensiz Fiiller 1. Hali Base Form 2. Hali Past Simple 3. Hali Past Participle Türkçe Anlamı awake awoke awoken uyanmak be was, were been olmak beat beat beaten vurmak become became become olmak begin began begun başlamak bend bent bent bükmek bet bet bet bahse girmek bid bid bid emretmek bite bit bitten ısırmak blow blew blown esmek break broke broken kırmak bring brought brought getirmek broadcast broadcast broadcast yayımlamak build built built inşa etmek burst burst burst patlamak burn burned/burnt burned/burnt yakmak buy bought bought satın almak catch caught caught yakalamak choose chose chosen seçmek come came come gelmek cost cost cost değer biçmek creep crept crept emeklemek cut cut cut kesmek deal dealt dealt anlaşmak dig dug dug kazmak do did done yapmak draw drew drawn çekmek dream dreamed/dreamt dreamed/dreamt rüya görmek drive drove driven sürmek drink drank drunk içmek eat ate eaten yemek yemek fall fell fallen düşmek feed fed fed beslemek feel felt felt hissetmek fight fought fought dövüşmek find found found bulmak flee fled fled firar etmek fly flew flown uçmak forbid forbade forbidden yasaklamak forget forgot forgotten unutmak forgive forgave forgiven affetmek freeze froze frozen donmak get got gotten elde etmek give gave given vermek go went gone gitmek grow grew grown büyümek hang hung hung asmak have had had sahip olmak hear heard heard duymak hide hid hidden saklamak hit hit hit vurmak hold held held tutmak hurt hurt hurt yaralanmak keep kept kept saklamak know knew known bilmek lay laid laid yaymak lead led led rehberlik etmek learn learned/learnt learned/learnt öğretmek leave left left ayrılmak lend lent lent ödünç vermek let let let izin vermek lie lay lain yalan söylemek lose lost lost kaybetmek make made made yapmak mean meant meant anlamına gelmek meet met met buluşmak pay paid paid ödemek put put put koymak read read read okumak ride rode ridden binmek ring rang rung çalmak rise rose risen yükselmek run ran run koşmak say said said söylemek see saw seen görmek sell sold sold satmak send sent sent göndermek show showed showed/shown göstermek shut shut shut kapamak sing sang sung şarkı söylemek sit sat sat oturmak sleep slept slept uyumak speak spoke spoken konuşmak spend spent spent harcamak stand stood stood ayakta durmak swim swam swum yüzmek take took taken almak teach taught taught öğretmek tear tore torn yırtmak tell told told anlatmak think thought thought düşünmek throw threw thrown fırlatmak understand understood understood anlamak wake woke woken uyanmak wear wore worn giymek win won won kazanmak write wrote written yazmak
2 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
Comparative Form of Adjactives
Comparative Form of Adjactives 1-Tek heceli sıfatların sonuna -er takısı gelir. Example: cold - colder Erzurum is colder than Antalya. 2-Sonu -e ile biten sıfatların sonuna -r eki gelir. Example: large - larger A is larger than B. 3- Bazı sıfatların sonundaki harf tekrar eder. Buna türeme denir. Example: hot - hotter Antalya is hotter than Erzurum. 4- Önünde ünsüz/sessiz harf bulunan ve -y ile biten sıfatlarda -y düşer, yerine -ier takısı gelir. Example: easy - easier Physiyal Education is easier than Maths. 5-İki veya daha fazla heceli sıfatların önüne daha anlamı veren more kelimesi gelir. Example: clever - more clever Ece is more clever than Esin. 6- Bazı sıfatlar 5 kuralın hiçbirine uymaz.Bunlara düzensiz sıfatlar denir. Example: good - better TV is better than radio. bad - worse Pencil is worse than pen. far - farther/further A is farther than B.
3 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce kelimeler ve anlamları ve okunuşları
Saatlerce kitapların başından kalkmadan, aynı soruları sürekli olarak çözmek zorunda olmadan veya bir kelimeyi öğrenmek için sayfalarca yazı yazmanıza gerek kalmadan, günde yalnızca 35 dakika çalışarak İngilizce öğrenmenin çok zahmetsiz ve keyifli yolları bulunuyor. Tüm bu düzeni anlamak ve ayak uydurmak için öncelikle İngilizce eğitiminin ikiye ayrıldığını bilmelisiniz. 1- Pasif İngilizce öğrenme Pasif öğrenme, hiçbir şey yapmadan öğrenmeye devam etme anlamına geliyor. Eğer İngilizce konuşulan ortamlarda bulunuyorsanız, İngilizce müzik dinliyorsanız, kitap okuyorsanız ve film veya dizi izliyorsanız pasif bir şekilde dili öğreniyorsunuz demektir. İngilizceye maruz kaldığınız her an öğrenme süreci devam eder. 2- Aktif İngilizce öğrenme Aktif öğrenmek için derslere katılmanız, ödevleri yapmanız ve İngilizce konuşmanız gerekiyor. Kısaca International House İstanbul’da bulunduğunuz sürece veya İngilizce konuşma sınıflarına katıldığınız sürece aktif İngilizce öğrenme süreciniz devam eder. 35 dakikalık çalışma rutini ile İngilizce öğrenme 35 dakika ne için yeterli olur demeyin. Sonuçta bazı sportif aktiviteleri de günde 35 dakika yapmanız vücudunuz için yeterli olabiliyor. İngilizce için de aynı şeyi düşünebilirsiniz. Aşağıdaki aktif İngilizce öğrenme yöntemlerini, günde 35 dakika yaparak İngilizce öğrenme sürecinizi hızlandırabilir, daha verimli hale getirebilirsiniz. Bu yöntemler ile aşağıdaki yeteneklere sahip olacaksınız • Kelimeleri daha iyi hatırlama • Gramer kurallarını daha iyi öğrenme • Okuduğunuzu veya duyduğunuzu daha iyi anlama • Yeni kalıpları keşfetme Ezberleme değil, edinme teknikleri. Bunu yapabilece­ğiniz birçok yöntem var fakat bunların içerisinden size uy­gun olanı hangisi? Ya da sıkılmadan sürekli olarak uygula­yabileceğiniz hangisi? Başlangıçtasınız ve kesinlikle tek bir kelime dahi bilmiyorsunuz. Dil hakkında hiçbir bilginiz yok. Öyleyse hemen işe koyulalım, aktif olarak bir öğret­meniniz var ya da yok fakat belirli bir çalışma programınız kesin olmalı! Var değil mi? Buraya kadar bunların olması gerekiyor. Hemen önce öğreneceğimiz kelimeleri tespit ediyoruz. Bunu size ısrarla tavsiye ediyorum. Bir kelime listesi çıkararak işe başlayabilirsiniz. Bunun haricinde kelimeler öğretmenimiz tarafından bize verilmiş de olabilir ya da yalnız çalışıyorsak kendi kaynaklarımızdan bize sunulmuş olabilir fark etmez. En Popüler Kelime Edinme Teknikleri 1. Seçmiş olduğumuz İngilizce kelimeleri kartvizit boyun­daki küçük kağıtlara beşer beşer okunuşları ile birlikte yazıyoruz. Ve bu kağıtları haftanın yedi gününe bölü­yoruz. Bir gurupta aynı harfle başlayan iki İngilizce ke­lime olmamasına özen gösteriyoruz. Hedefimiz haftada 35 kelime öğrenmek. Sakın küçümsemeyin. Ve günü gününe, her gün sabırla seçmiş olduğumuz beş kelime­yi öğrenmeye çalışıyoruz kesinlikle. Günlük kağıdımızı yanımıza alıyoruz ve sürekli olarak fırsat buldukça ba­kıyoruz. Bu şekilde plan, dahilinde programlı olarak devam edersek, dört hafta sonra 140 kelime öğrenmiş olacağız. Bir sene sonra 1500 kelimeye ulaşmış olaca­ğız. 1500 kelime ile roman yazılıyor! Bunu kapasiteni­ze göre az olmamak kaydıyla, arttırabilirsiniz. Kesinlikle bunu uygulamanızı tavsiye ederim. Tabii bu kelimeleri yalnızca öğrenip, hemen diğerine geçmeye­ceksiniz. Bu kelimeleri aktif çalışma saatlerinizde, öğ­retmeninizle ya da kendi kendinize sürekli kullanıyor olmanız gerekir yoksa ne mi olur? İskambil kağıdı gi­bi binanız çöker. 3 gün gayet güzel gider hatta bir haf­ta, sonra gün geçtikçe öğrendiğiniz kelimeleri karıştır­maya başlarsınız, sonra hatırlayamazsınız, sonra da bir elveda. Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız öğrendiğiniz kelimeleri kullanmanız gerekir. Genelde İngilizce öğ­reten kitaplar ünitelere ayrılmıştır ve her ünite için be­lirli düzeyde kelime vardır. Ve bu kelimeler dışardan öğrenciye verilir. Aynı zamanda bu kelimeler o ünite içerisinde gerek gramer öğretiminde gerekse konular içerisinde sürekli geçer. Yani, kuru bir ezber değil. Ke­lime öğrenciye öğretilir. Yalnızca İngilizce çalışmaksı­zın kelime ezberlemek olmaz. Olursa ne mi olur ? An­latayım: Çok yakından tanıdığım birisi bu konuda ol­dukça hevesliydi ve günde 15 kelime, 5 değil 15 keli­me öğrenmeye başladı. Hatta bana rica etti bu öğren­diği kelimelerin telaffuzlarını kasete okudum. Nitekim önceleri iyiydi. İş yerinde, ben odama gider­ken, beni görünce hemen kelimeleri, Türkçe karşılık­ları ile birlikte söylüyordu. Birkaç gün iyi gitti. Sonra kelimeler kafasında biriktikçe karıştırmaya başladığını fark ettim. Sonra ilk öğrendiklerini unutmaya başladı ve sonunda pes etti. Kuru kelime öğrenmeyle bu işin olamayacağını sonunda anlamıştı. Bunu ben anlatama­mıştım ama yaşadığı deneyim kendisine anlatmıştı. Bu arkadaş tanıdığım diğer arkadaşlar gibi o kadar heves­liydi ki sonra bir kursa başladı. Aradan birkaç ay geç­ti kursu bıraktığını duydum. Anlaşıldığı gibi o binlerce insandan biriydi. Neyse bu sadece bir hikaye. 2.Yine bu beş kelimeyi, sürekli baktığınız sabit noktalara, (mesela bilgisayar kullanıyorsanız bilgisayarın monitö­rünün üzerine) post it kullanarak yapıştırabilirsiniz. 3.Ya da kaynak kitabınızın ileri de okuyacağınız sayfaları­nın üzerine yazabilirsiniz. Bu sayede geçmiş konuda ge­çen kelimeleri yeni konuya geçtiğinizde sayfaların üze­rinde görecek ve anımsayacaksınız. Öğrenemediğiniz kelimeleri ısrarla sonraki sayfalara yazmaya devam edin. 4.Arabanızın çeşitli yerlerine yapıştırın. 5.Ya da bu iş için etrafınızdaki kişileri görevlendirebilir­siniz. Önce çocuğunuzun ezberlemesini sağlayıp size sürekli bunları tekrarlaması gibi. Papağanınız var mı? ingilizce kelime öğrenme 6.Kasete alıp dinleyebilirsiniz, sözlük ingilizce türkçe sözlük kullanmayı sakın ihmal etmeyin ve daha hayal gücünüzü kullanarak bu örnekleri çoğal­tabilirsiniz. Fakat asli göreviniz şu olsun, her nasıl olursa ol­sun günlük, en az 5 kelime öğrenmeye bakın. Fakat siz de aşırıya kaçmayın mesela 15 gibi. 6 olabilir ya da 7 ama as­la 8 olmamalı. Yapabiliyorsanız ne mutlu fakat istikrarlı. Kelime arşivinizi biraz genişlettikten sonra sizin için en sağlıklı olanı en ama artık kitap okumaya başlamanızdır. Kitap okumayı sevmiyor olabilirsiniz. Umurum da bile değil. Sizin de umurunuzda olmamalı. Artık İngilizce öğretim amacı ile hazırlanmış çeşitli sev iy elerdeki kitapları okumanın zamanı gelmiştir. Bu kitaplar her düzeyden okuyucu için seviyelendirilmiştir. Her seviyede hazırlanmış kitaplar sayılı miktarda birbirinden farklı kelime içermektedir. Bu seviyenize göre 400 kelime ya da 2000 kelime olabilir. İlgili Yazı : "İngilizce anlıyorum ama konuşamıyorum" diyenlere Kitap okumanızda bu kadar ısrar etmemin nedeni bir taşla birkaç kuş vurabilecek olmanızdan kaynaklanmakta. Kitap okurken kazanabileceğimiz önemli şeylere şöyle bir göz atalım: 1.Kelimeyi kullanılırlık itibari ile yerinde görebilirsiniz. 2.Kullanıldığı yerde bir konudan bahsettiği için konuyla birlikte hafızanızda yer alacaktır ve daha çabuk akılda kalacaktır. Böylece tam anlamıyla nerede kullanıldığı­nı yerinde tespit edebilirsiniz. 3.Kelimelerin birlikte kullanıldığı edatları öğrenme. Yani İngilizce’de hemen hemen her kelimeden sonra ona bağımlı bir kelime vardır. Bunları yerinde tespit ede­ceksiniz. Bunları eğer bilmezseniz o kelimeyi kullan­manız zorlaşır. Kullansanız bile çarpık manalar verebi­lirsiniz. İngilizcedeki edat sorununu bu şekilde çöze­bilirsiniz. 4.Şu ana kadar görmüş olduğunuz dilbilgisi(gramer) konularını yerinde görebilirsiniz. 5.İngilizce düşünme gücünü arttırma, 6.Okuma alışkanlığınızı geliştirebilirsiniz. 7.Sesli okursanız dinleme yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. 8.Bu arada okuduğunuz kitaplardan bilgi hazinenize de bir şeyler atabilirsiniz. 9.Boş zamanlarınızı da sıkılmaktan kurtulabilirsiniz. 10. Bu kadarı yetmezse, dahasını da siz düşünün! İnanın bana sadece kelime değil, dil öğrenmede kitap okumaktan daha kârlı hiçbir metot yok gibidir. Sadece kitap okuyarak dil öğrenen insanlar tanıyorum. Bu taktiği hep ama hep uygulayın. Kimseye söylemeyin. Başarınızı kıskansınlar. Aramızda sır kalsın. En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki ilk 100 kelimeye bakalım. Bu kelimeler hem yazılı hem de sözlü İngilizcede cümle yapıları içerisinde çok sık olarak kullanılmaktadır. 1. the – isimden önce kullanılır. anlam içermez. Ör: the book 2. of – (edat) nin, ın, den, li, yüzünden 3. and – (bağlaç) ve, ile, de 4. a – bir (tek başına kullanılmaz, isimle kullanılır) Ör: a boy 5. to – (edat) e, ye, ya, e doğru, göre, karşı 6. in – (edat) de, da, içinde, içine, halinde, olarak, içeriye, içeri. (sıfat) iç, içerde 7. is – ‘be’ (olmak) fiilinin üçüncü tekil hali. Ör: He is … / She is … / It is … 8. you – sen, siz, sana, size, seni, sizi 9. that – şu, o, ki, diye (sıfat) öteki. (zarf) bu kadar, o kadar, böyle. (bağlaç) şu, o, ki, diye, için 10. it – o, onu, ona 11. he – o (erkek için) 12. was – ‘be’ (olmak) fiilinin geçmiş zaman hali 13. for – (edat) için, göre, amacıyla, doğru, uygun, yönünde, yarayan, karşı, dolayı, sebebiyle. (bağlaç) dolayı, nedeniyle, çünkü, zira 14. on – (edat) üstünde, üzerinde, de, e doğru, yönünde, ile, civarında, esnasında. (zarf) durmadan, sürekli olarak, üstünde (giysi), giymiş olarak, beri, bu yana. (sıfat) olmakta olan, devam etmekte olan, çalışmakta, devrede, sahnede, hazır 15. are – ‘be’ (olmak) fiilinin ikinci tekil ve çoğul şahıslar hali 16. as – (zarf) kadar, olarak, gibi, iken. (bağlaç) ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki 17. with- (edat) ile, birlikte, beraber, li 18. his – onun, onunki 19. they – onlar, insanlar 20. I – ben 21. at – (edat) de, da, ye, ya, e, a 22. be – olmak, bulunmak, var olmak; anlamına gelmek; mal olmak; tutmak (para); durmak 23. this – bu / (zarf) bu kadar, böyle 24. have – sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, zorunda olmak, bulunmak 25. from – (edat) den, dan, beri, den beri, itibaren Hatırlatma İlk 25 kelime, kitap, dergi ve gazete gibi basılı materyallerde geçen tüm İngilizce kelimeler toplamının üçte birini oluşturmaktadır. 26. or – veya 27. one – bir, bir tane, biri, birisi, kimse, tek 28. had – ‘have’ fiilinin geçmiş zaman hali 29. by – tarafından (tek başına kullanılmaz, kelimeyle kullanılır) 30. word – kelime 31. but – fakat 32. not – değil 33. what – ne 34. all – herşey 35. were – ‘be’ fiilinin geçmiş zamanı 36. we – biz 37. when – ne zaman 38. your – senin 39. can – yapabilmek 40. said – dedim 41. there – orada 42. use – kullanmak 43. an – bir (tek başına kulanılmaz, kelimeyle kullanılır) Ör: an umbrella 44. each – her 45. which – hangi 46. she – o (kadın için) 47. do – yapmak 48. how – nasıl 49. their – onların 50. if – eğer 51 – 100 İngilizce kelimeler ve anlamları 51. will – irade 52. up – yukarı 53. other – diğer 54. about – hakkında 55. out – dışarı 56. many – çok 57. then – sonra 58. them – onları 59. these – bunlar 60. so – yani 61. some – bazı 62. her – onu 63. would – cekti, caktı, erdi, ermi (soru hali), ermiydi (soru hali) 64. make – yapmak 65. like – hoşuna gitmek, hoşlanmak, sevmek, beğenmek, istemek 66. him – onu 67. into – içine, içeriye, haline, -e, -ye 68. time – zaman 69. has – vardır 70. look – bakmak 71. two – iki 72. more – isim: çok, fazla şey, fazlalık / sıfat: daha çok, daha fazla / zarf: daha, bir kat daha 73. write – yazmak 74. go – gitmek 75. see – görmek 76. number – numara 77. no – hayır 78. way – yol 79. could – yapabilir 80. people – insanlar 81. my – benim 82. than – göre 83. first – ilk 84. water – su 85. been – olmuştur 86. call – çağrı 87. who – kim 88. oil – sıvı yağ 89. its – onun 90. now – şimdi 91. find – bulmak 92. long – uzun 93. down – aşağı 94. day – gün 95. did – ‘do’ yapmak fiilinin geçmiş zamanı 96. get – almak 97. come – gelmek 98. made – yapılmış 99. may – olası olmak, mümkün olmak, ebilmek, abilmek 100. part – bölüm 101 – 150 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere bakalım. Bu kelimeler hem yazılı hem de sözlü İngilizcede cümle yapıları içerisinde çok sık olarak kullanılmaktadır. 101. over – üzerinde 102. new – yeni 103. sound – ses 104. take – almak 105. only – sadece 106. little – küçük 107. work – iş 108. know – bilmek 109. place – yer 110. year – yıl 111. live – canlı 112. me – beni 113. back – siyah 114. give – vermek 115. most – en 116. very – çok 117. after – sonra 118. thing – şey 119. our – bizim 120. just – sadece 121. name – isim 122. good – iyi 123. sentence – cümle 124. man – adam 125. think – düşünmek 126. say – söylemek 127. great – büyük 128. where – nerede 129. help – yardım 130. through – vasıtasıyla 131. much – çok 132. before – önce 133. line – çizgi,hat 134. right – sağ 135. too – çok 136. mean – anlamına gelmek 137. old – eski 138. any – herhangi 139. same – aynı 140. tell – söylemek 141. boy – oğlan 142. follow – takip et 143. came – geldi 144. want – istemek 145. show – gösteri 146. also – ayrıca 147. around – etrafında 148. form – form, şekil, biçim, şekil vermek, oluşturmak, kurmak, düzenlemek 149. three – üç 150. small – küçük 151 – 200 İngilizce kelimeler ve anlamları 151. set – ayarlamak 152. put – koymak 153. end – son 154. does – ‘do’ fiilinin üçüncü tekil şahıs kullanımı 155. another – başka 156. well – iyi 157. large – geniş 158. must – gerekmek, zorunluluk, -meli, -malı 159. big – büyük 160. even – hatta 161. such – böyle 162. because – çünkü 163. turn – çevirmek 164. here – işte 165. why – neden 166. ask – sormak 167. went – gitti 168. men – erkekler 169. read – okumak 170. need – gerek 171. land – arazi 172. different – farklı 173. home – ev 174. us – bize 175. move – hareket 176. try – denemek 177. kind – tür 178. hand – el 179. picture – resim 180. again – tekrar 181. change – değişim 182. off – kapalı 183. play – oyun 184. spell – büyü 185. air – hava 186. away – uzakta 187. animal – hayvan 188. house – ev 189. point – nokta 190. page – sayfa 191. letter – mektup 192. mother – anne 193. answer – cevap 194. found – bulundu 195. study – çalışma 196. still – yine 197. learn – öğrenmek 198. should – meli 199. America amerika 200. world – dünya 201 – 250 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. Bu kelimeler hem yazılı hem de sözlü İngilizcede cümle yapıları içerisinde çok sık olarak kullanılmaktadır. 201. high – yüksek 202. every – her 203. near – yakın 204. add – eklemek 205. food – gıda 206. between – arasında 207. own – kendi 208. below – aşağıda 209. country – ülke 210. plant – bitki 211. last – son 212. school – okul 213. father – baba 214. keep – tutmak 215. tree – ağaç 216. never – asla 217. start – başlangıç 218. city – şehir 219. earth – toprak 220. eye – göz 221. light – ışık 222. thought – düşündü 223. head – kafa 224. under – altında 225. story – öykü 226. saw – testere 227. left – sol 228. don’t – etmeyin 229. few – az 230. while – süre 231. along – boyunca 232. might – belki 233. close – yakın 234. something – bir şey 235. seem – görünmek 236. next – sonraki 237. hard – sert 238. open – açık 239. example – örnek 240. begin – başla 241. life – hayat 242. always – her zaman 243. those – bunlar 244. both – ikisi de 245. paper – kağıt 246. together – birlikte 247. got – var 248. group – grup 249. often – sık sık 250. run – koş 251 – 300 İngilizce kelimeler ve anlamları 251. important – önemli 252. until – kadar 253. children – çocuklar 254. side – yan 255. feet – ayak 256. car – araba 257. mile – mil 258. night – gece 259. walk – yürüyüş 260. white – beyaz 261. sea – deniz 262. began – başladı 263. grow – büyümek 264. took – aldı 265. river – nehir 266. four – dört 267. carry – taşımak 268. state – belirtmek,bildirmek 269. once – bir zamanlar 270. book – kitap 271. hear – duymak 272. stop – dur 273. without – olmadan 274. second – ikinci 275. later – sonra 276. miss – bayan 277. idea – fikir 278. enough – yeterli 279. eat – yemek 280. face – yüz 281. watch – izlemek 282. far – uzak 283. Indian – Hintli, Kızılderili 284. really – gerçekten 285. almost – neredeyse 286. let – izin vermek 287. above – yukarıda 288. girl – kız 289. sometimes – bazen 290. mountain – dağ 291. cut – kesmek 292. young – genç 293. talk – konuşma 294. soon – yakında 295. list – liste 296. song – şarkı 297. being – olmak 298. leave – ayrılmak 299. family – aile 300. it’s – onun 301 – 350 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 301. body – vücut 302. music – müzik 303. color – renk 304. stand – durmak 305. sun – güneş 306. questions – soru 307. fish – balık 308. area – alan 309. mark – marka 310. dog – köpek 311. horse – at 312. birds – kuşlar 313. problem – sorun 314. complete – tam 315. room – oda 316. knew – biliyordu 317. since – beri 318. ever – hiç 319. piece – parça 320. told – söylendi 321. usually – genellikle 322. didn’t – yapmadı 323. friends – arkadaşlar 324. easy – kolay 325. heard – duydum 326. order – sipariş 327. red – kırmızı 328. door – kapı 329. sure – emin 330. become – olmak 331. top – üst 332. ship – gemi 333. across – karşısında 334. today – bugün 335. during – sırasında 336. short – kısa 337. better – daha iyi 338. best – en iyi 339. however – ancak 340. low – düşük 341. hours – saatler 342. black – siyah 343. products – ürün 344. happened – olmuş 345. whole – bütün 346. measure – ölçmek 347. remember – hatırlamak 348. early – erken 349. waves – dalgalar 350. reached – ulaştı 351 – 400 İngilizce kelimeler ve anlamları 351. listen – dinlemek 352. wind – rüzgar 353. rock – kaya 354. space – boşluk 355. covered – kapalı 356. fast – hızlı 357. several – birkaç 358. hold- tutmak 359. himself – kendisi 360. toward – doğru 361. five – beş 362. step – adım 363. morning – sabah 364. passed – geçti 365. vowel – sesli harf 366. true – doğru 367. hundred – yüz 368. against – karşısında 369. pattern – desen 370. numeral – rakam 371. table – masa 372. north – kuzey 373. slowly – yavaş yavaş 374. money – para 375. map – harita 376. farm – çiftlik 377. pulled – çekti 378. draw – çizmek 379. voice – ses 380. seen – görülen 381. cold – soğuk 382. cried – ağladım 383. plan – plan 384. notice – dikkat 385. south – güney 386. sing – şarkı söyle 387. war – savaş 388. ground – zemin 389. fall – düşmek 390. king – kral 391. town – şehir 392. I’ll – ben yapacağım 393. unit – birim 394. figure – figür 395. certain – kesin 396. field – alan 397. travel – seyehat 398. wood – ahşap 399. fire – ateş 400. upon – üzerinde 401 – 450 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimere devam edelim. 401. done – bitti 402. English – ingilizce 403. road – yol 404. halt – durdurmak 405. ten – on 406. fly – uçmak 407. gave – verdi 408. box – kutu 409. finally – en sonunda 410. wait – beklemek 411. correct – doğru 412. oh – ah 413. quickly – hızlı bir şekilde 414. person – kişi 415. became – oldu 416. shown – gösterilen 417. minutes – dakika 418. strong – güçlü 419. verb – fiil 420. stars – yıldızlar 421. front – ön 422. feel – hissetmek 423. fact – gerçek 424. inches – inç 425. street – sokak 426. decided – kararlaştırılmış 427. contain – içermek 428. course – kurs 429. surface – yüzey 430. produce – üretmek 431. building – bina 432. ocean – okyanus 433. class – sınıf 434. note – not 435. nothing – hiçbir şey 436. rest – dinlenme 437. carefully – dikkatle 438. scientists – bilim adamları 439. inside – içinde 440. wheels – tekerlekler 441. stay – kalmak 442. green – yeşil 443. known – bilinen 444. island – ada 445. week – hafta 446. less – az 447. machine – makine 448. base – baz 449. ago – önce 450. stood – durdu 451 – 500 İngilizce kelimeler ve anlamları 451. plane – düzlem 452. system – sistem 453. behind – arkasında 454. ran – koştu 455. round – yuvarlak 456. boat – tekne 457. game – oyun 458. force – kuvvet 459. brought – getirmiş 460. understand – anlamak 461. warm – sıcak 462. common – orak 463. bring – getirmek 464. explain – açıklamak 465. dry – kuru 466. though – gerçi 467. language – lisan 468. shape – şekil 469. deep – derin 470. thousands – binlerce 471. yes – evet 472. clear – açık 473. equation – denklem 474. yet – henüz 475. government – hükümet 476. filled – doldurulmuş 477. heat – sıcaklık 478. full – tam 479. hot – sıcak 480. check – kontrol 481. object – nesne 482. am – ‘be’ fiilinin ‘ben’ öznesi için kullanımı 483. rule – kural 484. among – arasında 485. noun – isim 486. power – güç 487. cannot – yapamamak 488. able – yapabilmek 489. six – altı 490. size – boyut 491. dark – karanlık 492. ball – top 493. material – malzeme 494. special – özel 495. heavy – ağır 496. fine – iyi, güzel, hoş, ceza 497. pair – çift 498. circle – daire 499. include – dahil etmek 500. built – inşa edilmiş 501 – 550 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 501. can’t – yapamamak 502. matter – önemi olmak 503. square – kare 504. syllables – heceler 505. perhaps – belki 506. bill – fatura 507. felt – feel fiilinin geçmiş zaman hali 508. suddenly – aniden 509. test – test 510. direction – yön 511. center – merkez 512. farmers – çiftçiler 513. ready – hazır 514. anything – herhangi bir şey 515. divided – bölünmüş 516. general – genel 517. energy – enerji 518. subject – konu 519. Europe – avrupa 520. moon – ay 521. region – bölge 522. return – dönüş 523. believe – inanmak 524. dance – dans 525. members – üyeler 526. picked – seçilmiş 527. simple – basit 528. cells – hücreler 529. paint – boya 530. mind – zihin 531. love – aşk 532. cause – sebeb olmak 533. rain – yağmur 534. exercise – egzersiz 535. eggs – yumurtalar 536. train – tren 537. blue – mavi 538. wish – dilek 539. drop – düşürmek 540. developed – gelişmiş 541. window – pencere 542. difference – fark 543. distance – mesafe 544. heart – kalp 545. sit – oturmak 546. sum – toplam 547. summer – yaz mevsimi 548. wall – duvar 549. forest – orman 550. probably – muhtemelen 551 – 600 İngilizce kelimeler ve anlamları 551. legs – bacaklar 552. sat – oturdu 553. main – ana 554. winter – kış 555. wide – geniş 556. written – yazılı 557. length – uzunluk 558. reason – sebep 559. kept – tutulmuş 560. interest – ilgi 561. arms – silah, cephane 562. brother – erkek kardeş 563. race – yarış 564. resent – yeniden gönderilen 565. beautiful – güzel 566. store – mağaza 567. job – iş 568. edge – kenar 569. past – geçmiş 570. sign – işaret 571. record – kayıt 572. finished – bitmiş 573. discovered – keşfedilen 574. wild – vahşi 575. happy – mutlu 576. beside – yanında 577. gone – gitti 578. sky – gökyüzü 579. glass – bardak 580. million – milyon 581. west – batı 582. lay – yatırmak 583. weather – su 584. root – kök 585. instruments – araç gereç, enstrümanlar 586. meet – buluşmak 587. third – üçüncü 588. months – aylar 589. paragraph – paragraf 590. raised – kaldırdı 591. represent – temsil etmek 592. soft – yumuşak 593. whether – eğer 594. clothes – giysiler 595. flowers – çiçekler 596. shall – olacaktır 597. teacher – öğretmen 598. held – düzenlenen 599. describe – tanımlamak 600. drive – sürmek 601 – 650 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 601. cross – çapraz 602. speak – konuşmak 603. solve – çözmek 604. appear – görünmek 605. metal – metal 606. son – oğul 607. either – ya 608. ice – buz 609. sleep – uyumak 610. village – kasaba 611. factors – faktörler 612. result – sonuç 613. jumped – atladı 614. snow – kar 615. ride – binmek 616. care – bakım 617. floor – kat 618. hill – tepe 619. pushed – itti 620. baby – bebek 621. buy – satın almak 622. century – yüzyıl 623. outside – dışında 624. everything – herşey 625. tall – uzun boylu 626. already – zaten 627. instead – yerine 628. phrase – ifade 629. soil – toprak 630. bed – yatak 631. copy – kopya 632. free – ücretsiz 633. hope – umut 634. spring – bahar 635. case – durum 636. laughed – güldü 637. nation – ulus 638. quite – sessiz 639. type – çeşit 640. themselves – kendilerini 641. temperature – sıcaklık 642. bright – parlak 643. lead – öncülük etmek 644. everyone – herkes 645. method – metod 646. section – bölüm 647. lake – göl 648. consonant – ünsüz 649. within – içinde 650. dictionary – sözlük 651. hair – saç 651 – 700 İngilizce kelimeler ve anlamları 652. age – yaş 653. amount – tutar 654. scale – ölçek 655. pound – paund 656. although – olmasına rağmen 657. per – için 658. broken – kırık 659. moment – an 660. tiny – küçücük 661. possible – mümkün 662. gold – altın 663. milk – süt 664. quiet – sessiz 665. natural – naturel 666. lot – çok 667. stone – taş 668. act – davranmak 669. build – inşa etmek 670. middle – orta 671. speed – hız 672. count – saymak 673. cat – kedi 674. someone – birisi 675. sail – yelken 676. rolled – haddelenmiş 677. bear – ayı 678. wonder – merak etmek 679. smiled – gülümsedi 680. angle -açı 681. fraction – kesir 682. Africa – Afrika 683. killed – öldürüldü 684. melody – melodi 685. bottom – alt 686. trip – yolculuk 687. hole – delik 688. poor – fakir 689. let’s – haydi 690. fight – kavga 691. surprise – süpriz 692. French – Fransız 693. died – vefaat etti 694. beat – dövmek 695. exactly – kesinlikle 696. remain – kalmak 697. dress – elbise 698. iron – demir 699. couldn’t – edemedim 700. fingers – parmaklar 701 – 750 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 701. row – sıra 702. least – en az 703. catch – yakalamak 704. climbed – tırmandı 705. wrote – yazdı 706. shouted – bağırdı 707. continued – devam etti 708. itself – kendisi 709. else – başka 710. plains – ovalar 711. gas – gaz 712. England – ingiltere 713. burning – yanma 714. design – tasarım 715. joined – katıldı 716. foot – ayak 717. law – hukuk 718. ears – kulaklar 719. grass – ot 720. you’re – sen 721. grew – büyüdü 722. skin – cilt 723. valley – vadi 724. cents – sentler 725. key – anahtar 726. presidents – başkanlar 727. brown – kahverengi 728. trouble – sorun 729. cool – serin 730. cloud – bulut 731. lost – kayıp 732. sent – gönderildi 733. symbols – semboller 734. wear – giyinmek 735. bad – kötü 736. save – kayıt etmek 737. experiment – deneme 738. engine – motor 739. alone – yanlız 740. drawing – çizim 741. east – doğu 742. pay – ödemek 743. signal – sinyal 744. touch – dokunmak 745. information – bilgi 746. express – ifade etmek 747. mouth – ağız 748. yard – İngiliz uzunluk ölçüsü 749. equal – eşit 750. decimal – ondalık 751 – 800 İngilizce kelimeler ve anlamları 751. yourself – kendin 752. control – kontrol 753. practice – uygulama 754. report – rapor 755. straight – düz 756. rise – yükselmek 757. statement – beyan 758. stick – çubuk 759. party – parti 760. seeds – tohumlar 761. suppose – varsayalım 762. woman – kadın 763. coast – sahil 764. bank – banka 765. period – dönem 766. wire – tel 767. choose – seçmek 768. clean – temiz 769. visit – ziyaret etmek 770. bit – parça 771. whose – kimin 772. received – alınan 773. garden – bahçe 774. please – lütfen 775. strange – garip 776. caught – yakalanan 777. fell – düştü 778. team – takım 779. God – tanrı 780. captain – kaptan 781. direct – doğrudan 782. ring – yüzük 783. serve – servis 784. child – çocuk 785. desert – çöl 786. increase – arttırmak 787. history – tarih 788. cost – maliyet 789. maybe – olabilir 790. business – iş 791. separate – ayrı 792. break – fren 793. uncle – dayı,amca 794. hunting – avcılık 795. flow – akış 796. lady – bayan 797. students – öğrenciler 798. human – insan 799. art – sanat 800. feeling – duygu 801 – 850 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 801. supply – arz 802. corner – köşe 803. electric – elektrik 804. insects- haşarat 805. crops – bitkiler 806. tone – ton 807. hit – vurmak 808. sand – kum 809. doctor – doktor 810. provide – sağlamak 811. thus – böylece 812. won’t – yapmayacak 813. cook – pişirmek 814. bones – kemikler 815. tail – kuyruk 816. board – yazı tahtası 817. modern – modern 818. compound – bileşik 819. mine – maden 820. wasn’t – değildi 821. fit – sığdırmak 822. addition – ilave 823. belong – aittir 824. safe – güvenceli 825. soldiers – askerler 826. guess – tahmin 827. silent – sessiz 828. trade – ticaret 829. rather – daha doğrusu 830. compare – karıştırmak 831. crowd – kalabalık 832. poem – şiir 833. enjoy – keyfini çıkar 834. elements – elemetler 835. indicate – belirtmek 836. except – dışında 837. expect – beklemek 838. flat – düz 839. seven – yedi 840. interest – ilgi,alaka 841. sense – his 842. string – ip 843. blow – darbe 844. famous – ünlü 845. value – değer 846. wings – kanatlar 847. movement – haraket 848. pole – direk 849. exciting – heyecan verici 850. branches – şubeler 851 – 900 İngilizce kelimeler ve anlamları 851. thick – kalın 852. blood – kan 853. lie – yalan 854. spot – benek 855. bell – çan 856. fun – eğlence 857. loud – yüksek sesle 858. consider – düşünmek 859. suggested – önerilmiş 860. thin – ince 861. position – pozisyon 862. entered – girildi 863. fruit – meyve 864. tied – bağlanmış 865. rich – zengin 866. dollars – dolarlar 867. send – göndermek 868. sight – görme 869. chief – şef 870. Japanese – Japonca 871. stream – akış 872. plants – bitkiler 873. rhythm – ritim 874. eight – sekiz 875. science – bilim 876. major – majör 877. observe – gözlemek 878. tube – tüp 879. necessary – gerekli 880. weight – ağırlık 881. meat – et 882. lifted – kaldırdı 883. process – işlem 884. army – ordu 885. hat – şapka 886. property – nitelik 887. particular – özel 888. swim – yüzmek 889. terms – şartlar 890. current – şu andaki 891. park – park 892. sell – satmak 893. shoulder – omuz 894. industry – endüstri 895. wash – yıkamak 896. block – blok 897. spread – yayılmış 898. cattle – sığır 899. wife – kadın eş 900. sharp – keskin 901 – 950 İngilizce kelimeler ve anlamları En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve anlamları listesindeki diğer kelimelere devam edelim. 901. company – şirket 902. radio – radyo 903. we’ll – yapacağız 904. action – aksiyon 905. capital – başkent 906. factories – fabrikalar 907. settled – yerleşmiş 908. yellow – sarı 909. isn’t – değil 910. southern – güneyde bulunan 911. truck – kamyon 912. train – tren 913. printed – boyalı 914. wouldn’t – olmaz 915. ahead – önde 916. chance – şans 917. born – doğmak 918. level – seviye 919. triangle – üçgen 920. molecules – moleküller 921. France – Fransa 922. repeated – tekrarlanan 923. column – sütun 924. western – batıda bulunan 925. church – kilise 926. sister – kız kardeş 927. oxygen – oksijen 928. plural – çoğul 929. various – çeşitli 930. agreed – kabul 931. opposite – karşısında 932. wrong – yanlış 933. chart – grafik 934. prepared – hazırlanmış 935. pretty – güzel 936. solution – çözüm 937. fresh – taze 938. shop – dükkan 939. suffix – son ek 940. especially – özellikle 941. shoes – ayakkabılar 942. actually – aslında 943. nose – burun 944. afraid – korkmuş 945. dead – ölü 946. sugar – şeker 947. adjective – sıfat 948. fig – incir 949. office – ofis 950. huge – kocaman 951 – 1000 İngilizce kelimeler ve anlamları 951. gun – silah 952. similar – benzer 953. death – ölüm 954. score – gol 955. forward – ileri 956. stretched – gerilmiş 957. experience – deneyim 958. rose – gül 959. allow – izin vermek 960. fear – korku 961. workers – işçiler 962. Washington – Washington 963. Greek – yunan 964. women – kadınlar 965. brought – getirmiş 966. led – led 967. march – mart 968. northern – kuzeyde bulunan 969. create – yaratmak 970. British – ingiliz 971. difficult – zor 972. match – benzer 973. win – kazanmak 974. doesn’t – değil 975. steel – çelik 976. total – toplam 977. deal – pazarlık etmek 978. determine – belirlemek 979. evening – akşam 980. nor – ne de 981. rope – halat 982. cotton – pamuk 983. apple – elma 984. details – detaylar 985. entire – tüm 986. corn – mısır 987. substances – maddeler 988. smell – koku 989. tools – araçlar 990. conditions – koşullar 991. cows – inekler 992. track – izlemek 993. arrived – geldi 994. located – yerleşik bulunmak, yeri saptanmak 995. sir – beyefendi 996. seat – koltuk 997. division – bölünme 998. effect – efekt 999. underline – altını çizmek, vurgulamak 1000. view – görünüm
6 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
otel turizm konaklama terimleri ingilizce türkçe
-A- ACCOMPAGNATEUR:Refakat eden/... ile birlikte ACCOMODATION:Konaklama ALLOTMENT:Kontenjan ADDITIONAL BED:Ilave Yatak ADJUSTMENT:Duzeltme ADR:Average Daily Rate; Ortalama Günlük Fiyat ALOS:Average Lenght of Stay ; Ortalama Kalis Süresi ADS:Alternate Distribution System – Alternatif Dagitim Sistemi (Expedia,Hotelzon,booking.com,hotels.com,hotware.com,priceline-europa.com) -B- BABY COT:Cocuk Yatagi BAR:Best Available Rate; Mevcut en iyi Fiyat BFR:Best Flexible Rate; Degisken Fiyat BRG:Best Rate Guarantee; En iyi Fiyat garantisi BE:Booking Engine; Rezervasyon motoru BED AND BREAKFAST(B/B):Oda-Kahvalti BELL BOY:Karsilama Gorevlisi BELL CAPTAIN:Bell Boy'larin Sefi BILL:Hesap,fatura BLOKAJ KARTI:Odalarin satisa kapatilmasi isleminde kullanilan kart. BOOKING:Rezervasyon -C- CANCELLATION:Iptal CHARGE VOUCHER:Kredi kartlariyla odeme yapan misafirler icin kullanilan odetme formu. CHART:Aylik forecast formu CHANNEL MANAGEMENT:Kanal Yönetimi ; :Web üzerinden rezervasyon satisi ( Expedia , Orbitz , Travelocity , Priceline…) CHECK IN:Misafirin otele kabulu : C/In CHECK OUT:Misafirin otelden ayrilmasi : C/Out CLIENT:Seyahat sektorundeki yazismalarda,seyahat acentasinin musterisini belirlemek icin kullanilan deyim. CRS:Central Reservation System; Merkezi Rezervasyon Sistemleri CLOSED DATE:Kapali tarih/Otelin dolu oldugu tarih COMMERCIAL RATE:Otelle bir sirket(ya da devamli ve buyuk hacimde musteri olan bir kurulus)arasinda,uzerinde anlasmaya varilan ozel bir fiyat. COMPLIMENTARY:G.M talimatiyla ucretsiz oda tahsisi CONCIERGE:Danisma memuru CONFIDENTIAL TARIFF:Seyahat acentalari veya tur operatorlerine gizli olarak dagitilan toptan fiyatlar(Grup fiyatlari) CONFIRMATION:Onay CONNECTING ROOMS:Gecmeli odalar-Aralarinda,dogrudan dogruya(koridora cikmadan)gecis imkani verir kapilar bulunan iki veya daha fazla sayida oda. CONTINENTAL BREAKFAST:Asgari duzeyde,bir icecek(Kahve/Cay/Sut),ile ekmek,corek ya da tost'u kapsayan kahvalti. CONTINENTAL PLAN(CP):Yatak ve kontinental kahvaltiyi kapsayan bir otel ucreti. COURIER:Profesyonel seyahat refakatcisi.Cogunlukla tur lideri veya tur yoneticisi diye adlandirilir. -D- DATA SHEET:Oteldeki konaklama ve yan birimlerini,otelin yerini vb.bilgileri iceren bilgi formu. DAY RATE:Gunduz ucreti.Otel odasinin gece kalinmaksizin, gunduz saatleri icinde(06.00-17.00)kullanilmasi karsiliginda otele odenecek ucret. DEAD LINE:Iptal suresi DEMI PENSION:Bkz.Half Pension. DEPARTMENT:Bolum DEPARTMENT HEAD:Bolum Sefi DESK:Resepsiyon Bankosu DESTINATION:Bir seyahatin yoneldigi kent veya yer. DOUBLE BOOKING:Ayni misafire 2 ayri ya da 1 kisi tarafindan 2 defa yer ayirtilmasi. DUPLEX:Iki katli suite odalara verilen isim. -E- EARLY CHECK OUT:Misafirin resepsiyona onceden bildirdigi ayrilis tarihinden once otelden ayrilmasi. EFFICIENCY:Mutfak olarak kullanilabilir bir bolmesi bulunani konaklama unitesi. ELLIOT FISHER:Resepsiyon kirtasiyelerini daktilo eden yardimci rezervasyon memuru. ENGLISH BREAKFAST:Genellikle meyva veya meyva suyu,beykin,sosis, jambon,yumurta,tost,tereyag,recel ile kahveyi iceren Ingiliz kahvaltisi. ETD:Elektronik Travel Distribution – Online seyahat acentalari EUROPEAN PLAN(EP):Yalnizca yatagi kapsayan otel ucreti. EXTENSION:Misafirin konaklama suresini uzatmasi -F- FACT SHEET:Acentalara uygulanan (I.T) ve GRUP fiyatlari ve afise munferit fiyatlari iceren tarife. FOLIO:Hesap pusulasi FOOD AND BEVERAGES:Yiyecek / Icecek : F/B FORECAST:Oda doluluk durumlarini gosteren form FOREIGN INDEPENDENT TRAVEL (FIT):Yabanci ulkelere duzenlenen ve rehber ya da refakatcinin ancak bazi bolumleri icin saglandigi tur.FIT'ler,her musterinin veya bir kac musteriden olusan grubun ozel istek ve tercihlerine gore duzenlenir. FREE SALE:Yapilan ozel anlasmalarla firma ve sirketlere verilen konfirmasyonsuz oda satis yetkisi. FREE SOLD:Free Sale hakkina sahip firma ve sirket'in sattigi oda. FRONT OFFICE:Onburo : F.O FRONT OFFICE MANAGER:Onburo Muduru : F.O.M FULL BOARD (F/B):Tam pansiyon(Oda+Kahvalti+2 Yemek) FUNCTION:Otel icindeki Balo,Sergi,Dugun,Nisan,Toplanti vb.faaliyetler. -G- GDS:Global Distibution System-Global Dagitim Sistemleri ; Web rezervasyon motorlari ve tüm elektronik dagitim kanallarini kapsar – Elektronik seyahat dagitimi ( Amadeus,Sabre,Galileo,Worldspan …) GOPPAR:Gross Operating Profit Per Available Room ; Mevcut oda basina brüt faaliyet kari GROUP:Ayni programa uyarak birlikte seyahat eden yolcular(Aksine bir tanim bulunmadikca 11 kisi ve fazlasinin grup kabul edilmesi ongorulmustur) GRUP BLOKAJI:Gruplara odalarin onceden ayrilip no'larinin belirlenmesi ve anilan odalarin satisa kapatilmasi GROUP INCLUSIVE TOUR:Ayni ulkeye veya yere giden degisik inclusive tour musterilerinin gidis ve donus ucuslarinda birlikte sehayat etmeleri.Burada amac belirli bir asgari sayinin doldurulmasiyla ucus ucretlerinde indirim saglanmasidir. GROUP RATE:Gruplara uygulanan indirimli fiyat. GUARANTEED PAYMENT:Odeme garantili rezervasyon. RESERVATION:Nezdinde kredisi saglam bir firma ya da seyahat acentasi tarafindan garanti edilir. GUEST MIX:Fiyatlarina gore misafirlerin karisimi -H- HALF BOARD (H/B):Yarim Pansiyon(Oda+Kahvalti+1 Yemek) HIGH SEASON:Sezon,Yuksek sezon. HISTORY CARD:Musterinin otele daha once gelis ve gidis tarihlerini vs.bilgileri iceren form. HOSPITALITY:Davetler(Kokteyl,parti vb.)icin kullanilan bir oda(Gennelikle yatma imkani bulunmaz. HOSPITALITY SUITE:Davetler icin kullanilan ve bir salonla baglantili bulunan birden fazla sayida odadan olusan unite. HOSTEL:Daha cok genclerin konaklamasi icin yapilmis ve belirli kurallara gore yonetilen ucuz tesis. HOUSE KEEPER:Kat hizmetleri Sefi : H/K HOUSE KEEPING:Kat Hizmetleri : H/Kpg. HOUSE MAN:Kat hizmetlerinde calisan bay eleman HOUSE WOMAN:Kat hizmetlerinde calisan bayan eleman -I- I.H.A:International Hotel Association-Uluslararasi Otelciler Birligi INCLUSIVE TOURS(I.T):Seyahat acentalarinin munferit misafirlerine uygulanan oda fiyati turu. ID CARD:Kimlik Belgesi/Nufus Huvviyet Cuzdani INDIVIDUAL:Munferit INFORMATION BOARD:Misafirlere seyahat acentalari tarafindan duyurulmasi gereken bilgi formlarinin asildigi pano. INFORMATION BOOK:Odalarda otel servisleriyle ilgili aciklamalarin yapildigi kitapcik. INVOICE:Hesap pusulasi (BILL). ITINERARY:Seyahat acentasinin musteri icin duzenledigi seyahat programi. -J- JOB TRAINING:Mesleki Staj JUNIOR SUITE:Icindeki yatma alaninin oturma alanindan bir bolme ile ayrildigi genis bir oda. -K- KEY CARD:Anahtar karti -L- LAND ARRANGEMENTS:Tur yolcusuna,varis noktasinda ucaktan inisinden sonra saglanan hizmetlerin tumu. LAND OPERATOR:Mahalli seyahatler duzenleyen,transfer,gunluk tur,rehber v.b saglayan acenta.(Lokal Operator) LAUNDRY SERVICE:Camasirhane LOST AND FOUND SERVICE:Otelde unutulan ya da kaybolup,misafirin C/Out'dan sonra bulunan esyalari kayit ve muhafaza eden hizmet birimi. LOW SEASON:Sezon disi,Olu sezon. LOYALTY PROGRAM:Müsteri sadakat programi LUGGAGE ROOM:Bagaj ve emanet odasi -M- MAITRE D'HOTEL:Servis departmani sefi MEMORANDUM:Bildiri:MEMO -N- NET RATE:Acentanin,uzerine belirli bir kar marji ekleyip musteriye aktarabilecegi toptan ve genellikle servis,vergi gibi tum unsurlari iceren fiyat. NO SHOW:Musterinin yer ayirttigi halde otele gelmemesi durumunda oda fiyatinin tazmin edilmesi;Kullanilmamis ve iptal edilmemis rezervasyon. -O- OCCUPANCY RATE:Isgal/Doluluk orani.Bir otelde satilan gecelemelerin,satisa arzedilen toplama orani. OUT OF ORDER:Arizali (O.O.O) OVER BOOKING:Gunluk rezervasyon toplaminin,oteldeki toplam oda sayisini asmasi.(SHORT) OVERRIDE COMMISION:Normal ve sabit bir komisyon disinda,belirli bir is hacmi asildigi takdirde odenen ek komisyon,super komisyon,prim. -P- PACKAGE:Paket tur.Bir ya da bazen birden fazla yere yonelik olarak duzenlenen ulasim,konaklama ve diger bazi gezi unsurlarini iceren ve programi baslangictan belli olan herhangi bir tur. PACKAGER:Paket turlar duzenleyen kisi/kurulus. PAGE:Telefonla disardan arandiginda odasinda bulunamayan otel misafirinin genel mahallerde aranmasi islemi. PAID OUT:Musteri adina,musterinin hesabina gecirilmek kaydiyla yapilan odemeler.(Gazete,vs.) PARLOR:Yatak odasi olarak kullanilmayan oturma odasi. "Avrupa'da salon olarak da adlandirilir. PART CHARTER:Tarifeli bir ucusta,ucagin belirli/bir bolumunun normal tarifenin altinda fiyatla tutulmasi. PEAK(SEASON):Bkz.High Season. PICK-UP DATE:Avrupa'da resmi tatil olarak kabul edilmis gunler. POCKET:Room Rack'teki oda gozlerinden herbiri PRE-REGISTRATION:Gelecek bir musteri grubu icin oda tahsisinin onceden yapilmasi ve registration card'larinin kolaylik icin onceden doldurulmasi. PRICE LIST:Fiyat tarifesi(TARIFF) -R- RACK:Otelcilikte odalalarin durumlarini(Kirli,Okey,Satilmis gibi),rezervasyonlari ve konaklamakta olan misafirlerin isimlerini gosteren tablo. RACK COUNT:Dolu oda sayisi/sayimi : R/C RECEIPT:Makbuz RECEIVE AGENT:Baska bir ulkeden veya kentten gelen yolculara hizmet etmekte uzmanlasmis seyahat acentasi veya tur operatoru. REGISTER CARD:Konaklama Belgesi RELEASE PERIOD:Kontenjan iptal suresi RETAIL AGENCY:Perakendeci.Turlari musterilere son el olarak satan acenta. ROLL-A-WAY BED:Ilave yatak ROOM CHANGE:Oda degisimi : R/Ch. ROOM INSPECTION:Oda teftis raporu ROOMING LIST:Odalama listesi(Grup misafirlerinin isimlerini, oda no'larini vb.gosterir liste). RUN OF THE HOUSE RATE:Otelin bir gruba,degisik standarttaki tum odalarini kapsamak uzere verdigi tek ve net fiyat. -S- SAFETY DEPOSIT BOX:Emanet kasasi SALON:Bkz.(PARLOR). SAMPLE:Ticari mal sergilemek icin kullanilan bir oda. (Icinde yatma imkani olabilir/olmayabilir). SECURITY:Guvenlik Sorumlusu. SELF PAYMENT:Misafir kendi oder. SEMI SEASON:Yari sezon/Ara sezon. SHIFT:Calisma saati (08.00/16.00 gibi). SIGN BOARD:Otelde gunun function'larini,yerlerini,saatlerini gosteren tablo. SINGLE ROOM:Tek kisilik oda. SINGLE SUPPLEMENT:Tek kisi farki,iki kisilik odalarin tek kisi tarafindan kullanilmasi halinde tur operatorune o oda icin verilmis bulunan kisi basina fiyata (Double Occupancy Rate) eklenecek fark. SLEPT OUT:Otelde konaklamakta olan misafirin geceyi otel disinda gecirmesi(S/OUT). SLIP:Rack'e takilan bilgi foyu. SPECIAL INTEREST:Belirli bir konuya ilgi veya merak duyan bir grup musteri icin duzenlenen tur. SPLIT CHARTER:Bir ucagin(veya baska bir tasit aracinin)belirli bir sefer(yolculuk) icin birden fazla kurulus tarafindan tutulmasi. STEWART:Bulasikhane Sefi. STEAKER:Cikartma. STORAGE RECORD:Depo Kayit Belgesi STUDIO:Yataga donusturulebilir iki divan veya kanapesi (EXECUTIVE ROOM) bulunan bir oturma odasi. SUITE:Bir salonla buna baglanan bir veya daha fazla sayida yatak odasi bulunan konaklama unitesi. SUPERVISIOR:Kat Sefi SWITCHBOARD OPERATOR:Santral Memuru -T- TABLE D'HOTEL:Tabldot. TEMPORARY SLIP:Gelen misafire slip acilmadan once odanin kimin tarafindan isgal edildigini gosteren slip. TIME STAMP:Register card ve ceklere sira no ve saat basan makina. TOUR ESCORT/TOUR LEADER:Tur lideri TOUR GUIDE:Tur Rehberi TRANSFER:Yolcunun ve esyasinin bir tasit araci terminalinden digerine,bir terminalden veya geri, ya da otelden gidecegi bir noktaya(ornegin bir tiyatroya)mahalli tasima araclari ile tasinmasi. TRAVELLER'S CHEQUE:Seyahat ceki TWIN ROOM:Icinde tek kisilik iki yatak bulunan iki kisilik oda(Yataklar,ortak bir basucu panosu ile birbirine baglanmis da olabilir.) TWIN DOUBLE ROOM:Iki,uc veya dort kisinin kalabilecegi,iki kisilik iki buyuk yatagi olan oda.(Family Room, Double-Double Room) -U- UFTAA:Universal Federation of Travel Agent's Associations(Fr.FUAAV)-Seyahat Acentalari Birligi Evrensel Federasyonu UPGRADE:Musterinin daha iyi bir konaklama unitesine aktarilmasi. -V- VACANT(Vacancy):Bos oda/Bosluk VERY IMPORTANT PERSON:Cok onemli kisi : V.I.P VIP COURTESY ORDER:Vip Karsilama Emri VOUCHER:Odeme mektubu/formu -W- WAITING LIST:Bekleme listesi WAKE-UP FORMU:Gunluk uyandirma formu. WALK IN:Rezervasyonsuz misafir WALK OUT:Misafirin hesabini odemeden oteli terketmesidir. WHOLESALER:Toptanci.Duzenledigi/duzenlettirdigi turlari seyahat acentalari kanaliyla pazarlayan sirket. Bu deyimin tur operatorunden farklari: 1-Toptanci turu hicbir zaman perakende satmaz,oysa tur operatoru toptan/perakende satabilir. 2-Toptancinin,sattigi turu kendinin duzenlemesi ve yurutmesi sart degildir,operatorse turunu mutlaka kendi duzenler ve yurutur. -Y- -Z-
2 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce türkçe akademik çeviri akademik makale çeviri
Akademik Tercüme Hizmetlerinde Profesyonel Çözümler Tercüme bürolarından çevirisi en çok talep edilen türlerden biri, akademik tercümedir. Bu çeviri çeşidi, hem büyük önem arz eder hem de oldukça fazla dikkat gerektirir. Peki, akademik tercümenin üniversitelerle olan ilişkisi nasıl açıklanabilir? Türkiye, artık hemen her ilinde üniversite bulunduran ve bu üniversitelerin sayısını günden güne arttıran bir ülkedir. Hepimizin bildiği üzere, üniversitelerin son sınıfındaki öğrenciler, mezun olabilmek için tez hazırlar. Bu tezi yazmak, İletişim ya da Hukuk fark etmeksizin çoğu fakültede bir zorunluluktur. Üniversiteler, öğrencilerden bazen tezlerini yabancı dilde hazırlamalarını talep edebilir. Bunun yanı sıra, öğrenciler yine tez yazarken yabancı kaynaklardan bilgi edinmeye ihtiyaç duyabilir. İşte tam bu noktada, tercüme büroları devreye girer. Tercüme alanında faaliyet gösteren bürolar, öğrencilere tezlerini hazırlamaları konusunda yardım eder. Öyle ki tercüme bürolarına her yıl yüzlerce tez tercümesi talebi gelmektedir. Akademik yayın (publication), bilimsel bir yazı türüdür. Özgün olmalıdır Tekrar (`daha önceden yapılmış bir çalışma`) olmamalıdır İntihal (aşırma, kaynak göstermeme) olmamalıdır Medeniyete, ülkeye bir katkısı olmalıdır. Bilimsel bir cercevede ele alinmalidir Değişik bakış açıları ve düşünce­ler de ele alinmalidir Başkalarının referans vereceği (“cite” edeceği) kaliteli bir çalışma olmalıdır Başka çalışmaları doğuracak “verimli” bir alan olmalı ve devamı olmalıdır Icerigine gore cesitli akademik yayinlardan soz edebiliriz. Ornegin: Var olan yayinlari ozetleyen literatur taramasi Durum incelemesi Laboratuvar sonuclarini iceren deneysel calismalar Yeni tezler ortaya koyan ve onceki tezleri curuten calismalar Basim sekli ve kongre/sempozyumda sunulmasina gore: Tez: Lisans ve lisansustu calismasinin (sunulan tezin) raporu Bildiri: Dinleyiciye sunulan akademik calismadir. Konferanslardaki calismalar bildiri veya poster`dir. Bildiriler bir yayin olarak basilabilir, internetten erisime acilabilir veya CD ile dagitilabilir Poster: `Bilim adamlarinin verilerini astiklari, deneylerini tanimladiklari sergi panolaridir.` [2] Konferanslarda sozlu olarak sunulmayan ama duvara poster olarak asilan ve ilgilenenlere bizzat anlatilan calismalardir. Poster oturumlari, bir akademisyen icin bildiri sunmaktan daha verimli olabilmektedir. Poster hazirlamayla ilgili su linkler ilginizi cekebilir: Poster nasil hazirlanir, Powerpoint ile poster hazirlama, (Bilimsel) Makale:`Bilimsel makale, ozgun arastirma sonuclarini tanimlayan, yazilmis ve basilmis rapordur.`[1] Bilimsel makale dediğimiz dergi yayınıdır. Arastirma makalesi Tarama (derleme) makalesi: `Tarama/degerlendirme makalesi šozgŸn bir yayin degildir…Tarama/degerlendirme makalesinin teme
1 note · View note
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce chat cümleleri | ingilizce sohbet  tanışma
Chat yaparken nasıl konuşulur, nelere dikkat edilir? Size örnek bir konuşma ve içerisinden seçebileceğiniz ingilizce chat cümleleri: What's your name? --> Adınız ne? My name is... --> Benim adım... Where are you from? --> Nerelisiniz? From Ankara/İstanbul. --> Ankaralıyım/İstanbulluyum. Are you alone? --> Yalnız mısınız? Are you married? --> Evli misiniz? Are you single? --> Bekâr mısınız? Where do you live? --> Nerede oturuyorsunuz? In Ankara/İstanbul. --> Ankara'da/İstanbul'da. In downtown?..--> Şehir merkezinde mi? No, in urban. --> Hayır, şehrin civarında. What kind of music do you like? --> Ne tür müzik seversiniz? I like pop. --> Pop müzik severim. Who is your favourite singer? --> En beğendiğiniz şarkıcı kim? What do you like doing? --> Nelerden hoşlanırsınız? I watch football. --> Futbol izlerim. I collect stamps. If you want, I can show it to you. --> Pul biriktiririm. Eğer isterseniz, onu size gösterebilirim. It will be a great pleasure form me. --> Benim için büyük bir memnuniyet olur. (Çok memnun olurum) Pleased to meet you. --> Memnun oldum. What would you like to drink? --> Ne içmekten hoşlanırsınız? I like to drink beer. --> Bira severim. No thanks. --> Sağolun. Let's go and swim. --> Gidip yüzelim mi? You go, I don't want to. --> Siz gidin, ben istemiyorum. Do you like jogging? --> Hafif koşu sever misiniz? Seriously? --> Ciddi misin? Yes, of course! I have also a bicycle. --> Evet, elbette! Bir de bisikletim var. Do you mean to meet in a park? --> Bir parkta buluşmayı mı kasrediyorsunuz? In park or anywhere. I'll wait for you! --> Park veya başka bir yer. Sizi beklerim. No thanks. --> Sağolun. Where do you work? --> Nerede çalışıyorsunuz? I don't work. I'm a student. --> Öğrenciyim. What are you studying? --> Ne okuyorsun? Business management... --> İşletme... What do you do? --> Siz ne yapıyorsunuz? I work in a bank. --> Bankacılık yapıyorum. I work in an advertising agency. --> Reklam ajansında çalışıyorum. Do you make good money? --> İyi para kazanıyor musun? What's it to you? --> Sana ne? What kind of car do you have? --> Nasıl bir arabanız var? What's your house like? --> Eviniz nasıl? Would you like a drink? --> Bir içki alır mısınız? I can be drunk easily. --> Çabuk sarhoş olurum. Let's meet in a disco and dance!. --> Hadi, bir barda buluşup dans edelim. Could you send me a fotograph of you? --> Bana bir fotoğrafınızı gönderir misiniz? Your eyes are beautiful! --> Gözleriniz çok güzel! You are consistently paying compliments. --> Sürekli kompliman yapıyorsunuz! I am not paying compliments. Your beauty is seen easily. --> Ben kompliman yapmıyorum. Güzelliğiniz rahatça görülebiliyor. Do you dance so well? --> Çok iyi dans ediyor musunuz? I feel so close to you. --> Kendimi sana yakın hissediyorum. I love you. --> Seni seviyorum. Don't do that. --> Yapma! No, not tonight... --> Bu akşam olmaz... I love you too. --> Ben de seni seviyorum. Good night! --> İyi geceler!
2 notes · View notes
ingilizce-turkce · 7 years
Text
ingilizce sohbet cümleleri
Do you have any pets? Evde beslediğin hayvanın var mı? What was the last book you read? En son okuduğun kitap hangisiydi? Do you like to cook? Yemek yapmayı sever misin? What's your favorite food? En sevdiğin yemek ne? Are you good at cooking/swimming/etc? Yemek pişirmede / Yüzmede / vb. iyi misin? Are you married or single? Evli misin bekar mısın? Do you have brothers and sisters? Erkek veya kız kardeşin var mı? Are they older or younger than you? (Kardeşlerin) Onlar senden büyük mü yoksa küçük mü? Do you like baseball? Beyzbol'u sever misin? Do you live alone? Yalnız mı yaşıyorsun? Do you live in a house or an apartment? Müstakil evde mi apartmanda mı oturuyorsun? Have you ever lived in another country? Hiç başka bir ülkede yaşadın mı? Have you ever met a famous person? Hiç ünlü biriyle tanıştın mı? How do you spend your free time? Boş vakitlerinde ne yapıyorsun? How long have you been studying English? Ne kadardır İngilizce öğreniyorsun? How old are you? Kaç yaşındasın? How tall are you? Boyun kaç? Tell me about a favorite event of your adulthood. Bana yetişkinliğinde başından geçen en sevdiğin olayı anlatsana. Tell me about a favorite event of your childhood. Bana çocukluğunda başından geçen en sevdiğin olayı anlatsana. What are your hobbies? Hobilerin nelerdir? What two things could you not do when you were.....? ... olsaydın yapmayacağın iki şey ne olurdu? What countries have you visited? Hangi ülkeleri gezdin? What country are you from? Hangi ülkedensin? What do you do on Sundays? Pazarları ne yaparsın? What do you do? What's your job? Ne iş yaparsın? İşin ne? What do you like to do in your free time? Boş zamanlarında ne yapmayı seversin? What hobbies do you have? Hangi hobilerin var? What is the nearest bus stop or train station to your house? Evinize en yakın otobüs durağı yada tren istasyonu nerde? What is your motto? Hayattaki sloganın nedir? What is your religion? Dinin nedir? What kind of food do you like? Ne tür yemekler seversin? What kind of people do you like? Nasıl insanları seversin? What kind of people do you not like? Nasıl insanları sevmezsin? What languages do you speak? Hangi dilleri konuşuyorsun? What two things could you not do when you were a child, but you can do now? Çocukken yapamadığın ama şimdi yapabildiğin iki şey nedir? What's something you do well? İyi yaptığın şey nedir? What's your address? Adresin nedir? What's your father like? Baban nasıl biri? What's your mother like? Annen nasıl biri? What's your name? Adın ne? What's your phone number? Telefon numaran ne? What's your telephone number? Telefon numaran ne? When did you start to study English? Ne zaman İngilizce öğrenmeye başladın? Where are you from? Nerelisin? Where do you live? Nerede yaşıyorsun? Where do you live? How long have you lived there? Nerede yaşıyorsun? Orada ne kadardır yaşıyorsun? Where were you born? Nerde doğdun? Which sports do you like? Hangi sporları seviyorsun? Who do you live with? Kiminle yaşıyorsun? Who do you respect the most? En çok kime saygı duyarsın? Who has had the most influence in your life? Hayatında en çok kimin etkisi oldu? Would you like to be famous? Ünlü olmak ister misin? What do you think you will be doing five years from now? Beş yıl sonra ne yapıyor olacağını düşünüyorsun? Where do you think you'll be living five years from now? Beş yıl sonra nerede yaşıyacağını düşünüyorsun? What is your goal in life? Hayattaki amacın nedir? Are you a 'morning' or 'night' person? Gündüz insanı mısındır yoksa gece mi? When do you feel best? In the morning, afternoon, or evening? Ne zaman kendini en iyi hissedersin? Sabah mı, öğleden sonra mı yoksa akşam mı? How many cities have you lived in? Kaç tane şehirde yaşadın? What jobs have you done? Hangi işleri yaptın? Which do you prefer, sunrises or sunsets? Hangisini tercih edersin, güneşin doğuşunu mu yoksa batışını mı? What could you do as a child that you can't do now? Çocukken yapıp şimdi yapamadığın şeyler neler? Who is your next door neighbor in your home country? Ülkendeki kapı komşun kim? What is he or she like? O nasıl biridir? Did you get along with each other? Birbirinizle iyi anlaşır mısınız? What is the your worst memory? En kötü anın nedir? How many times did you move as a child? Çocukken kaç kere taşındınız? Are you a task oriented person or a people oriented person? Görev odaklı biri misin yoksa insan odaklı mı? What is the profile of the wife/husband you would meet? Tanışmak isteyeceğin müstakbel karının/kocanın nasıl biri olmasını isterdin? What kind of woman/man would you like to marry? Nasıl bir kadınla/adamla evlenmek isterdin?
4 notes · View notes