iwasnice

[iwasnice]

[iwasnice]

[iwasnice]

Yaz akşamı.

Iki üç arkadaşımız, sen, ben.

Sahil kenarında arabaya yaslanmışız.

Herkes denize ve ay ışığına vurulmuş

Ben sana...

[iwasnice]

o günlerimizle biz ölmemişiz de biraz yıpranmışız

[iwasnice]

Her şeye "hallederim" diyorumdur ama halledemeyecek gibiyimdir de aynı zamanda.

[iwasnice]

"Sizi seveni üzün, düzene uyun."

[iwasnice]

[iwasnice]

Korkunç bir boşverilmişlik duygusu.

[iwasnice]

“Sometimes, home has a heartbeat.”

— Beau Taplin

[iwasnice]

aslında hiçbir şeyin çokta önemli olmayışı,

[iwasnice]

Zor zamanlar zor insanlarla atlatılamıyor.

[iwasnice]

"Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı çünkü birlikte yüryüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine."

-Nuri Pakdil

[iwasnice]

Hiçbir canlıyı incitmeden, kırmadan yaşamayı öğreneceğiz.

[iwasnice]

Onsuz da doğuyormuş güneş, dönüyormuş Dünya.

Unutmam deyip unutuluyormuş her şey.

Öğrendim.

Bir daha da bu kadar yıkılmam artık.

[iwasnice]

Çünkü tüm sıkıntılı gecelerin bir sabahı vardı. Uzun sürer belki ama elbet uyanırız.

[iwasnice]

Yalnış anlama sakın,

Ben seni hep severim.

Sadece artık dayanacak gücüm, alacak başka nefesim kalmadı.

Yoksa senden vazgeçmek mutlu günler kadar imkansız bana.

[iwasnice]

Yeni yeni fark ediyorum.

Aslında seni aramamışım boş odalarda.

Kendimi aramışım.