Text
İnsan, onu dünyaya getirenlerden bir parça mutluluk göremeyince, kendine güvenecek, sığınacak bir ev arar. Ama öyle kolay da kimseye güvenemeyeceğini bilir; herkesten çekinir, herkesten kaçar. Ama nereye kaçarsa kaçsın, bir gün o evi bulur.
Bulduğunda da kaybetmekten korkar. Yıkılmasından korkar. Evi sandığı yerin kocaman bir enkaza dönüşmesinden korkar. Bu yüzden zeminin (güven) sağlam olup olmadığına bakar. Ve o zemin sağlam ise o eve tamamen yerleşir içini öyle bir huzur kaplar ki sonsuza dek oraya ait olduğunu hisseder sonra şöyle der:
"Artık tamamen buraya aitim"
Kimsenin yapamadığını, evi gördüğü insan yapar. Kimsenin kazanamadığı güveni, o insan kazanır. Kimse onu görmezken, anlamazken o anlar.
Ama bir gün gider mi korkusu hep içinde bir yerlerde vardır.
Hep de olacaktır.
Çünkü insan, en çok kendini ait hissettiği yerin yokluğundan korkar.
0 notes
Text
Aşk;
Görmekten çok özlemeyi sever,
dokunmaktan çok düşlemeyi…
Ve aşk öyle haindir ki;
nerede imkansız varsa gider onu sever.
0 notes
Text
Bazı insanlar vardır,
gülümseyince bile ağlıyordur içinden.
Kimse anlamaz.
Çünkü sessizliklerini ustalıkla kullanırlar.
Acılarını cümle aralarına gizlerler.
“İyiyim” derken bile biraz eksilirler.
Ama kimse bilmez.
Geceleri kendilerine nasıl sarıldıklarını.
Ne çok üşüdüklerini.
Kaç kere ağlayıp sustuklarını.
İşte onlar geceyi taşıyanlardır.
Sabaha kadar gözlerini kapatamayan…
Ama sabah olunca herkese günaydın diyen.
Gülümseyen…
0 notes
Text
"Uzaktan seviyorum seni
Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan,
Yüzüne dokunamadan,
Sadece seviyorum."
0 notes
Text
"Siz istiyorsunuz ki çöllerin ortasında susuz bıraktığınız insanlar, size gül bahçesi sunsun."

0 notes
Text
Ve ilk defa kendime itiraf ettim:
Ben kırıldım.
Kendime bile söyleyemediğim kadar derinden...
Ve kimse fark etmedi.
Sen bile…
0 notes
Text
’Bazı kadınlar vardır hiç öpülmemiş,hiç saçları okşanmamış,sevilmemiş,gözlerine bakılmamış,korkarak büyümüş,ağlatılmış,kırılmış ama kimseleri kırmaktan korkmuş incitmekten korkmuş sevdiği zaman tam sevmiş,beklemiş,özlemiş, ses etmemiş sadece beklemiş hayatın onu da güldürebilmesini çok beklemiş..’
0 notes
Text
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
0 notes
Text
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
0 notes
Text
Bazen her şey üst üste gelir, nefes almak bile lüks gelir insana. Günler geçmek bilmez, geceler uzar da uzar… Ama işte tam orada, karanlığın en koyu yerinde bir kıvılcım belirir: umut... Belki küçücük, belki de gözle bile zor görülür ama hissedersin… İçinden bir şey “VAZGEÇME” der. Çünkü umut, yarının bugünden daha iyi olabileceğine inanmaktır. Ve bazen, sadece buna tutunmak bile insanı ayakta tutmaya yeter.
~ Umut, karanlıkta bile yolunu kaybetmeyen bir kalbin pusulasıdır.
0 notes
Text
Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir.
Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir.
Ve sevecekse sevilen, o hayat her şeye bedeldir.
0 notes
Text
Sevgili Ben,
Bu gece herkes uyurken seni izledim. Sessizce, dikkatlice. Gözlerinin içine baktım. Ne kadar çok şey saklamışsın... Ne kadar yalnız kalmışsın… ve yine de burada durmuşsun. Ayaktasın.
Bilmiyorum en son ne zaman seni bu kadar dikkatli izledim. Belki de hiç. Nasıl kendine bu kadar yabancı oldun bunu da bilmiyorum. Ama bu gece fark ettim: Yüzünde taşımaktan yorulduğun duygular var. Hâlâ iyileşmemiş kırgınlıklar, hâlâ söylenmemiş cümleler, hâlâ beklediğin biri var galiba. Belki de sadece “anlayan biri.”
Ama biliyor musun?
Senin gözlerinde hâlâ bir parıltı var. Az ama gerçek. Belki umut değil, ama umuda açık bir yer. İşte orası… orası seni ayakta tutuyor.
Bu mektubu sana yazıyorum. Çünkü artık dışarıda biri duysun diye değil, sen duy istiyorum.
Kendini unutma.
Sen hâlâ sensin.
Yaralı, ama yaşayan bir “sen”.
0 notes
Text
Ben sende öğrendim bir adam nasıl sevilir, şimdi de bir adam nasıl unutulur öğret bana. Gitme… Bana merhaba demeden hoşçakal diyemezsin..
1 note
·
View note