Tumgik
Dudakların oynuyor bu gece Boş ve miskin tavrım Beyaz tenli vücuda dağılıp Kaybolu veriyor.
Gece yine sis perdelerini kuşanmış Su damlacıkları zifiri keskin. Boş ve miskin tavrım Mağlup olu vermiş ince damlalara.
Bir yol. Ufuksuz, derin ve taze. Boş ve miskin tavrım Hecelenmiş bu gece. Kulaklarıma dolan güvensizliğin Issız bir yangın gibi alevlenmiş. Varamıyorum Yol virajlı, sis perdesi keskin.
Boynum da soluğuyla bir hançer Hecesiz bir kaç kelime Ve, sen. Boş ve miskin tavrım Ürkek ve kayıp.
Aslında sana ne kadar yakınım? Kurulmuş bir kavanozdan kaçan acı bir hissiyat kadar mı? Beraat etmiş bir mahkum kadar? Terk edilmiş elzem kadar. Kan veyahut damar kadar.
7 notes · View notes
Duyar kasardık, şehrin kedileri yetmezmiş gibi miyavlar bazen dişlerimizi bazen pençelerimizi gösterir sanki o vahşi biz değilmişiz gibi iki parmağa boyun eğerdik. Dizelerimiz ve benliğimiz bu kadar nankör bu kadar uysaldı ama bilirdik, parmak çekilince geri koyar kafamızı uyurduk.
Bazen miyavlar bazen havlardık. Suçlanır geri yatardık ama bilirdik. Bir akşam üzeri çekirdek çitleyen bir kadının aklından Turgut diye geçerdik. Gecemizi bilirdik. Ayın soluksuz yangınıyla uyuyorsun güzelce derdik ama bilirdik. 2 parmağa boyun eğerken susuz bi hatıraydık...
Ve insanlar bu yüzden bırakırdı kapılarının önüne yarsı kesilmiş bir bidon. Yoldan geçen bir bey doldururdu, bilirdik. Usulca miyavlar iki parmağa boyun eğer sonra var olmamışcasına uyurduk..
Usulca benliğimizi yitirdiğimiz gecelerde, Ağır adımlarla yıkar, çıkarırdık kokuşmuş bedenimizi çöplükten.
" Özür dilerim Hayatım(!)"
Tanımadığımız bedenlerin kavgalarına aldırış etmeyeceğimiz gece bitince; çıkar, serilir, uyur, gözlerimizi açardık. Karşımızda tanımadığımız bir Bey. Ne kadar da güven verici(!)
0 notes
ah! ben bundan sonra bir karı sevmek
başkasını sevmek*
-burçak’a evet
işte sen gülüyorsun
ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar
...
0 notes
1 note · View note
2 notes · View notes
Gördüm ve artırıyorum; gözlerim şahit olduğum pos bıyıklı bi amcanın buz parmağın, parmak kısmını tek hamlede nakavt etmesi..
Cinsellikten soğuma sebebi: börekçide cunnillingus
26 notes · View notes
Tumblr media
4K notes · View notes
Sadece merak ediyorum, ne zaman nasıl bu kadar doldurulamayan boşluklar edindik hayatımızda?
Ya da o parçaları nasıl kaybettik?
Her rüyadan uyanışımız da neden odamızda yeni eşyalar oluyor? Neden stabil şekilde değilde, değişim yolunda ilerliyoruz?
Tamam, biliyorum. Değişmeyen tek şey değişim kendisidir. Ama değişmek, evrimleşmekten neden güzel olanların ya da yeri doldurulamayacak parçaların kaybolmasını sağlıyoruz?
Çok korkunç değil mi teori olarak yaşayamamak, bilinmezlikte kaybolamamak? Belki bir miras bile edinebilecekken gözümüzün gördüğü kadar yaşamak?
1 note · View note
Tumblr media Tumblr media
Alexandre Cabanel “Fallen Angel” detail.
202K notes · View notes
Tumblr media
Ne zamandır instaya foto atmıyorum, buraya atayım bari..
3 notes · View notes
Haydi Abbas, vakit tamam...
4 notes · View notes
undefined
tumblr
Obsesif Kompulsif Bozukluğu Olan Bir İnsanın Aşkı
36K notes · View notes
hadi gel o ucuz poları ört üstüme, hadi bordo yanıma sana bi’ kere bile sarılıp uyuyamamışlığımı da koy değil değil yazmak için ciğerlerimin çırpınmasını beklemiyorum her defasında ama bilirsin ; büsbütün yaraya dönüşmeden kabuğuna çekilemiyor insan
-dilekkartal/izdiham24 (via uykusuzasiirler)
183 notes · View notes
Tumblr media
11K notes · View notes
bu zamana kadar savaşarak kazandıklarımı, bir gülüşe kaybettim.
(via sozlerindekaldim)
9K notes · View notes
Çok tuhaf, Henüz ölmedim, hâlâ buradayım, buradayım... Gençliğimin baharında çakılı şekilde size sesleniyorum, uğuldamıyor mu o keskin rüzgar size? Sözlerimi iletmiyor mu artık? Çok tuhaf.. Oysa ben bağırıyordum, "BURADAYIM" "BURADAYIM" diyordum size, siz geçip gidiyordunuz. Oysa ben buradayım, köşe başında, duvarın yanında, sokakta, aranızdayım. Ben bir hayalet değilim ki, neden gidiyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Dudaklarımdan kaçan günahlar mı işledim size? Beni yaşarken terk ettiniz. Bir sebebi olmalı, çok tuhaf... ama ben ölmedim ki, buradayım, buradayım işte; Tam telefonun ucundayım. Ses tellerime bağlı telefon merak etmeyin size yine seslenebilirim, gocunmam ki. Ama, sizde gitmeseniz?
Peki ya, sende mi minik? Peki ya sen nereye gidiyorsun? Senin yerin yanı başım, kokun özlemim, gülüşün cennetim, nereye gidiyorsun? B-en, ben ölmedim ki daha, baş ucumda ki insanlar, hey, size diyorum, ben buradayım, ölmedim ki daha.. Şimdilik yaşıyorum bakın. Hayır, siluetime değil, bana, bana bakın. Gözlerime, dudaklarıma, kalbime.. Ben oradayım, bakın, henüz ölmedim, buradayım..
2 notes · View notes
Tumblr media
2K notes · View notes