Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
mutluluk
Bir kitap okudum. “ve hayatim degisti.” dememi bekler gibi bir haliniz var. Hayir, hayatim degismedi. Yine hergun sabah 6da kalktim, hazirlanip ise gittim, isten ciktim belki spora gittim belki gitmedim, belki mutluydum belki mutsuz ama her aksam evime gelebilecek dereced orta karardim. Az sekerli.
Bir kitap okudum ve dusundum sadece. Hergun binlerce seye maruz kaliyoruz ama aslinda cok da dusunmuyoruz. Otomatik bir bicimde noronlarimiz nasil bir kestirme belirlemisse, noronlarin impartorlugunda kendi hayatimiza kendimiz sekil verdigimizi sanip, yasiyoruz iste.
Okudugum kitap oyle ahim sahim edebi bir kitap degildi. Diliyle beni etkilemedi. Cok siradandi ama belki de bu kadar siradan oldugu icin, bu kadar dogal, bu kadar gercek, bu kadar hayata dairdi.
Orhan Pamuk’tan “Kafamda Bir Tuhaflik”. Spoiler alert vermis olayim simdiden, gerci ben hikayenin sonunu cok merak ederim, hemen ogrenmek isterim ve ogrenmis olmam onu daha az merak etmemi saglamaz. Nedense etkilendiysem, daha da merak ederim.
Hikaye gecekonduda buyumus, yokluk cekmis, kente goc etmis bir adami anlatiyor ama bana bu blogu yazdiran sey bu degil. Karakterimiz bir kiza asik olur, ama kizin adi Fatma olmasina ragmen, akrabasinin oyunu ile asik oldugu kizin adini Ayse sanip Ayse adina mektuplar yazmaya baslar (isimleri degistiriyorum kolaylastirmak maksatli). Aslinda mektuplari asik olmadigi, kizin ablasi Ayse’ye yazmaktadir (3 yillik bir mektup macerasindan bahsediyorum) ve bunu ancak kizi kacirdiktan sonra anlayabilir. Evlenirler, cocuklari olur, cok basit, cok parasiz ama bir okadar da cok mutlu olurlar. Tabii kahramanimiz da muskulpesent bir karakter, etrafindaki akrabalari yada arkadaslari gibi daha fazlasini istemeyen, cok bir hirsi olmayan, sakin bir tip. Fatma da evlenir, cocugu olmaz, mutsuz olur. Ayse ise bu yanlis anlamayi ogrenmis, cocugunu dusurmeye calisirken olmesinden onceki zamanlarini kiskanclik krizleri ile gecirmistir. Fatma’nin kocasi cete islerine girip oldurulur ve Fatma ile kahramanimiz arasinda hicbir engel kalmamistir. Evlenirler. Aradan bir omur gecer ve beraber olurlar. Cok uzun anlattim farkindayim ama kahramanimiz mutlu olmaz. Kendini mutlu edecegini sandigi seyden bu kadar eminken, hicbir zaman Ayse ile yasamis oldugu mutlulugu elde edemez; cunku Fatma hirslidir, asabidir, kontrolcudur etc.
Karakterlerden bagimsiz olarak, ozaman mutluluk, mutlu olma istemiyle mi ilintilidir? Mutsuzluk arayan insan bir sekilde onu kendi yaratirken, daha tamahkar olan bir insan ise mutlulugu kolayca elde eder mi? Yada hayatta bizi mutlu edecegini sanarak yaptigimiz secimler, bunlarin hepsi birer kumar mi? Ne malum istedigimiz sonucu istesek bile mutlu olup olmayacagimiz? Hayat bukadar bilinmezken, bu kadar hirs yapmak, mutlu olmaya gayret etmek neden? Eger bu bir sans ise, bir olasilik isi, bir “game of chances” ise, sonucundan bagimsiz olarak sadece mutlu olmaya gonullu olmak aslinda onu elde etmek midir? Kisacasi mutluluk nedir? Kendi yarattigin bir yanilgi, bir gerceklik mi, onceki zarlara gore (hep kaybeden biri bir kez kazaninca ne kadar mutlu oluyorsa, hep kazanan biri de bir kez daha kazaninca marjinal olarak daha ne kadar mutlu olabilir ki?) hissettigin bir yansima mi?
Iste benim de kafamdaki tuhaflik bu.. Bilmem siz ne dusunursunuz, az istemek mi, yetinmek mi, cok zorlamamak mi, zorlayinca asla edemeyecegin bir adacik mi, hic varolmayan kurgusal bir sey mi, yoksa bir kus kanadi, bir deniz kokusu, bir dolu karin mi..
#jupiter #london #istanbul #mutluluk #happiness #arayislar #questions #life #orhanpamuk
0 notes