Tanımadığım birine kendimi uzun uzun anlatmak istiyorum. Dizlerine yatıp, kabussuz bir uykuya dalmak, huzura kavuşmak istiyorum. Yeni bir güne uyandığımda bugün başıma ne gelecek acaba demek yerine, *güzel bi gün olacak küçüğüm* demek istiyorum. Her günümü dört duvar arasında geçirmek yerine, bir ormanlıkta yürüyüşe çıkmak, nefes almak istiyorum. Beni deliye çeviren bu şehirin sokaklarında eğlenmek, sevmek, sevilmek istiyorum. Sabahlara kadar oturduğum o balkonda, 'bir şeyleri nasıl düzene koyarım' diye düşünmek yerine sohbet etmek istiyorum. O şarkının oluşturduğu can yakan hisleri, zihnimde yankılanan o saçma sesleri, her dakika aklımda olan anıları silmek istiyorum. Ben her şeye rağmen hissetmek istiyorum. Bakın ben istiyorum fakat çok yorgunum. Bu öyle bir yorgunluk ki, sadece istemekle yetiniyorum. Benim omuzlarım çok acıyor. Gözlerim çok yorgun, içim dolu dolu. Kendimi taşımakta zorlanıyorum artık, ve aynı zamanda sevemiyorum da kendimi, tutamıyorum ellerimi. Saramıyorum hiç bir yarayı. Günden güne bitiyorum farkındayım. Yine kaybediyorum kendimi, yine o odada tek başıma duvarla konuşuyorum. Yine düştüm ben, yine yenildim bu hisse. Olmuyor. Ayağa kalkamıyorum, güneş benim için doğmayı bıraktı üstelik. gökyüzüm kapkaranlık. Sığamıyorum. Elimden bir şey gelmiyor. Üzgünüm. Küçük kız çocuğu sönüyor.
Dün mezuniyetim vardı , ama gitmedim. Nefsim ile mücadele vermiştim. İnsanların baskilari oldu bu sayede ailem de işlerinden dolayı gelemedi. Sadece Allah'ım senin için dedim. Eğer yapsaydim, ne Allah'a ne de sevdiğim hocalarimin yüzlerine bakamazdım.Bu ben olmamaliydim. Bu kadar düşmemeliydim.Çünkü bu batının bir oyunu. Ve bati kıyafetleri.. Eğer siz Allah için bir şeyler yaparsanız , o size kat be kat fazlasini geri veriyor. Kalbimi bir şeyler sardı dünden beri, iki gün önce ne haldeydim oysaki, hamdolsun Rabbime. Sabırdan sonra iyi şeyler oluyor demek ki. Sonuç hep Zekeriya peygamberin dediği gibi oldu.
“Ne zaman sana yöneldiysem Rabbim, hiç bedbaht olmadım”