Photo

durumun vehametinden kilometrelerce uzaksın, biliyorum. ama ben senin imtihanına sabr, sarıldığın sadr olmak istemiyorum. yanlışlıkla yere dökülen bir bardak su gibi buharlaşmak istiyorum hayatından. beni artık arama. lütfen karşımdaki sandalyeye oturma, yanımdakine asla. sigaranı dudaklarına götürürken bana hikayeni anlatma. duymak istemiyorum artık, sana ayırdığım kulaklarımı van gogh’a bağışladım. beni bağışlama. ben seni bağışlamayacağım. haksız ve bencil bir virüs gibi işgal ettiğin hayatımı azad et. ağla, dağıl, kırıl, kır, dilediğin kadının koynuna kıvrıl, gecesine sokul, koynuna dokun. yeter ki benden uzak dur. adresimi unut, numaramı sil. ben galip değilim. hadi sen de yenil. durumun vehameti gönül menzilinde değil, biliyorum. ama ben artık hiçbir şiirin içinde seni bulamıyorum, hatta aramıyorum. pantolon cebinde unutulmuş bir kağıttaki önemsiz bir cümle gibi silinmek istiyorum hayatından. beni artık sınama. lütfen ellerini cebinden çıkarma, parmaklarını asla. sigaranı sardığını görmek istemiyorum artık, sana ayırdığım gözlerimi, saçlarımı, en çok sesimi israf ettin. çocukluğa tahammül edebilirim, şımarıklığa asla. durumun vehameti beni de ilgilendirmiyor şimdi, bil. ismin artık dilimin mücevheri değil. pencereden silkelenen alelade örtünün içinde unutulmuş kıymetli bir eşya gibi döküldün hayatımdan. ben yanına gelene kadar başkası çoktan kaldırmış düştüğün yerden seni. kiminsin, neredesin, umurumda değil. lütfen pişman olma hiçbir şey için, sana ayırdığım hoşgörülerim ve anlayışlarım ve alttan alışlarım prizde unutulmuş aptal bir ütünün çıkardığı yangında kül oldu. rutubetli bir duvarın boyası gibi döküldü sonra. şu noktadan sonra durumun hiçbir vehameti kalmadı, bilmiyorum. buzdolabında kurumuş son pasta dilimi gibi çöpe döktüm bize olan inancımı. bunu artık anla. ve lütfen, ama gerçekten; git. sana ayırdığım sürenin sonuna geldik.
mavi tuğba karademir
287 notes
·
View notes
Photo
Ömrümü müzeyyenliğe adadım
-Diyelim ki gitmedim. Seninle beraber olmaya devam ettik. Ne değişecekti? + Sevişirdik. - Başka? + Sabahları beraber uyanırdık. Ben senden önce kalkardım. Senin uyuyuşunu izlerdim, sonra sen uyanırdın. Bana gülümserdin. Sonra, sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum, o ilk şekeri ben atardım çayına, zarifçe eritişini izlerdim. Sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. Sonra dışarı çıkardık. Dışarda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık. Sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyarete giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim. Başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak, hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra.. sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık. - Ne dersin bir çay daha içelim mi? + Ben daha fazla çay içmek istemiyorum.
22K notes
·
View notes
Text
Kim için olursa olsun değişme.
Kimseyi de değiştirmeye çalışma. Her zaman empati kur. Bunu biri sana söylese ne hissedersin ne düşünürsün?
Kötü huylarını iyileştir, iyi yanını koru.
Benliğinden vazgeçme.
Kim olduğunu unutma.
Yanlış bir şey yaparken en çok zarar görecek olan yine sensin.
Kendin için hata yapma. “Hatasız kul olmaz” derler, çabala.
Biri için fedakarlık yaparken kendini yıpratacak seviyeye gelme. O seviyedeysen bırak. Yıpranmış biri kimseye iyi gelmez.
Kendini geliştir. Başkalarının; “Yapamazsın!” , “Sen ne anlarsın.” gibi söylemlerine kulak asma.
Kimseye bağımlı olma.
Kendine sadık ol.
Senin için uygun olmayan bir şeyi sırf sevdiğin, değer verdiğin biri istiyor diye yapma. Çiğneme kendini.
Yaz.
Aklına gelenleri yazmayı alışkanlık haline getir. Birkaç gün sonra yahut bir zaman sonra okuduğunda, belki olumsuz olan düşüncelerini ne kadar çocukça olduğunu göreceksin. “Ne kafayla yazmışım be” diyeceksin.
Gülümse.
Konuş.
Tanış.
Dokun.
Dokunmaktan korkma.
Dokunmak hissetmektir.
Yanlış anlaşılmaktan korkma bu kötü niyetli, fesat insanların yaptığı bir şeydir. Seni yanlış anlamaları yahut hiç anlamamaları onların sorunu.
Bir tartışmaya girdiğinde haklı olduğunu anladığın an sus. Karşıdaki halden anlamaz biriyse kendini yorarsın açıklama yapmakla. Haklılığını kanıtlamaya çalışma. Haksızlığını anlayınca özür dile.
Ağzından çıkan iki kelime sana bir şey kaybettirmez.
Özür dilemek kendini bilmektir. Hatanı fark etmektir.
Sev.
Sevdiğini söyle korkma.
Seni ciddiye alıp almaması mühim değil. İçinde kalmasın paylaş.
Paraya manevi bağımlılığın olmasın. İhtiyaç haline getirme parayı, asıl ihtiyaçlarını karşılamak için bir araç yalnızca. Ateşe tutunca kül oluyor.
Dost birikti.
Dertleş,
Ağla,
Gül,
Paylaşımda bulun.
İyi şeyler paylaştıkça çoğalır.
Kötü huylarını, kötü yanlarını başkalarına söyleme kullanırlar. Kendince iyileştirmeye çalış.
Zayıflıklarından bahsetme. Bırak bazı şeyler de sana kalsın. Sen biliyorsun başkasının bilmesine gerek yok.
Kötüler, Seni en umulmadık anında zayıflığından vururlar.
İroni belki… Yine de güven.
İnsanlara güvenmeyi dene.
Tedirginliğini at üzerinden.
Belki de karşındakinin ihtiyacı olan yalnızca güvenilmek. Ve sen böyle yaklaşınca “O bana güveniyor onu yarı yolda bırakamam, ona yanlış yapamam” diyecek.
Herkesten ve her şeyden önce kendini sev.
Kendine güven.
İnandığın Tanrı seni eşsiz yarattı.
Ya da inancın yoksa yine eşsiz olduğunun bilincine var.
Senden bir tane daha yok. Bir tane daha olmayacak.
Reenkarnasyonla da dönebilirsin tabii orası ayrı bir konu :)
Senin fikirlerin, senin teorilerin, senin düşüncelerin yalnızca sana ait. Eşsiz bir varlıksın.
Görüşlerin, tercihlerin, seçimlerin yüzünden seni aşağılamalarına mahal verme. Onlarla muhatap olma.
Seni gerçekten dinleyecek, anlayacak insanlarla paylaş.
Fikir al, fikir ver çekinme.
Eşcinsel misin? Aşağılanıyor musun? O seninle aynı durumda değil dinleme onu ciddiye alma. Senin duyguların, düşüncelerin çok daha değerli. Homofobik insanları maruz gör. Bu korkunun altında yatan sebebi bilemezsin. Belki geçmişte, şuan ki yaşamını derinden etkileyecek yahut iz bırakacak anları oldu. Kimin ne yaşadığını bilemeyiz.
Homofobik misin ? Nefret söylemlerinden bulunma, saygı duy. Yorum yapma. Homofobikliğinin altında yatan sebebi bulup onunla yüzleşmeyi dene.
Dini inancın yok mu ? Diğerlerinin aşağılama ve baskılarına boyun eğme. Fakat onların inançların saygı duy. Değerlerini aşağılama.
Müslüman mısın ? İnancı olmayan yahut farklı inanca sahip olanlara saygı duy. Senin dinin hoşgörü dini. Diretme. Herkesin cenneti de cehennemi de kendine..
İnanan veya inanmayan kim olursan ol şunu unutma dünyada her dinden, ırktan, milletten; fesat, kötü niyetli insan var. Ve yine iyi, temiz kalpli olanı da var. Bunları ayırt et. Birinin yaptığı yanlışı aynı inanca sahip, aynı ırktan, aynı milleten olan herkese yükleme. Herkes kendi yaptığından sorumludur. Herkesi bir tutma.
“Herkesin hayatına kimse garışamaz :) ” sözünü hayat felsefesi haline getir. Kimsenin hayatına müdahale etme. Lakin saygı duy.
Senin hayatına karışılmasına da katiyen izin verme.
İnsanları incitmeden konuş.
Onları kırmak seni yüceltmez. Aksine..
Seni incitmelerine de izin verme.
Söylesene yaşadıkların hakkında ne biliyorlar ki ? Ne zorlukları atlatarak, ne çileler çekerek bu güne bu yaşa geldin.
Ve yine başa döndük; kim için olursa olsun değişme..
Sevgiler..(ne diyom la ben)
La gardaş canını yerim :)
8 notes
·
View notes
Text
bu kalabalıktan, şehirden, içinden ve bir çok şeyden, almadan hiç kimseyi, almadan hiçbir şeyi yanıma; gitmek istiyorum.
114 notes
·
View notes
Text
Zira kendini tanımak yalnızlık getirir insana.
1K notes
·
View notes
Text
“gelememeyi sen anlat gidememeyi de bana sor.”
— (via halabitmedibumasal)
2K notes
·
View notes
Photo


”ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün.“ @baysherlockholmes
1K notes
·
View notes
Text
Bileklerimden çarşafa akan kanları seyretmek
Fazla kan kaybı nedeniyle baş dönmesinin verdiği hazzı hissetmek
İliklerime kadar acı çekmek
Bedenimin acılar içinde kıvranmasını istiyorum
Ve bu sayede işlediğim günahların bedelini ödemek
Kendimi bu düşüncelerden alıkoyamıyorum
2 notes
·
View notes
Quote
Biliyor musunuz? Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle, kemiğimle nefret ettim!
Cahit Zarifoğlu (via sokaktakiyazar)
19K notes
·
View notes
Photo






24 Temmuz 2011: Sayısız ‘ah’ döküldü toprağa.. Şair Didem Madak'ı aramızdan ayrılışının 6. yılında saygıyla anıyoruz.
743 notes
·
View notes